ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK ... · birçok işçi...
Transcript of ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK ... · birçok işçi...
-
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Tülin GÖKDUMAN
TAŞOCAKLARINDA SOLUNABİLİR TOZDAKİ KRİSTALİN SiO2 MİKTARININ BELİRLENMESİ
MADEN MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2009
-
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TAŞOCAKLARINDA SOLUNABİLİR TOZDAKİ KRİSTALİN SiO2 MİKTARININ BELİRLENMESİ
Tülin GÖKDUMAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
MADEN MÜHENDİSLİĞİ ANA BİLİM DALI
Bu tez 09/02/2009 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği ile Kabul Edilmiştir. İmza ………………… İmza ………………. İmza ………………. Prof. Dr. Fikret İŞLER Doç. Dr. Ferdi TANIR Doç. Dr. Suphi URAL Üye Üye Danışman İmza ……………… İmza ...…………………… Doç. Dr. Özen KILIÇ Yrd. Doç. Dr. Ahmet DAĞ Üye Üye Bu Tez Enstitümüz Maden Mühendisliği Anabilim Dalında Hazırlanmıştır. Kod No :
Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza ve Mühür
Bu Çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No : MMF2008YL1 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaklardan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
-
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
TAŞOCAKLARINDA SOLUNABİLİR TOZDAKİ KRİSTALİN SiO2 MİKTARININ BELİRLENMESİ
Tülin GÖKDUMAN
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
MADEN MÜHENDİSLİĞİ ANA BİLİM DALI
Danışman: Doç. Dr. Suphi URAL Yıl : 2009, Sayfa: 37 Jüri : Prof. Dr. Fikret İŞLER
Doç.Dr. Ferdi TANIR Doç. Dr. Suphi URAL Doç. Dr. Özen KILIÇ Doç. Dr. Ahmet DAĞ
Solunabilir tozdaki kristalin silis maruziyeti dolayısıyla birçok çalışanımızda
silikozis, akciğer kanseri, tüberküloz ve üst solunum yolları hastalıkları
oluşmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Ceyhan yöresindeki taşocaklarından toz
ölçümleri alarak, toplanılan toz örneklerinin mineralojik ve kimyasal analizlerini
yapmak ve pnömokonyoza yakalanma riski üzerindeki etkilerini araştırmaktır.
Solunabilir toz numunelerindeki kuvars oranının %1,3 ile %3,8 arasında değiştiği
gözlenmiştir. Sonuç olarak belirtilen solunabilir kuvars tozu için müsade edilen üst
sınır değer (ESD) 0,25 mg/m3 değeri ile madencilik konusunda gelişmiş ülke
standartlarının üzerindedir, bu nedenle yürürlükteki mevzuatın güncellenmesi
gerektiği önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Solunabilir toz, Pnömokonyoz, Silis Maruziyeti, PEL
-
II
ABSTRACT
Ms. C. THESIS
DETERMINATION OF CYRSTALLINE SILICA AMOUNT IN RESPIRABLE DUST AT QUARRY MINES
Tülin GÖKDUMAN
ÇUKUROVA UNIVERSITY INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
DEPARTMENT OF MINING ENGINEERING
Supervisor : Assoc Prof. Dr. Suphi URAL Year : 2009, Pages: 37 Jury : Prof. Dr. Fikret İŞLER
Doç.Dr. Ferdi TANIR Doç. Dr. Suphi URAL Doç. Dr. Özen KILIÇ Doç. Dr. Ahmet DAĞ
The aim of this study is to collect samples from some mining companies in
Ceyhan and make physical and chemical dust measurements to determine the
accuracy for pneumoconiosis. In this study it has been determined that respirable air
dust samples include %1,3-%3,8 quartz. Also it has been observed that this is over
the permissible exposure limit which is mentioned and in use.
Key Words: Respirable dust, Pneumoconiosis, Exposure to crystalline silica, PEL
-
III
TEŞEKKÜR
Tez konusunun belirlenmesi, kapsamının ayrıntılandırılması, sonuçların
yorumlanmasında çok değerli katkı ve yönlendirmeleri ve iş hayatımın
yoğunluğundan dolayı bana anlayış gösteren danışman hocam sayın Doç. Dr. Suphi
Ural’a sonsuz teşekkür ederim.
Ayrıca Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Maden
Mühendisliği Bölümünde görevli ve tez çalışmalarımız sırasında bize gerekli
desteklerini sağlayan tüm hocalarıma, Ceyhan Yılankale Taşocağı yetkililerine bu
çalışmada kullanılmak üzere örnekleme yapılması konusunda yardımcı olmaları
hususunda çok teşekkür ederim.
Bu çalışmam sırasında bana gerekli desteklerini esirgemeyen ve maddi
manevi her şekilde yanımda olduklarını hissettiren, beni her zaman motive eden
sevgili eşime ve aileme sonsuz teşekkür ederim.
-
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA
ÖZ…………………………………………………………………………………..…I
ABSTRACT…………………………………………………………………….……II
TEŞEKKÜR……………………………………………………………………..…..III
İÇİNDEKİLER…………………………………………………...………………....IV
ÇİZELGELER DİZİNİ……………………………………………...……………...VI
ŞEKİLLER DİZİNİ……………………………………………………...………...VII
1. GİRİŞ……………………………………………………………………………... 1
1.1. Çalışmanın Amacı……………………………………..……………………..1
1.2. Silis Tozunun İnsan Sağlığına Etkisi…………………………………….…..2
1.2.1. Kimyasal ve Fiziksel Özelliği………………………………………….2
1.2.2. Örnekleme ve Analitik Yöntemler……………………………………..3
1.2.3. İnsan Sağlığına Etkisi………………………………………………….4
1.3. Deneysel Çalışmalar..…………………...……………………………….......8
1.4. Araştırma Sebepleri….……………………………...…………………….....9
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR……………..……………………………………..….11
3. MATERYAL VE METOD……………...………………………………...…..…16
3.1. Materyal…………………………………………………………………….16
3.2. Metod……………………………………………………………………….16
3.2.1. Solunabilir Toz Numunelerinin Alınması…………………………….16
3.2.2. Kantitatif Faz Analizi…………………………………………………24
4. ARAŞTIRMA BULGULARI.. ………………………………………...……….25
4.1. Toz Örnekleme Çalışmaları………....……………………………………...25
4.2. Toz Örneklerinin Analizi…………………………………………………...25
4.2.1. Kimyasal Analiz………………………………………………………25
4.2.2. Kalitatif X-Işını Kırınımı Analizi…………………………………….26
4.2.3. Kantitatif X-Işını Kırınımı Analizi…………………………………...26
4.2.4. Mineral Miktarlarının Yasal Maruziyet Sınır Değerlerine
Göre Değerlendirilmesi..........………………………………...………29
-
V
5. SONUÇLAR…………………………………………………..……………..…..33
KAYNAKLAR…………………………………………………………….……..…35 ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………….……………..….37
-
VI
ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA
Çizelge 4.1 Toz örneklerin kimyasal analiz sonuçları .……………………………. 26
Çizelge 4.2 Toz numunelerinin içerdikleri mineral miktarları ……………………. 29
Çizelge 4.3 1 nolu toz numunesinin kantitatif faz analizleri ve sınır değerler ile
karşılaştırması…………………………..……………………………...32
Çizelge 4.4 2 nolu toz numunesinin kantitatif faz analizleri ve sınır değerler ile
karşılaştırması………………………………………………………….32
Çizelge 4.5 3 nolu toz numunesinin kantitatif faz analizleri ve sınır değerler ile
karşılaştırması…..……………………………………………………...33
-
VII
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA
Şekil 3.1 Örnekleme Pompası ve Örnekleme Başlığı..…………………………..17
Şekil 3.2 Elektronik Piston Kalibratörü ...……………………………………….18
Şekil 3.3 IOM Örnekleyicisi ....………………………………………………….19
Şekil 3.4 Kişisel Örnekleyici Parçaları ………………………………………….20
Şekil 3.5 Örnekleme Siklonu ...………………………………………………….21
Şekil 3.6 Rietveld Tahmin Yöntemi ...……………………………….………….24
Şekil 4.1 SIRQUANT yazılımın mineral veri tabanından *.hkl dosyalarının
hazırlanması………………………………………..………………….27
Şekil 4.2 Kuvars, kalsit ve dolomit minerallerine ilişkin orijinal XRD paternleri
yazılıma tanıtılması…………………………………………………....28
Şekil 4.3 Orijinal XRD çekiminden arka plan çıkarılması...…………………….28
Şekil 4.4 XRD paterninin dört aşamalı filtreleme işlemi ……………………….29
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
1
1. GİRİŞ
1.1. Çalışmanın Amacı
Toz, tane büyüklüğü 100 µ’dan daha az olan havada asılı parçacıkların genel
adıdır ve biyolojik etkilerine göre fibrojenik, toksik, kanserojen, radyoaktif, alerjik
ve nötr olmak üzere sınıflandırılmaktadır.
Tozların bir kısmı akciğerlere kadar ulaşabilmektedir. Akciğer alveollerine
ulaşan, büyüklüğü 0.5-5 µ arasında olan tozlara “solunabilir toz” adı verilmektedir.
Madencilik işlemleri sırasında çeşitli tozlar oluşmaktadır. Bu tozlar çalışanlar
tarafından solunmakta ve akciğerlerde birikerek “pnömokonyoz” denilen meslek
hastalıklarına sebep olmaktadır.
İnsan sağlığını tehdit eden bu tozların ölçümü için hava içerisinden çeşitli toz
ölçer cihazlar ile örneklenmesi gerekmektedir. Toz ölçümünde kullanılan cihazlar
gravimetrik ve tane sayma yöntemi ile çalışmakta olup örneklemenin verimli
yapılabilmesi için uygun bir örnekleme noktası seçilmelidir. Ayrıca çalışanların
solunum seviyesi yüksekliğinde ve ortamın tozluluk durumuna göre uygun bir süre
çalıştırılarak örnekleme yapılmalıdır.
Solunabilir tozdaki kuvars (SiO2) en yüksek fibrojenik etkiyi yapmaktadır.
Stoces vd.’ne göre (1970) toz tanecikleri kuvars bakımından ne kadar zengin ise
hastalık oluşturma olasılığı da o kadar fazladır. Ayrıca solunabilir toz içerisindeki
kuvars değerinin %5’i aşmaması gerekmektedir. Kuvars içerikleri Analitik
Yöntemlerle tayine edilmektedir ki bunlar; XRD Spektrometri, Kızılötesi
Spektrometri ve Renkli (Colorimetrik) Spektrofotometri’dir.
Maden ve Taşocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Tozla Mücadeleyle
ilgili Yönetmelik’e göre; işletmelerdeki toz sınır değeri “Eşik Sınır Değer (ESD)”
terimi ile ifade edilmektedir ve bu yönetmeliğe göre toz yoğunluğu ESD’nin üstünde
olan işyerlerinde üretime yönelik işçi çalıştırılamaz ve toz oluşumunun önlenmesine
veya tozun bastırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Bu çalışmanın amacı; Ceyhan yöresindeki taşocaklarından toplanılan toz
örneklerinin mineralojik ve kimyasal analizlerini yaparak, pnömokonyoza yakalanma
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
2
riski üzerinden etkilerini araştırmaktır. Çalışmamız, maden işletmelerinde
pnömokonyoz akciğer hastalığına yakalanma riski ile solunabilir toz konsantrasyonu,
soluma süresi ve tozun mineralojik bilişimi arasındaki ilişkileri ortaya koyarak
mevcut yönetmelikte belirtilen ESD’nin gözden geçirme olanağını sağlayabilecektir.
1.2. Silis Tozunun İnsan Sağlığına Etkisi
Silis, SiO2’den oluşan kimyasal bir bileşiktir ve kristal veya amorf olmak
üzere iki çeşittir. Polimorfik formlar ise kristal silis; alfa kuvars, beta kuvars,
tridimit, kristalobalit, keatit, koesit, sisthovite ve moganit şeklinde bulunur.
Mesleki açıdan silis tozuna maruz kalmak ciddi ve çoğu zaman önlenemeyen
bir sağlık sorunu olmaktadır. Sonuç olarak sayısı bilinmeyen veya raporlanmayan
birçok işçi ölümlerinin nedeni silis tozuna bağlı olarak silikozis, tüberküloz (TB),
akciğer kanseri ve scleroderma gibi hastalıklar olmuştur.
Halen ABD’de silikozis veya silis tozuna bağlı hastalıkların sayısı tam olarak
bilinmemektedir.
1.2.1. Silis Tozunun Kimyasal ve Fiziksel Özelliği
1 adet Silis ve 4 adet Oksijen atomundan oluşmakta olup, 3 boyutlu 4 yüzlü
şekil olarak dizilmiştir. Si atomu bu şeklin merkezinde olmakla beraber Oksijen bu
şeklin köşelerinde yer almaktadır.
Sıcaklık, basınç ve doğal etkenler bu şeklin bozularak başka şekiller almasına
sebep olabilir. Sudaki çözünürlüğü oda sıcaklığında 6-11 mg/cm3 (SiO2) olarak
değişir ve bu özelliğine etki eden faktörler;
- Partikül sayısı, büyüklüğü ve şekli,
- Solüsyon sıcaklığı,
- Vizkozistesi,
- pH ve
- Bünyesinde bulunan diğer mineraller ve özellikleridir.
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
3
NIOSH (1991) tahminen 1.7 milyon Amerikan işçisinin solunabilir silis
tozuna maruz kaldığını saptamıştır. Ayrıca madencilik, petrol-gaz gibi endüstrilerin
silis tozuna maruz kalan işçi sayısı oldukça yüksektir.
Sadece madenler, taşocakları gibi toz içeren iş kolları değil, değişik
endüstrilerdeki işçiler dahi kullanılan malzemelerin ve ürettikleri ürünlerin içerisinde
ve yaygın olarak doğada bulunmasından dolayı silis tozuna maruz kalmaktadırlar.
Endüstrilerin %48’inde solunabilir limitlerin (PEL) üzerinde bir maruziyetin söz
konusu olduğu saptanmıştır. Hemen hemen tüm silis içeren ürün veya madenlerle
yeryüzünde çalışan endüstrilerde işçilerin silis tozuna maruz kalması olasıdır.
1.2.2. Örnekleme ve Analitik Yöntemler
Örnekleme yönteminde havada asılı bulunan küçük partiküllerin tutulması /
toplanması için siklon ve buna bağlı olarak bulunan bir filtre kaset kullanılır. Bu
siklon ayrıca partiküllerin toplanırken oluşturdukları elektrostatik etkiyi iletkenlik
özelliği ile minimize ettiğini göstermektedir. Kaba hataları önlemek amacıyla siklon
ve filtrenin sızıntı ölçümlerinin yapılması gerekmektedir.
Analitik yöntemler; 3’e ayrılmaktadırlar. Bunlar;
- XRD Spektrometri
- IR (İnfrared Diffraction – Kızılötesi Soğurma) Spektrometri
- Colorimetrik (Renkli) Spektrofotometri’dir.
En sık kullanılan yöntemler XRD ve IR yöntemleridir.
XRD Spektrometri: Kristal Silisin yaygın olan 3 polimorfu (kuvars, kristobalit,
tridimit) ayırma kapasitesine sahiptir ve her bir polimorfun örnek üzerindeki
parazitliklerini analiz edebilmektedir.
IR Spektrometri: XRD’den daha az spesifik olmakla birlikte, çok iyi tanımlanmış
kuvars matrislerine uygulanabilmektedir. Analizlerde diğer silika (örneğin kaolinit)
ve amorf silika parazitlerini tespit edebilmektedir.
Colorimetrik Spektrometri: Bu yöntemin XRD ve IR yöntemlerine göre doğruluğu
daha azdır. Lineer oranları sınırlı olup, boş alan değerleri normalden çok daha
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
4
yüksektir. Bu yöntem ayrıca silis ve silika bazlı tanecikleri ayırma özelliğine sahip
değildir.
Analitik Yöntemlerde Doğruluğu ve Hassasiyeti Etkileyen Faktörler
Tüm Yöntemlerde verimli laborant ve laboratuvar koşulları aranmaktadır. En önemli
etkenlerden birisi tane boyutu olup, buna sıcaklık, filtre boyutu vb. etkenlerde
eklenebilir. Amaç her zaman doğru sonuçlar elde etmektir.
1.2.3. İnsan Sağlığına Etkisi
Epidemiyoloji, silis tozunun işçiler üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla
kullanılan birincil yöntemlerden biridir. Bu alanda yapılan çalışmalar; Cross-
sectional (çapraz bölgelendirme / kesit alma yöntemi – çok yaygın olarak kullanılır)
veya Retrospective (geriye dönük / işbirliği içerisinde yapılan) olmak üzere ikiye
ayrılır.
Çapraz Bölgelendirme yönteminde belirlenmiş bir nüfusun bir noktasına etki
eden hastalık belirtilerin ölçümünü sağlar. Örneğin; Granit dökümlerinde çalışan
işçilerin akçiğer grafilerinin, bu alanda çalışmayan işçilerin akçiğer grafileri ile yıllık
sağlık incelemelerinin karşılaştırılması gibi. Bu yöntemin iki dezavantajı
bulunmaktadır;
- Sadece hayatta olan işçiler incelenmektedir. Emekliler, daha önceden
çalışanlar veya vefat edenleri kapsamamaktadır.
- Hastalığın ne zaman başladığını saptamak pek mümkün olmamaktadır.
Çoğu epidemiyolojik çalışmalar setrospektif (geriye dönük) çalışmalar
olmaktadır ki bunlar şu anda bulunduğu koşulları, hastalıkları, maruziyeti ve
ölümleri baz alarak bugünden başlayarak ileriye dönük yapılan çalışmalardır. Fakat
bu çalışmanın dezavantajı; silis tozu olayları ölüm belgeleri gerektirmekle birlikte
bunların çoğu zaman tayin edilememesidir.
Sapmaların Çalışmalara Etkisi ve bunların Kaynakları:
Üç ana sapma sebebi silis tozunun maruziyeti ile ilgili çalışmaların sonuçlarını
etkilemektedir ki bunlar;
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
5
- Seçim Sapmaları: Çalışma konularını seçmeye dayalı bir yöntemden oluşur.
Bu sapmalarda akciğer kanserine yakalanan işçiler üzerinde yapılan
çalışmaların, çalıştıkları endüstri, sosyal şartlar ve radyografideki değişikliğe
bağlı olduğu düşünülmektedir ve bunun için işçilere bir bedelin ödenmesi
gerektiği kritiği bulunmaktadır.
- Bilgi Sapmaları: Sınıflandırma olmaksızın, çalışmalarda hastalık veya
maruziyeti dikkate alır. Ancak burda da çoğu zaman kullanılan aletlerin hata
vermesi, eksik bilgiden kaynaklanan maruziyet ölçümü hataları ve tahmini
hatalar oluşmaktadır.
- Değişkenlerin Karıştırılması: Maruziyete dayalı çalışmalar olup, çalışma
altındaki hastalıkların risklerinden bağımsız olmaktadır.
Tüm bu sapmaların etkileri, epidemiyolojik yöntemler uygulanarak
azaltılabilmektedir.
Silikozis:
Genel olarak yumrulaşmış ve dağınık olarak akciğerde görülür ve solunabilir silis
tozunun solunarak depolanmasıyla oluşur. Buna neden olarak solunabilir silis
tozunun konsantrasyonu ve iş ortamındaki havada bulunan dozaj etkilidir. Bunun
yanısıra; (1) Partiküllerin boyutu, (2) Kristalize veya kristalize olmayan silisin doğal
hali, (3) Toza maruz kalma süresi ve (4) Maruziyetinin başlangıcı ile teşhisi
arasındaki zaman dilimi etkilidir.
Bir işçide genel anlamda üç çeşit Silikozis oluşabilir; (1) Kronik Silikozis, genel
olarak 10 yıl ve üzerinde düşük konsantrasyonlarda maruziyetten sonra, (2)
Hızlandırılmış Silikozis, maruziyetten 5-10 yıl sonra veya (3) Akut Silikozis, yüksek
konsantrasyonlara maruz kaldıktan birkaç hafta ila 5 yıllık bir periyoddan sonra.
Hızlandırılmış Silikozis semptomları kronik silikosize göre daha belirsiz olmakla
beraber klinik ve radyografik sonuçlara göre daha hızlı ilerlemektedir. Aynı zamanda
anlaşılabilirliği, dağınık yapısından dolayı daha düşüktür ve genelde yüksek
konsantrasyonlarda silis tozuna kalmış endüstrilerde sıklıkla görülmektedir.
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
6
TB ve Diğer Enfeksiyonlar:
Bu enfeksiyonların ortak özellikleri, TB, büyük bir kısmın silis tozuyla ezilerek
enfeksiyona yol açan organizmanın vücuttan atılamamasıdır ki buna da
Mycobacterium tuberculosis adı verilmektedir.
Mycobacterial enfeksiyonların bir kısmı işçilerin silis tozuna maruz kalması
dolayısıyla oluşan M. Tuberculosis olup diğer kısım ise tüberkuloz olmayan
mycobacteria (NTM)’nin sebep olduğu Mycobacterium kansasii ve Mycobacterium
avium-intracellulare hastalıklara yakalanırlar.
Bazı kanıtlar işçilerin silikozis olmadıkları halde, uzun süre silis tozuna maruz
kaldıklarında TB’ye yakalanma risklerinin oldukça yüksek olduğuna işaret
etmektedir.
Kanser:
1996 yılında IARC Ekibi, silis tozuna maruz kalan insan ve hayvanlar üzerine bir
çalışma yapmıştır ve sonuç olarak insanların çalışma şartlarından dolayı silis tozunu
teneffüs etmeleriyle, kuvars veya kristobalit formlarda kanser olabileceklerini
kanıtlamıştır.
Epidemiyolojik çalışmalar göstermiştir ki, silis tozuna maruz kalan işçilerin (1)
Madenlerde, (2) Taşocakları ve Granitte, (3) Seramik, Çanak-Çömlek, Cam,
Refrakter Tuğla üretiminde ve (4) Dökümhanelerde kansere yakalanma riskleri daha
yüksektir. Akciğer kanserinin artmasının nedenleri;
- Kümülatif silis tozuna maruziyete,
- Maruziyet süresine,
- Maruziyet yoğunluğunun fazlalığına,
- Radyografik olarak tanımlanmış silikozise,
- Silikozis’in başlangıç ve bitiş süresinin takibine bağlıdır.
Sonuç olarak tüm çalışmalar akciğer kanser riskinde bir artışın olduğunu ve
bunun silis tozuna maruz kalan işçilerde görüldüğünü tespit etmişlerdir.
Diğer Kanserler:
Ölüm oranlarını içeren çalışmalarda demir madenlerinde, Kanada’daki altın
madenlerinde, kurşun-çinko madenlerinde, tuğla üretiminde, dökümhane veya metal
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
7
sanayiilerinde, mücevher üretiminde, çiftçilikte çalışan işçilerin çoğunlukla karın
veya gastrit kanserlerinden öldüklerini saptamıştır.
Silis tozuna maruz kalmış işçilerde ise, tükrük bezi kanseri, karaciğer kanseri, kemik
veya ilik kanseri, pankreas kanseri, cilt kanseri, yemek borusu kanseri, sindirim
sistemi kanseri, bağırsak kanseri, beyin kanseri, mesane kanseri gibi kanser
çeşitlerinin ve buna bağlı olarak ölümlerin olduğu saptanmıştır.
COPD (Cronic Obstructive Pulmonary Disease): Kronik Obstrüktif Akçiğer
Hastalığı (KOAH) olmakla birlikte kronik bronşit ile başlayarak emphysema, astım
ve son olarak da KOAH olarak görülmektedir.
Sigara içmek, bu hastalığı tetikleyen en önemli faktör olup, silis tozuna maruz kalan
2insanlarda da KOAH’a rastlamak mümkündür.
Astım: Kristalize silisin direk mesleki olarak bir hastalığa sebep olmadığı ancak silis
tozuna maruz kalmış işçilerde büyük bir oranda görüldüğü tespit edilmiştir.
Kronik Bronşit: Kronik bronşitin varlığı, klinik olarak tekrarlanan bronşitik
segregasyonlar veya öksürük ile tanımlanmıştır. Varolan mukus segregasyonu TB
gibi bir hastalığa neden olmamakla birlikte havada asılı bulunan taneciklerin
solunmasıyla şiddetlenmektedir. Hem silis tozuna maruz kalmak hemde sigara içmek
kronik bronşiti tetiklemektedir.
Amfizem (Emphysema): Hava boşluklarının anormal bir şekilde büyümesiyle ortaya
çıkan ve alveollerde ciddi deformasyonlara yol açabilen bir hastalıktır.
Karbonmonoksitin vücuttan atılmasını azaltır ve kilo kaybına neden olur. Genel
olarak kömür tozuna maruz kalanlarda akciğerlerin alt bölgelerinde, sigara içenlerde
ise akciğerlerin üst bölgelerinde tahribatlar fazlalık gösterir.
Bağışıklık Sistemi ve Kronik Böbrek Hastalıkları:
Silis tozuna maruz kalan işçilerin çoğunda bağışıklık sisteminde problemler, anemik
hastalıklar, skleroderma, romatizmal eklem hastalıkları ve kronik böbrek hastalıkları
oluştuğu gözlenmiştir. Ancak hücresel olarak silis tozunun bağışıklık sistemine nasıl
bir etki yaptığı kesin olarak bilinmemektedir.
Diğer Sağlık Etkileri:
Literatüre göre silis toz taneciklerinin lenf düğümleri yardımıyla akçiğerlerden dalak,
karaciğer, böbrek gibi organlarımıza taşındığını saptamıştır. Damar tıkanmalarına ve
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
8
lenf sisteminin bozulmasına kadar bir çok hastalıkların bu taşınmayla olabileceği
belirtilmiştir.
Bazı işçilerde ise hepatit ve buna bağlı kanserojen hastalıklar saptanmıştır ki
bu hastalıklarda alkol tüketiminin çok olması önemli bir faktördür. Ayrıca diş ve diş
eti sağlığını da olumsuz olarak etkilediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
1.3. Deneysel Çalışmalar
Biomarker’lar şuna işaret ederler; (1) Maruziyetin oluşu, (2) Maruziyetin
etkileri, (3) Hastalıkların varlığını erken teşhisine veya (4) Maruziyete etkilerin
erkenden hassasiyetle tespit edilmesine.
Kullanışlı Biomarker’lar; Hastalığın veya maruziyetin kesin ve onaylanmış
bağlantısını ve işaretlerle maruziyet dozu arasında bir kanıta ihtiyaç duyarlar. Buna
ilaveten kan, serum, bronşalveol ve gen örnekleri alınarak bunların silis
maruziyetleriyle olan bağlantıları ölçülür.
Kristal silisin silikozis’e sebep olduğu bilinse de moleküler mekanizmadaki
hücresel bozunmanın nasıl gerçekleştiği kesin olarak bilinmemektedir. Memeli
hücrelerin hücre içi ve hücre dışının silis ile bozunduğu saptanmıştır. Bu hücresel
bozunma;
o Sitotoksisikliğin kristalize silis üzerine etkisi, o Silisin aleveolleri uyararak Cyto-toksik enzimlerin veya
oksidanlarının serbest kalmasına neden olması,
o Katalizör-Hızlandırıcı faktörlerin alveollerin uyarımı ile kendini bırakarak yerinin polimorfo-nükleer lökositlerle doldurmasından
dolayı gerçekleşmektedir.
Bazı çalışmalar kuvarsın direkt olarak memeli hücrelerini uyardığını gösterse
de hücre içi çalışmalar da herhangi bir kromozomal sapma, gen mutasyonuna neden
olmadığını göstermiştir.
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
9
Deneysel çalışmalar kuvars parçalarının uzun vadede solunduğu taktirde
kanserojen olabileceğini fareler üzerinde yapılmış deneyler ile kanıtlamıştır. Aynı
zamanda fareler üzerinde denenen bu çalışmalar, doz aşımı, kuvars toksikliği veya
hücre içi tepkileri ile ilgili bilgi verebilmektedir.
Sonuç olarak solunabilir silis tozunun maruziyeti ile birlikte sağlık üzerine
etkileri, insanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarla 1974’den bu yana
sürmektedir (NIOSH, 1974). Bu çalışmaların tamamı silis tozunun solunmasıyla
oluşabilecek akciğer kanseri ve buna benzer diğer ölümcül hastalıkları
desteklemektedir.
1.4. Araştırma Sebepleri
Akciğer kanseri, silikozis veya silise bağlı diğer hastalıkların önlenmesinde;
- Metotların geliştirilmesi ve hastalıkların başlamasından önce detaylı
araştırmaların yapılmasının,
- Hücre içi ve hücre dışı çalışmaların geliştirilerek silika bazlı nodüller,
bağışıklık sistemiyle ilgili hastalıkların ve silis partiküllerinin DNA
bozunmasına sebep olmasının tespitinin,
- Alfa kuvars ve polimorflarının, kristalize silisin kristalize cam ve
amorflarının, kristalize silis ve aşındırıcı malzemelerinin, izci elementler
üzerindeki toksikliği ve patojenliklerinin hücre içi ve dışı çalışmalarının
gelişmesine yardımı olacaktır.
Maruziyet Ölçüm Araştırmalarında aşağıdaki yöntemler geliştirilebilecektir.
- Siklon ve buna benzer aletlerin yeniden değerlendirilmesi,
- Aerodinamik diametre ile örenkelerin bir önceki örnekler ile karşılaştırılması,
- Saha şartlarında yan yana örneklerin yapılması,
- Varolan örnekleme sistemlerinin geliştirilmesi,
-
1.GİRİŞ Tülin GÖKDUMAN
10
- Kalibrasyon Hatalarını önlemek amacıyla değişik tipte filtre kullanılan
çalışma şartlarının geliştirilmesi,
- Ortak testlerin yapılarak geliştirilen analitik veya örnekleme metotlarının
diğerleriyle eşdeğer olmasını sağlanabilecektir.
Silis tozuna maruz kalan işçilerin bu etkiden korunması için genel olarak
koruyucu donanımlara ihtiyaç vardır ve bunlar kullanılmalıdır. Ancak bunlar
maruziyeti kontrol ve önleme metodu olarak bir öncelik teşkil etmemelidir.
Birçok sektörde detaylı araştırmalar kontrol ve önleme adına büyük önem arz
etmektedir ki bunlar;
- İnşaat Sektöründe
- Dökümhane Endüstrisinde
- Aşındırıcı Püskürtme Operasyonlarında
- Yerüstü ve Diğer Madencilik İşlemlerinde ve
- Boyama, kaplama, cam, kozmetik, plastik ve temizlik ürünlerindedir.
-
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Tülin GÖKDUMAN
11
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
COSHH (Control of Substances Hazardous to Health Regulations), silis
tozunun maruziyet sınırlarını kapsayan bir sağlık kuruluşu olmakla birlikte,
örnekleme için uyulması gereken kuralları içermektedir ve COSHH gerekliliklerine
uyulması zorunlu kılınmıştır. Çünkü bunlar iş yerinde bulunan personelin ilerde
yaşayabilecekleri rahatsızlıkları önlemek amacıyla, önlenemiyorsa da sürekli
kontrolü esas alınarak oluşturulmuştur. COSHH aynı zamanda işyerinde çalıştırılan
personelin tehlikeli solunabilir toz ile ilgili bilgi sahibi olmasını ve eğitilmesini
öngörmüştür ki bu işveren tarafından sağlanmalıdır. Aynı zamanda işveren bu
dökümanda geçen prosedürlerin sorumluluklarını yerine getirdiğinden emin olmak
zorundadır.
MDHS (Methods for Determination of Hazardous Substances), havadaki ve
işyerlerindeki solunabilir toz konsantrasyonlarının ölçülmesine yardımcı olmayı
amaçlamıştır. Bu dökümanlar en iyi performansa sahip metodun ortaya konulmasını
amaçlamıştır ve diğer Avrupa ve uluslararası standartlara uyumunu göz önüne
koymuştur. Sürekli olarak toplanan örneklerde ilave analizlere gerek duyulduğu
taktirde MDHS metod sayfası referans verilmelidir.
IOM (Institute of Occupational Medicine), Mesleki Hastalıklar İlaçları
Enstitüsü, Toz örneklemeleri ile ilgili birçok yöntem geliştirmiştir. Bu yöntemlerde,
±5%’den daha az sapma olabileceği ancak diğer yöntemlerde (örneğin çoklu yarık
veya konik örnek toplama yöntemi) bu sapma daha çok işyerinin ortamına bağlı
olduğu gösterilmiştir. Sapmaların negatif yönde olmasının nedeni havada bulunan
partiküllerin yoğunluğu ve ortamda bulunan şiddetli rüzgâr ve giriş çıkış kapılarıdır.
Ancak en önemli faktör partiküllerin sayısı olarak belirlenmiştir ki bu da ±10%’lik
bir konsantrasyon farkına neden olur.
Ancak kesin olmayan bir konu var ki bu da işyerinde çalışan personelin
etrafındaki aynı biçimde olmayan toz bulutunun konsantrasyonudur. Bunun için bazı
işyerleri örnekleme yöntemleri kullanmış ve gerçekte bilinmeyen toz
konsantrasyonunu saptamaya çalışmışlardır, ancak bu konuyla ilgili çalışmalar
devam etmektedir.
-
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Tülin GÖKDUMAN
12
Çoklu yarık ve IOM örnekleme yönteminde kullanılan pompalar, örnekleme
periyodu boyunca, 2.0±0.1 litre/dk akışkanlık kapasitesine sahip olmalıdır. Konik
Örnek Toplama Yöntemi bu iki yönteme göre daha akışkan bir kapasite
beklemektedir ki bu 3.5±0.1 litre/dk’dır. Bahsedilen bu yöntemlerin haricinde
kullanılan ekipmanlar da standartlara uygun ve tatmin edicidir ancak yaygın olarak
kullanılmamaktadır. Ayrıca IOM örnekleme yöntemi BS EN 481 ile uyum içinde
olduğundan dolayı en çok tercih edilen yöntem olmaktadır.
Kişisel örnekleme yönteminde tozun toplanması aynı zamanda bir siklon ile
gerçekleştirilebilir. Bu siklon tipi genel olarak İngiltere’de kullanılmakla birlikte
Higgins-Dewell tasarımı olarak adlandırılmıştır ve optimum akışkanlık özelliğine
sahiptir ki bu 2.2±0.1 litre/dk’dır ve BS EN 481 ile uyumludur. Fakat bu uyumu
sağlayan diğer siklonlarda kullanılabilir. Örneğin 10 mm’lik Dorr-Oliver tipi ve
GK2.69 tipi siklonlar.
Kişisel örnekleme yöntemlerinde kullanılabilecek bir diğer siklon tipi ise
CIP10-R’dir; yekpare şeklinde bir pompaya sahiptir ve akışkanlık özelliği 10litre/dk
dır.
Tüm bu kişisel yöntemlerin yerleştirilmesinde baş yüksekliği baz alınmalı ve şiddetli
rüzgarlardan ve temiz havanın yoğun olduğu bölgelerden sakınmalıdır.
Bumsted (1973) yaptığı araştırmalara göre X-Ray ışınlarının dağılması
tekniği sayesinde hava yoluyla solunabilen toz örneklerinin içinde bulunan α-kuvars
tanelerinin analiz edilmesinin mümkün olduğu saptanmıştır. Düzgün bir hazırlık
aşamasından sonra, ince dokulu gümüş filtreler üzerinde kuvars taneciklerinin bu
filtrelere depolandığı, üzerine yapıştığı gözlenmiştir. Filtrelerin X-Ray cihazı
içerisinde çevrilerek analiz edilmesi sayesinde kuvars taneciklerinin dağınık yapısı
daha net gözlenmiş, analizler daha kolay yapılmış olup filtrelere yapışan örnekler
üzerinde neredeyse ±%30 oranında kuvars yani 0.005 miligram tespit edilmiştir.
1981-1991 yılları arasında yapılan araştırmaya göre özellikle yer altı
işçilerinin kazmacı ve tabancı olarak görev yapan personellerin pnömokonyoza
yakalanma riskleri araştırılmış ve en riskli meslek grubu olarak belirlenmiştir (Çakır
ve ark., 1991). Aynı zamanda bu istatistik sayesinde yeraltı işçilerinin
-
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Tülin GÖKDUMAN
13
pnömokonyoza yakalanma riski ile birlikte çalışma ömürlerinin 15–19 yıl arası
olduğu da tespit edilmiştir.
Bu araştırmanın hemen ardından 1991 yılında Didari ve Çakır yeraltı
işlerinde toz koşullarını ayrıntılı olarak incelediklerinde bir önceki çalışmalarını
desteklediğini ve sonuçların hemen hemen birbirine yakın olduklarını tespit
etmişlerdir. Bu çalışma sonucunda da yine taban yolu işçilerinde risklerin daha fazla
olduğunu ve tozla mücadele konusunda iyileştirmelerin yapılması gerektiği, işçilerin
toz etkilenmelerinin değerlendirilmesi sonucunda zaman zaman sağlık denetimlerinin
sıklaştırılması ve birim değişikliğine gidilmesi önerilmiştir.
XRD (X-Ray Diffraction) yöntemi ile IR (Infrared Spectrophotometry)
yöntemlerinin kullanıma uygunlukları araştırıldığında ise, her iki yöntemin de baskın
oldukları tespit edilmiştir. Aralarındaki farkı anlayabilmek içinse farklı boyutlardaki
kuvars örnekleri (1.5–20 mikron) analiz edilmiştir. Her iki yöntemin boyut endeksli
çalıştıkları anlaşılmış ve XRD yönteminin IR yöntemine göre büyük boyutlu
parçacıkları daha iyi sayabildiği tespit edilmiştir (Bashkar ve ark., 1994).
Solunabilir toz araştırmaları esnasında Todd ve Buchan (1998) tarafından
tarlada çalışan insanların ve vinç çalışanlarının da maruz kaldıklarını ve bu işler
esnasında açığa çıkan tozların içerisinde silis, endotoksinler ve mikotoksinlerin de
bulunduklarına dikkat çekmişlerdir. Değişik tarlalardan alınan örnekler 8 saatlik
çalışma süresi ve ağız hizasından alınmış olup sonuçların bir çoğu solunabilir toz
konsantrasyon değerlerinin üzerinde çıkmıştır. Analiz sonuçları silis oranlarının 0,1
mg/m3 ile 0,60 mg/m3 arasında olduğunu ancak kabul edilebilir sınır değerin 0,01
mg/m3 olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda bu alanlarda çalışan işçilerin herhangi
bir koruyucu ekipmana sahip olmadıkları tespit edilmiştir.
Kişisel Örnekleme yöntemlerinde en iyi örnekleyiciyi tespit etmek amacıyla
birçok analiz gerçekleştirilmiştir. Bunlardan bir tanesi de hava akımının az olduğu
ortamlardaki solunabilir tozların ölçümü ile ilgilidir (Kenny ve ark., 1998). Bu analiz
esnasında 4 adet farklı tipte örnekleyiciler kullanılmış olup bunlar; IOM, GSP, 7 hole
ve 37 mm kapalı kasetli örnekleyicilerdir. Bu araştırma sonucunda hava akımının az
olduğu ortamlarda kullanılmak üzere en uygun kişisel örnekleyicinin partikülleri
daha iyi sayabildiği için IOM olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu araştırma
-
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Tülin GÖKDUMAN
14
sonucunda en iyi örnekleme ortamının da tanecikleri daha net sayabilmek açısından
kapalı alanda az miktarda hava akımının oluşturularak yapılması gerektiği
savunulmuştur.
Buna karşılık bir diğer araştırma da küçük rüzgâr tünellerinde yapılan
analizlerin sonuçları üzerinde çalışmışlardır ancak bu çalışmanın sonucunda tünel
gibi büyük boyutlardaki hava akımının geçtiği yerlerde hata payının fazla olduğunu
saptamışlardır (Ramachandran, 1998). Bunun sebebi de tünel içerisinden geçen hava
akımının daha fazla hız kazanarak ölçme yöntemine başarısızlık sağlaması olarak
belirtilmiştir.
Bir diğer çalışmada ise seramik fabrikasında çalışan ve silika maruziyeti olan
işçilerdeki silikozis sıklığı ve gelişimi ile kişisel ve işle ilgili faktörlerin ilişkisi
değerlendirilmiştir (Şakar ve ark., 2005). Buna göre çalışmaya alınan 626 işçinin
365’inde silika maruziyeti olduğu, 261 fabrika çalışanında ise böyle bir maruziyete
rastlanılmadığı tespit edilmiş. Her iki grup arasında yaş ortalaması, çalışma süresi ve
sigara kullanımı gibi parametreler değerlendirilmiş ve pnömokonyoz varlığının daha
çok yaş ortalamasının daha yüksek, çalışma süresinin daha uzun olduğu görülmüştür.
Buna bağlı olarak yaş ve çalışma süresinin artması ile birlikte pnömokonyoz oluşma
riskinin arttığı sonucuna varılmıştır.
2007 yılında Reut ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada, havada bulunan α-
kuvars taneciklerinin tespitinin doğruluğunu etkileyen faktörler üzerinde bulgular
elde etmişlerdir. Buna göre XRD ve IR yöntemlerinde doğruluğu etkileyen
parametrelere dikkat çekilmiş ve IR yönteminde kullanılan PVC filtrelerinde bulunan
bazı minerallerin α-kuvars taneciklerini maskeleyeceğini dolayısıyla ölçümlerinin
çok verimli olmayacağını savunmaktadır. Ancak buna karşılık IR yönteminin XRD
yöntemine kıyasla α-kuvars taneciklerinin ölçümünde daha hassas olduğunu ve PVC
filtre kullanımı dolayısıyla XRD yöntemine göre daha az maliyetli olduğunu
belirtmiştir. XRD yönteminin uygulanabilmesi için ekipmanların her biri özel lisanslı
olmalı ve yöntemin uygulanabilmesi için donanımlı bir laboratuara ihtiyaç
duyulmaktadır. Sonuç olarak α-kuvars taneciklerinin ölçümüne etki eden faktörlerin
başında yöntemlerden sonra, pompaların lokasyonu, siklonların performansları ve
-
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Tülin GÖKDUMAN
15
üretim gelmektedir. Kesin sonuca ulaşabilmek için araştırmacılar bu konuyla ilgili
birkaç araştırmanın daha yapılması gerektiğini savunmaktadırlar.
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
16
3. MATERYAL VE METOD
3.1. Materyal
Bu çalışmada materyal olarak Haziran-Temmuz 2008’de Ceyhan yöresinde
faaliyet gösteren 5 taşocağının 3’ünden (%60) alınan solunabilir toz örnekleri
kullanılmıştır. Yapılan makroskopik incelemede Ceyhan yöresindeki kireçtaşlarının
ince kristalin bir yapıda olduğu görülmektedir. Bölgedeki kireçtaşları rekristalize
özellikte olduğundan fosillere rastlanılmamaktadır. Az miktarda da olsa kireçtaşı
içerisinde damarlar halinde iri kalsit kristalleri bulunmaktadır (Kılıç, 2005).
3.2. Metod
3.2.1 Solunabilir Toz Numunelerinin Alınması
Solunabilir tozların örneklenmesi için Health and Safety Executive (HSE)
tarafından gerçekleşirilen “Solunabilir ve alveollere ulaşan tozların örneklemesi ve
gravimetrik analizi” adlı teknik kullanılmıştır (HSE, 2000).
İngiliz Sağlık ve Güvenlik kurulunun 14/3 sayılı bu kılavuzuna göre toz
örnekleme işlemleri aşağıdaki gibi yapılmaktadır.
Örnekleme için Genel Metodlar ve Solunabilir Tozun Gravimetrik Analizleri:
Basit olarak hacmi, miktarı ve içeriği bilinen havadan filtre yardımıyla
(sıvılar için kağıt ve gazlar için sorbent içerikli filtreler) örnek alınmaktadır. Havadan
alınacak olan bu örnekler konsantrasyonu vermekte olup mg/m3 veya PPM (Parts Per
Million) şeklinde olmaktadır.
Cihazın kalibrasyon işlemi örneklemeye başlamadan önce yapılmış olmalıdır.
Hava örneklerinin alınması konusunda birçok yöntem mevcut olup en çok
tercih edilen filtrenin bir pilli pompaya bağlanarak ölçülmesi yöntemidir. Bu pompa
8 saatlik ölçüm esnasında havada asılı bulunan tozları ölçebilecek kapasiteye sahip
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
17
olmalıdır ve soğuğa karşı da dayanıklı olmalıdır. Bu işlem esasen kişisel anlamda 8
saatlik periyod ile yapılması konusunda tavsiyelerde getirmektedir. Ayrıca
unutulmamalıdır ki alınan örnek, bulunulan ortamın sadece temsili bir parçası
olmaktadır. Örneğin, bir yığının içerisinden alınan iki örneğin diğer örneklerin de
aynı olduğu anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla alınan örneklerin ve bu örneklere
bağlı sonuçların atmosferi aynen yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Bir hava örneğinin 3 ana içeriği vardır. Bunlar;
1- Toplanan kirleticilerin miktarı
2- Filtreden geçen hava miktarı ve
3- Bu örnekleme için gerekli zaman/süre
Tüm maruziyet limitleri kişisel maruziyetler baz alınarak oluşturulmuştur. Bu
durumda statik örnekleme limitleri belirlenemez. Ancak bazı araştırmacılar ortamın
genel kirlenme limiti ile ilgili fikir sahibi olabilmek adına statik örnekler de
almaktadır. Eğer bir ortamda bulunan işçinin kirlenmelere karşı maruziyetleri tespit
edilecekse kişisel örneklemelerin yapılması daha uygun olacaktır (Şekil 3.1).
Şekil 3.1. Örnekleme Pompası ve Örnekleme Başlığı
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
18
Kalibrasyon, örnekten geçen akışkan mikarı açısından oldukça önemli bir
işlemdir ve her bir örnek alınmadan önce mutlaka yapılmalıdır. Genelde kişisel
örnekleme sistemlerinde iki farklı kademede / boyutta akışkan kullanılmaktadır. Toz
için akışkan miktarı dakikada 2 litre iken gazda dakikada 10 & 500 mililitre
civarında olmalıdır.
Genel olarak kullanılan akışkan ölçüm yöntemi; yüksek akışkan miktarlarının
ölçülmesinde Rotametre (Değişken alan akışkan ölçer) ve dakikada 2 litrelik
solunabilir toz geçen; dakikada 1,9 litre solunabilir toz olursa bu cihaz
kullanılmaktadır. Akışkanın cam tüp içerisinde bulunan flatör tarafından
okunmaktadır.
Dakikada 10-500 mililitre gibi düşük geçen akışkanlarda, normalde gazlar
için kullanılan Baloncuk Film Kalibratörü daha uygun olmaktadır. Bu sistemde
yukarıda anlatılan rotametre’nin aksine yüksek hassasiyet, düşük geri tepme basıncı
ve olağanüstü sonuç verme özellikleri vardır. Akışkan zaman ile toplanmaktadır ve
bu işlemi cam tüp içerisindeki baloncuk iki derece arasında gidip gelirken bir stop
saati yardımı ile işaretlemektedir.
Elektronik Kalibratör; pistondan geçen havayı ve zamanı elektronik
(otomatik) olarak kendiliğinden ölçer ve bir LCD ekran yardımı ile ölçülen akışkanı
göstermektedir. Dakikada 10-5000 mililitre akışkan ölçme özelliğine sahip olup daha
çok tercih edilmektedir (Şekil 3.2).
Şekil 3.2. Elektronik Piston Kalibratörü
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
19
Solunabilir toz örneklemelerinde IOM örnekleyicisi kullanılmaktadır. Filtre,
kasetin önü ile ızgaranın arasına yerleştirilir ve birbirine kitlenir ki tek bir parça
şeklinde hareket edebilsin. Örnek alınmadan önce yukarıda bahsedilen kalibrasyon
işlemlerinden sonra tüm bu cihazları tartma işlemi olmaktadır. Örnekleme
tamamlandıktan sonra tekrar tartım işlemi uygulanır. Burada dikkate alınması
gereken konulardan bir tanesi 7 cihazın tamamının tartılmasıdır, sadece filtrelerin
değil. IOM örnekleyicisi, diğer bilinen örnekleyicilerin aksine, tüm partikülleri filtre
ve kaset içerisinde hapsettiği için örnekleme anında kayıpları ortadan kaldırmaktadır
(Şekil 3.3).
Şekil 3.3. IOM Örnekleyicisi
IOM Örnekleyicisi ayrıca torasik-göğüs ve solunabilir toz ölçümlerinde
kullanılabilir ancak bu gibi durumlarda kasetin önüne veya girişine köpük tıpası
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
20
yerleştirimek gerekmektedir. Köpük boyutu filtreden geçecek uygun boyuttaki toz
partiküllerini işaretleyerek hepsinin en iyi şekilde filtreye geçişini sağlamaktadır.
Not: Köpük tıpaları kullanılacaksa IOM kasetinin en uzun hali kullanılmalıdır.
Solunabilir toz için siklon da kullanılabilir, solunabilir toz kısımlarını partikül
kısımlardan ayırabilen (8,5 mikron ve daha düşük orandaki), kaset içerisindeki filtre
kağıdına aktarılan parçaları okuma özelliğine sahiptir, dolayısıyla sadece filtre
kağıdında ve üzerinde toplanan toz ile düzgün bir sonuç elde etmek mümkün
olmaktadır (Şekil 3.4). Siklon kullanıldığı taktirde tartım işlemi bir ünite olarak
tamamı değil filtre kağıdı her zaman ayrı olarak tartılmalıdır. Çünkü bu cihazda en
iyi performansı elde edebilmek için dakikada 2,2 litre akışkanın geçirilmesi
gerekmektedir (Şekil 3.5).
Şekil 3.4. Kişisel Örnekleyici Parçaları
Şekil 3.5. Örnekleme Siklonu
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
21
Örnekleme öncesi yapılması gerekenler
Kişisel Örnekleme Yönteminde kullanılacak ekipmanların hazırlanması aşağıdaki
şekilde yapılmalıdır.
• Örnekleme malzemeleri kullanmadan önce temizlenmelidir. Toz ile etkileşim
içerisinde olan veya olacak parçalar önceden kullanım kılavuzuna uygun
olarak sökülmeli ve deterjan ile yıkandıktan sonra su ile durulanmalıdır.
Tekrar yerine takmadan iyice kuruması sağlanmalıdır.
• Temiz, tozsuz bir ortamda önceden tartılmış substrat (reaktif) ile yüklenmeli
ve her biri diğerinden ayırt edecek şekilde kendine ait koruyucu mühür ile
tayin edilmelidir.
• Volümetrik akışkan ayarı temiz bir alanda yapılmalı ve yüklenmiş her bir
parça örnekleme pompasına bağlanarak ve hiç bir boşluk olup kontrol
edilmelidir. Koruyucu damga çıkarılarak, örnekleme pompası açılmalı ve
kalibre edilmiş örneklemenin akışkanı iç kısmındaki boşluğa denk gelecek
şekilde kurulmalıdır. CIP örnekleme malzemelerinde farklı bir işlem
gerektiğini ve kullanım kılavuzuna uygun olarak yapılması gerektiğini
unutmamak gerekmektedir. Pompanın sabit bir şekilde durduğundan emin
olunmalıdır (eski tip pompalarda bekleme süresi birkaç saniyedir). Akışkan
oranını ±0.1litre/dk olacak şekilde ayarlayıp, pompayı kapatarak koruyucu
malzemesini örneklemenin üzerine geri yapıştırmak gerekmektedir. Basınç ve
ısıda herhangi bir değişiklik olup olmadığını kontrol ettikten sonra, varsa
akışkan oranının bozulabileceğini göz önünde bulundurarak örneklemeye
başlamadan önce tekrar kontrol etmek gerekmektedir.
• Bir adet yüklenmiş boş örnek bulundurarark, örneklemenin 10 adet’ten
oluşması gerektiğini bilmek gerekir. Her zaman için en az 3 adet boş ama
yüklü örnek bulundurmak gerekmektedir. Bunları örneklemenin yapılacağı
alana diğer örneklemeler ile birlikte taşıyarak üzerlerine hava püskürtmemek
gerekmektedir.
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
22
• Örnekleme ekipmanını çalışanın göğüs hizasına, ağız-burun mesafesinden
max.30cm, yerleştirdikten sonra pompayı çalışanı rahatsız etmeyecek şekilde
beline (kemerine), pompaya bağlı olan borunun duruşunu bozmadan
yerleştirmek gerekir.
• Örnekleme için hazır olunduğunda örnek üzerindeki koruyucu mühür
çıkartılarak pompa çalıştırılır. Zamanı ve volümetrik akışkan oranını
örnekleme periyodunu başlatırken not etmek gerekmektedir. Eğer pompa
üzerinde zaman sayacı var ise bunun sıfırlandığından emin olunmalıdır.
Örnekleme periyodunu başlattıktan sonra ara ara ekipmanların düzenli bir
şekilde çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir.
• Örnekleme tamamlandığında çalışanın üzerinden dikkatli bir şekilde alınmalı
ve herhangi bir mekanik darbe almamasına gayret edilmelidir. Dikkatlice
örnekleri temiz tozsuz bir ortama transfer ederek, volümetrik akışkan oranını
±0.1litre/dk olacak şekilde kalibre edilmiş bir örnek ile ölçmelidir. Akışkan
oranı ve örnekleme zamanı not alınarak örnekleme periyodu ile
toplanmalıdır. Eğer pompa üzerinde zaman sayacı mevcut ise periyodun
örnekleme periyodu ile uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek gerekir.
• Dikkatlice örnekleme ile ilgili yapılan tüm verileri kayıt altına almak gerekir.
Solunabilir toz örneklemesi için volümetrik akışkan oranı ve ölçülen akışkan
oranının başlangıçta ve sonunda alınan ortalama ile toplanmalıdır.
• Tozu sadece filtreler ile ölçülen örneklemelerde filtreleri dikkatlice
örneklerden ince ağızlı bir kıskaç ile ayırarak filtrelerin taşınacağı konteynıra
koyarak kapatmak gerekmektedir.
Alınan örnekleri laboratuvara taşırken herhangi bir hasarın oluşmadığından
emin olmak gerekmektedir. Ayrıca;
• Pompanın tam olarak şarj edildiği ve iyi durumda olduğu kontrol edilmelidir,
• Filtreyi kullanırken çok dikkatli olunuz, çünkü filtreler kolayca çatlayıp
yırtılabilir,
• Her zaman kalibrasyon işlemini temiz bir ortamda temiz malzemeler ile
yapınız,
• Akışkanın örnekleme için uygun düzeyde olduğundan emin olunuz,
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
23
• Tüm bağlantıların birbirine bağlı ve emniyetli olduğundan emin olunuz,
• Örnekleyiciyi Soluma Bölgesine (yarımkürenin tam ortasında 30cm yani ağız
bölgesinde) monte ediniz,
• Esnek tüpün herhangi bir yerden sarkmadığından emin olunuz ki kazaya
sebebiyet vermesin,
• Başlangıç ve bitiş zamanını not ediniz,
• Filtre içeriğini, kaç kişi üzerinde örnek yapıldığını (kişisel ise detayları),
süresini, tarih ve yerini birlikte olacak şekilde bir form oluşturmayı
unutmayınız.
3.2.2 Kantitatif Faz Analizi Tekniği
Afşin-Elbistan Kışlaköy açık işletmesinden alınan linyit ve zemin
örneklerinin XRD çekimi Anadolu Üniversitesi, Malzeme Bilimi ve Mühendisliği
Bölümü’ nde gerçekleştirilmiştir. XRD çekimleri Rigaku difraktometre ile Cu Kα
tüple, 5º - 60º arasında, 0,02º / dakika ganyometre hızında yapılmış ve sonuçlar
sayısal olarak bir dosyaya kaydedilmiştir. Bu dosyalar SIROQUANT bilgisayar
yazılımına tanıtılarak kristal haldeki mineraller ve bunların miktarları belirlenmiştir.
Rietveld (1969) en küçük kareler yöntemini kullanarak, XRD grafiğinin herhangi bir
noktasında bir mineralin şiddetini hesaplayabilen bir formül geliştirmiştir (Şekil 3.6).
Taylor (1991) ise bir karışımdaki 25 farklı mineralin miktarlarını belirleyebilen
Rietveld temelli SIROQUANT yazılımını hazırlamıştır.
Şekil 3.6 Rietveld tahmin yöntemi
-
3.MATERYAL VE METOD Tülin GÖKDUMAN
24
Numunelerde varlığı tahmin edilen her bir mineral fazı için Rietveld
formatında XRD veri dosyaları hazırlandıktan sonra elde edilen kristal formdaki
minerallerin ağırlıkça yüzdeleri elde edilmiştir.
SIROQUANT her fazın toplam kristal formdaki mineraller içerisindeki
ağırlıkça oranını, yine her faz için Rietveld ölçek faktörüne göre standart sapmasını
ve orijinal XRD grafiği ile modellenen XRD grafiği arasındaki uygunluk değerini (χ2
bölünmesi) vermektedir. χ2 değerinin 1 olması orijinal XRD grafiği ile modellenen
XRD grafiği arasındaki uygunluluğun tam olarak sağlandığını göstermektedir.
-
4.ARAŞTIRMA BULGULARI Tülin GÖKDUMAN
25
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
4.1. Toz Örnekleme Çalışmaları
Tez kapsamında kullanılan toz örnekleri Ceyhan-Yılankale civarında yer
alan taş ocağı işletmelerinden alınmıştır. Bu işletmelerde uygulanan üretim süreci
Delme – Patlatma – Yükleme – Nakliyat – Kırma – Eleme – Stoklama aşamalarından
oluşur. Sekiz saat boyunca yapılan ölçümde siklon başlık kullanılmıştır. Siklondan
geçerek filtre üzerinde toplanan 0,2 – 5 µm boyutundaki toz miktarı;
• 1 nolu numune için 6,4 mg, cihazın ortalama hava emme debisi 2,2 L/dakika ve
TWA 6,06 mg/m3,
• 2 nolu numune için 4,7 mg, cihazın ortalama hava emme debisi 2,2 L/dakika ve
TWA 4,45 mg/m3,
• 3 nolu numune için 4,4 mg, cihazın ortalama hava emme debisi 2,2 L/dakika ve
TWA 4,17 mg/m3’ tür.
4.2. Toz Örneklerinin Analizi
4.2.1. Kimyasal Analiz
Örneklerin kimyasal analizler(XRF) tekniği ile yapılmış ve sonuçları
Çizelge 4.1’de verilmiştir. Örneklerdeki CaO oranı % 47,57 ile % 58,31 aradında
değişirken, SiO2 içerikleri % 1,20 ile % 4,70 arasındadır.
Çizelge 4.1. Toz örneklerin kimyasal analiz sonuçları Numune
No Al2O3 CaO FeO K2O MgO MnO P2O5 SiO2 TiO2 Kızdırma
Kaybı Toplam
(%) 1 2,05 49,05 0,45 0,18 0,99 0,01 0,02 4,21 0,08 40,91 97,95 2 0,58 52,98 0,17 0,06 0,65 0,01 0,00 1,20 0,02 42,97 98,63 3 0,66 49,73 0,22 0,06 0,53 0,01 0,02 2,59 0,03 43,56 97,41 4 0,95 48,15 0,90 0,05 0,14 0,01 0,01 4,70 0,04 42,74 97,68 5 1,23 47,57 2,16 0,09 4,36 0,01 0,01 4,33 0,04 38,25 98,05 6 0,11 56,20 1,72 0,03 0,18 0,01 0,01 3,21 0,07 37,85 99,38 7 0,64 58,31 1,41 0,12 0,45 0,02 0,01 2,78 0,01 35,71 99,45
-
4.ARAŞTIRMA BULGULARI Tülin GÖKDUMAN
26
4.2.2. Kalitatif X-ışını Kırınımı Analizi
Üç adet toz numunesinin XRD çekimi TÜBİTAK Marmara Araştırma
Merkezi, Malzeme Enstitüsü’ nde gerçekleştirilmiştir. Çekimler Shimadzu XRD –
6000 difraktometre ile Cu Kα tüple, 2º - 70º arasında, 0,02º / dakika ganyometre
hızında yapılmış ve sonuçlar sayısal olarak bir dosyaya kaydedilmiştir. Her üç
numunede de kalsit, kuvars ve dolomit mineralleri olduğu tespit edilmiştir.
4.2.3. Kantitatif X-ışını Kırınımı Analizi
İlk aşamada, toz numunelerinde, kalitatif XRD tekniği ile varlığı belirlenen
her bir mineral fazı için Rietveld formatında XRD veri dosyaları hazırlanmıştır (Şekil
4.1). SIROQUANT yazılımının veri tabanında 3000’in üzerinde mineralin orijinal
XRD çekimleri bulunmaktadır.
Şekil 4.1. SIRQUANT yazılımın mineral veri tabanından *.hkl dosyalarının
hazırlanması
-
4.ARAŞTIRMA BULGULARI Tülin GÖKDUMAN
27
Kuvars, kalsit ve dolomit minerallerine ilişkin orijinal XRD paternleri yazılıma
tanıtıldıktan sonra (Şekil 4.2), orijinal XRD çekiminden arka plan çıkarılır
(Şekil 4.3).
Şekil 4.2. Kuvars, kalsit ve dolomit minerallerine ilişkin orijinal XRD paternleri yazılıma tanıtılması
Şekil 4.3. Orijinal XRD çekiminden arka plan çıkarılması
-
4.ARAŞTIRMA BULGULARI Tülin GÖKDUMAN
28
Dört aşamalı filtreleme işleminden sonra (Şekil 4.4) elde edilen kristal
formdaki minerallerin ağırlıkça yüzdeleri elde edilmiştir (Çizelge 4.2).
Şekil 4.4. XRD paterninin dört aşamalı filtreleme işlemi
Çizelge 4.2. Toz numunelerinin içerdikleri mineral miktarları
1 nolu numune 2 nolu numune 3 nolu numune Mineral Miktar
(ağırlıkça %) Hata (%)
Miktar (ağırlıkça %)
Hata (%)
Miktar (ağırlıkça %)
Hata (%)
Kalsit (CaCO3) 93,2 0,42
97,3 ±0,53 94,7 ±0,75
Kuvars (SiO2) 3,8 0,38
1,3 ±0,26 1,6 ±0,27
Dolomit (CaMg(CO3)2) 2,9 0,19
1,4 ±0,46 3,7 ±0,71
TOPLAM 100,0 100,0 100,0
SIROQUANT her fazın toplam kristal formdaki mineraller içerisindeki
ağırlıkça oranını, yine her faz için Rietveld ölçek faktörüne göre standart sapmasını
ve orijinal XRD grafiği ile modellenen XRD grafiği arasındaki uygunluk değerini (χ2
bölünmesi) vermektedir. χ2 değerinin 1.0 olması orijinal XRD grafiği ile modellenen
XRD grafiği arasındaki uygunluluğun tam olarak sağlandığını göstermektedir.
-
4.ARAŞTIRMA BULGULARI Tülin GÖKDUMAN
29
4.2.4. Mineral Miktarlarının Yasal Maruziyet Sınır Değerlerine Göre
Değerlendirilmesi
İşyeri Maruziyet Sınır Değerleri, en az 8 saat ve olağan çalışma koşullarında,
sağlık açısından herhangi bir sorun oluşturmayan günlük aşılmaması gereken
değerdir. Her ülke kendi koşullarını dikkate alarak İşyeri Maruziyet Sınır Değerleri
geliştirmekte ve bu sınır değerleri uygulamaya koyarken, gerekli yasal düzenlemeleri
de yapmaktadır.
İşyeri maruziyet sınır değerleri için farklı ifadeler kullanılabilmektedir.
Örneğin;
• İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi (Occupational Safety and Health Administration –
OSHA) tarafından Permissible Exposure Limit (PEL),
• Amerikan Ulusal İş Güvenliği ve Sağlığı Enstitüsü (National Institute for
Occupational Safety and Health - NIOSH) tarafından Recommended Exposure
Limit (REL),
• American Conference of Governmental Industrial Hygienists (ACGIH) tarafından
Threshold Limit Value (TLV),
• Fransa’da Valeur Moyenne d’Exposition (VME) ve Valeur Limite d’Exposition
(VLE),
• Almanya’da Maximale Arbeitsplatz-Konzentration (MAK),
• Hollanda’da Maximaal Aanvaarde Concentratie,
• İngiltere’de Sağlık ve Güvenlik Komisyonu (Healty and Safety Commission)
onaylanan İşyeri Maruziyet Sınır Değerleri (Workplace Exposure Limits – WEL)
ve
• Türkiye’de de Eşik Sınır Değeri (ESD) ifadeleri kullanılmaktadır.
Maruziyet Sınır Değerlerini belirlemek üzere uzun ve kısa vadeli ölçümler
yapılmaktadır;
-
4.ARAŞTIRMA BULGULARI Tülin GÖKDUMAN
30
(i) Zaman Ağırlıklı Ortalama (Time Weighted Average–TWA): En az 8 saat ve
olağan çalışma koşullarında, işçinin maruz kaldığı toz konsantrasyonunu ifade
eder.
(ii) Kısa Dönem Maruziyet Sınır Değeri (Short term exposure limits–STEL): 15
dakika süreyle maruziyet konsantrasyonunu belirlemek üzere yapılan ölçümlerde
kullanılır.
Amerika Birleşik Devletleri (OSHA), Belçika, Danimarka, Finlandiya,
Norveç, Portekiz, İsveç, Yunanistan, İspanya ve Fransa’da solunabilir tozlardaki
kristalin yapıda SiO2 miktarının sınır değeri Kuvars, Tridimit ve Kristobalit için ayrı
ayrı belirlenmiştir.
Maruziyet sınır değeri Amerika Birleşik Devletleri (OSHA), Yunanistan,
Danimarka, Belçika, Norveç, Portekiz, İsveç ve Fransa’da Kuvars için 0,1 mg/cm3,
Tridimit ve Kristobalit için 0,05 mg/cm3 olarak belirlenmiştir.
İngiltere, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Avusturya, İsviçre ve Avustralya’da
ise kristalin yapıda SiO2 miktarı için Kuvars, Tridimit ve Kristobalit minerallerinin
solunabilir tozlardaki toplamı dikkate alınmaktadır. İngiltere’de WEL 0,1 mg/m3,
İrlanda ve İtalya’da 0,05 mg/m3, Lüksemburg, Avusturya ve İsviçre’de 0,15 mg/m3,
Hollanda’da 0,075 mg/m3 ve Avustralya’da 0,1 mg/m3’dür. NIOSH ise solunabilir
tozlardaki kristalin SiO2 miktarı için REL değerini 0,05 mg/m3 olarak önermektedir.
Kuruluş, önerdikleri REL konsantrasyonun pnömokonyoz riskini tam olarak
önleyemediğini, ancak, halen toz örnekleme ve kristalin yapıda SiO2 miktarını
belirlemek üzere kullanılmakta olan yöntemlerin de, REL’in 0,05 mg/m3 değerinden
daha aşağıya çekilmesine olanak vermediğini belirtmektedir (Kathleen, 2002)
Ülkemizde, Maden ve Taşocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Tozla
Mücadeleyle İlgili Yönetmelik kapsamına giren işyerlerinde, ortam havasında kristal
yapıda SiO2 içeriği %5’ten az olduğu takdirde Eşik Sınır Değerleri (ESD; TWA), 5
mg/m3 olarak kabul edilmektedir. Ortam havasında kristal yapıda SiO2 içeriği %5’ten
fazla olan işyerlerinde ise Eşik Sınır Değer (ESD = 25 / %SiO2) eşitliği yardımıyla
bulunmaktadır. Bu durumda, yönetmelik kapsamındaki işyerlerinde, tamamen kristal
yapıda SiO2 içeren solunabilir tozlarda uzun süre ve olağan çalışma koşullarında
-
4.ARAŞTIRMA BULGULARI Tülin GÖKDUMAN
31
sağlık açısından herhangi bir sorun oluşturmayacağı öngörülen ESD 0,25 mg/m3
olmaktadır.
Çizelge 4.3, Çizelge 4.4 ve çizelge 4.5’te kantitatif faz analizi yapılan toz
numuneleri İngiliz sağlık ve güvenlik komüsyonu tarafından kabul edilmekte olan
WEL, ACGIH tarafından kabul edilen TLV ve 14.09.1990 tarih ve 20635 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan Maden ve Taş Ocakları İşletmelerinde ve Tünel
Yapımında Tozla Mücadeleyle Yönetmelik kapsamında değerlendirilmiştir.
Çizelge 4.3. 1 nolu toz numunesinin kantitatif faz analizleri ve sınır değerler ile karşılaştırması.
Kantitatif Faz Analiz Sonuçları Fiili ve İzin Verilen Sınır Maruziyet Değerleri
Mineral Miktar (ağırlıkça %)
Fiili TWA Değeri (mg/m3)
WEL (mg/m3)
TLV (mg/m3)
ESD (mg/m3)
Kalsit (CaCO3) 93,2 5,65 5,00 10,00 5,0 Kuvars (SiO2) 3,8 0,23 0,10 0,05 0,25
Dolomit (CaMg(CO3)2) 2,9 0,18 5,00 5,00
5,00
TOPLAM 100,0 6,06
Çizelge 4.4. 2 nolu toz numunesinin kantitatif faz analizleri ve sınır değerler ile karşılaştırması.
Kantitatif Faz Analiz Sonuçları Fiili ve İzin Verilen Sınır Maruziyet Değerleri
Mineral Miktar (ağırlıkça %)
Fiili TWA Değeri
(mg/m3)
WEL (mg/m3)
TLV (mg/m3)
ESD (mg/m3)
Kalsit (CaCO3) 97,3 4,34 5,00 10,00 5,0
Kuvars (SiO2) 1,3 0,05 0,10 0,05 0,25
Dolomit (CaMg(CO3)2)
1,4 0,06 5,00 5,00
5,00
TOPLAM 100,0 4,45
Çizelge 4.5. 3 nolu toz numunesinin kantitatif faz analizleri ve sınır değerler ile karşılaştırması.
-
4.ARAŞTIRMA BULGULARI Tülin GÖKDUMAN
32
Kantitatif Faz Analiz Sonuçları Fiili ve İzin Verilen Sınır Maruziyet Değerleri
Mineral Miktar (ağırlıkça %)
Fiili TWA Değeri (mg/m3)
WEL (mg/m3)
TLV (mg/m3)
ESD (mg/m3)
Kalsit (CaCO3) 94,7 3,95 5,00 10,00 5,0
Kuvars (SiO2) 1,6 0,07 0,10 0,05 0,25
Dolomit (CaMg(CO3)2)
3,7 0,15 5,00 5,00
5,00
TOPLAM 100,0 4,17
1 nolu numunedeki solunabilir kireçtaşı tozu konsantrasyonu her üç standarda
göre de (WEL, TLV ve ESD) yüksektir. Solunabilir kuvars tozu miktarı ise WEL ve
TLV tarafından kabul edilen sınır değerlerin üzerinde ancak ESD’nin altındadır.
Solunabilir dolomit tozu konsantrasyonu her üç standarda göre de kabul edilen sınır
değerlerin altında kalmaktadır.
2 nolu numunedeki solunabilir kireçtaşı tozu konsantrasyonu her üç standarda
göre de (WEL, TLV ve ESD) kabul edilen sınır değerlerin altındadır. Solunabilir
kuvars tozu miktarı her üç standarda göre de kabul edilen sınır değerlerin üstünde
değildir. Solunabilir dolomit tozu konsantrasyonu her üç standarda göre de kabul
edilen sınır değerlerin altında kalmaktadır.
3 nolu numunedeki solunabilir kireçtaşı tozu konsantrasyonu her üç standarda
göre de (WEL, TLV ve ESD) kabul edilen sınır değerlerin altındadır. Solunabilir
kuvars tozu miktarı TLV standardının üstünde kalırken, WEL ve ESD’ye göre de
kabul edilen sınır değerlerin altındadır. Solunabilir dolomit tozu konsantrasyonu ise
bu numunede de kabul edilen sınır değerlerin altında kalmaktadır.
-
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER Tülin GÖKDUMAN
33
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER
Ceyhan yöresindeki taşocaklarından alınan solunabilir toz örneklerinin,
kimyasal, kalitatif ve kantitatif mineralojik faz analizleri yapılarak elde edilen
sonuçlar aşağıda verilmiştir:
• Solunabilir toz ölçümü yapılan taş ocağı işletmelerinden birinde (1 nolu
numunenin alındığı işletme) toz konsantrasyonu, Maden ve Taş Ocakları
İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Tozla Mücadele Yönetmeliğinde belirtilen
5,0 mg/m3 sınır değerinin üzerindedir. Ancak yine aynı yönetmeliğin Geçici 1.
madde’si Taş Ocağı İşletmelerini kapsam dışında tutmaktadır,
• Örneklerdeki CaO oranı % 47,57 ile % 58,31 arasında değişirken, SiO2
İçerikleri % 1,20 ile % 4,70 arasındadır,
• Kalitatif mineral faz analizi yapılan her üç toz numunesinde de kalsit, kuvars ve
dolomit minerallerine rastlanılmıştır.
• Solunabilir toz numunelerindeki kuvars oranı % 1,3 ile % 3,8 arasında
değişmektedir,
• 1 nolu numunedeki solunabilir kuvars tozu miktarı WEL ve TLV tarafından
kabul edilen sınır değerlerin üzerinde ancak ESD’nin altındadır,
• 2 nolu numunedeki solunabilir kuvars tozu miktarı her üç standarda göre de
kabul edilen sınır değerlerin üstünde değildir,
• 3 nolu numunedeki solunabilir kuvars tozu miktarı TLV standardının üstünde
kalırken, WEL ve ESD’ye göre de kabul edilen sınır değerlerin altındadır,
• Her üç numunedeki solunabilir dolomit tozu miktarı kabul edilen sınır
değerlerin altında kalmaktadır,
• Amerika Birleşik Devletlerinde ve Avrupa Birliği’ndeki birçok ülkede
solunabilir kuvars tozu için müsaade edilen üst sınır değer 0,1 mg/m3 düzeyinde
olmakla birlikte, bu ülkelerde kuvars tozundan kaynaklanan meslek hastalıkları
ile ilgili şikâyetlerin devam ettiği bildirilmektedir,
• Maden ve Taş Ocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Tozla Mücadele
Yönetmeliğinde belirtilen solunabilir kuvars tozu için müsaade edilen üst sınır
-
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER Tülin GÖKDUMAN
34
değer (ESD) 0,25 mg/m3 değeri ile madencilik konusunda gelişmiş ülke
standartlarının üzerindedir, bu nedenle yürürlükteki mevzuatın güncellenmesi
gerekmektedir,
• Ülkemizde solunabilir tozların kantitatif faz analizleri TC Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğüne bağlı olarak
faaliyet gösteren İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğünün (İSGÜM)
Ankara’daki laboratuarında ve FTIR tekniği ile yapılmaktadır, bu çalışma
kapsamında ise Rietveld yöntemi kullanılmıştır,
• Pnömokonyozla etkin mücadele açısından, solunabilir tozların mineralojik
özelliklerinin doğru olarak belirlenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu
kapsamda, kantitatif X-ışını kırınımı yöntemi, en az, halen kullanılmakta olan
yöntemler kadar güvenilir sonuç verebilmektedir
• Pnömokonyoz hastalığının tedavisi olanaklı olmadığından ve henüz geçerli olan
işyeri maruziyet sınır değerleri ile tam olarak tatmin edici sonuçlar alınamadığı
için, silikozla mücadele, işyerlerinde önceden belirlenmiş solunabilir toz
maruziyet sınır değerlerinin aşılmamasına özen gösterilerek, işyeri çalışma
şartlarını iyileştirerek ve pnömokonyoz şüphelilerini riskli ortamdan
uzaklaştırarak yapılmalıdır.
-
35
KAYNAKLAR AKKURT İ., 2001. Pnömokonyozda ILO Standartlarının Radyolojik
Değerlendirmesi. Toraks Dergisi, 2, 2, 62-71.
BASHKAR R., LI J. and XU L., 1994. A Comparative study of particle siz
dependency of IR and XRD methods for quartz analysis. Am. Ind. Hyg.
Assoc. J., 55, 7, 605-609.
DİDARİ V. ve ÇAKIR A., 1991. TTK Yer altı işyerlerinde solunabilir toz
koşullarının ayrıntılı değerlendirilmesi. Madencilik Dergisi, 4, 21-29.
GEBEDEK M., DİDARİ V. ve ÇAKIR A., 1999. TTK Karadon Müessesi
Ocaklarında Solunabilir Tozların Kuvars içeriklerinin araştırılması.
Madencilik Dergisi, 38, 1, 31-43.
KENNY L.C., AITKEN R.J., BALDWIN P.E.J., BEAUMONT G.C. and
MAYNARD A.D., 1999. The sampling efficiency of personal inhalable
aerosol samplers in low air movement environments. J. Aerosol Sci., 30, 5,
627-638.
KILIÇ, Ö., 2005. Klasik Eberhart Tipi Kireç Fırınları ile Paralel Akışlı maerz
Fırınlarındaki Kalsinasyon Parametrelerinin Karşılaştırılması ve Çukurova
Bölgesi Kireçtaşları Üzerine Uygulamalar. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü
Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı Doktora Tezi, 171.
KIZIL G.V. ve DONOGHUE A.M., 2002. Coal dust exposures in the longwall
mines of New South Wale. Australia, Occup.Med., 52, 3, 137-149.
MDHS 101, 2005. Crystalline silica in respirable airborne dusts. HSE Books.
MDHS 143, 2000. General Methods for sampling and gravimetric analysis of
respirable and inhalable dust. HSE Books.
NIOSH Hazard Review, 2002. Health effects of Occupational Exposure to
Respirable Crystalline silica. Department of Health and Human Services.
RAMACHANDRAN G., 1998. Towards a new method for experimental
determination of aerosol sampler aspiration efficiency in small wind tunnels.
J. Aerosol Sci., 29, 7, 875-891.
-
36
REUT S., STADNICHENKO R, HILLIS D. and PITYN P., 2007. Factors Affecting
the Accuracy of Airborne Quartz Determination. Journal of Occupational and
Environmental Hygenie, 4, 80-86.
ROGERS G., 1999. A step by step guide to air sampling. SKC Ltd.
ŞAKAR A., KAYA E., ÇELİK P., GENCER N., TEMEL O. ve YAMAN N., 2005.
Seramik fabrikası işçilerinde silikozis. Tüberküloz ve Toraks Dergisi, 53, 2,
148-155.
TODD E. and BUCHAN R. M., 2002. Total dust, respirable dust, and microflora
toxin concentrations in Colorado corn storage facilities. Applied Occ. and Env.
Hygenie, 17, 6, 411-415.
-
37
ÖZGEÇMİŞ
Tülin GÖKDUMAN, 1982 yılında Avusturya’da doğdu. İlk ve ortaokulu
Avusturya’da tamamladıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yaptı ve Almanca
Anadolu Lisesi’nde öğrenimine devam etti. 1999 yılında Çukurova Üniversitesi
Mühendislik Mimarlık Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümünü kazanarak 2003
yılında mezun oldu. Aynı yıl Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesinde işe başladı
ve 2006 yılına kadar Kalite, Çevre ve İş Güvenliği Departmanlarında görev yaptı.
2007 yılında Camiş Madencilik A.Ş. Mersin Fabrikasında Kalite, Çevre ve İş
Güvenliği Sorumlusu olarak başladığı görevini halen sürdürmektedir.