Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi...

131
Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi Journal of Economics and Administrative Sciences Yıl: 2 Sayı: 4 Year: 2 Issue: 4 Güz 2016 Autumn 2016 ISSN: 2149-3391 Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi / Journal of Economics and Administrative Sciences Uluslararası hakemli bir dergidir. Editörler Kurulu Prof. Dr. Muharrem VAROL Doç. Dr. Betül KARAGÖZ YERDELEN Doç. Dr. Yeter DEMİR USLU Doç. Dr. Kurtuluş Yılmaz GENÇ

Transcript of Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi...

Page 1: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi

Journal of Economics and Administrative Sciences

Yıl: 2 Sayı: 4 Year: 2 Issue: 4

Güz 2016 Autumn 2016

ISSN: 2149-3391

Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi

/ Journal of Economics and Administrative Sciences Uluslararası hakemli bir dergidir. Editörler Kurulu Prof. Dr. Muharrem VAROL Doç. Dr. Betül KARAGÖZ YERDELEN Doç. Dr. Yeter DEMİR USLU Doç. Dr. Kurtuluş Yılmaz GENÇ

Page 2: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

Danışma ve Yayın Kurulu Prof. Dr. Ahmet AKSOY (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Harun ARIKAN (Çukurova Üniversitesi) Prof. Dr. Hüseyin BAĞCI (ODTÜ) Prof. Dr. Yuriy L. BOSHYTSKY (Kyiv University of Law of the National Academy of Sciences of Ukraine – Ukrayna) Prof. Dr. Mehmet Efe ÇAMAN (Türk – Alman Üniversitesi) Prof. Dr. Mitat ÇELİKPALA (Kadir Has Üniversitesi) Prof. Dr. Murat ÇEMREK (Necmettin Erbakan Üniversitesi) Prof. Dr. Zurab DAVITASHVILI (Tbilisi State University - Gürcistan) Prof. Dr. Atilla GÖKTÜRK (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. Burak Samih GÜLBOY (İstanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Muharrem GÜNEŞ (Mustafa Kemal Üniversitesi) Prof. Dr. Serhat GÜVENÇ (Kadir Has Üniversitesi) Prof. Dr. Alper GÜZEL (Ondokuz Mayıs Üniversitesi) Prof. Dr. Alexander IVANOV (Kuban State University – Rusya Federasyonu) Prof. Dr. Yakup KÜÇÜKKALE (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Maxim LEPSKIY (Zaporizhzhya National University – Ukrayna)

Page 3: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

Prof. Dr. Ayşegül MENGİ (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Çınar ÖZEN (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Alpaslan ÖZERDEM (Coventry Üniversity – İngiltere) Prof. Dr. Sibel TURAN (Trakya Üniversitesi) Prof. Dr. Levent ÜRER (Beykent Üniversitesi) Prof. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Nebiye YAMAK (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Rahmi YAMAK (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Doç. Dr. Tekin AKDEMİR (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi) Doç. Dr. Davut ATEŞ (Selçuk Üniversitesi) Doç. Dr. Ali BALCI (Sakarya Üniversitesi) Doç. Dr. Mehmet DURKAYA (Giresun Üniversitesi) Doç. Dr. Rasim Özgür DÖNMEZ (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) Doç. Dr. Türkmen GÖKSEL (Ankara Üniversitesi) Doç. Dr. Emre İŞERİ (Yaşar Üniversitesi) Doç. Dr. Selçuk BALI (Giresun Üniversitesi) Doç. Dr. Şenol KANTARCI (Akdeniz Üniversitesi) Doç. Dr. Tatiana ROMANOVA (St. Petersburg State University – Rusya Federasyonu) Doç. Dr. Houman A. SADRI (University of Central Florida – ABD)

Page 4: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

Doç. Dr. Alexander SOTNICHENKO (St. Petersburg State University – Rusya Federasyonu) Doç. Dr. Yeter DEMİR USLU (Giresun Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Ahmet Akif EREN (Artvin Çoruh Üniversitesi) Dr. Olga GUZHVA (V. N. Karazin Kharkiv National Üniversity – Ukrayna) Dr. Uwe HALBACH (German Institute for International and Security Affairs (SWP) Berlin – Almanya) Dr. Ionut PURICA (Politehnica University of Bucharest – Romanya)

Page 5: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

(1970-2011)

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ İİBF İŞLETME BÖLÜMÜ

MERHUM ÖĞRETİM ÜYESİ YRD. DOÇ. DR. RESUL USTA’NIN

ANISINA SAYGIYLA.

Page 6: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences
Page 7: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

Değerli Okuyucularımız merhaba,

Hem basılı hem de elektronik olarak yayımlanan Fakülte dergimizin

yeni bir sayısı ile karşınızdayız. Bu sayımızı, İşletme Bölümü merhum

Öğretim Üyemiz Yrd. Doç. Dr. Resul USTA (1970-2011) Hocamızın

aziz anısına saygıyla sunuyoruz.

Birinci makale; merhum Hocamızın, Fakültemiz Öğretim Üyesi

Yrd. Doç. Dr. İhsan CORA ile birlikte yapmış oldukları “Politikada Pa-

zar Yönlülük: Kavramsal Bir Model Önerisi” adlı çalışmaya ayrılmıştır.

İkinci makale; Doç. Dr. Yalçın KARAGÖZ, Doç. Dr. Hüdaverdi BİR-

CAN ve Dr. Abdulkadir BEĞEN tarafından kaleme alınan “Yapısal

Eşitlik Modellemesi İle Öğretim Elemanlarının Öğrenci Başarısına Et-

kisi Ölçeğinin Geliştirilmesi” adlı çalışmadan oluşmaktadır. Üçüncü

makale; Başhekim Yrd. Dnt. Çiğdem SALIK ve Doç. Dr. Mustafa

KIRLI’nın yazdığı “Sağlık İşletmelerinde Kalite Maliyetlerinin Muha-

sebeleştirilmesi ve Raporlanması: Bir Uygulama” adlı çalışmadır. Dör-

düncü makale; Yrd. Doç. Dr. Umut Tolga GÜMÜŞ ile birlikte Yüksek

Lisans Öğrencileri Gürkan AKIN, Zekai ŞAKAR, Mustafa Şahin ve H.

Mehmet AYYILDIZ’ın ortak çalışmaları olan “Nakit Yönetiminde Na-

kit Dönüş Süresi Analizinin Kullanılması: BİST 100’de İşlem Gören 5

Büyük Gıda Firması Üzerine Ampirik Bir Çalışma”dır. Beşinci maka-

lede; Dilek Ünlü’nün “Mesleki Eğitimin Tarihsel Süreci” adlı çalışma-

sına yer verilmiştir. Altıncı ve son makale ise Doç. Dr. Kurtuluş Yılmaz

GENÇ’in “The Relationship Between Entrepreneurial Tendencies and

Culture: Evidence From Turkey” başlıklı çalışmasıdır.

Henüz çok genç bir dergi olmamızdan kaynaklanan hatalar ve eksik-

likler için hoşgörünüzü bekliyor; gelecek sayılarımızda çalışmalarınıza

yer vermekten kıvanç duyacağımızı bildiriyoruz.

Elektronik Adresimiz: http://iibf.giresun.edu.tr/index.php?id=gruiibfdergi

Saygılarımızla.

Doç. Dr. Betül KARAGÖZ YERDELEN

İİBF Dekan Yardımcısı

Page 8: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences
Page 9: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

İÇİNDEKİLER

Politikada Pazar Yönlülük: Kavramsal Bir Model Önerisi

Resul USTA - İhsan CORA ..................................................................... 1

Yapısal Eşitlik Modellemesi ile Öğretim Elemanlarının Öğrenci

Başarısına Etkisi Ölçeğinin Geliştirilmesi

Yalçın KARAGÖZ - Hüdaverdi BİRCAN - Abdulkadir BEĞEN ....... 27

Sağlık İşletmelerinde Kalite Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi ve

Raporlanması: Bir Uygulama

Çiğdem SALIK - Mustafa KIRLI .......................................................... 45

Nakit Yönetiminde Nakit Dönüş Süresi Analizinin Kullanılması: BİST

100’de İşlem Gören 5 Büyük Gıda Firması Üzerine Ampirik Bir

Çalışma

Umut Tolga GÜMÜŞ - Gürkan AKIN - Zekai ŞAKAR - Mustafa Şahin

- H. Mehmet AYYILDIZ ....................................................................... 71

Mesleki Eğitimin Tarihsel Süreci

Dilek ÜNLÜ ........................................................................................... 89

The Relationship Between Entrepreneurial Tendencies and Culture:

Evidence From Turkey

Kurtuluş Yılmaz GENÇ ......................................................................... 99

Yayın Şartları ve Yazım Kuralları ...................................................... 117

Page 10: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences
Page 11: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

1

POLİTİKADA PAZAR YÖNLÜLÜK:

KAVRAMSAL BİR -MODEL ÖNERİSİ1

Resul USTA2, İhsan CORA3

ÖZET

Demokrasinin gelişmesi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve seçmenlerin bilinçlenmesi, siyasal rekabeti artırmaktadır. Bir partinin bu şartlarda iyi performans göstermesinin şartlarından birisi, algılanan pa-zar yönlülük seviyesinin uygun düzeyde olmasıdır. Yabancı literatürde politik pazar yönlülük ile ilgili azda olsa kavramsal ve ampirik türde ça-lışmalar yapılmıştır. Türkçe literatürdeki çalışmalar ise daha çok, politik pazarlama kavramının teorik olarak incelenmesi, seçmen davranışları ve parti uygulamaları gibi konularla ilgilidir. Bu eksikliği gidermek ama-cıyla bu çalışmada, uluslararası ticari ve politik pazarlama literatürün-den faydalanılarak, partilerin politik pazar yönlülük seviyelerinin ölçü-mü için bir kavramsal model önerilmektedir. Bu model, tutumsal (seç-men yönlülük, rekabet yönlülük, içsel pazar yönlülük ve dışsal yönlü-lük) ve davranışsal (politik pazar bilgisi üretimi, parti içi bilgi paylaşı-mı, parti üyelerinin kararlara katılımı ve sürekli dışsal iletişim) unsur-lardan oluşmaktadır. Bu literatür çalışması, ampirik araştırmalar için destek sağlayabilecek ve uygulayıcılar da yapılacak araştırmaların so-nuçlarından faydalanabileceklerdir. Partilerin pazar yönlülük seviyeleri-nin belirlenmesine yönelik yapılacak ampirik çalışmalar, politik pazarda başarılı olmak için hangi tutumsal ve davranışsal unsurlara ağırlık veri-leceğine ışık tutacaktır.

Anahtar Kelimeler; Politika, Politik Pazarlama, Pazar Yönlülük, Ticari Pazarlama

1 Bu makale Haziran 2011’de Saraybosna’da düzenlenen 9. Uluslararası Bilgi Eko-nomi ve Yönetim Kongresinde sunulan bildirinin geliştirilmiş ve yeniden düzenlenmiş şeklidir. 2 Yrd. Doç. Dr., Giresun Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Merhum Öğretim Üyesi 3 Yrd. Doç. Dr., Giresun Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü, [email protected]

Page 12: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

2

MARKET ORIENTATION IN POLITICS: PROPOSAL OF A

CONCEPTUAL MODEL

ABSTRACT

The development of democracy, the spread of mass media and the

voters' awareness have been increasing political competition. One of the

conditions of a party to show a good performance under these condi-

tions is to have an appropriate level of perceived market orientation.

Conceptual and empirical studies about political market orientation

have been done in small amount in foreign literature. Studies in Turkish

literature are mostly about such issues as theoretical examination of the

concept of political marketing, voter behavior and party applications. In

this study, in order to resolve this gap, by making use of international

commercial and political marketing literature, a conceptual model is

proposed for the measurement of political market orientation levels of

parties. This model is composed of attitudinal (voter orientation, com-

petition orientation, internal market and external market orientation) and

behavioral (political market knowledge generation, knowledge sharing

within the party, the party members' participation in decisions and con-

sistent external communication) elements. This literature work will pro-

vide support for empirical studies and practitioners will also benefit

from the results of the research. Empirical studies to be conducted to de-

termine the levels of market orientation of parties will shed light on

which attitudinal and behavioral factors should be focused on to be suc-

cessful in political market.

Keywords: Policy, Political Marketing, Market Orientation, Com-

mercial Marketing

Page 13: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

3

1. Giriş

Ticari ve ticari olmayan örgütler üzerinde son yirmi yılda yapılan

araştırmalara göre (Bhuian, 1998; Baker-Sinkula, 1999; Hult-Ketchen,

2001; Zhou vd., 2005; Aydeniz-Yüksel, 2007), örgüt performansı üze-

rinde pazar yönlülüğün önemli derecede pozitif etkisinin olduğu görül-

müştür.Ancak pazar yönlülük ile ilgili araştırmalar daha çok ticari pa-

zarlama literatüründe yer alırken, genelde ticari olamayan pazarlama li-

teratürü ve özelde de politik pazarlama literatürü bu yaklaşımın yararla-

rını henüz anlamaya başlamıştır (Ormrod-Henneberg, 2010a: 108).

Politik yaşamda pazar yönlülüğü kavramsal bir model olarak incele-

yen ve ampirik araştırmalarla destekleyen çalışmalar (Lees-Marshment,

2001; O’Cass, 1996, 2001a, b; Ormrod, 2005, 2006, 2007; Ormrod-

Henneberg, 2006, 2008, 2010a, b) uluslararası literatür değerini almışken,

Türkçe literatürdeki çalışmalar daha çok politik pazarlama kavramının te-

orik olarak incelenmesi (Bayraktaraoğlu, 2002; Gegez, 1990; Limanlı,

1991; Tan 1998, 2002;İslamoğlu, 2002; Oktay, 2002; Özsoy, 2001,

2004;Polat, vd. 2004) seçmen davranışları (Polat-Külter, 2006, 2008;

Aydın-Özbek, 2004; Bulut, 1994; Aslan-Çatı, 2003; Sitembölükbaşı,

2004; Kavak, 2004) ve parti uygulamaları (Çiftlikçi, 1996; Akdoğan-Tan,

1999; Atilla, 1997; Okumuş, 2007; Tokgöz, 1991, 1999) ile ilgilidir.

Pazar yönlülük terimi, modern pazarlama felsefesinin uygulanması

olarak kabul edilmektedir (Kohli-Jaworski, 1990: 1; Desphande,1999:

7; O’Cass 2001a: 137, 2001b: 1005). Modern pazarlama, hedef pazar-

daki müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesi ve rakiplere oranla daha iyi bir

şekilde karşılanması için, örgütün bütün birimlerinin koordineli olarak

çalışmasını ve uzun dönemli karlılığı içeren bir felsefedir (Kotler, 1997:

19; Günay, 2001: 117; Günay-Kesken, 2000: 222). Kısaca, ticari pazar-

lamada pazar yönlülük, tüketici memnuniyetini esas almaktadır. Bunu

başaranlar, rekabet üstünlüğü sağlayarak, performanslarını artırırlar.

Aynı şey politik pazar için de geçerlidir. Seçim kazanmanın veya politik

pazardan en fazla pazar payını elde etmenin yolu, seçmenlerin istekleri-

ni en iyi şekilde belirlemek ve karşılamak ile olur.Özellikle demokrasi-

nin gelişmesi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve seçmenlerin bi-

Page 14: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

4

linçlenmesi gibi siyasal rekabeti artıran şartlarda başarılı olmak isteyen

partilerin performanslarını etkileyecek en önemli faktörlerden birisinin

seçmen memnuniyeti olacağı şüphesizdir.

Bu çalışmanın amacı,uluslararası ticari ve politik pazarlama literatü-

ründen faydalanılarak, partilerin politik pazar yönlülük seviyelerinin öl-

çümü için uygun bir kavramsal model ortaya koymaktır.Böylece Türkçe

literatürdeki önemli bir eksiğin giderilmesine katkı sağlanacaktır. Bu li-

teratür çalışması, ampirik araştırmalar için destek sağlayabilecek ve uy-

gulayıcılar da yapılacak araştırmaların sonuçlarından faydalanabilecek-

lerdir.Partilerin pazar yönlülük seviyelerinin belirlenmesine yönelik ya-

pılacak ampirik çalışmalar, politik pazarda başarılı olmak için hangi tu-

tumsal ve davranışsal unsurlara ağırlık verileceğine ışık tutacaktır.

2. Ticari Pazarlama Literatüründe Pazar Yönlülük

Pazar yönlülük kavramı ilk olarak 1960’larda ortaya çıkmasına rağ-

men (Levitt, 1960), teorik ve uygulamalı araştırmalar, esas olarak, Kohli-

Jaworski (1990) ile Narver-Slater (1990)’in çalışmaları sonrasında yay-

gınlaşmaya başlamıştır. Bu iki çalışma, sonraki yıllarda yapılan birçok ça-

lışmaya kavramsal ve kuramsal temel oluşturmuştur. Kohli-Jaworski, pa-

zar yönlülüğü; müşterilerin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçları için pazar

bilgisi üreten, bilgiyi örgüt çapında yayan ve bu bilgiye karşı duyarlı ol-

mak için güçlü normlar sağlayan bir yönetsel davranışlar seti olarak ta-

nımlamıştır (Kohli-Jaworski,1990:6). Yazarlar, firmanın pazar yönlülük

seviyesini ölçmek için tanımdaki üç unsuru (bilgi üretimi, dağıtımı ve

tepki) kullanmışlardır (Kohli vd.,1993:476). Narvey-Slater ise, pazar

yönlülüğü; işletme için sürekli yüksek performans ve müşteriler için ise,

işletme içerisindeki etkin ve etkili davranışlar yoluyla, yüksek değer yara-

tan bir örgüt kültürü geliştirmek ve sürdürmek şeklinde tanımlamıştır. Bu

yazarlar ise, pazar yönlülüğün ölçümü için müşteri yönlülük, rakip yönlü-

lük ve fonksiyonlar arası koordinasyon olmak üzere üç eleman kullanmış-

lardır (Narvey-Slater, 1990: 21-22). Bu çalışmalara dayanılarak pazar

yönlülüğün davranışsal (Jaworski-Kohli, 1993; Kohli vd., 1993; Gray vd.,

1998; Deshpande´, 1999) ve farklı kültürel (Slater-Narver, 1995, 1998,

1999) yönlerine odaklanan kavramsal ve ampirik araştırmalar yapılmıştır.

Page 15: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

5

Daha sonraki yıllarda yapılan araştırmalar (Deshpande´-Farley, 2004;

Gainer-Padanyi, 2005; Harrison-Walker, 2001; Hultvd., 2005; Lafferty-

Hult, 2001; Powpaka, 2006) ise, bu iki yönün birbirinden bağımsız olma-

dığını, başarılı bir pazar yönlülük için davranışsal ve kültürel boyutun

birbirine ihtiyacı olduğunu ortaya koymuşlardır.

Politik pazar yönlülük literatürünün esas aldığı önemli çalışmalardan

biri ise Lafferty-Hult (2001) tarafından yapılmıştır. Lafferty-Hult (2001)

1988 ile 1998 yılları arasındaki ticari pazar yönlülük literatürünü ince-

lemiş ve pazar yönlülüğün beş boyuttan (tüketici yönlülük, kültürel te-

melli davranışlar, karar verme süreci, pazar bilgisi odaklılık, stratejik

pazarlama odaklılık) oluşan bir kavram olduğunu ortaya koymuştur.

Yazarlar daha sonra bu beş boyutu sentezlemiş ve dört boyuttan (tüketi-

ci odaklılık, bilginin ve bilgi paylaşmanın önemi, fonksiyonlar arası ko-

ordinasyon, pazarın istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için heveslilik)

oluşan bir model geliştirmişlerdir. Lafferty-Hult (2001) ticari pazarlama

literatürünü, bu modeldeki unsurlara göre, pazar yönlülüğün uygulan-

ması için esas sorumluluğun üst yönetimde olduğu bir yönetsel olay ve

organizasyonun pazar yönlü anlayışa sahip olmasını gerektiren bir kül-

türel olay olarak iki bölüme ayırmıştır.

Desphandee ve arkadaşları ise, pazar yönlülük ile müşteri yönlülüğü

eş anlamlı kabul etmişlerdir. Müşteri yönlülüğü, uzun vadede karlı bir or-

ganizasyon oluşturmak için, ortaklar, yöneticiler ve çalışanların değil

müşterilerin isteklerini ilk sıraya koyan bir inançlar dizisi, olarak tanım-

lamaktadırlar (Desphandee, vd., 1993: 27). Fakat yukarıdaki çalışmalar-

dan da anlaşılacağı gibi, pazar yönlülük, müşteriye yakın olmaktan farklı

bir şeydir. Kavram; hem sürekli olarak müşteri istek ve ihtiyaçlarını izle-

yen ve bunları karşılamaya çalışan koordineli faaliyetleri, hem de müşteri

yönelimi, rekabet yönelimi, çevre yönelimi, pazara tepki verme, işletme

faaliyetlerinin entegrasyonunu ve örgütsel amaçlar gibi unsurları içerisin-

de barındıran bir felsefeyi ve uygulamayı ifade eder (Naktiyok, 2003: 99-

100). Bu nedenle, pazar yönlülük yazarlarının çoğunluğuna (Narver-

Slater, 1990; Kohli-Jaworski, 1990; Lafferty-Hult, 2001; Harrison-

Walker, 2001) göre, pazar yönlülük “pazarlama yönlülük” değildir. Pa-

zarlama yönlülük esas olarak pazarlama fonksiyonu ile ilgilidir ve temel-

Page 16: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

6

de pazarlamanın fonksiyonel rolünü koordine etme ve pazarlama karma-

sının tüketici isteklerini karşılayacak şekilde yönetilmesi ile ilgilenir. Pa-

zar yönlülük ise, örgütün genel yapısıyla ilgilidir. Dış müşteriler yanında

iç müşteri olarak adlandırılan çalışanlarla ve aralarındaki ilişkilerle de il-

gilenir (Gray vd.,1998: 885-886; Lafferty ve Hult, 2001: 95).

3. Politik Pazar Yönlülük Kavramı ve Daha Önce Yapılmış Araştırmalar Sadece ticari pazarlamada değil, kar amacı gütmeyen pek çok sektörde

de pazar yönlülük ile ilgili ampirik çalışmalar, politik pazarlamadan önce

başlamıştır. Örneğin, hayır kuruluşlarında (Balabanis, vd., 1997), devlet

sektöründe (Caruana vd., 1999; Gainer-Patanyi, 2005) ve sağlıkta (Wood

vd., 2000). Ayrıca ticari pazarlamada pazar yönlülük, yukarıda ifade edil-

diği gibi, bütünsel bir yaklaşımla ele alınırken, politik pazarlamadaki çoğu

çalışma (Lees- Marshment, 2001; O’Cass, 1996, 2001a, b), pazar yönlülü-

ğüdar anlamda, yani ‘seçmen yönlülük’ olarak ele almışlardır.

Lees-Marshment (2001), İngiltere’deki İşçi Partisi’nin seçimlerde

uyguladığı politikalara göre,Kohli-Jaworski(1990)’den yararlanarak,

ürün, satış ve pazar yönlü parti davranışlarını gösteren ve belli aşama-

lardan oluşan modeller geliştirmiştir. Yazara göre İşçi Partisi 1983’teki

davranışıyla ürün yönlü, 1987’de satış yönlü ve 1997’de pazar yönlü bir

anlayışa sahiptir. Ürün yönlü parti davranışı; ürün geliştirme, iletişim,

seçim kampanyası, seçim ve iktidarda ürünün dağıtımı olmak üzere beş

aşamalı bir süreçten oluşmaktadır. Satış yönlü parti davranışı; ürün ge-

liştirme, pazar bilgisi toplama, iletişim, seçim kampanyası, seçim ve ik-

tidarda ürünün dağıtımı olmak üzere altı aşamalı bir süreçten oluşmak-

tadır. Pazar yönlü parti davranışı ise, pazar bilgisi, ürün geliştirme, ürün

uyarlama, uygulama, iletişim, seçim kampanyası, seçim ve ürünün ikti-

darda dağıtımı olmak üzere sekiz aşamalı bir süreçten oluşmaktadır. İşçi

Partisi ilk iki seçimde iktidara gelecek oyu alamamış, 1997’de ise % 43

oy oranıyla iktidara gelmiştir. O’Cass (1996, 2001a, b), Avustralya’daki

parti yöneticilerinin ve üyelerinin politik pazarlama kavramını ve pazar

yönlülüğü nasıl anladıklarını keşfetmeye yönelik çalışmalar yapmışlar-

dır. O’Cass (1996, 2001a, b), pazar yönlülükten çok politik pazarlama

Page 17: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

7

kavramı üzerinde durmuş ve politik pazarlamanın hem felsefe hem de

uygulama açısından çeşitli tanımlarına yer vermiştir.

Politik pazar yönlülük üzerine yukarıda yapılan çalışmalar, pazar yönlülüğün örgütlere sağlayacağı yetenekler konusunda yeterli fikir vermemektedir. O’Cass (1996, 2001a, b), bir seçim bağlamında seç-menlerin değil, yalnızca parti üyelerinin önemini belirlemeye çalışmak-tadır. Lees-Marshment (2001) tarafından ortaya konulan politik pazar yönlülük modeli ise, kısa süreli yaklaşımlarla ilgili kavramsal modeller-den bahsetmekte, dar bir seçmen davranışı üzerinde durmakta ve mode-lin çeşitli ülkelerdeki uygulamalarını açık olmayan ve karmaşık ifade-lerle anlatmaktadır. AyrıcaLees-Marshment (2001) pazarlama yönlülük ile pazar yönlülük kavramlarını ayırmamaktadır. Bilgi üretmede gönüllü parti üyelerinin önemli rolü olmasına rağmen, Lees-Marshment (2001), genel seçmen fikrini ortaya koymaktan partinin profesyonel üyelerini sorumlu tutmaktadır (Ormrod, 2006: 110-118).

Lees-Marshment, Ormrod (2006)’un politik pazar yönlülük modeli-ne yapmış olduğu eleştirilere, bir çalışma (Lees-Marshment, 2006:120-121) ile karşılık vermiştir. Yazar, birinci olarak, modelinin kısa vadeli bir yaklaşımı içerdiğini ve seçmenlerin isteklerini ve ihtiyaçlarını göz ardı ettiğini kabul etmemektedir. Pazar yönlü partilerin uzun vadeli bir anlayışa sahip olduğunu ve bunu da seçmen istek ve ihtiyaçlarının bu-günkü ve gelecekteki değişimini izleyerek sağladıklarını belirtmektedir. Modelde bunun açıkça ortaya konulduğunu belirmektedir. İkinci olarak, modelde politik pazardaki aktörlerden sadece seçmen ve rakipler üze-rinde durulduğu eleştirisine de karşı çıkılmakta, toplumdaki çeşitli çıkar gruplarının da modele dâhil edildiği belirtilmektedir. Ayrıca, modelin ampirik bir çalışmadan yoksun olduğu yolundaki eleştiriye de yazar, Ormrod-Henneberg’in politik pazar yönlülük için bir model ortaya ko-nulduğu 2004’deki çalışmalarını örnek göstermekte ve bu çalışmanın da ampirik olarak desteklenmediğini belirtmektedir. Lees-Marshment (2001)’in çalışması incelendiğinde, özellikle birinci ve ikinci eleştirilere karşı verdiği cevaplarda, haklı olduğu görülmektedir.

O’Cass ve Lees-Marshment tarafından yapılan çalışmalara önemli eleştiriler getiren Ormrod (2006), politik pazar yönlülüğü şu şekilde ta-nımlamıştır: “bir partinin bütün üyelerinin, içsel ve dışsal müşterilerin tutumları, istek ve ihtiyaçları konusunda hassas olmaları; bu hususlarla

Page 18: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

8

ilgili bilginin, bütün üyeler tarafından partinin amacını gerçekleştirecek politika ve programların geliştirilmesi çerçevesinde kullanılmasının ka-bullenilmesidir” (Ormrod, 2005:51). Ormrod (2004, 2005), bu tanımda-ki anlayışı ve ticari pazarlama literatüründeki (Deshpande´-Farley, 2004; Gainer-Padanyi, 2005; Griffiths-Grover, 1998; Harrison-Walker, 2001; Hult vd., 2005; Lafferty-Hult, 2001; Powpaka, 2006) bütünsel pazar yönlülük yaklaşımını esas alarak, politik pazar yönlülüğü tutum-sal (örgütsel) ve davranışsal (yönetsel) yönleriyle ele alan bir model or-taya koymuştur.Daha sonra bu modele dayalı çeşitli kavramsal çalışma-lar yapılmış ve model ampirik olarak da test edilmiştir (Ormrod, 2007; Ormrod-Henneberg, 2008, 2010a, b).

Ormrod (2004, 2005)’un modeline göre, politik pazar yönlülüğün tu-tumsal unsurları; seçmen yönlülük, rekabet yönlülük, içsel yönlülük ve dışsal yönlülüktür. Davranışsal unsurlar ise bir süreç olarak; bilgi üreti-mi, bilgi yayılımı, üyelerin katılımı ve sürekli dışsal iletişimden oluş-maktadır. Tutumlar davranışları hazırlayan bir ön hazırlıktır. İnsanlar, tutumlarına göre hareket ederler (Silah, 2000: 363). Ormrod (2004, 2005)’un modelinde de politik pazar yönlülüğün tutumsal unsurlarının davranışsal unsurlar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Ayrıca, davranışsal unsurlar süreç olarak incelendiği için, bir aşamanın diğer aşama üzerin-deki etkisi de modele dâhil edilmiştir.

Ormrod-Henneberg (2008, 2010a), kuzey Avrupa’daki iki partinin üyelerinin, partilerinin politik pazar yönlülüğü ile ilgili algılamalarına göre, tutumsal unsurların davranışsal unsurlar üzerindeki etkisi ve dav-ranışsal unsurlardan bir aşamadakinin diğeri üzerindeki etkisi incelen-miştir. Araştırma sonuçlarına göre, davranışsal unsurlar arasında kuv-vetli bir ilişki vardır. “Dolayısıyla, partilerin başarılı bir seçim kampan-yası için davranışsal unsurları titizlikle uygulamalıdır” denilmektedir. Tutumsal unsurlardan içsel yönlülüğün bütün davranışsal unsurlar üze-rinde önemli ve kuvvetli ilişkisi bulunmuştur. Rekabet yönlülüğün etki-si çok az iken, seçmen yönlülüğün davranışsal unsurlardan bazıları üze-rinde ya önemli etkisi yok ya da negatif etkisi vardır.

Ormrod-Henneberg (2010b),İngiltere’deki bir partinin üyelerini, par-

tideki aktiflik seviyelerine göre üçe ayırmış ve buna göre partilerinin

pazar yönlülük seviyelerini nasıl algıladıklarını ölçmüştür. Ayrıca, aktif-

lik seviyelerine göre, tutumsal unsurların davranışsal unsurlara etkisi ve

Page 19: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

9

davranışsal unsurların aralarındaki ilişkiler ölçülmüştür. Çalışma sonuç-

ları, davranışsal unsurların birbirleri ile olan ilişkileri yönünden bir ön-

ceki çalışma ile benzerdir. Dolayısıyla, aktif olmayan üyeler de davra-

nışsal unsurları aktif üyeler gibi değerlendirmektedirler.Tutumsal unsur-

larla davranışsal unsurlar arasında pozitif ilişki vardır. Bu ilişkinin dere-

cesi aktiflik seviyesine göre önemli derecede değişmektedir. Az aktif

üyeler daha aktif üyelere göre, partilerinin pazar yönlülükle ilgili tutum-

sal yönünün daha fazla olduğunu algılamaktadırlar.

4. Politik Pazar Yönlülük İçin Bir Model

Bu çalışmada önerilen model, özellikle partilerin pazar yönlülük se-

viyelerini istatistiksel olarak ölçebilirlik özelliği nedeniyle,

Ormrod(2004, 2005)’un modeli esas alınarak geliştirilmiştir. Şekil

1’deki model, tutumsal (seçmenler, rakip partiler, medya gibi toplum-

daki sosyal gruplar ve parti üyeleri) ve davranışsal (bilgi üretimi, bilgi

dağılımı, üye katılımı ve iletişim) unsurlardan oluşmaktadır. Aşağıda,

bu unsurlar incelenecektir.

Şekil 1: Politik Pazar Yönlülük İçin Bir Model Kaynak: Ormrod (2004, 2005)’den yararlanarak hazırlanmıştır.

Politik Pazar Bilgisi Üretimi

Parti İçi Bilgi Yayılımı

Parti Üyelerinin Politik Kararlara

Katılımı

Sürekli Dışsal İletişim

Seçmen Yönlülük

Rekabet Yönlülük

İçsel Pazar Yönlülük

Dışsal Pazar-Yönlülük

Page 20: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

10

4.1. Tutum Olarak Politik Pazar Yönlülük

Politik pazar yönlülüğün tutumsal unsurları; seçmen yönlülük, reka-

bet yönlülük, dışsal pazar yönlülük ve içsel pazar yönlülüktür. Bu yön-

lülüklerin ilk ikisi, Narver-Slater (1990) ve Harison-Walker, (2001)’in

çalışmalarından uyarlanmışken; içsel yönlülük, Narver-Slater (1990)’in

“fonksiyonlar arası koordinasyon” unsurunun uyarlanmış şeklidir. Par-

tinin bu yönlülüklerle ilgili anlayışı, politik pazar yönlülük davranışını

artırır veya azaltır (Ormrod, 2005: 56). Çünkü yukarıda da belirtildiği

gibi, tutumlar davranışları etkiler. Aşağıda bu unsurlar kavramsal olarak

incelenecek ve davranışsal unsurlarla ilişkilerini ortaya koyan araştırma

sonuçlarına yer verilecektir.

4.1.1. Seçmen Yönlülük

Ticari pazarlama literatüründe (Narver-Slater, 1990; Lafferty-Hult,

2001; Desphandee vd., 1993; Lafferty-Hult, 2001, gibi) tüketici yönlü-

lük nasıl pazar yönlülüğün merkezinde yer alıyorsa; seçmen yönlülük

de, politik pazar yönlülüğün önemli bir belirleyicisidir (Lees-

Marshment, 2001; Omrod-Henneberg, 2010b, 2008; O’Cass, 1996,

2001; Ormrod, 2005) .

Tüketici ile seçmen arasında farklılık olmasına rağmen, politik ürü-

nün tüketicisi de seçmendir. Dolayısıyla nasıl ki, ticari ürünün kabulü

için tüketici istek ve ihtiyaçları pazar yönlülükte ön planda tutuluyorsa;

seçmenlerin parti politika ve uygulamalarını benimseyebilmeleri için,

politika geliştirme ve uygulama aşamasında seçmenlerin beklentileri, is-

tek ve ihtiyaçları da, politik pazar yönlülük için esas alınmalıdır. O’Cass

(1996: 39), politik pazar yönlülüğü, seçmen ve parti arasındaki değişim

sürecinin kolaylaştırıcısı olarak görmektedir. Lees-Marshment, (2001)

ise, geliştirdiği politik pazar yönlü parti modelinde, seçmen fikirlerinin,

pazar yönlü parti politika ve uygulamalarının temel belirleyicisi olması

gerektiğini belirtmektedir.Yazar, İngiltere’deki 1983, 1987 ve 1997 yıl-

larındaki seçimlerde İşçi Partisi’nin seçim davranışlarını incelemiştir.

Davranış sonuçlarına göre, partinin 83’de ürün yönlü, 87’de satış yönlü

politika güttüğünü ve iktidara gelemediğini, 97’de ise partinin pazar

Page 21: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

11

yönlü bir politika izleyerek iktidara geldiğini belirtmektedir. Yazarın

pazar yönlü parti davranışına göre geliştirdiği modelin birinci aşaması-

nı, seçmen istek ve ihtiyaçlarına ilişkin pazar araştırmasının yapılması;

ikinci aşaması ise, seçmenlerin birinci aşamada belirlenen istek ve ihti-

yaçlarına bir cevap olarak politik ürünün geliştirilmesi oluşturmaktadır.

Hâlbuki yazarın ürün ve satış yönlü parti modellerinin birinci aşaması,

ürün geliştirmedir.

Ormrod (2005: 58; 2007: 79), seçmen yönlülüğü, “parti ölçeğinde

seçmen istek ve ihtiyaçlarından haberdar olma ve bunları bilmenin

önemini kabul etmektir” şeklinde tanımlamaktadır. Ormrod (2004:

12)’e göre parti üyelerinin seçmen yönlülükle ilgili tutumları, davranış-

sal unsurları etkiler. Örneğin, bilgi, odak gruplar kullanılarak seçmen-

lerden elde edilir ve parti genelinde dağıtılır. Fakat seçmen fikirleri parti

için önemli değilse, muhtemelen seçmen fikirleri politika geliştirmede

kullanılmaz. Ancak Ormrod-Henneberg (2008, 2010a)’in çalışmasının

sonuçlarına göre, seçmen yönlülük, bilgi üretimini ve sürekli dışsal ile-

tişimi önemli derecede etkilememektedir. Seçmen yönlülükle bilgi dağı-

lımı arasında ise önemli derecede negatif ilişki bulunmuştur. Seçmen

yönlülüğün üyelerin kararlara katılımı üzerinde önemli ancak zayıf bir

etkisi bulunmuştur. Ormrod-Henneberg (2010b)’de de bir önceki çalış-

maya benzer sonuçlar çıkmıştır. Seçmen yönlülüğün davranışsal unsur-

lar üzerindeki etkisi, üyelerin aktiflik seviyesine göre de değişmemek-

tedir. Yazarlar bu sonuçları sürpriz bulduklarını belirtmektedirler. Bu

sonuçların ortaya çıkmasına, seçmenlere daha çok seçim zamanı önem

verilmesini, bu çalışmaların ise başka bir zamanda yapılmasını, neden

olarak göstermektedirler.

4.1.2. Rekabet Yönlülük

Ticari pazarlama literatürü (Narver-Slater, 1990; Harrison-Walker,

2001) rakiplerin önemini anlamayı, faaliyetleri ve yeteneklerinden ha-

berdar olmayı önemli bir pazar yönlülük unsuru olarak kabul etmişler-

dir. Rekabet yönlülük, politik pazar yönlülükte de, politik rekabetin ya-

pısı gereği, dikkate alınması gerekli bir unsurdur. Çünkü demokrasinin

Page 22: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

12

geliştiği günümüzde koalisyonlar muhtemeldir. Bu nedenle, seçim

kampanyaları esnasında partiler, ifadelerine ve hareketlerine dikkat et-

melidirler. Politik pazar yönlülük için rekabet yönlülük, “parti ölçeğinde

öteki partilerin tutum ve davranışlarından haberdar olma ve partinin

uzun dönemli amaçlarına ulaşmak için öteki partilerle gelecekte işbirliği

olabileceğini kabul etmektir” şeklinde tanımlanmaktadır (Ormrod,

2005: 58; Ormrod, 2007: 79).

Ormrod-Henneberg (2008, 2010a)’e göre rekabet yönlülüğün davra-

nışsal unsurlardan üçü üzerinde önemli fakat zayıf bir etkisi varken,

davranışsal unsurlardan üye katılımı üzerindeki etkisi önemli değildir.

Ormrod-Henneberg (2010b)’e göre ise, rekabet yönlülüğün davranışsal

yönlülük unsurları üzerinde önemli bir etkisi yoktur.

4.1.3. İçsel Pazar Yönlülük

George ve Groönroos (1991: 86)’e göre içsel pazar yönlülük, müşte-

rilerin memnuniyeti için çalışanların tatmininin ve motivasyonunun zo-

runlu olduğunu kabul eden bir felsefedir. Bu nedenle içsel pazar yönlü-

lük; iş görenleri içsel müşteriler, işleri de bir çeşit ürün ve örgütü de bir

pazar olarak görür (Tsai ve Tang, 2008: 118).İçsel pazar yönlülük, özel-

likle hizmet işletmeleri için önemlidir. Çünkü iş gören memnuniyeti,

hizmet sektöründe diğer sektörlerden daha fazla işletmelerin başarısını

etkiler. Hizmetlerin ayrılmazlık özelliğinden dolayı, hizmeti sunan ile

alan yakın etkileşim içindedir. Fiziksel mallar önce üretilir, depolanır,

sonra satılır ve tüketilir. Hizmetler ise önce satılır, sonra da üretimle tü-

ketim aynı zaman diliminde gerçekleşir. Üretimle tüketim birbirinden

ayrılamaz. Hizmetler, onu sağlayan veya yapandan ayırt edilemez. Bu

nedenle, hizmetin kalitesi, büyük ölçüde hizmeti sunan iş görene bağlı-

dır (Mucuk, 2007: 304-305).Bu yönüyle içsel pazar yönlülük, politikada

da benzer öneme sahiptir. Partilerin gönüllü veya profesyonel üyeleri,

partinin içsel müşterileridir. Mevcut seçmenlerin bağlılığını devam et-

tirmek ve potansiyel seçmenleri kazanma yolunda parti üst yönetimi

yanında parti üyelerinin de büyük önemi vardır. Parti yönetiminin çoğu

zaman ulaşamadığı seçmenlerle sürekli yüz yüze iletişim halinde olan-

lar, parti üyeleridir. Parti üyeleri mutlu, tatminkâr, kendilerini işine

Page 23: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

13

vermiş ve enerjikseler, parti için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar

ve dolayısıyla seçmenlerin bağlılığı artacak ve yeni seçmenler kazanıla-

cak; bu da parti yönetimini mutlu edecektir.

Ormrod (2005: 59; 2007: 79), içsel pazar yönlülüğü, “parti düzeyin-

de, öteki üyelerin fikirlerinden haberdar olma ve bu fikirlerin değerli ol-

duğunu kabul etmektir, bu yapılırken üyelerin partideki pozisyonuna

bakılmamalıdır” şeklinde tanımlamıştır. Fikirlerinin kabul edildiğini ve

değer gördüğünü anlayan üyenin memnuniyeti artacaktır. İçsel pazar

yönlülük felsefesi, politik pazar yönlülüğün davranışsal boyutlarından

“üyelerin parti politikalarına katılımı” unsuru ile uygulanır. İçsel pazar

yönlülük, normal olarak, politik pazar yönlülüğün davranışsal boyutla-

rını önemli derecede ve pozitif yönde etkilemelidir. Ormrod-Henneberg

(2008, 2010a, 2010b)’in çalışmaları da bu fikri doğrulmaktadır.

4.1.4. Dışsal (Toplumsal) Yönlülük

Dışsal yönlülük, tüketiciler dışında, toplumda yer alan ve örgütleri

etkileyen sosyal gruplara yönelik tutumları ifade etmektedir. Bu grup-

lardan en önemlisi medyadır. Ayrıca ticari birlikler, lobi grupları, baskı

grupları, işletme birlikleri, yerel yönetimler, sendikalar gibi sosyal grup-

lar da mevcuttur. Sosyal grupların işletmelerin pazar yönlülüğü üzerin-

deki etkisini inceleyen çok az çalışma mevcuttur. Politik pazarlama lite-

ratüründe ise, daha çok medya ve lobi gruplarının partilere olan etkile-

rinden bahsedilmektedir (Ormrod, 2005: 59-60; Ormrod-Henneberg,

2010a: 115). Ormrod, (2004: 13; 2005: 60; Ormrod, 2007: 79) dışsal

yönlülüğü, “parti ölçeğinde, seçmenler ve rakipler dışında, toplumdaki

sosyal grupların varlığından haberdar olma ve önemini kabul etmektir”,

şeklinde tanımlamaktadır.

Günümüzün politik pazarında özellikle medyanın, parti politikalarını

ve partilerin kampanya davranışlarını önemli derecede etkilediği görül-

mektedir. Medya ve diğer sosyal grupların pazar yönlülüğün davranışsal

boyutları üzerinde önemli derecede etkili olduğu, Ormrod-Henneberg

(2010a, b) tarafından ortaya konulmuştur. Hatta bu çalışmalardan

Ormrod-Henneberg (2010b)’in sonuçları, dışsal (sosyal) yönlülüğün içsel

Page 24: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

14

pazar yönlülüğe göre davranışsal unsurlar üzerinde daha güçlü bir etkiye

sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla ikinci çalışmaya göre davra-

nışsal unsurları en çok etkileyen tutumsal faktör, dışsal yönlülüktür.

4.2. Davranış Olarak Politik Pazar Yönlülük

Politik pazar yönlülüğün davranışsal boyutları, sırasıyla; bilgi üreti-

mi, bilginin örgüt içi dağılımı, parti üyelerinin kararlara katılımı ve sü-

rekli dışsal iletişimden oluşan bir süreçtir. Bu süreçte her aşama bir son-

raki aşamanın girdisi, bir sonraki aşama ise önceki aşamanın çıktısıdır

(Ormrod, 2004: 7, 2005: 51-52). Şöyle ki, politik pazarla ilgili üretilen

bilgiler, üyelerin katılımı ile politika üretmek için örgüt çapında dağıtı-

lır. Son aşamada da geliştirilen politikalar, pazara iletilir.Bu sürecin her

aşaması aşağıda kısaca açıklanacaktır.

4.2.1. Politik Pazarla İlgili Bilgi Üretimi

Politik pazar yönlülüğü anlama ve kullanma konusunda yazarlar ara-

sında fikir birliği olmamasına rağmen, pazar yönlülüğün ilk unsurunun

politik pazarla ilgili bilgi üretimi olduğu konusunda fikir birliği mevcut-

tur. Lees-Marshment (2001: 1079) ‘in politik pazar yönlülük modelinin

birinci aşamasında, Ormrod (2005) ve O’Cass (1996, 2001a, b)’de ol-

duğu gibi, pazar bilgisinin üretimi vardır. Lees-Marshment (2001:

1079)’e göre, parti, politikalarını belirlemeden önce nicel (seçim sonuç-

ları, seçmen fikirleri, özel olarak kurulan komisyon çalışmaları gibi) ve

nitel (odak gruplar gibi) araştırmalarla seçmen ve üyelerin fikirlerini

alır. Parti politikalarını (ürününü veya davranışını), pazar araştırmala-

rında öne çıkan seçmen talebine bir cevap olarak geliştirir.

Politik pazarda bilgi kaynakları O’Cass (2001a: 1006)’e göre esas

olarak seçmenler ve bir dereceye kadar rakiplerdir. Lees-Marshment

(2001: 1078-1079) ise, seçmenlerden resmi bilgi üretme sürecinde gö-

nüllü parti üyelerinin ve partinin profesyonel çalışanlarının önemli ol-

duğunu ifade etmektedir. Ormrod (2004: 9; Ormrod, 2005: 53)’e göre

ise, bilgi; seçmenleri, rakipleri, içsel müşterileri ve dışsal müşterileri an-

lamada ve parti üyelerinin parti politikalarına katılımını cesaretlendir-

Page 25: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

15

mede anahtar role sahiptir.Ormrod (2005: 54; 2007: 78) bilgi üretimini,

“bütün içsel ve dışsal paydaşlarla ilgili resmi ve resmi olmayan bilginin,

parti ölçeğinde üretilmesidir” şeklinde tanımlamıştır.

4.2.2. Parti İçi Bilginin Yayılımı

Bilginin politik organizasyon içerisinde yatay ve dikey dağılımı, po-

litik pazar yönlülüğün diğer bir kritik davranışıdır (Ormrod, 2004; 10).

Bilgi her zaman pazarlama departmanından öteki departmanlara dağı-

tılmaz. Bilginin akış şekli, üretildiği yere göre değişir. Aynı zamanda

bilgi, örgütteki bütün çalışanlar tarafından üretilebilir. Bilgi, resmi ve

resmi olmayan yollardan her ikisiyle de dağılır (Ormrod, 2005: 54).

O’Cass (2001a: 1013), Avustralya’daki partilerin çeşitli üyelerinin, po-

litik pazarlama ve politik pazar yönlülük kavramını nasıl algıladıklarını

belirlemek için yaptığı çalışmada, “bilginin parti içi yayılımı” pazar

yönlülüğün bir unsuru olarak çalışma kapsamında incelenmiştir. Lees-

Marshment (2001)’in pazar yönlü parti modelinde ise, böyle bir kavram

yer almamaktadır.

Ormrod (2005: 54; 2007: 78) bilgi dağılımını, “parti ölçeğinde ileti-

şim, resmi ve resmi olmayan kanallar aracılığıyla bilginin kabulü” şek-

linde tanımlamaktadır. Resmi ve resmi olmayan bilgi dağılım süreci,

partinin profesyonel siyasetçileri ve diğer üyelerinin başarılı parti poli-

tika ve taktikleri geliştirme ve uygulamaları için çok önemlidir.

Yukarıda belirtildiği gibi, pazar yönlülük literatürüne göre, davranış-

sal yapı bir zincirin halkaları gibidir. Bu zincir, strateji geliştirme süre-

cinde bilginin akışını sağlar. Ormrod-Henneberg (2010b)’un, parti üye-

lerinin, partideki aktiflik seviyesine göre, partilerinin pazar yönlülük se-

viyelerini algılama durumunu ölçtükleri araştırma sonuçlarına göre,

davranışsal unsurların birbirleriyle ilişkileri çok kuvvetlidir. Nitekim,

bilgi üretimi ile dağılımı arasındaki ilişkinin katsayısı, çok aktif üyeler-

de % 40, orta derecedekilerde % 38, az aktiflerde % 43 iken, ortalaması

% 41 olarak bulunmuştur. İlginç olan yazarların bir diğer çalışması olan

Ormrod-Henneberg (2008, 2010a)’de de pazar yönlülüğün bu iki unsu-

ru arasındaki ilişki katsayısı % 41’dir.

Page 26: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

16

4.2.3. Parti Üyelerinin Kararlara Katılımı

O’Cass (2001a: 1013), çalışmasında pazar yönlülüğün bir unsuru

olarak doğrudan üyelerin parti stratejisinin belirlenmesinde kararlara ve

uygulamaya katılımından bahsetmemiş ancak pazar yönlülüğün bir un-

suru olarak, üye katılımı kavramına benzer bir kavram olan, “parti si-

nerjisi ve entegrasyonu” kavramını incelemiştir. Lees-Marshment

(2001: 1079) ise, parti üyelerinin kararlara katılımı yerine, kararların

uygulanmasında üyeleri modele dâhil etmiştir. Ormrod (2005: 55; 2007:

78) üye katılımını, “tutarlı parti strateji geliştirme sürecine bütün üyele-

rin katılımı” şeklinde tanımlamıştır.Üye katılım unsurunun iki temel

elemanı vardır. Bunlar, dağıtılan bilginin anlaşılması ve bunun ideal

parti stratejisinin geliştirilmesinde kullanımıdır. Bilginin anlaşılması

demek, üyelerin bilginin anlamını tartışarak ortak anlam çıkarmalarıdır.

Dağıtılan ve anlamlaştırılan bilginin parti stratejisinde kullanımı ise,

partideki katılımın seviyesini gösterir (Ormrod, 2004: 10).

Ormrod-Henneberg (2010a)’e göre üyelerin kararlara katılımının bir

sonraki aşama olan, sürekli dışsal iletişim üzerindeki etkisi % 54’dür.

Ormrod-Henneberg (2010b)’e göre ise bu katsayı, % 63 olarak bulun-

muştur.

4.2.4. Sürekli Dışsal İletişim

Politik pazar yönlülüğün davranışsal dizisinin son halkası, politik

pazarlama stratejisinin uygulanmasında süreklilik için ihtiyaç duyulan,

sürekli dışsal iletişimdir (Ormrod, 2007: 78). Politik kampanyaların ka-

rakteristik özelliklerinden biri, öteki adayların veya partilerin faaliyetle-

rini çürütmek için, hemen cevap verilmesinin gerekliliğidir. Gerek parti

stratejisinin ve uygulamalarının dışsal gruplara duyurulması gerekse

öteki parti ve adayların eleştirilerinin derhal çürütülmesi için, bütün dış-

sal gruplarla (seçmenler ve medya gibi diğer sosyal gruplar) sürekli ile-

tişim halinde olmak gerekir. Bu iletişim sadece seçim dönemlerinde de-

ğil her zaman olmalıdır.

Page 27: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

17

5. Sonuç

Demokrasinin gelişmesi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve

seçmenlerin bilinçlenmesi, siyasal rekabeti artırmaktadır. Bir partinin bu

şartlarda iyi performans göstermesinin önemli şartlarından birisi, algıla-

nan pazar yönlülük seviyesinin uygun düzeyde olmasıdır. Bu nedenle ya-

bancı literatürde politik pazar yönlülük ile ilgili çok sayıda kavramsal

(Ormrod, 2004, 2005, 2007), eleştiri (Ormrod, 2006; Lees-Marshment,

2006) ve ampirik türde çalışmalar (Lees-Marshment, 2001; O’Cass,

1996, 2001a, b; Ormrod-Henneberg, 2008, 2010a, b) yapılmıştır. Türkçe

literatürde ise politik pazar yönlülüğü kavramsal ve ampirik olarak ince-

leyen çalışmaya ulaşılamamıştır. Bu eksikliği gidermek amacıyla bu ça-

lışmada, uluslararası ticari ve politik pazarlama literatüründen faydalanı-

larak, parti üyelerinin algılamalarına göre partilerin politik pazar yönlülük

seviyelerinin ölçümü için bir kavramsal model önerilmektedir.

Uluslararası literatürdeki çalışmaların bir kısmı (Lees-Marshment,

2001a, b; O’Cass, 1996, 2001a, b) politik pazar yönlülüğü sadece seçmen

yönlülük olarak ele almıştır. Ayrıca bu çalışmalardaki modellerin ampirik

olarak ölçülmesi zordur. Ormrod (2004, 2005), ticari pazarlama literatü-

ründeki (Deshpande´-Farley, 2004; Gainer-Padanyi, 2005; Griffiths-

Grover, 1998; Harrison-Walker, 2001; Hult vd., 2005; Lafferty-Hult,

2001; Powpaka, 2006), bütünsel pazar yönlülük yaklaşımını esas alarak,

politik pazar yönlülüğü tutumsal (örgütsel) ve davranışsal (yönetsel) yön-

leriyle ele alan bir model ortaya koymuştur. Daha sonra bu modele dayalı

çeşitli kavramsal çalışmalar yapılmış ve model ampirik olarak da test

edilmiştir (Ormrod, 2007; Ormrod-Henneberg, 2008, 2010a, b).

Politik pazar yönlülüğe bütünsel bir açıdan bakması ve gerçek politik

hayatta partilerin pazar yönlülük seviyelerinin ölçülmesine izin vermesi

gibi nedenlerle, Ormrod (2004,2005)’un modeli bu çalışmada esas alın-

mıştır. Bu çalışmada önerilen model, tutumsal ve davranışsal unsurlardan

oluşmaktadır. Tutumsal unsurlar; seçmen yönlülük, rekabet yönlülük, iç-

sel pazar yönlülük ve dışsal (sosyal) yönlülükten oluşmaktadır. Davranış-

sal unsurlar ise sırasıyla; politik pazar bilgisi üretimi, bilginin parti içinde

dağılımı, parti üyelerinin parti politikalarına katılımı ve sürekli dışsal ile-

Page 28: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

18

tişimdir. Davranışsal unsurlar, tutumsal unsurlardan farklı olarak, model-

de bir süreç olarak dizilmiştir. Bu süreçte her aşama bir sonraki aşamanın

girdisi, bir sonraki aşama ise önceki aşamanın çıktısıdır (Harison-Walker,

2001; Ormrod, 2004, 2005). Şöyle ki, politik pazarla ilgili üretilen bilgi-

ler, üyelerin katılımı ile politika üretmek için örgüt çapında dağıtılır. Bu

nedenle, politik pazar yönlülük seviyesini ölçmeye yönelik yapılan ampi-

rik çalışmalarda (Ormrod-Henneberg, 2010a, b), davranışsal süreçteki

unsurlar arasındaki ilişkilerin varlığı incelenmiş ve oldukça kuvvetli iliş-

kiler bulunmuştur.

Tutumlar davranışları hazırlayan bir ön hazırlıktır. İnsanlar, tutumları-

na göre hareket ederler (Silah, 2000: 363). Önerilen modelde de, tutumsal

unsurların davranışsal unsurlara olan etkisine yer verilmiştir. Ormrod-

Henneberg (2010a, b), parti üyelerinin algılamalarına göre, tutumsal un-

surlardan içsel pazar yönlülüğün (partilerin profesyonel ve gönüllü üyele-

rinin fikirlerine önem verme) ve dışsal yönlülüğün (medya ve toplumdaki

diğer grupların önemini kabul etme) davranışsal süreç üzerinde önemli

etkisini bulmuşlardır. Bu çalışmalara göre ilginç bir şekilde, seçmen ve

rekabet yönlülüğün davranışsal süreç üzerinde etkisi yoktur.

Sonuç olarak, pazar yönlülük seviyelerinin belirlenmesine yönelik ya-

pılacak ampirik çalışmalar, politik pazarda başarılı olmak için hangi tu-

tumsal ve davranışsal unsurlara ağırlık verileceğine ışık tutacaktır.

Ek-1’de, önerilen modeldeki tutumsal ve davranışsal yapıyı ölçmeye

yarayacak ifadelere yer verilmiştir (Ormrod, 2004; Ormrod, 2005; Fore-

man-Money, 1995).

Page 29: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

19

Kaynakça

Akdoğan, Ş. - Ahmet T. (1999) “Politik Pazarlama Uygulamalarına Farklı Bir

Bakış– Siyasi Partiler Örneği”,Pazarlama Dünyası Dergisi, 13 (77),

34-39.

Aslan, S. - Kahraman Ç. (2003) “Politik Pazarlama Açısından Baskı Grupları”,

Pazarlama Dünyası Dergisi, 17 (2003-1), 54 -60.

Attilla, N. (1997) “Politika Pazarlaması Örnekleriyle Türkiye’de Politika Pa-

zarlaması ve Bir Kampanya Araçları Etkinlik Araştırması”, Yayım-

lanmamış Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü.

Aydeniz, N.-Berrin Y. B. (2007). “Hizmet İsletmelerinde Pazar Yönlü Değer

Yaratma: Finansal Performansa Etki Boyutu”, Elektronik Sosyal Bi-

limler Dergisi, 6 (20), 95-111.

Baker, W.-James M. S. (1999) “The synergistic effect of market orientation

and learning orientation on organizational performance”, Journal of

the Academy of Marketing Science, 27, 411-27.

Balabanis, G., Ruth S.-Hugh P.(1997)“Market orientation in the top 200 British

charity organizations and its impact on their performance”, European

Journal of Marketing, 31, 583–603.

Bayraktaroğlu, G. (2002)“Geleneksel Pazarlamada Politik Pazarlamanın Yeri”,

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 4, (3), 58-82.

Bhuian, S. N. (1998) “An empirical examination of market orientation in Saudi

Arabian manufacturing companies”, Journal of Business Research,

43 (1), 13-25.

Caruana, A., RamaseshanB.-MichaelE.(1999) “Market orientation and per-

formance in the public sector: The role of organizational commit-

ment”,Journal of Global Marketing, 12(3),59–79.

Çiftlikçi, A. (1996) “Siyaset Pazarlaması ve Siyasi Partilerin Malatya’daki Uy-

gulamaları”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İnönü Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Çiftlikçi, A. (1999) “Siyaset Pazarlaması ve Siyasi Partilerin Malatya’daki Uy-

gulamaları”, Yayınlanmış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü.

Deshpandé, R.,John U. F.- Frederick E. W. (1993) “Corporate Culture, Cus-

tomer Orientationand Innovativeness, ”Journal of Market-

ing,57(1),23-27.

Page 30: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

20

Deshpandé, R.- John U. F. (1999)“Culture, Customers, and Contemporary

Communism: Vietnamese Marketing Management Under Doi Moi”,

Asian Journal of Marketing 7 (1), 4-18.

Deshpand´e, R.- John U. F. (2004)“Organizational culture, market orientation,

innovativeness, and firm performance: An international research odys-

sey”, International Journal of Researching Marketing,21,3–22.

Foreman, S. -Arthur M. (1996), “The Measurement of Internal Marketing: A

confirmatory Case Study”, Journal of Marketing Management,

11(8), 755-766.

Gainer, B.-Paulette P., (2005).“The relationship between market-oriented activ-

ities and market-oriented culture: Implications for the development of

market orientation in non profit service organizations”, Journal of

Business Research, 58(6),854–862.

Gegez, E. (1990) “Pazarlamanın Gelişim Süreci ve Politik Pazarlama”, Pa-

zarlama Dünyası, 4 (19), 39-40

George, W. R.,-C. Gro¨nroos(1991)“Developing customer-conscious employ-

ees at every level: Internal marketing”. In C.A. Congram (Ed.), The

AMA handbook of marketing for the service industries (pp. 85–100).

New York: American Management Association.

Günay, N. (2001), The Marketing Concept, Ege Akademik Bakış, 1 (1), 115-

140.

Günay N.-Kesken J. (2000) “Pazar Yönlülük Kavramı: Bir Uygulama”, 5.

Ulusal Pazarlama Kongresi Bildiri Kitabı, 16-18 Kasım Antalya,

221-234.

Gray, B.-Sheelagh M.- Christo B.-Phil M. (1998) “Developing Better Measure

of Market Orientation,” European Journal of Marketing, 32 (9/10),

884-903.

Griffiths, J.-RajivG. (1998) “A Framework for Understanding Market Orienta-

tion: The Behavior and the Culture,” 1998 AMA Winter Educator’s

Conference, American Marketing Association.

Harris, P. (2001) “To Spin or Not to Spin, That is the Question: The Emer-

gence of Modern of Political Marketing”, The Marketing Review, 2,

35-53.

Harrison-W.J. (2001) “The measurement of a market orientation and its impact

on business performance”, Journal of Quality Management,6, 139–

172.

Page 31: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

21

Hult, T., David K.- Stanley S. (2005)“Market orientation and performance: An

integration of disparate approaches”, Strategic Management Jour-

nal, 26(12), 1173–1181.

Hult, T.-David K.(2001) ”Does market orientation matter? A test of the rela-

tionship between positional advantage and performance” Strategic

Management Journal, 22, 899-906.

İslamoğlu, H..(2002), Siyaset Pazarlaması Toplam Kalite Yaklaşımı, Beta

Yayınları, İstanbul.

Jaworski, B.- Ajay K. (1993) “Market Orientation: Antecedents and Conse-

quences,” Journal of Marketing, 57, (3), 53-71 .

Kavak B. (2004) “Siyasal Pazarlamada Pazar Bölümlendirme: Seçmenin Oy

Verme Kriterleri Çerçevesinde Bir Değerlendirme”, Pazarlama Dü-

nyası, 18 (2004-3), 56-62.

Kohli, A., Bernard J. J.-Ajith K. (1993) “MARKOR: A measure of market ori-

entation”, Journal of Marketing Research,30 (4), 467-477.

Kohli, A-Bernard J. (1990)“Market Orientation: The Construct Research Propo-

sitions and Managerial Implications”,Journal of Marketing,54, 1–18.

Kotler, P. (1997) Marketing Management: Analysis, Planning, Implemen-

tation and Control, New Jersey: Prentice-Hall, Inc.

Lafferty, B.-Tomas H. (2001) “A synthesis of contemporary market orientation

perspectives”.European Journalof Marketing, 35(1), 92–109.

Lees- Marshment -Jennifer (2001) “The Product, Salesand Market-Oriented

Party: How Labour Learnt to Marketthe Product, Not Justthe Presen-

tation,” EuropeanJournalofMarketing,35 (9/10), 1074-1084.

Levitt, T.(1960) “Marketing myopia”, Harvard Business Review, July/August,

45-56.

Limanlı, M. (1991) “Siyasal Pazarlama”, Pazarlama Dünyası, 5, (29) 29-39.

Mucuk, İ.(2007)Pazarlama İlkeleri, 16.Basım, Türkmen Kitabevi, İstanbul.

Naktiyok, A.-Kürşat T. (2008) “Öğrenme Yönlülüğün Müşteri Yönlülük

Üzerine Etkileri”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, 30, 169-192.

Narver, J. C. and Stanley F. S. (1990) “The Effect of a Market Orientation on

Business Profitability,” Journal of Marketing, 54, 20-35.

O’Cass, A. (2001a) “Political Marketing: An investigation of the political mar-

keting concept and political market orientation in the Australian poli-

tics”, European Journal of Marketing, 35 (9-10), 1003-1025.

Page 32: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

22

O’Cass, A (1996) “Political marketing and marketing concept” European Jour-

nal of Marketing, 30 (10-11),37-53.

O’Cass, A. (2001b). “The internal–external marketing orientation of a political

party: Social implications of political party marketing orientation”,

Journal of Public Affairs, 1(2), 136–152.

Oktay, M. (2002), Politikada Halkla İlişkiler, Der Yayınları İstanbul.

Okumuş, A. (2007) “Pazarlama Anlayışında Siyasal Pazarlamanın Yeri ve

Pazar Konumlarına Göre Siyasi Partilerin Stratejik Analizi”,

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 17, 157-172.

Ormrod, R.-StephentH.( 2010a)“Understanding voter orientation in the context

of political market orientation: is the political customer king?”, Jour-

nal of Marketing Management, 26 (1), 108-130.

Ormrod, R.-Stephen H. (2010b) “An investigation into therelationship between

political activity levels and political market orientation”, European

Journal of Marketing, 44 (3/4), 382-400.

Ormrod, R. (2005) “Aconceptual model of political market orientation”, Jour-

nal of Non profitand Public Sector Marketing, 14(1/2), 47–64.

Ormrod, R. (2006) ‘A Critique of the Lees-Marshment market-oriented party

model’, Politics 26(2),110–118.

Ormrod, R. (2004) “Operationalising the Conceptual Model of Political Market

Orientation”, Report Series on Political Communication No. 14,

Sundsvall, Sweden: Institute for Democratic Communication.

Ormrod, R. (2007)“Political market orientation and its commercial cousin:

Close family ordistant relatives?”,Journal of Political Marketing,

6(2/3), 69–90.

Ormrod, R.-Stephan H. (2008) “Understanding a political market orientation”,

paper presented at the 6th International Conference on Political

Marketing, Manchester Business School, University of Manchester,

Manchester, 27-29 March.

Özsoy, O. (2001)Politik Propaganda Teknikleri, Alfa BasımYayın, İstanbul

Özsoy, O..(2001) Başarılı Siyasetçinin El Kitabı, Hayat Yayıncılık ve İletişim

Hizmetleri, İstanbul.

Polat, C.-Banu K. (2008) “Gençseçmenler Gözüyle Siyasal Ürün (Siyasi Lider)

Özellikleri: Ankara’daki Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir

Çalışma”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 5 (1).

Page 33: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

23

Powpaka, S.(2006) “How market orientation affects female service employees

in Thailand” Journal of Business Research, 59(1),54–61.

Silah, M.(2000) Sosyal Psikoloji, Gazi Kitapevi Yayınları, Ankara.

Sitembölükbaşı, Ş. (2004), “Isparta’da Seçmenlerin Parti Tercih Nedenleri

Üzerine Bir Araştırma: 1995, 1999, ve 2002 Genel Seçimleri

Karşılaştırması”, Akdeniz Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, 8, 156–176.

Slater, S.-John N. (1998) “Customer Led and Market Oriented: Let’s Not Con-

fuse The Two,” Strategic Manegement Journal, 19 (10), 1001-1006.

Slater, S.-John N. (1995) “Market Orientation and The Learning Organiation,”

Journal of Marketing, 59, 63-74.

Slater, S.-John N. (1999) “Market-oriented is more than being customerled”,

Strategic Management Journal,20,1165–1168.

Tan, A.(2002)Politik Pazarlama, Papatya Yayıncılık, İstanbul.

Tan, A. (1998) “Politik Pazarlama ve Kahramanmaraş Örneği”, Cumhuriyet

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi.

Tan, A. (2001) “Politik Pazarlama Uygulamalarında Baskı Gruplarının Yeri ve

Önemi”, Pazarlama Dünyası Dergisi, 38 (2001-2), 38-40.

Tokgöz, O.(1991) “Türkiye’de 1983 ve 1987 Genel Seçimlerinde Kullanılan

Siyasal Reklamlar”, Amme İdaresi Dergisi, 24 (1), 13-28.

Tokgöz, O. (1999) “Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi (1987-1999): Gazete

Siyasal Reklamları Üzerinden Değerlendirme”, İletişim, 3, 61-90.

Tsaı, Y.-Ta-Wei T. (2008) “How to Improand Service Quality: Internal Mar-

keting as a Determining Factor”, Total Quality Management &

Business Excellence, 19(11), 1117 -1126.

Ünnü, N. A. (2009) Politik Pazarlamada Pazar Yönlülük ve Otantik Liderliğin

Önemi, Ege Akademik Bakış, 9 (4), 1243-1273

Wood V. R.,Shahid B. -Pamela K. (2000) “Market orientation and organiza-

tional performance in non-for-profit hospitals”, Journal of Business

Research, 48 (3), 213–226.

Wring D. (1996)“Political Marketing and Party Development in Britain: A Secret

History”, European Journal of Marketing, 30, (10-11), 100-111.

Zhou, K. Z., Chi K. Y.-David K. T.(2005)“The effects of strategic orientations

on technology- and market-based breakthrough innovations” ,Journal

of Marketing, 69 (2), 42-60.

Page 34: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

24

EK: Politik Pazar Yönlülük Ölçeği Önerisi

Seçmen Yönlülükle İlgili İfadeler

Partimizin ideolojisini, seçmenlerin fikirleri belirler.

Seçimlerde oy kullanmayanların fikirleri bile partimizce dikkate alınır.

Partimizin çoğu kararlarının nasıl verileceğinde, seçmenlerin etkisi

vardır.

Partimize oy vermesi muhtemel seçmenlerin görüşleri, sadık seçmenle-

rin görüşleri kadar önemlidir.

Rekabet Yönlülükle İlgili İfadeler

Partimizin politikaları ile ilgili kararlar verilirken, öteki partilerin politi-

kaları da dikkate alınır.

Partimiz öteki partileri, ideolojilerine bakmadan bir rakip olarak önem-

ser.

Partimiz gerekirse rakipleriyle işbirliği yapabilir.

Partimiz bir rakibiyle işbirliği yapmak zorunda kalırsa, o partinin fikir

ve politikaları dikkate alınır.

İçsel Pazar yönlülükle İlgili İfadeler

Parti yönetimimiz üyelerine güvenilir bir vizyon sunar.

Partimiz vizyonunu bütün üyelerine etkin bir şekilde iletir.

Partimiz üyelerini, görevlerini iyi bir şekilde yerine getirmek için, eğitir.

Parti yönetimi bize neyi, neden ve nasıl yapmamız gerektiğini öğretir.

Partimiz, üyenin performansını, partinin amacına katkı sağlamakla öl-

çer.

Partimizde iyi çalışanlar ödüllendirilir.

Partimizin performans ölçümü ve ödül sistemi, üyeleri birlikte çalışma-

ya özendirir.

Partimizin performans ölçümü ve ödül sistemi, çalışanları çalışmaya

teşvik eder.

İstek ve önerilerimi yönetime rahatlıkla iletebiliyorum.

Page 35: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

25

Partimizde, yöneticilerle üyeleri bir araya getiren yararlı toplantılar ya-

pılmaktadır.

Üyelere, partideki önemli değişiklikler hakkında, önceden bilgi verilir.

Parti yönetimi, parti stratejisini belirlerken, üyelerinden aldığı bilgileri

kullanır.

Dışsal Yönlülükle İlgili İfadeler

Medyanın bakış açısı Partimiz için çok önemlidir.

Partimiz öteki partileri, ideolojilerine bakmadan bir rakip olarak önem-

ser.

Sivil toplum kuruluşları genellikle parti politikalarımızı etkilemez.

Toplumdaki çoğu ticari çıkar grupları parti politikalarımızı etkilemez.

Yerel seviyedeki sorunların çoğu partimizce önemli sayılmaz.

Partimiz, devlet kuruluşları ile iyi ilişkilere sahiptir.

Partimizin üyesi olsun olmasın yerel seviyedeki aktif bireyler (muhtar-

lar gibi) parti politikalarımızı etkileyebilir.

Bilgi Üretimi İle İlgili İfadeler

Partimiz, parti üyelerinin politika ve uygulamaları hakkındaki düşünce-

lerini öğrenmek için araştırmalar yapar.

Partimiz, sivil toplum kuruluşlarının düşünceleri ile ilgili bilgi toplar.

Partimiz öteki partilerin faaliyetlerini öğrenmek için bilinçli çaba göste-

rir.

Partimizin kendisinin yaptırdığı veya piyasadaki öteki araştırma şirket-

leri tarafından yapılan araştırmaların sonuçları, partimiz için önemli bir

bilgi kaynağıdır.

Partimiz nadiren doğrudan seçmen fikirleri ile ilgili bilgi toplar.

Parti üyelerimiz, seçmen fikirleri hakkında bilgi toplarlar.

Parti İçi Bilgi Paylaşımı İle İlgili İfadeler

Partimizin örgütsel yapısı, her parti üyesinin sesini duyulabileceği şe-

kilde kurulmuştur.

Parti üyeleri çalışmaları hakkında seçmenleri bilgilendirirler.

Parti üst yönetimi bizleri nadiren dinler.

Page 36: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

26

Partinin bütün üyeleri, parti işlerinde yardımcı olacak her türlü bilgiyi

öteki üyelerle paylaşırlar.

Parti üst yönetimi, yerel düzeyde yapılan müzakere sonuçlarından ha-

berdardır.

Parti Politikalarına Üyelerin Katılımı İle İlgili İfadeler

Parti üyeleri, parti stratejisinin geliştirilmesine doğrudan katkı sağlar.

Parti stratejisi esas olarak parti üst yönetimi tarafından geliştirilir.

Bütün parti üyeleri, strateji geliştirmede gerçek bir etkiye sahiptir.

Parti politikasına ilişkin her bir karar verilmeden önce bütün parti üyele-

rinin fikirleri alınır.

Parti stratejisindeki değişikliklerle ilgili son kararlar verilmeden, geniş

ölçüde tartışılır.

Sürekli Dışsal İletişim İle İlgili İfadeler

Şartların uygun olduğu her zaman, parti üyeleri karşılaştıkları her seç-

menlerle iletişime geçerler.

Partimizin çevresindeki bireylere ve örgütlere yönelik olarak resmi ileti-

şim kanalları vardır.

Partimiz, politikalarını doğrudan seçmenlere iletmede iyidir.

Partimizin dışındaki bireyler ve örgütler, partimizin önceliklerinin ne

olduğu konusunda iyi bir fikre sahiptir.

Partimiz, önemli sosyal gruplarla doğrudan iletişim kurar.

Partimiz, politikaları çerçevesinde medya ile uygu şekilde iletişim ku-

rar.

Page 37: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

27

YAPISAL EŞİTLİK MODELLEMESİ İLE ÖĞRETİM ELE-

MANLARININ ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ

ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Yalçın KARAGÖZ4, Hüdaverdi BİRCAN5, Abdulkadir BEĞEN6

ÖZET

Kaliteli eğitim hizmeti verebilmek için, eğitim hizmeti verenlerin

alanlarında uzman olmalarıyla birlikte, öğrenciyle olumlu diyalog kuru-

labilmesi ve dersin muhteviyatının öğrenciye benimsetilmesi ve sevdi-

rilmesi vb. kabiliyetlerinin olması da önemlidir. Bu sebeple, bu çalış-

mada üniversite öğrencilerinin akademik başarılarını etkileyen öğretim

üyelerinin mesleki yeterlilik ve uygulamaları ele alınmış ve verilen eği-

timin nasıl olması gerektiğini belirleyebilecek bir ölçek geliştirilmiştir.

Ölçeği geliştirebilmek için, yapısal eşitlik modellemesi kullanılmıştır.

Bu çalışmada kullanılan veriler, Cumhuriyet Üniversitesi İİBF öğ-

rencilerine yüz yüze anket yöntemi uygulanarak elde edilmiştir. Öğren-

cilere 34 sorudan oluşan bir anket uygulanmıştır. Verilere açıklayıcı

faktör analizi uygulanarak dört faktör elde edilmiş, elde edilen modele

verilerin mükemmel uyum gösterdiği bulunmuştur. Elde edilen bu 4

faktörlü modele doğrulayıcı faktör analizi uygulanarak modelin geçerli-

liği teyit edilmiştir. Sonuç olarak elde edilen bu ölçeğin eğitimin kalite-

sini ölçmek için kullanılabileceğine karar verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Yapısal Eşitlik Modellemesi, Akademik Eği-

timde Başarı.

4 Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bil. Fak. İşletme Böl. [email protected]. 5 Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bil. Fak. İşletme Böl. [email protected]. 6 Dr., [email protected]

Page 38: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

28

BUILDING SCALE OF EFFECT OF ACADEMICIANS TO

THE SUCCESS OF STUDENTS WITH STRUCTURAL EQUA-

TION MODELING

ABSTRACT

In order to give quality education to the university students , it is im-

portant that academicians should have such abilities too as being expert

on their fields, having good relations to their students, being sure whet-

her they understand lecture and like it. For that reason, in this study, the

proffessional competence and conduct of academicians affecting aca-

demic success in education of university students, are discussed and a

scale is built to determine how education should be. To build the scale,

structural equation modeling is used. The data used in this study are

acquired by face-to-face survey methods conducted to students of fa-

culty of economics and administrative sciences of cumhuriyet univer-

sity. 34-question survey is conducted to the students. Four factors are

acquied by conducting explanatory analysis, and confirmatory factor

analysis is conducted to the found factors. According to the acquired

analysis’ findings, it is determined that the accuracy between data and

the built scale model is well enough.

Keywords: Structural Equation Modeling, Academic Success in

Education.

Page 39: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

29

1. Giriş

Üniversitelerde öğrencilerin akademik başarılarının yükseltilmesi,

üniversitelerin öncelikli hedefleri arasında yer alır. Öğrencilerin akade-

mik başarılarını etkileyen pek çok bireysel, çevresel ve kurumsal fak-

törden söz edilebilir. Memduhoğlu ve Tanhan (2009: 107) tarafından

yapılan çalışma, bireysel ve çevresel faktörlerden ziyade özellikle aka-

demik başarıyı etkileyen örgütsel faktörleri belirlemeye yöneliktir. Öğ-

rencilerin akademik başarılarını etkileyen örgütsel faktörler arasında öğ-

retim üyelerinin; iletişim ve insan ilişkileri, öğretim strateji ve yöntem-

leri, öğrenme kuramları ve motivasyon, ölçme ve değerlendirme, alan

yeterliliği ve alandaki yeni gelişmeleri izleme ve sınıf yönetimi bilgi ve

becerileri gibi yeterlilikleri sayılabilir. Ayrıca kurum kültürü, yönetim

anlayışı, kurumun fiziksel ortam ve donanımı da öğrencinin akademik

başarısı üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Bu açıdan ifade edilen ör-

gütsel faktörlerin öğretim elemanlarının görüşleri doğrultusunda belir-

lenmesi önemli görülmektedir. Öğrencilerin başarısızlığının önlenebil-

mesi için, başarıyı etkileyen faktörlerin belirlenmesi gereklidir. Başarıyı

etkileyen önemli faktörler belirlenirse, başarısızlığı doğuran nedenlerin

kontrol altına alınabilecektir.

Üniversitede öğrenci olmak, üniversite yaşamı, genelde ülkemizde

ve diğer ülkelerde kaygı ve stres üretecek bir ortamın niteliğini taşımak-

tadır. Üniversite öğrencisi, birey olarak kendi gelişimsel sorunları olan

bir kişidir. Üniversite öğrencisi ne yetişkindir ne de çocuktur. Çocuk-

luktan gençliğe ve yetişkinliğe geçme döneminin sıkıntılarını yaşaya-

bilmektedir. Kendi kimliğini bulma, toplumsal yönden yerel ve çocuk-

luk döneminin değerlerini, daha geniş toplumun ulusal ve evrensel de-

ğerlerini benimseme ve uzlaştırma, toplum değerlerine uyum sağlama,

sosyal olgunluğa erişme durumundadır. Üniversite gençleri, sosyal ol-

gunluğa erişmenin ilk önemli boyutu olan bağımsızlık ve cinsel kimliğe

uygun olan davranışları kazanmak zorundadır (Çuhadaroğlu, 1989: 35).

Eğitimcilerin karşılaştığı temel sorunların, öğrencilerin zekâları ya

da entelektüel kapasiteleri ile ilgili olmadığı bilinmektedir. Temel so-

run, öğrencilerin öğrenmeye olan ilgilerinin az olması ve sınıf içinde

Page 40: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

30

başarıya karşı motivasyonlarının ve başarı algılarının düşük olmasıdır.

Öğrencilerin; derslerine karşı öğrenme, ilgi, merak ve istekleri, öğren-

melerini kolaylaştırıp başarılarını artırırken, tersi durumlar da öğrenme-

lerini güçleştirip başarılarını düşürmektedir (Soydan vd., 2012: 2).

Başarı, “İstenen sonuca ulaşma, güdülen amaca erişme, isteneni elde

etme” olarak da tanımlanmıştır. Eğitim açısından bakıldığında başarı

öğrencinin ders müfredatında belirtilen hedef ve kazanımları kavraması

ve bu doğrultuda davranış sergilemesidir. Başka bir deyişle başarı, öğ-

rencinin bulunduğu sınıf ve derse göre hedeflenen bilgi, beceri ve dav-

ranışları kazanmasıdır (Şeker, 2013: 22).

Üniversite dönemi bireyin eğitim aşamasının en önemlilerinden birisi-

dir. Bireylerin gelecekteki hayatlarını yönlendirmede üniversite eğitimi

büyük bir rol oynamaktadır. Bu nedenle öğrencilerin başarısını etkileyen

faktörlerin bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Öğrencilerin başarısını

çok sayıda faktör (fiziksel, ruhsal, toplumsal, ekonomik, coğrafi, çevre

vb.) etkilemektedir. Öğrencilerin başarılı olabilmesi için bu faktörlerden

olumsuz yönde etkilenmemesi gerekmektedir (Rençber, 2009: 192)

Akademik başarı, öğrenciler üzerinde önemli etkiye sahiptir. Öğren-

ciler başarı karşısında mutluluk, güven ve kişisel doyum, başarısızlık

karşısında ise üzüntü, hayal kırıklığı ve depresyon vb. tepkiler geliştir-

mekte ve bu duygular başarı-başarısızlık nedenlerinin algılanma biçimi-

ne bağlı olarak değişmektedir (Memduhoğlu ve Tanhan, 2009: 107).

Bu çalışmada öğretim üyelerinin, öğrencinin akademik başarısına

etkisi ele alınmıştır. Öğrenciye daha kaliteli bir eğitim sunabilmek için

öğretim üyeleri açısından, eğitim kalitesini etkileyen faktörlerin bilin-

mesi, eğitim kalitesini yükseltmek faydalı olacaktır. Bu amaçla, öğretim

üyeleri tarafından verilen eğitim hizmetlerinde kalitenin artırılması için,

yapısal eşitlik modellemesi kullanılarak, eğitimin kalitesini belirleyici

bir ölçek geliştirilecektir. Bu ölçekle, öğrenciye daha kaliteli bir eğitim

vermenin yolları ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Page 41: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

31

2. Materyal ve Metot

2.1 Verilerin Normalliği, Güvenirliği ve Geçerliği:

Büyük örneklem verilerinde (Pragmatik bilim adamlarına göre

n>100 ve daha duyarlı bilim adamlarına göre n>400) test sonuçları

normallik şartının sağlanmadığını gösterse de bunun pratikte çok fazla

bir önemi yoktur. Böyle bir durumda histogram, kutu grafiği ve normal

olasılık grafikleri incelenir. Dağılım normale yakın bir özellik gösteri-

yorsa, p değerinde normallik koşulunun sağlanmaması çok fazla önemli

değildir (Şencan, 2005: 196). Bu çalışmada, veri sayısı 760’dır.

Verilerin güvenilirliğini ve geçerliliğini belirlemek için, anketteki

bütün maddeler için yapılan güvenilirlik testinde, Cronbach Alpha de-

ğeri 0,929 bulunduğundan, verilerin güvenilirliği çok yüksektir. Ayrıca

yapısal geçerlilik analizi için öncelikle açıklayıcı (explanatory) faktör

analiz yapılmış ve ayırt edici geçerlilik için de doğrulayıcı (confirma-

tory) faktör analizi yapılmıştır (Bollen, 1989).

2.2 Materyal

Veriler, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İderi Bilimler Fakültesin-

deki 760 öğrenciye yüz yüze anket uygulanarak elde edilmiştir. Sekaran’a

göre ana kütlenin 10.000.000 olması durumunda örneklem büyüklüğünün

384 olması yeterlidir (Sekeran, 2000: 285; Altunışık vd., 2005: 127). Ve-

riler SPSS 23 (AMOS 23) paket programı ile analiz edilmiştir (SPSS

programı, Cumhuriyet Üniversitesi Kampüs Lisanslıdır).

2.3 Metot

Analizde temel olarak yapısal eşitlik modellemesi kullanılmıştır.

Yapısal eşitlik modellemesi psikoloji, sosyoloji, eğitim araştırmaları, si-

yasal bilimler, pazarlama vb. araştırmalarında kullanılan bir tekniktir

(Dow vd. 2008: 106). Temel olarak faktör analizi ve regresyon analizi-

nin birleşimidir. Teorik modele göre oluşturulan tahmini kovaryans

matrisinin, gözlenen verilerin kovaryans matrisine uygunluğunu test

eder (Hox-Bechger, 1995: 356). Yapısal eşitlik modellemesini, diğerin-

den ayıran iki temel özellik vardır (Hair vd., 1998: 584): birincisi, çoklu

Page 42: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

32

ve karşılıklı bağımlı ilişkiler tek bir analizde test edilir. Yani, bütün iliş-

kiler aynı anda test edilir. İkincisi, gösterge değişkenlerinin mükemmel

olarak ölçülemeyeceği kabul edilir ve göstergelerin hata varyansları da

hesaplamalara dâhil edilir.

2.3.1 Yapısal Eşitlik Modellemesi

Yapısal eşitlik modellemesi psikoloji, sosyoloji, eğitim araştırmaları,

siyasal bilimler, pazarlama vb. araştırmalarında kullanılan bir tekniktir

(Dow vd., 2008: 106). Temel olarak faktör analizi ve regresyon analizi-

nin birleşimidir. Teorik modele göre oluşturulan tahmini kovaryans

matrisinin, gözlenen verilerin kovaryans matrisine uygunluğunu test

eder (Hox-Bechger, 1995: 356). Yapısal eşitlik modellemesini, diğerin-

den ayıran iki temel özellik vardır (Hair vd., 1998: 584): birincisi, çoklu

ve karşılıklı bağımlı ilişkiler tek bir analizde test edilir. Yani, bütün iliş-

kiler aynı anda test edilir. İkincisi, gösterge değişkenlerinin mükemmel

olarak ölçülemeyeceği kabul edilir ve göstergelerin hata varyansları da

hesaplamalara dâhil edilir.

Yapısal eşitlik modellerinin bilimsel çalışmalarda çokça kullanılıyor

olmasının temel nedeni, verilen bir modeldeki gözlenen değişkenlere

(hem bağımlı hem bağımsız) ilişkin ölçüm hatalarını açıkça hesaba ka-

tan bir yöntem olmasından kaynaklanmaktadır. Yapısal eşitlik modelle-

rinin aksine, geleneksel regresyon analizinde açıklayıcı değişkenlerdeki

olası ölçüm hataları göz ardı edilmektedir. Bu nedenle de regresyon

analizi sonuçları yanlış ve yanıltıcı sonuçlar verebilmektedir. Ölçüm ha-

talarının üstesinden gelmesinin yanı sıra yapısal eşitlik modelleri ayrıca

araştırmacıların çok değişkenli kompleks modeller geliştirmesi, tahmin

etmesi ve test etmesine de olanak sağlamakta ve verilen modeldeki de-

ğişkenlerin direkt ve dolaylı etkilerini de dikkate almaktadır. Direkt ve

dolaylı etkilerin kombinasyonu açıklayıcı değişkenin bağımlı değişken

üzerindeki toplam etkisini ortaya koymaktadır (Bayram, 2013: 1)

YEM, sahip olduğu bazı özellikler bakımından klasik çok değişkenli

istatistiksel yöntemlerden farklılaşmaktadır (Byme, 2010). İlk olarak

YEM, diğer istatistiksel yöntemlerden farklı olarak, keşfedici bir yakla-

Page 43: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

33

şım yerine, doğrulayıcı bir yaklaşımı benimsemektedir. Dolayısıyla

YEM'in dışındaki birçok istatistiksel yöntem veri seti üzerindeki ilişki-

leri keşfetmeye çalışırken; YEM, kuramsal olarak varlığı kurulmuş olan

ilişkilerin veri ile uyumunu doğrulamaktadır. Bu haliyle YEM'in, hipo-

tez testleri için diğer yöntemlerden daha başarılı olduğu söylenebilir.

İkinci olarak geleneksel çok değişkenli yöntemler ölçüm hatasının he-

saplanması ya da düzeltilmesi için herhangi bir yeteneğe sahip değilken;

YEM, hata hesaplamalarında oldukça net sonuçlar ortaya koymaktadır.

Bu bağlamda, geleneksel yöntemler ölçüm hatalarını ayrı ayrı ele alır-

ken, YEM tüm çözümlemelerde ölçüm hatalarını açıkça hesaba katmak-

tadır. Üçüncü olarak, geleneksel yöntemler analizlerde sadece gözlem-

lenebilen değişkenler üzerinden işlem yapabilirken; YEM, aynı model

içerisinde hem gözlenebilen hem de gözlenemeyen değişkenler üzerin-

den test yapabilmektedir. Son olarak, günümüzde, hem gözlenen hem

gözlenemeyen değişkenlerin aynı anda test edilebildiği, doğrudan ve

dolaylı çoklu ilişkilerin ya da ardışık dolaylı ilişkilerin ölçülebildiği

YEM’den daha iyi veya daha çok kabul gören bir metot bulunmamak-

tadır. Tüm bu özellikler ise YEM’i, günümüzde oldukça popüler bir

yöntem haline getirmiştir. (Meydan-Şeşen, 2015:1).

Yapısal eşitlik modelleri; yol analizi, doğrulayıcı faktör analizi, ya-

pısal eşitlik (regresyon) ve gizli büyüme eğrisi modelleri olmak üzere

dört başlık altında incelenebilir. Bu çalışmada doğrulayıcı faktör analizi

kullanılacaktır.

2.3.2 Doğrulayıcı Faktör Analizi

Önceden oluşturulan bir model aracılığıyla gözlenen değişkenlerden

yola çıkarak gizli değişken (faktör) oluşturmaya yönelik bir işlemdir.

Genellikle ölçek geliştirme ve geçerlilik analizlerinde kullanılmakta ve-

ya önceden belirlenmiş bir yapının doğrulanmasını amaçlamaktadır.

Çok sayıda gözlenen veya ölçülen değişken tarafından temsil edilen giz-

li yapıları içeren, çok değişkenli istatistiksel analizleri tanımlamak ama-

cıyla kullanılmaktadır. Doğrulayıcı faktör analizi, açıklayıcı faktör ana-

lizi ile belirlenen faktörlerin, hipotez ile belirlenen faktör yapılarına uy-

Page 44: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

34

gunluğunu test etmek üzere yararlanılan faktör analizidir. Açıklayıcı

faktör analizi, hangi değişken gruplarının hangi faktör ile yüksek dü-

zeyde ilişkili olduğunu test etmek için kullanılırken, belirlenen k sayıda

faktöre katkıda bulunan değişken gruplarının bu faktörler ile yeterince

temsil edilip edilmediğinin belirlenmesi için doğrulayıcı faktör anali-

zinden faydalanılır (Aytaç- Öngen, 2010: 16). Özetle, yapısal eşitlik

modellerinde teoride var olan kavramsal model, veri yardımı ile test

edilmeye çalışılır. Doğrulayıcı faktör analizi, genellikle ölçek geliştirme

ve geçerlilik analizinde kullanılır ve önceden belirlenmiş bir yapının

doğruluğunu belirlemeyi amaçlar.

Doğrulayıcı faktör analizinde modeller; birinci düzey (first-order)

ikinci-düzey (second-order) üçüncü-düzey, dördüncü-düzey, …, yük-

sek-düzey (higher-order) olarak ele alınmaktadır.

Uyum indeksleri; önceden belirlenen modellerin (predefined), veriyi

ne kadar iyi açıkladığı uyum istatistikleri ile belirlenir. Modellerin

uyumunu test eden birden fazla uyum istatistiği (fit statistic) vardır. Bu

uyum istatistikleri, ileri sürülen modellerin parametreleri ile örnek veri-

lerden elde edilen istatistiklerin uygunluğunu test etmektedirler. Eğer

model verilere uymuyorsa reddedilir. İleri sürülen model reddedilemi-

yorsa model gözlenen verilerin altında yatan nedensel yapıyı açıklama

yeteneğine sahiptir (Özdamar, 2010: 251-252).

Ki kare testi ile modelin genel uyumuna bakılır. Model uyumunun

belirlenmesinde, başlangıç uyum indeksi olarak ki-kare uyum iyiliği in-

deksine (chi-square goodness of fit) bakılır. Ki-kare testi veriyle model

arasındaki uyumun testidir. Ki karenin anlamlı olmaması ve

olması modelin uyumluluğunu gösterir. Ki kare

uyum iyiliği indeksi ile birlikte, Artırmalı Uyum İndeksi (Incremental

Fit lndex, IFI), Karşılaştırmalı Uyum İndeksi (Comparative Fit Index,

CFI), Yaklaşık Hataların Ortalama Karekökü (Root Mean Square Error

of Approximation, RMSEA), İyilik Uyum İndeksi (Goodness Of Fit In-

dex, GFI), Ortalama Hataların (Kalıntıların) Karekökü (Root Mean

Square Residual, RMR) de sık kullanılmaktadır. Tablo 1’de uyum de-

Page 45: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

35

ğerleri ve uyum aralıkları özetlenmiştir (Schermelleh-Engel ve

Moosbrugger, 2003).

Tablo 1. Model Uyum Kriterleri

Model Uyum Kriteri İyi Uyum Kabul Edilebilir Uyum

Uyum testi 0,05<p 1 0,01<p 0,05

CMIN/SD

IFI 0,95 IFI 0,90 IFI

CFI 0,97 CFI 0,95 CFI

RMSEA RMSEA 0,05 RMSEA 0,08

GFI 0,90 GFI 0,85 GFI

RMR

Analizlerde hangi uyum indekslerinin değerlendirileceğine dair ke-

sinlik yoktur. Bununla birlikte genel olarak ki-kare, CMIN/DF, CFI,

GFI, RMSEA vb. indeksi değerleri verilmektedir.

2.3.3. Açıklayıcı (Exploratory) Faktör Analizi

Özellikle psikoloji, sosyal bilimler, eğitim bilimleri, siyaset bilimi ve

uluslararası ilişkiler, iktisat, iktisadi kalkınma ve şehircilik, sosyoloji, bi-

yoloji, jeoloji, tıp, işletmecilik (piyasa araştırması, özellikle tüketici ve

reklam araştırmalarında) gibi alanlarda, birimlerin çok sayıdaki birbirle-

riyle ilişkili özellikleri arasında, birlikte ele alınabilen, birbirleriyle ilişki-

siz fakat bir oluşumu (olayı, fenomeni) açıklamakta yararlanılabilecek

olanlarını bir araya toplayarak (gruplayarak) yeni bir isimle faktör olarak

tanımlamayı sağlayan, yaygın kullanımı olan bir yöntemdir (Kline, 1993:

1; Tavşancıl, 2002: 47; Karagöz, 1991: 20-21; Özdamar, 2002: 235).

Açıklayıcı faktör analizi; çok sayıdaki değişkeni, belirli sayıda gruplara

ayırarak, her bir grubun içindeki değişkenler arasındaki ilişkiyi maksi-

mum, gruplar arasındaki ilişkiyi ise minimum yaparak, grupları yeni de-

ğişkenlere dönüştüren bir analiz türüdür. Türetilen bu yeni değişkenlere

faktör adı verilir. Açıklayıcı faktör analizi, çok sayıdaki değişken arasında

ilişkilere dayanarak, birbirinden bağımsız ve daha az sayıda, daha anlamlı

ve özet bir biçimde yeni değişkenler bulunmasını sağlar. Mevcut olduğu

bilinmekle beraber direk olarak gözlemle belirlenemeyen, gizli boyutları

Page 46: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

36

ortaya çıkarmak ve çok daha fazla sayıdaki veriler setini azaltarak basit-

leştirmeyi amaçlar (Karagöz, 2015: 650). Açıklayıcı faktör analizi ile de-

ğişkenlerin sayısı azalmaya ve değişkenler arası ilişkilerden faydalanıla-

rak yeni yapılar ortaya çıkartmaya çalışılır.

Açıklayıcı faktör analizinde; verilerin çoklu normal dağılımdan gelip

gelmediğini belirlemek Bartlett Testi (Bartlett Test of Sphericity) yapılır.

Verilerin çoklu normal dağılımdan gelme varsayımlarının sağlanması için

significance (olasılık) değerinin 0,05’ten küçük olası gerekir (Akgül-

Çevik, 2003: 428; Hair vd., 1998: 374). Veri yeterliliğini belirlemek için-

de Kaiser-Meyer-Olkin (KMO ) testi yapılır. KMO, testinde bulunan de-

ğer 0,50’nin altında ise kabul edilemez, 0,50 zayıf, 0,60 orta, 0,70 iyi,

0,80 çok iyi, 0,90 mükemmeldir (Sharma, 1996: 116; Tavşancıl, 2002:

50; Altunışık vd. 2005: 217; Nakip, 2003: 408-409). Rotasyon yöntemleri

içinde varimax, quartimax equamax, en yaygın kullanılanlardır. Bu ça-

lışmada varimax yöntemler tercih edilecektir. Varimax yöntemi ile basit

yapıya ve anlamlı faktörlere ulaşmada faktör yükleri matrisinin sütunları-

na öncelik verilir. Bu yöntemle daha az değişkenle faktör varyanslarının

maksimum olması sağlanacak şekilde döndürme yapılır (Tavşancıl, 2002:

50; Kline vd., 1994: 62). Ayrıca, varimax olmadan faktör skor katsayıla-

rına ulaşmak mümkün olmamaktadır (Nakip, 2003: 413).

2.3.4. Açıklayıcı (AFA) ve Doğrulayıcı (DFA) Faktör Analizlerinin

Karşılaştırılması

Açıklayıcı (exploratory) faktör analizi; çok sayıdaki değişkeni, belir-

li sayıda gruplara ayırarak, her bir grubun içindeki değişkenler arasın-

daki ilişkiyi maksimum, gruplar arasındaki ilişkiyi ise minimum yapa-

rak, grupları yeni değişkenlere dönüştüren bir analiz türüdür. Türetilen

bu yeni değişkenlere faktör adı verilir. Faktör analizi, çok sayıdaki de-

ğişken arasında ilişkilere dayanarak, birbirinden bağımsız ve daha az

sayıda, daha anlamlı ve özet bir biçimde yeni değişkenler bulunmasını

sağlar. Mevcut olduğu bilinmekle beraber direk olarak gözlemle belir-

lenemeyen, gizli boyutları ortaya çıkarmak ve çok daha fazla sayıdaki

veriler setini azaltarak basitleştirmeyi amaçlar (Karagöz, 2015: 650).

Page 47: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

37

Faktör analizi ile değişkenlerin sayısı azalmaya ve değişkenler arası

ilişkilerden faydalanılarak yeni yapılar ortaya çıkartmaya çalışılır.

Açıklayıcı faktör analizinde, değişkenler arası ilişkilerden faydalanı-

larak faktörler ortaya çıkarılırken, doğrulayıcı (confirmatory) faktör

analizinde, oluşturulmuş faktörlerin doğruluğu test edilir. Yani, doğru-

layıcı faktör analizi; açıklayıcı faktör analizi ile elde edilen faktörler ile

değişkenler arasında yeterli düzeyde ilişki olup olmadığı, faktörler bir-

birinden bağımsız olup olmadığı, belirlenen faktörlerin orijinal yapıyı

açıklamakta yeterli olup olmadığı, değişkenler faktörler arasında doğru

ilişki kurulup kurulmadığı test edilir.

Açıklayıcı (keşfedici, exploratory) faktör analiz ile değişkenler ara-

sındaki ilişkiler göz önüne alınarak faktörler belirlenir. Doğrulayıcı fak-

tör analizinde ise değişkenler arasındaki ilişkiler, daha önce belirlenmiş

bir model ya da hipotez ile test edilir.

Açıklayıcı faktör analizi, yeni oluşturulan ölçeklerin güvenilirliğini

ve yapı geçerliğini test eder. Ölçekteki gözlenen değişkenler arasındaki

ilişkilerden faydalanarak, gözlenemeyen daha az faktörle ifade edilen

bir yapıya ulaşmayı amaçlamaktadır. Doğrulayıcı faktör analizi ise daha

önce ortaya çıkarılmış yapıların, araştırmanın yapıldığı örneklemde de

benzer olup olmadığını test eder.

3. Analiz ve Bulgular Verilere önce açıklayıcı faktör analizi uygulanarak faktörler belirlen-

miş, sonrada bulanan faktörlere doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır.

3.1. Açıklayıcı Faktör Analizinin Bulguları: 51 soruluk anket verilerine açıklayıcı faktör analizi uygulanmadan

önce Tablo 2’deki Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ve Bartlett testi sonuçlar

elde edilmiştir.

Tablo 2. Verilerin Faktör Analizine Uygunluğunun İncelenmesi

Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) Örneklem Ölçüm Yeterliği

0.943

Bartlett Testi

Ki-Kare Değeri 7857.48

S.d 210

p 0.000

Page 48: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

38

KMO katsayısı 0,943 olduğundan sonuç mükemmeldir. Bu sebeple,

araştırmadaki örneklem büyüklüğü yeterlidir.

0,050,000p(sign) olduğundan Bartlett testinin sonucu anlamlı

olması, faktör analizinin yapılabilirliğini teyit etmektedir.

Açıklayıcı faktör analizi ile oluşturulan faktörler, Tablo 3’deki dön-

dürme sonrası faktörler ve madde yük değerleri tablosunda verilmiştir.

Tablo 3. Döndürme Sonrası Faktörler ve Madde Yük Değerleri

Faktör 1: Öğretim Üyesinin Öğrenci ile İyi iletişim Kurması ve Ders Anlatımında Gayret Sarf Etmesi

Faktör Yükü

Dersi, açık ve anlaşılabilir bir üslupla anlatması ,765

Öğrencinin derse katılmasına teşvik etmesi ,716

Eleştiriye açık olması ,708

Sınıfın dikkatini çekebilmesi ,706

Çalışmaya ve araştırmaya teşvik etmesi ,703

Konuyla ilgili son gelişmeleri sunması ,692

Sınav konusunda öğrenciyi cesaretlendirmesi ,677

Eğitim-öğretim metotlarını iyi bilmesi ,673

Öğrenci ile olumlu bir etkileşimi olması ,650

Aynı öğretim üyesinden tekrar ders alınmak istenmesi ,644

Öğretim üyesinin tahtayı ve/veya diğer görsel araçları etkin kullan-ması

,599

Faktör 2: Öğretim Üyesinin Verdiği Derse Ciddi Önem Vermesi Faktör Yükü

Dersi, programda belirtilen öğretim üyesinin anlatması ,845

Öğretim üyesinin derse düzenli gelmesi ,753

Öğretim üyesinin derse hazırlıklı gelmesi ,625

Faktör 3: Sınav Sisteminin Özverili Olması Faktör Yükü

Sınav sorularının eğitim öğretimin bir parçası olması ,778

Dikkatlice hazırlanması ,752

Dersle ilgili bilginin ölçülmesinde araç olarak kullanılması ,742

Uygulanan sınav sisteminin beğenilmesi ,699

Faktör 4: Öğrenciye Verilen Dersin Gerekliliğinin İnandırılması Faktör Yükü

Dersin konusuna öğrencinin ilgisinin artırılması ,806

Dersin öğrenci tarafından ciddiye alınmasının sağlanması ,716

Dersin öğrenciye gerekliliğinin anlatılması ,602

Page 49: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

39

Elde edilen rotasyonlu (dönüşümlü) faktör yüklerine göre ölçek, 21

soruyu içeren 4 faktörden oluşmuştur. Faktörlerdeki maddelerin taşıdık-

ları anlam dikkate alınarak, faktörlere isim verilmiştir.

3.2. Doğrulayıcı Faktör Analizinin Bulguları:

Açıklayıcı faktör analizi ile belirlenen faktörlere, doğrulayıcı faktör

analizi uygulanmış ve aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.

Model uyumu (model fit) için, model ile veri arasındaki uyumu test

ederken, uyum iyiliği testlerinden birkaçı kullanılabildiği gibi, hepsinin

de kullanılması tercih edebilir (Schumacker, 2006: 120). Bu uyum iyili-

ği istatistiklerinden hangisinin kullanılacağına dair literatürde tam bir

uzlaşı bulunmamaktadır (İlhan ve Çetin, 2014: 30-31). Model uyumu

(model fit) için genel olarak bakılan değerler; df/2 , GFI, CFI, IFI,

RMR ve RMSEA değerleridir. Raporlanan değerler araştırmacının dik-

kat çekmek istediği değerlere göre değişebilmektedir. Oluşturulan mo-

del ile ilgili uyum değerleri Tablo 4’de verilmiştir.

Tablo 4. Doğrulayıcı Faktör Analizi Uyum İndeksleri

Uyum Ölçütleri Değerler

χ2 735,163

Sd 183

χ2/sd 4,017

GFI (Goodness of Fit Index 0,912

IFI (Incremental Fit Index) 0,923

CFI (Comparative Fit Index) 0,924

RMSEA (Root Mean Square Error of Approximation) 0,063

5017,4df/2 , 08,0066,0RMR , 912,0GFI85,0 ,

923,0AGFI90,0 , 924,0CFI90,0 ,

08,0063,0RMSEA uyum değerlerine göre model, verilere mü-

kemmel uyum göstermektedir. Dolayısıyla, açıklayıcı faktör analizi ile

bulunan memnuniyet ölçeğinin geçerliliği, doğrulayıcı faktör analizi ile

de teyit edilmiştir. Yani bulunan ölçek hasta memnuniyetini ölçmek için

kullanılabilir.

Page 50: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

40

Tablo 5’de standardize edilmiş regresyon (standartized regression we-

ights) regresyon katsayıları verilmiştir. Regresyon değerleri, gözlenen de-

ğişkenlerin, gizli değişkenleri tahmin etme gücünü, yani faktör yüklenim-

lerini gösterir. Tablo 5’deki her ikili ilişki için “p” değerleri 0,01’ten kü-

çük olduğu için, faktör yüklenimleri önemlidir. Faktör yüklenimlerinin

önemli çıkması maddelerin, faktörlere doğru yüklendiği anlamına gel-

mektedir. Ayrıca, regresyon katsayıları oldukça yüksek çıkmıştır.

Tablo 5. Regresyon Katsayıları

Standardize Edilmiş Regresyon Katsayıları

Tahmin Standardize Edilmiş

Regresyon Katsayıları Tahmin

S18 ← F1 ,558 S15 ← F2 ,742

S17 ← F1 ,798 S13 ← F2 ,672

S16 ← F1 ,720 S12 ← F2 ,691

S11 ← F1 ,780 S24 ← F3 ,588

S10 ← F1 ,637 S23 ← F3 ,699

S9 ← F1 ,664 S21 ← F3 ,749

S6 ← F1 ,679 S20 ← F3 ,745

S5 ← F1 ,706 S34 ← F4 ,762

S4 ← F1 ,605 S33 ← F4 ,562

S3 ← F1 ,759 S29 ← F4 ,762

S2 ← F1 ,763

Doğrulayıcı faktör analizi ile elde edilen uygun modelin diyagramı

Şekil 1’de verilmiştir.

Şekil 1: Modelin AMOS Diyagramı

Page 51: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

41

4. Sonuç ve Öneriler

Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin akademik başarılarını etkile-

diği düşünülen öğretim üyelerinin mesleki yeterlilik ve uygulamaları ele

alınmıştır. Öğrencilere 34 soru sorulmuş, elde edilen verilere açıklayıcı

faktör analizi uygulanarak 21 soruyu içeren 4 faktör bulunmuştur. Fak-

törlerdeki maddelerin taşıdıkları anlam dikkate alınarak, faktörlere isim

verilmiştir. Açıklayıcı faktör analizi ile belirlenen faktörlere, doğrulayı-

cı faktör analizi uygulanmıştır. Elde edilen model uyum (model fit) de-

ğerlerine göre model, verilere mükemmel uyum gösterdiği belirlenmiş-

tir. Dolayısıyla, açıklayıcı faktör analizi ile bulunan eğitim ölçeğinin

geçerliliği, doğrulayıcı faktör analizi ile de teyit edilmiş ve bulunan öl-

çeğin eğitimin kalitesini ölçmek için kullanılabileceğine karar verilmiş-

tir.

Bu çalışmanın içeriğinin geliştirilmesi ve bu çalışmanın ülke geneli-

ne yaygınlaştırılması, daha kaliteli bir ölçeğin elde edilmesi açısından

önemlidir.

Kaynakça

Akgül, A.; Çevik, O. (2003), İstatistiksel Analiz Teknikleri: Emek Ofset,

Ankara.

Altunışık R., Coşkun R., Bayraktaroğlu S., Yıldırım E. (2005), Sosyal

Bilimlerde Araştırma Yöntemleri: Sakarya Kitabevi, Sakarya.

Aytaç M., Öngen B. (2012), “Doğrulayıcı Faktör Analizi İle Yeni Çev-

resel Paradigma Ölçeğinin Yapı Geçerliliğinin İncelenmesi”, İs-

tatistikçiler Dergisi 5.

Bayram N. (2013), Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş: Ezgi Kitabevi

Yayınları, Ankara.

Bollen, K.A. (1989), Structural Equations with Latent Variables: Wiley

Interscience Publication, J. Wiley & Sons: New York.

Çuhadaroğlu F. (1989), “Üniversite Gençliğinde Kimlik Bocalamaları”,

Üniversite Gençliğinde Uyum Sorunları Sempozyumu Bilimsel

Page 52: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

42

Çalışmaları, Ankara: Bilkent Üniversitesi Psikolojik Danışma

ve Araştırma Merkezi.

Derin N., Demirel E.T., (2013), “Scale Development Study Aimed At

Patient Satisfaction Which Is The Quality Indicator In Medical

Services”, The Journal Of Academic Social Science Studies

(JSSS), International Journal Of Social Science, 6 (2).

Dow, K.E, Jackson C., Wong J., Leitch R.A. (2008), “A Comparison Of

Structural Equation Modeling Approaches: The Case Of User

Acceptance Of Information Systems”, Journal Of Computer In-

formation Systems, Summer.

Hair J. F., Anderson R. E., Tahtam R. L., Black W. C. (1998), Multiva-

riate Data Analysis: Prentice Hall International Inc., New Jer-

sey.

Hox J.J., Bechger T.M. (1995), “An Introduction to Structural Equation

Modeling”, Family Science Review, 11.

İlhan M., Çetin B. (2014), “LISREL ve AMOS Programları Kullanıla-

rak Gerçekleştirilen Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) Analizlerine

İlişkin Sonuçların Karşılaştırılması”, Eğitimde ve Psikolojide

Ölçme ve Değerlendirme Dergisi, 5 (2).

Karagöz S., (1991), Faktör Analizi Tekniği Kullanarak üniversite Öğ-

rencilerinin gazete tercihinde Etkin Faktörlerin Belirlenmesi,

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Karagöz Y. (2015), SPSS 22 Uygulamalı Biyoistatistik: Nobel Yayıne-

vi, Ankara.

Kline P. (1994), An Easy Guide To Factor Analysis: Routledge, Lon-

don.

Memduhoğlu H. B., Tanhan F. (2013), “Üniversite Öğrencilerinin Aka-

demik Başarılarını Etkileyen Örgütsel Faktörler Ölçeğinin Ge-

çerlik ve Güvenirlik Çalışması”, YYÜ Eğitim Fakültesi Dergisi,

10 (1).

Meydan Ş. (2015), Yapısal Eşitlik Modellemesi AMOS Uygulamaları:

Seçkin Yayınevi, Ankara.

Page 53: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

43

Nakip, M. (2003), Pazarlama Araştırmaları Teknikler ve (SPSS Destek-

li) Uygulamalar: Seçkin Yayıncılık, Ankara.

Özdamar K. (2002), Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi:

Kaan Kitabevi, Eskişehir.

Özdamar, K. (2010), PASW ile Biyoistatistik: Kaan Kitabevi, Eskişehir.

Rençber B. A. (2009), “Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarıları-

nı Etkileyen Faktörler”, Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3 (1).

Schermelleh Engel, K. and Moosbrugger H. (2003), “Evaluating The

Fit of Structural Equation Models: Tests of Significance and

Descriptive Goodness-of-Fit Measures”, Methods of Psycholo-

gical Research Online, 8.

Schumacker R. E. (2006), “Conducting Specification Searches With

Amos”, Structural Equation Modeling, 13 (1).

Sekeran, U. (2000). Research Methods for Business: A Skill Building

Approach: 4th Edition, John Wiley, New York.

Sharma S, (1996), Applied Multivariate Techniques: Jhonn Wiley &

Sons İnc.; 116, New York. (Lewis-Beck Vd. 1994:112-113),

Soydan B vd. (2012), “Başarı Algısı İle Akademik Başarı Arasındaki

İlişkinin İncelenmesi”, www.selcukluram.gov.tr.

Şeker M. (2013), İlköğretim 6,7 Ve 8. Sınıflarda Din Kültürü Ve Ahlak

Bilgisi Dersinde Öğrenci Başarısını Etkileyen Faktörler: Tosya

Örneği, Hitit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe

Ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.

Şencan H. (2005), Güvenilirlik ve Geçerlilik: Seçkin Yayınevi, Ankara.

Tavşancıl E. (2002), Tutumların Ölçülmesi ve SPSS ile Veri Analizi:

Nobel Yayıncılık, Ankara.

Vedsted P, Sokolowskı I, Heje HN. (2008), “Data Quality And Confir-

matory Factor Analysis Of The Danish EUROPEP Questionna-

ire On Patient Evaluation Of General Practice”, Scand J Prim

Health Care 26(1), 174-180.

Page 54: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences
Page 55: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

SAĞLIK İŞLETMELERİNDE KALİTE MALİYETLERİNİN

MUHASEBELEŞTİRİLMESİ VE RAPORLANMASI:

BİR UYGULAMA7

Çiğdem SALIK8, Mustafa KIRLI9

Özet

Günümüz işletme anlayışında kalite kavramı oldukça önemli bir yer

tutmaktadır. Kalite maliyetlerini bu önem doğrultusunda hesaplayan iş-

letmeler, üretilen ürün veya sunulan hizmetin kalitesini daha anlaşılır

bir şekilde değerlendiren işletmelerdir. Özellikle hizmet işletmelerinin

kalite anlayışında gelişen teknoloji ve artan rekabet doğrultusunda bü-

yük çapta değişim meydana gelmiş ve bu durum sonucunda kalite mali-

yetlerini oluşturan unsurlara ayrılan payların hesaplanması zorunluluğu

ortaya çıkmıştır.

Ancak yapılan araştırmalar neticesinde özellikle sağlık işletmelerinin

kalite maliyetlerini ayrı bir şekilde takip etmediği ortaya çıkmıştır. Elde

edilen bulgular neticesinde uygulama olarak seçilen sağlık işletmesine

ait kalite maliyetlerini oluşturan unsurlar belirlenmiş ve muhasebeleşti-

rilmesi yapılmıştır. Muhasebeleştirilen veriler bir rapor haline getirilmiş

ve işletmeye ait kalite maliyetlerinin toplam maliyetler içerisindeki ora-

nı tespit edilmiştir. Yapılan çalışma neticesinde kalite maliyetlerinin

muhasebeleştirilmesi ve raporlanması işleminin işletmeye ne gibi yarar-

lar sağlayacağı ortaya konulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Kalite Maliyetleri, Kalite Maliyetlerinin Rapor-

lanması, Kalite Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi

7 Bu makale Çiğdem SALIK’ın Mustafa KIRLI danışmanlığında “Kalite Maliyetleri ve Kalite Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi: Bir Sağlık İşletmesinde Uygulama” başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. 8 Başhekim Yrd., Dt., Manisa Ağız Diş Sağlığı Merkezi, [email protected] 9 Doç. Dr., Celal Bayar Üniversitesi, Ahmetli Meslek Yüksekokulu, [email protected]

Page 56: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

46

ACCOUNTING AND REPORTING OF QUALITY COSTS IN

HEALTH INSTITUTIONS : AN APPLICATION

Abstract

The concept of quality has quite an important place in today’s busi-

ness mentality. The enterprises that calculate the quality costs in ac-

cordance with this importance are the enterprises that can evaluate the

quality of the products manufactured or the service provided more intel-

ligible. Especially in the mentality of service institutions, a massive

change takes place in the direction of developing technology and in-

creasing competition, and as a result of this, the obligation of calculat-

ing the shares divided into the factors that forms the quality costs oc-

curs.

However, as a result of researches, especially the health care institu-

tions are not seen to follow quality costs separately. As per the conse-

quence of the findings, the factors that form the quality costs of the cho-

sen health care institution as the case study are specified and accounted.

The accounted datum is put into report form and the percentage of the

quality costs in total quality costs of the institution is detected. As the

result of this study, what sort of advantages can be gained by institu-

tions from accounting and reporting of quality costs is proved.

Key Words: Quality Costs, Reporting of Quality Costs, Accounting

of Quality Costs.

Page 57: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

47

1. Giriş

İşletmelerin gelişen teknoloji ve artan rekabet ortamında diğer işlet-

melere üstünlük sağlamasında, ister üretim işletmesi isterse hizmet işlet-

mesi olsun, birinci faktör kalitedir. Kalite anlayışı ve kalite çabalarının

önemine varan işletmeler, güvenirlilik ve memnuniyet açısından hedefle-

rine ulaşmış işletmeler olarak nitelendirilebilmektedir. Kalite anlayışı, ça-

lışanların isteklerini üst seviyelere çıkararak, müşterilerin ve ilgili kuru-

luşların ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak etkinliklerin en iyi şekilde

düzenlenmesini benimseyen bir anlayıştır. Bir ürünün satın alınmasından

başlayan ve nihai müşteriye ulaştırılmasından sonra da devam eden kalite

faaliyetlerinin bir de maliyeti vardır. Bu maliyetler mal veya hizmetin

üretim ve sunumundan müşteriye teslimine kadar olan süreçte hatta müş-

teriye tesliminde sonra da ortaya çıkabilecek hataların karşılığıdır. İşlet-

melerin katlandıkları bu maliyetler; önleme, ölçme ve değerlendirme, iç

ve dış başarısızlık maliyetleri şeklinde sıralanmaktadır.

Önleme maliyetleri, ürün ve hizmetin müşteri isteklerine uygunsuz-

luğunu ve tekrarını önlemek amacıyla yapılan faaliyetleri, çalışanların

eğitimi ve kalite mühendisliği için yapılan harcamaları, kalitesiz üretim

yapılmaması için çalışanların bilgi ve becerilerini artırmaya yönelik

harcamalardan oluşur. Ölçme ve değerleme maliyetleri, kalite kontrol

işleminin herhangi bir aşamasında kalite kontrolü ve kalite doğrulaması

gibi istenen kaliteye ulaşmak amacıyla yapılan tüm değerleme maliyet-

leridir. İç başarısızlık maliyetleri, kusurlu ürün ya da hizmetin müşteriye

sunulmasından önce düzeltilmesi veya iyileştirilmesi için yapılan har-

camalar, dış başarısızlık maliyetleri ise hatalı mamullerin yenisi ile de-

ğiştirilmesi, garanti kapsamına giren hizmetler ve tahakkuk etmiş ceza-

ların değerlendirilmesi sonucu mamullerin müşteriye teslim edilmesin-

den sonra ortaya çıkan maliyetlerdir.

Bir ürün veya hizmet üretiminde ortaya çıkacak olan her türlü başa-

rısızlığın doğal olarak bir sebebi vardır ve bu başarısızlığı önlemek

mümkündür. Önleme mekanizmasının etkili ve verimli bir şekilde işle-

mesi de her zaman daha az maliyetli olacaktır. Bir ürünün ya da hizme-

tin baştan yapılması ya da onarılması gibi durumlardaki maliyetler ön-

Page 58: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

48

leme maliyetlerine göre her zaman daha yüksek şekilde gerçekleşmek-

tedir.Sağlık işletmelerinin kalite maliyetlerini oluşturan unsurların belir-

lenmesi ve bu sayede kalite maliyetlerinin toplam maliyet içerisinde

oranı ve ayrıca kalite maliyetlerinin kendi içerisindeki oranlarını belir-

leyerek bu türdeki işletmelere sağlayacağı faydaların belirlenebilmesi

amaçlanmaktadır. Bu kapsamda bir sağlık işletmesinde kalite maliyetle-

ri ve bu kalite maliyetlerinin muhasebeleştirilmesi ele alınmıştır.

2. Kalite Maliyetleri

Günümüz koşullarında artan rekabet ortamı, işletmelerin yüksek

mamul ve hizmet kalitesine ulaşmalarını gerekli kılmaktadır. Aksi bir

durumun söz konusu olması ile düşük kaliteli girdiler işletmelere pazar

paylarını kaybettirerek, pahalıya mal olabilmektedir. Bu çerçeveden ba-

kıldığında, kalitesizliğin ve kalitenin bir maliyetinin olduğu şüphesiz

görülecektir.

İşletmelerin rekabet ortamında üstünlük sağlamasında en önemli

faktör kalitedir. Başarıya ulaşma yolunda işletmeler kalite ve kalitesizlik

sebebiyle belli giderler ödemektedirler. Bu noktada kalite maliyeti kav-

ramı önümüze çıkmaktadır. “Kalite maliyeti en basit şekilde, oluşan ha-

taları önlemek amacıyla yürütülen faaliyetlerin planlı kalite gözlemleri-

nin, mamulün üretim süreci içerisinde veya üretim sonrasında kullanı-

mında görülen hatalar sonucunda ortaya çıkan maliyetler olarak tanım-

lanabilir” (Hacırüstemoğlu, 1995: 330). Kalite maliyetleri, kalitedeki

gelişme ve değişmeyi gösteren belirleyici bir unsur olarak kabul edil-

mektedir. Kuruluşun kalite hedeflerine ne derecede ulaştığını ya da ula-

şamadığının somut ölçüsünü elde etmek için kalite maliyetlerinin hem

tutar hem de miktar olarak bilinmesi gerekli ve bir o kadar da önemli bir

unsurdur (Çabuk, 2005: 2). Kalite maliyetlerinin belirlenmesindeki

amaç, karı maksimum seviyeye çıkarmanın yanında kaliteyi de maksi-

mum kılmayı hedeflemektir.

Kalite maliyeti kavramını, kalitesizliği engellemek amacıyla yapılan

faaliyetlerin, kalite kontrollerinin ve son olarak ürünün müşteriye su-

nulmasından ya da satışından sonra ortaya çıkan hataların ve kalitesizli-

Page 59: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

49

ğin maliyetleri şeklinde de tanımlamak mümkündür (Kara, 2014: 5).

Kalite maliyetleri ile ilgili tanımların birçoğunda yer alan temel konu,

mamulün üretim sürecinde ve tüketiminde oluşan hatalar sonucu katla-

nılan maliyetlerdir. Kalite maliyetleri, hem üretim işletmesi, hem de

hizmet işletmeleri için hesaplanması gerek maliyetlerdir.

Literatürde yer alan bazı çalışmalarda, kalite maliyetleri ile kalitesiz-

liğin maliyeti kavramları birbiri yerine kullanılmıştır. Bu kavram karga-

şasını önlemek için, kalite maliyetleri, kalitenin sağlanmasına ilişkin

maliyetler ile kalitenin sağlanamamasına ilişkin maliyetlerin toplamı

şeklinde bir tanımlama yapılmıştır (Ömürgönülşen, 2008: 19). Bu mali-

yetleri belirleyebilmek için, kalite maliyetlerinin taşıması gereken un-

surların neler olduğunun bilinmesi gerekmektedir.

Bu doğrultuda kalite maliyetleri aşağıdaki unsurları içermektedir:

“Doğrudan ürünün tamamlanması esnasında ya da tüketicilere satış hizmeti verilmesi esnasında katlanılan maliyetler,

Faaliyetleri destekleme amacıyla katlanılan maliyetler, Ahlaki zayıflık ve yararlanma hatası gibi gizlenmiş maliyet-

ler”(Bayırlı, 2001: 70). Kalitesizlik maliyeti ya da kalite maliyeti şeklinde adlandırılan bir

maliyet söz konusu olduğu zaman bu maliyetlerin belirlenmesi, hesap-

lanması, kayıt edilerek raporlanması muhasebe biriminin görevleri ara-

sında yer almaktadır. Bu nedenle, muhasebe, özellikle de maliyet muha-

sebesi departmanı, mamul kalite kapsamına giren tüm maliyetleri topla-

yıp, raporlar (Yükçü, 1999: 91). Kalite maliyetlerini ölçmenin ve rapor-

lamanın en temel amacı; planlama, kontrol ve karar alma faaliyetlerini

kolaylaştırmak ve iyileştirmektir. Kalite maliyeti bilgileri genellikle şu

alanlarda kullanılmaktadır:

“Kalite programı uygulama kararları,

Kalite programlarının etkinliğini değerleme,

Stratejik fiyatlama kararları, kalite maliyetlerinde yapılan iyileş-

tirmeler, işletmelere satış fiyatlarında düşüş yapma, rekabet durumunu

iyileştirme ve pazar payını arttırma yeteneği sağlayabilir.

Maliyet-Hacim-Kar analizlerinde kalite maliyetleri kullanılabilir.

Örneğin, kalite maliyetlerinin getireceği maliyet tasarruflarının Maliyet-

Page 60: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

50

Hacim-Kar analizlerinde değerlendirilmeyerek göz ardı edilmesi, yük-

sek başabaş noktası ile sonuçlanacak karlı projelerin reddedilmesi söz

konusu olabilecektir.

Kontrol süreçleri, kalite maliyeti bilgileri kontrol amaçlı kullanıl-

maktadır. Kontrol süreci, fiili performansın kalite standartları ile karşılaş-

tırılması ile ilgilidir. Bu karşılaştırma, geri dönüş sağlayacak ve gerekli

olduğu taktirde düzeltici faaliyetler yapılabilecektir” (Türk, 2009: 29).

3. Kalite Maliyetlerinin Ölçülmesinin Önemi

Kalite maliyetleri, kalitenin ölçüsüdür. TKY bilincinin yerleşebilme-

si, uygulanabilmesi ve sürekliliğin sağlanabilmesi için kalitedeki geliş-

melerin ölçülerek açık bir şekilde raporlanması gerekmektedir. Kalite-

deki gelişme ve değişmeyi gösteren en iyi kıstas, kalite maliyetleridir

(Çabuk, 2005: 2). Kalite maliyetlerini ölçmek, kaliteyle ilgili faaliyetle-

rin firma performansı üzerindeki etkisini göstermek üzere bir araçtır. Bu

da, özellikle üretim, pazarlama, malzeme alımı ve müşteri tatmini alan-

larında söz konusudur. Kalite maliyetlerini ölçme; çalışanları, TKY ve

sürekli kalite geliştirme uygulamaları yönünde olumlu etkilemelidir

(James, 1996: 278).

Tüm bu anlatılanlar, işletmelerde kalite maliyetlerinin gözlemlenmesi,

işletmelerin rakipleri karşısında rekabette öne geçirecek bir uygulamadır.

Sonuç olarak bir ürünün kalitesi ve maliyeti arasında denge kurulursa, söz

konusu ürün ya da hizmetin rekabet gücü de diğerlerine nazaran daha faz-

la olacaktır. Bu dengeyi yakalayabilmek için kalite maliyetlerinin ciddi

bir şekilde yakından takip edilmesi, izlenmesi, kontrol altına alınması, öl-

çülmesi ve raporlanması gerekmektedir. İşletmelerin kalite yönetimi ko-

şulları kapsamında mantıklı kararlar verebilmeleri için söz konusu bu ma-

liyetler ile ilgili eksiksiz ve doğru bilgileri toplaması son derece büyük

önem arz etmektedir (Gönen, 2010: 33). Burada işletmelerin muhasebe

birimlerine özellikle maliyet muhasebesi ile ilgili yetkili kişilere önemli

görevler düşmektedir. Rekabet içerisindeki işletmeler arasında, rekabeti

kazanan işletmelerde mutlaka maliyet ve kalite ilişkisi dengeli bir biçim-

de kurulmuştur. Bu dengenin sağlanmasıyla işletmelerde maliyetler mi-

nimum düzeye çekilmiş, kalite ise maksimum seviyeye çıkartılarak, iş-

Page 61: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

51

letme rekabette her zaman bir adım önde olmuştur. Bu rekabetteki ve

kalitedeki üstünlüğün devam etmesi de yine maliyet ve kalite arasındaki

kurulmuş olan dengenin süreklilik arz etmesine bağlıdır.

Şekil 1: Toplam Kalite Yönetiminde Kalite İlişkisi ( Yükçü,1999: 93)

Yukarıda yer alan Şekil 1 incelendiğinde, uygunluk kalitesi arttıkça,

toplam maliyetin optimum noktaya kadar düştüğü görülmektedir. Opti-

mum noktadan sonra ise kalite kontrolünün etkinliği arttıkça, kusurlu

ürün sayısı azalmakta, ancak buna karşın toplam maliyetler artmaktadır.

Burada dikkati çeken husus, optimum noktanın sağında kalitesizlik

azalmasına rağmen, maliyetlerin artmış olması durumudur. İşletme için

en uygun nokta, kusurlu mamul maliyetlerinin hiç olmadığı nokta de-

ğildir. Aksine kusurlu ürün maliyetleri ile kalite kontrol maliyetlerinin

karşılaştığı toplam maliyetin minimum olduğu optimum noktası olmak-

tadır (Çabuk, 2005: 2).

Minimum Maliyet

Hataları Önleme Mali-

Hataların Ölçüle-meyen Maliyeti

Hataların Ölçü-lebilen Maliyeti

Toplam Maliyet

Maliyetler

Sıfır Ha- Hata %

Page 62: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

52

4. Kalite Maliyetlerinin Raporlanması

Kalite maliyetlerini ölçmek ve muhasebeleştirmek tek başına bir an-

lam ifade etmeyecektir. Bu bakımdan kalite maliyetleri ölçülerek kayıt-

lara alındıktan sonra yönetimin kullanımına uygun bir şekilde hazırlan-

malı ve belirli periyotlarla yönetime sunulmalıdır. Ancak yönetime sağ-

lanacak bu rapor özellikle kalite maliyetlerinin gider merkezleri ve gider

türleri ile ilişkilerini yansıtmalıdır (Kırlıoğlu, 1998: 105). Kalite mali-

yetlerinin raporlanmasının amacı; yönetimi maliyetlerin büyüklüğü

hakkında haberdar etmek ve sürekli iyileştirme faaliyetlerinin gelecek-

teki etkilerinin tahmin edilmesine temel oluşturmaktır. Kalite maliyeti

raporları önleme, değerlendirme ve başarısızlık maliyetlerini zaman içe-

risinde ölçmek ve karşılaştırmak suretiyle, yönetimin sürekli iyileştirme

faaliyetlerinin geri dönüş sağlayıp sağlamadığına izin vermektedir

(Türk, 2009: 69).

Kalite maliyeti raporlarının kullanılış amacı, kalite sisteminin zayıf-

lığı veya güçlü yönlerini belirlemek ve bu alanlara dikkat çekmektir.

İyileştirme faaliyetinde bulunanlar, bu raporları önerilen değişimlerin

finansal fayda ve sonuçlarını açıklamak amacıyla kullanılabilirler. Kali-

te raporlarında yer alan kalite maliyet verileri, yönetime sunulan öneri-

leri doğrulamak için, yatırım üzerinden getiri modelleri veya diğer fi-

nansal modellerde kullanılabilir. Zaten, uygulamada, kalite maliyetleri,

kalite programının faaliyetlerini ve kalite iyileştirme çabalarını yöneti-

min anlayacağı üslupla aktarmak için kullanılmaktadır (Türk, 2009: 70).

Kalite maliyetlerinin, kalite maliyetleri ile ilgili bütçelerin oluştu-

rulmasına yardımcı olacak şekilde oluşturulması gerekmektedir. Buna

göre kalite maliyet raporları aşağıdaki bilgileri içermelidir:

“Kalite maliyet raporları tek bir döneme ilişkin bilgi ya da birçok

dönemin karşılaştırmalı bilgisini sunar.

Kalite maliyeti raporları yalnızca iç bilgiyi ya da diğer şirketlerle

ve endüstri normlarıyla karşılaştırmalı bilgiyi yansıtır.

Kalite maliyeti raporları, kalite maliyetlerinin nedenini ve maliyet

sınıfını gösterir.

Page 63: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

53

Kalite maliyet raporları kalite geliştirme için yapılan yatırımlar

hakkında bilgi verir ve yöneticilerin yatırımların etkinliği konusunda

değerlendirme yapmalarına olanak sağlar” (Yükçü, 1999: 258).

5. Uygulama

Çalışmanın bu bölümünde ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merke-

zi’nin10mevcut kalite sistemi ile ilgili bilgiler verilecektir. Bu doğrultu-

da daha önceki bölümlerde anlatılanlar ışığında, sağlık merkezine ait

2013 yılı kalite maliyetleri hesaplanacak, sınıflandırılacak, muhasebe-

leştirilecek ve kalite maliyeti raporu oluşturulacaktır.

ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, hasta ve çalışan memnuniyetinin,

üst düzeyde sağlanması, hizmet kalitesinin sürekli iyileştirilmesi, ağız

ve diş sağlığı hizmetlerinin, toplumun tüm fertlerine ulaşmasının sağ-

lanması ve Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Çağdaş düzeye yükseltilmesi

temel politika olarak belirlenmiştir.

Bu doğrultuda, kalite yönetim sisteminin kurum bünyesinde anla-

şılması, sürdürülmesi ve hedeflenen iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi

için gereken kaynaklar sağlanmakta, eğitimler yolu ile çalışanların sü-

rekli gelişimine yardımcı olunmaktadır. Merkezde, SHKS Kalite Yöne-

timi doğrultusunda kurulmuş birim yer almaktadır.

ABC Sağlık İşletmesinde Önleme, Ölçme ve Uygunsuzluk Mali-

yetleri11:

Uygulama verileri, ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin 2013 Yılı

resmi verilerinden, hastane yetkilisi ilgili kişilerle beraber tespit edilerek

hesaplanmıştır. Bu bağlamda kalite maliyetleri aşağıdaki gibi üç ana

başlıkta toplanabilir:

Önleme Maliyetleri Ölçme ve Değerlendirme Maliyetleri Uygunsuzluk Maliyetleri

10 Sağlık kuruluşu isminin kullanılmasını istememiştir. Veriler gerçeği yansıtmakta olup, sağlık kuruluşu hipotetik olarak adlandırılmıştır. 112013 Yılı Mali Durum Tablosu verilerinden yetkili kişilerle beraber tespit edilerek hesaplanmıştır.

Page 64: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

54

ABC Sağlık İşletmesinde Önleme Maliyetleri:

Kalite maliyetleri arasında yer alan önleme maliyetlerini; hasta ve

çalışan güvenliği, eğitim, idari kalite, enfeksiyon kontrol-temizlik ve

sterilizasyon, tıbbi makine ve ekipman ve taşeron firma maliyetleri ol-

mak üzere 6 alt başlıkta incelemek mümkündür.

Hasta ve Çalışan Güvenliği Maliyetleri: Tüm sağlık kurumlarında,

hizmet alanlar ve sağlık çalışanları için güvenli bir ortam sağlanması

amacıyla yayımlanan Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına

Dair Yönetmelik doğrultusunda aşağıda sayılan önlemlerin alınması so-

nucu ortaya çıkan maliyetlerdir. Bu önlemler ise şunlardır:

- Çalışan güvenliği komitesinin kurulması,

- Çalışan güvenliği programının hazırlanması,

- Çalışanlara yönelik sağlık taramalarının yapılması,

- Çalışanların kişisel koruyucu önlemleri almasının sağlanması,

- Çalışanlara yönelik şiddetin önlenmesi için düzenleme yapılması,

- Enfeksiyonların kontrolü ve önlenmesine yönelik program hazır-

lanması,

- Beyaz kod uygulamasına geçilmesi,

- Çalışanlara, çalışan güvenliği konusunda eğitimlerin verilmesi.

Bu doğrultuda aşağıdaki giderler yapılmıştır.

Personel giderleri : 3.258, 67 TL

Eğitim giderleri : 2.332, 45 TL

Toplam : 5.591,12 TL

Eğitim Maliyetleri:Bu kalem içerisinde kalite eğitimleri ve hizmet

içi eğitimler için yapılan giderler yer almaktadır. Aşağıdaki Tablo 1’de

yıl içerisinde farklı tarihlerde yapılan eğitimler yer almaktadır.

Tablo 1: Kalite ve Hizmet İçi Eğitimler Tablosu

No Eğitimin Konusu – Tekrarlanma Katılımcı Sa-

yısı Eğitim Sü-

resi

1 Kalite Yönetim Sistemi Eğitimi – 2 34 1 saat

2 Kişiler Arası İletişim – 2 200 1 saat

3 Atık Yönetimi – 3 20 30 dakika

Page 65: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

55

4 Hasta Hakları ve Uygulamaları – 3 95 1 saat

5 Renkli Kod Uygulaması – 1 200 1 saat

6 Hastane Bilgi Güvenliği – 2 35 30 dakika

7 Hastane Temizliği – 3 20 30 dakika

8 Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon Uygula-

maları–2 37 30 dakika

9 Akılcı İlaç Kullanımı – 2 72 30 dakika

10 Kişisel Koruyucu Ekipman - 2 120 30 dakika

11 Acil Durum ve Afet Yönetimi - 1 200 1 saat

12 Farmakovijilans – 2 72 30 dakika

13 Kesici Delici Alet Yaralanma Eğitimi - 1 120 1 saat

14 CPR – 2 95 30 dakika

15 El Hijyeni – 2 200 30 dakika

Merkezde 1 adet 200 kişilik konferans salonu bulunmaktadır. Konfe-

rans salonunda 1 saatlik eğitim için 10 Kw/s elektrik tüketimi (1 Kw/s =

0,2839 TL) gerçekleşmektedir. Konferans salonunda bulunan demirbaş-

ların amortismanları, toner ve kağıt giderleri de hesaplanmaktadır. Eği-

timi veren eğitici ücretleri de ayrıca hesaplanmaktadır. Kalite eğitimi ve

hizmet içi eğitimler için yapılan giderler aşağıdaki gibi hesaplanmıştır:

Elektrik gideri = 1 Saat için harcanan Kw/s x Birim Fiyat x

Toplam Eğitim Süresi

= 10 x 0,2839 TL x 20 saat = 56,78 TL

Amortismanlar = 750 TL

Toner ve A4 kağıt giderleri= 30 TL

Eğitici ücretleri = 8.256,85 TL

Toplam = 9.093,63 TL

İdari Kalite Maliyetleri: Hastane tanıtımı, broşürler, kalite planla-

ma, cihaz şartnamelerinin hazırlanması, kalite iyileştirme programları,

hasta dosyası ve arşivleme gibi faaliyetler için yapılan giderler bu ka-

lemde değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda yıl içerisinde bu faaliyetler

için yapılan giderler toplam olarak 8.335,50 TL’dir.

Page 66: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

56

Enfeksiyon Kontrol, Temizlik ve Sterilizasyon Maliyetleri: Temiz-

lik malzemesi ve ekipmanlar, otoklavlar, atık toplama ve bertarafı, haşere

ile mücadele gibi faaliyetler sonucu yapılan giderler bu kalemde değer-

lendirilmiştir. Bu doğrultuda yapılan giderler aşağıdaki gibidir:

Temizlik Malzemesi ve Ekipman Alımları = 330.600 TL Dezenfeksiyon Malzemeleri ve Solüsyon Alımları = 93.560 TL Otoklav Alımları ve Bakım Giderleri = 23.800 TL Atık Toplama = 18.700 TL Tıbbi Atık Bertarafı = 180.000 TL İlaçlama = 6.947 TL Toplam = 653.607 TL Tıbbi Makine ve Ekipman Maliyetleri: Sağlık merkezi bünyesinde

yıl içerisinde tıbbi makine ve ekipman alımları 252.300 TL, var olan ve

yeni alınan makine ve ekipman onarımı ise 12.000 TL şeklinde gerçek-

leşmiştir. Toplam olarak bu kalemde 264.300 TL gider yapılmıştır.

Taşeron Firma Maliyeti: Sağlık merkezi bünyesinde yapılması zo-

runlu temizlik, otomasyon ve yemek dağıtım işleri gibi faaliyetler için

yapılan ihaleler sonucu taşeron firma maliyeti yıllık tüm vergiler dâhil

820.500 TL olarak gerçekleşmiştir.

ABC Sağlık İşletmesinde Ölçme ve Değerleme Maliyetleri:

Kalite maliyetleri arasında yer alan bir diğer maliyet türü ise ölçme

ve değerleme maliyetleridir. Ölçme ve değerleme maliyetlerini; tıbbi

cihaz, tıbbi malzeme, tıbbi kayıt kontrolü ve anket maliyetleri olmak

üzere 4 alt başlıkta incelemek mümkündür.

Tıbbi Cihaz Maliyetleri: Tıbbi cihaz alımları, bu cihazların kontrolü

ve muayenesi, kalibrasyonu bu kalemde değerlendirilmektedir. Sayılan

bu faaliyetler kapsamında çalışan personel ve bu personele ait izinler de

bu kaleme dahil edilmekte ancak ayrı olarak hesaplanmamaktadır.

Bu doğrultuda yıl içerisindeki giderler aşağıdaki gibi belirlenmiştir:

Tıbbi cihaz alımları = 98.500 TL Muayene, bakım ve kontrol giderleri = 85.600 TL Kalibrasyon = 4.200 TL Toplam = 188.300 TL

Page 67: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

57

Tıbbi Malzeme Maliyetleri: Tıbbi malzeme maliyetleri, bu malze-

melerle ilgili kontrol giderleri ve tıbbi malzeme stok giderlerinden

oluşmaktadır. Tıbbi cihazların kontrolü için sağlık merkezinde bir per-

sonel görevlendirilmiştir. Tıbbi malzeme stokundan sorumlu yine bir

personel bulunmaktadır. Bu doğrultuda iki personel için yıllık [(1.315

TL x 12 ay) + ( 2.082 TL x 12 ay)] 40.764 TL ücret ödenmektedir.

Tıbbı Kayıt Kontrolü Maliyetleri: ABC Ağız ve Diş Sağlığı Mer-

kezi’nde tıbbi kayıtlar tıbbi sekreterler tarafından tutulmaktadır. Kayıt-

larda hata kontrolü ilk olarak fatura kesilmeden önce daha sonra da fa-

tura birimi tarafından yapılmaktadır. Bilgi işlem personeli olarak 3 kişi

bu faaliyetten sorumludur. Bu maliyet kalemini bu personellerin yıllık

ücretleri oluşturmaktadır. Bu doğrultuda (3 Bilgi İşlem Personeli x 12

ay x 1.835 TL) yıllık 66.060 TL maliyet ortaya çıkmaktadır.

Anket Maliyetleri: ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde yılda 4

kere hasta memnuniyet anketi yapılmaktadır. Ayrıca telefon ile hizmet

alıcılarına yönelik anket uygulaması da yapılmaktadır. Kurum çalışanla-

rına yönelikte memnuniyet anketleri yılda 2 kez yapılmaktadır. Tüm bu

faaliyetler için harcanan A4 kağıtları, tonerler ve telefon ücretleri 53 TL

olarak belirlenmiştir.

ABC Sağlık İşletmesinde Uygunsuzluk Maliyetleri:

Kalite maliyetleri arasında yer alan son maliyet türü ise, uygunsuz-

luk maliyetleridir. Uygunsuzluk maliyetlerini; iç ve dış başarısızlık ma-

liyetleri olarak 2 alt başlıkta incelemek mümkündür.

ABC Sağlık İşletmesinde İç Başarısızlık Maliyetleri:

Uygunsuzluk maliyetleri; insan, zaman, materyal-cihaz kaynaklı ve

başarısızlık analizleri ve problemlerin giderilmesi olmak üzere dört alt

başlıkta incelenmektedir.

İnsan Kaynaklı Başarısızlık Maliyetleri:ABC Ağız ve Diş Sağlığı

Merkezi’nde personel tarafından yapılan hatalar kaliteyi olumsuz yönde

etkilemektedir. Özellikle hasta film ve laboratuar takiplerini yapan perso-

nel tarafından yapılan hatalar neticesinde geri dönülemeyen ve kaliteyi

Page 68: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

58

olumsuz yönde etkileyen unsurlar oluşmaktadır. Ancak oturmuş kurum

kültürü, iş planı ve verilen kaliteli hizmet, merkezde insan kaynaklı hata-

ların sıfıra yakın olmasını sağlamaktadır. Ortaya çıkan ya da çıkma ihti-

mali olan her türlü hatada, merkez bünyesinde oluşturulmuş kalite ekibi

acil müdahale grubu faaliyet göstermektedir. Ortaya çıkan hataların do-

ğurduğu herhangi bir maddi kayıp ya da zarar bulunmamaktadır.

Merkezde özellikle diş röntgeni çekim esnasında hastalardan kay-

naklanan bir takım başarısızlıklar söz konusu olmaktadır. Röntgen çe-

kimi esnasında hastanın çeşitli tepkiler vermesinde dolayı filmler bozuk

çıkabilmektedir. Bu durum neticesinde bazı hastalara yönelik katlanılan

röntgen maliyeti de artmakta, boşa çekilen bozuk filmler neticesinde ci-

haz boş yere kullanılmış olmaktadır. Bu doğrultuda yılda ortalama %5

şeklinde tekrarlanan diş röntgeni olmaktadır. Bir röntgen maliyeti ise 1

TL’dir. 2013 yılı içerisinde 5.000 adet diş röntgeni çekilmiş olup, sonuç

olarak bu başarısızlık maliyeti (5.000 x 0,05 x 1 TL) 250 TL olarak he-

saplanabilmektedir.

Ayrıca taşeron firmalardan kaynaklanan hatalarda bu kalemde de-

ğerlendirilmektedir. Ancak uzun süredir hizmet alınan taşeron firmalar-

dan kaynaklı herhangi bir hata sonucu ortaya çıkan maliyet söz konusu

değildir.

Zaman Kaynaklı Başarısızlık Maliyetleri: Sağlık merkezinde or-

taya çıkan zaman kaynaklı bir başarısızlık bulunmamaktadır. Planlama

ekibi zaman planlaması konusunda başarılı bir şekilde faaliyet göster-

mektedir. Dolayısıyla herhangi bir maliyet de söz konusu değildir.

Materyal- Cihaz Kaynaklı Başarısızlık Maliyetleri: Merkezde ci-

haz ve materyallerin düzenli bir şekilde bakımı ve muayenesi yapılmak-

tadır. Ancak ani elektrik kesilmeleri sonucu yıl içerisinde bazı cihaz ve

materyallerde arızalar oluşmuştur. Sorumlu personelden alınan bilgiye

göre bir röntgen cihazı ve bir sterilizasyon cihazı elektrik kesintisi neti-

cesinde arıza yapmış ve merkez 1.900 TL’lik bir maliyete katlanmak

durumunda kalmıştır.

Başarısızlık Analizleri ve Problemlerin Giderilmesi Maliyetleri:

Merkezde kalite ekibinin görevleri arasında başarısızlık analizleri, rapor-

Page 69: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

59

lanması ve problemlerin giderilmesi için alınacak önlemlerin belirlenmesi

ve bunların uygulanması yer almaktadır. Ancak bu faaliyetler için ortaya

çıkan maliyetler merkez bünyesinde ayrı olarak hesaplanmamaktadır.

ABC Sağlık İşletmesinde Dış Başarısızlık Maliyetleri

Dış başarısızlık maliyetleri; hasta şikâyetleri ve kayıpları, şikayet ve

memnuniyetlerle ilgili geribildirim, garanti kapsamındaki yükümlülük-

ler maliyetleri olarak 3 alt başlıkta incelenmektedir.

Hasta Şikayetleri ve Kayıpları Maliyetleri: Hasta şikayetlerinin ta-

kip edildiği hasta iletişim biriminde bu görevden sorumlu bir personel bu-

lunmaktadır. Hasta şikâyetlerinin alınması ve raporlanması işi ile uğraşan

bu personelin yıllık ücreti bu maliyeti oluşturmaktadır. Bu doğrultuda yıl-

lık (1.835 TL x 12 ay) 22.020 TL maliyet ortaya çıkmaktadır.

Önceki yıllara göre merkezde tedavi gören hasta sayısında artış ol-

duğu için herhangi bir hasta kayıp maliyeti de söz konusu değildir.

Şikayet ve Memnuniyetlerle İlgili Geribildirim Maliyetleri: Mer-

kezde hasta iletişim biriminde şikayet ve memnuniyetlerden sorumlu

personel, şikayet ve memnuniyetlerin raporlanması için yıllık 28 TL to-

ner ve A4 kağıdı kullanmıştır. Ayrıca dilek ve şikayet kutuları yenilen-

miş ve bunun için de 100 TL harcama yapılmıştır. Bu giderlerin yanın-

da şikayet geri bildirimleri için yıllık 60 TL iletişim ücreti ödenmiştir.

Yıl içerisinde bu kalemde toplam olarak 188 TL maliyet oluşmuştur.

Garanti Kapsamındaki Yükümlülükler Maliyetleri:Merkez,

hizmet alıcılarına yönelik, tedavilerde kullanılan malzeme ve protezler

için garanti vermektedir. Ancak malzeme ve protezlerde herhangi bir

sorun ortaya çıkmadığından maliyet oluşmamıştır.

ABC Sağlık İşletmesi Kalite Maliyet Raporlanması:

Kalite maliyetlerinin muhasebeleştirilmesinin tek başına bir anlam

ifade etmeyeceğinden daha önce bahsetmiştik. Bu doğrultuda ilgili bi-

rimin kalite maliyetlerini belirli aralıklarla rapor halinde sunması en

doğru yaklaşımlardan birisidir. Uygulamamızda Ağız ve Diş Sağlığı

Merkezi’ne ait 2013 yılı kalite maliyetleri tablo 2 ‘te raporlanmıştır.

Page 70: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

60

Tablo 2: 2013 Yılı ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Kalite Maliyet Raporu

KALİTE MALİYET KALEMLERİ

KALİTE MALİYET TUTARI (TL)

AA BB CC

ÖNLEME MALİYETLERİ 1.761.427,25 1 0,8464 0,1174

Hasta ve Çalışan Güvenliği Maliyetleri 5.591,12 0,0032 0,0027 0,0004

Eğitim Maliyetleri 9.093,63 0,0052 0,0044 0,0006

İdari Kalite Maliyetleri 8.335,50 0,0047 0,0040 0,0006

Enfeksiyon Kontrol, Temizlik ve Ster. Mal. 653.607,00 0,3711 0,3141 0,0436

Tıbbi Makine ve Ekipman Maliyetleri 264.300,00 0,1500 0,1270 0,0176

Taşeron Firma Maliyeti 820.500,00 0,4658 0,3943 0,0547

ÖLÇME VE DEĞERL. MALİYETLERİ 295.177,00 1 0,1418 0,0197

Tıbbi Cihaz Maliyetleri 188.300,00 0,6379 0,0905 0,0125

Tıbbi Malzeme Maliyetleri 40.764,00 0,1381 0,0196 0,0027

Tıbbı Kayıt Kontrolü Maliyetleri 66.060,00 0,2238 0,0317 0,0044

Anket Maliyetleri 53,00 0,0002 0,0000 0,0000

UYGUNSUZLUK MALİYETLERİ 24.358,00 1 0,0117 0,0016

İç Başarısızlık Maliyetleri 2.150,00 11 0,0010 0,0001

İnsan Kaynaklı Başarısızlık Maliyetleri 250,00 0,1163 0,0001 0,0000

Zaman Kaynaklı Başarısızlık Maliyetleri 0,00 00 00 00

Materyal- Cihaz Kaynaklı Başarısızlık Mal. 1.900,00 0,8837 0,0009 0,0001

Başarısızlık Analizleri ve Prob. Gid. Mal. 0,00 00 00 00

Dış Başarısızlık Maliyetleri 22.208,00 01 0,0107 0,0015

Hasta Şikayetleri ve Kayıpları Maliyetleri 22.020,00 0,9915 0,0106 0,0015

Şikayet ve Mem. İlgili Geribil. Mal. 188,00 0,0085 0,0001 0,0000

Garanti Kapsamındaki Yük. Maliyetleri 0,00 0 0 0

TOPLAM KALİTE MALİYETLERİ 2.080.962,25 01 0,1387

TOPLAM MALİYET 15.006.578,57 01

A - İlgili kalite maliyet kaleminin bağlı olduğu ana kalite maliyet

toplamına oranı

B - İlgili kalite maliyet kaleminin toplam kalite maliyetlerine oranı

C - İlgili kalite maliyetlerinin, toplam maliyete oranı

Kalite maliyetlerinin raporlanmasının amacı, işletme yönetimini ka-lite maliyetlerinin büyüklüğü hakkında haberdar etmek ve sürekli iyileş-tirme faaliyetlerinin gelecekteki etkilerinin tahmin edilmesine temel oluşturmaktır. Bu amaç doğrultusunda sağlık işletmesine ait 2013 yılı kalite maliyetleri 2.080.962,25 TL olarak gerçekleşmiştir. Bu tutar sağ-lık işletmesinin 2013 yılı toplam maliyeti olan 15.006.578,57 TL’nin

Page 71: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

61

%13,87’si olarak gerçekleşmiştir. Aşağıdaki Şekil 2’de de görüleceği üzere toplam kalite maliyetinin %84,64’ünü önleme maliyetleri, %14,18’ini ölçme ve değerlendirme maliyetleri, %0,10’unu iç başarısız-lık maliyetleri ve %1,07’sini de dış başarısızlık maliyetleri oluşturmak-tadır. Oranlara bakıldığında sağlık işletmesinin kalite maliyetlerinde en fazla paya sahip önleme maliyetleri, ikinci fazla paya sahip olan kalite maliyet kalemi ise ölçme ve değerlendirme maliyetleridir. Uygunsuzluk maliyetleri olan iç ve dış başarısızlık maliyetleri ise oldukça az bir paya sahiptir. Bu durum, sağlık işletmesinin önleyici faaliyetlere çok fazla önem verdiğinin göstergesi olarak değerlendirilmektedir.

Şekil 2: 2013 Yılı ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Kalite Maliyetleri

Tablo 2 incelendiğinde kalite maliyetleri içerisinde en fazla orana

sahip olan önleme maliyetleri içerisinde ağılığı en çok olan maliyet ka-

lemleri Taşeron Firma Maliyeti ve Enfeksiyon Kontrol, Temizlik ve

Sterilizasyon Maliyetleridir. Ölçme değerlendirme maliyetleri içerisinde

ise en fazla paya sahip olan kalem Tıbbi Cihaz Maliyetleridir.

Kalite maliyetlerinin belirli periyotlar halinde raporlanması yönetici-

lere ve ilgililere önemli bilgiler sunar. Hangi kalite maliyet kaleminin

hangi ağırlıkta olduğu kolayca gözlemlenebilir ve gerekli durumlarda

önlemler alınabilir. Merkezin kalite ilerleyişi hakkında net bilgiler üreti-

lebilir ve kalite maliyet raporları sayesinde potansiyel problem alanları

kolaylıkla belirlenebilir.

Page 72: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

62

ABC Sağlık İşletmesinin Kalite Maliyetleri Muhasebeleştirilmesi

Hizmet işletmelerinden olan sağlık işletmelerinde kalite maliyetleri-

nin muhasebeleştirilmesinin birden fazla yolu olduğunu daha önceden

belirtmiştik. Bu doğrultuda ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin 2013

yılı kalite maliyetleri aşağıdaki gibi iki şekilde muhasebeleştirilebilir:

1. Sekiz No’lu Hesap Sınıfını Kullanmak Yoluyla Kalite Ma-

liyetlerinin MuhasebeleştirilmesiABC Ağız ve Diş Sağlığı Merke-

zi’nin 2013 yılı kalite maliyetleri, Tek Düzen Muhasebe Hesap Planı

içerisinde yer alan 8 nolu hesap sınıfını kullanarak aşağıdaki gibi muha-

sebeleştirilmesi gerekmektedir:

Önleme Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi

________________________/____________________

800 ÖNLEME MALİYETLERİ HS. 1.761.427,25 800.01 Hasta ve Çalışan Güvenliği Mal. Hs. 5.591,12

800.02 Eğitim Maliyetleri Hs. 9.093,63

800.03 İdari Kalite Maliyetleri Hs. 8.335,50 800.04 Enfeksiyon Kont. Tem. ve Ster. Mal. Hs. 653.607,00

800.05 Tıbbi Makine ve Ekipman Mal. Hs. 264.300,00

800.06 Taşeron Firma Maliyeti Hs. 820.500,00

890 KALİTE MALİYET. KARŞ. HS. 1.761.427,25

Ölçme ve Değerlendirme Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi

_______________________/_____________________ 810 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME MALİYETLERİ HS. 295.177,00

810.01 Tıbbi Cihaz Maliyetleri Hs. 188.300,00

810.02 Tıbbi Malzeme Maliyetleri Hs. 40.764,00

810.03 Tıbbı Kayıt Kontrolü Maliyetleri Hs. 66.060,00

810.04 Anket Maliyetleri Hs. 53,00

890 KALİTE MALİYET. KARŞ. HS. 295.177,00

Page 73: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

63

Uygunsuzluk Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi

_______________________/ _______________________ 820 UYGUNSUZLUK MALİYET-LERİ HS. 24.358,00

820.01 İç Başarısızlık Maliyetleri Hs. 2.150,00 820.01.01 İnsan Kaynaklı Başarısız-lık Mal. Hs. 250,00 820.01.03 Materyal- Cihaz Kayn. Baş. Mal. Hs. 1.900,00 820.02 Dış Başarısızlık Maliyetleri Hs. 22.208,00 820.02.01 Hasta Şikayetleri ve Ka-yıpları Mal. Hs. 22.020,00 820.02.02 Şikayet ve Mem. Geribil. Mal. Hs. 188,00

KALİTE MALİYET. KARŞ. HS. 24.358,00 ______________________/_________________________

Hesapların Kapatılması _____________________ / _________________________

890 KALİTE MALİYET. KARŞ. HS. 2.080.962,25 800 ÖNLEME MALİYETLERİ HS. 1.761.427,25 800.01 Hasta ve Çalışan Güvenli-ği Mal. Hs. 5.591,12

800.02 Eğitim Maliyetleri Hs. 9.093,63

800.03 İdari Kalite Maliyetleri Hs. 8.335,50 800.04 Enfeksiyon Kont. Tem. ve Ster. Mal. Hs. 653.607,00 800.05 Tıbbi Makine ve Ekipman Mal. Hs. 264.300,00 800.06 Taşeron Firma Maliyeti Hs. 820.500,00 810 ÖLÇME VE DEĞERLEN-DİRME MAL. HS. 295.177,00 810.01 Tıbbi Cihaz Maliyetleri Hs. 188.300,00 810.02 Tıbbi Malzeme Maliyetleri Hs. 40.764,00 810.03 Tıbbı Kayıt Kontrolü Ma-liyetleri Hs. 66.060,00

810.04 Anket Maliyetleri Hs. 53,00 820 UYGUNSUZLUK MALİ-YETLERİ HS. 24.358,00 820.01 İç Başarısızlık Maliyetleri Hs. 2.150,00

Page 74: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

64

820.01.01 İnsan Kaynaklı Başarı-sızlık Mal. Hs. 250,00 820.01.03 Materyal- Cihaz Kayn. Baş. Mal. Hs. 1.900,00 820.02 Dış Başarısızlık Maliyetle-ri Hs. 22.208,00 820.02.01 Hasta Şikayetleri ve Kayıpları Mal. Hs. 22.020,00 820.02.02 Şikayet ve Mem. Geri-bil. Mal. Hs. 188,00

Kalite Maliyetlerinin Mevcut Muhasebe Sistemi İçerisinde İzlen-

mesi

ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin 2013 yılı kalite maliyetleri,

mevcut muhasebe sistemi içerisinde aşağıdaki gibi muhasebeleştirilmesi

gerekmektedir:

Kalite Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi

_______________________ / ______________________ 740 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ HS. 2.080.962,25 740.10 Kalite Maliyetleri Hs. 2.080.962,25 740.10.01 Önleme Maliyetleri Hs. 1.761.427,25 740.10.01.01 Hasta ve Çalışan Güvenliği Mal. Hs. 5.591,12 740.10.01.02 Eğitim Maliyetleri Hs. 9.093,63 740.10.01.03 İdari Kalite Maliyetleri Hs. 8.335,50 740.10.01.04 Enfeksiyon Kont. Tem. ve Ster. Mal. Hs. 653.607,00 740.10.01.05 Tıbbi Makine ve Ekipman Mal. Hs. 264.300,00 740.10.01.06 Taşeron Firma Maliyeti Hs. 820.500,00 740.10.02 Ölçme ve Değ. Maliyetleri Hs. 295.177,00 740.10.02.01 Tıbbi Cihaz Maliyetleri Hs. 188.300,00 740.10.02.02 Tıbbi Malzeme Maliyetleri Hs. 40.764,00 740.10.02.03 Tıbbı Kayıt Kontrolü Mali-yetleri Hs. 66.060,00 740.10.02.04 Anket Maliyetleri Hs. 53,00 740.10.03 Uygunsuzluk Maliyetleri Hs. 24.358,00 740.10.03.01 İç Başarısızlık Maliyetleri Hs. 2.150,00 740.10.03.01.01 İnsan Kaynaklı Başarı-sızlık Mal. Hs. 250,00 740.10.03.01.03 Materyal- Cihaz Kayn. Baş. Mal. Hs. 1.900,00 740.10.03.02 Dış Başarısızlık Maliyetleri Hs. 22.208,00

Page 75: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

65

740.10.03.02.01 Hasta Şikayetleri ve Ka-yıpları Mal. Hs. 22.020,00 740.10.03.02.02 Şikayet ve Mem. Geri-bil. Mal. Hs. 188,00 G381 GİDER TAHAKKUKLARI HS. 2.080.962,25 ____________________/__________________________

Kalite Maliyetlerinin Gelir Tablosu Hesabına Aktarılması

____________________ /___________________________ 622 SATILAN HİZMET MALİYETİ HS. 2.080.962,25 622.10 Kalite Maliyetleri Hs. 2.080.962,25

741 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ YANSITMA HS. 2.080.962,25

741.10 Kalite Maliyetleri Yansıtma Hs. 2.080.962,25

741.10.01 Önleme Maliyetleri Yansıt-ma Hs. 1.761.427,25

741.10.01.01 Hasta ve Çalışan Güven-liği Mal. Hs. 5.591,12

741.10.01.02 Eğitim Maliyetleri Hs. 9.093,63

741.10.01.03 İdari Kalite Maliyetleri Hs. 8.335,50

741.10.01.04 Enfeksiyon Kont. Tem. ve Ster. Mal. Hs. 653.607,00

741.10.01.05 Tıbbi Makine ve Ekipman Mal. Hs. 264.300,00

741.10.01.06 Taşeron Firma Maliyeti Hs. 820.500,00

741.10.02 Ölçme ve Değ. Maliyetleri Yansıtma Hs. 295.177,00

741.10.02.01 Tıbbi Cihaz Maliyetleri Hs. 188.300,00

741.10.02.02 Tıbbi Malzeme Maliyetle-ri Hs. 40.764,00

741.10.02.03 Tıbbı Kayıt Kontrolü Ma-liyetleri Hs. 66.060,00

741.10.02.04 Anket Maliyetleri Hs. 53,00

741.10.03 Uygunsuzluk Maliyetleri Yansıtma Hs. 24.358,00

741.10.03.01 İç Başarısızlık Maliyetleri Yans. Hs. 2.150,00

741.10.03.01.01 İnsan Kaynaklı Başarı-sızlık Mal. Hs. 250,00

741.10.03.01.03 Materyal- Cihaz Kayn. Baş. Mal. Hs. 1.900,00

741.10.03.02 Dış Başarısızlık Maliyet-leri Yans Hs. 22.208,00

741.10.03.02.01 Hasta Şik. ve Kayıpları Mal. Hs. 22.020,00

Page 76: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

66

741.10.03.02.02 Şikayet ve Mem. Geri-bil. Mal. Hs. 188,00

_______________________/_______________________

Kalite Maliyetleri Hesaplarının Kapatılması

_____________________ / ________________________

740 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ HS. 2.080.962,25

740.10 Kalite Maliyetleri Hs. 2.080.962,25

740.10.01 Önleme Maliyetleri Hs. 1.761.427,25 740.10.01.01 Hasta ve Çalışan Güvenliği Mal. Hs. 5.591,12

740.10.01.02 Eğitim Maliyetleri Hs. 9.093,63

740.10.01.03 İdari Kalite Maliyetleri Hs. 8.335,50 740.10.01.04 Enfeksiyon Kont. Tem. ve Ster. Mal. Hs. 653.607,00 740.10.01.05 Tıbbi Makine ve Ekipman Mal. Hs. 264.300,00

740.10.01.06 Taşeron Firma Maliyeti Hs. 820.500,00

740.10.02 Ölçme ve Değ. Maliyetleri Hs. 295.177,00

740.10.02.01 Tıbbi Cihaz Maliyetleri Hs. 188.300,00 740.10.02.02 Tıbbi Malzeme Maliyetleri Hs. 40.764,00 740.10.02.03 Tıbbı Kayıt Kontrolü Ma-liyetleri Hs. 66.060,00

740.10.02.04 Anket Maliyetleri Hs. 53,00

740.10.03 Uygunsuzluk Maliyetleri Hs. 24.358,00 740.10.03.01 İç Başarısızlık Maliyetleri Hs. 2.150,00 740.10.03.01.01 İnsan Kaynaklı Başarı-sızlık Mal. Hs. 250,00 740.10.03.01.03 Materyal- Cihaz Kayn. Baş. Mal. Hs. 1.900,00 740.10.03.02 Dış Başarısızlık Maliyetleri Hs. 22.208,00 740.10.03.02.01 Hasta Şikayetleri ve Kayıpları Mal. Hs. 22.020,00 740.10.03.02.02 Şikayet ve Mem. Geri-bil. Mal. Hs. 188,00

741 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ YANSITMA HS. 2.080.962,25

741.10 Kalite Maliyetleri Yansıtma Hs. 2.080.962,25

741.10.01 Önleme Maliyetleri Yan-sıtma Hs. 1.761.427,25

741.10.01.01 Hasta ve Çalışan Gü-venliği Mal. Hs. 5.591,12

Page 77: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

67

741.10.01.02 Eğitim Maliyetleri Hs. 9.093,63

741.10.01.03 İdari Kalite Maliyetleri Hs. 8.335,50

741.10.01.04 Enf. Kont. Tem. ve Ster. Mal. Hs. 653.607,00

741.10.01.05 Tıbbi Makine ve Ekip-man Mal. Hs. 264.300,00

741.10.01.06 Taşeron Firma Maliyeti Hs. 820.500,00

741.10.02 Ölçme ve Değ. Maliyetleri Yansıtma Hs. 295.177,00

741.10.02.01 Tıbbi Cihaz Maliyetleri Hs. 188.300,00

741.10.02.02 Tıbbi Malzeme Mali-yetleri Hs. 40.764,00

741.10.02.03 Tıbbı Kayıt Kontrolü Maliyetleri Hs. 66.060,00

741.10.02.04 Anket Maliyetleri Hs. 53,00

741.10.03 Uygunsuzluk Maliyetleri Yansıtma Hs. 24.358,00

741.10.03.01 İç Başarısızlık Maliyet-leri Yans. Hs. 2.150,00

741.10.03.01.01 İnsan Kaynaklı Baş. Mal. Hs. 250,00

741.10.03.01.03 Mat.- Cihaz Kayn. Baş. Mal. Hs. 1.900,00

741.10.03.02 Dış Başarısızlık Mal. Yans Hs. 22.208,00

741.10.03.02.01 Hasta Şik. ve Kayıp-ları Mal. Hs. 22.020,00

741.10.03.02.02 Şikayet ve Mem. Geribil. Mal. Hs. 188,00

___________________/___________________________

6. Sonuç

Günümüz müşterilerinde bir ürün ya da hizmet alımında fiyat ile be-

raber hemen hemen aynı öneme sahip bir anlayış olan kalite, işletmeler

için de değer vermesi ve sürekli artırması gereken bir unsur haline gel-

mektedir. Özellikle sağlık sektöründeki hatalı uygulama ve etkinliklerin

sonuçları, insan sağlığını ilgilendirdiğinden dolayı diğer sektörlere göre

daha ağır olabilmektedir. Bu sebeple sağlık işletmeleri, sunulan hizme-

tin kalitesini sürekli iyileştirme çabalarına diğer işletmelere göre daha

fazla önem vermek durumundadır. Bu sebeple kalite uygulamalarının

Page 78: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

68

önemi sağlık sektöründe ayrıcalıklı ve sosyal sorumluluk açısından zo-

runludur demek yanlış bir yaklaşım olmayacaktır.

Kalitenin öneminin artması ile birlikte işletmeler kalite artırma çaba-

larına yönelmiş ve bu önem neticesinde de katlanılması gereken bir ta-

kım maliyetler ortaya çıkmıştır. Genellikle önleme, ölçme - değerlen-

dirme, iç başarısızlık ve dış başarısızlık maliyetleri şeklinde karşımıza

çıkan kalite maliyetleri, sadece sağlık işletmeleri tarafından değil hem

üretim hem de hizmet işletmelerinin tamamı tarafından titizlikle hesap-

lanması gereken maliyet kalemleridir.

Uygulamamızda ilgili sağlık işletmesinin yaptığı maliyetler içerisin-

de kalite kalemleri ayrı ayrı tespit edilmiş, hesaplanmış, muhasebe ka-

yıtları yapılmış ve kalite maliyeti raporu düzenlenmiştir.

Elde edilen bulgular ışığında ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin

2013 yılı kalite maliyetleri 2.080.962,25 TL olarak gerçekleşmiştir. Bu

tutar işletmenin 2013 yılı toplam maliyetlerinin %13,87’sidir. Bu oran

kalite maliyetlerinin aslında daha fazla önem verilmesi gereken bir hu-

sus olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Kalite maliyetleri kalemlerine bakıldığında toplam kalite maliyetle-

rinin %84,64’ünü önleme maliyetlerinin oluşturduğu görülmektedir.

Önleyici maliyete yapılan bu yatırımlar sayesinde başarısızlık maliyet-

leri de azalmakta, dış başarısızlık maliyetleri %1,07; iç başarısızlık ma-

liyetleri de %0,10 olarak gerçekleşmektedir. Ölçme ve değerlendirme

maliyetleri de 2013 yılı içerisinde %14,18 olarak gerçekleşmiştir.

Ayrıca önleme maliyetleri kalemlerine bakıldığında da, en fazla ma-

liyet oluşturan unsurların %46,58 ile Taşeron Firma Maliyetleri ve

%37,11 ile Enfeksiyon, Kontrol, Temizlik ve Sterilizasyon Maliyetleri

olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu oranlar doğrultusunda önleme maliyetle-

ri ile sağlanacak faydalar arasında sunulan hizmetin kalitesini artırma,

hasta ve çalışan güvenliğini artırmak sayılabilmektedir. Taşeron firma

maliyetlerinin yüksek olması ise hizmet alınan temizlik, otomasyon ve

yemek işleri gibi durumlara önem verildiğini göstermektedir. Bu sayede

sunulan hizmetin kalitesi artırılmakta, müşteri ve çalışan memnuniyeti

amaçlanmaktadır. Netice olarak bu çalışmalar sağlık merkezine olan

Page 79: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

69

başvuru sayısını artırmakta, çalışanlar için ise huzurlu ve güvenli bir or-

tam yaratmaktadır.

Önleme maliyetlerinin oranının yüksek oluşu, uygunsuzluk maliyet-

lerinin düşük olması ile sonuçlanmaktadır. Önleme faaliyetlerinin etkin-

liği iç ve dış başarısızlık maliyetlerinin ortaya çıkma ihtimalini en aza

indirgemektedir. Bunlarla beraber ölçme ve değerlendirme maliyetleri

de tıbbi cihaz, malzeme ve bunların kayıtları şeklinde gerçekleşmiştir.

Tıbbi cihaz maliyetleri oranının fazla olması da işletme cihazların ba-

kım, onarımı ve kalibrasyonu gibi işlemlerinin iyi bir şekilde gerçekleş-

tiğinin göstergesidir. Ancak anket maliyetlerinin oranının azlığı dikkati

çekmekte olup, bu durum kalitesine güvenen bir kuruluşun aldığı şika-

yet sayısının azlığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilmektedir.

Uygunsuzluk maliyetleri kalemlerine bakıldığında iç ve dış başarı-

sızlık maliyetleri olarak toplam %1,2 oranında gerçekleşmiştir. Bu kali-

te maliyet kalemleri toplam maliyetlere oranlandığında ise çok düşük

bir oran ortaya çıkmaktadır. Bu oran çalışmanın genelinde de bahsetti-

ğimiz üzere özellikle sağlık işletmelerinin kaliteye verdiği önemin diğer

sektörlerdeki işletmelere göre daha fazla olmasının gerekliliğini ispatlar

niteliktedir. Bu durum ise ABC Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin insan

sağlığını ilgilendiren durumlardaki hatalı uygulamaların geri dönüşü

olmayan sonuçlar doğurabileceğinin farkında olduğunu göstermektedir.

Ancak hem verilerinden yararlandığımız sağlık kuruluşu hem de di-

ğer tüm işletmeler kalite maliyetlerini takip edebilecekleri bir sistem

oluşturma konusunda yeterli ilgiliyi göstermemektedirler. Kalite mali-

yetlerinin maliyet kalemleri içerisinde kaydedilmesi bazı noktaların

gözden kaçmasına sebep olmaktadır. Oluşturulacak bir sistem ile hem

kalite maliyetleri daha sağlıklı bir biçimde hesaplanabilir hem de işlet-

melerin hangi kalite kalemlerine dikkat etmeleri konusunda yardımcı

olabilecektir.

Page 80: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

70

Kaynakça

Bayırlı, R.(2001), “Kalite Maliyetlerinin Tekdüzen Muhasebe Sistemi İçerisine

Dahil Edilmesi Sorunu”, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, 3(2), 70

Çabuk, Y. (2005), “Kalite Maliyetleri ve Kalite Maliyetlerini Ölçmede Kullanı-

lan Yöntemler”, ZKÜ Bartın Orman Fakültesi Dergisi, 7 (7), 2

Gönen, S. (2010), Sahipliğin Toplam Maliyetinin Hesaplanmasında Kalite Ma-

liyetleri Yaklaşımı, İzmir: Altın Nokta Yayınevi

Hacırüstemoğlu, R. (1995), Maliyet Muhasebesi, İstanbul: Türkmen Kitapevi

James, P. (1996), Total Quality Management: An Introductory Text,London:

Prentice Hall Inc.

Kara, V.(erişim tarihi: 27/05/2014), Kalite Maliyetleri-Kalite Maliyetlerinin

Muhasebeleştirilme-

si,http;//www.muhasebeciyorumluyor.com/wpcontent/uploads/Kalite_

maliyetleri.pdf,

Kırlıoğlu, H. (1998), Kalite Maliyetleri Muhasebesi, Adapazarı: Değişim Ya-

yınları

Ömürgönülşen, M. (2008), Kalite Maliyetlerinin Ölçümü: Gıda Sektöründe Bir

Araştırma, Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları

Türk, Z. (2009), Kalite Maliyetleri Yönetimi, Adana: Nobel Kitabevi

Yükçü, S. (1999), Kalite Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi (Kalite Muhase-

besi), İzmir: Anadolu Matbaacılık

Page 81: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

71

NAKİT YÖNETİMİNDE NAKİT DÖNÜŞ SÜRESİ ANALİZİ-

NİN KULLANILMASI: BİST 100’DE İŞLEM GÖREN 5 BÜYÜK

GIDA FİRMASI ÜZERİNDE AMPİRİK BİR ÇALIŞMA

Umut Tolga GÜMÜŞ12, Gürkan AKKIN13, Zekayi ŞAKAR14,

Mustafa ŞAHİN15, H.Mehmet AYYILDIZ16

Özet

Bu çalışmada, işletmelerde nakit yönetiminde bir araç olarak kulla-

nılan Nakit Dönüş Süresi ve bunun işletmelerin borç ve likidite yapısı

ile olan ilişkisi incelenmiştir. Bu amaçla, BIST 100 endeksinde işlem

gören gıda sektöründe faaliyet gösteren beş işletmenin 2006-2015 yılları

arasındaki verileri incelenerek likidite ve borç yapıları analiz edilmiştir.

Yapmış olduğumuz çalışmada incelediğimiz firmalar genel olarak pera-

kende ve hızlı tüketim malları üretip satan firmalar olduğu için negatif

dönüşüm süresine sahip firmalardır. Bu nakit dönüşüm sürelerine göre

bu firmaların fon sorunu yaşamadıklarını söyleyebiliriz.

Anahtar Kelimeler : Nakit Yönetimi,Nakit Dönüş Süresi,Sermaye

Yönetimi

12 Yrd. Doç. Dr., Adnan Menderes Üniversitesi, Nazilli İ.İ.B.F. , [email protected] 13 Adnan Menderes Üniversitesi, Nazilli İ.İ.B.F. YL Öğrencisi, [email protected] 14 Adnan Menderes Üniversitesi, Nazilli İ.İ.B.F. YL Öğrencisi, [email protected] 15 Adnan Menderes Üniversitesi, Nazilli İ.İ.B.F. YL Öğrencisi, [email protected] 16 Adnan Menderes Üniversitesi, Nazilli İ.İ.B.F. YL Öğrencisi , [email protected]

Page 82: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

72

USING CASH RETURN PERIOD ANALYSIS AT THE CASH

MANAGEMENT: AN EMPIRICAL STUDY ON FIVE BIGGEST

FOOD COMPANIES IN ISE 100

Abstract

This study is about Cash Return Period which is used in Cash mana-

gement for businesses and its relationships between debt and liquidty.

For this aim, it is analyzed liquidty and debt balances of five companies

in BIST 100 which operates in food sector by using historical datas for

2006-2015 of these companies. By reason of the fact that the companies

which we analyzed in our study operates in fast moving consumer go-

ods sector, they have negative Cash Return Period. Hovever, we can say

that they don't have liquidty problem.

Key words: Cash Management, the Cash Conversion Cycle, Capital

Management

Page 83: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

73

1. Giriş

İşletmeler, uluslararası piyasalarda hayatta kalmak için yoğun reka-

bet şartları altında faaliyet göstermektedirler. Ancak, bu yoğun rekabet

şartları altında kendilerine rekabet avantajı sağlayacak olan değişkenler

de son derece sınırlıdır. Bir işletmede sermayenin etkin yönetimi, işlet-

menin rekabet gücü ile firma değeri üzerinde önemli bir etki oluşturabi-

lecek bir araçtır.

İşletmelerde nakit yönetiminin temel amacı, işletmenin finansal so-

rumluluklarında zor duruma düşmeden, çalışmaların etkin bir şekilde

yapılarak kârlılığı daha da artıracak biçimde elde bulundurulması gere-

ken nakit tutarını ayarlamaktır. Aynı zamanda nakit yönetimi, nakit gi-

riş ve çıkışlarının finansal plânlama çerçevesinde işletmenin ne kadar

nakde ihtiyacı olduğunu zamana bağlı olarak belirlemektedir. Firmala-

rın sermaye yönetimi, hem likiditeyi hem de firmanın kârlılığını büyük

oranda etkilemektedir.

Karlılığı en üst seviyeye çıkarmayı hedefleyen finansal kararlar, iş-

letmenin ihtiyacı olan nakiti sağlarken; (Smıth, Keith, 1980: 549-562)

likiditeyi artırma çalışmaları üzerinde yoğunlaşmak da işletmenin karlı-

lığında azalışa neden olabilmektedir (Shin, Soenen, 1998: 2).

İşletme finansmanında temel özellik alacakları (nakit olarak) en kısa

sürede tahsil etmek, ödemeyi ise, geç yapmaktır. Nakit yönetimi, nakit

dönüş süresine dayanır. Nakit dönüş süresi, işletmenin hammadde alı-

mıyla başlayıp üretim sürecinde, alınan hammaddeler için ödeme yaptı-

ğı tarihten, ticari alacaklarını tahsil ettiği tarihe kadar geçen süreyi ifade

eder (Besley, Brıgham, 2000: 533). Nakit yönetimiyle ilgili alınan yan-

lış kararlar neticesinde işletmeler yüksek finansman gideri ile karşılaş-

maktadırlar. Bu da şirketlerin likidite sıkıntısı çekmesine; artan finans-

man yükü ile iflasa kadar sürüklenmektedirler.

İşletmelerin iç ve dış pazarlarda karşı karşıya kaldığı zorlu rekabet

şartlarının yanında, özellikle son yıllarda yaşanan gerek uluslararası ge-

rekse ulusal ekonomik kriz ortamında likidite kontrolü ve nakit yöneti-

minin önemi daha da artmıştır. İşletmeler genellikle piyasanın durgun-

luk dönemlerinde uzun vadeli yatırımlarını azaltma veya erteleme yolu

Page 84: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

74

ile devamlılıklarını sürdürebilirler. Ancak, sermaye yönetimine yeterin-

ce önem vermemeleri durumunda faaliyetlerini tamamen durdurmak zo-

runda da kalabilirler. Bu nedenle, günümüz işletme yönetimi içerisinde,

nakit yönetimi oldukça önemli hale gelmiştir. İşletmeler için çok kârlı

organizasyonlardan daha çok nakit akışı ve dönüşümü sağlayan faali-

yetlerin önemi daha da artmıştır. Bunu da etkin bir nakit dönüş süresi

analizi ile yaparak başarabilmektedir.

Nakit dönüşüm süresi analizi, ticarî faaliyet gösteren firmaların kul-

landıkları nakitlerin işletmeye geri dönme süresinden (NÇS) yola çıkıp

bu sürenin işletmelerin ekonomik durumuna buna bağlı olarak şirketle-

rin piyasa değerine etkisini analiz etmeye yarayan bir temel analiz tek-

niğidir. NDSA, etkinlik süresinden (AOTS + SOTS) ticarî borçları

ödeme süresinin düşülmesi suretiyle hesaplanmakta ve şirketlerin kasa-

sından çıkan nakidin net olarak ne kadarlık süre zarfında geri döndüğü-

nü ölçmeye imkân sağlamaktadır. Bu süre şirketin likidite durumu hak-

kında da bilgi sağlamaktadır. Başka bir deyişle, firmanın gelecek dö-

nemlerdeki ihtiyaçlarını karşılamak ve işletmenin kârlılığının sağlanma-

sı için yeterli miktarda likiditeyi sağlamak ve korumak, nakit yönetimi-

nin amacını oluşturmaktadır. Bununla beraber, nakit devir süresinin iyi

yönetimi ile stoklar, alacaklar ve borçların ödeme sürelerinin en uygun

seviyede tutulması, işletmenin kârlılığını artıracağı vurgulanmaktadır

(Lazaridis ve Tryfonidis, 2006: 26-35).

2. Çalışma Sermayesinin Önemi

Çalışma sermayesini, belirli bir hesap dönemi içerisinde en az bir

kez nakde dönüştürülebilen varlıklar olarak tanımlamak mümkündür.

Bir işletmedeki finansal yönetimin ana işlevlerinden biri, işletmedeki

mevcut kaynakların alternatif kullanım alanları içerisinde en etkin bi-

çimde dağıtımı ve kullanımıdır.

İşletme sermayesine; - Döner sermaye - Dönen varlıklar - Dönen değerler - Çalışma sermayesi

Page 85: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

75

- Tedavüldeki (hemen nakde dönüşebilecek) değerler olarak da isim verilebilir. İşletmelerin alacaklara ve varlıklara bağlayacakları likiditenin kulla-

nım yerleri, işletmenin genel yapısına ve özelliklerine göre değişiklik

gösterir. Bu varlıkların türü ve miktarı, işletmenin ürettiği mallara, tek-

nik ihtiyaçlara ve yöneticilerin değer yargılarına göre değişmektedir.

Burada temel amaç, işletmenin piyasa değerini artırmaktır.

İşletme bilançosunun aktif bölümünde yer alan dönen varlıklar; men-

kul kıymetler, hazır değerler, stoklar, alacaklar (ticari ve diğer),gelecek

aylara ait giderler ve gelir tahakkuklarından oluşur. Bu hesap kalemleri

işletmenin, brüt işletme sermayesini gösterir. Kısa vadeli yabancı kaynak-

ların brüt işletme sermayesinden çıkarılmasıyla da net işletme (çalışma)

sermayesi ortaya çıkar. Net çalışma sermayesinde yükselişe neden olaylar

net çalışma sermayesinin kaynakları; net çalışma sermayesinde azalış ya-

ratan olaylar da net çalışma sermayesinin kullanım yerleridir. Gerekli se-

viyenin üzerindeki işletme sermayesi likiditeyi artırıp, riski azaltmakta

buna karşılık kârlılığı düşürmektedir. Yapılan birçok analizler sonucunda

firma kârlılıklarını etkilemede, nakit dönüş süresinin daha önemli bir ölçü

olduğu ortaya koyulmuştur (Eljelly, 2004:48). Aynı zamanda likidite yö-

netimi, işletmelerin süresi dolan borçlarını ödeyebilme durumunu göste-

ren bir gösterge olduğu için, işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme

gücü olarak da görmek mümkündür.

Özet olarak, işletmelerin hammadde, enerji, insan gücü vb. harcama-

larla mamul üretmeye başlaması ve ürettiği mamulün pazarlanarak tekrar

işletme gücü olarak işletmeye dönüşüne kadar geçen süre içindeki harca-

malar işletme sermayesini oluşturmaktadır. Yeni kurulan işletmelerde bu

kavram, “başlangıç çalışma sermayesi’ olarak adlandırılmaktadır.

3. Çalışma Sermayesi Tutarının Önemi

Bir işletmede sermayenin finansmanı, işletmenin uzun vadedeki fi-

nans politikası ile ilgilidir. Bu nedenle, çalışma sermayesi işletmenin

tam kapasite ile üretim yapabilmesi, üretim hacmini genişletebilmesi,

işletme sorumluluklarını yerine getirmesi hususunda oluşabilecek risk-

leri önceden tahmin edip, beklenmedik durumlarda finansman açığının

Page 86: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

76

oluşmaması için gerekli tedbirleri alınması ve malî açıdan zorlanmama-

sı bakımından oldukça önemlidir. Örneğin, uzun vadeli kredilerin vade-

si gelen taksitleri ile faiz ödemeleri kısa vadeli kaynaklar arasına katıla-

rak işletmenin gerekli zamanda fon sağlamasına olanak sağlamaktadır.

Eğer işletme sermayesi yabancı kaynaklar ile finanse ediliyorsa özellik-

le enflâsyonun sürekli değiştiği ortamlarda gözlenen sıkı para politikala-

rına bağlı olarak banka kredilerinin azaltılması ve faiz oranlarının yük-

selmesinden dolayı kısa vadeli banka kredileriyle finanse edilmesine

neden olduğu için işletmeyi zor duruma sokar. Çalışma sermayesinin iş-

letmelerde eksik ya da fazla olması, gerek öz kaynaklarla gerekse ya-

bancı kaynaklarla finanse edilsin işletmenin karlılığı üzerinde olumsuz

etkisi olacaktır. (Narasimhan ve Murty, 2001: 105).

İşletmelerde, alınan bonoların zamanında ödenememesi, satılan

mamullerin tahsilinde alıcılara yeterli ve uygun vadenin sağlanmaması,

çalışma sermayelerinin yetersiz (-) durumda olması, işletmenin mevcut

hammadde ve malzeme stoklarının üretim gereksinimlerini karşılama-

ması, mamul madde stoklarının da alıcı taleplerini karşılamakta yetersiz

kalması, üretilen mamule karşı artan talep karşısında iş hacminin düşük

olması ve geliştirici objelerin sağlanamaması, işletmede gerekli olan

hammadde, likidite vb. girdilerin zamanında ve yeterli oranda temin

edilememesi gibi etmenler, yetersiz çalışma sermayesinin belirtileridir.

İşletme, elindeki fonun ne kadarının çalışma sermayesi olarak ayrıla-

rak döner varlıklara bağlanacağı şu sıralanan hususlar açısından önem

taşımaktadır:

- İşletmenin istikrarlı ve tutarlı finans politikası yürüterek kredi değerli-liğinin artırılması, - İşletmenin, makine ve teçhizatların verimliliğini artırarak tam kapasite ile çalışabilmesi, - İşletmenin beklenmedik olağanüstü dönemlerde bir (B) planın olması ve zor duruma düşmesinin önlenmesi, - Üretime, gerek makine teçhizatın gerekse insan gücünün kontrolü sağ-lanarak kesintisiz devam edebilmesi, - Pazarlama stratejilerinin geliştirilerek, iş hacminin genişletilebilmesi,

Page 87: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

77

- İşletmenin mali yükümlülükleri karşılayamama riskinin minimize edilmesi, -İşletme faaliyetlerinin karlı, verimli ve devamlı bir şekilde yürütülmesi.

Özetle işletmelerde çalışma sermayesi bakımından en önemlisi ihti-yaç anında işletmeyi zora sokmadan likiditenin sağlanmasıdır.

4. Çalışma Sermayesini Etkileyen Faktörler

- Nakit Devir Hızı - Alacak Devir Hızı - Stok Devir Hızı - Amortisman Politikaları - Kısa Vadeli Borç Devir Hızı Nakit Devir Hızı: Devir hızının düşük olması halinde nakit kulla-

nımında çok ihtiyatlı davranıldığı ve atıl nakit tutulduğu anlaşılır. Devir

hızının çok yüksek olması da nakit yetersizliği çekildiğini ifade eder.

Alacakların Devir Hızı: İşletmeler alacakların devir hızını artırıp,

tahsil süresini kısaltarak işletme sermayesi ihtiyacının azaltmasını sağ-

lar. İşletmelerdeki en büyük sıkıntılardan bir tanesi yapılan satış sonrası,

çeşitli nedenlerle tahsilatların zamanında yapılamaması, alacak devir hı-

zının düşük olmasının, işletmenin diğer firmalar karşısında rekabet gü-

cünün az olduğunun, alacak tahsilatında güçlük çekildiğinin, belirlen-

miş etkin bir tahsilat politikasının olmadığının göstergesi olmaktadır.

Ancak yapılan hesaplama sonucu oranın yüksek çıkması şirketin alacak

tahsilatı politikasının etkin olduğunu ortaya koyar ve böylelikle şirketin

carî ve likidite oranları yetersiz olsa bile, borçların geri ödenme süre-

cinde daha rahat olmasına neden olur.

Stokların Devir Hızı: Şirketin stoklarının mevcut yıl içerisinde kaç

defa devrettiğini gösterir. Stok devir hızı, mevcut dönem içerisinde şirke-

tin likidite durumu hakkında da bilgi vermektedir. Stok devir hızının dü-

şük olması stok yatırımlarının fazla yapıldığını ve bu fazla stoklarla faali-

yetin devam ettirildiğini belirtir. İşletme sermayesi miktarında stokların

oranı yüksek ise, likidite oranı da düşer ve likidite ihtiyacı stok ile gideri-

lebilir. İşletmedeki koşulların değişmemesi şartıyla stok devir hızının

yükselmesi firmanın kârlılığını artıracağı gibi, iş hacminin genişlemesi

için işletme sermayesi ihtiyacını da azaltır (Tokaç, 2005: 198-203).

Page 88: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

78

Amortisman Politikaları: Sabit varlıkların aşınma ve yıpranma pa-yı olarak ayrılan amortismanların nakit girişi sağladığı için çalışma sermayesine finans kaynağı olarak tanımlanmaktadır. Amortismanların en önemli özelliklerinden birisi de işletmenin ödeyecek olduğu vergi-lerde vergi tasarrufu sağlamasıdır. Amortismanlar gelir gider hesapla-rında gider olarak yer aldığından vergiye tabi gelirlerin azalmasına ne-den olmakta ve vergi matrahının düşmesine yol açarak işletmenin öde-yeceği verginin azalmasını sağlamaktadır. Azalan bakiyelerle amortis-man ayırma ilk yıllarda daha fazla vergi tasarrufu sağlayarak, işletme-lerde daha fazla nakdin kalmasına neden olmaktadır. Buda işletmenin hammadde alım gücünü, kısa vadeli borç ödeme gücünü, kredi ödeme gücünü vb. artırmaktadır.

Kısa vadeli Borç Devir Hızı: Kısa vadeli borç devir hızı satılan ma-lın maliyetinin kısa vadeli borçlara oranıdır. Yaptığımız çalışmayla ilgili olarak daha detaylı bir analiz için işletmedeki nakit faaliyet giderlerinin (toplam faaliyet giderleri- aşınma payı-nakit olmayan diğer giderler) kı-sa vadeli borçlara oranı alınmalıdır. Yıllık gün sayısının elde edilen de-ğere oranı ise kısa vadeli borçların ortalama ödeme süresini verecektir.

5. Nakde Dönüş Süresinin Hesaplanması

Nakit dönüşüm sürecinin işletme içerisindeki süresi yani nakit ile başlayıp ve tekrar nakit ile biten süreç ne kadar kısa olursa işletmenin ihtiyaç duyduğu sermaye miktarı da o kadar az olacaktır. İşletmelerin hammadde alımıyla başlayıp, mamulün üretilmesi, satılması ve satılan mamullerin bedellerinin tahsil edilmesi sürecindeki sürenin kısalığının veya uzunluğunun net bir göstergesi, işletmelerin nakde dönüşüm süre-sini göstermektedir. Nakit dönüşüm süresinde dönemler arası gözle gö-rülür bir farklılık olmazken asıl farklılık, işletme ve sektör ölçeğine göre istatiksel farklılık olduğu öne sürülmüştür (Yücel ve Kurt, 2002:1).

Nakit Dönüşüm Süresi = (Stokların Dönüşüm Süresi + Alacakların

Dönüşüm Süresi)-Borçların Dönüşüm Süresi

İster olumsuz piyasa koşulları olsun, ister işletmenin kendi içindeki

olumsuzluklardan olsun alacakların tahsil süresinin uzaması, daha uzun

vadelerle satış yapılması, işletmenin alacak dönüşüm süresini uzatacak-

tır (İşeri,Chambers, 2003: 62).

Page 89: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

79

İşletmeler stok ve alacak dönüşüm sürelerini ne kadar kısaltabiliyor-

sa, yapılan borçlanmaların geri ödeme süresinde ne kadar çok uzatabi-

lirse bu işletmenin işletme sermayesi yönetimi, daha az bir işletme

sermayesi ile faaliyetine devam etme imkânı bulacaktır.

Nakit dönüşüm süreci, belirli bir likidite pozisyonunun korunması,

yeterli düzeyde finansal esnekliğin sağlanması ve etkin bir işletme ser-

mayesi yatırımının yapılması, çalışma sermayesi yönetiminin ana un-

surlarından biri olup ve en düşük likidite ihtiyacının belirlenmesi ile

başlar. Bu nedenle, önce nakit devir hızı hesaplanır. Nakit devri yıllık

gün sayısının NDS’ne bölümü ile elde edilir. Nakit devir hızı bilindiği

takdirde işletmenin nakit olarak yaptığı harcamaları bu değere böldü-

ğümüzde gereken en düşük likidite miktarına ulaşılmış olur. Buradan da

anlaşılacağı üzere, NDS uzunluğu ile ihtiyaç olan en düşük likidite mik-

tarı arasında doğrusal bir oran vardır (Tüzün, 1987: 5-7). NDS uzadıkça

bu miktar artar veya aksine NDS’nin kısalması likidite ihtiyacının azal-

dığını ifade eder. Likidite değeri için NDS temel belirleyici etken olarak

büyük önem taşır ve NDS’nin bileşenlerinin tek tek incelenmesini ge-

rektirir (Schilling, 1996: 4-8). Geçmiş yıllardaki yapılan çalışmalarda

da, işletme sermayesi ile KOBİ kârlılığı arasındaki ilişki incelenildiğin-

de, nakit dönüşüm süresindeki kısalışların, KOBİ kârlılığını artırdığı gö-

rülmüştür (Teruel,Solano, 2007: 164-177).

Nakit dönüşüm süresinin uzamasının, yapılan satışlarda görülen ar-

tışlar nedeniyle işletme kârlılığını olumlu etkilediği söylense de, kârlılı-

ğın nakit dönüşüm süresinden olumsuz etkilenebileceği de bilinmekte-

dir. Bunun nedeni, işletmenin çalışma sermayesine yaptığı yatırımların

maliyetinin, stoklara yaptığı yatırımlarla müşterilere tanıdığı kredilerin

getirisinden büyük olmasıdır (Deloof, 2003: 573-587).

6. Çalışmanın Yöntemi ve Değişkenleri

Çalışmanın örneklemi, hisse senetleri Borsa İstanbul’da işlem gören

Gıda Sektöründe faaliyet gösteren beş şirkettir. Çalışmada ele alınan

firmaların nakit dönüşüm sürelerini hesaplamak için her firmanın 2006-

2015 yılları arasındaki bilanço ve gelir tabloları incelenmiştir. Gerekli

Page 90: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

80

veriler 2009 yılına kadar Borsa İstanbul resmi internet sitesinden, 2009

yılından sonrakiler ise, Kamuyu Aydınlatma Platformu resmi internet

sitesinden temin edilmiştir.

Çalışmanın ana değişkeni Nakit Dönüş Süresidir.(NDS). Analizi ya-

pılan firmaların alacak devir hızı, stok devir hızı, kısa vadeli borç devir

hızları hesaplanmıştır. Nakit Dönüş Süresi her işletmenin 10 yıllık dö-

nemi için ayrı ayrı hesaplanmıştır.

Finans literatüründe Nakit Dönüş Süresi aşağıdaki formül ile hesap-

lanmaktadır:

Nakit Dönüş Süresi = Stok Dönüş Süresi +( Alacak Tahsil Süresi –

Borç Ödeme Süresi)

Nakit Dönüş Suresi’nde kullanılan değişkenler:

Satışların Maliyeti

Stok Dönüş Süresi = --------------------------

Ortalama Stok

Ticari Alacaklar

Alacak Tahsil Süresi = -----------------------------

(Yıllık Satışlar/360)

Satılan Mallar Maliyeti+Genel Giderler ve denetim Gider

Tic. Borç. Dön. Sür .= ------------------------------------------------

Kısa Vadeli Borçlar +Ücret ve

Vergi Borçları

Çalışmada bu formüller referans alınarak hesaplamalar yapılmıştır.

7. Analiz ve Değerlendirme

Çalışmada, Borsa İstanbul da işlem gören gıda sektöründeki beş şir-

ketin nakde dönüşüm süreleri incelenmiştir. Bu firmaların nakit dönü-

şüm sürelerini hesaplamak için firmaların 2006- 2015 yılları arasındaki

Page 91: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

81

temel finansal tablolarından bilanço ve gelir tablolarını incelenmiştir.

Bu tablolardaki veriler kullanılarak, nakit dönüşüm süresinin bileşenleri

olan alacak devir hızı, stok devir hızı ve kısa vadeli borç devir hızını he-

saplanmıştır. Devir hızını süre olarak ifade etmek için 360 gün sayısına

bölerek stok tutma süresi, alacak tahsil süresi ve kısa vadeli borçlarını

ortalama ödeme süreleri bulunmuştur. Stok tutuma süresi ile alacak tah-

silat süresi toplamından kısa vadeli borç ödeme süresi çıkartılarak şir-

ketlerin nakit dönüşüm sürelerine ulaşılmıştır. Elde edilen sonuçlar ayrı

ayrı aşağıdaki gibi tablolaştırılmıştır.

Tablo-1- Stok Devir Hızı ve Süresi

YILLAR ULKER CCOLA TATGD BANVİT TUKAŞ ULKER CCOLA TATGD BANVİT TUKAŞ

2006 17,06 6,88 4,39 9,56 1,14 21,10 52,30 82,00 37,66 314,68

2007 9,32 6,87 4,05 5,95 1,70 38,63 52,37 88,89 60,55 211,30

2008 7,86 5,83 3,98 8,56 1,88 45,81 61,73 90,54 42,04 191,96

2009 7,02 7,29 4,07 8,45 2,81 51,30 49,38 88,43 42,61 128,06

2010 8,49 7,70 4,30 7,95 3,22 42,39 46,78 83,80 45,31 111,65

2011 8,89 8,00 3,62 7,46 1,64 40,49 45,00 99,40 48,23 219,97

2012 9,87 8,01 3,49 6,72 1,64 36,46 44,93 103,23 53,58 219,61

2013 10,66 7,00 3,38 7,39 1,74 33,76 51,47 106,61 48,70 207,18

2014 10,75 6,61 3,55 8,33 1,67 33,47 54,48 101,39 43,23 215,44

2015 7,28 4,81 3,66 15,21 1,30 49,46 74,88 98,38 23,67 276,67

ORT. 9,72 6,90 3,85 8,56 1,87 39,29 53,33 94,27 44,56 209,65

STOK DEV. HIZI 360/STOK DEVİR HIZI

Tablo-2- Kısa Vadeli Borç Devir Hızı ve Süresi.

YILLAR ULKER CCOLA TATGD BANVİT TUKAŞ ULKER CCOLA TATGD BANVİT TUKAŞ

2006 4,35 2,94 1,98 3,00 0,98 82,82 122,32 181,73 119,97 366,11

2007 3,19 2,75 3,02 4,11 1,15 112,72 130,71 119,37 87,51 313,23

2008 1,23 3,43 1,55 2,94 0,68 293,24 105,01 231,67 122,26 531,49

2009 0,90 1,35 2,32 2,51 1,24 400,19 266,13 155,48 143,23 291,27

2010 1,52 1,96 3,46 3,51 1,52 236,09 184,14 103,91 102,64 236,66

2011 1,14 4,08 3,43 2,65 0,63 316,87 88,27 104,92 135,84 567,95

2012 1,61 4,18 2,18 2,07 1,07 223,90 86,08 165,32 173,85 336,11

2013 1,16 1,78 2,39 2,12 1,13 310,90 202,44 150,32 169,61 318,84

2014 3,47 2,64 2,55 2,27 1,05 103,63 136,59 141,35 158,59 343,33

2015 2,74 1,97 3,43 2,45 1,10 131,53 182,48 104,94 146,70 325,84

ORT. 2,13 2,71 2,63 2,76 1,06 221,19 150,42 145,90 136,02 363,08

KISA VADELİ BORÇ DEV. HIZI 360/KISA VADELİ BORÇ DEVİR HIZI

Page 92: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

82

Tablo-3- Nakde Dönüşüm Süresi

YILLAR ULKER CCOLA TATGD BANVİT TUKAŞ2006 -36,99 -40,34 -86,15 -51,31 54,03

2007 -34,77 -49,72 -26,82 51,35 23,26

2008 -188,89 -11,66 -62,66 -30,22 -197,53

2009 -278,49 -186,02 10,02 -43,73 4,47

2010 -110,90 -109,70 47,50 -10,47 95,19

2011 -159,09 -15,32 81,76 -41,74 -83,19

2012 -95,69 -12,02 45,54 -77,36 59,91

2013 -192,16 -124,36 64,00 -73,95 51,46

2014 5,03 -56,72 40,57 -67,71 -31,76

2015 23,58 -53,04 87,49 -89,65 13,65

ORT. -106,84 -65,89 20,13 -43,48 -1,05

NAKDE DÖNÜŞÜM SÜRESİ

Şirketlerin elde edilen sonuçlarını tek tek incelediğimizde sonuçlar

şu şekildedir:

Ülker’in NDS, 2006 yılında -36,99’dur. Nakit dönüşüm süresinin

eksi çıkması firmanın alacaklarını tahsil süresi ve stok devir süresinin

kısa olmasını ve bunların toplamından daha büyük bir borç ödeme süre-

sinin olduğunu gösterir. Nakde dönüşüm süresinin eksi çıkması aslında

nadiren görülen bir durumdur. Bu durum firmanın işletme sermayesinin

tedarikçiler tarafından karşılandığını göstermektedir. Negatif nakit dö-

nüşüm süresinin hızlı tüketim malları sektöründe faaliyet gösteren bü-

yük market zincirlerine sahip olan firmalarda gözüken bir durumdur.

Şirketin en yüksek negatif değere sahip olduğu yıl -278,49 ile 2009 yılı-

dır. Şirketin bu yıldan itibaren nakit dönüşüm süresi artarak negatif de-

ğerden pozitif değere çıkmış, 2014 yılında 5,03; 2015 yılında 23,58 ola-

rak gerçekleşmiştir.

Coca Cola firmasına baktığımız zaman 2006-2015 yıllarının tama-

mında negatif bir nakit dönüşüm süresi görülmektedir. Bunun sebebi, şir-

ketin ürettiği üründen kaynaklı stok devir süresinin kısa olmasıdır. Ayrı-

Page 93: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

83

ca, şirketin alacaklarını tahsilde problem yaşamadığı, satışlarını daha çok

peşin olarak gerçekleştirdiği ve borçlarını ödeme süresini uzun tuttuğu

söylenebilir. Şirketin en yüksek negatif nakit dönüşüm süresi -186,02 ile

2009 yılındadır. Aynı şekilde 2013 yılında da negatif en yüksek NDS ol-

muştur. Son iki yılda ise, istikrarlı bir seyir izlediği görülmektedir.

Tat Gıda şirketine baktığımızda 2006-2007-2008 yıllarında negatif

bir nakit dönüşüm süresi olduğunu görülmektedir. Bu yıllardan sonra

nakit dönüşüm süresinin pozitif olduğu ve gittikçe uzadığını tespit

edilmiştir. 2006 yılında – 86.15 bir negatif dönüşüm süresine sahipken

2015 yılında ise 87,49 pozitif bir nakit dönüşüm süresine sahiptir. Bu

durumun şirketin zamanla alacaklarını tahsil süresi ile stok dönüşüm sü-

resinin uzamasına; fakat borçlarını ödeme süresinin yıllara göre çok de-

ğişmemesinden kaynaklandığı görülmektedir.

Banvit şirketinin genelde 2005-2015 yılları arasında 2007 yılı hariç

diğer yıllarda nakde dönüşüm süresi negatif değerlere sahiptir. 2007 yı-

lında nakde dönüşüm süresi 51.35 olarak pozitif ve yüksek bir değere

sahiptir. Bunun sebebinin şirketin 2007 yılında satışlarında yaşanan dü-

şüşlere bağlayabiliriz. Şirketin diğer yıllarda nakde dönüşüm süresi iyi-

leşerek artmış ve nakit problemi yaşamadığı, nakit yönetiminde başarılı

olduğu anlaşılmaktadır.

Tukaş şirketinin 2008-2011-2014 yıllarında negatif bir nakit dönü-

şüm süresine sahip iken, diğer yıllarda pozitif bir nakit dönüşüm süresi-

ne sahip olduğu görülmektedir. Firmanın nakit dönüşüm süresi istikrar-

sız bir seyir izlemektedir. Bu tabloya bakarak tukaş firmasının nakit yö-

netiminde başarılı olmadığı firmanın nakit problemleri yaşadığını söy-

lenebilir.

Şirketlere genel olarak baktığımız zaman nakit dönüşüm sürelerinin

negatif değere sahip olan yılların ağırlıkta olduğu görülmektedir. Nakit

dönüşüm süresinin negatif değere sahip olması, işletmelerin fon ihtiyacı

olmadığını ve alacak tahsil süresinin borçlarını ödeme süresinden daha

kısa olduğunu gösterir ki bu da şirketler tarafından arzulanan bir du-

rumdur. Bu değerlerden hareketle bu şirketlerin nakit yönetimine önem

verdikleri söylenebilir. Şirketler içerisinde genel olarak baktığımızda on

Page 94: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

84

yıllık zaman diliminde en yüksek negatif değere sahip olan şirket Ül-

ker’dir. Bu durum Tukaşın nakit sıkıntısı çektiğini gösterir. Şirketin ala-

caklarını tahsil süresi borç ödeme süresinden daha uzundur. Bu durum

hem istenmeyen hem de sürdürülebilir bir durum değildi.

8. Sonuç ve Öneriler

Ülkemizde 1990’lı yıllardan önce nakit yönetimine gereken önem

verilememiştir. 1990’lı yıllardan sonra para ve sermaye piyasalarının

gelişmesi ile ortaya çıkan yeni finansal araçlar, şirketlerin eldeki nakit-

lerini değerlendirebilecekleri imkânlar yaratmıştır. Bu yıllardan sonra

piyasalarda yaşanan önemli gelişmelerle beraber rekabet şartları ağır-

laşmış ve şirketler için kâr yaratmak zorlaşmıştır. Bu sebeplerden dolayı

nakit yönetimi oldukça önemli hale gelmiştir. Şirketler ihtiyaç duyduk-

ları fon miktarını belirleyip arta kalan fonlarını çeşitli finansal araçlarla

değerlendirerek kâr oranlarını artırma yollarına gitmişlerdir. İşletmeler-

de nakit yönetimindeki en temel unsur işletmenin sürdürülebilirliğinin

sağlanması için çalışma verimliliğini azaltmadan kârlılığı yükselterek,

bulundurulması gereken nakit tutarının sağlanmasıdır (Erol, 2003: 98).

Nakit yönetiminde etkin olabilmek için nakit dönüşüm süreci analizleri

kullanılmaya başlanmıştır.

İşletmeler için yaşamlarını sürdürmek ve kâr elde etmek için üretmiş

oldukları mal ve hizmetleri satış yapmak ne kadar önemli ise, bu satışla-

rı en kısa sürede tahsil etmek de o derece önemlidir. İşletmeler sattıkları

ürünlerin tahsilâtını kısa sürede almak isterler. Çünkü, işletme faaliyet-

lerinden dolayı fon ihtiyacı duyar ve bu ihtiyaç duyduğu fon yeterli

miktarda kendisinde yoksa borçlanma yoluyla temin etmek zorundadır-

lar. Nakit döngüsü içerisinde işletmenin alacaklarını tahsil etme süresi

ne kadar kısa, borç ödeme süresi ne kadar uzun olursa işletme açısından

o kadar iyidir. Etkin bir nakit yönetimi için nakit dönüşüm süresinin ne-

gatif değer alması gerektiği düşünülür. Nakit dönüşüm süresinin negatif

değer alması için alacakların tahsil süresi ile stok tutma süresinin top-

lamının işletmenin kısa vadeli borç ödeme süresinden küçük olması ge-

rekmektedir. Aksi takdirde işletmeler, alacaklarını tahsil etmede zorluk-

Page 95: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

85

lar yaşar ve satış yapamadığı durumlarda likidite sıkıntısına girerler.

Ülkemizde nadirde olsa nakit dönüşüm süresi negatif olan işletmeler

vardır. Bunlar özellikle peşin satış yapan, hızlı tüketim malları üreten,

büyük market zincirlerine sahip şirketlerdir.

Çalışmamızda, incelediğimiz şirketler genel olarak perakende ve

hızlı tüketim malları üretip satan firmalar olduğu için negatif dönüşüm

süresine sahip şirketlerdir. Bu nakit dönüşüm sürelerine göre bu firma-

ların fon sorunu yaşamadıklarını söylenebilir.

Sonuç olarak işletmenin faaliyetlerinin etkinliğinin ölçülmesinde önem-

li bir araç olan çalışma sermayesinin finansmanına katkı sağlaması için na-

kit dönüşüm süresinin kısa ve negatif değerler alması gerekmektedir.

Bu kapsamda nakit dönüşüm süresinin kısaltılması için aşağıdaki ça-

lışmalar yapılabilinir.

Yapılan çalışmalarda nakit dönüşüm süresinin uzunluğuna stok

devir hızının alacak devir hızından daha fazla etki ettiği görülmüştür.

Bu nedenle, işletmelerin politikalarında stok yönetimi üzerine yoğun-

laşmalarında fayda vardır. Özellikle üretim işletmelerinde stok devir hı-

zının artırılması önemlidir.

Stok devir hızını yükseltmek için aynı satış düzeyinde daha az stok

bulundurulabilinir. Bu da tam zamanında optimum üretim miktarı ile

sağlanır.

Nakit dönüşüm süresine kısa vadeli borç ödeme süresi de etki etti-

ği için borç ödeme süresi de önemlidir. Nakit dönüşüm süresini kısalt-

mak için işletme borç ödeme süresini uzatması gerekir. Fon sağladığı

kaynakları seçerken bunu göz önünde bulundurarak olabildiğince uzun

vadeli fon temin etmesi işletmenin yararınadır.

Piyasaların genel durumuna göre işletmenin alacak devir hızı düş-

tüğü zaman nakit dönüşüm süresinin uzamaması için aynı zamanda

borç devir hızının yavaşlatılması iyi bir yöntem olabilir.

Etkin bir nakit yönetiminin sağlanabilmesi için tedarik zinciri ve

müşteri tahsilatlarının iyileştirilmesi, ekonomik koşullara duyarlılığın artı-

rılması firma içi ve sektörel unsurlar göz önünde bulundurularak nakit dö-

nüşüm süresinin kısaltılması işletmelerin başarısında etkin bir rol oynar.

Page 96: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

86

Kaynakça

Ahmet TOKAÇ, Uygulamacı Gözüyle İşletmelerde Finansal Yönetim Becerile-

ri,Tunca Kitabevi, İstanbul, Mayıs, 2005, s.198-203

Akgün A.İ. (1998); Nakit Yönetiminde Nakit Akısı Analizi, Ekonomi Başak,

Yıl:22, Sayı:98

Akgün M. (2002); İsletmelerde Etkinlik ve Nakit Çevirme Süresi Analizi,Mali

Çözüm, Sayı:60

Aksoy A. İşletme Sermayesi Yönetimi, Gazi Büro Kitabevi, Ankara,1993.

Arend M. (1993); "New Cash Managemem Systems Keep Small Banks

Compctative", ABA Banking Journal, Sayfa: 70-72

Besley S. B.ve Egueana F.(2000); Essentials of Managerial Finance, The Dry-

den Press,533.

Borsa bilgileri. (2016), Erişim Tarihi: 28 Mart 2016. www.borsaistanbul.com/tr

Brigham E. F. (1989): FundamentaIs of Financial Management, 5. Editian,

The Dryden press, Chicago

Deloof, Marc, (2003),“Does Working Capital Management Affect Profitability

of Belgian Firms?” Journal of Business, Finance and Accounting,

Vol: 30, pp. 573–587.

Eljelly, Abuzar, (2004),“Liquidity-Profitability Tradeoff: An Empirical Investi-

gation in an Emerging Market”, International Journal of Commerce

& Management, Vol:14, No:2, pp. 48 – 61.

EROL M.(2003); Nakit Kavramı Bağlamında Nakit Yönetimi ve Nakit Yöneti-

minde Nakit Akıs Analizinin Yönetim Aracı Olarak Kullanılması, Mu-

hasebe ve Denetime Bakış.

Garcı´a-Teruel, P. J. ve P. Martı´nez-Solano (2007). Effects of Working Capital

Management on SME Profitability. International Journal of Manage-

rial Finance.Vol. 3, No. 2: 164-177.

IMKB (2006); Yıllık Rapor..

İşeri M.ve Chambers N.(2003); “Üretim ve Perakende Ticaret Sektörlerinin

Nakit Dönüsüm Süreçlerinin irdelenmesi”, SMMMO Mali Çözüm

Dergisi, Sayı:62, Ocak-Subat.

Lazaridis, I ve D. Tryfonidis (2006).Relationship Between Working Capıtal

and Profitability of Listed Companıes in the Athens Stock Exchange.

Journal of Financial

Management and Analysis, 19(l): 26–35.

Page 97: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

87

Narasimhan, M. S. ve Murty, L. S. (2001), “Emerging Manufacturing In-

dustry: A Financial Perspective”, Management Review, June, pp.

105–112.

Shın H.H. ve Soenen L.(1998); “Efficiency of Working CapitalManagement

and Corporate Profitability’’, Financial Practice & Education,

10820698, Volume 8, Issue 2.

Smith, Keith, (1980), Profitability Versus Liquidity Tradeoffs in Working Capi-

tal Management, in Readings on the Management of Working Capital.

Ed. K. V. Smith, St. Paul, West Publishing Company, pp. 549-562.

Tüzün A.( 1987); "Nakit Yönetimi",Yönetim Üretim Verimlilik Dergisi,Sayfa:5-7

Yücel T. ve Kurt G. (2002); Nakit Dönüs Süresi, Nakit Yönetimi ve Karlılık:

İMKB Sirketleri Üzerinde Ampirik Bir Çalısma, MKB Dergisi, Cilt: 6,

Sayı:2 2. Dünya Gazetesi: (29 Kasım 1993) Sayfa:1

Page 98: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

88

Page 99: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

89

MESLEKİ EĞİTİMİN TARİHİ SÜRECİ

Dilek ÜNLÜ 17

ÖZET

Bireyin eğitimi, özellikle mesleki eğitimi söz konusu olduğunda,

kendisine bu alanda gerekli bilgi ve beceriler, ilgili öğretim kurumları

tarafından kazandırılmaktadır. Bu bağlamda, ülkemizdeki meslek eği-

timi, 13. yüzyılda yaygın eğitim kurumu olarak Ahilikle başlamış ve

örgün meslek-sanat okullarının açıldığı 1860’lı yıllara kadar sürmüştür.

19. yüzyılın başlarında batıda endüstri sahasında meydana gelen devrim

niteliğindeki değişikliklere ayak uydurabilmek için mesleki eğitimde de

yeni arayışlara gidilmiştir. Cumhuriyet'le birlikte, mesleki eğitim siste-

minde çok önemli yer tutan Meslek Liseleri, hem iş ve meslek alanları-

na eleman yetiştiren, hem de öğrencileri yükseköğretime hazırlayan ku-

rumlar olmuştur. Günümüzde ise mesleki eğitim, Türkiye’nin istihdam

ihtiyaçlarına göre, sektörün talebine cevap verecek şekilde, genç işgü-

cünü nitelikli eleman olarak yetiştirmeyi amaçlamaktadır.

Anahtar Kelimeler: Mesleki eğitim, Eğitim kurumu

17 Eskişehir MYO, Anadolu Üniversitesi, [email protected]

Page 100: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

90

HISTORICAL SUMMARY OF VOCATIONAL EDUCATION

ABSTRACT

If an individual’s education, especially vocational education is con-

sidered, necessary knowledge and skills are given by relevant educa-

tional institutions. In this context, vocational education in our country is

started as prevalent educational institution with the Ahi community in

13th century and continued until 1860s when the formal trade schools

are opened. At the beginning of the 19th century, in order to keep pace

with the revolutionary changes in industrial area occurring in west, our

country embarked on new quests in vocational education. With the

proclamation of the republic, vocational high schools which take an im-

portant place in vocational education, became institutions that both train

personnel to profession area and prepare students to higher education.

Today, vocational education aims to train young workforce as trained

employee in accordance with employment requirement of Turkey and

demands of the sector.

Keywords: Vocational Education, Educational Institution

Page 101: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

91

1. Giriş

Genel olarak bir ülkenin gelişimini etkileyen ana öğeler doğal kay-

naklar ve insan gücüdür. Bunların sonucu da üretim olarak ortaya çık-

maktadır. Bu iki öğeden gereği gibi yararlanarak yüksek düzeyde üre-

tim sağlamak bir ülkenin gelişmesi için temeldir. Bu da ancak eğitimle

sağlanabilir (Alkan vd., 2001).

Mesleki eğitimin en yaygın tanımı, ’’Kişinin iş hayatındaki belirli

bir meslek alanında üretici olarak herhangi bir statü ile yer alabilmesi

için gerekli asgari yeterliliğe ve genel meslek kültürüne sahip olmasını

mümkün kılan eğitimdir.’’ (Ak, 2006)

Bir ülkenin hayat standardı, teknik işgücü ile çalışan nüfusun oranı-

na bağlıdır. İstenilen seviyeye ulaşılması ancak insan kaynağının gelişti-

rilmesi ile mümkündür.

Birey, toplumda bir meslek sahibi olmak, statü kazanmak ister. Bunu

da ancak onun eğitim düzeyi belirler. O halde, kişinin belli bir seviyede

eğitim görmesi esastır. Çünkü onun eğitiminden sadece kendisi değil,

aynı zamanda çevresi ve içinde bulunduğu toplumda yarar görür.

Bu genel çerçeve içerisinde genel ve mesleki eğitimin bir bütünlük

içinde ele alınması gerekmektedir. Çünkü genel eğitimle mesleki eğiti-

min ortak amacını, kişiyi geleceğe hazırlamada öğrenme ortamının sağ-

lanması, bilgi, becerilerin geliştirilmesi ve istenilen toplumsal hedefler

oluşturmaktadır.

Bireyin eğitimi, özellikle mesleki eğitimi söz konusu olduğuna göre,

kendisine bu alanda gerekli bilgi ve beceriler, ilgili öğretim kurumları

tarafından kazandırılmaktadır. Nitekim, ülkemizde mesleki eğitimi bir

sistem içinde, XIII. Yüzyılda yaygın eğitim kurumu olarak Ahilikle baş-

lamış ve örgün meslek- sanat okullarının açıldığı 1860’lı yıllara kadar

sürdürülmüştür (Kılınç, 2012).

2. Ahilikte Mesleki Eğitim

İktisadi ve toplumsal hayatta önemli bir fonksiyonu yerine getiren

Ahilik teşkilatının ilk defa Abbasi Halifesi en-Nasrlidinillah rehberli-

ğinde tüm İslam toplumlarında kurulmaya başlandığı görülmektedir. Bu

Page 102: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

92

teşkilatın Müslüman Türklere geçişi de X. yüzyılda ilk Müslüman Türk

Devleti olan Karahanlılarla olmuştur (Turan, 1992).

Ahi kelimesi, Arapça ‘’Kardeş’’ manasına gelmektedir. Ancak Di-

vanı Lügatit Türk’te ‘’Ahi’’ kelimesinin eli açık, cömert manasında

“Akı”dan geldiği kaydedilmektedir (Kılınç, 2012). Ahilik, yeni bir ha-

yat tarzına geçmekte olan Türklerin, geçmiş birikim ve kültürleriyle gü-

nün ihtiyaçlarını birarada yorumlayarak geliştirdikleri bir Türk müesse-

sesidir (Dülger, 1990).

Ahiliğin yayılmasında Ahi Evran ismiyle anılan Şeyh Nasırüddin

Mahmut önemli rol oynamıştır (Ak,2006). Ahi Evran tarafından ilk defa

Kırşehir’de XIII. yüzyılda kurulan teşkilat kısa zamanda Anadolu’nun

her yerine yayılmıştır (Turan, 1992).

Ahi teşkilatında eğitim iki şekildedir. Öncelikle işyerinde mesleğin in-

celikleri, esnaflığın ahlaki özellikleri ile ilgili eğitim verilirdi. Diğeri ise

birliklerinde bulunan eğiticiler, öğretmenler vasıtasıyla İslam dini, terbi-

ye, okuma – yazma ve kurumun adabının öğretildiği işyeri dışındaki eği-

timdi. Mesleki eğitim için on yaşında veya daha küçük olmak gerekiyor-

du. Yamaklıkla başlayan mesleki eğitim iki yıl sonra çıraklığa yükselme

ile devam ederdi. Çıraklık eğitiminin süresi mesleklere göre çeşitlilik gös-

termekle beraber ortalama binbir gün sürmekteydi (Ak,2006).

Ahilikte, samimiyet, cömertlik, Allah’tan başkasına kul olmama, sü-

rekli gelişme ve yenilenme, alçak gönüllülük, misafirperverlik, uyumlu

olma, merhamet, dürüstlük gibi özellikler fütüvvetin ilkeleri olarak

saylmıştır. “Elini, dilini ve belini korumak’’şeklinde özetlenen fütüvvet

ilkeleri,iyi bir insan ve Müslüman olmanın erdemlerini yansıtmaktadır.

Bu insan tipi, bulunduğu topluma hizmet eden ve ortaya çıkan ihtilaf-

larda birleştirici bir rol üstlenen karaktere de sahiptir (Gemici,2010).

3. Loncalıkta Mesleki Eğitim

Ahilik teşkilatının etkinliğini kaybetmesinden sonra ortaya Loncalar

çıkmıştır. Lonca kelimesinin İtalyancadan alındığı düşünülürse de, tek-

nik bir kavram olarak, özellikle dağıtımının yapıldığı yer anlamında

kullanıldığı görülmektedir (Turan, 1992). Zamanla esnaf birliklerinin

toplantı yerlerine ve bu esnaf teşkilatına Lonca ismi verilmiştir.

Page 103: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

93

Loncalar, genellikle tüccar ve sanatkâr üyelerinin özlük haklarının

korunması amacıyla kurulmuş birliklerdir. Evliya Çelebi’nin Seyahat-

namesi’nden edinilen bilgiye göre, 17. yüzyılda İstanbul’da 1109 Lonca

teşkilatının bulunduğu dikkat çekmektedir (Turan, 1996).

Osmanlı İmparatorluğu’nda şehir ve kasabalarda mal ve hizmet üre-

timi ile ilişkili herhangi bir iş kolunun belirli bir alanda uzmanlaşmış

olarak çalışanların meydana getirdiği mesleki örgütlenmeler olarak ta-

nımlanan ‘’esnaf’’iki gruba ayrılmıştır. Bunlardan biri özel teşebbüse

dayanan serbest meslek kuruluşları olup bunlar esnaf loncalarına bağlı

bulunmaktaydı. Diğeri ise devlet işletmeciliği esasına göre dirlik ve ulu-

feye bağlı esnaftı (Nakiboğlu vd, 2013).

Yönetim bakımından bu teşkilata üye olmak mecburiydi. Üretim sü-

rekliliği yanında piyasada hâkim olma durumu vardı. Bu nedenle teşki-

latlarda değişmez bir toplum düzeni ile mesleki beceri, maddiyattan da-

ha fazla rol oynadığı söylenebilir (Kılınç, 2012). Lonca nizamında mes-

leki yetişme ve yetiştirme usulleri kısaca şöyleydi: Bir esnafa yamak

kaydolmak için on yaşına basmamış olmak ve işte çalışabileceğinin

onayını baba veya velisi tarafından verilmesi şarttı. İki yıl fahriyen ve

muntazam yamaklık eden çıraklığa terfi ederdi. Bu terfi olayının özel

töreni vardı. Çırak çıkacak çocuk atölyenin ustası, kalfaları, velisi, esnaf

reisinin dükkânın da sabah namazını müteakip içtima eder, üstat, çırağın

devam ve istidadına dair bilgi verir, velisi tarafından esnafın vakfı na-

mına bir bakır sahan ve hiç olmazsa bir bakır kepçe hediye edilirdi. Reis

çocuğun sırtını sıvazlar namaza ve dükkâna devamı, üstada, kalfalara,

ebeveyne itaati ve zinhar yalan söylememeyi nasihat eder ve kendisine

üstadı tarafından verilmek üzere münasip bir haftalık ücret tayin ederdi.

Üç sene çıraklık eden bir çocuğun kalfalığa terfi edilmesinde daha bü-

yük merasim yapılırdı. Kalfalık merasimi lonca odasında yapılır ve bu-

rada lonca heyeti tamamen hazır bulunurdu. Esnafın diğer üstatları da

davetli olurdu. Kalfaların en kıdemlisi hizmet ve rehberlik vazifesini

üstlenirdi. Kalfalığa terfi edecek kimse, o esnafa mahsus elbiseyi o gün

ilk defa giyerdi. Kendi ustası ve diğer üç usta ile selamlaşır ve özellikle

namaza devamlılığı için yemin ederdi. Hazır bulunan büyükleri kendi-

sinden memnun ve hoşnut olduklarını söylerler ve yine hazır bulunan

Page 104: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

94

hoca tarafından aşir okunur, ayrıca eskiler için Fatihalar okunur, sonra

hepsi ayağa kalkarak reis tarafından önlük (peştamal) kuşatmak resmi

olarak gerçekleştirilir ve yeni kalfa ustaların elini öperek merasime son

verilirdi. Lonca önünde toplanan esnaf, kalfa ve çıraklar ustasıyla birlik-

te toplantı yerinden çıkan kalfayı selamlardı (Tuna, 1973).

Loncalarda Osmanlı devletinin gerileme döneminden etkilenerek bü-

tün kurumlar gibi ülke içi ve ülke dışından kaynaklanan yeni gelişme-

lerle eski düzen ve teşkilatlarını sürdüremez hale gelmiştir.

Loncalar 1860 yılına kadar mesleki eğitim teşkilatını yaygın eğitim

şeklinde yürütürken 1860 sonrası Osmanlı’da örgün eğitim kurumlarıy-

la beraber yürümüştür. Lonca teşkilatına 1912 yılında çıkarılan kanunla

son verilmiştir (Kılınç, 2012).

2.Meşrutiyet döneminde birçok yeni okul açılmış, eski okullar

önemli ölçüde ıslah edilmiştir. Orta öğretimde gelişmeler yaşanmış, rüş-

tiyeler orta öğretimden ayrılarak ilköğretime dâhil edilmiştir. Orta öğre-

timde yabancı dil öğretimine önem verilmiş, bu bağlamda Fransızca ön

plana çıkarılmıştır. Ayrıca kızların eğitimi için önemli adımlar atılmıştır

(Şahin vd., 2011).

4. Ahiliğin Sona Ermesi Ve Türkiye’de Meslek Hayatının Yeni-

den Yapılanması

19. yüzyılla birlikte Batı’da endüstri sahasında meydana gelen dev-

rim niteliğindeki değişiklikler ve Avrupa’da ucuza mal edilen sanayi

ürünlerinin Osmanlı pazarına girmesi ile birlikte, Osmanlı’da çoğu el

emeğine dayalı ve pahalıya mal olan ürünlerin üretimi gerilemiş ve üre-

tim tezgâhları kapanmıştır. Böylelikle esnaf ve sanatkârların ve küçük

zanaat erbabının bir araya gelmesiyle oluşan ahilik müessesesi de işle-

vini kaybetmiştir (Gemici, 2010).

Mesleki eğitimin yeniden şekillenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Bunda eski uygulamaları geliştirememenin yanı sıra, eğitim imkânlarını

ülke geneline yaygınlaştıramamış olmanın etkisi söz konusu olabilir.

Özellikle özel sektörün mesleki eğitimde yenilik arayışları konusundaki

katkılarının ilk dönemlerde istenilenden az oluşu veya hiç olmayışı bu

alan da istenilen ilerleme ve gelişimin önündeki diğer engellerdir.

Page 105: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

95

Mesleki eğitimin Tanzimat sonrası ortaya çıkışını Mithat Paşa’nın valilik görevi ile bulunduğu bölgelerdeki çalışmalarına kadar götürebili-riz. Bunları, İstanbul Yeşilköy’de acılan Ziraat Mektepleri takip etmiş ve 1848’den itibaren ortaya modern Avrupai tarzda bazı çalışmalar konmuştur. Tanzimat döneminde mesleki ve teknik eğitim sahasında yapılan çalışmalar bugünkü anlamda planlı programlı çalışmalardan uzak bir görünüm sergilemektedir (Gemici,2010).

5. Cumhuriyet Dönemi

Cumhuriyetle birlikte mesleki eğitim, okula dayalı yeni bir yapıyı ele almıştır. 1926 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bu okullarla ilgili gö-rev üstlenmiştir. 1935 yılından itibaren 2765 sayılı Kanun ile okulların masrafları tamamıyla devlet tarafından karşılanmaya başlanmıştır. Ba-kanlık merkez teşkilatında 1933 yılında Mesleki ve Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü, 1941 yılında ise Mesleki ve Teknik Öğretim Müste-şarlığı kurulmuştur. 1940-1950’li yıllarda mesleki eğitimin hızla gelişti-ği ve yaygınlaştığı görülmektedir (Yörük vd., 2002).

Cumhuriyet döneminde eğitimin yeniden yapılandırılması için yurt dı-şından uzmanlar davet edilmiş, John Dewey, Dr. Albert Kuhne, Ömer Buyyse bu kapsamda eğitim sistemine yönelik inceleme ve önerilerde bu-lunmuştur. Bunun yanında yurt dışına gönderilen öğretmen, öğrenci ve uzmanların yetiştirilmesine çalışılması, mevcut binaların değiştirilmesi ve yenileştirilmesi gibi çalışmalar ilk akla gelenlerdir. Mevcut branşlara ila-ve olarak pek çok yeni bölümler açılmıştır. Bütün bunların gayesi, bu sa-hadaki çalışmaların yetersizliğini ortadan kaldırmak ve istenilen hedefi yakalamaktır (Gemici, 2010). Cumhuriyetin ilk yıllarında (1926) ülke-mizde öğretim faaliyetini sürdüren meslek okulları üç grupta toplanabilir:

a) Erkek Sanat Okulları: 1926 yılında ülkemizde bir kısmı ilkokul,

bir kısmı da ortaokul düzeyinde olmak üzere 15 kadar sanat okulu vardı.

Bunlardan bazıları; Ankara Sanayi Mektebi, Aydın Sanayi Mektebi,

Bursa Sanayi Mektebi, Diyarbakır Sanayi Mektebi, Edirne Sanayi Mek-

tebi, Kastamonu Sanayi Mektebi, Konya sanayi Mektebi, İstanbul Sa-

nayi Mektebi, İzmir Sanayi Mektebi.

b) Kız Sanat Okulları: Bu dönemde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağ-

lı İstanbul’da biri Üsküdar’da, diğeri de Çapa’da olmak üzere iki kız sa-

nat okulu vardı. Bu okullardan başka Bursa’da kız çocukları için açılan

Page 106: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

96

Kız Hayat Mektebi, İzmir’de sepetçilik ve çiçekçilik Mektebi, Erzu-

rum’da Kız Sanat Okulu ile bazı illerde Tarım Bakanlığına bağlı ziraat

ve makinistlik okulları bulunuyordu.

c) Ticaret Okulları: Lozan Antlaşmasıyla yavaş yavaş ihracat ve it-

halat bakımından Batıya açılmaya başlayan Türkiye, ticari kurumlara

ihtiyaç duyulan elemanların yetiştirilmesi amacıyla bu okulları açmaya

başladı (Turan, 1992).

Bu dönemden sonra planlı dönemlere geçilmeye başlanmıştır. Bu

dönemlerde, eğitim kalkınmanın en etkili araçlarından biri olarak gö-

rülmüş, özellikle nitelikli teknik eleman yetiştiren kurumlara çok önem

verilmiştir.

I. 5 Yıllık Kalkınma Planında iş başında eğitime önem verilerek iş-

letmelerde çalışan yetenekli ustaların Mesleki Eğitim Merkezlerinde

monitör ve ustabaşı olarak yetiştirilmesi konusu ele alındı. Bu dönemde,

işçilerin yetişmeleri için her fabrikanın bir “okul’’ durumuna getirilmesi

planlandı.

İlkokul mezunu gençlere meslek öğretmek maksadıyla açılan “Ye-

tişkinler Teknik Eğitim Merkezleri’’,1963-64 öğretim yılında öğretime

başlamıştır.

1966 yılında sanat enstitülerinin eğitim süresi 2 yıldan 3 yıla çıka-

rılmak suretiyle teknisyen ihtiyacı karşılanmak istenmiştir.

II. Plan döneminde, 1971-72 öğretim yılında sanat enstitülerinin

hepsi teknisyen okulu ve pratik sanat okullarına dönüştürülmeye çalı-

şılmışsa da, bu istenilen sonuca ulaşılamamıştır. Aksine sanat enstitüleri

gelişme göstermiştir.

III. 5 Yıllık Kalkınma Planının önsözünde “sanayi tesisleri yalnız

üretim kurumları değil, aynı zamanda eğitim ve öğretim kurumlarıdır”

ibaresinin yer alması Planın nitelikli teknik eleman yetiştirme konusun-

daki esas ilkesi olduğunu göstermektedir (Turan, 1996).

Mesleki eğitim sisteminde çok önemli yer tutan Mesleki Liseler, hem

iş ve meslek alanlarına eleman yetiştiren, hem de öğrencileri yükseköğre-

time hazırlayan öğretim kurumlarıdır (Yörük vd.,2002). Yakın zamanda

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 2000 yılında imzalanan "Türkiye'deki

Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi" (ME-

Page 107: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

97

GEP) anlaşması kapsamında eğitim programlarında yer alan modüller

Türkiye'nin istihdam ihtiyaçlarına göre, genç işgücünü nitelikli eleman

olarak sektörün talebine cevap verecek şekilde yetiştirmeyi amaçlamak-

tadır. Proje kapsamında mesleki eğitim alanındaki yeni oluşum ile meslek

okullarındaki programlarda modüler sistem uygulamasına geçilmiştir. Bu

sistem ile düzeylere ve ders kümelerine göre genel eğitim, mesleki eği-

tim, uygulamalı eğitim, zorunlu, seçmeli dersler gibi oluşturulan her mo-

dül sonunda, öngörülen gereklilikleri ve yeterlilikleri yerine getiren öğ-

rencilere sertifika verilmesi, yeterli sayıda sertifika kazanan öğrencilere

de diploma verilmesi öngörülmüştür. Yeniden oluşumun diğer bir ayağını

oluşturan modüler programların çıktılarının değerlendirildiği “yeterlilikler

sistemi”, bir öğrencinin, bir eğitim aşamasını tamamladığını, kapsamlı bir

eğitim/öğretim programını tamamladığını, bir dizi temel ve aktarılması

mümkün (transfer edilebilir) beceri edindiğini, bir meslekte ya da çalışma

rolünde beceri gösterdiğini, bir mesleği yapma hakkının kendisine veril-

diğini göstermektedir. MEGEP kapsamında programlar, uluslararası mes-

lek sınıflandırması doğrultusunda, meslek standartları, eğitim standartları

ve meslekî yeterliklere göre hazırlanmıştır (Uçar vd., 2013).

6. Sonuç

Sanayileşme, kalkınmanın en önemli unsurlarından biridir. Bu se-

beple, ülkemizde hizmet ve üretim alanlarında teknolojik gelişmelere

uyumlu, mesleki bilgi ve becerilerle donatılmış insan kaynağına ihtiyaç

artmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak için, çağdaş teknoloji metodlarını

bilen, yorumlayan, kullanan, geliştiren ve yeniliklere uyum sağlayan

vasıflı insan gücünün yetiştirilmesi amacıyla mesleki okullara ihtiyaç

vardır. İnsan gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün

işletmelerle iş birliği yapılarak yetiştirilmesi, mesleki eğitim sistemi bü-

tünlüğü içerisinde desteklenerek geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması ge-

rekmektedir (Yörük vd., 2002).

Mesleki öğretim; kalkınmanın hızlandırılması, istihdamın arttırılma-

sı ve ülkenin rekabet gücünün yükseltilmesi yönünden kritik öneme sa-

hiptir. Bu önemin, toplumun her kesimine kavratılması gerekmektedir.

Page 108: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

98

Teknolojik çağa uyum sağlayabilmek için, ülkemizde de mesleki eğiti-

me gereken özenin gösterilmesine ihtiyaç vardır (Sezgin, 1999).

Kaynakça

Ak, M. (2006). II. Meşrutiyet Döneminde Mesleki ve Teknik Eğitim Okulları,

Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitü-

sü, Denizli

Alkan,C.Doğan,H.,Sezgin,S.İ.(Kasım 2008). Mesleki ve Teknik Eğitimin Esas-

ları, Nobel yayınları, Ankara

Dülger,İ.(1990).Mesleki Yaygın Eğitim ve Türkiye, M.E.B. Yayınları, Ankara

Gemici,N. (Haziran 2010) Ahilikten Günümüze Meslek Eğitimde Model Ara-

yışları ve Sonuçları, Değerler Eğitimi Dergisi, Cilt 8,No.19,71-105

Kılınç, M. (2012). Türkiye’de Mesleki Teknik Eğitimi Şekillendiren Eğitim

Kurumlarından, Ahilik, Gedik, Lonca, Enderun Mektebinin Tarihsel

Gelişimleri, ISSN:1306-3111,e-journal of New World Sciences Aca-

demy, Volume:7,Number:4 Article Number:2c0045

Nakiboğlu,A.,Doğangün,B.Yasa, (Summer 2013)18.Yüzyıl’da İstanbul Esnafın

Sorunları,Turkish StudiesInternational Periodical For The Langua-

ges,Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/7 ,p.363-

392,Ankara-Turkey

Uçar,C.,Özerbaş,M.A.(Mayıs 2013)Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi

Journal of Research in Education and Teaching Cilt:2 Sayı:2Makale

No:28 ISSN: 2146-9199 MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN DÜN-

YADAKİ VE TÜRKİYE’DEKİ KONUMU

Sezgin, İ.(1999). 16.Milli Eğitim Şurası: Konuşmalar, Görüşler, Kararlar ve

Raporlar. M.E.B Basımevi Ankara

Şahin,M., Tokdemir, M.A.(Güz 2011) 2.Meşrutiyet Döneminde Eğitimde Ya-

şanan Gelişmeler, Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, -Cilt 9.Sayı:4

Tuna,O.(1973).Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim, Ayyıldız mat. Ankara

Turan, K.(1996). Ahilikten Günümüze Mesleki ve Teknik Eğitimin Tarihi Ge-

lişimi, M.Ü. İlahiyat Fakültesi yayınları, No:129,İstanbul

Turan, K.(1992). Mesleki Teknik Eğitimin Gelişmesi ve Mehmet Rüştü Uzel,

M.E.B. yayınları, İstanbul

Yörük, S., Dikici, A., Uysal, A.(2002), Bilgi Toplumu ve Türkiye’de Mesleki

Eğitim,Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:12, Sayı:2, Say-

fa: 299-312, Elazığ.

Page 109: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

99

THE RELATIONSHIP BETWEEN ENTREPRENEURIAL

TENDENCIES AND CULTURE: EVIDENCE FROM TURKEY18

Kurtuluş Yılmaz GENÇ19

Abstract

This study includes an investigation on the relationship between

entrepreneurial tendencies and cultures of nations. This paper also

includes, the reevaluation of the cultural dimensions, which were

identified by Hofstede (1980). Thus, the relationship between

entrepreneurial tendencies and the concepts of individualism-

collectivism, power distance, uncertainty avoidance, and masculinity

and femininity are the mainly focused and examined. This study also

includes an field research on a sample of 266 students to test the

relationships mainly mentioned above. The findings showed that, self

confidence, risk taking, leadership, innovativeness, and responsibility to

stakeholders are the most mentioned entrepreneurial characteristics by

the sample; as a group in Turkey which has a culture of high levels of

collectivism, high power distance, high uncertainty avoidance, and

relatively moderate femininity. Moreover, it was also achieved that, the

preferences about the entrepreneur characteristics do not change

according to the gender, education type, year at the university, income

levels of participant’s families, age, or city they lived before university

education. On the other hand, preferences are found to be related with

the existence of an entrepreneur in the family.

Key Words: Turkey, Entrepreneurship, Culture, Students.

18 Bu çalışma, 19-21 Mayıs 2016 tarihleri arasında, Saraybosna, Bosna-Hersek’te, X. Avrupa Sosyal ve Davranışsal Bilimler Kongresi’nde sunulmuştur ve Kongre Kitabında yayınlanması ile ilgili değerlendirmeler devam etmektedir. 19 Doç. Dr., Giresun Üniversitesi, [email protected]

Page 110: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

100

TÜRKİYE’DEKİ GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMLERİ İLE

KÜLTÜR ARASINDAKİ İLİŞKİ

Özet

Bu çalışmada, toplumlar düzeyinde, girişimcilik eğilimleri ile kültür

arasındaki ilişki ele alınmıştır. Eser, Hofstede (1980) tarafından

belirlenen kültürel boyutların tekrar değerllendirilmesini de

içermektedir. Buna göre, özellikle, girişimcilikle, bireycilik-

toplumculuk, güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma ve erillik-dişillik

kavramları arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur. Çalışma, 266

üniversite öğrencisinden oluşan bir örneklem üzerinde gerçekleştirilen

bir alan araştırmasıyla kuramsal önermelerin Türkiye’de test edilmesini

de içermektedir. Buna göre alan araştırması sonuçları, Türkiye gibi

dayanışmanın, güç mesafesinin ve belirsizlikten kaçınmanın yüksek

olduğu, yine, orta derecede bir dişil kültüre sahip bir ülkede, bir

girişimciden beklenen başlıca özelliklerin kendine güven, risk alabilme,

liderlik, yenilikçilik ve paydaşlara karşı sorumlu hareket etme olduğunu

ortaya koymuştur. Buna ek olarak, bir girişimciden beklenen özelliklere

ilişkin tercihlerin katılımcıların yaşı, cinsiyeti, gündüz ya da gece

öğrencisi olmaları, kaçıncı sınıfta okudukları, üniversite öncesi

yaşadıkları şehir ya da ailelerinin gelir düzeyi gibi etkenlerle ilişkili

olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Diğer taraftan, söz konusu tercihler, aile

bir girişimcinin olması ile ilişkilidir.

Anahtar Sözcükler: Türkiye, Girişimcilik, Kültür, Öğrenciler.

Page 111: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

101

1. Introductıon

Entrepreneurship is one of the popular topics of today’s world, for

its close relationship with economic development level or wealth.

Accordingly, it is known that, the proportion of entrepreneurs to the

population is significantly higher in advanced countries than

developing, or undeveloped countries.

The level of entrepreneurship in a country can be associated with

various factors: culture, education level or average year of education,

public funds to support entrepreneurship, economic system, social status

of entrepreneurs, curriculum at schools, tax system, capabilities of the

universities, creativity, innovations or inventions, knowledge mobility,

openness, liberalism, and gender equity.

The culture is supposed to be the most important factor that affects

the level of entrepreneurship in a country. On the other hand, it should

be suggested that, entrepreneurship also transforms culture. So, they are

interrelated.

The role of culture on entrepreneurship has been widely discussed in

the literature (e.g. Hofstede, 1980; Lee, 1999; Bogan & Darity Jr., 2008;

Mooij and Hofstede, 2010; Eroğlu & Pıçak, 2011; Thurik & Dejardin

2011; Litrell, 2012; Spencer-Oatey, 2012; Doepke & Zilibotti, 2013). The

most popular, so most cited author is Geert Hofstede. ‘The dimensional

model for national cultures’ of Hostede (1980) is widely discussed, and

applied to many areas. Accordingly, the dimensions of his model as

individualism-collectivism, power distance, uncertainty avoidance, and

masculinity and femininity inspire many researchers to examine.

According to Hofstede (1980), Turkish culture has the characteristics

of high levels of collectivism, high power distance, high uncertainty

avoidance, and relatively moderate femininity. Therefore, it can be

estimated that, entrepreneurial tendencies can be weak in this culture.

This study investigates the culture – entrepreneurship association

with a sample of university students, in Turkey. In the first part of the

study, the literature review is given. Then, the methodology is revealed.

Finally, the results are discussed, and concluded.

Page 112: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

102

2. Lıterature Revıew

In the history or in the literature of social sciences the function or

position of culture was discussed by many scholars. For example, Karl

Marx argued that the culture is an effect, rather than cause, of structure

relations. Accordingly, culture, religion, and ideology were mentioned

as reflections of materialist interests of the class that controls the means

of production. On the contrary, Weber accepts that, the virtue of

entrepreneurial success, which has an origin of the ‘spirit of capitalism’,

was a major engine of industrial revolution.

According to neoclassical paradigm, economics should focus on

optimal individual choice and efficient resource allocation (Doepke and

Zilibotti; 2013). Again, this view takes preferences and technology as

external elements of the process. Furthermore, this paradigm and other

approach of the last decades interest in the culture as a base for

economy related and entrepreneurial behaviors.

There are different views related with culture. According to a list,

there are 164 different definitions of it (Spencer-Oatey, 2012). As a

modern one, culture can be defined as “the complex whole which

includes knowledge, belief, art, morals, law, custom, and any other

capabilities and habits acquired by man as a member of society”

(Spencer-Oatey, 2012). It is clear that, entrepreneurial attitudes and

behaviors are directly originated from the culture. All of the elements

mentioned above are directly or indirectly linked with the

entrepreneurial practices of a society. For example, knowledge is the

base for any job for success. Again, art is the origin of the skills and

abilities in design for any activity. Morals and law determine the ethical

and legal framework to act in. So, the development levels of countries

can be associated with the level of entrepreneurship there. It is obvious

that, the advanced countries are effects of the causes as successful

entrepreneurial attempts and practices.

During recent years Geert Hofstede’s dimensional model for national

cultures was applied to various areas of social sciences, especially to the

business functions. Accordingly, it was associated with marketing and

Page 113: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

103

advertising (Mooij and Hofstede, 2010), the concepts of self, personality

and identity, brand strategy, communication, information processing, and

interpersonal and mass communication. In the literature, the findings of

Mooij and Hofstede (2010) support the idea which claims that the

Hofstede model of national culture “is a useful instrument for

understanding consumer behavior differences across cultures”. Doepke

and Zilibotti (2013) examined the relation between culture,

entrepreneurship and growth. The scholars pointed out that, the growth

rate of an economy is strongly associated with the proportion of

entrepreneurs to the total population. Moreover, they defended that, the

occupational choice of entrepreneurship is linked with the characteristics

of risk tolerance and patience. Again, Phelps and Zoega (X) discussed the

link between entrepreneurship, culture, and openness. Accordingly, the

researchers found that, good work ethics, initiative and a level of mutual

trust between individuals might result in great happiness. They also

achieved the result that, the English speaking world have “better” or

different work ethics from the continental Europe. On the other hand,

same academics also identified that, the Scandinavian countries are

between continental Europe and English speaking countries. Again, trust

can be seen in higher levels in Scandinavian countries. For Japans, annual

leave, public holidays, job security, and a work environment without

pressure are more important. Similarly, Bogan and Darity Jr. (2008)

examined culture and entrepreneurship link, focusing on African

American and self-employment in the United States. The scholars

achieved that, the ratio to African American to European American

entrepreneurship had remained constant over the past century.

2.1. Four cultural dimensions of Hofstede

The Hofstede (1980) research is one of the most popular studies

about cultures across the world: individualism-collectivism, power

distance, uncertainty avoidance, and masculinity and femininity.

Hofstede (1980) defined the dimensions as follows: 1) Individualism is

about the relationship between an individual and society; 2) The power

Page 114: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

104

distance scale measures interpersonal power or inequality among

individuals; 3) The uncertainty avoidance index indicates an

individual’s stance towards the unknown future; finally, 4) The

masculinity dimension measures the division of roles between women

and men in a society.

Litrell (2012) discussed the cultural value dimension theories,

focusing on Hofstede. Thurik and Dejardin (2011) examined the impact

of culture on entrepreneurship. They argued that, uncertainty avoidance

is the dominant factor affecting the activities about entrepreneurship.

The scholars stressed on that, the higher the uncertainty avoidance; the

less the society is interested in entrepreneurial actions. Equally, Lee

(1999) investigated the same relationship with a research based upon

the dimensions of Hofstede (1980). These were individualism-

collectivism, power distance, uncertainty avoidance, and masculinity-

femininity. Accordingly, the scholar achieved that, the entrepreneurs are

more individualistic, and more power distant than non-entrepreneurs.

Again, entrepreneurs had a high superiority complex. Moreover, same

researchers revealed the result that, entrepreneurs choose this profession

to upgrade their social status, increase their wealth; so they take risks.

Eroğlu and Pıçak (2011) examined the entrepreneurship and national

culture relationship in Turkey. They structured their study on the

framework of Hofstede’s cultural dimensions. Accordingly, the authors

stressed the related situation of Turkey as: high levels of collectivism,

high power distance, high uncertainty avoidance, and relatively moderate

femininity. So, loyalty, professionalism, rationalism, and being work

focused are important characteristics of employees for Turkish managers.

McGrath et al. (1992a, 1992b) conducted researches about the four

cultural dimensions of Hofstede (1980): individualism, power distance,

uncertainty avoidance, and masculinity.

The literature presents three main approaches on the relationship

between culture and entrepreneurship.

Page 115: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

105

2.3. Appraches Abaout the Link Between Culture and

Entrepreneurship

2.3.1. The aggregate psychological traits approach

This approach claims that, in a given country, the number of

individuals with entrepreneurial values is correlated with the number of

individuals who demonstrate entrepreneurial behavior (Davidson, 1995;

Shane, 1993; Thurik and Dejardin, 2011). As the entrepreneurial

tendencies are originated from culture, then, the countries with

entrepreneurial cultures will achieve an advantage about this topic.

2.3.2. The social legitimatization or moral approval approach

According to this approach, in a given country, if the entrepreneur

has a respected social status, the education system considers and

supports entrepreneurship, and tax incentives encourage new

establishments, then, the entrepreneurial activity will be high (Etzioni,

1987; Thurik and Dejardin, 2011). In other words, if the social norms

and institutions are in the favor of entrepreneurship, then the business

activities that include risk taking, creativity, innovation, opportunity

seeking and profit focus will take part in large.

2.3.3.The dissatisfaction approach

This approach claims that, the contradiction between groups may

direct the potential self-employed to into actual self-employment, in a

country where the culture is non-entrepreneurial (Thurik and Dejardin,

2011; Baum et al., 1993). Therefore, in this view, the entrepreneurial

potential is linked with the clashing characteristics of different parties of

society. So, it can be asserted that, the wider the gap between the

parties, the higher the entrepreneurial activity is.

According to the literature above, the following hypothesis were

developed:

2.4. Hypothesis

H1: The preferences about the characteristics of entrepreneurs are

not associated with the participants’ gender.

Page 116: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

106

H2: The preferences about the characteristics of an entrepreneur are

statistically significantly related with the education groups of the

participants.

H3: There is a statistically significant relationship between the

preferences about the characteristics of an entrepreneur and the

existence of an entrepreneur in the family of the participant.

H4: The Preferences about the characteristics of an entrepreneur and

the year of education of the students are significantly associated.

H5: The income levels of the participants’ families are statistically

significantly related with the preferences of the entrepreneurship

characteristics.

Figure 1. Research Model

3. Methodology

3.1. Research Goal

In this research, it was aimed to identify the relationship between

culture and entrepreneurial tendencies. It was also aimed to identify the

possible relationships among the age, gender, number of years,

education type, income, having an entrepreneur in the family, city

before education and the expected characteristics of an entrepreneur.

The ultimate goal of this paper is mainly to set light on the formation

Expected Characteris-tics of Entrepreneurs

Individualism-Collectivism

Power Distance

Uncertainty Avoidance

Masculinity and Femini-nity

Page 117: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

107

entrepreneurial behavior relating it with national or local cultures.

Again, another goal is to increase the common sense for

entrepreneurship throughout the sample group and in society.

3.2. Sample and Data Collection

To test the hypothesis developed between the couples of variables, a

questionnaire as a method of data collection was conducted on a total of

266 undergraduate students studying at the Faculty of Economics and

Administrative Sciences at the Giresun University, Turkey. Collected

during April, 2015, the questionnaire included a total of 32 items. There

were eight questions to test the demography. It was also asked to

students to choose five characteristics among 24 traits, which they

expect from an entrepreneur, in priority. In determining the sample

group, the technique of convenience sampling was used. After

conducting a pilot test on a group of 30 students, it was decided to

continue with the rest of the questionnaires on the sample. A total of

277 participants were reached, however only 266 were found to be valid

for the data analysis process. 106 (39.8%) participants were in their first

year, 60 (22.6%) participants were studying their second year, 80

(30.1%) participants were in their third year, and 20 (7.5%) participants

were studying their last year. Again, 143 (53.8%) of them are morning

group students, 123 (46.2%) of them are evening class students. The

participants were the students of Business Administration department,

and they took part in the research on a voluntary basis. Seven possible

relations were tested on the data obtained from those 266

questionnaires. Due to the fact that the data did not show a normal

distribution, which is a primary condition of using the parametric tests,

non-parametric tests including Chi-Square, Mann-Whitney U and

Kruskal Wallis Tests were used in testing the hypothesis.

3.3. Analysis and Results

A total of 32 items included in the questionnaire are grouped under 2

variables: demographic variables, and ‘entrepreneurial characteristics’.

Demographic variables were including 8 items, while the

Page 118: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

108

‘entrepreneurial tendencies’ consists of 24 ‘choices’. According to the

reliability test, the main scale is found to be reliable (Cronbach’s

Alpha>0.70). According to the ‘validity analysis’ result, the ‘content

validity’ is acceptable.

According to the descriptive statistics of the demographic questions,

out of 266 valid participants, 129 (48.5 %) are females, and 137 (51.5 %)

of them are males. Again, the ages of the participants were as follows: 19

– 14 (5.3%); 20 - 37 (13.9%); 21 – 58 (21.8%); 22 – 67 (25.2%); 23 – 50

(18.8%); 24–28 (10.5%); 25–8 (3%); 26–2 (.8%); 27–1 (.4%); 55–1 (.4%).

Out of 266 valid participants, 71 participants (26.7%) have a

monthly income level of 0 – 1000 TL (app. $350); 87 participants

(32.7%) of 1001 – 2000 TL ($351 – 700); 66 of them (24.8%) have

2001 – 3000 TL ($701 – 1000); 20 of them (7.5%) have 3001 – 4000

TL ($1001 – 1350); and 22 of the participants (8.3%) have 4001 – 5000

TL ($1351 – 1700) of family income amount.

According to descriptive statics results, 80 (30.1%) of the

respondents have at least one entrepreneur in their families. On the

other hand, the participants are coming from 48 different cities of

Turkey. The data taken from respondents from other countries were put

out of analysis. Accordingly, the highest number of students are from

Giresun (63; 23.7%), then Trabzon (35; 13.2%), Istanbul (32; 12%) and

Ordu (13; 4.9%). It is obvious that, the sample represents Turkey,

because there are participants from 48 different provinces of Turkey.

So, these individuals are living Turkish culture.

3.1. Results

Table 1. Descriptive Results for Basic Entrepreneurial Characteristics

Entrepreneurial Characteristics Frequency Percentage (%)

1. Self Confidence 205 77.1

2. Risk Taking 147 55.3

3. Leadership 106 39.8

4. Innovativeness 80 30.1

5. Responsibility to Stakeholders 76 28.6

Page 119: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

109

6. Creativity 70 26.3

7. Honesty 67 25.2

8. Communicative Skills 65 24.4

9. Managerial Skills 61 22.9

10. Determination 58 21.8

11. Opportunity Seeking 57 21.4

12. Ambitious 50 18.8

13. Knowledge 44 16.5

14. Competitiveness 41 15.4

15. Marketing and Sales Ability 39 14.7

16. Sociability 30 11.3

17. Locus of Control – Self Control 30 11.3

18. Success Need 26 9.8

19. Change focused 23 8.6

20. Consistency and being Principled 19 7.1

21. Independent Decision Making 15 5.6

22. Emotional Intelligence 14 5.3

23. Proactive 3 1.1

24. Flexibility for Ambiguity 3 1.1

As it can be seen from the Table 1., 205 (77.1%) students give

priority to ‘self confidence’ as one of the five important characteristics

of an entrepreneur. Then, it is the ‘risk taking’ that attracts the attention

of participants (147; 55.3%). The ‘leadership’ is accepted as one of the

five important elements of entrepreneurship process by 106 students

(39.8%). Again, innovativeness is seen as another important

characteristic of entrepreneurs by 80 students (30.1%). The fifth

variable that was considered by the sample with a high percentage is the

‘responsibility to stakeholders’. This dimension was mentioned by 76

students (28.6%). As a striking result, ‘creativity’ is the sixth

characteristic, which was chosen as an required characteristic of

entrepreneurs by 70 students (36.3%). These results show that, the

general dimensions for entrepreneurship is accepted by the sample. In

Page 120: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

110

other words, the world popular elements of the topic are also very

popular among the students of Giresun University.

In addition to the variables that were mentioned above, ‘honesty’ is

accepted as one of the five important elements of an entrepreneurial

behavior by 67 (25.2%) students. This variable was followed by

‘communicative skills’ (65; 24.4%), ‘managerial skills’ (61; 21.9%),

and determination (58; 21.8%). Furthermore, ‘opportunity seeking’ is

accepted by 57 students (21.4%) as the one of the five important

characteristics of an entrepreneur. Then, there is ‘being ambitious’

which was considered by 50 (18.8%) students. Moreover, ‘knowledge’

(44; 16.5%), and ‘competitiveness’ was chosen as prior entrepreneurial

elements (41; 15.4%).

39 of 266 participants (14.7%) preferred ‘marketing and sales

ability’, while 30 of them (11.3%) pointed out ‘sociability’ and ‘self-

control’, both. Also, ‘success need’ was mentioned by 26 students

(9.8%), and being ‘change focused’ was accepted by 23 respondents

(8.6%) among the five important dimensions. Moreover, ‘consistency

and being principled’ (19; 7.1%), and ‘independent decision making’

(15; 5.6%) follow the concepts above. In addition, 14 participants

(5.3%) signed ‘emotional intelligence’ among five; and finally, just 3

participants (1.1.%) signed ‘proactive’ and ‘flexibility for ambiguity’ in

five variables.

Table 2. U-Test Results between the Preferences about Expected

Entrepreneur Characteristics and the Gender

Gender N Mean Rank

Sum of Ranks

Mann Whitney U

Sig.

Female 129 133.55 17228 8830 .972

Male 137 133.45 18283

Table 2 shows the Mann-Whitney U Test results pertaining to the

relationship between the participants’ preferences about entrepreneur

characteristics and the gender. According to these results, there is not a

statistically significant relationship showing the preferences about the

Page 121: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

111

entrepreneur characteristics according to the gender within our sample

group (U=8830.00 and sig.>0.05).

H1 is supported.

Table 3. U-Test Results between the Preferences about Expected

Entrepreneur Characteristics and the Education Type (Morning or

Evening Group)

Education Group

N Mean Rank

Sum of Ranks

Mann Whitney U

Sig.

Morning 143 134.34 19210.50 8674.50 .517

Evening 123 132.52 16300.50

Table 3 shows the Mann-Whitney U Test results pertaining to the

relationship between the participants’ preferences about entrepreneur

characteristics and their type of education, in terms of whether they are

studying in the morning or evening group. According to these results,

there is not a statistically significant relationship showing the

preferences about the entrepreneur characteristics according to the

education type within our sample group (U=8674.50 and sig.>0.05).

Accordingly, H2 is not supported.

Table 4. U-Test Results between the Preferences about Expected

Entrepreneur Characteristics and the Existence of an Entrepreneur in the

Participant’s Family

Entrepreneur in Family

N Mean Rank

Sum of Ranks

Mann Whitney U

Sig.

Exists 80 139.09 11127.00 6993.000 .009

Does not Exist 186 131.10 24384.50

Table 4 demonstrates the Mann-Whitney U Test results pertaining to

the relationship between the participants’ preferences about

entrepreneur characteristics and existence of an entrepreneur in the

participant’s family. According to these results, there is a statistically

significant relationship between the preferences about the entrepreneur

characteristics and the existence of an entrepreneur in the participant’s

family (U=6993.000 and sig.<0.05). Accordingly, H3 is supported.

Page 122: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

112

Table 5. Kruskal-Wallis Test Results between the Preferences about

Entrepreneur Characteristics and the year of Study at the University

Year of Study

N Mean Rank

DF X2 Sig.

1 106 134.96 3 .728 .867

2 60 132.50

3 80 132.56

4 20 132.50

According to the Table 5, there is not a statistically significant

relationship between the participants’ preferences about the

characteristics of an entrepreneur and their years at the university

(x2[df=3, n=266] =.728 and sig.>0.05). Then, H4 is not supported.

Table 6. Kruskal-Wallis Test Results between the Preferences about

Entrepreneur Characteristics and the Income Levels of Participants’

Families

Income Le-vels

N Mean Rank

DF X2 Sig.

-1000 70 135.20 4 4.936 .294 1001 –

2000 87 128.52

2001 – 3000

65 135.56

3001 – 4000

20 131.50

4001+ 22 131.50

According to the Table 6, there is not a statistically significant

relationship between the participants’ preferences about the

characteristics of an entrepreneur and the income levels of the

participants’ families (x2[df=4, n=266] =4.936 and sig.>0.05). So, H5 is

not supported.

Table 7. Correlation between the Ages of the Participants and their

Preferences

Age Preferences Age 1

Preferences -.017 .779

1

Page 123: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

113

Table 8. Correlation between the City before University Education of

the Participants and their Preferences

City Preferences City of residence 1

Preferences .085 .169

1

Table 7 and Table 8 show that, there is no statistically significant

relationship between the ages, or city before university education and

the preferences of participants.

4. Dıscussıon

The results indicated that, ‘self confidence’, ‘risk taking’,

‘leadership’, ‘innovativeness’, and ‘responsibility to stakeholders’ are

the top five characteristics of entrepreneurs, that were chosen by the

survey participants. Also, ‘creativity’ and ‘honesty’ follow these

dimensions. The literature about culture is mainly constructed on

Hoffstede’s classification on national cultures. Hoffstede (1980)

mentioned five basic dimension for world cultures: power distance,

individualism-collectivism, masculinity-femininity, uncertainty

avoidance, long term – short term orientation.

Power distance can be related with the inequalities among people.

This is an important subject of debate in Turkey. It is being said that,

Turkey is not at the expected level in entrepreneurship, because: parents

teach children obedience; children treat their parents and their teachers

with respect. Again, teachers are expected to take all initiatives in class.

Moreover, the hierarchy in organizations reflects the existential

inequality between higher- ups and lower downs. So, centralization is

popular. Again, there is a wide salary range between the top and bottom

of the organization. Also, in many organizations, subordinates expect to

be told what to do. But, of course, this situation cannot be generalized.

Furthermore, the ideal boss is a benevolent autocrat or good father.

Finally, privileges and status symbols for managers are both expected

Page 124: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

114

and popular. Turkey’s score for ‘power distance’ is 66, while the

average score of the world is 55.

Here, the ‘leadership’ can be related with the situation of power

distance. Turks want their entrepreneur to be a good leader.

Accordingly, this leader can guide his followers through his desires.

The result supports Hoffstede (1980)’s claims that, in Turkey, the power

distance is very high. On the other hand, ‘self confidence’ can also be

associated with power distance. However, there is a contradiction here.

In many countries, where power distance is high, this confidence can be

sourced from an authority.

The second dimension of Hoffstede (1980)’s classification is the

‘individualism versus collectivism’. The average world score is 43, while

Turkey’s score is 37. Turkey is a less individualistic country than world

average. Accordingly, in collectivist cultures, ‘people are born into

extended families or other ingroups which continue to protect them in

exchange for loyalty’. However, Turkey’s position is a little bit different

from this situation. Moreover, identity is based in the social network to

which one belongs’. Again, children learn to think in terms of ‘we’.

Furthermore, ‘harmony should always be maintained and direct

confrontations avoided’. There is ‘high context communication’. In

addition, ‘trespassing leads to shame and loss of face for self and group’.

And, the purpose of education is learning how to do. Diplomas provide

entry to higher status groups. Again, ‘relationships employer-employee is

perceived in moral terms, like a family link’. Also, ‘hiring and promotion

decisions take employees’ ingroup into account. So, management is the

management of groups. Finally, relationships prevail over tasks.

The results of this research can be associated with the Hofstede

(1980)’s classification with the finding of ‘responsibility to

stakeholders’. As Turkish culture is a collectivist culture, it is hard to be

an entrepreneur in Turkey which needs an individualistic approach.

Page 125: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

115

5. Conclusıon

This study has shown that in a country like Turkey, which has a

culture of high levels of collectivism, high power distance, high

uncertainty avoidance, and relatively moderate femininity, the

expectations from an entrepreneur in terms of characteristics are nearly

the same with other countries which has a culture of high levels of

collectivism, low power distance, low high certainty avoidance, or high

femininity. Also, this paper demonstrated that, the preferences about the

characteristics of entrepreneurs do not change according to the gender,

education type, and year at the university, income levels, age or home

city before university education. On the other hand, it was achieved

that, it was achieved that, there is a statistically significant relationship

between the preferences about the entrepreneur characteristics and the

existence of an entrepreneur in the participant’s family.

It can be claimed that, as a cultural integration is a reality of today’s

world, societies affect each other and others’ values or characteristics, and

absorb them. So, future research about the culture and entrepreneurship

relationship regarding the dimensions of Hofstede, should first search and

examine whether the mentioned dimensions remain in cultures. That is to

say, as everything change, cultures also change slowly or fast. Thus, it is

clear that, the findings of about 36 years past should also be

differentiated. Therefore, the same analysis about cultures should be done

again for the currents situations or conditions.

References

Baum, J.R, Olian, J.D., Erez, M., Schnell, E.R., Smith, K.G., Sims, H.P.,

Scully, J.S., and Smith, K.A. (1993), “Nationality and work role

interactions: a cultural contrast of Israeli and US entrepreneurs’ versus

managers’ needs”, Journal of Business Venturing, 8(6), 499-512.

Bogan, V., Darity Jr., W. (2008), “Culture and entrepreneurship? African

American and immigrant self-employment in the United States”, The

Journal of Socio-Economics, 37, 1999-2019.

Davidson, P. (1995), “Culture, structure and regional levels of entrepreneurship”,

Entrepreneurship and Regional Development, 7(1), 41-62.

Page 126: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

116

Doepke, M., Zilibotti, F. (2013), Culture, entrepreneurship, and growth.

Manuscript in preparation for the Handbook of Economic Growth.

www.nber.org https://ideas.repec.org

Eroğlu, O., Pıçak, M. (2011), “Entreprenurship, national culture and Turkey”,

International Journal of Business and Social Science, 2(16), 146-151.

Etzioni, A. (1987), “Entrepreneurship, adaptation and legitimatization”,

Journal of Economic Behavior and Organization, 8(2), 175-189.

Hofstede, G. (1980), Culture’s consequences: international differences in work

related values, Beverly Hills, California: Sage Publications.

Lee, J. (1999), “Impact of culture on entrepreneurship”, AAM Journal, 4(2).

web.usm.my>aamj

Litrell, R. F. (2012), Cultural value dimension theories: Hofstede – A work in

progress. Insights, 12(4), 3-6 http://aib.msu.edu/publications/

McGrath, R. G., MacMillan, I. C., and Scienberg, S. (1992a), “Elitists, risk-

takers, and rugged individualists? An exploratory analysis of cultural

differences between entrepreneurs and non-entrepreneurs”, Journal of

Business Venturing, 7, 115-135.

McGrath, R. G., MacMillan, I. C. (1992b), “More like each other than anyone

else? A Cross-cultural study of entrepreneurial perceptions”, Journal

of Business Venturing, 7, 419-429.

Mooij, M. de, Hofstede, G. (2010), “The Hofstede model. Applications to global

branding and advertising strategy and research”, International Journal

of Advertising, 29(1), 85-110. doi: 10.2501/S026504870920104X

Phelps, E., Zoega, G. (XX), “Entrepreneurship, culture and openness”,

https://ideas.repec.org>elg>eechap

Shane, S. (1993), “Cultural influences on national rates of innovation”, Journal

of Business Venturing, 8(1), 59-73.

Spencer-Oatey, H. (2012), What is culture? A compilation of quotations.

GlobalPAD Core Concepts. http://go.warwick.ac.uk/globalpadin

tercultural

Thurik, R., Dejardin, M. (2011), “The impact of culture on entrepreneurship”,

The European Business Review, January-February, 57-59.

www.europeanbusinessreview.com

Page 127: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

117

YAYIN ŞARTLARI

1. Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,

uluslararası hakemli bir dergi olup, Bahar ve Güz olmak üzere yılda iki

kez yayınlanmaktadır. Gerektiğinde özel sayılar çıkarılabilecektir.

2. Dergide başta iktisat, işletme, siyaset bilimi, kamu yönetimi, ulus-

lararası ilişkiler ve maliye alanları başta olmak üzere finans, yönetim

organizasyon, muhasebe, sayısal yöntemler, yöneylem, pazarlama, eko-

nometri, çalışma ekonomisi, siyasi tarih, uluslararası hukuk vb. alanlar-

daki Türkçe ve İngilizce makaleler, kitap tanıtım ve eleştirileri ile örnek

olay çalışmaları yayınlanmaktadır.

3. Dergiye gönderilen makaleler daha önce bir başka dergide yayım-

lanmamış, yayımlanmak üzere gönderilmemiş veya yayım için kabul

edilmemiş olmalıdır. Herhangi bir bilimsel toplantıda sunulmuş ve ya-

yımlanmamış olan yazılarda, toplantının adı, yeri ve tarihi dipnot olarak

belirtilmelidir.

4. Makalelerdeki görüş ve bilimsel sorumluluklar yazar veya yazar-

lara ait olup, dergi ile hiçbir ilişkisi yoktur. Yazılar yayınlanmak üzere

kabul edildiği takdirde dergi bütün yayın haklarına sahip olur. Eserin

yayımlanmasına karar verilmesi durumunda yazarlar yayın haklarını

dergiye devretmiş olurlar.

5. Dergiye gönderilen makaleler, ilgili editör tarafından şekil ve içe-

rik yönünden ön incelemeye alınmakta olup, genel olarak dergide ya-

yınlanmaya uygun olup olmadığına karar verilmekte ve daha sonra ha-

kemlere gönderilmektedir. Makale o alandaki iki hakeme gönderilir.

Hangi makalenin hangi hakemlere gönderileceğine hakemlerin ve ma-

kalelerin ilgi alanlarına göre karar verilmektedir. Makaleyi değerlendi-

ren hakemlerin kimlikleri hakkında yazarlara, gönderilen makalenin

kime ait olduğu konusunda da hakemlere bilgi verilmez. Hakem rapor-

ları gizlidir.

6. Makalenin gönderildiği iki hakemden de olumlu görüş bildirilme-

si durumunda makale yayınlanmak üzere sıraya alınır. İki hakemden de

olumsuz görüş bildirilmesi durumunda makale hiçbir surette yayınlan-

Page 128: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

118

maz. İki hakemin birbirinden farklı görüş bildirmesi durumunda makale

üçüncü bir hakeme gönderilir; üçüncü hakemin vereceği cevaba göre

yayınlanmasına veya yayınlanmamasına karar verilir. Hakemlerden ge-

len raporlara göre, makalenin aynen yayınlanmasına (kabul), düzeltme,

ekleme veya çıkarma istenmesine (düzeltme) veya yayınlanmamasına

(ret) karar verilmekte olup bu karar yazar veya yazarlara en çok 2 ay

içerisinde bildirilmektedir.

7. Hakemlerin düzeltme yönünde görüş bildirmeleri durumunda ya-

zara başvurulur ve yazarın gerekli düzeltmeleri tamamlayarak gönder-

mesi istenir. Düzeltme verilen makaleler yazarı veya yazarları tarafın-

dan belirtilen süre içerisinde düzeltilmedikçe yayınlanmaz.

8. Gönderilen yazıların yayımlanma hakkı dergi yönetimine aittir.

Dergide yayımlanan yazılar, dergi yönetimin yazılı izni olmadan hiçbir

şekilde çoğaltılamaz ve başka bir yerde (matbu olarak veya internet or-

tamında) tekrar yayımlanamaz. Dergiye makale gönderen yazar, bu

ilkeleri kabul etmiş sayılır.

Page 129: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

119

YAZIM KURALLARI

1. Yayımlanan makalelerin uluslararası indekslere eklenmesinde so-

run yaşanmaması için özet ve anahtar kelimeler gerekmektedir. Bu se-

beple dergiye gönderilecek makalelerde mutlaka Türkçe - İngilizce

Özet ve en az üç (3) en fazla beş (5) tane Anahtar Kelime - Key

Words bulunmalıdır. Ayrıca makalenin İngilizce başlığı, Türkçe başlı-

ğın altına eklenmelidir. Makaledeki tüm başlıklardaki kelimelerin sade-

ce ilk harfleri büyük yazılmalıdır.

2. Sayfa yapısı 17x24 olmalı ve çalışmanın tamamı 25 sayfayı aş-

mamalıdır.

3. Çalışmanın ana başlığı tamamen büyük ve kalın harflerden, alt ba-

lıkların sadece ilk harfleri büyük ve tamamı kalın harflerden oluşmalı-

dır. Yazar (lar) sağa dayalı olarak ad soyad belirtmeli, dipnot şeklinde

çalıştıkları kurum ve e-posta adreslerini vermelidirler.

4. Makale tam metin olarak word dosyası şeklinde gönderilmelidir.

Kabul edilen formatlar; doc, docx, jpeg, tiff, gif şeklindedir.

5. Makalede sayfa düzeni şu şekilde olmalıdır:

Metin boyutu

Dipnot ve Tablo boyutu

Paragrafaralığı

Paragraf girinti

Üst kenar

boşluğu

Alt kenar

boşluğu

Sağ kenar

boşluğu

Sol kenar

boşluğu

Satır aralığı

11 punto 9punto 6 nk 1.25 cm 3 cm 3 cm 2.5 cm 3.5 cm 1.25

5. Makalede Times New Roman yazı fontu kullanılmalıdır. Ancak

bazı alanların gereği olarak yazım esnasında özel font kullanılmış ise,

bu fontlar makale ile birlikte gönderilmelidir.

6. Kullanılan bütün kaynaklar makalenin sonunda "Kaynakça" adı

altında verilmelidir.

7. Yazım kurallarına uymayan makaleler değerlendirilmeye

alınmayacaktır.

Page 130: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

120

MAKALEDE KAYNAK GÖSTERME

Dergide, kaynak gösterme konusunda APA sistemi kullanılmakta-

dır. Bu sebeple, gönderilecek makalelerin aşağıdaki kaynak gösterme

sistemine uygun olması gerekmektedir:

Kitaplarda:

Metin içinde: (Goldgar, 2007: 13)

Eserin kaynakçada yazımı şu şekilde olmalıdır:

Goldgar, A. (2007), Tulipmania: Money, Honor, and Knowledge in

the Dutch Golden Age, Chicago: University of Chicago Pres.

Makalelerde:

Metin içinde: (Hamilton, 1987: 153)

Makalenin kaynakçada yazımı şu şekilde olmalıdır:

Hamilton, J. (1987), “Monetary Factors in the Great Depression”,

Journal of Monetary Economics, 19 (2), 145-169.

Tezlerde:

Metin İçinde: (Arıoğlu, 2007: 7)

Tezin kaynakçada yazımı şu şekilde olmalıdır:

Arıoğlu, E. (2007), Firma Büyüklüğü ile Hisse Senedi Getirileri

Arasındaki İlişkinin Farklı Yöntemlerle İncelenmesi: İstanbul Menkul

Kıymetler Borsasında Uygulamalı Bir Analiz, Basılmamış Yüksek Li-

sans Tezi.

Page 131: Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi ...iibf.giresun.edu.tr/fileadmin/user_upload/Dergi_1/Iktisadi_ve... · Journal of Economics and Administrative Sciences

121

TABLO VE ŞEKİLLER

1. Tablo ve şekil açıklaması,

Tablo 1: …………………

şeklinde 0 punto ile yazılmalı ve ortalanmalıdır.

2. Tablo içi metinler 9 punto, satır aralığı tek, paragraf aralığı 3 nk

olmalıdır.

3. Tablo sayfaya ortalanmalıdır.