MEDRESEGELENEGİVE MODERNLEŞME SÜRECİNDE
.MEDRESELER
ULUSLARARASI SEMPOZYUM
MADRASAH TRADITION AND
MADRASAHS IN THE PROCESS OF
MODERNIZATION
" KEVNETORA MEDRESEYE . Ü
" " " Dl PEVAJOYA MODERNBUNE DE
REWSA MEDRESEYAN ,
5-7 Ekim / October 2012 Muş Alparslan Üniversitesi
Muş I TÜRKİYE
M.Ş.Ü. YAYINLAlU-1- .
1. cilt isbn: 978-605-5137-01-4
Kitap Adı Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler
Editör Yrd. Doç. Dr. Fikret GEDİKLİ
Son Okumalar Yrd. Doç. Dr. Hüseyin DOGAN
Yrd. Doç. Dr. Mehmet DALKILIÇ
Dizgi . Yrd. Doç. Dr. Fikret GEDİKLİ
Kapak Tasarım Erdal YILDIZ
Baskı/Cilt -2-
1. Baskı Mayıs 2013, Muş
Bu eserin bütün haklan M.Ş.Ü' ye aittir. Yayınevin~n izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik
ya da fotokopi yoluyla basımı , yayımı , çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
İsteme Adresi Muş Alparslan Üniversitesi
Tel: 0436 213 00 59 - Fax: 0436 213 00 59 W'\Y\"'..a lparslan.edu.tr
Giriş
Doğu Medreselerinde İslam Tarihi ve Siyer Eğitimi
Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER1
İslam tarihinde eğitim ve öğretim kurumlarına genel olarak medrese adı
verilmektedir. İlk defa Gazneliler döneminde Nişabur'da kurulduğu kabul edilen
ancak Büyük Selçuklular döneminde (Nizamiye medreseleri) İslam dünyasında bü
yük önem kazanan medreseler,2 Anadolu Selçukluları, beylikler ve Osmanlı Devleti
zamanında Anadolu'da eğitim öğretim açısından çok önemli kurumlar olmuşlardır.
3Mart1924 tarihinde Tevhicl-i Tedrisat Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti'nde bütün
eğitim öğretim kurumlarının Maarif Vekaleti'ne (Eğitim Bakanlığı) bağlanması ve
ardından da dönemin Eğitim Bakaııı .Vasıf [Çınar] Bey tarafından adı geçen kanu
nun uygulamalarını belirleyen 11 Mart 1924 tarihli ve 477 numaralı genelgesiyle3
resmi olarak eğitim öğretim faaliyetlerine son verilen medreseler, Cumhuriyet tari
hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında
önemli bir görev üstlenmişlerdir.
Medreselerde okutulan dersler farklı isimlendirmeler olmakla birlikte genel ola
rak ulürn-u aliye (alet ilimleri) ve uhim-u şeriyye (şeri ilimler) olarak iki gruba ayrıl
mıştır.4 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, medreselerde okunan ve okutulan kelam, mantık,
1 Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakiiltesi
2 Nebi Boıkurt, ÜMedrese~ 'fürkiye Diyanet Vakti İslam Ansiklopedisi, Cilt: XXVID, İstanbul, 2003, s. 323-324.
3 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 51.0/2.1.3l:Söz konusu ge.nelgenin okunmasında katkısı olan Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Turkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ercan Çağlayan'a teşekkür ediyorum.
4 Saçaklı.zade, Muhammed b. Ehi Bekir el-Maraşi: Tertibu'I-'Ulum, Çev: Zekeriya Pak, Kahramanmaraş, 2009, s. 125, 152,236,237,245.
710 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler
. belagat, lügat, nahiv, hendese, hesap, heyet, felsefe, tarih ve coğrafya ile ilgili dersleri
"ulfun-ı aliye" (vasıta ilimler); aralarında Kur'an, hadis ve fıkıh konuları bulunan di
ğer dersleri de "ulfun-ı 'aliye" (yüksek ilimler) olarak iki ana başlık altında değerlen
dirir.5 Arapça başta olmak üzere ulum-u aliye (vasıta/alet ilimler) ulum-u aliyenin
(yüksek ilimler) tahsiline vasıta olduğu için bu ismi alrnıştır.6
Osmanlı Devleti dönemindeki medreselerde alet ilmi olarak kabul edilen İslam
tarihi/siyer derslerinde ders kitabı olarak Kadı Iyaz'ın Kadı Iyaz veya Şifa-i Şerif
adlarıyla tanınan Kitabü'ş-Şifa isimli eseri okutulmuştur.7 Taşköprülüzade, kendi
hayatını anlatırken söz konusu kitabın bir bölümünü okuduğunu söylemiştir.8 Med
resede okuduğu kitapları anlatan Taşköprülüzade'nin, XVI. yüzyılda medreselerde
okutulan kitaplarfa ilgili geniş bir bilgi verdiği görülmektedir. Medreselerde okutu
lan diğer bir siret eseri Halebi'nin ( öl.1634) İnsanü'l-Uyftn fi Sireti'l-Emirıi'l-Me'mun adlı eseridir. Bu eser Siyer-i Halebi veya sadece Halebi adıyla meşhur olmuştur. Yine
Tirmizi'nin Şemail-i Şerif ile Beyhaki'nin Delailü'n-Nübüvve isimli eserleri medre
selerde okutulmuştur. Arıcak dört eserin de medreselerde hadis kitabı olarak okutul
duğu görülmektedir.9
Günümüzde eğitim öğretim faaliyetlerine devam eden medreselerde de belli
oranda klasik anlayış devam etme~e ve bu noktada eğitimi yapılan Arapça dili ile
ilgili olan sarf, nahiv, belagat gibi derslere alet ilimleri, diğerlerine harici/izafi/şeri
dersler denilmektedir. Osmanlı medreselerinde harici ve dahili ders ifadelerinin kul
lanıldığına bakılırsa 10 günümüz medreselerinde kullanılan bu ifadenin kullanımının
gerilere gittiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda bu tebliğe konu olan medreselerdeki
İslam tarihi ve siyer dersleri de harici/izafl/şeri ders olaral< okutulmaktadır.
Bu çalışmada günümüzdeki. doğu medreselerinde İslam tarihi ve siyer ders kitap-
5 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmarılı Devleti'nin İlmiye Teşkilatı, 3. baskı. Ankara. 1988, s. 20.
6 Uzunçarşılı, age .. s. 20.
7 Mefail Hızlı, "Osmarılı Medreselerinde Okutulan Dersler ve Eserler·: Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XVII, Sayı: 1, Bursa, 2008. s. 36, 44, 45. Osmarılı medreselerinde okutulan dersleri ve kitapları liste halinde görmek için bkz. Cahid Baltacı. XV-XVI. Asırlan Arası Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 1976, s. 35-43; Cevat İzgi, Osmarılı Medreselerinde İJim, İstanbul, 1997, s. 67-117.
8 Taşköprülüzade (968), Ahmed b. Mustafa, eş-Şakaik"ll'n-Nu'mfıniyye fi Ulemfıi'd-Devleti'l-Osmaniyye, Beyrut, 1395/1975, s. 327; Uzunçarşılı, age., s. 40.
9 Hµlı, agm., s. 37, 44-45. Osmarılı medreseleriyle ilgili eserinde Cahit Baltacı, medreselerdeki müfredatı tek tek sayarken. söz konusu kitaplardan bahsetmeiniştir. Bkz. Cahit Baltacı, age .. s. 35-43.
10 Ahmet Cevdet, Tarilı-i Cevdet (1-XII), Sadeleştiren: Mümin Çevik. İstanbul, 1972, I/154.
Y rd. Doç. Dr. Mithat ESER 1711
laiı, bu kitapların içerikleri, okutulan İslam tarihi konuları ve söz konusu derslerin
işleniş usUlü üzerinde durulacak, bu konularla ilgili değerlendirmeler yapılacaktır.
Bu değerlendirmelerden hareketle hem medreselerdeki mevcut durum ortaya konul
muş olacak hem de İslam tarihi ve siyer dersi eğitimin kalitesinin artırılması için tek
lifler yapılacaktır. Bu çalışma öncesinde Bitlis, Batınan, Diyarbakır ve Muş illerinden
örnek olarak seçilen dokuz medresenin müderrisi ile birebir görüşülmüş, önceden
hazırlanan sorular orılara yöneltilmiş ve verilen cevaplar kayıt altına alınmıştır. Söz
konusu medreselerdeki müderrisler Cizre, Tillo, Norşin, Ohin medreseleri gibi ekol
olarak kabul edilen medreselerden icazetli olan ve genel olarak Doğu ve Güneydoğu
AnadoluClaki bütün medreselerin temeli sayılabilecek kişiler olduğu için veriler, söz
konusu bölgelerdeki bütün medreseleri kapsayacak şekilde genelleştirilmiştir. Mea
reselerin resmi olarak yasak kabul edilmesi sebebiyle söz konusu müderrislerin ve
medreselerin isimleri verilmeyecek, il ve ilçe ismiyle yetinilecektir.
Medreselerde Siyer ve İslam Tarihi Dersleri
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Arapça, medreselerde müretteb/sıralı ders
olarak kabul edilmektedir. Harici veya izafi dersler arasında tefsir, hadis, fıkıh gibi
derslerin yanı sıra siyer, yer yer de İslam tarihi dersleri yer almaktadır. Görüşmeler
de hemen hemen bütün müderrislerin ifade ettiği husus, asıl ilimlerin tefsir, fıkıh,
hadis vb. olduğu bunun yanında özellikle Hz. Peygamber'in hayatının da mutlaka
öğretilmesi gerektiğidir. Hatta bu derslere harici ders adını kullanmak istemeyen
müderrisler vardır. Dolayısıyla her medrese İslam tarihinin özellikle de siyerin oku
tulması konusunda hemfikirdir ve nitekim siyer dersi olmayan hiçbir medrese yok
tur. Sadece siyer dersi bulunan ve İslam tarihiyle ilgili başka hiçbir dersi bulunmayan
bir medrese bulunmaktadır. Söz konusu medresenin müderrisi de bunun büyük bir
eksiklik olduğunu kabul etmekte ve bir arayış içinde olduklarını ifade etmektedir.
Görüşme yapıl_an diğer bütün medreselerde İslam tarihi dersi bulunmaktadır ancak
konular itibariyle az da olsa farklılık görülmektedir. Söz konusu durumu bir tablo ile
şöyle gösterebiliriz:
Medresenin Bulunduğu İl. Siyer Dersi İslam Tarihi Dersi
Batman Var Var
Batman Kozluk Var Yok Bitlis Güroymak Var Var
712 1 Medrese Geleneği ve Modeml~şme Sürecinde Medreseler
Bitlis Tatvan Var Var
Bitlis Tatvan Var Var
Diyarbakır Var Var
Diyarbakır Var - -- Var
Muş Var Var
Muş Bulanık: Var Var
İslam Tarihi Konuları
Eskiden farklı olarak günümüz medreselerinde büyük oranda raşit halifelerin
hayatları okutulmaktadır. Görüşme yaptığımız medreselerin yarısı Emev1 ve Abbasi
halifelerini İslam tarihi dersinde işlemektedirier. Medreselerde peygamberler tarihi
nin de ders olarak işlenilmeye başlandığı görülmüştür. Medreselerinde İslam tarihi
konularını kısıtlı olarak okutan hatta hiç okutmayan müderrisler bile Hz. Adem'den
başlamak üzere Emeviler ve Abbasiler de dahil İslam tarihinin okutulmasının gerek
li olduğunu ifade etmektedirler. Bir müderris bölge itibariyle Selçuklu ve Osmanlı
devletlerinin dahi okutulmasının gereğini vurgulamıştır. Otuz kırk yıl öncesine ka
dar değil İslam tarihi, siyer dahi okutulmazken şimdi İslam tarihinin değişik bölüm
lerinin okutulması ve okutulma gerekliliğinin ifade edilmesi medreselerdeki İslam ı,
tarihi eğitimi açısından son derece önemli bir husustur. Ancak şunu da ifade etmek
gerekir ki önceden konuların belirlenmeyip dersin konularını kitapların belirleme
si ve kitaplara bu derece bağımlılık' 1 olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Her şeyden
önce bazı konuların okutulmasının zaruri olduğu ifade edilmesine rağmen istenilen
konular okutulamamaktadır. Bu husus korfiı zenginliğini fakirleştirmektedir. Üstelik
öğrenci için amaç konuyu öğrenmeden ziyade metni okuma, ibarelerini çözme ve
anlama ile sınırlı olabilmektedir.12
İslam tarihinin ders olarak okutulması ve ders konularının zenginleşmeye
başlamasının nedenleri olarak müderrisler şunları ifade etmiştir: Özellikle
medreselerin resmi olarak kapatılmasından sonra medreselerin birçoğu kapanmış
kalanlar ise çok zor şartlarda eğitim öğretimlerine devam etmişlerdir. Bu zor şartlar
altında sadece alet ilimleriyle yani sarf, nahiv ve belagat ile yetinilmiştir. Medreseler,
ill/asıl ilimleri okutma imkanı bulamamışlardır. Alet ilimlerinin okutulması neti-
11 Dursun Hazer, "Osmanlı Medreselerinde Arapça Öğretimi ve Ok-utulan Ders Kitapları': Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/I, Çorum, 2002, s. 281.
12 Hazer, agm., s. 282.
Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER 1713
cesinde öğrencilerin kendi kendilerine asıl ilimleri okuyabileceği öngörülmüştür.
Bir bakıma kapıyı açmaları için öğrencilere anahtar verilebilmiş ve kapıyı açma işi
kendilerine bırakılmak zorunda kalınmıştır. · Bunun yanı sıra medreselerde maddi
imkanların son derece sınırlı olması, yeme içme gibi temel ihtiyaçların bile karşıla
namaması da bunda etkili olmuştur. Son olarak Latin alfabesinin kabulüyle birlikte
eski alfabe diye tabir edilen Arap alfabesiyle yazılan gerek Osmanlıca gerekse Arapça
kitap satmak ve bulundurmak suç kabul edildiği için kaynak kitap temini mümkün
olmamıştır. Bu zor şartlar altında bir medrese hocası medresesinde okutmak üzere
başka bir medrese hocasından kitabı ödünç almak zorunda kalmıştır. Dolayısıyla
Arapça ve Osmanlıca kitapların basımının ve satıınınıİı yaygınlaşl'T!ası, Arap dünyası
ile olan iletişimin artması, refah seviyesinin yükselmesi vb. sebeplerden dolayı artık
günümüzdeki medreseler ali ilimlerin okutulmasına önem vermişler, İslam tarihi ve
siyer derslerinin içeriği de zenginleşmeye başlamıştır. Görüşme yapılan medreseler
deki İslam tarihi konularını bir tablo halinde incelemek mümkündür:
Medresenin Bulun- Peygamberler Tarihi Raşit-Halüeler Emeviler-Abbasiler
duğu İl/İlçe
Batman Var Yok Yok
Batman Kozluk Yok Yok Yok
Bitlis Güroymak Yok Var Var
Bitlis Tatvan . Yok Var Yok
Bitlis Tatvan Yok Var Var
Diyarbakır Var Var Var
Diyarbakır Var Var Yok
Muş Yok Var Var
Muş Bulanık Yok Var Var
Medreselerde Siyer ve İslam Tarihi Derslerinde Okutulan Ders Kitapları ve
İçerikleri
Cumhuriyet tarihi boyunca medreselerde okutulan genelde ders kitapları özel
de ise İslam tarihi ve siyer kitapları üç aşama geçirmiş gibi görünmektedir: Birinci
dönem Tek Partili dönem olarak ifade edilen dönem olup faaliyetlerini gizli olarak
sürdüren medreselerde ancak nahiv, sarf vb. alet ilimleri okutulabilmiş ve harici ders
adı verilen gerçekte ali ilimler olarak isimlendirilen tefsir, hadis, fıkıh gibi dersler
okutulamamıştır. İkinci dönem çok partili dönem olup bu dönemde medreselerde
714 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Med~eseler
ali.ilimler okutulmaya başlanmıştır. Üçüncü dönem ise 1990'lı yıllardan günümü
ze dek süren dönem olup bu süreçte Doğu medreselerinde okutulan siyer kitapları Halebi'nin Siretü'l-Halebiyye'si, Hudari'nin Nuru'l-Yakin'i ve Muhammed Rızanın
Muhammed Raslllullah isimli kitapları olmuştur. Bu zaman zarfında İslam tarihi ile ilgili Süyfrti'nin Tarihu'l-Hulefası ve Şeblenci'nin Nfıru'l-Ebsar'ı okutulmuştur. ·
1990'lı yıllardan itibaren özellikle 2000'li yıllarda bu kitaplara ilaveten farklı, özellik
le çağdaş kitaplar okutulmaya başlanmıştır. Bu kapsamda söz konusu üç dönemde
okutulan kitapların içeriklerinin incelenmesi, dönemlerin yapısı ile söz konusu kitaplar arasındaki ilişki açısından öner!). arz etmektedir.
İlk dönemde tefsir, hadis, fıkıh vb. ilimlerle birlikte siyer ve İslam tarihi der~leri de okutulamamıştır. Bu dönem, medreselerin var olma mücadelesi verdiği dönem
dir. Bu dönemde bütün engellemelere ve baskılara rağmen medreseler varlıklarını gizli olarak sürdürmüşlerdir.
İkinci dönem diye tabir ettiğimiz 1950'li yıllardan itibaren medreselerde okutu
lan kitaplar ve içeriklerinin değerlendirilmesi medreselerdeki İslam tarihi ve siyer derslerini anlamak açısından gerekli bir husustur.
Halebi'nin Siretü'l-Halebiyye'sJ: Şafii fakihi olan Nfıreddin Halebi'nin ( 1044/1635) ' eserinin tam ismi İnsanu'l-Uyfrn fi Sireti'l-Emini'l-Me'mtln'dur. Ebu'l-Mevahib
Muhammed b. Muhammed es-Sıddiki'nin işaretiyle kaleme alınan eser, İbn Seyyidi'n-Nas'ın Uyfrnu'l-Eser'i ile Şarni'nin es-Siretü'ş-Şarniyye'si ihtisar edilerek
meydana getirilmiştir. 13 Halebi, eserine Busiri ve Sübkiöen beyitler almıştır. 14 Eser
için "Diğer siyer kitaplarından farklı bir yönü bulunmayan, konuları iyi tasnif edilmelniş derleme bir eserdir:' dense de15 tam olarak derlemeci tarih anlayışıyla oluş
turulmuş bir eser olduğu söyleneme;z. Çünkü eserde sadece rivayetler verilmekle
kalınmamış, dvayetlerle ilişkili yapılan eleştiriler savunulmaya çalışılmıştır. Örnek olarak eserin müellifi, Rahib Bahira olayında Zehebi ve İbn Hacer başta olmak üzere
pek çok alimin eleştirdiği, çocuk yaştaki Hz. Muharnmed'in kendinden daha küçük
olan Hz. Ebubekir ve belki de daha doğmamış olan ya da çok küçük yaşta olan Hz. Bilal ile geri gönderilmesi rivayetini savunmaktadır. 16 Müellifin eserin son bölümün-
13 Cevat İzgi, "Halebi, Nureddin" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1997, XV /233.
14 El-Halebi, Ali b. Bürhanüi:t-din (1044/1635}, lnsan~'l-Uyün fi S'ıreti'l-Emini'l-Me'mıln (1-Ill), Beyrut, 1400, I/5.
ı5 İzgi, agm., XV/233.
16 Halebi, age., I/195-197.
Y rd. Doç. Dr. Mithat ESER 1715
de Hz. Peygamber'in yakınları, şairleri, müezzinleri, hizmetçileri vb. hakkında bilgi
vermesinin yanı sıra onun mucizelerini de ayrı bir başlık altında incelemesi dikkat
çekicidir.
Hudari'nin Nuru'l-Yakin'i: Mısırlı hukukçu ve tarihçi olan Hudari'nin (1927)17
tek ciltlik eserinin tam ismi Nıiru'l-Yakin fi Sireti Seyyidi'l-Murselin'dir. 18 Hz. Pey
gamber'in hayatını özet bir şekilde ve klasik anlayışla ele alan çağdaş bir siyer ki
tap olan19 eserin diğer siretlerden farklılığı, Halebi'nin eseriyle benzer bir şekilde
son bölümde Hz. Peygamber'in şemail ile mucizelerini ayrı bir başlık altında ele
almasıdır.20 Hudari'nin eserini meydana getirirken faydalandığını belirttiği eser
ler arasında, Kadı Iyaz'ın eş-Şifa, Halebi'nin es-Siretu'l-Halebiyye, Kastallanfnin
el-Mevahibu'l-Ledunniye ve Gazalinin İhyau Ulıimi'd-Din adlı eserlerinin bulun
ması21 mucizeler konusunda geleneksel bir bakış açısıyla hareket ettiğini göstermek
tedir. Bağcı'nın da işaret ettiği üzere "Özellikle kitabının sonuna ilave ettiği şemail
ve mucizeler bölümünde pek çok problemli rivayet yer almaktadır. Bunun nedeni,
içerisinde pek çok zayıf ve uydurma rivayetler yer alan yukarıda Kadı Iyaz'dan başla
yarak saydığımız kaynaklara dayanarak bu bölümü oluşturmasıdır:'22
Muhammed Rızanın Muhammed Rasıilullah'ı: Eserin müellifi eseri birçok araş
tırma neticesinde yazdığını, eserinin kaynakları arasında siret eserlerinin yanı sıra
Kuran-ı Kerim' in tefsirleri, mevsuk hadis kitapları, sahabe hayatlarını anlatan eserler
ve lügat kitaplarının bulunduğunu özellikle müsteşriklerin görüşlerini incelediği
ni belirtmektedir.23 Müellif, siyer kitaplarının ya çok uzun ya da çok kısa olması,
fihristlerinin bulunmaması ve siyer ile ilgili rivayetlerin içerisinde uydurulmuş ve
ihtilaflı bilgilerin bulunması sebebiyle siyer kitabı yazdığını ifade etmektedir. Mü
ellif, eserinin derlemeci değil tenkitçi bir metodla yazıldığıyla ilgili şöyle demek-.
tedir: "Şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Şu anda, geçmişte olduğu gibi sadece
yazılan ve anlatılan kıssalardan ibaret bir tarih anlayışı kabul edilen bir anlayış de-
17 Ferhat Koca, "Hudan~ rurkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, lstanbul, 1998, XVITI/283.
18 El-Hudari Beg, Muhammed (1927), Nılru'l-Yakin fi Sireti Seyyidi'l-Murselin, 4. Basla, Mısır, 1344/1926.
19 Musa Bağc;, "Medrese Eğitiminde Hadis Birikimi-Diyarbakır Örneği-", Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı: I Nisan 2009, s. 53.
20 Hudari, age .. s. 236, 255.
21 Hudari, age., s. 3.
22 Bağcı, agm., s. 53.
23 Muhammed Rıza, Muhammed Rasülullah, Beyrut, 1966, s. 4.
716 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler
ğildir. Tarih, araştırma ve tahkike dayalı ilimler gibi bir ilim haline gelmiştir:'24 Hı.
Peygamber'in doğum gününün kutlanması ile ilgili söz konusu kutlamanın ortaya
çık.ısından kendi zamanına kadar olan süreci anlatan Rıza, kitabında yer yer klasik
siyerlerin dışına çıkmıştır. Hı. Peygamber'in çok eşle evliliği ve bunun hikmetleri
gibi konulara da yer veren müellif, medreselerde okutulan diğer siret eserleri gibi
Hı. Peygamber'i.İl mucizelerini bir başlık altında ele alarak kitabına son vermiştir.
1950'li yıllardan itibaren Türkiyeöe çok partili hayata geçişle birlikte insan hak
ve hürriyetlerinde bir takım gelişmele.r kaydedilmiş, bununla birlikte eğitim, sosyal
ve kültürel hayatta da büyük farklılıklar görülmüştür. Tercüme faaliyetleri ile bir
likte İslam dünyası ve onların fikirleri ile tanış~ken aynı zamanda oryantalistlerin
fikirleri de tartışılmaya başlanmıştır. Özellikle Muhammed Rızanın Muhammed
Rasfilullah kitabında yer alan oryantalist bakış açısına karşı reddiyeler, geleneğe sıkı
sıkı bağlı olan medreselerde bu kitabın neşvü nema bulmasına katkıda bulunmuş
tur. Nitekim bir müderris bu hususun altını çizmiştir. Söz konusu müderris, Tevrat
ve İncilöeki Hı. Peygamber'i müjdeleyen ayetlerin Muhammed Rızanın kitabında
bulunmasının önemine de işaret etmiştir. İkinci olarak medreseler bir yandan eğitim
öğretim faaliyetlerini sürdürürken öte yandan tasavvufi bir geleneğe bağlı olmuşlar
dır. Tasavvufi gelenekte şeyh-müt.it ilişkisi açısından mucize, keramet vb. olağanüstü
hallerin önemli bir rolünün olduğu bilinen bir husustur. Söz konusu anlayışa sahip
olan medreselerde özellikle Hz. Peygamber'in mucizelerirıi uzun uzadıya anlatan ve
bunlara "Hz. Peygamber'in Mucizeleri" tarzında müstakil başlıklar ayıran Halebi'nin
Siretü'l-Halebiyye'si,Hudari'nin Nuru'l-Yakin'i veMuhammed Rızanın Muhammed ı
Rasfilullah'ı anlamlı görünmektedir. Bunun yanı sıra bu kitapların Hz. Peygamber'in
hayatını bir veya birkaç ciltte geniş bir biçimde ele alması, klasik medrese eğitiminde
müderris ile öğrencinin karşılıklı o~asına uygun olması da bu kitapların seçi
minde etkili olsa gerektir. Hiç şüphesiz bu kitapların seçimindeki en önemli sebep,
bunların tamamen geleneğe bağlı kalması ve tenkitçi tarih yorumunu değil de klasik
kaynaklardaki rivayetleri savwıan bir tarih yorumunu benimsemesi olmalıdır. Zira
medreselerin, yapısı icabı geleneğe sıkı sıkıya bağlı olan eğitim kurumları olduğu
söylenebilir. Medreseler sorgulamayan, sorgulatmayan, daha çok saygıya dayanan
bir eğitim anlayışına yer vermiştir. Bu, medreselerde müzakere ve tartışmanın hiç
olmadığı anlamına gelmemektedir. Nitekim bunun varlığı görüşmelerde teyit edil
miştir. Ancak medreselerdeki genel yapının itaat, saygı, dinleme, karşı çıkmama,
24 Rıza, age., s. 4.
Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER 1717
eleştirmeme gibi kelimelerde kendini bulan bir yapıda olduğu malwndur. Dolayısıy
la sadece rivayetlerin savunulduğu söz konusu kitapların ders kitabı olarak okutul
masındaki temel sebebin, medresenin geleneğe bağWığı ve tenkitçi tarih anlayışına
karşı tepkisel bir yaklaşımdan kaynaklandığı söylenebilir.
İkinci dönemde İslam tarihi kitabı olarak okutulan iki eser göze çarpmaktadır:
Sµyılti'nin Tarihti'l-H~efa'sı ve Şeblenci'nin Nılru'l-Ebsar'ı. Söz konusu kitaplardan
!arihu'l-Hulefanın medreselerde okutulma sebebi ilk halife Hı. EbubekirClen
müellifin yaşadığı döneme kadar bütün halifelerin dönemini özet bir biçimde an
latması olabilir. Zira yazar kitabın önsözünde kitabı yazma sebebi olarak genelde ta
rihçilerin yapmadığı bir şekilde peygamberler, sahabiler, müfessirler, hadis hafızları,
nahiv ve dilciler, usulcüler, veWer vb. büyük zatlarla ilgili ayrı ayrı kitap yazdığını,
söz konusu kitapta da halifeleri anlattığını ifade etmiştir.25 Fakat bundan daha önem
li bir sebebe birkaç müderris işaret etmiştir: "Süyılti'nin !arihu'l-Hulefasının ibare
leri zordur ve medrese öğrencileri arasında ibareleri anlama noktasında bu kitap bir
. yarışma aracı olmuştur:· Bir başka müderris de söz konusu kitabın Arapçasının zor
olduğunu, içinde yer alan şiirlerin tercümesinin iyi bir Arapça bilgisi gerektirdiğini
ifade etmiştir. Dolayısıyla söz konusu kitabın seçilmesinde uzun yıllar Arapça eği
timi alan medrese öğrencilerinin .Arapça düzeyinin sınanması için önemli bir işlev
görmesi kanaatimizce temel sebep olmalıdır. Tarihu'l-Hulefa' adlı eserinde son bölü
münde çok özet bir şekilde Endülüs Emevileri, olumsuz ifadelerle Fatımiler, Yem~n
ve Taberistan bölgesinde hilafetlerini ilan eden Alioğullan ele alınmıştır.26
Medreselerde İslam tarihi ile ilgili okutulan diğer eser Şeblenci'nin Nfıru'l-Ebsar fi Menakıb-i Al-i Beyti'n-Nebiyyi'l-Muhtar'ı öncelikle Hz. Peygamber'in hayatını özet
olarak anlatmakta, başlıklar halirıde Allah Rasıllü'nün isimleri, lakabları, künyeleri;
şemaili, mizahları, gazveleri, seriyyeleri, çocukları, zevceleri, hizmetçileri, kadıları, .
elçileri, şairleri, katipleri, emirleri, kılıçları, okları, hasa.isi, nübüvvetinin deWleri ve
mucizelerini ele almaktadır. Kitapta daha sonra dört halifenin sireti özetlenmiş; ikin-
ci bölümde başta Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin olmak üzere on iki imamın menkıbe
leri yer almıştır. Üçüncü bölüm, Ehli Beyt'ten olan hanımların menkıbelerine ayrıl
mış, dördüncü bölümde dört büyük imamın hayatına dair bilgilere yer verilmiştir.
25 Es-Süyıiti, Cela!üddin Abdurrahman b. Ebi Bekr (91111505). T"acihu'l-Hulefa', thk: M. Muhyiddin Abdülhamid, Beyrut, 1409/1989, s. 5-6.
26 Süyıiti, age., s. 576-579.
718 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medr~seler
Hatime bölümü ise dört kutbun menkıbelerini ihtiva etm~ktedir.27 Delailü,n-Nü
büvve türünde telif edilen eserin, özellikle Hz.Peygamber'in sireti bölümü geçmiş
asırlarda yazılmış delailü'n-nübüvve kitaplarına dayanılarak oluşturulmuştur.28
Eserin en bariz özelliği menkıbevi tarzda olmasıdır. Nitekim bir müderris sahabi
hayatlarıyla ilgili söz konusu eserin uzun yıllar medreselerde okutulduğunu arıcak
içerisindeki bidat ve hurafe olarak tavsif edilecek bilgilere ye! vermesinden dolayı bu
eseri okutmadığını ifade etmiştir. Dolayısıyla menkıbevi arılatımların önemli bir yer
tuttuğu tasavvufi arılayışa sahip oları medreselerin Nlıru'l-Ebsar'ı uzun yıllar medre
selerde okutması ve halen de okutmaya.devam etmesi anlaşılır bir husus ol~ak göze
çarpmaktadır. Söz konusu eserdeki on iki imamın menkıbeleri ile Şia mezhebinin
temel kaynaklarındaki on iki imamın menkıbelerinin tamamen aynı olması dikkat-i
calib bir husustur.19
Üçüncü dönem diye tabir ettiğimiz 1990'lı yıllardarı itibaren özgürlüklerin
artması ve diğer İslam ülkelerindeki Müslümarılar ve Müslürnarı alimlerle iletişim
kurulması neticesinde medreselerdeki siyer ve İslam tarihi kitaplarında da değişik
likler görülmeye başlarımıştır. Farklı kitapların başında Said Ramazan el-Bıltl'nin Fıkhu's-Sire'si gelmektedir ki bu aslında medresenin rivayetçi tarih metodundarı ten
kitçi tarih metoduna geçtiğinin d~ delilidir. Artık tarih anlatımındaki temel espri
oları tarihten ders ve ibretler çıkarma anlayışının medreselerde de kendisine yer
bulduğu söylenebilir. Bu dönemde medreselerde yer yer ismi geçen bir başka siret
eseri, Mübarekfü.rlnin er-Rahiku'l-Mahtfun adlı eseridir. Bu eserin Buti'nin Fık
hu's-Sire'si ile tercihli okutulması da anlamlıdır. Çürıkü her iki yazar da çağdaştır ve ' eserlerini yazarken olaylarla ilgili yorumlarını da yazmışlardır. Bu iki yazarın yanı
sıra Ebü,l-Hasen Nedvi, Süleyman Mekhw vb. çağdaş yazarların Hı. Peygamber'i
ele alan eserlerinin Doğu me.dreselerinde yer alması, medreselerin yeniliklere açık
olduğunun ve medrese eğitim progranllarının geliştirilmesi için çaba sarf ettikleri
nin en açık göstergesidir. Ancak bu kitapların çocuklara yönelik yazılmış olması ve
Arapçasının basit olması medreseye yeni başlayan talebeler için bir yarıdarı Arap
çalarının geliştirilmesi amacının da güdüldüğü izlenimi vermektedir. Buna rağmen
siyerin öğretimi açısındarı söz konusu kitaplar bir zihıJ.iyet değişikliğini yansıtmak-
27 Şeblenci, es-Seyyid Müınin b. Hasan (1298/188ı), Niıru'l-Ebsar fi Menakıb-i Al-i Beyti'n-Nebiyyi'l-Muhtar, Mısır, 1324.
28 Bağcı, agm., s. 52.
29 Örnekler için bkz. Miıhat Eser, Abbasilerin ilk Döneminde Seyyid ve Şeriflerin Diıü, Sosyal ve Kültürel Konumlan, (Basılmamış Doktora Tezi), Konya, 2008, s. 30, 3ı, 42, 43, 45.
Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER 1719
tadır. Nitekim görüşme yaptığımız bütün müderrisler, medreselerde eğitimin kalite
sinin daha da arttırılması için bir çaba içinde olduklarını ifade etmişlerdir.
Üçüncü dönemde İslam tarihi kitaplarında da bir değişim görülmektedir.
SüyCıti'nirı !arihu'l-Hulefa'sı ve Şeblenci'nirı Nılru'l-Ebsar'ının dışında çağdaş
yazarların Kasasu'n-Nebiyyin ismirıde eserleri ile peygamberler tarihi, Abdurrahman
Ra'fet Başanın Suverun min Hayati's-Sahabe30 ve Suverun min Hayatit-Tabiliı31 isim
li eserleri ile sahabe ve ta.bitin neslinden önemli şahsiyetlerin hayatları medreselerde
okutulmaya başlanmıştır. Bu da son dönemde Doğu medreselerirıin yeniliklere açık
yönünü gösterirken, medreselerdeki İslam tarihi derslerinin içeriğinirı de zengirıleş
tiğinin bir kanıtı olarak görülmelidir. Ancak söz konusu kitapların çocuklara yönelik
tarzda yazılmış olması ve dilinin kolaylığı, az önce siyer ile ilgili kitaplarda bahsetti
ğimiz gibi, medreseye yeni başlayan öğrencilerin Arapçasının geliştirilmesine yöne
lik bir düşüncenirı varlığını hissettirmektedir.
Medresenin Bu-Medreselerde Okutulan Siyer Kitapları
lunduğu İl/İlçe -Batman Nedvi-Siretü Hateıni'n-Ne-
biyy'"ın
Batman Kozluk Halebi-Siretü' !-Hale- Hudarl-Niiru'l-Yakin Muhammed Rıza- Muhaın-
biyye med Rasfılullah
Bitlis Güroymak Halebi-Siretü' !-Hale- Said Ramazan el-Bfıti Muhammed Rıza- Muham-biyye Fıkhu's-Sire med Rasfılullah
Bitlis Tatvan Haleb1-Siretü'l-Ha- Said Ramazan el-Bilti Muhammed Rıza- Muham-lebiyye İbn Hişam, Fıkhu's-Sire med Rası1lullah es-Si re
Bitlis Tatvan Hudari-Niiru'l-Yakin Muhammed Rıza- Muham-med Rası1lullah
Diyarbakır İbn Hişam, es-Sire Hudari-Niiru '!-Yakin Nedvi-Siretü Hatemi'n-Ne-biyyin
Diyarbakır Süleyman Mekhfıl Nedvi-Siretü Hate- Mübarekfilri, er-Rahi-vd. es-Siretü'n-Ne- mi'n-Nebiyyin ku'l-Mahtüm veya beviyye
Said Ramazan el-Bfıti Fık-hu's-Sire
Muş Muhammed Rıza- Muham-med Rası1lullah
Muş Bulanık
30 Abdurrahman Ra'fet el-Başa, Suverun min Hayati's-Sahabe, Beyrut, 1412/1992.
31 Abdurrahman Ra'fet el-Başa, Suverun min Hayatit-Tiıbiin, 15. Baskı, Kahire, 14ı8/ 1997.
720 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Meı;lreseler
Medresenin Bulun-Medreselerde Okutulan İslam Tarih.i Kitaplari'
duğu İl/İlçe
Batman Nedvi, Kasasu'n-Ne-biyyin
Batman Kozluk
Bitlis Güroymak Süyiiti-Tiirihu'J-Hu-leffi
Bitlis Tatvan Said Hawa-Raşit Ha-Lifeler1
Bitlis Tatvan Süyiiti-Tiirihu'l-Hu- Şeblenci- NCıru'I-
leffi Ebsar
Diyarbakır Süyı1ti-Tarihu'l-Hu- Nedvi, Kasasu'n-Ne-leffi biyyin
Diyarbakır Nedvi, Kasasu'n-Ne- Abdurrahman Ra'fet biyyin Başa-Suverun min
Hayati 's-Sahabe ve Suve-run min Hayarit-Tabiin
Muş Süyuti-Tiirihu' 1-Hu- Şebi enci- Nıiru' J- Abdurrahman Ra'fet leffi Ebsar Başa-Suverun min
Hayati 's-Sahabe
Muş Bulanık Süyı1ti-T3rihu'J-Hu- Şeblenci- NCıru'J-
leffi Ebsar
• ı,
Islam Tarihi ve Siyer Dersinin Eğitim Usfilü
Medreselerdeki klasik eğitim usıllü hocanın talebeye kitabı okutması, ibarelerini
açıklaması, onların derslerini dinlemesi, öğrencinin seviyesinin tespiti ve yönlendir
mesi şeklindedir. Müderrisler oku~arı derslerden herhangi bir konu üzerine öğ
rencilerine münazara yaptırırlar ve neticede iki taraf arasında hakem olup mütalaa
larını söylerlerdi. 32 Görüşm~ yapılan medreselerde özellikle filet ilimleri olarak kabul
edilen sarf, nahiv vb. ilimlerin eğitiınlı\i.n aynı şekilde öğrencinin derse hazırlanması
ve birebir hoca ya da öğrencinin ders kitabının ibareleri çözmesi ve gerektiği yerde
hocanın açıklamalarda bulunması şeklinde dev:am ettiği görülmüştür. Ancak birebir
eğitim, faydalarının yanı sıra özellikle çok zaman alması, hocaların öğrencilere ye
tişememesi ve öğrencilerin daha az branşta ders alması gibi sebeplerle bizzat bazı
müderrisler tarafından eleştirilmektedir. Bu sebeple özellikle harici/izafi derslerde
klasik usıllün terk edildiği birçok müderris tarafından ifade edilmiştir.
Harici derslerden birisi olan İslam tarihi ve siyer derslerinin görüşme yapılan
32 Uzunçarşılı, age., s. 14-16, 57; Haıer, agm., s. 280.
Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER 1721
bütün medreselerde en az 3-5 kişilik gruplar halinde yapıldığı görülmüştür. Bunun
sebebi olarak müderrisler İslam tarihi ve siyer derslerinin harici/izafi/şeri derslerden
olmasını, hoca sayısının yetersiz kalmasını, öğrencilerin daha çok ve farklı dersler
görmeye imkan tanımasını söz konusu etmişlerdir. Dersler genelde öğrencilerin
derslere hazırlanması, Arapça seviyesi düşük olan öğrenci gruplarına müderrislerin
kitabı okuması ve tercüme etmesi şeklinde. işlenmektedir. Müderrisler kimi zaman
ders kitabının dışındaki kaynaklardan yararlanarak öğrencilere konuyu daha geniş
bir biçimde anlattıklarını ifade etmişlerdir. Öğrenciler bazen müderrisle bazen de
kendi aralarında dersi müzareke etmekte ve münazara yapmaktadırlar. Müderrisler,
açıklamalarını öğrencilerin durumuna göre, Kürtçe veya Türkçe yaptıklarını söyle
mekte ve bunu dilin sadece bir araç olması şeklinde açıklamaktadırlar.
Medreselerde İslam tarihi ve siyer derslerinde genellikle belirlenen iki üç kitap
okutulurken, birkaç kitap da öğrencilerin kendi kendilerine okumaları için ödev ola
rak verilmektedir. Böylece bazı müderrislerin ifade ettiği gibi çok önemli bir ders
olan Hz. Peygamber'in hayatının iyice öğretilmesi amaçlanmaktadır.
Öğrenciler belli bir Arapça seviyesine ulaştıkları zaman özellikle Molla Cami
isimli nahiv kitabını bitirdikten sonra İslam tarihi ve siyer derslerinin okutulmaya
başlandığı ifade edilmiştir. Özellikle klasik uswe bazı yenilikler getirdiği görüleri,
6-7 yıl gibi bir zaman zarfında talebenin medrese eğitimi tamamlamasını öngören
ve her bir yılı bir sınıf olarak kabul edip ona göre müfredatını planlayan medrese
lerde birinci sınıfta Kasasu'n-Nebiyyin isimli kitapların okutulduğu görülmektedir.
Bu, söz konusu kitapların dilinin sade ve anlaşılır olması sebebiyle, bir yandan alet
ilimleri okutulurken öte taraftan Arapça seviyelerine uygun bir biçimde öğrenciye
İslam tarihini öğretmeye matuf bir gayret olarak görülmelidir.
Klasik medrese usıllünde icazet alına seviyesine gelmiş bir öğrenci imtihan edi
lirken, günwnüzdeki medreselerin bir kısmında haftalık, üçer aylık ve dönemlik im-.
tihanların yapıldığı, imtihanlarda başarısız olan öğrencilerin bir üst sınıfa/kademe
ye/ derse geçirilmediği ifade edilmiştir. Çağdaş medreselerde imtihan konusunda da
anlayış değişikliğine gidildiği görülmektedir.
Sonuç ve Öneriler
Medreselerde okutulan ilimlerle ilgili farklı tasnifler bulunmasına rağmen, Doğu
ve Güneydoğu Anadolu'da faaliyet gösteren medreselerde İslam tarihi ve siyer ders
leri, Osmanlı medreselerinde de görülen harici (yer yer izafi veya şeri) dersler içeri-
722 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler
sinde yer almaktadır. Harici ders olınası sebebiyle özellikle öğrencilerin kendi ken
dilerine rahat bir biçimde öğrenebileceği düşüncesiyle İslam tarihi ve siyer dersleri
diğer dersler arasında sınırlı bir şekilde okutulmaktadır. Bu derslerin kısıtlı eğiti
mine rağmen görüşme y~pılan . müderrisler, her ne kadar harici ismi verilse de as~
ilimlerin tefsir, hadis, fıkıh, İslam tarihi ve siyer vb. olduğunu söylemektedirler. Bü- ·
tün medreselerde Hz. Peygamber'in hayatının ders olarak okutulduğu, medreselerin
tama.mına yakınında ise muhtelif İslam tarihi konularının işlenildiği görülınektedir.
Doğu medreselerinin son yüzyıl içerisinde üç farklı dönem geçirdiği söylenebi
lir: Bunlardan birincisi Cumhuriyet'in-kurulmasının hemen ardından medreselerin
kapatılması ve yasaklı hale getirilmesidir. Bu dönemde sadece İslam tarihi ve siyer
dersi değil Arapça hariç diğer ilimler de okutulamamıştır. Medreselerin ikinci döne
mi 1950'li yıllar ile birlikte çok partili hayata geçiş sonrasıdır ki bu dönemde medre
selerde siyer dersi olarak Halebi'nin Siretü'l-Halebiyye'si, Hudari'nin Nuru'l-Yakin'i
ve Muhammed Rızanın Muhammed Rasıllullah isimli kitapları okutulmuştur. Bu
zaman zarfında İslam tarihi ile ilgili Süyılti'nin Tarihu'l-Hulefü'sı ve Şeblenci'nin
Nuru'l-Ebsar'ı okutulmuştur. 1990'lı yıllardan itibaren medreseler üçüncü dönemini
yaşamışlar ve bu dönemde harici derslere daha çok önem verildiği görülınüştür. Bu
önemden pay alan İslam tarihi ve şiyer derslerinde çağdaş, öncekilerden farklı kitap-, lar okutulmaya başlanıruştır. Siyer derslerinde Said Ramazan el-Buti'nin Fıkhu's-Si-
re'si, MübarekfCıri'nin, er-Rahiku'l-Mahrum'u ve Nedvi'nin Siretü Hatemi'n-Ne
biyyin vb. çağdaş eserlerin okutulduğu görülınüştür. Bu dönemde İslam tarihinin
farklı alanlarıyla ilgili özellikle peygamberler tarihi, sahabe ve tabiıln hayatlarıyla
ilgili çağdaş eserler okutulmuştur. Bunı'~ın başında Nedvi'nin Kasasu'n-Nebiyyin
adlı eseri ile Abdurrahman Ra'fet Başa'nın Suverun min Hayati's-Sahabe ve Suverun
min Hayatit-Tabiin kitapları gelınektedir. Söz konusu kitaplar genel olarak değerlen
dirildiğinde her.ne kadar tamamen derlemeci bir tarih anlayışından bahsedemesek
de genel olarak rivayetleri savunma psikolojisiyle yazılmış eserlerin tercih edildiği
görülınektedir. Yine söz konusu kitaplardaki Hi. Peygamber'in mucizeleriyle ilgili
müstakil başlıkların varlığı, medreselerdeki tasavvuf geleneğinin bir sonucu olarak
görülınelidir. Şeyh-mürit ilişkisi açısından mucize-keramet ilişkisinin önemli oldu
ğu izahtan varestedir.
İslam tarihi ve siyer dersinin Doğu medreselerinde eğitim usıllü de bire bir hoca
ile talebe arasındaki klasik medrese eğitiminden biraz daha farklı olduğu görülınek
tedir. Artık en az üçerli beşerli gruplar halinde söz konusu dersler işlenmektedir.
Yrd. Doç. Dr. Mitbat ESER 1723
Doğu medreselerindeki İslam tarihi ve siyer dersleriyle ilgili bu tebliğde, görüşü
len medrese hocalarının düşünceleri, teklifi.eri de göz önüne alınarak genel eğitim
il.keleri açısından düşünüldüğünde söz konusu derslerin eğitiminin daha da gelişti
rilmesi için önerilerimiz maddeler halinde şunlardır:
Doğu medreselerinde son dönemde İslam tarihi ve siyer dersleriyle ilgili konu ve
kitap değişimi yaşanmasına rağmen, temel problem, söz konusu derslerin ve konu
larının sistemli bir biçimde planlanması ve oluşturulması yerine dersleri ve konuları
okutulan kitapların belirlemesidir. Medresede okutulan kitap neyse İslam tarihi ve
siyer dersi de o kadar bulunmaktadır. Üstelik bazen kitap seçiminde sadece kitabın
dilinin etkili olduğu görülmektedir. Dolayısıyla ders müfredatı oluşturulmalı ve OI)a
göre kitaplar okunmalıdır. Bu, bazen aynı konuda birkaç kitap bölümünün okunına
sı şeklinde de olabilir. Bu usı1l, öğrencilerin sadece kitapların ibarelerini çözme yeri
ne konuyu anlamalarına da yardımcı olacak, üstelik farklı görüşlerin tartışılmasına
da imkan verecektir.
İslam tarihi ve siyer dersi müfredatı belirlenirken İslam ve Batı-medeniyeti
açısından önemli olan Endülüs Emevileri, Anadolu coğrafyasında İslam tarihi sü
recinin kopmaması açısından Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Beylikler ve
Osmanlı Devleti ile bunların medeniyet-kültür hayatlarıyla ilgili özet bilgi talebeye
verilmelidir.
Gelenekteki ve tarih kitaplarındaki her rivayetin doğru olduğu tezinden hareket
le rivayetleri kutsayan savunmacı bir anlayış yerine, farklı görüşleri tartışan akıl ve
ilini verileri dikkate alan bir anlayışın yaygınlaşması önemsenmelidir. Bu geleneğin
n~ açısından son derece önemli görevler ifa eden medreselerin, söz konusu yönü
ihmal edilmeden yapılmalıdır.
Siyer eğitimi açısından farklı peygamber anlayışlarının varlığı son dönemlerde
çokça tartışılan bir husustur. Medreselerde okutulan siyer kitaplarında geçmiş pey-·
gamberlerin gösterdiği her mucizenin bizim peygamberimiz tarafından gösterildiği
şeklinde bir anlayışın hakim olduğu görülmektedir. Bunun Hz. Muharnmed'in beşer
peygamber algısında kırılmalara yol açabileceği unutulmamalıdır. Böyle bir yaklaşı
~ Hz. Peygarnber'in yaşadığı mucizeleri yok saymak anlamına geleceği düşünül
memelidir.
Siyer ve İslam tarihi derslerinin 10-15 kişilik sınıflarda işlenilmesinin medrese
lerdeki öğren~ilere daha fazla ders görme, daha az müderrisle daha çok öğrenciye
7241 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler
eğitim verebilme imkanı sağlayacağı malumdur. Bu hususa dikkat edilirken İslam tarihi ve siyer dersinden en az bir kitabın her öğrenci tarafından okunması usıilüne
halel getirilmemelidir.
Son dönemlerde bazı medreselerde imtihana önem verildiği görülmektedir. Bu
mevcut bütün medreseler tarafından önemsenmeli ve mutlaka düzenli bir şekilde öğrencinin istenilen bilgileri alıp almadığını ölçen imtihanlar yapılmalıdır.
Bazı müderrislerin de ifade ettiği gibi medreselerde ihtisaslaşma/uzmanlaşmaya
gidilmelidir. Bu uzmanlık alanlarından bir tanesi de hiç şüphesiz İslam tarihi ve si
yer alanı olmalıdır. Söz konusu dersleri de uzman hocaların verilmesi sağlanmalıdır.
Uzman hocalar tarafından verilen derslerin daha verimli geçeceği aşikardır.
Kaynakça
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 51.0/2.1.31.
Ahmet Cevdet, Tarih-i Cevdet (I-XII), Sadeleştiren: Milinin Çevik, İstanbul, 1972.
Bağcı, Musa, "Medrese Eğitiminde Hadis Birikimi-Diyarbakır Örneği-", Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı: I Nisan 2009, s. 45-59.
· Baltacı, Cahid, XV-XVI. Asırları Arası Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 1976. ı, .
Bozkurt, Nebi, "Medrese", Türkiye Diyanet Vakfı lslam Ansiklopedisi, Cilt: XXVIII, s. 323-327, İstanbul, 2008.
Eser, Mithat, Abbasilerin İlk Döneminde Seyyid ve Şeriflerin Dini, Sosyal ve Kültürel Konumlan, (Basılmamış Doktora Tezi), Konya, 2008.
El-Halebi, Ali b. Bürhanü'd-din (1044/1~35), İnsanu'l-Uyfuı fi Sireti'l-Emini'l-Me'mfın (1-III), Beyrut, 1400.
Hazer, Dursun, "Osmanlı Meöreselerinde Arapça Öğretimi ve Okutulan Ders Kitapları", Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/I, s. 274-293, Çorum, 2002.
Hızlı, Mefail "Osmanlı Medreselerinde Okutulan Dersler ve Eserler'', T.C.Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XVII, Sayı: 1, s. 25-46, Bursa, 2008.
EI-Hudari Beg, Muhammed (1927), Nfıru'l-Yakin fi Sireti Seyyidi'l-Murselin, 4. Baskı, Mısır, 134411926.
İzgi, Cevat, Osmanlı Medreselerinde İlim, İstanbul, 1997 .
. . . . . . . . . . . . .. "Halebi, Nureddin" Türkiye Diyanet Vakfı İslaıp Ansiklopedisi, İstanbul, 1997, XV/232-233.
Y rd. Doç. Dr. Mithat ESER 1725
Koca, Ferhat, "Hudari" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1998, XVIW283-284.
Rıza, Muhammed, Muhammed Rası1lullah, Beyrut, 1966.
Saçaklızade, Muhammed b. Ebi Bekir el-Maraş!: Tert'ibu'l-'Ulum, Çev: Zekeriya Pak, Kahramanmaraş, 2009.
Es-Süyılti, CeJalüddln Abdurrahman b. Ebl Bekr (91111505), Taribu'l-Hulefü', thk: M. Muhyiddin Abdülhamid, Beyrut, 1409/1989.
Şeblenci, es-Seyyid Mümin b. Hasan (\AA\ / H'\A), Nfıru'l-Ebsar fi Menakıb-i .Al-i Beyti'n-Nebiyyi'l-Muhtar, Mısır, 1324.
Taşköprülüzade (968), Ahmed b. Mustafa, eş-Şakaiku'n-Nu'maniyye fi Ulemai'd-Devleti'l-Osmaniyye, Beyrut, 1395/1975.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devleti 'nin İlmiye Teşkilatı, 3. baskı, Ankara, 1988.
(Dipnot)
1 Said Havva'nın Raşit halifeler konusunda müstakil bir çalışmasına rastlayamadık. Muhtemelen yazarın bir kitabının içerisinde bir bölümdür.
Top Related