SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE DEĞERLER EĞİTİMİ: NİTEL BİR … · BİR ARAŞTIRMA VALUE...
Transcript of SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE DEĞERLER EĞİTİMİ: NİTEL BİR … · BİR ARAŞTIRMA VALUE...
The Journal of Academic Social Science Studies
International Journal of Social Science
Volume 6 Issue 3, p. 361-388, March 2013
SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE DEĞERLER EĞİTİMİ: NİTEL
BİR ARAŞTIRMA
VALUE EDUCATION IN SOCIAL STUDIES LESSON: A QUALITATIVE
RESEARCH
Yrd. Doç. Dr. Nuray KURTDEDE FİDAN Afyon Kocatepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı
Abstract
The purpose of this study is to reveal the opinions of the class teachers
about value education in social studies lesson. Data is gathered by focus group
interviews as a qualitative research method. Criterion sampling; one of the
methods of purposive sampling is applied. The participants are the teachers of 4th
and 5th classes who work in the schools of the centric district of Afyonkarahisar
during the educational year of 2011-2012. There are three focus groups; each one
consisting of four teachers. Semi-structured interview form that contains six
questions is used. The questions of the interview form were created by the
researcher. The findings are analysed by content analysis; one of the qualitative
data analysis techniques. The data is interpreted according to the following
themes; (1) the definition of value education, (2) value education in social studies
lesson,(3) the approaches, strategies, methods and techniques used in value
education in social studies lesson, (4) the curriculum in value education in social
studies lesson, (5) the resources in value education in social studies lesson, (6) the
factors complicating value education in social studies lesson, (7) the factors
facilitating value education in social studies lesson, (8) important values that are
redounded by value education in social studies lesson. For the purpose of
reflecting the opinions strikingly, the findings are strengthened with the direct
excerpts of the opinions of the teachers.
362
Nuray KURTDEDE FİDAN
Key Words: Value, Value education, Class Teacher, Social Studies
Öz
Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler dersinde değerlerin
kazandırılması ile ilgili görüşlerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Nitel
araştırma yönteminin kullanıldığı bu araştırmada veriler odak grup görüşmeleri
ile toplanmıştır. Örneklemede ise amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt
örnekleme kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını ise, 2011-2012 eğitim
öğretim yılında Afyonkarahisar merkez ilçeye bağlı ilköğretim okullarında görev
yapmakta olan 4. ve 5. sınıf öğrencilerini okutan sınıf öğretmenleri
oluşturmuştur. Odak grup görüşmeleri 4’er kişiden oluşan 3 grupla
gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler dersinde
değerler eğitimi hakkındaki görüşlerini belirlemek amacıyla araştırmacı
tarafından hazırlanan altı açık uçlu sorudan oluşan yarı-yapılandırılmış görüşme
formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular, nitel veri analizi
tekniklerinden içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmada elde edilen veriler,
(1) değerler eğitiminin tanımı, (2) Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitimi, (3)
Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde kullanılan yaklaşım, strateji, yöntem
ve teknikler, (4) Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde program, (5) Sosyal
Bilgiler dersinde değerler eğitiminde kaynaklar, (6) Sosyal Bilgiler dersinde
değerler eğitimini zorlaştıran etmenler, (7) Sosyal Bilgiler dersinde değerler
eğitimini kolaylaştıran etmenler, (8) Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitimi ile
kazandırılan önemli değerler temaları altında yorumlanmıştır. Odak grup
görüşmesine katılan öğretmenlerin görüşlerini çarpıcı bir biçimde yansıtmak
amacıyla, yapılan doğrudan alıntılarla da araştırmanın sonucunda elde edilen
bulgular desteklenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Değer, Değerler eğitimi, Sınıf Öğretmeni, Sosyal
Bilgiler
Giriş
Günümüzde değerlerin yeni yetişen nesile kazandırılmasına verilen önem
gittikçe artmaktadır. Demokratik bir toplumun yaşayabilmesi ve varlığını devam
ettirebilmesi için değerler eğitimi çok önemli ve gereklidir. Değerlerin ailenin dışında
bilinçli bir şekilde okullarda öğretilmesi, sağlıklı ve bilinçli bir toplum oluşturulması
açısından önemlidir. Öğrencilerin sadece akademik başarılarını artırmaya yönelik
yapılan çalışmalar, toplumun ve insanlığın devamı açısından oldukça endişe verici bir
durumdur. Çocuklara okullarda temel bilgi ve beceri kazandırmak ne kadar önemli ve
gerekli ise özellikle günümüzde çocukların değer gelişimine katkıda bulunmak da son
derece önemlidir.
İnsanların hayata bakışlarını, yaşam felsefelerini belirleyen değer kelimesinin
tanımlama ve açıklamalarına bakıldığında bu kavramın literatürde farklı şekillerde
açıklandığı görülmektedir. Değer, “bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 363
ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü” olarak ifade
edilebilir (Türk Dil Kurumu, 2012). Değer, “bir sosyal grubun veya toplumun kendi
varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu
tarafından doğru ve gerekli oldukları kabul edilen; onların ortak duygu, düşünce,
amaç ve menfaatini yansıtan genelleştirilmiş temel ahlâki ilke veya inançlara” denir
(Kızılçelik, Erjem 1994, 99). Değer, “davranışlara genel olarak rehberlik eden ilkeler ve
temel inançlar, eylemlerin iyi ya da istenilen olarak yargılandığı standartlar” olarak da
tanımlanmaktadır (Halstead ve Taylor 2000,169). Beil’ e (2003, 14) göre ise değerler,
bireylerin hem kendileri hem de başkalarıyla ilgili davranışlarına yön vererek davranış
kılavuzu görevi yapmaktadır. Bireyler toplumsal kurallar, gelenek ve görenekler
yoluyla iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı ayırt ederek kendi ahlâk ilkeleri doğrultusunda
bir ölçü edinmeyi öğrenmektedirler. Değerler, bireyin kendisinin ve diğerlerinin
yaşantısının niteliğini yükseltirler. Değerler doğuştan getirilmeyip, gözlem ve
etkileşim sonucunda yaşayarak öğrenilirler (Bostrom 1999, 3).
Çocuğun erdemli bir insan olarak toplumsal yaşamda yerini alması, en az iyi
bir öğrenimden geçip başarılı bir yetişkin olması kadar önemlidir. Doğruluk,
büyüklere saygı, törelere ve görgü kurallarına uyma, küçüklere ve güçsüzlere yardım,
adil olma ve hak gözetme gibi değerler her toplumda ve her çağda insanlar için aranan
niteliklerdir (Yörükoğlu 2003, 221). Geleneksel ve otoriter kültürlerde, irdeleme ve
sorgulama olmaksızın söylenenleri kabul etme şeklinde değer eğitimi
gerçekleşmektedir. Demokratik toplumlarda, bireylerin kendilerini özgürce ifade
edebilmesi ve siyasal sisteme katılabilmesi için bu yöntemler yeterli değildir.
Demokratik toplum, demokratik değerleri özgür bir ortamda içselleştirmiş, özgür ve
bağımsız kararlar alabilme kazanımlarına sahip vatandaşlara ihtiyaç duymaktadır
(Doğanay 2010, 234).
Değerler eğitimi, örtük programın kapsamı içerisindedir. Kazandırılacak
değerler öğrenciler tarafından açıkça tanımlanmasa da onlar tarafından okulda
öğrenmenin bir parçası olarak kabul edilmiş olur. Örtük programın uygulayıcısı olan
öğretmenlerin, bu programa ilişkin düzenlemeleri çok net ve dikkatli olacak şekilde
planlamaları ve uygulamaları önem taşımaktadır. Bu nedenle örtük programın
uygulanmasının öğretmenin sorumluluğunda olduğu düşünülür. Öğretmenler, örtük
program aracılığıyla öğretilen bazı değerleri kabul ederler çünkü bu değerler ve onları
eğitim sürecinde kazandıracak materyaller eğitim planlayıcıları tarafından önceden
hazırlanmıştır fakat öğretmenlerin plansız öğretilenler hakkında da sorumluluk sahibi
olmaları gerekmektedir (Kelly 2004, 5). Örtük program; “okulda bilinçli ve açık olarak
uygulanan programların, kararların, ilkelerin dışında kalan okul ortamı ve yaşamı”
olarak tanımlanmaktadır (Paykoç 1995, 53). Okulların eğitim programında değerler
eğitimine ilişkin dersler olmasa da örtük program aracılığıyla okulun atmosferi,
öğretmenlerin disiplin anlayışı ve beklentileri gibi yapılar, değerler öğretmekte veya
çocukların değer gelişimine katkıda bulunmaktadır (Akbaş, 2004). Yine öğretmenlerin
sınıfta ve okulda oluşturdukları kültür neye önem verip vermedikleri, neyi iyi ya da
kötü olarak algıladıkları öğrenciler için örtük olarak değer eğitimini oluşturmaktadır
364
Nuray KURTDEDE FİDAN
(Doğanay 2010, 227). Bu nedenle değerlerin kazandırılması için eğitim sistemimize ve
özellikle öğretmenlerimize önemli görevler düşmektedir. Ancak artık okullarda
değerlerin öğrencilere kazandırılması öğretim programları aracılığıyla bir plan
çerçevesinde yapılmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı yeni geliştirdiği öğretim
programlarına doğrudan değerlerle ilgili konuları yerleştirmiştir. Özellikle Hayat
Bilgisi, Sosyal Bilgiler öğretim programlarında değerlere ve değerler eğitimine çok
önem verildiği görülmektedir. Sosyal Bilgiler dersi 4-5. ve 6-7. sınıf öğretim
programlarında, öğrenciye verilmesi gereken değerler belirlenmiş ve bu değerlerin
öğretiminde neler yapılması gerektiği açıklanmıştır. Sosyal Bilgiler 4. ve 5. sınıf
öğretim programlarında adil olma, aile birliğine önem verme, bağımsızlık, barış,
bilimsellik, çalışkanlık, dayanışma, duyarlılık, dürüstlük, estetik, hoşgörü,
misafirperverlik, özgürlük, sağlıklı olmaya önem verme, saygı, sevgi, sorumluluk,
temizlik, vatanseverlik, yardımseverlik gibi doğrudan verilecek değerler belirlenmiş,
ünitelerle ilişkilendirilmiş ve değerlerin öğretimine yönelik örnek etkinlikler
verilmiştir. Programda değer öğretiminin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin
açıklamalara da yer verilmiştir. Değerlerin öğrencilere nasıl aktarılacağı “Okullarda
seçilen değerler, geleneksel telkin yöntemiyle aktarılabileceği gibi değer açıklama
yaklaşımı ile öğrenciler kendi değerlerinin farkına varması da sağlanabilir. Ayrıca,
öğrenciler değerlerini anlamak ve değerlerinin sistematik analizini yapmak amacıyla
ahlâki muhakeme ve değer analizi yaklaşımları da kullanılabilir” şeklinde ifade
edilerek, değer öğretiminde kullanılan bu yaklaşımlar açıklanmıştır (Milli Eğitim
Bakanlığı 2010, 497).
Değerlerin öğrencilere kazandırılmasında nitelikli öğretim programlarının yanı
sıra bu değerlerin öğrencilere kazandırılmasında kuşkusuz sınıf öğretmenlerinin çok
büyük bir payı bulunmaktadır. Özellikle de sorumlu vatandaş, etkili vatandaş
yetiştirme amacında olan Sosyal Bilgiler dersinin değerler eğitimine katkısı çok
büyüktür. Bu noktadan hareketle bu araştırmada sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler
dersinde değerler eğitimine ilişkin görüşleri betimlenmiştir.
Yöntem
Araştırmanın Modeli
Sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitimine ilişkin
görüşlerini belirlemek için yapılan bu araştırmada nitel araştırma yöntemi
kullanılmıştır. Nitel araştırmalar, gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri
toplama tekniklerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve
bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği
araştırmalardır (Yıldırım ve Şimşek 2006, 39). Bu çalışmada veriler, nitel araştırma
görüşme türleri arasında yer alan odak grup görüşmesi yoluyla elde edilmiştir. Odak
grup görüşmesi kişisel deneyimden ziyade sistematik bir şekilde bir konu üzerinde
odaklaşılarak grupla yönetilen görüşmedir (Ekiz 2003, 64). Bireysel görüşmelerin
yanında odak grup görüşmelerinde sorulara verilen cevaplar, gruptaki bireylerin
birbirleriyle etkileşimleri sonucu oluşur. Gruptan bir bireyin sorulan soruya verdiği
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 365
yanıtın diğer bireyler tarafından duyulması, onlara kendi düşüncelerini oluşturma
fırsatını verecektir. Araştırmacı eğer toplanacak verilerin daha zengin olacağını
düşünüyorsa ve daha fazla bireye ulaşması önemli ise odak grup görüşmesi
yapmasında yarar vardır (Yıldırım ve Şimşek 2006, 151).
Katılımcılar
Bu araştırmada amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme
kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme, zengin bilgiye sahip olduğu düşünülen durumların
derinlemesine çalışılmasına olanak vermektedir. Ölçüt örneklemedeki temel anlayış
ise, önceden belirlenmiş bir dizi ölçütü karşılayan bütün durumların çalışılmasıdır
(Patton 2002, 238; Yıldırım ve Şimşek, 2006, 112). Bu araştırmanın katılımcılarını,
Afyonkarahisar merkez ilçeye bağlı resmi ilköğretim okullarında görev yapmakta olan,
4. ve 5. sınıf öğrencilerini okutan sınıf öğretmenleri oluşturmuştur. Odak grup
görüşmeleri 4’er kişiden oluşan 3 grupla gerçekleştirilmiştir.. Odak grup görüşmesine
katılan öğretmenler görüşmelere gönüllü olarak katılmışlardır.
Veri toplama süreci
Odak grup görüşmelerinde, sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler dersinde
değerler eğitimi hakkındaki görüşlerini belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından
hazırlanan altı açık uçlu sorudan oluşan yarı-yapılandırılmış görüşme formu
kullanılmıştır. Araştırmada iç geçerliği sağlamak için hazırlanan yarı-yapılandırılmış
görüşme formu üç alan uzmanının görüşüne sunulmuştur. Alan uzmanlarından;
görüşme formundaki soruların anlaşılır olma ve ele alınan konuyu kapsama
durumunu kontrol etmeleri istenmiştir. Alan uzmanlarının görüşleri doğrultusunda
sorular yeniden gözden geçirilerek hazırlanmış ve katılımcılar dışında 2 sınıf
öğretmeni ile pilot görüşme yapılmıştır. Pilot görüşme sonucunda anlaşılmayan
sorularda gerekli düzeltmeler ve eklemeler yapılarak forma son şekli verilmiştir. Açık
uçlu soruların istenilen verileri sağladığı kanısına varılarak görüşme formu (Ek-1)
öğretmenlere uygulanmıştır.
Görüşme yapılacak öğretmenlerle, 27 Haziran 2012 tarihinde Afyon Kocatepe
Üniversitesi Rıza Çerçel Kültür Merkezi’nde buluşulmuştur. Öncelikli olarak sınıf
öğretmenlerine çalışma ve çalışmanın amacı hakkında bilgiler verilmiştir.
Öğretmenlerin görüşmeye katılımına ilişkin onayları bir kez daha alındıktan sonra
görüşme araştırmacı tarafından yapılmış ve görüşme verileri raportör tarafından video
kaydına alınmıştır. 1.görüşme 37 dakika, 24 saniye, 2. görüşme 26 dakika, 42 saniye ve
3. görüşme 34 dakika, 30 saniye sürmüştür.
Verilerin analizi
Araştırma sonucunda elde edilen veriler, nitel veri analizi tekniklerinden içerik
analizine tabi tutularak değerlendirilmiştir. Öncelikli olarak video kaydına alınan
görüşme verilerinin üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan, verilerin dökümü yapılmış
ve veriler yazılı formata dönüştürülmüştür. Dökümü yapılan veriler değerlendirilmek
üzere alanında uzman iki araştırmacıya verilmiştir. İki araştırmacı tarafından görüşme
366
Nuray KURTDEDE FİDAN
dökümleri tek tek okunmuş ve kodlamalar yapılmıştır. Daha sonra iki araştırmacının
oluşturduğu kodlamalar karşılaştırılmıştır. Araştırmacılar tarafından verilerin hangi
temalar altında toplanacağına ve sunulacağına karar verilmiştir. Belirlenen temalara
göre veriler, araştırma soruları çerçevesinde gerekli yerlere yerleştirilerek bulgular elde
edilmiş ve odak grup görüşmesine katılan öğretmenlerin görüşlerini çarpıcı bir
biçimde yansıtmak amacıyla, yapılan doğrudan alıntılarla da araştırmanın sonucunda
elde edilen bulgular desteklenmiştir. Ancak, yapılan örnek aktarmalarda tamamen
aynı görüşü belirten, birebir benzer ifadelerin yer aldığı öğretmen ifadelerinden sadece
bir kaçına yer verilmiştir. Dolayısıyla, her tema altında katılımcı öğretmenlerin
tamamının ifadesi yer almamaktadır. Katılımcıların soruları içtenlikle cevaplamalarını
sağlamak için isimlerinin belirtilmeyeceği ifade edilmiş ve takma isimler (Ayşe, Gözde,
Melike, Banu, Gül, Serkan<) kullanılmıştır. Araştırmacıların yaptıkları
karşılaştırmalarda “görüş birliği” ve “görüş ayrılığı” olan konular tartışılmış ve gerekli
düzenlemeler yapılmıştır. Araştırmanın güvenilirlik hesaplaması için Miles ve
Huberman’ın (1994) önerdiği güvenirlik formülü kullanılmıştır. Hesaplama sonucunda
araştırmanın güvenirliği % 88,6 olarak hesaplanmıştır. Burada elde edilen sonuç,
araştırma için güvenilir kabul edilmiştir.
Bulgular
Yapılan nitel analizler sonucunda, bulgular sekiz ana tema altında
gruplandırılmıştır. Bunlar; “Değerler eğitiminin tanımı, Sosyal Bilgiler dersinde değerler
eğitimi, Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde kullanılan yaklaşım, strateji, yöntem ve
teknikler, Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde program, Sosyal Bilgiler dersinde
değerler eğitiminde kaynaklar, Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitimini zorlaştıran etmenler,
Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitimini kolaylaştıran etmenler, Sosyal Bilgiler dersinde
değerler eğitimi ile kazandırılan önemli değerler” olarak belirlenmiştir.
Değerler Eğitiminin Tanımına İlişkin Bulgular
Görüşmelerden elde edilen verilere göre öğretmenler, değerler eğitiminin
önemli olduğunu düşünmektedirler. Sınıf öğretmenleri, değerler eğitimini; gelecek,
çocukların ailelerinden öğrendiklerinin okulda pekiştirilmesi, yanlış öğrenilenlerin
düzeltilmesi, geçmişin geleceğe aktarılması ve ideal bir bireyin yetiştirilmesi olarak
tanımlamışlardır. Değerler eğitimini gelecek olarak tanımlayan Ayşe öğretmen “Değer
eğitimi deyince ben geleceği görüyorum. Çünkü bugünün küçükleri yarının büyükleri diye
düşünürsek, yarın onlar yetiştiği zaman iyi bir anne iyi bir eş, iyi bir komşu, iyi bir arkadaş.
Öyle düşünürsek değer eğitimi önemlidir diyorum” şeklinde açıklamıştır. Değerler
eğitimine ilişkin farklı tanımlar söz konusu olsa da aslında bütün tanımların ideal
insan modeli yetiştirmekte buluştuğu söylenebilir. Ümay öğretmen bu konudaki
görüşünü “Değer eğitimi bence çok önemlidir. İnsanı yetiştirmek için temel kurallardan
biridir. Biz burada insan yetiştiriyoruz. İlkokulda. Çocukta, bir de aile çok önemli burada,
sonuçta aileden bazı değerleri alıyor çocuk ama ilkokulda öğretmen bu değerlere önem verdiği
sürece dersinde, pekişiyor ve ileride iyi bir vatandaş çıkıyor ortaya. İyi bir vatandaş derken, iyi
bir öğrenci, iyi bir birey, toplumuna, ailesine, memleketine, vatanına, milletine iyi bir öğrenci
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 367
oluyor” şeklinde açıklarken Gamze öğretmen “Değerler gerçekten çok anlamlı bir ifade
benim için. Değerler çok kapsamlı; insanlık açısından ben çok bakıyorum. İnsani değerlerin çok
yüksek olmasını o kadar çok istiyorum ki, insanlığa değer veren bir kişi, bir birey her şeyi
yapabilir, iyi vatandaş olabilir, vatanına bağlı olabilir, çevresine saygılı olabilir. İşte bunu da
ben kendim önce sorumluluğu alıyorum. Öğrencilerime örnek olmak zorundayım. Öyle
düşünüyorum. Ve vermeye çalışıyorum çocuklara çok önemli bir şey benim için” şeklinde dile
getirmiştir.
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimine İlişkin Bulgular
Sosyal Bilgiler dersinin değerler eğitimini kazandırmadaki rolüne ilişkin
öğretmenlerin görüşleri incelendiğinde, öğretmenlerin bazıları Sosyal Bilgiler dersinin
değerler eğitimine çok katkı sağlayan bir ders olduğunu belirtmişlerdir.
Reyda öğretmen bu konudaki görüşünü “Sosyal Bilgiler gerçekten değerlerimiz
için çok katkı sağlayan bir ders olduğu kanısındayım” şeklinde açıklarken, Ümay öğretmen
“Sosyal Bilgiler, hayatın içinde olan bir derstir. Tabi ki çok önemlidir Sosyal Bilgiler dersi”
şeklinde açıklamıştır.
Öğretmenlerin çoğu ise Sosyal Bilgiler dersinin bilgiye dönük ve soyut bilgiye
dayalı bir ders olmasından, değerler eğitiminin olumsuz etkilendiğini belirtmişlerdir.
Hayat Bilgisi dersinin daha çok yaşantıya dönük ve somut bilgiye dayalı olmasının
değerler eğitimini olumlu etkilediğini açıklamışlardır. Bu konudaki görüşünü Banu
öğretmen “Bence (Sosyal Bilgiler dersi) Hayat Bilgisi dersine göre soyutlaşıyor, Hayat Bilgisi
dersi davranışlara yönelik, çünkü çocuğun nerde, ne diyeceğine kadar anlatıyorduk, sihirli
sözcükler vardı, günaydın, teşekkürler, iyi günler gibi. Ama Sosyal Bilgilerde (dersinde) biraz
daha çocukları soyut düşünmeye sevk ediyor, Hayat Bilgisinde (dersinde) davranışlara
yönelikken, ben öyle düşünüyorum” diye açıklarken, Gözde öğretmen “1.2.3. sınıfta kolay
konular, 4. ve 5. sınıfta daha bilgileye dönük, daha ağır, daha soyut. Çocuk bazen
anlayamayabiliyor, bilgileri somutlaştırmamız gerekiyor, güncel hayattan örnekler vermemiz
gerekiyor” şeklinde ifade etmiştir. Melike öğretmen ise bu konudaki görüşünü “ Hayat
Bilgisinde (dersinde) 3. sınıftayken bir konu en fazla 2 sayfa, resimler var, Sosyal Bilgilere
(dersine) bakıldığında 4. sınıfta bir konu 8 sayfa, çocuk buradan ben ne çıkaracağım diye
algılayamıyor, tabii biz de algılayamıyoruz. biz ne yapacağız, buradan ne çıkaracağız diye
düşünüyoruz, kendimiz bir şey çıkarmaya çalışıyoruz” şeklinde açıklamıştır.
Öğretmenlere göre, Sosyal Bilgiler dersinde dersler arası ilişkilendirmelerle
değerler eğitimi daha etkili hâle gelebilmektedir. Özellikle öğretmenler, Türkçe
dersinin değerler eğitiminde etkisinin fazla olduğunu belirtmişlerdir. Dersler arası
ilişkilendirme ile değerler eğitimine Ayşe öğretmen, “Türkçe dersi de Sosyal Bilgiler
dersini destekliyor. Milli bayramlar, dini bayramlar mesela, Türkçede bir parça veya bir şiir onu
destekliyor, bayram ziyareti veya bayrama hazırlık, eski bayramlardan bahsetmiş, sosyal ile
Türkçe harmanlanmış” şeklinde açıklarken, Nalan Öğretmen, “<. Sosyal Bilgiler dersi ile
Türkçe dersi temaları birbirlerine çok uygun, Sosyal Bilgiler dersinde işlediğimiz bir konuyu
aynı şekilde Sosyal Bilgiler dersinde de işlemiş oluyoruz, aynı değerleri Türkçe dersinde tekrar
368
Nuray KURTDEDE FİDAN
veriyoruz, mesela Mevlana’nın hayatını Türkçe dersinde işliyoruz, Sosyal Bilgiler dersinde de
hoşgörüyü tekrar işliyoruz” şeklinde açıklamıştır.
Değerler eğitiminde Türkçe dersinin rolünün daha fazla olduğu düşüncesine
ilişkin Melike öğretmen, “Türkçe de (değerlerin) daha rahat öğretileceğini düşünüyorum
ben< Sosyal Bilgiler dersinde (çocuk) burada bir bilgi var benim bunu öğrenmem gerekiyor
diyor, öğrenmek zorunda hissediyor, ya da aman ben bunun içinden nasıl çıkacağım diyor.
Türkçe de (dersinde) daha sevilebilir, daha anlaşılabilir oluyor sevilebilir, değerler. Çocuk zaten
Hayat Bilgisi dersinde örnek alma yöntemi ile bu konuyu öğrenirken, Sosyal Bilgiler dersinde
birden bilginin içine düşüyor, ama Türkçe dersinde öyle değil, yine örnek olay var, bence Türkçe
dersinde daha iyi kazandırılabileceğini düşünüyorum değerlerin” şeklinde açıklarken Ayşe
öğretmen ise “Sosyal Bilgilerde (dersinde) değerler daha bilgi gibi duruyor, fakat Türkçede
günlük hayat gibi. Sosyal Bilgilerde bilgi anlatılıyor, fakat Türkçe de (dersinde) Dağdelen adlı
bir parçayı işledik, Kurtuluş Savaşı’nı anlatan, orda cephe öncesinde, cephe sonrasında halkın
yaşadıklarını çok rahat görebiliyoruz. Hayal alemine sokabiliyor, Sosyal Bilgilerde (dersinde)
harita üzerinde işlerken soyut kalıyor veya sıkıcı kalıyor, çocuğun dikkatini çekmeyebiliyor”
şeklinde bir açıklama yapmıştır.
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitiminde Kullanılan Değer Kazandırma
Yaklaşımları, Yöntem ve Tekniklerine İlişkin Bulgular
Öğretmenler Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde farklı yaklaşım,
yöntem ve teknikleri kullanmaktadırlar. Ancak öğretmenlerin görüşleri incelendiğinde
Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde en çok başvurdukları yaklaşımın, “telkin
ve model olma” olduğu görülmektedir. Görüşme yapılan öğretmenlerden birisi
değerler eğitimi uygulamalarında telkin yaklaşımını kullandığını şu şekilde dile
getirmiştir: Nalan öğretmen, “<< özellikle Beden Eğitimi dersinde çocuklar bir oyunu
kaybettiklerinde, birbirlerine karşı hoşgörülü olmamız gerektiğini saygılı olmamız gerektiğini
bunları tekrar vurgulayıp, ayrıca arkadaşlarına teşekkür etmelerini söylüyorum, derslerde de
yine aynı şekilde, sürekli olarak sakin konuşmaları gerektiğini, özür dilemeleri gerektiğini,
birbirlerinden izin isteyerek eşya almaları gerektiğini, bir an oluyor ki izinsiz bir şekilde eşya
alıyorlar, çok normalmiş gibi görüyorlar, izin almaları gerektiğini söylüyorum sürekli olarak.
Bir zamandan sonra oturuyor zaten yapmaları gerekenleri yapıyorlar” diye açıklarken Serkan
öğretmen ise “<<.. yeri geldiğinde sorunla karşılaşıldığında, nasıl davranılması
gerektiğini, nasıl olması gerektiğini anlatıyoruz zaten” şeklinde belirtmiştir.
Model olma ile ilgili düşüncesini Serkan öğretmen, “<Bir de model olmak lazım,
öğretmen bayrağa saygı duysun ki çocuklarda kazansın, İstiklal Marşına saygıyı anlatmak diye
bir şey yok model olmak lazım, model varsa bunlar gelişiyor, fakat çocuğun çevresinde olumsuz
modeller çok varsa zaten bunu kazandırmak ta çok zor oluyor. Söyleseniz dahi, çevreden
örnekler verseniz dahi çevresinde olumsuzları görünce bunun öyle olmadığını görüyor yani”
şeklinde açıklarken bu konudaki görüşünü Ümay öğretmen, “Kesinlikle model olmak.
Öğretmenin de model olması gerekiyor. Evde nasıl anne babayı model alıyorsa okulda öğretmeni
(model alıyor). Mesela okulda çocuklara sigaranın zararlarını anlatıyorum. Tamam çocuklar
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 369
kabul ediyorlar. Sonradan hemen teneffüste öğretmenim de içiyormuş bize ne kadar zararlı
olduğundan bahsetmişti. İşte bir çelişkiye düşüyor” şeklinde belirtmektedir.
Öğretmenler telkin ve model olmanın yanında farklı yöntem, teknik ve
uygulamalardan yararlandıklarını belirtmişlerdir. Kullandıkları yöntem ve teknikler;
drama, örnek olay ve gezi tekniğidir. Ayrıca öğretmenler değerler eğitiminde video,
empati kurma, yaparak yaşayarak öğrenme, şiir, tartışma, hikaye okuma, birincil
kaynak, tarihsel empati gibi uygulamalardan da yararlanmaktadırlar.
Değerler eğitiminde drama kullandığını Banu öğretmen, “< Drama
kullanıyorum, her konuda değil tabii. Mesela konuya göre, dramalaştıracak bir şey varsa veya
çocuklarda o yetenek varsa drama yapabiliyoruz” şeklinde dile getirmiştir.
Örnek olaylardan yararlanarak değerler eğitimini kazandırmaya çalıştığını
Serkan öğretmen, “<..mesela hoşgörü teması Mevlana ile ilişkilendirilmiş, o konuyu
anlatırken aynı şekilde hoşgörüyü de açıklıyoruz, yani örnek olaydan yararlanıyoruz” şeklinde
açıklamıştır.
Gezi tekniğinden yararlandıklarını dile getiren öğretmenler olduğu gibi okulun
imkânlarından ve prosedürün uzun sürmesinden dolayı gezi tekniğini kullanamayan
öğretmenler de bulunmaktadır.
Gezi tekniğinden yararlandığını belirten Reyda öğretmen, “.. okulumuzun
imkanlarından dolayı gezilere çok da fazla ağırlık verildiği için öncelikle çocuklara, biz
Cumhuriyetin kazanıldığı topraklar olarak Kocatepe ve şehitliklerle başlayan bir geziye
gidiyoruz. Peşinden Çanakkale’ye götürüyoru., ikisi arasındaki bağlantıyı çocuklarımıza
kurdurmaya çalışıyoruz. Bunu ne kadar anlatsak ne kadar ifade etsek çocuk belki bir kısmını
alacak, bir kısmı onun hayatında hiç bir anlam taşımayacak. Fakat gördüğü zaman daha etkili
mesela Cumhurbaşkanlığı köşkünde biz Atatürk’ ün Çankaya köşkünde kaldığı yaşadığı evin bir
bölümünü ziyarete gittik. Onar kişilik gruplar halinde alıyorlar bir eğitimciyle birlikte
öğretmenle birlikte çocuklar oraya girdiği zaman okuyun okuyun anlamını orda öğrendiler.
Çünkü Atatürk’ün kendi kitaplığı, okuduğu kitaplar sayısı hepsi hala orada muhafaza ediliyor.
Bir takım görsellerde çocuklara kazandırılabiliyor” şeklinde açıklarken Belinay öğretmen,
“hemen örnekleme yapıyorlar mesela, Ankara’da gördükleri şeyler anıtkabirde, orda müzelerde
deney merkezlerinde gördükleri şeylerin hepsini bir bir derste konu geldiğinde aa öğretmenin
orda biz bunu görmüştük, nasıl olduğunu öğrenmiştik diye hemen örnekleme yapıyorlar. O da
gözlemlerine dayalı olarak yaptıkları için daha kalıcı oluyor. Hiç unutmuyorlar” şeklinde
açıklarken Nalan öğretmen ise “gezi düzenliyoruz, ben Mevlevi camiye geziye
götürmüştüm, yol üstünde oraya çıkarken bazı restoranlar var eski kültürümüze ait evlere
bakmıştık, ne kullanmışlar, nasıl yaşanmış, zaten izin veriyorlar bakmamıza, yine aynı şekilde
müzelere de gitmiştik” şeklinde ifade etmiştir.
Gezi tekniğinden yararlanamadığını dile getiren Sinem öğretmen, “< çok fazla
gezi düzenleyemiyoruz açıkçası, bir de çalıştığımız kasaba çok zor bir yer, insanları zor,
öğrencileri toplayıp buralara getirmek çok çok zor yani. Bir de bulunduğun ortamda çok
önemli” şeklinde açıklarken, Gül öğretmen ise resmi izinlerden dolayı sıkıntı olduğunu
370
Nuray KURTDEDE FİDAN
ifade ederek gezi tekniğinden yararlanmadığını ve teknolojiden yararlanarak bu
sorunu gidermeye çalıştığını şu şekilde ifade etmiştir:
“bir de izin almak da sıkıntı, prosedür çok uzun, onun için kolay değil geziye götürmek
biliyorum”. Yurdun bütün her yerini gezme imkânımız olmadığı için bilgisayarlardan
yararlanarak çözmeye çalışıyoruz, gösteriyoruz. Sınıflarda internet olmasının faydası bu.
Projeksiyonla gidemediğimiz yerleri gösteriyoruz”.
Empatiye ilişkin ise Ayşe öğretmen görüşünü; “< mesela sınıfta bir olay
yaşanmış, mesela matematikte, mesela birisi konuşurken diğerleri güldü, çocuklara bu konuyu
düşündürtüyoruz. Yaptığınız doğru değil, size gülünse ne hissedersiniz” şeklinde ifade
etmiştir.
Şiir kullanımına ilişkin Nalan öğretmen, “<<.özellikle şiirlerle destekliyoruz, şiir
sırasında Mevlana’nın nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu, hayatı hakkında bilgiyi öğrencilere
araştıttırıyoruz <..” şeklinde açıklamıştır.
Birincil kaynaktan yararlandıklarını söyleyen Ümay öğretmen, “Mesela
arkadaşların sınıfına da geldi bu sene, Gazi dedemiz. Hani biz Kurtuluş Savaşı’nı anlatıyoruz.
Bu vatan için ölenleri, vatan için neden ölünür. Çocuklara. Hep soyut kavramlar çünkü. Niye
ölüyor çünkü küçük çocuk, İşte savaşları anlatıyoruz. Kafasında hep hayal. Fakat o gazi
dedemizi getirip de, dedemiz madalyalarını gösterip nasıl yaptığını, kimlerle savaştığını, nasıl
etkili işte canlı bir örnek, canlı örnek olduğu zaman çok daha iyi kavrıyor çocuk”. Bu yoldan
istinaden çocuğa vatan sevgisini, vatan için yeri geldiğinde neler yapılması gerektiğini anlattı
Gazi dedemiz. Vatanın tehlikede olduğunda işte bütün millet olarak nasıl elbirliğiyle, nasıl sırt
sırta, omuz omuza vererek, bu vatanı kurtardığımızı. Çünkü önceden düşmanlar geldi,
yurdumuzu işgal etti, savaştı ve kurtardı. Ama öyle canlı örnek olunca çok daha güzel ve kolay
oldu. Kuru bilgi olmadı” şeklinde açıklarken Reyda öğretmen, “mesela benim şu dikkatimi
çok çekmişti, sürekli özellikle birkaç öğrencim peş peşe. Dedeye gerçekten Mustafa kemal
Atatürk’ü gördün mü? Dede “gördüm” deyince, “hemen nasıl biriydi? Çocuk hayalinde,
gözünde canlandırdığının dışında bir beklentisi var. Aynı şeyleri düşünerek, sorular sorarak
kendi kendine cevaplar bulmaya çalışıyor” şeklinde açıklamıştır.
Tarihsel empatiye ilişkin görüşlerini Gamze öğretmen, “Atatürk savaşlarda
askerlerin arkasında yönetici değil de önünde olan bir kişiliğe sahipmiş. Çanakkale’ye gezi
düzenlenmişti oraya gitmiştik anlatıldı, duygulandım çok şey yaptım. Çok hoşuma gitmişti.
Gece mesela savaş başlayacak, iki taraftan da. Mustafa Kemal yakasından sigarayı çıkarıyor ve
öne geçiyor, öne geçerek çakmağı ile sigarasını yakıyor. Yaktığı anda çatışma başlıyor. Buradaki
fedakârlığı anlatmaya çalışıyorsun, hissettirmeye çalışıyorsun, bu çocukların çok hoşuna
gidiyor” şeklinde açıklamıştır.
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitiminde Programa İlişkin Bulgular
Sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde programa
ilişkin görüşleri incelendiğinde programın yeterli ve yetersiz olduğu şeklinde farklı
görüşlere ulaşılmıştır. Özellikle öğretmenler programın yetersiz olduğunu
belirtmektedirler.
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 371
Sosyal Bilgiler programının değerler eğitimi kazandırmada yeterli olduğunu
düşünen öğretmenler nedenlerini aşağıdaki şekilde ifade etmişlerdir. Ayşe öğretmen
Sosyal Bilgiler dersinde bir konu ile birçok değer verilebildiği için programın yeterli
olduğunu şu şekilde ifade etmiştir:
“<..bir konu ile bir çok değeri Sosyal Bilgiler dersinde verdik biz. Arkadaşına saygı,
sınıfa girdiği zaman günaydın demesi gerektiğini, kapıyı çalarak girmesi gerektiğini bunlarda
bir değerdir, görgü kuralları, nezaket kuralları, küçüğe saygı, büyüğe saygı bunlarda değerdir.
Aslında program bu noktadan bakılınca yeterlidir”.
Nalan ve Sinem öğretmen değerlere ait konuların 1. sınıftan itibaren verildiğini
ve 4. sınıftan itibaren de ünitelere yerleştirildiğini, bunun sonucunda programı yeterli
gördüklerini şu şekilde dile getirmişlerdir:
“... Aslında küçük sınıflarda biz buna (değer eğitimine) başlıyoruz aslında, sadece 4.
sınıf şeklinde düşünmeyelim değer eğitimini, 1. sınıftan itibaren aldığımızdan beri vermeye
başlıyoruz, ama 4. sınıfta konu olarak ta ünitelere yerleştirildiği için bu şekilde daha fazla
vermeye çalışıyoruz” (Sinem Öğretmen).
“1. Sınıftan itibaren Hayat Bilgisi dersi aracılığıyla zaten işliyoruz bu değer eğitimini.
Özellikle 1. ve 2. sınıfta çocukların davranışlarını düzeltmek için ilgilendiğimiz için, aslında
değer eğitimi o dönemde çok daha geçerli. 4 e geldiğimizde konuların içerisinde çocukların
ilgisini gerçekten çekiyor” (Nalan Öğretmen).
Sosyal Bilgiler programın sarmal olmasından dolayı da her derste yeri gelince
değerler eğitimine yer verilmesinin programın olumlu yanlarından biri olduğunu
Sinem öğretmen “Ama zaten üniteler sarmal bir şekilde üniteler devam ediyor, zaten yeri
geldikçe sürekli, değiniyoruz o konulara” şeklinde ifade etmiştir.
Katılımcı öğretmenlerden biri de programın bakanlık tarafından yeterli
görüldüğünü şu şekilde dile getirmiştir:
“etkinlikler bakanlık tarafından yeterli görülmüş biz bunları uygulamaya çalışıyoruz
süremiz elverdiği sürece” (Reyda öğretmen).
Program bakanlık tarafından yeterli görülse de öğretmenlerin görüşleri
incelendiğinde, programın aksayan yönlerinin olumlu yönlerine göre daha fazla
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sosyal Bilgiler programının değerler eğitimini
kazandırmada eksik yönlerinin olduğunu düşünen öğretmenler ise nedenlerini
aşağıdaki şekilde ifade etmişlerdir:
Sosyal Bilgiler programında yer alan etkinliklerin yetersiz ve içeriğin
organizasyonunun düzensiz, karmaşık ve sıkıntılı olduğunu belirten öğretmenler
görüşlerini aşağıdaki şekilde dile getirmişlerdir:
“etkinlikler yetersiz, bazen geniş konular ikiye bölünebilir ya da 2 ve 3 sınıftan itibaren
yavaş yavaş konular verilebilirdi, en sonun da da 5. Sınıfta tamamı özet geçilebilirdi, çocuk
parçadan bütüne ulaşabilirdi”(Melike Öğretmen).
372
Nuray KURTDEDE FİDAN
“Programın aksak yönleri var, etkinlikler yeterli değil. Bilginin sıralamasında
karışıklıklar var. Programın karmaşasından dolayı diyelim ne öğretmen ne de öğrenci anlıyor, o
yüzden yeterli değil” (Ayşe Öğretmen).
“Birinci sıra da ki problem, Birinci Dünyayı (savaşını) anlatırken Kurtuluşa (şavaşına)
giriyorsunuz, savaşlar karıştırılıyor, bilgiler karışık verilmiş, biz bildiğimiz, kadarıyla çocuğa
kendimiz veriyoruz. Kendimiz sıraya koyup, anlaşıldığı kadar veriyoruz”(Gözde Öğretmen).
“Etkinlikler yeterli değil, programda yeterli değil”(Ümay Öğretmen).
Mevcut programın merkezi, ülke genelinin ihtiyaçlarını dikkate almayan bir
program olmasının olumsuz etkisini köyde, bir okulda görev yapan Banu Öğretmen,
“<<belki bazı çocuklar algılayabilir ama, tüm Türkiye’yi genellemek gerekiyor, köy
çocuğu da var doğuda var, Ankara’da iyi bir semtte okuyan çocuk da var, belki onlar çok çabuk
kavrıyorlardır ama kenarda köşede kalmış okulları düşününce, birleştirilmiş sınıfları
düşününce, yeterli değil” şeklinde ifade etmiştir.
Öğretmenlerin programda sıkıntı yaşadıkları konulardan birisi de kazanımlara
verilen süredir. Öğretmenler kazanımlara verilen sürenin konuların yoğun ve
programın ağır olması nedeniyle yetersiz olduğunu, belirtmektedirler.
“< Bir kazanım var ama kitapta konu çok fazlaydı, ben Sosyal Bilgileri ucu ucuna
bitirdim diyebilirim. Konu çok fazlaydı” (Banu Öğretmen).
“<.. programda değer eğitimine de iki ders saati ayırın diyor. Normalde 4. ve 5. sınıf
Sosyal Bilgiler konularını yetiştirmek çok çok zor, ona iki ders saati ayırmanız çok çok zor, oraya
iki ders saati yazmış, işte Atatürkçülükle ilgili bir konu zaten biz onu bütün derslerimizde,
düşünün matematik derimizde dahi ilişkilendirmeler, var diğer derslerle orda bile, veriyoruz
zaten. Ama değer eğitimine kalkıp bir şekilde iki ders saati ayırırsak konuları yetiştirmek
imkansız”(Sinem Öğretmen ).
“<.. Hayat Bilgisinde zaten bu konular (değer eğitimi) var, Sosyal Bilgiler dersinde de
bence az ama arkadaşlarında dediği gibi (değer eğitimini) yeterince işleyemiyoruz, çünkü
vaktimiz yetişmiyor. Konular çok fazla”. (Gül Öğretmen).
Görüşme yapılan öğretmenlerden biri programın güzel olduğunu fakat alt
yapısı yetersizliğinden dolayı programı uygularken sıkıntı yaşadığını ve zamanın
yetersizliğinden programı yetiştirme kaygısı taşıdığını şu şekilde dile getirmiştir:
“<.Yani bakın aslında bu programımız çok güzel yeni program. Benim en çok
beğendiğim programlardan birisi, fakat ne yazık ki alt yapısı olmadan hemen bize sunulmuştur.
Çok takdir ettiğim, çok sevdiğim bir program” Zamanla gerçekten çok çelişiyoruz. Zaman baya
bir kısıtlı, çoğu etkinlikleri de böyle üstün körü geçiyoruz. Çünkü elinde bir program var ve
bunu bitirmek zorundasın. Bitiremezsen sınavda çıkıyor senin o anlatamadığın yerler çocuğun
karşısına. Yine sınav geliyor yani. O etkinlik zaman zaman üstün körü. Mesela milli kültürel
değerlerimizle ilgili ben çok isterdim. Alıp ta işte böyle özel olan yerlere götürmeyi. Fakat
burada zamanımız yetmiyor bir günümüzü alıyor. Derslerimiz aksıyor tabiî ki diye kaygılar
çıkıyor ortaya. o yönden eğer bu programın içerisinde zamana yayarak verselerdi çok daha
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 373
faydalı olacaktı hep böyle özlediğimiz, istediğimiz öğrenci ve daha insana saygılı, değer veren
insana değer veren çevreye saygılı , millet saygılı aileye saygılı bireyler yetiştirebilirdik”
(Ümay Öğretmen).
Görüşmelerden elde edilen bulgulara göre programın yetersizliğinden dolayı
öğretmenlere çok fazla sorumluluk verildiği söylenebilir. Banu öğretmen bu konudaki
görüşünü şu şekilde ifade etmiştir:
“öğretmenin yükü daha ağır, kitaplar daha basit kalıyor, her şeyi siz vermelisiniz”.
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitiminde Kaynaklara İlişkin Bulgular
Görüşülen öğretmenler, Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde kullanılan
kaynakların yetersiz olduğu dile getirmişlerdir. Sosyal bilgiler dersinde kullanılan
kaynakların, kitapların değerler eğitimi kazandırmada yetersiz olduğunu düşünen
öğretmenler nedenlerini aşağıdaki şekilde ifade etmişlerdir:
Ders kitaplarının yetersiz olduğunu Sinem Öğretmen, “kitaplarımız bilgi
yönünden çok eksik, kitapta bilgi eksik olunca ne anlatırsak onu alıyorlar, kitap bir öğrencinin
adı altında Elif idi yanılmıyorsam, onun aracılığıyla sürekli ders anlatılıyor, ama çocuk onu
okuduğuna, veya şu soruyu cevaplayın dediğinde çocuğa çok sıkıcı geliyor, açıkçası ben kitabı
kullanmıyorum şeklinde ifade ederken, Ümay öğretmen “.. bu seneki kitaplarımızı dikkat
ettiğimizde, pek o kadar, istenilen özenin gösterilmediği düşüncesindeyim ben. Daha akıcı
olabilirdi kitaplar. Çocuklara daha iyi etkileyen, sıkıcı olmayan, sıkıcı olmadan, daha günlük
hayata uygun konular seçilebilirdi” şeklinde açıklarken Nalan öğretmen, “kitaplardaki
sorular çok açık uçlu bırakılmış, ne kadar bilgi verirsek, lise seviyesinde bile bilgi versek kimse
sana ne verdiniz demez yani. Çünkü kitap çok açık uçlu bırakılmış. Tabii biz bilgileri verirken
çocukların seviyesini düşünerek, çevreyi düşünerek, ya da ne kadar kavrayabilirler bunları
düşünerek veriyoruz, ister istemez biz kendimiz kısıtlıyoruz, çocuklara uygun olarak” şeklinde
açıklamıştır.
Görüşme yapılan öğretmenler Sosyal Bilgiler ders kitaplarının kültürel
özellikler, gelenek, görenekler açısından doyurucu olmadığını, bu nedenle ders
kitaplarını yeterli görmediklerini belirtmişlerdir.
Ders kitaplarının çocuklara değerleri kazandırmada çok önemli olduğunu fakat
kullanılan kitapların değerleri kazandırmada yüzeysel kaldığını ve yetersiz olduğunu
Ümay öğretmen, “<.kitaplar konusunda sıkıntı vardı. Yani, kültürel özelliklerimizi
çocuklarımıza anlatırken, bunları uygulayarak öğretsek daha kalıcı olacağına inanıyorum ben.
Fakat ne yazık ki, kitaplarımızda bazı konular özellikle bizimle ilgili, değer eğitimiyle ilgili bazı
konular ne yazık ki yüzeysel geçilmiş. Çünkü biraz önce de söylediğim gibi, biz bu işin temelini
atıyoruz. Temelini atarken de, daha kalıcı şeyler yapmalıyız. Vatan sevgisi, millet sevgisi, anne
baba sevgisi, aileye sevgi insana sevgi, kendine saygı ve sevgi.. Yani bunların mutlaka çocuklara
verilmesi gerekiyor. Her şeyden önce yani çocuğun bir kere önce kendisine saygı duymayı
öğrenecek. Kendisine saygıyı duyduktan sonra, mutlaka etrafına da saygı duymayı öğrenir
şeklinde açıklarken Gamze Öğretmen “Kitaplarımıza baktığımız zaman da, o kültürel
özelliklerden birkaç tane falan değiniliyor. Önceden Sosyal Bilgilerde (ders kitaplarında) bence
374
Nuray KURTDEDE FİDAN
daha güzel doyurucu, kültürel tarihi gelenek ve göreneklerimizi örneklerle aksettiriyorlardı.
Ama şu anda, bir eksiklik var Ümay hocamın da dediği gibi” şeklinde açıklamaktadır.
Ders kitaplarının bilgilendirici olmadığını, konuların geçiştirildiğini sürekli
tekrara düşüldüğünü, kullanılan dilin fazla masalımsı olduğunu ve bunun sonucu
olarak kitapların çocuğun dikkatini çekmediğini öğretmenler şu şekilde ifade
etmişlerdir:
“Baktığımızda yani Sosyal Bilgiler dersinde okumayla çok güzel kavranacak konular
vardı. Şimdi okuyorsun geçiyorsun. Hani şöyle bilgilendirici, özelliklerimizi anlatacak
verebileceğimiz bir şey yok. Önceden vardı ama. Yani çok kısa geçilmiş veya gereksiz bir şeyi
çok defa anlatılıyor. Bu bizim değerimiz değil veya ileride hiç işimize yaramayacak tarihi bir
bilgi veya başka. Çocukların dikkatini çekmeyecek bir konu üzerinde duruluyor. Yani gerçekten
bilmiyorum da Biraz hayali gibi oldu kitap. Bilgilendirici değil de böyle okuduk geçtik”
(Gamze Öğretmen).
“Kitaplar çok masalımsı şekilde yazılmış, mesela hava olaylarını anlatırken bile bir
geziye çıkılmakla başlamış, ama biz orada hava olaylarının nasıl başladığını, nasıl bittiğini,
sonuçlarını, bir sisin nasıl oluştuğunu tek tek anlatmamız gerekiyor”(Nalan Öğretmen).
Ders kitaplarının özensiz olduğunu, akıcı ve etkileyici olmadığını, günlük
hayata uygun olmadığını Ümay Öğretmen şu şekilde ifade etmiştir:
“<Bu seneki kitaplarımızı dikkat ettiğimizde, pek o kadar, istenilen özenin
gösterilmediği düşüncesindeyim ben. Daha akıcı olabilirdi kitaplar. Çocuklara daha iyi
etkileyen, sıkıcı olmayan, sıkıcı olmadan, daha günlük hayata uygun konular seçilebilirdi”
Ümay öğretmen Sosyal Bilgiler dersinin, değerlerin kazandırılmasında çok
önemli rolünün olduğunu fakat ders kitaplarında aynı özenin gösterilmediğini ifade
etmiştir. Bunun sonucu olarak da değerlerin kazandırılmasının öğretmene bırakıldığını
şu şekilde ifade etmiştir:
“Sosyal Bilgiler dersinin değerlerin kazandırılmasında rolü çok çok büyük bence. Yani
Sosyal Bilgiler dersi. Fakat kitaplarımızda, yeterli derecede önem verilmediği kanaatindeyim
ben.Yani öğretmen kitabı açabilir.. Öğretmene kalmış bir şey. Daha detaylı da inceleyebilir.
Kendi kaynaklarından kendi kültüründen yararlanarak onu daha detaylı hale de getirebilir.
Ama bazı öğretmenler de kitaptaki gibi geçiştirebilir”.
Değerler Eğitimini Zorlaştıran Etmenlere İlişkin Bulgular
Öğretmenlerin görüşleri incelendiğinde Sosyal Bilgiler dersinde değerler
eğitimini zorlaştıran etmenlerin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Değerler eğitimini
zorlaştıran etmenlerin toplumdan, aileden, medyadan, öğretmenden, eğitim
sisteminden kaynaklı etmenler olduğu söylenebilir.
Toplumdan Kaynaklanan Etmenler
Okulun bulunduğu çevrenin değerler eğitimini kazandırmada önemli etkisinin
olduğunu Melike öğretmen şu şekilde ifade etmiştir:
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 375
“ şunu belirteyim bizim çalıştığımız yer bir kasaba, biz ne kadar değerlerle alakalı bir
şeyler vermeye çalışsak ta bazı değerler yerine oturmuyor, çocuk tamam bu bu şekilde yapılır,
bu böyledir diyor ama.., eve gittiği zaman ve ya çevresinde sınıfta anlatılanları görmediği
zaman veya tam zıttını gördüğü zaman bir anda esas doğru olan bu diye düşünüyor.ama tekrar
geri geldiğinde aradan bir hafta, ya da bir ay geçtiğinde çocuk yine eski davranışlarını
gösteriyor. Yani çalışılan yere göre, çevresel faktörler gerçekten etkiliyor çocuğu, ne kadar
vermeye çalışsak ta biz eğer dış ortamda başka bir şekilde görüyorsa çocuk ona devam ediyor.
Yine çocuğun çevresinde olumsuz modeller varsa değerleri kazandırmanın çok
zor olduğunu Serkan Öğretmen şu şekilde belirmektedir:
“fakat çocuğun çevresinde olumsuz modeller çok varsa zaten bunu kazandırmak ta çok
zor oluyor. Söyleseniz dahi, çevreden örnekler verseniz dahi çevresinde olumsuzları görünce
bunun öyle olmadığını görüyor yani”
Öğretmen ve Aileden Kaynaklanan Etmenler
Öğretmenlere göre ev ile okul arasında çatışma olması ve öğretmen- aile
arasında işbirliği eksikliği değerleri kazandırmada sorun yaratmaktadır. Bu konudaki
görüşlerini Banu ve Gözde öğretmen şu şekilde açıklamaktadırlar:
“<ben sorunu doğuda yaşadım milli değerleri aktarırken problemler yaşıyorsunuz,
çatışıyorsunuz çünkü çocuklarla. evde çok farklı söyleniyor, öğretmen farklı söylüyor, bu sefer
çocuk düşünüyor, önce öğretmenin söylediği mantıklı geliyor çocuk için öğretmen her şeydi,
ama eve gidince bitiyor yani. Çocuk hangisinin doğru olduğu noktasında çatışmaya giriyor,
ama aile baskın geliyor”( Banu Öğretmen).
“<mesela ben bir kere veli toplantısında söylemiştim, birbirleriyle kötü konuşuyorlardı,
ben sınıfta öyle konuşmuyorum, beni öğrenciler görüyor sizde mümkünse evde öyle
konuşmayın, çünkü benim söylediklerim havada kalmasın, çocuk bu sefer hocanın dediği gibi
çelişki de kalıyor, evde ailem böyle davranıyor, öğretmenim böyle söylüyor ben ne yapacağım,
diyor yani. Böyle söyleyince bazı velim bana gülmüştü, normal yani, küfürde edebilir, kötü de
konuşabilir, yani veli özendiriyor, yardımcı olmuyor” (Gözde Öğretmen).
Gül öğretmen çalıştığı okulun bölgesindeki ailelerin erkek çocuklarına yönelik
pozitif cinsiyet ayrımcılığı yaptıklarını ve bunun da öğretmenin kazandırmaya çalıştığı
değerleri zorlaştırdığını düşünmektedir. Geniş ailelerin erkek çocuklarına yönelik
pozitif cinsiyet ayrımcılığı yaptıklarını şu şekilde ifade etmiştir:
“<<..ben arkadaşlardan farklı olarak şöyle düşünüyorum, bizim bölgemizde erkek
çocuklarının çok fazla şişirildiğini ve küfür falan olaylarının çok olduğunu düşünüyorum. Biz
okulda ne kadar engellesek te evlerinde vazgeçemediklerini görüyorum. Dışarıda
vazgeçemediklerini görüyorum, çünkü ailede erkek çocuğunun değeri farklı, çocuğa davranışlar
farklı. Ailenin bizi desteklemediğini düşünüyorum. Aile bizi desteklemiyor çünkü “oğlum
oğlum” şeklinde davranıyor, özellikle yanında babanne ve dede varsa. Çocuklarda okulda küfürü
bitirebiliyoruz, ama dışarıda bitiremiyoruz. Çünkü evde onu görüyor. Bana göre ben öyle
düşünüyorum”.
376
Nuray KURTDEDE FİDAN
Programda konuların yoğun olmasından dolayı öğretmenler programı
yetiştirme kaygısı taşımaktadır. Bu da değer eğitimine yeterince yer verememelerine
neden olmaktadır.
“Ben de arkadaşlara katılıyorum, Hayat Bilgisi’nde zaten bu konular var, Sosyal
Bilgiler dersinde de bence az ama arkadaşlarında dediği gibi yeterince işleyemiyoruz, çünkü
vaktimiz yetişmiyor. Konular çok fazla” (Gül Öğretmen).
Nalan öğretmene göre 1.sınıftan 4. sınıfa kadar çocukların farklı öğretmenlerce
okutulması değer eğitimini kazandırmada öğretmenin işini zorlaştırmaktadır. Nalan
öğretmen bu konudaki görüşünü şu şekilde açıklamaktadır:
“Aynı sınıfı bir öğretmen 1. sınıftan 5. sınıfa götürünce iyi oluyor diğerinde bir
öğretmenin hoş gördüğünü diğeri görmeyebiliyor, yani her yiğidin yoğurt yiğişi farklıdır sözü
bizde çok geçerlidir, sınıf öğretmenliğinde. Birisi bir şeye önem veriyor, diğeri başka şeye. Böyle
olunca çocuklar çelişkiye düşüyor”.
Eğitim Sisteminden Kaynaklanan Etmenler
Öğretmenler ülkemizde eğitim sisteminin sınav odaklı olmasından ve
değerlerin ulusal sınavlarda ölçülmemesinden dolayı değerler eğitimine yeterince yer
veremediklerini, öğretmen üzerindeki bu psikolojik baskının kalkması ve ülkemizdeki
değerlendirme sisteminin değişmesi gerektiğini ifade etmişlerdir:
“Öğretmenler olarak bu konuda, kendimi çok sorumlu hissediyorum, bu değer eğitimi
konusunda. Çünkü bu değerler konusu pekiştirildiği sürece, iyi bir insan yetiştireceğimizi
zannediyorum. Aileye saygılı, vatana millete saygılı, topluma saygılı, iyi bir birey, iyi bir
vatandaş olarak yetiştirilirse, yetiştirmeye çalışırsak ve okulda da bu konu üzerinde çok çok
değer üzerinde durursak daha iyi olur. Fakat ne yazık ki, şu andaki eğitim sistemimizde, biraz
ben bu değerlerin ikinci plana atıldığını düşünüyorum. Çünkü gerçekten, eğitim sistemimiz hep
böyle öğretime dayalı, sınava endeksli bir eğitim sistemi. Mecburen öğretmenin de biraz
egomuzda var yani ister istemez.öğrencim şuraya girsin, öğrencim, ful çıkarsın istiyoruz.. Yani,
hep böyle test odaklı, öğretim odaklı eğitim yapıyoruz. Hah, bunun yanı sıra da, o işte değerleri
ikinci plana attığımızı hissediyorum ben. Fakat işte bunun zararlarını da, çocuk büyüdükçe,
daha sonra, toplum ızdırabını çekiyor. Yani işin özü bence, bu, eğitim sisteminin değişmesinden
kaynaklanıyor. Yani sınav endeksli bir eğitim sisteminde, öğretmenin üzerinden bu psikolojik
baskının kalkması lazım. Sınav endeksli bir eğitim sistemi yerine, daha özgür daha eğitime
dayalı, kendine güvenen, kendini ifade edebilen bir çocuk yetiştirmek istersek, çok daha faydalı
olacağını düşünüyorum ben”(Ümay Öğretmen).
“<günümüzde sınav odaklı olduğu için, bu değer eğitimi sınav odaklı olmadığı için,
değer eğitimi sınavda kullanılan bir bilgi olmadığı için SBS sınavında görmediği için pek
önemsenmeyen bir durum olarak geliyor, bir davranış öğrenilir, ertesi gün unutulur gibi
geliyor. Çünkü akademik bir bilgi değil. Öğretmen, öğrenci ve veli dahil herkes böyle görüyor.
Öğretmenlerde, çocuklarda velilerde şimdi sınav odaklı çalışıyor. Biz sınav odaklı çalıştığımız
için yapmamız gereken çoğu şeyi yapmıyoruz, yapamıyoruz, sınavda kaç net yapmış ona
bakıyoruz. Aslında olması gereken bu (değer eğitimi üzerinde durulmalı), değer eğitimi 1.
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 377
Sınıftan itibaren tüm derslere yerleştirilmeli, özellikle Hayat Bilgisi ve arkasından da Sosyal
Bilgiler dersine eklenmeli. Ama eğitim sisteminin sınav odaklı olması bunu engelliyor” (Serkan
Öğretmen).
“Değerlere ait konular çocukların ilgisini gerçekten çekiyor, ama arkadaşında dediği
gibi testlerde yer almadığı için daha çok biz bursluluk sınavına yönelikte ders işlediğimiz için,
sınavda bu geçmediği için çok fazla da üzerinde durmuyoruz, sadece işliyoruz geçiyoruz. Hayta
neler yapmamız gerekiyor, büyüklerimize karşı nasıl davranmalıyız, küçüklere nasıl
davranmalıyız. Toplumsal açıdan işliyoruz. O şekilde geçiyoruz” (Nalan Öğretmen).
Medyadan Kaynaklanan Etmenler
Değerlerin kazandırılmasını zorlaştıran etmenlerden birinin de medya
olduğunu ve medyanın öğretmeni, veliyi ve öğrenciyi etkilediğini düşünen Ümay
Öğretmen görüşünü;
“<değerlerin kazandırılmasında bence en büyük etkenlerden bir tanesi aile ve çevre,
medya tabiî ki çok önemli. İster istemez beyin yıkama yöntemi ile çocuklarımıza ve bizlere de çok
etkiliyor diyelim. Mutlaka yani medya yadsınamaz bir faktör” şeklinde açıklamıştır.
Değerler Eğitimini Kolaylaştıran Etmenlere İlişkin Bulgular
Öğretmenlerin görüşleri incelendiğinde Sosyal Bilgiler dersinde değerler
eğitimini kolaylaştıran etmenlerin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Değerler eğitimini
kolaylaştıran etmenlerin aileden, öğretmenden ve aile-öğretmenden kaynaklandığı
söylenebilir.
Aileden Kaynaklanan Etmenler
Değerleri kazandırmada geniş ailenin olumsuz etkisinin olduğunu düşünen
öğretmen olduğu gibi geniş ailenin bazı değerlerin kazandırılmasında olumlu etkisinin
olduğunu düşünen öğretmen de bulunmaktadır:
“Bizim okulumuz kenar mahalle çocuklarının geldiği bir okul, çocuklar zaten
büyüklerine nasıl davranmaları gerektiğini, saygıyı, çünkü anane ve babaneleriyle birlikte
yaşıyorlar zaten, büyüklerin yanında ayaklarını uzatıp oturmamaları gerektiğini ya da büyük
geldiğinde ayağa kalkmaları gerektiğini, hoş geldin demeyi bilirler. Zaten ataerkil yaşadıkları
için bazı değerleri aile değerlerini zaten biliyorlar, biz anlatırken, bizim hayatımızda var gibi
söylüyorlar, biraz farklı olan değerlerin üzerinde duruyoruz ya da dediğim gibi yanlış
öğretilmiş olanlar varsa onları değiştiriyoruz, düzeltiyoruz, onlardan bahsediyoruz” (Nalan
Öğretmen).
Serkan Öğretmen köyden kente göç eden ailelerin de bazı değerleri
kazandırmada olumlu etkisi olduğunu şu şekilde ifade etmiştir:
“<..bizim okulun çocukları köyden kente göç etmiş insanların çocukları. Hani
büyüklere saygıyı, çevrelerinde görmüşler değer eğitimi olarak”.
378
Nuray KURTDEDE FİDAN
Aile ve Öğretmenden Kaynaklanan Etmenler
Öğretmenler değerleri kazandırmada öğretmen ve aile işbirliğinin önemli
olduğunu şu şekilde ifade etmişlerdir:
“Aile dediğim gibi çok önemli. Yani sacayağı gibi bence. Aile, öğrenci, toplum ve bunun
ayağı da okul ve öğretmen. Toplum içerisine öğretmeni de alıyorum tabiî ki ben. Yani bu
sacayağı birbirleri ile destekli çalışırlarsa iyi bir birey ortaya çıkar. öğretmen sınıfta istediği
kadar düzeltir tertip eder, temiz olun vatanınıza milletinize saygılı olun diye şeyler söylerse ve
bu ailede desteklenmezse mutlaka çocuk ikilemde kalır. Çelişkide kalıyor yani. Onun için
öğretmen sürekli, özellikle sınıf öğretmenleri ailelerle iletişim halinde olmalı. Ve oluyoruz da.
Bu değerlerin kazanılması konusunda öğrencilerimize etkin bir şekilde yol göstermeye
çalışıyoruz” (Ümay Öğretmen).
“<.biz değer eğitimi konusunda sıkıntı yaşamıyoruz çünkü aileler bunu istiyorlar,
evde yapamadığını bizden bekliyor, hani hocam siz öğretin.biz yapamıyoruz, biz
veremiyoruz.bize tabiiler. Destekliyorlar. Değer eğitimi konusunda çok fazla problem
yaşamıyoruz, bizler genellikle normal derslerde kazanımlarda sıkıntı yaşıyoruz, değer eğitimi
zaten bizim hayatımızda olan onları evlerinde yaşadıkları, okulda biraz daha desteklendiği
konular olduğu için çok fazla sıkıntı yaşanmıyor. Kolaylıkla verebiliyoruz” (Nalan Öğretmen).
“<çok iyi olan öğrencilerde var, aileleri de çok düzgün olanlar var. O çocuklara
verdiğimiz şeyleri hemen görüyoruz, çünkü aile si de bizim gibi düşünüyor, o zaman kolay
oluyor, fakat ailede bizim dediğimiz gibi yapmıyorsa söylediklerimiz havada kalıyor” (Gözde
Öğretmen).
Öğretmen ve ailenin olumlu model olması değerler eğitimini kolaylaştıran
etmen olarak ifade edilmiştir:
“Sosyal Bilgiler ve bütün dersler olarak düşünürsek derslerin bir araç olduğunu iyi bir
insan olabilmek, iyi bir vatandaş olabilmektir. Model olarak bütün derslerde kendimizi sunmaya
çalışıyoruz” (Gamze Öğretmen).
“Velilerin bize söylediği, en basitinden, diyorum ki ben, kitap okuyun. Böyle bir
alışkanlığı kazanın. Bu değerlerimizle de alakalı. Ama ne yapılıyor. “Git odana kitabını oku”
demeyeceksiniz. Çocuk evde görecek onu. Nasıl görecek? Yeri geldiğinde o çok sevdiğin diziyi
çat diye kapatacaksınız televizyonu. Yarım saat, yirmi dakika siz de elinize alacaksınız kitabınızı
onunla beraber yapacaksın sen bunu. Yani çocuk görecek evde. “Annem de kitap okuyor, öyleyse
ben de okuyayım” diye. Model olma” (Ümay Öğretmen).
Öğretmenden Kaynaklanan Etmenler
Nalan öğretmene göre çocukların aynı öğretmen tarafından okutulması
değerler eğitimini olumlu yönde etkilemektedir:
“5 yıl boyunca aynı sınıftaysanız kazanıyorlar, ama son sınıfta aldıysanız
veremiyorsunuz 4 yıl bir birikim olması gerek. Bir senede verilen bir şey değil, sürekli sürekli
söyleyince iyi oluyor bir defa söyleyip geçince olmuyor. Kavramıyorlar”.
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 379
Değerler eğitiminde öğretmenin kendisini sorumlu hissetmesi de değerler
eğitimini kolaylaştırmaktadır:
“Öğretmenler olarak bu konuda, kendimi çok sorumlu hissediyorum, bu değer eğitimi
konusunda. Çünkü bu değerler konusu pekiştirildiği sürece, iyi bir insan yetiştireceğimizi
zannediyorum. Aileye saygılı, vatana millete saygılı, topluma saygılı, iyi bir birey, iyi bir
vatandaş olarak yetiştirilirse, yetiştirmeye çalışırsak ve okulda da bu konu üzerinde çok çok
değer üzerinde durursak daha iyi olur”(Ümay Öğretmen).
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi İle Kazandırılan Değerlere İlişkin
Bulgular
Öğretmenlerin görüşlerine göre, Sosyal Bilgiler dersinin kazandırdığı değerler,
insani değerler milli değerler ve ahlâki değerler olarak ele alınabilir. Öğretmenlerin
görüşlerine göre Sosyal Bilgiler dersinde en çok insani değeler kazandırılmaktadır.
Bunlar; yardımlaşma, hoşgörü, öfke kontrolü, sabır, saygı (emeğe, arkadaşa, çevreye,
doğaya saygı), anlayış, temizlik, barış, sevgi(insan, bitki, hayvan sevgisi), dayanışma,
sadakat(aileye, topluma, çevresine), özgüven, takdir etme, edilme şeklinde
sıralanabilir.
“İnsani değerleri, yardımlaşma hoşgörü, sevgi, öfke kontrolü, sabır” (Ayşe Öğretmen).
“Sevgiyi hoşgörüyü, paylaşmayı bilmesi, birlikte yaşamayı öğreten bir ders olarak
görüyorum” (Reyda Öğretmen).
“Sevgi, saygı, hoşgörü, birbirleriyle ilişkiler, birbirlerine karşı davranışları, ailesine
topluma, çevresine ilerde çatıştığı yere, ilerde meslek hayatında yaptığı davranışlar” (Belinay
öğretmen).
“Sosyal bilgiler ve bütün dersler olarak düşünürsek derslerin bir araç olduğunu iyi bir
insan olabilmek, iyi bir vatandaş olabilmektir”(Gamze Öğretmen).
“Sosyal bilgilerin (dersinin) amaçlarından birisi bu olmalı. Kendisine saygı duyan,
kendini bilen ve kendini ifade edebilen” (Ümay Öğretmen).
“Hoşgörü ve saygı daha çok sosyal bilgiler dersiyle kazanılıyor diye düşünüyorum”.
(Nalan Öğretmen).
“Hoşgörü, saygı, dürüstlük, doğruluk” (Gül Öğretmen).
Milli değerler; bayrağa saygı, Atatürk’e saygı, vatan sevgisi, millet sevgisi
şeklinde ele alınabilir.
“bayrağa saygı, Atatürk’e saygı ne olursa olsun vatani çıkarları her şeyin üstünde
olmalı benim için” (Ayşe Öğretmen).
“<Milli değerler bu dönemde biraz algılanıyor, sekizinci sınıftan sonra ise daha
oturuyor diye düşünüyorum. Aile sevgisi, vatan sevgisi biraz daha anlamaya başlıyor” (Gözde
Öğretmen).
380
Nuray KURTDEDE FİDAN
“Ahlaki değerler, yalan söylememe, hırsızlık gibi değerleri kazandırdığını
düşünüyorum. Toplumun hem yazılı hem yazılı olmayan kurallarıyla bir şekilde karşılaşmıştır.
Uyup uymaması çocuğa kalıyor” (Ayşe Öğretmen).
“Topluma ülkesine bağlı, Atatürk, Atatürk’e karşı verilecek değerleri, yani kendi
kendini yetiştirebilmesi, kendi ayakları üzerinde durması, çevresine faydalı olabilmesi, bunların
hepsi değerlerin içine girer” (Belinay Öğretmen).
Ahlâki değerler; yalan söylememe, hırsızlık yapmama, doğruluk, dürüstlük,
şeklinde ele alınabilir.
“yalan söylememe, hırsızlık gibi değerleri kazandırdığını düşünüyorum” (Ayşe
Öğretmen).
“Doğruluk ve dürüstlük. Benim için çok önemli” (Serkan Öğretmen).
Sonuç ve Tartışma
Sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler dersinde değerlerin kazandırılması ile ilgili
görüşlerinin alındığı bu çalışmada, katılımcı öğretmenler değerler eğitiminin çok
önemli olduğunu düşünmektedirler. Akbaş (2004), Tokdemir (2007) ve Çengelci (2010)
tarafından yapılan çalışmalarda da öğretmenler değerlerin çocuklara
kazandırılmasının bilgi kadar önemli olduğunu belirtmişlerdir. Araştırmada elde
edilen bulguya göre öğretmenler değerler eğitimini tanımlarken “iyi insan, iyi
vatandaş yetiştirmek” şeklinde açıklamalarda bulunmuşlardır. Örtük programla
verilmeye çalışılan değerler eğitimi 2005 yılında uygulanmaya başlayan yeni
programla birlikte Sosyal Bilgiler programına girmiştir. Kazanımlara dönüştürülerek
ünitelerin içine alınmasıyla da gözden kaçması önlenmeye çalışılmıştır. Sosyal Bilgiler
programında yer alan değerler Milli Eğitim Genel Amaçlarıyla temellendirilmiştir. Bu
değerler aynı zamanda Türk toplumunca kabul gören değerler olmasının yanı sıra
evrensel düzeydeki değerlerdir. Dolayısıyla yetiştirdiğimiz insan tipi de dünya
vatandaşı özellikleri taşıyacaktır (Doğanay, 2010). Ayrıca Sosyal Bilgiler öğretim
programında doğrudan değerler eğitimine yer verilmesinin dışında, Hayat Bilgisi ve
Türkçe derslerinde de değerlere ilişkin kazanımların bulunması, iyi insan, iyi vatandaş
yetiştirmede önemli bir gelişmedir.
Öğretmenler Sosyal Bilgiler dersinin değerler eğitiminde çok önemli katkısının
olduğunu belirtmişlerdir. İlköğretim kurumlarında, öğrencilerin sosyal yaşama
hazırlanması ve istenen değerlerin öğrencilere kazandırılması görevini diğer derslerin
yanı sıra Hayat Bilgisi dersi ve Sosyal Bilgiler dersi üstlenmiştir. Sosyal Bilgiler
dersinin temel görevi, bireyin içinde yaşadığı topluma uyumunu ve sosyalleşmesini
sağlayarak onu yaşama hazırlamaktır. Bu açıdan bakıldığında, Sosyal Bilgiler dersinin
bireylere değer kazandırmadaki rolü açıkça görülmektedir (Erden, akt: Ercan, 2001)
fakat Hayat Bilgisi ve Türkçe dersinde değerlerin kazandırılmasının daha kolay
gerçekleşebileceğini belirten öğretmenlerde bulunmaktadır. Bu durumu Sosyal Bilgiler
dersinin ağırlıklı olarak bilgiye dayalı olmasına bağlamışlardır. Bilginin
kazandırılmasına daha çok zaman ayrıldığından değerler eğitiminin geri planda
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 381
kaldığını belirtmişlerdir. Özellikle Hayat Bilgisi dersinde davranış kazandırmak
üzerinde durulduğundan değerleri kazandırmanın daha kolay olduğunu
belirtmişlerdir. Türkçe dersinde ise, şiirlerin, okuma parçalarının çocukların eğlenerek
verilen değerleri daha iyi kazanmasını sağladığını ifade etmişlerdir. Kolaç ve
Karadağ’ın (2012) çalışmasında öğretmen adaylarının büyük çoğunluğu Türkçe
dersini Türk dilinin doğru ve etkili bir biçimde aktarılmasını sağlamada ve metinler
aracılığıyla değerlerin eğitimini kolaylaştırmada önemli bir işleve sahip olduğunu
düşünmektedirler. Ayrıca, öğretmen adayları Türkçe derslerinde sözlü ve yazılı
edebiyat ürünleri aracılığıyla ulusal ve evrensel değerlerin aktarılabileceğine
inanmaktadırlar.
Öğretmenlerin ifadelerinden değer eğitiminde en fazla kullandıkları yaklaşımın
telkin ve model olma olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan araştırmalara bakıldığında sınıf
öğretmenlerinin, sosyal bilgiler öğretmenlerinin ve tarih öğretmenlerinin değerleri
kazandırmada en çok başvurdukları yaklaşımın telkin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yiğittir (2009) ve Can (2008) dördüncü ve beşinci sınıf öğretmenlerinin değer
kazandırmada daha çok değer telkini yaklaşımını kullandıkları sonucu ile Yiğittir ve
Öcal (2011) tarih öğretmenlerinin özellikle %47’sinin değer telkini yaklaşımını
kullandıkları sonucu bu araştırma sonuçlarını desteklemektedir. Değerler eğitiminde
öğretmenler model olmanın da olumlu yönde etkisinin olduğunu ifade etmişlerdir.
Doğanay (2006), öğretmenlerin ve yöneticilerin model olduklarını ve değerlerle ilgili
davranışlarının öğrenciler tarafından taklit edileceğini unutmamaları ve bu eğitime
uygun davranmaları gerektiğini belirtmektedir. Araştırmadan elde edilen bulgulara
göre öğretmenler telkin ve model olmanın dışında; anlatım, drama, örnek olay ve gezi
tekniği ile empati kurma, video, yaparak yaşayarak öğrenme, şiir, hikaye okuma,
birincil kaynak, tarihsel empati gibi uygulamalardan yararlandıklarını belirtmişlerdir.
Bu sonuç da, yapılan araştırma sonuçlarıyla örtüşmektedir. Öğretmenlerin genellikle
değerler eğitiminde aynı yöntem ve yaklaşımlardan yararlandıkları görülmektedir.
Akbaş (2004) tarafından yapılan çalışmada da öğretmenler değerler öğretimi yaparken
öğrencilere örnek olma, değerleri teşvik eden güzel sözleri öğrencilerle paylaşma, ders
verici hikâyeler anlatma, öğrencilerin kendi değerlerinin farkına varmalarını sağlamak
için sorular sorma, sınıf kurallarını koyarken önemli görülen değerleri merkeze alma,
telkinde bulunma, yeri geldikçe öğüt verme ve ahlâki ikilemler içeren örnek olaylar
anlatma yollarına başvurmaktadırlar. Çengelci (2010) ilköğretim 5. sınıf Sosyal Bilgiler
dersinde değerler eğitiminin nasıl gerçekleştiğini ortaya koymak amacıyla yaptığı
araştırmasında, öğretmenlerin değerleri kazandırmaya çalışırken model olma,
yaşamdan örnekler verme, atasözleri ve deyimlerden yararlanma, drama, empati,
güncel olaylardan yararlanma, belirli gün ve haftalardan yararlanma, yakın çevreden
yararlanma, diğer ders ve disiplinlerden yararlanma, aileden yararlanma, ödevlerden
yararlanma, İnternetten yararlanma gibi çalışmalara başvurdukları sonucuna
ulaşmıştır. Yine benzer bir şekilde, Can’ın (2008) değerler eğitiminde öğretmenlerin
telkin, model olma, empati kurma ve değer aydınlatması gibi değer kazandırma
yollarını etkin bir şekilde kullandıkları, Yiğittir ve Öcal’ın (2011) öğretmenlerin tarih
382
Nuray KURTDEDE FİDAN
dersinde değerleri öğretmek için, telkin (aşılama), örnek olay ve kitap analizi, belgesel
ve film izletme, tarihi yerleri ve müzeleri gezdirme, biyografi inceletme, araştırma
yaptırma, model-örnek olma gibi farklı değer öğretim uygulamaları yaptıkları,
Tokdemir’in (2007) tarih öğretmenlerinin anlatım, örnek olay analizi, gösterim, soru-
cevap, biyografi inceletme gibi yöntem ve teknikleri kullandıkları sonuçları bu
araştırmanın sonuçlarını desteklemektedir.
Sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler dersinde değerler eğitiminde programa
ilişkin görüşleri incelendiğinde programın yeterli ve yetersiz olduğu şeklinde farklı
görüşler olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sınıf öğretmenleri, Sosyal Bilgiler dersinde bir
konu ile birçok değer verilebildiği ve programın sarmal olmasından dolayı her derste
yeri gelince değerler eğitimine yer verildiği için programın yeterli olduğunu
belirtmişlerdir. Ancak öğretmenlerin görüşleri incelendiğinde öğretmenler programın
eksik yanlarının olduğunu daha çok belirtmektedirler. Öğretmenler Sosyal Bilgiler
programında yer alan etkinliklerin yetersiz olduğunu ve içeriğin organizasyonunun
düzensiz, karmaşık ve sıkıntılı olduğunu, ülke genelinin ihtiyaçlarını dikkate almayan
bir program olmasının olumsuz etkisini, kazanımlara verilen sürenin yetersiz
olduğunu, konuların yoğun ve programın ağır olduğunu belirtmektedirler. Programın
yetersizliğinden dolayı da sonuç olarak öğretmene çok fazla sorumluluk verildiğini
belirtmektedirler. Elde edilen bu sonucun Uçar’ın (2009) ve Yalar’ın (2010) yaptığı
araştırma sonuçlarıyla paralellik gösterdiği söylenebilir. Uçar’ın (2009) çalışmasında
öğretmenler mevcut programdaki değerlerle ilgili kazanımları yetersiz bulduklarını
belirtmişlerdir. Yine benzer bir şekilde Yalar (2010) çalışmasında, öğretmelerin Sosyal
Bilgiler programı içerisinde değerler eğitiminin yeterince yer almadığı düşüncesinde
oldukları sonucuna ulaşmıştır. Araştırmada elde edilen bulguların Whitney’in (1986)
yaptığı araştırmayla da bir anlamda paralellik gösterdiği söylenebilir. Whitney (1986,
akt: Keskin, 2008) tarafından ABD’de gerçekleştirilen araştırmada Sosyal Bilgiler
öğretmenlerinin görüşlerine başvurulmuş, öğretmenler tarafından değerler eğitimi ile
ilgili kitaplar, programlar ve hizmet içi eğitim etkinliklerinin programda yetersiz
olduğu belirtilmiştir.
Görüşme yapılan öğretmenler, Sosyal Bilgiler dersinde kullanılan ders
kitaplarının değerler eğitimini kazandırmada yetersiz olduğunu belirtmektedirler.
Öğretmenler, Sosyal Bilgiler ders kitaplarının kültürel özellikler, gelenek, görenekler
açısından doyurucu olmadığını, yüzeysel olduğunu, özensiz olduğunu, akıcı ve
etkileyici olmadığını, günlük hayata uygun konular olmadığını bu nedenle ders
kitaplarını yeterli görmediklerini belirtmişlerdir. Whitney (1986) tarafından yapılan
araştırmada birçok öğretmen kitapların toplumsal değerleri öğretmek konusunda
başarısız olduğu yönündeki düşüncelerini belirtmiştir (akt. Can, 2008). Kılcan’ın (2009)
yapmış olduğu çalışmada da benzer şekilde 6. sınıf Sosyal Bilgiler öğretmenleri, Sosyal
Bilgiler 6. sınıf müfredatında yer alan değerlerin, Sosyal Bilgiler 6. sınıf ders kitabı ile
yeterince örtüşmediğini belirtmişlerdir.
Öğretmenlerin görüşleri incelendiğinde Sosyal Bilgiler dersinde değerler
eğitimini zorlaştıran etmenlerin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Değerler eğitimini
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 383
zorlaştıran etmenlerin toplumdan, aileden, medyadan, öğretmenden, eğitim
sisteminden kaynaklandığı söylenebilir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre
öğretmenler, okulun bulunduğu çevrenin değer eğitimini kazandırmada önemli
etkisinin olduğunu, ev ile okul arasında çatışma olmasının ve öğretmen ile aile
arasında işbirliği eksikliğinin değerleri kazandırmada sorun yarattığını ifade
etmişlerdir. Akbaş’ın (2004), Kılcan’ın (2009) yaptıkları çalışmalarda da, benzer şekilde
okulda verilen değerlerin aile tarafından pekiştirilmediği ve değer öğretiminde okul ile
aile arasında işbirliği kurulamadığı yönünde sonuçlara ulaşılmıştır. Çengelci’nin (2010)
araştırmasında da öğretmenlerin ailelerden yeterli destek alamamaları ve medyanın,
çevrenin, arkadaşlarının olumsuz etkisi sebebiyle öğrencilere gerekli değerleri
kazandırmada problemler yaşadıkları vurgulanmıştır. Baydar’ın (2009) çalışmasında
öğretmenler, değer öğretiminde karşılaşılan sorunları okul dışı etmenler, çevrenin
olumsuz etkisi, programın yetersizliği, büyüklerin örnek olmaması, arkadaş çevresi,
medya ve İnternet, sınıfların kalabalık olması şeklinde ifade etmişlerdir.
Öğretmenler ülkemizde eğitim sisteminin sınav odaklı olmasından, değerlerin
ulusal sınavlarda ölçülmemesinden dolayı değerler eğitimine yeterince yer
veremediklerini, öğretmenin üzerindeki bu psikolojik baskının kalkması ve
ülkemizdeki değerlendirme sisteminin değişmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Ayrıca
programda konuların yoğun olmasından dolayı öğretmenler programı yetiştirme
kaygısı taşımaktadırlar. Bu da değer eğitimine yeterince yer verememelerine neden
olmaktadır. Bu bulgunun, Witherspoon (2007), Baydar (2009) ve Yalar’ın (2010)
araştırma sonuçları ile paralellik gösterdiği söylenebilir. Witherspoon (2007) tarafından
yapılan karakter eğitiminin uygulanması önündeki engellerin belirlenmesini
amaçlayan araştırma sonuçlarına göre öğretmenler, karakter eğitimi uygulaması
önündeki büyük bir engelin de ek programlar için yeterince zaman ve yer olmaması
olduğunu ifade ederlerken, Baydar’ın (2009) araştırma sonuçlarında öğretmenlerin
değerlerin öğretimi sürecinde karşılaştıkları sorunlardan birinin de sınıfların kalabalık
olmasından kaynaklı zaman sıkıntısı olduğu belirtilmiştir. Yalar (2010) araştırmasında
da öğretmenlerin büyük bir bölümünün (%70.4) Sosyal Bilgiler programındaki
konuları yetiştirebilme kaygısıyla değerler eğitimine yeterince zaman ayıramadıkları
sonucuna ulaşmıştır.
Öğretmenler değerlerin kazandırılmasını zorlaştıran etmenlerden birinin de
medya olduğunu ve medyanın öğretmeni, veliyi ve öğrenciyi etkilediğini ifade
etmişlerdir. Elde edilen bulgular bir anlamda Akbaş (2004), Tokdemir (2007),
Kurtdede Fidan (2009), Baydar (2009) Yalar (2010) ve Yazar’ın (2012) araştırma
sonuçlarında elde ettikleri bulgular ile örtüşmektedir. Akbaş’ın (2004) elde ettiği
araştırma sonuçları öğretmenlerin büyük bir bölümünün medyanın değer öğretiminde
okulun ve öğretmenin etkisini azalttığını göstermektedir. Tokdemir’in (2007) elde ettiği
araştırma sonuçlarına göre; özellikle görüntülü ve yazılı basın ile İnternet basta olmak
üzere çevrenin, değerlerin eğitimine olumsuz etki yaptığı anlaşılmaktadır. Baydar’ın
(2009) yaptığı araştırma sonuçlarına göre ise, değer eğitiminde karşılaşılan sorunlar
sıralanmış, bu sorunlardan biri de medya ve İnternet olarak belirtilmiş, Kurtdede
384
Nuray KURTDEDE FİDAN
Fidan (2009) tarafından yapılan araştırmada da benzer şekilde öğretmen adayları
medyanın değer öğretiminde okulun ve öğrenmenin etkisini azalttığını ifade
etmişlerdir. Yalar (2010) tarafından yapılan araştırmada da kitle iletişim araçlarındaki
şiddet ve saldırganlık içeren bazı yayınların okulda verilen değerler eğitimini olumsuz
yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Yine Yazar (2012) tarafından yapılan
araştırmada öğretmen adayları, kitle iletişim araçlarının değerler üzerinde olumsuz
etki ettiğini ifade etmişlerdir.
Öğretmenlerin görüşleri incelendiğinde Sosyal Bilgiler dersinde değerler
eğitimini kolaylaştıran etmenlerin de olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Değerler eğitimini
kolaylaştıran etmenlerin aileden, öğretmenden ve aile-öğretmenden kaynaklandığı
söylenebilir. Öğretmenler, geniş ailenin bazı değerlerin kazandırılmasında olumlu
etkisinin olduğunu, değerleri kazandırmada öğretmen ve aile işbirliğinin önemli
olduğunu ve değerler eğitiminde öğretmenin kendisini sorumlu hissetmesinin değer
eğitimini kolaylaştırdığını ifade etmişlerdir. Sınıf öğretmenleri ve sosyal bilgiler
öğretmenleri başta olmak üzere tüm öğretmenler doğrudan ya da dolaylı olarak
öğrencilerin değerlerle ilgili duyarlılıklarını geliştirmede ve onları bilinçlendirmede
önemli görevler ve roller üstlenmektedir (Yalar, 2010). Yıldırım (2009) tarafından
yapılan araştırmada sınıf öğretmenleri, değerler eğitiminin ailede başlaması ve bu
süreçte ailenin daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini daha sonra bu görevin okulun
başlaması ile okul tarafından üstlenilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Akbaş (2004)
değer öğretiminde belirleyici ana unsurun aile olduğunu, okulda verilen değerlerin
aile ve okul işbirliği ile pekiştirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Öğretmenlerin görüşlerine göre, Sosyal Bilgiler dersinin kazandırdığı değerler,
insani değerler, milli değerler ve ahlâki değerler olarak ele alınabilir. Öğretmenlerin
görüşlerine göre Sosyal Bilgiler dersinde en çok insani değeler kazandırılmaktadır.
Tokdemir’in (2007), Kılcan’ın (2009), Yiğittir ve Öcal’ın (2011) yaptıkları araştırmalarda
da tarih öğretmenlerinin ve sosyal bilgiler öğretmenlerinin vatan sevgisi ve milli birlik-
beraberlik değerlerinin tarih dersinde ve sosyal bilgiler dersinde öğrencilere
kazandırılması gereken en önemli değerler olduğunun tespit edilmesi de araştırma
sonuçlarını desteklemektedir.
Araştırmada ulaşılan sonuçlar ışığında şu önerilerde bulunulabilir:
Değerlerin geliştirilmesi ve içselleştirilmesinde önemli bir rehber olan
öğretmenlerin, değerler eğitimi ve değerler eğitimi ile ilgili öğretim yöntem ve
teknikleri ile ilgili hem hizmet öncesi hem de hizmet içi eğitim sürecinde
desteklenmeleri önemlidir.
Değerler eğitiminde öğretim programlarının değerleri benimsetecek şekilde
düzenlenmesi gerekmektedir. Öğretim programlarında faklı örnek değerler eğitimi
etkinlikleriyle öğretmenlere yardımcı olunmalıdır.
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 385
Okulda verilen değerler ile ailede verilen değerlerin çatışmaması gerekir.
Bunun için öğretmenler tarafından ailelere değerler eğitimi ile ilgili gerekli
bilgilendirme çalışması yapılabilir.
Sosyal bilgiler ders kitaplarının değerler eğitimine katkı sağlayacak şekilde
hazırlanmasına titizlikle dikkat edilmelidir.
İleriye yönelik araştırmalar için aşağıdaki öneriler sunulabilir:
Sosyal Bilgiler dersinin yanında diğer derslerde de (Türkçe, Hayat Bilgisi)
değerler eğitimi ile ilgili konuların öğrencilere ne düzeyde kazandırıldığının
belirlenmesini amaçlayan araştırmalar yapılabilir.
Öğrencilerin de görüşlerinin alındığı nicel ve nitel araştırmalar yapılabilir.
Ülkemizde uygulanan sınav sisteminin değerleri eğitimini geri plana itiyor
olması şu anda çözülmesi gereken bir husus olduğundan ilgili paydaşların
görüşlerinin derinlemesine alınabileceği nitel araştırmalar tasarlanabilir.
KAYNAKÇA
AKBAŞ, Oktay (2004). Türk Milli Eğitim Sisteminin Duyuşsal Amaçlarının İlköğretim
II. Kademedeki Gerçekleşme Derecesinin Değerlendirilmesi, Gazi Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara.
BAYDAR, Pelin (2009). İlköğretim Beşinci Sınıf Sosyal Bilgiler Programında Belirlenen
Değerlerin Kazanım Düzeyleri ve Bu Süreçte Yaşanılan Soruların
Değerlendirilmesi, Çukurova Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana.
BEİL, Brigitte (2003). İyi Çocuk, Zor Çocuk. Doğru Davranışlar Çocuklara Nasıl
Kazandırılır?, Çev.: Cuma Yorulmaz, Arkadaş Yayınevi, Ankara.
BOSTROM, Kathleen Long, (1999). The Value Able Child, Teaching Values at Home and
School, Addision Wesley Educational Publishers Inc. Illinois.
CAN, Özge (2008). Dördüncü ve Besinci Sınıf Öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler Dersinde
Değerler Eğitimi Uygulamalarına İlişkin Görüşleri, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
ÇENGELCİ, Tuğba (2010). İlköğretim Beşinci Sınıf Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler
Eğitiminin Gerçekleştirilmesine İlişkin Bir Durum Çalışması, Anadolu
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Eskişehir.
DOĞANAY, Ahmet (2010). “Değerler Eğitimi”, (Ed. Cemil Öztürk), Sosyal Bilgiler
Öğretimi, Pegem Akademi, Ankara, s. 225–256.
EKİZ, Durmuş (2003). Eğitimde Araştırma Yöntem ve Metotlarına Giriş, Anı Yayıncılık,
Ankara.
386
Nuray KURTDEDE FİDAN
ERCAN, İlke (2001). İlköğretim Sosyal Bilgiler Programında Ulusal ve Evrensel
Değerler, On Sekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale.
HALSTEAD J. Mark ve TAYLOR, Monica J., (2000). “Learning and Teaching about
Values: A Review of Recent Research”. Cambridge Journal of Education. 30, 169-
202.
KELLY, AV (2004). The Curriculum. Theory and Practice, Sage Publications, London.
KESKİN, Yusuf (2008). Türkiye’de Sosyal Bilgiler Programlarında Değerler Eğitimi:
Tarihsel Gelişim, 1998 ve 2004 Programlarının Etkililiğinin Araştırılması,
Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi,
İstanbul.
KILCAN, Bahadır (2009). İlköğretim 6. Sınıf Sosyal Bilgiler Öğretim Programında Yer
Alan Değerler Öğretimine İlişkin Öğretmen Görüşleri (Kırşehir İli Örneği),
Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Niğde.
KIZILÇELİK, Sezgin ve ERJEM (1994).Yaşar. Açıklamalı Sosyoloji Terimler Sözlüğü, Atilla
Kitapevi, Ankara.
KOLAÇ, Emine ve KARADAĞ, Ruhan (2012). “Türkçe Öğretmeni Adaylarının "Değer"
Kavramına Yükledikleri Anlamlar ve Değer Sıralamaları”. İlköğretim Online,
11(3), 762-777, [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr (ET: 01.01.2013)
KURTDEDE FİDAN, Nuray (2009). “Öğretmen Adaylarının Değer Öğretimine İlişkin
Görüşleri”. Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 2, (20), 1-18. http://
www.keg.aku.edu.tr (ET: 01.01.2013)
Milli Eğitim Bakanlığı. (2010). İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi (4-5. sınıflar) Öğretim
Programı ve Kılavuzu. Devlet Kitapları Müdürlüğü. Ankara.
MİLES, Matthew ve HUBERMAN, A. Michael (1994). Qualitative Data Analysis: An
Expanded Sourcebook (2nd ed.). Thousand Oaks, CA: SAGE Publications.
PATTON, Michael Quinn. (2002). Qualitative Research and Evaluation Methods, Third
Edition. Thousand Oaks, CA: Sage Publications.
PAYKOÇ, Fersun. (1995). Sosyal Bilgiler Eğitiminde Çağdaş Eğilimler, İlköğretim
Okullarında Sosyal Bilgiler Öğretimi ve Sorunları Türk Eğitim Derneği XIII.
Toplantısı, TED Yayınları Ankara s. 46-69.
TOKDEMİR, Muhammet A. (2007). Tarih Öğretmenlerinin Değerler Ve Değer Eğitimi
Hakkındaki Görüşleri. Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Trabzon.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü http://tdk.gov.tr./TR/Genel/Sozbul.aspx? 2012
Sosyal Bilgiler Dersinde Değerler Eğitimi: Nitel Bir Araştırma 387
YALAR, Taha (2010). İlköğretim Sosyal Bilgiler Programında Değerler Eğitiminin
Mevcut Durumunun Belirlenmesi Ve Öğretmenlere Yönelik Bir Program
Modülü Geliştirme. Mersin Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış
Doktora Tezi. Mersin.
YAZAR, Taha (2012). “Öğretmen Adaylarının Değerler Hakkındaki Görüşleri”, Pegem
Eğitim ve Öğretim Dergisi / Cilt: 2, Sayı: 1.
YILDIRIM, Ali ve ŞİMŞEK, Hasan (2006). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. 5.
Baskı. Seçkin yayıncılık, Ankara.
YILDIRIM, Kasım (2009). “Values Education Experiences of Turkish Class Teachers: A
Phenomeonological Approach”. Eğitim Araştırmaları-Eurasian Journal of
Educational Research, 35, 165-184.
YİĞİTTİR, Süleyman (2009). İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi 4 ve 5. Sınıf Değerlerinin
Kazanılma Düzeyi, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış
Doktora Tezi, Ankara.
YİĞİTTİR, Süleyman ve ÖCAL, Adem (2011) “Lise Tarih Öğretmenlerinin Değerler ve
Değerler Eğitimi Konusundaki Görüşleri”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar
Dergisi 13 (20) 117-124.
YÖRÜKOĞLU, Atalay (2003). Çocuk Ruh Sağlığı. Çocuğun Kişilik Gelişimi Eğitimi ve
Ruhsal Sorunları. Özgür Yayınları, İstanbul.
WİTHERSPOON, Wade A. (2007). Character Education: Determining Barriers to
Iplementation. George Fox Üniversitesi. Yayımlanmamış Doktora Tezi. ET: 10. 01
2013, ProQuest Dissertation & Theses veritabanı.
UÇAR, Senem (2009). Sosyal Bilgiler Programındaki Değerlerle İlgili Kazanımlara
Yönelik Öğretmen Görüşlerinin Değerlendirilmesi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana.
388
Nuray KURTDEDE FİDAN
Ek-1
Yarı-yapılandırılmış Görüşme Formu
Tarih : 27.06.2012 /
Yer: AKÜ Rıza Çerçel Kültür Merkezi
Sınıf öğretmenlerinin değerler eğitimi ve Sosyal Bilgiler dersinde değerlerin
kazandırılması ile ilgili görüşlerini belirlemek amacıyla bir araştırma yapıyorum ve bu
konuda sizin görüşlerinizi almak istiyorum.
Görüşme sürecinde söyleyeceklerinizin tümü gizlidir. Bu bilgileri
araştırmacının dışında herhangi bir kimsenin görmesi mümkün değildir. Ayrıca
araştırma sonuçlarını yazarken görüştüğümüz bireylerin isimlerini kesinlikle rapora
yansıtmayacağım.
Görüşmeye katılıp katılmama sizin isteğinize bağlıdır.
Görüşmeyi izin verirseniz video kayıt cihazıyla kaydetmek istiyorum. Bunun
sizin için bir sakıncası var mı?
Başlamadan önce bu söylediklerime ilgili belirtmek istediğiniz bir düşünce ya
da sormak istediğiniz bir soru var mı?
İzin verseniz sorulara başlamak istiyorum.
Görüşme Soruları
1.Değerler eğitimi sizin için ne ifade ediyor?
2. Sizce Sosyal Bilgiler dersinin değerler eğitiminde rolü nelerdir?
3. Sosyal bilgiler dersinde değerlerin kazandırılmasında hangi yöntem ve
teknikleri kullanıyorsunuz? Ne gibi etkinlikler düzenliyorsunuz?
4. Sosyal bilgiler programında yer alan değerler eğitimi ile etkinliklerin yeterlik
düzeyi ve niteliği hakkında neler düşünüyorsunuz? Eğer yetersiz ise
gördüğünüz eksiklikler nelerdir?
5. Sosyal bilgiler dersinde değerlerin kazandırılmasında ne gibi problemler
yaşıyorsunuz?
6. Sosyal bilgiler dersinin öğrenciye kazandırdığı en önemli değerler sizce
hangileridir?