MUHASEBE BİLİM DÜNYASI DERGİSİ THE WORLD...
Transcript of MUHASEBE BİLİM DÜNYASI DERGİSİ THE WORLD...
MUHASEBE BİLİM DÜNYASI DERGİSİ
THE WORLD OFACCOUNTING
SCIENCE
Cilt / Volume: 15 Sayı / Issue: 1 Mart / March 2013
MUHASEBE Ö∕RET‹M ÜYELER‹ B‹L‹M VE DAYANIMA VAKFITHE TURKISH FOUNDATION FOR COLLABORATION OF ACCOUNTING ACADEMICIAN
ISSN_1302-258X
MUHASEBE ÖĞRETİM ÜYELERİ BİLİMVE DAYANIŞMA VAKFI / THE TURKISHFOUNDATION FOR COLLABORATION
OF ACCOUNTING ACADEMICIANMÖDAV Adına
Sahibi / Director Prof.Dr. Ömer LALİK
Genel Yayın Yönetmeni / Yazı İşleri Müdürü / Senior EditorProf.Dr. Nalan AKDOĞAN
Editör / EditorProf.Dr. Beyhan Güçlü MARŞAP (Gazi Üniversitesi)
Editör Yardımcısı / Associate EditorÖğr. Gör. Can ÖZTÜRK (Başkent Üniversitesi)Öğr. Gör. Dr. Tuğba UÇMA (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)
Danışma Kurulu / Counseling Board Prof. Dr. Ercan BAYAZITLI (Ankara Üniversitesi)Prof. Dr. Nuran CÖMERT (Marmara Üniversitesi)Peter DEMEDIUK (Reims Management School, France)Paul Sheldon FOOTE (California State University, Fullerton, USA)Frederic GIELEN (Financial Repoting Council, UK)Prof. Dr. Mevlüt KARAKAYA (Gazi Üniversitesi)Prof.Dr. Ganite KURT (Gazi Üniversitesi)Prof. Dr. Seval Kardeş SELİMOĞLU (Anadolu Üniversitesi)Prof. Dr. Can Şımga MUGAN (Ortadoğu Teknik Üniversitesi)Prof. Dr. Yıldız ÖZERHAN (Gazi Üniversitesi)Prof. Dr. Recep PEKDEMİR (İstanbul Üniversitesi)Janet RATRATUNGA (Monash University, Australia)Prof. Dr. Orhan SEVİLENGÜL (Başkent Üniversitesi)Prof. Dr. Fevzi SÜRMELİ (Anadolu Üniversitesi)Prof. Dr. Hülya TALU (İstanbul Üniversitesi)Prof. Dr. Nergis TEK (Dokuz Eylül Üniversitesi)
Yayın Sekreterleri / Editorial StaffArş. Grv. Pınar Okan GÖKTENArş. Grv. Emine Öner KAYA
Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfına Aittir.All the copy rights of this journal is under the sole responsibility of the AACF
Bu dergide ileri sürülen fikirler makalelerin yazarlarına aittir.Bu fikirler MÖDAV’ın görüşlerini yansıtmaz.
The opinions put forwarded in this journal are belong to their writersThese opinions do not reflect the views of the AACF
MODAV/ AACFMerkez/ Center Kumrular caddesi No: 26 06440 Kızılay Ankara
Tel: (0312) 232 33 77 Fax: (0312) 231 71 17
Baskı/ PrintMATTEK Matbaacılık Bas. Yay. Tan. San. Tic. Ltd. Şti.
Adakale Sokak 32/27 Kızılay - Ankara • Tel (0312) 433 23 10
Bu derginin sponsorluğunuAnkara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası üstlenmiştir.
Makale gönderimi: Mail to:
Prof. Dr. Beyhan Güçlü MARŞ[email protected]
Bu dergi hakemli bir dergi olup, yılda dört defa yayınlanmaktadır.Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi Cilt: 11 Sayı:1 Mart 2009
tarihinden itibaren Ebscohost Academic Search Complete tarafındanindekslenmektedir.
This journal is published four times a year and is a refereed JournalThe World of Accounting Science have been indexed by
Ebscohost Academic SearchComplete since March 2009, Vol: 11 No: 1
Prof. Dr. ACAR, DurmuşProf. Dr. AKARÇAY, VuralProf. Dr. AKDOĞAN, NalanProf. Dr. AKSOY, AhmetProf. Dr. AKTAŞ, RamazanProf. Dr. ARIKBOĞA, DursunProf. Dr. ARSLAN, MehmetProf. Dr. ARZOVA, S. BurakProf. Dr. ASLAN, SinanProf. Dr. ATABEY, AtaProf. Dr. AYBOĞA, HanefiProf. Dr. AYDIN, DavutProf. Dr. AYPEK, NevzatProf. Dr. BANAR, KerimProf. Dr. BEYAZITLI, ErcanProf. Dr. BÜYÜKMIRZA, KamilProf. Dr. CÖMERT, NuranDEMEDIUK, Peter. ReimsDoç. Dr. DERAN, AliProf. Dr. DOĞAN, ZekiProf. Dr. DURMUŞ, A.HayriProf. Dr. ERCAN, YücelProf. Dr. ERCAN, Metin KamilProf. Dr. ERDAMAR, CengizProf. Dr. ERDOĞAN, MelihProf. Dr. ERDOĞAN, MuammerProf. Dr. ERDOĞAN, NurtenProf. Dr. ERGİN, HüseyinProf. Dr. ERGUN, ÜlküProf. Dr. ERTAŞ, Fatih CoşkunFOOTE, Paul Sheldon. GIELEN, Frederic. Prof. Dr. GÖKÇEN ATAMAN, Başak Prof. Dr. GÖKÇEN, GürbüzProf. Dr. GÜCENME, ÜmitProf. Dr. GÜNEŞ, Recep
Prof. Dr. GÜRBÜZ, OsmanProf. Dr. HACIRÜSTEMOĞLU, RüstemProf. Dr. HAFTACI, VasfiProf. Dr. İBİŞ, CemalProf. Dr. İPÇİ, MustafaProf. Dr. KARAKAYA, MevlütProf. Dr. KARABINAR, SelahattinProf. Dr. KARAPINAR, AydınProf. Dr. KARASİOĞLU, FehmiProf. Dr. KARCIOĞLU, ReşatProf. Dr. KARTAL, AliProf. Dr. KAYA, İdilProf. Dr. KAVAL, HasanProf. Dr. KİSHALI, YunusProf. Dr. KIZIL, AhmetProf. Dr. KURT, GaniteProf. Dr. L.STREET, Prof. Dr. LALİK, ÖmerProf. Dr. LAZOL, İbrahimProf. Dr. MARŞAP, BeyhanProf. Dr. MUGAN, Can ŞımgaProf. Dr. ÖNCÜ, SemraProf. Dr. ÖZBİRECİKLİ, MehmetProf. Dr. ÖZERHAN, YıldızRATRATUNGA, Janet. Prof. Dr. SAYILGAN, GüvenProf. Dr. SELİMOĞLU, SevalProf. Dr. SELVİ, YakupProf. Dr. SEVİLENGÜL, OrhanProf. Dr. SEVİM, ŞerafettinProf. Dr. SOĞUR, MacideProf. Dr. SÖNMEZ, İ. HakkıProf. Dr. SÖZBİLİR, HalimProf. Dr. SÜMER, HalukProf. Dr. SÜRMELİ, FevziProf. Dr. SÜRMEN, Yusuf
Prof. Dr. ŞAKRAK, MünirProf. Dr. ŞENER, RecepProf. Dr. ŞENSOY, NecdetProf. Dr. TALU, HülyaProf. Dr. TARCA, Ann Prof. Dr. TEK, NergisProf. Dr. TETİK, G. NilüferProf. Dr. TOKAY, Semih HüseyinProf. Dr. TÜFEKÇİOĞLU, TuğrulProf. Dr. TÜREDİ, HasanProf. Dr. ÜNKAYA, GülümserProf. Dr. USLU, M. SelçukProf. Dr. USTA, ÖcalProf. Dr. UZAY, ŞabanDoç. Dr. YILDIRIM, SuatProf. Dr. YILMAZ, FatihProf. Dr. YÜCEL, GökselProf. Dr. YÜKÇÜ, SüleymanDoç. Dr. AKTAŞ, RafetDoç. Dr. AĞCA, AhmetDoç. Dr. ARIKDAL, TülayDoç. Dr. AYANOĞLU, Yıldız Doç. Dr. BEZİRCİ, Muhammed Doç. Dr. DEMİR, VolkanDoç. Dr. KARACAER, SemraDoç. Dr. KAYTMAZ BALSARI, ÇağnurDoç. Dr. KIYILAR, MuratDoç. Dr. MISIRLIOĞLU, UfukDoç. Dr. ORAN, JaleDoç. Dr. ÖNDER, TürkânDoç. Dr. ÖKER, FigenDoç. Dr. ÖZKAN, AzzemDoç. Dr. SİPAHİ, BarışDoç. Dr. UYAR, Süleyman Doç. Dr. YANIK, SerapDoç. Dr. ZAİF, Figen
BİLİM HAKEM KURULU
Değerli Okuyucular,
2013 yılının ilk sayısında sekiz adet makaleyi görüşle-rinize sunuyoruz. Türkçe ve İngilizce dillerinde yazıl-mış olan bu sayıdaki makalelerin konularını muhase-be denetimi, yönetim muhasebesi, finansal raporlama standartları, değerleme ve diğer muhasebe konuları oluşturmaktadır.
Makaleleriniz [email protected] adresine gön-dermenizi rica ederiz.Saygılarımızla.
Prof. Dr. Nalan Akdoğan
GENEL YAYIN YÖNETMENİNDEN / FROM SENIOR EDITOR
THE EFFECTS OF AUDIT FIRMS AND PARENT COMPANIES ON MATERIAL
HARMONIZATION: A PERSPECTIVE OF TURKEY
Doç. Dr. Figen ZAİF ........................................................................................................................1
MUHASEBE HATA VE HİLELERİNİN ORTAYA ÇIKARILMASINDA BAĞIMSIZ
DENETÇİLERİN SORUMLULUĞUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN
ALGILAMALARI
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR
Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR .................................................................................................29
CUSTOMER-DRIVEN PROFITABILITY ANALYSIS: A MANAGEMENT
ACCOUNTING APPROACH THROUGH CUSTOMER PORTFOLIO APPLICATIONS
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ
Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU ............................................................................................55
THE STATUS OF AUDIT COMMITTEES: A COMPARATIVE STUDY OF U.S.A., E.U.,
AND TURKEY
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU
Onuralp ARMAĞAN. ....................................................................................................................73
BAĞIMSIZ DENETİMİN VEKALET TEORİSİNDEKİ YERİ
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ .........................................................................................97
KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE FİNANSAL BOYUTUYLA BİR KURUMSAL KARNE
UYGULAMASI
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK
Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞ
Öğr. Gör. Şevket YİRİK ...............................................................................................................109
TFRS 8 FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE BİR
UYGULAMA
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ
Ömer TEKŞEN
Reyhan ÇİL .................................................................................................................................123
VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE SATILACAK TAKİPTEKİ KREDİLER İÇİN
DEĞERLEME: VARSAYIMSAL BİR YAKLAŞIM
Dr. Şenol BABUŞCU
Dr. Adalet HAZAR ......................................................................................................................153
MÖ
DA
V 20
13/1
1
THE EFFECTS OF AUDIT FIRMS AND PARENT COMPANIES
ON MATERIAL HARMONIZATION:
A PERSPECTIVE OF TURKEY
Doç. Dr. Figen ZAİF*
ABSTRACT
Harmonization in accounting standards has emerged as a consequence of globalization in financial markets. To meet the needs of economic decision makers in financial markets, comparable and reliable financial reports have come into prominence. As a consequence of these incidents the standard setting bodies have issued accounting standards to meet the need of qualitative and quantitative financial data. In Turkey the listed companies have prepared and presented financial statements according to International Accounting/Financial Reporting Standards since 2005. The audit firms and parent companies collaborated for the application of accounting standards in order to increase the level of compliance in Turkey. In this study, it is aimed to find out the effects of parent companies and auditing firms in the process of choosing accounting policies by examining the harmonization level. The audit reports of 27 companies listed in Istanbul Stock Exchange (ISE) 50 Index are analysed in the terms of material harmonization. Findings indicate that the general harmonization level tends to an increase on the basis of parent company-audit firms.
Keywords: Harmonization, Material Harmonization, Audit Firms, Parent Companies.
JEL Classification: M41, M42
DENETİM FİRMALARI VE ANA ORTAKLIKLARIN MADDİ UYUMA ETKİLERİ: TÜRKİYE UYGULAMASI
ÖZ
Muhasebe standartlarında uyum konusu finansal piyasaların küreselleş-mesiyle gündeme gelmiştir. Finansal piyasalarda ekonomik karar alıcılarının
* Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, [email protected]
MÖ
DA
V 20
13/1
2
Doç. Dr. Figen ZAİF
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, doğru güvenilir ve karşılaştırılabilir finansal raporlara duyulan ihtiyaç daha da belirgin hale gelmiştir. Bu nedenle standart yapıcı kurum ve kuruluşlar nitelikli ve nicelikli finansal bilgi ihtiyacını karşı-lamak için muhasebe standartları yayınlamaktadırlar. Türkiye’de halka açık işletmeler 2005 yılından bu yana finansal tablolarını Uluslararası Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartlarına göre hazırlamakta ve sunmaktadır. Muha-sebe uygulamalarında uyum düzeyini arttırabilmek amacıyla denetim şirket-leri ve ana şirket işbirliği yapmaktadır. Bu çalışmada ana şirketin ve denetim firmalarının muhasebe politikalarını seçme konusundaki etkisi uyum düzeyini ölçme teknikleriyle tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla Istanbul Menkul Kıymetler Borsası 50 Endeksinde listelenen 27 işletmenin finansal tabloları ve denetim raporları incelenmiştir. Araştırma sonucundaki bulgular göstermiştir ki, ana ortaklık-denetim şirketi uyumu maddi uyum düzeyini de arttırmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Uyum, Maddi Uyum, Denetim Firmaları, Ana Or-taklıklar.
JEL Sınıflandırması: M41, M42
1. INTRODUCTION
Harmonization in accounting standards becomes a current issue due to the globalization of businesses and increases in cross-border investments and borrowings. The economic globalization has urged the necessity of comparable financial data and a single set of accounting standards. The increase in the number of overseas businesses and financial investments in the international capital markets have accelerated the process. The harmonization process is triggered by the globalization of financial markets, economic and technological developments, direct or indirect capital investments and the auditing scandals (like Enron and Parmalat). These incidents have led to the need for comparable and reliable financial information to view.
In addition, the need for comparable and reliable financial information is also a high expectation of economic decision makers in global capital markets. In global capital markets, investors have faced with problems caused by diversity in accounting reporting to support their decisions. Economic decision makers stated that their decisions were affected by accounting diversity (Choi and Levich 1991).
In the light of these effects, the need for harmonization in accounting standards is not just a need but also a necessity. Because diversity in accounting standards causes incomparable financial reports for the companies that seek to operate in foreign markets, complying
MÖ
DA
V 20
13/1
3
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
with foreign disclosure and reporting requirements often become a cumbersome and costly process. (Hora et al. 1997).
On the way to meet the need of qualitative and quantitative financial data, the accounting standards, issued by International Accounting Standards Board (IASB) and Financial Accounting Standards Board (FASB), have been widely used in the world. The collaboration between FASB and IASB started with an agreement called Norwalk Agreement (2002). After this agreement, both IASB and FASB have gone through an acceleration period. Many of the standards have been revised, some of them have been abolished and some of them re-written. The process is still in rapid progress.
On the other hand, International Organization of Securities Commissions (IOSCO) completes assessment of 30 accounting standards issued by International Accounting Standards Committee (IASC)1*. IOSCO, recommended its members to permit incoming multinational issuers to implement these 30 accounting standards in preparing financial statements for cross-border offerings and listings (IOSCO, 2000). Shortly after IOSCO’s request, European Union (EU) started a process “the way forward to IASs”. As a result of the activities conducted by EU; preparing of consolidated financial statements according to the IAS/IFRS for listed companies in the EU capital markets have been requested since 2005.
In order to be a member of IOSCO, Turkish Capital Market Board (TCMB) started to work on national accounting standards to reconcile them with IASs. TCMB has required listed companies to prepare the financial statements and reports according to the IASs/IFRSs since 2005. In summary, this was the first introduction and the first application of IASs/IFRSs for listed companies in Turkey.
This regulation includes Turkish translation of IASs and a communiqué containing financial statement and disclosures formats. Doing so, TCMB aimed to simplify the first application of standards and provide comparability of financial statements. The consequences of the first application emerged by issued financial statements and audit reports of listed companies.
In brief, in Turkey, listed companies have to keep accounts according to Uniform Accounting System (UAS) (1992), which is a communiqué of Ministry of Finance, and concurrently prepare financial statements according to IASs/IFRSs which are quite different from the UAS. It is
1 Currently known as International Accounting Standards Board (IASB)
MÖ
DA
V 20
13/1
4
Doç. Dr. Figen ZAİF
really hard for the entities to prepare a single set of financial statements because of the existence of different accounting applications.
Above all, this structure complicates the work of audit firms and leads to serious problems in conducting auditing. Therefore the audit firms and entities collaborated for increasing the level of compliance with the financial statements.
Considering the harmonization efforts in the world and Turkey, this research tries to find out the role of audit firms in the context of national and international harmonization in Turkey. To this end, the following research topics guided this research in the terms of material harmonisation: (i) auditing firms cause an increase in the level of harmonization, (ii) parent companies cause an increase in the level of harmonization and (iii) companies belonging to same parent company cause an increase in the level of harmonization.
In this frame, the theoretical concepts of harmonization and measurement methods used in evaluating level of compliance are clarified primarily. Secondly, to prove the hypotheses, the audit reports of 27 companies listed in Istanbul Stock Exchange (ISE) 50 Index2 are analysed in the terms of material harmonization. In order to find the relationship between material harmonization and audit firms-parent company in first adoption, the 2005-2006 period have been chosen for investigation. The third section presents the methodology, sampling procedure and results obtained. The discussion of findings is presented in conclusion.
2. CONCEPT OF HARMONIZATION
Harmonization in accounting can be defined as being consistent and compatible. As known, companies present the financial events that influence their financial position and performance in financial statements which is done in the light of accounting policies. The choice of accounting policies of the companies causes forming of a global harmonized accounting language. So harmonization is directly related with accounting policies. In other words, harmonization declares the similarity of accounting policies adopted by the companies in the country (Herman and Thomas 1995). It is a continuous process of ensuring globalization of accounting considering common language in financial information.
2 ISE 50 Index: The index consists of 50 stocks which are selected among the stocks of companies listed on the National Market and the stocks of real estate investment trusts and venture capital investment trusts listed on the Corporate Products Market. ISE 50 index automatically covers ISE 30 stocks.
MÖ
DA
V 20
13/1
5
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
Nowadays harmonization and standardization are used interchangeably in accounting practice and literature. Standardization means reducing the number of accounting policies by issuing rules, accounting standards or other legal regulations. To emphasize the diversity, standardization leads to global uniformity, whereas harmonization implies clustering of companies around one or a few available methods (Tay&Parker 1990; Garido et al. 2002).
Harmonization and standardization concepts mainly arise from existing literature about the definition of harmonization. As it is widely accepted, a distinction can be mentioned between two types of harmonization; formal (de jure) harmonization and material (de facto) harmonization (e.g., Van der Tas 1998; Emenyonu&Gray 1992; Archer et al. 1995, 1996; Garcia Benau&Zorio 2004 Krisement 1997, McLeay et al. 1999).
Harmonizing accounting policies by building widely used accounting standards is called formal harmonization. That is to say, “harmonization of standards” will be called formal harmonization (Van der Tas 1988). Material harmonization is relevant with the application of the same accounting policies in the same circumstances. The aim is achieving the comparability. In other words, material harmonization is the embrace of accounting policies designated by laws or standards. To emphasize, the former refers to the uniformity of accounting regulations with laws or accounting standards the latter refers to the harmony of accounting applications and increasing comparability the actual practices of companies (Tay&Parker 1990).
To mention about formal harmonization, there should be a leader or a follower standard setting body. The material harmonization processes depend on reducing accounting choices and harmonizing national accounting standards with the standards of the leader standard setting body (IASB SAC Meeting Agenda Paper 10 2001).The follower standard setting body tries to harmonize its accounting standards with the standards of the leader standard setting body. That is to say, material (de facto) harmonization is concurrent formal (de jure) standardization (Tay&Parker 1990).
We have to emphasize that as mentioned in Turkey, harmonization should not be perceived as reducing the number of accounting methods or a uniform accounting system. Harmony means adopting the same method under the same circumstances (Van der Tas 1988, Archer et al. 1995).
MÖ
DA
V 20
13/1
6
Doç. Dr. Figen ZAİF
Considering the developments in Turkey and the aforementioned assertions stated in the prior studies, (e.g. “by measuring material harmonization it is possible to determine the impact of accounting standards” (Van der Tas)), “the most suitable concept for measurement appears to be de facto harmonization, in the form of studies of De facto harmony over time” (Tay&Parker)”, De facto measurement harmonization is an increase in the degree of comparability” (Canibano&Mora 2000), we focused on material (de facto) harmonization in this study. Therefore, this study aimed to measure the embrace of accounting policies designated in IASs/IFRSs in Turkey.
3. PREVIOUS LITERATURE: DATA SOURCES AND METHODOLOGY
Early studies about harmonization have discussed the advantages and disadvantages of harmonization, the problems faced in harmonization process and the factors affecting the harmonization process (Choi&Muller 1992).
The empirical research has begun with Van der Tas (1988). The H, I and C indexes put forward by Van der Tas are the mostly used indexes in measuring both national and international harmonization. H and C indexes are mainly used for measuring nati onal harmonization.
H (Herlindahl) index (Van der Tas, 1988) measures harmonization weighting relative frequencies of alternative options against each other.
5
3. PREVIOUS LITERATURE: DATA SOURCES AND METHODOLOGY
Early studies about harmonization have discussed the advantages and disadvantages of
harmonization, the problems faced in harmonization process and the factors affecting the
harmonization process (Choi&Muller 1992).
The empirical research has begun with Van der Tas (1988). The H, I and C indexes put
forward by Van der Tas are the mostly used indexes in measuring both national and
international harmonization. H and C indexes are mainly used for measuring national
harmonization.
H (Herlindahl) index (Van der Tas, 1988) measures harmonization weighting relative
frequencies of alternative options against each other.
∑=
=k
1i
2
ipH
k: number of alternative accounting policies
pi : the relative frequency of accounting method i
H index calculated results range between 0 and 1. H index closer to 1 means an increase in
the level of compliance. The advantage of H index is easy to calculate but this index does not
take multiple reporting into account. The C Index proposed by Van der Tas (Van der Tas 1988,
1992b) measures comparability of accounting information reported in financial statements and
disclosures on an item basis.
( )1nn
k
1j1x jx j
C−
∑=
−
=⎥⎦
⎤⎢⎣
⎡⎟⎠⎞
⎜⎝⎛
xj : The number of companies applying accounting method i
n: Total number of companies
k: The number of alternative accounting methods.
Van der Tas (1992a) has examined 154 companies’ operating in Europe financial statements
on the basis of deferred taxation by using C index and chi-square tests and has measured
positive impact of 4th Directive on individual accounts.
C index has been mostly used as a measurement tool for both global and national
comparability. On the other hand, I index proposed by Van der Tas (1988) has been used as a
measurement tool for international harmony.
Archer, Delvaille and McLeay (1995) discussed Van der Tas C index and improved C index
by separating into two components as “within the country” and “between country”
comparability index. Thus a single index has been decomposed to measure both national and
international harmony instead of two different indexes (C and I indexes).
k : number of alternative accounting policies
pi : the relative frequency of accounting method i
H index calculated results range between 0 and 1. H index closer to 1 means an increase in the level of compliance. The advantage of H index is easy to calculate but this index does not take multiple reporting into account. The C Index proposed by Van der Tas (Van der Tas 1988, 1992b) measures comparability of accounting information reported in financial statements and disclosures on an item basis.
MÖ
DA
V 20
13/1
7
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
5
3. PREVIOUS LITERATURE: DATA SOURCES AND METHODOLOGY
Early studies about harmonization have discussed the advantages and disadvantages of
harmonization, the problems faced in harmonization process and the factors affecting the
harmonization process (Choi&Muller 1992).
The empirical research has begun with Van der Tas (1988). The H, I and C indexes put
forward by Van der Tas are the mostly used indexes in measuring both national and
international harmonization. H and C indexes are mainly used for measuring national
harmonization.
H (Herlindahl) index (Van der Tas, 1988) measures harmonization weighting relative
frequencies of alternative options against each other.
∑=
=k
1i
2
ipH
k: number of alternative accounting policies
pi : the relative frequency of accounting method i
H index calculated results range between 0 and 1. H index closer to 1 means an increase in
the level of compliance. The advantage of H index is easy to calculate but this index does not
take multiple reporting into account. The C Index proposed by Van der Tas (Van der Tas 1988,
1992b) measures comparability of accounting information reported in financial statements and
disclosures on an item basis.
( )1nn
k
1j1x jx j
C−
∑=
−
=⎥⎦
⎤⎢⎣
⎡⎟⎠⎞
⎜⎝⎛
xj : The number of companies applying accounting method i
n: Total number of companies
k: The number of alternative accounting methods.
Van der Tas (1992a) has examined 154 companies’ operating in Europe financial statements
on the basis of deferred taxation by using C index and chi-square tests and has measured
positive impact of 4th Directive on individual accounts.
C index has been mostly used as a measurement tool for both global and national
comparability. On the other hand, I index proposed by Van der Tas (1988) has been used as a
measurement tool for international harmony.
Archer, Delvaille and McLeay (1995) discussed Van der Tas C index and improved C index
by separating into two components as “within the country” and “between country”
comparability index. Thus a single index has been decomposed to measure both national and
international harmony instead of two different indexes (C and I indexes).
xj : The number of companies applying accounting method i
n: Total number of companies
k: The number of alternative accounting methods.
Van der Tas (1992a) has examined 154 companies’ operating in Europe financial statements on the basis of deferred taxation by using C index and chi-square tests and has measured positive impact of 4th
Directive on individual accounts.
C index has been mostly used as a measurement tool for both global and national comparability. On the other hand, I index proposed by Van der Tas (1988) has been used as a measurement tool for international harmony.
Archer, Delvaille and McLeay (1995) discussed Van der Tas C index and improved C index by separating into two components as “within the country” and “between country” comparability index. Thus a single index has been decomposed to measure both national and international harmony instead of two different indexes (C and I indexes).
Composition of Archer, Delvaille and McLeay’s C index is as follows: National Harmony (Within-Country Comparability):
6
Composition of Archer, Delvaille and McLeay’s C index is as follows: National Harmony
(Within-Country Comparability):
⎟⎠⎞
⎜⎝⎛
⎥⎥⎦
⎤
⎢⎢⎣
⎡
⎟⎟⎠
⎞⎜⎜⎝
⎛
−+
−=∑
∑ ∑
1itxitxi
i j 1ijx
ijx
C
xij j accounting method used in icountry
xit Total number of companies in i country
International Harmony (Between-Country Comparability):
⎟⎠⎞
⎜⎝⎛
⎥⎥⎦
⎤
⎢⎢⎣
⎡
⎟⎟⎠
⎞⎜⎜⎝
⎛
−
−=
∑
∑ ∑
itxttxitxi
i j ijx
tjx
ijx
C
xij j accounting method used in icountry
xit Total number of companies in i country
xtj Total number of countries using j accounting method.
xtt Total number of companies in all countries.
These indices can be calculated for each accounting method. The overall comparability is
calculated by taking the weighted average of indices.
Archer, Delvaille and McLeay (1995) have examined 89 companies in 8 European countries
whose shares are traded internationally. They have proved that these companies are influenced
by both international and country-specific factors. Morris and Parker (1998) have investigated
the best index to measure of international harmonization. They have examined 10 countries and
determined that I index decreased with increasing number of countries while the C index
remained constant. This study also confirms Archer and McLeay’s work. Other authors Walton
(1992), Emenyonu and Gray (1992), McLeay, Neal and Tollington (1999), Yang&Lee (1994),
Cooke (1993) Garcia Benau (1995), Rahman, Perera and Ganeshanadam (1996), Krisement
(1997), Morris& Parker (1998), Canibano and Mora (2000) Garido, Leon and Zorio (2002) used
C index to measure both formal and material harmonization on the basis of accounting methods
like depreciation, goodwill, deferred taxation, foreign currency, fixed assets and etc.
Essentially, in order to gather around IASs/IFRSs in preparing financial statements, recent
research focuses on the link between formal and material harmonization. Rahman et al. (2002)
determined that harmonization of accounting standards between Australia and New Zealand has
increased the material harmonization degree. Nevertheless, although Chinese accounting
standards have fully been in compliance with IAS/IFRSs, the material harmonization degree is
low in China (Chen, Sun & Wang; 2002). The authors stated that the causes of lack of harmony
can be explained by the inadequate infrastructure of accounting and audit in China. These
findings are similar in Turkey. In Turkey, Karapınar (2001) aimed to measure the degree of
harmonization by using C index proposed by Archer, Delvaille and McLeay on the basis of
xij j accounting method used in icountry
xit Total number of companies in i country
International Harmony (Between-Country Comparability):
MÖ
DA
V 20
13/1
8
Doç. Dr. Figen ZAİF
6
Composition of Archer, Delvaille and McLeay’s C index is as follows: National Harmony
(Within-Country Comparability):
⎟⎠⎞
⎜⎝⎛
⎥⎥⎦
⎤
⎢⎢⎣
⎡
⎟⎟⎠
⎞⎜⎜⎝
⎛
−+
−=∑
∑ ∑
1itxitxi
i j 1ijx
ijx
C
xij j accounting method used in icountry
xit Total number of companies in i country
International Harmony (Between-Country Comparability):
⎟⎠⎞
⎜⎝⎛
⎥⎥⎦
⎤
⎢⎢⎣
⎡
⎟⎟⎠
⎞⎜⎜⎝
⎛
−
−=
∑
∑ ∑
itxttxitxi
i j ijx
tjx
ijx
C
xij j accounting method used in icountry
xit Total number of companies in i country
xtj Total number of countries using j accounting method.
xtt Total number of companies in all countries.
These indices can be calculated for each accounting method. The overall comparability is
calculated by taking the weighted average of indices.
Archer, Delvaille and McLeay (1995) have examined 89 companies in 8 European countries
whose shares are traded internationally. They have proved that these companies are influenced
by both international and country-specific factors. Morris and Parker (1998) have investigated
the best index to measure of international harmonization. They have examined 10 countries and
determined that I index decreased with increasing number of countries while the C index
remained constant. This study also confirms Archer and McLeay’s work. Other authors Walton
(1992), Emenyonu and Gray (1992), McLeay, Neal and Tollington (1999), Yang&Lee (1994),
Cooke (1993) Garcia Benau (1995), Rahman, Perera and Ganeshanadam (1996), Krisement
(1997), Morris& Parker (1998), Canibano and Mora (2000) Garido, Leon and Zorio (2002) used
C index to measure both formal and material harmonization on the basis of accounting methods
like depreciation, goodwill, deferred taxation, foreign currency, fixed assets and etc.
Essentially, in order to gather around IASs/IFRSs in preparing financial statements, recent
research focuses on the link between formal and material harmonization. Rahman et al. (2002)
determined that harmonization of accounting standards between Australia and New Zealand has
increased the material harmonization degree. Nevertheless, although Chinese accounting
standards have fully been in compliance with IAS/IFRSs, the material harmonization degree is
low in China (Chen, Sun & Wang; 2002). The authors stated that the causes of lack of harmony
can be explained by the inadequate infrastructure of accounting and audit in China. These
findings are similar in Turkey. In Turkey, Karapınar (2001) aimed to measure the degree of
harmonization by using C index proposed by Archer, Delvaille and McLeay on the basis of
xij j accounting method used in icountry
xit Total number of companies in i country
xtj Total number of countries using j accounting method.
xtt Total number of companies in all countries.
These indices can be calculated for each accounting method. The overall comparability is calculated by taking the weighted average of indices.
Archer, Delvaille and McLeay (1995) have examined 89 companies in 8 European countries whose shares are traded internationally. They have proved that these companies are influenced by both international and country-specific factors. Morris and Parker (1998) have investigated the best index to measure of international harmonization. They have examined 10 countries and determined that I index decreased with increasing number of countries while the C index remained constant. This study also confirms Archer and McLeay’s work. Other authors Walton (1992), Emenyonu and Gray (1992), McLeay, Neal and Tollington (1999), Yang&Lee (1994), Cooke (1993) Garcia Benau (1995), Rahman, Perera and Ganeshanadam (1996), Krisement (1997), Morris& Parker (1998), Canibano and Mora (2000) Garido, Leon and Zorio (2002) used C index to measure both formal and material harmonization on the basis of accounting methods like depreciation, goodwill, deferred taxation, foreign currency, fixed assets and etc.
Essentially, in order to gather around IASs/IFRSs in preparing financial statements, recent research focuses on the link between formal and material harmonization. Rahman et al. (2002) determined that harmonization of accounting standards between Australia and New Zealand has increased the material harmonization degree. Nevertheless, although Chinese accounting standards have fully been in compliance with IAS/IFRSs, the material harmonization degree is low in China (Chen, Sun & Wang; 2002). The authors stated that the causes of lack of harmony can be explained by the inadequate infrastructure of accounting and audit in China. These findings are similar in Turkey. In Turkey, Karapınar (2001) aimed to measure the degree of harmonization by
MÖ
DA
V 20
13/1
9
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
using C index proposed by Archer, Delvaille and McLeay on the basis of nearly nineteen accounting policies affecting income statement. According to this study, in spite of a significant high value of national harmonization, low international harmonization degree has been measured, which means there were significant differences in accounting policies between Turkey and other countries for the period 1998-2000. In yet another study (Karapınar and Zaif 2008), it is determined that the listed companies’ compliance with the regulations in effect concerning the presentation of the data in income statements is very low, and that some businesses even violate the regulations of the Capital Market Board in their various practices.
The measurement of auditing standards and process in accounting harmonization received less attention. Hussein et al. (1986) and Archer et al. (1989) determined the differences in audit reports by examining the audit reports in different countries. Garcia-Benau and Zorio (2004) investigated the trends of auditor’s reports on financial statements prepared according to IASs/IFRSs in European countries. According to Garcia-Benau and Zorio’s research, most of EU countries rarely comply with International Auditing Standards excluding Germany and Austria.
In this study, we looked into the effect of audit firms and the parent company as a decision maker on material harmonization.
4. EMPIRICAL STUDY
4.1. Sampling and Methods
In order to identify the role of auditing firms and parent companies in material harmonizations, the 27 companies listed in Istanbul Stock Exchange (ISE) 50 Index were examined. The ISE 50 index covers 50 companies operating in the field of manufacturing and financing. The financial institution (14), investment trusts (1) and corporate groups (8) were excluded from sampling list. Thus the 27 company’s financial statements and notes issued in 2005-2006 and 2007 were examined.
The topics examined in the research are as follows:
1. Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position
2. Presentation method of Expenses in Statement of Comprehensive Income
3. Presentation method of Operating Cash Follows
4. Offsetting Differed tax assets and liabilities
MÖ
DA
V 20
13/1
10
Doç. Dr. Figen ZAİF
5. Presentation of deferred tax
6. Presentation of Nature of cost of sales
7. Presentation of Nature of operating costs
8. Offsetting of Other operating cost and revenue
9. Presentation of interest income/expense
10. Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
11. Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
12. Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities
13. Presentation of the impairment of trade receivables
14. Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value
15. Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method
16. Presentation of discontinued operations
17. Presentation of dividends received in Cash Flow Statement
18. Presentation of interest income in Cash Flow Statement
19. Presentation of interest expense in Cash Flow Statement
In order to analyse the harmonization level of the companies under investigation, the financial statements and notes were examined with respect to topics listed in Appendix.
The selected questions are also used for testing the effect of parent company and auditing firms in national material harmonization. H index model is used for determining the harmonization level. H index is selected for measuring harmonization level in order to clarify the tendency of preferred accounting policies in first application of IAS/IFRSs. This research focuses on the effects of auditing firms and the parent company on national harmonization rather than multiple reporting and comparability.
MÖ
DA
V 20
13/1
11
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
8
13. Presentation of the impairment of trade receivables
14. Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value
15. Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity
method
16. Presentation of discontinued operations
17. Presentation of dividends received in Cash Flow Statement
18. Presentation of interest income in Cash Flow Statement
19. Presentation of interest expense in Cash Flow Statement
In order to analyse the harmonization level of the companies under investigation, the
financial statements and notes were examined with respect to topics listed in Appendix.
The selected questions are also used for testing the effect of parent company and auditing
firms in national material harmonization. H index model is used for determining the
harmonization level. H index is selected for measuring harmonization level in order to clarify
the tendency of preferred accounting policies in first application of IAS/IFRSs. This research
focuses on the effects of auditing firms and the parent company on national harmonization
rather than multiple reporting and comparability.
! = !!!!
!!!
k: number of alternative accounting policies
pi: the relative frequency of accounting method i
Therefore the H index is drawn on identifying the material harmonization on the basis of
parent company, auditing firms, parent company-auditing firms. The hypotheses stated below
are selected to prove material harmonisation.
H1= parent companies cause an increase in the level of harmonization,
H2= auditing firms cause an increase in the level of harmonization and
H3= companies run by a parent company audited by same auditing firm cause an
increase in the level of harmonization
Table 1 illustrates the companies, parent companies and the auditing firms of the sampling
list.
k: number of alternative accounting policies
pi: the relative frequency of accounting method i
Therefore the H index is drawn on identifying the material harmonization on the basis of parent company, auditing firms, parent company-auditing firms. The hypotheses stated below are selected to prove material harmonisation.
H1= parent companies cause an increase in the level of harmonization,
H2= auditing firms cause an increase in the level of harmonization
and
H3= companies run by a parent company audited by same auditing
firm cause an increase in the level of harmonization
Table 1 illustrates the companies, parent companies and the auditing firms of the sampling list.
Table 1. List of Companies and Auditing Firms
Auditing Firms Companies Parent Company
Deloitte Aygaz Koc
Deloitte EreğliDemirCelik Other
Deloitte Petrol Ofisi Dogan
Deloitte Şişe Cam İş
Deloitte Trakya Cam İş
Deloitte Turcas Petrol Other
Deloitte ÜlkerGıda Other
Ernst&Young (E&Y) Akçansa Sabancı
E&Y AnadoluEfes Other
E&Y Enkaİnşaat Other
E&Y Tofaş Otomotiv Fabrikası Koc
Grant Thornton Vestel Other
KPMG Turkcell Other
Price Waterhouse Coopers (PWC) Arçelik Koc
PWC Eczacıbaşıİlaç Other
PWC Ford Otosan Koc
MÖ
DA
V 20
13/1
12
Doç. Dr. Figen ZAİF
PWC HürriyetGzt. Dogan
PWC Migros Koc
PWC Tüpraş State
PWC DoğusOtomotiv Dogan
Other İzmir DemirÇelik Other
Other Kardemir (D) Other
Other Kartonsan Other
Other Park Elek. Madencilik Other
Other Petkim State
Other Türk HavaYolları State
Other KozaDavetiye Other
The distribution of the companies based upon auditing firms and parent companies is listed in Table 2.
Table 2. Range of Companies
A u d i t i n g Firms
Number of Companies
%Parent
CompanyNumber of Companies
%
Deloitte 7 0,26 Koc 5 0,19
E&Y 4 0,15 State 3 0,11
PWC 7 0,26 Dogan 3 0,11
KPMG 1 0,04 İş 2 0,07
Grant Thornton
1 0,04 Sabancı 1 0,04
Others 7 0,26 Others 13 0,48
Total 27 1,00 Total 27 1,00
The range of examined companies based upon parent company and auditing firms is as follows:
Table 3. Range of Companies by Auditing Firms
Parent/Auditing Firms PWC Deloitte E&Y KPMG Grant Other Total
Koc 3 1 1 - - - 5
State 1 - - - - 2 3
Dogan 2 1 - - - - 3
İş 0 2 - - - - 2
Sabancı - - 1 - - - 1
Other 1 2 2 1 0 6 13
MÖ
DA
V 20
13/1
13
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
4.2. Findings
The financial statements issued in 2005-2006-2007, the first adoption period of accounting standards, were chosen for analysis, in order to determine the effect of parent companies and auditing companies on harmonization level.
Table 4. Presentation of Financial Statements
Financial Statement MethodsNumber of companies
Which method is used in presentation of the assets and liabilities?
Current-Noncurrent
27
Which method is selected for presentation of expenses?
Function 27
Which method is selected in reporting cash flows from operating activities?
Indirect 27
All firms have presented assets/liabilities on the basis of current and non-current assets, and all of them have classified expenses based on function (Table 4). The Indirect method has been preferred in reporting cash flows from operating activities (Table 4).
Table 5. Presentation of Deferred Tax Assets/Liabilities
Questions Answers %
Yes No Yes No
Are deferred tax asset and liabilities offset?
11 15 %41 %56
Non-Current Current
In which part of the statement is the deferred tax reported?
26 1 %96 %4
%41 of companies has offset deferred tax assets and liabilities. However %56 of companies have reported both deferred tax assets and liabilities in statement of financial position. Nearly all of the companies disclosed the differed tax and liabilities as non-current assets/liabilities in statement of financial position (Table 5).
MÖ
DA
V 20
13/1
14
Doç. Dr. Figen ZAİF
Table 6. Presentation of Nature of Expenses
Questions Number of companies %
Yes No Yes No
Is the additional information about the nature of cost of sales reported?
12 15 %44 %56
Is other operating income offset? 1 26 %3 %97
Questions Number of companies %
Income Statement
Notes
Is the information about the nature of operating costs presented in either in the income statement or in the notes?
18 9 %67 %33
While the %56 of companies have reported about the nature of cost of sales, the %67 have reported nature of operating activities cost. Almost all of the companies have reported other operating income separately (Table 6).
Table 7. Presentation of Interest Income/Expense
Questions Number of companies %
Only Expense
Both Offsetting Only
ExpenseBoth Offsetting
Which accounting policy was chosen for interest income and expense?
18 9 0 %67 %33 0
Deducting interest income from interest expense, % 67 of the companies report interest cost. 33% of companies show interest expenses separately from interest income on the face of comprehensive income statement. In those companies, interest income is reported in the line of other operating income (Table 7).
Whereas %67 of the examined companies have disclosed the financial income and expense arising from the difference between the previous carrying amount and fair value of financial assets/liabilities separately in trade receivables/payables, %52 of them have disclosed in notes the interest income and expense arising from subsequent measurement financial assets/liabilities.
MÖ
DA
V 20
13/1
15
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
Table 8. Presentation of Financial Income/Expense Arising From Subsequent Measurement of Financial Assets/Liabilities
Questions Answers %
Yes No Yes No
Are financial income /expense reported in receivables/payables?
16 10 %60 %40
Are financial income and expense reported separately in statement of comprehensive income?
13 14 %48 %52
Table 9. In Which Part of Income Statement Are The Financial Income and Expense Arising From Difference Between The Previous Carrying Amount and Fair Value Of Financial Assets/Liabilities Reported?
Answers Number of companies %
Operating Activity 1 %3
Other operating activity 8 %30
Financial Income/Expense 4 %15
No disclosure 14 %52
The financial income/expense arising from subsequent measurement of financial asset is reported in different sections. %30 of them have reported as other operating activity, %15 of them have reported as financial activity. A noteworthy point is that %52 of them have disclosed no information either in statements or in the notes even though they have measured the financial assets/liabilities at amortised cost (Table 9).
Table 10. In Which Part of Comprehensive Income Is The Impairment of Trade Receivables Reported?
Answers Number of companies %
Operating Costs 4 %15
Other operating costs 16 %60
Other 4 %15
No disclosure 3 %10
MÖ
DA
V 20
13/1
16
Doç. Dr. Figen ZAİF
Table 11. Where Are The Write-Downs of Inventories To Net Realisable Value Reported?
Answers Number of companies %
Cost of Goods Sold 0 %0
Operating Costs 1 %3
Other Operating Costs 6 %22
No disclosure 9 %33
%60 of the researched companies preferred to classify the impairment of trade receivables as other operating costs (Table 10) and the write-downs of inventories are classified as other operating costs (Table 11).
Table 12. Presentation of Share Of The Profit or Loss Of Investments Accounted For Using The Equity Method
AnswersNumber of Companies
%
Separately 2 %7
As Other Operating Income 14 %52
No disclosure 1 %3
Although the profit/loss of the period shall include share of the profit or loss accounted for using the equity method in accordance with the provisions of the IAS/IFRSs, only 2 companies have reported the share of profit/loss separately. %52 of the companies have disclosed it as other operating profit/loss (Table 12).
Table 13. Where Is Discontinued Operations Reported In Income Statement?
Answers Number of companies %
Separately from continuing operations 1 %4
In disclosures 2 %7
No disclosure 24 %89
%89 of the companies have presented no disclosure either in statement or notes (Table 13).
MÖ
DA
V 20
13/1
17
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
Table 14. Classification of Interest and Dividends Received and Paid
Operating % Investing % Financing %
Where is the dividends received reported in Cash Flow Statement?
17 %63 8 %30 2 %7
Where is the interest income reported in Cash Flow Statement?
8 %30 9 %33 10 %37
Where is the interest expense reported in Cash Flow Statement?
11 %41 0 - 16 %59
The presentation of cash flows from interest and dividends received and paid are summarized in Table 13. It is observed that %63 of the companies have preferred classifying dividends received as operating cash flows. The interest received has been reported as operating cash follows, and investing cash flows and financing cash follows. 41% of the companies has preferred presentation of interest paid as financing cash flows.
The H index was calculated to determine the general harmonization level of companies. To verify the hypotheses of the study following harmonization levels were calculated:
- The harmonization level of companies run by a parent company and
- The harmonization level of companies audited by an auditing company and;
- The harmonization level of companies which are both run by a parent company and audited by an auditing company.
H indexes are shown in Table 15 and Table 16.
Table 15. Harmonization Level by Parent Companies
Parent Company Total Koc Dogan Isbank State Others
Number of companies 27 5 3 2 3 14
Harmonization Level
Total Koc Dogan Isbank State Others
Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position
1 1 1 1 1 1
Presentation method of Expenses in Statement Of Comprehensive Income
1 1 1 1 1 1
Presentation method of Operating Cash Follows
1 1 1 1 1 1
Offsetting Differed tax assets and liabilities 0,48 0,68 0,55 1 0,55 0,50
Presentation of deferred tax 0,93 0,68 0,55 1 0,55 0,86
Presentation of Nature of cost of sales 0,51 0,68 0,55 1 0,55 0,51
Presentation of Nature of operating costs 0,56 0,52 1 0,5 0,55 0,59
Offsetting of Other operating cost and revenue 0,93 1 1 1 0,55 1
Presentation of interest income/expense 0,56 0,68 1 0,5 1 0,59
Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
0,53 0,68 0,50 1 1 0,51
Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
0,50 1 0,50 1 0,55 0,54
Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities
0,48 0 1 1 1 0,5
Presentation of the impairment of trade receivables
0,46 0,44 0,55 1 0,55 0,39
Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value
0,46 0,44 0,55 1 0,55 0,31
Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method
0,7 0,36 0,55 1 0,55 0,48
Presentation of discontinued operations 0,38 0,68 1 1 1 0,62
Presentation of dividends received in Cash Flow Statement
0,48 0,44 1 0,5 1 0,5
Presentation of interest income in Cash Flow Statement
0,34 0,52 0,55 0,5 0,55 0,36
Presentation of interest expense in Cash Flow Statement
0,52 0,68 1 1 0,55 0,51
Total Harmonization Level 0,51 0,58 0,67 0,74 0,63 0,51
According to the findings outlined in Table 15 general harmonization
level of companies is about % 51. The highest harmonized accounting policies are at the presentation method of financial statements whereas the lowest level is in presentation of interest income in Cash Flow Statement. In addition to this, the harmonization level of presentation of deferred tax is %93.
13 of the companies in the study are run by four different parent companies. The highest general hamonization level (%74) occurs for the companies run by Isbank Group whereas the lowest level (%58) arises for the companies run by Koc Group. l
This finding verifies the H1 hypothesis. Decisions of parent company about accounting policy cause an increase in harmonization level. In other words, the parent company has influence on determining accounting policy of its subsidiaries.
Taken as a group of companies audited by same auditing firms, the harmonization level of the companies audited by PWC is %62, Deloitte is %58 (Table 16). The highest harmonized accounting policies are at the presentation method of financial statements for all companies audited by PWC, Deloitte and EY. Whereas the lowest level is in presentation of the write-downs of inventories and share of profit/loss of investments accounted for using the equity method for the companies audited by PWC. Relatively, for the companies audited by Deloitte the lowest harmonized accounting policy is presentation of the write-downs of inventories.
Comparing with general harmonization level of %51, the harmonization level on the basis of auditing firms tends to increase. These findings confirm the H2 hypothesis.
MÖ
DA
V 20
13/1
20
Doç. Dr. Figen ZAİF
Table 16. The Harmonization Level of Auditing Firms
Auditing Firms PWC Deloitte EY
Number of companies 7 7 4
Harmonization Level
PWC Deloitte EY
Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position 1 1 1
Presentation method of Expenses in Statement Of Comprehensive Income 1 1 1
Presentation method of Operating Cash Follows 1 1 1
Offsetting Differed tax assets and liabilities 0,59 0,75 0,5
Presentation of deferred tax 1 1 1
Presentation of Nature of cost of sales 1 0,51 1
Presentation of Nature of operating costs 0,59 0,59 0,62
Offsetting of Other operating cost and revenue 1 1 1
Presentation of interest income/expense 0,51 0,51 0,5
Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
1 0,75 0,62
Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
1 0,75 1
Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities N/A 0,5 N/A
Presentation of the impairment of trade receivables 0,39 0,75 0,5
Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value 0,35 0,39 0,62
Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method 0,35 0,55 0,5
Presentation of discontinued operations 1 0,43 1
Presentation of dividends received in Cash Flow Statement 0,42 0,59 0,62
Presentation of interest income in Cash Flow Statement 0,51 0,42 0,37
Presentation of interest expense in Cash Flow Statement 1 0,75 0,62
Total 0,62 0,58 0,59
Table 17 and 18 consisting of the H index is calculated on the basis of parent company-auditing firm. That is to say, H index is calculated based upon the companies run by a parent company audited by same auditing firm. In table 16, the harmonization level of companies in Koc
MÖ
DA
V 20
13/1
21
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
Group audited by PWC is indicated. Koc Group consists of 5 companies and 3 of these 5 companies are audited by PWC. While the general harmonization level of Koc Group is % 62, the general harmonization level of 3 companies audited by PWC is up to % 63.
Table 17. The Harmonization Level of PWC- Koc Group
Auditing Firm PWC
Number of companies 3
The number of companies in Koc Group 5
Harmonization Level
Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position
1
Presentation method of Expenses in Statement Of Comprehensive Income
1
Presentation method of Operating Cash Follows 1
Offsetting Differed tax assets and liabilities 0,55
Presentation of deferred tax 1
Presentation of Nature of cost of sales 1
Presentation of Nature of operating costs 0,55
Offsetting of other operating cost and revenue 1
Presentation of interest income/expense 0,55
Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
1
Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
1
Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities
0
Presentation of the impairment of trade receivables 0,55
Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value
0,33
Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method
0,55
Presentation of discontinued operations 1
Presentation of dividends received in Cash Flow Statement 0,33
Presentation of interest income in Cash Flow Statement 0,55
Presentation of interest expense in Cash Flow Statement 1
Total 0,63
MÖ
DA
V 20
13/1
22
Doç. Dr. Figen ZAİF
The previous conclusion can be drawn for the companies run by Dogan group as well. According to the sampling list, Dogan Group consists of 3 companies and 2 of these companies are audited by PWC. The general harmonization level of Dogan Group is %67 (Table 15), the harmonization level of PWC is %70 (Table 16).
With respect to the third hypothesis, we expect an increase in harmonization level of these 2 companies audited by PWC. The harmonization level of %70 confirms the hypothesis. Therefore we can say that, companies decisions in selecting accounting policies are effected by both parent company and auditing firms.
Table 18. The Harmonization Level of PWC- Dogan Group
Auditing Firm PWC
Number of companies 2
The number of companies in Koc Group 3
Harmonization Level
Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position
1
Presentation method of Expenses in Statement Of Comprehensive Income
1
Presentation method of Operating Cash Follows 1
Offsetting Differed tax assets and liabilities 0,5
Presentation of deferred tax 1
Presentation of Nature of cost of sales 1
Presentation of Nature of operating costs 1
Offsetting of other operating cost and revenue 1
Presentation of interest income/expense 1
Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
1
Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities
1
Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities
Presentation of the impairment of trade receivables 0,5
Where are Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value
1
MÖ
DA
V 20
13/1
23
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method
1
Presentation of discontinued operations 0
Presentation of dividends received in Cash Flow Statement 1
Presentation of interest income in Cash Flow Statement 0,5
Presentation of interest expense in Cash Flow Statement 1
Total 0,70
5. CONCLUSION
The objective of this study is to find out the effects of parent companies and auditing firms in the process of choosing accounting policies by examining the harmonization level.
For this purpose, 2005-2006 and 2007 periods, which is the first adoption period, were chosen for analysis. Before 2005, the companies and auditing firms obliged to choose the accounting policies designed in national legislations. Since the period starting with 2005, TCMB has required listed companies to prepare the financial statements and reports according to the IAS/IFRSs. By applying IAS/IFRSs Turkish listed companies faced with the fact of choosing accounting policies.
Therefore, the research is conducted on Turkish companies listed in ISE 50. By comparing general harmonization level with harmonization level based upon auditing firms- parent company, we aimed to observe the influence of auditing firms and parent company in choosing accounting policies.
Findings indicate that the general harmonization level tends to an increase on the basis of parent company. Another finding is that the harmonization level of the companies audited by same auditing firms increased, which means the auditing firms are effective in choosing accounting policies in Turkey. We further observed that the both parent companies and auditing firms have influenced choosing accounting policies of subsidiaries.
MÖ
DA
V 20
13/1
24
Doç. Dr. Figen ZAİF
6. REFERENCES
Archer, S., S. McLeay, and J. Dufour (1989). Audit Reports on Financial Statements of European Multinational Companies: A Comparative Study, London, England, The Institute of Chartered Accountants in England and Wales
Archer, Simon, P. Delvaille& S. Macleay (1995). The Measurement of Harmonization and the Comparability of Financial Statement Items: Within-Country and Between-Country Effects, Accounting and Business Research, XXV, 98:67-80.
Archer, G. S. H., Delvaille, P. &Mcleay, S. J. (1996). A statistical model of International accounting harmonization’, Abacus, Vol. 32, No. 1, pp. 1–29. Cañibano, L. & Mora, A. (2000). Evaluating The Statistical Significance Of The Facto Accounting Harmonization: A Study of European Global Players, The European Accounting Review, Vol. 9, No. 3, pp. 349-369.
Chen, S., Sun, Z. & Wang, Y. (2002). Evidence From China On Whether Harmonized Accounting Standards Harmonize Accounting Practices, Accounting Horizons, Vol. 16, No. 3, pp. 183–197
Choi, F. D. And G. G. Mueller (1992). International Accounting, 2. Edition, Englewood Cliffs, Prentice-Hall.
Choi, F.D.S. $ R.M. Levich (1991). International Accounting Diversity: Does It Affect Market Participants?, Financial Analysts Journal, 47 (4): 73-82
Cooke, T.E (1993). The Impact of Accounting Principles on Profits: The US versus Japan, Accounting and Business Research, XXII, 92:460-476.
Emenyonu, N. Emmanuel & S.J. Gray (1992). EC Accounting Harmonization: An Empirical Study of Measurement Practice in France, Germany and the UK”: Accounting and Business Research, XXII, 89: 49-58.
Garcia-Benau&Zorio (2004). Audit Reports on Financial Statements Prepared According to IASB Standards: Empirical Evidence from the European Union, International Journal of Auditing, Vol. 8, pp. 237-252.
Garrido, P., León, A. &Zorio, A. (2002). Measurement Of Formal Harmonization Progress: The IASC Experience, The International Journal of Accounting, Vol. 37, No. 1, pp. 1–26.
Herman Don & W. Thomas (1995). Harmonization of Accounting Measurement Practice in the European Community, Accounting and Business Research, Vol.25, No. 100, pp. 253–265.
MÖ
DA
V 20
13/1
25
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
Hora, Judith A., Tondkar, Rasoul H., Adhikari, Aj Ay (1997). International Accounting Standards in Capital Markets, Journal of International Accounting Auditing & Taxation, 6(2): 17 I- 190
Hussein, M. E., V. Bavishi, and J. S. Gangolly( 1986). International similarities and differences in the auditor’s report. Auditing: A Journal of Practice and Theory (Fall): 124-133
IOSCO (2000). IASC Standards: Assessment Report, May, http://www.losco-org/pubdocs/pdf/IOSCOPD109.pdf
Karapinar, Aydin (2001). ¨UlkemizinMuhasebePolitikalarıAcısındanUlusal ve UluslararasıUyumu”, MuhasebeBilimDunyasıDergisi, Cilt:3, Sayı 1: 95–110.
Karapinar, A. and F. Zaif (2008). “SPK DuzenlemeleriAcısındanGelirTablosundaYer Alan BilgilerinSunumu ve ˙IMKB’deBir ˙Inceleme”, MuhasebeBilimDunyasıDergisi, Cilt:10, Sayı 2: 2008: 25–54.
Krisement, V. (1997). An approach for measuring the degree of comparability of financial accounting information’, The European Accounting Review, Vol. 6, No. 3, pp. 465–485.
McLeay, S., Neal, D. &Tollington, T. (1999). International Standardization And Harmonization’s New Measurement Technique, Journal of International Financial Management and Accounting, Vol. 10, No. 1, pp. 42–70.
Morris, R. D. & Parker, R. H. (1998). International Harmony Measures Of Accounting Policy: Comparative Statistical Properties, Accounting and Business Research, Vol. 29, No. 1, pp. 73–86.
Rahman A., Perera, H. &Ganeshanandam, S. (1996). Measurement Of Formal Harmonization In Accounting: An Exploratory Study, Accounting and Business Research, Vol.26, No.4, pp.325-339.
Rahman A., Perera, H. &Ganeshanandam, S. (2002). Accounting Practice Harmony, Accounting Regulation And Firm Characteristics, Abacus, Vol.38,No. 1, PP.46-77
Tay, J. S. W. & Parker, R. H. (1990). Measuring International Harmonization and Standardization, ABACUS, Vol. 26. No. 1
Van Der Tas, L. G. (1988). Measuring Harmonization Of Financial Reporting Practice, Accounting and Business Research, Vol. 18, No. 70, pp. 157–169.
Van Der Tas, L. G. (1992a). Evidence of EC Financial Reporting Practice Harmonization, European Accounting Review, Vol. 1, pp. 69–104.
MÖ
DA
V 20
13/1
26
Doç. Dr. Figen ZAİF
Van Der Tas, L. G. (1992b). Measuring International Harmonization: A Comment, Abacus, Vol. 28, No. 2, Pp. 211–216.
Van Der Tas, L.G. (1998). Measuring Harmonization of Financial Reporting Practice, Accounting and Business Research, XVIII, 70, 158
Walton, Peter (1992). Harmonization of Accounting in France and Britain: Some Evidence, Abacus, XXIIX, 2: 186-199.
Yang, D.C &C.B.Lee (1994). An Empirical Analysis of Pan-Pacific Accounting Practices in the 1970’s, Advances in International Accounting, 6: 133-145.
MÖ
DA
V 20
13/1
27
The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey
Appendix: Research Topics
1. Which method is used in presentation of the assets and liabilities?
a) Current-Non Current b) Liquidity
2. Which method selected for presentation of expenses?
a) Function b) Nature
3. Which method selected in reporting cash flows from operating activities?
a) Direct b) Indirect
4. Are the deferred tax assets and liabilities offset each other?
a) Yes b) No
5. In which part of the statement of financial position is the differed tax assets/liability reported?
a) Current b) Non-Current c) Both
6. Is the additional information about the nature of cost of sales reported?
a) Yes b) No
7. Is the information about the nature of operating costs presented in either in the income statement or in the notes?
a) The income statementb) The notes
8. Is other operating cost offset?
a) Yes b) No
9. Which accounting policy was chosen for financial income/expenses?
a) Only Expense reported b) Offset
10. Are the financial income and expense arising from the difference between the carrying amount and fair value of financial assets/liabilities disclosed in receivables/payables?
a) Yes b) No
11. Are the financial income and expense arising from the difference between the previous carrying amount and fair value of financial assets/liabilities disclosed in income statement?
a) Yes b) No
MÖ
DA
V 20
13/1
28
Doç. Dr. Figen ZAİF
12. In which part of income statement are the financial income and expense arising from difference between the previous carrying amount and fair value of financial assets/liabilities reported?
a) Operating Activity
b) Other operating activity
c) Financial Income/Expense
13. In which part of comprehensive income is the impairment of trade receivables reported?
a) Operating Costs
b) Other operating costs
c) No disclosure
14. Where are the write-downs of inventories to net realisable value reported?
a) Cost of Goods Sold b) Operating Costs
c) Other operating Costs d) No disclosure
15. Where is the share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method?
a) Separately b) As other Income c) No disclosure
16. Where is discontinued operations reported in Income Statement?
a) Separately from continuing operations
b) In disclosures
c) No disclosure
17. Where is the dividends received reported in Cash Flow Statement?
a) Operating b) Investing c) Financing
18. Where is the interest income reported in Cash Flow Statement?
a) Operating b) Investing c) Financing
19. Where is the interest expense reported in Cash Flow Statement?
a) Operating b) Investing c) Financing
MÖ
DA
V 20
13/1
29
MUHASEBE HATA VE HİLELERİNİN ORTAYA
ÇIKARILMASINDA BAĞIMSIZ DENETÇİLERİN
SORUMLULUĞUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN
ALGILAMALARI
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR*
Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR**
ÖZ
Bağımsız denetimin halka açık şirketler için zorunlu hale getirildiği 1930’lardan bu yana hata ve hilelerin ortaya çıkarılması bağımsız denetimin ana sorumluluklarından birisi olmuştur, ancak zaman içinde bu sorumluluk finansal tabloların önemli yanlışlıklar içermediği konusunda makul güvence vermeye dönüştürülmüştür. Söz konusu sorumluluk en iyi biçimde yasal dü-zenlemeler, mevcut denetim uygulamaları, kamunun beklentileri ve bağımsız denetçilerin algılamaları çerçevesinde tanımlanabilir. Dolayısıyla kapsayıcı bir tanıma ulaşabilmek amacıyla tamamlayıcı bir çalışma olarak bağımsız denet-çilerin bu konu ile ilgili algılamalarının sorgulanmasına yönelik bir anket ger-çekleştirilmiştir. Yürürlükteki denetim mevzuatına göre bağımsız denetçilerin muhasebe hata ve hilelerinin ortaya çıkarılmasına ilişkin açık bir sorumluluğu bulunmamakla birlikte yapılan bu çalışma finansal bilgi kullanıcıları tarafından ortaklaşa paylaşılması ve gerekli kaynak ve maddî altyapının tahsis edilmesi durumunda Türk denetçilerinin hata ve hilelerinin ortaya çıkarılması konusun-da daha fazla sorumluluk üstlenme eğiliminin arttığını ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılması, Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğu, Denetim Beklenti Boşluğu, Denetim Ücretleri
JEL Sınıflandırması: M41, M42
* Çağ Üniversitesi, İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi, [email protected] ** Çağ Üniversitesi, İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi, [email protected]
MÖ
DA
V 20
13/1
30
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
AUDITORS’ PERCEPTIONS REGARDING THE FACTORS EF-FECTING THEIR RESPONSIBILITY IN DETECTING ACCOUN-TING ERRORS AND FRAUDS
ABSTRACT
Detecting errors and frauds has been one of the primary responsibilities of external audit since 1930s during which the audit of public companies was made mandatory, but from that time on this responsibility has been transformed into giving reasonable assurance that financial statements are free of material misstatements. The detection responsibility could best be defined within the framework of relevant regulations, current audit practices, the expectations of the public, and the perceptions of auditors themselves. Thus, as a complementary study to reach a comprehensive definition a questionnaire survey was made to probe particularly the perceptions of auditors about this issue. By existing auditing legislation, though auditors do not explicitly have any responsibility for detecting accounting errors and frauds, this survey revealed that in case the responsibility is jointly shared by all financial information users and also adequate sources and infrastructure are assigned to implementing a comprehensive audit, the Turkish auditors’ tendency to take more responsibility begins to rise.
Keywords: Detecting Accounting Errors and Frauds, Auditors’ Responsibility, Audit-Expectation Gap, Audit Fees
JEL Classification: M41, M42
1. GİRİŞ
Bağımsız denetçilerin muhasebe hilelerinin önlenmesinde herhangi bir görevi ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Önleme görevi tamamen işletme yönetimine ait bir sorumluluktur ve işletme yönetimi bu sorum-luluğu temel olarak hileleri tanıyabilecek ve fark edilmesini sağlayabi-lecek bir iç kontrol sistemi kurarak yerine getirmektedir. İç denetçilerin ve diğer personelin hileler ve bunların önlenmesi konusunda eğitilmesi de yönetimin görevleri arasında yer almaktadır. Aynı şekilde dünya uy-gulamalarında çok etkili olduğu anlaşılan anonim ihbar hatları kurmak ve işletmek, kurumsal yönetim uygulamaları, etik kurumsal kültür bu kapsamda ele alınmaktadır. Bağımsız denetimin hileleri önleme müca-delesine katkısı yaptığı kendi iç kontrol değerlendirmelerini, yönetimin iç kontrol sistemi konusundaki değerlendirmelerine yönelik görüşlerini ve denetim çalışmaları sırasındaki gözlemlerini denetim komitesine ak-
MÖ
DA
V 20
13/1
31
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
tarmak ve gelecek dönemlerdeki denetim çalışmalarında düzeltmeler ya da geliştirmeler yapılıp yapılmadığını izlemek biçiminde olabilmek-tedir.
Bağımsız denetçilerin muhasebe hata ve hilelerinin ortaya çıkarıl-masındaki rolü ve sorumluluğu ise muhasebe ve denetim yazınındaki en tartışmalı konulardan birisi olagelmiştir. Bu çerçevede bağımsız de-netçilerin özellikle muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması konusunda-ki sorumluluklarını etkileyen faktörler ile ilgili algılamaları ile kendile-rini ne dereceye kadar sorumlu gördüklerinin belirlenmesi anlamlı bir ilk adım oluşturabilecektir. Yapılan çalışma ile bağımsız denetçilerin muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması sorumluluğunu halihazırda na-sıl tanımladığı, söz konusu sorumluluğu daha etkili bir biçimde yerine getirebilmek ve muhasebe hilelerinin önlenmesi ve ortaya çıkarılma-sında etkinliği arttırmak için ne gibi öneriler geliştirdiği ve sorumlulu-ğun arttırılması konusundaki görüşleri bir eğilim yoklaması yapılarak ortaya konulmuştur. Bağımsız denetçilerin algılamalarının doğru bir biçimde saptanması ve tartışmaya açılması kamuoyunun denetimden gerçekçi beklentiler içinde olmasına, bir anlamda muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması görevinde hiçbir kurumun tam olarak üstlenmediği ya da sahip çıkmadığı alanları simgeleyen denetim beklenti boşluğunun daraltılmasına ve hata ve hilelerin daha kolay yapılabileceği söz konusu boşluğun kapatılmasına ya da sınırlandırılmasına yardımcı olabilecek-tir.
Çalışma temel olarak muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılmasındaki sorumluluğunu tanımlamak ve bu konudaki sorumluluk sınırlarını açık bir biçimde belirlemek amacıyla Türkiye’de faaliyet gösteren bağım-sız denetim kuruluşlarının görüş ve önerilerini almayı amaçlamaktadır. Başka bir anlatımla, bağımsız denetçilerin muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması konusunu bireysel sorumluluklar çerçevesinde mi, yoksa ortak sorumluluk çerçevesinde mi ele aldığı ve muhasebe hilelerinin yapıldığı skandallarda hangi kurumları sorumlu gördüğü ve bu arada kendi sorumluluk paylarını nasıl değerlendirdikleri ortaya konulmak istenmektedir. Söz konusu temel amaçlar yanında söz konusu sorum-luluğun yerine getirilmesini dolaylı ya da dolaysız biçimde etkileyebi-lecek birtakım faktörler konusundaki eğilimlerin ve “denetim beklenti boşluğu ya da farklılığı” (the audit-expectation gap) olarak adlandırılan olgunun olup olmadığının saptanması gibi destekleyici amaçlar da bu-lunmaktadır.
Çalışmada eğilim yoklaması yapılacağından araştırma için en uygun yöntem olması nedeniyle anket yapılması tercih edilmiş ve bir anket
MÖ
DA
V 20
13/1
32
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
soru kâğıdı aracılığıyla bağımsız denetçilerden veri toplanmıştır. Bu çerçevede Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) listesine kayıtlı 98 denetim firması araştırma kapsamına alınmıştır. Aynı topluluğa ait birden fazla bağımsız denetim kuruluşu tek bir kişilik olarak dikkate alınmış ve do-layısıyla ana kütle 98 kuruluştan 92 kuruluşa indirgenmiştir. Ana kütle içinde yer alan bağımsız denetim kuruluşlarının denetim elemanlarına ve ortaklarına herhangi bir mekanizma ya da platform aracılığıyla birey-sel olarak ulaşmak mümkün olmadığından ve denetim sorumluluğunun imza yetkisi olan sorumlu ortak baş denetçiye ait olduğundan bağımsız denetçilere söz konusu kuruluşlar aracılığıyla kurumsal olarak ulaşıl-mıştır. Bu kapsamda ana kütlenin tamamı araştırma kapsamına alınmış ve anket soru kâğıdı 92 kuruluşun tümüne gönderilmiştir. 92 bağımsız denetim kuruluşundan 40 kuruluş sorulara yanıt vererek geri bildirimde bulunmuş, bir kuruluş ise önemli oranda eksik yanıtlama yapması do-layısıyla değerlendirme kapsamından çıkarılmıştır. Sonuç olarak, elde edilebilen 39 kuruluşa ait yanıtlar değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
2008 yılı Eylül ve Ekim aylarında SPK listesinde kayıtlı olan ve ba-ğımsız denetim yapmaya yetki kazanmış 92 kuruluşa anket soru kâğıdı gönderilmiştir. Anket soru kâğıdına son biçiminin verilmesinden önce Ankara ve İstanbul’da 8 bağımsız denetim kuruluşu ile yüz yüze ön testler yapılmıştır. Ön testlerden alınan tepkilere göre analizde kullanı-lacak anket soru kâğıdına son biçimi verilmiş ve daha sonra araştırma kapsamına alınan bağımsız denetim kuruluşlarına söz konusu güncel-lenmiş soru kâğıtları iletilmiştir. Gönderilen anket formlarından 40’ı faks, e-posta, posta ve kargo yoluyla yanıtlanarak geri gönderilmiştir. Bir kuruluş soruları çok eksik yanıtlamış ve dolayısıyla değerlendirme-ye alınmamıştır. Geriye kalan 39 kuruluş arasında uluslararası ölçekte faaliyet gösteren 4 denetim kuruluşunun Türkiye temsilcileri de bulun-maktadır. 39 bağımsız denetim kuruluşundan yanıt alınarak yaklaşık yüzde 42’lik yanıtlanma oranına ulaşılmıştır.
Çalışmada bağımsız denetçilerin sorumluluk tanımı ve bu sorumlu-luğu dolaylı ya da doğrudan etkileyen faktörler konusunda sahip olduk-ları görüşlerin ne yönde oluştuğu öğrenilmek istendiğinden anket yön-temi ile toplanan veriler kullanılarak bir eğilim yoklaması yapılmıştır. Yapılan ankette verilen seçeneklerden her biri için kaç deneğin tercih belirttiği ve bu tercih sayısının toplam denekler içindeki oranı (yüz-desi) öğrenilmek istenmiştir. Deneklerin verdikleri yanıtların frekans dağılımının çıkarılması araştırmanın amaçlarına en uygun analiz olarak değerlendirilmiştir. Burada temel amaç deneklerin verdiği yanıtların verilen seçenekler arasında ne şekilde dağıldığını saptamak olmuştur. Bu nedenle araştırmada hedef kitle olarak seçilen bağımsız denetçilerin
MÖ
DA
V 20
13/1
33
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
çeşitli konulardaki eğilimlerini belirlemek amacıyla anket verilerinin frekans dağılımı çıkarılmıştır. Nitekim frekans (sıklık) dağılımı hem kategorik, hem de sürekli veriler söz konusu olduğunda eğilimleri sap-tamak için kullanılan bir özet istatistiktir.
2. HATA VE HİLELERİN ORTAYA ÇIKARILMASINDA BA-ĞIMSIZ DENETİMİN SORUMLULUĞUNUN GELİŞİMİ
Bağımsız denetçilerin hilelerin ortaya çıkarılmasını temel denetim amacı olmaktan çıkarmaları ve sadece malî tabloların dürüst bir şekilde sunulduğuna ilişkin görüş vermekten oluşan bir görev tanımı yapmala-rı 20.yüzyıl içinde aşamalı olarak gerçekleşmiştir. (Rezaee 2002, 217) Porter ve diğerlerine (2003, 127) göre bağımsız denetimin ilk kez sınırlı olarak için zorunlu uygulandığı 1844 yılından 1920’lere kadar hata ve hilelerin önlenmesi ve ortaya çıkarılması temel denetim amacı olmuş, bununla birlikte denetçilerden tüm hileleri bulması değil, makûl düzey-de uzmanlık, dikkat ve ihtiyat göstererek şüphe uyandıran bir durumla karşılaştığında olayı tam olarak ortaya çıkarması ve yönetime raporla-ması beklenmiştir. Singleton ve diğerleri (2006, 79-80) borsada finansal raporlama yapmadan ve büyük bir gizlilik içinde faaliyet yürüten, yük-sek faiz ve kâr payı getirisi vaâdi ile sermaye toplayan şirketlerin 1929 bunalımı ile yeni hisse senedi çıkarma olanağı kalmayınca iflâs etmeleri üzerine yatırımcı güveninin dibe vurduğunu ve bunalımdan çıkış için ABD’de 1933 ve 1934 yıllarında çıkarılan menkûl kıymetler ve ticare-tini düzenleyen yasalar ile bağımsız denetimin halka açık şirketler için zorunlu hale getirildiğini saptamıştır. 1920’ler ve 1960’lar arasında bir denetim amacı olarak hilelerin ortaya çıkarılmasının önemi aşamalı ola-rak azalmış, malî tablolar hakkında bir görüş vermek olarak tanımlanan standart denetimin hile ve kötüye kullanma olaylarını ortaya çıkarmak için tasarlanabileceği, bu işin en etkili şekilde bir muhasebe sistemi ve iç kontrol ile yapılabileceği, denetçilerin ise hile ve kötüye kullanma olaylarında çalışmalarını maliyetlerin faydaları geçtiği noktaya kadar genişletebileceği kabul edildiği için muhasebe ve denetim meslek ör-gütleri hilelerin ortaya çıkarılması ve önlenmesi sorumluluğunu işletme yönetimler üzerinde görmeye başlamıştır. (Porter vd 2003, 128)
1977’de ilk kez çıkarılan “Hata ve Usûlsüzlükleri Ortaya Çıkarma-da Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğu” (SAS No.16) standardı göre bağımsız denetçilere meslekî özen ve titizlik içinde önemli hata ve usûlsüzlükleri ortaya çıkaracak biçimde denetimi planlamak görevini yüklemiştir. (Singleton vd 2006, 81-2) 1980’lerde hisse senedi mani-pülasyonlarının yüzde 55’inin muhasebe hilelerinden kaynakladığının saptanması, düzenleyici ve denetleyici kuruluşların yetersiz personel ve
MÖ
DA
V 20
13/1
34
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
bütçeye sahip olması ve bağımsız denetimin sorumluluğunun genişleti-lebileceğinin düşünülmesi gibi nedenlerle bağımsız denetçiler ön plana çıkarılmaya başlanmış, bununla birlikte özellikle SAS No.53 denetim standardında hile ve usûlsüzlüklerin örgütlü davranma ve sahtecilik gibi özelliklerinden dolayı iyi planlanmış ve yürütülmüş bir denetimle dahi ortaya çıkarılamayabileceği, ancak denetçilerin denetim çalışma-larının planlanması, yürütülmesi ve değerlendirilmesinde meslekî özen ve titizlik göstermesi ve önemli yanlışlıkların bulunmadığına ilişkin makûl güvence verirken meslekî şüphecilik yaklaşımı içinde davran-ması gerektiği belirtilmiştir. (Porter vd 2003, 129-30)
1986’da çıkarılan “Muhasebe Hilelerinin Ortaya Çıkarılması ve Açıklanması” yasasında genel kabul görmüş denetim standartlarının muhasebe meslek örgütlerince oluşturulduğu, bu standartlarda ise yö-netim hilelerinin ortaya çıkarılmasının denetim çalışmalarına özellikle dahil edilmediği, hile değerlendirmesinin sadece malî tablolarda önem-li etkisi olan olayları kapsadığı ve bu nedenle yüz milyonlarca dolarlık hilenin raporlanmadığı, bağımsız denetçilerin hile ya da yasadışı işlem-leri ilgili kamu otoritelerine bildirmek zorunda olmadığı ve işletmenin iç kontrol sistemlerinin yeterliliği ile ilgili bir beyan ve taahhütte bu-lunmadan denetim görüşü oluşturmada iç kontrola dayanma çelişkisine düşüldüğü vurgulanmış ve dolayısıyla bağımsız denetçiler iç kontrol sisteminin yeterliliği ile ilgili yazılı bir rapor hazırlamak, yetersizlik ve eksiklikleri belirlemek ve denetimin hileli faaliyetleri ortaya çıkardığını ve raporladığını makûl güvence altına almak durumunda bırakılmış, ay-rıca bilinen ve şüphelenilen yasadışı işlemleri işletme yönetimine değil, ilgili kamu otoritelerine bildirme yükümlülüğü altına girmiştir. (Sing-leton vd 2006, 85-9).
1997’de yayımlanan “Malî Tablo Denetiminde Hilenin Değerlen-dirilmesi” (SAS No.82) standardı Porter ve diğerlerine (2003, 130-1) göre, 1990’larda hilelerin ortaya çıkarılmasında bağımsız denetçi so-rumluluğunu bir ileri basamağa taşımıştır, çünkü bağımsız denetçiler malî tablolarda hilelere bağlı önemli yanlışlık riskini değerlendirmek ve bu değerlendirmeyi denetimin planlanması ve yürütülmesi aşama-larında dikkate almak zorunda tutulmuş ve denetçilere hile risk değer-lendirmesini yaparken yardımcı olmak için kapsamlı bir risk faktörleri çizelgesi sağlanmıştır. Rezaee (2002, 218) de bu standard sonrasında bağımsız denetçilerden bütün hileleri ortaya çıkarması beklenmemekle birlikte malî tablo denetiminde yöneticiler tarafından yatırımcı ve ala-caklıları yanıltmak amacıyla yapılan önemli finansal raporlama hilele-rinin ortaya çıkarılması gerektiğini savunmaktadır.
MÖ
DA
V 20
13/1
35
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
2000’lerin başına kadar olan bu dönem, muhasebe meslek mensûplarının denetim-beklenti boşluğunu yönetimin ve denetçilerin malî tablolar konusundaki bireysel sorumluluklarını açıklığa kavuştu-rarak kapatmaya çalıştığı ve yapılan çalışmalarla sınırsız sorumluluktan sorumluluğu yönetimle paylaşma ve dolayısıyla sınırlı sorumluluk nok-tasına gelindiği bir dönem olmuş, finansal raporlama sürecine işletme yönetimleri hâkim olduğuna göre asıl sorumluluğun işletme yönetimle-rinde olması gerektiği ileri sürülmüştür. (Golden vd 2006, 78)
Bu dönemde ABD dışında kalan dünyada benzer gelişmeler yaşan-mıştır. (Porter vd 2003, 131-3) Uluslararası denetim standartları (ISA 240) hata ve hileleri birlikte değerlendirmiş, hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki birincil sorumluluğun işletme yönetimlerinde ve yö-netim kurullarında olduğunu, malî tablolarda önemli yanlışlıkların ol-madığına ilişkin makûl bir güvence vermek amacıyla yapılan bağımsız denetimin doğasında yer alan yapısal kısıtlardan dolayı bazı önemli yanlışlıkların ortaya çıkarılamayabileceğini vurgulamıştır. Bu stan-dartlar, yönetimin hilelere bağlı olarak malî tablolarda önemli yanlışlık görülmesi riski konusundaki değerlendirmelerinin denetçiler tarafından değerlendirilmesini ve bilinen ya da şüphelenilen ve inceleme sürecin-de olan hileler konusunda bilgi sahibi olup olmadığının saptanmasını öngörmüştür. Yönetimden ayrıca hata ve hileleri önlemeye yönelik mu-hasebe ve iç kontrol sistemlerinin kurulması ve işletilmesi konusun-daki sorumluluğu yerine getirdiğini, işletmeyi etkileyebilecek boyutta bilinen ve şüphelenilen hile olayları hakkındaki bütün önemli bilgile-ri verdiğini ve malî tabloların önemli yanlışlıklar içermediğine ilişkin risk değerlendirmesi sonuçlarını denetçilere sunduğunu bildirmesi is-tenmektedir.
Türkiye’de IAS 240’dan yararlanılarak oluşturulmuş olan Seri:X, No:22 sayılı ve 2006 tarihli “Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları” hakkında tebliğde hilenin önlenmesinde ve ortaya çıka-rılmasında asıl sorumluluk işletme yönetimine ve yönetimden sorumlu kişilere yüklenmiştir. Bağımsız denetçiler ise bir bütün olarak finansal tabloların nitelik ve nicelik bakımından önemli bir yanlışlık içermedi-ğine ilişkin bir sonuca varmada yeterli ve uygun bağımsız denetim ka-nıtının toplamak, başka bir anlatımla makûl güvence vermek durumun-dadır. Hile ve usûlsüzlüklerin ortaya çıkarılmasıyla ilgili olarak bağım-sız denetimin doğasından kaynaklanan kısıtlamalar olması dolayısıyla bağımsız denetim standartlarına uygun olarak planlanıp yapılmış olan bir bağımsız denetim çalışmasında da finansal tablolardaki bazı önemli yanlışlıkların saptanamaması riski söz konusu olabilmektedir.
MÖ
DA
V 20
13/1
36
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
2000’lerin başında ardı sıra yaşanan büyük boyutlu şirket iflâsları ve özellikle Enron ve WorldCom olayları bağımsız denetçilerin hilelerin ortaya çıkarılmasındaki sorumluluğu konusunu yeniden gündeme taşı-mış, bu bağlamda ABD’nde 2002 yılında yayımlanan Sarbanes-Oxley Muhasebe Reformu Yasası ve “Malî Tablo Denetiminde Hile” (SAS No.99) standardı özellikle belirleyici olmuştur. Genel olarak 1934 Menkûl Kıymetler Ticareti Yasası’nın uzantısı olarak değerlendirilen SOX yasası, işletmelerin kurumsal yönetim ve hesap verme süreçle-rini iyileştirmeyi, kurumsal yönetim ve muhasebe mesleğinde yapılan değişiklikler ile malî tabloların güvenilirliğini arttırmayı amaçlamış-tır. (Wiesen 2002, 429 ve 446) Bu yasa ile özellikle kamuya yapılan açıklamalarda daha fazla saydamlık talep edilmektedir. (Burrowes vd 2004, 802) Öte yandan, SAS No.99 ile denetim planlaması aşamasında denetçiler yapılması olası hileler ve her bir hilenin risk düzeyi konusun-da kendi aralarında beyin fırtınası yapmak, yüksek riskler söz konusu ise uygulanacak denetim yöntemlerinde bu durumu dikkate almak zo-runda bırakılmıştır. Bu standart ile risk temelli denetime geçilerek hile riskinin önlenmesi ve azaltılması amaçlanmıştır. (Singleton vd 2006, 93-6) SAS No.99 standardı Wells (2008, 323)’e göre, Amerikan serma-ye piyasalarında 2001 ve 2002 yıllarında meydana gelen büyük şirket iflâsları nedeniyle kaybolan güveni yeniden kurmak için çıkarılmıştır.
Bütün denetim standartlarını değerlendiren Golden ve diğerlerine (2006, 79) göre, tüm standartlarda ana düşünce olarak denetimin yapı-sal kısıtları ve hileli davranışın kasıtlı yapılan ve gizli yürüyen yapısı nedeniyle standartlara uygun olarak yapılan bir denetimin bile hileleri ortaya çıkarmayabileceği, bağımsız denetçilerin ancak makûl güvence sağlayabilecekleri yinelenmekte ve bağımsız denetçilerin sorumluluğu-nun sınırlı olduğu belirtilmektedir.
3. ARAŞTIRMANIN BULGULARI
Bu bölümde anket soru kâğıdı aracılığıyla elde edilen yanıtlar is-tatistiksel sonuçlara dönüştürülerek özetlenmekte ve bu özetler genel bir değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Ankete katılan ve ulusal ölçekte faaliyette bulunan bağımsız denetçilerin yüzde 34,3’ünün sorumlu or-tak başdenetçi, yüzde 22,9’unun başdenetçi, yüzde 31,4’ünün kıdemli denetçi ve yüzde 11,4’ünün denetçi, ankete katılan ve küresel ölçekte faaliyette bulunan bağımsız denetçilerin yüzde 25,0’ının başdenetçi, yüzde 75,0’ının kıdemli denetçi olmasının sonuçların güvenilirliğini arttırdığı düşünülmektedir.
Anket çerçevesinde temel olarak bağımsız denetçilerin sorumluluk-ları ve bunları dolaylı ya da dolaysız olarak etkileyen birtakım olguları
MÖ
DA
V 20
13/1
37
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
saptamaya yönelik sorular yöneltilmiş ve alınan yanıtlar aşağıda özet-lenmiştir.
3.1. Bağımsız Denetçinin Sorumluluğu
Bağımsız denetçilerden muhasebe hilelerin bulunması konusundaki sorumluluğun tanımlanması ile ilgili olarak verilen 7 önermeyi değer-lendirmesi istenmiş ve sonuçlar aşağıda Tablo 1’de gösterilmiştir.
Tablo 1. Bağımsız Denetçinin Sorumluluğu
ÖnermelerK
esin
likle
Kat
ılıyo
rum
Kat
ılıyo
rum
Kar
arsı
zım
Kat
ılmıy
orum
Kes
inlik
leK
atılm
ıyor
um
Yan
ıtV
erm
eyen
ler
1-Bağımsız denetim sadece önemli yanlışlıklardan yönetim ile ortaklaşa sorumludur.
5,1 53,8 12,8 23,2 5,1 -
2-Bağımsız denetçilerin hata ve hilelerin bulunması konusundaki sorumluluğu makûl güvence vermek çerçevesinde sınırlı bir sorumluluktur.
25,6 56,4 5,1 10,3 0,0 2,6
3-Bağımsız denetçilerin hata ve hilelerin bulunması konusundaki sorumluluk düzeyi elde ettiği denetim ücretine bağlıdır.
0,0 5,1 0,0 33,3 59,0 2,6
4-Bütün ana kütleyi denetleyebilecek bilgisayar destekli denetim sistemlerine geçilmesi durumunda sorumluluk yönetim ile paylaşılmalıdır.
7,7 56,4 5,1 17,9 12,9 -
5-Bağımsız denetçinin iç kontrol yapısına katkısı sınırlı olduğundan dolayı oluşacak hata ve hilelerden sorumlu tutulamaz.
23,1 46,2 12,8 12,8 0,0 5,1
6-Sorumluluk hileyle ilgili taraflar arasında paylaştırılmalıdır.
7,7 51,3 5,1 23,1 10,2 2,6
7-Temel denetim amacı hata ve hilelerin bulunması sorumluluğunu hiçbir şekilde içermediğinden bu sorumluluk tamamen yönetime aittir.
7,7 23,1 2,6 53,8 12,8 -
Birinci önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçiler temel denetim amacını sadece önemli yanlışlıkları ortaya çıkarmak olarak tanımla-maktadır, ancak önemli yanlışlıkların ortaya çıkarılması sorumluluğu müşteri işletmeler ve bağımsız denetim kuruluşlarının ortak sorumlu-luğu olarak değerlendirilmektedir. Bağımsız denetçilerin yüzde 58,9’u ilgili tebliğin öngördüğü gibi önemli yanlışlıklar konusunda sorumlu olduğunu kabul etmekte, ancak bu görüşe katılmayan bağımsız denet-çiler (yüzde 28,2) önemli yanlışlardan sorumluluğunu üstlenmemekte, bu da düzenleyici ve denetleyici kuruluşların yüklediği sorumlulukla
MÖ
DA
V 20
13/1
38
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
da çelişmektedir. Nitekim “Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları Hakkında Seri: X, No: 22 sayılı Tebliğ”e göre bağımsız denetçiler finansal tablolarda hile, usulsüzlük veya hatadan kaynakla-nabilecek önemli yanlışlıkların bulunmadığına ilişkin makûl ölçüde gü-vence sağlamak zorundadır. Bağımsız denetçiler bir bütün olarak finan-sal tablolardaki önemli olmayan yanlışlıkların saptanmasından sorumlu değildir.
İkinci önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 82,0’sının gerçekleştirdikleri çalışmalar ile ancak makul güvence verebilecekleri ve mevcut koşullar altında bütün hata ve hilelerden sorumlu tutulama-yacakları yönünde düşünmeye eğilimli oldukları gözlenmektedir.
Üçüncü önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 92,3’ü müşteri işletmeden aldıkları denetim ücretlerinin tutarı ile sorumlu-luk düzeyi/kapsamı arasında bir ilişki olmadığı yönünde görüş belirt-mektedir. Bağımsız denetçiler sorumluluklarını denetim ücretlerinden bağımsız olarak yerine getirdiklerini ve denetim ücretlerinin değişti-rilmesi ile bu sorumlulukların daha etkin bir biçimde yerine getirilme-sinin söz konusu olmadığını belirtmektedir. Dördüncü önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 64,1’i bilgisayar destekli denetim sistemlerinin zorunlu olması ve bunun yanında getireceği malî yükle-rin karşılanması durumunda hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki sorumluluklarını genişletmeye olumsuz bakmayabileceklerini ifade et-mektedir. Bilgisayar destekli denetim teknikleri denetim alanını dikey ölçekte derinleştirerek ve yatay ölçekte genişleterek küçük ama önemli muhasebe hilelerine de ulaşılmasına destek olabilecek araçlardan birisi konumundadır. Böyle bir yaklaşım, denetim standartlarında bağımsız denetçilerden özellikle ve zorunlu olarak incelenmesi beklenen yöneti-cilerin kontrolleri aşması olasılığının en aza indirilmesi hedefi ile tutarlı bir çalışma düzeni anlamına gelmektedir. Sözü edilen yaklaşım ile ba-ğımsız denetim yapılmasının önündeki en önemli sorun ise, bilgisayar destekli denetim teknikleri ile uygulamaya aktarılabilecek ana kütle denetiminin neden olacağı artan maliyetlerin yalnızca müşterilere yük-lenerek mi özelleştirileceği, yoksa bütün finansal bilgi kullanıcılarına yararlanma derecesine göre dağıtarak mı kamusallaştırılacağı sorusun-da yatmaktadır. Buradan verilere daha kolay ulaşılması ya da kanıt top-lama sürecinin kolaylaşması durumunda bağımsız denetçilerin yaklaşık 2/3’ünün ortaklaşa sorumluluğu kabul ettiği, aksi halde herhangi bir sorumluluk üstlenmek istemediği anlaşılmaktadır.
Beşinci önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 69,3’ü iç kontrollerin rolü ve etkinliğinin hata ve hilelerin ortaya çıkarılma-
MÖ
DA
V 20
13/1
39
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
sında çok önemli olduğunu, iç kontrol yapılarının iç denetçilerin yar-dımıyla işletme ve işletme yönetimlerince oluşturulması nedeniyle ba-ğımsız denetçilerin büyük ölçüde kontrolü dışında olduğunu ve dolayı-sıyla hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasında bağımsız denetçilerin bir sorumluluğu doğmadığını düşünmektedir. Bununla birlikte, özellikle 2000’lerden sonra bağımsız denetçiler denetim standartlarına göre iç kontrol sisteminin etkinliği konusunda ayrı bir değerlendirme yapmak zorunda olduklarından özellikle etkinliği konusunda kuşku duymadık-ları ve olumlu değerlendirme yaptıkları sistemlere dayanarak verdikleri görüşlerin sonradan yanlış çıkması durumunda iç kontrol sistemlerinin etkin olmaması gerekçesine sığınamamaktadır.
Altıncı önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 59,0’ı hata ve hilelerin bulunması sorumluluğunun temel olarak finansal ra-porlama zincirinde yer alan kişi ve kurumlara dağıtılması düşüncesi-ni makul bulmakla birlikte, sorumluluğun paylaştırılması sonucu ana sorumluların gözden kaçırılabileceği kaygısı taşıyan ve sorumluluğun dağıtılmasına karşı olan görüş sahipleri önemli bir ağırlık (yüzde 33,3) oluşturmaktadır. Bağımsız denetçilerin söz konusu sonuçlara göre mu-hasebe hilelerinin ortaya çıkarılması sorumluluğunun yalnızca işletme yönetimine yüklenmemesi gerektiğini ve bu denli geniş ve kapsamlı bir sorumluluğun işletme içi ve dışındaki taraflarca paylaşılabileceğini dü-şündükleri anlaşılmaktadır. Bu kapsamda işletme yönetimi ve iç dene-timin özellikle varlıkların kötüye kullanılması hilelerinde etkili olabile-ceği, işletme yönetim kurulu, denetim komitesi ve bağımsız denetçile-rin ağırlıklı olarak finansal raporlama hilelerinin ortaya çıkarılmasında etkinliklerini arttırabileceği, düzenleyici ve denetleyici kuruluşların ise özel olarak muhasebe hilelerini ortaya çıkarmaya yönelik bir inceleme ve kontrol mekanizması kurarak yönetim, iç denetim ve bağımsız dene-tim aşamalarında ortaya çıkarılamayan muhasebe hilelerinin bulunma-sında işlevsel olabileceği akla gelmektedir.
Yedinci ve son önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 66,6’sı hata ve hilelerin ortaya çıkarılması sorumluluğunun tamamıyla işletme yönetimi üzerine atılması ya da başka bir açıdan kendilerinin bir sorumluluğu olmadığı savının doğru olmayabileceğini düşünmekte-dir. Sorumluluğun tamamıyla müşteri işletme yönetimine ait olduğunu düşünenler ise yüzde 30,8’de kalmıştır. Bağımsız denetçiler hata ve hi-lelerin ortaya çıkarılmasının temel denetim amacı olmadığını, dolayı-sıyla bu görevin bağımsız denetçilere değil, işletme yönetimlerine ait olduğunu düşüncesini kabul etmemektedir. Nitekim günümüzde temel denetim amacı olarak kabul edilen “malî tablolarda önemli yanlışlıklar olmadığı konusunda makul güvence vermek” çerçevesinde en azından
MÖ
DA
V 20
13/1
40
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
önemli yanlışlıkların ortaya çıkarılmasının bağımsız denetiminin temel sorumluluklarından birisi olduğu saptanmakta, başka bir anlatımla te-mel denetim amacı içinde önemli hata ve hilelerin ortaya çıkarılması görevinin de bulunduğu çıkarımı yapılabilmektedir. Dolayısıyla bağım-sız denetçiler bu konuda doğrudan bir sorumluluk üstlenmek istemese de, denetimi önemli hata ve hileleri ortaya çıkaracak biçimde planla-mak ve yapmak durumundadır ve bu nedenle muhasebe hilelerinin orta-ya çıkarılamamasından zarar gören kişi ve kurumlara karşı gerektiğinde hesap vermek ile karşı karşıya kalabilmektedir.
3.2. Bağımsız Denetim Ücretinin Ödenmesi
Bağımsız denetçilerden denetim ücretinin ödenmesi ile ilgili olarak denetçi bağımsızlığının nasıl güçlendirebileceğine ilişkin aşağıdaki 5 öneriyi değerlendirmesi istenmiş ve denetçilerin görüşleri aşağıda Tab-lo 2’de özetlenmiştir.
Tablo 2. Bağımsız Denetim Ücretinin Ödenmesi
Seçenekler Sıklık (Frekans)Oran(%)
1-Müşteri İşletme Tarafından Ödenmesi 9 23,1
2-İşletmelerce Oluşturulacak Havuz Hesabından Ödenmesi
10 25,6
3-Odalarca Oluşturulacak Ortak Fondan Ödenmesi 7 17,9
4-Genel veya Katma Bütçelerden Ödenmesi 3 7,7
5-Kullanıcılarca Oluşturulacak Ortak Hesaptan Ödenmesi
9 23,1
6-Ücretin Denetimden Önce Alınması 1 2,6
Toplam 39 100,0
Katılımcıların sadece yaklaşık 1/4’ü denetim ücretinin müşteri iş-letme tarafından ödenmesinin bağımsız denetçinin bağımsızlığını etki-lemeyeceğini düşünmektedir. Mevcut uygulamanın ve ücret ilişkisinin devam etmesini küresel ölçekli kuruluşlar ulusal ölçekli kuruluşlara göre daha çok istemektedir. Öte yandan, bağımsız denetçinin bağım-sızlığını güçlendirmek için ise ortak bir hesap, fon ya da havuz oluştu-rulması önerilerinin benimsenebileceği anlaşılmaktadır. Müşteri işlet-melerden yapılacak kesintilerle oluşturulan bir havuz hesabı ve finansal bilgi kullanıcılarınca ya da ticaret ve sanayi odalarınca oluşturulacak bir ortak hesaptan ödeme önerilerinin tercih edilebileceği belirtilmek-tedir. Denetim ücretinin müşteri işletme (asıl) tarafından bağımsız de-netim kuruluşuna (vekil) ödenmesi bağımsız denetçilerin işlevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmesini olumsuz etkileyen vekâlet sorunu-
MÖ
DA
V 20
13/1
41
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
na yol açmakta ve bu sorun bağımsız denetçilerin gerçekten bağımsız ve yansız davranmasını engelleyebilmektedir. Sonuçlar bağımsız de-netim kuruluşlarının sorunun varlığını kabul ettiğini ve uygun çözüm önerilerine olumlu yaklaşabileceğini göstermektedir.
3.3. Finansal Tablo Kullanıcılarının Beklentileri
Bağımsız denetçilere finansal bilgi kullanıcılarının bağımsız dene-tim sonucunda ulaşılan görüşle ilgili olarak makul ölçülerin üzerinde beklentiler içinde olup olmadıkları sorulmuş ve alınan yanıtlar aşağıda Tablo 3’de özetlenmiştir.
Tablo 3. Finansal Bilgi Kullanıcılarının Beklentileri
SeçeneklerSıklık
(Frekans)Oran(%)
BirikimliOran (%)
Kesinlikle İnanıyorum 1 2,6 2,6
İnanıyorum 24 61,5 64,1
Kararsızım 3 7,7 71,8
İnanmıyorum 8 20,5 92,3
Kesinlikle İnanmıyorum 2 5,1 97,4
Yanıt Vermeyenler 1 2,6 100,0
Toplam 39 100,0
Bağımsız denetçilerin yüzde 64,1’i finansal bilgi kullanıcılarının malî tablo denetimi ve sonuç denetim raporlarından gereğinden fazla yüksek beklenti (finansal bilgi kullanıcılarının malî tablo ve denetim raporlarının gerçeğe uygun olmalarına aşırı derecede güven duymaları, yatırım, kredi, vergileme, tedarik vb kararlarını büyük ölçüde malî tab-lo bilgileri ve denetim raporu görüşüne dayandırmaları durumu) içinde olduklarına inanmaktadır. Bu sonuçta finansal bilgi kullanıcılarının bi-rincil bilgi kaynaklarından (işletmeden, işletme yayınlarından, işletme personelinden vb) bilgi almakta zorluk yaşamalarının ve üçüncül bilgi kaynaklarının (finansal basın ve yayın kuruluşları, aracı kurum ve fi-nansal kuruluşların yayımladığı bültenler, demeç ve araştırma raporla-rı vb) taraflı bulunmasının da etkili olabileceği değerlendirilmektedir. Bu verilerden finansal bilgi kullanıcılarının mevcut bağımsız denetim çalışmalarının düzeyini makul bir bağımsız denetçinin aynı koşullarda yapabileceği bir denetim çalışmasının düzeyinden daha yukarıda algı-ladığı sonucu ulaşılabilmektedir.
3.4. İç Denetim Mekanizmasının Düzeltilmesi
Bağımsız denetçilerden iç denetim mekanizmasının düzeltilmesiyle ilgili olarak muhasebe ve denetim yazınında sıklıkla tartışılan “İç de-
MÖ
DA
V 20
13/1
42
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
netim çalışmalarının bağımsız denetim çalışmalarına yararlı bir temel oluşturabilmesi için iç denetim biriminin uzmanlaşma, doğrudan doğ-ruya denetim kuruluna bağlanması, idarî özerkliğinin güvence altına alınması, iç kontrol sistemlerinin kurulmasında ve geliştirilmesinde bi-rinci derecede yetkili olması ve iç denetim mesleğinin bir meslek örgü-tü ve yasasına bağlı olarak yayımladığı standartlar aracılığıyla uygula-malara yön vermesi gerekmektedir.” biçimindeki değişim önermelerini ne yönde değerlendirdikleri sorulmuş ve aşağıda Tablo 4’de özetlenen yanıtlar alınmıştır.
Tablo 4. İç Denetim Mekanizmasının Düzeltilmesi
SeçeneklerSıklık
(Frekans)Oran(%)
BirikimliOran (%)
Kesinlikle İnanıyorum 11 28,2 28,2
İnanıyorum 22 56,4 84,6
Kararsızım 1 2,6 87,2
İnanmıyorum 5 12,8 100,0
Kesinlikle İnanmıyorum 0 0,0 100,0
Toplam 39 100,0
Sonuç olarak bağımsız denetçilerin yüzde 84,6’u iç denetimin ba-ğımsız denetime yararlı bir temel oluşturabilmesi için idarî ve malî özerkleştirme ile iç denetçilerin niteliklerinin arttırılması yönünde ciddî bir dönüşüm geçirmesinin yararlı olabileceğine inanmaktadır. Bu durum bağımsız denetçilerin işletme faaliyetlerini, yöneticilerini, çalışanlarını ve her türlü işlemi yakından gözleyen iç denetçilerin hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki uygun konumunun önemini kabul ettiklerini ve iç denetçiler ile işbirliği yapılması gerekliliğine inandıklarını da gös-termektedir. İç denetimin etkinleştirilmesi ile aynı zamanda bağımsız denetçilerin iş yoğunluğu bir dereceye kadar azalabilecek ve bağımsız denetçilerin sorumluluğu yönetimle paylaşma eğilimleri artabilecektir.
3.5. Aralıksız Denetimin Uygulanabilirliği
Aralıksız (ana kütle) denetim uygulaması konusunda bağımsız de-netçilerin düşüncelerini öğrenmek amacıyla aşağıda verilen önermelere katılıp katılmadıkları sorulmuş ve alınan yanıtlar aşağıda Tablo 5’de özetlenmiştir.
MÖ
DA
V 20
13/1
43
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
Tablo 5. Aralıksız Denetimin Uygulanabilirliği
ÖnermelerSıklık
(Frekans)Oran(%)
Olanaksız değildir, denetim riskinin azaltılması için gereklidir.
9 23,1
Sağlanacak sınırlı fayda maliyetinden daha düşüktür. 11 28,2
Fazladan ayrılan zaman gereksizdir ve israfa neden olur. 9 23,1
Örnekleme yoluyla ulaşılan denetim görüşünü değiştirmez.
7 17,9
İşlem miktarlarının ve çeşitlerinin artması nedeniyle otomasyon teknikleriyle dahi bu işlemlerin tek tek izlenmesi zordur.
12 30,8
İşletmeler açısından faaliyetlerin akışını engeller. 9 23,1
Denetime aşırı derecede güven duymaya başlayacağından işletme içi iç denetim faaliyetlerini olumsuz etkiler.
14 35,9
Sürekli denetim içerisinde bulunmak işletme yönetimi üzerinde baskı yaratır.
7 17,9
Bağımsız denetçiler genel olarak aralıksız denetimin bir gerekli-lik olduğuna inanmamaktadır. Aralıksız denetiminin denetim riskinin azaltılması için gerekli ve mümkün olduğuna inananların ağırlığı yüzde 23,1 olmuştur. Çoğunluğu oluşturan görüş sahipleri ana kütle denetimi-nin iç denetimi olumsuz yönde etkileyeceğini, otomasyona geçilmesine rağmen tek tek işlem temelinde izleme yapılamayacağını, faaliyetlerin akışını engelleyeceğini ve faydasının maliyetinden düşük olduğunu sa-vunmaktadır. Bağımsız denetçiler aralıksız denetime ilk olarak iç de-netim faaliyetlerini etkisizleştireceği için olumsuz bakmaktadır. İkinci olarak aralıksız denetimin teknik yapılabilirliği konusunda kuşkuları olduğunu belirtmektedir. Üçüncü olarak aralıksız denetim ile sağlana-cak faydanın maliyetinden daha az olacağına inanmaktadır. Bununla birlikte bağımsız denetçilerin yaklaşık 1/4’ü ise aralıksız denetimin de-netim riskini azaltacağını düşünmektedir. Aralıksız denetim standart-lara göre gerçekleştirilen en az 96 saatlik denetime göre daha uzun bir zaman dilimini ve çalışma saatini içermektedir. Bu ise bağımsız denet-çilerin yalnızca iş yükünü arttırmakla kalmayacak, sorumluluklarını ve bu arada muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması sorumluluğunu da art-tırabilecektir, çünkü daha çok maddî ve beşerî kaynak ile daha uzun ve kapsamlı denetim yapan bağımsız denetçilerden daha çok sayıda hileyi ortaya çıkarması beklenebilecektir. Genel olarak bağımsız denetçilerin aralıksız denetim ile gelecek bu sorumluluğu kabul etmek istemeyecek-leri öngörülebilmektedir.
MÖ
DA
V 20
13/1
44
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
3.6. Muhasebe Skandallarında Sorumluluk Düzeyi
Bağımsız denetçilerin 2001 Enron, 2002 WorldCom ve 2003 Par-malat (European Enron) gibi geçmişte yaşanan ve muhasebe hileleri de içeren büyük şirket skandallarında sorumlu tutulması gereken organ ve mekanizmaları değerlendirmesi istenmiş ve denetçilerin görüşleri aşa-ğıda Tablo 6’da gösterilmiştir.
Tablo 6. Muhasebe Skandallarında Sorumluluk Düzeyi
SorumluOrgan ve
Mekanizmalar
Çok Yüksek
Yüksek Normal DüşükÇok
DüşükYanıtsız
Ora
n
Sıkl
ık
Ora
n
Sıkl
ık
Ora
n
Sıkl
ık
Ora
n
Sıkl
ık
Ora
n
Sıkl
ık
Ora
n
Sıkl
ık
Yöneticiler 9,0 3 0,8 2 ,1 2 ,0 0 ,0 0 ,1 2
Denetim Komitesi 6,2 8 1,0 6 ,1 2 ,0 0 ,0 0 ,7 3
Bağımsız Dış Denetim
8,5 5 8,7 9 ,7 3 ,0 0 ,0 0 ,1 2
Yönetim Kurulu 3,8 1 8,3 1 ,7 3 ,1 2 ,0 0 ,1 2
İç Denetim 5,9 4 6,2 8 0,3 4 ,5 1 ,0 0 ,1 2İç Kontrol 5,9 4 8,4 5 0,3 4 0,3 4 ,0 0 ,1 2Risk Yönetimi 0,5 8 1,2 0 5,4 6 ,6 1 ,6 1 ,7 3Düz./Den. Kuruluşlar
2,8 5 8,7 9 3,1 9 0,3 4 ,0 0 ,1 2
Siyaset-Ticaret İlişkileri
8,2 1 5,6 0 0,5 8 2,9 5 ,1 2 ,7 3
Etkin Olmayan Malî Sistem ve Piyasalar
2,8 5 5,4 6 0,7 2 3,1 9 0,3 4 ,7 3
Anonim İhbar Hatları
,1 2 7,9 7 5,6 0 3,2 9 7,9 7 0,3 4
Bağımsız denetçiler büyük şirket iflâslarında öncelikle işletme yö-netimi ve denetim kurulunu sorumlu görmüş, bağımsız denetimin rolü-nü daha önemsiz ve geri planda algılamıştır. Küresel ölçekli kuruluşlar hilelerin ortaya çıkarılmasındaki sınırlı ve ikinci derecedeki sorumluluk algılamalarını geçmişte yaşanan şirket iflâslarında da sürdürmekte ve söz konusu sorumluluğu hemen tümüyle işletme yönetimine yüklemek-tedir. Ulusal ölçekli kuruluşlarda ise bağımsız denetimin sorumluluğu bir bütün olarak işletme yönetiminden sonra gelse de göreli daha yük-sek olarak değerlendirilmektedir. Yukarıdaki sonuçlara göre bağımsız denetim kuruluşlarının sorumluluk sıralaması aşağıda Tablo 7’de özet-lenmiştir.
MÖ
DA
V 20
13/1
45
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
Tablo 7. Muhasebe Skandallarında Sorumluluk Sıralaması
Sorumlu Organ ve Mekanizmalar Genel Ulusal Uluslararası
Yönetim 1 1 1
Denetim Kurulu 2 2 2
Yönetim Kurulu 3 4 1
Bağımsız Denetim 4 3 4
İç Denetim 5 5 2
İç Kontrol 6 6 1
Risk Yönetimi 7 7 3
Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar
8 8 6
Siyaset-Ticaret İlişkileri 9 9 5
Etkin Olmayan Malî Sistem ve Piyasalar
10 10 7
Anonim İhbar Hatları 11 11 6
Güvenlik Kuvvetleri Bildirimi 12 12 8
Bağımsız denetçilerin gerek skandallar öncesi, gerekse skandallar sonrası muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılamamasından işletme yöne-timi ve yönetim organlarını sorumlu tuttuğu gözlenmektedir. Gerçekte bu olaylara karşı oluşan tepki, yeni düzenlemeler, yasa ve tebliğler ni-teliğinde olmuş ve bağımsız denetçilerin sorumluluklarını artıran bir-takım ek görevler getirilmiştir. Söz konusu ek görevlerin tam olarak yerine getirilmemesi durumunda bağımsız denetim kuruluşları ya da bağımsız denetçiler sorumlu tutulabilmekte ya da dava edilebilmek-tedir. Para ve hapis cezaları hem işletme yöneticileri, hem de bağım-sız denetçiler için ağırlaştırılarak uygulanmaya başlanmıştır. Daha da önemlisi denetim ve bir bütün olarak muhasebe mesleği saygınlık ve güven kaybına uğramış, kendi kendisine düzenleme yapma yetkisi elin-den alınarak düzenleyici ve denetleyici kuruluşlara devredilmiştir. Bü-tün bu gelişmelerin bağımsız denetçilerin de bakış açısını yeni düzen-lemelerden önceki yaklaşımlarına göre bir dereceye kadar değiştirmesi beklenirken böyle bir değişikliğin ya da yenilenmenin henüz yaşanma-dığı anlaşılmaktadır.
Bağımsız denetçilerin skandallar öncesi görüşlerinde diretmelerinin nedenlerinden birisi de yaşanan hile olaylarını sistemik olaylar olarak değil, münferit olaylar olarak görmesi olabilir. Söz konusu skandalların münferit ya da bireysel olay olarak kabul edilmelerinin göstergelerin-den biri sorumluluğun birkaç kişiye ya da kuruma yüklenmesi olmuş-tur. Nitekim ilk başta işletme yöneticilerinin açgözlülüğü ve yaşama
biçimi gibi gerekçeler ileri sürülürken, daha sonra yönetim organlarının dikkatsizliği ve denetim organlarının etkisizliği gibi nedenler öne çıka-rılmıştır. Sonuç olarak, düzenlemeler sistemik sorunlar olduğu anlayı-şıyla getirilirken, bağımsız denetçilerin skandalları halâ münferit olay değerlendirmeyi sürdürdüğü gözlenmektedir.
Öte yandan, Türkiye’de düzenleyici kuruluşlar ile bağımsız denet-çiler arasında sözü edilen konuda herhangi bir görüş farklılığı bulun-mamaktadır. Ülkemizde ortaya çıkarılabilen hile sayısının göreli olarak sınırlı düzeyde kalması ve bunlardan dolayı hemen tamamıyla müşteri işletmelerin sorumlu tutularak bağımsız denetim kuruluşlarının büyük çaplı kayıplara uğramaması nedeniyle yapılan yeni düzenlemeler ko-nusunda düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar ile bağımsız denetçiler arasında dolayısıyla ciddî bir görüş ayrılığı ve hatta tartışma süreci ya-şanmamıştır. Nitekim çalışma kapsamında 2 ve daha fazla hile ile kar-şılaşan bağımsız denetim kuruluşu oranının yalnızca yüzde 7,7 olması, bağımsız denetim kuruluşlarının yüzde 48,8’inin yalnızca 1 hile olayı ile karşılaşması ve geri kalan kuruluşların (yüzde 43,5) hiçbir hile olayı ile karşılaşmamış oldukları gözlenmektedir. Yine bağımsız denetçilerin hilelerin ortaya çıkarılmasında ileri düzeyde teknikler yerine gelenek-sel teknikler kullanmaya devam etmesi (yüzde 84,6’nun malî analiz ve analitik yöntemleri kullanması) ve hile maliyetini ABD ortalamalarının altında tahmin etmesi (yüzde 74,3’ünün hile maliyetini net satış hası-latının yüzde 5’inin altında tahmin etmesi) de bağımsız denetçilerin az sayıda hileyi ortaya çıkarabilmesi ile ilişkili olabilir.
Aynı biçimde sermaye piyasalarının yeni ve derinliğinin olmaması dolayısıyla büyük servet kayıpları meydana gelmemiş, hisse senedi sa-hipleri ve kreditörler bu nedenle bireysel ya da toplu olarak büyük çaplı davalar açmamış, dolayısıyla bugüne kadar yapılan yeni yasal düzenle-meler bağımsız denetçilere uygulamada yeni malî yükler getirmemiş-tir. Gerek 2002-2010 TMSK (Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu) döneminde, gerekse 2011’den sonra KGK (Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu) döneminde standart yapma yetkisi-nin fiilen kamu ve düzenleyici kuruluşlar ağırlıklı bir yapıya geçmesi bağımsız denetçilerin konumunu etkilememiş ve her iki dönemde de bağımsız denetim kuruluşları standart oluşturucu kurullarda doğrudan yer almamalarına karşın görev ve sorumluluk tanımları büyük ölçüde değişmeden kalmıştır.
3.7. Türkiye’de Uygulanması Önerilen Denetim Standartları
Denetim standartları bağımsız denetim çalışmalarının ve bağımsız denetçilerin görev ve sorumluluklarının ana çerçevesini oluşturmakta-
dır. Genel kabul görmüş denetim standartları göreli kolay olması ve köklü bir geçmişe sahip olmasına karşın kural bazlı ve şekle dayalı olduğu, sermaye piyasalarına tam, güvenilir ve geçerli finansal bilgi sağlamadığı, asgarî düzeyde finansal bilgi sunduğu için eleştirilmek-te, bunun yerine daha çok ve güncel bilgi sunan daha nitelikli finansal raporlama seçenekleri (örneğin Miller ve Bahnson 2002, 89-92) öneril-mektedir. Bu standart rejiminde bağımsız denetçiler yalnızca belirtilen kurallara ve eşiklere bakarak karar vermekte, olayın özü ve iktisadî ve ticarî niteliğini kavramaya yönelik herhangi bir ek çalışma yapmak du-rumunda kalmamakta, kurala ve anılan eşiklere şeklen uyulduğu sürece bağımsız denetçilerin herhangi bir sorumluluğu doğmamakta ve bağım-sız denetçiler takdir hakkını ya hiç kullanmamakta ya da sınırlı olarak kullanmaktadır. ABD denetim tarihi özelinde 2000’lerin başına kadar olan dönem 2000’lerin başına kadar olan dönem kural bazlı rejimin önde gelen savunucusu Arthur Andersen şirketinin fikirsel önderliğinde geliştirilen yeniliklerin uygulanması ile geçmiştir. Buna seçenek olarak ilke bazlı olan, öze öncelik veren ve uluslararası ölçekte kabul gören fakat daha az sınanan ve standart oluşumunda ulusal meslek örgütleri-nin görüşlerine başvursa da ülkelerin özgül ülke koşullarını tam anla-mıyla dikkate almayan uluslararası denetim standartları bulunmaktadır. Bu standart rejiminde kurallar ve eşikler açık biçimde yer almamakta, dolayısıyla bağımsız denetçiler koşullara bakarak önündeki iktisadî ve ticarî olayın özüne ve amacına ilişkin bir değerlendirme yapmakta, do-layısıyla bağımsız denetçilere daha çok takdir hakkı tanınmakta ancak bağımsız denetçiler gerektiğinde kullandıkları takdir hakkının hesabını vermek durumunda olduklarından daha geniş bir sorumluluk üstlen-mektedir.
Bu bağlamda bağımsız denetçilerden Türkiye’de uygulanacak dene-tim standartları oluşturulurken ne tür bir standart rejiminin temel alın-ması gerektiği konusundaki görüşleri öğrenilmek istenmiş ve alınan yanıtlar aşağıda Tablo 8’de özetlenmiştir.
MÖ
DA
V 20
13/1
48
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
Tablo 8. Türkiye’de Uygulanması Önerilen Denetim Standart-ları
ÖnermelerSıklık
(Frekans)Oran(%)
Türkiye uygulanması kolay olduğu ve köklü bir geçmişe sahip olduğu için genel kabul görmüş denetim standartlarını temel almalıdır.
1 2,6
Türkiye kural bazlı ve şekle dayalı olduğu, sermaye piyasalarına tam, güvenilir ve geçerli finansal bilgi sağlamadığı, asgarî düzeyde finansal bilgi sunduğu için genel kabul görmüş denetim standartlarını temel almamalıdır.
2 5,1
Türkiye ilke bazlı olduğu, öze öncelik verdiği ve uluslararası ölçekte kabul gördüğü için uluslararası denetim standartlarını temel almalıdır.
16 41,0
Türkiye henüz uygulamada yeterince sınanmadığı ve ülkelerin kendine özgü koşullarını ihmâl ettiği için uluslararası denetim standartlarını temel almamalıdır.
3 7,7
Türkiye genel kabul görmüş denetim standartlarını ve uluslararası denetim standartlarının birbirine yakınlaştırılması çalışmalarını yakından izlemeli ve yönünü bu alandaki gelişmelere göre belirlemelidir.
12 30,8
Türkiye kendine özgü iktisadî ve ticarî koşulları dikkate alarak karma bir standartlar bütününü temel almalıdır.
7 17,9
Türkiye’nin uygulaması gereken denetim standartları konusunda ilk tercih (yüzde 41,0) aynı zamanda mevcut uygulama da olan uluslararası denetim standartları olarak belirtilmiştir. Bu tercihte uluslararası denetim standartları oluşturma sürecine ülkeler olarak katılma olanağının bulunma-sı etkili olabilmekte, genel kabul görmüş denetim standartları oluşturma sürecinde ise böyle bir olanak söz konusu olamamaktadır. İkinci en çok ter-cih edilen seçenek (yüzde 30,8) ise genel kabul görmüş denetim standart-ları ile uluslararası denetim standartlarının yakınlaştırılması çalışmalarına göre yön belirlemek olmuştur. Genel kabul görmüş denetim standartları ABD’deki büyük boyutlu ve muhasebe hileleri içeren şirket iflâslarından sonra daha az tercih edilmeye başlanmış ve sonuç olarak uluslararası dene-tim standartları ile yakınlaştırma çalışmaları yoğunlaşmıştır. Ulusal ölçekli kuruluşlar Türkiye’nin kendine özgü iktisadî ve ticarî koşul ve özelliklerin standartlar şekillendirilirken bir faktör olarak göz önüne alınmasını öne-rirken, küresel ölçekli kuruluşlar yerel koşulların dikkate alınmaması ge-rektiğini belirtmiştir. Ülkelerin tarihsel, ekonomik, toplumsal ve kültürel koşullarının farklılığı göz önüne alındığında, bağımsız denetçilere bütün bu farklılıkları ifade etme olanağı veren ve işlemlerin özünü ve amacını anla-maya yönelten uluslararası denetim standartlarının Türkiye’deki bağımsız denetçilerce de daha uygulanabilir bulunduğu anlaşılmaktadır.
MÖ
DA
V 20
13/1
49
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
4. SONUÇLAR VE GENEL DEĞERLENDİRME
Genel olarak muhasebe hata ve hilelerinin ortaya çıkarılması sorum-luluğunun tamamen işletme yönetimine aît olduğu kabul edilmemekte-dir. Bağımsız denetçilerin mevcût tebliğ ve standartlar uyarınca ve iç kontrol sisteminin kuruluş ve geliştirme süreçlerinin büyük ölçüde ken-dilerinden bağımsız olmasından dolayı sorumluluktan kaçınma eğilimi içinde oldukları gözlenmektedir, ancak finansal raporlama zincirinde yer alan tüm taraflarca paylaşılması ya da ana kütle denetimi için ge-rekli maddî altyapının sağlanması durumunda sorumluluk üstlenilmesi eğilimleri güçlenmektedir. Öte yandan, sorumluluk düzeyi ile denetim ücreti arasında bir ilişki kurulması düşüncesi kuvvetli bir biçimde red-dedilmektedir. Bu sonuçta, öncelikle büyük ölçüde standartlaşmış bir denetim çalışması için birbirine yakın fiyatlarda denetim ücreti alın-ması ve dolayısıyla denetim piyasasında yoğun fiyat rekabeti yaşan-mamasının ve büyük ölçüde TÜRMOB önerisiyle yayımlanan Maliye Bakanlığı tebliği çerçevesinde faaliyet gösterilmesinin etkili olabile-ceği düşünülmektedir. Bağımsız denetçiler, denetim ücretinin ödenme biçiminin yasal görev ve sorumluluklarını yerine getirirken olumsuz etkide bulunabileceğini belirtmekte, ancak denetim ücretinin düzeyi ile sorumluluğu arasında herhangi bir ilişki kurmamaktadır. Başka bir an-latımla bağımsız denetçiler denetim ücretleri konusunda sorunu bunla-rın düzeyinde değil, ödenme biçiminde görmektedir.
Bağımsız denetim kuruluşlarının sorumluluklarını önemli yanlışlık-lar ile sınırlandırmaya çalıştığı, fakat önemli yanlışlıklar konusunda iş-letme yönetimiyle ortaklaşa sorumluluğu kabul edebileceği anlaşılmak-tadır. Başka bir anlatımla, bağımsız denetçiler malî tabloların önemli yanlışlıklar içermediğine ilişkin makûl güvence vermek çerçevesinde tanımlanan mevcût statüko ve uygulamaların devam etmesini istemek-tedir, ancak makûl güvence düzeyinin ötesine geçmeyi amaçlayan ana kütle denetimi uygulamasının yaşama geçirilmesi ya da sorumluluğu işletme yönetimi ile birlikte başka taraflara dengeli bir biçimde dağıt-mayı amaçlayan yaklaşımların yaşama geçirilmesi durumunda statüko-yu bırakma eğilimi göstermektedir. Ana kütle denetimi ve sorumlulu-ğun paylaştırılması konusunda ulusal ve uluslararası ölçekte faaliyet gösteren bağımsız denetim kuruluşları genel olarak benzer eğilimler paylaşmaktadır, ancak uluslararası ölçekli kuruluşlar söz konusu yak-laşımların uygulamaya aktarılması olasılığını ulusal ölçekli kuruluşlara göre daha düşük bir olasılık olarak değerlendirmektedir. Küresel ölçekli kuruluşlar tek sorumlunun işletme yönetimi olmasına ulusal ölçekli ku-ruluşlardan daha şiddetli bir biçimde karşı çıkmaktadır. Sorumluluğun paylaştırılması ve ana kütle denetimi konusunda uluslararası ölçekli
MÖ
DA
V 20
13/1
50
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
kuruluşların ulusal ölçekli kuruluşlardan ayrı düşmesinde uluslararası faaliyetlerinden çıkardığı derslerin ve deneyimin etkili olabileceği de-ğerlendirilmektedir.
Finansal bilgi kullanıcılarının denetim çalışmalarından yüksek bek-lentiler içinde oldukları düşünüldüğünden beklentilerin gerçekçi bir dü-zeye indirilebilmesi için bağımsız denetçilerin mevcut bağımsız dene-tim sürecini ve çalışmalarını finansal bilgi kullanıcılarına açık biçimde anlatması ve bu amaçla bilgilendirme çalışmaları (toplantılar, yayınlar, danışma ve bilgi alma mekanizmaları kurulması gibi) yapmasının ya-rarlı olacağı düşünülmektedir. Sözü edilen toplantılarda bağımsız de-netçiler olanaklarını, kısıtlarını ve kaynaklarını ortaya koymalı, finansal bilgi kullanıcılarının bağımsız denetçilerden yapılmasını beklediği hiz-metlerin hangilerinin yasa ve standartlar kapsamında kaldığı, hangile-rinin uygun ve yeterli kaynaklarla başarılabileceği, hangilerinin makul beklentilerin ötesine geçtiği ve son olarak hangilerinin başka organ ya da mekanizmaların görev alanına girdiği açıklanabilecektir. Böylelikle makul bir denetçinin yapması gereken denetim çalışmalar ile mevcut denetim çalışmaları arasındaki farklılık ya da boşluk saptanabilecek, bu farkın kapatılması için düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar göreve çağrılabilecek ve bağımsız denetçilerin yapamayacağı önemli görevle-rin nasıl bir örgütlenme içinde yerine getirilebileceği ortaya konabile-cektir.
Düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar ile bağımsız denetim kuruluş-ları arasında ise muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması sorumluluğu-nun tanımı ve kapsamı konusunda bir farklılık ya da boşluk saptan-mamıştır, çünkü gerek düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, gerekse bağımsız denetim kuruluşları bağımsız denetimin temel amacının hi-leleri ortaya çıkarmak ve önlemek olmadığı, bu sorumluluğun müşteri işletmelere ait olduğu konusunda uzlaşmaktadır. Dolayısıyla Türkiye ölçeğinde kamunun önemli bir bileşeni olan düzenleyici ve denetle-yici kuruluşlar açısından bir denetim beklenti boşluğundan söz edile-memektedir. Öte yandan, finansal bilgi kullanıcıları anlamındaki tüm kamu ve toplum açısından bir denetim beklenti boşluğu olup olmadığı-nı anlayabilmek için öncelikle yatırımcılar ve alacaklılar olmak üzere finansal bilgi kullanıcılarının eğilimlerini saptamak ve bunları bağımsız denetim çalışmaları ve bağımsız denetçilerin algılamaları ile karşılaştır-mak gerekmektedir.
Bağımsız denetçiler iç denetimin yapısal kısıtlarının olanaklar ölçü-sünde giderilmesi durumunda özellikle varlıkların kötüye kullanılması hilelerinin ortaya çıkarılması ve önlenmesinde iç denetim çalışmala-
MÖ
DA
V 20
13/1
51
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
rının daha güvenilir bir düzeye gelebileceğine inanmaktadır. Bununla birlikte, iç denetimin tamamen bağımsız bir mekanizma olamayacağı ve yönetimden özerk bir konumda olsa bile iç denetim çalışmalarının bağımsız denetimde ihtiyatlı biçimde kullanılması gerektiği unutulma-malıdır. Günümüzde bu düzeyde bir özerklik iç denetimin yönetime bağlı olmaktan çıkarılıp denetim komitesine bağlanması ile sağlanmaya çalışılmaktadır.
Muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması açısından Türkiye’deki bağımsız denetçilerin sorumluluğu tek bir tarafa yüklemek istememe-si, olanaklar genişletilirse sorumluluğu paylaşmaya istekli olması ve denetim ücretlerinin müşteri işletme tarafından ödenmesinin yarattığı bağımlılık ilişkisini değiştirmeye eğilim göstermesi, bağımsız denetçi-lerin kamusal ve toplumsal rolleri ile ilgili duyarlılıklarını göstermek-tedir. Nitekim Reinstein ve McMillan (2004, 952-3)’a göre, kamusal ve toplumsal rollerinin farkında olan ve bu rollere bağlı olan bağım-sız denetçiler finansal raporlama sistemine güvenin artmasında etkili olabilmektedir. Kamusal ve toplumsal rollerinin farkında olan bağım-sız denetçi tipolojisinin yaratılması için için de ilgili bütün taraflarca uyumlu çabalar gösterilmesi gerekmektedir. Muhasebe eğitiminin ba-ğımsız denetçilerin kamusal ve toplumsal rollerini pekiştirecek, ilkelere teknik ayrıntılardan daha çok yer verecek (Revsine 2002, 143-4) ve ahlâkî değerler içerecek biçimde gözden geçirilmesi önemli adımlardan birisi olabilecektir.
Müşteri işletme ve bağımsız denetim kuruluşu arasındaki karşılıklı çıkar ilişkisini kesintiye uğratmak amacıyla yeni denetim standartları ile getirilen sorumlu ortak başdenetçi değişikliği yerine firma rotasyo-nunun daha etkili olacağı düşünülmektedir. Gavious (2007, 462-3)’a göre, bağımsız denetçi değişikliğinde önemli nokta denetim süresi ol-maktadır. Bağımsız denetim kuruluşu, müşteri işletme ile ilişkilerinin kısa vadeli ve kesintili olduğunu bilirse, müşterinin isteklerine uygun olarak önemli yanlışlıklar içeren malî tablolara onay vermemektedir. Ayrılma olasılığı ayrıca denetçi-denetlenen işbirliğini yeni gelecek de-netçinin yanlışlıkları belirleyip rapor edebilmesi bakımından da boz-maktadır. Uzun süreli denetimler bağımsız denetçiler açısından aynı zamanda atâlete de neden olmaktadır. Dolayısıyla, işletmelerin karma-şıklığının denetimi güçleştirmesi, işe başlama (ilk yıl) maliyetlerinin yüksekliği, yönetimin işbirliği eğiliminin azalması ve kısalan denetim süreleri için yönetimin daha yüksek ücretler teklif ederek bağımsız de-netçileri etkilemek istemesi gibi risklerine karşılık denetim süresinin firma açısından sınırlandırılmasının hileleri azaltması beklenebilecek-tir. Nitekim KGK’nun 2012 yılında yayımladığı Bağımsız Denetim
MÖ
DA
V 20
13/1
52
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
Yönetmeliği’ne göre üç yıl geçmedikçe denetim kuruluşları son on yıl-da yedi yıl, denetim kuruluşlarında çalışanlar da dahil denetçiler ise son yedi yılda beş yıl denetim çalışması yürüttükleri işletmelere ilişkin denetimleri üstlenemeyecektir. Türkiye’deki uygulama hem firma, hem de denetçi rotasyonu biçiminde olduğundan dünyadaki uygulamalardan daha ileri bir aşamada olduğu, ancak firmalar için de denetim süresinin 5 yıla indirilmesinin uygulamanın etkinliğini arttırabileceği değerlen-dirilmektedir.
Denetim ücretlerinin müşteri işletmelerin dışındaki taraflarca öden-mesi ve denetim piyasalarında aşırı rekabetin önüne geçilerek dene-tim ücretlerinin kaliteyi düşürebilecek noktalara kadar çekilmemesi bağımsız denetimi görev ve sorumluluklarını yerine getirmesinde ra-hatlatabilecektir. Gavious (2007, 464) bu nedenle denetim ücretlerinin düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar tarafından düzenlenmesi ve izlen-mesini bağımsız denetim kuruluşlarının bağımsızlığının güvence altına alınması için bir süre daha gerekli değerlendirmekte, denetim ücretleri-nin ilgili tarifeler, rakip firmaların ücretleri, geçmiş yıllardaki ücretler, itibar, verimlilik ve uzmanlık gibi etmenler göz önünde bulundurularak belirli ölçülere göre kontrol edilmesini ve denetim ücretlerinin yük-sekliği ya da düşüklüğü için kamuya makûl açıklamalar yapılmasını önermektedir. Bu durum, müşteri işletme ve bağımsız denetim kuruluşu arasında yaşanan vekâlet sorununu bir dereceye kadar hafifletebilecek-tir. Türkiye’deki bağımsız denetçilerin yalnızca 1/4’ünün denetim üc-retinin müşteri işletme tarafından ödenmesini uygun bulmaları ve ücre-tin müşteri işletme dışındaki taraflarca ödendiği seçeneklere açık kapı bırakmaları vekâlet sorununu ciddî derecede yaşadığını ve sorunun çözümü konusunda istekli olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte çözüm inisiyatifinin bağımsız denetim kuruluşlarından değil, düzenle-yici ve denetleyici kuruluşlardan beklenmesi daha gerçekçi olacaktır, çünkü kısa vadede bağımsız denetim endüstrisinin müşteri işletmeler ile yerleşik ilişkilerini değiştirmesi kolay görünmemektedir.
Bağımsız denetçilerin hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki ye-tersizliği, iç denetçilerin hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki uy-gun konumu, hile incelemecilerin hata ve hilelerin ortaya çıkarılma-sındaki uzmanlığı ve yolsuzlukların azaltılması konusundaki yoğun kamuoyu baskısı göz önünde bulundurulduğunda hata ve hilelerin or-taya çıkarılmasında söz konusu meslekler ve toplum arasında eşgüdüm sağlamanın gerekliliği anlaşılmaktadır. Bağımsız denetçiler muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması için uyumlu bir takım çalışmasının için-de olmalıdır. İşletme içi faaliyetleri gözleyebilecek en uygun konumda olan iç denetim çalışmalarını özellikle varlıkların kötüye kullanılması
MÖ
DA
V 20
13/1
53
Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları
hilelerinin ortaya çıkarılmasında bu mekanizmanın özerklik derece-sine bağlı olarak ihtiyatlı bir biçimde kullanmalıdır. Birtakım şüpheli durumların ortaya çıkarılmasında finansal dedektif olarak nitelendiri-lebilecek hile incelemecilerinden ve hile saptandıktan sonraki süreçte hile maliyetlerini en aza indirebilmek açısından adlî muhasebecilerden hizmet almayı düşünmelidir. Müşteri işletmenin denetim komitesinin ve hukuk müşavirinin hile ortaya çıktıktan yargılama aşaması sonuçla-nıncaya kadar olan aşamalarda süreci örgütlemesi ve yönetmesini sağ-lamalıdır. Bağımsız denetim çalışmaları yapılırken ve rapor yazılırken hilenin ortaya çıkarılması, incelenmesi ve yargılama aşamalarından ge-len veri ve bilgileri değerlendirmeli, bunlara göre o noktaya kadar olan denetim çalışmalarını gözden geçirmelidir. Sonuç olarak, muhasebe ve denetim mesleği ahlâkî özdenetimini başarabilir, müfredatın gerçek dünya koşullarına uyarlanmasını sağlayabilir, toplumsal ve çevresel ön-celikleri yeniden canlandırabilir, hilelerin ortaya çıkarılmasında birden çok aracı eşzamanlı olarak verimli bir biçimde kullanabilen bir takım çalışması içinde olabilirse etkinliği ve güvenilirliği o derece artabilecek ve muhasebe hilelerinin yarattığı büyük sosyo-ekonomik ve kültürel maliyetler kabul edilebilir düzeylere gerileyecek ve orantılı bir refah artışı yaşanabilecektir.
5. KAYNAKÇA
ACFE. 2008. Report to the Nation of Occupational Fraud &Abuse. Association of Certified Fraud Examiners Austin.
Boynton, W. ve R.N.Johnson. 2006. Modern Auditing : Assurance Services and the Integrity of Financial Reporting 8th Edition John Wiley & Sons Hoboken New Jersey USA.
Burrowes, A.W., J.Kastantin ve M.M.Movicevic . “The Sarbanes-Oxley Act as a Hologram of Post-Enron Disclosure : A Critical Realist Commentary” Critical Perspectives on Accounting 15 797-811.
Gavious, I . 2007. “Alternative Perspectives to Deal with Auditors’ Agency Problem” Critical Perspectives on Accounting 18 (2007) 451-67.
Golden, T.W., S.L.Skalak ve M.M.Clayton. 2006. A Guide to Forensic Accounting Investigation John Wiley & Sons New York USA.
Miller, P.B.W ve P.R.Bahnson. 2002. Quality Financial Reporting. New York:McGraw Hill.
Porter, B., J.Simon ve D.Hatherly. 2006. Principles of External Auditing John Wiley & Sons New York USA.
MÖ
DA
V 20
13/1
54
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR
PwC. 2007. Economic Crime:People, Culture & Controls. The 4th Biennial Global Economic Crime Survey Investigations and Forensic Services New York.
PwC. 2007. Economic Crime:People, Culture & Controls, The Global Economic Crime Survey -2007 İstanbul.
Reinstein, A. ve J.McMillan. 2004. “The Enron Debacle: more than a perfect storm” Critical Perspectives on Accounting 15 (2004) 955-70.
Revsine, L. 2002. “Enron:sad but inevitable” Journal of Accounting and Public Policy 21 (2002) 137-45.
Rezaee, Z. 2002). Financial Statement Fraud. March 2002. John Wiley & Sons New York USA.
Singleton, T.W., A.Singleton, G.J.Bologna ve R.J. Lindquist. 2006. Fraud Auditing and Forensic Accounting 3rd Edition John Wiley & Sons New York USA.
Wells, J.T. 2008. Principles of Fraud Examination John Wiley & Sons New York USA.
Wiesen, J. 2003. “Congress Enacts Sarbanes-Oxley Act of 2002 : A Two-Ton Gorilla Awakes and Speaks” Journal of Accounting Auditing & Finance Summer 2003 Volume 18 Issue 3 pp.429-48.
MÖ
DA
V 20
13/1
55
CUSTOMER-DRIVEN PROFITABILITY ANALYSIS: A
MANAGEMENT ACCOUNTING APPROACH THROUGH
CUSTOMER PORTFOLIO APPLICATIONS
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ*
Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU**
ABSTRACT
On the subject of Customer-driven Profitability Analysis this paper aims to describe the need for such analysis; its role in contemporary businesses, difference from early approaches to profitability and comprehensions brought by. After grounding customer-centric view’s hypothetical framework cited objectives are fulfilled through clarification of key processes of Customer Profitability Analysis, identifying advantages along with downsides and employing customer portfolio applications to demonstrate practical usages. Calculations pertinent to customer profitability are performed via a sample case designed close to real business dynamics. Using fixed manufacturing costs and customer specific costs evaluations about profitability indicators’ reliability and factors influencing these indicators are discussed to reach a reasonable management instrument. Prospect actions towards different customers are put forward in accordance with illustrated case besides flexible classifications of customers. Ultimate contributions providing insight how to assess corporate profitability are handled in customer focused lookout and why it is important to analyze profitability on customer basis is argued.
Keywords: Profitability Analysis, Customer Profitability, Customer Portfolio Analysis, Management Accounting Cases
JEL Classification: M10, M41
* Dokuz Eylül University FEAS, Department of Management. [email protected] ** Dokuz Eylül University FEAS, Department of Management. [email protected]
MÖ
DA
V 20
13/1
56
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU
MÜŞTERİ ODAKLI KARLILIK ANALİZİ: MÜŞTERİ PORTFÖYÜ UYGULAMALARIYLA BİR YÖNETİM MUHASEBESİ YAKLAŞIMI
ÖZ
Müşteri Odaklı Karlılık Analizi konusunda yürütülen bu çalışma, müşteri karlılık analizi tekniğine duyulan ihtiyacı, bu analizin modern işletmelerde-ki rolünü, karlılık konusundaki daha önceki yaklaşımlardan farklılıklarını ve getirdiği anlayışları ortaya koymayı amaçlamıştır. Müşteri odaklı yaklaşımın kavramsal çerçevesi oluşturulduktan sonra, söz konusu amaçlara Müşteri Kar-lılık Analizinin ana süreçlerinin açıklanması, avantaj, dezavantajlarının yo-rumlanması ve müşteri portföyü uygulamaları vasıtasıyla pratik sonuçlarının gösterilmesi gibi yollarla ulaşılmaya çalışılmıştır. Müşteri Karlılığına ilişkin hesaplamalar gerçek iş ortamı dinamiklerine uygun kurgulanan bir vaka üze-rinde gerçekleştirilmiştir. Sabit üretim maliyetleri ve müşterilere özel maliyet-ler aracılığıyla karlılık göstergelerinin güvenilirliği ile ilgili değerlendirmeler yapılmış, bu göstergelere etki eden faktörler akılcı bir yönetim enstrümanına ulaşılmasına yönelik tartışılmıştır. Örnek vaka çalışması temelinde, esnek bir şekilde kategorize edilmiş farklı müşterilere karşı alınacak olası aksiyonlar ileri sürülmüştür. Müşteri odaklı bakış açısının kurumsal karlılığın değerlendi-rilmesine sağladığı nihai katkılar ve karlılığın bu açıdan değerlendirilmesinin önemi eleştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Karlılık Analizi, Müşteri Karlılığı, Müşteri Portföy Analizi, Yönetim Muhasebesi Vaka Çalışmaları
JEL Sınıflandırması: M10, M41
1. INTRODUCTION
Today’s notion explaining modern economy rests on the assumption that businesses are formed for benefits of stakeholders. In that, competition which is a significant factor to shape contemporary economic framework compels businesses to adopt strategies focusing on a certain stakeholder group, namely customers. After early 90s it has become so obvious that customer-focused view is a key element to grow advantage in competition, firms start paying attention to previously underestimated concepts such as cost-to-serve, customer satisfaction and customer services.
With the recognition of customer driven component’s role in corporate profitability, nowadays’ organizations have a tendency to promote customer profitability measures and strategies instead of ones
MÖ
DA
V 20
13/1
57
Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications
related with product profitability. The reason for that is simply based on changing trends about how customers consume value. Added value created by businesses is consumed according to customer perceptions, their preferences. In this respect, up-to-date economic or social conditions of consumers are pretty effective as well. Thus, profitability is not only influenced by matters associated with products but also heavily dependent on customer related factors.
From a customer-focused viewpoint, corporate profitability can be described as the difference between revenues generated from customers and customer costs. Any cash inflow or economic benefit in return for provided goods and services contributes to profits when costs incurred to serve customers work adversely. Despite revenue channels’ familiarity to companies, customer costs’ detail stayed unfamiliar yet. Varying with related field of activity, excess of customer costs derive from such reasons;
• Smaller order quantities
• Customized and/or more frequent deliveries
• Producing and/or stocking a large number of products
• Requiring a company to hold inventory
• Increasing requirements for post-sales support
To deal with such extra costs, companies employ charge for selected services, they call back some services offered or turn them more efficient. Companies may renegotiate contracts or even fire the customer (Valkre 2009, 2). Thereby, realizing customer costs accordingly customer profitability is of great importance to design a business strategy.
2. CUSTOMER PROFITABILITY AND ITS IMPORTANCE
In general, the gap between revenues grained from and costs related with customer relationships is named as customer profitability. For upgrading their profitability businesses used to concentrate on product quality and costs. However, to meet huge worldwide competition and diversifying customer expectations, companies ought to know characteristics of potential buyers of their products and which customer groups are contributing to corporate profitability in which ways. Advancements in production and communication technologies; variations in social, political and cultural life; new approaches of management also bring about calculating costs for each customer or customer group separately, counting them against revenues from to calculate profitability by customer means.
MÖ
DA
V 20
13/1
58
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU
On this basis, Kotler (2007) defines who a profitable customer is “A person, household or company that, over time, yields a revenue stream that exceeds by an acceptable amount the company’s cost stream of attracting, selling and servicing that customer”. In this context, firms evaluate customers in terms of the margin they contribute to profitability and detect costs of necessary activities to hold the demand. Thus, paying attention to customer profitability gains crucial importance to allocate resources appropriately. As a customer relationship management tool, the significance of being aware of that concept enables companies to build long lasting relationships with the most valuable customers; companies can win a loyal and profitable customer base (PwC 2009).
3. CUSTOMER PROFITABILITY ANALYSIS
In contemporary management accounting customer profitability analysis can be mentioned as an important recent tool to decision making. To take decisions regarding their customers, companies need to have precise and guide knowledge about their customers. That’s why, accounting information systems should be used in a way that costs and revenues are accurately classified for particular customers or customer groups.
Horngren (2011) describes this method of analysis as the reporting and assessment of revenues earned from customers and the costs incurred to earn those revenues. He also puts forward that customer profitability analysis includes resolving customer differences in revenues and costs to provide insight into why differences exist in the operating income earned from different customers or customer groups. Customer profitability analysis also refers to the allocation of revenues and costs to customer segments or individual customers, such that the profitability of those segments and/or individual customers can be calculated (van Raaij 2003, 573). Alternatively, from a managerial viewpoint, the concept of customer profitability is comprised of providing executives information about whether specific customers, segments or groups is making adequate contributions to operating income of a company for receiving a high level of attention from that company.
Today organizations use customer profitability analysis to identify efficiency of customer activities and relationships. Many companies endeavor to upgrade their market share and customer satisfaction levels regardless of costs relevant to those activities. Customer profitability analysis assists companies with particular cost-benefit comparisons for identification of who their most valuable customers are to prioritize any marketing, sales or service activity (Yükçü 2007, 270). Such
MÖ
DA
V 20
13/1
59
Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications
information provides managers following aspects:
• Maintaining and increasing current customer profitability by developing brand loyalty.
• Carrying relevant costs for turning unprofitable customers into profitable ones.
• Withdrawing from segments that enduring costs work inefficiently to generate profitable customers.
Management matter that Scarlett (2003) inspected serves to illustrate the approach in a simple manner. “Say we have two customers, X and Y, who have generated similar revenues for our business over the past year. Both pay their bills on time and their revenue growth rates are comparable. We might think these customers are of equal value to our business but X has been a customer for years, gives us all of his business, refers friends and associates, pays electronically and demand little in the way of extra attention. Y, on the other hand, has recently been reacquired for the third time in three years through significant price concessions. He buys our lower margin items, changes his orders at the last minute and requires a lot of customer care. So are X and Y generating similar returns?”
Customer-centric approach to profitability handles the problem considering costs incurred for serving the customers. Apart from product costs, these costs relate to customer activities such as selling-administration, purchasing, order-taking, and marketing, distribution, discounts and quality control. In this approach it is appropriate to assess customer profitability by attributing costs to specified consumers with using relevant cost-drivers. For production of very customized goods or services some production costs can even be traced by customer level. Regarding this sample, customer profitability analysis shows that X turns out to be a more profitable customer than Y despite their identical contribution to revenue. Concisely, differences in contribution margins of goods they bought, costs and loyalties to company along with purchasing behaviors are sequenced as reasons for that inference.
Customer centered profitability approach differs from traditional profitability approaches in many ways. Although in traditional approach all customers are treated equally to detect revenue alone, customer profitability approach requires awareness of individual or group customers’ influence on total corporate profitability. Notwithstanding traditional approach’s disregard of the full cost of servicing a customer including selling, advertising, general&administrative costs or
MÖ
DA
V 20
13/1
60
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU
opportunity costs, customer driven methodology prioritizes rendering services to customers for ensuring each customer relationship is profitable.
With customer profitability analysis’ main instrument of determining the profit margins generated by each customer a small number of customers can generate a high proportion of the total profit, Selden and Colvin (2004) estimate that it is very often the top %20 of customers generate approximately %80 of a firm’s total profit. This common understanding so called 80:20 rule is mentioned in contemporary business literature as The Pareto principle. The whale curve whose name derives from average shape of accumulated profits in a firm explains this basic commonality as follows.
Figure 1. The Whale Curve of Customer Profitability by Percentile of Customers
According to above assumption that often meets with many businesses circumstances, first 20 percentile most profitable customers generate the potential profits, %50-%60 reach break-even point and remaining %20 comes out apparently as unprofitable in total profits continuum. In this sense, customer profitability analysis can be employed to differentiate who the most valuable customers to company are, and to determine the extent of company’s dependence on specific customers, groups or segments. Hereby any firm can decide the proportion of resources allocated for different customers which customers are to be targeted.
MÖ
DA
V 20
13/1
61
Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications
4. PROCESSES of CUSTOMER PROFITABILITY ANALYSIS
To reveal the steps of customer profitability analysis it’s important to highlight the use of Activity Based Costing System’s principles in the processes of this concept. By way of fundamental classification, there are two distinct fragments of whole calculation.
• Determination of Customer-specific Costs and Customer Activity Costs
Those are costs incurred as a result of activities in sales, customer service and the warranty departments that are rendered for all customers. Stages to determine customer-specific costs could be sorted as identifying who the customers or customer groups are to be evaluated for the analysis, defining key activity /resource drivers to allocate costs to their true consumption channel, mapping those activities to customers and revealing customer costs through accumulation of those activity costs for each individual customer or customer group. Similarly, customer activity costs can be calculated in the same manner with integrating resource pools to assign costs appropriately to customers for which the activities are conducted for. At this point, following figure illustrates the steps in this component of customer profitability analysis.
Figure 2. Steps in Determination of Customer-Specific Costs
Reference: Yükçü 2007, 275; Valkre 2009, 5
MÖ
DA
V 20
13/1
62
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU
• Determination of Customer Profitability
Customer profits could be computed likewise operating profit calculations in traditional profitability approach. Product costs, customer costs and asset opportunity costs that are assets of the company a particular customer consumes are subtracted from total revenues to get customer profitability numbers. Here the opportunity cost is calculated by multiplying a company’s cost of capital (or some appropriate interest rate) times the average asset value utilized. This cost of capital amount reduces overall customer profitability (Valkre 2009, 6).
Customer Profit = Revenue – (Product Costs + Customer Costs +
Asset Opportunity Cost)
After covering principal processes, it’s appropriate to indicate advantages of employing customer profitability analysis to companies in this part. Key benefits of customer driven profitability analysis can be enumerated as following:
• It works to address customers that boost true profits by eliminating non-profitable customers or groups via management decisions.
• Brings an understanding to define customer groups in terms of their lifetime value to the company, whether they are worth retaining or not. Helps to identify which segments to focus on.
• Customer centric approach to profitability grounds taking into account of non-production costs and purchasing behaviors that are unignorable elements of true costs.
• Prioritize customized strategies by generating portfolio approaches to manage profitability considering customer costs and purchasing habits.
• Yields useful information to increase efficiency of marketing, pricing and discounting activities. Forms goals/strategies towards high-value customers.
On the contrary there are some drawbacks of seeing profitability in such a view. Despite the fact that they are surmountable with recent developments, following downsides had better be considered.
• Accurate calculation and attribution of costs may entail certain challenges in different sectors. It might generate extra costs to implement Activity Based Costing that ensures precision for cost attributions.
• Data collection that would be used for projecting segmental
MÖ
DA
V 20
13/1
63
Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications
revenues and costs may require adoption of new systems/technologies.
• It would result in misleading perceptions providing that companies do not take into account customers’ whole-life value to them that is lifetime earnings from customers. Evaluations based on annual earnings would be much myopic.
• It may seem overvalue individual purchases. Therefore, combinations of products and services are at risk of underestimation during analysis.
5. APPLICATIONS OF CUSTOMER PROFITABILITY ANALYSIS
In this part, to observe how customer profitability analysis implemented, a customer portfolio case is provided. A customer portfolio is the combination of individuals or groups that build up customer base of a business. For its compatibility to modern customer-driven approach and forming most businesses’ main customer stream, portfolio aspect is chosen to further the applications throughout this phase. Analysis would be conducted with respect to sales and variables cost numbers per product.
As an exemplary case, assessment of profitability is handled in a canned foods company. Given level of total fixed costs in “XYZ Foods” company is 620.000 TL, total selling- administrative expenses amounts to 400.000 TL for the year 20XX, profitability analysis would be performed from customer centered view. They decide to attribute fixed costs according to production hours and selling-administrative expenses to annual sales amounts.
For the same year realized sales numbers, production hours and variable costs of production are represented in the following table.
Table 1. XYZ Foods Sales Data per Product
Products Annual Sales (TL) Production Hours Total Variable Costs per Product (TL)Tomato Paste 900.000 300 400.000 Chili Pepper Paste 300.000 500 180.000 Canned Okras 950.000 500 850.000 Canned Green Beans 800.000 400 500.000 Mixed Vegetables Canned 200.000 200 80.000 Pickled Cucumbers 450.000 100 250.000 Total 3.600.000 2.000 2.260.000
Next step will be determination of contribution margins per products and allocation of fixed costs and selling-administrative expenses according to given allocation keys. To reach further customer profitability
MÖ
DA
V 20
13/1
64
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU
analysis, contribution margins are calculated by subtracting variable costs per product from revenues generated owing to any product, that is annual sales amounts, and cost portions related with each product are attributed simply by multiplying total amount with the proportion of that product in relevant allocation key items total. Subsequent tables show that calculations clearly.
Table 2. Product Contribution MarginsProducts Product Contribution Margin (TL) Variable Cost Ratio Contribution Margin Ratio
(Sales - Variable Costs per Product) (Variable Costs/Sales) (Contribution Margin/Sales)Tomato Paste 500.000 0,44 0,56 Chili Pepper Paste 120.000 0,60 0,40 Canned Okras 100.000 0,89 0,11 Canned Green Beans 300.000 0,63 0,38 Mixed Vegetables Canned 120.000 0,40 0,60 Pickled Cucumbers 200.000 0,56 0,44 Total 1.340.000 0,37 0,63
Portions to be Attributed = Tot. Fixed Costs/Tot. Sell.-Admn. Exp. X Proportion of Each Item in Allocation Key Total
Table 3. Cost Allocations
Products Portion Attributed (TL) Portion Attributed (TL)
from fixed costs from sel l ing-adm. exp.
Tomato Paste 93.000 100.000
Chi l i Pepper Paste 155.000 33.333
Canned Okras 155.000 105.556
Canned Green Beans 124.000 88.889
Mixed Vegetables Canned 62.000 22.222
Pickled Cucumbers 31.000 50.000
Tota l 620.000 400.000
In order to approach the case with a customer focused view, it’s necessary to notice purchase amounts of customers and which items are sold to whom. XYZ Foods Company provides information about purchases by customer in the table below.
MÖ
DA
V 20
13/1
65
Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications
Table 4. Purchases by Customer
Customer Sales Amounts (TL) Purchased Items Product Code
A150.000 Chili Pepper Paste 2 650.000 Canned Okras 3
B
100.000 Tomato Paste 1 50.000 Chili Pepper Paste 2
150.000 Canned Okras 3 300.000 Canned Green Beans 4 70.000 Mixed Vegetables Canned 5
130.000 Pickled Cucumbers 6
C250.000 Canned Green Beans 4 100.000 Pickled Cucumbers 6
D 400.000 Tomato Paste 1
E200.000 Tomato Paste 1 200.000 Canned Okras 3 50.000 Mixed Vegetables Canned 5
F80.000 Tomato Paste 1 70.000 Pickled Cucumbers 6
G100.000 Chili Pepper Paste 2 200.000 Canned Green Beans 4 30.000 Mixed Vegetables Canned 5
H
200.000 Tomato Paste 1 30.000 Canned Okras 3 20.000 Canned Green Beans 4 10.000 Mixed Vegetables Canned 5 50.000 Pickled Cucumbers 6
I30.000 Tomato Paste 1 20.000 Canned Okras 3 10.000 Pickled Cucumbers 6
J20.000 Canned Okras 3 30.000 Mixed Vegetables Canned 5 10.000 Pickled Cucumbers 6
K40.000 Tomato Paste 1 10.000 Canned Green Beans 4
L20.000 Tomato Paste 1 10.000 Canned Okras 3 20.000 Pickled Cucumbers 6
M
50.000 Tomato Paste 1 10.000 Canned Okras 3 20.000 Canned Green Beans 4 60.000 Pickled Cucumbers 6
MÖ
DA
V 20
13/1
66
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU
Knowing this information, it’s possible to calculate operating margins for each customer by tracking cost proportions from fixed costs and selling-administrative expenses. In such way we can compare total revenues with operating margins on both product basis and customer basis which is mentioned in customer profitability hypothesis. As customer profitability analysis’ theory puts forwards revenues, namely sales amounts for mentioned company can be unreliable indicators of profitability. Regarding this applications in portfolio view, it’s better to establish each customer’s profitability so as to get operating incomes which draws a key performance indicator. In given food company case, factors to be considered to reach a key indicator of profitability arise as fixed production costs, variable costs pertaining to operational activities and selling-administrative expenses. These signified cost items are to be deduced from total revenues to get final numbers for operating margins.
In order to monitor operating margins by customer level, each cost item needs to be fractioned according to distinct purchases of every customer, customer group or segment. Considering our case, variable costs per purchase is computed by multiplying variable cost ratios with total sales of that particular product to a certain consumer. Besides, per each purchase fixed cost amount is calculated through multiplication of the portion of that purchase within product’s total sales with total attributed fixed costs to related product. Another component to be subtracted from total revenues is selling-administrative expenses which can be detected by multiplication of corresponding selling-administrative expenses’ portion with share of purchases in total. Eventually, operating margin by a customer is reached via gathering operating margins per all purchases of this customer.
Subsequent Table 5 demonstrates how profitability numbers (TL) are calculated in detail.
MÖ
DA
V 20
13/1
67
Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications
Table 5. Calculations of Operating Margins on Customer Basis Cu
st.
Sale
s Pr
od. C
ode
Vrb.
Cos
t per
Pur
chas
e*Fx
d. C
ost p
er P
urch
ase*
*Se
ll-Ad
m. E
xp. p
er P
urch
ase*
**To
t. Cu
stom
er R
even
ue
Oper
. Mar
gin
per P
urch
.Op
er. M
argi
n pe
r Cus
t.Cu
stom
er's
( A )
( B )
( C )
( D )
( Gra
nd To
tal A
's){ A
- (B
+C+D
) }{ T
otal
A -
(B+C
+D) }
Oper
. Mar
gin/
Rev.
150.
000
2
90.0
00
77
.500
16.6
67
34
.167
-
650.
000
3
581.
579
106.
053
72
.222
109.
854
-
10
0.00
0
1
44
.444
10.3
33
11
.111
34.1
11
50
.000
2
30.0
00
25
.833
5.55
6
11
.389
-
150.
000
3
134.
211
24.4
74
16
.667
25.3
51
-
30
0.00
0
4
18
7.50
0
46
.500
33.3
33
32
.667
70.0
00
5
28
.000
21.7
00
7.
778
12.5
22
13
0.00
0
6
72
.222
8.95
6
14
.444
34.3
78
25
0.00
0
4
15
6.25
0
38
.750
27.7
78
27
.222
100.
000
6
55.5
56
6.
889
11.1
11
26
.444
D40
0.00
0
1
17
7.77
8
41
.333
44.4
44
40
0.00
0
13
6.44
4
13
6.44
4
0,
34
20
0.00
0
1
88
.889
20.6
67
22
.222
68.2
22
20
0.00
0
3
17
8.94
7
32
.632
22.2
22
33
.801
-
50.0
00
5
20
.000
15.5
00
5.
556
8.94
4
80.0
00
1
35
.556
8.26
7
8.
889
27.2
89
70
.000
6
38.8
89
4.
822
7.77
8
18
.511
100.
000
2
60.0
00
51
.667
11.1
11
22
.778
-
200.
000
4
125.
000
31.0
00
22
.222
21.7
78
30
.000
5
12.0
00
9.
300
3.33
3
5.
367
20
0.00
0
1
88
.889
20.6
67
22
.222
68.2
22
30
.000
3
26.8
42
4.
895
3.33
3
5.
070
-
20.0
00
4
12
.500
3.10
0
2.
222
2.17
8
10.0
00
5
4.
000
3.
100
1.11
1
1.
789
50
.000
6
27.7
78
3.
444
5.55
6
13
.222
30.0
00
1
13
.333
3.10
0
3.
333
10.2
33
20
.000
3
17.8
95
3.
263
2.22
2
3.
380
-
10.0
00
6
5.
556
68
9
1.11
1
2.
644
20
.000
3
17.8
95
3.
263
2.22
2
3.
380
-
30.0
00
5
12
.000
9.30
0
3.
333
5.36
7
10.0
00
6
5.
556
68
9
1.11
1
2.
644
40
.000
1
17.7
78
4.
133
4.44
4
13
.644
10.0
00
4
6.
250
1.
550
1.11
1
1.
089
20
.000
1
8.88
9
2.06
7
2.
222
6.82
2
10.0
00
3
8.
947
1.
632
1.11
1
1.
690
-
20.0
00
6
11
.111
1.37
8
2.
222
5.28
9
50.0
00
1
22
.222
5.16
7
5.
556
17.0
56
10
.000
3
8.94
7
1.63
2
1.
111
1.69
0 -
20
.000
4
12.5
00
3.
100
2.22
2
2.
178
60
.000
6
33.3
33
4.
133
6.66
7
15
.867
F G L M
800.
000
80
0.00
0
350.
000
45
0.00
0
150.
000
33
0.00
0
H I J KA B C E
140.
000
144.
020
-
76.9
38
53
.667
43.3
65
45
.800
4.36
7
80
.341
9.49
8
4.
631
310.
000
60.0
00
60.0
00
50.0
00
50.0
00
14.7
33
10
.421
33.4
10
0,18
-
0,
10
0,15
0,
10
0,31
0,
01
0,26
0,
16
0,08
0,
29
0,21
0,
24
*Variable Cost per Purchase = Variable Cost Ratio x Purchase Amount**Fixed Cost per Purchase = Product’s Portion Attributed from Fixed Costs x
(Purchase Amount/ Product’s Total Sales) ***Selling-Administrative Expenses per Purchase = Product’s Portion Attributed
from Selling-Administrative Expenses x (Purchase Amount/ Product’s Total Sales)
MÖ
DA
V 20
13/1
68
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU
When numbers are interpreted on customer basis, the capability of analyzing who is making or losing you money and why enables companies to determine strategies towards profitable directions in true comprehension of cost and revenue terms. It’s crucial for a business to eliminate its unprofitable customers. Apart from cost-to-serve and realized net margins that are key constituents of profitability, sales volume to different customers is another factor to consider before designing a strategy. Like relative market shares of products, sales volumes can be combined with profitability facts of customers to result in a differentiation of insights towards customers. Although borders would hardly be so clear cut in real business applications, designation of strategies towards different customers are depicted generally in following figure.
Figure 3. Actions towards Different Customers
Reference: Brown 2007, 3)
Pertinent to XYZ Foods Case, different actions towards given customers could be explained in such mannerism. Analogous to sales volume, we can take total customer revenues in one axis and operating margins per customers in another.
With this in the mind, customer “A” should be noticed with its lowest operating margin. Despite A’s contribution to total revenue, ranks 1st
MÖ
DA
V 20
13/1
69
Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications
with 800.000 TL, the relationship with this customer turns out to be the most unprofitable one because of excessive cost-to-serve components. Due to same reasons purchases of customer “G” form a similar pattern. G’s operating margin seems significantly low comparing to total revenue from it which is a lot higher than other customers providing considerable operating income. Operating margin/revenue ratios of these customers is almost zero or below. With gained attentions of those towards company, both A and G can be categorized as targeted customers and it’s better to transform these customers into profitable ones by focusing on changing their purchase habits. If products bought by them are substituted with the ones having lowest cost-to-serve components, XYZ Foods can recognize revenues as operating income. Otherwise withdrawing from that customers would be a wiser decision.
Amongst all customers, “D”, “F”, “H” and “M” can be treated in a parallel understanding. Since revenues from them are relatively decent, we can infer that these customers are already in target of the company. Respective operating margin/revenue ratios of %34, %31, %26 and %24 are moderately higher than averages and require retaining of these customers. Additional sales volume from existing businesses is in favor of XYZ Foods.
When we evaluate customers “K” and “L”, their purchase patterns appear close. By looking their selling-administrative expenses and revenues it can be deduced that they are not of prior target to the company, but their operating margins are acceptable than most. Decisions about activities towards such customers should be monitoring them if they could be growed into a class of ideal profitable customers without worsening current ratios or not. Ratio belongs to customer “I” is slightly lower than K and L owing to portions from fixed and variable costs. Accordingly customer I might be traced with same objective as well but not customer “J” engaging in a minimal operating margin.
The remaining customers “B”, “C” and “E” yields comfortable revenues, however revenue numbers of them are apparently misleading. Comparing their operating margins per customer and operating margin/revenue ratios to others, we can conclude that these customers are not that profitable as it seems. At that point the action towards them should be striving for cost reductions specifically in variable and selling-administrative components. Alternatively urging them to replace their purchases with ones generating more contribution margin would be appropriate.
Customer profitability analysis serve a reasonable tool for profitability
MÖ
DA
V 20
13/1
70
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU
assessment however, combining it with product profitability approaches or consumer behavior concepts results in more comprehensive understanding of corporate profitability. Mentioned analysis in this part backs up theoretical viewpoints numerically. Illustrated case application can be broadened or narrowed down with respect to cost-to-serve components, sectors participated in, manufactured/traded product lines, customer groups or segments, loyalty and lifetime values.
6. CONCLUSION
For seeing management accounting a sub discipline of economic sciences and economy as a social science, it makes nonsense to design an accounting analysis tool disregarding consumer basis. Customer driven profitability analysis approaches corporate profitability with taking account of lately realized factors like cost-to-serve, customer specific costs, customer-activity costs and asset opportunity costs. This contemporary analysis technique enables businesses to examine revenue streams and service costs in relation to particular customers or customer groups. Analysis of customer profitability backed up by customer portfolio applications in this paper serves as a key decision tool by bringing such questions to companies’ agenda.
• Which of your customers are unprofitable and why in customer-centric profitability terms?
• Should revenues and gross margins be taken seriously as reliable indicators of profitability?
• Does it make reason to treat all customers equally, which is of most value to the company?
• What is the optimal customer portfolio mix for existing product lines?
Moreover, customer driven profitability analysis argues whether customers’ level of attentions from company is excessive or insufficient. By determining operating margins on customer basis it allows true assessment of marketing, sales, service investments and proper allocation of business resources. To designate an overall business strategy customer profitability works to point out which customers or segments are worth retaining, which are to abandon and which are to rush into. Since customers are main addressees or consumers of added corporate values in nowadays’ business environment approaching profitability within customer driven context gives rise to rational insight for information production and decision taking.
MÖ
DA
V 20
13/1
71
Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications
7. REFERENCES
Brown, L. 2007. Customer Profitability Analysis: Profit Analytics
Horngren, C., Datar, S., and Rajan, M. 2011. Cost Accounting: A Managerial Emphasis. Pearson Prentice Hall
Kotler, P., and Armstrong, G. 2007. Principles of Marketing. Pearson Prentice Hall
Scarlett, B. 2003. Are they always right?. CIMA Insider
Selden, L., and Colvin, G. 2004. Killer customers: tell the good from the bad and crush your competitors. Portfolio Publishers
Van Raaij, E., Vernooij, M., and Van Triest, S. 2003. The implementation of customer profitability analysis: A case study. Industrial Marketing Management, 32, 573-583.
Yükçü, S. 2007. Yöneticiler İçin Muhasebe: Yönetim Muhasebesi. Birleşik Matbaacılık
PwC – Spotlight customer profitability. from http://www.pwc.com/us/. (04.09.2012)
Valkre Solutions – Customer Profitability Analysis. from http://valkre.com/papers/. (05.09.2012)
MÖ
DA
V 20
13/1
73
THE STATUS OF AUDIT COMMITTEES: A COMPARATIVE
STUDY OF U.S.A., E.U., AND TURKEY
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU*
Onuralp ARMAĞAN**
ABSTRACT
This study examines to what extend Blue Ribbon Committee (BRC) recommendations are taken as a reference set in the last decade by U.S., EU and Turkish market regulators in terms of setting the structure and the responsibility of audit committees (AC). This study also reviews and compares the relative regulations in these three body politics in detail through the aspect of each BRC recommendation and suggests on points to improve in the realm of AC regulations.
Overall, the study documents that BRC recommendations has been widely adopted by U.S., EU and Turkish regulators for specifying AC independence/membership and AC communication procedures albeit some nuances exists in details. However, the findings also indicate that BRC recommendation for establishing an AC charter in order to detail the functions and responsibilities of ACs is widely maintained in U.S. whereas EU and Turkey appears to lack the mandate for AC Charter and broad and detailed specification of AC functions.
Keywords: Audit Committee, Corporate Governance, European Union, Turkey.
JEL Classification: G34, K22, M42, M48.
DENETİM KOMİTELERİNİN STATÜSÜ: A.B.D, A.B. VE TÜRKİ-YE ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ÇALIŞMA
ÖZ
Bu çalışma, ABD, AB ve Türkiye’de düzenleyici kurumların denetim ko-mitesinin yapısı ve sorumluluklarını belirlemek için yaptıkları çalışmalarda
* Boğaziçi University, [email protected] ** Ph.D. Candidate, Boğaziçi University. [email protected]
MÖ
DA
V 20
13/1
74
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
Blue Ribbon Komitesi’nin (BRC) önerilerini ne derece referans olarak aldık-larını incelemektedir. Aynı zamanda bu üç ayrı coğrafyadaki denetim komitesi düzenlemelerini her BRC önerisi bazında detaylı bir şekilde değerlendirmekte ve karşılaştırmakta, bu düzenlemelerde geliştirilmeye açık noktalar doğrultu-sunda öneriler sunmaktadır.
Genel olarak sonuçlar, BRC önerilerinin ABD, AB ve Türkiye’deki dene-tim komitesi düzenlemelerinde geniş bir şekilde benimsendiğini, detaylarda bazı farklar olsa da genel olarak özellikle denetim komitesinin bağımsızlığı, üye yapısı ve denetim komitesinin kurumsal iletişim fonksiyonları noktasın-da bu önerilerin referans alındığını ortaya koymaktadır. Diğer taraftan ise, özellikle denetim komitesi tüzüğünün hazırlanması ve bu tüzükte BRC’nin önerdiği denetim komitesi sorumluluklarının yer alması konusundaki BRC önerilerinin ABD düzenleyici kurumları tarafından dikkate alındığını, ancak AB ve Türkiye’nin denetim komitesi tüzüğünün zorunlu kılınması ve denetim komitesi fonksiyonlarının detaylı bir şekilde ortaya koyulması noktasında dü-zenleme yapmamış olduğunu ortaya koymuştur.
Anahtar Kelimeler: Denetim Komitesi, Kurumsal Yönetim, Avrupa Bir-liği, Türkiye.
JEL Sınıflandırması: G34, K22, M42, M48.
1. INTRODUCTION AND HISTORICAL BACKGROUND
Audit Committee (AC) is appointed by the board of directors with the objective of protecting best interest of shareholders. Management and shareholders rarely interact with each other, resulting in lack of trust especially in the eyes of shareholders. In such circumstances, by its neutral views and reviews on different corporate issues, AC plays the role as a bridge among board, management and auditor while functions also as a safeguard for the stakeholders (Mohiuddin & Karbhari, 2010).
Beside having the traditional responsibility of overseeing auditing matters throughout the financial reporting process of the firm, AC has contemporarily become responsible for improving internal control and legal compliance in the firm (Lin et al., 2008). Therefore, the contemporary responsibility of AC could be briefly summarized as (1) advising board on the reliability of financial information, (2) advising the board on the risk management and internal control system, (3) overseeing the independent audit process, and (4) controlling and reviewing the internal audit division (Chambers, 2005).
Empirical studies suggest that AC contributes to corporate
MÖ
DA
V 20
13/1
75
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
governance and better quality of financial reporting in firms. Business entities with well functioning ACs are associated with reduced earnings management and frauds, and are more likely to receive clear auditor opinions (Bedard et al., 2004; Xie et al., 2003; Klein, 2002; Carcello and Neal, 2000). High performing AC is also likely to minimize errors in financial statements, and thus improve the credibility of financial reporting (McMullen, 1996; Garcia-Meca and Sanchez-Ballesta; 2009).
For better coordination of corporate financial information, formation of AC was initially recommended by the United States (U.S.) Securities Exchange Commission (SEC) for publicly traded companies after McKesson and Robbins, Inc. fraud in the 1937. However, it was in 1960s that AC became an issue of debate in United States, resulting from increased demand for better corporate governance and accountability (HassabElnaby et al., 2007).
The New York Stock Exchange (NYSE) enforced ACs for publicly traded companies in 1978, followed by The American Stock Exchange (AMEX) in 1979 recommending ACs for the listed companies. The National Association of Securities Dealers Automated Quotation (NASDAQ) acted accordingly by mandating ACs in 1989 (DeZoort, 1997).
In 1988, American Institute of Certified Public Accountants (AICPA) amended Statement on Auditing Standards (SAS) 61 and adopted a requirement for auditors to communicate officially the scope and results of the audit with ACs. The amendment ensures the objective that “AC receives additional information regarding the scope and results of the audit that may assist AC in overseeing the financial reporting and disclosure process for which management is responsible” (AICPA, 1988).
In 1998, Blue Ribbon Committee (BRC) was formed accordingly by NYSE and The National Association of Securities Dealers (NASD) to make recommendations to publicly traded companies on structuring and functioning of their AC. The results comprised ten recommendations that are grouped under three major areas: (1) AC membership requirements, (2) AC structure and function, (3) AC communications (BRC, 1999).
The wave of corporate scandals in the beginning of 21st century enforced regulators to revisit the financial reporting process, resulting in the Sarbanes-Oxley Act (SOX) in 2002. SOX brought forth more responsibility for ACs, and revised section 10A of the Securities Exchange Act (SEA) of 1934 as to make AC a significant rotary of financial reporting process of publicly traded companies (Pandit et al., 2005). In 2003, the SEC promulgated the standards relating to
MÖ
DA
V 20
13/1
76
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
listed company ACs for detailing SOX requirements. Especially, SOX sections 202, 301, and 407 require specific attention in detail that is given in following sections of this article.
Corporate governance standards have also been a priority in the agenda of the European Union (EU). The importance and scope of AC has become greater as expectations of stakeholders become higher and inspections of regulators become more compelling (European Confederation of Directors’ Associations, 2011). Notwithstanding, ACs were not involved as a key factor in corporate governance framework until 8th Company Law Directive of EU (Directive 2006/43/EC) that set the standards for AC and requires each Member State to adopt legislation requiring publicly traded companies to have an AC consist of non-executive or supervisory directors and/or members that are elected in general meeting.
The Capital Markets Board of Turkey (CMB) has put corporate governance on the top of its agenda for the last decade and Turkey has taken an earlier step than EU, and CMB has issued Corporate Governance Principles (CGP) in 2003 that set the principle framework for responsibility and functioning of AC although establishment of ACs had not been mandatory until 2006 with promulgation of Communiqué Serial: X No: 22. Aftermath of global mortgage crisis in 2008, corporate governance has become an increasing topic for regulations and CMB has released Communiqué Serial IV No 54 in 2011 that revisits CGP of 2003 for all publicly-traded companies. CMB further reorganize the structure and enhance independence of AC in 2012 by Communiqué Serial IV No 57 that replaces No 54.
The establishment of AC in U.S., EU and Turkey appears to be a significant topic on the agenda of regulators if one considers the frequency of new regulations following BRC and the ongoing amendments in the last decade to the structure and role of AC. On the other hand, to what extend and with what modifications do BRC recommendations are adopted in U.S., EU and Turkey is a question requiring specific attention that could assist readers to understand what has been done and what could be done in the future for enhancing the position and potential of AC in Istanbul Stock Exchange.
In connection; this article takes BRC recommendations as a reference set providing a framework for the market regulators in terms of evaluating their current and future regulations on the establishment and functioning of AC, and it compares U.S., EU and Turkish regulations one by one on the basis of each BRC recommendation. The results
MÖ
DA
V 20
13/1
77
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
document that most of BRC recommendations for AC independence/membership and AC communication procedures are adopted with similar contents in U.S., EU and Turkey although some certain nuances exists in details. Notwithstanding, BRC recommendations for AC charter are followed and the suggested AC functions are maintained widely in U.S. whereas EU and Turkey still lacks the mandate and specifications for AC charter.
2. REGULATIONS IN COMPARISON
According to Smith (2006), the areas covered by 10 BRC recommendations could be arranged as AC membership requirements (BRC Recommendations 1 to 3), AC charter and function (BRC Recommendation 4 & 5), and AC communications with the outside auditor, management and shareholders (BRC Recommendations 6 to 10). This article employs the same threefold approach and breakdown for analyzing and comparing AC regulations in U.S., EU and Turkey.
2.1. Audit Committee Membership Requirements
Calling for majority of independent members on AC is critical to providing that AC accomplishes its objective oversight role and holds management and establishes accountability of management to shareholders (Garcia-Meca and Sanchez-Ballesta, 2009; Gendron et al., 2004; Cohen and Hanno, 2000; Dechow et al., 1996). Financial, family, or any other material personal relations with management could jeopardize a director’s ability to assess objectively the decorum of accounting, controlling and reporting activities of the management. In relation, BRC calls for each member of AC to be an independent director since AC independence is likely to result in a higher degree of active oversight and a lower incidence of financial statement fraud (BRC, 1999, 22).
According to SOX Section 301, AC members cannot accept any consulting, advisory, or other compensatory fee from the issuer or cannot be an affiliated person of the issuer or any subsidiary thereof. However AC gives the SEC the right to exempt from the foregoing requirements a particular relationship with respect to AC members. The SEC (2003) detailed this regulation by the release 2003-43 stating that “AC members must be barred from accepting any consulting, advisory or compensatory fee from the issuer or any subsidiary, other than in the member’s capacity as a member of the board or any board committee”.
BRC believed that criteria for independence should be fortified and has set the framework considered successively by the regulators. Accordingly, members of AC should not have any relationship to the
MÖ
DA
V 20
13/1
78
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
corporation that may challenge with the exercise of independence needed for their mission. The criteria proposed by BRC and how they have been adopted by U.S., EU and Turkish regulators are comparatively presented in panels of Table 1.
BRC Recommendation 1 sets the framework for AC members as to be considered independent. Concisely, the members must be forbidden to accept any consulting or compensatory fee from the company or subsidiary, other than fees for seating as a member of the board or any board committee. In addition an AC member must not be an affiliated person of the company or any subsidiary other than being a member of the board or any board committee.
As exhibited in Panel A of Table 1, market regulators could enforce stricter conditions for applying BRC proposals, therefore it is significant for boards to be familiar with new rules of particular market that their share are traded in. Firstly, first two requirements of BRC for not accepting any compensation as a director from the company and/or its affiliates appear to be more strictly regulated in Turkey since it is checked for the last seven years without any exception in contrast to U.S. regulation permitting a member to receive other compensation below $120.000 during any twelve month period in last three years. Secondly, we see that the checking period for the third requirement, which bares a director being a member of the immediate family of an individual employed by the corporation or any of its affiliates as an executive office, has been curtailed from five years to three years and two years in U.S./EU and Turkey, respectively.
In terms of regulating the association of members with third party companies, BRC recommends that an AC member; (1) should not to be a director being a partner in, or a controlling shareholder or an executive officer of any for-profit business organization to (from) which the corporation made (received) significant payments in past five years, and (2) should not to be a director being employed as an executive of another company where any of the corporation’s executives serves on that company’s compensation committee. As Panel A presents, certain thresholds for amounts and percentage of gross consolidated revenue are instrumented by U.S. regulators for defining the term “significant”, however, similar criteria have not been spelled by EU and Turkish regulations. Moreover, we see that the recommended checking period of five years is adopted as three years and two years in U.S./EU and Turkey, respectively. Lastly, for the foregoing second criterion, we see that only U.S. appears to follow and adopt the recommendation of BRC in comparison to EU and Turkish regulations lacking such a limitation.
MÖ
DA
V 20
13/1
79
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
Table 1. Comparative Regulations on Requirements for Audit Committee Membership
Tabl
e 1.
Com
para
tive
Reg
ulat
ions
on
Req
uire
men
ts fo
r Aud
it C
omm
ittee
Mem
bers
hip
Req
uire
men
tE
urop
ean
Uni
onTu
rkey
Blu
e R
ibbo
n Pa
nel R
ecom
men
datio
n 1
(199
9)
SOX
Sec
tion
301(
2002
)
SEC
Rel
ease
200
3-43
(200
3)
NY
SE L
iste
d C
ompa
ny M
anua
l 303
A (2
003)
N
ASD
AQ
Rul
e 56
05c
(200
9)
EC
Rec
omm
enda
tion
2005
/162
- A
nnex
2-1
C
MB
Com
mun
ique
Ser
ial:
X N
umbe
r: 2
2 (2
006)
Not
to b
e a
dire
ctor
bei
ng e
mpl
oyed
by
the
corp
orat
ion
or a
ny o
f its
aff
iliat
es fo
r th
e cu
rren
t yea
r or a
ny o
f the
pas
t fiv
e ye
ars;
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
hree
yea
rs.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
.Si
mila
r con
tent
with
BR
C e
xcep
t tim
e pe
riod
is
limite
d fo
r pas
t sev
en y
ears
.N
ot to
be
a di
rect
or a
ccep
ting
any
com
pens
atio
n fr
om th
e co
rpor
atio
n or
any
of
its a
ffili
ates
oth
er th
an c
ompe
nsat
ion
for b
oard
serv
ice
or b
enef
its u
nder
a ta
x-qu
alifi
ed re
tirem
ent p
lan;
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
he d
irect
or
shou
ld n
ot re
ceiv
e ot
her c
ompe
nsat
ion
durin
g an
y tw
elve
mon
th p
erio
d in
last
thre
e ye
ars a
nd li
mite
d to
120
.000
USD
.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
hree
yea
rs.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
.
Not
to b
e a
dire
ctor
bei
ng a
mem
ber o
f the
imm
edia
te fa
mily
of a
n in
divi
dual
w
ho is
, or h
as b
een
in a
ny o
f the
pas
t fiv
e ye
ars,
empl
oyed
by
the
corp
orat
ion
or
any
of it
s aff
iliat
es a
s an
exec
utiv
e of
ficer
;
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
hree
yea
rs.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
hree
yea
rs.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
con
tent
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
wo
year
s.
Not
to b
e a
dire
ctor
bei
ng a
par
tner
in, o
r a c
ontro
lling
shar
ehol
der o
r an
exec
utiv
e of
ficer
of,
any
for-
prof
it bu
sine
ss o
rgan
izat
ion
to w
hich
the
corp
orat
ion
mad
e, o
r fro
m w
hich
the
corp
orat
ion
rece
ived
, pay
men
ts th
at a
re o
r ha
ve b
een
sign
ifica
nt to
the
corp
orat
ion
or b
usin
ess o
rgan
izat
ion
in a
ny o
f the
past
five
yea
rs;
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
to p
ast 3
yea
rs, a
nd p
aym
ents
rece
ived
can
no
t be
mor
e th
an 1
mill
ion
USD
, and
%2
of g
ross
co
nsol
idat
ed re
venu
e (I
n N
ASD
AQ
, 200
.000
USD
an
d %
5, re
spec
tivel
y).
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
hree
yea
rs.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
wo
year
s.
Not
to b
e a
dire
ctor
bei
ng e
mpl
oyed
as a
n ex
ecut
ive
of a
noth
er c
ompa
ny w
here
an
y of
the
corp
orat
ion’
s exe
cutiv
es se
rves
on
that
com
pany
’s c
ompe
nsat
ion
com
mitt
ee.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept t
ime
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
hree
yea
rs.
Not
regu
late
d.N
ot re
gula
ted.
Not
reco
mm
ende
d
Not
to b
e (in
clud
ing
fam
ily m
embe
rs),
or h
ave
been
w
ithin
the
last
thre
e ye
ars,
partn
er o
r em
ploy
ee o
f th
e cu
rren
t or f
orm
er in
depe
nden
t aud
itor o
f the
is
suer
or a
n as
soci
ated
com
pany
.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
exc
ept c
laus
e fo
r fam
ily
mem
bers
.Si
mila
r con
tent
with
BR
C e
xcep
t cla
use
for f
amily
m
embe
rs, a
nd ti
me
perio
d is
lim
ited
for p
ast t
wo
year
s (Th
ree
year
s in
New
Tur
kish
Com
mer
cial
C
ode)
.
Blu
e R
ibbo
n Pa
nel R
ecom
men
datio
n 2
(199
9)SE
A A
rtic
le 1
0/A
(200
3)
N
YSE
Lis
ted
Com
pany
Man
ual 3
03A
(200
3)
NA
SDA
Q R
ule
5605
(200
9)D
irec
tive
2006
/43
- 41(
1)
CM
B C
omm
uniq
ue S
eria
l:IV
Num
ber:
57 (2
012)
C
MB
Cor
pora
te G
over
nanc
e Pr
inci
ples
PAR
T IV
(200
5)
List
ed c
ompa
nies
with
a m
arke
t cap
italiz
atio
n ab
ove
$200
mill
ion
have
an
audi
t co
mm
ittee
com
pris
ed e
ntire
ly o
f min
imum
thre
e in
depe
nden
t dire
ctor
s.Ea
ch m
embe
r of t
he a
udit
com
mitt
ee o
f the
issu
er
mus
t be
inde
pend
ent a
ccor
ding
to th
e sp
ecifi
ed
crite
ria a
bove
.
The
Mem
ber S
tate
shal
l det
erm
ine
whe
ther
aud
it co
mm
ittee
s are
to b
e co
mpo
sed
of n
on-e
xecu
tive
mem
bers
of t
he a
dmin
istra
tive
body
and
/or
mem
bers
of t
he su
perv
isor
y bo
dy o
f the
aud
ited
entit
y an
d/or
mem
bers
app
oint
ed b
y th
e ge
nera
l m
eetin
g of
shar
ehol
ders
of t
he a
udite
d en
tity.
At
leas
t one
mem
ber o
f the
aud
it co
mm
ittee
shal
l be
inde
pend
ent a
nd sh
all h
ave
com
pete
nce
in
acco
untin
g an
d/or
aud
iting
.
Aud
it co
mm
ittee
com
pris
es o
f ind
epen
dent
m
embe
rs o
f the
boa
rd.
In
prin
cipl
e, m
embe
rs o
f the
boa
rd o
f dire
ctor
s ca
nnot
be
assi
gned
to m
ore
than
two
com
mitt
ees.
Blu
e R
ibbo
n Pa
nel R
ecom
men
datio
n 3
(199
9)SO
X S
ectio
n 40
7 (2
002)
SE
A R
egul
atio
n S-
K It
em 4
01(2
003)
N
YSE
Lis
ted
Com
pany
Man
ual -
303A
(200
3)
Dir
ectiv
e 20
06/4
3 - 4
1(1)
C
MB
Com
mun
ique
Ser
ial:I
V N
umbe
r:57
(201
2)
CM
B C
orpo
rate
Gov
erna
nce
Prin
cipl
es
PA
RT
IV (2
005)
"Exp
ertis
e” si
gnifi
es p
ast e
mpl
oym
ent e
xper
ienc
e in
finan
ce o
r acc
ount
ing,
requ
isite
pro
fess
iona
l cer
tific
atio
n in
acc
ount
ing,
or a
ny o
ther
com
para
ble
expe
rienc
e or
bac
kgro
und
whi
ch re
sults
in th
ein
divi
dual
’s fi
nanc
ial s
ophi
stic
atio
n, in
clud
ing
bein
g or
hav
ing
been
aC
EO o
r oth
er se
nior
off
icer
with
fina
ncia
l ove
rsig
ht re
spon
sibi
litie
s.
The
com
pany
's bo
ard
has d
eter
min
ed th
at: (
i) its
au
dit c
omm
ittee
has
a "
finan
cial
exp
ert"
and
the
nam
e an
d w
heth
er th
e in
divi
dual
is "
inde
pend
ent"
or
(ii)
its a
udit
com
mitt
ee d
oes n
ot h
ave
a fin
anci
al
expe
rt an
d w
hy n
ot.
Th
e au
dit c
omm
ittee
mus
t hav
e a
min
imum
of t
hree
m
embe
rs.
At l
east
one
mem
ber o
f the
aud
it co
mm
ittee
shal
l be
inde
pend
ent a
nd sh
all h
ave
com
pete
nce
in
acco
untin
g an
d/or
aud
iting
.
The
regu
latio
n on
size
of a
udit
com
mitt
ee is
re
serv
ed fo
r loc
al re
gula
tions
.
Each
com
mitt
ee sh
ould
com
pris
e of
at l
east
two
mem
bers
.
N
o re
gula
tion
for f
inan
cial
exp
ertis
e re
quire
men
t fo
r the
aud
it co
mm
ittee
mem
bers
.
Revising the definition of independent director Requiring a completely independent audit committee
Requiring three financially literate members and one
member with financial management expertise
Uni
ted
Stat
es
MÖ
DA
V 20
13/1
80
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
Other than BRC recommendations, the regulators have adopted another limitation regarding the association of AC members with the external auditors. According to NYSE Listed Company Manual (2003) and NASDAQ Rule 5605 (2009), an AC member should “not to be (including family members), or have been within the last three years, partner or employee of the present or former external auditor of the company or an associated company”. The same clause successively employed by EU and Turkish regulators although cease of relative relations is not included as a limitation to AC member independence.
BRC recommends that listed companies with a market capitalization above $200 million to have an AC that is composed entirely of independent directors. Other than EU regulations, U.S. and Turkish regulators appear to assent in a stricter sense requiring each member of AC of the firm to be independent. Moreover, in order to avoid conflict of interest between executive and controlling committees of the board, Capital Market Board of Turkey recommends by its latest Communiqué Serial: IV No: 57 that, in principle, members of AC cannot be assigned to more than one other committee. On the other hand, EU Directive 2006/43 appears to leave the determination of the structure of AC to the authority of each member state, reserving that at least one member of AC shall be independent and shall have competence in accounting and/or auditing.
In connection with the size of AC, the SEC appears to follow BRC recommendation for AC to be composed of three members. EU seems to adopt a resilient approach by leaving the decision to local regulators whereas CMB of Turkey requires AC to have two members.
Assigning financially literate and/or expert members is recommended as a further criterion for the composition of AC. BRC (1999, 25) defines financial expertise as “past employment experience in finance or accounting, requisite professional certification in accounting, or any other comparable experience or background which results in the individual’s financial sophistication, including being or having been a chief executive officer or other senior officer with financial oversight responsibilities” and sets the tone in the strictest sense by requiring election of three financially literate members and one member with financial management expertise.
U.S. regulations recommend that AC should have at least one financial expert. The issuer shares the information on AC structure in 10-K release and it should explain the reasons for if any of the members is not a financial expert. The EU Directive 2006/43 requires
MÖ
DA
V 20
13/1
81
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
at least one member of AC to be independent and have competence in accounting and/or auditing. Lastly, Turkish regulations do not include any recommendation and/or regulation that call ACs for comprising any financially literate/expert member.
Assigning expert members to ACs has received not only conceptual but also empirical support from different studies, as well. AC effectiveness is found to increase with existence of expert members, resulting lower litigation risk, good quality financial reporting process and a better rule compliance (Krishnan and Lee, 2009; DeFond et al., 2005; Gendron et al., 2004; DeZoort and Salterio, 2001, Tan and Kao, 1999).
2.2. Audit Committee Charter and the Function
A corporate written framework that encompasses best practices and complies with contemporary standards and regulations might assist ACs in fulfilling their responsibilities. In this regard, BRC calls for each listed company to have an AC charter. As table 4 presents, the recommendations 4 and 5 necessitate that AC should have a written charter and disclose the charter as a part of proxy statement period. Basing on this charter, AC is also required to make an evaluation on whether it could fulfill its responsibilities during the period (BRC 1999, 13). Moreover, BRC recommends that external auditor’s accountability to the board of directors and AC should be explicitly stated in AC charter. It should also be documented in the charter that AC has the ultimate authority to select, evaluate, and where appropriate, replace the outside auditor (Abbott et al., 2002).
The SEC Release No: 34-42266 (2000) comments that ACs that have their responsibilities documented in a written charter are more likely to effectively oversee the company’s financial documents and disclosures. However, the release does not require companies to adopt AC charters, or mandate the content of the charter if one is adopted.
Nevertheless, we see in the post-SOX period that market regulators have adopted stricter regulations for enforcing listed companies to have AC charters. Companies listed on the NYSE and NASDAQ are not only required to adopt their AC charters, but also attach it in their annual proxy statement. The listed companies are also required to make AC charter available on company’s website.
MÖ
DA
V 20
13/1
82
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
Table 2. Comparative Regulations on Audit Committee Charter and The Function
Tabl
e 2.
Com
para
tive
Reg
ulat
ions
on
Aud
it C
omm
ittee
Cha
rter
and
The
Fun
ctio
nR
equi
rem
ent
Eur
opea
n U
nion
Turk
ey
Blu
e R
ibbo
n Pa
nel R
ecom
men
datio
n 4
& 5
(199
9)SE
C R
elea
se 3
4-42
266
(200
0)
N
YSE
Lis
ted
Com
pany
Man
ual 3
03A
(200
3)
NA
SDA
Q R
ule
5605
(c) (
2009
)C
MB
Com
mun
ique
Ser
ial:
X N
umbe
r: 2
2 (2
006)
the
audi
t com
mitt
ee o
f eac
h lis
ted
com
pany
to:
(1) a
dopt
a fo
rmal
writ
ten
char
ter t
hat i
s app
rove
d by
the
full
boar
d of
dire
ctor
s an
d th
at sp
ecifi
es th
e sc
ope
of th
e co
mm
ittee
’s re
spon
sibi
litie
s, an
d ho
w it
ca
rrie
s out
thos
e re
spon
sibi
litie
s, in
clud
ing
stru
ctur
e, p
roce
sses
, and
m
embe
rshi
p re
quire
men
ts a
nd;
(2) r
evie
w a
nd re
asse
ss th
e ad
equa
cy o
f the
aud
it co
mm
ittee
cha
rter o
n an
an
nual
bas
is.
(3) d
iscl
ose
in th
e co
mpa
ny’s
pro
xy st
atem
ent f
or it
s ann
ual m
eetin
g of
sh
areh
olde
rs w
heth
er th
e au
dit c
omm
ittee
has
ado
pted
a fo
rmal
writ
ten
char
ter,
and,
if so
, whe
ther
the
audi
t com
mitt
ee sa
tisfie
d its
resp
onsi
bilit
ies d
urin
g th
e pr
ior y
ear i
n co
mpl
ianc
e w
ith it
s cha
rter,
whi
ch c
harte
r sha
ll be
dis
clos
ed a
t le
ast t
rienn
ially
in th
e an
nual
repo
rt to
shar
ehol
ders
or p
roxy
stat
emen
t and
in
the
next
ann
ual r
epor
t to
shar
ehol
ders
or p
roxy
stat
emen
t afte
r any
sign
ifica
nt
amen
dmen
t to
that
cha
rter.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC
. Add
ition
ally
, aud
it co
mm
itte
char
ter m
ust b
e av
aila
ble
on th
e fir
m's
web
site
.
Not
regu
late
d.N
ot re
gula
ted.
Requiring a written charter of duties and responsibilities; and require annual disclosure of
audit committee activities.
Uni
ted
Stat
es
MÖ
DA
V 20
13/1
83
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
In comparison, EU appears to reserve the decision for mandating AC charter to national domain of the member states, whereas Turkish regulations have not brought forth any conditions related to AC charter. Besides codes and communiqués, even the guidance materials by European Confederation of Institutes of Internal Auditing (ECIIA) (2011) and CMB (2006) appear not the include recommendations for preparing AC charter and how the structure and content of the charter could be formalized. On the other hand, we came across charters of some Turkish firms on their websites, implying that some companies might benchmark U.S. regulations in practices related to AC and fulfill regulatory imperfections by their own initiatives (The Coca-Cola-Turkey, 2006; Sinpaş GYO, 2012; Yazıcılar Holding, 2012).
2.3. Audit Committee Communication
Internal auditors in linkage with management and AC within board composition, and with the external auditors have different corporate responsibilities related to accounting and reporting practices. A good functioning corporate system requires all these mechanisms to work accordingly and responsibly. In the corporate structure, it is the responsibility of external auditor to audit firm’s financial statement while assessing firm’s the internal control system. Delegated by the board, AC is responsible for oversight of the whole course of reporting. On the other hand, internal audit function works in connection with management, external auditor and AC, providing the effectiveness of internal controls and reporting shortcomings to the appropriate mechanisms (BRC, 1999, 29).
The integrity of functions and responsibilities among these bodies creates a necessity to determine the direction of reporting relationships and levels of accountability. Especially, the relationship of the external auditor with AC must be specified. Over the successive periods of service, there could develop close relationships between external auditors and the management due to manager’s need to consult with the external auditors over issues throughout the financial reporting process (BRC, 1999, 29). Relatedly, it is indispensible to the efficacy of AC that all bodies in the reporting process determinate that, representing shareholders, AC and the board of directors are the decisive bodies to which external auditors are accountable. Therefore it is the responsibility of AC to inspect ordinarily the relationship among managers, internal and external auditors (BRC, 1999, 30).
MÖ
DA
V 20
13/1
84
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
2.3.1. Pre-approval and Evaluation of External Auditor (BRC Recommendations 6-7-8-10)
Following BRC Recommendation 6, the SOX delegated AC the responsibility to assign and oversee the independent auditor, including the particular requirement that AC evaluate and pre-approve all audit and non-audit services provided by the independent auditor. According to SOX Section 202 (2002), which has amended SEA Article 10, AC charter for every listed company should specify that “(1) the outside auditor is ultimately accountable to the board of directors and AC, as representatives of shareholders”, and “(2) these shareholder representatives have the ultimate authority and responsibility to select, evaluate, and, where appropriate, replace the outside auditor (or to nominate the outside auditor to be proposed for shareholder approval in any proxy statement)”. This approach appears to be adopted without reservations by EU (Directive 2006/43) and Turkey (CMB, 2003 and 2012) that seeks the pre-approval of AC before the external auditor is voted in board or general meeting. The details are given in Table 3.
In fulfilling this responsibility, BRC Recommendation 7 suggests that AC should preeminently consider whether the engagement with the independent auditor to provide the proposed services is likely to pose a risk that the independent auditor’s independence may be jeopardized. Amendment to SEA Article 10 by SOX Section 202 (2002) reflects this consideration by requiring pre-approval of AC for non-audit services other than those that (1) are not more than 5 percent of the total amount of revenues paid by the issuer to its auditor during the fiscal year, and (2) “were not recognized by the issuer at the time of the engagement to be non-audit service”. Accordingly, the EU Directive 2006/43 requires auditors to “disclose annually to AC any additional services provided to the audited entity and discuss with AC the threats to their independence and the safeguards applied”. In comparison to U.S. and EU regulation, related Turkish CMB (2006) seems to lack AC’s responsibility for evaluating the impact of non-audit services in verification of external auditor’s independence.
For documenting its examination of auditor’s independence, BRC Recommendation 7 further calls for AC to receive “from the external auditors a formal written statement delineating all relationships between the auditor and the company, consistent with Independence Standards Board Standard 1 (ISBS 1)”. ISBS (1999) also requires the written statement of external auditor for its status of independence while setting its content to include the declaration of “(1) the processes the audit
MÖ
DA
V 20
13/1
85
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
firm uses to ensure complete disclosure of all relationships with the company and its affiliates, (2) the relationships the audit firm may have with officers, board members and significant shareholders, and (3) the relationships not included in the communication because they were deemed immaterial”.
Table 3 shows that EU and Turkish regulations has adopted a similar approach for disclosure of auditor independence. EU Directive 2006/43 requires that “Member States shall ensure that statutory auditors or audit firms that carry out the statutory audit of a public-interest entity confirm annually in writing to AC their independence from the audited public-interest entity”. As explained in the previous paragraph, the content of the disclosure must include additional services and their potential threats to auditor’s independence. Finally, although not regulating the content of the declaration, CMB (2006) requires the independent auditor to “present a written declaration to the customer’s committee responsible for audit that verifies the auditor’s independence during the independent audits”.
AC should assess external auditor’s performance and discuss the results with the board. In practice, AC may lack enough time to conduct a detailed analysis, and thus the management will provide the relative information, posing a risk for management bias. In order to remove any potential management bias and ensuring that audit process is performed objectively and fairly, BRC recommendation 8 calls for AC to obtain information from the external auditor, including such issues as:
“(1) the clarity of the company’s financial disclosures and degree of aggressiveness or conservatism of the company’s accounting principles, and (2) underlying estimates and other significant decisions made by management in preparing the financial disclosure and reviewed by the outside auditors. This requirement should be written in a way to encourage open, frank discussion and to avoid boilerplate.”
The requirement of written communications for AC’s meetings with external auditor seems not to be required by succeeding U.S., EU and Turkish regulations. However, U.S. and EU appear to adopt the recommended content for those meeting while emphasizing other issues of evaluation such as unadjusted differences (SOX Section 204 – SEA 10/A) and weaknesses in internal control system (EC Directive 2006/43 Article 41). Although, in comparison with U.S. and EU, the content of discussion is not regulated in Turkey, the external auditor is required to participate in the meetings regarding the evaluation of the financial statements and should provide information to AC about its work (CMB, 2003 and 2012).
MÖ
DA
V 20
13/1
86
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
Table 3. Comparative Regulations on Audit Committee Communications
Tabl
e 3. C
ompa
rativ
e Reg
ulat
ions
on
Audi
t Com
mitt
ee C
omm
unica
tions
Requ
irem
ent
Euro
pean
Uni
onTu
rkey
Blue
Rib
bon
Pane
l Rec
omm
enda
tion
6 (1
999)
SOX
Sect
ion
202
(200
3)
SE
A Ar
ticle
10-A
(200
3)Di
rect
ive 2
006/
43 -
37 -
41(3
) CM
B Co
rpor
ate G
over
nanc
e Prin
ciples
PART
IV (2
005)
CMB
Com
mun
ique
Ser
ial:I
V Nu
mbe
r:57
(201
2)
The a
udit
com
mitt
ee ch
arte
r for
ever
y lis
ted
com
pany
shou
ld sp
ecify
that
:
(1
) the
out
side a
udito
r is u
ltim
atel
y ac
coun
tabl
e to
the b
oard
of d
irect
ors a
nd th
e au
dit c
omm
ittee
, as r
epre
sent
ativ
es o
f sha
reho
lder
s, an
d
(2) t
hese
shar
ehol
der r
epre
sent
ativ
es h
ave t
he u
ltim
ate a
utho
rity
and
resp
onsib
ility
to se
lect
, eva
luat
e, an
d, w
here
appr
opria
te, r
epla
ce th
e out
side
audi
tor (
or to
nom
inat
e the
out
side a
udito
r to
be p
ropo
sed
for s
hare
hold
er
appr
oval
in an
y pr
oxy
state
men
t).
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC, p
lus n
on-a
udit
serv
ices
ot
her t
han
the f
ollo
win
g se
rvic
es sh
ould
be
prea
appr
oved
by
the a
udit
com
mitt
ee.
(1
) the
aggr
egat
e am
ount
of a
ll su
ch n
on-a
udit
serv
ices
pro
vide
d to
the i
ssue
r con
stitu
tes n
ot m
ore
than
5 p
erce
nt o
f the
tota
l am
ount
of r
even
ues p
aid
by th
e iss
uer t
o its
audi
tor d
urin
g th
e fisc
al y
ear i
n w
hich
the n
onau
dit s
ervi
ces a
re p
rovi
ded;
(2
) suc
h se
rvic
es w
ere n
ot re
cogn
ized
by
the i
ssue
r at
the t
ime o
f the
enga
gem
ent t
o be
non
-aud
it
In a
publ
ic-in
tere
st en
tity,
the p
ropo
sal o
f the
ad
min
istra
tive o
r sup
ervi
sory
bod
y fo
r the
ap
poin
tmen
t of a
stat
utor
y au
dito
r or a
udit
firm
sh
all b
e bas
ed o
n a r
ecom
men
datio
n m
ade b
y th
e au
dit c
omm
ittee
.
The s
tatu
tory
audi
tor o
r aud
it fir
m sh
all b
e ap
poin
ted
by th
e gen
eral
mee
ting
of sh
areh
olde
rs o
r m
embe
rs o
f the
audi
ted
entit
y.
App
oint
men
t of t
he ex
tern
al au
dit c
ompa
ny an
d th
e se
rvic
es to
be p
rovi
ded
ther
eby
shou
ld o
nly
be
subm
itted
to th
e boa
rd u
pon
the p
relim
inar
y ap
prov
al b
y th
e aud
it co
mm
ittee
.
Blue
Rib
bon
Pane
l Rec
omm
enda
tion
7 (1
999)
Inde
pend
ence
Sta
ndar
ds B
oard
Sta
ndar
d No
. 1
(199
9)
Dire
ctiv
e 200
6/43
- 42
CMB
Com
mun
ique
Ser
ial:
X No
: 22
(200
6)
The a
udit
com
mitt
ee ch
arte
r for
ever
y lis
ted
com
pany
shou
ld sp
ecify
that
:(1
) the
audi
t com
mitt
ee is
resp
onsib
le fo
r ens
urin
g its
rece
ipt f
rom
the o
utsid
e au
dito
rs o
f a fo
rmal
writ
ten
state
men
t del
inea
ting
all r
elat
ions
hips
bet
wee
n th
e au
dito
r and
the c
ompa
ny, c
onsis
tent
with
Inde
pend
ence
Sta
ndar
ds B
oard
St
anda
rd 1
, and
,
(2
) the
audi
t com
mitt
ee is
also
resp
onsib
le fo
r act
ivel
y en
gagi
ng in
a di
alog
ue
with
the a
udito
r with
resp
ect t
o an
y di
sclo
sed
rela
tions
hips
or s
ervi
ces w
hich
m
ay im
pact
the o
bjec
tivity
and
inde
pend
ence
of t
he au
dito
r and
for t
akin
g, o
r re
com
men
ding
that
the f
ull b
oard
take
, app
ropr
iate
actio
n to
ensu
re th
e in
depe
nden
ce o
f the
out
side a
udito
r.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC, p
lus t
he co
nten
t of
inde
pend
ence
disc
losu
re ar
e rec
omm
ende
d as
fo
llow
s:
(1) P
roce
sses
the a
udit
firm
use
s to
ensu
re co
mpl
ete
disc
losu
re o
f all
rela
tions
hips
with
the c
ompa
ny
and
its af
filia
tes
(2) R
elat
ions
hips
the a
udit
firm
may
hav
e with
of
ficer
s, bo
ard
mem
bers
and
signi
fican
t sh
areh
olde
rs(3
) Rel
atio
nshi
ps n
ot in
clud
ed in
the
com
mun
icat
ion
beca
use t
hey
wer
e dee
med
im
mat
eria
l
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC.
Not
regu
late
d in
det
ail:
the i
ndep
ende
nt au
dito
r m
ust p
rese
nt a
writ
ten
decl
arat
ion
to th
e cus
tom
er’s
com
mitt
ee re
spon
sible
for a
udit
that
ver
ifies
the
audi
tor’s
inde
pend
ence
dur
ing
the i
ndep
ende
nt
audi
ts.
Blue
Rib
bon
Pane
l Rec
omm
enda
tion
8 (1
999)
SOX
Sect
ion
204
(200
2)
SE
A Ar
ticle
10/A
(200
3)Di
rect
ive 2
006/
43 -
41(4
)CM
B Co
rpor
ate G
over
nanc
e Prin
ciples
PA
RT IV
(200
5)
CM
B Co
mm
uniq
ue S
eria
l:IV
Num
ber:
57 (2
012)
A co
mpa
ny’s
outsi
de au
dito
r sho
uld
disc
uss w
ith th
e aud
it co
mm
ittee
the
audi
tor’s
judg
men
ts ab
out t
he q
ualit
y, no
t jus
t the
acce
ptab
ility,
of t
he
com
pany
’s ac
coun
ting
prin
cipl
es as
appl
ied
in it
s fin
anci
al re
porti
ng; t
he d
iscus
sion
shou
ld in
clud
e suc
h iss
ues a
s:
(1
) the
clar
ity o
f the
com
pany
’s fin
anci
al d
isclo
sure
s and
deg
ree o
f ag
gres
siven
ess o
r con
serv
atism
of t
he co
mpa
ny’s
acco
untin
g pr
inci
ples
(2
) und
erly
ing
estim
ates
and
othe
r sig
nific
ant d
ecisi
ons m
ade b
y m
anag
emen
t in
prep
arin
g th
e fin
anci
al d
isclo
sure
and
revi
ewed
by
the o
utsid
e aud
itors
.
This
requ
irem
ent s
houl
d be
writ
ten
in a
way
to en
cour
age o
pen,
fran
k di
scus
sion
and
to av
oid
boile
rpla
te.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC w
ith an
emph
asis
on
disc
ussio
n of
the u
se o
f suc
h al
tern
ativ
e disc
losu
res
and
treat
men
ts an
d ot
her m
ater
ial w
ritte
n co
mm
unic
atio
ns b
etw
een
the r
egist
ered
pub
lic
acco
untin
g fir
m an
d th
e man
agem
ent o
f the
issu
er,
such
as an
y m
anag
emen
t let
ter o
r sch
edul
e of
unad
juste
d di
ffere
nces
.
Requ
irem
ent o
f writ
ten
com
mun
icat
ion
is no
t in
clud
ed.
Sim
ilar c
onte
nt w
ith B
RC in
clud
ing
a les
s det
aile
d w
ordi
ng. A
lso m
ater
ial w
eakn
esse
s in
inte
rnal
co
ntro
l in
rela
tion
to th
e fin
anci
al re
porti
ng p
roce
ss
is re
quire
d to
be d
iscus
sed
betw
een
audi
t co
mm
ittee
and
the o
utsid
e aud
itor.
Re
quire
men
t of w
ritte
n co
mm
unic
atio
n is
not
incl
uded
.
The c
onte
nt o
f disc
ussio
n is
not r
egul
ated
. The
ex
tern
al au
dito
r is r
equi
red
to p
artic
ipat
e in
the
mee
tings
rega
rdin
g th
e eva
luat
ion
of th
e fin
anci
al
state
men
ts an
d sh
ould
pro
vide
info
rmat
ion
abou
t its
wor
k.
Requ
irem
ent o
f writ
ten
com
mun
icat
ion
is no
t in
clud
ed.
Unite
d St
ates
The outside audit engagement is the responsibility of the audit committee
Requiring discussion of outside auditor independence by written statement
Requiring discussion of the Quality of Financial Reporting with outside
auditor
MÖ
DA
V 20
13/1
87
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
Table
3. C
ompa
rativ
e Reg
ulatio
ns on
Aud
it Co
mmitt
ee C
ommu
nicati
ons(C
ontin
ued)
Requ
ireme
ntEu
rope
an U
nion
Turk
ey
Blue
Ribb
on P
anel
Reco
mmen
datio
n 9 (1
999)
SEC
Relea
se No
. 34-4
2266
(200
0)CM
B Co
rpor
ate G
over
nanc
e Prin
ciples
PA
RT IV
(200
5)
CMB
Comm
uniqu
e Ser
ial:IV
Num
ber:5
7 (20
12)
It is
recom
mend
ed th
at all
repo
rting
comp
anies
to in
clude
a let
ter fr
om th
e aud
it co
mmitte
e in t
he co
mpan
y’s an
nual
report
to sh
areho
lders
and F
orm 10
-K
Annu
al Re
port
disclo
sing w
hethe
r or n
ot, w
ith re
spec
t to th
e prio
r fisc
al ye
ar:
(1) m
anag
emen
t has
review
ed th
e aud
ited f
inanc
ial st
ateme
nts w
ith th
e aud
it co
mmitte
e, inc
luding
a dis
cussi
on of
the q
uality
of th
e acc
ounti
ng pr
incipl
es as
appli
ed an
d sign
ifica
nt jud
gmen
ts aff
ectin
g the
comp
any’s
fina
ncial
state
ments
;
(2)
the o
utside
audit
ors ha
ve di
scusse
d with
the a
udit c
ommi
ttee t
he ou
tside
au
ditors
’ judg
ments
of th
e qua
lity of
thos
e prin
ciples
as ap
plied
and j
udgm
ents
(3)
the m
embe
rs of
the au
dit co
mmitte
e hav
e disc
ussed
amon
gthe
mselv
es, w
ithou
t man
agem
ent o
r the
outsi
de au
ditors
prese
nt, th
e inf
ormati
on di
sclos
ed to
the a
udit c
ommi
ttee d
escrib
ed in
(i) a
nd (i
i) ab
ove;
and
(4)
the a
udit c
ommi
ttee,
in rel
iance
on th
e rev
iew an
d disc
ussio
ns co
nduc
ted
with
mana
geme
nt an
d the
outsi
de au
ditors
pursu
ant to
(i) a
nd (i
i) ab
ove,
belie
ves t
hat th
e com
pany
’s fin
ancia
l stat
emen
ts are
fairl
y pres
ented
in
confo
rmity
with
Gen
erally
Acc
epted
Acc
ounti
ng Pr
incipl
es (G
AAP)
in al
l ma
terial
resp
ects.
Simila
r con
tent w
ith B
RC, p
lus th
e com
pany
mus
t dis
close
that:
(1)
Whe
ther o
r not
the au
dit co
mmitte
e rec
eived
the
exter
nal a
udito
r’s di
sclos
ure re
gardi
ng
indep
ende
nce.
(2)
Whe
ther o
r not
the au
dit co
mmitte
e has
a ch
arter
(they
are n
ot req
uired
to ha
ve a
chart
er,
howe
ver).
If th
ey ha
ve a
chart
er, th
ey ar
e req
uired
to
provid
e a co
py of
the c
harte
r in t
he pr
oxy.
Not R
egula
tedTh
e aud
it com
mitte
e sho
uld de
clare
its op
inion
to
the bo
ard of
direc
tors i
n writ
ing up
on re
ceivi
ng th
e op
inion
of th
e ind
epen
dent
audit
firm
.
Blue
Ribb
on P
anel
Reco
mmen
datio
n 10 (
1999
)NY
SE L
isted
Com
pany
Man
ual -
303A
(200
3)CM
B Co
rpor
ate G
over
nanc
e Prin
ciples
PA
RT IV
(200
5)
CMB
Comm
uniqu
e Ser
ial:IV
Num
ber:5
7 (20
12)
It is
recom
mend
ed th
at:
(1) a
report
ing co
mpan
y’s ou
tside
audit
or co
nduc
t an i
nterim
fina
ncial
revie
w pri
or to
the co
mpan
y ’s f
iling o
f its
annu
al pro
xy.
(2) a
report
ing co
mpan
y’s ou
tside
audit
or dis
cuss
with
the au
dit co
mmitte
e, or
at lea
st its
chair
man,
and a
repre
sentat
ive of
fina
ncial
man
agem
ent, i
n pers
on, o
r by
telep
hone
confe
rence
call,
the m
atters
inclu
ding s
ignifi
cant
adjus
tmen
ts,
mana
geme
nt jud
gmen
ts an
d acc
ounti
ng es
timate
s, sig
nifica
nt ne
w ac
coun
ting
polic
ies an
d disa
greem
ents
with
mana
geme
nt.
Simila
r con
tent w
ith B
RC, h
owev
er wi
thout
the
spec
ific e
mpha
sis on
sign
ifica
nt ad
justm
ents,
ma
nage
ment
judgm
ents
and a
ccou
nting
estim
ates,
signif
icant
new
acco
untin
g poli
cies a
nd
disag
reeme
nts w
ith m
anag
emen
t.
Not R
egula
tedTh
e con
tent o
f the
discu
ssion
is ke
pt les
s deta
iled.
Audit
comm
ittee d
iscus
ses w
ith an
d rec
eives
opini
on of
outsi
de au
ditor
on w
hethe
r or n
ot pe
riodic
fina
ncial
state
ments
inclu
ding f
ootno
tes
are pr
epare
d in a
ccord
ance
with
the c
urren
t leg
islati
on an
d inte
rnatio
nal a
ccou
nting
stan
dard.
Requiring annual letter to stockholders from the audit committee
Requiring Interim Financial Reviews at each quarter.
Unite
d Stat
es
MÖ
DA
V 20
13/1
88
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
However, in reality, audit appointments are mostly re-appointments. Evaluating audits might be time-consuming and frequent switching of auditors could be costly in terms of company-auditor harmonization. Therefore, the annual review by AC is usually about enhancing audit quality and the communication between the company and the external auditor. It could assist to determine the means by which the company and external auditor respond to alterations in the next period, and thus this review process should be an exercise that both parties learn from (The Institute of Chartered Accountants in England and Wales, 2003).
AC and representatives of the external auditors may meet in specific periods throughout the year so that AC gains an insight about the performance of the auditor. The meetings may take place irregularly on demand from both sides and/or a meeting schedule could be a priori formed and stated in the charter. As it is summarized in last raw of Table 3, BRC Recommendation 10 emphasizes that AC should conduct interim reviews with the external auditor prior to company’s annual proxy is settled. These reviews should include the matters including significant adjustments, management judgments and accounting estimates, significant new accounting policies and disagreements with management (BRC, 1999, 36). Accordingly, SAS No. 90 has amended SAS No. 71 to implement this BRC recommendation to address the review engagement for registrants’ interim financial statements (Rouse and Borrelli, 2000).
In terms of impact of this recommendation on regulations; EU did not regulate interim reviews of ACs, and U.S. and Turkish regulations do not appear to specify the issues to be considered in interim reviews held by AC. The general emphasis is reviewing whether the financial statements are prepared in accordance with the current legislation and international accounting standards. The specific periods for AC meetings with external auditors could be planned as quarterly (Abbott et al., 2007), e.g., Turkish ACs should convene at least once in three months and submit the outcome of such meeting to the board of directors (CMB, 2012).
2.3.2. Audit Committee - Shareholder Relations (BRC Recommendation 9)
Shareholders’ perceptions about auditor independence and performance might influence shareholder voting and investment decisions. There are several auditor-related indicators that might be relevant to shareholders such as relative magnitude of non-audit fees, the auditor’s diligence in performing the audit procedures, the extent of
MÖ
DA
V 20
13/1
89
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
the auditor’s communication with AC, and the independence in judging compliance with legislation and standards (Raghunandan & Rama, 2003).
BRC recommends that all reporting companies should include a letter from AC in the company’s annual report to shareholders and Form 10-K Annual Report. The letter should disclose whether AC discusses in itself and with management and the auditor the quality of accounting principles as applied and significant judgments affecting the company’s financial statements. AC should also state in the letter that it believes that the company’s financial statements are fairly presented in conformity with Generally Accepted Accounting Principles (GAAP) in all material respects (BRC, 1999, 36).
In relation, the SEC (2000) has taken additional steps and included that the company must disclose that (1) whether or not AC received the external auditor’s disclosure regarding independence, and (2) whether or not AC has a charter. Another requirement by the SEC (2003) also requires the disclosure of audit fees as to provide investors related information to enable their evaluation of auditor’s independence.
In contrast, EU and Turkey have not regulated the responsibility of AC to communicate to shareholders its evaluations on external auditor’s independence and performance. The EU Directive does not include any specification for this responsibility whereas CMB holds AC responsible for declaring its opinion to the board of directors in writing upon receiving the opinion of the independent audit firm. Comprising independent members, a third sight opinion declared by AC on quality and independence of the audit services could be valuable to shareholders in making their decision, thereby increasing credibility of the information that is significant for increasing the integrity of the capital markets.
3. CONCLUSION
Although regulators have always critically considered concerns over the quality of financial reporting, it is mostly after corporate scandals that the emphasis and concentration on ACs and their relationship with external auditors has resulted in frequent and new legislative amendments. While AC has not generated too much media attention, the sensitive role of AC has produced new reporting practices in both the public and private sectors (Rouse and Borrelli, 2000). In connection, globally considered as a conceptual and practical framework for legally shaping the AC practices, BRC recommendations appear to be adopted to a large extent among U.S., EU and Turkey whilst frequently minor
tweaks and a few major differences exist in the way they are internalized.
Financial, family or any other personal relations with management or the external auditor might imperil AC’s objectivity in performing its duties. In terms of membership requirements for checking independence and qualifications of AC members, we see that all regulators in our study largely adopt the restrictions posed by BRC. A notable difference is that time periods for detection of these critical relationships are recommended by BRC as prior 5 years while it is shortened and accepted as 3 years in general practice (even 2 years in Turkey). Theoretically, the longer is the checking period, the more likely the dependence bonds are loosen as time passes and the more objectively the members could perform AC tasks. Therefore it could be recommended that membership requirements include at least 5 years of independence as a condition for nomination. Moreover, the restriction for not being as “an executive of another company where any of the corporation’s executives serves on that company’s compensation committee” could be integrated to the requirements in EU and Turkish regulations since any compensation relation could significantly jeopardize independence of AC members.
U.S. and Turkish regulations require all members of AC to be independent whereas the EU Directive requires at least one independent member in each AC. As an enhancement, other regulators could also consider to adopt the restriction in Turkey that each board member not to serve in more than two committees as to reduce potential conflict of interests.
Having financially expert members is likely to add value to accomplishments of AC. However, the requirement for including an expert in the committee appears to be fully employed only in EU. U.S. regulations recommend having at least one expert while giving the company an option not to have if it has explanatory reasons. In contrast, Turkish regulations lack any clause recommending nomination of financial experts to ACs, being a critical input for the well performance of AC.
To guide AC in fulfilling its oversight responsibilities, BRC recommends preparing an audit charter that includes best practices and complies with the requirements of cutting-edge AC regulations although no sample charter comprises all practices that might be appropriate to a singular AC. U.S. markets appear to adopted the recommendations of BRC to mandate an audit charter that is available online and specifies AC’s responsibilities, structure, review processes and membership requirements.
On the other hand, EU and Turkey have not brought forth any clauses recommending or enforcing the firms to employ a charter to form and guide activities of AC although, in practice, there are firms having AC charter available on their websites. Thus, if EU and Turkish regulators requires acceptance of an audit charter by the board of directors and deliver a sample charter, it might be constructive to firms for creating and regulating their AC activities. Nevertheless, the sample charter should be customized and updated according to each committee’s needs and governing rules.
In terms of auditor’s accountability and audit engagement, all regulators require review and pre-approval of AC in consistence with BRC recommendations. Even, since fees over a certain amount for non-audit services could impair auditor’s independence, SEA requires pre-approval of AC for non-audit services. Moreover, following BRC’s call for written independence statement of the external auditor, SEA also mandates a comprehensive framework for the documental content that is lacked by EU and Turkey. Keeping the content detailed and multi-perspective could be beneficial since there might be various relational threats on auditor’s independence as ISBS No: 1 documents. Conclusively, in order to enhance their independence requirements, it could be recommended that EU and Turkey could include pre-approval of AC for tax certification engagements, and could take ISBS No: 1 as a template to determine a more detailed content for the compulsory independence statements.
Furthermore, all regulators appear to follow and adopt BRC recommendation that AC should discuss with the external auditor the quality of financial statements, implementation of accounting policies and estimates although the requirement for written minutes is not specified in any of the regulations. As an addition to BRC, EU requires a review of internal control system to be included in agenda of these meetings – a recommended clause to be included in U.S. and Turkish regulations. In comparison with U.S. and EU regulations, Turkish regulations lack specifications for the agenda of the meetings between AC and the external auditor. Such a specification could facilitate the organization and increase the productivity of the meetings, benefiting both the Turkish ACs and auditors.
Finally, we see that the BRC recommendation to include in the annual report an AC letter, which briefly reviews the independence and quality of audit services received, appear to be adopted only by the SEC. The related CMB Communiqué Serial IV No: 54 require AC to declare
MÖ
DA
V 20
13/1
92
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
its opinion to board of directors, and thus it bypasses shareholder - AC communication whilst the EU Directive has no provision on the matter. Considering the fact that perceptions about auditor independence and performance might influence shareholder’s decisions, a review including information on magnitude of non-audit fees, auditor’s independence and due diligence, and efficiency of communication might be beneficial to shareholders provided that it is disclosed by an AC comprised of independent members.
4. REFERENCES
Abbott, L. J., Parker, S. and Peters G.F. 2002. “Audit Committee Characteristics and Financial Misstatement: A Study of the Efficacy of Certain Blue Ribbon Committee Recommendations”, Working Paper, electronic version available at: http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=319125
Abbott, L. J., Parker, S. and Peters G.F. 2007. “Corporate Governance, Audit Quality, and the Sarbanes-Oxley Act: Evidence from Internal Audit Outsourcing”, The Accounting Review, 82(4), 803-835.
American Institute of Certified Public Accountants. 1988. Statement on Auditing Standards: Communication with Audit Committees, electronic version available at: http://umiss.lib.olemiss.edu:82/articles/1038084.6644/1.PDF
Bedard, J., Chtourou, S.M. and Courteau, L. 2004. “The Effect of Audit Committee Expertise, Independence and Activity on Aggressive Earning Management”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 23(2): 13-35.
Blue Ribbon Committee. 1999. Report and Recommendations of the Blue Ribbon Committee on Improving the Effectiveness of Corporate Audit Committees, electronic version available at: http://www.nasdaq.com/about/Blue_Ribbon_Panel.pdf
Carcello, J.V. and Neal, T.L. 2000. “Audit Committee Composition and Auditor Reporting”, The Accounting Review, 75(4): 453-467.
Chambers, D.C. 2005. “Audit Committees: Practice, Rules and Enforcement in UK and China”, Corporate Governance 13: 92-100.
Cohen, J.R. and Hanno, D. M. 2000. “Auditor’s Consideration of Corporate Governance and Management Control Philosophy in Preplanning Judgments”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 19(2): 133-146.
Dechow, P. M., Richard G.S. and Sweeney, A. P. 1996. “Causes and Consequences of Earnings Manipulations: An analysis of Firms Subject to SEC Enforcements”, Contemporary Accounting Research, 13(1): 1-36.
MÖ
DA
V 20
13/1
93
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
DeFond, M. L., Hann, R. and Hu, Xuesong. 2005. “Does the Market Value Financial Expertise on Audit Committees of Boards of Directors?”, Journal of Accounting Research, 43(2): 153-193.
DeZoort, F.D. 1997. “An Investigation of Audit Committees’ Oversight Responsibilities”, ABACUS, 33(2): 208-227.
DeZoort, F.T. and Salterio, S. E. 2001. “The Effects Of Corporate Governance Experience And Financial-Reporting And Audit Knowledge On Audit Committee Members’ Judgments”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 20(2): 31-47.
European Confederation of Directors’ Associations. 2011. Audit Committee Guidance for Audit Committee Companies, electronic version available at: http://www.ecoda.org/docs/Publications/ecoDa%20guidance%20FINAL.pdf
European Confederation of Institutes of Internal Auditing. 2011. Guidance on the 8th EU Company Law Directive - Article 41, electronic version available at: http://www.eciia.eu/system/files/eciia-ferma-guidance-on-the-8th-eu-company-law-directive-part-2.pdf
Garcia-Meca, E. and Sanchez-Ballesta, J.P. 2009. “Corporate Governance and Earnings Management: A Meta Analysis”, Corporate Governance: An International Review, 17(5): 594-610.
Gendron, T., Bedard, J. and Gosselin, M. 2004. “Getting Inside the Black Box: A Field Study of Practices in ‘Effective’ Audit Committees”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 23(1): 9-171.
HassabElnaby, H., Said, A. and Wolfe, Glen. 2007. “Audit Committees Oversight Responsibilities Post Sarbanes-Oxley Act”, American Journal of Business, 22(2): 19-32.
Independence Standards Board. 1999. Independence Standard No:1: Independence Discussions with Audit Committees, electronic version available at: http://pcaobus.org/standards/ei/documents/isb1.pdf
Klein, A. 2002. “Audit Committee, Board of Director Characteristics, and Earning Management”, Journal of Accounting and Economics”, 33(3): 375-400.
Krishnan, J. and Lee, J. E. 2009, “Audit Committee Financial Expertise, Litigation Risk, and Corporate Governance”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 28(1): 241-261.
McMullen, D. A. (1996). “Audit Committee Performance: An Investigation of the Consequences Associated with Audit Committees”, Auditing: Journal of Practice and Theory, 15: 87-103.
MÖ
DA
V 20
13/1
94
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
Lin, Z.J., Xiao, J.Z. and Tang, Q. 2008. “The Roles, Responsibilities and Characteristics of Audit Committee in China”, Accounting, Auditing & Accountability Journal, 21(5): 721-751.
Mohiuddin, M. and Karbhari, Y. 2010. “Audit Committee Effectiveness: A Critical Literature Review”, AIUB Journal of Business and Economics 9(1): 97-125.
Pandit, G. M., Subrahmanyam, V., Conway, G. M. 2005. “Audit Committee Reports Before and After Sarbanes-Oxley: A Study of Companies Listed on the NYSE”, The CPA Journal 25 (10), electronic version available at: http://www.nysscpa.org/cpajournal/2005/1005/essentials/p42.htm
Raghunandan K. and Rama, D. V. 2003. “Audit Committee Composition and Shareholder Actions: Evidence from Voting on Auditor Ratification”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 22(2): 253-263.
Rouse, R.W. and Borrelli, M.R. 2000. “Audit Committees in an Era of Increased Scrunity”,
The CPA Journal, 70(6): 26-32.
Sinpaş GYO. 2012. Bylaw of Audit Committee (Denetim Komitesi Yönetmeliği) electronic version available at: http://www.sinpasgyo.com/trTR/DenetimKomitesiCalismaEsaslari.aspx
Smith, L. M. 2006. “Audit Committee Effectiveness: Did the Blue Ribbon Committee Recommendations make a Difference?”, International Journal of Accounting, Auditing and Performance Evaluation, 3(2): 240-251.
Tan, H. and Kao, Alison. 1999. “Accountability Effects on Auditors’ Performance: The Influence of Knowledge, Problem-Solving Ability, and Task Complexity”, Journal of Accounting Research, 37(1): 209-223.
The Capital Markets Board of Turkey. 2003. Corporate Governance Principles, electronic version available at: http://www.cmb.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=84&fn=84.pdf&submenuheader=-1
The Capital Markets Board of Turkey 2006. Communique on Independent Audit Standards on Capital Markets - Serial: X No: 22 (Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standardları Hakkında Tebliğ - Seri: X No: 22), electronic version available at: http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=295&ct=f&action=displayfile
The Capital Markets Board of Turkey 2011. Communique on Specification and Application of Corporate Governance Principles - Serial: IV No: 54 (Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin
MÖ
DA
V 20
13/1
95
The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY
Tebliğ - Seri: IV No: 54), electronic version available at: http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=435&ct=f&action=displayfile
The Capital Markets Board of Turkey.2012. Communique on Amendments for Communique on Specification and Application of Corporate Governance Principles - Serial: IV No: 57 (Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ- Seri: IV No: 57), electronic version available at: http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=437&ct=f&action=displayfile
The Commission of European Communities. 2005. Commission Recommendation 2005/162/EC, electronic version available at: http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2005:052:0051:0063:EN:PDF
The Coca Cola Company-Turkey. 2006. Bylaw of Audit Committee in Board of Directors (Yönetim Kurulu Denetim Komitesi Yönetmeliği), electronic version available at: http://www.cci.com.tr/userfiles/pdf/Denetim_Komitesi_Tuzugu.pdf
The European Parliament and The Council of European Union. 2006. Directive 2006/43/EC of The European Parliament and of The Council, electronic version available at: http://www.esma.europa.eu/system/files/dir_2006_43_EN.pdf
The Institute of Chartered Accountants in England and Wales. 2003. Guidance for Audit Committees: Evaluating Your Auditors, electronic version available at: http://www.icaew.com/~/media/Files/Technical/Audit-and-assurance/audit/guidance-for-audit-committees/evaluating-your-auditors.pdf
The New York Stock Exchange. 2003. Listed Company Manual, electronic version available at: http://nysemanual.nyse.com/LCM/Sections/
The National Association of Securities Dealers Automated Quotation, The Listing Rules, electronic version available at: http://nasdaq.cchwallstreet.com/NASDAQTools/PlatformViewer.asp?selectednode=chp%5F1%5F1%5F4%5F2&manual=%2Fnasdaq%2Fmain%2Fnasdaq%2Dequityrules%2F
United States Securities and Exchange Commission, Securities Exchange Act of 1934, electronic version available at: http://www.sec.gov/about/laws/sea34.pdf
United States Securities and Exchange Commission, 2000. Final Rule: Audit Committee Disclosure – Release No: 34-42266, electronic version available at: http://www.sec.gov/rules/final/34-42266.htm
MÖ
DA
V 20
13/1
96
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN
United States Securities and Exchange Commission, 2002. Sarbanes-Oxley Act of 2002 Corporate Responsibility, electronic version available at: http://www.sec.gov/about/laws/soa2002.pdf
United States Securities and Exchange Commission, 2003. Press Release 2003-43, electronic version available at: http://www.sec.gov/news/press/2003-43.htm
United States Securities and Exchange Commission, 2003. Strengthening the Commission’s Requirements Regarding Audito Independence – Release No: 33-8183, electronic version available at: http://www.sec.gov/rules/final/33-8183.htm
Xie, B., Davidson, W.N., and DaDalt, P.J. 2003. “Earnings Management and Corporate Governance: The Role of Board and The Audit Committee”, Journal of Corporate Finance, 9, 295-316.
Yazıcılar Holding. 2012. Bylaw of Audit Committee (Denetim Komitesi Yönetmeliği), electronic version available at: http://www.yazicilarholding.com.tr/images/pdf/Bilgilendirme_Politikasi/Denetim%20Komitesi%20Yon.%20280612.pdf
MÖ
DA
V 20
13/1
97
BAĞIMSIZ DENETİMİN VEKALET
TEORİSİNDEKİ YERİ
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ*
ÖZ
Ekonomi, finans, pazarlama, siyaset bilimleri, örgütsel davranış ve sosyo-loji gibi birbirinden çok farklı bilim dalları içerisinde uygulama alanı bulan vekalet teorisi, bağımsız denetimin ortaya çıkış nedenlerinin açıklanması ko-nusunda da kullanılabilir bir teori olma özelliğini taşımaktadır. Globalleşme süreci, işletmelerin yapısal olarak büyümesine neden olmuş, işletme sahiple-rinin işletmenin başında bulunabilmesi ve işletmeyi aynı zamanda yönetebil-mesi ihtimallerini ise ortadan kaldırmıştır. Bu durum ile birlikte işletmelerde, işletme sahiplerince vekil tayin edilen profesyonel yöneticiler çalışmaya başla-mıştır. Profesyonel yöneticiler ile işletme sahipleri arasındaki ilişki içerisinde işletme sahiplerinin her zaman doğru ve dürüst bilgiye ulaşamaması ihtimali de ortaya çıkmıştır. Bağımsız denetim, doğru ve dürüst olmayan bilgilerin iş-letme sahiplerine ulaşabilmesinin engellenebilmesi için iyi bir alternatif yön-tem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Vekalet Teorisi, Bağımsız Denetim
JEL Sınıflandırması: M42
AGENCY THEORY AND THE ROLE OF AUDITING
ABSTRACT
Agency theory which is applicable to social sciences like economics, political science, organizational behavior and sociology, is useful in explaining the reasons why auditing has arose. In the process of globalization, the expansion of enterprises made it impossible for the owners to be in complete control of their businesses. As a result, business owners chose agents to manage the enterprise on their behalf. This owner-agency relationship caused the possibility that owners of the enterprises have incorrect and disingenuous
* Marmara Üniversitesi, [email protected].
MÖ
DA
V 20
13/1
98
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ
information. Auditing is an alternative way in preventing business owners from having incorrect and disingenuous information.
Keywords: Agency Theory, Auditing
JEL Classification: M42
1. GİRİŞ
2002 yılında ortaya çıkan Enron krizi, pek çok işletme ilgilisini bü-yük finansal kayıplara uğratmıştır. Kriz sebep olduğu finansal kayıp-ların yanı sıra aslında bağımsız denetim sürecinin ortaya çıkışındaki en önemli nedenlerden birine bir kez daha dikkat çekmiştir. Vekalet Teorisi. Endüstriyel gelişmeler doğrultusunda, değişen işletme yapıla-rı ile birlikte, işletmenin sahibi olan kişiler, işletmelerinin yönetimini, profesyonel yöneticilere devretmişler, yöneticileri işletme yönetimi ko-nusunda vekil tayin etmişlerdir. Bu devir işlemi doğal olarak işletme sa-hiplerinin işletmeden uzak bir konuma yerleşmelerine neden olmuş ve profesyonel yöneticiler tarafından kendilerine sunulan bilgilerin doğ-ruluğuna güvenme gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Ancak burada işlet-me sahiplerinin ve yöneticilerinin amaçlarının birbirinden farklı oluşu ve bilgide oluşabilecek asimetri, işletme yöneticilerinden yansıyacak bilgilerin doğruluğu konusunda bir bilgi riski meydana getirmektedir. Bilgi riskinin ortadan kaldırılabilmesi için gerçekleştirilebilecek en uy-gun faaliyet ise bağımsız denetimdir. Vekil olarak tayin edilmiş kişiler, sunmuş oldukları bilgilerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını arttırmak için bağımsız denetim talebinde bulunurlar. Bu süreç ile birlikte vekil tayin edilmiş yöneticiler işletmenin lehine doğru çalışmalar gerçekleş-tirdiklerini, başta işletme sahipleri olmak üzere tüm işletme ilgililerine bildirme fırsatı bulurlar.
Çalışma içerisinde işletme sahiplerinin yöneticileri vekil tayin etme-si, vekalet konusunda ortaya çıkabilecek problemler ve bu problemlerin ortadan mümkün olduğunca kaldırılabilmesi için bağımsız denetimin rolünün açıklanması çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu neden-le çalışma içerisinde yalnızca yönetim ile işletme sahipleri arasındaki vekalet sorunları incelenecektir. Vekalet problemlerinin azaltılabilmesi için gerçekleştirilebilecek çalışmalardan da yalnızca bağımsız denetim ile ilgili olanlar incelenecektir.
Bu kapsamda çalışmanın ikinci bölümünde öncelikle vekalet teori-si ve teorinin bağımsız denetim ile ilişkisi açıklanacaktır. Çalışmanın üçüncü bölümünde vekalet konusunda yöneticilerle ilgili ortaya çıkabi-lecek sorunlar üzerinde durulmuştur. Çalışmanın dördüncü ve son bölü-
MÖ
DA
V 20
13/1
99
Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri
münde vekalet problemlerini azaltma yöntemi olarak bağımsız denetim çalışmasının rolü ve önemi açıklanmıştır.
2. VEKALET TEORİSİ VE BAĞIMSIZ DENETİM İLE İLİŞ-KİSİ
Vekalet teorisi farklı bilim dallarında geniş uygulama alanı bulan bir teori olarak karşımıza çıkmaktadır. Teori, muhasebe, ekonomi, finans, pazarlama, siyaset bilimleri, örgütsel davranış ve sosyoloji alanlarında kullanılmaktadır (Eisenhardt, 1989, 57).
Vekalet teorisi taraflardan birinin görevini, gerçekleştirmesi için bir başka kişiye delege edebildiği her durumda uygulanabilmektedir (Ross, 1973, 134).
Bu ilişki içerisinde görevini delege eden kişi asil (İngilizcesi: Prin-ciple), görevi devralan kişi ise vekil (İngilizcesi: Agent) rolünü üstlen-mektedir.( O’ Regan, 2004, 13)Vekalet teorisinde amaç, asil ile vekil arasında en uygun anlaşmanın gerçekleştirilmesidir. Vekil konumun-daki yönetici ve/veya çalışan, asil konumundaki kişi veya kişilerin ekonomik hedeflerini gerçekleştirirken, kendi kişisel kazanımlarını da maksimuma çıkarmaya çalışır. Teori asil ile vekilin hedeflerinin birbi-rinden farklı olması, bilgiye erişim şekillerinin farklı olması ve riske karşı eğilimlerinin farklılık göstermesi gibi nedenlerden ötürü asilin kazanımlarının maksimize edilemeyeceğini savunmaktadır (Podrug ve diğerleri, 2010, 1227).
Vekalet teorisinde yöneticilerin, kendilerinin maliki olmadıkları varlıkları yönetmeleri, pay sahiplerinin aleyhine hareket edebilmeleri ihtimalini ortaya çıkarabilmektedir. Bunun dışında, işletme içerisindeki menfaat çatışmalarına bağlı olarak yönetim kurulu üyeleriyle pay sa-hipleri arasında da ikinci bir tür vekalet problemi olduğu kabul edilir. Pay sahipleri ile yöneticiler arasındaki problemin mali haklar paketleri ile çözülebileceği kabul edilmektedir. Yönetim kurulu üyeleri ile pay sahipleri arasındaki vekalet sorunlarının ise iyi düzenlenmiş kurumsal yönetim politikaları ve uygulamaları ile çözülebileceği kabul edilmek-tedir (Özdoğan Yılmaz, 2009, 6).
Yöneticilerin kişisel çıkarlarının peşine düşmeleri olasılığı, işletme-yi yönetmekle sorumlu bu kişilerin daha dikkatli bir şekilde gözetim altında tutulmalarını gerektirir. Yönetim yetkilerinin devredildiği bu vekillerin gözetim altında tutulmasından doğan ek maliyet ise “veka-let maliyeti” olarak adlandırılmaktadır (Dil ve Eren Gümüştekin, 2008, 164 ; Easterbrook, 1984, 653). İşletmenin sahiplerinin aynı zaman-da işletmenin yöneticilik işlerini de üstlenmeleri durumunda böyle bir
MÖ
DA
V 20
13/1
100
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ
maliyet ortaya çıkmamaktadır ancak belirtildiği gibi günümüz koşul-larında bu ayırıma gidilmesi artık bir zorunluluk halini almıştır (İşeri, 2002, 79). Bağımsız denetim ise ortaya çıkan vekalet maliyetlerinin azaltılması için iyi bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır (Francis ve Wilson, 1988, 663 ; Jensenve Meckling, 1976, 26).
Asiller ile vekillerin amaçlarının birbirinden farklı oluşu ve işletme-ye vekil olarak atanmış kişilerin gerçek bilgiye işletme sahiplerinden daha yakın bulunması -bilgi asimetrisi- bilgi riskinin ortaya çıkışına ne-den olur. Bilgi riski, finansal tablolarda yer alan bilgilerin hatalı, eksik ve yanıltıcı olması ihtimalidir (Güredin, 2010, 9). Oysa işletme ile ilgili kararlar almak durumunda olan menfaat grupları için finansal tabloların doğru, tam ve tarafsız bilgiler sunuyor olması önemlidir. Yanlış bilgiler içeren mali tabloların güvenilirlikleri azalmaktadır (Kaval, 2008, 7).
Bilgi riskinin azaltılabilmesi için en uygun yöntem mali tabloların bağımsız denetimden geçirilmesidir. Bağımsız denetim sürecinden ge-çirilmiş mali tablolar bu bilgileri kullanan kişilere doğru, tam ve taraf-sız bilgi sunmaktadır (Alvin ve diğerleri, 2012,6).
18. yüzyıl sonları, 19. yüzyıl başlarına işletmeler küçük ölçekli ol-manın yanında şahıs işletmesi ya da ortaklık biçimde kurulmakta idi. İş-letmelerin yönetiminin de sahipleri tarafından gerçekleştiriliyor olması işletme dışında hesap verilmesi gereken tarafların sayısını azaltmaktay-dı. Denetim talebi ise Sanayi Devrimi ile birlikte modern toplumlarda ortaya çıkmıştır. İşletme sahiplerinin, işletmeyi yönetmeleri için pro-fesyonel yöneticileri işe almaları ile sorumluluk ve hesap verebilirlik konuları önem kazanmış, bu durum da denetime olan talebi arttırmıştır (Eilifsen ve diğerleri, 2010,6 ; Bozkurt, 2000, 17-18).
Finansal tablolar ve kurumsal raporlama, yönetimin başlıca görevi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle yönetim finansal tablolarının ba-ğımsız bir tarafça gözlemlenmesi ve finansal tablolar hakkında güvence verilmesini – yani bağımsız denetim çalışmasını- talep etmelidir (Sol-tani, 2007, 46).
İşletmenin ortaklarının finansal tablolar için gerçekleştirilecek de-netim veya gözden geçirme çalışmasından çeşitli beklentileri bulun-maktadır. Bu beklentilerden ilki işletmenin faaliyetleri ve hesapları hakkında bilgi sahibi olmaktır. İşletme hakkında bilgi sahibi olmak için gerçekleştirilecek değerlendirme sürecinin tarafsız bir kişi –denetçi- tarafından yürütülmesi esastır. Denetçi dışında işletmeye kredi veren kuruluşlar ve vergi daireleri de işletmenin hesapları ile ilgilenirler. İş-letme ile çeşitli şekillerde alakadar olan taraflara kısaca işletme ilgilisi denilmektedir. Yönetim, ortaklar, işletmenin çalışanları, işletmeye kre-
MÖ
DA
V 20
13/1
101
Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri
di veren kuruluşlar, kamuoyu ve vergi daireleri işletme ilgilisi olarak kabul edilmektedir. İşletme ilgililerinden her birinin işletmeye ilişkin yapacağı değerlendirmede kullanacağı ölçütler birbirinden farklıdır. Bu farklılığa rağmen, işletmenin hesaplarının bağımsız bir denetim çalış-masından geçirilmiş olması tüm işletme ilgililerine bir güvence sağla-yacaktır (ACCA, 2009,6).
Denetçi ile temsilciler ve asiller arasındaki ilişki aşağıdaki şekil ile de gösterilebilir (Eilifsen ve diğerleri, 2010, 7).
4
hesapları ile ilgilenirler. İşletme ile çeşitli şekillerde alakadar olan taraflara kısaca işletme
ilgilisi denilmektedir. Yönetim, ortaklar, işletmenin çalışanları, işletmeye kredi veren
kuruluşlar, kamuoyu ve vergi daireleri işletme ilgilisi olarak kabul edilmektedir. İşletme
ilgililerinden her birinin işletmeye ilişkin yapacağı değerlendirmede kullanacağı ölçütler
birbirinden farklıdır. Bu farklılığa rağmen, işletmenin hesaplarının bağımsız bir denetim
çalışmasından geçirilmiş olması tüm işletme ilgililerine bir güvence sağlayacaktır (ACCA,
2009,6).
Denetçi ile temsilciler ve asiller arasındaki ilişki aşağıdaki şekil ile de gösterilebilir (Eilifsen
ve diğerleri, 2010, 7).
Asil sermaye koyar ve temsilcileri işe alır.
Denetçi bir görüş Temsilci asile karşı sorumludur.
bildirir ve işletmenin
ve bilgi riskini azaltır. Denetçi kanıt toplayarak
değerlendirme yapar.
Şekil 1. Denetçi ile Temsilciler ve Asiller Arasındaki İlişki
Teori, yönetimin hazırlamış olduğu finansal tabloların doğruluğu ve kesinliği hakkında görüş
bildirmeleri için denetçilere neden ihtiyaç duyulduğunu açık olarak ortaya koymaktadır (Jensen
ve Meckling, 1976,2).
SAS No.54 ile birlikte bağımsız denetçinin işletme içerisinde meydana gelmesi ve finansal
tabloları etkilemesi ihtimali bulunan kanun dışı faaliyetleri de – hile- dikkate alması gerekliliği
ortaya çıkmış, SAS No.82 ve SAS No.99 ile birlikte denetçinin işletmedeki hileli işlemlere
ilişkin rolü netleşmiştir (AICPA, 1988; AICPA, 1997; AICPA, 2002).
Denetçiler işletmelerin finansal tabloları ile ilgili olarak ortaya koydukları iddialarını hatalar
ve hileler içermesi ihtimalleri doğrultusunda denetleyerek ilgili taraflara güvence verme
görevini üstlenirler. Bu çalışmayı yaparken vekillerce kendilerine sunulan finansal tablolar için
işletme içerisinde kanıtlar toplar, değerlendirir ve bir denetim raporu aracılığı ile işletme için
görüşlerini sunarlar. İşte gerçekleştirilen bu çalışma sonucunda ortaya çıkan denetim raporu
işletmenin finansal tablolarına güvence katar ve bilgi riskini azaltır.
Vekalet teorisinin bir diğer varsayımı, bağımsız denetimin en uygun maliyetli kontrol
mekanizması olmasına dayanır. Bağımsız denetim çalışmalarının da belirli bir maliyeti olduğu
TEMSİLCİ
DENETÇİ
Bilgi Riski ASİL
Şekil 1. Denetçi ile Temsilciler ve Asiller Arasındaki İlişki.
Teori, yönetimin hazırlamış olduğu finansal tabloların doğruluğu ve kesinliği hakkında görüş bildirmeleri için denetçilere neden ihtiyaç duyulduğunu açık olarak ortaya koymaktadır (Jensen ve Meckling, 1976,2).
SAS No.54 ile birlikte bağımsız denetçinin işletme içerisinde mey-dana gelmesi ve finansal tabloları etkilemesi ihtimali bulunan kanun dışı faaliyetleri de – hile- dikkate alması gerekliliği ortaya çıkmış, SAS No.82 ve SAS No.99 ile birlikte denetçinin işletmedeki hileli işlemlere ilişkin rolü netleşmiştir (AICPA, 1988; AICPA, 1997; AICPA, 2002).
Denetçiler işletmelerin finansal tabloları ile ilgili olarak ortaya koy-dukları iddialarını hatalar ve hileler içermesi ihtimalleri doğrultusunda denetleyerek ilgili taraflara güvence verme görevini üstlenirler. Bu ça-lışmayı yaparken vekillerce kendilerine sunulan finansal tablolar için işletme içerisinde kanıtlar toplar, değerlendirir ve bir denetim raporu aracılığı ile işletme için görüşlerini sunarlar. İşte gerçekleştirilen bu çalışma sonucunda ortaya çıkan denetim raporu işletmenin finan-
MÖ
DA
V 20
13/1
102
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ
sal tablolarına güvence katar ve bilgi riskini azaltır.
Vekalet teorisinin bir diğer varsayımı, bağımsız denetimin en uygun maliyetli kontrol mekanizması olmasına dayanır. Bağımsız denetim ça-lışmalarının da belirli bir maliyeti olduğu kesindir ancak profesyonel çalışabilen bir denetçinin denetimin maliyeti ile denetimden sağlanan fayda arasında denge kurmayı başarabileceği düşünülmektedir (Esen-demir, 2011, 3894).
3. VEKALET KONUSUNDA YÖNETİCİLER İLE İLGİLİ ORTAYA ÇIKABİLEN PROBLEMLER
Yöneticilerin işletmenin mali tablolarını olduğundan farklı göster-mek suretiyle tüm işletme ilgililerini yanıltmaları hileli mali raporlama olarak adlandırılmaktadır. Hileli mali raporlamada işletmenin olduğun-dan iyi gösterilmesi ve olduğundan kötü gösterilmesi şekillerinde ger-çekleştirilebilir (Bozkurt, 2009, 9).
İşletme yöneticilerinin kendilerinin bilgiye olan yakınlıklarını kul-lanarak bu tarz hileli eylemler içerisine girmeleri vekalet hakkında bir problem olduğunu ortaya koymaktadır. İşletme yönetimlerinin, işlet-menin durumunu olduğundan daha iyi gösterme yönünde gerçekleştir-dikleri finansal raporlamada temel amaçları, yeterli performansı sağla-yamamış olmaları ve bu durum karşısında işlerini kaybetme ihtimalini bulunmasıdır. İşletme yönetimleri bir kredi talebi sırasında krediyi sağ-layabilmek adına da, işletmeyi olduğundan iyi gösterme yoluna gitmeyi tercih edebilmektedirler. Durumun tam tersi yani işletmeyi olduğundan kötü gösterme yönündeki hileli finansal raporlama ise yöneticiler ta-rafından kendi yararlarına olacak firma ele geçirme süreçlerinde ger-çekleştirilebilmektedir. Bu durumda işletme yöneticileri işletmenin ele geçirilmesindeki maliyetleri düşük tutmaya çalışırlar (Turaboğlu, 2002, 39-40).
Bunun dışında işletme için gerçekleştirilebilecek yatırımlar konu-sunda da işletme yöneticileri kendilerine verilmiş olan vekaleti kötüy-le kullanabilirler. İşletmenin hisse senetlerinin değerini arttırabilecek ancak çeşitli riskler de barındıran bir yatırım projesine yöneticilerin ve işletme sahiplerinin yaklaşımları farklı olabilir. İşletme sahipleri böyle bir yatırımın işletmenin hisse senetlerinin değerlerini arttıracağını dü-şünerek yatırımın gerçekleştirilmesini isteyebilirler. Buna karşılık ve-kil olarak tayin ettikleri yöneticiler yatırımlardan beklenilen getirilerin elde edilemeyerek işlerin kötüye gitmesi yönünde kaygı duyabilirler ve işlerini kaybetme korkusu ile böyle bir yatırım fırsatını değerlendirme-me yönünde karar alabilirler. İşletme sahiplerinin bu noktada yatırımın gerçekleştirilmemesi nedeniyle katlanmak zorunda kaldıkları maliyete
MÖ
DA
V 20
13/1
103
Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri
“vekalet maliyeti” denilir (Tripathi, 2008, 16-19).
Vekil olarak tayin edilmiş yöneticilerin işle ilgili kaygıları, işletmeyi uygun olmayan ikame yatırımlara yönlendirmelerine de neden olabilir. Bu yatırımlar, düşük getirili ancak güvenli projeler olacaktır. Daha az riski varlıklara yönelen işletme, iyi yatırım seçeneklerini bir tarafa ko-yarak işletme varlıklarının değerinin düşmesine neden olur (Turaboğlu, 2004, 114; Kahveci, 2008, 43).
Yöneticiler vekillik sıfatlarını kullanarak işletmenin finansal duru-munu yeterince iyi değerlendirmeden hisse senedi sahiplerine kar payı dağıtımı gerçekleştirmişler ise yapılacak yatırımlar için gerekli olan finansmanı sağlayabilmek adına farklı finansman kaynakları aranması bir zorunluluk olur. İşletmeler bu noktada yeni hisse senedi ihracında bulunabilirler. Böyle bir durum piyasada işletme hakkında yanlış değer-lendirmelere yol açmasının yanı sıra sermaye maliyeti yüklenilmesi ile sonuçlanır (Turaboğlu,2004, 114; Kahveci, 2008, 43).
Yöneticilerin işletmenin gücünü ve varlıklarını arttırma yönünde çaba sarf ettikleri, bunu bir hedef edindikleri hep tartışılan bir konudur. Bu hedef işletmenin büyüklüğü ve iş hacmi konularına çok fazla önem verilmesine neden olur. Yönetimin iş hacmini arttırabilmek için bir baş-ka işletmeyi değerinin üzerinde satın alması rastlanılan bir durumdur. Bu şekilde gerçekleşen bir satın almanın işletme sahipleri için fayda sağlamayacağı oldukça açıktır ( Tripathi, 2008,16-19).
İşletme yöneticileri, işten atılma ihtimallerini ortadan kaldırabilmek adına, işletmenin hisse senedi sahipleri ve borç verenleri açısından ya-rarlı olabilecek el değiştirme olanaklarını ortadan kaldırmak için farklı taktikler uygulayabilirler. Ancak işletmenin ele geçirilmesini engelle-mek için yöneticiler tarafından uygulayacak taktiklerin her zaman iyi birer yol oldukları söylenemez (Turaboğlu, 2004, 114-115). Yöneticiler, işletme sahipleri ile herhangi bir el değiştirme sırasında işten çıkarılma-ları durumunda çok yüksek tazminatlar almalarını sağlayacak nitelikte anlaşmalar imzalatabilirler. Yöneticiler ayrıca işletmenin devralınması sırasında maliyetleri arttırıcı uygulamalara giderek işletmeyi devralma-ya çalışan taraflarda bu işlemin cazip olmadığı kanaatini uyandırmak, sınıflandırılmış hisse senedi çıkararak ve işletme sahiplerinin vekaletini alarak işletmenin el değiştirmesine karşı çıkabilirler. Tüm bunların dı-şında, yöneticiler bazı önemli bilgileri piyasadan saklayarak hisse se-netlerinin değerini düşürüp kasıtlı biçimde firmanın daha düşük bir ma-liyet ile ele geçirilmesine de neden olabilirler (Kahveci, 2008, 45-46).
Yöneticilerin işletme kaynaklarını kendi lehlerine olacak biçimde kullanabilmeleri de yöneticiler ile ilgili önemli vekalet problemlerden
MÖ
DA
V 20
13/1
104
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ
birisidir. Bu tarz işlemler hırsızlık, zimmet ve dolandırıcılık kapsamın-da yer almakta ve Ceza Kanunları açısından suç sınıflandırmasına dahil olmaktadır. Bu yöntemlerin dışında içerden öğrenenlerin ticareti de yö-neticilerin işletmenin kaynaklarını kendi lehlerine kullanmalarının bir şekli olarak karşımıza çıkmaktadır (Güvençer, 2008, 44).
4. VEKALET PROBLEMLERİNİ AZALTMA YÖNTEMİ OLARAK BAĞIMSIZ DENETİM
Literatür, denetçileri vekaletle ilgili ortaya çıkabilecek problemlerin çözümü konusunda potansiyel bir mekanizma olarak görmektedir (Ba-iman ve diğerleri, 1987, 217). Denetim çalışması gerçekleştirilirken ise bir yönetici hakkında yapılabilecek en iyi denetim çalışmasının, idaresi altında bulunan alanlara göre gerçekleştirebileceği belirtilmektedir. Bu durum aslında sorumluluk muhasebesinin de temellerini oluşturan gö-rüşlerdendir (Demski ve Sappington, 1989, 40).
Yöneticiler tarafından gerçekleştirilen finansal tablo hilelerinin or-taya çıkartılmasında, denetçi tarafından finansal tabloların incelenmesi ve işletmenin varlıklarındaki, kaynaklarındaki, gelir ve giderlerindeki değişimlerin dönemsel olarak analizinin yapılması önemli bir yer teşkil eder. Ancak finansal tablo hilelerinin ortaya çıkarılmasında bu yöntem çoğu zaman tek başına yeterli olmayacaktır. Bu türdeki hilelerin ortaya çıkarılabilmesi için denetçinin finansal tablolarda yer alan verileri sek-tör verileri ile karşılaştırması gereklidir (Albrecht ve Albrecht, 2003, 340-341; Fanning ve diğerleri, 1995,220).
Denetçi tarafından uygulanacak denetim prosedürleri, yönetim ta-rafından gerçekleştirilme ihtimali bulunan hileli hareketleri hatalardan ayırt etme konusunda yeterli olamayabilir. Denetçinin, gerçekleşmiş hareketin yönetimce kasıtlı biçimde gerçekleştirildiğini belirtebilmesi için denetim prosedürlerinin uygulanması sonucu elde edilen bulgular dışında da çeşitli delillere sahip olması gereklidir (Caplan, 1999, 104).
Bu noktada ek incelemeler, gerçekleştirilen eylem sonucunda yöne-timin kendisine herhangi bir konuda bir çıkar sağlayıp sağlamadığının belirlenebilmesine yönelik yapılmalıdır.
Denetçinin işletmede gerçekleşebilecek hileli finansal raporlama hakkında fikir sahibi olabilmek için işletme yöneticilerinin yaşamla-rının ve başarılarının işletme ile sıkı sıkıya bağlı olup olmadığını, yö-neticilerin, işletme ile ilgili finansal beklentileri karşılama konusunda baskı altında bulunup bulunmadığını, prime dayalı bir sistem uygulanıp uygulanmadığını algılaması gereklidir. Denetçi bunların dışında, yöne-timin varsa borç yükü, tabi olduğu finansal kısıtlamalar hakkında bilgi
MÖ
DA
V 20
13/1
105
Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri
almalı, işletmenin performansının azalıp azalmadığını dikkate almalı-dır. Yönetimin hisse senedi fiyatlarında değişiklik yaratma eğilimleri bulunup bulunmadığını incelemelidir. Tüm bunların dışında yönetimin iş güvencesini tehlikeye atabilecek bir durumun mevcudiyeti de hileli finansal raporlamanın ortaya çıkmasına neden olabilecek nedenlerden biri olduğundan denetçi tarafından göz ardı edilmemelidir (Albrecht ve Albrecht, 2003, 342-343).
İşletmenin yöneticileri hileli finansal raporlamayı, işletmenin finan-sal tablolarını olduğundan iyi göstermek için, gerçekleşen işlemleri zamanında kayıt altına almayarak, gerçek olmayan gelirler yaratarak, çeşitli gider ve yükümlülükleri gizleyerek, varlıkları uygun olmayan biçimde değerleyerek ve doğru açıklayıcı bilgiler vermeyerek gerçek-leştirebilirler. İşletmeyi olduğundan kötü gösterme ise, işlemleri doğru zamanda kayıt altına almayarak, gerçek olmayan giderler yaratarak, çe-şitli gelir ve varlıkları gizleyerek ve varlıkları uygun olmayan biçimde değerleyerek gerçekleştirilebilir (ACFE, 2012, 7).
Denetçinin diğer tüm denetim çalışmalarında dikkat etmesi gereken unsurlardan biri olan mesleki özenin gösterilebilmesi, denetçinin ba-ğımsız davranabilmesinin sağlanabilmesi ve gerçekleştirdiği denetim çalışmalarında incelemelerini gerçekleştirebilecek ve bulgularını de-ğerlendirebilecek ve anlamlandırabilecek mesleki bilgi ve tecrübesinin bulunması gerekliliği bu konudaki temel taşları oluşturur.
5. SONUÇ
Çok çeşitli bilim dallarınca tartışılan ve farklı açılardan incele-nen “Vekalet Teorisi”, bağımsız denetimin ortaya çıkmasını gerektiren temel nedenlerden birini de açıklamaktadır.
Gerek yöneticiler kendi gerçekleştirdikleri faaliyetlere olan inandı-rıcılığı sağlamak, gerekse işletme sahipleri vekil tayin ettikleri kişilerin doğru ve dürüst çalışıp çalışmadıklarını anlayabilmek için arada bir ara-cıya ihtiyaç duymaktadır. Bu aracı ise bağımsız denetimdir.
Bağımsız denetim asil ile vekil arasında bir konumda bulunmakta ve taraflar arasında hata ve hile kaynaklı ortaya çıkabilecek zararları azaltıcı bir statüde yer almaktadır. Bunun bir maliyet olduğu düşünül-se de, ortaya çıkabilecek zararların boyutları ile karşılaştırıldığında bu maliyet söz konusu dahi edilemeyecek kadar azdır. Ayrıca mesleki bilgi ve tecrübesi yeterli bir denetçi çalışmalarını zaten uygun bir maliyet ile sürdürmeyi hedefler ve çalışmalarını önemli olanı bulmayı başarabi-lecek şekilde tasarlar.
Denetçiler asiller ile vekiller arasındaki ilişkilerdeki hata ve hile
MÖ
DA
V 20
13/1
106
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ
olaylarını araştırırken, öncelikle analitik inceleme prosedürlerini kul-lanarak mali tablolarda ortaya çıkmış anormallikleri bulmayı hedef-leyeceklerdir. Sonrasında belirlemiş oldukları anormallikleri işletme gerçekleri ve sektör gerçekleri ile karşılaştıracaklardır. Bunun dışında gerçekleştirildiği düşünülen eylemin hangi tarafa nasıl bir çıkar sağla-yacağı ve bu tarafın böyle bir çıkara ihtiyacı olup olmadığının değer-lendirilmesi gereklidir.
6. KAYNAKÇA
ACCA Paper F8, BPP Learning Media Ltd. London, 2009.
ACFE (2012) Report to the Nation on Occupational Fraud and Abuse. USA: ACFE.
AICPA (1988) SAS No.54 Illegal Acts by Clients, New York: AICPA.
AICPA (1997) SAS No.82 Consideration of Fraud in a Financial Statement Audit, New York: AICPA.
AICPA (2002) SAS No.99 Consideration of Fraud in a Financial Statement Audit, New York: AICPA.
Albrecht, W.S. ve C.O.Albrecht.2003. Fraud Examination. USA: Thomson South – Western.
AlvinA.A. veJ. E.Randal veM.S.Beasley.2012.Auditing and Assurance Services.
New Jersey: Pearson Prentice Hall.
Baiman, S. ve J.H. Evans ve J. Noel. 1987.“Optimal Contracts with a Utility- Maximizing Auditor”.Journal of Accounting Research. 25(Autumn): 217-244.
Bozkurt, N. Muhasebe Denetimi.2000. İstanbul: Alfa Basım Yayım Dağıtım.
Bozkurt, N. İşletmelerin Kara Deliği Hile Çalışan Hileleri. 2009. İstanbul: Alfa Basım Yayım Dağıtım.
Caplan, D.1999 “Internal Controls and the Detection of Management Fraud”. Journal of Accounting Research, 37 (Spring):101-117.
Demski, J.S. ve D.E.M. Sappington. 1989. “Hierarchical Structure and Responsibility Accounting”. Journal of Accounting Research.27 (Spring): 40-58.
Dil, M. ve G. Eren Gümüştekin. 2008. Vekalet Teorisinin Aile İşletmelerine Katkıları ve Model Önerisi. İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları
MÖ
DA
V 20
13/1
107
Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri
Yayın No: 78. (AİK, 3. Aile işletmeleri Kongresi, Kongre Kitabı, Editör Prof. Dr. Tamer KOÇEL, Kitabı Yayına Hazırlayan: Öğr. Gör. Mehtap Eliaçık Gülaçtı.)
Easterbrook,F.H.1984. “Two Agency-Cost Explanations of Dividends”. The American EconomicReview.74 (September): 650-659.
Eilifsen, A. ve W. F. Messier ve S.M. Gloverve D. F. Prawitt. 2010. Auditing & Assurance Services: A Systematic Approach. 2nd International edition. New York: McGraw-Hill, Irwin.
Eisenhardt, K.1989. “Agency Theory: An Assessment and Review”. The Academy of Management Review. 14 (1): 57-74.
Esendemir, E.2011. “Finansal Bilginin Güvenilirliği ile İlgili Bağımsız Denetimin Amacı ve Bağımsız Denetim Süreci ile İlgili Son Gelişmeler” Journal of Yasar University, 23(6): 3890-3903.
Fanning, K. ve K. 0.Cogge ve R. Srivastava.1995. “Detection of Management Fraud: A Neural Network Approach”.11th Conference on Artificial Intelligence for Applications, 20-23 February 1995: 220-223.
Francis, J. R. ve Wilson, E.R.1988. “Auditor Changes:A Joint Test of Theories Relating to Agency Costs and Auditor Differentiation”, The Accounting Review, 63 (October):663-682.
Güredin, E.2010. Denetim ve Güvence Hizmetleri. 13.Baskı. İstanbul: Türkmen Kitabevi.
Güvençer, Ü. C.2008. Vekalet Teorisi: Firma Performansına Etkisi. Bursa, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
İşeri,M.2002. “Anonim Şirketlerde Vekalet Sorunu ve bu Sorunun Çözümlenmesinde Kullanılan Teknikler”, Journal of Istanbul Kultur University, 2002/2 : 77-86.
Jensen, M. C. ve W.H. Meckling. 1976.“Theory of the Firm: Managerial Behavior, Agency Costs and Ownership Structure” Journal of Financial Economics, 3 (October): 305-360.
Kahveci, C. 2008. İç Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri ve Önemi Bir Bankada Yapılan Araştırma. İstanbul. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Kaval, H. 2008. Muhasebe Denetimi. Ankara: Gazi Kitabevi.
O’Regan, D.Auditor’s Dictionary : Terms, Concepts, Processes, and Regulations, New Jersey: John Wiley&Sons, Inc.,Hoboken.
Özdoğan Yılmaz, A.2009. Halka Açık Anonim Ortaklıklarda Yöneticilerin Mali Hakları, Ankara: Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
MÖ
DA
V 20
13/1
108
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ
Podrug, N. ve D. Filipovic ve S. Milic. 2010. “Critical Overview of AgencyTheory” Annals of DAAAM for 2010 &Proceedings of the 21th International DAAAM Symposium 1(1).
Ross, S. A.,1973. ”TheEconomicTheory of Agency: The Principle’s Problem”. The American Economic Review, Papers and Proceedings of the Eighty fifth Annual Meeting of the American Economic Association 63 (May): 134-139.
Soltani, B. 2007. Auditing An International Approach. London: Prentice Hall.
Turaboğlu, T.T.2002. Vekalet Teorisi: Firma Sahiplik Yapısı ve Performans İlişkisi Türkiye Uygulaması. Adana. Yayınlanmamış Doktora Tezi.
Turaboğlu, T.2004. “Vekalet-Temsil-Problem ve Maliyetler”. Ekonomik Yaklaşım Dergisi. 15 (51):109-124.
Tripathi, M. 2008. Auditing and Finance Management. Delhi: Navyug Publishers & Distributers.
MÖ
DA
V 20
13/1
109
KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE FİNANSAL BOYUTUYLA BİR
KURUMSAL KARNE UYGULAMASI
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK*
Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞ**
Öğr. Gör. Şevket YİRİK***
ÖZ
Günümüzde işletmelerin faaliyet denetiminde çok boyutlu performans öl-çüm sistemlerinin öneminin daha belirgin hale geldiği görülmektedir. İşlet-meler faaliyet denetiminde güncel yaklaşımlar olarak başlıca kurumsal karne, paydaş temelli performans değerleme, Lynch-Cross performans piramidi ve performans prizması gibi yöntemleri kullanabilmektedirler. Bu yöntemlerden biri olan kurumsal karne de gelenekselin ötesinden işletme performansını dört boyutlu olarak değerlendiren bir yöntemdir. Kurumsal karne işletmeyi finan-sal, müşteri, iç süreçler ve öğrenme-gelişme boyutlarıyla değerlendirmektedir. Bugüne kadar kurumsal karnenin Türkiye’de sağlık, perakende, üretim, kar amacı gütmeyen kuruluşlar gibi birçok sektörde uygulanabilirliğine ilişkin ça-lışmalar literatüre katılmıştır. Bu çalışmada bir otel işletmesinde finansal bo-yutuyla kurumsal karne uygulaması yapılmış ve sonuçlarına yer verilmiştir. Buna göre, kurumsal karneyi uygulamak isteyen bir otel işletmesinin, alanında uzman kişilerle geniş kapsamlı ve sektörün kendine has yapısını dikkate alarak bir hazırlık yapması gerektiği görülmüştür. Aksi takdirde uygulamanın başarısı sınırlı kalabilir. Ayrıca çalışmada ortaya konulan önerinin kurumsal karnenin diğer boyutlarını çalışan araştırmacılara yardımcı olacağı da tahmin edilmek-tedir.
Anahtar Kelimeler: Faaliyet Denetimi, Kurumsal Karne, Otel İşletmeleri
JEL Sınıflandırması: M41
* Akdeniz Üniversitesi, Alanya İşletme Fakültesi, [email protected] ** Akdeniz Üniversitesi, Alanya İşletme Fakültesi, [email protected] *** Akdeniz Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, [email protected]
MÖ
DA
V 20
13/1
110
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK
A BALANCED SCORECARD APPLICATION IN ACCOMMODA-TION SECTOR WITH A FINANCIAL PERSPECTIVE
ABSTRACT
Nowadays it’s seen that multidimensional performance measurements that can be used for operational audit in firms are becoming more important. As contemporary and main operational audit tools, balanced scorecard, shareholder based approach, Lynch-Cross performance pyramid and performance prism can be employed by firms. The Balanced scorecard is a method that is beyond the traditional and that can assesses firms in 4 dimensions. This dimensions can be defined as financial, costumer, internal process and learning-growth perspective. Up to date, some research results are added to literature about the practice of the balanced scorecard in non-profit organizations, health, retail and production sectors in Turkey. In this research, a practice that’s about the financial aspect of the balanced scorecard is performed in accommodation sector. After that, it’s results are placed. According to this study, firms which want to practice balanced scorecard, should make a serious preparation by professional employees as they consider the structure of the sector. Otherwise, the success of the practice may be limited. It’s hoped that, the recommended model in the research will help the researchers who work on the other dimensions of the balanced scorecard.
Keywords: Operational Audit, Balanced Scorecard, Hotels
JEL Classification: M41
1. GİRİŞ
Özellikle son otuz yılda işletmeler arası rekabetin yerel olmaktan çok, uluslararası boyuta taşınması, işletmelerin kendilerini bu koşulla-ra göre geliştirmelerini zorunlu hale getirmiştir. Günümüze kadar ge-leneksel yaklaşımlar ile sadece göreceli üstünlüğü olan sektörlerdeki işletmeler rekabet edebiliyorken şu anda birçok sektörde işletmeler, yö-netim, üretim, pazarlama, finans ve muhasebe gibi alanlarda uygulan-dıkları güncel yaklaşımlar ile küresel aktörler ile rekabet eder konuma gelmişlerdir. Fakat amaç işletmeyi uzun vadede hem hayatta hem de başarılı kılmak olduğuna göre mevcut performansın arttırılması ve bu çabanın sürekli olması gerekmektedir. Ancak bu şekilde işletmeler var-lıklarını devam ettirebileceklerdir (Aktürk ve Özgür 2011, 18).
Gelinen bu noktada işletmelerin sadece finansal oranlara odaklan-mış geleneksel yaklaşımlardan sıyrılarak, güncel performans ölçüm
MÖ
DA
V 20
13/1
111
Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması
sistemlerinden istifade etmeleri daha rasyonel bir karar olacaktır. İşlet-me performansı ortaya konurken müşterilerin, işletme çalışanlarının ve organizasyon yapısının da değerlemeye alındığı, bütünü dikkate alan bir sisteme ihtiyaç duyulmaktadır. Kurumsal karne bu ihtiyaçlara cevap verebilecek yaklaşımlardan biri olarak değerlendirilebilir.
Bu doğrultuda çalışmada ilk aşamada kurumsal karne hakkında ge-nel bilgilere daha sonra otel sektöründeki kurumsal karne uygulamala-rına ilişkin bir literatür taramasına yer verilecektir. Son olarak ise beş yıldızlı bir otel işletmesinde gerçekleştirilen finansal boyutuyla kurum-sal karne uygulaması ve sonuçlarına yer verilecektir.
2. KURUMSAL KARNE
1980’lerde işletmeler performanslarını ölçmek için sermaye getirisi, net kar oranı gibi finansal nitelikteki oranları kullanmaktaydı. Ancak iş dünyasında yaşanan değişimler sonucunda geçmişe yönelik finansal verilerin işletmelerin gerçek değerini ve performansını göstermekte ye-tersiz kaldığı görüldü. Finansal verilere dayanan geleneksel performans ölçüm sistemlerinin geçmişe yönelik olması, kısa dönemleri gösterme-si ve işletmeyle ilgili sadece sayısal verileri yansıtması bu yöntemlere yöneltilen başlıca eleştiriler olarak sıralanmaktaydı (Güner 2008, 247).
1990’lardan sonra finansal verilerin yanı sıra finansal olmayan ve-rileri de içeren performans ölçüm modelleri geliştirilmeye ve uygulan-maya başlandı. Günümüzde ise bu bağlamda ortaya çıkan kurumsal karne, işletmenin stratejileri ile bağlantılı finansal ve finansal olmayan boyutları bir araya getiren bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kurumsal karne literatüre 1992 yılında Robert S. Kaplan ve David P. Norton’un Harvard Busines Review’de yayınlanan “The Balanced Scorecard – Measures That Drive Performance” adlı makale çalışması ile girmiştir. 1996 yılında “Using Balanced Scorecard as a Strategic Management System” adlı makaleleri ile bir yöntem sunmuşlardır.
Literatüre bakıldığında birçok kurumsal karne tanımı bulunmakta-dır.
Kaplan ve Norton’a göre kurumsal karne, işletmelerin misyonunu ve stratejilerini kapsamlı bir performans ölçütleri setine dönüştürerek stratejik performans ölçümü ve yönetimi için bir çerçeve oluşturan, ölç-me esasına dayalı bir stratejik performans yönetim sistemidir (Kaplan ve Norton 1996b, 7-8).
Bir başka tanıma göre kurumsal karne, finansal veriler ile birlikte finansal olmayan verileri de dikkate alan ve ölçen, bu boyutlar arasın-
MÖ
DA
V 20
13/1
112
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK
da dengenin kurulabilmesi için stratejik geribildirim sağlayan ve elde ettiği verilerle stratejiye ulaşmayı ve uygulamayı amaçlayan bir perfor-mans ölçüm yöntemi olarak tanımlamaktadır (Utkutuğ 2008, 56).
Bu yenilikçi yaklaşımın temel amacı eskiden ölçülemeyen değerle-ri dikkate alarak, bu maddi olmayan değerleri kurumsal karne ile göz önünde bulundurarak bir kurumun kısa ve uzun dönemli hedeflere, fi-nansal ve finansal olmayan ölçülere, öncül ve ardıl göstergeler ilave edilerek içsel ve dışsal performans boyutları arasında bir denge oluş-turmaya çalışmaktır. Kurumsal karnenin bir örgüte ilave ettiği değer, bütün anahtar iş alanlarının birbirine bağlanması ve bir arada kullanıl-masıyla oluşur. Daha fazla bilgilendirilen yönetim, daha iyi kararlar ve-rerek, örgütün daha iyi performans göstermesini sağlar (Ecevit ve İşçi 2007, 123).
Kurumsal karne yönteminde, işletmenin vizyon ve stratejisine bağlı hedeflerine ulaşılabilmesi ve işletmede değer yaratan her faktörün öl-çümlenebilmesi için performans ölçümlerini kapsayan dört boyut oluş-turulmuştur (Kaplan ve Norton 1996a, 75). Her boyut firmanın uzun vadeli stratejilerini yansıtan bir dizi performans ölçütleri, hedefleri ve amaçları içerir. Şekilde kurumsal karnenin dört boyutu gösterilmekte-dir.
4
Şekil 1. Kurumsal Karnenin Dört Boyutu
Kaynak: Kaplan ve Norton 2009, 10
Kurumsal karne, finansal ölçüm sonuçlarını performansın önemli bir göstergesi olarak
korurken; müşteri, iç süreçler ve öğrenme gelişme boyutları ile finansal boyutu ilişkilendirerek
çok boyutlu bir ölçüm sistemi geliştirmeyi amaçlamaktadır (Ecevit ve İşçi 2007, 128).
3. LİTERATÜR TARAMASI
Kurumsal karneye ilişkin otel işletmelerine dönük aşağıdaki çalışmaların yapıldığı
görülmüştür.
Denton ve White (2000), çalışmalarında bir otel işletmesinde kurumsal karne uygulaması
yapmışlardır. Buna göre kurumsal karneden hem işletme sahipleri hem de yöneticilerin
amaçlarını göz önünde bulundurarak işletmeyi değerlemeye tabi tutan bir yöntem olarak
bahsetmişlerdir. Çalışmada, otel işletmelerinde sadece finansal boyutların değil diğer
boyutlarında etkin bir şekilde takip edilebildiği belirtilmiştir. Uygulama sonucunda ise
çalışmaya konu olan işletmenin kurumsal karnesi ortaya konulmuş ve yorumlara yer verilmiştir.
Evans (2005), çalışmasında stratejik bir uygulama olarak kurumsal karnenin uluslar arası
otel işletmelerinde uygulanabilirliği ve yararları üzerine bir araştırma yapmıştır. Evans, geniş bir
literatür taramasına yer vermiş ve kuzeydoğu İngiltere’deki otel işletmeleri üzerinde bir
araştırma gerçekleştirmiştir. Sonuç olarak bazı aksamaların yaşanması rağmen kurumsal
karnenin otel işletmelerinde yararlı bir yönetimsel araç olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.
Quintano (2009), çalışmasında otel işletmelerinde kullanılabilecek kurumsal karnenin 4
boyutuna ilişkin, stratejik amaç ve ölçütleri hazırlamış ve gruplandırmıştır. Fakat bu öneriye
ilişkin henüz bir uygulama yapılmadığını da çalışmasında belirtmiştir.
Bertan (2009), çalışmasında ilk zamanlarda ölçü sistemi olarak ele alınan ancak zamanla bir
ölçü sistemi olmaktan çıkarak yönetim sistemi haline gelen kurumsal karnenin ortaya çıkışı,
Şekil 1. Kurumsal Karnenin Dört Boyutu
Kaynak: Kaplan ve Norton 2009, 10
Kurumsal karne, finansal ölçüm sonuçlarını performansın önemli bir göstergesi olarak korurken; müşteri, iç süreçler ve öğrenme gelişme boyutları ile finansal boyutu ilişkilendirerek çok boyutlu bir ölçüm sis-temi geliştirmeyi amaçlamaktadır (Ecevit ve İşçi 2007, 128).
MÖ
DA
V 20
13/1
113
Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması
3. LİTERATÜR TARAMASI
Kurumsal karneye ilişkin otel işletmelerine dönük aşağıdaki çalış-maların yapıldığı görülmüştür.
Denton ve White (2000), çalışmalarında bir otel işletmesinde ku-rumsal karne uygulaması yapmışlardır. Buna göre kurumsal karneden hem işletme sahipleri hem de yöneticilerin amaçlarını göz önünde bu-lundurarak işletmeyi değerlemeye tabi tutan bir yöntem olarak bah-setmişlerdir. Çalışmada, otel işletmelerinde sadece finansal boyutların değil diğer boyutlarında etkin bir şekilde takip edilebildiği belirtilmiş-tir. Uygulama sonucunda ise çalışmaya konu olan işletmenin kurumsal karnesi ortaya konulmuş ve yorumlara yer verilmiştir.
Evans (2005), çalışmasında stratejik bir uygulama olarak kurumsal karnenin uluslar arası otel işletmelerinde uygulanabilirliği ve yararları üzerine bir araştırma yapmıştır. Evans, geniş bir literatür taramasına yer vermiş ve kuzeydoğu İngiltere’deki otel işletmeleri üzerinde bir araş-tırma gerçekleştirmiştir. Sonuç olarak bazı aksamaların yaşanması rağ-men kurumsal karnenin otel işletmelerinde yararlı bir yönetimsel araç olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.
Quintano (2009), çalışmasında otel işletmelerinde kullanılabilecek kurumsal karnenin 4 boyutuna ilişkin, stratejik amaç ve ölçütleri hazır-lamış ve gruplandırmıştır. Fakat bu öneriye ilişkin henüz bir uygulama yapılmadığını da çalışmasında belirtmiştir.
Bertan (2009), çalışmasında ilk zamanlarda ölçü sistemi olarak ele alınan ancak zamanla bir ölçü sistemi olmaktan çıkarak yönetim siste-mi haline gelen kurumsal karnenin ortaya çıkışı, gelişimi, kapsamı ve otel işletmelerindeki yerini incelemiştir. Daha sonra, otel işletmelerinde kurumsal karnenin yönetim stratejilerini harekete geçirme etkisinden bahsedilerek, kurumsal karnenin bileşenleri arasındaki nedensellik iliş-kileri açıklanmıştır.
Aktürk ve Özgür (2011), çalışmalarında faaliyet denetiminde güncel yöntemlerin kullanılmasıyla geleneksel yapının dışına çıkıldığı, gele-neksel yöntemlerin faaliyetler üzerinde yoğunlaşırken, kurumsal karne gibi güncel yöntemlerin işletmeyi çok boyutlu olarak değerlendirdiği üzerinde durulmuştur. Yine çalışmada kurumsal karnenin otel işletme-lerinde bir faaliyet denetim aracı olarak uygulanması durumunda başa-rısını etkileyebilecek unsurların neler olabileceği ve çözüm önerilerine yer vermişlerdir.
MÖ
DA
V 20
13/1
114
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK
4. KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE FİNANSAL BOYUTUYLA BİR KURUMSAL KARNE UYGULAMASI
4.1. Amaç ve Kapsam
Yapılan literatür taramalarında Türkiye’de üretim, perakende, ha-vacılık, sivil toplum kuruluşları ve sağlık sektöründe çeşitli kurumsal karne uygulamaları görülmüş fakat turizm sektöründe bir uygulamaya rastlanılmamıştır. Bu noktadan hareketle Alanya’da beş yıldızlı bir otel işletmesinde sadece finansal boyutuyla olmak kaydıyla bir kurumsal karne uygulaması amaçlanmıştır. Çalışmada, sektörün kendine has ya-pısı dikkate alınarak kurumsal karne uygulamalarının finansal boyutuna bir öneri sunmak amaçlanmıştır. Bu önerinin kurumsal karnenin diğer boyutlarını çalışan araştırmacılara da yardımcı olacağı tahmin edilmek-tedir.
Çalışma, Utopya Turizm İnşaat İşletmecilik Ticaret Anonim Şirketi’nin bir yatırımı olan Utopya World Hotel’de yürütülmüştür. Utopya World Hotel, 1980 yılında şahıs işletmesi olarak kurulan, 1990 yılında ise anonim şirkete dönüşen, şu an itibariyle başlıca turizm ve taahhüt alanlarında faaliyetlerini devam ettiren Utopya Turizm İnşaat İşletmecilik Ticaret Anonim Şirketi’nin Alanya’daki bir yatırımıdır. Utopya World Hotel 2007 yılında faaliyete geçmiştir. Beş yıldızlı otelin 1118 yatak ve 559 odası bulunmaktadır. Ortalama 300 personelle çalış-malarını sürdürmektedir. Otel her yıl ortalama 40 bin müşteriye hizmet vermektedir. İşletme 2011 yılını % 70 doluluk oranıyla geçirmiştir. İş-letme 2011 yılında % 22’sini halka açmış ve ikinci ulusal pazarda işlem görmeye başlamıştır. 2012 yılı itibariyle de aynı pazarda işlem görmeye devam etmektedir.
4.2. Yöntem
Çalışma 01.01.2011-31.12.2012 tarihleri arasına yöneliktir. He-saplamalarda ulusal para birimi dikkate alınmıştır. Çalışma süresince ihtiyaç duyulan bilgiler; işletmenin web sitelerinden, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na kayıtlı olduğu için kamuyu aydınlatma platformu ve İMKB’nin ilgili diğer internet sitelerinden ve işletme yönetiminden yazılı ve sözlü olarak alınmıştır. Uygulama sürecinde aşağıda gösterilen aşamalar takip edilecektir.
MÖ
DA
V 20
13/1
115
Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması
6
Şekil 2. Kurumsal Karne Uygulama Süreci
4.3. Bilgisayar Paket Program İle Kurumsal Karne
Yöneticilerin kurumsal karneyi uygulama aşamasında, işleyişi daha somut ve kolay hale
getirmek için bilgisayar paket programlarından istifade etmeleri mümkündür. Bu programlara
örnek olarak Netsis Redcode Enterprise” ve Türkiye'de satılmasa da “Microsoft Performance
Point Server” “gösterilebilir. Bu konuda ürünleri bulunan "Netsis Yazılım" ile yapılan
görüşmelerde, konaklama işletmelerinde de paket programlardan istifade edilerek kurumsal
karnenin uygulanabileceğini öğrenilmiştir (Aktürk ve Özgür 2011, 30).
4.4. Uygulamanın Kısıtları
Çalışma aşağıdaki kısıtlar çerçevesinde yürütülmüştür.
• Uygulamaya konu olan işletmede, hali hazırda kurumsal karne uygulama söz konusu
değildir. Uygulama çerçevesinde oluşturulan karne bir öneri niteliği taşımaktadır.
Karnedeki bazı stratejik amaç ve ölçütler işletmenin zaten gündeminde ve takibinde
iken bazıları da çalışmanın önerisi olarak eklenmiştir.
• Kurumsal karnenin sadece finansal boyutu ele alınması nedeni diğer boyutların insan
kaynakları, turizm, pazarlama gibi işletme biliminin diğer alanlarıyla ilgili olmasıdır.
• Çalışmada mutlak rakamlar yer verilmemiştir. İşletme ile ilgili daha detaylı finansal
bilgilere www.imkb.gov.tr ve kamuyu aydınlatma platformundan ulaşılabilir.
4.5. İşletmenin Misyon ve Vizyonu
İşletmenin misyonu; mükemmellik, yenilik, hız, güvenlik ve takım ruhu ilkelerini
özümsemiş bir işletme olmaktır.
İşletmenin vizyonu ise;
• Kalite standartlarında ve yönetimsel öngörülerle en son gelişmeler takip edilerek daima
yüksek kaliteyi sağlamak, tüm detayları titizlikle inceleyerek gerekli kurallara uymak,
• Esas sözleşmesinde tanımlanan ana faaliyet konularını devam ettirebilmek ve hep bir
adım önde olabilmek için personelin eğitimi dâhil her türlü alternatifi araştırmak,
• Sistemsel sorunları bertaraf etmek ve müşteri memnuniyetini ön planda tutarak uzun
vadeli hedeflerine ulaşabilmek amacıyla gerekli yatırımları yapmak,
• Tüm birimlerde, en yeni iş politikalarını ve güncel çalışma koşullarını benimsemek.
Personelinin şirketin hedeflerine ulaşmasında karşılaşabilecekleri sorunları görerek bu
Karşılaştırma ve
Değerlendirme Ulaşılmak İstenen
Hedefler Ölçütlerin Tespiti
Finansal Boyutta Stratejik Amaçların
Tespiti
Misyon
Vizyon
Şekil 2. Kurumsal Karne Uygulama Süreci
4.3. Bilgisayar Paket Program İle Kurumsal Karne
Yöneticilerin kurumsal karneyi uygulama aşamasında, işleyişi daha somut ve kolay hale getirmek için bilgisayar paket programlarından is-tifade etmeleri mümkündür. Bu programlara örnek olarak Netsis Red-code Enterprise” ve Türkiye’de satılmasa da “Microsoft Performance Point Server” “gösterilebilir. Bu konuda ürünleri bulunan “Netsis Ya-zılım” ile yapılan görüşmelerde, konaklama işletmelerinde de paket programlardan istifade edilerek kurumsal karnenin uygulanabileceğini öğrenilmiştir (Aktürk ve Özgür 2011, 30).
4.4. Uygulamanın Kısıtları
Çalışma aşağıdaki kısıtlar çerçevesinde yürütülmüştür.
• Uygulamaya konu olan işletmede, hali hazırda kurumsal karne uygulama söz konusu değildir. Uygulama çerçevesinde oluşturulan karne bir öneri niteliği taşımaktadır. Karnedeki bazı stratejik amaç ve ölçütler işletmenin zaten gündeminde ve takibinde iken bazıları da ça-lışmanın önerisi olarak eklenmiştir.
• Kurumsal karnenin sadece finansal boyutu ele alınması nedeni diğer boyutların insan kaynakları, turizm, pazarlama gibi işletme bili-minin diğer alanlarıyla ilgili olmasıdır.
• Çalışmada mutlak rakamlar yer verilmemiştir. İşletme ile ilgili daha detaylı finansal bilgilere www.imkb.gov.tr ve kamuyu aydınlatma platformundan ulaşılabilir.
4.5. İşletmenin Misyon ve Vizyonu
İşletmenin misyonu; mükemmellik, yenilik, hız, güvenlik ve takım ruhu ilkelerini özümsemiş bir işletme olmaktır.
İşletmenin vizyonu ise;
• Kalite standartlarında ve yönetimsel öngörülerle en son gelişme-ler takip edilerek daima yüksek kaliteyi sağlamak, tüm detayları titiz-likle inceleyerek gerekli kurallara uymak,
MÖ
DA
V 20
13/1
116
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK
• Esas sözleşmesinde tanımlanan ana faaliyet konularını devam et-tirebilmek ve hep bir adım önde olabilmek için personelin eğitimi dâhil her türlü alternatifi araştırmak,
• Sistemsel sorunları bertaraf etmek ve müşteri memnuniyetini ön planda tutarak uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmek amacıyla gerekli yatırımları yapmak,
• Tüm birimlerde, en yeni iş politikalarını ve güncel çalışma ko-şullarını benimsemek. Personelinin şirketin hedeflerine ulaşmasında karşılaşabilecekleri sorunları görerek bu süreci personeli ile birlikte aş-mak. Personel kalitesini koruyarak şirketin rekabet gücünü hep yüksek tutmaktır.
4.6. Stratejik Amaç ve Ölçütlerin Tespiti
İşletmenin misyon ve vizyonu, yapılmış çalışmalar, işletme yöneti-cilerinin ve yazarların görüşleri doğrultusunda aşağıdaki tablo hazırlan-mıştır. Bu tabloda stratejik amaçlar ve bunları değerlemede kullanıla-cak ölçütlere yer verilmiştir. (Ağca ve Tunçer 2006, 187, Uygur 2009, 154-155)
Tablo 1. Finansal Boyutta Stratejik Amaç ve Ölçütler
Stratejik Amaç Ölçüt İstenen
FİN
AN
SAL
BO
YU
T
Karlılığı Arttırmak(1)Net kar
Misafir Sayısı↑
Alacakları Etkin Yönetmek(2) ∆Temerrüde Düşen Alacak
Miktarı↓
Oda Satış Fiyatını Yükseltmek(3)Oda Satış Gelirleri
Misafir Sayısı↑
Doluluk Oranlarını Arttırmak Doluluk Oranı ↑
Yeni Gelir Kalemleri Oluşturmak(4)
∆ Oda Satışı Dışındaki Gelirler ↑
Toplam Maliyeti Azaltmak(5)Toplam MaliyetMisafir Sayısı
↓
Yiyecek ve İçecek Maliyetlerini Azaltmak(5)
Yiyecek İçecek MaliyetleriMisafir Sayısı
↓
Kat Hizmetleri Maliyetlerini Azaltmak(5)
Kat Hizmetleri MaliyetleriMisafir Sayısı
↓
Sabit Maliyetleri AzaltmakSabit MaliyetlerMisafir Sayısı
↓
Personel Maliyetlerini Azaltmak(6)
Personel Ücret GiderleriMisafir Sayısı
↓
(1) Karlılığı ölçmek amacıyla başka finansal oranların kullanılması da mümkündür.
MÖ
DA
V 20
13/1
117
Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması
Otel işletmelerinin gelirleri ve giderlerin oluşmasını sağlayan temel etmen ağırlanan müşteri sayısıdır. Bu nedenle net kar misafir sayısına oranlanmış ve “kişi başı” değer-ler ortaya konulmuştur.
(2) Otel işletmelerinde satış büyük ölçüde acenteler üzerinden ve anlaşmalar belirli bir vade üzerinden yapılmaktadır. Bu vadeyi kısaltmak bir amaç olarak almak uygun değildir. Çünkü bu piyasa şartlarının gereğidir. Bunun yerine anlaşma yapılan acen-telerdeki alacağın temerrüde düşmemesini sağlamak bir amaç olarak alınabilir. Orta-lama tahsil süresi veya alacakların devir hızı gibi finansal oranların kurumsal karne içinde piyasa koşulları nedeniyle anlamlı bir değerlendirmeye imkân sağlamayacağı düşünülmektedir. Diğer bir noktada, temerrüde düşmüş alacakların, şüpheli halde veya değil şeklinde iki grup halinde takip edilmesi de tavsiye edilebilir.
(3) İşletme hizmet kalitesini yükselterek müşteri memnuniyetini sağlamak ve dola-yısıyla daha yüksek bir fiyattan oda satışı yapabilmeyi amaçlamaktadır. Her şey dâhil sisteminin uygulandığı ve yoğun rekabetin yaşandığı bir sektörde daha yüksek bir fiyat-tan oda satışı yapabilmek için hizmet kalitesini ve müşteri memnuniyetini yükseltmek mecburidir. Aksi takdirde acentalar odaları satamayacak ve istenilen doluluk oranla-rına ulaşılamayacaktır.
(4) Oda satışı dışındaki gelirlerin hesaplanmasında kambiyo gelirleri göz ardı edil-miştir.
(5) Bu stratejik amaçlar değerlendirilirken, müşteri boyutunda yer alması uygun olabilecek, pazar payını arttırmak, müşteri memnuniyetini arttırmak, marka tanınırlı-ğını arttırmak gibi stratejik amaçlarla beraber değerlendirilmesi daha uygun olacaktır.
(6) Bu stratejik amaç değerlendirilirken, öğrenme ve gelişme boyutunda yer alması uygun olabilecek çalışan memnuniyetini arttırmak, işgücü performansını arttırmak ve çalışanların kariyer olanaklarını arttırmak gibi stratejik amaçlarla beraber değerlen-dirilmesi daha uygun olacaktır.
4.7. Sonuçların Değerlendirilmesi
İşletmenin finansal boyuttaki kurumsal karnesi hedef ve gerçekle-şenlere bakılarak analiz edilmiştir.
MÖ
DA
V 20
13/1
118
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK
Tablo 2. Finansal Boyutla Kurumsal Karne
Stratejik Amaç Ölçüt Hedef İstenen Sonuç
FİN
AN
SAL
BO
YU
T
Karlılığı Arttırmak(1)Net kar
Misafir Sayısı% 27 ↑ % 40
Alacakları Etkin Yönetmek(2) ∆Temerrüde Düşen Alacak
Miktarı- ↓ - % 60
Oda Satış Fiyatını Yükseltmek(3)
Oda Satış GelirleriMisafir Sayısı
% 10 ↑ % 34
Doluluk Oranlarını Arttırmak(4)
Yatak Doluluk Oranı - ↑ % 13
Yeni Gelir Kalemleri Oluşturmak(5)
∆Oda Satışı Dışındaki
Gelirler- ↑ % 11
Toplam Maliyeti Azaltmak(6)Toplam MaliyetMisafir Sayısı
- ↓ - % 17
Yiyecek ve İçecek Giderlerini Azaltmak(7)
Yiyecek İçecek GiderleriMisafir Sayısı
- ↓ - % 27
Kat Hizmetleri Giderlerini Azaltmak(8)
Kat Hizmetleri GiderleriMisafir Sayısı
- ↓ - % 20
Sabit Giderlerini Azaltmak(9)Sabit GiderleriMisafir Sayısı
- ↓ - % 23
Personel Giderlerini Azaltmak(10)
Personel Ücret GiderleriMisafir Sayısı
- ↓ - % 8
(1) Karlılığı arttırmak; işletme 2011 yılı başında karlılığını % 27 arttırmayı kendisine bir amaç olarak benimsemiştir. 2011 yılı sonuna gelindiğinde işletmenin % 40 karlılığını arttırdığı görülmektedir. İşlet-me hedeflediğinin üstünde bir başarı ortaya koymuştur. Bu sonuç bir yönüyle iyi olsa da başka bir açıdan, hedefin daha dikkatli tespit edil-mesi gerekliliğini de ortaya koymaktadır.
(2) Alacakları etkin yönetmek; otel işletmeleri de dâhil olmak üzere tüm işletmelerde alacakları etkin yönetmek önemli bir amaçtır. Uygulamaya konu işletmede bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı görülmüştür. İşletmenin 2011 yılında bir önceki yıl temerrüde düşen alacaklarının % 60 azaldığı tespit edilmiştir. İşletme-nin bu konuda güvenilir acentalar ile çalışma ilkesi bu sonucun elde edilmesinin en önemli sebebidir.
(3) Oda satış fiyatını yükseltmek; işletme 2011 yılı başında oda satış fiyatını % 10 arttırmayı kendisine bir amaç olarak benimsemiştir. 2011 yılı sonuna gelindiğinde işletmenin % 34 oda satış fiyatını art-tırdığı görülmektedir. İşletme hedeflediğinin üstünde bir başarı ortaya koymuştur. Bu sonuç bir yönüyle iyi olsa da başka bir açıdan, hedefin daha dikkatli tespit edilmesi gerekliliğini de ortaya koymaktadır.
MÖ
DA
V 20
13/1
119
Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması
(4) Doluluk oranlarını arttırmak; otel işletmelerinde doluluk ora-nını arttırmak önemli bir amaçtır. Her zaman yöneticilerin arzu ettiği bir durumdur. Fakat uygulamaya konu olan işletmede bu amacın somut olarak ortaya konulmadığı görülmektedir. Ayrıca bu amaç ortaya konu-lurken yıllık değil de iki veya üç döneme göre ayrı değerlendirilmesi daha uygun olacaktır. Çünkü özellikle yaz döneminde doluluk oranını yükseltmek değil kişi başı elde edilen geliri yükseltmek önemlidir. Ya-zın istenilirse zaten doluluk oranı kolaylıkla % 100 seviyesine çıkarı-labilir. Doluluk oranını arttırmak işletmenin sabit maliyetlerini karşıla-ması anlamında kış döneminde daha ön planda tutulabilir. Uygulamaya konu işletmenin doluluk oranlarını bir önceki yıla göre % 13 arttırdığı görülmektedir. Bunda Alanya bölgesindeki otellerin kış sezonunda ge-nelde kapalı olmasına rağmen Utopya World Otel’in kış mevsiminde sürekli açık olmasının etkisi bulunmaktadır.
(5) Yeni gelir kalemleri oluşturmak; otel işletmelerinde yeni gelir kalemleri bulmak önemli bir amaçtır. Yöneticilerin arzu ettiği bir du-rumdur. Uygulamaya konu işletme yönetiminin de son dönemde bazı projeleri hayata geçirerek yeni gelir kalemleri bulduğu ve yeni dönem-lerde de bazı projelerinin olduğu öğrenilmiştir. Bu amaç yukarıda belir-tildiği gibi ölçülebileceği gibi “hayata geçirilen proje sayısı” şeklinde de düzenlenebilir. İşletmenin oda satışı dışındaki gelirlerini bir önceki yıla göre % 11 arttırdığı görülmektedir. Hayata geçirilen proje sayısı olarak düşünüldüğünde ise işletmenin 2 projeyi uygulamaya soktuğu görülmektedir.
(6) Toplam maliyeti azaltmak; maliyetleri azaltmak tüm işletme-lerde önemli bir amaçtır ve yöneticilerin arzu ettiği bir durumdur. Uy-gulamaya konu işletmede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı görülmüştür. İşletmenin özellikle müşterilerine sunduğu hizmet kalitesini her açıdan arttırarak müşteri memnuniyetini yükseltmek amacını ön planda tutuğu görülmektedir. Bu amaç nedeniy-le işletmenin maliyetlerinin bir önceki yıla göre % 17 arttığı görülmek-tedir. Kişi başı maliyetlerdeki bu artış, karlılıktaki kişi başı % 40 artış ile beraber değerlendirildiğinde işletmenin iyiye gittiği söylenebilir. Fakat başka bir açıdan bakıldığında ise bu durum maliyetlerin azaltıl-ması amacını da gölgeleyebilir. İşletme müşteri memnuniyetini arttır-mak noktasında değer analizi gibi yöntemlerden istifade ederek dengeli bir şeklide hem müşteri memnuniyetini yükseltmek hem de maliyetleri azaltmak amacını daha rahat güdebilir.
(7) Yiyecek içecek giderlerini azaltmak; uygulamaya konu işlet-mede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı
MÖ
DA
V 20
13/1
120
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK
görülmüştür. İşletmede hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla özellikle yiyecek içecek giderlerinin bir önceki yıla göre % 27 arttığı görülmek-tedir. İşletmenin toplam maliyetlerindeki artışta yiyecek içecek gider-lerinin başı çektiği de görülmektedir. Yukarıda belirtilen iyi durum ve çekince bu amaçta da geçerlidir.
(8) Kat hizmetleri giderlerini azaltmak; uygulamaya konu işlet-mede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadı-ğı görülmüştür. İşletmede hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla kat hizmetleri giderlerinin bir önceki yıla göre % 20 arttığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen iyi durum ve çekince bu amaçta da geçerlidir.
(9) Sabit giderlerini azaltmak; uygulamaya konu işletmede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı görülmüştür. İşletmede hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla sabit giderlerin bir ön-ceki yıla göre % 23 arttığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen iyi durum ve çekince bu amaçta da geçerlidir.
(10) Personel giderlerini azaltmak; uygulamaya konu işletmede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı gö-rülmüştür. İşletmede hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla personel giderlerinin bir önceki yıla göre % 8 arttığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen iyi durum ve çekince bu amaçta da geçerlidir. Ayrıca işletme-nin doluluk oranının % 13 artmasında rağmen personel giderlerinin % 8 arttığı ve dolayısıyla insan kaynaklarının etkin yönetildiği de söyle-nebilir.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Günümüzde işletmeler hem ulusal hem de uluslararası alanda yoğun rekabet altında faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu yoğun rekabet ortamı-nın getirdiği baskı ile işletmeler klasik bilgi sistemi verilerinin dışında hedeflerine yönelik performanslarını ölçmek için yeni yöntemler kul-lanma arayışına girmişlerdir. Bu yöntemlerden biri olan kurumsal kar-ne işletmelerin daha önce belirlediği hedeflere yönelik esnek bir bilgi üretme, performans ölçme imkânı sağlamaktadır.
Halen birçok alanda uygulanan kurumsal karnenin konaklama sek-töründe de etkin olarak kullanılabileceği çalışmada görülmüştür. Ça-lışma kısıtlar nedeniyle işletmeyi sadece finansal açıdan ele almıştır. Çalışmada sektörün ve işletmenin kendine has yapısı, stratejik amaç ve ölçütler hazırlanırken dikkate alınmış ve işletme, klasik oranların hâkim olduğu finansal boyutta bile gelenekselin ötesine geçilerek ele alınabilmiştir.
Fakat yapılan uygulama göstermiştir ki, kurumsal karnenin konak-
MÖ
DA
V 20
13/1
121
Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması
lama sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde başarıya ulaşması şu un-surların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
• Konaklama sektörün kendine has özellikleri uygulama sürecinde göz önünde bulundurulmalıdır.
• İşletme sahiplerinin ve yöneticilerin amaçları arasındaki farklı-lıklar mümkün olduğunca azaltılmalıdır.
• İşletmenin misyon, vizyonu ve stratejik amaçları netleşmiş olma-lıdır. Bu bilgiler süreçte göz önünde bulundurulmalıdır.
• İşletme yönetiminin çok boyutlu performans ölçüm sistemlerinin geleneksel yöntemlerden farklılığı hakkında yeterli bilgi düzeyine sa-hip olması gerekmektedir.
• İşletme biliminin tüm dallarında kendini geliştirmiş ve işletmeyi tanıyan kişilerin uygulamayı yürütmesi gerekmektedir.
• Emredici bir yaklaşım yerine katılımcı bir yaklaşım takip edil-melidir.
• Bilgisayar paket programlarından istifade edilmesi işleyişi ko-laylaştıracaktır.
Çalışmada ortaya konulan önerinin diğer boyutları çalışan araştır-macılara da yardımcı olacağı tahmin edilmektedir. Çünkü kurumsal karne uygulaması işletme bilimi içindeki muhasebe ve finans dışındaki diğer uzmanlık alanlarını da kapsamaktadır.
6. KAYNAKÇA
Ağca, V. ve E. Tunçer. 2006. “Çok Boyutlu Performans Değerleme Modelleri ve Bir Balanced Scorecard Uygulaması”. Afyon Kocatepe Üniversitesi. İ.İ.B.F. Dergisi. Cilt VIII. S:1. 173-193.
Aktürk, A. ve E. Özgür. 2011. “Otel İşletmelerinde Bir Faaliyet Denetim Aracı Olarak Kurumsal Karnenin Uygulanabilirliği”. Muhasebe Finansman Dergisi. Nisan 2011. 17-32.
Bertan, S., 2009. “Otel İşletmelerinde Yönetim Aracı Olarak Kurumsal Karne”. Journal of Yaşar University. 4(16), 2525-2538.
Denton, G.A. ve B. White. 2000. “Implementing A Balanced Scorecard Approach To Managing Hotel Operations: The Case Of White Lodging Services”. Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly. Şubat, 16-26.
MÖ
DA
V 20
13/1
122
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK
Ecevit, Z. ve Ö. İşci, 2007. “Kurumsal Karne Gelişiminde Stratejik Yönetimi Etkinleştirme”. Öneri Dergisi. 7 (28). 121-134.
Evans, N. 2005. “Assessing The Balanced Scorecard As A Management Tool For Hotels”. International Journal of Contemporary Hospitality Management. Sayı:17. No:5. 376-390.
Güner, M.F. 2008. “Bir Stratejik Yönetim Modeli Olarak Balanced Scorecard”. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Sayı:10-1. 247-265.
Kaplan, R. S.ve D. P. Norton. 1996a. “Using The Balanced Scorecard As A Strategic Management Systems”. Harvard Business Review. January-February. Vol:74. Issue:1. 75-85.
Kaplan, R. S. ve D. P. Norton. 1996b. The Balanced Scorecard: Translating Strategy Into Action. Harvard Business School Press. Boston.
Kaplan, R. ve D.P. Norton. 2009. Balanced Scorecard. Şirket Stratejisini Eyleme Dönüştürmek, Sistem Yayıncılık. İstanbul.
Quintano, A., 2009. “Performance Evaluation In The Hospitality Industry: The Balanced Scorecard And Beyond”. www.icabr.com/fullpapers/Quintano%20Alfred.pdf. Erişim Tarihi:10.07.2012.
Uygur, A., 2009. “Çok Boyutlu Performans Değerleme Modeli Olarak Dengeli Başarı Gostergesi Uygulaması”. Doğuş Üniversitesi Dergisi. 10 (1): 148-159.
Utkutuğ, P.Ç. 2008. “Kurumsal Performans Değerlendirme Yöntemi Olarak Toplam Başarı Göstergesi Yöntemi”. Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi. Sayı:23. 55-78.
MÖ
DA
V 20
13/1
123
TFRS 8 FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI VE İNŞAAT
SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ*
Ömer TEKŞEN**
Reyhan ÇİL***
ÖZ
İşletmelerin uluslar arası boyut kazanmasıyla birlikte muhasebe uygulama-larında ülkeler arasında var olan ve giderilmesi ihtiyaç haline gelen birtakım farklılıklar meydana gelmiştir. Bu farklılıkların ortadan kaldırılması ve muha-sebe uygulamalarında ortak bir dil kullanılması amacıyla finansal raporlama standartları oluşturulmuştur. Bu çalışmada, finansal raporlama standartlardan TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre hazırlanmış ve teoride kalan bilgilerin uygulanabilirliğinin araştırılması amaçlanılmıştır. Çalışmada, TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’nda yer alan maddelerin uygulamada nasıl yo-rumlanabileceğini belirlemek için bir inşaat işletmesinden elde edilen veriler test edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Türkiye Finansal Raporlama Standartları, Faaliyet Bölümleri Standardı, İnşaat Sektörü
JEL Sınıflandırması: M41, M49
TFRS 8 STANDARS OF OPERATING SEGMENTS AND AN APPLICATION ON CONSTRUCTION SECTOR
ABSTRACT
With the internationalization of the businesses about the accounting applications between the countries some differences that must be eliminated occured. To dispose these differences and to use a common language on accounting applications the financial reporting standarts constituted. In this
* Süleyman Demirel Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü ** Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü *** Süleyman Demirel Üniversitesi, SBE.
MÖ
DA
V 20
13/1
124
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
study, the aim is to research the applicability of data that is only theoritical and prepared according to the TFRS 8 standarts of operating segments from the financial reporting standarts. In this paper, the data obtained from a construction business tested to determine how can the clauses in TFRS 8 Standarts of Operating Segments be interpreted in practice.
Keywords: Turkish Financial Reporting Standarts, Standarts of Operating Segments, Construction Sector
JEL Classification: M41, M 49
1. GİRİŞ
İşletmelerin faaliyetlerinin uluslararası düzeyde yoğunlaşması, fi-nansal piyasaların bütünleşmesi ve denetimin gelişimi ile finansal ra-porların hazırlanmasını düzenleyen kuralların gözden geçirilmesi zo-runluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bunun bir sonucu olarak Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB), OECD, Muhasebe Standartları Çalışma Grubu, Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası Çalışma Grubu, Avrupa Birliği Muhasebe Danışma Grubu gibi kuruluşlar finansal ra-porların tekdüzeliği konusunda bir takım çalışmalarda bulunmuşlardır (Özgür Özmen UYSAL 2006, 88-91).
Ülkemizde, muhasebe standartları konusunda Sermaye Piyasası Ku-rulu başta olmak üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu gibi birçok kurum ve kuruluş faaliyet göstermiş, standartların benimsenmesine destek ver-miştir. Son olarak Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu 9 adet Türki-ye Finansal Raporlama Standardı ve 29 adet Türkiye Muhasebe Stan-dardı yayımlamıştır.
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı, Türkiye Muhasebe Standart-ları Kurulu’nun yayımladığı standartlardan birisi olup, eski “TMS 14 Bölümlere Göre Raporlama” standardının revize edilmesiyle oluşturul-muştur. Standart, ürün veya hizmet çeşitlendirmesine giden ya da hacim olarak geniş coğrafi alanlara yayılan işletmelerin hasılat ve giderlerinin kontrol ve yönetimini etkili kılmayı amaçlamaktadır.
2. FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI
Geçmişte, işletmeler tek bir alanda faaliyet göstermesi, küçük gruplar halinde organize olması ve farklı iş kollarında faaliyette bu-lunmaması gibi nedenlerle finansal raporların sunumunda herhangi bir zorlukla karşılaşmamışlardır (Öztürk 2008, 171). Ancak son yıllarda karmaşıklaşan işletme yapıları ve işletme gruplaşmalarında meydana
MÖ
DA
V 20
13/1
125
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
gelen artış, işletmelerin tüm faaliyetleri hakkında bilgi edinme ihtiya-cını ortaya koymuştur (Ömürbek ve Özdemir 2009, 201). Bu durum, finansal raporlamayı etkilemiş ve faaliyetlerin bölümler itibariyle ra-porlanmasını gerekli kılmıştır.
Faaliyet bölümleri hakkında ilk standart IAS 14 Reporting Financi-al Information By Segment - “Mali Bilgilerin Bölümlere Göre Rapor-lanması” 1983 yılında yayımlanmıştır (Çiftçioğlu ve Poroy 2010, 89). Daha sonra standartta yapılan değişikliklerle birlikte Ağustos 1997’de IAS 14 Segment Reporting - “Bölümlere Göre Raporlama” standar-dı yayımlanmıştır (Güngörmüş ve Uyar 2009, 82). Ocak 2006’da ya-yınlanan taslak metin ile birlikte IAS 14’ün yerini 01.01.2009 tarihin-den sonra başlayan hesap dönemlerinde uygulanmak üzere yürürlüğe giren IFRS 8 “Operating Segments” - “Faaliyet Bölümleri” standardı almıştır (Deloitte http://www.iasplus.com/iasplus/0612ifrs8.pdf,2011). Türkiye’de de süreç aynı şekilde işleyerek TFRS 8 “Faaliyet Bölüm-leri” standardı, 01.01.2009 tarihinde itibaren yürürlüğe girmiştir (Gün-görmüş ve Uyar 2009, 82).
2.1. Standardın Amacı
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardının temel ilkesi; “Bir işletme, finansal tablo kullanıcılarının, işletmenin gerçekleştirdiği faaliyetler ile faaliyette bulunduğu ekonomik ortamın niteliğini ve finansal etkilerini değerlendirmelerini mümkün kılar” şeklinde açıklanmıştır. (TFRS 8, Madde: 5)
2.2. Standardın Kapsamı
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’nı hangi işletmelerin uygula-yacağı standardın kapsamında belirtilmiştir. Buna göre standart;
- Borçlanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları borsa veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören ve finansal araçları halka arz edilmek üzere, ilgili düzenleyici kurum kaydına alınan ya da kayda alınma süreci kapsamında finansal tablolarını düzenleyen bir iş-letmenin ayrı veya bireysel finansal tablolarını,
- Borçlanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları borsa ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören veya borsa veya teşki-latlanmış diğer piyasalarda herhangi bir finansal aracının işlem görme-sini teminen, ilgili düzenleyici kurum kaydına alınma süreci kapsamın-da konsolide finansal tablolarını düzenleyen bir grubun ana ortaklığı ile konsolide edilmiş finansal tablolarını, kapsamına almıştır (TFRS 8, Madde: 2).
MÖ
DA
V 20
13/1
126
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
2.3. Faaliyet Bölümleri
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’nda faaliyet bölümleri; ha-sılatın elde edildiği, harcamaların yapılabildiği, işletme faaliyetlerine dahil olan (aynı işletmenin diğer kısımlarıyla yapılan işlemlerle ilişkili olan gelir ve harcamalar da dahil olmak üzere), bölüme pay ayrılacak kaynaklara ilişkin kararların alınması ve bölüm performansının değer-lendirilmesi için işletmenin faaliyetlerine ilişkin birimin ana faaliyet karar mercii tarafından düzenli olarak gözden geçirilen ve hakkında ayrı finansal bilgileri mevcut olan birimin bir parçası olarak tanımlanır (Ernst & Young 2009, 7).
2.3.1. Faaliyetler İtibariyle Bölümlerin Raporlanmasında Bir-leştirme Kriterleri
TFRS 8’e göre eğer faaliyet bölümleri benzer ekonomik özellikler gösteriyorsa, genellikle uzun vadede benzer performans gösterirler. Bu nedenle benzer ekonomik özelliklere sahip iki veya daha fazla bölümün standartta sayılan kriterler çerçevesinde birleştirilmesi mümkündür (TFRS 8, Madde: 12).
Faaliyet bölümleri; ekonomik özellikler, ürün ve hizmetler, üretim süreçlerinin niteliği, müşterilerin niteliği, ürün veya hizmetlerin dağı-tımında kullanılan yöntemlerin niteliği ve düzenleyici çevrenin niteliği yönünden benzer olduğu takdirde birleştirilebilir (http://www.bdo-international.com, 2011). Ayrıca faaliyet bölümleri tarafından raporla-nan toplam dış hasılatın, işletmenin hasılatının yüzde 75’inden düşük olması durumunda işletme hasılatının en az yüzde 75’i raporlanabilir bölümlere dahil oluncaya kadar ek faaliyet bölümleri, standartta geçen birleştirme kriterlerini taşımasa dahi raporlanabilir faaliyet bölümü ola-rak tanımlanabilir (TFRS 8, Madde: 15).
2.3.2. Faaliyetler İtibariyle Bölümlerin Raporlanmasında Sayı-sal Alt Sınırlar
Standarda göre faaliyetlerin bölümler itibariyle belirlenmesine iliş-kin sayısal alt sınırlardan herhangi birini sağlayan faaliyet bölümü, raporlanabilir faaliyet bölümü olarak değerlendirilir ve bu bölümlere ilişkin finansal bilgiler ayrı bir şekilde raporlanır. Sözü edilen sayısal alt sınırlar şu şekilde belirtilmiştir (TFRS 8, Madde: 13).
- İşletme dışı müşterilere yapılan satışlar ve bölümler arası satış-lar veya transferler de dahil olmak üzere raporlanan hasılatın, işletme içi ve dışı tüm faaliyet bölümlerinin toplam hasılatının yüzde 10’unu veya daha fazlasını oluşturması,
MÖ
DA
V 20
13/1
127
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
- Raporlanan kârın veya zararının mutlak tutarının, kâr bildirmiş olan tüm faaliyet bölümlerinin raporlanmış kârının ve zarar bildirmiş olan tüm bölümlerin raporlanmış zararının mutlak rakamlarla yüzde 10’u veya daha fazlası olması,
- Varlıklarının, tüm faaliyet bölümlerinin toplam varlıklarının yüzde 10’u veya daha fazlası olması.
2.4. Faaliyetler İtibariyle Raporlanan Bölüm Bilgilerinin Sunu-mu
Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin belirlenmesinin ar-dından her bir bölüm için raporlanabilir faaliyet bölümü bilgilerinin tespiti gereklidir. Bunun için öncelikle faaliyetler itibariyle raporlanan bölümlere ait bölüm hasılatı, bölüm gideri, bölüm sonucu, bölüm var-lığı ve bölüm yükümlülüğü gibi bilgilerin ölçümü gereklidir (Örten ve diğerleri 2011, 190). Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölüm bilgile-rinin sunumundaki temel amaç, bölüm gelir tablosu ve bilanço bilgile-rinin düzenlenerek sunumunun yapılmasıdır.
2.5. Faaliyetler İtibariyle Raporlanan Bölüm Bilgilerinin Ölçül-mesi
Bölüm ile ilgili raporlanan her bir kalemdeki tutar, bölüme ilişkin kaynak tahsisi kararlarının alınması ve bölümün performansının değer-lendirilmesi amacıyla işletmenin faaliyetlere ilişkin karar almaya yet-kili merciine raporlanan tutardır (TFRS 8, Madde: 25). İşletme, her bir raporlanan faaliyet bölümü için bölüm kâr veya zararının varlık veya borçlarının ölçümlerinin açıklanmasını sağlamalıdır. Buna göre işlet-menin asgari ölçüde açıklaması gereken bir takım bilgiler mevcuttur. Bu bilgiler (Güngörmüş ve Uyar 2009, 92);
- Faaliyetler itibariyle raporlanan bölümler arasında gerçekleşen herhangi bir işlem için muhasebeleştirme esası,
- Faaliyetler itibariyle raporlanan bölümlerin kâr veya zararlarının, varlıklarının, borçlarının ölçümü ile işletmenin kâr veya zararlarının, varlıklarının ve borçlarının arasında oluşan farkların niteliği, (eğer mu-tabakatlarda açık değilse)
- Faaliyetler itibariyle raporlanan bölümün kâr veya zararının tespi-tinde kullanılan ölçüm yöntemlerinde geçmiş dönemlere göre gerçekle-şen herhangi bir değişikliğin niteliği,
- Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlere yapılan asimetrik tahsislerin niteliği.
MÖ
DA
V 20
13/1
128
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
2.6. Mutabakatlar
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre raporlanabilir bölüm-ler ile işletmenin finansal bilgileri arasındaki birtakım bilgilerin mu-tabakatının sağlanması gerekmektedir. İşletmenin sağlaması gereken mutabakatlar (TFRS 8, Madde: 28);
- Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin hasılatının işletme hasılatı ile mutabakatı,
- Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin kâr veya zarar tu-tarlarının toplamının, vergi gideri veya vergi gelirinden ve durdurulan faaliyetlerden önceki işletme kâr veya zararı ile mutabakatı,
- Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin varlıkları toplamı-nın işletme varlıkları ile mutabakatı şeklinde ifade edilmektedir.
Eğer bölüm borçları, işletmenin faaliyetlerine ilişkin karar almaya yetkili merciine düzenli olarak sunuluyorsa işletmenin borçlarının, faa-liyetler itibariyle bölümlerinin toplam borçları ile mutabakatının yapıl-ması gerekir. Açıklanan bilginin her bir önemli kalemi için faaliyetler itibariyle bölümlerin raporlanan tutarlarının toplamının, işletme için bu tutarlara karşılık gelen tutar ile mutabakatı şekilde düzenlenmiştir. Ra-porlanabilir olmayan diğer faaliyetlere ilişkin bilgiler bir araya getiri-lerek, diğer mutabakat kalemlerinden ayrı olarak “diğer tüm bölümler” kategorisi altında açıklanır (TFRS 8, Madde: 16).
2.7. Geçmişte Faaliyetler İtibariyle Raporlanan Bölüm Bilgileri-nin Yeniden Düzenlenmesi
Bir işletmenin, faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin deği-şimini sağlayacak şekilde işletme içi organizasyon yapısını değiştirmesi durumunda ara dönemler de dahil olmak üzere geçmiş dönemlere iliş-kin bilgiler, gerekli bilginin mevcut olmaması ve bilginin hazırlanma-sının aşırı maliyetli olması gibi durumlar söz konusu olmadığı sürece yeniden düzenlenir. Bilginin mevcut olmaması ya da hazırlanmasının aşırı maliyetli olması durumu her bir kalem için ayrı ayrı yapılır (TFRS 8, Madde: 29).
2.8. Faaliyetler İtibariyle Raporlanabilir Bölümlere İlişkin Açıklamalar
Bir işletme, finansal tablo kullanıcılarının işletmenin faaliyette bu-lunduğu ekonomik ortamın niteliğini ve finansal durumunun etkilerini değerlendirmelerini mümkün kılan bilgileri açıklar (TFRS 8, Madde: 20). İşletme, bu ilke doğrultusunda önce standart kapsamında teşkilat-lanma esası ile birlikte işletmenin faaliyetler itibariyle raporlanabilir
MÖ
DA
V 20
13/1
129
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
bölümlerinin belirlenmesinde kullanılan faktörleri ve her bir raporlana-bilir faaliyet bölümlerine ilişkin hasılatın elde edildiği ürün veya hiz-metlerin türünü açıklar (TFRS 8, Madde: 21).
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre işletme, her bir rapor-lanabilir faaliyet bölümüne ilişkin kâr ve zarar tutarını açıklamalıdır. Ayrıca, eğer varlık ve borç tutarları işletme faaliyetlerine ilişkin karar almaya yetkili mercii tarafından düzenli olarak sunuluyorsa, faaliyet-ler itibariyle bölümlerin raporlanmasına ilişkin varlık ve borç tutarları açıklanır ifadesi yer almaktadır.
İşletme, her bir raporlanabilir faaliyet bölümü için; işletme dışı müş-terilerden elde edilen hasılatlar, aynı işletmenin diğer faaliyet bölümleri ile işlemlerinden elde edilen hasılatlar, faiz geliri, faiz gideri, amortis-man ve itfa payları, TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu Standardı’na göre önemli sayılan gelir ve gider kalemleri, işletmenin özkaynak yön-temine göre muhasebeleştirilen iştirak ve iş ortaklıklarının kâr veya za-rar payları, vergi geliri veya vergi gideri ve amortisman ve itfa payları dışında kalan önemli nakit dışı kalemler gibi bilgileri açıklar (TFRS 8, Madde: 23).
2.9. Tüm İşletmeyi Kapsayan Açıklamalar
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre işletmenin, ayrıca bü-tün işletmeyi kapsayan bir takım bilgileri de açıklaması gerekmektedir. Bu durum, tek bir raporlanabilir faaliyet bölümü olan işletmeler de da-hil olmak üzere TFRS hükümlerine tabii tüm işletmeler için geçerlidir (TFRS 8, Madde: 31). Bütün işletmeyi kapsayan bilgileri; ürün ve hiz-metlere ilişkin bilgi, coğrafi bölgelere ilişkin bilgi ve büyük müşterilere ilişkin bilgi şeklinde sıralamak mümkündür.
3. FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI’NIN İNŞAAT SEK-TÖRÜNDE UYGULANMASI
Uygulama için inşaat sektöründe faaliyet gösteren X A. Ş.1’den 2009 ve 2010 yılına ait finansal tablolar alınmış ve ana faaliyete ilişkin karar almaya yetkili mercii ile birlikte işletmenin hasılat elde eden ve aynı zamanda harcama yapabilen bölümleri tespit edilmiştir. Daha sonra her bir bölüm için faaliyet gösterilen coğrafi bölgeler tespit edilmiş ve her bir bölüm için raporlanabilirlik testinde gerekli olabilecek toplam hası-lat, toplam kâr veya zarar ve toplam varlıklar hesaplanmıştır. Hesapla-malar sonucu elde edilen verilerle birlikte raporlanabilirlik testi, her bir faaliyet bölümü için ayrı ayrı yapılmış ve aynı zamanda her bir bölüm coğrafi bölgede teste tabi tutulmuştur.
1 X A.Ş. adının zikredilmesini istemediği için isim açıklanmamıştır.
MÖ
DA
V 20
13/1
130
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
3.1. Uygulamaya İlişkin Finansal Bilgiler
Uygulamada verileri kullanılan X A.Ş.’nin bireysel finansal tablo-ları, TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı kapsamında belirtilen borç-lanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları borsa veya teş-kilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören ve finansal araçları halka arz edilmek üzere kurum kaydına alınan ya da alınma sürecinde olan bir işletme değildir. Ancak, standarda göre, standardın kapsamında olma-yan bir işletmenin ihtiyari olarak faaliyetlerini bölümler itibariyle ra-porlayabileceği belirtildiğinden, uygulamada verileri kullanılan işletme için standart ihtiyari olarak gerçekleştirilmiştir.
Tablo 1. İşletmenin Finansal Bilgileri (2009 Yılı)
AKTİF HESAPLAR PASİF HESAPLAR
HESAP ADI BORÇ ALACAK HESAP ADI BORÇ ALACAK
100 KASA 714.501,80 300 BANKA KRE. 100.454,68
102 BANKA. 2.109.708.85 320 SATICILAR 3.377.745,16
120 ALICILAR 2.467.777,29 321BORÇ SEN. 1.128.401,00
126 V. DEP. VE TEM. 108.513,43 340 AL.SİP .AVANS. 303.000,00
136 DİĞ. ÇEŞ. AL. 1.231.690,27 356Y.Y. İ.O. HAK. 6.624.725,68
150 İLK MAD. VE MLZ. 136.506,51 360 ÖD. VER. VE FON. 62.998,61
151 Y. MAM. – ÜRET. 3.035.515,80 361 Ö. S. G. KES. 49.182,15
152 MAM. 147.866,56 370 D.K.V.D.Y.K.K 801.192,32
159VER.SİP.AVANS. 580.342,11 371 D.K.P.Ö.V.D.Y. (-) 801.192,32
172 YIL. YAY. İNŞ. MAL. 6.410.113,28 380 G. AYL. AİT GEL. 7.719,79
180 GEL. AYL. AİT GİD. 2.187,06 392 DİĞER KDV 704,71
192 DİĞ. KDV 1.879,48 400 BANK. KRED. 93.375,30
193PEŞ. ÖD. VER. VE FON. 213.214,21 500 SERMAYE 30.000,00
195 İŞ AVANS. 3.860,00 502 S. DÜZ. OL. FARK 71.529,92
226 VER. DEP. VE TEM. 104,38 540 YAS. YEDEK. 30.846,15
250 AR. VE ARSA. 254.237,29 541 STA. YEDEK. A 178.791,07
252 BİNALAR 266.088,04 542 O.ÜST.YED. 2.829.976,65
254 TAŞITLAR 724.798,15 549 ÖZEL FON. 375.000,00
255 D. BAŞLAR 444.132,94 570 GEÇ. YIL. KÂR 62.747,40
257B. AMORT. (-) 367.943,61 590 DÖN. NET KÂRI 3.177.480,87
267 D. M. O. D. V. 1.365,00
280 GEL. YIL. AİT GİD. 18.220,30
TOPLAM AKTİF 18.504.679,14 TOPLAM PASİF 18.504.679,14
MÖ
DA
V 20
13/1
131
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Tablo 2. İşletmenin Finansal Bilgileri (2010 Yılı)
AKTİF HESAPLAR PASİF HESAPLAR
HESAP ADI BORÇ ALACAK HESAP ADI BORÇ ALACAK
100 KASA 5.220.038,92 300 BANKA KRE. 119.204,1
102 BANKALAR 2.523.371,80 320 SATICILAR 2.103.991,02
120 ALICILAR 4.393.486,60 321BORÇ SENTLERİ 3.107.763,30
126 VER. DEP. VE TEM. 728.060,06 335 PER. BORÇ. 16.344,89
131 ORT. ALAC. 117.467,02 340 AL. SİP. AV. 1.476.000,00
132 İŞT. ALAC. 6.600,94 350 Y. Y. İ.O. HAK. 24.267.963,84
136 DİĞ. ÇEŞ. ALAC. 2.080.570,15 360 ÖD. VER. VE FON. 186.664,90
150 İLK MAD. VE MLZ. 317.048,92 361 Ö. S. G. K. 69.413,12
151 Y. MAM. – ÜRETİM 2.741.332,55 370 D. K. V. D.Y.K. 93.111,21
152 MAMULLER 952.542,32371 D. K. P. Ö. V. D. Y. (-)
93.111,21
159 VER. SİP. AVANS. 1.137.843,73380 GEL. AYL. AİT GEL.
45.890,82
170 YIL. YAY.İNŞ MAL. 15.861.250,40 400 BAN. KRED. 172.309,15
190 DEV. KDV 48.493,74 500 SERMAYE 2.000.000,00
191 İND. KDV 4.933,13 502 SER. DÜZ. OL. F. 71.529,92
193 PEŞ. ÖD. VER. FON. 741.085,92 540 YASAL YEDEKLER 30.846,15
226 VER. DEP. VE TEM. 104,38541 STATÜ YEDEKLERİ
6.830,40
250 ARAZİ VE ARS. 374.237,29542 O.ÜSTÜ YEDEKLER
2.829.976,65
252 BİNALAR 269.927,75 570 GEÇ. YILLÂR KÂR 1.645.228,27
253 T. M. CİH. 123.804,33 590 DÖNEM NET KÂRI 358.945,22
254 TAŞITLAR 897.891,34
255 D. BAŞLAR 502.765,27
257 BİR. AMOR. (-) 543.019,74
267 D. M. O. D. V. 1.365,00
280 GEL. YIL. AİT GİD. 7.699,93
TOPLAM AKTİF 38.508.901,75 TOPLAM PASİF 38.508.901,75
3.2. Uygulamada Kullanılan Verilerin Değerlendirilmesi
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na yönelik uygulama için in-şaat sektöründe faaliyet gösteren X A.Ş.’den alınan finansal bilgilerden oluşturulan faaliyet bölümleri, hasılat ve giderler itibariyle belirlenerek, raporlanabilirlik testi için uygun hale getirilmiştir.
X A. Ş., taahhüt ve yap – sat usulü konut faaliyetlerinde bulunmak-
MÖ
DA
V 20
13/1
132
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
ta olup, bu faaliyetlerini ayrıca farklı bölgelerde gerçekleştirmektedir. Buna göre işletme, taahhüt faaliyetini Isparta, Afyon ve Burdur böl-gelerinde gerçekleştirirken, konut faaliyetini sadece Isparta bölgesinde gerçekleştirmektedir. İşletmenin 2009 ve 2010 yıllarında bitirdiği her-hangi bir inşaatı yoktur.
Tablo 3. X A. Ş.’nin Faaliyet Bölümleri ve Coğrafi Bölgeleri
FAALİYETLER COĞRAFİ BÖLGELER
Taahhüt Isparta
Afyon
Burdur
Konut Isparta
İşletmeden elde edilen veriler, önce 2010 yılı finansal bilgilerine uygulanmış, daha sonra 2009 yılı verilerine uygulanarak 2009 yılı veri-leri, standartta geçen geçmiş bilgilerin yeniden düzenlenmesi maddesi gereği 2010 yılı verilerinin hesaplanmasından sonra verilmiştir (TFRS 8, Madde: 16).
Tablo 4. İşletmenin Faaliyet Bölümleri (2010 Yılı)
Toplam Hasılat
Harcama Faaliyet
BölümününKâr/Zarar
Toplam Varlıklar
FAALİYETLER
Taahhüt 23.169.544,69 (16.936.107,73)1 6.233.436,962 30.141.071,511
Konut 3.631.987,97 (6.392.176,87)3 (2.760.188,9)4 8.367.830,2512
Toplam 26.801.532,66 (23.328.284,59) 3.473.248,06 38.508.901,75
COĞRAFİ BÖLGELER
Taahhüt 23.169.544,69 (16.936.107,72) 6.233.436,96 30.141.071,5
Isparta 7.360.529,91 (5.049.749,37)5 2.310.780,546 11.793.076,025
Afyon 5.526.306,53 (5.302.508,67)7 223.797,868 2.549.372,781
Burdur 10.282.708,25 (6.583.849,69)9 3.698.858,5610 15.798.622,694
Konut 3.631.987,97 (6.392.176,87) (2.760.188,9) 8.367.830,25
Isparta 3.631.987,97 (6.392.176,87) (2.760.188,9) 8.367.830,25
Toplam 26.801.532,66 (23.328.284,59) 3.473.248,06 38.508.901,75
MÖ
DA
V 20
13/1
133
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Tablo 5. İşletmenin Kâr / Zararının Hesaplanması (2010 Yılı)
FAALİYETLER
A.TAAHHÜT FAALİYETİ
TAAHHÜT HASILATI 23.169.544,69
D İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +
(4.880.605,57)
B İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +
(6.347.554,69)
A İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +
(2.750.541,87)
C İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +
(2.424.973,16)
TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ =
(16.403.675,29)
GENEL YÖNETİM GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY1 (532.432,44)
1TOPLAM MALİYET (16.936.107,73)
2TAAHHÜT FAALİYETİ KÂRI (Taahhüt Hasılatı – Toplam Maliyet)
6.233.436,96
B. KONUT FAALİYETİ
KONUT HASILATI 3.631.987,97
R SİTESİ ÜRETİM MALİYETİ +
(6.096.966,07)
Y İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +
(211.748,3)
TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ =
(6.308.714,37)
GENEL YÖNETİM GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (83.462,50)
3TOPLAM MALİYET (6.392.176,87)
4KONUT FAALİYETİ ZARARI (Konut Hasılatı – Toplam Maliyet)
(2.760.188,9)
COĞRAFİ BÖLGELER
A.TAAHHÜT
ISPARTA BÖLGESİ
ISPARTA BÖLGESİ TAAHHÜT HASILATI 7.360.529,91
TOPLAM ÜRETİM MAL. (D İNŞAATI) (4.880.605,57)
GENEL YÖN. GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (169.143,80)
5TOPLAM MALİYET (5.049.749,37)
6 ISPARTA BÖLGESİ TAAHHÜT KÂRI (Ispar. Böl. Hasılatı – Top. Maliyet)
2.310.780,54
MÖ
DA
V 20
13/1
134
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
AFYON BÖLGESİ
AFYON BÖLGESİ TAAHHÜT HASILATI 5.526.306, 53
A İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +
(2.750.541,87)
C İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +
(2.424.973,16)
TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ =
(5.175.515,03)
GENEL YÖNETİM GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (126.993,64)
7TOPLAM MALİYET (5.302.508,67)
8AFYON BÖLGESİ TAAHHÜT KÂRI (Afyon Böl. Hasılatı – Top. Maliyet)
223.797,86
BURDUR BÖLGESİ
BURDUR BÖLGESİ TAAHHÜT HASILATI 10.282.708,25
B İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ (6.347.554,69)
GENEL YÖNETİM GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (236.295,00)
9TOPLAM MALİYET (6.583.849,69)
10BURDUR BÖLGESİ TAAHHÜT KÂRI 3.698.858,56
B. KONUT
ISPARTA BÖLGESİ (2.760.188,9)
Tablo 6. İşletmenin Faaliyet Bölümleri Varlıklarının Hesaplan-ması (2010 Yılı)
TAAHHÜT2 KONUT
KASA 4.512.649,58 707.389,34
BANKALAR 2.181.419,12 341.952,68
ALICILAR 3.825.461,6 568.025
- D İNŞAAT ORTAKLIĞI (Taahhüt) (2.094.850,11)
- G İNŞAAT ORTAKLIĞI (1.500.000,00) (Taahhüt)
VERİLEN DEP. VE TEMİNATLAR 726.140,06 1.920,00
ORTAKLARDAN ALACAKLAR - 117.467,02
İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR 6.600,94 -
DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR - 2.080.570,15
İLK MADDE VE MALZEME 274.084,29 42.964,63
YARI MAMULLER – ÜRETİM - 2.741.332,55
MAMULLER - 952.542,32
VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI 983.649,76 154.193,97
MÖ
DA
V 20
13/1
135
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
YILLARA SARİ İNŞAAT MALİYETLERİ 15.861.250,40 -
DEVREDEN KDV 41.922,15 6.571,59
İNDİRİLECEK KDV 4.264,62 668,51
PEŞİN ÖDENEN VERGİ VE FONLAR 640.658,26 100.427,66
VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR - 104,38
ARAZİ VE ARSALAR - 374.237,29
BİNALAR 233.348,71 36.579,04
TESİS MAKİNE VE CİHAZLAR 107.027,09 16.777,24
TAŞITLAR 776.214,32 121.677,02
DEMİRBAŞLAR 434.633,44 68.131,83
BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR (-) (469.432,86) (73.586,88)
DİĞER MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 1.180,02 184,98
GELECEK AYLARA AİT GİDERLER - 7.699,93
TOPLAM 30.141.071,512 8.367.830,2513
KASA
Taahhüt: (23.169.544,69 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 4.512.649,58-TL
Konut: (3.631.987,97 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 707.389,34-TL
Not: Bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avansları, devreden KDV, indirilecek KDV, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, birikmiş amortismanlar ve diğer maddi olmayan duran varlıklar da yukarıdaki formül ile he-saplanmıştır.
Tablo 7. İşletmenin Coğrafi Bölgelere Göre Varlıkların Hesap-lanması (Taahhüt Faaliyeti - 2010 Yılı)
TAAHHÜT FAALİYETİ
ISPARTA AFYON BURDUR TOPLAM
KASA 1.433.584,16 1.076.339,01 2.002.726,41 4.512.649,58
BANKALAR 692.995,95 520.303,31 968.119,86 2.181.419,12
ALICILAR 1.500.000,00 230.611,49 2.094.850,11 3.825.461,6
VERİLEN DEP. VE TEM.
291.720,00 - 434.420,06 726.140,06
İŞTİRAKLER. ALACAK.
- - 6.600,94 6.600,94
İLK MADDE VE MLZ.
87.071,44 65.373,48 121.639,37 274.084,29
MÖ
DA
V 20
13/1
136
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
VERİLEN SİP. AVANS. 312.487,085 234.616,181 436.546,494 983.649,76
YIL. SARİ İNŞ. MAL. 6.912.980,11 - 8.948.270,29 15.861.250,40
DEVREDEN KDV 13.317,88 9.999,10 18.605,17 41.922,15
İNDİRİLECEK KDV 1.354,79 1.017,18 1.892,65 4.264,62
PEŞİN ÖD. VER. FON. 203.525,12 152.807,23 284.325,91 640.658,26
BİNALAR 74.130,51 55.657,39 103.560,81 233.348,71
TESİS MAKİNE CİHAZ.
34.000,50 25.527,67 47.498,92 107.027,09
TAŞITLAR 246.588,74 185.139,51 344.486,07 776.214,32
DEMİRBAŞLAR 138.074,89 103.667,02 192.891,53 434.633,44
BİRİKMİŞ AMORT. (-) (149.130,02) (111.967,24) (208.335,6) (469.432,86)
DİĞ. MAD. O. D. VAR. 374,87 281,45 523,70 1.180,02
TOPLAM 11.793.076,025 2.549.372,781 15.798.622,694 30.141.071,5
Tablo 8. İşletmenin Coğrafi Bölgelere Göre Varlıkların Hesap-lanması (Konut Faaliyeti - 2010 Yılı)
KONUT FAALİYETİ ISPARTA
KASA 707.389,34
BANKALAR 341.952,68
ALICILAR 568.025
VERİLEN DEP. VE TEMİNATLAR 1.920,00
ORTAKLARDAN ALACAKLAR 117.467,02
İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR -
DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR 2.080.570,15
İLK MADDE VE MALZEME 42.964,63
YARI MAMULLER – ÜRETİM 2.741.332,55
MAMULLER 952.542,32
VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI 154.193,97
YILLARA SARİ İNŞAAT MALİYETLERİ -
DEVREDEN KDV 6.571,59
İNDİRİLECEK KDV 668,51
PEŞİN ÖDENEN VERGİ VE FONLAR 100.427,66
VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 104,38
ARAZİ VE ARSALAR 374.237,29
BİNALAR 36.579,04
TESİS MAKİNE VE CİHAZLAR 16.777,24
TAŞITLAR 121.677,02
MÖ
DA
V 20
13/1
137
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
DEMİRBAŞLAR 68.131,83
BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR (-) (73.586,88)
DİĞER MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 184,98
GELECEK AYLARA AİT GİDERLER 7.699,93
TOPLAM 8.367.830,2513
KASA
Isparta Taahhüt: (7.360.529,91 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 1.433.584,16-TL
Afyon Taahhüt: (5.526.306,53 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 1.076.339,01-TL
Burdur Taahhüt: (10.282.708,25 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 2.002.726,41-TL
Not: Taahhüt faaliyetine ait tüm coğrafi bölgelerde yukarıdaki hesap-ların yanında bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avansları, devreden KDV, indirilecek KDV, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, birikmiş amortismanlar ve diğer maddi olmayan duran varlıklar yukarıdaki formül ile hesap-lanmıştır. Ayrıca konut faaliyetinde sadece Isparta Bölgesi olduğundan konut için hesaplanan tutarlar Isparta Bölgesine aittir.
Tablo 9. İşletmenin Faaliyet Bölümleri (2009 Yılı)
Toplam Hasılat
HarcamaFaaliyet
BölümününKâr / Zararı
Toplam Varlıklar
FAALİYETLER
Taahhüt 36.475.620,15 (19.018.845,43)1 17.456.774,722 13.447.501,3211
Konut 1.604.320,04 (2.073.117,99)3 (468.797,95)4 5.057.177,8212
Toplam 38.079.940,19 (21.091.963,42) 16.987.976,77 18.504.679,14
COĞRAFİ BÖLGELER
Taahhüt 36.475.620,15 (19.018.845,43) 17.456.774,72 13.447.501,31
Isparta 23.271.464,64 (16.199.582,92)5 7.071.881,726 4.756.647,78
Afyon 9.683.158,64 (170.052,55)7 9.513.106,098 1.232.867,64
Burdur 3.520.996,87 (2.649.209,96)9 871.786,9110 7.457.985,9
Konut 1.604.320,04 (2.073.117,99) (468.797,95) 5.057.177,82
Isparta 1.604.320,04 (2.073.117,99) (468.797,95) 5.057.177,82
Toplam 38.079.940,19 (21.091.963,42) 16.987.976,77 18.504.679,14
MÖ
DA
V 20
13/1
138
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Tablo 10. İşletmenin Kâr / Zararının Hesaplanması (2009 Yılı)
A.TAAHHÜT FAALİYETİ
TAAHHÜT HASILATI 36.475.620,15
O İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +
(4.850.450,74)
D İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +
(1.746.435,39)
E İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +
(9.391.555,68)
B İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +
(2.617.264,09)
A İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +
(82.197,62)
TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ =
(18.687.903,52)
GENEL YÖN. GİDER. ALD. PAY3 (330.941,91)
1TOPLAM MALİYET (19.018.845,43)
2TAAHHÜT FAAL. KÂRI (Taahhüt Hasılatı – Top. Maliyet)
17.456.774,72
B. KONUT FAALİYETİ
KONUT HASILATI 1.604.320,04
İ İNŞAATI 84.158,42
G İNŞAATI 168.316,84
M İNŞAATI 1.298.019,801
L İNŞAATI 53.824,98
İ İNŞAATI ÜRETİM MAL. +
(81.358,58)
G İNŞAATI ÜRETİM MAL. +
(153.601,13)
M İNŞAATI ÜRETİM MAL. +
(1.781.384,18)
L İNŞAATI ÜRETİM MAL. +
(42.218,17)
TOPLAM ÜRETİM MAL. =
(2.058.562,06)
GENEL YÖN. GİDER. ALD. PAY (14.555,93)
3TOPLAM MALİYET (2.073.117,99)
4KONUT FAAL. ZARARI (Konut Hasılatı – Toplam Maliyet)
(468.797,95)
COĞRAFİ BÖLGELER
A.TAAHHÜT FAALİYETİ
MÖ
DA
V 20
13/1
139
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
ISPARTA BÖLGESİ
ISPARTA BÖL. HASILATI 23.271.464,64
ISPARTA BÖLGESİ MALİYETİ (15.988.441,81)
GENEL YÖN. GİDER. ALD. PAY (211.141,11)
5TOPLAM MALİYET (16.199.582,92)
6ISPARTA BÖLGESİ FAAL. KÂRI (Isparta Böl. Has. – Top. Maliyet)
7.071.881,72
AFYON BÖLGESİ
AFYON BÖLGESİ HASILATI 9.683.158,64
AFYON BÖLGESİ MALİYETİ (82.197,62)
GENEL YÖN. GİDER. ALD. PAY (87.854,93)
7TOPLAM MALİYET (170.052,55)
8 AFYON BÖLGESİ FAAL. KÂRI (Afyon Böl. Has. – Top. Maliyet)
9.513.106,09
BURDUR BÖLGESİ
BURDUR BÖLGESİ HASILATI 3.520.996,87
BURDUR BÖLGESİ MALİYETİ (2.617.264,09)
GENEL YÖN. GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (31.945,87)
9 TOPLAM MALİYET (2.649.209,96)
10 BURDUR BÖLGESİ FAAL. KÂRI 871.786,91
KONUT (ISPARTA BÖLGESİ) (468.797,95)
Tablo 11. İşletmenin Faaliyet Bölümleri Varlıklarının Hesaplan-ması (2009 Yılı)
TAAHHÜT4 KONUT
KASA 684.399,61 30.102,19
BANKALAR 2.020.826,14 88.882,71
ALICILAR 2.290.252,29 177.525
- D İNŞAAT ORTAKLIĞI (Taahhüt) (1.520.809,12)
- G İNŞAAT ORTAKLIĞI (Taahhüt) (769.443,17)
VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 108.351,26 162,17
DİĞER ÇEŞ. ALACAKLAR - 1.231.690,27
İLK MADDE VE MALZEME 130.755,45 5.751,06
YARI MAMULLER ÜRETİM - 3.035.515,80
MAMULLER - 147.866,56
MÖ
DA
V 20
13/1
140
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
VERİLEN SİP. AVANSLARI 555.892,11 24.450
YILLARA SARİ İNŞ. MALİYETLERİ 6.410.113,28 -
GELECEK AYL. AİT GİDERLER - 2.187,06
DİĞER KDV 1.800,30 79,18
PEŞİN ÖD. VERGİ VE FON. 204.231,43 8.982,78
İŞ AVANSLARI - 3.860,00
VERİLEN DEP. VE TEM. - 104,38
ARAZİ VE ARSALAR - 254.237,29
BİNALAR 254.877,67 11.210,37
TAŞITLAR 694.262,17 30.535,98
DEMİRBAŞLAR 425.421,48 18.711,46
BİRİKMİŞ AMORT. (-) (352.442,03) (15.501,58)
DİĞ. MAD. OLM. DUR. VAR. 1.307,49 57,51
GEL. YIL. AİT GİDERLER 17.452,67 767,63
TOPLAM 13.447.501,32 5.057.177,82
KASA
Taahhüt: (36.475.620,15 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 684.399,61-TL
Konut: (1.604.320,04 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 30.102,19-TL
Not: Bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avansları, di-ğer KDV, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, taşıtlar, demirbaşlar, bi-rikmiş amortismanlar, diğer maddi olmayan duran varlıklar ve gelecek yıllara ait giderler yukarıdaki formül ile hesaplanmıştır.
Tablo 12. İşletmenin Coğrafi Bölgelere Göre Varlıkların Hesap-lanması (Taahhüt Faaliyeti - 2009 Yılı)
TAAHHÜT FAALİYETİ
ISPARTA AFYON BURDUR TOPLAM
KASA 436.647,31 181.687,11 66.065,19 684.399,61
BANKALAR 1.289.288,13 536.467,37 195.070,64 2.020.826,14
ALICILAR 1.110,87 1.412,59 2.287.728,83 2.290.252,29
VER. DEP. VE TEM. 202,00 - 108.149,26 108.351,26
İLK MAD. VE MLZ. 83.422,04 34.711,57 12.621,84 130.755,45
VER. SİP. AVANS. 354.659,46 147.572,31 53.660,34 555.892,11
YIL. SARİ İNŞ. MAL. 1.795.788,00 - 4.614.325,28 6.410.113,28
MÖ
DA
V 20
13/1
141
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
DİĞER KDV 1.148,59 477,93 173,78 1.800,30
PEŞ. ÖD. VER. FON. 130.299,76 54.217,18 19.714,49 204.231,43
BİNALAR 162.612,08 67.662,21 24.603,38 254.877,67
TAŞITLAR 442.939,63 184.305,31 67.017,23 694.262,17
DEMİRBAŞLAR 271.419,12 112.936,36 41.066,00 425.421,48
BİR. AMORT. (-) (224.858,20) (93.562,55) (34.021,28) (352.442,03)
D. MAD. O. DUR. V. 834,18 347,10 126,21 1.307,49
GEL. YIL. AİT GİD. 11.134,81 4.633,15 1.684,71 17.452,67
TOPLAM 4.756.647,78 1.232.867,64 7.457.985,9 13.447.501,32
Tablo 13. İşletmenin Coğrafi Bölgelere Göre Varlıkların Hesap-lanması (Konut Faaliyeti - 2010 Yılı)
KONUT FAALİYETİ ISPARTA
KASA 30.102,19
BANKALAR 88.882,71
ALICILAR 177.525
VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 162,17
DİĞER ÇEŞ. ALACAKLAR 1.231.690,27
İLK MADDE VE MALZEME 5.751,06
YARI MAMULLER ÜRETİM 3.035.515,80
MAMULLER 147.866,56
VERİLEN SİP. AVANSLARI 24.450
YILLARA SARİ İNŞ. MALİYETLERİ -
GELECEK AYL. AİT GİDERLER 2.187,06
DİĞER KDV 79,18
PEŞİN ÖD. VERGİ VE FON. 8.982,78
İŞ AVANSLARI 3.860,00
VERİLEN DEP. VE TEM. 104,38
ARAZİ VE ARSALAR 254.237,29
BİNALAR 11.210,37
TAŞITLAR 30.535,98
DEMİRBAŞLAR 18.711,46
BİRİKMİŞ AMORT. (-) (15.501,58)
DİĞ. MAD. OLM. DUR. VAR. 57,51
GEL. YIL. AİT GİDERLER 767,63
TOPLAM 5.057.177,82
MÖ
DA
V 20
13/1
142
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
KASA
Isparta Taahhüt: (23.271.464,64 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 436.647,31-TL
Afyon Taahhüt: (9.683.158,64 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 181.687,11-TL
Burdur Taahhüt: (3.520.996,87 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 66.065,19-TL
Not: Taahhüt faaliyetine ait tüm coğrafi bölgelerde yukarıdaki he-sapların yanında bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avans-ları, diğer kdv, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, taşıtlar, demirbaş-lar, birikmiş amortismanlar ve diğer maddi olmayan duran varlıklar ve gelecek yıllara ait giderler yukarıdaki formül ile hesaplanmıştır. Ayrıca konut faaliyetinde sadece Isparta Bölgesi olduğundan konut için hesap-lanan tutarlar Isparta Bölgesine aittir.
MÖ
DA
V 20
13/1
143
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Tablo 14. Faaliyet Bölümleri İtibariyle Raporlanabilirlik Testi (2010 Yılı)
Bölüm hasılatı
Bölüm hasılatının toplam hasılata oranı
Bölüm hasılatı %10 alt sınırı aşıyor mu?
Faaliyet Bölümünün kâr / zararı
Bölüm kârının/ zararının mutlak tutarının, kâr bildirmiş olan bölümlerin toplam kârına oranı
Oran %10 alt sınırı aşıyor mu?(A)
Bölüm kârının veya zararının mutlak tutarının, zarar bildirmiş olan bölümlerin toplam zararına, mutlak rakamlarla oranı
Oran %10 alt sınırı aşıyor mu?(B)
Hem A hem B % 10 alt sınmırnın aşıyor mu?
Bölüm varlıkları
Bölüm varlıklarının toplam varlıklara oranı
Bölüm varlıkları %10 alt sınırı aşıyor mu?
Bölüm raporlanabilir bir bölüm mü?
FAALİYETLER
Taahhüt23.169.544,69
%86,45
Evet6.233.436,96
%100
Evet%
225,83Evet
Evet30.141.071,5
%78,27
EvetEvet
Konut
3.631.987,97%
13,55Evet
(2.760.188,9)%
44,28Evet
%100
EvetEvet
8.367.830,25%
21,73Evet
Evet
Toplam26.801.532,66
% 100
3.473.248,0638.508.901,75
%100
COĞ
RAFİ BÖ
LGELER
Taahhüt23.169.544,69
%86,45
6.233.436,96%
100%
225,8330.141.071,5
%78,27
Isparta 7.360.529,91
%27,46
Evet2.310.780,54
%37,07
Evet%
83,72Evet
Evet11.793.076,025
%30,62
EvetEvet
Afyon 5.526.306,53
%20,62
Evet223.797,86
% 3,59
Hayır%
8,11Hayır
Hayır2.549.372,781
%6,62
HayırEvet
Burdur 10.282.708,25
%38,37
Evet3.698.858,56
%59,34
Evet%
134,00Evet
Evet15.798.622,694
%41,03
EvetEvet
Konut
3.631.987,97%
13,55(2.760.188,9)
%44,28
%100
8.367.830,25%
21,73
Isparta 3.631.987,97
%13,55
Evet(2.760.188,9)
%44,28
Evet%
100Evet
Evet8.367.830,25
%21,73
EvetEvet
Toplam
26.801.532,66%
1003.473.248,06
38.508.901,75%
100
MÖ
DA
V 20
13/1
144
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Standarda göre; faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlere ilişkin sayısal alt sınırlardan herhangi birini sağlayan faaliyet bölümü, rapor-lanabilir faaliyet bölümü olarak değerlendirilir ve bu bölümlere iliş-kin finansal bilgiler ayrı bir şekilde raporlanır. TFRS 8, Madde: 13’te bahsedilen bu sayısal alt sınırlar dikkate alınarak tablo incelendiğinde, taahhüt ve konut faaliyetlerinin tüm oranlarda % 10’luk sayısal alt sınırı aştığı gözlemlenmiştir ki bu durumda, hem taahhüt hem de konut faa-liyet bölümlerinin finansal bilgileri raporlanabilir faaliyet bölümü ola-rak ayrı bir şekilde raporlanabilir. Aynı şekilde coğrafi bölgelere göre yapılan ayrımda Isparta’nın (konut ve taahhüt) ve Burdur’un hasılat, kâr/zarar ve varlıklar açısından aldığı oran %10’luk sayısal alt sınırın üstünde olduğu için bu bölümler faaliyetler itibariyle raporlanabilir bö-lüm olarak değerlendirilmiştir.
Tablo 14’de dikkat çeken bir başka nokta, Afyon bölgesindeki kâr/zarar oranıyla varlıkların karşılaştırılmasından elde edilen oranın bölü-mün %10’luk sayısal alt sınırı sağlamamış olmasıdır. Ancak, %20,62 olarak hesaplanan bölüm hasılatının toplam hasılata oranı, %10’luk sa-yısal alt sınırı aştığı için faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölüm ola-rak değerlendirilebilecektir. Bölümün raporlanabilir olmasında önemli olan %10 sayısal alt sınırı sağlamış olmasıdır.
Sonuç olarak 2010 yılı verilerinden elde dilen faaliyet bölümleri için yapılan raporlanabilirlik testinde tüm faaliyet bölümleri %10 sayısal alt sınırı sağladığı için faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölüm olarak değerlendirilmiş, birleştirme kriteri kullanılmamıştır.
MÖ
DA
V 20
13/1
145
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Tablo 15. Faaliyet Bölümleri İtibariyle Raporlanabilirlik Testi (2009 Yılı)
Bölüm hasılatı
Bölüm hasılatının toplam hasılata oranı
Bölüm hasılatı %10 alt sınırı aşıyor mu?
Faaliyet Bölümünün kâr / zararı
Bölüm kârının/ zararının mutlak tutarının, kâr bildirmiş olan bölümlerin toplam kârına oranı
Oran %10 alt sınırı aşıyor mu?(A)
Bölüm kârının veya zararının mutlak tutarının, zarar bildirmiş olan bölümlerin toplam zararına, mutlak rakamlarla oranı
Oran %10 alt sınırı aşıyor mu?(B)
Hem A hem B % 10 alt sınmırnın aşıyor mu?
Bölüm varlıkları
Bölüm varlıklarının toplam varlıklara oranı
Bölüm varlıkları %10 alt sınırı aşıyor mu?
Bölüm raporlanabilir bir bölüm mü?
FAALİYETLER
Taahhüt36.475.620,15
% 95,79
Evet17.456.774,72
% 100
Evet%
3723,73Evet
Evet13.447.501,32
% 72,67
EvetEvet
Konut
1.604.320,04%
4,21Hayır
(468.797,95)%
2,69Hayır
% 100
EvetHayır
5.057.177,82%
27,33Evet
Evet
Toplam38.079.940,19
% 100
16.987.976,7718.504.679,14
% 100
COĞ
RAFİ BÖ
LGELER
Taahhüt36.475.620,15
% 95,79
Evet17.456.774,72
%3 723,73
13.447.501,32%
72,67Evet
Isparta23.271.464,64
% 61,11
Evet7.071.881,72
% 40,51
Evet%
1508,51Evet
Evet4.756.647,78
% 25,71
EvetEvet
Afyon9.683.158,64
% 25,43
Evet9.513.106,09
% 54,50
Evet%
2029,26Evet
Evet1.232.867,64
% 6,66
HayırEvet
Burdur3.520.996,87
% 9,25
Hayır871.786,91
% 4,99
Hayır%
185,96Evet
Hayır7.457.985,9
% 40,30
EvetEvet
Konut
1.604.320,04%
4,21H
ayır(468.797,95)
% 2,69
Hayır
% 100
EvetH
ayır5.057.177,82
% 27,33
EvetEvet
Isparta1.604.320,04
% 4,21
Hayır(468.797,95)
% 2,69
Hayır%
100Evet
Hayır5.057.177,82
% 27,33
EvetEvet
Toplam38.079.940,19
16.987.976,7718.504.679,14
MÖ
DA
V 20
13/1
146
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
2009 yılı verilerine bakıldığında taahhüt faaliyetinin %10 sayısal alt sınırlarının her birini sağladığı görülmüştür. Bu nedenle taahhüt faali-yeti raporlanabilir faaliyet bölümü olarak değerlendirilir ve taahhüt faa-liyetine ilişkin finansal bilgiler ayrı olarak sunulabilir. Konut faaliyetine ilişkin tablo verilerine bakıldığında ise, bölüm hasılatının % 10 sayısal alt sınırı sağlamadığı görülmüştür. Sadece bölüm zararı ve bölüm var-lıklarının %10 sayısal alt sınırını sağladığı görülmüştür. Standarda göre faaliyet bölümünün raporlanabilir olması için %10 sayısal sınırlarından sadece birini sağlaması yeterli olduğundan bölüm, faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölüm olarak sunulmuş, %75 sayısal sınır gereği başka bir bölümle birleştirilmemiştir.
Tablo 15 verileri coğrafi bölüm bazında değerlendirildiğinde Isparta bölgesinin tüm oranlarda %10 sayısal alt sınırını sağladığı görülmüş-tür. Ayrıca taahhüt faaliyeti hasılat oranının %61,11’i Isparta bölgesine ait olup, işletme hasılatının büyük bir kısmının bu bölgeden sağlandığı tespit edilmiştir. Afyon bölgesinin tablo verileri incelendiğinde, sadece bölüm varlıklarının oranlamasında %10 sayısal alt sınırının altında kal-dığı görülmüştür. Bunun sebebi işletme hasılatının %25,43’ünün Afyon bölgesinden sağlanması ve buna bağlı olarak işletmenin ana faaliyet ka-rar mercii ile birlikte verilen karar neticesinde bölümlerin varlıklarının işletme hasılatından aldığı pay dikkate alınarak hesaplanmış olmasıdır. Tablo 15 verilerinden yola çıkarak Burdur bölgesine bakıldığında, böl-genin %10 sayısal alt sınırını sadece bölüm zararının ve bölüm varlıkla-rının oranlamasında sağladığı görülmüş ve standartta geçen 13. Madde gereği, Burdur bölgesinin raporlanabilir faaliyet bölümü olarak değer-lendirilebileceği kabul edilmiştir. Bu yüzden hasılat oranlamasında he-saplanan %9,25 ile standart’ta geçen %10 sayısal alt sınırının altında kalmış olsa dahi Burdur bölgesi, varlık ve zarar oranlamasında %10’u sağladığı için %75 kriteri uygulanmamıştır.
3.3. Faaliyetler İtibariyle Bölümlerin Raporlanmasında Hasılat Ve Giderlerin Sunumu
Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre faaliyetler itibariyle raporla-nabilir bölümler belirlendikten sonra bu bölümlere ait hasılat ve gider bilgileri ayrı bir şekilde sunulur. Buna göre faaliyetler itibariyle bölüm-lerin raporlanmasında hasılat ve gider bilgileri şöyledir:
MÖ
DA
V 20
13/1
147
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Tablo 16. 2010 Yılı Raporlanabilir Bölümlerine Ait Hasılat ve Gider Bilgileri
TAAHHÜT KONUTTOPLAMISPARTA AFYON BURDUR ISPARTA
GELİRLERSatışlar 7.360.529,91 5.526.306,53 10.282.708,25 3.631.987,97 26.801.532,66SONUÇLARBölüm SonucuTemettü GeliriDiğer Ol. G. K.Komisyon Gid.Diğer O. G. Z.Finansman Gid.5Vergi KarşılığıDönem Net Kârı
2.310.780,54
(23.883,32)(20.008,42)
223.797,86
(25.326,46)(21.217,43)
3.698.858,56
(31.061,86)(26.022,29)
(2.760.188,9)
(30.871,79)(25.863,07)
3.473.248,067.767,69
17.913,50(1.565.232,00)(1.370.497,39)
(111.143,43) (93.111,21)358.945,22
DİĞ. BİLGİLERBölüm Var. (Net)-Ticari ve Diğer Al.-Stoklar-Maddi Duran Var.-Amortisman Gid.- D. M. Olm. D. V.Bölüm Borçları
11.793.076,0251.791.720,00399.558,525
492.794,64(149.130,02)
374,8712.032.416,75
2.549.372,781230.611,49
299.989,661369.991,59
(111.967,24)281,45
1.662.913,59
15.798.622,694441.021,00
558.185,864688.437,33(208.335,6)
523,7015.843.199,73
8.367.830,252.767.982,173.891.033,47
617.402,02(73.586,88)
184,982.027.015,07
38.508.901,755.231.334,665.148.767,522.168.625,58(543.019,74)
1.365,0031.565.545,14
Tablo 17. 2009 Yılı Raporlanabilir Bölümlerine Ait Hasılat ve Gider Bilgileri
TAAHHÜT KONUTTOPLAM
ISPARTA AFYON BURDUR ISPARTA
GELİRLERSatışlar 23.271.464,64 9.683.158,64 3.520.996,87 1.604.320,04 38.079.940,19
SONUÇLARBölüm SonucuTemettü GeliriFaiz GeliriKomisyon Gid.Diğer O. G. Zar.Finansman Gid.Vergi KarşılığıDönem Net Kârı
7.071.881,72-
36.316,65--
(5.790,51) (617.445,74)
9.513.106,09-
15.111,20--
(29,77)(3.174,33)
871.786,91-
5.494,75--
(947,89)(101.074,17)
(468.797,95)-
2.503,65--
(745,54)(79.498,08)
16.987.976,87-
59.426,25(3.416.276,26)(9.644.939,96)
(7.513,71)(801.192,32)3.177.480,87
DİĞ. BİLGİLERBölüm Var. (Net)-Ticari ve Diğ. Al.-Stoklar-Maddi Dur. Var.-Amortisman gid. - D. M. Ol. D. V.Bölüm Borçları
4.756.647,781.312,87
438.081,5876.970,83
(224.858,20)834,18
7.052.260,81
1.232.867,641.412,59
182.283,88364.903,88(93.562,55)
347,1020.299,65
7.457.985,92.395.878,09
66.282,18132.686,61(34.021,28)
126,214.167.360,73
5.057.177,821.409.104,443.213.583,42
314.695,1(15.501,58)
57,51508.385,89
18.504.679,143.807.707,993.900.230,981.689.256,42(367.943,61)
1.365,0011.748.307,08
MÖ
DA
V 20
13/1
148
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Tablo 18. 2010 Yılı Verileri Bölüm Borçlarının Hesaplanması2
TAAHHÜT KONUTTOPLAM
ISPARTA AFYON BURDUR ISPARTA
BANKA KREDİLERİ 25.593.97 27.140,47 33.286,67 33.082,99 119.104,1
SATICILAR 452.121,09 479.440,39 588.013,78 584.415,76 2.103.991,02
BORÇ SENETLERİ 667.819,07 708.171,88 868.543,46 863.228,89 3.107.763,30
PERSONELE BORÇ. 3.533,8 3.747,33 4.595,94 4.567,82 16.444,89
ALINAN SİP. AVANS. 317.173,75 336.338,90 412.505,72 409.981,63 1.476.000,00
YIL. YAY. İNŞ. O. HA. 10.464.258,72 - 13.803.705,12 - 24.267.963,84
ÖD. VERGİ VE FON. 40.111,93 42.535,68 52.168,25 51.849,04 186.664,90
ÖD. SOS. GÜV. KES. 14.916,00 15.817,3 19.399,26 19.280,56 69.413,12
GEL. AYL. AİT GEL. 9.861,36 10.457,23 12.825,36 12.746,87 45.890,82
BANKA KREDİLERİ 37.027,06 39.264,41 48.156,17 47.861,51 172.309,15
TOPLAM 12.032.416,75 1.662.913,59 15.843.199,73 2.027.015,07 31.565.545,14
BANKA KREDİLERİ
Isparta Taahhüt: (4.880.605,57 / 22.712.389,66) × 119.104,1 = 25.593,97-TL
Afyon Taahhüt: (5.175.515,03 / 22.712.389,66) × 119.104,1 = 27.140,47-TL
Burdur Taahhüt: (6.347.554,69 / 22.712.389,66) × 119.104,1 = 33.286,67-TL
Isparta Konut: (6.308.714,37 / 22.712.389,66) × 119.104,1 = 33.082,99-TL
Not: Taahhüt faaliyetine ait coğrafi bölgelerde satıcılar, borç se-netleri, personele borçlar, alınan sipariş avansları, ödenecek vergi ve fonlar, ödenecek sosyal güvenlik kesintileri, gelecek aylara ait gelirler ve banka kredileri yukarıdaki formül ile hesaplanmıştır. Yıllara yaygın inşaat onarım hak edişleri ise ana faaliyet karar merciinin verdiği bilgi doğrultusunda direkt olarak yazılmıştır. Ayrıca, konut faaliyetinde sa-dece Isparta Bölgesi olduğundan konut için hesaplanan tutarlar Isparta Bölgesine aittir.
2 Bölüm borçları işletme faaliyetlerinin toplam üretim maliyetinden aldıkları pay baz alınarak hesaplan-mıştır. [(Bölüm Üretim Maliyeti / Toplam Üretim Maliyeti) × İlgili Borç]
MÖ
DA
V 20
13/1
149
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Tablo 19. 2009 Yılı Verileri Bölüm Borçlarının Hesaplanması
TAAHHÜT KONUTTOPLAM
ISPARTA AFYON BURDUR ISPARTA
BANKA KREDİLERİ 77.416,26 398,00 12.672,83 9.967,59 100.454,68
SATICILAR 2.603.088,31 13.382,64 426.118,42 335.155,79 3.377.745,16
BORÇ SENETLERİ 869.611,92 4.470,73 142.353,09 111.965,26 1.128.401,00
ALINAN SİP. AVAN. 233.509,55 1.200,49 38.224,87 30.065,09 303.000,00
YIL. YAY. İNŞ. HAK. 3.103.728,81 - 3.520.996,87 - 6.624.725,68
ÖD. VERGİ VE FON. 48.550,42 249,60 7.947,57 6.251,02 62.998,61
ÖD. SOS. GÜV. KES. 37.902,65 194,86 6.204,56 4.880,08 49.182,15
GEL. AYL. AİT GELİR. 5.949,32 30,59 973,89 765,99 7.719,79
DİĞER KDV 543,09 2,79 88,90 69,93 704,71
BANKA KREDİLERİ 71.960,48 369,95 11.779,73 9.265,14 93.375,30
TOPLAM 7.052.260,81 20.299,65 4.167.360,73 508.385,89 11.748.307,08
BANKA KREDİLERİ
Isparta Taahhüt: (15.988.441,81 / 20.746.465,58) × 100.454,68 = 77.416,26-TL
Afyon Taahhüt: (82.197,62 / 20.746.465,58) × 100.454,68 = 398,00-TL
Burdur Taahhüt: (2.617.264,09 / 20.746.465,58) × 100.454,68 = 12.672,83-TL
Isparta Konut: (2.058.562,06 / 20.746.465,58) × 100.454,68 = 9.967,59-TL
Not: Taahhüt faaliyetine ait coğrafi bölgelerde satıcılar, borç senet-leri, alınan sipariş avansları, ödenecek vergi ve fonlar, ödenecek sosyal güvenlik kesintileri, gelecek aylara ait gelirler, diğer KDV ve banka kredileri yukarıdaki formül ile hesaplanmıştır. Yıllara yaygın inşaat onarım hak edişleri ise ana faaliyet karar merciinin verdiği bilgi doğ-rultusunda direkt olarak yazılmıştır. Ayrıca, konut faaliyetinde sadece Isparta Bölgesi olduğundan konut için hesaplanan tutarlar Isparta Böl-gesine aittir.
4. SONUÇ
Faaliyet Bölümleri Standardı’nda yer alan faaliyet bölümü, tanımı gereği hasılat elde edilen ve harcama yapabilen ayrıca ana faaliyet karar mercii tarafından düzenli olarak gözden geçirilen faaliyet bölümleri, konut ve taahhüt olarak ayrılmış ve bu faaliyetler ayrıca coğrafi bölüm
MÖ
DA
V 20
13/1
150
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
olarak da değerlendirilmiştir. Bölümler için standartta geçen ürün veya hizmet türü, üretim süreçlerinin niteliği, büyük müşteriler, ürün veya hizmetlerin dağıtımında kullanılan yöntemler ya da bankacılık, sigor-ta veya kamu hizmetleri gibi düzenleyici çevrenin niteliği yönünden herhangi bir birleştirme kriteri kullanılmamıştır. Faaliyet bölümlerinde %10 sayısal alt sınırını sağlayan bölümler faaliyetler itibariyle raporla-nabilir bölüm olarak sunulmuş, bu bölümlere ait finansal bilgiler ayrıca gösterilmiştir.
İşletmenin faaliyet bölümlerine ait olan varlıklar, genel yönetim gi-derleri ve borçlar işletmenin ana faaliyet karar mercii ile birlikte verilen karara göre bölümlerin işletme hasılatından aldığı pay dikkate alınarak dağıtılmış, işletmenin hasılatı ile faaliyetler itibariyle raporlanabilir bö-lümlerin hasılatı, işletmenin varlıkları ile faaliyetler itibariyle raporla-nabilir bölümlerin varlıkları, işletmenin kâr veya zarar tutarı ile faali-yetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin kâr veya zarar tutarı arasında mutabakat sağlanmıştır. Toplam işletme tutarları ile faaliyetler itibariy-le raporlanabilir bölümlerin tutarları arasında eşitlik sağlanmıştır.
İşletmenin faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerinin belirlen-mesinde işletmenin vermiş olduğu hizmet türü ve coğrafi bölgeler esas alınmıştır. Bununla, bölümlerin hasılat tutarlarının her biri işletme dı-şından elde edilmiş, aynı işletmenin diğer faaliyet bölümleri ile işlem-lerinden herhangi bir hasılat elde edilmemiştir.
Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlere ilişkin açıklanması gereken hususlar içinde yer alan amortisman ve itfa payları dışında ka-lan önemli nakit dışı kalemler, özkaynak yöntemine göre muhasebeleş-tirilen iştiraklerdeki yatırım tutarı ve finansal araçlar, ertelenmiş vergi varlıkları ve işten ayrılma sonrasında çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin varlıklar gibi kalemlerin uygulamasını yaptığımız işletmede kar-şılığı olmadığından açıklanmamıştır. Ayrıca hizmetlere ilişkin yapılan bölümlemede ürün veya hizmetin yapısı esas alınmıştır. Bunun yanı sıra yapılan uygulama ile ulaşılan sonuçlar aşağıdaki gibi özetlenebilir.
İşletmenin kârlılığı açısından; 2009 yılının 2010 yılına oranla daha başarılı olduğu görülmesine rağmen, faaliyet bölümleri standardını uy-gulayan işletmenin konut faaliyetinden zarar ettiği tespit edilmiştir. Ay-rıca konut hasılatının 2010 yılında daha fazla olmasına rağmen zararın yine aynı yılda daha fazla olduğu da tespit edilen unsurlar arasındadır. Bir bütün olarak işletme kârlı görülmüş ancak faaliyetler itibariyle bö-lümlerin raporlanması sonucu bu kârın taahhüt faaliyetine dayandığı, konut faaliyetinin zarar etmesinin var olan toplam kârı azalttığı belir-lenmiş ve faaliyet bölümleri işletmenin bütünü hakkında daha kesin
MÖ
DA
V 20
13/1
151
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
yargıda bulunulmasını sağlamıştır.
İşletmenin varlıkları açısından; toplam varlıklar 2009 yılına göre artış göstermiştir. Ancak faaliyet itibariyle bölümlerin varlıkları de-ğerlendirildiğinde, 2009 yılında daha az zarar eden konut faaliyetine 2010 yılında daha fazla varlık tahsis edilmiştir. Ayrıca, 2009 yılında daha fazla hasılat elde eden taahhüt faaliyetinin varlıklarının 2010 yılı-na göre 2009 yılında daha az olduğu tespit edilmiştir. Bölgeler bazında değerlendirildiğinde ana faaliyet karar mercii ile yapılan görüşmede Isparta’ya daha fazla varlık ayrıldığı tarafımıza bildirilmiş, yapmış ol-duğumuz uygulamada bu varlıkların 2009 yılında %25,71’inin 2010 yı-lında ise %30,62’sinin taahhüt faaliyetinden kaynaklandığı belirlenmiş-tir. Üstelik 2009 yılında daha fazla olan taahhüt faaliyeti Isparta Bölgesi için ayrılan varlık tutarı, 2010 yılına oranla daha az olmuştur. Bunun sebebinin ise kasadaki nakit ve ödenen vergilerden kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Sonuçta işletmenin bütünüyle ilgili bu derece tahminlerde bulunma, işletmenin faaliyetlerini, bölümler itibariyle raporlamasından kaynak-lanmıştır. Ayrıca, faaliyet bölümleri standardı gereği geçmiş verilerin yeniden raporlanması, işletmenin son iki yılda faaliyetlerinde ne derece bir değişim olduğunu göstermektedir. Böylece işletmenin geçmiş per-formansı hakkında bilgi sahibi olunmaktadır.
5. KAYNAKÇA
Balakrıshnan, R., Harris, T. S. Ve Sen P. K. 1990. The Predictive Ability of Geographic Segment Disclosures, Journal of Accounting Research, Autumn.
Bdo International IFRS 8 Operating Segments, International Financial Reporting Bulletin, Issue 1, 2007, http://www.bdointernational.Com, Erişim Tarihi: 09.08.2011.
Çiftçioğlu, A. ve Poroy, N. 2010. Sosyal Sorumluluk Ve Bölümlere Göre Raporlama İlişkisini Anlamaya Yönelik Bir Araştırma, İşletme Ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt; 1, Sayı:1.
Deloitte, IAS Plus IFRS 8 Operating Segments, December, 2006, http://www.iasplus.com/iasplus/0 612ifrs8.Pdf, Erişim Tarihi: Ağustos, 2011.
Güngörmüş, A. H. ve Uyar, A. 2009. İşletmelerde Bölümsel Raporlamanın “TFRS 8 Faaliyet Bölümleri” Standardı Çerçevesinde Uygulanması, Mali Çözüm Dergisi, Sayı: 94 (Temmuz – Ağustos).
IFRS 8 Operating Segments Implementation Guidance. 2009, Ernst & Young.
MÖ
DA
V 20
13/1
152
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Ömürbek, V. ve Özdemir, O. 2009. Tfrs 8 Faaliyet Bölümleri Standardı Çerçevesinde Coğrafi Bölümlere Göre Finansal Raporlama: İmkb-100 Şirketlerinde Uygulanma Düzeyi, Muhasebe ve Finansman Dergisi, (Ekim) Sayı: 44.
Örten, R., Kaval, H. ve Karapınar, A. 2011. Türkiye Muhasebe – Finansal Raporlama Standartları, Gazi Kitabevi, Ankara, (Ekim).
Öztürk, C. 2008. “Faaliyet Bölümleri” Konulu Ufrs 8 Standardı: Eski Ums 14 “Bölümlere Göre Raporlama” Standardı İle Karşılaştırmalı Bir Çalışma, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, Cilt:10, Sayı:1, (Mart).
TFRS 8, Faaliyet Bölümleri Standardı.
Uysal, Ö., Ö. 2006. “Uluslararası Muhasebe Standartlarının Oluşum Süreci: IASC ve Önde Gelen Ulusal ve Uluslar Arası Örgütler”, Muhasebe ve Denetime Bakış Dergisi, Yıl:5, Sayı:17, (Ocak).
(Footnotes)
1 Genel Yönetim Giderlerinden alınan pay işletme faaliyetlerinin toplam hasılat-tan aldıkları pay baz alınarak hesaplanmıştır. Genel Yönetim Giderleri Toplam tutarı: 615.894,94. [(Bölüm Hasılatı / Toplam Hasılat) / Genel Yönetim Giderleri]
2 Bölüm varlıkları (kasa, bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avans-ları, devreden kdv, indirilecek kdv, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, birikmiş amortismanlar ve diğer maddi olmayan duran varlıklar) işletme faaliyetlerinin toplam hasılattan aldıkları pay baz alınarak hesaplan-mıştır. [(Bölüm Hasılatı × Toplam Hasılat) / İlgili Varlık] Bunun haricinde yer alan varlıklar işletmenin ana faaliyet karar merciinden verilen bilgilerle dağıtılmıştır.
3 Genel Yönetim Giderlerinden alınan pay işletme faaliyetlerinin toplam hasılat-tan aldıkları pay baz
alınarak hesaplanmıştır. Genel Yönetim Giderleri Toplam Tutarı: 345.497,85 [(Bö-lüm Hasılatı / Toplam Hasılat) × Genel Yönetim Giderleri]
4 Bölüm varlıkları (kasa, bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avans-ları, diğer KDV, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, taşıtlar, demirbaşlar, birikmiş amortismanlar, diğer maddi olmayan duran varlıklar ve gelecek yıllara ait giderler) iş-letme faaliyetlerinin toplam hasılattan aldıkları pay baz alınarak hesaplanmıştır. [(Bö-lüm Hasılatı × Toplam Hasılat) / İlgili Varlık] Bunun haricindeki varlıklar işletmenin ana faaliyet karar merciinden alınan bilgilerle dağıtılmıştır.
5 Finansman Giderleri, vergi karşılığı bölümlerin toplam üretim maliyetinden al-dığı pay dikkate alınarak hesaplanmıştır. [(Bölüm Üretim Maliyeti / Toplam Üretim Maliyeti) x Finansman Giderleri]. Ayrıca faiz gelirleri bölümlerin hasılattan aldığı pay dikkate alınarak hesaplanmıştır. [(Bölüm Hasılatı/ Toplam Hasılat) × Faiz Gelirleri]
MÖ
DA
V 20
13/1
153
VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE SATILACAK
TAKİPTEKİ KREDİLER İÇİN DEĞERLEME: VARSAYIMSAL
BİR YAKLAŞIM
Dr. Şenol BABUŞCU*
Dr. Adalet HAZAR**
ÖZ
Ülkemizde Varlık Yönetim Şirketleri ilk olarak 2004 yılında takipteki kre-dilerin satın alınmasında rol oynamıştır. Daha sonrasında gerek Tasarruf Mev-duatı Sigorta Fonu gerekse çeşitli bankalar tarafından yapılan satışlarda alıcı olarak fonksiyonunu sürdürmüştür.
Bu çalışmada varlık yönetim şirketlerine yapılacak alacak satışlarında, ala-cak portföyünün net bugünkü değerlerinin hesaplanmasına ilişkin bir yöntem önerilmektedir. Bankaların organizasyonel yapıları, iş süreçleri ve finansal ya-pılarına bağlı olarak olası gelir ve gider kalemlerinde farklılıkların gündeme gelmesi söz konusu olabilecektir.
Bu çalışmada alacakların net bugünkü değerinin hesaplamasında bankalar tarafından dikkate alınması önerilen temel gelir ve kayıpların belirli bir sırala-ma ile ilişkilendirmesi yapılarak olası değer hesaplaması yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Varlık Yönetim Şirketi, Alacak Satışı, Değerleme.
Jel Sınıflandırması: G11, G12, G19
VALUATION FOR SALE NON-PERFORMING LOANS ASSET MANAGEMENT COMPANIES: HYPOTHETICAL APPROACH
ABSTRACT
In our country,Asset Management Companies played a role inthe purchase of non-performing loans in 2004 firstly. Later, Asset Management Companies continued to function as a receiver sales made by various banks and Savings Deposit Insurance Fund.
* Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi, [email protected] ** Bankacılık Uzmanı, [email protected]
MÖ
DA
V 20
13/1
154
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
In this study, a method is proposed for the calculation of the net present va-lue of the receivable portfolio sales of asset to Asset Management Companies.
Banks’ organizational structures, business processes, and possible diffe-rences in income and expense items depending on financial structures may be concerned.
In this study, the possible value calculationare described association with a certain sort of basic income and losses suggested to be taken into account by the banks calculations of the net present value of receivables.
Keywords: Asset Management Company, Asset Sale, Valuation.
Jel Classification: G11, G12, G19
1. GİRİŞ
Ülkemizde bankacılık sektörünün finansal kesimin önemli bölümü-nü oluşturması nedeniyle, fon transferindeki aracılık fonksiyonu daha da önem kazanmaktadır.
Bankaların faaliyetlerine ilişkin taşıdıkları çeşitli risklerin içinde kuşkusuz kredi riski en büyük ağırlığa sahiptir.
Kredilerin geri dönüşünde yaşanan sorunlar bankaların finansal bünyelerini çeşitli açılardan olumsuz etkilemektedir. Sorunlu kredilere ilişkin bankalar tarafından üretilen çözümlerden birisi de bu kredilerin belirli bir fiyat üzerinden bilanço dışına çıkarılması, yani başka bir fi-nansal kuruma satışı oluşturmaktadır.
Bu çalışmada ülkemizde bankaların kredi portföylerini belirli bir be-del ile satın alan Varlık Yönetim Şirketlerine yapılan bu satış işleminde satışa esas oluşturan özellikle takipteki kredilerin fiyatlamasına ilişkin bir yaklaşım sunulması amaçlanmıştır.
2. LİTERATÜR
Selimler (2006) tarafından yapılan çalışmada Türk Bankacılık Sek-töründe sorunlu kredilerin varlık yönetim şirketlerince tasfiyesi konusu incelenmiş, Varlık Yönetim Şirketlerinin seçilmiş ülkelerde ve Türki-ye’deki uygulaması değerlendirilmiştir. İncelenen ülkelerin, genel ola-rak VYS’leri ile amaçlarına ulaşmada başarılı oldukları, varlıkların tas-fiyesinde, sorunlu varlıkları bankalardan aldıkları bedeller ile sattıkları bedel arasında bir değer yarattıkları sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye’deki varlık yönetim şirketlerinin yapılanma konusunda ise bazı öneriler ileri sürülmüştür.
MÖ
DA
V 20
13/1
155
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Hagiwara ve Pasadilla (2004) tarafından yapılan çalışmada Asya ül-kelerindeki Varlık Yönetim Şirketlerinin performansları üzerinde çalı-şılmıştır. Çalışmada geri dönmeyen kredilerin varlık yönetim şirketleri-ne devredilmesinin bankaya maliyetinin düşüklüğüne bağlı olarak ban-kaların kredilendirmelerinde daha rahat hareket etmelerine yol açmakta olduğu öne sürülmektedir. Çalışmada bu duruma örnek olarak Tayland gösterilmekte, Tayland’daki kamu nitelikli varlık yönetim şirketlerinin böyle bir zaafiyet yarattığı anlatılmaktadır.
Fung, George, Hohl ve Ma (2004) tarafından yapılan çalışmada Asya’da devletin sahip olduğu varlık yönetim şirketlerinin ortak özel-likleri ve farklılıkları incelenmektedir. Bu çerçevede her bir ülkede varlık yönetim şirketlerinin kuruluşu, varlıkların bu şirketlere transfer edilmeleri, varlıklara ilişkin çözümler ve finansman konuları ele alın-maktadır. Çalışmada nihai sonuç olarak varlık yönetim şirketlerinin fi-nansal sistemin istikrarı ve bankacılık sektörünün sorunlarının çözümü açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır.
Ingves, Seelig ve He (2004) tarafından yapılan çalışmada banka yeniden yapılandırmalarında varlık yönetim şirketlerinin rolü ve bazı uluslararası deneyimlerden söz edilmektedir. Çalışmanın sonunda ele alınan örnekler itibariyle uygulamada ülkelerde tek bir yöntemin bulun-madığı, ülkeden ülkeye değişen çalışmalar yürütüldüğü belirtilmekte-dir. Bununla birlikte bütün ülkelerde varlık yönetim şirketlerinin banka yeniden yapılandırmalarında önemli rol oynadığı konusuna vurgu ya-pılmaktadır.
Mu (2002) tarafından yapılan çalışmada Endonezya, Kore, Tayland, Çin ve Malezya ülkeleri ele alınarak, bu ülkelerdeki varlık yönetim şirketi politikaları, kredilerin satışları vb. konulardaki uygulamalar ele alınarak karşılaştırmalar yapılmıştır.
Berk (2001) tarafından yapılan çalışmada çeşitli ülke deneyimleri özetlenerek bu ülkelerde “varlık yönetimi ve tasfiyesi sistemleri” ku-rulurken ve işletilirken göz önünde tutulan amaç ve ilkeler ile uygula-nan yöntemlere dikkat çekilmekte, sistemlerin başarı şansını etkileyen faktörler ortaya konulmaktadır. Düşük kaliteli banka aktiflerinin devra-lınmasından, yönetiminden, elden çıkarılmasından sorumlu kuruluşlar üzerinde durulmakta ve 14 adet ülke örneği özetlenmektedir.
3. TÜRKİYE’DE VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNİN HUKUKİ YAPISI
Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde tasfiye olacak alacak (TOA) statüsüne sahip bilanço kalemlerinin banka bilançolarında artması ile
MÖ
DA
V 20
13/1
156
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
beraber, bankalar çeşitli dönemlerde aşağıda belirtilen nedenlerden do-layı bu tür alacaklarını varlık yönetim şirketlerine satmaktadırlar.
• Özkaynak ve aktif verimliliğini artırmak, aktif kalitesini yükselt-mek,
• Karşılıkları gelir tablosuna aktarmak,
• Tahsilat giderlerinden tasarruf etmek, TOA yönetimine ayrılan zaman ve kaynağı yeni ve karlı işlerde kullanmak,
• Satış bedellerinden sağlanan nakit akışını gelir getirici aktiflere yatırmak,
• Avukatlık ücretleri, karşı taraf avukatlık ücretleri ve teminatların bakım, destek ve sigortası gibi yüksek maliyetli giderlerden kurtulmak,
• Yasal takip süreçlerinin ve sonuçlarının bankanın piyasa imajına getireceği olası aşınmalardan korunmak.
Varlık yönetim şirketleri; Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), bankalar ve diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacına yönelik olarak faaliyet göstermek üzere izin alarak kurulan şirketlerdir. Varlık yönetim şirketleri bankaların (ya da fonların) tasfiye olacak alacaklarını gerçek değerinin altında satın almakta ve sonra bu alacaklara ilişkin tahsilatları yapmakta, bankalar ise kalitesiz aktiflerini nakde çevirmiş olmaktadırlar.
2000 Kasım 2001 Şubat krizlerinin ardında hem ekonomide hem de finansal sektöre yönelik gerçekleştirilen çok sayıda yapılanma faali-yetleri kapsamında 30 Ocak 2002 tarihli 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Ya-pılması Hakkında Kanun’un 7. maddesinde yer verilen varlık yönetim şirketlerine ilişkin ilk düzenleme bu alanda faaliyette bulunmak isteye-cek şirketlerin yasal alt yapısını oluşturmuştur.
Nitekim sözkonusu Kanun’un aşağıda yer alan bölümünde konu ilk düzenlemesini bulmuştur:
“Bankalar, özel finans kurumları ve diğer malî kurumların alacak-ları ile diğer varlıklarının satın alınması ve yeniden yapılandırılarak satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenecek varlık yönetim şirketleri-nin. . . . . . . . “ şeklinde devam eden düzenlemeye bağlı olarak BDDK tarafından konuya ilişkin ayrıntılı düzenleme 01 Ekim 2002 tarihinde gerçekleştirilmiştir. BDDK tarafından yayımlanan toplam 17 maddeyi
MÖ
DA
V 20
13/1
157
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
kapsayan “Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik” ihtiyaç duyulan detaylara bünyesinde yer ver-miştir.
Bankacılık sektörüne ilişkin sürdürülen temel yasal düzenleme ça-lışmalarının tamamlanmasını takiben 19 Ekim 2005 tarihinde 5411 sa-yılı Bankacılık Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bankacılık sektörüne iliş-kin önemli değişikliklerin hayata geçirilmesine olanak sağlayan yeni Bankacılık Kanunu’nun 143. maddesi varlık yönetim şirketlerine iliş-kin düzenlemeleri kapsamaktadır. Yeni çıkan yasada yer alan maddeye açıklık getirilmesi amacıyla BDDK tarafından 04 Kasım 2006 tarihin-de Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur.
4. TÜRKİYE’DE VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNİN GELİŞİMİ
Bu alanda ilk kurulan şirket Deutsche Bank tarafından 2004’te ku-rulan Bebek Varlık Yönetim Şirketi’dir. sonrasında çeşitli tarihlerde ku-rulan şirketler faaliyete geçmiştir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu listesinde yer alan ülkemizdeki varlık yönetim şirketlerinin isimleri aşağıda yer almakta olup, Kasım 2012 tarihi itibariyle 8 adettir.
• Anadolu Varlık Yönetim A.Ş.
• Bebek Varlık Yönetim A.Ş.
• Efes Varlık Yönetim A.Ş.
• Final Varlık Yönetim A.Ş.
• Girişim Varlık Yönetimi A.Ş.
• LBT Varlık Yönetim A.Ş.
• RCT Varlık Yönetim A.Ş.
• Standard Varlık Yönetim A.Ş.
Varlık yönetim şirketlerinin aktif toplamı 2007 yılında 200 milyon TL, 2008 yılında 400 milyon TL, 2009 yılında 400 milyon TL, 2010 yılında 700 milyon TL, 2011 yılında 900 milyon TL ve Haziran 2012 tarihinde de bu rakam 900 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
Finansal kurumların özkaynak ve aktif karlılıkları toplu olarak yıllar itibariyle aşağıdaki 2 tabloda yer almaktadır:
MÖ
DA
V 20
13/1
158
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Tablo 1. Finansal Kurumların Özkaynak Karlılığı %
2008 2009 2010 2011 06.2012
Bankalar 16,8 20,2 18,1 14,3 14,3
Finansal Kiralama Şirketleri 19,8 16,5 12 12,4 5,3
Faktoring Şirketleri 18,5 13,1 13,1 14,9 9,2
Tüketici Finansman Şirketleri 2,5 3,2 9,1 17,6 11,4
Varlık Yönetim Şirketleri -73,1 19,1 30,3 26,5 17,0
Kaynak: BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012
Tablo 2. Finansal Kurumların Aktif Karlılığı %
2008 2009 2010 2011 06.2012
Bankalar 2,0 2,6 2,5 2 1,7
Finansal Kiralama Şirketleri 3,4 3,9 2,9 2,8 1,2
Faktoring Şirketleri 5,6 3,1 2,7 3,2 1,9
Tüketici Finansman Şirketleri 0,2 0,3 0,7 1,2 0,8
Varlık Yönetim Şirketleri -14,8 6,8 8,2 8,5 5,5
Kaynak: BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012
Varlık yönetim şirketlerinin toplulaştırılmış finansal tablolarına iliş-kin 2008 sonrasına ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Tablo 3. Varlık Yönetim Şirketleri Temel Bilanço Büyüklükleri
Milyon TL 2008 2009 2010 2011 06.2012
Bankalar ve Diğer Mali Krl. 40,9 39,6 103,5 166,9 170
Devralınan Krediler 17,9 190 344,3 0,0 0,0
Devralınan Takipteki Krediler 311 199 277,9 774,9 1063
Karşılıklar -7,8 -96,2 -108,9 -130,2 -336,3
Diğer Aktifler 7,8 23,6 40,9 57,4 82,9
Toplam Aktifler 369,8 356 657,7 869 979,6
Alınan Krediler 287,1 218 466,7 569,5 623,3
Özkaynaklar 74,8 126,7 178,6 280,2 315,2
Diğer Pasifler 7,9 11,3 12,4 19,3 41,1
Nazım Hesaplar 188,5 119 214 97,6 155,3
Kaynak: BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012
MÖ
DA
V 20
13/1
159
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Tablo 4. Varlık Yönetim Şirketleri Seçilmiş Gelir Tablosu Ka-lemleri
Milyon TL 2008 2009 2010 2011 06.2012
Faiz Geliri 2,4 130 179,4 275,8 167,6
Faiz Gideri -15,5 -27,3 -35,8 -52,8 -28
Diğer Faal. Geliri 24,2 61,4 79,4 107,8 76,8
Diğer Faal. Gideri -36,5 -38 -139,3 -170,6 -112,9
Net K/Z -54,7 24,1 54,2 74,3 53,5
Kaynak: BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012
5. VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE BANKALAR TA-RAFINDAN YAPILAN ÇEŞİTLİ SATIŞLAR
Varlık yönetim şirketlerinin bankalarla yapmış oldukları işlemler ve işlemlere ilişkin detaylar, eğer işlemin tarafları arasında yapılan sözleş-mede bir gizlilik maddesi bulunmuyorsa kamuya açıklanmaktadır. Bazı işlemlere ilişkin sözleşmelerde bu tür gizlilik maddelerinin bulunması nedeniyle bankaların varlık yönetim şirketleri ile yaptıkları tüm işlem-ler kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Türk Finans Sisteminde faaliyet gösteren bankaların ve TMSF’nin yaptığı TOA satış işlemleri aşağıda belirtilmiştir. Bilgiler, basına yansıyan bilgilerden ve Türkiye Bankalar Birliği’nin sitesinde yer alan bankaların kamuya duyurmak zorunda ol-dukları mali tablolarına ilişkin açıklamalardan derlenmiştir.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), hisselerini ve / veya yö-netimlerini ve denetimlerini bünyesinde bulundurduğu bankalardan in-tikal eden kurumsal kredi alacakları (hakim ortaklar dışındaki borçlu firma ve gruplardan olan alacakları) en kısa sürede ve en yüksek net bugünkü değerle tahsil etme politikasının bir parçası olarak uygulama-ya karar verdiği alacak satış projesinin en önemli adımlarından biri olan ilk “Alacak Satışı İhalesi”ni 31 Ağustos 2004 tarihinde sonuçlandırmış-tır. TMSF 222.8 milyon dolarlık (38 adet borçlu firmaya ait) tahsili ge-cikmiş alacağını Bebek Varlık Yönetimi Şirketi’ne 22.5 milyon dolara satmıştır1
Aşağıdaki tabloda çeşitli tarihlerde TMSF ve bankalar tarafından varlık yönetim şirketlerine yapılan satışlara ilişkin bilgiler yer almak-tadır.
1 Basın Açıklamaları 2004, www.tmsf.org.tr, 2012.
MÖ
DA
V 20
13/1
160
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Tablo 6. Varlık Yönetim Şirketlerine Bankalar Tarafından Yapı-lan Çeşitli Satışlar*
Banka Yıl Alacak Portföyü Satış Tutarı
TMSF 2004 222,8 milyon $ 22,5 milyon $
TMSF 2004 934 milyon $ 161 milyon $ + %43 tahsilat paylaşımı
Akbank 2008 94 milyon TL
Akbank 2008 337,4 milyon TL 86,5 milyon TL
Akbank 2008 248 milyon TL 42 milyon TL
TEB 2008 75,6 milyon TL 10,8 milyon TL
Şekerbank 2008 243,7 milyon TL 61 milyon TL
YKB 2008 532 milyon TL 60,5 milyon TL
YKB 2008 77,4 milyon TL 26,5 milyon TL
Garanti 2008 98.221 28.898
TEB 2009 29,5 milyon TL 1,9 milyon TL
İş Bankası 2009 186,1 milyon TL 8,5 milyon TL
Akbank 2010 326 milyon TL
Denizbank 2010 50,2 milyon TL 4,9 milyon TL
YKB 2010 381,9 milyon TL
YKB 2010 74,6 milyon TL 6,5 milyon TL
YKB 2010 224,4 milyon TL 31,2 milyon TL
Fortis 2010 54,5 milyon TL 2,1 milyon TL
YKB 2010 298,7 milyon TL 7,5 milyon TL
Eurotekfenbank 2010 46 milyon TL
Denizbank 2010 81,6 milyon TL 7,4 milyon TL
Citibank 2010 89,2 milyon TL
Turkland 2010 17,8 milyon TL
YKB 427,8 milyon TL 56,1 milyon TL
* Bilgiler Kamuyu Aydınlatma Platformuna ilgili bankaların gönderdiği açıklamalardan, ilgili bankaların Bağımsız Denetim Raporunda yer alan verilerden tarafımızca derlenmiştir.
Tabloda yer alan alacak portföyü büyüklüğü ile satış tutarları kar-şılaştırıldığında iskonto oranlarında çok ciddi farklılıklar olduğu göze çarpmaktadır.
6. TAKİPTEKİ KREDİ PORTFÖYÜNÜN SATIŞ DEĞERİ-NİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN YAKLAŞIM
Bankaların takibe düşen kredilerini kendi bünyelerinde tahsil etme süreci içinde karşılaştıkları çeşitli maliyetler bulunmaktadır. Bu mali-yetlerin büyüklükleri ve bankaların performansları bankadan bankaya
MÖ
DA
V 20
13/1
161
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
değişmektedir. Ancak, maliyete ilişkin her bankanın ana bileşenleri he-men hemen tüm bankalarda aynıdır. Bu çerçevede bankaların takipteki kredilerini kendi bünyelerinde tahsil etme çalışmalarını sürdürdüğü dö-nemde aynı zamanda bu kredilere ilişkin katlanılan maliyetlerin bugün-kü değerleri hesaplandığında, Varlık Yönetim Şirketi’ne satılabilecek takipteki kredinin yaklaşık başabaş noktasına ulaşmak mümkün olabi-lecektir.
Bu çalışmada temel amaç bir bankanın verilerini esas alarak varlık yönetim şirketlerine yapılacak alacak satışının değerini hesaplamaktan çok, hesaplamaya ilişkin yöntem ileri sürmektir. Çünkü yapılan litera-tür araştırmasında bu konuda yapılmış detaylı bir çalışmaya rastlanıl-mamıştır. Dolayısı ile çalışmanın amacı bu konuya ilişkin yöntem ileri sürmek ve bunu tartışmaya açmaktır.
İlk aşamada değer hesaplamasında gerekli olan getiri ve maliyet kalemlerine gerekçeleri ile yer verilmektedir. Devamında her getiri ve maliyet kalemi çeşitli varsayımlarla rakamsallaştırılarak, takipteki kre-dinin net bugünkü değer rakamına ulaşılmaktadır
- Takipteki Kredi Tutarı
Bankanın takipteki kredi rakamı finansal verilerinden doğrudan elde edilebilmektedir. Bu çalışma için ise aktif toplamı başlangıç olarak var-sayılmakta, sonrasında bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının kredi toplamı / aktif toplamı oranlarının ortalaması dikkate alınarak toplam kredi rakamı elde edilmektedir. 5 büyük bankanın 2008-2011 dönemine ilişkin kredi /aktif toplamı verileri aşağıdaki tabloda yer al-maktadır:
Tablo 7. En Büyük 5 Bankanın Kredilerinin Aktif Payı % (2008-2011)
2008 2009 2010 2011 Ortalama
Ziraat Bankası 0,295 0,295 0,567 0,445 0,400
Akbank 0,518 0,417 0,567 0,526 0,507
Garanti 0,561 0,472 0,567 0,572 0,543
İş Bankası 0,488 0,427 0,567 0,567 0,512
YKB 0,607 0,586 0,567 0,627 0,597
5 Banka Ortalaması 0,512
Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-
fımızca derlenmiştir.)
MÖ
DA
V 20
13/1
162
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Kredi Tutarı = Aktif Toplamı x (Kredi Toplamı/Aktif Oranı)
= 785.500 x 0,512 = 402.176 TL
Takipteki kredi rakamını elde edebilmek için ise,
Takipteki Kredi Tutarı = Toplam Kredi x (Takipteki Kredi / Toplam Kredi)
ilişkilendirmesi yapılmaktadır. Bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 2008-2011 yıllarına ait takipteki kredi / toplam kredi verileri aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Tablo 8. En Büyük 5 Bankanın Takipteki Kredi / Toplam Kredi Oranı % (2008-2011)
2008 2009 2010 2011 Ortalama
Ziraat Bankası 0,020 0,023 0,015 0,012 0,018
Akbank 0,026 0,045 0,024 0,018 0,028
Garanti 0,025 0,045 0,030 0,018 0,030
İş Bankası 0,046 0,057 0,037 0,022 0,041
Yapı ve Kredi 0,044 0,068 0,035 0,031 0,045
5 Banka Genel Ortalama 0,032
Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-
fımızca derlenmiştir.)
Takipteki Kredi Tutarı = Toplam Kredi x (Takipteki Kredi / Toplam Kredi)
= 402.176 TL x 0,032 = 12.870 TL
- Ortalama Tahsilat Oranı
Takibe düşen kredilerin bankalar tarafından tahsil edilme süreci içinde her zaman alacakların tamamını tahsil etme olanağı bulunma-maktadır. Bankalar genellikle takibe düşen alacaklarının belirli bir kıs-mını tahsil etmekte, kalan tutarı zarar olarak yazmaktadır.
Bu konuda her bankanın işleyiş sistemi ile ilgili olarak farklı oran-larda tahsilat gerçekleşmektedir. Bununla birlikte bankaların tahsilat oranlarının %50 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Nitekim aktif büyüklüğü açısından bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının ba-ğımsız denetim raporlarının dipnotlarından alınan veriler çerçevesinde son 4 yılda zarar niteliğindeki kredi grubunda yer alan kredileri ile yıl içi yapılan tahsilat rakamları ilişkilendirilerek yapılan hesaplamada bu oranın % 64 olduğu görülmektedir (Ek:1).
MÖ
DA
V 20
13/1
163
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Bu konudaki varsayım oranı hesaplamada % 64 olarak dikkate alın-maktadır.
Takipteki Krediden Yapılan Tahsilat Tutarı = Takipteki Kredi x Or-talama Tahsilat Oranı
= 12.870 TL x 0,64
Takipteki Krediden Yapılan Tahsilat Tutarı = 8.237 TL
- Ortalama Tahsilat Süresi
Sorunlu varlıkların elden çıkarılma hızı belirlenirken varlıkların tü-rüne, nitelik ve niceliğine, bu varlıklar için bir piyasa talebinin olup olmadığına, varlıkların ait olduğu bankanın faaliyetlerine devam edip etmediğine bakılması gerekmektedir. Aynı zamanda, varlıkların uzun yıllar tutulması da maliyetleri artırıcı unsur olmaktadır. Bu zaman için-de varlıkların iyi yönetilememesinin sonucu olarak değer kayıpları gün-deme geldiğinden maliyetleri artabilmektedir (Berk, 2001:5).
Bankaların takipteki kredilerini tahsil çalışmaları belirli bir süre al-makta olup, bu sürenin sonunda ya tamamen tahsilat, ya kısmi tahsilat gerçekleşmekte ya da hiç tahsilat yapılamayacağı görüldüğünde zarar yazılmaktadır. Bu süreç her bankada farklı zaman almakla birlikte ya-pılan araştırmalarda özel sermayeli bankalarda 2 yılın altında olduğu, kamu sermayeli bankalarda ise bu sürenin 2 -3 yıl arasında değiştiği bilgisi konunun uzmanlarından edinilmiştir.
Bu konudaki varsayım oranı hesaplamada ortalama 2 yıl olarak alın-maktadır.
- Ortalama Tahsilat Takip Süreci Giderleri
Bankaların takipteki kredilerini tahsil etme süreci içinde katlandık-ları çeşitli giderler bulunmaktadır. Bu giderler arasında: bu konuda ça-lışan personel giderleri, avukatlık giderleri, mahkeme vb. hukuki takip sürecine ilişkin giderler, alınan teminat varsa bu teminatın sigorta gi-derleri, alınan teminat varsa teminatın nakde dönüştürme süreci içinde katlanılan masraflar vb. giderler yer almaktadır. Yapılacak hesaplamada bu giderlerin dikkate alınması gerekmektedir.
Katlanılan bu tür giderlerin ortalama tahsilat ile ilişkilendirilmesi durumunda bir oran elde edilmektedir.
Bu konudaki varsayım oranı hesaplamada takipteki kredilerden tah-sil edilen tutarın %1’i olarak varsayılmaktadır.
MÖ
DA
V 20
13/1
164
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
- Fonlama Maliyeti
Fonlama maliyeti bankadan bankaya değişmekte olup, bankaların piyasa payı, organizasyon büyüklüğüne göre sahip olduğu müşteri port-föyü, bankaların kaynak yapısındaki dağılım vb. konular bu konuda az da olsa bankalar arasında bir farklılaşmaya yol açmaktadır.
Bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 2008-2011 yılları ara-sındaki fonlama maliyeti aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Tablo 9. En Büyük 5 Bankanın Ortalama Yıllık Mevduat Faizi (2008-2011)
2008 2009 2010 2011 Ortalama
Ziraat Bankası 18,14 8,74 6,95 6,87 10,18
Akbank 17,15 8,18 7,14 8,84 10,33
Garanti Bankası 17,55 7,78 7,28 8,41 10,26
İş Bankası 16,83 7,67 7,13 8,45 10,02
Yapı ve Kredi Bankası 20,30 7,83 8,71 10,91 11,94
5 Banka Genel Ortalama 10,55
Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)
Bu kapsamda mevcut piyasa koşulları ve faiz oranlarının trendi de dikkate alınarak fonlama maliyeti %10 olarak varsayılmaktadır.
- Takipteki Kredilerden Yapılan Tahsilatın Bugünkü Değeri
Takipteki kredilerden yapılan tahsilatı tutarı zamana yaygın olarak 8.237 TL’dir. Bu tahsilatın bugünkü değerinin hesaplanması gerekmek-tedir.
İskonto faktörü olarak, ortalama mevduat faizi ile tahsilat takip süre-si giderleri / takipteki kredi oranı olarak varsayılan oranın toplamı (0,10 + 0,01=0,11) ortalama tahsilat süresi olarak varsayılan 2 yıl üzerinden dikkate alınmaktadır.
Tahsilatın Bugünkü Değeri = Yıllara Yaygın Tahsilat Tutarı / (1+r)n
Tahsilatın Bugünkü Değeri = 8.237 TL / (1+ 0,11)2
Tahsilatın Bugünkü Değeri = 6.685 TL
- Mahrum Kalınan Gelir
Bankanın takipteki alacak tutarı nedeniyle mahrum kaldığı bir gelir seviyesi bulunmaktadır. Çünkü banka takipteki kredi nedeniyle Ban-kacılık Kanunu’ndaki genel düzenleme ve buna bağlı olarak Bankacı-
MÖ
DA
V 20
13/1
165
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
lık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun konuya ilişkin düzenlemesi kapsamında karşılık ayırmaktadır. Ayırmış olduğu karşılık nedeniyle yazılan gider rakamı bankanın dönem karını azaltmakta, dolayısı ile özkaynak toplamı azalmaktadır. Bankaların sermaye düzeylerine iliş-kin olarak tutturmak zorunda oldukları minimum bir sermaye yeterliliği seviyesi bulunmaktadır. Bu seviye düzeyi Sermaye Yeterliliği Rasyosu olarak adlandırılmaktadır.
Sermaye Yeterliliği Rasyosu: Özkaynaklar / Risk Ağırlıklı Varlıklar
olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede banka azalan bu özkaynak tuta-rı nedeniyle daha az risk üstlenebilmekte, üstlenemediği risk tutarına karşılık gelen seviye ile Net Faiz Marjının ilişkilendirilmesi ile elde edilecek tutar kadar net gelirden mahrum kalmaktadır.
Bu konulardaki varsayımların elde edilmesi amacıyla bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 2008-2011 dönemine ilişkin verile-rinin ortalaması dikkate alınmıştır
Bankacılık sektöründe en büyük 5 bankanın 2008-2011 döneminde takipteki kredilerine ayırdıkları karşılık oranları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Tablo 10. En Büyük 5 Bankanın Takipteki Kredilerine Ayırdık-ları Karşılık Oranı % (2008-2011)
2008 2009 2010 2011 Ortalama
Ziraat 81,1 79,9 67,0 70,3 74,6
Akbank 100,0 100,0 100,0 92,6 98,2
Garanti 63,7 81,0 81,9 81,7 77,1
İş 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0
YKB 62,4 84,4 77,1 64,7 72,2
5 Banka Ortalaması 84,4
Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)
Takipteki kredilerin %84,4’üne karşılık ayrıldığı varsayımı hesapla-mada dikkate alınmıştır.
Bankacılık sektöründe en büyük 5 bankanın 2008-2011 döneminde-ki sermaye yeterliliği rasyoları aşağıda tabloda yer almaktadır:
MÖ
DA
V 20
13/1
166
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Tablo 11. En Büyük 5 Bankanın Sermaye Yeterlilik Rasyosu % (2008-2011)
2008 2009 2010 2011 Ortalama
Ziraat Bankası 20,1 23,2 19,2 15,6 19,53
Akbank 18,2 22,5 20,6 17,0 19,58
Garanti Bankası 16,1 21,2 19,6 16,9 18,45
İş Bankası 15,2 18,3 17,5 14,1 16,28
Yapı ve Kredi Bankası 15,7 17,8 16,1 14,7 16,08
5 Banka Ortalaması 17,98
Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)
Sermaye yeterliliği rasyosu hesaplamada %17,98 olarak varsayıl-maktadır.
Sermaye Yeterliliği Rasyosu: Özkaynaklar / Risk Ağırlıklı Varlıklar
Sermaye yeterliliği rasyosu hesaplamasında kullanılan risk ağırlıklı varlıklar içinde kredi riski tutarının payı bankacılık sektörünün en bü-yük 5 bankasının 2008-2011 dönemi verileri kullanılarak elde edilmiş olup, ortalama oran %84,4’tür (Ek:2).
Bu eşitlikten hareket edildiğinde takipteki kredilere karşılık ayrıl-ması nedeni ile üstlenemeyen risk katsayısı aşağıdaki şekilde hesapla-nabilmektedir:
Üstlenemeyen risk katsayısı= (Kredi Riskinin Risk Ağırlıklı Aktifler içindeki Payı x Takipteki Kredilere Ayrılan Karşılık Oranı) / SYR
Üstlenemeyen risk katsayısı= (0,844 x 0,844) /0,1798 = 3,96
Takipteki krediler büyüklüğü dikkate alındığında TL olarak üstlene-meyen risk büyüklüğü = 3,96 x 12.870 TL = 50.965 TL
Bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 4 yıllık faiz marjı ve ortalamaları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Tablo 12. En Büyük 5 Bankanın Ortalama Faiz Marjı (2008-2011)
2008 Ziraat Akbank Garanti İş YKB
Kredi 22,87 21,76 24,53 23,40 24,22
Mevduat 18,14 17,15 17,55 16,83 20,30
Faiz Marjı 4,73 4,61 6,98 6,57 3,92
MÖ
DA
V 20
13/1
167
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
2009 Ziraat Akbank Garanti İş YKB
Kredi 16,45 14,62 18,37 16,45 17,90
Mevduat 8,74 8,18 7,78 7,67 7,83
Faiz Marjı 7,71 6,44 10,59 8,78 10,07
2010 Ziraat Akbank Garanti İş YKB
Kredi 14,90 11,85 14,94 12,95 12,87
Mevduat 6,95 7,14 7,28 7,13 8,71
Faiz Marjı 7,95 4,71 7,66 5,82 4,16
2011 Ziraat Akbank Garanti İş YKB
Kredi 17,04 13,04 15,47 13,97 13,74
Mevduat 6,87 8,84 8,41 8,45 10,91
Faiz Marjı 10,17 4,20 7,06 5,52 2,84
Yıllık Ortalama 7,64 4,99 8,07 6,67 5,25
5 Banka Genel Ortalama 6,52
Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)
Bu konudaki varsayım oranı hesaplamada % 6,52 olarak varsayıl-maktadır.
Bankanın üstlenemediği 71.538 TL’den uğradığı net gelir kaybı= Üstlenemediği risk tutarı x Net Faiz Marjı
50.965 TL x 0,0652 = 3.323 TL
Kredi portföyünün risk kategorisinin %100 olduğu varsayılmıştır.
- Aktif Kalitesine Yansıyan Risk Primi Etkisi
Bankanın yabancı kaynak temini aşamasında önemli konulardan bi-risi aktif kalitesidir. Aktif kalitesine ilişkin değerlendirmeler arasında Takipteki Krediler (Brüt) / Toplam Krediler rasyosu ilk sıralarda gel-mektedir. Bankanın takipteki kredi rakamının büyük olması bankanın risk seviyesine ilişkin algıyı artırmakta, bu da yabancı kaynak temini aşamasında faiz maliyeti olarak kaynak fiyatlamasına yansımaktadır. Dolayısı ile banka portföyünde bulunan ve bilançoda yer alan takipteki krediler nedeniyle bankanın kaynak maliyetinde bir artış gündeme gel-mesi söz konusu olmaktadır.
Bu konudaki varsayım oranı 0,0005 olarak varsayılmıştır.
- Bankanın Kaynak Yapısının Dağılımı
Bankanın kaynak yapısını iki ana grup olarak; faiz maliyetli ve faiz
MÖ
DA
V 20
13/1
168
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
maliyetsiz kaynaklar şeklinde ayırmak mümkündür. Kaynağın kullanıl-ması karşılığında, ödünç alınan tarafa yapılan bir ödeme olması duru-munda faiz maliyeti bulunmakta, herhangi bir faiz ödemesinin yapılma-ması durumunda ise faiz maliyetsiz kaynak olarak adlandırılmaktadır. Bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 2008-2011 dönemine ilişkin faiz maliyetli kaynaklarının pasif içindeki payı aşağıdaki tablo-da yer almaktadır.
Tablo 13. En Büyük 5 Bankanın Faiz Maliyetli Kaynakların Oranı % (2008-2011)
2008 2009 2010 2011 Ortalama
TC Ziraat Bankası A.Ş. 86,5 87,3 86,6 86,8 86,8
Akbank T.A.Ş. 83,6 81,2 80,6 83 82,1
Türkiye Garanti Bankası A.Ş. 84,4 82,7 82,4 81,8 82,8
Türkiye İş Bankası A.Ş. 83,6 82,1 82,1 80,8 82,2
YKB 79,2 76,4 78,0 79,3 78,2
5 Banka Ortalaması 82,4
Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)
Bankanın finansal yapısı açısından pasiflerin %82,4’ünün faiz mali-yetli olduğu varsayılmıştır. Bu durumda takipteki kredilerin risk primi olarak yansıması sonucunda artan kaynak maliyeti tutarı =
(Toplam Pasifler x Faiz Maliyetli Pasiflerin Oranı) x Risk Primi
(785.500 x 0,824) x 0,0005 = 324 TL
- Takipteki Kredi Portföyü Değer Hesaplamasında Örnek Uygu-lama Sonuçlarının Toplulaştırılması
Bankanın takipteki kredilerden elde ettiği nakit akışları = 8.237 TL
Bankanın takipteki kredilerden elde ettiği nakit akışlarının bugünkü değeri 6.685 TL
Takipteki Kredilere Karşılık Ayrılması Nedeni İle Üstlenemeyen Risk ve Kaybedilen Gelir = 3.323TL
Aktif Kalitesinin Düşmesi Sonucu Kaynak Maliyetindeki Artış Tu-tarı = 324 TL
Takipteki kredilerden elde edilen nakit akışlarının Net Bugünkü De-ğeri = 6.685 TL – 3.323 TL – 324TL
Net Kazanç = 3.038 TL
Satış İçin Başabaş Noktası = 3.038 TL / 12.870 TL = % 23,6
MÖ
DA
V 20
13/1
169
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
7. SONUÇ VE TARTIŞMA
Bankaların takipteki kredilerinin tasfiye edilmesinde Varlık Yöne-tim Şirketleri farklı bir seçenek sunmaktadır. Dünyada çeşitli ülkelerde farklı şekillerde uygulaması bulunan varlık yönetim şirketleri ülke-mizde de 2001 krizinden sonra hem TMSF bünyesindeki alacakların tasfiyesinde, hem de bankaların takipteki kredilerinin devralınmasında önemli rol üstlenmeye başlamıştır.
Bankaların kredilerinin takibe düşmemesi şeklinde bir seçenek dü-şünülememektedir. Çünkü bankacılık faaliyetleri bünyesinde risk taşı-maktadır. Risksiz bir bankacılık işleminin varlığından söz etmek pek mümkün değildir. Önemli olan yönetilebilecek kadar bir riski almak ve gerçekleşmesi durumunda da en etkin şekilde bu riski tasfiye etmeye çalışmaktır. Bu tasfiye sürecinde varlık yönetim şirketleri de bankalar açısından ilave seçenek olmaktadır.
Takipteki kredilerin Varlık Yönetim Şirketlerinde satış sürecinde de-ğerinin gerçekçi hesaplanması ve satışının gerçekleştirilmesi, bankala-rın finansal yapıları açısından büyük önem taşımaktadır.
Banka varlıklarının gerçekçi olarak değerlendirmesinin zorluğu ifade edilmekle birlikte, sorunlu kredileri değerlemede kusursuz-tam bir metod olmadığı kabul edilmektedir. Bazı ülkelerde defter değerinin %100’ü üzerinden, bazı ülkelerde %33-46 arası bir değer üzerinden, bazı ülkelerde ise kazanç veya zarar paylaşımı metodlarının uygulan-dığı ifade edilmektedir. Firmanın faaliyette olup olmadığı, borçluların durumu, teminatların niteliği, firmanın öncelikli borçları gibi unsurlar firmadan olan alacağın tahsil edilebilme kabiliyetini etkilediği, tahsil edilebilme kabiliyetinin yüksek olmasının ise, sorunlu kredilerin ban-kalardan devir alınması fiyatını olumlu etkilediği yönündeki görüşler ön plana çıkmaktadır (Selimler 2006, 306).
Bu çerçevede, takipteki kredilerin değerleme çalışmalarında banka-nın fiili verileri ve uygulamaları dikkate alınarak:
- Ortalama Tahsilat Oranı
- Ortalama Tahsilat Süresi
- Ortalama Tahsilat Takip Süreci Giderleri
- Fonlama Maliyeti
- Takipteki Kredilere Ayrılan Karşılık Oranları
- Mahrum Kalınan Gelir
MÖ
DA
V 20
13/1
170
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
- Aktif Kalitesine Yansıyan Risk Primi Etkisi
- Bankanın Kaynak Yapısının Dağılımı
konularındaki verilerin belirli bir sıralama ve ilişkilendirme ile he-saplamaya dahil edilmesi, satılacak takipteki kredi değerinin gerçekçi hesaplanmasına katkı sağlayacaktır.
Çalışmanın amacı bu konuda yapılmış detaylı bir çalışmaya rastla-nılmadığı için yöntem önermek ve önerilen varsayımları ve yöntemi tartışmaya açmaktır. Kuşkusuz her bankanın iş süreçleri, organizasyon yapısı ve finansal yapısına bağlı olarak değerleme çalışmasında kullanı-lacak varsayımların rakamsal boyutu değişiklik arz edecektir.
8. KAYNAKÇA
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu
Akbank 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları
BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2008
BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2009
BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2010
BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2011
BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012
BDDK, Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, 01 Kasım 2006
BDDK, Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik, 01 Ekim 2002.
BDDK, Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik, 01 Kasım 2006.
Fung, Ben.- George, Jason- Hohl, Stefan.- Ma, Guonan (2004), Public Asset Management Companies in East Asia: A Comparative Study. BIS Document.
Garanti Bankası 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları
Ingves, Stefan.- Seelig, Steven A.- He, Dong (2004), Issues in the Establishment of Asset Management Companies, IMF Policy Discussion Paper.
İstatistiki Veriler, tbb.org.tr, 2008, 2009, 2010, 2011.
İş Bankası 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları
MÖ
DA
V 20
13/1
171
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Les, Clarke (2002), The Extraction of Value from Non Performing Loans: A Working Practitioner’s Perspective, BDDK Seminar, Ankara, 23.07.2002.
Mesutoğlu, Berk (2001), Sorunlu Varlıkların Varlık Yönetim Şirketlerince Tasfiyesi – Ülke Örnekleri, BDDK MSPD Çalışma Raporları, No:2001/3, Mayıs 2001.
Mu, Yibin (2002), Cross-Country Comparisons of Asset Management Companies on Loan Sales and Workouts , World Bank Working Papers Series.
Selimler, Hüseyin (2006), Türk Bankacılık Sektöründe Sorunlu Kredilerin Varlık Yönetim Şirketlerince Tasfiyesi, Seçilmiş Ülkeler ve Türkiye Uygulaması, Doktora Tezi, İstanbul.
Terada-Hagiwara, Akiko.- Pasadilla, Gloria O.(2004), Experience of Crisis-Hit Asian Countries: Do Asset Management Companies Increase Moral Hazard?, Philippine Institute for Development Studies, Discussion Paper Series No. 2004-17.
Basın Açıklamaları, www.tmsg.org.tr, 22.09.2012.
Yapı ve Kredi Bankası 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları
Ziraat Bankası 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları
MÖ
DA
V 20
13/1
172
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Ek: 1 Takipteki Kredi Gruplarının Dağılımı ve Yıllık Yapılan Tahsilatlar
Garanti Bankası İş Bankası
2008 (000 TL) 2008 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
OranKredi
Grubu*Tahsilat Takip Oran
Ağırlıklı Oran
3 170.595 238.188 0,72 0,14 3 271.775 585.912 0,46 0,12
4 143.858 294.614 0,49 0,12 4 152.617 335.054 0,46 0,07
5 121.997 706.937 0,17 0,10 5 201.076 1.274.527 0,16 0,09
1.239.739 0,46 0,36 2.195.493 0,36 0,28
2009 (000 TL) 2009 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
OranKredi
Grubu*Tahsilat Takip Oran
Ağırlıklı Oran
3 279.883 317.665 0,88 0,13 3 455.217 1.370.825 0,33 0,16
4 260.139 724.054 0,36 0,12 4 213.620 474.859 0,45 0,08
5 218.646 1.195.386 0,18 0,10 5 314.188 922.512 0,34 0,11
2.237.105 0,47 0,35 2.768.196 0,37 0,35
2010 (000 TL) 2010 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
OranKredi
Grubu*Tahsilat Takip Oran
Ağırlıklı Oran
3 113.493 69.719 1,63 0,06 3 202.425 121.909 1,66 0,08
4 255.590 138.127 1,85 0,13 4 239.504 303.735 0,79 0,10
5 495.942 1.731.263 0,29 0,26 5 629.439 1.981.844 0,32 0,26
1.939.109 1,26 0,45 2.407.488 0,92 0,44
2011 (000 TL) 2011 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
OranKredi
Grubu*Tahsilat Takip Oran
Ağırlıklı Oran
3 45.886 78.176 0,59 0,02 3 363.174 172.457 2,11 0,18
4 58.514 191.288 0,31 0,03 4 133.547 198.775 0,67 0,07
5 362.328 1.626.623 0,22 0,19 5 621.335 1.612.688 0,39 0,32
1.896.087 0,37 0,24 1.983.920 1,06 0,57
Ağırlıklı Genel Ortalama 0,35 Ağırlıklı Genel Ortalama 0,41
MÖ
DA
V 20
13/1
173
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
Akbank Ziraat Bankası
2008 (000 TL) 2008 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
OranKredi
Grubu*Tahsilat Takip Oran
Ağırlıklı Oran
3 204.147 567.924 0,36 0,18 3 201.036 89.744 2,24 0,33
4 142.946 426.013 0,34 0,13 4 77.174 175.801 0,44 0,13
5 91.974 144.772 0,64 0,08 5 63.320 338.735 0,19 0,11
1.138.709 0,45 0,39 604.280 0,96 0,57
2009 (000 TL) 2009 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
OranKredi
Grubu*Tahsilat Takip Oran
Ağırlıklı Oran
3 257.988 181.886 1,42 0,14 3 163.077 82.742 1,97 0,19
4 284.799 452.410 0,63 0,16 4 135.494 235.689 0,57 0,16
5 148.808 1.150.224 0,13 0,08 5 146.639 536.478 0,27 0,17
1.784.520 0,73 0,38 854.909 0,94 0,52
2010 (000 TL) 2010 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
OranKredi
Grubu*Tahsilat Takip Oran
Ağırlıklı Oran
3 86.288 80.196 1,08 0,07 3 165.279 76.792 2,15 0,19
4 161.910 146.470 1,11 0,13 4 145.372 166.397 0,87 0,17
5 332.670 1.052.867 0,32 0,26 5 324.826 611.811 0,53 0,38
1.279.533 0,84 0,46 855.000 1,18 0,74
2011 (000 TL) 2011 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
OranKredi
Grubu*Tahsilat Takip Oran
Ağırlıklı Oran
3 48.061 223.876 0,21 0,04 3 155.127 63.697 2,44 0,18
4 65.802 107.978 0,61 0,05 4 102.004 166.178 0,61 0,12
5 245.731 930.685 0,26 0,19 5 565.896 633.166 0,89 0,65
1.262.539 0,36 0,28 863.041 1,31 0,95
Ağırlıklı Genel Ortalama 0,38 Ağırlıklı Genel Ortalama 0,70
MÖ
DA
V 20
13/1
174
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL
Yapı ve Kredi Bankası
2008 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
Oran
3 378.960 401.249 0,94 0,22
4 134.359 424.195 0,32 0,08
5 324.283 887.586 0,37 0,19
1.713.030 0,54 0,49
2009 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
Oran
3 849.035 357.776 2,37 0,33
4 355.429 680.225 0,52 0,14
5 500.443 1.543.004 0,32 0,19
2.581.005 1,07 0,66
2010 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
Oran
3 625.223 186.253 3,36 1,47
4 368.554 33.398 11,04 0,87
5 591.257 206.570 2,86 1,39
426.221 5,75 3,73
2011 (000 TL)
Kredi Grubu*
Tahsilat Takip OranAğırlıklı
Oran
3 550.974 486.550 1,13 0,26
4 244.350 353.967 0,69 0,12
5 539.275 1.239.396 0,44 0,26
2.079.913 0,75 0,64
Ağırlıklı Genel Ortalama 1,38
5 Banka Ortalama 0,64
Kaynak: Her veri her bir bankanın yıllık Bağımsız Denetim Raporu Dipnotlarından tarafımızca derlenmiştir.
* BDDK’nın Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlen-mesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetme-lik kapsamında krediler 5 gruba ayrılmaktadır. Takipteki kredilerden 3. Grup 90-18 gün arası ödemede gecikmesi olanlar, 4. Grup 180-365 gün arası ödemede gecikmesi olanlar, 5. Grup ise 365 gün üzeri gecikmesi olanları içermektedir.
MÖ
DA
V 20
13/1
175
TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama
EK2. Kredi Riski Tutarının Risk Ağırlıklı Varlıklar İçindeki Payı
2008
(000 TL) KRET* RAV** Pay
Ziraat Bankası 28.451 37.739 0,75
Halk Bankası 25.693 29.844 0,86
Vakıflar Bankası 32.796 37.682 0,87
Akbank 54.171 62.927 0,86
Yapı ve Kredi Bankası 47.775 52.904 0,90
2009
(000 TL) KRET* RAV** Pay
Ziraat Bankası 34.086 45.078 0,76
Halk Bankası 30.393 35.600 0,85
Vakıflar Bankası 37.706 44.352 0,85
Akbank 52.063 63.634 0,82
Yapı ve Kredi Bankası 47.294 54.533 0,87
2010
(000 TL) KRET* RAV** Pay
Ziraat Bankası 53.999 69.535 0,78
Halk Bankası 39.765 46.436 0,86
Vakıflar Bankası 48.609 56.186 0,87
Akbank 68.374 83.035 0,82
Yapı ve Kredi Bankası 64.043 73.259 0,87
2011
(000 TL) KRET* RAV** Pay
Ziraat Bankası 73.683 91.010 0,81
Halk Bankası 57.336 65.408 0,88
Vakıflar Bankası 63.377 71.862 0,88
Akbank 92.052 108.079 0,85
Yapı ve Kredi Bankası 85.133 97.275 0,88
(000 TL)4 Yıllık
OrtalamaZiraat Bankası 0,775
Halk Bankası 0,8625
Vakıflar Bankası 0,8675
Akbank 0,8375
Yapı ve Kredi Bankası 0,8800
5 Banka Genel Ortalama 0,8445
*KRET= Kredi Riski Tutarı
**RAV= Risk Ağırlıklı Varlıklar (Aktifler)
Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)
MÖ
DA
V 20
12/4
177
YAYIN KOŞULLARI VE YAZIM KURALLARI
I. BİÇİM1. Bütünmetinler;TimesNewRoman, 11punto ile çift satır aralığı ile
yazılmalıdır.2. Metinler genellikle 7000 kelimeyi geçmeyecek şekilde ve konu ile
araştırmametodununizinverdiğiölçüdeözolmalıdır.Giriş,metin,sonuçvekaynakçadahilolmaküzeretüm başlıklar numaralandırılmalı ve koyu olmalıdır. Birinci derecedeki başlıkların “tümü büyük harf”, diğerlerinde“sadece ilk harf büyük”şeklindeolmalıdır.
3. Üst,altveher ikiyandakikenarboşluklarıdüzenlemeveçoğaltmayıkolaylaştıracakşekildeenaz3cm.olmalıdır.
4. Tarafsız bir değerlendirme yapılabilmesi için yazarlar metinde veyabaşvuru dahilindeki deneysel test araçlarında kendilerini doğrudanveya dolaylı biçimde belli edecek şekilde davranmamalıdırlar. Tekçalışmayapanlar“biz”şeklindevurguyapmamalıdır.
5. Çalışmanın başlığı, yazarın adı, ünvanı ve bağlı olduğu kuruluş vee-mailadresiniiçerenbirkapak sayfası oluşturulmalıdır.
Sayfa numaralandırma: Tablolar,eklervekaynakçadadahilolmaküzerebütünsayfalarsıralıbiçimdenumaralandırılmalıdır.
II. İÇERİK
ÖZ/ABSTRACTMakale Türkçe ve İngilizce başlığı taşımalıdır. Ortalama 100 kelimeden
oluşan Türkçe ve İngilizce öz ve abstract adı ilemetin öncesinde ayrı birsayfada yer almalıdır. Özet okuyucuyu metnin başlığı, metodu, kullanılanistatistik yöntem ve bulguları hakkında kısaca bilgilendirmelidir. Anahtarkelimelervejelsınıflandırmasıözütakipetmelidir.
1. GİRİŞ (11 punto) Çalışmanınamacı,metodolojisivebulgularıhakkındadahafazladetay
sağlayankısım.Literaüttaramasıburadadaolabilir.2. METİN KISMI (11 punto) Çalışma metni. Bu kısım literatür taraması da dahil olmak üzere
işlenenkonuhakkındaözveyeterlibilgivermelidir.Bukısımkonununişlenişinegörenümerikolaraksınıflandırılabilir.
Metin içinde ATIFTA BULUNMA Kaynakçadabelirtilençalışmalarabağlıolunmalıveatıftabulunulacak
çalışma için “yazar tarih” sistemikullanılmalıdır.Alınançalışmanınilgilisayfanumaralarınınbelirtilmesineçalışılmalıdır.
MÖ
DA
V 20
12/4
178
o Metin içinde atıflar şu şekilde yapılmalıdır:yazarın soyadıve tarih,virgül konulmadan ve parantez içerisinde (Akdoğan 2005), sayfa novarsa(Akdoğan2005,145);ikiyazarolursa(AkdoğanveSevilengül2007,58),ikidenfazlayazarvarsa(Karacabeyvediğerleri2006,124).İkiçalışmadanalıntıyapılırsa(Karan2003,54;Karacabey2001,27);aynıyazarınikiveyadahafazlaçalışmasındanalıntıyapılırsa(Karatepe2003,2006).
o Kaynakçadaaynıyazarınaynıyıl içerisindeyayınlanmışbirdenfazlaçalışmasıolduğudurumlardaa,b,ekolarakyılınsonunayazılmalıdır.(Sayılgan2002a,37)
o Biryazarınadınınmetin içerisindegeçmesihalindeatıfta tekrar isimbelirtmeyegerekyoktur.Örneğin:“Çelik(1999,67)diyorki...”
o Kurumlaradınayapılançalışmalarda imkanvarsakısaltmaveyakısabaşlıklarkullanılmalıdır.(SPKAylıkBülteniOcak2007)
o Eğerhukukimevzuat,yasalanlaşmaveyamahkemekararlarınaatıftabulunulacaksa hukuk çalışmaları ile ilgili atıfta bulunma kurallarıkullanılmalıdır.
III. TABLO VE ŞEKİLLER (10 punto)o Hertablo,şekilvegrafikbirnumarayaveiçeriğitamolarakbelirtenbir
başlığasahipolmalıveçerçeveilesabitlenmelidir.o Tablo1.Tabloadıilkharfleribüyükolmaküzereyazılmalıdır.o Grafik adı grafiğin altında olmalı veGrafik 1.Grafik adı ilk harfleri
büyükolmaküzereyazılmalıdır.o ŞeklinadışeklinaltındaolmalıveŞekil1.Şekiladıilkharfleribüyük
olmaküzereyazılmalıdır.o Her tablo, şekil ve grafik eğer varsa kaynağı altında yer almalıdır.
Kaynaksatırvenotlarıgerektiğindeeklenmelidir.Metin Altında Dipnotlar: Dipnotlar atıf yapmak için kullanılmamalıdır.
Ancak metin içerisinde kullanıldığı takdirde metnin bütünlüğünü bozacaknitelikteki bilgiler dipnot olarak kullanılmalı ve metinden daha uzunolmamalıdır.Dipnotlarmetinboyuncaüstsimgeşeklindenumaralandırılarakilerlemelidir.Dipnotmetniteksatıraralığıylasayfaaltındayeralmalıdır.
1. SONUÇ Çalışmanın sonuçları ve öneriler / gelecek çalışmalar hakkında bilgi
vermelidir.
2. KAYNAKÇA Çalışmada sadece atıfta bulunulan çalışmaları içeren bir kaynak listesi
bulunmalıveaşağıdakibilgileriiçermelidir:o Kaynaklar ilk yazarın soyadı veya kurumun adına göre alfabetik
MÖ
DA
V 20
12/4
179
biçimde sıraya konulmalıdır. Kaynağın ikinci satırı ve davamı girintiliolmalıdır.
o Yazarlarıntamadıyerineisminbaşharflerikullanılmalıdır.o Yazarınadınınhemenarkasındanyayınıntarihiyeralmalıdır.o Dergibaşlıklarıkısaltılmışolmamalıdır.o Aynıyazarların aynıyıl içerisindeki çalışmaları yılın arkasındanharf
verilecekşekildebelirtilmelidir.o Kaynakçadahiçbiryerdekoyurenkkullanılmamalıdır.
Örnek kaynak gösterimleri:Akdoğan, N. ve O. Sevilengül. 2007. Tekdüzen Muhasebe Sistemi
Uygulaması.YenilenmişveGenişletilmiş12.BaskıAnkara:GaziKitabeviDemsky, J.S. ve D.E.M. Sappington. 1989. “Hierarchical Structure and
ResponsibilityAccounting”JournalofAccountingResearch27(Spring):40-58.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) www.imkb.gov.tr (erişimtarihi)
BDDKÇalışmaRaporları. 2002.TürkBankacılıkSektöründeKarlılığınBelirleyicileri,no:2002/4,Haziran.
VI. METİNLERİN TESLİMİ1. Başka bir dergi tarafından değerlendirmede olan çalışmalar
gönderilmemelidir.Yazar,çalışmanınbaşkabiryerdeyayınlanmadığıveyadeğerlendirmealtındaolmadığınıvetelifhakkıtalepetmeyeceğiniaçıkça belirtmelidir. Yazar adları, çalıştığı kurum, cep telefonu vee-postaadreslerinibelirttiğiçalışmadanayrıbirdosyaoluşturmalıdır.Çalışmanınolduğukısımdayazarbilgileriyeralmamalıdır.
2. Sahaçalışmasıveyadeneyedayalıçalışmalardaçalışmanındayandığıaraç (anket, görüşme planı vs.) yazarın kimliğini belli etmeyecekşekilde çalışmada yer almalı ve çalışma [email protected] adresinegönderilmelidir.
3. Yazarmetninbirkopyasınıelindetutmalıdır.
MÖ
DA
V 20
12/4
180
EDITORIAL POLICY AND STYLE INFORMATION MANUSCRIPT PREPARATION AND STYLE
I. FORMAT 1. Allmanuscriptsshouldbetypedin11-pointfontononesideof8
1/,X
11”goodqualitypaperandbedoublespaced,exceptforindentedquo-tations.
2. Manuscriptsshouldbeasconciseasthesubjectandresearchmethodpermit, generally not to exceed 7,000words.All titles including theintroduction, text,conclusion,andbibliographyhavetobenumberedandbebold.
3. Marginsofatleastoneinchfromtop,bottom,andsidesshouldfacili-tateeditingandduplication.
4. Topromoteanonymousreview,authorsshouldnotidentifythemselvesdirectlyorindirectlyintheirpapersorinexperimentaltestinstrumentsincludedwiththesubmission.Singleauthorsshouldnotusetheedito-rial“we.”
5. Acoverpageshouldshowthetitleofthepaper,theauthor’sname,titleand affiliation, email address, any acknowledgments, and a footnoteindicatingwhethertheauthorwouldbewillingtosharethedata.
Pagination: All pages, including tables, appendices and references, shouldbeseriallynumbered.Numbers: Spelloutnumbersfromonetoten,exceptwhenused in tablesand lists,andwhenusedwithmathematical, statistical,scientific,ortechnicalunitsandquantities,suchasdistances,weightsandmea-sures.Allothernumbersareexpressednumerically.Forexample:three days; 3 kilometers; 30 years
Percentages and Decimal Fractions: Innontechnicalcopyusethewordper-centinthetext.
Equations: Equations should be numbered in parentheses flush with theright-handmargin.
Hyphens: Use a hyphen to join unit modifiers or to clarify usage. Keywords: The abstract is to be followed by four keywords that will assistinindexingthepaper.
II. ABSTRACT/INTRODUCTION ThearticlehastoownTurkishandEnglishtitle.TheTurkishandEnglishab-stractofabout100wordsshouldbepresentedonaseparatepageimmediatelypreceding the text. TheAbstract should concisely inform the reader of the
MÖ
DA
V 20
12/4
181
manuscript’s topic, itsmethods,anditsfindings.KeywordsjelclassificationandtheDataAvailabilitystatementsshouldfollowtheAbstract.
The text of the paper should start with a section labeled “I. Introduction,”whichprovidesmoredetailsaboutthepaper’spurpose,motivation,methodol-ogy,andfindings.BoththeAbstractandtheintroductionshouldberelativelynontechnical,yetclearenoughforaninformedreadertounderstandthemanu-script’scontribution.Themanuscript’stitle,butneithertheauthor’snamenorotheridentificationdesignations,shouldappearontheAbstractpage.
III. TABLES AND FIGURES Theauthorshouldnotethefollowinggeneralrequirements:
1. Eachtableandfigure(graphic)shouldbearanumberandacompletetitle indicating the exact contents of the table or figure. Tables andfigures should define eachvariable.The titles anddefinitions shouldbesufficientlydetailedtoenablethereadertointerpretthetablesandfigureswithoutreferencetothetext.
2. Areferencetoeachgraphicshouldbemadeinthetext.
3. Theauthor should indicatebymarginalnotationwhere eachgraphicshouldbeinsertedinthetext.
4. Graphicsshouldbereasonablyinterpretedwithoutreferencetothetext.
5. Sourcelinesandnotesshouldbeincludedasnecessary.
IV. CITATIONS Workcited shoulduse the“author-date system”keyed toa listofworks inthereferencelist.Authorsshouldmakeanefforttoincludetherelevantpagenumbersinthecitedworks.
1. In the text, works are cited as follows: authors’ last name anddate, without comma, in parentheses: for example, (Jones 1987); with two authors: (Jones and Freeman 1973); with more than two: (Jones et al. 1985); with more than one source cited together (Jones 1987; Freeman 1986); with two or more works byoneauthor:(Jones1985,1987).
2. Whenthereferencelistcontainsmorethanoneworkofanauthorpub-lishedinthesameyear,thesuffixa,b,etc.followsthedateinthetext
MÖ
DA
V 20
12/4
182
citation:forexample,(Jones1987a)or(Jones1987a;Freeman1985b).
3. If an author’s name is mentioned in the text, it need not be re-peated in the citation; for example, “Jones (1987, 115) says....”
4. Citations to institutional works should use acronyms or short titleswherepracticable;forexample,(AAAASOBAT1966);(AICPACohenCommissionReport1977).Wherebrief,thefulltitleofaninstitutionalworkmightbeshowninacitation:forexample,(ICAEWThe Corpo-rate Report 1975).
5. Ifthemanuscriptreferstostatutes,legaltreatisesorcourtcases,cita-tionsacceptableinlawreviewsshouldbeused.
V. REFERENCEEverymanuscriptmustincludealistofreferencescontainingonlythoseworkscitedandmustincludetheinformationmentionedbelow:
1. Arrangecitationsinalphabeticalorderaccordingtosurnameofthefirstauthororthenameoftheinstitutionresponsibleforthecitation.
2. Useauthor’sinitialsinsteadofpropernames.
3. Dateofpublicationshouldbeplacedimmediatelyafterauthor’sname.
4. Titlesofjournalsshouldnotbeabbreviated.
5. Multipleworksbythesameauthor(s)inthesameyeararedistinguishedbylettersafterthedate.
Sample entries are as follows:
AmericanAccountingAssociation,CommitteeonConceptsandStandardsforExternalFinancialReports.1977.Statement on Account-ing Theory and Theory Acceptance. Sarasota,FL:AAA.
Demski,J.S.,andD.E.M.Sappington.1989.Hierarchicalstructureandre-sponsibilityaccounting.Journal of Accounting Research 27(Spring):40-58.
Cambridge,U.K.:CambridgeUniversityPress.
Footnotes: Footnotes are not used for documentation. Textual footnotesshouldbeusedonlyforextensionsandusefulexcursionsofinformationthatifincludedinthebodyofthetextmightdisruptitscontinuity.FootnotesshouldbeconsecutivelynumberedthroughoutthemanuscriptwithsuperscriptArabicnumerals.Footnotetextshouldbedoubled-spacedandplacedattheendofthearticle.
MÖ
DA
V 20
12/4
183
VI. SUBMISSION OF MANUSCRIPTS
Authorsshouldnotethefollowingguidelinesforsubmittingmanuscripts:
1. Manuscriptscurrentlyunderconsiderationbyanotherjournalorpub-lishershouldnotbesubmitted.Theauthormuststatethattheworkisnotsubmittedorpublishedelsewhereandhe/shewillnotdemandcopy-right.
2. In the caseofmanuscripts reportingonfield surveysor experiments(questionnaire,case,interviewplanorthelike)withmanuscriptsshouldbesendedasbyemail
3. Theauthorshouldretainacopyofthepaper.
M U H A S E B E B İ L İ M D Ü N YA S I D E R G İ S İ Cilt / Volume: 15 Sayı / Issue: 1 Mart / March 2013
THE EFFECTS OF AUDIT FIRMS AND PARENT COMPANIES ON MATERIAL
HARMONIZATION: A PERSPECTIVE OF TURKEY
Doç. Dr. Figen ZAİF ..........................................................................................................................................1
MUHASEBE HATA VE HİLELERİNİN ORTAYA ÇIKARILMASINDA BAĞIMSIZ
DENETÇİLERİN SORUMLULUĞUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN
ALGILAMALARI
Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR
Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR ...................................................................................................................29
CUSTOMER-DRIVEN PROFITABILITY ANALYSIS: A MANAGEMENT
ACCOUNTING APPROACH THROUGH CUSTOMER PORTFOLIO APPLICATIONS
Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ
Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU ..............................................................................................................55
THE STATUS OF AUDIT COMMITTEES: A COMPARATIVE STUDY OF U.S.A., E.U., AND TUR-
KEY
Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU
Onuralp ARMAĞAN. ......................................................................................................................................73
BAĞIMSIZ DENETİMİN VEKALET TEORİSİNDEKİ YERİ
Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ ...........................................................................................................97
KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE FİNANSAL BOYUTUYLA BİR KURUMSAL KARNE UYGULA-
MASI
Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK
Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞ
Öğr. Gör. Şevket YİRİK .................................................................................................................................109
TFRS 8 FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA
Doç. Dr. İsmail BEKÇİ
Ömer TEKŞEN
Reyhan ÇİL ...................................................................................................................................................123
VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE SATILACAK TAKİPTEKİ KREDİLER İÇİN DEĞERLE-
ME: VARSAYIMSAL BİR YAKLAŞIM
Dr. Şenol BABUŞCU
Dr. Adalet HAZAR ........................................................................................................................................153