MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 9. ÖĞRENCİ...
Transcript of MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 9. ÖĞRENCİ...
1
MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT
FAKÜLTESİ
9. ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU
THE 9TH STUDENT SYMPOSIUM
ندوة الطالب التاسع
2
3
ÖZETLER
ABSTRACTS
الملخصات
4
1. OTURUM (İNGİLİZCE)
Oturum Başkanı: YRD. DOÇ. DR. HİKMET
YAMAN
1- Sebiha Zembilci “Effects of Existential Philosophy on Psychology
of Religion Logotherapy”
2- Eda Selvi “Foundation of Atheism from Ethical Perspective:
Friederich Nietzsche”
3- Elif Kurun “Suicide-Religion Relationship”
4- Rumeysa Çiftçi “Shafi’s Critique of Istihsan (Equity)”
5
SEBİHA ZEMBİLCİ (13.30-13.45)
EFFECTS OF EXISTENTIAL PHILOSOPHY ON PSYCHOLOGY
OF RELIGION: LOGOTHERAPY
In the last century, with the effect of existential philosophy a new approach is founded
by Viktor Emil Frankl which is called “Logotherapy”. In order to understand logotherapy with
all aspects, we need to acknowledge about the founder of logotherapy, Viktor Emil Frankl.
Basically we should divide Frankl’s life into two: His personal life and his academic life. Since
Frankl’s all life directly or indirectly related to emergence of logotherapy. Frankl had lived lots
of sufferings and losses in the concentration camps, so logotherapy was heavily influenced by
Frankl’s personal experiences of suffering and loss, and the cores of logotherapy established in
these experiences.
In Frankl’s time, especially in Vienna there were two important psychological
approaches: These are Alfred Adler’s “Individual Psychology” and Sigmund Freud’s
“Psychoanalysis”. While Frankl acknowledged the work of Adler and Freud as foundational to
his own, he created “Logotherapy and Existential Analaysis”. In this sense, logotherapy is the
meaning-centred psychotherapy. The Greek logos connotes “meaning”, hence logotherapy is
the therapy through meaning, with its’ philosophical foundations.
In this study, our focus points are background and basic concepts of logotherapy and
therapeutic techniques in logotherapy and lastly relation between logotherapy and religion.
6
2- EDA SELVİ (13.45-14.00)
FOUNDATION OF ATHEISM FROM ETHICAL PERSPECTIVE:
FRIEDRICH NIETZSCHE
“Is there a one Supreme Being, or is there a God, If it is there, as a human being, how
can we know about him, Is he knowable or not? All these kind of questions became very basic
questions which have preoccupied all human minds and people throughout history have tried
to find answer for this. In this direction, there emerged two forms of belief; first one, belief in
the existence of One God, is called ‘Theism’ and this became the most well-rooted and well-
founded type of belief by means of both Abrahamic religions and philosophical schools. The
second one, disbelief in existence of one God, is called ‘Atheism’. Actually there have been
many followers of that disbelief throughout all history. However with the modernization,
atheism has seen very high public interest impressively. Especially the last few years have seen
a remarkable surge of popular interest in the topic of atheism in all over the world especially in
the UK and the USA. When we look at generally foundations of atheism, throughout history,
its foundation had been done by philosophers in all sorts such as sociologically,
psychologically, anthropologically, and linguistically. However, Nietzsche dealed with this in
so different, the more debated and the more attractive way that gets attention of all people,
especially of all theologians. It is because that he defended it based on morality which is
commonly accepted universal reality and we believe that its origin depends on religion also. So
This thesis analyzes foundation of atheism from ethical perspective presented by Friedrich
Nietzsche and in that article we will examine his ethical foundation in touch with four
interconnected topics; these are short history of atheism, reasons preparing emergence of
atheism as a modern thought, his morality and at the end, his ethical foundation of atheism.
7
3- ELİF KURUN (14.00-14.15)
SUICIDE-RELIGION RELATIONSHIP
Humankind has always struggled to survive on earth since its creation. This becomes
for him, the most supreme purpose. Throughout his life, mankind has been confronted with
many problems. For the realization of his main purpose, he has striven to cope with these
problems but he has sometimes had difficulty in doing that and he has not found strength in
himself against troubles which he has faced in his life. During this critical period, if there is not
any factor supporting for one to resist his suffering, one can choose the way to commit suicide
and consider it as the sole remedy due to put out of his misery. As William Shakespeare stated
in his Hamlet, some people prefer to “not to be” in this world against the troubles in their lives
by committing suicide.
A question can be asked at this point: Is there any factor to prevent one’s committing
suicide or suicide rates in communities? Therefore, in this study, we have handled the concept
of religion as a protective factor against suicide and focused on the relationship between suicide
and religion. In the first part of our study with the title of suicide, some definitions, types of
suicide, and some psychological and sociological factors of suicide were given. In the second
part with the title of religion-suicide relationship, the approach of main world religions on
suicide and the empirical studies on the communities of different religions were evaluated,
finally the effect of religion on people in their hard times and the relationship between suicide
and religion were revealed.
8
4- RUMEYSA ÇİFTÇİ (14.15-14.30)
SHAFI’S CRITIQUE OF ISTIHSAN (EQUITY)
Muhammad b. Idris al-Shafii marks a turning point in the development of Islamic
Jurisprudence. His contribution to Islamic Jurisprudence is very similar with that of Aristo to
logic. In the same way, the importance of his principles for Islamic legal theory resembles to
the importance of Descartes’s principles for Modern Western Thought. Shafii has been a
prominent figure in the practice of an Islamic Legal Theory by creating a mechanism for our
social and religious structure.
This study focuses on Shafii’s critical remarks on istihsan, a form of analogical
reasoning which plays a significant role in the Hanafi legal thought. Shafii does not accept to
give istihsan any credence in his formulation of the legal theory, on the grounds that it grants
human reason a sovereign field of authority. This study will deeply analyse the criticism of
Shafii on the use of istihsan as a legal evidence in the Islamic law and jurisprudence.
9
2. OTURUM (TÜRKÇE) SAAT: 15.15-16.00
OTURUM BAŞKANI: DOÇ. DR. NUH
ARSLANTAŞ
1- Ayşe Sadiye Doymuş “Sezai Karakoç’un Yitik Cennet Kitabı
Üzerinden Peygamberler Tarihine Diriliş Tasavvurundan Bir
Bakış”
2- Nesibe Büşra Tokuş “Neshe Farklı Bir Bakış; Hz. Ömer Örneği”
3- Üfeyla Karslı “Osmanlı Devleti’nin İktisadî Yapısının Ana
Hatları”
4- Samet Şenel “Bir Yenilik Uğruna Harcanan Ömür:
Fazlurrahman”
10
1- AYŞE SADİYE DOYMUŞ (15.15-15.30)
SEZAİ KARAKOÇ’UN YİTİK CENNET KİTABI ÜZERİNDEN
PEYGAMBERLER TARİHİNE DİRİLİŞ TASAVVURUNDAN BİR
BAKIŞ
Edebi yönünün yanında fikirleriyle de Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi denildiğinde
akla ilk gelen isimlerinden olan Sezai Karakoç, ortaya koyduğu ve tüm yazı hayatı boyunca
geliştirdiği diriliş düşüncesi ile çağa bir seslenişte bulunmaktadır. Diriliş düşüncesi; insanın,
toplumun ve medeniyetlerin manevi özlerine dönerek kurtuluşa ulaşacaklarını savunur. Buna
göre, ilk insandan itibaren yaşanan süreçlerin hepsi bir hak-batıl mücadelesidir. Diriliş, her
seferinde hakkın inkişaf etmesiyle nihaî zaferin iman eden ve salih amel işleyenlerin olacağını
ortaya koyar.
Şu an dünyamızda kapitalizm, materyalizm ve emperyalizmin insanlık üzerine
yoğun etkileri bulunmaktadır. Maneviyata karşı maddeyi savunan bu algı yeri gelip karşısında
durduğu dini bile kullanmaktan çekinmez. Bir taraftan Batı’nın bu baskıları devam ederken
Doğu atalet ve mistisizm içerisinde üzerindeki ölü toprağını atmaya gün saymaktadır. Tüm
bunların etkisiyle yaşadığımız çağın insanı derin bunalımların içerisindedir. Bu bunalımlar
geçmişten farklı olarak maddi sıkıntılardan ziyade ruhsal sıkıntıları içerir. Şartlar böyleyken,
kendini bitiren bir medeniyete bir çıkış yolu sunulmalıdır. Bu yol da insanlığın dirilişidir.
Diriliş düşüncesinde Sezai Karakoç’un sunduğu tezin temelini oluşturan yapı da
Peygamberler tarihidir. İnsanlığın Hak-batıl mücadelesi ilk insan Hz. Âdem’den itibaren çeşitli
derslerle sürmüş, hakikat vahiy ile her dönem son sözü söylemiştir. Yitik Cennet, insanlığın
Hz. Adem döneminde kaybettiği Cennetidir ve tüm uğraşlar o Cenneti tekrar bulabilmek içindir.
Peygamberler Tarihi okumalarında pek çok kavrama başvurulurken biz anlatacaklarımızı Sezai
Karakoç’un düşünce dünyasını esas alarak dirilişin hakikat, ruh, imtihan ve medeniyet boyutları
olarak sunduk. Peygamberler kendilerine verilen görevleri eksiksiz yerine getirirken bu dört
kavram her dönem karşımıza çıkmakta ve çağımıza önemli mesajlar vermektedir.
11
2- NESİBE BÜŞRA TOKUŞ (15.30-15.45)
NESH’E FARKLI BİR BAKIŞ; HZ. ÖMER ÖRNEĞİ
Hiçbir problem, yoktan var edilemeyeceği ve ya olmayan bir probleme çözüm
arama faaliyetine girişilemeyeceği gibi nesh problemi de sonradan uydurulmuş değildir. Bu
problemin ortaya çıkışında hakikaten de nasslardaki zahiren birbirinin çelişiği gibi görünen
ifadelerin mevcudiyeti ve bazı sorunlar için iki ayrı hükmün bulunduğu gerçeği etkili olmuştur.
İslam âlimleri de işte bu problemleri çözmek adına vahiyde çelişki olamaz düsturundan hareket
ederek nesh yoluna başvurmuşlardır. Hz. Peygamberin vefatından itibaren nesh kavramına
lügat manaları da göz önünde bulundurularak farklı anlamlar verilmiş, geç dönemde ise kavram
tek bir anlam üzere terimleştirilmiştir. Genel kanıya göre nesh; bir nassın hükmünün diğer bir
nass ile kaldırılması, iptal edilmesidir. Bunu kabul etmeyip farklı görüş beyan edenler olduğu
gibi neshi hiç kabul etmeyenler de olmuş ve tartışmalar bugüne dek süregelmiştir. Bize göre
ihtilafın nedeni nesh kavramına farklı anlamlar giydirilip tamamen lafızcı bir anlayışla Kur’an’ı
yorumlamaya çalışmaktır. Çoğu kez durumsallık, tedricilik, olgu-vahiy ilişkisi dikkate
alınmadığından zorlama tevillere başvurulmuş, bu şekilde de çözüm elde edilemeyince klasik
anlayışta hâkim olan nesh teorisi geliştirilmiştir. Böylelikle Kur’an, her çağa, tarihe, her
durumdaki insana, topluluğa hitap eden bir halden çıkarılmıştır. Oysaki bütün ayetler bir
bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, vahyin yöntemlerinden olan hikmet, makasıd,
durumsallık, tedricilik, evrensellik dikkate alındığında daha sahih bir Kur’an algısı edinilmiş
olacaktır. Ayetlerdeki bu farklılık insanlık için bir lütuf, rahmet olarak görülmelidir. Her ayetin
bir uygulama alanı vardır. Nesholunduğu ileri sürülen ayetlerin illetleri yeniden ortaya
çıktığında hükümler de avdet edecektir. Allah dışında hiçbir varlığın Kur’an’dan herhangi bir
ayetin hükmünü ebedi olarak ilga etmeye ne hakkı ne de yetkisi vardır. Makasıd ve hikmeti
merkeze alan bir anlayışa sahip olan Hz. Ömer bu noktada Müslümanlara çok büyük örneklik
teşkil eder. Tenzil sürecinde, literatüre muvafakat-ı Ömer olarak geçen bir kısım ayetlerin onun
söylemlerine paralel olarak gelmesi de murad-ı ilahiyi özümseyen biri olduğunun en bariz
delilidir. Halifeliği döneminde bir takım ayetlerin hükmünü uygulamayıp, diğer ayetleri ön
plana çıkarması, onun makasıd merkezli, dinamik bir vahiy anlayışına sahip olduğunun
tezahürüdür. O, hiçbir ayetin ilelebet hükmünün kaldırıldığını söylememiş, yukarıda
bahsettiğimiz Kur’an yöntemlerini dikkate alarak ayetlere yorumlar getirmiş, onları hayattan
koparmamıştır. Ümmetin Hz. Ömer gibi ince anlayış sahibi âlimlere ihtiyacı vardır.
12
3- ÜFEYLA KARSLI (15.45-16.00)
OSMANLI İKTİSAT SİSTEMİNİN ANAHATLARI
Osmanlı üretim tarzının veya iktisadi yapısının özelliklerini tanımak, onun kapitalizm
karşısındaki durumunu belirler. Şimdiye kadar, bu konuda yapılan tartışmalar Türk tarihine
eğilme zaruretini duyurması gibi olumlu neticeyi birlikte getirmesiyle beraber, Osmanlı üretim
tarzının kapitalizm öncesi bir ekonomi olduğu temel varsayımı üzerinde oluşmuştur. Bu konuda
daha olumlu yerlere varabilmek için öncelikle söz konusu varsayımın yeniden gözden
geçirilmesi gerekecektir. Batı’nın iktisadi, içtimai ve kültürel özelliklerine göre oluşturulmuş
nazari çerçevelerin zorlanması ve hatta kırılması demek olan böyle bir yaklaşım, belki
başlangıçta usul meselesi açısından epey zorluk doğuracaktır. Fakat tüm ayrıntıların
değerlendirilmesiyle oluşacak yeni nazari çerçeve veya çerçevelerle Türk toplumunun dününü
ve bugününü anlayıp değerlendirmekle mümkündür.
Önemli olan çağın ilerisindeki bir üretim tarzından sonra, gelişen Batı kapitalizminin
karşısında üstünlüğünü sürdürmesini engelleyen ve onun giderek kapitalizmin tesir sahasına
sokan özelliklerin neler olduğunu tespit edebilmektir. Osmanlı toplumu, Batı’nın Haçlı
Seferleri’nden sonra hâkimiyetini sürdürebilmesini ve belki de kapitalizme geçebilecek şartlar
oluşturmasını özellikle ati sömürgeci tutumuyla engelledikten sonra bu gücünü neden daha
sonra kaybetmiştir?
Hem feodal, hem AÜT, hem kapitalizm öncesi emtia üretimi ve hem de kapitalizme
ve hatta bir çeşit sosyalizme benzeyen birtakım özellikleri klasik Osmanlı düzeninde bunlar
mevcuttur. Öte yandan birtakım özelliklerini bunlardan birisine tahsis etmek mümkündür.
Böyle bir toplumun kapitalizme geçip geçemeyeceği tartışmasından önce onun
ekonomik yapısının nasıl olduğunu anlamak gerekecektir.
Osmanlı üretim tarzı; etkileşim halinde bulunduğu Batı’dan ayrı, Batı için hazırlanmış
şemalara uymayan kendine mahsus bir üretim tarzıdır ve İslam düzeninin bütünlüğü içinde yer
alır.
13
4- SAMET ŞENEL (16.00-16.15)
BİR YENİLİK UĞRUNA HARCANAN ÖMÜR
Fazlur Rahman Pakistan’da dünyaya gelmiş, küçük yaşta hafızlığını tamamlamıştır.
Klasik İslamî ilimler eğitiminin yanında modern eğitim de almıştır. Almış olduğu bu eğitimleri,
Avrupa’da eğitim gördüğü zamanlarda -doktora eğitimi sırasında- sorgulayıcı bir tutum ile
geliştirme imkânı bulmuştur. Bu çok yönlü eğitim imkânı kendisinin İslam Düşüncesini
etkileyen bir düşünür haline gelmesinde etkili olmuştur. İslam Düşüncesinde temel kabul edilen
hemen her konuda fikir ortaya koymuştur. Bu fikirlerini oluştururken kullandığı yöntem tarihi
tenkit metodudur. Kullandığı metot ve İslamî çağdaşlaşma olarak adlandırılan İslami hemen
hemen her konuda gerekli gördüğü çağdaşlaşma çabası onun, çağdaş İslam modernizminin en
tutarlı sözcüsü olarak kabul edilmesine vesile olmuştur. Bu çalışmamızda onun fikri yapısından
ziyade göstermiş olduğu gayrete ve özellikle İslami camiada önemli bir problem olarak gördüğü
düşünce üretiminin yetersizliği hususunda yaptığı tespitlere değinilecektir. Bu çalışmamız
Fazlur Rahman’ın İslam ve Allah’ın Elçisi ve Mesajı isimli eserleri ekseninde hazırlanmıştır.
14
3. OTURUM (ARAPÇA) SAAT: 16.30-17.30
OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. HALİL
İBRAHİM KAÇAR
1- Abdullah Nentor Musliu “ ة أهل الرأي وأهل الحديثمدرس ”
2- Halil İbrahim Yılmaz “شروط قبول أخبار اآلحد عند الحنفية”
3- Muhammet Ali Acar “الحساب الفلكي في تحديد أوائل الشهور القمرية”
4- Abdulvahap Kösesoy “معاني حروف الجر في القرآن الكريم”
15
1- ABDULLAH NENTOR MUSLIU (16.30-16.45)
هل الحديثأمدرسة ي وأهل الرأدرسة م
المية سن االختالف يوجد في العلوم اإلأنسان. و بما صول التفكير من طبيعة اإلأاالختالف في الفكر و
سالمي . بين اختالفات كثيرة في الفقه اإلرىخديان و الحضارات األيضاً في األأبوجوه مختلفة فهو موجود
ة ن و السنآرائهم. و هو االختالف في فهم القرآ صولهم وأالمذاهب و ثّر في تشكل أساسي أهنالك اختالف
ىسلوب ليس في فتاوو قلة استخدامه. هذا االختالف في األأي و عدم استخدامه أمن ناحية استخدام الر
.حكامصول و طريقة استنباط هذه األأحكامهم فحسب بل هو في أالمذاهب و
ثار. في لي بعض النتائج و اآلإّدت أسباب التي أيضاً أسئلة ثار فلهذه المآسباب و أكما لكل شيئ
لخ، كما إسباب التارخية و السياسية و االجتماعية و العلمية ن نبحث عن األأهذا العرض المتواضع سنحاول
.سباب لكي نفهم هذا االختالف فهماً شامالً ثار المترتبة عن هذه األسنبحث كذلك اآل
16
2- HALİL İBRAHİM YILMAZ (16.45-17.00)
شروط قبول أخبار اآلحد عند الحنفية
د أما عن .إلى أقسام - صلى اهلل عليه وسلم -تصال إلى رسول اهلل ينقسم األخبار من حيث اال
و أالمستفيض ) أنواع :الجمهور فينقسم إلى قسمين: المتواتر واآلحاد. و أما اآلحاد فتنقسم إلى ثالثة
يب .و الغر، و العزيز ، المشهور(
على - صلى اهلل عليه و سلم -أما أئمة الحنفية فجعلوا األخبار من حيث اإلتصال إلى رسول اهلل
:أقسام ثالثة
.، و هو المتواتركامالً ال شبهة في اتصاله أصالً : الخبر المتصل اتصاالً األول
.، و هو المشهوراتصاالً فيه شبهة صورة ال معنىً : الخبر المتصلالثاني
.، و هو خبر الواحدل اتصاالً فيه شبهة صورة و معنىً : الخبر المتصالثالث
.بطريق اآلحاد -صلى اهلل عليه و سلم-عن النبي ثم إّن أكثر األحاديث نُقلت
،هناك شروط اتفقوا فيها، و هي أربعة : العقل. األصولّيون اشترطوا لألخذ بخبر الواحد شروطاً و
بشروط أن نعّرف و هناك شروط خاصة للمذاهب. ففي هذا العرض سنحاول .الضبطوالعدالة، و، اإلسالمو
:هي ثالثةو لواحداالحنفية لألخذ بخبر
.األول : أن ال يخالف الراوي روايته
.: أن ال يكون هذا الخبر وارداً فيما تعم به البلوى ، أي فيما يكثر وقوعه عند الناسالثاني
. هذا إذا كان راويه غير فقيهمخالفاً للقياس و األصول الشرعية، و : أن ال يكون الخبرالثالث
17
3- MUHAMMET ALİ ACAR (17.00-17.15)
الحساب الفلكي في تحديد أوائل الشهور القمرية
اعتمد المسلمون منذ عصر النبي صلى اهلل عليه وسلم وإلى وقت قريب الرؤية بالعين المجردة
–حيث كانت هي الوسيلة الوحيدة المتاحة، ولكن نشأت في العصر الحديث إلثبات هالل األشهر القمرية،
وسيلة أخرى وهي الحساب الفلكي، ونشأ معها جدل فقهي حول شرعية استخدام الحساب -مع تطور العلوم
الفلكي في إثبات رؤية الهالل.
العين رؤية بونحاول في هذا البحث أن نسلط الضوء على قضية الحساب الفلكي وهل يقوم مقام ال
المجردة في إثبات الهالل أم ال.
حيث عرضنا بداية إلى تعريف الحساب الفلكي وأنه حساب حركة النجوم والكواكب واألفالك،
وعرضنا لبعض مزاياه من حيث دقته واختالفه عن علم الفلك قديما والذي كان يقصد به التنجيم المحرم
شرعا.
لين بشرعية استخدام الحساب الفلكي وسيلة إلثبات الرؤية.وفي الفصل الثاني عرضنا ألدلة القائ
وحدة مثل مالحظة ضرورةوختمنا بحقائق يجب أن نالحظها أثناء نقاشنا في هذه المسألة،
المسلمين في أداء شعائر العبادة، وضرورة التزام المسلمين بأحكام البلد الذي يعيشون فيه، واحترام االختالف
المسلمين مما يؤدي إلى ترسيخ وحدة األمة كلها. العلمي في اآلراء بين
18
4- ABDULVAHAP KÖSESOY (17.15-17.30) معاني حروف الجر في القرآن الكريم
الحمد هلل الذي أنار قلوب عباده المتقين الموحدين المخلصين بنور كتابه المبين و جعله هدى و
السالم على خاتم النبيين و اشرف المرسلين سيدنا رحمة للمؤمنين و دستورا لالنسانية كلها و الصالة و
محمد النبي األمين
اما بعد:
حروفبعض هذا البحث يتناول وجها من وجوه اللغة العربية في القرآن الكريم و هو معاني فان
وثيقة لاعالقة الالهدف من البحث تثبيت و تناوب حروف الجر في القرآن والجر من خالل اآليات القرآنية
عربية وجهان و اللغة الالكريم القرآن الذي ارسله اهلل بلسان عربي مبين اذ انبين اللغة العربية و القرآن الكريم
ترابط قوي و شرط من شروط فهم القرآن الكريم و التدبر فيه هو التعمق و التبحر في لعملة واحدة و ببينهما
نحاة و المفسرين قد شددوا على هذا المعنى في مؤَلفاتهم.علوم اللغة العربية حيث ان العلماء و اللغويين و ال
تعريفها و -و نحن في هذا البحث المتواضع بصدد الحديث عن أقسام األفعال و حروف الجر
و عن بعض حروف الجر من خالل إستخدامها في القرآن و في نهاية البحث -تسمياتها و معانيها و عددها
في القرآن الكريم مع إتيان ببعض أوجه التناوب فيه. -لتعاقب أو اإلنابةأو ا-تحدثنا عن مفهوم التناوب
كما هو معروف عند النحاة و اللغويين و المفسرين أن معاني االفعال و الجمل تتغير مع استخدام
حروف الجر و على سبيل المثال "أتى و أتى ب" و الموضوع في غاية األهمية سواء أكان للغة العربية او
ن نفسه اذ ان اآليات تكتسب معاني جديدة بوجود حروف الجر فيها. القرآ
19
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………….………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………….………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
…………………………………………………………….………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
…………………………………………………….………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
…………………………………………….………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………
20