LE 011 'l'li U Clil - media.turuz.com · S1rbistan ve Karadag 133 Bir Tugaym Tarihinden 138 Sava~...

534
A Y A Y I N L A R I I _LE 011 'l'li U Clil ::J

Transcript of LE 011 'l'li U Clil - media.turuz.com · S1rbistan ve Karadag 133 Bir Tugaym Tarihinden 138 Sava~...

A Y A Y I N L A R I I

_LE 011 'l'li U Clil ::J

BALKAN SA VA~LARI

LEON TRO

ARBA YAYINLARI : 66

Tarih-Am : 25

The War Correspondence of Leon Trotsky

THE BALKAN WARS 1912-1913

istanbul, Eyliil 1995

ISBN 975-391-017-7

ARBA Ara~tirma Bas1m Yay. Tic. Mi.ihiirdar Cad. Akrnar Pasaj1 70/29B Kad1ki:iy-istanbul

Tel. (0216) 349 23 28 Tayyarccifehrni Bey Sok. No: 7 Osrnanbey-istanbul

Tel (212) 233 41 69

i

S1rbistan ve Karadag 133

Bir Tugaym Tarihinden 138

Sava~ Hakkmda 158 Bay Briyan~aninov'un Jesti (Strp ve Rus Slavofiller) 160

2. Bulgaristan Savata: ilk Donem-Miittefiklerle Tiirkiye'ye KarJ

Olaylardan Once (ilk izlenimler) 166

Sava ilan Edildi. . . 173

Gozlemler ve Genellemeler 184

Siyasal Partiler ve Sava (iki Monolog) 194

Basm ve Sansiir 202 Kukkilise Hakkmda 210

Zaferin Obiir Yiizii (iki Ak1m) 215

3. Sava~a Kattlanlarm Anlathklan Yarahlar

Sava~a Kattlanlann Hikayelcrinden

Esir Subaylar Arasmda

Bir Yaralmm Hikayesi

4. Sava~m Y anktlan

Uzun BirAy

0~-Pmar Bulgaristan ve Rus Diplomasisi ( Bir Bulgar Devlet Adamtyla Gorii~me)

5. Makedonya

Yurda Doniince 315 Yeni Kazamlan Topraklarda 318 P. Todorov'dan Sir Mektup 321 P. Todorov'a Cevap 325 Bay P. Miliukov'a Parlamento Dt~I Bir Soru 332 "Balkanlar Hakkmcla Yonellilen Soru"nun Sonuc;lan 334 Sue; Ortakhgmm Fclsefesi vc Ahlalu 344 Ey

1912-1913 Savamdan .. ~ P ~ ;;/6 , once Balkan Yanmadasi

Birinci Balkan Bava~1 sonunda Bulgaristan, Yunanistan, Karadag

ve S1rbistan tarafmda11 i~gal edilen Turk topraklan.

GiRiS

Yenilgiye ugrayan 1905 devrimine onderlik eden St. Petersburg Sovyeti i.iyeleri 1906 eyliiiUnde yargilandi. 0 devrimci grubun lideri gen~ Tro~ki savunmanm ba~ sozci.isi.iydi.i. Daha soma mahkum edilen devrim-ciler Sibirya'ya si.irgi.ine gonderildi, Tro~ki 1907 y1hnda buradan ci.iretkar bir ~ekilde ka~may1 baard1.

Tro~ki k1sa bir si.ire soma Viyana yakmlanna yerlqti, kans1 ve oglu da yanma geldi. Hayatmm bundan sonraki yedi y1lhk donemini burada ge~irdi, I. Di.inya SavaI ~1kmca ailece Fransa'ya ge~mek zorunda kalddar.

Tro~ki, 1908'de Pravda (Ger~ek) gazetesini 91karmaya baladi, bu gazete Rusya'ya gizli olarak sokuluyordu. Bolevik Proletari (Proleter) ve Menevik Lm; (lm) gibi ba~ka Rus sosyalist gazetelerine, aynca Al-manya ve Bel

c;:at1~malann ba~lad1gmJ yoldayken ogrendi. Karadag, Balkan Yanma-dasi'nda Osmanhlar'm hic;:bir zarnan fcthedernedigi tek yer olan bu ki.ic;:i.ik daghk i.ilke, 8 Ekim'de silaha sanhm~ ve Osmanli mevzilerine saldmnaya balamiti. Yeni kurulan Balkan ittifak1'mn diger Uyeleri ise -S1rbistan, Bulgaristan ve Yunanistan- once Osmanh hi.iki.imetine kabul edemeye-cegi bir Ultimatom vererek, diplomatik formaliteyi yerine getim1eyi ter-cih ettiler. Fakat bu on c;:al!malar pek zaman almad1 ve on gi.in ic;:inde bi.iti.in Balkan lttifaki i.ilkeleri savaa girdiler.

Troc;:ki'nin Balkanlar ve Balkan Savalan i.izerine yaz!lan hem ic;:c-rigi, hem de tislubu baknnmdan ilgi c;:ekicidir. Bu yaz!lar, kitap halinde ilk kez So

le literattirde kendine bir yer edinirdi. "* Bizzat Trot;ki ise, Balkanlar'da yaadtgt tecrtibe tizerine U ktsa

degerlendirmeyi yapmtttr: "1912-1913 ylllan, bana, Strbistan't, Bulga-ristan't, Romanya'y -ve savaI- daha yakmdan tamma f1rsat1 saglad1. Bu, birc;:ok bak1mdan, yalmzca 1914 ic;:in degil, 1917 ic;:in de onemli bir haz1rltk olmutur."*

Bu ciltteki btitun yaZilar 1912-1913 tarihini taJmamaktadH. "Sa-vam Eiginde" bahgi altmda I. Bt:iltim'de toplanan yazllar 1908-1912 y11lan arasmda yazJimitir. St:izkonusu yaztlar gene! bir giri ilevi gormekte, okura Balkan sorunlanm, orada ytiriitiilen emperyalist reka-betleri, Jon TUrk devriminin geliirnini ve bt:ilgedeki Sosyal Demokrat hareketi tamtmaktad1r.

Bu kitaptaki yazJiar, Balkan Savalan'ndaki olaylan, kronolojik olarak degil de, iilkelere gore gruplara ay1rarak -esas olarak Strbistan ve Bulgaristan- sundugu it;in, iki Balkan Savat'mn k1sa bir tarihc;:esini ver-memiz, gtintimiiz okuru it;in yararh olabilir.

1912 y1h ilkbahar ve yaz aylannda, S1rbistan, Bulgaristan, Yunanis-tan ve Karadag -Romanya onlara katiln;mmiti- dagilmakta olan Osmanh Imparatorlugu'na ortak bir saldm dtizenlemek ve bu devletin Avrupa'daki lopraklanm paylamak amac1yla birbirini tamamlayan bir dizi antlama ve asker) pakt imzalad1. Osmanh Devleti, bu strada hala, Balkan Yanma-das'mn geni bir boliimtine sahipti ve topraklan Bogazic;:i'nden Adriyatik Dcnizi'ne kadar uzamyordu.

Sava 1912 ekiminde t;tkt ve iki ay ic;:inde Osmanh Devleti askep olarak c;:ciktti. Arnavutluk, Epir ve Makedonya, Balkan ittifak1 iilkeler:nin cline gec;:ti ve esas Osmanh ordusuyla karIlaan Bulgar kuvvetleri, Ti.irkler'i Jstanbul'dan yirmi be mil t:itedeki

Konferans1'mn dagilmasma yo! arytJ ve 24 Ocak 1913'te Balkanlar'da ryarpi~malar yeniden baladi.

Ancak, Edirne ve kuatma altmdaki diger garnizonlar ryok ge~meden teslim olmak zorunda kald1, boylece Osmanh huktimetinin yukarda belirtilen ban hiiki.imlerini kabul etmekten baka ser;enegi kalmadi. Londra Ban Antlamasi 30 May1s 1913 tarihinde imzalandL Bu ant-lama uyannca, Osmanh Devleti Enez-Midye hattmm batlSlnda kalan butlin Avrupa topraklanm terketti ve bagJmsJzhgmi ilan eden Amavut-luk'un kaderini de Avrupa'nm Bj.iytik Devletleri'nin karanna b1raktL

Balkan ittifak1 Ulkelerinin hi~biri Londra Ban Antlamasi'ndan honut kalmamlti, yine de hepsi Btiyuk Devletler'in bask1S1 altmda ant-lamayi imzalamitl. Ger~ekten, Ikinci Balkan Sava'mn kokenleri, Buyuk Devletler'in Londra'da ittifak tilkeleri arasmda ektigi anlamazhk tohumlannda bulunuyordu. Avusturya-Macaristan ile italya, ban gortimelerinin daha balannda, Arnavutluk'un egemenligini tamy1p ko-ruyacaklanm ve S1rbistan'm Adriyatik kiy1smda herhangi bir toprak elde etmesine izin vermeyeceklerini duyurmulardi - boylece, karaya sikiIDI S1rplar'm uzun suredir peinde kotuklan hedefe kavumalanna, denize bir ~Iki yolu elde etmelerine engel oldular. 23 Nisan 1913'te Osmanh garnizonunun komutamyla onceden vanlan bir anlamayla, lkodra, Ka-radag Krah'na teslim edilince (S1rplar goruntite kuatmay1 kaldirmitl), A vusturya-Macaristan ve Almanya askeri mudahele tehdidinde bulundu; Avrupa'mn be Buyuk Devleti'nin (Rusya buna katilmamlti) donan-masmdaki gemilerinden oluan bir filo Adriyatik Denizi'nde Karadag'1 abluka altma ald1. K1sa bir meydan okuma doneminden sonra, Kara-daghlar ikodra'dan ryekildiler- bu, Birinci Balkan SavaJ'mn son askerl epizotuydu.

Bagimsiz bir Arnavutluk'un doguuyla goz diktikleri topraklardan olan S1rbistan ile Yunanistan, sava oncesi antlamalara ve asker! pay-laJm mutabakatlanna gore Bulgaristan'm payma b1rakllan Makedonya topraklanm ele ge~irerek bu kay1planm telafi etme konusunda ibirligi yaptilar. Bu iki tilkenin ve Bulgaristan'm askerleri arasmda daha ikinci Balkan SavaI patlak vermeden once surtiimeler ve ~at1~malar ~1kmaya bala~Iti.

Ustelik, Buyuk Devletler de, Romanya'mn one stirdtigu, savataki 1arafs1zhgmm karIhgi olarak, Bulgaristan'm Silistre ehrini ve civanm kcndisine devretmesi eklinde bir sm1r 'duzeltmesi' yap1lmast talebini olumlu karllayarak, Balkanlar'daki ihtilafm genilemesini sagladJiar. Bul~aristan'm yalmz birakilil giderek daha belirginlqtik~e, Roman-yn'nm bu ulke topraklan uzerindeki talepleri artti.

Osmanhlar'a karI kazand1klan zaferler dolayisiyla kendi gti~lerine 11-~11"1 ~llvl:n bcslcmeyc balayan Bulgar politik ve askerlliderleri, 29 Ha-

4

ziran'da Makedonya'daki Yunan ve S1rp kuvvetlerine kar~I -onceden sa-va~ ilanmda bulunmaks1zm- bir geceyans1 taarruzu diizenlediler. Bu taar-ruz vOk ge9meden yerini baanh kar~I-taarruzJafa biraktJ ve bunun tizeri-ne Romanya Silistre'yi i~gal etti. Ardmdan, Osmanh ordusu, yeni imzala-nan Londra Antl~mas1'm dikkate almaksiZin, firSattan yararlamp Enez-Midye hattmm otesine geverek Edirne'yi hivbir direni~le karIla~madan geri ald1.

Birbiri .ardma asker! felaketlere ugrayan Bulgarlar ban~ istediler ve eski Balkan Ittifak1 'nm dort iiyesinin de katildigi bir kongre Romanya'nm ba~kentinde top Iandi. I 0 Agustos 1913 'te imzalanan Biikre Ban~ Ant-la~masi'yla, S1rbistan ve Yunanistan Makedonya'dan asian paym1 aldiiar, Bulgarlar'm niifustaki en kalabahk unsuru olu~turdugu bolgeleri bile on-lara kald1; Romanya yalmz Silistre'yi degil, Giiney Dobruca'y1 da toprak-lanna katti, oysa Giiney Dobruca'daki 90k farkh milliyetlerden olu~an niifusun, Romenler yiizde 3'tinti, Bulgarlar ise ytizde 48'ini olu~turuyordu.

Bulgar temcilciler, istanbul'a gidcrek bir ban~ antl~ll!aSI daha im-zalamak zorunda kaldilar, bu antlamayla Osmanh Devleti, Ikinci Balkan Sava~1 'nda yeniden ele gevirdigi Trakya'y1 ve Edime'yi topraklanna kati-yordu.

*** Trovki, Birinci Balkan SavaI boyunca defalarca Bulgar asker!

sanstirctileriyle 9atiti. Sanstir kurulunun aptalca ve dtirtistltikten uzak hareketlerine karI vikmakla kalmadi, aynca Tiirk asker ve sivillerine, Balkanlar'm diger Miisltiman halklanna yapiian kiyimlara (mezalime) ili~kin haberlerin bildirilmesini bu kurulun engellemesine kar~I da iti-razmi ytikseltti. Yabanc1 muhabirleri Bulgaristan'm sav~ zamam propa-gandasmm sbzctileri haline getirme c;:abalanm protcsto etti. iki sava~ arasmda Viyana'ya dondii. Orada, sansiiriin kiSitlamalanndan kurtul-masmdan yararlanarak, daha onceki yaziianndan vikarulan boliimlcrde ele ald1gi konular hakkmda ayrmt1h olarak yazd1. Bulgaristan'm demok-rat aydmlanm, sansiir kuruluyla ibirligi yapt1klan, iistehk bu kurulun Uyesi olmaktan bile vekinmediler ic;:in ~iddetle eletirdi. Aynca, hem geri-ci, hem de liberal Rus basmm1, Balkan Slavlan'mn Tiirkler'e yapt1g1 kiyimlan bir sessizlik komplosuyla yok sayarken, Tiirkler'in Hiristiyan-lar'a yapt1klan kiyimlara ilikin sansasyonel haberler yaymlaytp yaygara koparmakla agn bir ~ekilde suc;:ladtgt bir yazt dizisi yaymlad1 ve dizi Rus-ya'da yanktlar uyandud1. Yazt dizisi, Rusya'nm bnde gelen Liberal Pan-Siavist'i Miliukov'a seslenen bir a~Ik mektupla bahyor , Bulgar ve S1rp asker ve subaylanmn i~gal edilmi~ topraklarda yapuklan kiyimlan beige-! erie ortaya koyuyordu.

Tro~ki, Ikinci Balkan SavaI ic;:in Balkanlar'a doniitintin ardmdan

5

Romanya'ya gitmitir. Bu kitabm son ktsmmt oluturan makaleler Ro-manya'nm siyasl ve kUiti.irel hayatmm canh bir tablosunu sunar.

Kitaptaki son makale 13 Eyli.il 1913 tarihini tayor - Birinci Di.inya Savat'nm patlak vermesine yo! a~an olay, Avusturya aridi.iki.ini.in Saray-bosna'da oldi.iri.ilmesi bundan yalmzca dokuz ay soma gerc;:eklemitir. Tro~ki, daha 1909 yilmda Kievskaya Misl'de, Balkan Yanmadasi'nm, A vrupa'nm Pandora kutusu oldugunu yazmttl. Aynca, bu sava muha-birligi yazilannda, ornegin 14 Ekim 1912 tarihli yaztsmda, emperyalist devletlerin ve Balkan politikacilannm izlcdigi siyasetlcrin trajik bir fela-kete, "bir Avrupa savamdan baka bir anlam tatmayacak, bi.iti.in Avru pa r;apmda bir kuvvet olr;me denemesine" yo! abilecegi uyansmda bulun-ffiULU.

*** Daha once de bclirtildigi i.izere, bu kitap, Tror;ki'nin Sovyet

basktst Toplu Eserleri 'nin VI. cildindeki yazllarmm r;evirisidir. Sozkonu-su cilt, ingilizce'ye burada ilk defa ve tck bir istisnayla eksiksiz olarak ~evrilmektir. Bu istisna, Tror;ki ile Hristo Kabak~iyev'in 1923'te SSCB'de yaymlanan ortak kitaplan Bulgar Politik Hayah'ndan Eskiz-ler'den (Oc;crki Politic;eskoi Bulgarii) aktanlan boli.imde bazt pasajlann t;tkartilmt olmastdtr. Bu kitap Tror;ki'nin Balkan yaztlannclan baztlanm kapstyordu, burada ~tkarttlan pasajlar ise, bu ciltteki Gozlemler ve Ge-nellemeler bahklt yazmm ilk sayfalannm nerdeyse kclimc kelime tek-ranndan ibarettir. Elinizdeki kitapta bu ktsa pasajlar, koeli parantez ir;in-de iit; noktayla- [ .. . 1 - gosterilmitir, aynca bir notla da belirtilmi~tir. Me-tinde baka yerlerde strait noktalar bulunmasmm bir t;tkartma yaptldtgt anlamma gelmediginin gozclen uzak tutulmamast gerekir. Tror;ki, strait noktalan, konuma vc dUi.incelerdeki bir arayt , ironiyi, devam eden bir diziyi veya di.ii.ince aktlllt , vb. gostermek ir;in edebi ve dramatik bir ara~ olarak kullanrntttr.

Okur, kitapta, dipnotlann- Tror;ki'ye ait olanlar kcndisinin isminin ba harfleriyle gosterilmitir - ve kitabm sonundaki notlann yam stra, ozel isimler, terimler ve yabanci kelimelerle ilgili geni bir soz!Uk~e ve Balkan tarihrnin kronolojik bir ozetini bulacakt1r.

Nihayet, U konu dikkati ~ekecektir: Yaz1lann sonunda, yazllann ~tkttgi gazetelere ilikin r;ogu zaman -biri parantez i~inde olmak i.izere-k tarih verilmitir. Bunun nedeni, 1917 oncesi Rusya'da hali1, Bali Avru-pa'da yerini ~oktan Gregoryen takvime bJrakmi bulunan Ji.ilyen takvim ~llllantlmastydi. Ji.ilyen takvimi, modem takvime gore on i.i~ giin geri-dll. I

6

George Lavan Weissman Eyli.il 1979

l. BALKAN SORUNU

Ti.irk Devrimi ve Proletaryamn Gorevleri

1

Rus Devrimi [1905] Rusya smrrlanmn

yordu. Her yerde casuslar vardt. Sultanm biirokrasisinin yapt1g1 yolsuzluk ve israf (~arm biirokrasisi gibi) smrrsizdt. Biitiin bunlar devletin tamamen ~iiriimesine yol a~mih. Avrupa iilkelerinin ka-pitalist hiiktimetleri, her biri kendine bir par~a koparmaya ~ahan a~ ki:ipekler gibi bekleiyorlardt. Sultan Abdiilhamit bor~ almaya devam ediyor, bor~lann i:idenmesi i~in tebaa iliklerine kadar si:imtirtiltiyordu. Halkm honutsuzlugu uzun stiredir btiytiyordu, bu honutsuzluk, Rusya ve iran'daki olaylarm etkisiyle artlk a~1ga ~lktl.

Rusya'da devrim i~in asll ~arpian gti~ proletaryayd1. Oysa, Tilrkiye'de yukarda si:iyledigim gibi, sanayi sadece embriyon ha-linde bulunuyordu, bu ytizden proletarya say1ca kti~tik ve gti~stizdti. Ttirk entelijensiyasmm en egitimli unsurlan-i:igretmen-ler, miihendisler, vs- okullarda veya fabrikalarda becerilerini kul-lanacak imkan bulamami, orduya ge~erek subay olmulard1. Bunlardan bir~ogu, Bah Avrupa tilkelerinde egitim gormti ve ora-lardaki rejimi tammilardt, iilkelerine dondiikleri zaman, sadece Ttirk askerinin cehalet ve sefaleti, bozulmu devlet diizeni ~Ikmitl karIlarma. Bu da i~lerini ofkeyle doldurmutu, boylece subaylar honutsuzluk ve bakaldrrmm merkezi haline gelmiti.

Bu y1lm [1908] temmuz aymda isyan ~1ktlg1 zaman, sultan bir anda fiilen ordusuz kald1gmi gordti. Birlikler birbiri ardma devrirn saflarma ge~ti . Cahil askerler devrimin ama~larm1 kukusuz anla-mamilardi, ama i~inde bulunduklar1 honutsuzluk, derhal anaya-sanm yiirtirltige konmasm1 isteyen, aksi takdirde sultan1 devire-cekleri tehdidini savuran subaylara uymalar1 sonucunu dogurdu. Abdtilhamit i~in taviz vermekten baka ~Ikar yol yoktu. Anayasay1 yilrtirliige koyma 'ihsan'mda bulundu, (sultanlar bogazlanna b1~ak dayand1g1 zaman daima boyle 'ihsan'larda bulunurlar), liberaller-dcll oluan birkabineyi goreve getirdi ve parlamento se~imleri v:q11lmast i~in gerekli ad1mlart attl.

i"llkc birden canland1. SaylSlz toplant1 yapllmaya balandi. 1111 ,nk ycni gazete ~1kt1. Ttirkiye'nin gen~ proleteryas1 bir ,nlq:iultmesiyle uyamr gibi uyand1. Grevler patlak verdi. i~i

8

orgutleri ortaya 91kh. izmir'de ilk sosyalist gazete yaym hayatma girdi.

Ben bu satrrlan yazarken, Turk parlamentosu arttk toplanm1~ bulunuyor. Jon Turk reformculan parlamentoda 9ogunlugu olu~turuyor. Bu Tiirk 'Duma*'stmn kaderinirl ne olacagmt yakm gelecek gosterecek.

11

Eski diizenin zavalh Turkiye'si kapitalist devletlerce parya-lanmi~tt. Avusturya, otuz y1l once Tiirkiye'den iki eyalet ko-parmt~tl: Niifusunun biiyiik 9ogunlugunu Srrplar'm olu~turdugu Bosna ve Hersek. Diplomatlarm soygun jargonunda bu yapulcu-luk i~ine 'i~gal' denir, yani sozkonusu eyaletlerin ge9ici olarak ele ge9irilmesi. Ne var ki, Avusturya buralar1 tam otuz ylldrr kesirltisiz olarak ha.ki.miyetinde bulunduruyor.

Tiirkiye sultanm despotizmini sarsmca ve balk iilke i~lerirli kendi ellerine almca, Avrupah kopekbaltklart huzursuz oldu. Dev-letlerini gii9lendiren Tiirkler, belki de, kendilerine bir~eylerirl geri verilmesirli istemeye ba~layacaklardt. Avusturya, 9ar9abuk i~galinin bir "ilhak"- ilgili topraklara daimi el konulmas1- oldugunu ilan etti. Bu esas olarak hi9bir ~eyi degitirmedi, 9iinki.i Bosna ve Her-sek zaten A vusturyahlar'm ellerindeydi. Ancak, Ti.irkler tazmirlat isteyerek protestoda bulundular. Ti.irk ve A vusturya hi.ikiimetleri arasmda bu konudaki goriimeler halen devam etmektedir.

Ne var ki, bizi U anda ilgilendiren, bu goriimeler degil, ama Avusturya'mn ilhakt dolaytstyla Rus burjuva partilerirtin ktyameti koparmast; bunlann bamda da Kadetler geliyor. "Bosna'da Strplar yatyor, Strplar da Slav'dtr, bizim kardelerimizdir. Do-laytsiyla, Rus hiikiimeti Bosna'yt Avusturya'nm esaretinden kurta-racak ad1mlan derhal atmahdtr!" Kadetler'irl her yerde, gazeteler-de ve toplanhlarda 9lkardtklan feryat boyledir.

* Meclis-i Mebusan

9

Biz Sosyal Demokratlar, bu savma ve zararh ajitasyona ka-rarh bir ekilde karl vlkmahytz. Hem, dtitintin bir kere- liberaller c;ann htiki.imetinin Balkan Yanmadast'nm Slavlan'm kurtarma iini tistlenmesini oneriyor. Ama, tilkeye daha yakm yerlerde, c;ar idaresinden kurtanlmas1 gereken Slavlar yok mu? Lehler de "Slav"dtr. Ama onlann otokrasinin bask1s1 altmdaki durumu, Avusturya idaresindeki Suplar'm durumuyla kartlatmlamaya-cak olc;tide daha kottidi.ir.

Lehler ile Ukraynahlar, Beyaz Ruslar ile Yahudiler, Ermeni-ler ile Gi.irci.iler, Slavlar ile Slav olmayanlar, hepirniz, c;arhk c;etesi-nin her gi.in dokti.igi.i kanlara dizlerimize kadar batmltz. Ve Jibe-railer bu htiktimete, gelmi gevmi en suvlu yonetime Strplar'1 Avusturya'nm elinden kurtarma vagnst yaptyor. Nivill?

yapml olacag1z.

/ft.. I CJ(

S~:.,

TURKEY

RUSSIA

Treb1zond

' I . Rusya, iran ve Osmanlt Devleti'nin Stmr BMgeleri

c y

f-~ .....

:/ J. J /. . . /

Tehran

Bu konu hakkmda Rech solu kmayarak Unlan yazdt: Tiirki-ye'de, farkh smtflar iilkenin ekonomik hayatmda kendilerini bir-birlerine baglayan hiyerariyi koruyarak savaa giritiler; ekono-mik olarak hakim smtflar, devrim masmda kitleler iizerindeki he-gemonyalanm korudular - ite boylece zafere ulatldi.

Novoye Vremya ise, ahlak dersi veren ikiyiizliiliigtiyle, Ka-detler'e, Jon Tiirkler'in, Rusya doktriner liberallerinin tersine, yurtsever milliyetc;:ilik bayragma stkl slk1ya s::mldlklarma ve bir an bile halkm monariSt ve dini inanc;:larmdan kopmadtklarma dikkat etmeleri s_;agnsmda bulunuyor - iktidara gelmelerinin sebebi buy-mu.Ozel hayatta oldugu gibi politikada da ahlak dersi vermekten daha ucuz his.;bir ey yoktur - daha ucuz ve daha yarars1z. Yine de, pek s.;ok kii bu ders verme iinden kendini alamaz, s_;iinkii boylece olaylann nesnel mekanizmasm1 incelemek zahmetinden kurtu-lur.

Jon Tiirkler'in goz kamatmct zaferini, hemen hemen his; c;:aba veya fedakarllk gostermeden kazandlklart zaferi a;1klayan ey ne-dir?

Nesnel anlamJyla devrim iktidar1 ele ges.;irme miicadelesidir. iktidar dogrudan dogruya orduya dayamr. Bundan dolayt, tarihte-ki her devrim soruyu ac;:1k sec;:ik ortaya koymutur: Ordu kimin yamnda? Ve bu soruya U veya bu yonde cevap vermitir. Tiirk devriminde- ki bu, devrimin ozel fizyonomisini oluturur- bizzat ordu ozgiirletirici fikirlerin temsilcisi olarak ortaya ;Ikmttlr. Y e-ni bir sosyal smtfm, eski rejimin silahh direniinin iistesinden gel-mesi sozkonusu olmamakla kalmami, tam tersine, yeni smtf, sa-dece, padiah yonetimine kart adamlarma onderlik eden devrirnci subaylara destek alan koro roliinii oynamttir.

Ttirkiye, kokenleri ve tarihsel gelenekleri bak1mmdan askeri hir devlettir. Bugiin ordusunun gorece biiyiikltigu ac;:tsmdan Avru-pa devletleri arasmda ilk strayt ahr. Biiytik bir ordu, s_;ok saytda su-hay gerektirir. Bunlardan bir klsmt, neferler arasmdan h.izmet siire-h-n saycsinde riitbe kazanarak subay olmu kimselerdir. Arna Ylld1:t, tarihsel geliime barbarca direnmesine ragmen, ordusunu

14

bir ol

melerini teklif etmekten baka yapacak hic;bir ey yoktu.(6)

Turk devrimi, onundeki gorevler (ekonomik bagtmstzhk, ulus vc dcvletin birligi, siyasal ozgurluk) baktmmdan, burjuva ulu-sunun kcndi kaderini kendisinin tayin etmesi niteligindedir ve bu anlamda 1789-1848 geleneklerine aittir. (7) Ama subaylanmn i\ndcrligindeki ordu, ulusun ytirutme organt olarak ilev gordu, bu da olaylara aniden askeri manevralann planh niteligini verdi. Ne var ki. Tlirkiye'de gec;en temmuz meydana gelen olaylan sadece hir pronunciamento* olarak gormek ve Strbistan'daki bir ordu-ha-ncdan darbesine benzer saymak tamamen sac;madtr (birc;ok kii bu s:H,:mahgt savunma suc;unu ilemitir). Turk subaylanmn gucu ve ha~anlarllllll sun, olaganustii haztrlanmt herhangi bir 'plan'da ve-ya ~eytani zekanm eseri bir komploda degil, ileri smtflann onlara giisterdigi aktif sempatide aranmahdu: Tuccarlar, zanaatkarlar, i~!!iler, memurlar ile din gorevlilerinin baz1 klSlmlart, nihayet koylii ordusunda cisimlemi kusal alan.

Ama buttin bu smtflar, "sempati"lerinin yamsua, c;tkarlanm, taleplerini vc umutlarmt da beraberlerinde getirirler. Uzun suredir bastmlmt buti.in sosyal ozlemleri, bugi.in, parlamento ~abalarm1 yoneltecekleri bir merkez olarak belirmiken, iyiden iyiye a~tga ~tktyor. Ti.irk devriminin arttk sona erdigini sananlan derin bir ha-yal kmkhgt beklemektedir. Bu hayal kmkhgmt yaayacaklar arasmda, yalmzca Abdi.ilhamit degil, aym zamanda, oyle gorunuyor ki, bizzat Jon Ti.irk Partisi de bulunacak.

Hereyden once ulusal sorun geliyor. Ti.irkiye nufusunun milliyet ve din baktmmdan farkhhk.larla dolu oluU guc;lii merkez-ka~ egilimler doguruyor. Eski rejim, bu egilimleri, sadece Musliimanlar'dan oluan ordunun mekanik aguhgtyla ortadan kaldtrabilecegini sanmttl. Ne var ki, bu, devletin par~alanmasma yol a~t1. Turkiye, sadece Abdulhamit devrinde, Bulgaristan't, Dogu Rumeli'yi, Bosna-Hersek'i, MtStr't, Tunus'u ve Dobruca'y1 kaybetti. Ku~uk Asya, ~aresizlik i~inde, Almanya'mn ekonomik

* Sozliikveye bakmrz

16

ve politik diktatorliigii altma girdi. A vusturya, Makedonya'ya stra-tejik bir ge

ne'de bir orgiit (Sandanski'nin Bulgar grubu) ve Ermeni devrimci orgiitleri (Tanaklar ve Hm~aklar), az ~ok radikal tarim program-! an ortaya koydular. Toprak sahibi beylerin ag1rhkh bir konumda bulundugu iktidardaki Jon Tiirk Partisi'ne gelince, bu parti, ulusal-libcral korliigii i~inde, bir koylii sorununun varhgm1 bile hiitiiniiyle inkar etmektedir. AnlaIlan, Jon Tiirkler umuyorlar ki, . idarc mckanizmasmm yeniden orgiitlenmesi, parlamenter siste-lllill getirecegi bi~im ve ilemlerle birlikte, tek balanna koyliiyii lalmin etmeye yetecektir. Yan1hyorlar. Dahas1, kusal alamn yeni diizcnden duyacag1 honutsuzluk, ka~1mlmaz olarak, koyltilerden olU

sadece saylSlna bakllarak anla~Ilamaz. Gtintimtiz proleteryasmm gticti, saytca kti~tik bile olsa, tilkenin yogunla~mt~ iiretici gtictinti ve en onemli ileti~im ara~larmt elinde tutmasmdan kaynaklan-maktadlf. Jon Ti.irkler, kafalanm, kapitalist ekonominin bu temel ger~egine ~iddetli bir ~ekilde ~arpabilirler.

*** Bunlar, Ti.irk parlamentosunun goreve 9agnld1gt temeldeki

derin, ama heni.iz gizli, sosyal ~eli~kilerdir. Jon Ttirkler, parlamen-tonun 240 tiyesinden yakla~tk l40'mm destegine sahipler. Yak-la~tk 80 parlamenter, esas olarak Araplar ve Rumlar "adem-i mer-keziyets;iler" blokunu olu~turuyor. Prens Sabahattin onlarla ittifak kurarak politik niifuz is.:in bir temel bulmayt hedefliyor: Kendisinin pek zeki olmayan, i~in acemisi bir hayalperest mi, yoksa elini hentiz gostermemi~ bir entrikact mt oldugunu ~imdiden kestirmek bir hayti gi.i~. A~m solda ise, is;lerinde birka~ Sosyal Demokrat da bulunan Ermeni ve Bulgar devrimcileri yer ahyor.

Turk meclisinin dt~sal- hatta fazla dt~sal- fizyonomisi boyle. Ama Jon Ttirkler ve "adem-i merkeziyets.:iler", ~u anda, belirsiz po-litik 'lekeler' durumunda, bunlar sosyal sorunlarla kar~tla~arak ~ekil alacaklar. Ttirk parlamenterizminin kaderi is;in daha da onemlisi, parlamentonun dimda s;ah~an gtis;lcr: 'Yabancllar', koyltiler, i~s;iler, askerler. Bu gruplarm her biri, yeni Ti.irkiye'nin s;attst altmda kendisine olabildigince bi.iytik bir yer kapmak istiyor. Her birinin kendi 91karlart ve kendi devrimci yori.ingesi var. Ttirk parlamentosundaki btitiin bu kuvvetlerin bile~kesini speki.ilasyon yoluyla, yani bir s;ah~ma odasmda veya ofiste yapdan hesaplarla onceden saptamak, sonra da bunu evrensel uzlama is;in saglam bir temel saymak, ancak liberalizmin titopyact doktrinerlerine laylk bir pland1r. Tarih asia boyle ilemez. Tarih, bir tilkenin canh gtis;le-rini actmasJzca birbirtne s;arptmr ve onlan zorlu bir mi.icadeley le bir "bileke"ye ulamaya zorlar. Makedonya'da ges.:en temmuz 91kan ve parlamentonun toplanmasma yol as.;an askeri ayaklan-mayt, devrimin sadece prolog'u saymamm nedeni budur: Dram

19

hala ger~eklemeyi beklemektedir. Yakm gelecekte Ttirkiye'de nelere tamkhk edecegiz? Bunun

h~lkkmda tahminler ytirtitmek bounadtr. Sadece tek bir ey kesin-dir, o da ~udur: Devrimin zaferi demokratik bir Tiirkiye demektir; dcmokratik bir Tiirkiye bir Balkan federasyonunun temelirli sagla-ym;akiJr; bir Balkan federasyonu da, Yakm Dogu'nun 'bela yu-vasJ'nl, sadece talihsiz yanmada iizerinde degil, biitiin Avrupa iize-lindc kara flrtma bulutlan gibi duran kapitalistlerin ve hanedan-laJm cntrikalanndan kesin olarak temizleyecektir.

Sultarnn despotizminin restorasyonu ise Tiirkiye'nin sonu ve Tiirk devletinin leinin par~alarmm kapanm elinde kalmast de-mektir. Ote yandan, Ti.irk demokrasisinin zaferi ban anlamma ge-lccektir.

Dram haHi ger~eklemeyi beklemekte! Avrupa diplomasinin Tiirk parlamentosuna yonelik kusursuz 'hogeldin gtiliimseme-si'nin arkasmda, kapitalist emperyalizmin Tiirkiye'nin i~inde ~lkacak ilk zorluklardan onu par~alamak i~in yararlanmaya haztr saldugan dileri gizlenmiken, A vrupa demokrasisi, yakmbk ve desteginin biitiin aguhgtyla yeni Tiirkiye'nin yanmda duruyor -heniiz mevcut olmayan, sadece dogmak iizere bulunan ycni Tiirki-ye'nin.

Kievskaya Mysl No.3 3 Ocak 1909

Balkanlar, Kapitalist Avrupa ve

Bulgar prensinin arkasmda bir Avusturyah sahneye koyucunun kumaz elini ortaya ~1karmaya ~ahan ingiliz ve Frans1z 'iftiracila-ra' karI klzgmhgm1 dile getirme zorunlulugu hissetti. Ne var ki, if-tiracllarm hakh oldugu ortaya ~lkt1. Yalmzca Tiirk-Avusturya de-miryolu hattma Bulgaristan'm el koymas1 degil, aym zamanda bu el koymaya kar~1 Avusturya protestosu da, Avusturya ve Bulgaris-tan hiikiimetlerinin diizenledigi bir komplonun gerekli par~alariydL Bu da, iki ii~ gi.in i~inde ortaya ~lkt1. 5 Ekim'de [1908] Bulgaris-tan bagimsizhgmi ilan etti, iki giin sonra ise Avusturya-Macaris-tan, Bosna ve Hersek'i ilhak ettigini duyurdu. Bu hareketlerin her ikisi de Berlin Antla~mas1'na aykmyd1, ger~i Avrupa'mn politik haritasmda hivbir degiiklik meydana getirmiyordu.

Balkan Yanmadas1'm bugtin i~gal eden devletler, Avrupa dip-lomasisi tarafmdan 1879 yllmda Berlin Kongresi'nde masa bamda tiretilmitir. (9) Bu kongrede, Balkanlar'm ulusal ~eitliligini kii~iik dev letlerin siirekli kapimasma doniitiirmek i~in gerekli biitiin tedbirler ahndt. Bu devletlerin hi~biri belirli bir limitin ote-sinde geliemeyecek, her biri ayn ayn diplomatik ve hanedan baglanyla bogulacak ve diger biittin devletlere karI konumlana-cak, nihayet hepsi Avrupa'nm Biiyiik Devletleri ve onlarm siirekli entrika ve dolaplar1 karIsmda ~aresizlige mahkum olacakt1. F ul-garlar'm yaad1g1 topraklann bir k1sm1, kongre tarafmdan Tiirki-ye'den aynld1 ve vasal bir prenslige doniittirtildti, ama ntifusu he-men hemen tamamen Bulgarlar'dan oluan Dogu Rumeli Ttirki-ye'de kald1. Dogu Rumeli Bulgarlari'mn 1885 y!lmdaki isyam, Ber-lin Kongresi'nin diplomatik terzilerinin iini biraz degitirdi, 111. Aleksander'm istegine ragmen Dogu Rumeli, fiilen Tiirkiye'den aynld1 ve giiney Bulgaristan'a dontitiiriildii. (10) Bulgaristan 'va-sal' prensliginin Ttirkiye'ye bag1mhhgi hi~bir pratik deger tarrmyordu. Bu sozde bagimlihgm sona ennesinden Tiirk halk1 ne kadar az ey kaybetmise, Bulgar halk1 da o kadar az ey ka-zanmitir. Ama Avusturya ajan1 Coburg Prensi Ferdinand kariye-rinin doruguna ulaml, vasal bir prensken egemen bir monark ha-line gelmitir.

21

iki cski Ti.irk eyaleti Bosna ve Hersek'i Avusturya'nm ilhakl da dcvlct snmlannda hi~bir ger~ek degiiklik yaratmamttrr. Rus Slavofil-yurtsever basm1, Slavhk'a yaptlan Avusturya zulmti i~in kopanltgt feryatlar ne kadar keskin olsa da, her iki eyaletin de otuz ylldan fazla zaman once Habsburg monarisine devredildigi ve bu 1~i yapanm da Rusya'dan bakas1 olmadtgt ger~egini degitiremez. Hu. A vusturya:nm" ll.Aleksander hi.iki.imetiyle 1876 ythnda yaphgt git.li Rcichstadt antlamasi uyarmca, 1877'de ~1kan Rus - Turk sa-va~mda tarafstz kalmas1 dolaytstyla aldtgt riiVetti. (11) 1879 Berlin Kongresi, sadece, Avusturya'nm bu eyaletleri belirsiz bir sure i~in 'i~gal' etme hakkmt onaylamttlr ve ~arhk hiikiimeti de- Avustur-ya'nm Tiirkiye'den kopardtgt bu iki 'Slav' eyaletinin karthgmda-Moldavyaltlar'm yaadtgt Besarabya'yt elde etti, Besarabya da Ro-manya'dan kopanlmttl. Diplomasinin soygun jargonunda, bir i.i~iincii tarafm zararma bu ti.ir bir anlama "tazminat" adtyla am hr. Yine de, kendimizi U di.iiinceyle avutabiliriz: Kruevan, Purike-vi~, Krupenski ve Besarabya'mn yerli halkmdan diger tamnmt kiiler etnografik anlamda hakiki Rus degillerse de, hi~ degilse bir tiir "genel Slav denkligi" oluturuyorlar, ~tinkti biz onlart Bos-na'mn S1rplar't ve Htrvatlar't karthgmda aldtk.

Avusturya'nm Balkanlar'daki politika~t, dogal olarak, kapita-list yagmacthgt, bi.irokratik kahnkafahhgt ve hanedan entrika-lanm bir arada barmdrrmaktadtr. Jandarma, finansor, Katolik mis-yoner ve ajan provokator ii aralannda paylamaktadtr. Biitiin bunlarm hepsine birden, bir ki.ilti.irel misyonun yerine getirilmesi adt veriliyor.

Avusturya, Bosna-Hersek'i otuz ytlhk idaresi boyunca, orada hi.iki.im si.iren dogal ekonominin 'barbarhgmt' temelden sarsmt da olsa, tanm ilikilerinin feodal bi~imierini ortadan kaldtrma iine girimeye kendini hazu hissetmemitir. Bosna koyli.isii , bugiin hala, iiriini.in ii~te birini toprak sahibi beye verir. Bu donemde, oku-ma-yazma bilmeyenlerin orant % 95'ten %84'e di.imi.iti.ir, ama ote yandan bolgeden got; edenlerin say1s1 htzla yiikselmitir. Bosnab-lar arasmda bi.iyi.ik bir dalgalanma yaratan Ti.irk devriminden son-

22

ra, Franz Jozef hiikiimeti, bir yandan ajan provokatorii Nastic'e Strp aynhk

canlandJrmayt ba~aramamt~, ama canlamt i9in gerekli ko~ullan yaratllllttr. Bulgaristan ve Avusturya, Tiirkiye'nin zaman i9eri-sinde hayali ger9ege donii~tiirebilecegi tehlikesiyle - hakikl veya zahiri hir tehlike- kar~t kar~tya kaldllar. Bu da, Franz Jozef kendi cgcrncnlik alamm geni~letirken Ferdinand'm kralhk tacmt ba~ma gc~tinnekteki tela~mt a91klar. Habsburg monarkt ise, canlanmt~ bir 'l'iirkiye'den duydugu korkuyu a91k9a gozler oniine sermi~tir: Bos-11a'y1 ilhak ederken, Novibazar sancagmdan garnizonunu 'goniillii olarak' 9ekrni~tir. Bu son derece onemli hareketin, her ik.i taraf da hilin9li ve sistematik olarak iistiinii ortmektedir - Avusturofiller, llabsburg monar~isinin korkak9a bir geri 9ekili~ini gizlemek i9in, l'an-Slavistler ise, Bosna'mn ilhakt 'su9'unun dogurdugu izlenimi zaytflatmamak i9in boyle yaptyorlar.

Balkan Yanmadast'na ~oyle bir bakt~ bile Novibazar san-cagmm onemini gormeye yeterlidir: Tiirkiye'ye ait olan, Srrplar'm ya~adtgt ve Berlin Antlamast hiikiimlerine gore A vusturya asker-Jeri tarafmdan i~gal edilmi~ bulunan bu dar toprak par9as1, bir yan-dan 'Strphk'm iki par9asm1, yani Strbistan ile Karadag't bolen bir alan, obiir yandan da Avusturya ile Makedonya arasmda bir kopriidiir. Tiirkiye'deki eski rejimin son giinlerinde Avusturya'ya verilen bir imtiyaza gore yaptlacak ve sancaktan ge9ecek bir de-miryolu, Avusturya-Bosna hattmt Tiirkiye-Makedonya hatttyla birletirecekti. Novibazar kolunun dolaystz ekonomik onemi -A vusturya emperyalistleri bu konuda gayet a91k sozliiydii - pek biiyiik olmayabilirdi, ama ote yandan, bu hat, Avusturya'mn dogu Balkanlar'a dogru yiiriiyii~ii i9in 90k elverili bir stratejik giizergah a9acakt1 ve bu plan tamamen Tiirkiye'nin yakmda dagtlacagt he-sabt iizerine haztrlann'ltti. Bu limit boa 91kmca, Avusturya, kor-kak9a bir a9gozli.iliikle Makedonya'nm daima kaynayan kazamna dogru uzattlgt elini 9abucak geri 9ekti.

Boylece Tiirkiye hi9bir ey kaybetmedi; tam tersine, kaderi en azmdan i.ipheli bulunan bir sancagt geri kazandt. Eger boylesine

24

kuvvetli bir protestoyla karIhk veriyorsa, bunun nedeni, yeni reji-' me yonelik memnuniyet bildiren uzun bir konumalar dizisinden

soma, A vrupa emperyalizminin 91plak penc;elerinin tekrar jizerine geldigini gormesidir. Ferdinand'm kralhk tac1 giymesi, Makedon-ya'yi ele gec;irme giriiminin izleyecegi bir ilk ad1m degil miydi? Sancagm boaltllmas1 da, Srrbistan ve Karadag'a, buray1 ele gec;ir-meleri ve boylecc Avusturya'nm arka tarafm1 korumak iizere Tiirkiye'yle savaa girmeleri ic;in dolayh bir davet degil miydi? Rusya, Bulgaristan'm, Almanya da Avusturya'nm arkasmda degil miydi? Almanya'da kapitalist ve yonetici c;evrelerin canlanan Tiirkiye'ye pek sempatiyle bakmamas1 kolayca anlaIlabilir bireydir. Devrimden hemen onceki ylllarda Alman sermayesi Tiirkiye'de birbiri ardma zaferler kazanmit1: Anadolu demiryolu-nun son boliimii - ki bu hattm gec;ecegi yerlerde, anlaIlan, c;ok zen-gin petrol yataklari vard1r - ic;in imtiyaz, may1s 1908'de Abdiilhamit yonetiminden almmitl. Buharh gemi hatlan, banka Ubeleri, silah ve cephane tekeli, demiryolu imtiyazlan, her tiirlii sipariler, biiyiik dogal zenginlikler ve ucuz igiicii -Alman kapitalistleri alt-m f1rsatlarla karIlamih. Devrim, Hohenzollern monarisini istanbul'daki politik niifuzundan mahrum etti, Ti.irk "ulusal" sana-yisine gelime imkam yaratti ve Alman i c;cvrclerinin ri.ivet ve kapitalist entrikalar yoluyla imtiyaziar almasmt ku~kulu hale ge-tirdi. Berlin hiikiimeti, dilerini bileyerek bir tarafa c;ekildi, bekle-yip gormeye karar vermiti. Jon Ti.irkler'in durumlann1 saglam-latlrmasi onlarla yakmlamay1 daha da gerekli kild1. Ancak, kuk.usuz, kapitalist Almanya, merutiyetin zaferini ikiyiizli.i bir ekilde selamladigi gibi, merutl Tiirkiye'nin c;okiiiinii de ic;ten-liklc selamlamaya hazirdlf. bte yandan, ingiltere, yeni diizen, Al-manya'mn Balkanlar'daki durumunu zayiflattlgJ ic;in, ona dostane hislerini daha da yi.iksek sesle dile getirmekte. A vrupa'nm bu en gii

Tiirk-ingiliz ilikilerinin hassas noktast MISir'du. ingiltere'nin M1sJr'1 gi"ini.illti olarak terk etmesi elbette sozkonusu degildir: Hiiylc bir~ey yapamayacak: denli Si.ivey Kanah'nm hakimiyetiyle i lgi lenmcktedir. ingiltere, ask en zorluklarla karIlamasi halinde Tiirkiyc'yi destekleyecek midir? Yoksa MISir't hemen ilhak ederek Tiirkiyc'yi arkasmdan m1 bt9aklayacaktu? Koullara bagh olarak hunlardan biri de, obi.irii de ger9ekleebilir. Zaten, ingiliz hi.iki.ime-llll in cylemlerine yon veren, liberal Ttirkiye'ye duydugu duygusal bag degil, soguk ve actmastz emperyalist hesaplardrr.

Ti.irkiye'nin, daha once de belirtildigi i.izere, kendisinin kaglt iizcrindeki haklarm1 Bulgaristan'm ve Avusturya'nm ihlal etmesi-nin ardmdan ger9ek 91karlanna saldmlar gelmesi konusunda kaygt duymas1 i9in her ti.irli.i neden vardrr. Ne var ki, kiltcmi 9ekme cesaretini gostermemi, imdiye dek Berlin Kongresi'ne kattlan devletlere bavurmakla yetinmitir. Kukusuz, Jon Ti.irkler'in insi-yatifiyle giri~ilecek bir popi.iler sava, yonetimlerini ytkllmaz hale getirebilecektir, 9iinki.i bu yonetim ordunun oynadtgt role 90k yakmdan baghdtr. Yalmz bir artla - savatan muzaffer 91kmahdtr.

Ancak, zafer i9in hi9 umut yoktu. Eski rejim, yeni rejime en son dereceye dek bozulmu bir ordu buakmt~tt: Toplan olmayan top9u kuvveti, atlart olmayan siivariler, yeterli miktarda modem tip ti.ifegi olmayan piyadeler, askeri operasyoolar i9in Rus donan-masmdan bile daha elverisiz bir donanma. ingiltere btiyi.ik bir bor9 verse bile, bu ko~ullar altmda A vusturya'yla savaa girmek di.i~i.iniilemezdi. Geriye Bulgaristan'la sava~ kalmttl. Boyle bir sa-vata Ti.irkiye nitelige nicelikle karI koyarak, zafer i.imidi tatya-bilirdi. Ama boyle bir zaferin saglayacagt sonu9 ne olacaktt? Bul-garistan'm sozde vasalhgt mt? Bu ti.ir eyler i9in savamaya degmez. Dogu Rumeli'nin geri ahnmast mt? Ama bu, Ti.irkiye'yi degil, yeni rejimin i.istesinden gelmeye 9ah~tig1 ve halen gi.i9li.i olan merkezka9 egilimleri de gti9lendirecektir.

Zaten kaybedecek bireyi olmayan gerici unsurlar sava le-hinde kuvvetli ajitasyon ba~lathlar ve istanbul'dan gelen mesajlar-

26

dan anla~llabildigi kadanyla kabinenin ve Jon Tiirk Cemiyeti'nin etkisini zaytflatmayt da ba~ardllar. Cemiyet, bir yandan, halkm ofkesini A vusturya mallanna uygulanan boykota yoneltti, bir yan-dan da en guvenilir birlikleri istanbul'da toplarken, giivenilmez olanlar1 bu ~ehirden uzaklatird1. Ordunun kontrolii, daha once de oldugu gibi, Jon Tiirkler'in bahca kuvveti olmaya devam ediyor. Ne var ki, onlann bu smrrh sosyal tabanmda, aym zamanda yeni diizen i9in bahca tehlike kaynag1 yahyor. iktidar partisinin se9im program!, yalmzca politik ve kiiltiirel sorunlarla smrrh. iktidarm faaliyeti bu diizlemde ger9ekleiyor. Sosyal alanda ilk adrrm, grev-lere karI drakonvari tedbirler almak oldu. Jon Turk liderleri, Turkiye'de bir i9i sorunu bulundugunu kesin olarak inkar ediyor-lar ve boyle yaparak da bu konuda Rusya'dan ustiin olduklanm dUUnuyorlar. Eski rejimin geliimini bilin9li ve sistemli olarak durdurdugu Turk sanayisi ha.HI yalmzca embriyon halindedir. istanbul proleteryas1, tramvay, tiitiin fabrikalan, liman ve matbaa i9ilerinden ibarettir. Proleteryanm zaytfltgt, U anda iktidar parti-si uzerinde herhangi bir ciddi bask! kurabilrnesini engelliyor. Turkiye'de olaylarm aktI iizerinde proleteryayla karllatmlama-yacak denli biiyuk bir etkiyi koyluliik yaratabilir. Yan-serflik i9in-deki, tefeciligin aglanna saplanmt, bete biri toprakstz olan koyliiliik, devlet tarafmdan giriilecek en kapsarnlt tanmsal ted-birlere ihtiya9 duymaktadu. Ne var ki, sadccc Enneni partisi "Tanaksutiun" ile Sandanski liderligindeki Makcdonyalt- Bulgar devrimci grubunun az 90k radikal bir tarim prograrn1 vardtr. Jon Turkler'e gelince, onlar tlpkt i9i sorununu yok sayd1klan gibi koylii sorununu da yok saytyorlar.. .. Turk koyliiliigunun parla-menter se9imler ortammda sosyal91karlartrn dillendirebilrnesi ih-timali pek yuksek degildir. Arna koyliilugun ruh hali daha etkili bir ekilde kendini hissettirebilir - ordu dolaytmtyla. Devrim masmdaki olaylar, sadece subaylarm degil, askerlerin de bilincini biiyuk ol9ude yiikseltrni olmahdtr. Ve t1pk1 burjuva "ulusu"nun 91karlar1 ifadesini subaylarda buldugu gibi, koyliilerin ihtiya9-lanmn da asker y1gmlan aracthg1yla kendini gostermesi olmaya-cak ey degildir. Bu koullarda, parlamenter Turkiye'de subaylara,

27

dayanan bir parti i'rin koylti sorununu yak saymak oldtirticti sonu'r-lar dogurabilir.

Nc olursa olsun, bugtin Ti.irkiye'nin barra ihtiyacr var. Avus-turya vc Bulgaristan ile dogrudan gi:irtimelere girerek, Ttirkiye, bu dl'vlctlcr Ti.irk devletinin borcunun paylanna di.ien krsmmr iistlcndigi takdirde, arttk ger'reklemi olgularr kabul etmeye hazrr nldugunu gostermitir. Bu, Ttirkiye i'rin kukusuz meseleden en iyi C,:lki yolu olacaktrr, c,:i.inkti bugtinkti koullarda eski rejimin yapt1g1 btiytik bor

Balkanlar'da ~1kacak kanIkhklarm Rusya i~in doguracag1 avan-tajlan diiiiniilerek yapllmi bir harekettir. Son uyumazhklarm bari~Il bir sonu~ vermesi, Bulgaristan ile Avusturya arasmda bir yakmlama oldugunu ve Tiirkiye'nin gii~lendigini gosterecektir -baka bir deyile, bu, Rusya'nm Balkanlar'daki politik niifuzunun sonu demektir. Dogrudan ilgili taraflar arasmda ikili bir anlamayt onlemek, Avrupa Devletleri'nin biitiin arzu ve emellerini harekete ge

horsas1, a~m depresyonunu, yeni d1~ bore; antla~masmm nerede, ne zaman vc nasi I yap1lacagma ilikin hiybir haber bulunmamasiyla a~:1khyor. Rusya'mn Balkanlar'da elinin kolunun serbest olmas1 i~ i n hcr~cydcn once gereken ey elinde para bulunrnasidir. Bugiin ~arllk diplomasisinin Ail topugu da budur! ingiltere- Fransa da d1~ polilikasm1 bu iilkeyle koordine etmektedir- Rusya'y1 Avus-t my a vc Almanya'ya kar~I kullanmaya c;ahtyor; ama Balkanlar'da ~;u h~b kcndisine kar~1 giic;lendirmesi ic;in hic;bir sebep yok. Do-layisiyla, konferanstan once veya genel olarak Yakm Dogu'daki son kan~Ikhklar tamamen temizlenmeden once, ingiltere'nin Rus-ya'ya biiyiik miktarda bore; saglamaya yana~mast ihtimali bir hayli zay1thr. ingiltere, ancak c;arhk diplomasisinin ellerini kollanm iinceden baglarsa ve bu iilkenin niifuzunu ingiltere yararma kulla-nacagmt giivence altma ahrsa, boyle bir bore; vermeye yana~tr. ingiliz mali basmmm, kasten yaptlmami~ olan, ama bu yiizden da-ha da kahredici hale gelen bir alayla, Rusya'ya Balkan Yanma-dasi'nda tam bir "tarafs1zhk" gostermesi c;agnsmda bulunmasmm ardmda yatan gerc;ek budur. izvolski, durumunun getirdigi c;eli~kiler arasmda siki~mt~, Avrupa'da, bir hiikiimetten obiiriine, an-la~tlan politik niifuzunun seyahat masraflanyla aym oranda biiyiiyecegi eklinde gizli bir umut t~Iyarak, dolaIP duruyor. Rus bakan, nereye giderse gitsin, arkasmdan Rus basmmm yurtsever korosunu duyuyor, bu koroda Novoye Vremya'nm kahn sesli hav-lamasi Miliukov'un Rech'inin arzulu

Novoye Vremya, her gtin taze planlar, projeler, yeni kombinezon-lar kuruyor. Ttirkler'e di~lerini gtCirdatuken birdenbire onlara kar~t sevimli bir dostluk havasma ge~iyor: "Aslmda Ruslar ve Os-manhlar herkesten ~ok birbirlerine yakmlar." Oktobrist basmm tu-tumu da aym hummah istikrarstzhgm izlerini ta~tyor. Oktobrist basm, son haftalarda artan bir kararhhkla ingiliz-Rus yakt-nla~masmt savundu, daha once boyle bir yakmla~maya soguk bir ihtiyathhkla bakmt~tl. Golos Moskvi, ingiliz-Rus ticaret oda-larmm Londra ve St. Petersburg'da a~th~mt haber vererek, bu yeni uluslararast i~birligini, "halklan birbirlerine yakmla~tumak i~in belki digerlerinin hepsinden daha fazla ~ey yapan" smtfm kuru-mast altma koyuyor. Ne var ki, Londra basmt izvolski'ye a~gozltiltigtin kottiltikleri tizerine bir vaaz verince, yart-resm1 Oktobrist yaym orgam, bir kez daha "ah~tldtk sadakatsizligi"ni gosteren ingiltere'ye btiytik bir ofke i~inde ate~ ptisktirdti. Yine de, hepsin-den kottisti, sozde muhalif emperyalizm yanhst tutumuna ilkeli bir "Pan-Slavist" formtilasyon vermek isteyen liberal basmd1. Miliu-kov, tatil zamanmda Balkan Yartmadast'm gezip incelemi~ ve ora-da her~eyin harika gittigi yargtsma varmt~ti. Karakteristik kur-nazhgtyla, Belgrad'dan, Subistan ile Bulgaristan arasmda yakmla~manm ger~ekle~mekte oldugunu ve ~ok ge~meden yararh sonu~lar verecegini bildirdi .... Ne var ki, Neo-Pan-Siavizm'in ba~ma sadece birka~ hafta sonra hi~ de ho~ olmayan ~eylcr geldi. Ne olmutU acaba? Bulgarlar, Slavhk'm 'ba~ dliman1' Avusturya ile anla~mt~, S1rplar'm ya~adtgt iki eyaleti ilhak etmesinc yardunc1 oluyordu. "Yeni yol" denen ~izgiyi temsil eden izvolski, Kadet-ler'in stiregelen desteginden de faydalanarak, Slavhk'm ~anmha gerilmesi'ne gizlice onay verdi. Avusturya imparatorlugu'ndaki Lehler, Rutenyahlar ve

deg;i~ir. (12) Kadetler, ideolojik ortiilerinin kalan son kmntllanm yitirmi~ oldular. Rech, heyecanh heyecanh, htiktimetin halkm Bosna'nm igalini protesto mitingleri ve izvolski'ye destek miting-lell diizcnlcmesini gti~letirdiginden yaklmyor. Kadetler'in yan-nsmi yaym orgam, yaltak~1 bir gayretkelikle telalanarak, L'.Volski'nin belki de "Ttirkiye'ye epeyce fazla Odtin" verip verme-dlgini aratmyor. (Rech, 1 (14) Ekim) Muhalefetin Uak ruhlu tutu-llHIIHIIl mant1g1 ite budur. Avusturya'nm Tiirkiye'den kopardtgi 1k 1 eyaleti ilhak etmesini kmamakla baladilar, Ttirkiye tizerine hask1 yapllmast ~agrlSlyla bitiriyorlar. Burada "fazla odtin ver-mckle" ne kastediliyor? iki y1l once bu beyler Paris'e gidip ~arhk ytinetimine karI Franstz radikallerinden yard1m elde etmeye valttilar. ~imdiyse, Ttirkiye canlanmak i9in mticadele verirken, c,:arhk yonetimini Ttirkiye'ye karl klklrtlyorlar. Ttirkiye'nin ugradtgt kay1plar dolaylSlyla, Rusya i~in Ttirkiye'nin zararma taz-minat talep ediyorlar.

i~in, Bogazlar'm askerden armdmlmasr, ancak boylece kendi ge-milerinin Marmara Denizi'ne ve Karadeniz'e girebilmesi imkam elde ederse, kabul edilebilir hale gelecek. Oysa, boyle bir durum-da, zayrf donanma glicliyle Rusya kazan~h degil, zararh ~Ikacak. Tlirkiye her iki halde de kaybeden taraf olacak. Kendi filosu hi~bir i~e yaramaz durumda ve ~ehir surlannm online sava~ gemilerini getiren devlet istanbul'un hakimi olacak. Novoye Vremya, ingil-tere'yi, ~arhk yonetimine, Karadeniz filosunun zayrfhgr goz online ahoma "sadece teorik bir nitelik" ta~ryan bir hakkl saglamaya ya-na~madrgr i~in ofkelenip homurdamyor, aym zamanda padi~ah yonetimine Bogazlar'm kapllarnn Rusya'ya a9ma 9agnsr yapryor, kar~rhgmda ise Tlirkiye'nin Bogazlar lizerindeki otoritesini her-hangi bir ba~ka kuvvetin tecaviizline kar~1 korumayr vaat edi-yor.Rusya Berlin Antlamasr'na day anarak Tiirkiye ile A vusturya arasmda ikili bir anlama yaprlmasmr kmryor, ama bizzat kendisi, Tlirkiye'yle ikili bir anlamaya vararak Avrupa'nm himayesini ih-lal etmeyi arzuluyor. istedigini elde ederse, bu, yalmzca Tlirki-ye'nin bart i9inde gelimesine degil, blitlin Avrupa'daki barta da bir tehlike oluturacak.

Avrupa'da izvolski diplomatik entrikanm diigiimlerini baglarken, Asya'da Albay Lyakhov aym ite kendi payma dtieni yaparak diplomatik dtiglimleri klh9la kesiyor. Balkan olaylannm kopardrgr gtiriiltlintin ve 'ulusal' basmm yurtsever feryatlannm ar-kasmda, ~arhk, bir kez daha devrimci iran'r Kazak yizmelerinin altmda 9ignemeye hazrrlamyor. Ve bu hazrrhk, yalmzca Avru-pa'nm goz yummasryla degil, aym zamanda 'liberal' ingiltere'nin aktif su9 ortakhgtyla yliriitliltiyor.

iran'm en onemli Chri Tebriz'de ah ordusuna kart kazanrlan zafer, Petersburg ve Londra diplomatlarmm planlanmn blittini.iyle alt i.ist olmasr tehdidini dogurdu. Devrimin kesin zaferi iran'm eko-nomik ve politik yeniden doguU ihtimalini yaratmakla kalmadr, uzun i9 sava da Rus ve ingiliz sermayesinin 91karlanna dolaysrz zarar veriyordu. Lyakhov, di.izen saglamak adma Meclis'i dagrta-rak bi.iti.in i.ilkeyi kargaaya terketti. Kendisi yeni harekatlar i9in

33

makineli tiifeklerini temizleyip siingiilerini keskinle~tirirken, No-voye Vremya iran hakkmda idam hiikrntinii okuyordu. "Unutul-mamall ki," diye yaztyor bu gazete, "Transkafkasya'nm dogu kesi-minin tiirnii ve Azerbaycan etnografik olarak tek bir birim olutU-ruyor. ... Errneni korniteleri, ihtilalci faaliyetlerini yalmzca bizirn iilkcrnizde degil, iran'da da siirdiiriiyorlar, ihtilalci hareketi bir-lqtirrneye ve genel kantkhk yaratmaya

yaptlklanm degil, onun suc;unu payla~an burjuva partilerinin yaptlklanm da actmastz bir ~ekilde haftzasma i~lemektir.

"Tebriz'den c;tkm!" Bu slogan, her fabrikada ve her i~~i kliibiinde c;mlamahdtr, oyle ki btitiin iilke ve diinya c;apmda duyu-lacak ~ekilde Duma kiirstistinden haykmlabilsin.

"Balkanlar'dan ellerinizi ~ekin!"

2. BALKAN ULKELERi VE SOSY ALiZM

Bulgar ve Sarp Sosyal Demokratlan

Bi.iyi.ik Frans1z Devrimi'nin ardmdan Kutsal ittifak'1 doguran A vrupa gericiligi gelirken ve yine karIdevrim 1848 mirasma bir son vcrmek i~in biitiin gi.ici.ini.i kullamrken, hep Dogu Sorunu sah-nedc goriindii. Marx da kendi zarnanmda buna i~aret etmitir. ~irndi Je, Rusya'da devrim yenilgiye ugrad1ktan sonra*, tarihin her za-man kendini bir k1slf dongi.ide tekrar ettigini savunan ku~kucular1 hakh

endi.istriyel iletmeler ve demiryolu sistemleri kuruyor. Bu ge-lime, ki.is:i.ik burjuvaziyi tarihsel varoluunun ta bamda bir men-gene gibi stkttlnyor. Ki.is:i.ik burjuvazinin ekonomik s:oki.ii.ini.i politik s:Uri.iyi.ii.i tamamhyor; ekonomik olarak yoolan koyli.ili.ikle birlikte bu stmf, tanmsal-kolonyal parlamentarizm pisliginde mantar gibi biten di.izenbaz politikacilann, sokak demagoglarmm, hanedanhk yanhst veya karttl arlatanlann yemi haline geldi. Bi.iyi.ik burjuvazinin ki.is:i.ik ve orta tabakast, tarihsel kariyerine agzmda "kartel" ve "lokavt" kelimeleriyle, kitlelerden politik ola-rak tamamen kopuk ve Avrupa bankalanndan destek arayarak balad1. Burada Rusya'dan daha da belirgin olarak gori.ilen, kapita-list gelimenin kolonyal karakteri, proleteryayt 6nci.i savaS:I ko-numuna yerletiriyor, onun ellerine i.ilkenin en yogunlaIDI i.ireti-ci gi.is:lerini koyuyor ve ona say tea bi.iyi.ikli.igi.ini.i ~ok aan bir poli-tik onem kazandmyor. Rusya'da patriyarkal-bi.irokratik rejime karI mi.icadelenin asil yi.iki.i nasil proleteryanm omuzlanna di.ii.iyorsa, Balkanlar'da da halklarm ve kavimlerin bir arada yaamast ve ibirligi is:in normal koullarm saglanmast gibi muaz-zam bir gorevi proleterya tek bama i.istleniyor. Sorun, stmrlan doga tarafmdan s:izilen bir arazide, degiik kesimler is:in ulusal otonomi temelinde, yanmada ni.ifusunun ti.imi.i is:in ortak yonetim organlan ve birlqik bir is: pazar saglayacak kadar gcni~ ve esnek devlet bis:imleri yaratmak. "Kendimizi partiki.ilarizm ve dargori.ili.ili.ikten kurtarmak; klsmen dil ve ki.iltiir ydni.inden ozde, kismen de ekonomik yonden birbirine baglann11~ ol

Bundan c;Ikan olumlu program ~udur: Bir Balkan federal cum-huriyeti.

Kapitalist geli~menin gerekleri stirekli olarak Balkanlar'daki part ikiilarizmin dar simrlamalanyla c;atJ~maktadJr ve federasyon I ikri iizcrinde, yonetici c;evrelerin kendileri de dti~tinmeye ba~ladJbr. l>ahast var; yanmadada bagJmSJZ bir rol oynamayan c;arhk yiinetimi, bir Bulgar- S1rp- Ti.irk birliginin onctisti ve hfunisi ola-1 ak iinc c;kmaya ve bu birligin A vusturya-Macaristan'a kar~1 ku-rlllmasma c;ah~1yor. Ama bunlar, Balkan hanedanlannm ve politik partilerinin gec;ici bir ittifakl ic;in belirsiz planlar olmaktan oteye ).!l~

orgiitlerinin birbirlerine yakmla~tigi bir temel olu~turuyor ve boylelikle uluslararas1 Sosyal Demokrat hareketin birle~mi~ bir Balkan kolunu yaratlyor.

*** Balkan iilkeleri proleteryasmi birle~tirmede onciiliik etme

onuru S1rbistan ve Bulgaristan Sosyal Demokrat partilerine aittir. Bu partiler, yeni olu~larma ragmen- ideoloji ge9mi~lerini bir yana brrakip da onlar1 sadece i~

Sofya'nm Rusofil basm1, Sosyal Demokrat kongresini sessizlikle ge~i~tirecek denli utanmaz, aptal ve korkak oldugunu gosterdi, ama kongre kendi adma yeterince a~1k se~ik konutU: 24 Tem-muz'da ti~-dort bin i~inin katdd1g1 bir sokak gosterisi; i~i merke-t.inin bah~esinde yapllan, kongrenin a~1k hava toplantlSlnda yiizlncc konugun oniinde yabanc1 delegelerin yaphklan selamla-llla konu~malan; biitiin ehre asdan k1z1l posterlerle tamt1m1 yapl-lan. Rus devrimi iizerine halka a~1k konferans; Blagoev'in ko-1111~mas1yla balayan, Balkan sorunu iizerine halka a~1k cidd! 1ar11~malar - biitiin bunlar, Sosyal Demokrat kongreyi, burjuva hasumun gayretlerine ragmen, genel ilgi odag1 haline getirdi ve gene.; Bulgar partisinin tarihinde son derece onemli bir epizot yaptl.

Burjuva gazetelerinin sessizlikle ge~itirme komplosundan bahsettim. Buna Unu da eklemek gerekir ki, kendini az ~ok sosya-list diye niteleme hakkma sahip tek giinliik gazete Kambana lKampana}, Pan-Slavizm'e karI uluslararas1 miting hakkmda tek satlr yazmamaya biiyiik ozen gosterdi- boyle davranmasmm nede-ni, politik kayg1lardan ~ok fraksiyon kaygllanyd1. Bu noktada, Bulgar Sosyal Demokrat hareketin hayatmda biiyiik bir rol oyna-yan fraksiyonlar hakkmda birka~ soz soylemek gerekir.

1903 y1hnda Bulgar partisi iki fraksiyona boltindti: Blagoev, Kirkov, Rakovski ve Bakalov liderliginde Tesnyak'lar ("dar olan-lar"); Yanko Sakozov ve N. Gabrovski liderliginde "genilik yanhs1 olanlar". Sm1f ilkesine sJ.lG s1klya bagh olan Tesnyak'larm tersine, "genilik yanllSl" fraksiyon "dolayh yaklaIm" ad1 verilen bir yaklalffia egilim gosterdi, bu da burjuva demokratik unsurlarla ibirligi ve teorik alanda revizyonizm anlamma geliyordu. Her iki grup da, eski birleik partinin adrm, programm1 ve yapismi korudu. 1905'te Tesnyak'lar arasmda bir ikinci boliinme yaand1: Bakalov ve Kharlakov'un liderliginde bir grup "liberal", Blagoev yan-dalarmi, "muhafazakarlan", partiyi ic;:i sm1fmdan izole etme so-nucunu doguran ve onu bir "gizli orgiit"e doniitiirme tehlikesini yaratan orgiitsel dargoriiliiliik sergilemekle su~layarak partiden '

40

aynld1. 1908 y1hnda, Tesnyak'lardan, partmm muhafa-zakarhgmdan ho~nutsuzluk duyan bir baka muhalif grubun daha, biitiin sosyalist orgiitlerin birligi ~agns1 yaparak Tesnyak'lardan koptugu goriildii. iliev'in liderligindeki bu gruba "ilericiler" ad1 ve-rildi. Gene! birleme yolunda bir giriim, Tesnyak'lann karI koy-masi yiiziinden baansiz kald1. Tesnyak'lann dimda ve onlara karl, "birleik" parti denilen bir orgiit kuruldu, bunun i~inde "ge-nilik yanhlar1", "liberaller" ve "ilericiler" bulunuyordu. Bugiin iki orgiit arasmda tek bag, basmda ve toplantllarda giritikleri iddetli polemik. Kambana, bir parti organ1 olmamasma ragmen, yine de "birlqik" partiyle baglant1h ve belirli bir dereceye kadar sozkonu-su partinin yar1-resmi sozciisii niteliginde gorev yap1yor. Tesn-yak'larm diizenledigi anti-Slavofil gosteri karISmdaki tutumunun arkasmda ite bu olgu var.

Bulgar sosyalist hareketindeki gruplamalarm ve boliinmele-rin niteligi ve bi~imi, esas itibariyla iilkenin politik olarak olgun-lamamihgmdan kaynaklamyor: Sosyal hayattaki diiiik farkhlama diizeyi, politik geleneklerin tamamen eksik olUU, pro-leteryanm onciistiniin yeterince bagimsiz olmayJ~J ve radikal ve sosyalist entelijensiyanm say1ca am kabar1khg1. Bulgaristan'daki biitiin politik partilerde entelekti.ieller sayllanna orantJSJZ ol~iide biiyiik bir rol oynarlar ve sahip olduklm tek ciddl manevl gelenek sosyalizm gelenegidir. "Demokratik" partinin kurucusu Petko Ka-ravelov (bugiin hayatta degildir), kendi doncmindc Rusya'daki Narodnaya Volya'y1 destekliyordu. Bulgaristan'daki biitiin politik partilerin gazetecileri, hatta bakanlan, k1sa bir siire bile olsa, bir sosyalist ~1rakhk devresinden ge~mitir. Sosyalizm onlarm politik ilkokuluydu; orada edindikleri temel bilgileri uygulamaya sokmak i~in oteki kampa ge~milerdir. Sosyalizme en uzun siire sad1k ka-lan kesim,kamu okullanndaki - erkek ve kadm - ogretmenlerdi. O!kenin aydmlanma ihtiyac1, kiilttirel gerikalmihgiyla birlikte, ogretmenlik meslegine bir misyonerlik, havarilik niteligi verdi ve ogretmenleri mevcut en radikal ideolojiyi kucaklamaya yoneltti.

41

Boylece, Bulgar sosyalist hareketi, sadece i~~ilerin politik ve sendikal orgi.itlerini degil, aynca sosyalist ve yan-sosyalist ente-lekti.iellerden olu~an geni~, koti.i tammlanmt bir unsuru da kapstyor. Ote yandan, burjuva partileri arasmdaki aynm ~izgileri isc son derece kanIk, ya da daha dogrusu boyle ~izgiler yok. Bul-gar politikasmda demagoji en yi.iksek meziyeti oluturuyor: De-magojiyle ktyaslandtgmda yolsuzluk sadece teknik bir aynntl gibi kaltyor. Kalpleri, parlamentodaki sandalyeleri ve bakanhk koltuk-lanllt kazanan demagojidir. Bu politik kaosta, her an insanlan yiincten bir ilah gori.ini.imi.i almaya hazu bekleyen sosyalist ente-ldtiiellerin am hakimiyeti, gen~ i~i partisi i~in ciddi bir sapma ve bozulma tehlikesi doguruyor. Proleter ordusu bi.iyiiyor, ama ~u anda hala zaytf: Bu ordunun genelkurmayt ise kendisi i~in fazlaca bi.iyi.ik. Sozkonusu ordunun onderlerinin dogrudan politik etki ya-ratma imkamm da, ordunun gorece ki.i

dalan, ogretmenler veya demiryolu i

riu'nun i.iye saytsimn gerisinde kahrmi. Bu federasyonun i9inde on ii~ merkezllemi sendika varmi, bunlann da 172 yerel Ubesi vc 4600 i.iycsi varmi. Federasyona ge9en ytldan bu yana 1200 yeni iiyc kaydolmu. Ge9en yil boyunca federasyon, grev ihtiya9lan i\in 15 000 leva harcamt velO 000 leva yardtm dagitmi. Sendika yay111lannm sayiSI U anda on iki. Kirkov, partinin ajitasyon ve yayu1 faaliyetlerini hakh bir gururla anlatti. Ge9en yil uoyunca pall i, 154 675 kiinin katildtgt 917 a91k hava toplantiSI di.izenlemi, luplam 158 896 adet basllan 647 bildiri yaymlamt ve 157 hro~lirdcn toplam 18 896 adet dagttmt. 1910 yth 1 Mayts gosterile-rim: yaklatk 14 000 i9i katilmt. Partinin ve birlemi sendika-lann merkez yaym organt olan ve haftada i.i9 gi.in yaymlanan Ra-hotni~enski Vestnik, on i.i9i.inci.i yaym ythm 3 214 aboneyle ka-patmt. Partinin kurucusu ve Bulgaristan'da Marxizm'in teorisyeni olan "ihtiyar" Blagoev'in editorli.igi.ini.i yapttgt, parti ayhk orgam Novo Vreme'nin, on i.i9i.inci.i yaym yilmm sonunda 1275 abonesi bulunuyormu. Parti bastmevi ise partinin gurur kaynag1: Bastme-vinin cirosu 1909 ytlmda 124 000 frank iken, 1910 ythnda 422 000 franka yi.ikselmi. Ge9en yil i9inde, parti bas1mevi on alti kitap ve broi.ir yaymlamt, bunlar arasmda bulunan, Engels'in Ailenin Kokeni, Kautsky'nin iktidar Yolu, Engels'in Ludwig Feuer-bach, Parvus'un Sosyal Demokrasi ve Parlamenterizm ve Ka-utsky'nin Marx ve Tarihteki Yeri isimli eserleri 2000'er adet basllmt; Bebel'in Hayahmdan isimli eseri 3000'den fazla basilmt; nihayet Blagoev'in 9evirisi Kapital'in birinci cildi i9in, daha kitap 91kmadan 1700 adet sipari yapllmt. Hemen hemen aym zamanlarda Kapital'inBakalov 9evirisi bir baka basktst 91km1. Fransa'daki bi.iyi.ik devrimci gelenekleri ve esiz hatipleri ve parlamenterleri bulunan partimizin, ki.ilti.irel di.izeyi di.ii.ik olan ve ni.ifusu be milyonu bulmayan bu i.ilkede Bulgar partisinin ger-9ekletirdigi goz kamahnci egitsel faaliyete ktskan9hkla bakmak i9in her ti.irli.i nedeni vardtr.

44

*** Bulgar partisinin daima Rus partisinden etkilendiginden de

bahsetmek gerekir. Bu etkinin ne kadar gti

arasmdaki diimanhk ve stirtiimelere son verme ve ozgiirltik, eit-lik, kardqlik temelinde yeni bir Slavhk yap1s1 ina etme gorevini iistleniyordu. 0 zamandan bu yana iki yll ge~ti ve Sofya'da topla-llan kongreye ~ok kotu sonu~lar bildirilmek zorunda kahnd1. Bu diineflldc Slavhk i~indeki biitiin ~elikiler, gorulmemi derinlikle-n ula~may1 bUard1. 'Slav' Rusya'da karIdevrimin Lehler'e ve Uk-Iaynaldar'a yapt1g1 zuliim iyice yaygmlati: Batldaki Yeni zems-1 vu ve Chelm yoresini bolgesinden ay1rma plam, merut! ~arhgm l .(~h siyasetinde son soziidi.ir. (14) Gali~ya'da Rutenyah milliyeti-nin Leh soylulan ve burjuvazisi tarafmdan ezilmesi, Sofya kongre-sinin neredeyse tam arifesinde Lvov Oniversitesi smular1 i~inde kanh bir ~atlma ~tkmasma yol a~tl. (15) Bulgaristan ile Subistan arasmdaki ilikiler bu donemde eger bozulmad1ysa, kesinlikle iyi-lemedi. Bu ger~ekler IIgmda, Sofya'da bi.iti.in Slavlar'm da-yantmasi iizerine ~ekilen nutuklar ikiyiizlU bile olmad1, bu nutuk-larda ifadesini bulan karthkh diimanhk ve ars1zca ki.istahhk o denli aikard1. Son zamanlara dek Bi.iti.in Slavlar korosunun bamda bulunan Kadetler i.imitsizlik ve akmhk i~inde geri ~ekilerek ~arhgm daha dolays1z, daha dogrudan hizmetkarlanna yer a~tllar. Miliukov ve Maklakov Rusya'da kalmitL Kongreye Rus-ya'mn temsilcileri olarak GU

meyen Bulgar Sosyal Demokratlan, temmuz bamdaki yllhk kongrelerine Slav Sosyal Demokrat partilerinin temsilcilerini de davet ettiler, boylece Balkan halklarma c;arpiCI bir ekilde iki Bul-garistan, iki S1rbistan, iki Rusya bulundugunu gostermi oldular-bunlardan biri gerici ve hanedanhk yanllSl, obiirti ise devrimci ve proleterdir. Boylelikle, Bulgar i~c;i Partisi'nin olagan kongresi, bu defa, proleteryanm uluslararas1 dayan1~masmm mi.ikemmel bir gosterisine donii~tii; bu dayanima, sadece ateli alkilarda ve se-lamlamalarda ifadesini bulmad1, hereyden once, Sofya'da temsil edilen biitiin partilerin delegelerinin - Bulgar, Sup, Rus,

dcvletlcrini birbirlerine diiiirmekte, sozkonusu halk ve devletler hirhirlcrini zaytflatmca da, onlan ekonomik ve politik niifuzlan altma sokmakta daima dolaystz 91karlan vardu. Balkan Yanma-das'nm bu "kopmu par9alannda" hiikiim siiren kii9iik hanedan-lar, Avrupa'nm diplomatik entrikalan i9in birer kaldua9 gt:irevi g1irmii~ti.ir ve gt:irmeye de devam ediyorlar. ~iddet ve ihanete daya-narak kurulan btitiin bu mekanizma, Balkan halklan i.isti.ine 90k a~r hir yi.ik gibi c;okmiitiir, onlarm ekonomik ve ki.ilti.irel geliimi-ni engellemektedir. Boylelikle, Suplar zorla be devlet arasmda hlili.inmi.itiir: Ki.ic;iik bir "kralhk" ve ufaclk bir "prenslik" oluturu-yorlar: Subistan ile Karadag. Bu iki devlet arasmda, niifusu S1rplar'dan ibaret olmasma ragmen Tiirkiye'ye ait olan Novibazar sancag1 bulunuyor; pek 90k S1rp Tiirkiye'ye bagh Makedonya ka-sabalannda yatyor; nihayet, S1rplar'm biiyiik bir boliimii de Avusturya-Macaristan stmrlan i9erisinde yatyor. Diger biitiin Balkan milliyetleri de benzeri bir tablo sergiliyor. Dogamn zengin kaynaklarla donatttgi bu yarimada, anlamstz bir ek.ilde kii9iik par-9alara bt:iliinmii; yanmada i9inde dolaan insanlar ve mallar dai-ma devlet sm1rlarmm dikenli engelleriyle kaqilatyorlar. Ulus ve devletlerin bu ek.ilde bir9ok par9aya bdliiniiii, Balkan sanayi ve kiiltiiriiniin biiyiik bir gelime gt:istermesi i9in temel oluturacak tek bir Balkan pazannm kurulmasmt imkanstz hale getiriyor. Biittin bunlarm iizerinde, Balkanlar't boliinmii halde tutmak i9in yaratdmt olan ve yanmadanm ekonomik ilerlemesine t:ildiirticii darbe anlamma gelen savalar y1kmas1 tehlikesini doguran kap-samh militarizm bulunuyor- Yunanistan ile Tiirkiye, Tiirkiye ile Bulgaristan, Romanya ile Yunanistan, Bulgaristan ile S1rbistan arasmda savalar ....

Ulus ve devlet kaosundan ve Balkan hayatmm kanh kar-maasmdan tek 91kl yolu, ilgili par9alarm ulusal otonomisi teme-linde tek bir ekonomik ve politik birim halinde yartmadanm biitiin halklarmm birligidir. Ancak tek bir Balkan devleti 9er9evesi i9in-de, Makedonya'nm, sancagm, Subistan'm ve Karadag'm Strplan tek bir ulusal-kiiltiirel topluluk halinde birleebilir, aym zamanda

48

bir Balkan ortak pazarmm avantajlanndan yararlanabilirler. An-cak birleik Balkan halklan, c;:arhgm ve A vrupa emperyalizminin utanmazca iddialarma gerc;:ek bir cevap verebilir.

Balkan Y anmadas1'mn dev let birligi iki yolla gerc;:ekleebilir: Ya yukardan, en giic;:li.i oldugu ortaya c;:1kan bir Balkan devletinin daha zay1f olanlar zaranna genilemesiyle - bu, zay1f uluslann ezilmesi ve imha savalan yoludur, monarizm ve militarizmi giic;:lendiren yoldur; ya da aag1dan, bizzat halklarm biraraya gel-mesiyle- bu devrim yoludur, Balkan hanedanlarmm devrilmesi ve bir Balkan federal cumhuriyeti bayragmm a~almas1 anlamma ge-len yoldur.

Bu biiciir Balkan monarklannm her birinin, bakanlar1 ve ikti-dar partileriyle birlikte izledigi siyasetin goriintirdeki amac1, Bal-kan Yanmadas1'nm biiyiik k1smmm bir kral idaresinde birletiril-mesidir. "Biiyiik Bulgaristan", "Biiyiik Subistan", "Biiytik Yuna-nistan" bu siyasetin sloganlandu. Ashna bak1hrsa, bu sloganlan kirnse ciddiye alm1yor. Bunlar, halk arasmda popiilerlik kazanmak ic;:in ortaya atiliDI yan-resmi yalanlar. Avrupa diplomasisinin ya-pay olarak taht sahibi yapt1g1 ve tarihten gelen hic;:bir kokii bulun-mayan Balkan hanedanlar1, Bismarck'm Almanya'y1 kan ve barut-la birletirirken izledigi gibi "geni" bir siyasetc kalk1~amayacak kadar tahtlannda zay1f ve giivensiz oturuyorlar. ilk ciddl sarsmt1, Karacorcevic;:'leri, Coburg'lan ve Balkanlar'm ba~lannda larr bulu-nan oteki Lilliput'lulanm tarih sahneden temelli silebilir. Kapita-list gelime yoluna gee;: giren btitiin iilkelerde oldugu gibi, Balkan burjuvazisi de, politik olarak k1srr, korkak, yeteneksiz OVcnizmle tamamen c;:tiriimiittir. Balkanlar'm birlemesi iini tistlenmek ke-sinlikle giiciiniin otesindedir. Koylii y1gmlan, kendilerinden her-hangi bir politik inisiyatif beklenemeyecek denli dagm1k, cahil ve politikaya kay1ts1Zlar. DolaylSlyla, Balkanlar'da ulus ve devlet ha-linde varolmanm normal koullarm1 yaratma gorevi, biitiin tarih-sel aguhg1yla Balkan proleteryasmm omuzlanna diiiiyor. Bu sm1f, hentiz say1ca kiic;:iiktiir, c;:tinkti Balkan kapitalizmi billa hic;:bir yerde emeklemekten kurtulmu degil. Ama Balkanlar'da ekono-

49

mik geli~mc yolunda her ileri adtm, demiryolu hattma eklenen her mil. yiiksl'leu her yeni fabrika bacast devrimci stmfm saflanm ge-lli ~ l~liyor Vl' s1kla~tmyor. Her ttirlti dinsel ve monaqik hurafeye, huquv: dl'mokratik ve milliyet9i onyargtya yabanct bulunan, , - ,,~kt ve hayat dolu gen9 Balkan proleteryast, tarihsel yolunda all1 {'1 ilk mhmlannda, Avrupa'daki agabeylerinin zengin deneyi-nuh yararlamyor. Bulgaristan ve Strbistan Sosyal Demokrat p:ul ill'ri, Balkanlar'daki i

ihanet etmekle sw~:layan burjuva partilerinin Slav kardeligi iizeri-ne soyledikleri yalanlara, art1k tartlIlmaz bir gercregi gostererek karI durabilecegiz: Balkanlar'm proleteryas1 onlann degil, bizim yamm1zdad1r. Rus-Japon anlamas1yla, art1k yagmac1 ellerini, iran'da haydutluk yapmak ve Balkanlar'da entrika crevirmek iizere serbest hale getirmi bulunan crarhga karl bizim yamm1zda crarpllYOr. Balkan proleteryasl, bizim yammlz Slra, Pan-Sla-vizm'e, hem kaba Asyatik bicrimine, hem de Kadet tarzma kaq1 amans1z bir sava ilan etmi durumda.

Balkanlar'm bagims1zhgmm ve Rusya'nm ozgiirliigiiniin ta-rihsel gtivencesi, Petersburg ve Varova icrileri ile Belgrad ve Sof-ya icrilerinin devrimci ibirliginde yahyor.

Pravda No. 15

1 (14) Agustos 1910

Bulgar Kongresi'nden

Bulgar Sosyal Demokrat Partisi - ya da daha dogrusu onun Tesnyak'lar diye tamnan kesimi- bu y1lki olagan kongrcsini Pan-Slavizm'e karl bir Pan-Sosyalizm gosterisine di.>nti~ttinncye karar vermiti. Bulgar partisinin merkez komitesi, bu amacrla Rusya'nm, Polonya'mn, Subistan'm,

Marseillaise'in Rusc;:ast'nm ve Vi jertvoyu pali'nin* soylen-mesinin ardmdan Rus delegesi Rus devrimi iizerine iki saatlik bir konu~ma yapt1 (bu konu~ma stenoyla not edildi ve Bulgarca bir bro~iir halinde yaymlanacak). Ktsacast, hie;: abartmadan denebilir ki, Bulgar hareketi,goriileri baktmmdan, Rus hareketinin bir kolu yalmzca. Bu durum, kendisini, ne yaztk ki, olumsuz fenomenlerde de gosteriyor: Rus Sosyal Demokratlan gibi Bulgarlar da, ara-lannda amans1z miicadeleden ba~ka hic;:bir bag bulunmayan iki fraksiyona boliinmii~ halde.

Hareketin daha giic;:lii kanad1, goriinii~e bakthrsa, Bulgar Marxsizmi'nin kurucusu ve saygm teorisyeni Blagoev liderligin-deki Tesnyak'lar ya da "muhafazakarlar". Tesnyak'larrn giic;:lii, merkezi bir orgiitii var, aynca hem fikir, hem de mali kaynak baktmmdan iyi donahlmt bir parti yaymevi bulunuyor. bteki taraf ise, onlar1 orgiitsel tutuculukla ve biitiin dikkatini politik ajitasyon ve eylem zararma kiic;:iik gruplarda sosyalist propagandaya yonelt-mekle suc;:Iuyor. Tesnyak'lann muhalifleri, ideolojik olarak homo-jen bir grup degildir. Sagda, Sakazov'un liderligindeki "geni olan-lar" ad1 verilen kesim, U anda Bulgaristan'da iktidarda bulunan burjuva demokratlannm sol kanadtyla ortak cylcm yapm .. ya egilim gosteriyor; daha solda ise, Tesnyak'lardan sadece orgiitsel ve teknik konulardaki goriileriyle aynlan, Bakalov vc Kharlakov yanda~lan yer ahyor. 1908 ytlmda, Sakazov, Bakalov vc Kharla-kov'la aym goriileri payla~anlar "birlqik" parti dcnilcn tck bir orgiit kurdular. Tesnyak'lar onlara kattlmay1 reddettikr, hftHl. da bunu reddediyorlar; onlara gore, "birleik" parti, proleter miicade-leye sadece demoralizasyon katabilecek sosyalist goriinli~lii bur-juva demokratlanndan ba~ka bir~ey degil. Bulgar fraksiyonlan arasmdaki ilikilerini burada aynntlh bir ~ekilde ele almak miimkiin degil. Sadece UllU ilave edecegim: iin en talihsiz yam, Bulgaristan'da partiyle yakm bir orgiitsel bag1 bulunan sendikalar-daki boliinme.

* "Sen kendini feda ettin". Rusya'da devrimcilerin cenazclerinde soylenmesi gelenek haline gelmi~ bir ~ark!.

53

Yine Tesnyak'lann kongresine donelim. Parti sekreteri Kir-kov, be~ saat siiren bir konumada -Bulgar hatipleri, insam yalmz ate~li bdagatlanyla degil, yorulmak nedir bilmemeleriyle de ~a~1rt1yorlar- partinin ge~en ytlki hayatm1 kapsamh bir ~ekilde an-I alii. Politik orgtittin liye saylSl ge~en ylldan bu yana l870'den 22H6'ya crkmt. Sendikal orgtittin tiye saylSl ise, ge

reketinde saytsma oranla fazla biiyiik bir rol oynuyor.Entelijensi-ya, proleterya saflarma ideolojik bir co~ku, sosyalist bilgi i~in ~iddetli bir arzu getiriyor; ama bunlann yam sua karakteristik olumsuz ozelliklerini de ta~tyor- bir yandan, proleter temel yeter-sizken, ne pahasma olursa olsun politik bir rol oynama gayreti teh-likeli kombinezonlara ve oportiinist salm1mlara yol a~ar; ate yan-dan, fanatizm ve doktriner uzla~mazhk siirekli bohinmelere ve kopmalara gottiriir. Bu fenomenler gen~lik ve biiyiime hastahklan olarak goriilmeli. Onlara tek koklii ~are, daha derin sosyal farkh-la~ma ve proleteryamn artan politik bag1mS1Zhgmi getiren kapita-list geli~medir. Ve bu konuda i~imiz rahat edebilir: Balkan Yan-madasl'nm devlet ve ulus aynmlanndan dogan biitiin engellere ragmen, kapitalizm -iistelik en ~agda bi~imleriyle- Yakm Dogu'yu kesinlikle egemenligi altma sokacak. Sofya'da delegele-rin gozlemledigi hummah inaat faaliyetleri, bir endiistriyel patla-manm yolda oldugunu gosteriyor ve bu, Rusya'da 1890'larda ol-dugu gibi, bir anda Sosyal Demokrat harekete biiyiik bir yiikseli yaratabilir.

Kongrenin ~ahmalarma ili~kin olarak, yer yoklugu nedeniy-le sadece Unlan anmakla yetinecegim: Yolda Kolarov'un Bulga-ristan'daki genel politik durumla ilgili alt1 saatlik (!) ak 1c1 soylevi-ni, Blagoev'in Balkan Sorunu iizerine, sonu~ biiliimlindc, ulusal otonomiye dayah bir Balkan federal cumhuriyel ini savundugu son derece yararh konumasmt, nihayet St. Petersburg ha~lbozuklannw Finlandiya'ya kar~I tecaviizlerinc ili~kin gayct sert kmama karanm belirtmek istiyorum.

Konuklar, Sofya'dan, orada sosyalizm davasmm emin elkrde bulunduguna yiirekten inanarak aynldllar.

55

Pravda No.l5 1 (14) Agustos 1910

3. BULGAR DEMOKRASiSi BiLMECESi

Gerikalm1~ Bir Ulkede

Snr politik kavramlanmlZin goreligini gormek irrin bile Bul-~.arislan ' J ziyaret etmeye deger. Birrimsel olarak burada demokrasi va1. I \gcmenlik halka ait; halk, genet oy yoluyla parlamentoyu se-,iyor; kabine, yaphgi hereyden parlamentoya karl sorumlu. An-lak, Bulgar demokrasisinin yonetim mekanizmasm1 incelersek, hu demokraside mutlakiyetin rrok onemli kimiozelliklerini gurrli.ik ~,:ckmeden buluruz. Drr y1l once,* Sofya'y1 ziyaret ettigim zaman, 1908'de Stambulov'un partisinden yonetimi devralml olan De-mokrat Parti iktidardayd1. Bu iktidar degiikligi U ekilde gerrrek-lemiti:l75 tiyeli halk meclisinde yaklaIk 150 Stambulov'cu ve yanm dtizine Demokrat bulunuyordu. Demokrat htiktimetin ger-rreklqtirdigi bir sonraki gene! se~imde, Stambulov'cular tamamen ezildiler, liderleri bile parlamentoya giremedi. Demokrat Parti 166 sandalye kazand1. 1911 baharmda Kral Ferdinand, Halk Partisi ile ilerici-Liberal (Tsankovist) Parti'nin oluturdugu koalisyon kabi-nesini goreve getirdi. Halk Partisi'nin, daha once, demokratik ola-rak secrilmi ulusal mecliste sadece ucr sandalyesi, Tsankovistler'in ise tek bir sandalyesi vardt. GeOV liderligindeki koalisyon kabine-si meclisi dag1th ve yeni secrimlere gitti, bu se~imlerde Halk Parti-si'nin 80, Tsankovistler'in 79 tiyesi muzaffer bir ekilde parlamen-toya girdi. Demokrat crogunluktan ise geriye sadece dort tiye kald1, bunlann hemen hemen hepsi de eski bakan. Demokratlar, tier yil once Stambulov'culann bama getirdiklerinin aymsm1 yaad1lar, Stambulov'culan ugratttklan iilabet kendi balarma da geldi. T1pkl Stambulov'cularm 1903 yilmda iktiann eski sahiplerine, Tsanko-vistler'e yaptiklan gibi. Vesaire, vesaire ... Bu parlamenter felaket-ler, Bulgar ~ok partili hayatmm tek degimez ozelligi.

*1909 yJ!mda. -LT.

56

Bic;imse1 ac;1dan olaylar byle geliiyor. Halk, egemen irade-sini temsil eden vekillerini sec;iyor. Kabine bu iradeyi uygulamaya koyuyor. Monark, mehur ingiliz formi.ili.i uyannca, tahtta duru-yor. ama idare etmiyor. Ancak, eger demokratik bic;imler derisin-den derine inip politik hayatm canh dokusuna bakarsak, olaylar bambaka bir c;ehre kazan1yor. Monark, kendi goziinde o anm ihti-yac;larma en iyi cevap veren grup hangisiyse onu iktidara getiriyor. Daha sonra, bu grup, her zaman, 'demokratik' sec;imler yoluyla, kendi partisine c;ogunluk saghyor. Parlamentodaki yeni c;ogunluk, kendisini yaratan kabineyi destekliyor, kabine ise, gordi.igi.imi.iz gibi, monarkm iktidara getirdigi politik grup. Bu yonetim meka-nizmasmda, monarkm ahsl iradesinin oynad1g1 muazzam roli.i gormek hi

Jere ve polis kuvvetinin c;:evirdigi dolaplara indiriyor. Bu da, yu-muak bir ifadeyle soylersek, pek ihtimal verilebilecek birey de gil.

Ashnda, bu siirecin ic;: ileyiine niifuz etmeye c;:ahIISak, poli-tik partilerin mUcadelesini ve iktidara gelip gitmelerini c;:ok farkh bir IIk altmda gorUriiz.

Bulgaristan'da tam tamma on politik parti var. Burada iki frak-siyona bOliinmU olan Sosyal Demokrat Parti'y1 bir yana bua-kalrrn. Diger bi.ittin partilerin siyaset pratiginde, ozellikle son on yli ic;:inde, herhangi bir ilke farkhhg1 bulam1yoruz. Bunun iki nedeni var, ikisi de birbiriyle yakmdan ilintili: Bulgaristan'm tarihselge-limesinde geri kalmihk ve sosyal farkhlamanm dUi.ik di.izeyi.

Diger bi.iti.in gerikalmi iilkeler gibi, Bulgaristan da, kendi ic;: kuvvetlerinin ozgi.ir mticadelesiyle yeni politik ve ktilti.irel bic;:im-ler yaratmaktan aciz: A vrupa uygarhgmm tarihsel akiI ic;:inde ge-litirdigi hazu ki.iltiirel i.irtinleri asimile etmek zorunda. Belirli yonetici gruplar istesin istemesin, Bulgaristan demiryolu ve de-miryolu kopriileri ina etmek, orduyu yeniden donatmak zorunda, hem de acil olarak. Bu da borc;:lanmak anlamma geliyor; borc;:lara uygun muhasebeyi yapmak ic;:in parlamenter bic;:imler gerekli A v-rupa politik programlan taklit ediliyor, ntifusun proleterlemesi gerc;:ekletirihyor, bu da sosyal yasalar yaplimas1 gerektigi anlam-na geliyor; vesaire vesaire. Diger btitiin alanlarda da aym ey ge-c;:erli. Bulgar edebiyatl geleneklerden yoksun ve kendi ic;:sel stirek-liligini gelitiremiyor. Bu edebiyat, mayadan yoksun ic;:erigini, bambaka bir ktilti.irel zirve altmda yaratlimi modern ve c;:agda bic;:imlere tabi klimak zorunlulugunu duyuyor.

Elbette, eski i.ilkelerin gelimesi de, hem ic;:erik, hem bic;:im bak1mmdan nesnel koullarla belirlenir. Ne var ki, orada tarihsel koullanma ic;:seldir. Miras ald1klan ktiltiirel malzemeden stirekli yeni bic;:imler ina eden ulusal gtic;:lerin - S1mflar, partiler, gruplar, bireyler - 'serbest' c;:ahmasi ic;:inde tarihsel koullanma kendini gosterir.

58

Gerikalmt lilkeler sozkonusu oldugunda, politik ve kiiltiirel bi9imlerin degiimine, iilkenin i9sel geliiminin serbest mantJgt degil, dtartdan dolaystz baskt yon verir. DI baskt, kiiltiirel diizey-deki farkhhklardan dogan ve niteligi onceden kestirilemeyecek fi-kir etkilerinden silahh zorlama tedbirlerine dek uzanan geni bir yelpazede ger9ekleir.

Gerikalmi bir iilke, tarihteki hareketinde, dalgalar arasmda kendi yolunu 9izen bir gemiye degil, bir buharh geminin 9ektigi bir mavnaya benzetilmelidir. Buharh geminin kaptan1 rotastm se9er-ken inisiyatif kullanmahdu, oysa mavnanm kumandasmdaki adamm eli kolu baghdtr.

Bulgaristan'da bata bulunan hiikiimetler (bu onlarm arkast-ndaki partiler i9in de ge9erlidir), birbirlerinden programlan, gele-nekleri, ozellikleri baktmmdan ne kadar farkh olurlarsa olsunlar, hepsi, Avrupa buharh gemisinin onceden saptanmi~ bir rota bo-yunca gi.i9lii bir halatla 9ektigi bir mavnanm kaptam konumunda-lar.

Balkan Sorunu hakkmda yaklalk altmt y!l once yazd1g1 yazllarda Marx, Rusya'mn Balkan Slavlar1 iizerindcki 1rksal niifu-zunun, Avrupa kiiltiiriiniin karI konulmaz ilerlcyi~iylc giderek felce ugrayacagm1 ongormiitii :

"Aslmda, denebilir ki, Subistan ve Strp milliyl'ti kcndini ne kadar gii9lendirdiyse, Rusya'nm Tiirkiye'deki Slavlar iizcrinde dogmdan etkisi o kadar geri plana diitii; 9linkii Strbistan, bir I hris-tiyan devleti olarak kendi konumunu koruyabilmek i~in. politik kurumlaruu, okullarm1, bilimsel bilgisini, endiistriyel tesiskrini Batt Avrupa'dan almak zorunda kalmltlf; Sirbistan'111, bagtms1zhgm1 kazanmasmdan bu yana, Rusya'nm himaycsine ragmen, daima bir memt1 monari oluU anomalisinin a91klamas1 budur.", (16)

Burada soylenenler, Bulgaristan i9in daha da fazla ge9erlidir. Ulkenin kiiltiirel konularda bagtmstzhktan yoksun olUU, dl poli-tikada bag1mstzhktan yoksun oluuyla baglantthdtr. Dl politika-da bagtmhhk trk akrabahgmdan degil, zay1fhktan kaynaklanmak-

59

tad1r. Ralkanlar'daki yeri i

da bu Avrupah kaynaktan bor~lamyor, biitiin himayecilik yontem-leriyle yerel sanayiyi tevik ediyor, militarizmi gelitiriyor ve ver-gi ytkarma makinasm1 olabildigince stki kuruyor. bzellikle krrsal alandaki ytgmlar a9IS1ndan, herhangi bir anda hangi partinin ikti-darda bulundugu, eninde sonunda kayttstz kahnan bir konu olu-yor.

1908 yilmda prens Demokratlar't (eski Karavelovistleri) ikti-dara getirince, gazeteler, onlann lideri Malinov'a onceki mecliste partisinin sadece alti sandalyesi bulunduguna gore, hangi demok-ratik araylarla parlamentoda kendisine yogunluk saglayacagmt sordular. Malinov'un cevabt, "Orgiitsiiz halk ytgmlarma dayam-yorum," oldu ve hesabmda yanilmamtti. Seyirnlerde 203 sandal-yenin l66'sm1 kazandt.

Politik olarak kayitstz ve renksizler 'parti'si, tamamtyla an-lathr nedenlerle, burada yok biiyi.ik ve oylartyla seyimlerin sonu-cunu belirliyor. Bu 'parti'nin daima iktidarda kim varsa onu destek-leme egiliminde oldugunu aytklamaya gerek yok. Biiti.in partiler tarafmdan -aldatilmi demiyelim- hayal kmkhgma ugratilmt tarah filistine, koyliiye, Sofya'daki 'kiiyiik adam'a, muhalefeti oluturan kartIk gruplardan biri yerine, halen bir hi.iki.imet kurma gorevini almi partiyi desteklemek daha avantajh vc elverili goziikebilir, yi.inki.i hiikiimet, hiiki.imet olUU sayesindc vaatlerini yerine getirmek iyin bireyler yapabilir, oysa hcn(iz muhalcfette bulunan bir parti aym nedenle seymenleri i9in hi

partilcrinin her birine kaq1 goreli bir tisttinliik saglayarak parla-llll~ntmb czici bir fYOgunluk elde edebilir. Partisiz se9menler kitle-sl . hlr yeni iktidara toplam oylann mutlak 9ogunlugunu saglaya-l ak dcnli gtifYlti degil, ama iktidar partisinin ayn ayn muhalefet p:u t 1lerine karl iistiinliik kurmasllil saglayacak kadar geni. Bu da, .~II paradoksal sonucu doguruyor: Halkm 9ogunlugu muhalefet u.-in oy kullamyor, ama parlamentoda boliinmemi otorite, ar-kasmda sefYmenlerin yansmdan fYOk daha az1 bulunan bir parti ta-l :llllldan kullamhyor; oylann mutlak fYOgunlugu, birbirlerinden pek farkh olmayan ve iktidar partisinden sadece belli bir anda ikti-darda olmamn avantajlanm ellerinde bulundurmamakla aynlan hir9ok parti arasmda verimsizce dagtl1yor.

Hiikiimet zaferlerinin bu son, sadece teknik nedeni kolayca ortadan kaldmlabilir. Parlamentonun halen kabul etmi oldugu ve son se9imlerde iki bolgede denenen nispi temsil sistemi, kukusuz, ahnan oylarla kazan1lan sandalyeler arasmdaki inamlmaz UfYUru-mu yok ederek Bulgar parlamenterizminin fizyonomisine yeni ozellikler getirecek. Ama politik mticadeledeki as1l faktor, hangi parti iktidardaysa onun pqinden giden partisiz kitle, daha uzun sure se9imlerin akiIm ve sonucunu belirlemeye devam edecek.

Kievskaya Mysl No. 322 29 Kas1m 1912

Demokrasi ve Mutlakiyet Bulgaristan politik sistemi, daha once gordiigiimiiz iizere, de-

mokrasi ile aydmlanmJ mutlakiyetin bir karllffil diye tammlana-bilir. Ve bu, tekrar edeyim, rastgele dogmu bir kariliD degil, Bul-garistan'm biitiin tarihinin ve bugiinkii sosyal yaplSlnrn belirledigi bir olgudur.

Politik derriokrasi, burada, otuz be ydhk bagtms1zhk i9inde politik gelimenin dogal bir balangtfY noktas1yd1. Ulkenin bagimsizhga kavumasmdan once, btittin 9elikiler bir temel 9e-likiye indirgenmiti: Bulgar olan herey, Turk olan hereyin

62

kar~lSlna konuyordu. Ti.irk yonetimi, toplumsal talihsizliklerin, politik felaketlerin, ulusal a~agllam~m cisimle~mi~ haliydi. Bulgar olan her~ey, bi.iti.in haklardan aralarmda aynm olmaks1zm yoksun kald1gi i~in, aym seviyede gori.ini.iyor ve ona gore davramhyordu. Boyle olunca, Ti.irk boyundurugundan kurtulmak, bi.iti.in Bulgar-lar'm ozgi.irli.ige kavu~mas1 ve politik olarak e~itlenmesinden ba~ka bir anlama gelemezdi. Haklardan e~it olarak yoksun biraki-lanlar, haklara e~it olarak sahip olmahyd1. Petko Karavelov lider-ligindeki Bulgar entelijensiyas1, bu yeni durum i~in Batl Avrupa parlamenter demokrasisinin formi.illerinde bu yeni durum i~in hazu bir ifade buldu. T1mova'da toplanan bi.iyi.ik bir ulusal meclis halkm egemenligini ilan etti. Gene! oyla se~ilen ve bakanlarm so-rumluluguna dayah bir tek meclis bata olacakt1. Bat1'da uzun i~ mi.icadeleler yoluyla, yeni sm1flarm gereklerine cevap olarak ge-limi~ kurumlar, Ti.irk idaresinin agu, di.izle~tirici kapag1 mekanik olarak kaldmhnca ortaya ~1kan ili~kilere ekil vermek i~in, bir an-da hazu bi~imlerle buraya yerle~tiler.

Bagimsizhga kavu~an Bulgaristan, ba~mdan beri A vrupa ki.ilti.iri.ini.in temel unsurlanm edinme ve modern lcknik -ozellikle asker! teknik- temelinde bir devlet olarak varhguu savunmak zo-runluluguyla karIlatl. Ancak, Ti.irk boyundurugundan heni.iz ~Ikm1~ halk kitlesinin bag1mSIZ idareye ilikin hi~hir alt~kanhg1 yoktu. Burjuvazi, sadece embriyon halinde mevcullu vc Asyatik ozelliklerini heni.iz i.izerinden atmayl becercmcdi (~orhacilar!); i.ilkeye politik liderlik saglamak gi.ici.ini.in otesindeydi. Bir yandan reformlara duyulan ihtiya~; ote yandan, i.ilkenin ki.ilti.irel gcriligi ve burjuvazinin zay1fhg1 - aydmlanm1~ mutlakiyet i~in onci.illeri saglayan koullar bunlard1. Monarkm gosterdigi inisiyatif ve ulus-lararasi baglantllan olagani.isti.i onemliydi. Ve koyli.i Bulgaris-tan'm tarihindeki 1878 bi.iyi.ik doni.i~i.imi.ini.in, bildigimiz i.izere, i.ilkenin gen~ devletini dogal olarak halk egemenligi ve gene! oy z1rhma bi.iri.indi.irmesinden bu yana, i.ilkenin ti.im politik hayat1, zo-runlu olarak, birbirini olumsuzlayan U iki kategori arasmda ~at1~ma ve uzlamaya indirgendi: Mutlakiyet ve demokrasi (17).

63

Bulgaristan'm sosyal geli~mesinde, tabii ki, bu temel politik c;e-li~kiyi ~iddetlcndiren egilimler eksik degildi- kimi egilimler mo-nar~iyi gi.icrlcndirirken, digerleri soyut demokrasi bic;imlerine canh dt:mokrat ik izmeden - sadece ortaya koyuyor.

T!pk1 Rus koy cemaatinin, Narodnik iitopyacllann umdugu gibi, dogrudan dogruya sosyalizme dogru geli~me imkam bulun-mamasi gibi, Bulgaristan'm ilkel koylii ekonomisi de bilinc;li poli-tik oz-yonetime dayah bir sisteme dogru, dogrudan dogruya degi1, ancak iilke ic;indeki mticadelenin karma~1k yollanyla geli~ebi lir.

64

Kievskaya Mysl. No. 322 29 Kas1m 1912.

II. BOLUM SAVA~

I. SIRBiST AN SA V A~T A

Oraya Giderken

Vtktor Adler, Avrupa'daki en zeki adamlardan biri, on yil 1 JJtu~ A vusturya politik sistemini "baIbolukla yumuaiDI mutla-k IYl'l" ("Absolutismus gemildert durch die Schlamperei") diye laiiJllllamitl. Son on y1l i~inde Avusturya'da ~ok ey degiti; kuri-~~ ~ meclisinin yerini gene! oyla ses;ilen bir parlamento ald1; Avus-lurya-Macaristan emperyalizminin- uhlan'lann horoz tiiyleriyle stislenmi - baI yiiceltildi; Viyana biiyiidii ve giizelleti. Ama Schlamperei [baIboluk, diizensizlik, derbederlik] - kibar olmak istenince buna Gemutlichkeit [rahatlik, kalenderlik] denir- politi-kada olsun, yerel yonetimden veya ticarette olsun, Avusturya top-lumunun hala en ayut edici ulusal ozelligi olmaya devam edi-yor.

Bundan soz a~tlm, ~iinkii Balkanlar'a yolculugumun iki giin ge~ balamasma A vusturya'nm sevimli verimsizligi neden oldu. Hesab1ma telgrafla aktanlan para Creditanstalt'ta iki giin hi~ el siiriilmeden beklemiti ve bundan haberim olunca, son derece zarif bir banka memuruyla konu hakkmda serts;e konutum, o da bana bir diizine as_:1klama S1falad1, as_:Iklamalannm hepsi temel olarak aym eye vanyordu: Schlamperei.

Viyana'dan aym 25'inde aynld1m, daha arabada otururken akam telgraflanndan Karadag kralmm sava ilan ettigini ogren-mitim. S1rbistan ve Bulgaristan'm s;ok ges;meden Karadag omegine uyacagmdan kuku duyulamazd1 - aksi takdirde, Kral Ni-kola'nm Balkanlar'm haritasma yeniden ekil vermeye tek bama karar verdigini diiiinmek gerekecekti. Bun dan otiirii, A vusturya-Macaristan ve Rusya diplomatlarmm sozlii notadan sihirli sonus;-

* Kitabm sonundaki sozliikc;eye bakmtz.[

lar c;:1kacagma dair verdikleri iyimser guvenceler- bunlan sava ilam haberiyle aym anda ogreniyordum- daha bir garip geliyor-du.

Gerc;:i Budape~te - Belgrad demiryolu hattl esas olarak giiney yoni.inde ilerler, ama kl.iltiirel ac;:1dan insan doguya dogru gider. Bi-rinci ve ikinci mevki vagonlarda, herkesin iyi trrah oldugu, kendi-sini sessiz sedas1z yedigi yemegi hazmetmeye verdigi yerlerde, ki.iltiirel, hatta etnografik bolgelerdeki degiim pek farkedilmiyor. Ama istasyon platformlannda ve uc;:uncii mevki vagonlannda, farkb dilleri konuan, c;:eitlilikle dolu, kiiltiirel ve politik olarak kanIk Dogu, kaleydoskopa bakar gibi gozlerinizin oni.ine serili-yor. iki Bulgar ogrenci, bir Sup ogrenci ve bir Macar ogretmen tic;:iincii mevkinin bir kbesinde Bulgarca, Almanca, Strpc;:a ve Frans1zca kelimelerden oluan inamlmaz bir dilde konuuyorlar. Ki.ic;:i.ik mulk sahibi bir Macar, bir Romen papaza, Macarca-Al-manca, Budapete'nin Viyana'ya mimari iistiinlligtinti anlatlyor. Dort yll Amerika'da kald1ktan sonra tilkesine donen bir Bulgar ic;:i, Atlantik'in otesindeki hayat tizerine gozlemlerini bir Slovak ic;:iy-le paylaIyor: Yan tan1d1k kelimeler, ac;:Iklama jestleri, yanh anla-malar, karIsmdakinin soylediklerinin yalmzca yans1m anlamaya ahkm kiilerin hogbri.ilti guliimsemeleri. Bir Avusturya-Mac..u-Balkan Entemasyoneli!

ite Dogu'nun kadmlan, kollarmda c;:ocuklarm1 ta~Iy

konu~madan, klpudamadan duruyorlar. Ne kadar iirkiittici.i bir sabtr, bitmek tiikenmek bilmiyor!

ihtiyar bir

"Sup domuzlan ne kadar ediyormu - bir milyon frank mt?" diye fesat fesat soruyor bir Romen papaz.

"iin pi.if noktast bu. Bruck'da ne oldugunu gordi.ini.iz mi.i? Krrk yi.ik vagonu dolusu cephane orada tutuluyordu- bu cephaneler Creusot'dan, Fransa'dan, Subistan'a gonderiliyordu. Bizim htiktimetimiz durdurdu onlan- bi.iti.in istasyon onlarla doluydu. Hayu, sava

mcvkisinde cllcrindeki tek ieyi suayla kafalanna diken U ii

"Ya, oyle mi?" diye soruyor Bavyerah papaz, nazikc;e yakmhk gostererek.

Restoran vagonunda sessizlik hi.iki.im si.iri.iyor. Geni, temiz pencereden ova manzaras1 gori.ini.iyor. Hemen hemen her yerde mtsrr tarlalan var, sadece arada bir erbet~iotu ekilmi yerler beli-riyor. M1S1r koc;anlan kmlmt, saplar1 sararmaya btrakilmi. Kimi yerlerde saplar da kesilmi, ytgm yaptlmt. Macar bozkm, U anda pis, yagmurlu bir gokyi.izi.ini.in altmda kasvetli goriiniiyor. Daha gi.ineyde havamn ve topragm daha enlikli olacagm1 i.imit ediyor insan - Subistan ve Bulgaristan'da, ovanm "Balkan" adm1 aldtgt yerlerde.

Belgrad

Dyen No.3 4 Ekim 1912

Tren, Macaristan'1 S1rbistan'a baglayan demiryolu kopri.isi.inden art1k gec;miyor, bizi Semlin'de bmtk1yor, oysa bilet-lerimiz Belgrad'a kadar gec;erli. Tuna'yt ve burada Tuna'ya karlan Sava'y1 Morava adh bir S1rp istimbotuyla gc~iyoruz . Scmlin'den sadece bir mil uzunlugundaki bir su ki.itlesiyle aynlan Bclgrad, orad;:m gayet berrak gori.iliiyor. Konak'1 (kraliyet saray1) ve Skuptina'y1 (parlamento binas1) kolayca sec;ebiliyorsunuz - 11pk1 Habsburg silahlannm da onlan buradan tespit edebilcccgi gibi. Burasmm Subistan'm en hassas noktast oldugu gayet iyi bilini-yor.

istimbot kly1ya yanatlgt zaman, umagm hala Macar k1smmdayken, yolcular, yanmda dort H1rvat jandarma bulunan, sivil giyimli iri, yap1h bir beyefendinin kontroli.inden gec;iyor. Kendisi pasaportlanmiZI inceliyor.

"Mesleginiz nedir?" "Gazeteciyim."

Gozlerinde, pek de iyi bir meslek degil bu, sozlerini okuyo-

71

rum- hele ~u sorunlu zamanda. Ama istimbot tizerinde pasaport kontroli.inden ge~erken meslegimi degitiremeyecegim i~in, aynca ben de iri yapth beyefendinin mesleginden holanmadtgtm i,in, birbirimizden sessiz sakin aynlmaktan baka yapacak bir~cyimiz yok.

Tuna ve Sava'nm Subistan ktyllannda nobet~iler devriye ge-'IY' 11. Bu nobet~iler, yalan krrk be ile elli be arasmdaki gontillti 1nuiJafJzlar, koyli.i ktyafetleri, kuzu derisinden yapdma bahklar vt opanki[aga~ kabugu liflerinden sandaletler] giyiyorlar, omuz-lannda tiifek tatyorlar.

ve sati memurlannm saylSl en aza indirilmi. Sanayi, seferber-ligin ve yaklaan savam ihtiya9larm1 karIlayan kolu dtmda dur-IDU. ie almacak kimse yok. Belgrad'daki bir eker fabrikas1, iire-timini tamamen durdurmamak i9in yurtdtmdan yirmi i9i getirt-mek zorunda kalmt, Kuprica'daki bir eker fabrikas1 da hiikiime-tin izniyle mahkumlart 9aht1nyor. Kentin ana arteri Prens Mikail Caddesi'nde yol diizeltme 9ahmalan durdurulmu. Tramvay hattmm uzun bir boliimii ina edilmi, yolun ortasmda kazllmt 9U-kurlar var, kereste bloklar etrafta yayllmt duruyor, yagmur altmda tslantyorlar ve Belgrad'm en iyi oteline, Moskva Oteli'ne yaklaan bir tatt, tekerleklerinin poyralarma dek bir 9amurlu golciige batl-yor.

turyah muhabirlerin diinyas1 karanyor: Bakanlar miil~at verme-yecekmi~.

18'inci Alay sua halinde yiiriiyor; bugi.in smtra dogru yola 91ktyor. Haki i.iniformalar ve opanki'ler giyiyorlar ve ba~hklarmd~ ince dal bi9iminde yqil siisler var. Borular 9ahyor, trampet

duyan bu gen~ iilkenin hayatmm temellerini zaytflatacakttr.

ilk izlenimler

Dyen No.3 4 Ekim 1912

Balkanlar'a, sava~ ~Jkmasmm sadece yiiksek bir ihtimal degil, ka~milmaz oldugunu dii~iinerek gittim ... Ne var ki, kendimi Belg-rad caddelerinde bulup da yedek askerlerin olu~turdugu uzun kuy-ruklan ve KIZilha~ paztbanti ta~tyan sivilleri gordiigiim zama