KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve...

49
KUR’ĀN VE YORUMU -İLK ÜÇ YÜZ YIL - 2 v Şahıslar v Okullar v Eserler THE QUR’ĀN AND ITS INTERPRETATION -The First Three Centurİes- 2 v Interpreters v Schools v Books

Transcript of KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve...

Page 1: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

I

KUR’ĀN VE YORUMU -İLK ÜÇ YÜZ YIL-

2

v Şahıslar

v Okullar

v Eserler

THE QUR’ĀN AND ITS INTERPRETATION

-The First Three Centurİes-

2

v Interpreters

v Schools

v Books

Page 2: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

II

Akademik Danışman ve Editör:

Prof. Dr. Halil Rahman Açar

Dizgi:

Vahidbeg Abidoğlu

Birinci Baskı Tarihi:

Aralık 2019

© Kitabın yayın hakları İlim Dallarının Düşünce Temellerini Araştırma Enstitüsü’ne aittir.

Bu kitapta yer alan düşünceler ve imla kuralları yazarını bağlamaktadır. Kitapta yer alan

bildirilerin aynen yayımlanması izin almak şartıyla mümkündür. Alıntı için kaynak

gösterilmesi zorunludur.

Adres:

Sakarya Cad. İnkılap Sok. 4/10, Deniz Apt. Kat: 5. Kızılay, Çankaya/ANKARA

Tel : 0 (312) 434 06 38

e-mail: [email protected]

web: www.ilimler.org

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2 Editör: Halil Rahman AÇAR Ankara: İlim Dallarının Düşünce Temellerini Araştırma Enstitüsü Yayını: 24 İlmī Toplantı Dizisi: 2 I-XI+1-590 ISBN:978-605-2161-14-2 Konu: 1. Kur’ān 2. Yorum

3. Yorum ekolleri 4. İlk yorumlayıcılar

Page 3: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

375

İMAM CA‘FER ES-S�DIK’IN KUR’ĀN TASAVVURU VE TEFSİR

ANLAYIŞINA D�İR BİR DEĞERLENDİRME

(KENDİSİNE İSNAT EDİLEN ESERLER VE RİVAYETLER IŞIĞINDA)

Yunus Emre Gördük*

Özet İmam Ca‘fer (v. 148/765) Hz. Peygamber’in (sas) kızı Hz. Fâtıma ile

damadı Hz. Ali’nin soyundan gelen ve “On iki İmam” nitelemesiyle anılan şahsiyetlerden biridir. Bu zâtlar bütün Müslümanların saygı gösterdiği ve ortak değer olarak kabul ettiği kimselerdir. Hz. Hüseyin’in torununun oğlu olan Ca‘fer, es-Sâdık lakabıyla anılmıştır. Hayatını genel itibariyle ilimle ve öğrenci yetiştirmekle geçiren Ca‘fer es-Sâdık kendi zamanındaki siyasi çalkantılardan uzak durmuş ve uzak durulmasını tavsiye etmiştir. Onun etrafında büyüyen ilim halkasında hicrî ikinci asrın en önemli bilginlerinden sayılan birçok ismin yer aldığı bilinmektedir. Bu bildiride Ca‘fer es-Sâdık’ın genel anlamda Kur’ān idrâki ve tefsir anlayışı üzerinde durulacaktır. Öncelikle Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilen müstakil işârî tefsirin içeriğinden ve üç nüshasından bahsedilecektir. Bunun yanında yine ona isnat edilen küçük çaplı bazı risâleler ve klasik eserlerde/tefsirlerde ona müsteniden yer alan aktarımlar üzerinde kısaca durulacaktır. Her ne kadar nihâî olarak bunların tamamının onun eserleri ve sözleri olduğunu ispat etmek mümkün değilse bile genel bir fikir vermek için yeterli olduğu kanaatindeyiz. Şu bir gerçek ki Ca‘fer es-Sâdık Kur’ān’ı tarihsel bir period içinde sıkışmış, sadece kuru lafızdan ibaret bir metin olarak görmemektedir. Son zamanlarda yükseliş gösteren bu yaklaşımın tam aksine, ona göre Kur’ān, daima manevi aydınlık, ruhani itminan, feyiz ve bereket saçan ilahi bir mesajdır. Kur’ān sadece şeriat kitabı değil aynı zamanda tefekkür, dua, zikir ve ubudiyet kitabıdır.

Anahtar kelimeler: Ca‘fer es-Sâdık, Kur’ān, Tasavvur, Tefsir, Anlayış

AN EVALUATION ABOUT IMAM JAFAR AL-SADIQ’S QUR’ĀN PERCEPTION AND UNDERSTANDING OF TAFSIR (IN THE LIGHT OF THE WORKS AND NARRATIVES THAT ARE ATTRIBUTED TO HIM)

Abstract Imam Jafar (d. 148/765), one of the leading personalities who are

described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima and his son-in-law Hazrat Ali. All Muslims respect these figures and accept them as common values. Jafar, the son of Hazrat Husain’s grandson, is known as “al-Sadiq (He is faithful to every act and word)”. Jafar al-Sadiq, who spent his life in Islamic sciences and educating students, kept away from the political turmoil of his time and advised the peoples to stay away too. It is also known that in the scientific community that grows around him it has a lot of scholars (ulama) that are considered to be the most important scholars of the second century hijri (AH). In this paper, we will focus on Jafar al-Sadiq’s understanding of Qur’anic cognition and tafsir in general terms. Firstly, it will be mentioned from the content and three manuscripts of the tafsir which is attributed to Imam Jafar al-Sadiq. In addition to this, some of the small tractates that are

* Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, [email protected]

Page 4: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

376

attributed to him and the rivayahs (narrations) from the classical works/tafsirs will be briefly mentioned. Even if it is impossible to prove that all of them are Jafar al-Sadiq’s works and words, we are convinced that it is more than enough to give a general idea. It is a fact that Imam Jafar does not see the Qur’ān as a soulless text that is stuck in a historical period. Contrary to this approach which has risen in recent times, according to him, the Qur’ān is a divine message that always emits spiritual light, spiritual impulse and blessing. The Qur’ān is not only a book of Shari’ah, but also a book of contemplation, prayer, dhikr and worship.

Keywords: Jafar al-Sadiq, Qur’ān, Perception, Tafsir, Understanding

Giriş İmam Ca‘fer es-Sâdık bütün Müslümanların saygı duyduğu ve

muhabbet beslediği şahsiyetlerden biridir. Hz. Ali (ra) ve Hz. Fâtıma’nın (ra) soyundan gelen, dolayısıyla Hz. Peygamber’in (sas) torunlarından olan Ca‘fer es-Sâdık “On iki İmam” diye anılan şahsiyetler arasındadır. Bunlar Hz. Ali’den (v. 40/661) sonra sırasıyla Hz. Hasan (v. 50/670), Hz. Hüseyin (v. 61/680), Zeynü’l-Âbidîn (v. 94/712), Muhammed el-Bâkır (v. 114/732), Ca‘fer es-Sâdık (v. 148/765), Mûsa el-Kâzım (v. 183/799), Ali er-Rıdâ (v. 203/818), Muhammed et-Takî (v. 220/835), Ali en-Nakî (v. 254/868), Hasan el-Askerî (v. 260/873) ve Muhammed b. Hasan el-Mehdî’dir. (Şîî-İmâmîler bu sonuncu imamın gaybette olduğuna ve zamanı gelince ortaya çıkacağına inanmaktadır; bu sebeple o “el-Muntazar: Beklenen” lakabıyla anılır.) Ca‘fer es-Sâdık’ın babası Hz. Hüseyin’in torunu olan İmam Muhammed el-Bâkır, annesi ise “Ümmü Ferve” künyesi ile anılan Fâtıma bint el-Kâsım b. Muhammed’dir.1 Ca‘fer es-Sâdık, annesinin hem annesi hem de babası tarafından Hz. Ebû Bekir’in soyundan gelmektedir. Nitekim Ümmü Ferve’nin babası Kâsım b. Muhammed b. Ebû Bekir2 annesi ise Esmâ bint Abdurrahman b. Ebû Bekir’dir. Nitekim o bu gerçeği: “Ben iki yönden Ebû Bekir’in evladıyım” sözüyle belirtmiştir.3 Zehebî bu durumu vurgulayarak “Ca‘fer es-Sâdık baba tarafından Alevî, anne tarafından Bekrî idi”4 der.5

1 el-Endelûsî, Ebu Abdillah Muhammed b. İsmâil el-Ezdî el-Ûnebî, Esmâu Şuyûhi Mâlik İbn Enes, Mektebetu Advâi’s-Selef, Riyad, 2004, s. 134. 2 İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübra, Dârü’s-Sâdr, Beyrut, trz., V, 187. 3 ez-Zehebî, Şemsüddîn Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman, Târîhu’l-İslâm ve Vefayâtu’l-Meşâhîr ve’l-A‘lâm, Dâru’l-Garbi’l-İslâmî, Beyrut, 2003, III, 829; a. mlf., Tezkiretü’l-Huffâz, Haydarabad, 1956, I, 166; el-Mizzî, Cemalüddin Ebu’l-Haccâc Yusuf, Tehzîbü’l-Kemal fî Esmâi’r-Rical, Müessesetü’r-Risale, Beyrut, 1985, V, 74; İbn Hacer el-Askalânî, Ebû’l-Fadl Şihabüddin Ahmed b. Ali, Tehzîbü’t-Tehzîb, Dârü’l-Ma‘rife, Beyrut, 1996, I, 444; es-Suyutî Celaluddin Abdurrahman b. Ebî Bekir, Tabakâtu’l-Huffaz, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1983, s. 78. 4 ez-Zehebî, el-İber fî Haber in Ğaber, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, trz., I, 160. 5 Detaylı bilgi için bkz. Gördük, Yunus Emre, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, İnsan Yay., İstanbul, 2011, s. 81-94.

Page 5: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

377

Hayatını genel itibariyle ilimle ve öğrenci yetiştirmekle geçiren Ca‘fer es-Sâdık, kendi zamanındaki siyasi çalkantılardan, özellikle de Ehl-i Beyt mensupları tarafından Emevî ve Abbâsî yönetimlerine karşı başlatılan isyan hareketlerinden uzak durmuştur. Çevresindekilere de bu tür siyasi hareketlerden uzak durmalarını tavsiye etmiştir. Onun etrafında büyüyen ilim halkasından, hicrî ikinci asrın en önemli bilginlerinden sayılan birçok kimsenin istifade ettiği bilinmektedir. Tabiîn tabakasından olan Yahya b. Saîd el-Ensârî, Eyyub es-Sahtiyânî, Eban b. Tağlib, Ebû Ömer b. el-‘Alâ ve Yezîd b. Abdullah el-Hâdî; bunları takip eden tabakadan Ebû Hanîfe, Malik b. Enes, Süfyan b. Saîd b. Mesrûk es-Sevrî, Süfyan b. Uyeyne ve Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybânî gibi dev isimler Ca‘fer es-Sâdık’ın öğrencileri arasındadır.6

Bu çalışmada Ca‘fer es-Sâdık’ın Kur’ān tasavvuru ve tefsir anlayışına dâir bir değerlendirme yapılacaktır. İlk bölümde Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilen müstakil işârî tefsirin üç nüshası tanıtılacak ve bu tefsirin içeriğinden çeşitli örnekler verilecektir. İkinci bölümde ona isnat edilen küçük çaplı bazı risâleler; üçüncü bölümde ise klasik eserlerde ve rivâyet tefsirlerinde Ca‘fer es-Sâdık’a müsteniden yapılan bazı rivâyetler üzerinde durulacak; sadece Sünnî dünyanın benimsediği eserlere değil Şîa literatürüne de müracaat edilecektir. Söz konusu aktarımlar açısından Şîa tefsirleri son derece geniş ve zengin bir koleksiyon sunmaktadır. Haliyle bütün bu literatürü, okuduğunuz çalışmanın sınırları içinde hakkıyla inceleyip hülâsa etmek mümkün değildir. Bu nedenle Ca‘fer es-Sâdık’ın Kur’ān tasavvuru ve tefsir anlayışıyla ilgili rivâyetlerden bazı örneklerle yetinilecektir. Her ne kadar nihâî olarak bunların tamamının onun eserleri ve sözleri olduğunu ispatlamak mümkün değilse bile genel bir fikir vermek için yeterli sayılabileceği kanaatindeyiz.

I. İmam Ca‘fer es-Sâdık’a İsnat Edilen İşârî Tefsir I. a) Tefsirin Nüshaları Hakkında Bazı Tespitler Kaynaklar tarikatler öncesi sûfî hareketin tefsirdeki ilk temsilcisi olarak

Hasan el-Basrî’yi (110/728) göstermekte ve onu Ca‘fer es-Sâdık’ın (148/765) takip ettiği görüşüne yer vermektedir.7 Hasan el-Basrî, İbn Abbas’ın tefsir

6 Bkz. İbn Hacer el-Askalânî, Lisânü’l-Mîzan, Müessesetü’l-A‘lemî, Beyrut, 1971, I, 24; Zehebî, Mîzânu’l-İ‘tidâl, Dâru’l-Ma’rife, Beyrut, 1963, II, 170; Meclisî, Muhammed Bâkır b. Muhammed Takî, Bihâru’l-Envâri’l-Câmia li-Düreri Ahbâri’l-Eimmeti’l-Athâr, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, trz., XLVII, 27-28; Ziriklî, Hayreddîn, el-A‘lâm, y.y., 1954, II, 121; Kehhâle, Ömer b. Rıza b. Muhammed, Mu‘cemu’l-Müellifîn, Mektebetü’l-Müsennâ, Beyrut, trz., III, 145; Muhsin el-Emîn, Seyyid, A‘yânu’ş-Şî‘a, Dâru’t-Teârüf, Beyrut, 1983, I, 664; Ahmed Emîn, Zuhru’l-İslam, Mektebetü’n-Nehdati’l Mısriyye, 1966, III, 115; Ebû Zehra, Muhammed, İmam Ca‘fer, çev. İbrâhim Tüfekçi, Şafak Yay., İstanbul, 1992, s. 41; Zeydan, Abdülkerim, el-Medhal li Dırasâti’ş-Şerîati’l-İslâmîyye, Mektebetü’l-Kudüs, Bağdat, 1976, s. 175. 7 Cerrahoğlu, İsmail, Kur’an Tefsirinin Doğuşu ve Buna Hız Veren Amiller, Ankara, 1968, s. 132; Kırca, Celal, İlimler ve Yorumlar Açısından Kur’an’a Yönelişler, Tuğra Nşr., İstanbul, trz., s. 140.

Page 6: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

378

derslerini dinlemiş ve ondan çok istifade etmiştir.8 İbnü’n-Nedîm “Fihrist”inde tefsirlerden bahsederken, Hasan el-Basrî’nin de bir tefsir kitabı olduğunu söyler.9 Başta Tâberî’nin Câmi‘u’l-Beyân’ı olmak üzere rivâyet tefsirlerinde Hasan el-Basrî’den yapılan birçok nakle yer verilmiş olsa da bugün elimizde ona ait bir tefsir bulunmamaktadır. Dolayısıyla müstakil bir işârî/sûfî tefsirin Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş olması önemlidir.

Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş olan bu tefsirin müellifi belli değildir. Sekiz kişilik râvi zinciri ile ona dayandırılan çeşitli rivayetleri kimin bir araya getirip telif ettiğinden bahsedilmemiştir. Eserin özel bir ismi de bulunmamaktadır. Ülkemizde var olduğu tespit edilen tek nüshası İstanbul-Süleymaniye Kütüphanesi/Nâfiz Paşa-65’te kayıtlıdır. Çeşitli kaynaklarda Ca‘fer es-Sâdık’a nispet edilen farklı nüshalardan bahsedilmektedir. Brockelmann ve Fuat Sezgin bu nüshaları “Buhâr-XV.13”, “Bankipora-XVIII, 2, 143, No:1460”, “Aligarh-2976111/28”10, “Chester Beatty-5253” ve Nâfiz Paşa-65 olarak kaydetmektedir.11 Brockelmann sadece Bankipora ve Buhâr nüshalarından “Tefsir” adıyla bahsetmiş, bunların Muhammed b. Yakûb el-Küleynî’nin (v. 328/939) öğrencilerinden “İbn Ebî Zeyneb” künyesiyle meşhur12 Nu‘mânî’nin rivayeti olduğunu söylemiş13, kalan üç nüshadan bahsetmemiştir.14 Sezgin ise adı geçen beş nüshayı “Tefsirü’l-Kur’ān” adıyla kaydetmiş en eskisinin hicrî 10. yy.’da istinsah edilen Chester Beatty nüshası olduğunu belirtmiştir. “Nâfiz Paşa” 11. ve “Bankipora” nüshası 12. yy.’da yazılmıştır. “Buhâr” Nüshasının kesin tarih olarak hicrî 1019 da yazıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla o da 11. yy.’da yazılmıştır. “Aligarh” nüshasının yazılış tarihi ile ilgili bilgi yoktur.15

Celal Kırca 1989’da kaleme aldığı makalesinde: “Brockelmann’ın tesbit ettiği iki nüshaya ilaveten Sezgin’in tespit ettiği üç ayrı nüshaya bakarak bu sayının daha da artabileceğini var sayabiliriz.” demektedir.16 Hikmet Beşir Yasin ise bunu doğrularcasına yaklaşık 12 yıl sonra farklı bir nüshadan; “Kalküta/Cem’iyyetü’l-Asyeviyye Kütüphanesi”nde (Library of Asiatic Society)

8 Ateş, Süleymân, İşârî Tefsîr Okulu, Yeni ufuklar Neşriyat, İstanbul, 1998, s. 41. 9 İbnü’n-Nedîm, Ebû’l-Ferec Muhammed b. İshâk, el-Fihrist, Matbaatu’l-İstikame, Kahire, trz., s. 34. 10 Bu nüshanın kaydı şu anda “Maulana Azad Library/Aligarh Muslim University, Collection: Subhanallah 297.112/28” şeklindedir. 11 Brockelmann, Carl., GAL: Geschichte der Arabischen Litteratur Erster Supplementband, Leiden, E. J. Brill, 1937, I, 104; Sezgin, Fuat, GAS: Geschichte des Arabischen Schrifttums, Leiden, E. J. Brill, 1967-84, I, 529. 12 Kırca, “Cafer es-Sâdık ve Ona İzafe Edilen Tefsiri”, s. 108. 13 Brockelmann, GAL, I, 104. 14 Brockelmann, GAL, I, 104. 15 Sezgin, GAS, I, 529. 16 Kırca, “Cafer es-Sâdık ve Ona İzafe Edilen Tefsiri”, Erciyes Üniversitesi İlâhîyat Fakültesi Dergisi, VI, Kayseri 1989, s. 106

Page 7: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

379

“Takrîben hicrî 12. asırdan kalma (AR-177/48) kayıtlı, bazı eksiklikleri olan 465 varaklı nüsha” kaydıyla bahsetmiştir.17 Yâsin, Patna Khuda Bakhsh (Hudâbahş) Kütüphanesi’nde hicrî 12. asırdan kalma, tefsir numarası 234, varak sayısı 232; yine aynı kütüphanede bulunan, hicrî 12. asırdan kalma, tefsir numarası 235, varak sayısı 103 olan iki nüshadan daha bahsetmekte ve bunların Nu‘mânî rivayeti ile geldiğini söylemektedir.18

Öncelikle bizim tespitimize göre Fuat Sezgin’in bahsettiği 233 varaklık Bankipora nüshası ile Hikmet Beşir Yasin’in bahsettiği 232 varaklık Khuda Bakhsh nüshası aynı nüshanın değişik isim ve rakamlarla kaydıdır. Nitekim hem Khuda Bakhsh kütüphanesinin bulunduğu Patna şehri Bihar Eyaletinin Bankipora bölgesinde bulunmaktadır hem de bu eser söz konusu kütüphanede şu anda Sezgin’in verdiği 1460 rakamıyla kayıtlıdır. Bu arada Sezgin, Yâsin’in bahsettiği ikinci nüshadan bahsetmemektedir. Söz konusu iki nüsha “Khuda Bakhsh Oriental Public Library”nin kataloğunda (Arabic Manuscripts/Quranic Science/Commentaries on The Qur’ān kısmında) İbrâhim b. Ca‘fer en-Nu‘mânî rivâyeti diye tanımlanmaktadır. Oysaki yine aynı katalogda verilen bilgilere göre bu eserin rivâyet zinciri Chester Beatty, Nâfiz Paşa ve Aligarh nüshalarıyla aynı olup Ahmed b. Muhammed b. Muhammed b. Hâris19 ile başlayan silsile Ca‘fer es-Sâdık’ta son bulmaktadır. Yâsin’in bahsettiği 103 varaklık ikinci yazma ise şu anda 1461 numarada kayıtlı olup aynı eserin İsrâ sûresinden Felak sûresine kadarki kısmını ihtiva eden, diğer nüshalara nispeten sayfalarının eksik olduğu anlaşılan başka bir nüshasıdır.20 Nitekim nüshanın baş ve son kısmından verilen örnek cümlelerin Chester Beatty, Nâfiz Paşa ve Aligarh nüshalarıyla uyum içinde olduğu görülmektedir. Kısacası Bankipora Khuda Bakhsh Oriental Public Library’de bulunduğu söylenen ve biri eksik sayfalı olan iki nüsha21 Ahmed b. Muhammed b. Muhammed b. Hâris (Harb veya Hars) rivâyetiyle nakledilmiş

17 Bu nüsha hakkında yaptığımız girişimler sonuçsuz kaldı ve maalesef herhangi bir bilgi edinemedik. 18 Yasin, Hikmet Beşîr, İstidrâkâtu alâ Târîhi’t-Türâsi’l-Arabî, Tefsîr ve Ulûmü’l-Kur’ān Kısmı, Dâru İbni’l-Cevzî, Cidde, 2002, II, 73. 19 Nâfiz Paşa ve Chester Beatty nüshalarında bu isim “Harb”, Aligarh nüshasında ise “Hars” şeklindedir. 20 Detaylı bilgi için bkz. http://kblibrary.bih.nic.in/Vol36/BP143.htm; http://kblibrary.bih.nic.in/Vol36/Bp144.htm (Erişim tarihi: 16/08/2018) 21 Doktora çalışmamız esnasında İmam Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş olan bu tefsirin bu nüshaları hakkındaki katalog bilgileri henüz internet erişimine açık değildi ve dijital kopya elde etme imkânı maalesef yoktu. Bu bildiri vesilesiyle bahsi geçen iki nüsha için yaptığımız 03/08/2018 tarihli müracaat e-postasına 13/08/2018 tarihinde verilen cevapta; söz konusu kütüphane tarafından 232+103 (335) varak ve toplamda 670 sayfa olan doküman için, her sayfası 5 Amerikan doları ücret karşılığı olmak üzere (işlem ücretleri hariç) toplam 3350 USD talep edildi. Dolayısıyla eserin içeriğini detaylı inceleme şansı elde edememiş olduk.

Page 8: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

380

ve kaleme alınmıştır. Bunların Nu‘mânî rivâyeti ile geldiğine dâir bilginin nereye dayandığı belli değildir ve hatalı olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan Husain Khan Bahadur “Catalogue of The Arabic Manuscripts In the Bûhâr Library” adlı katalog eserde “Commentaries Upon the Kur’ān According to the Shi‘a School” başlığı altında Buhâr/13 nüshasının Muhammed b. Ya‘kûb el-Küleynî’nin öğrencisi olan İbrâhim b. Ca‘fer en-Nu‘mânî tarafından rivâyet edildiği bilgisini verir hatta Otto Loth’u bu konuda eleştirir.22 Loth ise “A Catalogue of the Arabic Manuscripts In the Library of the India Office” adlı katalog çalışmasında söz konusu eserden “Şîa’ya ait eski bir tefsir olup Ebu’l-Hasan Ali b. İbrâhim el-Kummî tarafından telif edilmiştir.” demektedir.23 Sonraları İmam Muhammed el-Bâkır ve İmam Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilen pek çok rivâyeti ihtivâ eden bu eser hakikaten de “Tefsîru’l-Kummî” adıyla basılmış24 ve zaman Loth’u haklı çıkarmıştır. Hem Khan Bahadur’un hem de Loth’un bahsi geçen kataloglarda eser muhtevasından verdikleri örnek cümleler aynı eserden söz ettiklerini teyit etmektedir. Dolayısıyla Ca‘fer es-Sâdık’a müstenit olarak zikredilen Buhâr nüshasının esasen el-Kummî tefsirinin bir yazması olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Şu halde Sezgin ve Brockelmann’ın, Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilen bolca rivâyete yer verildiği için bunu da diğer nüshalarla birlikte “İmam Ca‘fer’e isnat edilen tefsir” diye kaydettikleri anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Brockelmann’ın Bankipora ve Buhâr nüshalarından bahsederek bunları Nu‘mânî rivâyeti şeklinde kaydetmesinin doğru bir tespit olmadığı görülmektedir. Nitekim Buhâr nüshası yukarıda belirtildiği üzere el-Kummî tefsirinin bir nüshasıdır, Bankipora/Khuda Bakhsh nüshaları ise Ahmed b. Muhammed b. Harb (Hars veya Hâris) adlı râvîden nakledilmiştir. Her hâlükârda Fuat Sezgin’in de Buhâr nüshasını diğer dört nüsha (Chester Beatty, Nâfiz Paşa, Khuda Bakhsh ve Aligarh) ile birlikte aynı eserin nüshalarından biri olarak kaydetmesi hatalıdır.

Şîa’nın tabakat kitaplarından ez-Zerîʻa’da Ağa Büzürg-i Tahrânî, “Tefsirü’n-Nu‘mânî” hakkında “Şeyh el-Harrânî, ‘Onun tefsirinden bir bölümü gördüm.’ demiştir. Herhalde bölüm diye kastedilen Nu‘mânî’nin Ca‘fer es-Sâdık isnadıyla yaptığı izahları içeren rivayetlerdir.”25 demektedir; ancak yukarıda görüldüğü gibi bahsi geçen nüshaların Nu‘mânî ile ilgisi bulunmamaktadır. Muhsin el-Emîn ve diğer bazı Şîî müelliflerin eserlerine bakılınca onların da tıpkı Tahrânî gibi Nâfiz Paşa, Chester Beatty, Aligarh ve Bankipora (Khuda Bakhsh) nüshalarıyla günümüze ulaşan tefsirden

22 Bkz. Husain Khan Bahadur, Shamsu’l-Ulamâ M. Hidayat, Catalogue of The Arabic Manuscripts In the Bûhâr Library, (Volume: II), Calcutta İmperial Library, New Delhi, 1923, s. 13-15. 23 Loth, Otto, A Catalogue of the Arabic Manuscripts In the Library of the India Office, Secretary of State for India In Council, London, 1877, s. 10. 24 Bkz. el-Kummî, Ebû’l-Hasan Ali b. İbrahim, Tefsîru’l-Kummî, Müessesetu Dâri’l-Kitab, Kum, 1968. 25 Tahrânî, Ağa Büzürg, ez-Zerî‘a İlâ Tasânîfi’ş-Şî‘a, Dâru’l-Advâ, Beyrut, trz., IV, 318.

Page 9: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

381

bahsetmedikleri görülmektedir.26 Tahrânî şöyle bir ilginç bilgi daha vermektedir: “İstanbul Ali Paşa Kütüphanesi fihristinde, Ca‘fer es-Sâdık’a nispet edilen ‘Tefsîru’l-İmam Ca‘fer b. Muhammed es-Sâdık’ isminde bir tefsir vardır. Böyle bir tefsirin İmâmiyye ulemasının kitaplarında zikredildiğine rastlamadık. Fakat bu tefsirin, imamların ashabının bazısı vasıtasıyla tâhir imamlardan yapılan rivayetlerle oluştuğu zanna yakındır.”27 Burada bahsi geçen eser ise muhtemelen Ebû Abdurrahman es-Sülemî’ye ait olan ve Ca‘fer es-Sâdık’tan birçok rivâyeti ihtivâ eden Hakâiku’t-Tefsîr adlı eserin Süleymaniye Kütüphanesi “Şehid Ali Paşa” koleksiyonu 270 numarada kayıtlı olan nüshasıdır. Nitekim hem Şehid Ali Paşa Kütüphanesi’ndeki yazmalar daha sonra Süleymaniye Kütüphanesi’ne nakledilmiştir hem de Ca‘fer es-Sâdık’a “Ali Paşa” kaydıyla isnat edilen herhangi bir tefsir bulunmamaktadır. Buna göre Sülemî’nin Ca‘fer es-Sâdık’a müsteniden yaptığı rivayetlerin de bolca yer aldığı tefsirinin Şîa uleması tarafından reddedilmediği aksine teyit edildiği söylenebilir.

Tahrânî’nin verdiği bilgiler Dâiretü’l-Maârifi’t-Teşeyyûʻ’da da aynen zikredilmiş ve ek olarak Şîa’nın Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilen tefsir hakkındaki görüşü ile ilgili üstteki kanaati teyit edici mahiyette şu değerlendirme yapılmıştır: “Ashab-ı Eimme’nin sahih rivayetlerini bir araya getiren ve telif eden biri tarafından yapılmıştır. Çünkü bu sözlerin Ebû Abdullah Ca‘fer es-Sâdık’tan olduğuna kat’î iman vardır. Doğrudan doğruya O’na nispet edilmiş ve kendi adıyla anılmıştır. Paul Nywia, Ebû Abdurrahman es-Sülemî’nin mecmuasında Ca‘fer es-Sâdık’a nispet edilen tefsirin istihraç ve edisyon kritiğini yapmıştır.”28 Burada bahsi geçen çalışma ise Paul Nwyıa tarafından Hakâiku’t-Tefsîr’in farklı nüshaları karşılaştırılarak yapılmış ve Beyrut Saint Joseph Üniversitesi’nin dergisinde 1968 tarihinde yayımlanmış olan tahkik çalışmasıdır.29 Gerçek şu ki Sülemî tefsirindeki rivâyetlerin makbul addedilmesi Ca‘fer es-Sâdık’a nisbet edilen tefsirin de reddedilmemesini gerektirir. Zira bu tefsirdeki rivâyetlerin bazıları Sülemî tefsirinde yer verilen rivâyetlerle aynıdır.30

26 Bkz. Muhsin el-Emîn, A‘yânu’ş-Şîa, I, 668-669; Dıyâî, Ali Ekber, “Ma‘rifî Berhayi Âsâr Mensûb be İmam Sâdık”, Keyhan-ı Endîşe, XLVI, Kum, h.1371, s. 152; el-Hakîmî, Şeyh Muhammed Rıza, Levlâ es-Senetan Leheleke’n-Nu‘mân, y.y., 1985, s. 51-56; el-Hâşimî, Muhammed Yahyâ, el-İmamu’s-Sâdık Mülhimü’l-Kimya, el-Müessesetü’s-Sûriyyetü’l-Irakiyye, Kahire-Halep-Bağdat, 1959, s. 51. 27 Tahrânî, ez-Zerîʻa, IV, 269. 28 Cevâdî, Ahmed Hac Seyyid v.dğr., “Tefsîru İmam Ca‘fer es-Sâdık”, Dâiretü’l-Maârif et-Teşeyyuʻ, Tahran, 1998, IV, 478. 29 (Bkz. Paul Nwyıa, S.J., “Le Tafsır Mystıqué Attrıbue A Ğaʻfar Sadıq-Édition Critique”, Mélanges de L’Université Saınt-Joseph, Sayı: 43, Fasikül: 4, Imprımerıe Catholıque, Beyrouth 1968, 179-230.) 30 Detaylı bilgi için bkz. Gördük, “İmam Cafer es-Sâdık’a İsnat Edilen İşarî Tefsirin es-Sülemi Tefsiri İle Mukayesesi”, PAÜİFD, 2014, 1/1, ss. 54-68.

Page 10: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

382

Paul Nwyıa tarafından yapılan tahkikin bir takım yanlış anlaşılmalara neden olduğu da anlaşılmaktadır. Örneğin Ali Rıza Karabulut, “Mu‘cemu’l-Mahtûtâti’l-Mevcûdeti fî Mektebâti İstanbul ve Anadolu” adlı eserinde Nâfiz Paşa nüshasından bahseder ve bu eserin 1968 tarihinde Beyrut’ta neşredildiğini söyler.31 Oysaki 1968 yılında Beyrut’ta neşredilen Nâfiz Paşa nüshası değil, yukarıda belirtildiği gibi meşhur mutasavvıf Abdurrahman es-Sülemî’nin “Hakâiku’t-Tefsîr” adlı eserinde geçen ve Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilen rivayetlerin bir araya getirilerek yapılmış tahkikli neşridir.

Netice itibariyle Chester Beatty, Nâfiz Paşa ve Aligarh nüshalarıyla beraber Bankipora/Khuda Bakhsh kütüphanesinde bulunan biri eksik iki nüshanın (toplam beş nüsha) aynı eserin nüshaları olduğu ve aynı rivâyet zinciriyle geldiği netleşmektedir. Buhâr nüshası ise tamamen farklı olan ve el-Kummî Tefsiri (Tefsîru’l-Kummî) adıyla basılan eserin nüshalarından biridir. Görebildiğimiz kadarıyla mevcut karışıklık evvelen bu nüshanın kimilerince Muhammed b. İbrâhim Ca‘fer en-Nu‘mânî’ye kimilerince Ebu’l-Hasan b. İbrâhim el-Kummî’ye izâfe edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bunun ardından söz konusu Buhâr nüshası başta Brockelmann ve Sezgin olmak üzere farklı Müellifler tarafından Nâfiz Paşa, Chester Beatty, Aligarh ve Bankipora/Khuda Bakhsh nüshaları arasında zikredilmiştir. Bu da mevcut nüshaların bazılarının Nu‘mânî rivâyeti olduğu zannına yol açmıştır ki bu zannın tamamen yanlış olduğu görülmektedir. Paul Nywıa’nın Sülemî’ye ait “Hakâiku’t-Tefsîr”deki Ca‘fer es-Sâdık rivâyetlerini bir araya toplayarak yaptığı tahkikin NP, CB, AG ve KB32 nüshalarıyla bize ulaşan tefsirin tahkiki sanılması da diğer bir karışıklıktır. Yani Ca‘fer es-Sâdık’a izafe edilen pek çok rivâyeti muhtevî eserler olan Tefsîru’l-Kummî’nin bir yazması ve Hakâiku’t-Tefsîr üzerine yapılmış bir çalışma maalesef bu tefsirle karıştırılmıştır. Bunun sebebi de büyük ölçüde eserin özel bir isminin olmaması ve genel anlamda “İmam Ca‘fer es-Sâdık’a nisbet edilen tefsir” diye anılmasıdır.

I. b) Ca‘fer es-Sâdık’a İsnat Edilmiş Olan Tefsirin Bazı Şeklî ve İçerik Özellikleri Doktora çalışmamız esnasında Nâfiz Paşa-65 nüshası ile birlikte

İrlanda’nın Dublin Kenti’nde bulunan Chester Beatty Kütüphanesi’nde “Chester Beatty-5253” kaydıyla mevcut nüshayı elde etmiştik. Yaptığımız inceleme sonucu bu iki nüshanın içerik ve rivayet zinciri açısından aynı olduğunu tespit ettik.33 O yıllarda dijital ortama aktarılmamış olan Aligarh nüshasına da geçtiğimiz yıllarda ulaştık. Bu nüsha diğer iki nüshaya göre bir

31 Karabulut, Ali Rıza, Mu‘cemü’l-Mahtûtati’l-Mevcûdeti fî Mektebâti İstanbul ve Anadolu, Akabe Kitabevi, Kayseri, trz., I, 370-371. 32 NP: Nâfiz Paşa; CB: Chester Beatty; AG: Aligarh; KB: Khuda Bakhsh. 33 Bkz. Gördük, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, s. 203-219.

Page 11: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

383

takım fazlalıklar içermektedir. Sayfa düzeni, satır sayısı, yazı boyutu ve aynı ifadelerin sayfalarda tuttuğu yer miktarına bakıldığında bu ziyadeliklerin Nâfiz Paşa ve Chester Beatty nüshalarının içeriğine artı olarak %20’lik bir kısım olduğu söylenebilir. Dolayısıyla bu nüshanın fazlası var ancak eksiği yoktur, yani diğer ikisini kapsamaktadır. Bankipora/Khuda Bakhsh Kütüphanesi’nde bulunan ve detaylı içeriğini elde edemediğimiz biri eksik olan iki nüshanın katalog verileri, bunların da bahsi geçen üç nüshaya uygun olduğunu göstermektedir. Kalküta nüshası hakkında bilgiye ulaşamadık. Buhâr/13 diye anılan nüsha ise tamamen farklı bir eser olan el-Kummî tefsirinin nüshasıdır.

En eski nüsha olan Chester Beatty nüshası on dokuzlu satır formunda olup “Hurde Ta’lik” diye tarif edilebilecek bir yazıyla istinsah edilmiştir. Kezâ Nâfiz Paşa nüshası da baştan sona her sayfaya on dokuz satır düzeninde istinsah edilmiştir ve yazı tipi “Nesih” izlenimi vermektedir. Aligarh nüshası ise on yedi satır düzeninde yazılmış olup nesih ve ta’likin birleşiminden oluşan “Nesta‘lik” denebilecek bir formdadır. Muhtemelen eksik olduğu için bu nüshanın dokuz sayfası farklı iki müstensih tarafından yazılmıştır. Bu sayfaların sekizi on dokuzlu satır düzeninde olup yazı formunun “Divânî”yi anımsattığı söylenebilir. Kalan bir sayfa ise yine on yedi satır olup alelacele yazılmış izlenimi verecek kadar kötüdür. İran’ın geleneksel yazı türünün tevkî‘ ve rik‘a yazılarından bizzat o bölgede geliştirilmiş “Ta’lik” yazı çeşidi olduğu; Arapların “Hatt-ı Fârisî” diye adlandırdıkları “Nesta‘lik”in de yine VIII. (milâdî XIV.) yüzyıldan itibaren İran coğrafyasında geliştiği34 göz önüne alındığında, en eski nüsha sayılan Chester Beatty ile Aligarh nüshaları ayrı bir anlam kazanmaktadır. Nitekim Şîî müelliflerin bahsetmedikleri bu tefsirin söz konusu nüshalarının İran/Fârisî kaynaklı olması muhtemeldir.35 Bu arada kütüphane kayıtlarında ve ilgili kaynaklarda tarihi belirtilmemiş olan Aligarh nüshasının Chester Beatty’den daha eski olma ihtimali de göz önünde tutulmalıdır.

Ca‘fer es-Sâdık’tan yapılan rivâyetler, detaylı inceleme imkânı bulduğumuz her üç nüshada da aynıdır. (Aligarh nüshasındaki ziyâdelik ekseriyetle İbn Abbâs’a müstenit rivâyetlerin, “ل��� : Denilir ki” lafzıyla aktarılan görüşlerin ve bazı hadîslerin metne eklenmesiyle oluşmuştur.) Tefsirin içerik olarak sadece Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş izahlardan oluşmadığı görülmektedir. Bazı rivâyetler babası Muhammed el-Bâkır’dan ve nadiren de Hz. Ali’den yapılmıştır. Bunların dışındaki görüşlere ise genelde ifadesiyle yer verilmiştir. Dolayısıyla bu tefsire aslında “Ca‘fer es-Sâdık’a ”���ل“isnat edilen tefsir” demek yerine, “Genel anlamda Ca‘fer es-Sâdık’a müstenit

34 Bkz. Alparslan, Ali, “Nesta‘lik”, DİA, XXXIII, 12-15; Derman, Uğur, “Ta‘lik”, DİA, XXXIX, 507-508. 35 Tefsirin nüshaları hakkında detaylı bilgi için bkz. Gördük, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, s. 193-205.

Page 12: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

384

rivayetleri içeren bir tefsir” demek daha uygun olacaktır. Fakat bu tefsir bütün kaynaklarda Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş bir tefsir olarak anılmıştır.

Tefsir her sûreyi içermekle birlikte sadece izahı öngörülen ayetler zikredilmiş ve bölümler halinde kısaca tefsir edilmiştir. Ca‘fer es-Sâdık’ın görüşleri nadiren adının zikredilmesiyle nakledilmiş, ekseriyetle adı yerine ”ص“ harfi rumuz olarak kullanılmıştır. Ca‘fer es-Sâdık’ı sembolize eden ”ص“harfinin yanına “م���� ����” duasının kısaltması olarak “ع” harfinin konulduğu görülmektedir.36 Aligarh nüshasında ise “دق����” ismi açık şekliyle yazılmıştır. Ayrıca ilk başta “م���� ����” duası kullanılmakla birlikte, Ca‘fer es-Sâdık yazmanın genelinde “��� � ر��” duasıyla anılmış, bu da “رض” şeklinde kısaltılmıştır. Katalog bilgilerindeki örneklerden anlaşıldığı kadarıyla Khuda Bakhsh nüshaları da bu açıdan Aligarh’a uyumludur. Tefsir metni içerisinde, özellikle Chester Beatty ve Nâfiz Paşa nüshalarında sürekli “م���� ����” duasının kullanılması Şîî bakış açısını yansıtır niteliktedir. Bunun yanında Hz. Ali’yle birlikte diğer üç halîfeden de övgü ile söz edilmesi ve onlar hakkında herhangi olumsuz bir görüşün belirtilmemesi bu tefsirin önemli bir özelliğidir. Tefsir metninde “���� ���” ifadesiyle kastedilen kişi Abdullah İbn Abbas’tır.37

Aligarh nüshasında diğer iki nüshada bulunmayan birçok rivâyet açık bir şekilde “İbn Abbâs” ismiyle yapılmıştır. Yine tefsirin içeriğinde “����� و��ل” ifadesine de rastlanmaktadır. Bu ifadeyle kimin kastedildiği belli değildir. Aligarh nüshasında “���� �� ���� ل��” denilerek söz konusu rivâyetleri yapan zâtın görüşlerine yer verildiği de görülmektedir.38 Tefsirin bazı yerlerinde hadîsler nakledilmiş, ancak bu hadîslerin râvileri ve kaynakları belirtilmemiştir. Ayetler açıklanırken nadiren de olsa Hz. Ali’nin sözlerine müracaat edilmiştir. Genel itibariyle önce Ca‘fer es-Sâdık’ın daha sonra İmam Muhammed el-Bâkır’ın açıklamaları rivayet edilmiş, daha sonra varsa diğer rivayetler aktarılmıştır.

Nâfiz Paşa nüshası “ب ���ن ����� �����ب����� �� : Melik ve Vehhâb olan Allah’ın yardımıyla kitap tamamlandı” yazısıyla sona ermektedir. Chester Beatty nüshasında bu cümlenin altında müstensihin “������ و ����� ���� �� ��� : Bozuk bir nüshadan tamamladım ve onunla karşılaştırdım.” şeklinde düştüğü kısa bir not daha vardır. Aligarh nüshası ise “ ������� �������� ��� ����م ����دق ��� İmam es-Sâdık el-Masdûk’a (ra) nisbet edilen : �����وق ر�� � ��� �� ��م ������tefsiri cuma günü tamamladım.” cümleleriyle bitmektedir. Altındaki not ve mühürden, müstensihin “Ebû Meşhûd Lütfullah” olduğu anlaşılmaktadır.

I. c) Ca‘fer es-Sâdık’a İsnat Edilmiş Olan Tefsirin Rivâyet Zinciri

36 Bkz. Gördük, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, s. 201-205. 37 Bkz. el-Makdisî, Muhtâr b. Tahir, el-Bed’u ve’t-Târîh, Mektebetü’s-Sekâfeti’d-Dîniyye, Bûr Saîd, trz., V, 216; Emîr es-San‘ânî, Ebû İbrâhim İzzeddin, Sübülü’s-Selâm, I, 29. 38 Aligarh, v. 127b.

Page 13: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

385

Chester Beatty ve Nâfiz Paşa nüshalarının başında rivâyetleri Ahmed b. Muhammed b. Muhammed b. Harb’ın yaptığı belirtilmektedir. Aligarh nüshasında ise bu isim “Harb” değil “Hars” şeklinde kaydedilmiştir. Khuda Bakhsh nüshasında ise bu isim “Hâris”tir. Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilen tefsirin râvi zinciri, görünürde yedi isim olarak belirtilmiş ve bunlar: (1) Ahmed b. Muhammed b. Muhammed b. Harb (2) Ebû Tâhir b. Me’mun, (3) Ebû Muhammed el-Hasen b. Muhammed b. Hamza, (4) babası Muhammed b. Hamza, (5) amcası Ebû Muhammed el-Hasen b. Abdillah, (6) Ali b. Muhammed b. Ali b. Mûsa er-Rıdâ (203/818), (7) babası Mûsa b. Ca‘fer (183/799) olarak kaydedilmiştir. Yani Mûsa b. Ca‘fer’den başlayan râvi zinciri Ahmed b. Muhammed b. Muhammed b. Harb’de son bulur ve rivayetler Ca‘fer es-Sâdık (148/765)’tan yapılır. Her dört nüshadaki rivayet zinciri de aynıdır.

Tespit edebildiğimiz kadarıyla râvi zincirinde istinsahtan kaynaklanan bir hata söz konusudur. Nitekim metinde “babası” denilerek İmam Mûsa b. Ca‘fer’in kastedildiği ve İmam Ali er-Rıdâ olduğu anlaşılan 6. sıradaki râvînin ismi “Ali b. Muhammed b. Ali b. Mûsa er-Rıdâ” diye yazılmıştır. Belirtilen künyeye göre bu kişinin İmam Mûsa b. Ca‘fer’in oğlu değil oğlunun torunu olması gerekmektedir ve “babasından” nakletti denilerek İmam Mûsa b. Ca‘fer’in kastedilmiş olması akla yatkın değildir. Nitekim İmam Mûsa b. Ca‘fer 55 yıl yaşamıştır ve oğlunun torununun ondan rivayet etmesi mümkün görünmemektedir. Bu gariplik, “Ali b. Muhammed” ve “Ali b. Mûsa er-Rıdâ” şeklinde olan iki ayrı ismin yanlışlıkla bir isim olarak yazılmasından kaynaklanmış gibidir. Çok büyük bir ihtimalle rivayet edilen kişiyi belirtmede kullanılan ve “-den” manasına gelen “��” kelimesi, istinsahta “oğlu” manasındaki “��” kelimesi ile karıştırılmıştır. Bu tespite göre râvilerin sırası (6) Ali b. Muhammed (7) Ali b. Mûsa er-Rıdâ (8) Mûsa b. Ca‘fer olur ve rivayet zinciri yediden sekize çıkar.39

I. d) Ca‘fer es-Sâdık’a İsnat Edilmiş Olan Tefsirden Bazı Örnekler İmam Ca‘fer es-Sâdık’a böyle bir tefsirin isnat edilmiş olması bile onun

Kur’ān tasavvuru ve tefsir anlayışı konusunda fikir vermektedir. Zira âyetlerden çıkarılan işârî anlamlar kişinin manevî tecrübesine göre kendisine inkişâf eden anlam tabakaları olarak kabul edilmektedir. Elbette ki işârî te’vîl ve yorumlar itikadî ve amelî/şer‘î hüküm içeremezler. Şayet öyle olsa bunları herkesin tecrübe ve idrâk etmesi gerekirdi. Öte yandan işârî te’vîl ehlinin istihraç ettikleri anlamlar ve ortaya koydukları yorumlar, ilgili âyetlerin onların iç dünyalarında yaptığı manevî etkiyle ilgilidir. Yani var sayılan işârî

39 Detaylı bilgi için bkz. Gördük, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, s. 217-224.

Page 14: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

386

te’vîller sübjektif ve enfüsî idrâkle ilgilidir.40 Dolayısıyla işârî te’vîl ehli Kur’ān’ı asla lafızdan ibaret, salt tarihsel ve ruhsuz bir metin olarak algılamamışlardır.

Ca‘fer es-Sâdık’a isnad edilmiş olan söz konusu tefsirdeki bazı yorumlar aşağıda kaydedilecektir. Tafsilatlı bilgi için bu tefsirin ayrıntılı bir şekilde incelendiği çalışmaya41 müracaat edilebilir.

Besmele: “� ���” kelimesindeki “ب” Allah’ın bekasına, “س”

esmasına, “م” ise makamına işarettir. “Bekâmı, isimlerimi ve makamımı

zikredin, hatırlayın!” demektir.42

Bakara 2/65-6643: “دة��” Allah’ın minnetini tanımayanlardır. “����”

O’nu zikretmeyen, “ي����” O’nun dışındaki şeylerden teberrî etmeyen

kişidir. “����” ise Allah’ı, O’nun dışındaki her şeye tercih eden kimsedir.44

Bakara 2/24945: “�����” dünyadır ve bizim onunla imtihan edilmemizdir. Kim onun haram suyundan içerse Yüce Allah’tan ve

Resûlü’nden (sas) değildir. “ ����� ” ise Allah’ın arştan yere kadar her şeye galip olan nusretidir.46

Âl-i İmran 3/92: “ ����ن� � ��� ������ ���� ����� ������ ��”47 ayeti, “Hayat seyrinizde benden başkasına uyarsanız, asla yakınlığıma eremezsiniz. Sırrınızdan vazgeçin ki benim sırrım ile vuslatı bulasınız.”48

Al-i İmran 3/97: “���49”و�� د��� ��ن آ âyeti, “Kim nefsin hanesine girerse köle, kim de kalbin hanesine girerse emin ve mümin olur.” demektiir.50

40 Bu konuyla ilgili bkz. Gördük, “‘Tefsir-Te’vîl’ Ayrımı ve İşârî Tefsirin Öznel Mahiyeti Bağlamında ‘Yorum-Algı’ Sorunu”, PAÜİFD, 2017, IV/7, s. 1-27. 41 Bkz. Gördük, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, s. 223-394. 42 NP., v.2b. و� �� ����� ������ ����و� ���� �� ������ ����� ��� ����� ��دة ������ )65( �������� ���� ��� ��� ����� و�� ����� “ 43

(66)و����� �������� : İçinizden cumartesi günü (yasağına karşı) azgınlık edenleri elbette ki bilmektesiniz. Onlara ‘Aşağılık birer maymun olunuz!’ dedik. Bunu, kendi zamanlarındakilere ve sonradan gelecek olanlara bir ceza örneği ve müttakiler için öğüt olsun diye yaptık.” 44 NP., v.8b. ������� ���� ��� ��ب ��� ���� ���� و�� �� ����� ����� ���� إ �� �� ����ف “ 45 � ��� ط���ت ������د ��ل إن� �� ����

� ��وزه �� و������ آ���� ��� ����� � ط��� ��� ����م �����ت و���ده ��ل ������ �����ن ���� ���ه ������ ��� إ�� ���� ���� ���� ����� ���� �� و�� �� �� ��� ����� ���� ��� ����ة ��ذن �� Tâlût askerleriyle birlikte ayrılıp sefere : أ���� ���� ��çıkınca, ‘Allah muhakkak sizi bir nehirle imtihan edecek. Kim ondan içerse benden değildir, eliyle bir avuç içmesi müstesna olmak üzere onu tatmayan ise bendendir.’ dedi. İçlerinden pek azı dışındakiler ondan içtiler. Kendisi ve onunla beraber inananlar nehri geçince ‘Bugün Câlût’a ve askerlerine karşı bizim gücümüz yok!’ dediler. Allah’a kavuşacaklarını umanlar ise, ‘Nice sayıca az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle kalabalık birliğe galip gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir.’ dediler.” 46 NP., v.15b. 47 “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe, siz asla birr’e (hayra) eremezsiniz…” 48 NP., v.23a. 49 “…Kim ona (Kabe) girerse emniyettedir…” 50 NP., v.23a.

Page 15: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

387

Mâide 5/3351: “Yeryüzündeki fesat (د �� ��رض�����) üçtür: Nefis Allah’ın arzıdır, Allah’tan başkasını tercih etmek ve Allah’tan uzaklaşmakla orada fesat çıkar. Kalp vefâ arzıdır, orada Allah’tan başkasıyla beraber oturulursa, cezası O’nun sahasında rüsvay52 olmaktır. Gönül ise marifet arzıdır, hevâya meyletmekle orada fesat çıkar. Ne zaman fesat ortaya

çıkarsa, Allah o gönlü kopuş (�������) şehirlerine gönderir. Azalarını ve kalbini, rahmet ve velayetinden keser.”53

En‘âm 6/7254: Namaz üç çeşittir. Nefsin namazı Allah’a itaat, ruhun namazı Allah’tan gelen sevimli ve kerih şeylere rıza, kalbin namazı ise sırrını Allah’ın düşmanlarından korumaktır.55

İbrâhîm, 14/2456: “Allah hoş kelimeyi: Kökü kalplerde, dalları meveddet semasında bulunan hoş bir ağaç olarak tavsif ediyor. Bu ağacın aslı iman, başı akıl, dalları korku, yaprakları ilim, meyveleri cennet, halaveti de muhabbettir.”57

Hicr 15/1658: Sema dünya seması, tevhid seması ve kalp seması olmak üzere üç türlüdür. Dünya seması güneş, ay ve yıldızlarla süslüdür. Tevhid seması teberrî (uzaklaşma), tevellî (yönelme) ve ilticâ (sığınma) ile süslüdür. Kalp seması ise marifetullah, muhabbetullah ve Allah’ı tercih etmekle süslenmiştir. Kalbini onlarla süsleyene ne mutlu! Çünkü o, Mevlâ’nın sahasında korunmuştur.59

İsra 17/7260: Kör olan üç sınıf vardır. Bunlar dünyadan başka yurt görmeyenler, kendini kul olarak görmeyenler ve Mevlâ’yı Rab olarak görmeyenlerdir.61

� أ����� وأر���� �� ��ف “ 51 ور���� و����ن �� ��رض ���د� أن ������� أو ������� أو ���� إ���� ���ء ������ ���ر��ن �� Allah’a ve Resulüne (müminlere) harb : أو ����� �� ��رض ذ�� ��� ��ي �� ������� و��� �� ����ة ���ب ���� açanların, yeryüzünde (yol kesmek suretiyle) fesâtlığa koşanların cezası ancak öldürülmeleri, asılmaları, yahut (sağ) elleriyle (sol) ayaklarının çaprazlama kesilmesi, veyahut (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyâdaki rezilliğidir. Âhirette ise onlara (başkaca) pek büyük bir azâb vardır.” 52 NP. de, “ى��” şeklinde yazılan kelime CB. de “ي�� rüsvaylık” şeklindedir. 53 NP., v.39a; CB., v.36b. �ة و�����ه و�� ����ي إ��� ����ون “ 54 Namazı dosdoğru kılın ve O’ndan korkun (diye de : وأن أ����� ����emrolunduk)! O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah’tır.” 55 NP., v.45b-46a. ��� ���� ط���� ����ة ط���� أ���� ���� و����� �� ������ء “ 56 Allah’ın nasıl misâl verdiğini :أ�� �� ��� ��ب ��görmedin mi? Güzel (tayyib) bir kelime; kökü sağlam olup dalları göğe doğru yükselen, güzel (tayyib) bir ağaç gibidir.” 57 NP., v.67a. ��ء ��و�� وز������� �����ظ��� “ 58 Andolsun ki biz semâda burçlar yarattık ve seyr edenler : و��� ����� �� ����için onu tezyin edip süsledik.” 59 NP., v.67b-68a. Her kim ki bu dünyada körlük etmişse o artık : و�� ��ن �� ��ه أ��� ��� �� ����ة أ��� وأ��� ���� “ 60âhirette de kördür ve üstelik yolunu iyice şaşırmıştır.” 61 NP., v.72a.

Page 16: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

388

İsrâ 17/10662: Nefis, kalp ve göğüs olmak üzere Kur’ān’ın üç menzili vardır. Kur’ān nefiste konaklarsa onu emîn eder. Kalpte mekân tutarsa onu secde edici kılar. Sînede yerleşince onu Allah’a itaatkâr yapar. İtaatkâr olan için nur, secde eden için velâyet, emîn olan kişi için de Allah’a kavuşma ve cehennemden kurtuluş vardır.63

Kehf 18/9464: “���ج�” günahlara meyilli nefsin, “����ج” ise günahlara ve Allah ile kötü muameleye çağıran hevândır. Senin onlara uyman o ikisinden daha kötüdür.”65

Tâhâ 20/166: Peygamberlerden beşine çift isim verilmiştir. Hz. İsa’ya Mesîh, Hz. Yunus’a Zünnûn, Hz. Yakûb’a İsrâil, Hz. İlyas’a Zülkifl ve Hz. Muhammed’e (sas) Ahmed. Her peygamberin iki ismi varken Allah

peygamberimize kinaye ile fazladan iki isim daha vermiştir. İlki “ط�” Tâhâ,

ikincisi “��” Yâsîn’dir. Bundaki hikmet peygamberimizin diğer

peygamberlere olan üstünlüğünü vurgulamaktır. “ط�”: “Ey kalbi Allah’tan başka her şeyden arınmış olan, hevesi onu Allah ile beraber kılan ve başka hiçbir şeyi Allah’a tercih etmeyen.” demektir.67

Lokman 31/2768: Allah ile insan arasında yedi deniz vardır. Nefis şehvetler denizi, ağız ibâreler denizi, kalp lütuflar denizi, göğüs nimetler denizi, gönül cevherler denizi, akıl69 nûr denizi, ruh ise Allah’ın denizidir.70

Fussilet 41/171: “ح” harfi ârifin Allah’tan başkasına olan

muhabbetten himaye edilip korunmasına; “م” ise İslamı tercih ederek dünyadan, Allah’a yakınlığı tercih ederek nefisten, emri tercih ederek kusurlardan ve sıdka vefâ göstererek ahiretten geçmek için mülkün medârına işarettir.72

Kâf 50/173: Allah “ق” ve Kur’ān ile kasem etmiştir. “ق/Kâf” Allah’ın Resûl’ü olan Ebû’l-Kâsım’dır (sas). Kur’ān ise O’nun şanı yüce kelâmıdır. Allah burada, “Kelâmımı nuruma gönderdim.” demektedir.74

���ه ����� “ 62 Biz onu, insanlara dura dura (ağır ağır) okuyasın : و� �آ�� �����ه ����أه ��� �����س ��� ��� و���diye (sürekli okunan) bir Kur’ān olarak (âyet âyet) ayırdık ve onu tedrîcen indirdik.” 63 NP., v. 73b. Dediler : ����� ��ذ� ������� إن� ����ج و����ج ����ون �� ��رض ��� ���� �� ���� ��� أن ���� �� ��� و����� ����“ 64ki ‘Ey Zülkarneyn! Bu yerde Ye’cûc ve Me’cûc (kavimleri) bozgunculuk yapmaktadır. Bizimle onlar arasında bir set yapman için sana bir vergi verelim mi?” 65 NP., v.76a. ”.Tâ-Hâ :ط�“ 6667 NP., v. 78a. 68 “ ���� ���� إن� �� Eğer : و�� أ���� �� ��رض �� ���ة أ��م و����� ����ه �� ���ه ���� أ��� �� ���ت �� ��ت ��arzdaki ağaçların hepsi kalem, deniz de arkasından yedi deniz daha ona katılarak mürekkep olsa, yine de Allah’ın sözleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah Azîz ve Hakîm’dir.” 69 Diğer iki nüshada noktasız olup “ا���ر” şeklindeki kelime, Aligarh nüshası v. 78a’da “����” şeklindedir. 70 NP., v.95a. 71 “�� : Hâ-Mîm.” 72 NP., v.106b. ”!Kâf. Şânı yüce olan Kur’ān’a yemin olsun ki : ق و����آن ������ “ 7374 NP., v. 114b.

Page 17: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

389

Necm 53/175: “�����” Mevlâ ile halvet (Miraç) gecesinde, O’nun nuruyla semaya yükselttiği Habîbullah’tır. 76

Rahmân 55/10-24: “و��رض و���� ����م” ayetindeki “Arz (yeryüzü)”

nefistir. Allah onu ihsan etmek için yaratmıştır. O arzdaki “�����” İslam

meyveleri; “����” tevhid hurmalarıdır. Orada Mevlâ’nın sevgisi “����” ve

zikrin hoş kokusu “ن������” vardır. “ ������� ��ج” âyetiyle belirtilen, Allah ile kul arasındaki derin iki deniz olan kurtuluş ve helâktir. Bu iki deniz birbirine kavuşmak üzere salıverilmiştir. Kurtuluş denizi Kur’ān, helâk denizi ise isyan

yurdu olan dünyadır. Kurtuluş denizinde rıza incisi “������” ve ünsiyet

mercanı “و������ن” vardır. Bu denizde rıza ile yükselen gemiler “ ر��� O’nundur. Bu gemiler ise ihsan denizinde “����� ��” yüce dağlar ”������ت

gibidirler “77.”�����م

Mülk 67/178: “ ��رك�” lafzındaki “ت” Allah’tan başkasına ibadetten tenezzüh sırrı ile Allah’ın ârif için telkinidir. Bu harfte iki nokta olması, “Biz heybet ile halktan uzak, marifet ve hizmet ile Allah’a yakınız.” hakikatına

işarettir. “ت” harfi “ب” ile bitişiktir, çünkü kulun ikrarı ancak Rabbi ile

olabilir. “ب” harfi Rabbin nuruyla mülkünün bekâsına, Habîbi için nurun

bekasına ve O’nun mülkü ile Habîb’inin bekasına işarettir. Yine “ب” elif harfiyle bitişiktir çünkü mülkün bekası fütüvvetin kıvamıyla, âlemin kıymeti

de ancak Allah’ın ülfetiyledir. “�” harfinin noktasız bir harf olması, Allah’ın

şüphesiz vahidiyetine delildir. “ب” harfinin noktalı olması ise âlemin

bekasının “Bârî” olan Allah’ın kudretiyle olduğuna delildir. “ر” harfi O’nun rahmeti, rubûbiyeti ve re’fetidir. Rahmetiyle mü’mini, re’fetiyle ârifi, rubûbiyetiyle muhibbi seçmiştir. Yine rahmetiyle sa‘îdi ve fazlıyla da Habîb’i

(sas) seçmiştir. ‘ك’ Allah’ın keremi ve O’nunla beraber olan sevgililerin ahvalinin keyfiyetidir. Bu harfin de noktasının olmaması Mevlâ için ta‘tîl ve

teşbîh’in olmadığına işarettir. Allah “رك���” lafzından sonra “ ����� 79”����ي ���ه

der. “ت” ile semavatı, “ب” ile arzları, “�” ile kalpleri, “ر” ile bedenleri

muhafaza eder. “ك” harfi ise ünsiyet nuruyla Allah’ın gönüllere ikramıdır. Onların hepsi Mevlâ olan Allah’ın mülküdür ve O’nun gücü her şeye yeter.”80

Müzzemmil 73/881: Âyette geçen “ ����� ���و����� إ” ifadesi, “Dünyadan, nefisten, ahiretten, hevâdan ve seni Mevlâ’dan uzaklaştıran her şeyden geç!” anlamındadır.”82

”!İnmekte olan yıldıza yemin olsun ki : و������ إذ� ��ى“ 7576 NP., v.116b. 77 NP, v. 118a. !Mutlak hükümranlık elinde olan Allah’ın şanı ne yücedir : ���رك ����ي ���ه ����� و�� ��� ��� ��ء ���� “ 78O’nun her şeye gücü yeter.” 79 Mülk, 67/1: “Mutlak hükümranlık elinde olan (Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter.)” 80 NP., v.123b-124a. ”!Rabbinin adını an ve bütün varlığınla O’na yönel : و�ذ�� ��� ر��� و����� إ��� ����� “ 8182 NP., v.126a.

Page 18: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

390

Müddessir 74/483: Bu âyet, “Benim dışımdaki muhabbetlerden kalbini temizle!” demektir.84

İnsan 76/385: Hidayet üçtür. Nefis hizmetle, kalp marifetle, ruh velayetle hidayet bulur. Kim şükrederse ebedi velayetin müstahakkı olur. Kim de küfrederse azledilmeye, cehennemin demir halkalarına, cezanın alevli ateşine ve rü’yetten uzaklaşmaya müstahak olur.86

Burûc 85/387: Nefis şahit kalp meşhud, göğüs şahit ruh meşhud, kul şahit vaad meşhud, Mustafâ (sas) şahit Rabb meşhud, ârif şahit rü’yet ise meşhuddur.88

Tîn 95/1-389: “���” Ebû Bekir, “ز���ن” Ömer, “����� ط�ر” Osman, “ ����������” ise Ali’dir.90

Âdiyât 100/191: Bineklerin en faziletlisi üçtür: Gazilerin binekleri, hacıların binekleri ve binenleri yücelten binekler. Onlar kıyamet gününde sahipleri için şefaatçidirler. Binekler üç çeşittir: Nefis tâat bineği, kalp muhabbet bineği, gönül ise marifet bineğidir. Nefse binene emniyet, kalbe binene velayet, gönle binene kusurların ortaya döküleceği gün Allah’ın rü’yeti verilir.”92

II. Ca‘fer es-Sâdık’a İsnat Edilen Diğer Bazı Eserler ve Bu Eserlerden Örnekler Çeşitli kütüphanelerde yazmalar halinde bulunan ve bazıları basılmış

olan pek çok risalenin İmam Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş olduğu görülmektedir.93 Bunlardan bazıları Kur’ān ve tefsirle ilişkili sayılabilecek niteliktedir. Burada söz konusu eserlerden kısaca bahsedilecektir.

II. a) Menâfi‘u Suveri’l-Kur’ān Brockelmann, Sezgin ve diğer araştırmacılar bu eserin çeşitli

nüshalarından bahsetmişlerdir.94 Eser umûr-ı gaybiyyeye dair olup Kur’ān sûrelerinin herkesçe bilinemeyecek özelliklerinden bahseder. Eserin üç ayrı

83 “ � ”!Elbiseni tertemiz tut : و����� ����84 NP., v.126b. (Bu rivayet İmam Muhammed el-Bâkır’a isnat edilmiştir.) � ���ر�“ 85 � ����� وإ�� Şüphesiz ki biz ona (doğru) yolu gösterdik. Artık ister şükredici : إ��� �����ه ������� إ��olsun isterse nankör.” 86 NP., v.127a. ”.tanıklık edene ve edilene ant olsun ki (O günde) : و���� و����د“ 8788 NP., v. 129a. ���ن )1( وط�ر ����� )2( و��� ����� ����� )3(“ 89 İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye : و������ و����yemin ederim ki.” 90 NP., v. 137a. ”!Nefes nefese süratle koşanlara yemin olsun ki : و����د��ت ����“ 9192 NP., v.140b-141a. 93 Detaylı bilgi için bkz. Gördük, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, s. 160-190. 94 Bkz. Sezgin, GAS, I, 530; Brockelmann, GAL, I, 104; Hâşimî, el-İmamu’s-Sâdık, s.50; Karabulut, Mu’cemü’l-Mahtûtat, s.371.

Page 19: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

391

nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.95 Ayrıca Lâleli 3/1554 kaydı ile bir nüshası daha bulunmaktadır.96 İbn Teymiyye gerek bizâtihi ismini anarak belirttiği bu eserin gerekse “Bâtınî tarikle yapılmış olan tefsirler” diye nitelediği açıklamaları ihtivâ eden eserlerin kesinlikle İmam Ca‘fer’e ait olmadığını söyler.97 Eserin Zâhiriyye Kütüphanesi’ndeki iki nüshasını esas alarak tahkîkini yapan Ali Mûsa el-Ka‘bî ise bu risalede geçen bazı rivâyetlerin bazı Şîî kaynaklarında yer alan rivâyetlerle mutabık olduğunu tespit ettiğini belirtmektedir. Lakin bunlar arasında Şîa’nın meşhur “Kütüb-i Erbaa”sı98 bulunmamaktadır.99 Arapça olan eserin içeriğinden bazı örnekler şöyledir100:

Fâtiha: Her hastalık için okunur. Allah’ın izniyle o hastalık izâle olur. Bakara: Kim yazıp üzerinde taşırsa bütün ağrı ve sancıları geçer. Mâide: Kim yazar ve bir sandığın içine koyarsa, o sandıkta bulunan şeyler

çalınmaktan korunur. A‘râf: Kim gül suyu ve zaferanla yazıp üzerinde taşırsa yırtıcı hayvandan,

insanların tuzağından, nazardan, kalp ağrısından (krizinden) güvende olur. Allah’ın izniyle yolunu kaybetmez (sapkınlığa düşmez), düşmandan ve yılan sokmasından selâmette olur.

İbrâhim: Kim beyaz bir beze yazar ve onu küçük bir çocuğun pazısına bağlarsa, o çocuk ağlamaktan, korkmaktan ve huysuzluktan kurtulur ve sütten kesilmesi kolaylaşır.

Nûr: Kim onu yazar ve içerse onun cimâ‘ etme özelliği kesilir, Allah’ın kudretiyle onda şehvet kalmaz.

Furkân: Eğer içinde yılan yahut herhangi bir zararlı hayvan bulunan odada okunursa, Yüce Allah’ın izni ile o zararlı şey dışarı çıkar ve öldürülür.

Yâsîn: Kim onu yazar ve bedeninde taşırsa, kötü gözün nazarından, cinden, cünundan, haşarattan, her türlü acı ağrıdan ve pislikten Allah’ın izniyle korunmuş olur.101

Ğâfir (Mümin): Yazılıp dükkânın duvarına bırakılırsa, orada alışveriş artar ve orası sahibine son derece bereketli olur.

Zuhruf: Kim yazar ve başının altına koyarsa, rüyada sevdiği/istediği şeyi görür ve gece ona sıkıntı veren şeyden güvende olur.

95 Bkz. Atalan, Mehmet, “Cafer es-Sâdık’ın Eserleri”, Dinî Araştırmalar, IV, 2001, s. 120. 96 Karabulut, Mu’cemü’l-Mahtûtat, 371. 97 İbn Teymiyye, Minhâcü’s-Sünneti’n-Nebeviyye, Câmiatü’l-İmam Muhammed b. Suûd el-İslamî, Riyad, 1986, VIII, 11. 98 Kütüb-i Erbaa: Küleynî (v. 329/941), el-Kâfî fî ‘ilmi’d-Dîn; Şeyh Sadûk İbn Babaveyh el-Kummî (v. 381/991), Men la Yahduruhu’l-Fakîh; Şeyhu’t-Tâife Ebû Ca‘fer et-Tûsî (v. 460/1067), Tehzîbu’l-Ahkâm; el-İstibsâr fîma’htulife mine’l-Ahbâr (Bu eser Tehzîb’in muhtasarı durumundadır). Detaylı bilgi için bkz. Üzüm, İlyas, “Kütüb-i Erbaa”, DİA, XXVII, Ankara, 2003, s. 3-5. 99 Bkz. İmam Ca‘fer es-Sâdık, Menâfi‘u’l-Kur’āni’l-Azîm, thk. Ali Mûsa el-Ka‘bî, el-Emânetü’l-‘Ammetü li’l-‘Atebeti’l-Hüseyniyyeti’l-Mukaddese, Dâru’l-Vâris, Bağdat, 2015, s. 13-16. 100 Tamamı için bkz. İmam Ca‘fer es-Sâdık, Menâfi‘u’l-Kur’ān, s. 21-101; (Menâfi‘u’l-Kur’āni’l-Azîm, Süleymaniye Kütüphanesi, Fâtih, 650/1, v.1a-13a.) 101 İmam Ca‘fer es-Sâdık, Menâfi‘u’l-Kur’ān, s. 48.

Page 20: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

392

Ahkâf: Kim onu yazar ve üzerinde taşırsa cinlerin şerri ondan uzak olur. Uykusunun da uyanık zamanının da şerrinden güvende olur. Her türlü tehlikeden ve afetten korunur.

Muhammed (sas): Kim onu bir kâğıda yazıp sonra zemzem suyuyla yıkar da o suyu içerse insanlarca makbul ve sevgili (mahbûb), sözü dinlenen ve kabul edilen biri olur, duyduğu şeyi de hemen kavrar.

Fetih: Kim onu yazar ve üzerinde taşırsa ona hayır kapısı açılır. Kâf: Yazılır ve küçük bir çocuk (bebek) onun suyuyla yıkanırsa, Yüce

Allah’ın izniyle dişleri ızdırapsız ve ağrısız çıkar. Tûr: Mahkûm olan kimse bunu okumaya devam ederse, birçok engel

içinde bile olsa Allah onun çıkışını kolay kılar. Vâkı‘a: Eceli yakınlaşan kimse üzerine okunduğu zaman Allah onun

ruhunun çıkmasını kolay kılar. Yazılıp doğum sancısı çeken kadının üzerine asıldığında çocuğunu süratle doğurur. Bunu üzerinde taşıyan herkese bütün hastalıkları için Allah’ın izniyle faydalı olur.

Hadîd: Yazılıp harpte düşmanla karşılaşmak isteyen kişinin üzerine asılırsa, ona demir tesir etmez, savaşta kuvvetli olur ve kimsenin şerrinden korkmaz.

Tahrîm: Çokça borçlu olan kimse onu devamlı okursa, Allah’ın izniyle bir hardal tanesi kadar bile borcu kalmaz.

Nûh: Kim bunu her gece okursa cennetteki makamını görmeden ölmez. Cin: Bunun okunması cinleri okunduğu mekândan kaçırır. Kim zalim bir

sultana niyetle okursa onun şerrinden emin olur. Kim de bunu bir hazinenin üzerine okursa, o hazine Yüce Allah’ın izniyle korunur.

Müzzemmil: Kim bunu sürekli okursa Hz. Peygamber’i (sas) rüyasında görür ve ona istediği şeyi sorar. Kim de bunu Cuma gecesi yüz defa okursa, bildiği veya bilmediği yüz günahı affolunup ona yüz hasene yazılır ki Yüce Allah’ın buyurduğu gibi her biri on katıyla verilecektir.

Nâzi‘ât: Kim onu düşmana yönelerek okursa, onlar zafer bulamaz ve dağılıp giderler.

Tekvîr: Kim bunu yağmur yağarken okursa, yağmur kesilene kadar Allah her düşen damlayla onu affeder. Bunun iki göz üzerine okunması onların görmesini kuvvetlendirir ve yüce Allah’ın kudretiyle iltihabı (trahom) ve perdeyi (katarakt) izâle eder.

Ğâşiye: Kim onu yediği şeye okursa onunla kederden emîn olur ve Allah’ın kudreti sayesinde selâmetle rızıklandırılır.

Fecr: Kim onu yazıp karnına bağlar ve eşiyle cima‘ ederse yahut onun suyunu içerse çocuk sahibi olmakla rızıklandırılır; bu onun göz aydınlığı olur, onunla ferahlanır ve Allah katında sürura erer.

Duhâ: Kayıp kimsenin ismi üzere okunduğunda, o kimse en kısa zamanda salimen evine döner. Kayıp eşya için okunursa, Allah’ın izniyle sahibi onun yerini hatırlar. Aynı şekilde bir şeyi unutan onu okumaya devam ederse Yüce Allah ona yol gösterir ve kudretiyle kılavuzluk ederek onu aydınlatır.

İnşirah: Kim onu göğsüne okursa sıkıntıyı giderir, kalbe okunduğu zaman Allah’ın izniyle onu sakinleştirir, suyu ise Yüce Allah’ın izniyle soğuk alanlara faydalı olur.

Page 21: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

393

Alak: Kim bunu deniz yolculuğu yaparken okursa boğulmaktan ve daha başka musibetlerden güvende, Yüce Allah katından bir korunma içinde olur.

Kadir: Kim onu girmek zorunda olduğu korkunç mekânlarda okursa hepsinden selâmet bulur, sâlimen girer ve çıkar. Kim de onu okur ve okumayı alışkanlık haline getirirse Allah’ın muhafazası altında olur ve Allah onu ummadığı yerden rızıklandırır.

Âdiyât: Bunun okunması aç olanın açlığını susamış olanın susuzluğunu yatıştırır. Borcu olan kimse bunu okumaya devam ederse Yüce Allah onu ödemesini nasip eder.

Tekâsür: Kim yağmur yağarken onu okursa günahları bağışlanır. Kim de ikindi namazından sonra güneş batarken bunu okursa, tekrar güneş batana değin Allah’ın güven ve emniyeti içinde olur.

Kureyş: Suya okunur ve bu su, bilmediği ve sebebini anlamadığı bir sıkıntı ve kederle kalbi meşgul kimsenin üzerine serpilirse Yüce Allah onu ondan giderir ve bu ona Allah’ın izniyle ferahlık verir.

Kevser: Kim Cuma gecesinin yarısında gizlice kıldığı namazdan sonra bunu bin defa mükemmel bir şekilde okursa Peygamber’i (sas) rüyasında görür.

Kâfirûn: Kim güneş doğarken -doğmuş haldeyken- bunu on defa okursa, olmadık bir şeyse bile Yüce Allah onun hâcetini yerine getirir. Şüphesiz ki bu Allah’a ağır gelmez!

İhlas: Kim bunu okur ve ölüye hediye ederse, onda Kur’ān’ın tamamındaki kadar sevap hâsıl olur.

Felak: Kim bunu Ramazan’ın her gecesi bütün nâfile ve farz namazlarda okursa Yüce Allah’ın izniyle Mekke’de namaz kılmış ve oruç tutmuş kimse gibi, hac ve umre yapan kimse gibi olur.

Nâs: Kim bunu her gece evinde okursa “vesvâs”tan (şeytan) ve cinlerden güvende olur. Kim de bunu yazar ve küçük çocukların ve bebeklerin üzerine asarsa, Allah’ın izniyle bütün cinlerden ve sıkıntı veren şeylerden (haşerattan) korunmuş olurlar.

Eserde hemen her sûrenin hasiyetinden bahsedildikten sonra “ � ��رة������ : Yüce Allah’ın kudretiyle” yahut “����� � �ذن� : Yüce Allah’ın izniyle” şeklindeki kayıt ihmal edilmemiştir. Bu son derece önemli bir teslimiyet nişanesidir. Zira kul her ne sebebe müracaat ederse etsin, bir şey Allah’ın izni ve kudreti olmadan tahakkuk etmeyecektir. Kur’ān’ın sûre ve âyetleri için de bu sünnetullah değişmemektedir.

II. b) Havâssü’l-Kur’āni’l-‘�zîm Fuat Sezgin tarafından Berlin/4154 ve Zâhirîye/7365 kayıtları ile iki

nüshası zikredilen eserin102 farklı yerlerdeki çeşitli nüshalarından da bahsedilmektedir.103 Yahyâ el-Hâşimî gerek Küleynî ve Meclisî’nin gerekse

102 Sezgin, GAS, I, 530. 103 Bkz. Atalan, Cafer es-Sâdık’ın Eserleri, 120-121; Dıyâî, Ma‘rifî Berhayi Âsâr Mensûb be İmam Sadık”, XLVI, 152-153; Yasin, İstidrâkât II, 73; Karabulut, Mu‘cemu’l-Mahtûtât, s. 370

Page 22: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

394

Mes‘ûdî, Şehristânî, es-Suyûtî ve İbn Hallikân gibi müelliflerin eserlerinde Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş böyle bir eserden bahsedilmediğini söyler.104 Muhsin el-Emîn de İmam Ca‘fer’e müstenid birçok eserden bahsettiği halde buna yer vermemiştir. Söz konusu eser muhteva olarak “Menâfiu Suveri’l-Kur’ān” adlı esere benzemektedir. Kur’ān sûrelerinin okunduğu zaman sağlayacağı bir takım faydalardan bahsedilmektedir. Süleymaniye Kütüphanesi Tâhir Ağa/568 numarada kayıtlı nüshanın girişinde “Kur’ān-ı Azîm’de olan sûrelerin her birinin hasiyeti; Ca‘fer Sâdık Hazret-i Server-i Enbiyâ’dan nakleder” denmektedir. Tıpkı Menâfi‘u Suveri’l-Kur’ān’daki gibi, bu eserde de her sûrenin hasiyetinden bahsedildikten sonra “����� � �ذن� : Yüce Allah’ın izniyle” yahut “ ���� ����� � : Yüce Allah’ın emriyle” kaydı muhakkak konmuştur. “Ramazan Sıdkî” adlı kâtip tarafından hicrî 1216 senesinin Şaban ayında kaleme alınmış, 26 sayfalık (13 varak) nüshasından bazı örnekler, Osmanlı Türkçesinden günümüz Türkçesine çevrilerek aşağıda kaydedilecektir.

Fâtiha: Sabah namazından sonra sabah namazının sünnetiyle farzı arasında hastanın şifası için ve sabır niyetine kırk bir kere okuyan şifa bulur.

Bakara: Yedi kere okunur. Dev ve peri musallat olanın yahut uçuklu olanın yazılarak boynuna bağlanır, Hak Teâlâ sıhhat ihsan eder.

Tevbe: On bir kere okunur, her ne hacet varsa revâ olur. Yûsuf: Kim on iki kere okursa padişah ve ekâbir katında sevimli olur. Ra‘d: Yazılıp beşiğine bağlanan çocuk dev ve peri şerrinden emin olur ve

çok ağlamaz. Hicr: Alım-satımda bereket için iki kere okunursa murat hâsıl olur. İsrâ: Düşmanların ve gammazların dilini bağlamak için okunur. Gül suyu,

misk ve zaferanla yazılıp bebeklere/çocuklara içirilirse dilleri fasih olur. Furkân: Düşmanın kahrı için on yedi defa okunur. Ankebût: Çini tabak içine yazıp içenin unutkanlığı geçer. Rûm: Düşman askerinin bozguna uğraması için yirmi bir kere okunur. Lokman: Karın ağrısı ve çeştli hastalıkların şifası için yedi defa okunur. Yâsin: Bütün dilek ve hâcetler için yetmiş defa okunur. Misk, zaferan ve

gülsuyuyla yazıp içenin kalbi nurlanır, asabiyeti gider. Zümer: Halk arasında aziz olmak için yedi defa okunur. Muhammed: Savaş gününde kırk bir defa okuyan düşmana galip gelir. Hucurât: Bütün hastalıklar için yedi defa okunursa Cenab-ı Hak sıhhat

ihsan eder. Hadîd: İş ve güçlerin açılması için yetmiş kere okunur. Cuma: Karı ile koca arasında geçim ve uyumluluk için beş kere; dildeki

düğümü çözmek için yüz on yedi kere okunur. Kalem: Düşmanı uzaklaştırmak ve hastalara şifa için on defa okunur. Meâric: Kıyamet korkusundan emin olmak için okunur. Cin: Dev ve peri şerrinden güvende olmak için yedi kere okunur.

104 Hâşimî, el-İmamu’s-Sâdık, s. 49-50.

Page 23: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

395

Müzzemmil: Korkmamaları için bebek ve çocuklar üzerine okunur. Müddessir: Şeytanın şerrinden güvende olmak için okunur. İnsan: Zalimlerin şerrinden güvende olmak için yedi kere okunur. Murselât: İftira ve belalardan güvende olmak için daim okunur. Nebe: Kabir aydınlığı için her gün ikindiden sonra bir kere okunur. Nâzi‘ât: Daim okuyanın son nefesinde ruhunun bedenden çıkması kolay

olur. Tekvîr: Yüksek makamlı kimselerin yanına girince heybetli olmak için

okunur. İnşikâk: Hamile bayanın zahmet çekmemesi için gül suyu, misk ve

zaferanla yazılıp içirilir. A‘lâ: Yazılıp bağ, bahçe içine asılırsa yemişlerine zarar ziyan olmaz. Beled: Bütün ağrılar ve özellikle göz ağrısı için okunur. Şems: Korkudan emin olmak için yirmi kere okunur. Leyl: Gece yolculuk eden kimse korkudan emin olmak için yedi kere okur. Kadir: Ramazan ayında bin kere okuyan Yüce Allah’ı rüyasında müşahede

eder. Keza Ramazan ayında pazartesi gecesi beş yüz kere okuyan Hz. Peygamber’i (sas) rüyasında müşahede eder. Bağlı işlerin açılması için de on bir kere okunur.

Zilzâl: Düşmanın kahrolması için kırk defa okunur. Âdiyât: İki hâsid kimse arasında uyum, geçim için ve nazardan korunmak

için okunur. Tekâsür: Kabir azabından güvende olmak için okunur. Asr: Keder ve sıkıntı çekmekten kurtuluş için yetmiş defa okunur. Hümeze: Gammazların ağzını bağlamak için yirmi bir kere okunur. Fil: Düşmanın helâki için akşam namazıyla yatsı arasında elli bir kere

okunur. Kureyş: Bir kimseden korkan kişi yedi kere okur. Mâun: Bebek ve çocukların afetlerden muhafaza olunması için kırk bir defa

okunur. Kevser: Kim bin kere okursa, Yüce Allah ona Kevser havuzundan içmeyi

nasip eder. Tebbet: Düşmanın helâki için bin kere okunur. Muavvizeteyn (Felak ve Nas): Kim her namazdan sonra bunları üçer kere

okursa, Yüce Allah onu her türlü beladan; gammaz, zalim ve münâfıkların şerrinden ve şeytan vesvesesinden güven içinde kılar.

II. c) Misbâhu’ş-Şerî‘a Ve Miftâhu’l-Hakîka Fuat Sezgin’in Meşhed, Haydarabad, Delhi, Kahire gibi değişik

nüshalarından bahsettiği eserde105 İmam Ca‘fer es-Sâdık’ın dinî ve ahlakî muhtevâlı sözleri yüz bapta ele alınmıştır. Muhsin el-Emîn bu eserin Ca‘fer es-Sâdık’a nisbetini reddedenlerden bahsettikten sonra Seyyid Hüseyin el-Kazvinî’nin şu ifadelerine yer verir: “Misbâhu’ş-Şerî‘a eş-Şehîdü’s-Sânî, Seyyid İbn Tâvus, Mevlâna Muhsin el-Kâşanî ve diğerlerinin şehadetiyle İmam

105 Sezgin, GAS, I, 529.

Page 24: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

396

Ca‘fer’e mensuptur ve onların bu şehadetinden sonra, sonradan gelen bazılarının şüphelenmeleri için mahal yoktur.”106

Söz konusu eser Müessesetü Âli’l-Beyt tarafından 1980’de basılmıştır.107 Ayrıca Hasan Mustafavî’ye ait Farsça tercümesi ve şerhi de Merkezu Neşr-i Âsar-ı Allâme Mustafavî tarafından basılmıştır.108 Bu iki ayrı baskının bapları genel itibariyle aynıysa da sıralaması birbirinden farklıdır. Söz konusu baskılarda hangi yazmalardan istifade edildiği maalesef belirtilmemektedir. Bu farkın nasıl ve nereden kaynaklandığını tespit edebilmek için yurt içi ve yurt dışı kütüphane kayıtlarında mevcut farklı nüshaları üzerinde detaylı bir incelemenin yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte Hasan Mustafavî’nin kendine göre bir tasnif yapmış olması muhtemeldir. Mustafavî’nin çalışmasında bazı bapların daha uzun olduğu da dikkat çekmektedir.

1980’de yapılan baskıda söz konusu baplar; “(1) Ubudiyet, (2) ubudiyet, (3) gözü haramdan korumak, (4) yürüyüş, (5) ilim, (6) fetvâ, (7) marufu emir münkerden nehiy, (8) ulemânın âfeti, (9) riâyet, (10) şükür, (11) evden çıkma, (12) Kur’ān okuma, (13) libas, (14) riya, (15) sıdk, (16) ihlas, (17) takva, (18) vera‘, (19) muâşeret, (20) uyku, (21) hac, (22) zekât, (23) niyet, (24) zikir, (25) kurrânın âfeti, (26) hak ve batıl, (27) Peygamberleri tanımak, (28) İmamları tanımak, (29) sahâbeyi tanımak, (30) müminlere hürmet, (31) valideyne iyilik, (32) tevazu, (33) cehalet, (34) yemek, (35) vesvese, (36) ucub, (37) sehâ, (38) hesap, (39) namaza başlangıç, (40) rükû, (41) sücûd, (42) teşehhüd, (43) selam, (44) tövbe, (45) uzlet, (46) susmak, (47) akıl ve hevâ, (48) haset, (49) tama‘, (50) fesâd, (51) selâmet, (52) ibadet, (53) tefekkür, (54) rahat, (55) hırs, (56) beyan/âriflerin kurtuluşunun beyânı, (57) ahkâm, (58) dişleri misvaklamak, (59) tebezzür, (60) tahâret, (61) mescide giriş, (62) duâ, (63) oruç, (64) zühd, (65) dünyanın sıfatı, (66) mütekellif, (67) gurur, (68) münafığın sıfatı, (69) hüsnü’l-muâşeret/güzel geçinmek (70) almak/ahz ve vermek/‘atâ, (71) kardeşlik, (72) müşâvere, (73) hilm, (74) iktida, (75) affetme, (76) mevize, (77) tavsiye, (78) tevekkül, (79) tebcîlü’l-ihvân/din kardeşlere ihtiram, (80) cihat ve riyâzet, (81) mevt/ölüm, (82) hüsn-i zan, (83) tefviz, (84) yakîn, (85) havf ve recâ, (86) rıza, (87) belâ, (88) sabır, (89) hüzün, (90) hayâ, (91) marifet, (92) Allah sevgisi/muhabbetullah, (93) Allah için sevgi, (94) şevk, (95) hikmet, (96) dava, (97) ibret, (98) kanaat, (99) ………, (100) gıybet” şeklindedir. Doksan dokuzuncu bap kaydedilmemiştir.

Mustafavî’nin Farsça tercümeli tahkikinde ise baplar “(1) Beyân/âriflerin kurtuluşunun beyânı, (2) ahkâm, (3) riâyet, (4) niyet, (5) zikir, (6) şükür, (7) libas (8) dişleri misvaklamak, (9) teberrüz, (10) tahâret, (11)

106 Muhsin el-Emîn, A‘yânu’ş-Şî‘a, I, 668. 107 İmam Ca‘fer es-Sâdık, Misbâhu’ş-Şerî‘a, Müessesetü’l-A‘lemî, Beyrut, 1980. 108 İmam Ca‘fer es-Sâdık, Misbâhu’ş-Şerî‘a, trc. Hasan Mustafavî, y.y., trz.

Page 25: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

397

evden çıkma, (12) mescide giriş, (13) namaza başlangıç, (14) Kur’ān okuma, (15) rükû, (16) sücûd, (17) teşehhüd, (18) selam, (19) dua, (20) oruç, (21) hac, (22) zekât, (23) selâmet, (24) uzlet, (25) ibadet, (26) tefekkür, (27) susmak, (28) rahat, (29) kanaat, (30) hırs, (31) zühd, (32) dünyanın sıfatı, (33) vera‘, (34) ibret, (35) tekellüf, (36) gurur, (37) münafığın sıfatı, (38) akıl ve hevâ, (39) vesvese, (40) ucub, (41) yemek, (42) gözü haramdan korumak, (43) yürüyüş, (44) uyku, (45) hüsnü’l-muâşeret/güzel geçinmek, (46) kelâm, (47) medih ve zemm, (48) tartışma/münakaşa, (49) gıybet, (50) riyâ, (51) haset, (52) tama‘, (53) sehâ, (54) almak/ahz ve vermek/‘atâ, (55) kardeşlik, (56) müşavere, (57) hilm, (58) tevazu, (59) iktida, (60) affetme, (61) güzel ahlâk, (62) ilim, (63) fetva, (64) marufu emir münkerden nehiy, (65) ulemânın âfeti, (66) kurrânın âfeti, (67) hak ve bâtıl, (68) Peygamberleri tanımak, (69) İmamları tanımak, (70) sahâbeyi tanımak (71) müminlere hürmet (72) valideyne iyilik, (72) mevize, (73) tavsiye, (74) sıdk, (75) tevekkül, (76) ihlas, (77) cehli bilmek (78) tebcîlü’l-ihvân/din kardeşlerine ihtiram, (79) tövbe, (80) cihat ve riyâzet, (81) fesâd, (82) takvâ, (83) mevt/ölüm, (84) hesab, (85) hüsn-i zan, (86) tefvîz, (87) yakîn, (88) havf ve recâ, (89) rıza, (90) belâ, (91) sabır, (92) hüzün, (93) hayâ, (94) dâva, (95) marifet, (96) Allah sevgisi/muhabbetullah (97) Allah için sevgi, (98) şevk, (99) hikmet, (100) ubûdiyetin hakikati” şeklindedir. Bu baskıda ise yetmiş ikinci bap tekrar edilmiştir, bu tekrarla birlikte toplamda yüz bir bap vardır. Mustafavî’nin çalışmasındaki “medih ve zemm”, “tartışma/münakaşa” gibi baplar diğerinde mevcut değildir. Bu tür ufak tefek farklar bulunmaktadır.

Eserden bazı örnekler şöyledir: Birinci Bab (Ubûdiyet hakkında): Sâdık (as) der ki “Muâmelatın

usulü dört vecih üzere ortaya çıkar. Allah’ın muâmelesi, nefsin muâmelesi, halkın muâmelesi ve dünyanın muâmelesi. Bu vecihlerin her biri de yedi rükne taksim edilmiştir. Allah’ın muamelesinin usûlü yedi şeyledir: Hakkını edâ etmek, haddini muhafaza etmek, verdiği nimete şükretmek, takdirine rıza göstermek, belâsına sabretmek, hürmetini tazim etmek ve O’na şevk duymak. Nefsin muamelesinin usûlü yedidir: Havf, cehd, ezâ ve riyâzeti yüklenmek, sıdkı talep etmek, ihlaslı olmak, onu sevdiği şeyden çıkarmak (alıkoymak) ve fakra bağlamak. Halkın muamelesinin usûlü yedidir: Hilm, affetme, tevazu, sehâvet, şefkat, nasihat, adalet ve insaf. Dünyanın muamelesinin usûlü de yedidir: Yokluğa rıza göstermek, varlıkta başkasını tercih etmek (îsar), kaybedilen şeyi talep etmeyi terk etmek, kesrete buğzetmek, zühdü seçmek, onun (dünyanın) âfetlerini bilmek, şehvetlerini ve riyâsetini reddetmek. Bu hasletler bir kimsede toplandığı zaman o, Allah’ın has kullarından, mukarreb ibadından ve hakkıyla evliyasından olur.”109 Sâdık der ki: “Yüce Allah’ın Kitabı’nda (Kur’ān) dört şey vardır.

109 Misbâhu’ş-Şerî‘a, (Müessesetü’l-A‘lemî, 1. bab), s. 5-6; (Hasan Mustafavî, 100. bab), s. 574-579. (Son cümle sadece Mustafavî baskısında mevcuttur.)

Page 26: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

398

İbâre, işâret, letâif ve hakâik. İbâreler avam için, işâretler havas için, letâif evliyâ için, hakâik ise peygamberler (as) içindir.”110

İbâre, işâret, letâif ve hakâik şeklindeki dörtlü tasnif; Bihâru’l-Envâr gibi

Şîî ve Rûhu’l-Beyân gibi Sünnî literatüre ait eserlerde de İmam Ca‘fer es-Sâdık’a istinaden rivâyet edilmiştir.111

İkinci Bâb: Sâdık (as) der ki “Ubudiyet cevherdir, özü rububiyettir.

Ubudiyetten kaybedilen rububiyette bulunur, rububiyetten gizlenen

ubudiyette ortaya çıkarılır. Yüce Allah ‘ ����ق و�� أ����� ���� ������ آ����� �� buyurmuştur. Senin 112’������ ��� أ��� ����� أو�� ��� ����� أ��� ��� ��� ��ء ���� gıyabında da huzurunda da mevcuttur. Ubudiyetin anlamı her şeyini harcayıp fedâ etmektir. Bunun sebebi nefsi hevâsından menedip ona hoşlanmadığı şeyleri yüklemektir. Bunun anahtarı ise rahatın terk edilmesi, uzlet sevgisi ve Yüce Allah’a giden iftikar (fakrını bilme) yoludur. Peygamber (sas) ‘Allah’a sanki O’nu görüyormuş gibi kulluk et. Sen O’nu

görmüyorsan da O seni görüyor!’ buyurmuştur. ‘���’ kelimesinin üç harfi

vardır. ‘ع’ Allah’ı bildiği ilimdir, ‘ب’ O’nun dışındaki her şeye konulan

mesafedir, ‘د’ ise Allah’a keyfiyetsiz ve perdesiz yakınlıktır. Ubudiyetin usulü ise birinci bapta geçtiği üzere dört vecihte ortaya çıkar.”113

On ikinci Bab (Kur’ān Okuma): Sâdık (as) der ki, “Kur’ān okuduğu halde Allah’a boyun eğmeyen, kalbi incelip yumuşamayan, içinde hüzün ve ürperme oluşmayan kişi: Yüce Allah’ın azametli şanını hafife almış ve apaçık bir hüsrana uğramış demektir. Dolayısıyla Kur’ān okuyucusu üç şeye muhtaçtır: Huşû‘ ile dolu bir kalp, meşgul olmayan boş bir beden ve ıssız bir yer. Kişi Allah için huşû‘ ile dolduğunda şeytan-ı racîm ondan kaçıp

uzaklaşır. Yüce Allah, ‘ ��� �� �������ن ���� 114’��ذ� ��أت ����آن ��� ��� ����buyurmaktadır. Kişinin nefsi sebeplerden vazgeçtiğinde kalbi de kendini kıraate verebilir. O zaman herhangi bir arıza ona engel olamaz ve Kur’ān nurunun bereket ve faydalarından onu mahrum kılamaz. Kezâ bu iki haslet yerine geldikten sonra kendine tenha bir yer bulup halktan uzaklaşınca, o kimsenin ruhu ve sırrı Azîz ve Celîl olan Allah ile ünsiyet kurar; Allah’ın salih kullarıyla olan muhataplığının halavetini tadar; onlara türlü çeşit ikramıyla ve eşsiz benzersiz işaretleriyle verdiği lütfu ve has makamı bilir. Eğer bu pınardan bir kâse içerse, ne başka bir hali bu hale, ne de başka bir zaman dilimini bu vakte tercih eder. Aksine bütün taat ve ibadetler ona derinden tesir eder. Çünkü o artık Rabbiyle vasıtasız münâcat halindedir. Şimdi bak!

110 Misbâhu’ş-Şerî‘a, (Hasan Mustafavî, 100. bab), s. 579. (Bu kısım sadece bu baskıda mevcuttur.) 111 Bkz. Meclisî, Bihâru’l-Envâr, LXXV, 278; Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhu’l-Beyân, Dâru’l-Fikr, Beyrut, trz., V, 201. 112 Fussilet, 41/53. 113 Misbâhu’ş-Şerî‘a, (Müessesetü’l-A‘lemî, 2. Bab), s. 7; (Hasan Mustafavî, 100. Bab), s. 571-579. 114 Nahl, 16/98.

Page 27: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

399

Rabbinin Kitabını ve varmak istediğin dostluk makamının fermanını nasıl okuyorsun? O’nun emirlerine nasıl icabet ediyor, nehyettiklerinden nasıl içtinab ediyor, O’nun koyduğu hadlere nasıl uyuyorsun? Gerçek şu ki o Azîz

olan Kitap’tır. ‘ ���� ���� �� ����� ���� �� �115’� ����� ����ط� �� ��� ���� و Onu tertil ile oku; vadinde ve vaîdinde dur, emsâl ve mevâizini tefekkür et, harflerin üzerinde gereğinden fazla durup sınırları çiğnemekten de kaçın!”116

Elli altıncı Bab (Beyân: Âriflerin kurtuluşu hakkındadır): Sâdık (as) derki, “Âriflerin kurtuluşu üç asıl üzere döner; havf, recâ ve muhabbet. Havf ilmin, recâ yakînin, muhabbet ise marifetin birer (dalıdır) koludur. Havfın belirtisi kaçmak, recânın belirtisi talep, muhabbetin delili ise sevilen şeyi onun dışındaki her şeye tercih etmektir. Göğsünde ilim tahakkuk eden (kişi) korkar, korku sahih olursa kaçar, kaçınca da kurtulur. Yakîn nuru kalpte doğunca, (kişi) Allah’ın fazlını müşâhede eder, fazlın rüyeti orayı mekân tutunca recâ ortaya çıkar, recânın halâvetini tadınca onu talep eder, talebinde muvaffak olunca da (aradığını) bulmuş olur. Marifet ziyâsı gönülde (fuâd) tecelli edince muhabbet rüzgarı dalgalanır; sevgi rüzgarı esip sevgilinin gölgesinde ünsiyet edince de mahbubunu onun dışındaki her şeye tercih eder; O’nun emirlerini yapar, nehiylerinden kaçınır ve bu ikisini bu iki şeyin dışındaki her şeye tercih eder. Evâmire imtisal ve nevâhîden içtinap ederek mahbûbla birlikte ünsiyet meydanında istikamet üzere olunca da münâcatın ve kurbiyetin ruhuna vâsıl olup erişir.117 Usûlün misâli de üçtür; Harem gibi, mescid gibi ve Ka‘be gibidir. Kim Harem’e girerse halktan güvende olur, kim mescide girerse azalarını günahta kullanmaktan güvende olur, kim de Ka‘be’ye girerse kalbi Yüce Allah’tan gayrısını zikretmekten emîn ve güvende olur. İşte bak ey mümin! Şayet senin halin mevtin gelmesine razı olacağın bir hal ise tevfîki ve ismeti için Yüce Allah’a şükret! Şayet değilse samimi bir karar ile ondan uzaklaş ve ömrünün geçen kısmındaki gafletin için pişman ol. Günahlarının zahirî temizliği için ve kusurlardan batınını tanzîf edebilmen için Yüce Allah’tan yardım iste! Gaflet bağlarını kalbinden kes ve nefsinin şehvet ateşini söndür!”118

Elli yedinci Bab (Ahkâm hakkındadır): Kalplerin i‘râbı dört çeşittir;

ref‘ (ر��), feth (���), hafd (���) ve vakf (و��). Kalbin ref‘i Yüce Allah’ı zikirle, fethi Yüce Allah’tan gelene rıza ile olur. Kalbin hafdı Allah’ın gayrısıyla meşguliyette, vakfı ise Allah’tan gaflet etmektedir. Görmüyor musun? Bir kul Allah’ı halis bir niyetle ve tazim ederek zikrettiği zaman, bundan dolayı kendisiyle Yüce Allah arasında daha önce var olan bütün

115 Fussilet, 41/42. 116 Misbâhu’ş-Şerî‘a, (Müessesetü’l-A‘lemî, 12. Bab), s. 28-29; (Hasan Mustafavî, 14. Bab), s. 76-78. 117 Misbâhu’ş-Şerî‘a, (Müessesetü’l-A‘lemî, 56. Bab), s. 119-120; (Hasan Mustafavî, 1. Bab), s. 11. 118 Misbâhu’ş-Şerî‘a, (Müessesetü’l-A‘lemî, 56. Bab), s. 120 (Bu kısım sadece bu baskıda mevcuttur).

Page 28: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

400

perdeler kalkar. Kalp Yüce Allah’ın takdirinin kaynağına boyun eğip ondan razı olmak şartıyla inkıyat ederse ona sürur, rahmet ve rahat kapıları nasıl da açılır! Kalp dünya işlerinden ve sebeplerinden bir şeyle meşgul olursa daha sonra Allah’ı zikretme halini nasıl bulacaktır? Daha sonra Allah’ı ve O’nun ayetlerini kısık sesle ve muzlim olarak zikrettiğinde, tıpkı içinde kimsenin olmadığı harap bir ev gibidir. Yüce Allah’ı zikretmekten gafil olduğu zamansa onu mevkuf ve mahcup (perdelenmiş) görürsün; O’nu tazim etme nurundan ayrılınca kasavet bağlayıp karanlığa düşmüş olur.119 Ref‘ alameti üç şeydir, bunlar muvafakat, muhalefet ve şevke devam vecihleridir. Feth alameti üç şeydir, bunlar tevekkül, sıdk ve yakîndir. Hafd alameti üç şeydir, bunlar ucub, riyâ ve hırstır. Vakf alameti de üç şeydir, bunlar ise taatin halavetinin kaybolması, masiyetin acılığının yok olması ve haram-helâl bilgisinin birbirine karıştırılmasıdır.”120

Eserin içeriğinde birçok ayetin kullanılmış olması oldukça önemlidir

ancak bunların hangi âyetler olduğu ve tefsir ilmi açısından ne ifade ettiğine dair detaylı bir analizi bu çalışmaya sığdırmak mümkün değildir. Ayrıca tahkik edilmiş metinlerde, özellikle de Müessesetü Âli’l-Beyt baskısında ifade açısından bazı eksikliklerin ve hataların olduğu hissedilmektedir. Bunun da yazmalardaki eksiklikten yahut muhakkikin dikkatsizliğinden kaynaklanmış olması mümkündür.

III. Ca‘fer es-Sâdık’a İsnat Edilmiş Olan Bazı Rivâyetler Bu bölümde bazı eserlerde İmam Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş

rivâyetlerden örneklere yer verilecektir. Alt başlıklar verilecek örneklerin hangi müellifin hangi eserinden alındığına işaret edecek şekilde sunulacaktır.

III. a) el-Kummî’nin Tefsîr’i Ebu’l-Hasan Ali b. İbrahim b. Hâşim el-Kummî’nin ölüm tarihi kesin

olarak belli değildir. Hicrî üçüncü asrın ikinci yarısı ile dördüncü asrın başlarında yaşadığı bilinmekte olan müellifin, İmam Hasan el-Askerî’nin çağdaşı olduğu ve hicrî 307/920’de vefat ettiği kaydedilmiştir.121 Günümüze ulaşan tek eseri olan tefsir, ilk dönem Şîî tefsirler için önemli bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Bu tefsirde müellifin kendi görüşleriyle birlikte özellikle İmam Cafer es-Sâdık ve babası İmam Muhammed el-Bâkır’dan çok sayıda rivâyet yer almaktadır. Bu rivâyetlerden bazıları çalışmanın başında yer verdiğimiz, Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş olan tefsirdeki rivâyetlerle

119 Misbâhu’ş-Şerî‘a, (Müessesetü’l-A‘lemî, 57. Bab), s. 121-122; (Hasan Mustafavî, 2. Bab), s. 16. 120 Misbâhu’ş-Şerî‘a, (Müessesetü’l-A‘lemî, 57. Bab), s. 122 (Bu kısım sadece bu baskıda mevcuttur). 121 Bkz. Kummî, Tefsîru’l-Kummî, (Eserin takdimi), I, 8.

Page 29: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

401

uyumludur.122 Aşağıda Ca‘fer es-Sâdık’tan merviyyen aktarılan rivâyetlerden bazı örnekler, hangi sûrenin hangi âyetiyle ilgili olduğu belirtilerek kaydedilecektir.

Besmele: ������ ������ � ��� lafzındaki “ب” Allah’ın behâsı (aydınlık,

güzellik), “س” Allah’ın senâsı (yücelik, ululuk), “م” ise Allah’ın mülküdür. Allah her şeyin İlâhıdır. O bütün mahlûkatına “Rahman”, hasseten müminlere “Rahîm”dir.123

Bakara 2/1: “ا��” harfleri Yüce Allah’ın Hz. Peygamber’e (sas) ve İmam’a (Hz. Ali) hitâb eden İsm-i Âzam’ının, Kur’ān’da mukatta‘a şeklinde bulunan harflerindendir. Onlarla dua edilirse o duaya icâbet edilir.124

Meryem 19/1: Bunlar Allah’ın mukattaʻa isimleridir. “�����”

ayetinin manası: “Allah Kâfî (������), Hâdî (دي����), azametli eller sahibi

demektir.125 (����دق) Âlim (������) ve Sâdık’tır ,(ذو����دي �����م)

Tâhâ 20/1: “ط�” lafzı Tay lügatıyla indirilmiştir ve “Ey Muhammed” demektir.126

Yâsîn 36/1: “��” Resûlullah’ın (sas) ismidir, buna delil ise ardından

gelen ‘ ������ 127’إ��� ��� �������� ۞ ��� ���ط ayetleridir.128

Necm 53/1: “�����” Resûlullah’tır (sas), “إذ� ��ى” ise, “Ona gece yolculuğu yaptırıldığı zaman havadaydı.” demektir. Bu, mirâcı inkâr edenlerin inkârını red ve Resûlullah (sas) ile kasemdir. Aynı zamanda sâir peygamberler üzerinde onun fazîletini gösterir.129

Tîn 95/1-3130: Âyette geçen “���” Resûlullah (sas), “ز���ن” Emîrü’l-

Müminîn (Hz. Ali), “����� ط�ر” Hasan ve Hüseyin, “����� ���” ise diğer imamlardır.131

Kevser 108/1: “������” cennette bir nehirdir, Allah (onu) Muhammed’e (sas) oğlu İbrâhim’e karşılık olarak vermiştir.132

Nâs (Eserin son kısmı): Kur’ān emredici ve zecredicidir. Cenneti emreder, cehennemden de zecreder. Onda muhkem ve müteşâbih vardır. (Mümin) Muhkeme iman eder ve onunla amel eder. Müteşabihe de iman

eder ancak onunla amel etmez! Nitekim Yüce Allah “ ��ز ������ �� ������ � ����

122 Bkz. Gördük, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, s. 422-429. 123 Kummî, Tefsîr, I, 28. 124 Kummî, Tefsîr, I, 30. 125 Kummî, Tefsîr, II, 48. 126 Kummî, Tefsîr, II, 58. 127 Yâsîn, 36/3-4: “Sen şüphesiz peygamberlerdensin. Doğru yol üzeresin.” 128 Kummî, Tefsîr, II, 211. 129 Kummî, Tefsîr, II, 333-334. ���ن )1( وط�ر ����� )2( و��� ����� ����� )3(“ 130 İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn : و������ و����beldeye yemin ederim ki.” 131 Kummî, Tefsîr, II, 428. 132 Kummî, Tefsîr, II, 445.

Page 30: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

402

�� ���� و���� ���ن �� ����� ��ن �� ����� ��� �����ء ������ و�����ء ��و��� و�� ���� ��و��� إ�� �� .buyurmaktadır 133”�����ن آ���� �� ��� �� ��� ر����

Muhakkak ki Kur’ān her şeyin açıklayıcısıdır. Allah’a yemin olsun ki Yüce Allah insanların muhtaç olduğu hiçbir şeyi eksik bırakmayarak onda beyan etmiştir. Öyleki hiçbir kul “Keşke şu şey de Kur’ān’da nâzil olsaydı!” demeye mecal bulamaz; çünkü şanı yüce olan Allah onu zaten indirmiştir.134

Kummî’nin yapmış olduğu rivâyetlerde Şîa bakış açısını net bir şekilde

yansıtan, Ca‘fer es-Sâdık’a sonradan izâfe edilmiş olduğu âşikâr bolca tevil bulunmaktadır. Aşağıdaki bunun tipik örneklerinden biridir:

Şems, 91/1-4: Ebû Basîr der ki: Yüce Allah’ın “�����و������ و” kavlini Ebû Abdillah’tan sordum. “Şems/Güneş Resûlullah’tır (sas), Allah onunla

insanlara dinlerini açıklamış, aydınlığa kavuşturmuştur. ‘���� �و����� إذ’ ile

kastedilense Emîru’l-Müminîn’dir (Hz. Ali)” dedi. Ben, “Peki ‘������ �و������ إذ’ ile maksud kimlerdir?” dedim. “Onlar Resûlullah’ın Âl-i Beyti’nin oturmaya daha layık oldukları makamlara kurulan, devlet yönetiminde onlara zulüm ve istibdat yapan; böylece Resûlullah’ın dinini zulüm ve adaletsizlikle örten diğer halifelerdir. Ayet, ‘Onların zulmü (karanlığı) gündüzün ışığını örttü.’

anlamındadır.” dedi. “O halde ‘�� nedir?” dedim. “Bu ’و������ر إذ� ���Fâtıma’nın zürriyetinden olup, Resûlullah’ın dinini talep eden ve isteyenlere de açıklayıp gösteren İmam’dır.” diyerek cevapladı.135

III. b) Küleynî’nin Usûlü’l-Kâfî’si Şîa literatüründe Kütüb-i Erbaa olarak anılan eserlerden biri olan el-

Kâfî’nin müellifi Yakub el-Küleynî (v. 328/941) Ali b. İbrâhim el-Kummî’nin öğrencilerindendir. Söz konusu eserde Ca‘fer es-Sâdık’a müstenit, bir kısmı tefsire dair olan yüzlerce rivâyet bulunmaktadır. Bunlardan fezâilu’l-Kur’ān konusundaki rivâyetlerin bazıları şöyledir:

Şayet “el-Hamd” (Fâtiha) ölünün üzerine yetmiş defa okunur da onun ruhu bedenine geri gönderilirse, yine de buna şaşırmamak gerekir!136

Hiçbir kul yoktur ki Kehf sûresinin sonunu okuyup istediği saatte uyanmış olmasın.137

Yeni bir testi aldığında onu suyla doldurup üzerine otuz defa “İnnâ enzelnahu fî leyleti’l-kadri”yi (Kadr sûresi) okur, daha sonra da ondan içer ve abdest alırsan inşallah içindeki su ziyadeleşecektir.138

“İza zülzileti’l-ardu”yu okumaktan sıkılıp usanmayın! Çünkü kim onu nafilelerinde okursa Allah ona ebediyyen zelzele musibeti vermez ve o kimse

133 Âl-i İmrân, 3/7. 134 Kummî, Tefsîr, II, 451. 135 Kummî, Tefsîr, II, 424. Ayrıca bkz. el-Küleynî, Muhammed b. Ya‘kûb, Usûlü’l-Kâfî, Menşûrâtü’l-Fecr, Beyrut, 2007, VIII, 32. 136 Küleynî, el-Kâfî, II, 345. 137 Küleynî, el-Kâfî, II, 349. 138 Küleynî, el-Kâfî, II, 345.

Page 31: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

403

depremde ölmez. Hakezâ o kimse ölene kadar yıldırım düşmesi yahut dünya afetlerinden başka bir afete uğramaz. Öleceği zaman da Rabbinin katından değerli bir melek inerek başucunda oturur. Ona “Ey ölüm meleği Allah’ın dostuna yumuşak davran!” buyurur. Ölüm meleği de, “Rabbim bana O’nu dinlememi, itaat etmemi ve emredilene kadar onun ruhunu almamamı emretti.” der. Böylece Allah ona, o kulun ruhunu kabzetmesini emredene kadar yanında bekler. O kulun gözünden perde kaldırılıp, gideceği cennet menzillerini gördüğü zaman, en yumuşak bir dokunuşla onun ruhunu kabzeder. Ardından cennete giderken onun ruhuna yetmiş bin melek eşlik eder ve onu cennete götürmek için acele ederler.139

Ca‘fer es-Sâdık Hz. Peygamber’den (sas) nakletmiştir ki: Kim yatarken “Elhâkümüttekâsür”ü okursa kabir azabından korunur.140

Allah’a ve ahiret gününe iman eden farz namazların arkasından “Kul huvallahu ehad”i okumayı terk etmesin! Çünkü kim onu okursa Allah onun için dünya ve ahiret hayırlarını toplar, onu, ebeveynini ve onların çocuklarını mağfiret eyler.141

Ey Mufaddal, insanlardan kendini “Bismillahirrahmanirrahim” ve “Kul huvallahu ehad” ile muhafaza et. Onu sağına, soluna, önüne, arkana, üstüne ve altına oku. Zalim bir sultanın yanına çıktığın zaman, ona bakarken bunu üç defa oku ve sol elini tut. Onun yanından ayrılana kadar da bırakma.142

Ca‘fer es-Sâdık’ın yaptığı istihraçlarına âyetlerden delil getirmesi

önemli bir yönüdür. Dikkat çekici örneklerden biri şudur: Kime üç şey verilirse, o kimse bununla birlikte üç şeyden men

edilmez. Duâ verilene icabet de verilir, şükür verilene nimetin ziyadesi de

verilir ve tevekkül verilene kifâyet de verilir. Sen Allah’ın Kitabı’ndan “ ����د� ��� � ��� “ ve 144”��� ����� �ز������ “ ,143”أ���� ��� 145”و�� ������ ��� ��âyetlerini okudun mu?146

Kur’ān’ın mahiyeti ve içerdiği ilme dair şu rivâyetler de dikkat çekicidir:

Allah’ın Kitabı; onda sizden öncekilerin haberi, sizden sonrakilerin bilgisi ve aranızda verilecek hüküm mevcuttur ki biz onu biliriz.147

Allah’a yemin olsun ki ben Allah’ın Kitabı’nı evveli ve ahiriyle sanki o avucumun içindeymiş gibi bilirim! Onda semânın ve arzın haberi, olmuş

139 Küleynî, el-Kâfî, II, 347. 140 Küleynî, el-Kâfî, II, 345. 141 Küleynî, el-Kâfî, II, 344. 142 Küleynî, el-Kâfî, II, 345. 143 Ğâfir, 40/60. 144 İbrâhim, 14/7. 145 Talak, 65/3. 146 Küleynî, el-Kâfî, II, 44. 147 Küleynî, el-Kâfî, I, 36.

Page 32: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

404

olanın ve henüz olmamışın bilgisi mevcuttur. Azîz ve Celîl olan Allah, “Onda her şeyin açıklaması vardır.148” buyurmaktadır.149

Ebû Abdillah (Ca‘fer es-Sâdık) “ ��� �� ����ل ����ي ���ه ��� �� �����ب أ�� آ� âyetini okudu, sonra parmaklarını açarak elini göğsüne 150”أن ����� إ��� ط��� koydu ve “Bizde ise Allah’a yemin olsun ki Kitab’ın tamamının ilmi vardır!” dedi.151

Elbetteki bu tür rivâyetleri İmamların gaybı bildiği şeklinde anlamamak

gerekmektedir. Yine aynı eserde bu noktanın vurgulandığını da görmekteyiz: Südeyr şöyle rivâyet etmiştir: Ben, Ebû Basîr, Yahyâ el-Bezzâz ve

Dâvud b. Kesîr Ebû Abdillah’ın meclisinde oturuyorduk. Yanımıza öfkeli bir şekilde girdi, yerine oturunca “Bizim gaybı bildiğimizi zanneden bu kavimlerin hali ne acaiptir! Azîz ve Celîl olan Allah’tan başka kimse gaybı bilmez! Ant olsun ki filan câriyemi dövmeye niyetlenmiştim, benden kaçtı gitti ve ben onun hangi evde saklandığını bilmedim!” dedi.152

Kummî Tefsiri’nde olduğu gibi el-Kâfî’de de Şîa’nın temel doktrinlerini

yansıtan görüş ve tevillere mebzul miktarda yer verilmiştir. Bunların Ca‘fer es-Sâdık’a ve diğer imamlara izâfe edilmesi Sünnî perspektif açısından sorun teşkil edecek niteliktedir. Çünkü Ehl-i Sünnete göre de “On iki imam” yüce ve saygıdeğer insanlardır; ancak Şîa düşüncesini tahkîm etmek adına bu zevâta pekçok yakıştırmada bulunulduğu bir gerçektir:

“ � إ�� ������� �� ����ل و��و� إ�� ���ط ������ و��و : Ve onlar sözün en güzeline yöneltilmişler, Hamîd olan Allah’ın yoluna iletilmişlerdir.”153 âyetinde kastedilenler Hamza, Ca‘fer, Ubeyde, Selman, Ebû Zer, Mikdâd b. el-Esved, Ammâr gibi kimselerdir. Bunlar Emîrü’l-Mü’minin olan Ali’ye (as)

hidâyetle ulaştırılmışlardır. “… ه ���ن وز���� �� ������ و��� ���� إ���� �� و���� �� Lâkin Allah size imanı sevdirdi, onu … :… إ���� ����� و�����ق و������ن kalplerinize güzel gösterdi; küfrü, fasıklığı ve isyanı ise nazarınızda kerîh kıldı…”154 âyetindeki sevdirilen ve kalplere güzel gösterilen Emîrü’l-Mü’minin’dir (Hz. Ali); kerih gösterilen küfür, füsûk ve isyan ise birinci, ikinci ve üçüncüdür (Burada ilk üç halife olan Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman kastedilmektedir).155

148 Bkz. Nahl, 16/89: “ ���ب �� ���� ��� � ����� ����� �� أ����� و���� �� ����� ��� ���ء و��� و��م ��� � �� ��� أ�� ”������ ���� ��ء و��ى ور��� و���ى �������� 149 Küleynî, el-Kâfî, I, 136. 150 Neml, 27/40: “Kendisinde Kitaptan bir ilim olan kimse ise, ‘Baktığın şeyden gözünü çevirmeden ben onu sana getiririm.’ dedi.” 151 Küleynî, el-Kâfî, I, 136. 152 Küleynî, el-Kâfî, I, 153. 153 Hac, 22/24. 154 Hucurât, 49/7. 155 Küleynî, el-Kâfî, I, 268.

Page 33: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

405

Çalışmanın başında Ca‘fer es-Sâdık’ın annesinin hem anne hem de baba tarafından Hz. Ebû Bekir’in torunu olduğu zikredilmişti. Onun gibi bir zâtın ashâb-ı kirâma; onun da ötesinde bizzat kendi dedesine bu şekilde hakaret etmesi imkân dâhilinde değildir.

Hem Kummî’de hem de Küleynî’de Ca‘fer es-Sâdık’a herhangi bir tefsirde rastlayabileceğimiz türden birçok klasik izahın da atfedildiği görülmektedir; ancak onlara da yer verildiği takdirde çalışmanın sınırları bir hayli aşılacağı için bu kadarıyla yetinildi.

III. b) Taberî’nin Câmi‘u’l-Beyân’ı Görebildiğimiz kadarıyla Taberî’nin (v. 310/922) tefsirinde Ca‘fer es-

Sâdık’tan yapılan yirmi civarında rivâyet bulunmaktadır. Bunların çoğu fıkhî konularla; onların bir kısmı da hac menâsiki ile ilgilidir ve ekseriyetle babası vasıtasıyla Hz. Ali ve Câbir b. Abdullah gibi sahabîlerden nakledilmiş olan bilgilerdir. Birkaç örnek şöyledir:

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Câbir’den şöyle rivâyet etmiştir: Resûlullah (sas) rüknü (Hacerü’l-Esved) selamladı daha sonra üç şavtı koşar adım, kalan dört şavtı yürüyerek olmak üzere tavafını bitirdi.

Ardından Makam-ı İbrâhim’e yönelerek, “����� ������156”و�����و� �� ���م إ âyetini okudu ve Makam kendisi ile Ka‘be arasında kalacak şekilde iki rekat namaz kıldı.157

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Hz. Ali’den şöyle rivâyet

etmiştir: Âyetteki “ 158 ”��� ������ �� ����ي ifadesiyle kastedilen “koyun”dur.159

Ebû Ya‘kûb ed-Dabbî, Ca‘fer b. Muhammed’in şöyle dediğini duyduğunu nakletmiştir: Kim geceleyin namaz kılar ve gecenin sonunda

yetmiş kere istiğfar ederse, o kimse “ 160”���������� ������ر olanlardan yazılır.161

İbn ‘Uyeyne, “ ���� �����162”��� ��ء�� ر��ل �� أ âyeti hakkında Ca‘fer es-Sâdık’tan şunu nakletmiştir: Ona Cahiliyye zamanının doğumları ile ilgili bir şey bulaşmamıştır. Hz. Peygamber (sas) zaten bu konuda, “Gerçek şu ki ben nikâhla dünyaya geldim, nikâh dışı bir durumla değil!” buyurmuştur.163

III. d) İbn Ebî Hâtim’in Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîm’i

156 Bakara, 2/125. 157 et-Taberî, Ebû Cafer Muhammed İbn Cerîr, Câmi‘u’l-Beyân fî Te’vîli Âyi’l-Kur’ān, Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 2000, II, 36. 158 Bakara, 2/196. 159 Taberî, Câmi‘u’l-Beyân, III, 30. 160 Âl-i İmrân, 3/17. 161 Taberî, Câmi‘u’l-Beyân, VI, 266. 162 Tevbe, 9/128. 163 Taberî, Câmi‘u’l-Beyân, XIV, 585.

Page 34: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

406

İbn Ebî Hâtim’in (v. 327/939) Ca‘fer es-Sâdık’tan naklettiği rivâyetler de aynı şekilde yirmi civarındadır. Bunlar ekseriyetle onun, babası Muhammed el-Bâkır’dan yapmış olduğu nakillerdir ve çoğu Taberî’nin kaydettikleriyle aynıdır.

Ca‘fer b. Muhammed babasından, babası da kendi babasından (Ca‘fer’in dedesinden) şöyle rivâyet etmiştir: Mûsa’ya (as) indirilmiş olan levhalar cennetin sedir ağacındandı ve bir levhanın boyu da on iki zira‘dı.164

Ca‘fer b. Muhammed babasından “ 165”��ذ� ����� ����� ����م âyetinde kastedilen haram ayların zilkade, zilhicce, muharrem ve receb olduğunu rivayet etmiştir.166

Ca‘fer b. Muhammed babasından şöyle rivâyet etmiştir: Tebûk, Resûlullah’ın (sas) yapmış olduğu en son gazvedir. Havanın aşırı sıcak olduğu

bir zamanda bu gazveye çıkılmıştır, “ ����� أ��� و����� � ����و� �� ����� �� ��ر � ���”167; o aynı zamanda zorluklarla yapılan bir savaştı.168

Hasan b. Sâlih, Ca‘fer b. Muhammed’in şöyle dediğini duyduğunu rivâyet etmiştir: Ebû Bekir ve Ömer’i hayırla yâdetmeyen kimselerden

teberrî edip uzak durun! Yüce Allah “ ����ن� � 169”��ن ���ك ��� إ��� ��يء ���buyurmuştur.170

III. e) Diğer Tefsirlerden Bazı Örnekler Taberî ve İbn Ebî Hâtim’in zikrettiği rivâyetleri, onlardan sonra gelen

Sünnî müfessirlerin birçoğunun da kendi eserlerine aldıkları görülmektedir. Burada aynı nakilleri tekrar etmeksizin, diğer bazı Sünnî ve Şîî tefsirlerde yer verilen farklı rivâyetlerden çeşitli örnekler yine kronolojik sırayla sunulacaktır.

a) Furât el-Kûfî (v. 310?-922?) Eban b. Tağlib’in nakline göre: Ca‘fer b. Muhammed, “ �وآت ذ

ر ������ âyeti nâzil olduğu zaman 171”������ ���� و������� و��� ������� و� ����Resûlullah’ın (sas) Fâtıma’yı çağırmış ve ona Fedek’i verdiğini söylemiştir. Eban “Onu Resûlullah’mı (sas) ona verdi?” diye sorunca Ca‘fer’den “Hayır onu ona Allah verdi.” cevabını almıştır.172

164 İbn Ebî Hâtim, Ebû Muhammed Abdurrahman et-Temîmî er-Râzî, Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîm, Mektebetü Nizâr, Suudi Arabistan, 1998, V, 1563. 165 Tevbe, 9/5. 166 İbn Ebî Hâtim, Tefsîru’l-Kur’ān, VI, 1855. 167 Tevbe, 9/81. 168 İbn Ebî Hâtim, Tefsîru’l-Kur’ān, VI, 1855. 169 Şuarâ, 26/216. 170 İbn Ebî Hâtim, Tefsîru’l-Kur’ān, IX, 2827. 171 İsrâ, 17/26. 172 Furât el-Kûfî, Ebû’l-Kâsım b. İbrahim, Tefsîru Furât el-Kûfî, Müessesetü’n-Nu’man, Beyrut, 1992, I, 323.

Page 35: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

407

Ca‘fer b. Muhammed’in “ ���� �� ���ء �� ر���� و��������� أ��� ��� âyetindeki “Rahmet”in Hz. Ali olduğunu söylediği 173”����� أ����nakledilmiştir.174

Ebû Hafs es-Sâiğ’in nakline göre Ca‘fer b. Muhammed “ ������� ��� ������� �� �����”175 âyeti hakkında “Allah’ın zikrettiği nimet biziz!” demiş ve ardından “ ���� ����وأ ���� âyetini okumuştur.177 176”وإذ ���ل ����ي أ��� ��

b) Ayyaşî (v. 320/932) Bazı öğrencilerinden naklen Ebû Abdullah (Ca‘fer es-Sâdık),

âyetini insanların nasıl 178”و�� ��ن ������ر إ������ ���� إ�� �� ����ة و� ��� إ���ه “anladığını sordu. İbrâhim’in (as) babası için istiğfar etmeyi vadettiği şeklinde anlaşıldığı söylendi. “O öyle değil! İbrâhim (as) babasına İslam’a girerse onun için istiğfar edeceğini vadetmişti. Onun bir Allah düşmanı olduğu ortaya çıkınca ondan teberri edip uzaklaştı.” dedi.179

Ca‘fer es-Sâdık şöyle demiştir: Muhammed’i (as) hak ile gönderen Allah’a kasem ederim ki mümin bir kimseye musallat olan ifritler ve iblisler ete üşüşen yaban arılarından daha çoktur. Lâkin mümin bir topluluktan daha kuvvetlidir. Siz baltayla bir topluluğun üzerine yürürseniz dağılıp giderler, mümin ise dininden vazgeçmez.180

c) Mâturîdî (v. 333/944) Ca‘fer b. Muhammed’in “���”181 âyetindeki “ع” harfi için

“azab”dan ibarettir; “س” harfi içinse “ن���� : olacaktır” anlamındadır dediği nakledilmiştir. “ق” harfini tefsir etmemiştir.182

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Hz. Ali’den şöyle nakletmiştir: Cemel savaşında bir adamın “Onlar kâfirlerdir!” dediğini işitti; ona “Böyle söyleme!” dedi, “Onlar bize saldıran bir kavimdir,

173 İnsan, 76/31. 174 Furât el-Kûfî, Tefsîru Furât, II, 529. 175 Tekâsür, 102/8. 176 Ahzâb, 33/37. 177 Furât el-Kûfî, Tefsîru Furât, II, 605. 178 Tevbe, 9/114. 179 el-Ayyâşî, Ebû’n-Nasr Muhammed b. Mes’ud, Tefsîru’l-Ayyâşî, Müessesetü’l-A’lemî, Beyrut, 1991, II, 120. 180 Ayyâşî, Tefsîru’l-Ayyâşî, II, 324 (İsrâ, 17/65. âyetinin “ ���إن� ���دي ��� �� ����� ����ن و��� ����� و” tefsirinde nakledilmiştir.). 181 Şûra, 42/2. 182 el-Mâturîdî, Ebû Mansur Muhammed, Te’vîlâtu Ehli’s-Sünne, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2005, IX, 100.

Page 36: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

408

bizim de onlara zulmedip saldırdığımızı sanıyorlar ve biz onlarla bu sebepten dolayı savaşıyoruz.”183

d) Semerkandî (v. 373/973) Ca‘fer b. Muhammed’in, “Kim bu dualarla184 dua ederse

müstecab olur; çünkü Yüce Allah ‘ � ر���� أ��� � أ��� ��� ���� ������ب �� ����’185 buyurmuştur.” dediği rivâyet edilmiştir.186

e) Sülemî (v. 412/1021) Ali b. Mûsa er-Rıdâ babasından, o da Ca‘fer b. Muhammed’den

nakleder ki; “� ���” lafzındaki “ب” Allah’ın bekası, “س” esması, “م” ise mülküdür. Müminin imanı Allah’ı bekasıyla, müridin hizmeti ise Allah’ı esmasıyla zikretmesidir.187

Ca‘fer “ ����ن� � ��� ������ ���� ����� ������ ��”188 ayetiyle ilgili olarak der ki: Masivadan ayrılmadıkça Hakk’a vasıl olamazsınız!”189

ifadesi, “Kimin kalbine iman girerse o 190”و�� د��� ��ن آ���“ küfürden emindir”191 demektir.

Ca‘fer “ �� ��� �� و��� ���� ����� ����ة ����� ������ �� ��ق ��رض âyetiyle ilgili olarak der ki, “Habis ağaç şehvetlerdir. Bu ağacın 192”���ر toprağı nefisler, suyu emel, yaprakları tembellik, meyveleri günahlar ve varacağı yer ateştir”193

Ali b. Mûsa er-Rıdâ babasından, o da Ca‘fer b. Muhammed’den nakleder ki; “ ��194”و���� Muhammed’in (sas) kalbi; “إذ� ��ى” ise “Şanı

183 Mâturîdî, Te’vîlât, IX, 331. (Hucurât, 49/9. âyetin tefsirinde nakledilmiştir.) 184 Âl-i İmrân, 3/191-194: “ ��� ر���� �� ���� ��� ��ط� ������ ���� ���ب �����ر )191( ر���� إ��� �� ���� �����ر

���ن أن آ���� ������ ������ ر���� ����� ��� ذ� (192)أ����� و�� ��������� �� أ���ر ���� ���� و ر���� إ���� ����� ���د�� ���دي ��(194)����� ��م ������� إ��� � ���� ������د ر���� وآ��� �� و����� ��� ر��� و� ( 193)���� �������� و������ �� �����ر ”

185 Âl-i İmrân, 3/195. 186 es-Semerkandî, Ebû’l-Leys Nasr b. Muhammed, Bahru’l-Ulûm, y.y., trz., I, 275. 187 es-Sülemî, Ebû Abdirrahman Muhammed b. el-Hüseyin el-Ezdî, Hakâiku’t-Tefsîr, Dârü’l- Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2001, I, 26. 188 Al-i İmran, 3/92. 189 Sülemî, Hakâiku’t-Tefsîr, I, 108. 190 Al-i İmran, 3/97. 191 Sülemî, Hakâiku’t-Tefsîr, I, 109. 192 İbrâhim, 14/26: “Habîs bir kelimenin misâli ise (gövdesi) toprağın üstünden koparılıveren ve kökü (kararı, sebâtı) olmayan habîs bir ağaç gibidir.” 193 Sülemî, Hakâiku’t-Tefsîr, I, 346; Nwyıa, “Le Tafsır Mystıqué Attrıbue A Ğaʻfar Sadıq-Édition Critique”, s. 204. (Nwyıa’nın kısmî tahkikinde Ca‘fer es-Sâdık’a müsteniden yapılmış olduğu görülen bu rivâyet, Seyyid İmran’ın tahkikinnde İbn ‘Atâ’ya müstenittir. Bu yorum Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş olan tefsirde, aynı sûrenin 24. âyetiyle ( ط���� ����ة ���� ��� أ�� �� ��� ��ب ��

��ء ط���� أ���� ���� و����� �� �� �� ) ilgili; “Allah hoş (tayyib) kelimeyi kökü kalplerde, dalları meveddet semasında bulunan hoş bir ağaç olarak tavsif etmektedir. Bu ağacın kökü iman, başı akıl, dalları korku, yaprakları ilim, meyveleri cennet, halaveti ise muhabbettir” şeklindeki yorumun adeta devamı gibidir. (Bkz. NP., v.67a.) 194 Necm, 53/1.

Page 37: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

409

yüce olan Allah’tan gayrı her şeyden kopup ayrıldığı zaman.” demektir. “و������ إذ� ��ى” lafzı “Ondan nurlar saçılır.” anlamındadır.195

Ca‘fer der ki: “�����” (kelimesi) beş harftir: Elif Ehadiyyete, “ل” Ulûhiyyete işarettir. İkisi birbiri içine girmiştir; telaffuzda görünmez ancak yazıda ortaya çıkar. Bu durum, O’nun Ehadiyyet ve Uluhiyyetinin gizli olduğuna, hislerle idrak edilemeyeceğine ve insanlarla kıyas edilemeyeceğine işaret eder. Lafızda olan gizlilik akılların O’nu anlayamayacağına ve O’nu ilmen ihata edemeyeceklerine işarettir. Elif ve “ل” harflerinin yazıda ortaya çıkması ise, Allah’ın ariflerin kalplerine zuhur edeceğine ve cennette dostlarına görüneceğine işarettir; çünkü O vadettiği şeyde sadıktır. ,Evet (.harfi Allah’ın vadettiği şeyde “Sadık” olduğuna işarettir ”ص“)O’nun fiili de sözü de doğrudur, kullarını da doğruluğa davet eder. “م” harfi Allah’ın mülküne işarettir, hakiki Melik Allah’tır. “د” harfi ise, O’nun ezeliyet ve ebediyetinde devamının alametidir.196

f) Sa‘lebî (v. 427/1036) Ca‘fer b. Muhammed babasından nakleder ki: Hz. Peygamber

(sas) hastalanmıştı, Cibrîl içinde üzüm ve nar olan bir tabakla geldi. Hz. Peygamber (sas) ondan yeyince onlar tespih etti. Sonra Hasan ve Hüseyin gelip yediler, üzüm ve nar yine tespih etti. Sonra sahâbeden biri geldi ondan yeyince tespih etmedi. Bunun üzerine Cibrîl, “Ancak Peygamber, Vasî ve Peygamber’in evlatları yeyince tespihleri duyulabilir!” dedi.197

Ca‘fer b. Muhammed “198”ط� lafzının, “Muhammed’in (sas) Ehl-i Beyt’inin tahâreti” anlamına geldiğini söylemiş ve “ إ���� ���� �� ������ ��� �� أ�� ����� و���� ���� ���� �����”199 âyetini okumuştur.200

Ca‘fer b. Muhammed’e “Allah mahlûkatı niçin yarattı?” diye soruldu. Cevaben şöyle dedi: “Çünkü şanı yüce olan Allah, ezelden ve ebede her zaman ihsan/ikram ediciydi. Yüce Allah, onlardan müstağni olduğu halde ihsanını mahlûkatına ulaştırmayı murad etti. Onlardan fayda sağlamak yahut zararlarını def etmek için yaratmadı; lâkin onları halkeyleyip, hak ile bâtılı birbirinden ayırmak için onlara resuller gönderdi. Bu nedenle kim güzel işler yapar, salih ameller

195 Sülemî, Hakâiku’t-Tefsîr, II, 283. 196 Sülemî, Hakâiku’t-Tefsîr, II, 429. (Geniş bilgi için bkz. Gördük, “İmam Cafer es-Sâdık’a İsnat Edilen İşarî Tefsirin es-Sülemi Tefsiri İle Mukayesesi”, ss. 54-68.) 197 es-Sa‘lebî, Ebû İshak Ahmed b. Muhammed, el-Keşf ve’l-Beyan an Tefsîri’l-Kur’ān, Dâru İhyai’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, 2002, VI, 103. (İsrâ, 17/44. âyetin tefsirinde nakledilmiştir.) 198 Tâhâ, 20/1. 199 Ahzâb, 33/33. 200 Sa‘lebî, el-Keşf, VI, 236.

Page 38: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

410

işlerse onu cennet ile mükâfatlandıracak kim de isyan ederse onu cehennem ile cezalandıracaktır.”201

Ca‘fer b. Muhammed şöyle demiştir: Resûlullah (sas) Fâtıma’nın yanına girdi. Onun üzerinde deve derisinden bir giysi vardı; bir yandan eliyle tahıl öğütüyor diğer yandan çocuğunu emziriyordu. Bu manzarayı görünce Resûlullah’ın (sas) gözleri yaşardı ve “Dünyanın acılığını âhiretin tatlılığıyla geride bırak! Nitekim Allah bana ‘����� �202’و���ف ����� ر�� âyetini indirmiştir.” buyurdu.203

g) Mâverdî (v. 450/1059) Ca‘fer b. Muhammed “��” hurufunun “Muhammed” anlamına

geldiğini söylemiştir.204 Ca‘fer b. Muhammed’e göre “ 205”�� ��آء �����ن إ�� �����ن âyeti

“Tevbenin karşılığı ancak bağışlanmak değil midir?” mânasındadır.206 h) Vâhidî (v. 468/1076) Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da kendi babasından, o da

Hz. Ali’den, o da Resûlullah’tan (sas) şöyle rivâyet etmiştir: Kitab’ın Fatihası, Âyetü’l-Kürsî, Âl-i İmrân’dan “ �� �أ��� � إ�� إ �� ���”207 âyeti ve �� ������� “ kısmına kadar okunmak şartıyla 208”و��زق �� ���ء ���� ���ب “ ����� ����”209 âyetleri şefaatçidir. Bunlarla Allah arasında perde yoktur. Allah bunları inzâl etmeyi murad edince Arş’ta takılarak “Yâ Rabbi sen bizi arzına ve sana isyan eden kimselere mi gönderiyorsun?” demişlerdir. Yüce Allah ise onlara şu cevabı vermiştir: “Zâtıma kasem ederim ki kullarımdan sizi her namazın arkasından okuyacak hiç kimseye muhakkak ki cenneti içindekilerle birlikte dönüş yurdu kılarım, onu cennete yerleştiririm ve (dünyada) her gün yetmiş hacetini yerine getiririm ki en küçüğü mağfirettir!”210

i) Beğavî (v. 510/1116)

201 Sa‘lebî, el-Keşf, VII, 60. (Mü‘minûn, 23/115: “ أ������ أ���� ������� ���� وأ���� إ���� � �����ن” âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 202 Duhâ, 93/5. 203 Sa‘lebî, el-Keşf, X, 225. 204 el-Mâverdî, Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed, en-Nüket ve’l-‘Uyûn, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, trz., V, 141. 205 Rahmân, 55/60. 206 Mâverdî, en-Nüket, V, 440. 207 Âl-i İmran, 3/18. 208 Âl-i İmran, 3/27. 209 Âl-i İmran, 3/26. 210 el-Vâhidî, Ebu’l-Hasan Ali, el-Vasît fî Tefsîri’l-Kur’āni’l-Mecîd, Dâru'l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1994, I, 426.

Page 39: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

411

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Câbir b. Abdullah’tan şöyle nakletmiştir: Resûlullah’ın (sas) mescidden çıkıp Safâ’ya doğru yöneldiği zaman “Yüce Allah’ın başladığıyla ( ����� �� و����وة �� إن� ���� ��)211 başlarız!” dediğini işittim. Böylece sa‘ye Safâ’dan başladı. Orada durduğu zaman üç defa tekbir getirdi ve “ �� ،�� ���� � و��ه � إ�� إ�� �� buyurarak bunu üç defa tekrardan ”����� و�� ����� و�� ��� ��� ��ء ���� sonra dua etti. Merve’de de aynısını yaptı. O, Safâ’dan indiği zaman ayakları vadinin ortasına değene kadar yürür, sonra oradan çıkana kadar koşar adım sa‘yederdi.212

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Câbir’den şöyle nakletmiştir: Resûlullah (sas) fetih yılında Mekke’ye Ramazan ayında ve oruçlu olarak çıkmıştı. İnsanlar da onunla beraber oruçluydu. Nihayet Küra‘a’l-Ğamîm denen mevkiye geldikleri zaman “Yâ Resûlallah oruç insanlara çok ağır geldi.” denildi. Bunun üzerine o, ikindiden sonra bir bardak su isteyerek içti; insanlar da ona baktılar ancak bir kısmı iftar ederken bir kısmı orucuna devam etti. Bazı kimselerin oruca devam ettiği durumu ona ulaştırılınca “Onlar asi kimselerdir!” buyurdu.213

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Câbir b. Abdullah’tan şöyle nakletmiştir: Vedâ haccında Hz. Ali Yemen’den zekât develeriyle çıkageldi. Resûlullah (sas) onlardan yüz deveyi kurbanlığa ayırdı, (kendi ömrünün her senesi için bir tane olmak üzere) altmış üçünü bizzat boğazladı, kalanları da Hz. Ali’ye kestirdi. Ardından bütün kurbanlardan birer parça alınarak bir kazanda pişirilmesini emretti. Sonra kendisi ve Hz. Ali o etten yediler, et suyundan da içtiler.214

Ca‘fer b. Muhammed, “Cin ve insanlar ‘ �����’ diye isimlendirilmiştir; çünkü bunlar işlemiş oldukları günahların ağır sorumluluğu altındadırlar.”215

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Câbir b. Abdullah’tan şöyle nakletmiştir: Peygamber (sas) Cuma günü iki hutbe okur, ikisi arasında bir oturuşla ara verirdi.216

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da ‘Ubeydullah b. Ebî Râfi‘’den şöyle nakletmiştir: Mervân, Ebû Hureyre’yi Medîne’ye vekil tayin etmişti. Ebû Hureyre de oradakilere kıldırdığı Cuma namazının

211 Bakara, 2/158. 212 el-Beğavî, Ebû Muhammed el-Hüseyin b. Mesûd, Meâlimu’t-Tenzîl fî Tefsîri’l-Kur’ān, Dâru İhyai’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, 1998, I, 193. 213 Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl, I, 220. (Bakara, 2/185. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 214 Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl, III, 335. (Hac, 22/29. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 215 Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl, IV, 336. (Rahman, 55/31. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 216 Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl, V, 95. (Cuma, 62/10. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.)

Page 40: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

412

ilk rekatinde Cuma, ikinci rekatinde Münâfikûn sûrelerini okudu. Ubeydullah der ki, “Namazı bitirince onun yanına sokuldum ve ‘Ant olsun ki sen öyle iki sûre okudun ki ben o ikisini Ali’nin de bir namazda okuduğunu işitmiştim.’ dedim. Ebû Hureyre de bana ‘Ben Peygamber’in (sas) bu ikisini okuduğunu işitmiştim.’ cevabını verdi.”217

j) Tabersî (v. 548/1154) Eban b. Tağlib’in nakline göre: Ca‘fer b. Muhammed “ ������و�

����� �� ����”218 âyeti hakkında, “Allah’ın bahsettiği ‘� ��� : Allah’ın

ipi’ biziz!” demiştir.219 Ca‘fer b. Muhammed demiştir ki: A‘râf cennet ve cehennem

arasında bulunan tepelerdir. Bütün peygamberler ve bütün peygamber halifeleri onun üzerinde kendi zamanlarındaki günahkârlarla birlikte, tıpkı ordu komutanının zayıf askerleriyle birlikte durması gibi durur. Muhsin olan salih kimseler cennete sevkedilir, kendisi ile beraber günahkârların beklediği halife “İhsan sahibi kardeşlerinize bakınız! Onlar cennete gönderildiler.” der. Bunun üzerine günahkârlar onları selamlar, işte “ و��دو� أ���ب ������ أن kavli bunu anlatmaktadır.221 220”��م ����� �� ������� و�� �����ن

Ebû Ca‘fer kıraatinde “ ����� �� âyetindeki 222”إ���� ������ء ز��دة lafzı “����� : ennesiyyu” şeklinde şeddeli ve hemzesiz ”������ء “okunmuştur. Ca‘fer b. Muhammed ve Zührî tahfif ederek “ي����” vezninde ve hemzesiz yani “ennesyu” şeklinde kıraat etmiştir. Şibl, İbn Kesîr ve diğerleri ise hem medli hem de hemzeli “ ��ء���� : ennesîu” şeklinde okumuşlardır.223

Ca‘fer b. Muhammed babası Muhammed el-Bâkır’dan şöyle nakletmiştir: Basra halkı Hz. Hüseyin’e mektup yazıp “�����” lafzının ne ifade ettiğini sormuşlardı. Onlara şu cevabı verdi: “Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Kur’ān’a şiddetle dalıvermeyin! Onda geçen şeyler hakkında çekişip münakaşa etmeyin! İlim olmaksızın onun hakkında konuşup durmayın! Gerçek şu ki ben dedem Resûlullah’ın (sas) ‘Kim bilgisi olmadığı halde Kur’ān hakkında konuşursa cehennem ateşindeki yerini hazırlasın!’ buyurduğunu

217 Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl, V, 96. 218 Âl-i İmrân, 3/103. 219 et-Tabersî, Emînu’l-İslam Ebû Ali el-Fadl b. Hasan, Mecma‘u’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ān, Dâru’l-Murtaza, Beyrut, 2006, II, 287. 220 A‘râf, 7/46. 221 Tabersî, Mecma‘u’l-Beyân, IV, 196. 222 Tevbe, 9/37. 223 Tabersî, Mecma‘u’l-Beyân, V, 41.

Page 41: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

413

işittim. Muhakkak ki Allah ‘�� ����’-in ne olduğunu ‘ �و�� ���� ۞ و� ��� �� buyurarak açıklamıştır.”224 ’��� �� ���� أ��

k) Fahrüddîn er-Râzî (v. 606/1209) Süfyan es-Sevrî der ki: Ca‘fer b. Muhammed’e “��� ��”225

lafızlarını sorduğumda bana şöyle cevap verdi: “ح” O’nun hükmü, “م” mülkü, “ ع” azameti, “س” senâsı, “ق” ise kudretidir. Yüce Allah, “Hükmüme, mülküme, azametime, senâma ve kudretime kasem olsun ki ‘ �� ر��ل � diyene cehennem ateşiyle azap ’� إ�� إ�� �� ����etmeyeceğim!” buyurmaktadır.226

Sevrî, Ca‘fer b. Muhammed’den, o babasından, o da Hz. Ali’den şöyle nakletmiştir: “İftira suçu işleyen köleye kırk celde vurulur.”227

Ca‘fer es-Sâdık şöyle demiştir: Ebû Bekir Firavun ailesinden olan o müminden daha hayırlıydı; çünkü o imanını gizlemişti, Ebû Bekir ise “Rabbim Allah’tır diyen bir adamı öldürecek misiniz?” diye haykırmıştı. İşte o gizli bu ise cehrî imandır.228

l) İbn Kesîr (v. 774/1373) Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Hz. Ali’den şöyle

nakletmiştir: Hz. Peygamber (sas) vefat ettiği zaman, varlığı hissedilip sesi duyulan ama şahsını kimsenin görmediği biri taziye için gelip و������ “ “ diye selamladıktan ve ”�����م ����� أ�� ����� ور��� �� ��� ��� ذ���� âyetini okuduktan sonra şöyle 229”����ت وإ���� �����ن أ��ر�� ��م �������devam etti: “Muhakkak ki her musibetin taziyesi/tesellisi, her ölenin (yerini dolduran) halefi ve her kaybın arkasından yetişen (sabır) Allah’tadır. O halde Allah’a dayanarak kuvvetle durun ve sadece O’ndan isteyip bekleyin! Gerçek şu ki asıl musibete uğrayan kimse, sevaptan mahrum kılınmış olan kimsedir. Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.” Bunun ardından Hz. Ali orada bulunanlara “Onun kim olduğunu anladınız mı?” diye sordu ve “O Hızır idi (as)” diye ekledi.230

Ca‘fer b. Muhammed babasından şöyle nakletmiştir: Hz. Ali’ye meşîet-i İlâhî hakkında konuşan bir kişiden bahsedilmişti. Hz. Ali ona,

224 Tabersî, Mecma‘u’l-Beyân, X, 374. (İhlâs, 112/2. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 225 Şûrâ, 42/1-2. 226 er-Râzî, Fahrüddîn Ebû Abdillah et-Teymî, Mefâtîhu’l-Gayb, Dâru İhyai’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, 1998, XXII, 12. 227 Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, XXIII, 323. (Nûr, 24/4. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 228 Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, XXVII, 509. (Mümin, 40/28. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 229 Âl-i İmrân, 3/185. 230 İbn Kesîr, Ebu’l-Fidâ İsmail b. Ömer, Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîm, Dâru’t-Taybe, Riyad, 1999, II, 178.

Page 42: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

414

“Ey Allah’ın kulu, Allah seni kendi istediği gibi mi yoksa senin istediğin gibi mi yarattı?” diye sordu; adam “Tabiki kendi istediği gibi.” cevabını verdi. “Seni kendi istediği zaman mı hasta ediyor yoksa sen isteyince mi?” diye devam etti; adam yine “Bilakis kendi istediği zaman.” diye cevapladı. “Peki sana kendi istediği zaman mı şifa veriyor yoksa sen isteyince mi?” sorusunu yöneltti; adam buna da “Elbetteki O ne zaman isterse o zaman veriyor.” dedi. Hz. Ali son olarak “Seni kendi istediği yere mi yoksa senin istediğin yere mi (cennet-cehennem) sokar?” diye sordu; adam aynı minvâlde “O nereye isterse!” dedi. Nihayet Hz. Ali ona, “Allah’a kasem olsun ki eğer bu söylediklerinin aksini söylemiş olsaydın kılıçla kafanı (kelleni) vururdum.”231

Ca‘fer b. Muhammed babasından şöyle duyduğunu nakletmiştir: Resûlullah (sas) ölüm meleğini Ensar’dan bir kişinin başucunda gördü ve ona “Ey melekü’l-mevt arkadaşıma yumuşak davran çünkü o bir mümindir.” dedi. Melek, “Ey Muhammed gönlünü ferah tut, gözün aydın olsun! Şüphesiz ki ben bütün müminlerin dostuyum. Bil ki yeryüzünde -ister karada isterse denizde olsun- hiçbir kerpiç ev yahut kıl çadır yoktur ki ben onları günde beş defa kolaçan ediyor olmayayım! Öyle ki ben onlarda yaşayanların küçüğünü de büyüğünü de kendilerinden daha iyi bilirim. Vallahi Ey Muhammed, ben bir sivrisineğin ruhunu bile kabzetmek istesem, buna Allah emretmedikçe güç yetiremem.”232

Ca‘fer b. Muhammed babasından, o da Câbir b. Abdullah’tan şöyle nakletmiştir: Resûlullah’ı (sas) yaptığı hac esnasında Arafat’ta gördüm, devesi Kasvâ’nın üzerindeydi ve (ashâba) hitap ediyordu. Şöyle dediğini işittim: “Ey insanlar! Ben size, onlara sarıldığınız zaman asla dalâlete düşmeyeceğiniz şeyler bıraktım: Allah’ın Kitabı ve benim neslim/Ehl-i Beyt’im.”233

IV. Değerlendirme ve Sonuç İmam Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş eserlerin başında farklı

nüshalarından bahsettiğimiz tefsir gelmektedir. Aslında buna Ca‘fer es-Sâdık tefsiri demekten ziyade Ca‘fer es-Sâdık’tan yapılmış rivâyetleri ihtiva eden bir tefsir (yahut tefsir notları) demek daha doğrudur. Bu tefsirin nüshalarıyla ilgili bayağı karmaşık ve bazen hatalı bilgilerin kayda geçtiği anlaşılmaktadır. Ülkemizde bulunan Nâfiz Paşa, İrlanda’da mevcut Chester Beatty ve Hindistan’daki Aligarh nüshalarıyla birlikte; yine Hindistan’daki Khuda Bakhsh

231 İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîm, V, 404. (Hac, 22/18. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 232 İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîm, VI, 361. (Secde, 32/11. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.) 233 İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîm, VII, 203. (Şûra, 42/23. âyetinin tefsirinde nakledilmiştir.)

Page 43: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

415

kayıtlı biri yarım iki nüsha, yani toplamda beş nüsha aynı eserin yazmalarıdır. Eser ılımlı Şîî denebilecek görüşler ihtiva etmekte; bir yandan Ehl-i Beyt vurgusu yapılırken diğer yandan Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman gibi zevâttan da medihle bahsedilmektedir. Görebildiğimiz kadarıyla mevcut Şîî kaynaklarında bu tefsirden bahsedilmemektedir. Bununla birlikte dolaylı yoldan Şîa’nın da bu eseri hiç değilse kısmen tasdik ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim onların sıcak baktığı Sülemî tefsirindeki Ca‘fer es-Sâdık isnatlı rivâyetlerle söz konusu tefsirdeki rivâyetlerin büyük ölçüde benzeştiği, bazılarının bire bir örtüştüğü görülmektedir. Eser kısmî bir işârî tefsir görünümündedir. İşârî tefsir/te‘vîl erbâbı âyetlerin sarih ve zâhirî anlamlarını asla inkâr etmeksizin; yapmış oldukları yorumları kendi iç dünyalarına âyetlerden açılan pencereler olarak telakki ederler. Bu çerçevede tasavvufî ögelerle yoğrulmuş işârî te’villeri ihtivâ eden bu eserde de genel hatları itibariyle nefis terbiyesi, kalbin istikameti, ruhun kemâli, takva, sâlih amel, ihsan gibi faziletler ekseninde açıklamalar yapılmıştır.

Menâfi‘u Suveri’l-Kur’ān ile Havassu’l-Kur’āni’l-Azîm benzer mahiyette iki risâledir. Ortak sayılabilecek rivâyetleri de içeren bu iki eserde Kur’ān’ın maddî ve mânevî hastalık ve rahatsızlıklara şifâ oluş özelliği vurgulanarak adeta çeşitli reçeteler sunulmakta; Kur’ān ağrı, korku, rahatsızlık, bereketsizlik, şeytan ve cin musallatı gibi bazı dertlere ve rahatsızlıklara şifa kaynağı olarak görülmektedir. Bu meyanda herhangi bir aşırılık ve abartıya rastlanmaması dikkat çekicidir. Nitekim bu eserlerde hakiki tesirin ve takdirin Allah’tan olduğu hakikatine tam iman etmiş mütevekkil bir ağızdan “Allah’ın izniyle”, “Allah’ın emriyle”, “Allah’ın kudretiyle” gibi kayıtlarla bazı tavsiye ve telkinlerde bulunulmuştur. Bu çerçeve itibariyle Ca‘fer es-Sâdık’ın düşüncesinde; Yüce Allah’ın âyetlerine şifa, bereket, muhafaza, bağışlanma gibi dünyevî ve uhrevî hacetler için müracaat etmenin de mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim her şeyin bir sebeple bağlı olması bir yana Kur’ān müminler için şifâ ve rahmettir; şeriat/ahkâm kitabı olduğu gibi, aynı zamanda zikir, fikir, tefekkür, ubudiyet ve duâ kitabıdır. Fezâilu’l-Kur’ān konusunda Şîî ve Sünnî kaynaklara Ca‘fer es-Sâdık’tan merviyyen giren bazı rivâyetlerin benzerlerine de yine bu eserlerde rastlanması önem arz etmektedir.

Misbâhu’ş-Şerîa adlı eserde ise ilim, riâyet, şükür, riya, sıdk, ihlas, takva, vera‘ gibi konular birer başlık (bab) altında kısaca ele alınmakta; tarz olarak da tıpkı Ca‘fer es-sâdık’a isnat edilen tefsirdekine benzer bir mahiyet arz etmektedir. Açıklanacak kavramların genelde üçlü veya dörtlü tasniflerle; örneğin “Âriflerin kurtuluşu üç asıl üzere döner”, “Muâmelatın usulü dört vecih üzere ortaya çıkar” şeklinde izah edilmesi bu benzerliğin bir yönüdür. Kezâ bazı kelimelerin harflerine ayrılarak her bir harfe işâreten yorumlar yapılması gibi hususlar da söz konusu benzerlik cümlesindendir. Yine bu eserde geçen ve Ca‘fer es-Sâdık’a izâfe edilen diğer eser ve rivâyetler

Page 44: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

416

açısından son derece anlamlı olan “İbâreler avam için, işâretler havas için, letâif evliyâ için, hakâik ise peygamberler (as) içindir.” îfadesi pekçok Şîî ve bazı Sünnî kaynaklarda yer almaktadır.

Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş olan müstakil tefsir, söz konusu ettiğimiz bazı risâleler ve klasik (Sünnî-Şîî) tefsir kaynaklarında ona izâfeten yapılmış olan rivâyetlerde metod ve muhteva bakımından birbirini destekleyen pekçok unsurun olduğu görülmektedir. Örneğin hurûf-ı mukatta‘a te’villeri, bir lafzın harflerine ayrılarak her harfi ayrı ayrı yorumlama, bir kavramı açıklarken onun nelere işâret ettiğini maddelere ayırarak ortaya koyma gibi yaklaşımlar bunların en dikkat çekici olanlarıdır. Örneğin Besmelenin ilk üç harfi hakkında yapılan yorum içerik açısından hem Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş tefsirde hem de Sünnî ve Şîî kaynaklarda ona isnaden nakledilen tipik bir izahtır. Necm sûresinin ilk âyetiyle ilgili te’vîl Kummî tefsirinde âynı şekilde nakledilmiştir. Küleynî’nin Tekâsür sûresi ile ilgili rivâyetinin aynısı Havassu’l-Kur’āni’l-Kerîm’de mevcuttur. Sülemî’nin Ca‘fer es-Sâdık’a istinaden naklettiği izahların bir kısmı yine Ca‘fer es-Sâdık’a isnat edilmiş olan müstakil tefsirde yer alan açıklamalarla aynıdır. Yine bu iki eserde İbrâhim sûresi 24 ve 26. âyetlerle ilgili izâhlar aynı te’vîl tarzıyla yapılmıştır ve birbirini tamamlar niteliktedir. Sadece bu çalışma içinde sunulan örnekler esas alındığında bile yukarıdakiler gibi pek çok ortak noktayı ve benzerliği zikretmek mümkündür.

Bununla birlikte Sünnî tefsir literatüründe Ca‘fer es-Sâdık’tan mervî rivâyetlerin ekseriyetle hac menâsiki ve benzeri fıkhî konularla ilgili olduğu görülmektedir. Öte yandan ona bazı Kur’ānî kavramların izahı, âyetlerle ilgili tarihî bilgiler hatta kıraat farklarına dâir bazı rivâyetler de izâfe edilmiştir. Lâkin bunların sayıca önemli bir yekûn teşkil ettiği söylenemez. İfrat düzeyde ihtiyat içerdiği söylenebilecek bu tavrın başlıca sebebi şüphesiz ki Ca‘fer es-Sâdık adına üretilmiş çok fazla uydurma rivâyetin olmasıdır. Söz gelimi onun ilk üç halife hakkında, özellikle de annesinin iki taraftan dedesi olan Hz. Ebû Bekir’le ilgili hakaret yahut beddua içeren bir söz söylemiş olması mümkün değildir; ancak Şîî kaynaklarda Ca‘fer es-Sâdık’a müstenit rivâyetlerde bu ve benzeri mahiyetteki sözlere sıkça rastlanmaktadır.

Ezcümle bizler geçmişte yaşamış büyük ilmî şahsiyetleri ya bizzat kendi eserleriyle yahut onun hakkında çeşitli eserlerde bize intikal eden bilgi ve rivâyetlerle tanımaktayız. Dolayısıyla İmam Ca‘fer es-Sâdık’a nisbet edilen eserler ve rivâyetler onunla ilgili algıya dâir önemli ipuçları sunmaktadır. Eser ve rivâyetlerin kendi içindeki tutarlılığı; bunun yanında diğer klasik Şîî ve Sünni eserlerdeki rivâyetlerle gösterdiği uyum bunlara red nazarıyla bakılmaması için kâfi bir sebeptir. Son tahlilde bahsi geçen tüm eser ve rivâyetlerin faraza ona ait olmadığı ispatlansa bile -ki bu mümkün değildir- yaklaşık on üç yüz yıllık algıyla insanların zihin dünyasında oluşan portreye bir tesiri olmayacaktır. İmam Ca‘fer es-Sâdık bu portrede, kıyamete kadar aydınlık ve feyiz bahşetmeye devam edecek olan Kur’ān’ın derinliklerine

Page 45: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

417

nâfiz, inceliklerini müdrik ve kalbî tecellilerine mazhar bir şahsiyettir. Ona göre Kur’ān donuk ve tarihsel değil canlı ve hayattar bir metindir. Onun derinliklerine herkesin aynı düzeyde nüfuz etmesi mümkün değildir. Ca‘fer es-Sâdık’ın “Allah’ın Kitabı’nı evveli ve ahiriyle sanki o avucumun içindeymiş gibi bilirim!” sözü; “Onda semânın ve arzın haberi, olmuş olanın ve henüz olmamışın bilgisi mevcuttur.” şeklindeki ifadesi ve bunu “ ��� ���� �����ب ������ و ��� ,âyetine müsteniden iddia ettiğinin nakledilmesi (Nahl, 16/89) ”���� ��ء abartılı görünse de sonuç itibariyle onun sınırlarını belirlemeye çalıştığımız Kur’ān tasavvurunun farklı bir açıdan teyididir. Dolayısıyla Ca‘fer es-Sâdık’ın zaviyesinden bu ilâhî mesajın rehberliğinde varlığı, hayatı, insanı; insanın iç dünyasındaki olumlu ve olumsuz manevî dalgalanmaları her zaman için okumak, anlamak ve anlamlandırmanın; ayrıca Kur’ān’ın feyziyle açılan manevî iklimleri nefis terbiyesine vesile kılmanın mümkün, hatta gerekli olduğu anlaşılmaktadır. Onun tefsir anlayışı da âyetlerin sarîh anlamlarıyla ilgili izahlarının yanında, Kur’ān-ı Kerîm’in bu derin ve manevî iklimlerini satırlara taşıyan işâretleri de ihmal etmeyen bir mahiyet arz etmektedir.

BİBLİYOĞRAFYA İmam Ca‘fer es-Sâdık’a İsnat Edilmiş Olan Yazma ve Matbu Eserler ----------, Tefsîr, Süleymaniye Kütüphanesi, Nâfiz Paşa, No: 65

(İstanbul/Türkiye). ----------, Tefsîr, Chester Beatty Library, No: 5253 (Dublin/İrlanda). ----------, Tefsîr, Maulana Azad Library/Aligarh Muslim University, Collection:

Subhanallah No. 297.112/28 (Aligarh/Hindistan) ----------, Havassu’l-Kur’āni’l-Azîm, Süleymaniye Kütüphanesi, Tâhir Ağa, 568

(Kâtib: Ramazan Sıdkı, Hicri 1216/Şaban). ----------, Menâfi‘u’l-Kur’āni’l-Azîm, Süleymaniye Kütüphanesi, Fâtih, 650/1

(varak 1a-13a arası). ----------, Menâfi‘u’l-Kur’āni’l-Azîm, thk. Ali Mûsa el-Ka‘bî, el-Emânetü’l-

‘Ammetü li’l-‘Atebeti’l-Hüseyniyyeti’l-Mukaddese, Dâru’l-Vâris, Bağdat, 2015.

----------, Misbâhu’ş-Şerî‘a, Müessesetü’l-A‘lemî, Beyrut, 1980. ----------, Misbâhu’ş-Şerî‘a, trc. Hasan Mustafavî, Merkezu Neşr-i Allâme

Mustafavî, y.y., trz. Diğer Matbû Eserler Ahmed Emîn, Zuhru’l-İslam, I-IV, Mektebetü’n-Nehdati’l Mısriyye, 1966. Alparslan, Ali, “Nesta‘lik”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA),

İstanbul 2007, XXXIII, 12-15. Atalan, Mehmet,“Cafer es-Sâdık’ın Eserleri”, Dinî Araştırmalar, IV, Eylül-Aralık

2001, ss.115-131. Ateş, Süleymân, İşârî Tefsîr Okulu, Yeni ufuklar Neşriyat, İstanbul, 1998.

Page 46: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

418

el-Ayyâşî, Ebû’n-Nasr Muhammed b. Mes’ud (v. 320/932), Tefsîru’l-Ayyâşî, I-II, tashih: Seyyid Hâşim er-Resûlî el-Mahallâtî, Müessesetü’l-A’lemî, Beyrut, 1991.

el-Beğavî, Ebû Muhammed el-Hüseyin b. Mesûd b. Muhammed b. el-Ferrâ (v. 510/1116), Meâlimu’t-Tenzîl fî Tefsîri’l-Kur’ān, I-V, thk. Abdürrezzak el-Mehdî, Dâru İhyai’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, 1998.

Brockelmann, Carl., GAL: Geschichte der Arabischen Litteratur Erster Supplementband, I-II, Leiden, E. J. Brill, 1937.

Bursevî, İsmail Hakkı b. Mustafâ el-İstanbûlî el-Hanefî el-Halvetî (v. 1127/1715), Rûhu’l-Beyân, I-X, Dâru’l-Fikr, Beyrut, trz.

Cerrahoğlu, İsmail, Kur’ān Tefsirinin Doğuşu ve Buna Hız Veren Amiller, Ankara, 1968.

Cevâdî, Ahmed Hac Seyyid; Fânî, Kâmuran; Hürremşahî, Bahauddin; Muhibbî, Neşr-i Şehîd Sa‘îd, “Tefsîru Ca‘fer es-Sâdık”, Dâiretü’l-Maârifi’t-Teşeyyuʻ, (I-X), Tahran, 1998, IV, 478.

Derman, Uğur, “Ta‘lik”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), İstanbul, 2010, XXXIX, 507-508.

Dıyâî, Ali Ekber, “Ma‘rifî Berhayi Âsâr Mensûb be İmam Sâdık”, Keyhan-ı Endîşe, XLVI, Kum, h.1371.

Ebû Zehra, Muhammed, Ca‘fer es-Sâdık, çev. İbrâhim Tüfekçi, Şafak Yay., İstanbul, 1992.

Emîr es-San‘ânî, Ebû İbrâhim İzzeddin Muhammed b. İsmail (v. 1182/1768), Sübülü’s-Selâm Şerh-u Buluği’l-Meram Min Cem‘i Edilleti’l-Ahkâm, I-II, Dâru’l-Hadîsi trz.

el-Endelûsî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmâil b. Muhammed b. Abdurrahman b. Halfûn el-Ezdî el-Ûnebî, Esmâu Şuyûhi Mâlik İbn Enes, Mektebetu Advâi’s-Selef, Riyad, 1425/2004.

Furât el-Kûfî, Ebû’l-Kâsım Furât b. İbrahim (v. 310?-922?), Tefsîru Furât el-Kûfî, I-II, Müessesetü’n-Nu’man, Beyrut, 1992.

Gördük, Yunus Emre, İmam Ca‘fer es-Sâdık ve Ona İsnad Edilen İşârî Tefsir, İnsan Yay., İstanbul, 2011.

----------, “İmam Cafer es-Sâdık’a İsnat Edilen İşarî Tefsirin es-Sülemi Tefsiri İle Mukayesesi”, Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014, yıl: 1, sayı: 1, ss. 54-68.

----------, “‘Tefsir-Te’vîl’ Ayrımı ve İşârî Tefsirin Öznel Mahiyeti Bağlamında ‘Yorum-Algı’ Sorunu”, Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017, yıl: IV, sayı: 7, ss. 1-27.

el-Hakîmî, Şeyh Muhammed Rıza, Levlâ es-Senetan Leheleke’n-Nu‘mân, y.y., 1985.

el-Hâşimî, Muhammed Yahyâ, el-İmamu’s-Sâdık Mülhimü’l-Kimya, el-Müessesetü’s-Sûriyyetü’l-Irakiyye, Kahire-Halep-Bağdat, 1959.

Husain Khan Bahadur, Shamsu’l-Ulamâ M. Hidayat, Catalogue of The Arabic Manuscripts In the Bûhâr Library, (Volume: II), Calcutta İmperial Library, New Delhi, 1923.

Page 47: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

419

İbn Ebî Hâtim, Ebû Muhammed Abdurrahman b. Muhammed et-Temîmî er-Râzî (v. 327/939), Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîm, I-XI, thk. Es’ad Muhammed Tayyib, Mektebetü Nizâr, Suudi Arabistan, 1998.

İbn Hacer el-Askalânî, Ebû’l-Fadl Şihabüddin Ahmed b. Ali, Tehzîbü’t-Tehzîb, I-VI, Dârü’l-Ma‘rife, Beyrut, 1996.

----------, Lisânu’l-Mîzan, I-VII, thk. Dâiretü’l-Ma‘ârifi’n-Nizâmiye/Hind, Müessesetü’l-A‘lemî, Beyrut 1390/1971.

İbn Kesîr, Ebu’l-Fidâ İsmail b. Ömer el-Kureşî el-Basrî ed-Dımaşkî (v. 774/1373), Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîm, I-VIII, thk. Sâmi b. Muhammed Selâme, Dâru’t-Taybe, Riyad, 1999.

İbnü’n-Nedîm, Ebû’l-Ferec Muhammed b. İshâk, el-Fihrist, Matbaatu’l-İstikame, Kahire, trz.

İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübra, I-X, Dârü’s-Sâdr, Beyrut, trz. İbn Teymiyye, Minhâcü’s-Sünneti’n-Nebeviyye fî Nakz-i Kelami’ş-Şîati’l-

Kaderiyye, I-IX, thk. Muhammed Reşad Sâlim, Câmiatü’l-İmam Muhammed b. Suûd el-İslamî, Riyad 1406/1986.

Karabulut, Ali Rıza, Mu‘cemü’l-Mahtûtati’l-Mevcûdeti fî Mektebâti İstanbul ve Anadolu, I-III, Akabe Kitabevi, Kayseri, trz.

Kehhâle, Ömer b. Rıza b. Muhammed, Mu‘cemu’l-Müellifîn, I-XIII, Mektebetü’l-Müsennâ, Beyrut, trz.

Kırca, Celal, İlimler ve Yorumlar Açısından Kur’ān’a Yönelişler, Tuğra Nşr., İstanbul, trz.

----------, Kırca, “Cafer es-Sâdık ve Ona İzafe Edilen Tefsiri”, Erciyes Üniversitesi İlâhîyat Fakültesi Dergisi, VI, Kayseri 1989, ss. 95-112.

el-Kummî, Ebû’l-Hasan Ali b. İbrahim (v. 307?/920?), Tefsîru’l-Kummî, I-II, thk. Seyyid Tayyib el-Mûsevî el-Cezâirî, Müessesetu Dâri’l-Kitab, Kum, 1968.

el-Küleynî, eş-Şeyh Muhammed b. Ya‘kûb (v. 329/941), Usûlü’l-Kâfî, I-VIII, Menşûrâtü’l-Fecr, Beyrut, 2007.

Loth, Otto (v. 1881), A Catalogue of the Arabic Manuscripts In the Library of the India Office, Secretary of State for India In Council, London, 1877.

el-Makdisî, Muhtâr b. Tahir (v. 355/966), el-Bed’u ve’t-Târîh, I-VI, Mektebetü’s-Sekâfeti’d-Dîniyye, Bûr Saîd/Mısır, trz.

el-Mâturîdî, Ebû Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud (v. 333/944), Te’vîlâtu Ehli’s-Sünne, I-X, thk. Mecdî Baslûm, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2005.

el-Mâverdî, Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Muhammed b. Habîb el-Basrî el-Bağdâdî (v. 450/1059), en-Nüket ve’l-‘Uyûn, I-VI, thk. Seyyid b. Abdilmaksûd b. Abdirrahim, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, trz.

Meclisî, Muhammed Bâkır b. Muhammed Takî b. Maksûd Ali (v. 1110/1698?), Bihâru’l-Envâri’l-Câmia li-Düreri Ahbâri’l-Eimmeti’l-Athâr, I-CX, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, trz.

el-Mizzî, Cemalüddin Ebu’l-Haccâc Yusuf, Tehzîbü’l-Kemal fî Esmâi’r-Rical, I-XXXV, Müessesetü’r-Risale, Beyrut, 1985.

Muhsin el-Emîn, Seyyid, A‘yânu’ş-Şî‘a, I-X, Dâru’t-Teârüf, Beyrut, 1983.

Page 48: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

KUR’ĀN VE YORUMU -İlk Üç Yüz Yıl- 2

420

Nwyıa, S.J. Paul, “Le Tafsır Mystıqué Attrıbue A Ğaʻfar Sadıq-Édition Critique”, Mélanges de L’Université Saınt-Joseph, Sayı: 43, Fasikül: 4, Imprımerıe Catholıque, Beyrouth 1968, ss. 179-230.

er-Râzî, Fahrüddîn Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer b. el-Hasan b. el-Hüseyin et-Teymî (v. 606/1209), Mefâtîhu’l-Gayb, I-XXXII, Dâru İhyai’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, 1998.

es-Sa‘lebî, Ebû İshak Ahmed b. Muhammed b. İbrahim (v. 427/1036), el-Keşf ve’l-Beyan an Tefsîri’l-Kur’ān, I-X, thk. Ebû Muhammed b. Âşûr, Dâru İhyai’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, 2002.

es-Semerkandî, Ebû’l-Leys Nasr b. Muhammed b. Ahmed b. İbrahim (v. 373/ 973), Bahru’l-Ulûm, I-III, y.y., trz.

Sezgin, Fuat, GAS: Geschichte des Arabischen Schrifttums, I-IX, Leiden, E. J. Brill, 1967-84 (Târîhu’t-Turâsi’l-Arabî, Arapçaya çev. Mahmud Fehmî Hicazî I-VIII, Riyad 1982-88.)

es-Suyutî Celaluddin Abdurrahman b. Ebî Bekir, Tabakâtu’l Huffaz, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1983.

es-Sülemî, Ebû Abdirrahman Muhammed b. el-Hüseyin b. Mûsa el-Ezdî (v. 412/1021), Hakâiku’t-Tefsîr (Tefsîru’l-Kur’āni’l-Azîz; Tefsîrü’s-Sülemî), I-II, thk. Seyyid İmran, Dârü’l- Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2001.

et-Taberî, Ebû Cafer Muhammed İbn Cerîr (v. 310/922), Câmi‘u’l-Beyân fî Te’vîli Âyi’l-Kur’ān, I-XXIV, thk.: Ahmed Muhammed Şakir, Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 2000.

et-Tabersî, Emînu’l-İslam Ebû Ali el-Fadl b. Hasan (v. 548/1154), Mecma‘u’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ān, I-X, Dâru’l-Murtaza, Beyrut, 2006.

Tahrânî, Ağa Büzürg (v. 1970), ez-Zerî‘a İlâ Tasânîfi’ş-Şî‘a, I-XXVI, Dâru’l-Advâ, Beyrut, trz.

Üzüm, İlyas, “Kütüb-i Erbaa”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), Ankara, 2003, XXVII, 3-5.

el-Vâhidî, Ebu’l-Hasan Ali b. Ahmed b.Muhammed b. Ali en-Neysâbûrî eş-Şâfiî (v. 468/1076), el-Vasît fî Tefsîri’l-Kur’āni’l-Mecîd, I-IV, thk. Heyet, Dâru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, 1994.

Yasin, Hikmet Beşîr, İstidrâkâtu alâ Târîhi’t-Türâsi’l-Arabî, I-II (Tefsîr ve Ulûmü’l-Kur’ān Kısmı, 2. Cilt.), Dâru İbni’l-Cevzî, Cidde, 1422/2002.

ez-Zehebî, Şemsüddîn Ebî Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman, Târîhu’l-İslâm ve Vefayâtu’l-Meşâhîr ve’l-A‘lâm, I-XL, thk. Avvâd Ma’rûf, Dâru’l-Garbi’l-İslâmî, Beyrut, 2003.

----------, Tezkiretü’l-Huffâz, yayınevi yok, Haydarabad, 1956. ----------, Mîzânu’l-İ‘tidâl, I-IV, Dâru’l-Ma’rife, Beyrut, 1963. ----------, el-İber fî Haber in Ğaber, I-IV, thk. Ebû Hâcir Muhammed Sa‘îd b.

Besyûnî, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, trz. ----------, Mîzânu’l-İ‘tidâl, I-IV, Dâru’l-Ma’rife, Beyrut, 1963. Ziriklî, Hayreddîn, el-A‘lâm, I-II, y.y., 1954. Zeydan, Abdülkerim, el-Medhal li Dırasâti’ş-Şerîati’l-İslâmîyye, Mektebetü’l-

Kudüs, Bağdat, 1976.

Page 49: KUR’ĀN VE YORUMUisamveri.org/pdfdrg/G00673/2019/2019_GORDUKYE.pdf · described as the “Twelve Imams”, is the descendant of the Prophet Muhammad’s (pbuh) daughter Hazrat Fatima

İmam Ca‘Fer Es-Sâdık’ın Kur’ān Tasavvuru ve Tefsir Anlayışına Dâir Bir Değerlendirme, Yunus Emre Gördük

421

Elektronik Kaynak: http://kblibrary.bih.nic.in/Vol36/BP143.htm http://kblibrary.bih.nic.in/Vol36/Bp144.htm