INTERNATIONAJ::' SYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMI C...
Transcript of INTERNATIONAJ::' SYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMI C...
ULUSLARARASI İSLAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZTIJMU
08-11 EKİM2015 /KONYA
INTERNATIONAJ::' SYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMI C CIVILIZATION
08-11 OCTOBER 2015 1 KONYA
IL CİLTNOLUME
Editör 1 Editar in Chief: Prof. Dr. Bilal KUŞPIN AR
Editör Yardımcılan 1 Assistant Editars: Prof. Dr. Ahmet ÇAYO
Prof. Dr. Ahmet Turan YÜKSEL Prof. Dr. Mehmet Ali KAPAR Prof. Dr. Fikret KARAPINAR
Yrd. Doç. Dr. Ali Fuat BAYSAL Yrd. Doç. Dr. Berrin OKKA
ISBN: 978-605-4886-:23-4 (2.c) Takım: 978-605-4886-21-0 (Tk)
Mntbaa Bilir Matbaa6lık Kağıt Ürünleri ve ~asiye MalZemeleri San. Tic. Ltd. Şti. llılamurkuyg Mah. Alemcl~ğ Cad,Y~-~~P_ııl.. Çarşısı B Blok No. 21-22
Üırırarıiye- İstanbul Tel. 0216 611 60 Ol pbx Sertifika No: 30766
Baskı
İstarıbul-2016
Orgaııizası;oıı Bilir Turizm ve Daruşrnanlık A.Ş.
Orhan Veli Karıık Cad. Şehit Murat Akgül Sok. No:2 Ka tl KavaCıkiseykoz-İstarıbul www_bilirgroup.com 1 O 216 53711 00
ULUSlARARASI iSlAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU /08-11 EKiM 2015 ,.._, 49 J
Osmanlı Tıbbından Örneklerle Tıp ve Zaman ilişkisi
Nil SARI'- Fatma Meliha ŞEN"
Klasik dönem Osmanlı hp teorisi ve uygulamalanyla İslam hbbının devamı niteliğindedir. İslam hbbını esas alan Osmanlı hbbının uygulanmasında zaman ile doğrudan ya da
dolaylı ne gibi bağlanhlann olduğu ilk kez bu çalışma ile her yönüyle ortaya konmaktadır.
Osmanlı dönemi hp yazmalan incelendiğinde anlaşılmışhr ki, zaman unsuru dikkate alın
madan Osmanlı hbbı değerlendirilemez. Çalışmamızda, hp ile zaman ilişkisi belirli başlıklar allında toplanarak sunulmaktadır.
Bu başlıklar zaman unsurunun Osmanlı hbbının teorik ve uygulamalı tüm alanlannda var
lığını kanıtlar niteliktedir. Zaman ile ilgili ifadelere dikkat çekmek amaayla alınhlarda za
manı bildiren sözcükler italik olarak belirtilmiştir.
Tıp ve zaman ilişkisini örneklerle açıklamadan önce dönemin hp felsefesini kısaca tanıt
malıyız.
Hı ltiarın Sağlığa Etkisi
Unsurlar ve Nitelikleri / Tabiatlan:
Dönemin felsefesine göre evren ateş, hava, su ve toprak olarak dört esas unsurdan oluşur.
Bunlar temel cevherlerdir, yani tüm nesnelerin ve canlılann en basit temel öğesi bu dört un
surdur. Dört unsur madde olmayıp, kitle ve enerjinin özelliklerini ifade eder. Unsurlar doğal
olarak sıcak, soğuk, yaş ya da kuru niteliktedir. Bu temel nitelikler keyfiyet kelimesiyle de ifade
edilir. Nitelikler yaradılıştan var olduğundan karşılığında tabzat kelimesi de kullanılır. Örneği, bir irısanın tabialı sıcakkanlı, bir otun tabialı soğuk olarak nitelenir. Toprak, soğuk ve
kuru; su, soğuk ve nemli; hava, sıcak ve nemli; ateş, sıcak ve kuru bir tabiata sahiptir. Y a1nız
irısan değil, canlı ve cansız bütün varlıklar söz konusu dört nitelikten birinin veya bunlann
belirli bir karışımının etkisi alhndadır. Her dsınin cevheri bu nitelikleri taşıdığından her biri
sıcak (ıssı), soğuk (bürnd), yaş (ratıb) ya da kuru (yabis) niteliğe sahiptir. Her cisim nispi (oran
hlı) olarak birbirine göre daha sıcak, soğuk, kuru ya da yaş tabiata sahiptir. Uzuvlar da bu
niteliklere sahiptir. Örneği, kalp sıcak ve nemli; karaciğer sıcak ve kuru; beyin yaş ve soğuk; dalak kuru ve soğuk olmaya meyillidir. Her yiyecek-içecek veya ilaçta da bu nitelikler tabii bir özellik olarak az ya da çok bulunur. Mesela, bir yiyecek-içecek veya ilaç birinci, ikinci, üçüncü ya da dördüncü derecede sıcaklık niteliğine sahip olabilir ve bu niteliğin derecesine göre
Prof. Dr., istanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi, [email protected] Öğr. Gör., istanbul Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, [email protected]
j SO ,.,.INTERNATIONALSYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMI C CIVIUZATION /08-11 OCTOBER 2015
o yiyecek ya da ilacın sıcaklık etkisinin gücü değişir. Bir yiyecek-içecek ya da ilaçtaki niteli
ğin terkibi onu kullanan kişinin bedenindeki denge durumunu belirler.1
Hıltlar ve Nitelikleri 1 Tabiatları
insanda kan, balgam, sajra (san safra) ve sevda (kara safra) adı verilen dört hılt bulunur. Dört
hıltı kelime anlamlarıyla tanıınlayamayız. Hılt (humor), besinierin sindirilmesiyle meydana
gelen sıvı şeklindeki ilk üründür. Kan sıcak ve yaş; balgam soğuk ve yaş; safrasıcak ve kuru;
sevda soğuk ve kuru tabiattadır. İyi, sağlıklı bir hılt ya da hılt karışımı sindirilebilir ve do
kularla bütünleşebilir. Bunlar onarıo, yapıo hıltlardır. Uygun nitelikte ve ıiımlı miktarda
olan hıltlar vücudu besler. Bu dört hıltın alt türleri vardır.
Hıltların denge halinde. olması sağlığı gösterir. Hıltların niteliği ya da miktarı normalden
saparak borulduğunda hıltların dengesi sarsılır ve bu da hastalığa yol açar. Hastalığa neden
olan hıltlar ilaçlarla temizlerup vücuttan atılmalıdır. Hıltların dengesi dış tesirlerle, özellikle
beslenmeye bağlı olarak bozulabilir ve bunun sonucunda hastalık ortaya çıkar. Sindirilerne
yen ve uygun şekline dönüştürülemeyen anormal hıltlar bedenden atılır. Gerektiğinde, gı
dalar veya devalarla bozuk hıltların atılmasına yardımcı olunur.2 (Resim: 1)
Sağlık İçin Altı Şart (Sitte-i Zariiriyye)
Dış dünya ile bedendeki hıltlar (ahlat)arasında sürekli etki ve tepki olduğu varsayıldığı
için insanın sağlıklı olabilmesi bakımından iç dengesinin sağlanmasının yanı sıra dış çevre
siyle uyumlu yaşama sanatının başarılması beklenirdi. Osmanlı tıp yazınalarında ilk olarak
"sağlıklı yaşamak için uyulması gereken altı kural" ele alınır. Hemen hemen bütün tıbbi eser
lerde "esbab-ı sitte-i zan1riyye", "esbab-ı sitte","altı esas" adı verilen kuralları Osman Hayri
Mürşid b. Halil Tarsus!, Keıızü'l-ebdan isimli eserinde şu sözlerle açıklar:"Ma'ZUm ola ki ·insanın sıhhat ve afiyetde olup daima ten-dürüst olmasına sebeb altıdır. Dahi hasta olmasına da sebeb
. altı şeydir. Bunlan bilip hıjsu's-sıhhat ve izale-i maraz eylemekliğe sa'y ve gayret edeler. Bu hifzu's-sılıhat ve izale-i maraz ancak esbab-ı sitte-i zari'ıriyyeyi ta' dll ile olur ki evvelkisi bizim ebdanımızı
muhlt olan havadır. İkincisi yemek ve içnıekdir. Üçüncüsü hareket ve sükCm-ı bedenidir. Dördüncüsü
hareket ve sükUn-ı nejsaniyyedir. Beşincisi uyumak ve uyanıklıkdır. Altıncısı istifrağ ve ilıtı'biisdır. "3
Bazı eserlerde sayıları artmakla birlikte genel kabul gören bu altı esas zaman çerçevesinde
tanımlanır.
Bu metinde, mevsimin havasına uygun yaşamak; zamanında yiyip içmek; zamanında
dinlenmek ve hareket etmek; zamanında uyumak ve uyanmak; zamana göre cinsi münase
bette bulunmak; zamanında yıkanmak gibi sağlık tedbirlerinden örnekler verilecektir.~
Nil Sarı: "Osmanlı Tıbbında Besinlerle Tedavi ve Sağlıklı Yaşam," Türk Mutfağl, Ed. A Bilgin ve ö Samancı, Kültür ve Turizm Bak. Sanat Eserleri Dizisi:476, Ankara 2008; s.137-151; Foodas Medicine. Turkish Cuisine, Ed. A Bilgin-Ö Samancı, RepubJic of Turkey M inistry of Culture and Tourism, Series of Works of Art 477, Ankara 2008, pp.137-151. Nil Sarı: a.g.e. Osman Hayri Mürşid b. Halil Tars.usl: Kenzü's-S!hhatü'I-Ebdôniyye, Eser-i Mürşid-i Osmôniyye, Matbaa-i Osmaniyye, istanbul1298 [1881], s. 7. O~man Hayri Mürşid b. Halil Tarsusl:a.g.e., s. 7 vd.; Salih bin Nasrullah (ibn Sellum ei-Halebl), Gôyetü'I-Beyôn ji Tedbiri Bedeni'l-insan (Giriş- inceleme- Metin- Dizin), haz. Zekiye Gül El bir, Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Doktora Tezi, Elazığ, 2000, s.146 vd.; Abdülvehhab bin Yusufibn-i Ahmed ei-Mardan: Kitôbü'IMüntehabfi't-Tl b {823/1420} inceleme- Metin - Dizin - Sadeleştirme - T!pkibOslm, Hazırlayan Ali Haydar Bayat, istanbul 2005, s. 74 vd.
ULUSlARARASI iSlAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU /08-11 EKiM 2015 ""'"'51 J
Yernede Zamana Bağlı Uyarılar
Osmanlı hbbında beslenme konusu hasta tedavisinin yanı sıra sağlığın korunması ve
sağlıklı yaşama bakımından da ele alınırdı. Osmanlı hbbında olduğu gibi Osmanlı mutfağında da yiyecek ve içeceklerin çeşitleri, nitelikleri, hazırlama yöntemleri, beslenme zaman
lan mevsimlere. ve insanın mizacına göre belirlenirdi. Mesela, sıcak mizaçlıkişi yemek za-·
manını geçirirse başının ağrıyacağı belirtilir.5
Günde iki öğün, yani öğleye yakın sabah yemeği, erken saatte akşam yemeği yenmesi uygun
görülürdü. Sağlık için ise iki günde üç öğün yenmesi, yani bir gün sabah-akşam, ertesi gün sadece öğle yemeği tavsiye edilirdi.s
Tıp metinlerine göre, yemek öncesinde gezinerek hafif hareket etmeli, böylece mide bo
şaltılarak iştah açılmalıdır. Hafif yemeklerle, mesela çorba ile başlamalı, sonra sulu yemekler
(ıspanak, pazı, kabak aşı gibi), sonra et yemekleri yenmelidir. Yiyecekler uzun uzun çiğnenmelidir. Aynı öğünde farklı farklı yemekler yenmemelidir.7
Sofradan kalkma zamanı da ele alınmaktadır. Sofrada uzun zaman kalmamalı; hazım
başladıktan sonra yememeli, tam doymadan, iştah kesilmeden sofradan kalkılmalıdır. Sabredi
lirse iştah da yok olur. Yemek hazmed ilmeden yeniden yemem eli, acıkınca yemek yenmelidir .
. Yemekten sonra da gezinmeli, hazırndan sonra yürümeli, hafif beden hareketi yapılmalıdır.
Yemek hazınedilmeden uykuya yatılmamalıdır.8
Besin maddeleriyle ilgili olarak da zamana dayalı uyarılar yapılır. Mesela, meyveler
mevsiminde yenmeli; toplandıktan sonra bir kaç gün bekletilmeli; üzüm ve incir ağaçtan top
landığında hemen yenmemelidir şeklinde tavsiyelerde bulunulur.9
Su içme Zamanı ·
Tıp metinlerine göre, zamansız içilen su vücutta kokuşmalara neden olur. Aç karnma su
içilmemelidir, çünkü balgam hıltı oluşur ve mideyi soğutur, iştahı keser. Yemek sırasında su
içilmez, çünkü hazımsızlığa sebep olur. Su içmek için yemeğin mide altına inmesi beklen
melidir. Yemekten sonra besin maddeleri sindirilmeye başladığı zaman su içilmelidir. Sıcak
mizaçlılar ve kuru gıda yenildiğinde az miktarda su içilebilir. Sıcak yemekten ve sulu meyve
lerden sonra su içilmez, çünkü balgami hastalıklara sebep olur. Tatlılardan hemen sonra da
su içilmez.10
Hareket ve çalışma soruası yorgun ve terliyken su içmeyip, suya sabrederek beklenmeli
dir. Uykudan kalkınca; harnarnda ve hamamdan çıkınca hemen su içilmez, çünkü siniriere za
rar verir. Hastalıkta soğuk su içilmez, iyileştikten sonra içilebilir. haç aldıktan sonra su içilmez, çünkü mide zayıflar. Gnsel ilişkiden sonra su içilmez, cinsel gücü azaltır. n
Kitabü'/-Mühimmat, XV. Yüzyilda Yazilmtş Bir Ttp Eseri, Hazırlayan Sadettin Özçelik, Ankara, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2001, s. 27 vd; Celalüddin Hızır (Hacı Paşa): Müntehab-t Şifa /, Giriş- Metin, hazırlayan Zafer Önler, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları: 559, Ankara 1990, s. 11 vd. Osman Hayri Mürşid b. Halil TarsusT: a.g.e., s. 15. Salih bin Nasrullah: a.g.e., s. 152; Eşref b. Muhammed: Hazôinü's-Saa'dat (864/1460), hazırlayan Bed i N. Şehsuvaroğlu, Türk Tarih Kurumu Yayınları: IX seri- sayı 9, Ankara 1961, s. 37. Celalüddin Hızır: a.g.e.,s. 12. Kitabü'l-Mühimmat, s. 27.
ıo Celalüddin Hızır: a.g.e., s. 12. n Kitabü'I-Mühimmat, s. 28. ilaçların birçoğu şerbet ve macun şeklindedir.
j 52 """'INTERNATJONALSYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMI C OVIUZAT!ON /08-11 OCfOBER 2015
Hareket ve istirahat Zamanı
Tıp yazmalarmda verilen bilgilere göre bedenin hareket ve istirahat zamanları mevsim
lere göre değişir. Yazın, fazla hareketten kaçınılmalı, sıcakta yürümemeli, istirahat edilmeli;
kışın ise çok hareket edilmelidir. Uzun süre hareket etmeınek ise bedeni gevşetir, aklı körel
tir, bedende tıkanıklıklara sebep olur, iştah kapanır, besinleri sindirme gücü azalır. Kısa sü
reli hareketler bir uzvun gücünü artırırken, uzun zaman devam edilirse gücünü zayıflatarak
rahatsızlıklara sebep olur. Bedenin veya bir uzvun uzun süre ve sert hareketi insanı yorar
ve ona zarar verir; vücut ısısı çağalır ve tabiatı kurur.1ı Beden ovulduktan soma (masaj) harekete başlanmalıdır. Yüz kızardığında, zorlanma ve
yorgunluk başlamadan, ter akmadan bırakılmalıdır. Bedeni kısa, orta ve uzun süreli ovma
nın tarifleri verilir.ı3
UykuZamanı
Tıp metinlerinde sağlıklı uykunun gece uykusu olduğu kaydedilir. Gündüz uykusu za
rarlıdır; bedenin gevşeyip güçsiizleşmesine sebep olur, bedene ağırlık verir. Uyku derin ve
sekiz saat süreli olmalıdır. Sürekli, uzun süre uyumak zararlıdır. Uykunun en iyi zamanı,
yemek midede sindirildikten soma, yani yemekten iki saat sonradır. Uyuma daima aynı
zamanda yapılmalıdır.14 Zamanında uyumamak, değişik zamanlarda uyumak bedeni za
yıflatır, düşünceyi bozar, sinirli yapar.ıs
Yıkanma (Hamam) Zamanı
Harnarnda yıkanmanın kuralları mevsimlere bağlı olarak değişir. Tıp metinlerine göre,
ilkbaharda ve yazın sıcak hamama girmekten kaçınmalı ve harnarnda kısa süre kalınmalıdır. Soğuk suya yazın ve öğle saatlerinde girmeli, bir diğer ifadeyle yazın öğle sıcağında soğuk su
döklinerek yıkanılmalıdır. Sonbahılrda hamamın ılıkhk bölümünde yıkanmalı, soğuk suyla
yıkanmamalı; hamamdan çıkarken çörek otu yağı gibi sıcak nitelikteki yağlarla masaj yapıl
malıdır. Kışın sıklıkla sıcak hamama girilmeli, çıkınca sıcak nitelikteki öd ve amber kokula
nyla tütsü yapılmalıdır; vücudu ovdurmak- masaj yararlıdır. Yaz ve kış günlerinde kişinin
,tabiatına uygun kokular süriinmesi tavsiye edilir. Veremliler sonbaharda ve kışın hamama
girmemelidir. 16
Harnarnda geçirilen sür5rin de bir ölçüsü vardır. Hamaının üç bölümünde (soğukluk,
ılıklık, hal vet) geçiş yaparken, yani bir bölümden diğerine girip çıkarken bir süre beklenme
lidir. Harnarnda fazla kaiınn:ıamalıdır; çok uzun kalmak bedeni zayıflatır, gücünü azaltır, bay
gmlığa sebep olur. Harnarnda kalma süresi kişinin tabiatma göre değişir. Mesela, demevi mtzaçta olanlar harnarnda J?sa süre kalmalıdır. Zayıflamak isteyenler parmakları buruşuncaya
kadar, yani uzun süre harnarnda kalabilir. Şişmanlamak isteyenler hamamdan sonra yemek
12 Salih bin Nasrullah: a.g.e., s. 161. Nil Sarı: Osmanlı Tıbbında Beden ve Nefıs Terbiyesi. Yeni Symposium 22 (3-4), 1984, s. 76-95.
ı3 Salih bin Nasrullah: a.g.e., s. 162. 14 _Günümüzde, insan vücudunun biyolojik saatinin (sirkadiyen ritm) sağlık için önemi konusunda pek çok sayıda araştırma
ve yayın yapılmıştır. 15 Celalüddin Hızır: a.g.e.,s. 13; Eşref b. Muhammed: a.g.e., s. 48. 16 Eşref b. Muhammed: a.g.e., s. 54-56. Nil Sarı: "Türkçe Tıp Yazmalarına Göre Hamam ve Sağlığa Etkisi," Minyatür ve Be
zeme Sanatw/o Türk Hamam!, Elginkan Vakfı Yay., istanbul 2014, s. 77-85.
ULUSLARARASI iSLAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU /08-11 EKiM 2015 '""""'53 J
yemelidir. Kükürtlü ilıcalarda uzun süre kalınmaz ve sürekli girilmez, iki günde bir girilmeli
dir. Uyanınca, çok hareketten ve cimadan sonra soğuk su zararlıdırY
Mevsimlerin Sağlığa Etkisi
İnsan vücudundaki dört hılt miktannın mevsimlere göre değiştiği var say:ılırdı. Her bir.
mevsimin havası kendi tabiatma has olduğundan hava değişimlerinin mevsim özelliğinin
içinde kalması, yani yazın sıcak ve kışın ise soğuk olması gerektiği, mevsimine uymayan
havaların, mesela yaz gününde soğuk havanın insan sağlığını bozabiieceği düşünülürdü.
Kış erken gelirse, kış mevsimine has hastalıkların da erken görülmeğe başlayacağı ve yaz
aynı şekilde, erken başlarsa, yaz hastalıklannın önceki mevsim hastalıklannın yerini alacağı ileri sürülürdü.1s
Yılın tamamı aynı niteliği taşımaya devam ederse, mesela bütün bir yıl hava kuru ya da
nemli veya sıcak ya da soğuk olursa, o yıl bu niteliğin tabiatında olan hastalıkların ortaya
çıkması beklenir.
Bir günün seyri içinde ısı değişimi, mesela sıcaktan soğuğa doğru havanın değişmesi,
kişiden kişiye farklı etkiler meydana getirir. Mevsim değişmeleri ise vücudu bütünüyle et
kiler ve mevsim geçişleri hastalığa yol açabilir. Her mevsim, onun sıcaklığıyla aynı mizaçta
olan sağlıklı insanlar için uygundur. Eğer bir mevsimin niteliği kişinin ısısıyla aynı değilse,
o mevsim ona zarar verebilir.19
Belirli bir havaya uzun süre maruz kalmak hastalığa neden olur. Mesela, uzun bir za
man kuru havada kalmak vücuttaki safrayı ve sevdayı artırır, bozulan denge sonucunda,
ateş ve terleme olur, mal-i hülya ortaya çıkabilir, deride kaşınh olabilir.2o
ilkbahar Mevsiminde Vücutta Meydana Gelen Değişiklikler
İlkbahar sıcak ve yaş tabiattadır. İlkbahar mevsiminde vücuttaki kan unsuru çoğalır. Kışın biriken ve vücuttan atılamayan bir takım zararlı maddeler balıarda havaların ısınmasıyla
çözilierek erir ve önlem alınmazsa hastalığa neden olabilir. Mesela, zararlı maddeler akci
ğeriere giderse öksürük ve nefes darlığı; siniriere ulaşırsa felç ve kasılma gibi rahatsızlıklar görülfu.21
ilkbaharda Hastalıktan Korunma
Bahar mevsiminde hastalıklardan korunmanın en iyi yolu kan alma, kusturma ve müs
hil ile zararlı maddelerin atılmasıyla vücudun zararlı hıltlardan temizlenmesidir. Abdül
vehha.b b. YUsuf'un ifadesiyle, "Bilgil kim rebfun yani yazunevvelinde (baharda) fasdave ishfile şurU. etmek gerek kim katı müfiddür." Kişinin yemeğe düşkün olduğu bu mevsimde perhiz ya
pılmalı ve bol miktarda sıvı alınmalıdır."'
17 Celalüddin Hızır: a.g.e.,s. 14. 18 i b n-i Sina: ei-KiinOnfi't-Tt bb, Birinci Kitap, Türkçeye çeviren Esin Kah ya, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk
Kültür Merkezi, sayı 103, Külliyatlar Dizisi, sayı: S, Ankara, 1995, s. 121. 19 ibn-i Sina: a.g.e., s. 119. 20 ibn-i Sina: a.y. 21 Salih bin Nasrullah: Giiyetü'/Beyiin fi Tedbiri Bedeni'l-insiin, s. 185. 22 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 93-94.ibn-i Sina, a.g.e., s. 122.
1 54 ~INTERNATIONALSYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMICCIVIUZATION/08-11 OCTOBER 2015
ilkbahar Mevsiminde Beslenme Kurallan
İlkbaharda sabah hafif hareketlerden (spor) sonra hafif yiyeceklerle beslenmeli ve az
miktarda yenmelidir. Bu mevsimde sevdayı arb.ran yiyeceklerden sakınılmalı; tuzlu, aa ve
ekşi yiyeceklerden kaçınmalı; niteliği sıcak baharatlar, vücudun sıcaklığını arb.ran yumurta
ve et gibi besin maddeleri tüketilmemelidir. Helva gibi bedeni kurutucu nitelikteki tatlılar
yenmemelidir. Özellikle mizaa sıcak olan, kanı ve safrası fazla ( demevi ve safravi tabiattaki)
kişiler ağır yemeklerden kaçınmalı; erişte ve tutmaç gibi hamur işlerinden, etli kebaplardan,
aadan ve tuzdan uzak durmalıdırP İlkbaharda, ıspanak ve pazı gibi sebzelerden yapılan
yemekler tercih edilmelidir. Yemekler, kanın kuvvetini zayıflatan sumak ile pişirilmelidir. 24
ilkbahar Hastalıkları
İlkbahar hıltların sıvı ha.J.e geçmesine sebep olması dolayısıyla hastalıklara zemin hazır
lar. Bu mevsimde kronik hastalıklar faaliyete geçer ve kokulu hıltlar akıtırlar. Mesela, verem
gibi hastalıklardan mustarip olan hastalar daha kötüleşir. İlkbahar balgam hıltını hareket
lendirdiğinden inme ve eklem ağrılan görülebilir. Melankoli bu mevsimde faal ha.J.e gelir.25
Yaz Mevsiminde Vücutta Meydana Gelen Değişiklikler
Yazın san safra artar çünkü yaz mevsimi sıcak ve kuru niteliktedir. Kan ve balgamın her
ikisi de bu mevsimde azalır. Yaz sonuna doğru kara safra hakim olmaya başlar. Çünkü saf
ranın daha ince kısmı sıcakla yayılır ve daha ağır kısmı (sevda) arkada kalır. Yaz mevsi
minde vücudun yüzeyine yaklaşan kanın ince kısmı kısa zamanda yayıldığından, yüzün rengi sandır.26
Yazın vücutta safra hıltı çoğaldığından hayati kuvvetler, dolayısıyla midenin sindirim
gücü zayıflar, mide ağır besinleri sindiremez ve neticede insanın iştahı azalır. Vücutta do
laştığı var sayılan hayati ruh çok _sıcak havada bunalır. Hayati kuvvetlerin temel unsuru
olan, nemli niteliğe sahip bulunankanın yazın kuruyup yanma tehlikesi vardır. Sıcak hava
terlerneye ve susuzluğa sebep olur. Beyin daha az çalışırP
Yaz Mevsiminde Hastalıktan Korunma
Yaz mevsiminde insanın tabiatını korumak için soğuk niteliğe sahip elma, armut ve san
dal ağaa kokusu gibi hoş kokularla nefes serinletilmelidir. Yazın yüreği ferahlatan gülsuyu
ve gülsuyuyla kanştırılan sirke, kilermeni toprağı, sandal odunu koklanmalıdır. Mizaca
göre değişik kokular tavsiye edilir. Vücuttaki hıltlan dengeli olan mutedil mizaçtakilere ya
zın gül, karanfil ve oğul otu kokusu uygundur. Sıcak mizaçlı olan, kan ve safra unsuru fazla
bulunan demevi ve safravi kişilere kafur ağaa ve söğüt ağaa kokusu iyi gelir. Soğuk mizaçlı olan balgami ve sevdavi tabiattakiler sıcak tabiatlı karanfil, reyhan, misk veya tarçın kokusu
koklamalıdır.
Yaz mevsiminde hafif müshillerle ve kusturucularla beden temizliğine devam edilir. Ya
zın, serin, yüksek ve gölgeli yerlerde oturmalı, güneşte kalınmamalıdır. Yaz mevsiminde
23 Karbonhidratlardan ve proteiı:ılerden kaçınılması tavsiye edilmektedir. 24 Salih bin Nasrullah: Gôyetü'l-Beyôn fi Tedbiri Bedeni'l-insôn, s. 186.Nil Sarı: Osmanlı Sarayında Yemekierin Mevsimlere
_Göre Düzenlenmesi ve Devrin Tababetiyle Alakası. Türk Mutfağı Sempozyumu (Ankara, 31 Ekim -1 Kasım 1981) Bildiri-leri, s. 245-257 Ankara 1982.
2s ibn-i Sina: a.g.e., s. 121. 26 Salih bin Nasrullah: Gôyetü'/-Beyôn fi Tedbiri Bedeni'l-insôn, s. 186. i b n-i Sina: a.g.e., s. 122. 27 Hayati kuwetler felsefesi için b k. i b n-i Sina: a.g.e., s. 90-91. Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 27.
ULUSLARARASI iSLAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU / Dıl-11 EKiM 2015 '""""'55 1
keten kumaştan beyaz renkli elbise giymeli, insanı serin tutan soğuk tabiatlı kumaşlar (ke
ten, pamuk veya ipek) kullanılmalıdır.
Yaz Mevsiminde Beslenme
Yazın az yem eli, ağır yemeklerden sakınrnalı, kolay sindirilen yiyecekler de az miktarda
yenrnelidir.28 Yazın vücuda hararet veren, kanı kurutan, safrayı arbran gıdalar alınrnarnalı~
sıcak tabiatlı sebzelerden, baharatlardan ve macunlardan kaçınılrnalıdır.29
Tabialı soğuk olan şerhetler içilrnelidir. Yaz için en uygun şerbetler; gül, menekşe ve
hıyarşenber3o şerbetleridir. Yazın soğuk nitelikteki hıyar; kuzukulağı, hatun tuzluğu31 gibi
bitkilerden yapılan yemekler; ekşi elma, erik ve karpuz gibi yaş meyveler tavsiye edilir. Ta
vuk ve oğlak eti gibi hafif etler koruk, limon, turunç veya nar ekşisi gibi safrayı azaltan ek
şilerle pişirilrnelidir. Sıcak rnizaçlılar kabak aşı, ıspanak, salata, cacık yemeli; koruk suyu,
nililler şerbeti, limon şerbeti, vişne hoşafı, erik hoşafı içrnelidir. Safravi rnizaçlılarrn yazın aç kalması zararlıdır.32
Yaz Hastalıkları
Safranın arhşı dolayısıyla yaz mevsiminde sıcak nitelikteki hastalıklar çoğalır. Mesela,
hurnrnalar (ateşlenrneler) ortaya çıkar. Yazın akciğerler yaramaz havadaki kötü kokularla
bozulabilir. Sıcak havada kalp sıkışması olup insan fenalaşabilir. Sıcak hava hıltları sıvılaş
hrdığından terleme kolaylaşır.
Sıcak ve nemli yazlarda kızarnık, çiçek vs. gibi salgın hastalıklar yaygınlaşır. Soğuk ve
kuru geçen yazlarda bu gibi hastalıklar azalır. Yazın sarı safralı insanlar göz iltihabından ve
sıcak hummaların müzrnin türlerinden zarar görmeye müsaittir.33
Sonbahar Mevsiminde Vücutta Meydana Gelen Değişiklikler
Tabialı soğuk ve kuru olan sonbahar mevsiminde bedende sev da hıli;ı artar ve kan aza
lır. Kuru bir sonbahar mevsimi zararlıdır. Sonbaharda bitkiler kururken öğleyin kokuları
havaya karışır; gece hava sağuyunca otlar küflenrneye başlar. Öğle vakti bunlar havaya ka
rışarak havanın tabiahnı bozar. Solunan bu zararlı hava hastalığa sebep olur. Sonbaharda
gecelerin soğuk, gündüzlerin sıcak olması da hastalıkları artırır.34
Sonbaharda Hastalıktan Korunma
Sonbaharda beden soğuktan korunmalı, özellikle sabah sağuğundan sakınılrnalıdır. So
ğuk sudan, soğuk yerde oturmaktan ve gecenin sağuğundan sakınmak gerekir. Gün ortasının sıcaklığı da sakıncalıdır. Koruyucu olarak çörek otu yağı gibi sıcak nitelikteki yağlarla
28
29 30
31 32 33
34
Abdülvehhab bin Yusufibn-i Ahmed ei-Mardanl: a.g.e., s. 394-395. Nil Sarı: "Osmanlı Tıbbında Besinlerle Tedavi ve Sağlıklı Yaşam", age.Günümüz bilgileri çerçevesinde, yazın metabolizma hızlanır- hücre yapımı ve yıkımı- her ikisi de artar, kan dolaşımı artar, terleme olur; suyla, soğuk içeceklerle, çoğu su olan sebzelerle ve meyvelerle vücut serinletilmelidir. Yazın insan sporda çabuk yorulur. Abdülvehhab bin Yusuf ibn-i Ahmed ei-Mardanl: a.g.e., s. 93. Hıyarşenber/Hıyarşembe: Fructuscassiafıstulae
Hatun tuzluğu/Kadın tuzluğu: Berberisvulgaris. Osman Hayri Mürşid b. Halil Tarsus!: a.g.e., s. 12-13.Salih bin Nasrullah: Gôyetü'/Beyônfi Tedbiri Bedeni'f..insôn, v. 43a. ibn-i Sina: a.g.e., s. 123. ibn-i Sina: a.g.e., s. 125; Eşref b. Muhammed: a.g.e., s. 28.Salih bin Nasrullah: Gôyetü'/Beyôn fi Tedbiri Bedeni'l-insôn, v. 43a.
1 56 """'INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON TIME IN ISLAM lC CIVIUZATION /08-11 OCTOBER 2015
beden ovulmalıdır. Kuruluk veren maddelerden ve faaliyetlerden uzak durulmalıdır. Me
sela, fazla cinsel ilişkiye girilmemelidir. Müshil ile beden temizlenmelidir.35
Sonbahar Mevsiminde Beslenme Kuralları
Sonbaharda sıcak ve yaş nitelikteki besin maddeleri alınmalı, soğuk nesnelerden kaçı
nılmalıdır. Kuruluğu artıran gıdalar, mesela kurutulmuş et yenmemelidir. Kan yapıcı gıda
lar alınmalıdır. Kokuşmaya bağlı hastalıklan artırabileceğinden fazlaca taze meyve yenme
melidir. Mesela, tatlı üzüm, tatlı elma ve tatlı armut bekletildilden soma yenmelidir. Yaz
meyvelerinden meydana gelen zararlı maddeler vücuttan atılamadıysa kokuşarak ateşlen
ınelere (hummalara) sebep olabilir. Çok fazla yemiş yemek da zararlıdır.36
Sonbahar Hastalıklan
Sonbaharda hastalıklara daha sık rastlanır. Yaz mevsiminde mide zayıflamış olduğu için
ağır yiyecekler, ham maddeler ve soğuk su sindirilemediğinden bunlar sonbaharda vücu
dun kanallarında birikir vevücuttaki kanallan tıkarlar; neticede oluşan buharlar,37 beyne
yükseldikten soma burada çağalır ve solunum yollarına inerek nezle, boğaz ve göğüs has
talıklarına sebep olur.38 Bağazın safravi ve ateşli şişleri bu mevsimde daha yaygındır.
Bağırsakların kuruluğundan dolayı ortaya çıkan bağırsak tıkanmasına bu mevsimde sık
rastlanır. Sindirimin iyi olmaması ve boşaltıının zayıflamasından dolayı bağırsak kurtları
yaygındır. Sık sık idrara çıkılır ve idrar zorluğu olur. Kuru egzama, yassı solucan, kanser,
eklem ağrıları, düzensiz hummalar sonbaharda sık görülen diğer hastalıklardır. Daha sey
rek olarak sırtta ve hacaklarda ağrı görülür. Siyatik bu mevsimde.gelişir.39
Kış Mevsiminde Vücutta Meydana Gelen Değişiklikler
Günlerin daha kısa, gecelerin daha uzun olduğu kış mevsiminin tabialı soğuk ve nem
lidir. Bedende balgam hılh hakimdir. Kışın balgam hılh o kadar artar ki, kusınayla serbestçe
dışarı çıkar. Soğuk olan kiş vakti vücuttaki sarı safrayı azaltmak için en etkin zamandır. Kış
mevsiminde hastalık maddeleri donmaya eğilimli olduğundan besin maddelerinin eritilme
sine ve çözülmesine ihtiyaç vardır.4o
Kış Mevsiminde Hastalıktan Korunma
Kışın mevsiminde, balgam hıltına neden olan ve onu arlıran soğuk tabiatlı besinlerden
uzak durulmalıdır. Mesela, taze balık, süt, yoğurt, ayran kışın az yenmeli, soğuk su içilıne
melidir.41
Kışın, sıcak tutan kürklii ve kalın giysiler giyilmelidir. Soğuk havalarda sarnur ve tilki
kürkü tercih edilmelidir. Keçi ve kuzu derisi gibi sıcak tutan deriden yapılı kıyafetler de
tavsiye edilir.4ı
35 Abdülvehhab bin Yusuf ibn-i Ahmed el-M ardan!: a.g.e., s. 395. 36 Salih bin Nasrullah: Gôyetü'!Bf!yônfi Tedbiri Bedeni'l-insôn, s. 186. 37 Eşref b. Muhammed: a.g.e., s. 28-29. 38 ~Eşref b. Muhammed: a.y. 39 ibn-i Sina: a.g.e., s.123-124. 4D ibn-i Sina: a.g.e., s. 122. 41 Salih bin Nasrullah: Gôyetü'/-Beyôn fi Tedbiri Bedeni'l-insôn, s. 186-187. 42 Eşref b. Muhammed: a.g.e., s. 29-30.
ULUSlARARASI iSlAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU /08-11 EKiM 2015 .-. 57 1
Kışın müshil içerek bedenin· temizlenmesi uygundur. Soğuk havada kan alınması ve
kusturmak doğru değildir. Kışın iyi beslenmek yararlıdır, böylece vücut güçlenir.43
Kış Mevsiminde Beslenme Kurallah
Kış mevsirrrinde sindirim güçlü olduğundan, ağır gıdalan sindirrnek mümkündür. Kı
şın çok yemek yenmeli, sıcak tabiatlı besinler tercih edilmelidir.44 Kış mevsirrrinde turp, sa~ rımsak, maydanoz, tere, kereviz gibi sıcak nitelikli, kızdırıcı sebzeler tercih edilmelidir ki
vücut iç sıcaklığını kaybetmesin. Buğday ile etten pişirilen keşkek ve herise, pirinç pilavı,
erişte, et kebapları, tavada veya tandırcia pişirilen erkek kuzu ve semiz koyun eti tavsiye
edilir. Keklik, serçe ve güvercin gibi sıcak nitelikteki kuş etleri; av etlerinden geyik ve tavşan
eti yenebilir. Etler, kimyon, karabiber, tarçın, rezene, anason gibi baharatlarla pişirilmelidir.
Kışın, daha az meyve yenmeli, kurutulmuş kırmızı üzüm, kuru incir, ceviz ve badem alın
malıdır. Yemekten soma daha az hareket edilmelidir.4s
Kış Mevsiminin Hastalıkları
Kışın balgami hastalıklar görülür. Bu mevsimde nezle, öksürük ve bel ağrısı sıktır. Bu
run kanaması, kan tükürme, iltihaplanma, boğaz hastalıklannın kötü şekilleri, rahatsız edici
öksürük, kabarcıklar, çıbanlar, apseler, kanlı dışkı özellikle soğuk kış mevsiminin hastalık
lardır. Kışın en soğuk günlerinde müzmin baş ağrısı, göğsün yanlarmda ve sırt kaslarmda
ağrı, sara ve felç görülür. idrara daha fazla çıkılır ve çok tortuludur.46
Zaman içinde Hastalığın Seyri
Hastalıklarm seyri (prognoz), ''her hastalığın dört vakti vardır." şeklinde ifade edilir.
Birisi hastalığın başlangıcıdır (vaktü'l-ibtidfi). Bu vakitte hastalık henüz belirmiştir. İkincisi
hastalığın ağırlaştığı vakittir (vaktü'l-tezfiyid). Bu vakitte hastalık giderek artar. Üçüncüsü
hastalığın stabil (vaktü'l-intihfi) olmasıdır (hastalık, "bir kararda durmuş olur'' yani ne iyileşir
ne de kötüleşir.) Dördüncüsü hastalığın iyileşmeye başlamasıdır (vaktü'l-inhitfit)Y
Hastalıkların Buhran Vakitleri
Hastanın hastalıkla mücadelesi ve bunun zamanla ilişkisi tıp yazmalarmda "bulıran"
başlığı altındakonu edilir. Mesela, Hacı Paşa, "Buhrfin tabi' at maddeyle çekişmekdür." diye tarif
eder.48 Hastanın "tabiatı" galip gelirse hastanın "sağlık bulacağı" ifade edilir. Eğer hastalığa
sebep olan madde (hılt) galip gelirse hastanın "helak" olacağı söylenir. Boşaltma yöntemle
riyle hasta tedavi edilmeye çalışılır. İşte insanın tabiatının hastalıkla mücadelesi zaman mev
humu çerçevesinde ele alınır. Mesela, hastalığın gece vakti kötüye gittiği bildirilir.49
Bulıran (nöbet) günlerinin belirli aralıklarla olduğu kaydedilir. Mesela "yavuz" (kötü)
bulıran çeşidi iki günde bir ( 6-8' inci, 10-12' inci günlerde) gelir. "Katı tiz ve ıssı", yani akut ve
ateşli olan hastalığın bulıranı 4'üncü gün olur. Gün aşırı çıkan ateş (sıtma-ı gıbb) olduğunda
43 Abdülvehhab bin Yusuf ibn-i Ahmed el-M ardan!: a.g.e., s. 395. 44 Salih bin Nasrullah: Gôyetü'/Beyôn fi Tedbiri Bedeni'l-i nsan, v. 43b. Kışın enerjiye ihtiyaç vardır. Et, un, yağ ve şeker enerji
kaynağıdır. 45 Eşref b. Muhammed: a.g.e., s. 29-30; 46 ibn Sina: a.g.e., s. 122. 47 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 73-74. 48 Celalüddin Hızır: a.g.e., s. 23. 49 Celalüddin Hızır: a.y.
J 58 ~INTERNATIONALSYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMIC OVIUZATION /08-11 OCTOBER 2015
ise üçüncü ya da beşinci günde bulıran olur. Eğer hastalığın "tizliği azırak:' olursa nöbetler
seyrelir. Nöbetierin arası çok açıldığında, mesela 40 gün ve sonrasında, buhrana "müzmin" derler.50
Tıp yazmalarında bulıran tedavisi için ilaçlar tavsiy~ edilir. Mesela, üç günde bir tutan
sıtmaya kılıç otusı ve güvercin otununs2 faydalı olduğu biİdirilir. İbn-i Şerif ise müzminleşmiş göz hastalığını tedavi eden bir reçete verir: "Kim gözden agı53gidere otuz yıllık dahi olursa ... "54
ilaç Hazırlamada Zamanın Önemi
Öncelikle hbbi bitkinin günün hangi vaktinde toplanacağı ve taze olması önem taşır.55
Konuyla ilgili Mehıned b. Ali' den birkaç örneği aşağıda veriyoruz.
"Zikr olunan otu( demir dikenis6) vaktinde cem' edip (toplayıp) taze iken tashavanda döğüp
mengeneden sıkıp usaresin alıp yumurta beyazıyla kesdirip sükker ile şerbet pişirip içseler
bögreklerde ve mesanede olan taşları eridip çıkarır."57
"Eğer mezkfrr otun (üç yaprak) kökünü ve yaprağını ve çiçeğini58 vaktinde (toplayıp) yine
kendi mukattar (damıhlmış) suyuyla tabh eyleyip (pişirip) cerr-i hulasasın alıp kendüden
mukattar su ile yarım dirhemden bir dirheme varınca isti'mal etseler gayet frude müşahede
olunur."59
"Eğer mezkfrr eşyayı (pelit burcı60) taze iken cem' eyleyip (toplayıp) bir semiz emlak ile
bir toprak çölrnek içinde gayet müherra olunca tab h eyleyip (pişirip) mezkfuun suyun sü
züp alıp hastalıkdan durmış zalf kimselere ve pirlere içirseler bedenleıine kuvvet verip yine
tabiat-ı asliyyesine avdet etdirıneğe brus olur."61
İlaç hazırlarken eczayı belirli zaman aralıklarında dinlenıneye bırakma yöntemine sık
lıkla başvurulurdu. Eczayı bir süre bekletme yöntemine ait birkaç örneği aşağıda veriyoruz.
Mehmed b. Ali, birçok hastalığa şifa olduğunu söylediği aşağıdaki terkibin hazırlanışında zaman ölçüleri verir: "Eşekhıyarı62 otununkökünü taze iken cem' eyleyip (toplayıp) mer
mer havanda dövüp mengeneden sıkıp usaresin (suyunu) alıp çini çanaklara koyup bir so
ğuk yere bıraksalar, bir iki giin durduktan sonra çanakları eğrice tutup üzerinde olan suyun
akıdıp çanak dibinde beyaz hulasa çökmüş bulurlar. Zikr olunan hulasayı alıp yine gölgede
so Celalüddin Hızır: a.g.e., s. 23-24. 51 Mehmed b. Ali: Terceme-i Cedfdefi'I-Havôssi'I-Müfrede {1102/1690}, Metin- Bitkiler- Sözlük- Sadeleştiriimiş Metin- TJpc
k1bas1m, hazırlayanlar Bülent.özatay, Abdullah Köse, istanbul, 2006, s. 56. 52 Mehmed b. Ali: a.g.e., s. 100. 53 Göz içi iltihabı, gözde- korneada benek-beyaz leke~ leukoma. s4 Tablb ibn Şerif: Yôdigôr, 15. Yüzyil Tip Kitabi, Editör Orhan Şahin, Yerküre Yayınları, istanbul, 2004, s. 248. ss Bitki yaprakları genç, ama tam gelişmiş olduklarında, çiçekler ise, genç ve tazeyken toplanır. Çiçeklerin türlerine göre
tomurcuk aşamasındayken, hemen açtıktan sonra ya da tam olarak açtıkları nda, genellikle öğle saatlerinde, kuru havada toplanması tavsiye edilir.
56 Demir dikeni: Tribulus Terrestris. s1 Mehmed b. Ali: a.g.e., s. 97. ss _üç yaprak: Trifalium. 59 Mehmed b. Ali: a.g.e., s. 98-99. 60 Pelit burcu: Visco. 61 Mehmed b. Ali: a.g.e., s., 102 62 Eşek hıyarı- Karkadüveleği: Ecballium elaterium.
ULUSLARARASI isLAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU /08-11 EKiM 2015 ~ 59 J
kurutdukdan sonra mezkfu hulasadan re'y-i tabibe göre iki çekirdekden dört çekirdeğe va
nnca ya ha düzüp ya bir ma'clın ile hılt eyleyüp veyahud münasib şerbet ilehall eyleyüp isti'mai etdürseler."63
Kadın ve çocuk hastalıklarının tedavisi için Mehmed b. Ali, "Arabi mazeryıln64, Türki
kulapa otunun yaprağını bir gün bir gece keskin sirkede ıslab.p, kurutap su ile kaynab.p içse
ler oğlancıklarm ümmü'l-sıbyan illetine ve nasda olan şar' illetine faide olur." demektedir.55
Abdülvehhab b. Yusuf "akreb külü" elde etme yöntemini tarif ederken "Akreblerden
müyesser olanı alasın ve yeni çölmekde koyasın ve ağzını tutasın ve bir tennfue (fırına) koyasın kim eğer ıssı olmaya (sıcak olmasın) ve altmda bir kireınid koyasın ve altı saatten sonra
çıkarasın ve yuınşak dövesin." diye zaman ölçüsü verir.55
Tedavide Zamanlama
Tedavilerin günün hangi vaktinde, ne kadar zaman aralığında, süresi, günlük miktan
gibi hususlar hp yazmalannda sık karşılaşılan bilgileraendir.
Zamana Ayarlı ilaç Miktarı- Günlük Doz
Alınan bir ilacın günde ne kadar miktarda kullanılacağı insan sağlığı için önemlidir. Tıp
yazmalanndan aktarılan aşağıdaki iki tarifte günlük doz verilmektedir:
İbn-i Şerif, yel rahatsızlığı için "köknar57 içini dövüp balla kanşb.np günde üç dirhem ye
dirsinler." diye tavsiyede bulunur.Gs
Mehmed b. Ali, sevda-yı merakıyye59 hastalığı için, "Kabak ağacının damıb.lmasıyla
kimya kuralına göre yağını çıkarıp iliete münasip bir su ile veyahut bir şerbet ile günde bir kaç damla kullansınlar." demektedir.1o
ilacı Alma Zamanı
İlaçlann, yararlı ve zararlı etkileri göz önünde bulundurulduğunda, aç ya da tok karnma
ve günün belirli zamanlannda alınması gerekir. Tıp yazmalannda ilaçlarm kullanılma vakitlerine dair örneklere sık rastlanır. Mesela, "Köpek dili otu71 kökünü bal suyuyla kaynab.p
sabah aç kanna ve gece yattığında içseler tabian mülayim eder ... " şeklinde tavsiyede bulunulur.72
Tıp yazmalannda verilen örnekler çerçevesinde ilaçlarm günün hangi vaktinde alınaca-
ğına dair aşağıdaki sınıflama yapılmıştır:
63
Gece yatacak vakitte içilsin,
Gece gece menekşe yağını sürsünler,
Bir ceviz kadarını sabah ve bir ceviz kadarını gece alsınlar,
Haplan sabah sabah ağızda tutsunlar,
Mehmed b. Ali: a.g.e., s. 39-40. 64 MazeryCın: Daphnemezereum. 65 Mehmed b. Ali:, a.g.e., s. 25. 66 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e.,s. 137 67 Köknar: Abies. 68 ibn-i Şerif: a.g.e., s. 242. 69 Nil Sarı: Osman/tea Ttp Yazmalannda Malihülya ve Tedavisi (XV- XVIII. w.). Yayınlanmamış Doçentlik tezi. istanbul 1983. 70 Mehmed b. Ali: a.g.e., s. 103-104. 71 Köpek dili otu: Cynoglossum affıcinale n Mehmed b. Ali: a.g.e.,s. 38.
1 60 ~INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMIC CIVIUZATION /08-11 OCTOBER 2015
Haplardan üç tanesini bir kaç gün her sabah ağızda tutup çiğnesinler,
Birer kaşık sabah ve ahşam vakti içirsinler,
Macun yapıp sabah ve akşam birer miskal kullansınlar,
Ondan her gün sabah bir küçük ceviz kadar verilsin,
Sabah ve akşam az kavrulmuş arpa unu kuru kişnişle yesinler,
Danutılmış sudan sabah ve akşam bir fincan içsinler,
Otu bilindiği gibi su ile kaynatıp akşam ve sabah içsinler.
ilacın Kaç Günde Bir Kullanılacağı
Tedavinin bir diğer zamanlaması da ilacın kaç günde bir alınacağına dairdir. Tedavide
öngörülen bu zaman aralığı reçetelerintemel özelliklerindendir. Aşağıdaki örnekler tıp yaz
malarından derlenmiştir:
Mal-i hülya ve divanelik için tavsiye edilen hapı" ... Her gün bir dirhem kadar yedirsinler
ve her gün dört dirhem kadar macun versinler ya da iki günde bir kere versinler veya aftimon73
döverek çekirdeksiz kızıl üzüm ile yoğursunlar, her sabah beşer dirhem kadar yedirsinler."74
Dalak şişmesinin tedavisinde, "Selvinin75 ham kozalağını ve ardıçın76 yemişini sirke ile
kaynatarak her gün içirmek gerek."77
Sıtma tedavisi için, "Her günde bir kez ya iki günde bir kez sirkengübini78 su ile karıştıTip
içiresin."79
N asır tedavisinde, "Sabn80 ve kehriban81 yumuşak dövsünler ve günde iki kez yarayı dal
dursunlar." 82
İdrar tutukluğuna karşı "Kavun tohumunun iÇini şeker ile yumuşak dövsünler ve her
gün on dirhemden yirmi dirheme değin versinler."83
"Her iki gecede bir veya üç gecede bir yarım dirhem ayanc-i faykara84 yemek sara hastasına
gayet faydalıdır."85
Hastanın "Eğer harareti varsa bu haptan her hafta iki buçuk dirhem vermek gerek."86
Ra' şe hastalığı (el ve baş titremesi) için "Her hafta ayanc-i faykara versinler."87
Hastalığın Seyrine Göre Tedavi Zamanı
Hastalık ve yara tedavisi iyileşme durumuna göre değişir ki bu da zaman ile ifade edilir.
Aşağıda tıp yazmalarından iki ~rnek veriyoruz.
73 Aftimon/Eftimon: Cuscuta epithymum 74 TabibibnŞeri: a.g.e., s. 239. 75 Selvi/Servi: Cupressus 76 Ardıç: Juniperus n Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 133. 78 Sirkengübin /sirkengebin: Sirkeli bal şerbeti. 79 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 134. 8o Sabır: Agavaceae. sı Kehribar: Reçineleri n fosilleşmiş hali. 82 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 139. 83 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 137. 84 Ay~ic-i faykara: Hapı n terkibi için bk. O. Gürson-Gülbin Özçelikay: "Tarçın ın Tarih Boyunca ve Günümüzde Kullanımı. s.
177." 85 Tabib ibn-i Şerif: a.g.e., s. 241. 86 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 131. 87 Tabib ibn-i Şerif: a.g.e., s. 242.
ULUSLARARASI isLAM MEDENiYEliNDE ZAMAN SEMPOZVUMU /08-11 EKiM 2015 """"61 1
Hastanın, "Ağnsı geçtiğinde ve ş işi indiğinde sabır hapını versinler ta ki beden tamamen
rahatlasın. Ondan sonra göz ile meşgul olsunlar ve sonra gece içinde yumurta akını yahut kız o~lan sütünüss damlatsınlar."89
Hastada, "Göz açılırken aniden ona bir bez ucu, ya parmak ya ağaç ucu dokunsa hemen o saatte bir horoz boğazlasınlar, ya kanadının ucunu kanatsınlar ve kan sağumadan göze damlatsınlar."90
ilacı Kullanma Süresi
Tedaviye ne kadar süre devam edileceği ilaç reçetelerinde belirtilir. Tıp yazmalarmdan
aktanlan aşağıdaki ifadelerde tedavinin süresi veriliyor:
"On dört güne değin ya yirmi güne değin ya da yirmi bir güne değin bu ilaçtan sürsünler."91
"Eğer sekteden açılacak olursa yirmi dört gün bu ilacı, bu tedbirleri etsinler ve her sabah bal suyu versinler."92
"Çilek otunu93 damıhp her sabah, üç güne dek birer fincan içseler göğsü temizler."94
"Diş otu95 ve deve dili96 otunu taze iken toplayıp imbikte damıhp kırk gün boyunca sabah
ve akşa:ni. bu sudan kullansalar eski öksürüğü men' eder ve ciğerde olan yarayı ıslah eder."97
Harici Tedavilerde ilacı Ciltte Sekietme Süresi
Özellikle merhem, yakı, ko ku gibi hfuicen uygulanan tedavilerde sürülen maddenin ne
kadar bir süre tutulacağı önem taşır. Emilim süresini ve sürülen maddenin ne kadar bir süre
içinde temizleneceğine dair örnekleri hp yazmalarında buluruz:
Göz tedavisinde kullanılan haplar için, ''Kursların birisini tükürük ile ezip kılın yerine
sürüp yanm saat kadar gözü açık tutup yumdurmasınlar." denmektedir.98
Çeşitli hastalıklar tedavisinde tabana uygulanan yakı için, "llıcak su ile yoğurup taba
nına sürüp gece yatıp sabah yıkasınlar, şifa ola." denir.99
Bedeni Arındırma Tedavilerinde Zamanlama
Klasik dönem Osmanlı hp felsefesi doğrultusunda sağlığın korunması ve hastalıkların
tedavisi amacıyla vücuttaki fazla ya da zararlı maddelerin kan alma, müshil, kusturma, ter
Ietme gibi yollarla ahiması ve böylece bedenin temizlenmesi (detoks) başlıca tedavi yöntem
lerindendi.
88 Kız oğlan sütü: Kendiliğinden gelen sütlü akıntı; galaktore. B9 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 109. 9o Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 109-110. 91 Tablb İbn-i Şerif: a.g.e., s. 238. 92 Tablb İbn-i Şerif: a.g.e., s. 240. 93 Çilek otu: Fragaria vesca 94 Mehmed b. Ali: a.g.e., s. 46. 95 Diş otu: Am mi visnaga 96 Deve dili otu: Ver baseum. 97 Mehmed b. Ali: a.g.e., s. 85. 98 Abdülvehhab b. Yusuf: a.g.e., s. 112 99 Tablb İbn Şerif: a.g.e., s. 249.
1 62 """"INTERNATIONALSYMPOSIUM ON TIME IN ISLAM lC CIVIU2ATION /08-11 OCTOBER 2015
Kan Alma Zamanı
Kan, bahar vakti alırur. Çok sıcak ve çok soğuk havalarda, sıtma nöbeti tuttuğu gün, kusmaktan ve ishalden, müshil içtikten sonra, uykusuzken, çok terlemişken, heyecan ha
linde kan alınmaz. Bu gibi durumlardan iki-üç gün sonra kan alınabilinir. Kan alınadan önce
ve kan aldıktan sonra clinlenilmeli; kan alındıktan sonra az ve hafif yenmelidir.
Ay takvimine göre damardan kan aldınna zamanı belirlenmiştir. Ayın büyüyüp küçül
mesiyle denizde oluşan med-cezir (gel-git) hadisesi gibi kanın hareketinin de etkilendiği dü
şünülürdü. Ayın on dördüncü ve on beşinci günlerinde kan aldınlmaz ve hacamat yapıl
maz, ay ışığının azalması beklenir. Çünkü, ayın on dördünde kan ve kanla birlikte beden
deki hıltlar da dışarıya doğru hareket eder ve damarlar dolar. Sonraki günlerde temiz-ince
(rakik) kan içeriye meyleder, fakat hıltlarla dolu olan yoğun (galiz) kirli kan ağır olduğundan
ince kanla birlikte içeriye doğru hemen gidemez. İşte, ayın küçülmeye başladığı on altına
ve on yedinci günleri kan alma ve hacamat için en uygun zamandır. Çünkü, hıltların da
marlarda kaldığı bu dönemde alınan kanla birlikte zararlı maddeler de atılarak kan temiz
lenir. Yarım ay öncesinde kan alınmaz, çünkü bedenin hıltları henüz dışarıya meyletmemiş
tir. (Resim 2,3)
Kusma ve Müshil içme Zamanı
Zararlı maddelerin vücuttan atılması amaayla kusturucu maddeler ile kusturma (istifrağ) girişimi en sık uygulanan yöntemlerden biriydi. Soğuk mizaçlıların yemekten önce, sıcak mizaçlıların ise yemekten sonra kusturulmaları uygun görülmekteydi. Anndınna teda
vilerinden olan kusma yönteminin hava sıcak olduğu zaman yapılması tavsiye edilir.
Bağırsakları boşaltarak bedeni temizleme yöntemi olan müshil içmeden önceki günler az
yenmesi ve müshilin sindirim sonrasında içilmesi öngörülür. Büyük heyecanlardan sonra, uykusuzken, cinsel ilişkiden sonra, çok yorgun olunduğu zaman, çok sıcak havada müshil
içilmemesi tavsiye edilir.
Evren ve Tıp ilişkisi
İnsan ile kfunat arasında doğrudan ilişki olduğu düşüncesini antik dönem uygarlıkla
rından itibaren tespit etmek mümkündür. İslam uygarlığında ise özellikle İbn Arabi insanı küçük alem (el-alemü's-sagir, el-alemü'l-asgar), kfunatı ise büyük alem (el-filemü'l-kebir, el
alemü'l-ekber) olarak nitelemişfu.1oo (Resim 4, 5, 6)
Burçlar ve Tıp
Tıp ve tıp dışındaki çe?itli kaynaklarda burçlar ve insan arasında ilişki kurulur. Çalış
mamız açısından en dikkati çeken konu insan anatomisinin burçlarla olan sembolik ilişkisi
dir. Vücudun belli bölgelerini belirli burçların temsil ettiği kabul edilir. Kişinin doğduğu
zamanın belirli uzuvların sağlıklı ya da sağlıksız olmasına etki ettiği, böylece kişinin doğum
zamanı ile belirli hastalıklara yatkınlığı arasında ilişki olduğu ileri sürülür. Mesela, balık
burcunda olanların ayaklarının hassas olduğu ve ayak hastalıklarına yatkın olduğu bildiri
lir. Burçların insanın organları ile eşleştirildiği aşağıdaki tablosu nazariyeyi yansıtır:101 (Resim 7,~8)
100 Süleyman Uludağ: "Alem," Türkiye Diyanet Vakft islam Ansiklopedisi, c. 2, istanbul1989, s. 360. 1°1 Zeki Tez: Astronomi ve Cağrafyonm Kültürel Tarihi, Doruk, istanbul 2009, s. 167-194.
ULUSLARARASI iSLAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU /08-11 EKiM 2015 '""""'63 J
Oğlak dizveeklem Kova bacak ve bilek Balık· ayaklar Koç baş ve beyin Boğa ense ve boğaz ikizler akciğer ve kollar
Yengeç göğüs ve karın As!an kalp ve sırt Başak bağırsaklar
Terazi böbrek ve damarlar Akrep cinsel organlar
Yay uyluk ve kalçalar
Ayın ve Güneşin insan Tabiatma Etkisi
Ay ışığında çok oturolduğunda vücutta rutubet unsurunun artacağı, insanın uykusu
nun geleceği, tembelleşeceği ve başının ağnyacağı ileri sürülürdü. Dalunayda nemin galip
olduğu düşünülürdü. Yine dalunayda insan bedenindeki hıltlann da yüzeye meylettiği bildirilir .102
Ayın ilk yansında hastalananların ikinci yansında hastalananlara göre daha çabuk iyi
leştiği kabul edilir. Çünkü ay ilk yansında daha parlaktır. Böylece insan tabiatını güçlendi-. 103 rn.
Güneş ısısının insana neşe verdiği, ancak güneşin yakıcı olduğu yerlerde yaşayanların
yüzlerinin ince ve tenlerinin siyah ve bedenlerinin zayıf ve huylannın hırçın olduğu ileri
sürülür. Aksine, güneşin az görüldüğü soğuk ülkelerdeki insanların yüzlerinin geniş, tenle
rinin beyaz, bedenlerinin toplu ve huylannın düzgün olduğu kabul edilir.104 (Resim 9)
M üzikle Tedavinin Zamanı
M üzikle tedavide izlenen yol insan- evren ilişkisine dayanır. Eski çağlardan itibaren gök
cisimlerinin hareket etmesiyle ortaya çıkan, ancak duyulamayan seslerinin sanı etkilediğine
inanılırdı. Kürelerdeki alıengin evrenin (makrokozmoz) matematik düzenini yansıttığı dü
şünülürdü. İnsan evren düzeninin bir parçası olarak görüldüğünden, takımyıldızlannın, ge
zegenlerin bir burçta bulunmalannın, yıldızların bir araya, karşı karşıya gelmelerinin, iki
gezegenin bir burçta birleşmesinin, ay ve güneş tutulmalannın insanı ve sağlığını etkilediği
kabul edilirdi. Gök cisimlerinin yansıması olan ses titreşimlerinin bedendeki hasta kısımlan
etkilediği düşüncesi müzikle tedavinin esasını teşkil eder.1os
Müzik makamlannın bedenin farklı kısımlarını temsil ettiği düşünülürdü. Mesela,
zengfrle, boğaz; uşşak, kalp; buselik, batın ve adaleler; zirefkend, sırt bölgesini temsil eder.
Fakat makamların günün değişik zamanlannda insanı farklı etkilediği var sayılırdı. Mesela,
Şuuri'nin Tadilü'lEmzice adlı eserine göre, rast ve rehavi şafak vakti; huseyni sabah; ırak kuş
luk vakti, nihavend öğlen üzeri, hicaz öğlen ve ikindi arası, buselik öğleden sonra; uşşak
102 Fatma Büyükkarcı: Firdevsl-i Tavli and His Da'vet-nôme, lnterpretataion, Transcription, Index, Facsimile and Microfiche,
Harvard University, Department of Near Eastern Languages and Civilisations, ı995, s. 118. 103 Fatma Büyükkarcı: a.g.e., s. 118. 104 Fatma Büyükkarcı: a.g.e., s .. 118. 105 Nil Sarı: "Ottoman Music Therapy." 39th International Congress on theHistory of Medicine (September, 5-10, 2004- Bari
Metaponto- ltaly) Proceedings, Vol.3 (Ed: AM Somma), pp.ı45-ısı, ltaly 2006.
1 64 """'INTERNATIONALSYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMIC CIVIUZAllON /08-11 OCTOBER 2015
akşamüstü; zengU.le gün babmından soma; rast gece yansı; zirefkend gece yansından soma
tesir etmektedir.1os
Osmanlı dönemi edvar1o7 kitaplarında olduğu gibi, bazı hp yazmalarında da musiki ma
kamlarının belirli gün ve zamanlarda çalınmasıyla ilgili tablolar hazırlanmışhr. Mesela,
Tire' deki bir vakfa ait vakfiyede akıl hastalarının öğleden sonralan iki saat müzik ve şarkı din
leyerek tedavi edilmelerinden söz edilir. Müzikle tedavinin belirli zaman aralıklarıyla ihtiyaç
duyuldukça devam ettirildiği anlaşılmaktadır.108 (Resim 10, 11,12)
Sonuç
Osmanlı hp metinleri incelendiğinde zaman mevhumunun hbbın ayrılmaz bir unsuru
olduğu açıkça görülmektedir. Bu çalışmada hp ile zaman arasındaki ilişki örnekleriyle ay
rıntılı olarak incelenmiştir. Örnekleri arhrmak mümkündür.
Metinde yer alan zaman temalı başlıklar yazarlar tarafından oluşturulmuştur. Tıp me
tinlerinde zaman ile ilgili bilgiler verdiğimiz başlıklar allında bulunmaz. Böyle bir plan ve
tasnif ancak birçok hp metnini gözden geçirmek suretiyle elde edilmiştir. Araşhrmamız, za
man unsurunun Osmanlı hekimliği için de kaçınılamaz bir değer taşıdığını açıkça ortaya
koymuştur.
Günümüzde olduğu gibi, Osmanlı dönemi hekimleri de zaman konusu dikkate alınma
dan yapılan hbbi uygulamaların hastaya zararla sonuçlanabileceğinin bilincindeydi.l5. yüz
yıl Osmanlı hekiıni İbn-i Şerif'in ifadesiyle, "Her türlü fiili vaktiyle etmek gerek kim faydası ola."
KAYNAKLAR
El Yazmaları Emir Çelebi (Seyyid Mehmed et-Tablb eş-Şehlrbi-Emir Çelebi): EnmOzecü't- T!bb (1625). iü Cerrahpaşa Tıp Fak.
Tıp Tarihi Müzesi, no. 96. · İbn Baytar (Ebu Mehmed Abdullah b. Ahmed Ziyaeddin): Kitabü'I-Cômiü'l Müfredôtü'I-Edviyeve'I-Agdiye. Çev. Ab
durrahman b. Yusuf: Tercemetü'l Müfredat. Süleymaniye K tp., Kılıç Ali Paşa, no. 716/4. İbn Baytar (Ebu Mehmed Abdullah b. Ahmed Ziyaeddin): Kitabü'I-Cômiü'l Müfredôtü'I-Edviyeve'I-Agdiye. Çev. He
zarfen Hüseyin Efendi: Tercemetü'l Müfredat (17 yy.), Süleymaniye Ktp., Lala İsmail, no. 389/9, Hamidiye, no. 1016 ve Ayasofya 3745.
İbn Sina (Ebu Ali el-Hüseyin b. Abdullah): e/-KônOnft't-ttbb. Çev. Mustafa b. Ahmed b. Hüseyin ei-Tokadl: Tebhizü'l Mathun (18 yy), Süleymaniye Ktp., Hamidiye, no. 1015.
İbn-i Şerif: Yadigôr ft't-Ttbb (15'inci yy), iü Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi Ktp., no. 155 ve 311. isa Efendi b. Ali ei-Sakızl: Müfredat"t isa Efendi ft't-Ttbb (17 yy.), Süleymaniye Ktp., Hekimoğlu no. 567 ve Yeni
Camii no. 1174; iü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Ktp., no. 580. Kitôbmin e/-T!bbft'I-Ahkômi'I-Külliyôtve'I-Edviyôtü'f-Müfredôt. Süleymaniye Ktp., Ayasofya no. 3748. Mehmed Mü' min et-Tankabuni·(1669): Tuhfetü'l Mümfnfn. Çev. Ahmed Sani b. Hüseyin b. Hasan: Gunyetü'l Mu
hassılln fı Tercemet-i Tuhfeti'l- Mümlnln (1733). Süleymaniye Ktp., Fatih, no. 3589; iü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Ktp., no. 359, 562.
Ni dal: Menôftü'n-nôs. iü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Ktp. no. 52 ve 65.
106 Nil Sarı: a.g.e. 107 :su kelime, Arapça "devr" kelimesinin çoğuludur. "Devirler" demektir. Türkçe, Farsça ve Arapça mGsikl kitaplarına bu ad
verilmiştir. Makamlar, perdeler bilhassa usuller daire şeklinde şemalar halinde gösterildiği için böyle denmiştir." Yılmaz Öztuna, Türk MOsikisi Kavram ve Terimleri Ansiklopedisi, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2000, s. 109.
108 Nil Sarı, "Ottoman Music Therapy." 39th International Congress on the History of Medicine (September, 5-10, 2004- Bari-Metoponto-ltaly) Proceedings, Vol.3 (Ed: AM Somma), pp.14S-151, ltaly 2006.
ULUSlARARASI iSlAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU /08-ll EKiM 2015'"""" 65 j
Siyah! (el-Ka ramanimin Beled-i Larend Derviş Siyahi): Lugat-J Müşki/ôt-1 Eczô (17 yy.), iü Cerrahpaşa Tıp Fak. Tıp Tarihi Müzesi Ktp. no. 19/2 ve 413.
ŞuGrl: Ta'dilü'IEmzice. iü Cerrahpaşa Tıp Fak. Tıp Tarihi Müzesi Ktp. no., 279. Tabiatnôme (Farsça' dan çeviri, 14 yy.):· Beslenme ile sağlık arasında kurulan ilişki "ekmekler, sular, etler, sebzeler,
baharatlar, tatlılar, meyveler" başlıkları altında ele alınır. Prof. Dr. ismail Hikmet Ertaylan'ın tıpkı basımını neşrettiği nüsha çalışılmıştır.
Tabh-ı et'ime'ye ait eski birtıp kitabı Millet Ktp. (Ali Emiri Ktp.) Müteferrik, no. 143'de kayıtlıdır. Bu yazma eser yemek tarihimiz bakımından son derece önemlidir. içinde birçok yemek, şerbet, tatlı vs.nin tarifi verilir ve sağlığa tesirleri belirtilir.
Zeynel Abidin b. Halil: Şifaü'I-Fuad, i.ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Kütüphanesi, no. 35.
Matbu Kitaplar Abdülvehhab bin Yusuf ibn-i Ahmed ei-Mardanl: Kitôbu'l- Müntehabfi't T1b (823/1420). Haz. Ali Haydar Bayat,
istanbul 2005. Celalüddin Hızır (Hacı Paşa): Müntehab-1 Şifô Giriş Metin. Haz. Zafer Önler, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu, Türk Dil Kurumu Yay.,no. 559, Ankara 1990. Eşref bin Muhammed: Hazô'inü's Saô'dôt {864/1460}. Haz. Bed i N. Şehsuvaroğlu. TürkTarih Kurumu Yay., IX seri,
sa. 9, Ankara 1961. Geredeli isnak b. Murat: ishôk bin Murôd Edviye-i Müfrede (792/1390).Yay Haz. Mustafa Canpalat-Zafer Önler.
Türk Dil Kurumu Yay., Ankara 2007. Kemôliye. Orijinal Metin, Sözlük, Sadeleştiriimiş Metin, Tipki Bas1m. Yay. Haz. Ali Haydar Bayat, Merkezefendi Ge
leneksel Tıp Derneği, istanbul2007. Kitôbü' Mühimmôt. XV. Yüzylfda Yazlfm1ş Bir T1p Eseri. Haz. Sadettin Özçelik. Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı
Yay., Ankara 2001. Muhammed bin Mahmud-ı Şirvanl: Mürşid {Göz Hasta!Jklan). Haz. Ali Haydar Bayat-Necdet Okumuş. Atatürk
Kültür Merkezi Başkanlığı Yay., Ankara 2004. Osman Hayri Mürşid b. Halil Tarsus!: KenzO's-SJhhatü'I-Ebdaniye Eser-i Mürşid-i Osmaniye. Matbaa-i Osmaniye,
istanbul1298/1881. Salih bin Nasrullah: Gayetü'l Beyan fi Tedbir-i Bedeni'! insan. Doktora Tezi. Haz. Zekiye Gül El bir, Elazığ 2000. Şirvanlı Mahmud: Kemôliye (Giriş-inceleme-Cümle Bilgisi-Metin-Sözlük). Yay. Haz. MuhammetYelten. iü Edebiyat
Fakültesi Yay., no. 3255, istanbul1993. Tabib ibn-i Şerif: Yôdigôr. 15. Yüzyıl Türkçe Tıp Kitabı Yadigar-ı ibn-i Şerif. Ed. Orhan Şahin, Yerküre Yay., c. 1, istan
bul 2003; c. ll, istanbul 2004. Tez, Zeki: Astronomi ve Coğrafyan m Kültürel Tarihi. Doru k, istanbul 2009. Uludağ, Süleyman: "Alem," Türkiye Diyanet Vakfi islam Ansiklopedisi, c. 2. istanbul1989, s. 360-361.
66 '"""'INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON TIME IN ISLAM lC CIVIUZATION /08-11 OCTOBER 2015
RESiMLER
Kan
t!J·•a ""-. Topr.:ıl: san safra ı<ar.ısafr.ı
Resim 1 Hıltlarve unsurlar n azariyesini temsil eden çizim
Resim 4 Felek Tasawuru (Zübdetü't-Tevarih, TiEM 1973)
Resim 5 Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. H. 400, v. 34a
Resim 6 Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. H. 400, v. 42a
Resim 2 Hacamat şişesi (Haluk Perk ~oleksiyonu)
Resim 3 Kan alma aletleri (Haluk Perk Koleksiyonu) Resim 7 Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. H. 400, v. 88a.
Resim 8 Falname, Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., H. 1703.
Resim 9 Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. H. 400, v. 31a.
Resim 10 Mettiliü's-Saade, BN suppl. Turc 242)
ULUSlARARASI iSlAM MEDENiYETiNDE ZAMAN SEMPOZVUMU / 08-11 EKiM 2015 """"67 1
Resim 11 Boğa burcu ve çeng (Metaliü'l Saade, BN, suppl, turc. 242)
Resim 12 Makamiann vücudun bölgeleriyle ilişkisini gösteren tasvir. (Mehmed Haşim: Musiki Mecmuası. Hariri Ma tb. 1. baskı 1269/ 1853)