EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE...

48

Transcript of EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE...

Page 1: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal
Page 2: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

2

Page 3: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

87

EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE

Avrasya Aile Hekimliği Dergisi

VOLUME 7 • YEAR 2018 • AUGUST • NUMBER 2 ISSN: 2147-3161

PUBLISHED THREE TIMES A YEAR

EURAS J FAM MED

Page 4: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal
Page 5: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

87

EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE

Avrasya Aile Hekimliği Dergisi

VOLUME 7 • YEAR 2018 • AUGUST • NUMBER 2 ISSN: 2147-3161

PUBLISHED THREE TIMES A YEAR

Editor-in-Chief

H. Nezih Dağdeviren

Editors

International Editorial Board

EURAS J FAM MED

Amanda Barnard (Australia) Amanda Howe (UK)

Ayfer Gemalmaz (Türkiye) Bruce LW. Sparks (South Africa)

Chris van Weel (Netherlands) Christos Lionis (Greece)

Daniel M. Thuraiappah (Malaysia) Davorina Petek (Slovenia)

Denis Puchain (France) Dilek Toprak (Türkiye) Eliezer Alkalay (Israel) Ersin Akpınar (Türkiye)

Esra Saatçı (Türkiye) Faisal A. Latif Alnasir (Kingdom of Bahrain)

Ferdinando Petrazzuoli (Italy) Füsun Ersoy (Türkiye)

Garth Manning (Thailand) Howard Tandeter (Israel)

Igor Svab (Slovenia) Iona Heath (UK)

İlhami Ünlüoğlu (Türkiye) Joao Sequiera Carlos (Portugal)

Johan Wens (Belgium) John Murtagh (Australia)

José Miguel Bueno Ortiz (Spain) Luc Martinez (France) Luis Pisco (Portugal)

Karen M. Flegg (Australia) Marius Marginean (Romania)

Mehmet Uğurlu (Türkiye) Michael Kidd (Australia)

Mümtaz Mazıcıoğlu (Türkiye) Nabil Alkurashi (Saudi Arabia)

Paul Van Royen (Belgium) Peter Kotanyi (Hungary) Pinar Topsever (Türkiye)

Richard Hobs (UK) Richard Roberts (USA)

Sarah Larkins (Australia) Süleyman Görpelioğlu (Türkiye)

Teresa Pawlikowska (UK) Tuncay Müge Alvur (Türkiye)

Turan Set (Türkiye) Ümit Aydoğan (Türkiye)

Valentina Madjova (Bulgaria) Wesley Fabb (Australia) Young-Sik Kim (Korea)

Zorayda E. Leopando (Philippines)

Owner: H. Nezih Dağdeviren (On Behalf of ESFAM) Responsible Managing Editor: Serdar Öztora Editorial Office:

Trakya University Medical Faculty, Department of Family Medicine (Aile Hekimligi), Balkan Campus, 22030, Edirne, Türkiye

Printed on acid-free paper in: Trakya University Press, Edirne, Turkey

Indexed in: Index Copernicus International, Turkiye Citation Index, J-Gate, Scientific Indexing Services,

Turk Medline, Global Impact Factor, InfoBase Index, Google Scholar

Mehmet Ungan (Türkiye) Serdar Öztora (Türkiye) Ayşe Çaylan (Türkiye)

Radost Asenova (Bulgaria)

Erdem Birgül (Language Editor) Necdet Süt (Biostatistics Editor)

Önder Sezer (Copy Editor) Ayça Çetinbaş (Copy Editor)

Page 6: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

EDITOR IAL

Dear Readers,

It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal of Family Medicine for the nine-teenth time.

Increasing number of readers and submitted papers as well as increasing impact of the journal are augment-ing our enthusiasm and energy to achieve new tar-gets.

We hope to announce new achievements of EJFM in a short period of time. Thank you for your interest and support.

Best Regards

Prof. Nezih Dagdeviren, MD Editor in Chief

EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE

Page 7: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

87

EURAS J FAM MED 2018;7(2):41-72

I N D E X / İÇ İN D E K İ L E R

Title / Başlık Authors / Yazarlar Review / Derleme 41. Hekimlik Pratiğinde Etkili İletişimin Yeri The Place of Effective Communication in The Practice of Medicine

Duygu Çiftetepe Öztürk, Hamdi Nezih Dağdeviren

Original Research / Orijinal Araştırma 47. The Efficacy and Safety of Rapid Antigen Detection Test in Adults: A Retrospective Study �� Erişkinlerde Hızlı Antijen Testinin Etkinliği ve Güvenirliği- Retrospektif Bir Çalışma

Guzin Zeren Ozturk, Dilek Toprak

Original Research / Orijinal Araştırma 53. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu Sıklığı Ve Uyku Kalitesinin Değerlendirilmesi Prevalence of Restless Leg Syndrome and Sleep Quality in Healthcare Workers

Nazlı Çelik, Memet Taşkın Egici, Dilek Toprak

Original Research / Orijinal Araştırma 61. Care Problems of Parents Who Have Children with Gastrostomy at Home � Gastrostomili Çocuğu Olan Ebeveynlerin Bakım Yükü Ve Etkileyen Faktörler

Remziye Semerci, Melahat Akgun Kostak, Ozlem Guray

Original Research / Orijinal Araştırma 68. Evde Sağlık Hizmeti Alan Hastaların Karşılanmamış İhtiyaçları The Unmet Needs of Home Healthcare Patients

Erdinç Yavuz

Page 8: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal
Page 9: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

41

Yücel H ve ark. Hepatit B Virüs Taşıyıcı Anne ve Bebeklerinin İzlemi

Hekimlik Pratiğinde Etkili İletişimin Yeri The Place of Effective Communication in The Practice of Medicine

AUTHORS/ YAZARLAR Duygu Çiftetepe Öztürk Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Edirne ORCID: 0000-0002-3131-8818

Hamdi Nezih Dağdeviren Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Edirne ORCID: 0000-0001-5428-4377

ÖZET

Hekimlik, insanın var oluşu ile başlayan ve insanlara sağlıkları ile ilgili yardımcı olabilmek için onlarla devamlı iletişim halinde bulunulması gereken önemli bir meslek grubudur. Hekimlerin hastalarını etkin dinleyen, etkili konuşan, aralarındaki iletişime engel olabilecek her türlü durumu ortadan kaldıran iletişim tekniklerine sahip olması beklenir. İletişimin doğuştan kazanılan bir yetenek olmayıp, süreç içerisinde kazanılan ve geliştirilebilen teknikler bütünü olması önemini arttırır. Hekim ile hastası arasındaki ilişki zaman içerisinde, hekimin talimatlarının hasta tarafından sorgusuz uygulandığı doktor merkezli yaklaşımdan uzaklaşarak, şikayetleri hakkında birçok kaynaktan, teknolojik imkanlardan faydalanarak bilgiler edinen ve muhtemel hastalığıyla ilgili kendisine yol gösterilmesini bekleyen hasta profiline doğru bir gelişim yaşamaktadır. Hekimlik pratiğinde etkili iletişimin önemi her geçen gün artmaktadır. Bu durumda hekimlerin gerek hizmet içi eğitimlerle, gerekse kişisel olarak etkili iletişim becerilerini geliştirmesi önem kazanmıştır.

Anahtar kelimeler: iletişim, doktor hasta ilişkileri, aile hekimliği

ABSTRACT

Medical profession is an important group of professions that begins with the existence of human beings and must be in constant communication with people in order to help them with their health. It is expected that, physicians must possess communication techniques for effectively listening to their patients, speaking effectively, and removing any situations that may interfere with communication between them. Communication is not an innate skill, it is a collection of techniques that can be acquired and developed in the process and that increases its importance. Over time the relationship between the physician and the patient is getting away from the doctor-centered approach where the physician's instructions are applied unquestioningly by the patient and it is developing towards the patient profile who is obtaining information from many sources, including utilizing technological opportunities, about his complaints and waiting to be guided about his possible illness. The importance of effective communication in the practice of medicine increases day by day. In this case, it has become important for physicians to develop effective communication skills, either through personal development or with in-service trainings.

Keywords: communication, physician-patient relations, family practice

Corresponding Author / İletişim için Dr. Duygu Çiftetepe Öztürk Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Edirne E-mail: [email protected] Date of submission: 02.07.2018 / Date of acceptance: 31.07.2018

REVIEW / DERLEME 2018

İletişim, insanın karşısındaki kişilerin fikirlerini, düşüncelerini anlamaları ve kendi fikirlerini de karşısındaki kişilere aktarabilmesi için gerekli ifadelerin bütünüdür. Bu bağlam da iletişimin kişi ve toplum için yaşamsal bir değeri vardır (1). İnsanların iç içe olduğu sağlık hizmetlerinde, hem sağlık çalışanları hem de hasta ve hasta yakınlarıyla, etkili bir iletişim kurulabilmesi şarttır. Sağlık hizmeti sağlayıcılarının hastaları ile kurdukları iletişimin amacı; hastanın tıbbi öyküsünü alıp, tanısını koyarak, uygulayacağı tedaviye karar vermek ve bu tedavinin hasta tarafından düzenli uygulanmasını sağlayarak sağlık bakımının etkinliğini arttırmaktır (2).

Page 10: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

42

Çiftetepe Öztürk D ve ark. Hekimlik Pratiğinde Etkili İletişimin Yeri. Euras J Fam Med 2018;7(2):41-46

Etkili bir iletişim becerisine sahip hekim; karşısındakilerle yapıcı ilişkiler kurup, karşılaştıkları problemlere daha sağlıklı ve etkili çözümler üretir (3). Hekim hastası ile etkili iletişim kuramazsa; hastanın ne ifade etmek istediğini anlayamaz ve hekim kendini hastasına ifade etmekte yetersiz kalır. İletişim eksikliğinin sebep olduğu eksik veya yanlış tanı, tıbbi uygulama ile ilgili hata ve aksaklıkları beraberinde getirir. Bu açıdan hekimlerin etkili iletişim kurmaları beklenir ve önemlidir (4,5).

Aile hekimlerinin etkili iletişim becerilerine sahip olması beklenen temel yetenekler arasındadır. Aile Hekimliği bir disiplin olarak; kişilerin sağlık ihtiyaçlarını fiziksel, ruhsal, kültürel, toplumsal ve varoluşsal (spiritüel) boyutlarıyla ele alır. Kişi, ailesi ve topluma yönelik olan sağlık ihtiyaçlarını ve sağlık beklentilerini bütüncül ve hasta merkezli yaklaşım ile etkin iletişim kurarak karşılar (6,7).

Aile sağlığı merkezleri, bireylerin sağlık hizmeti ile karşılaşmada ilk tıbbi temas noktasıdır. Burada kurulan etkili hekim-hasta ilişkisi, sunulan hizmetin etkinliği ve kalitesi ile koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerini önemli ölçüde etkiler (6). Hekim ile hasta arasında kurulan doğru iletişimle hasta memnuniyeti artar ve buna paralel olarak hastanın sağlık uygulamalarından aldığı olumlu sonuçlarda da artış gözlenir (8). Hastaların sağlığa bakış açısının ve beklentilerinin ne ölçüde karşılandığını gösteren hasta memnuniyeti, sunulan sağlık bakımının kalitesi ve sonuçlarını gösterir (9,10).

Aile hekimleri; kendisine başvuran hastaları tıbbi olarak bilgilendirir, şikayetlerini dinler ve anlar, hastasının güvenini kazanarak sağlıkla ilgili öz yönetim kazanmasını sağlar, tavsiyelere ve tedaviye uyum sağlamasına yardım ederek, sağlıkla ilgili kararlara katılım göstermesini sağlar (8). Hekim ile hasta arasında kurulan etkili iletişim, hastanın tıbbi bilgileri anlamasını kolaylaştırır; bunun yanında hastaların algılarını, beklentilerini ve ihtiyaçlarını daha iyi tanımlamalarını sağlar. Hekiminin iyi iletişim kurduğunu belirten hastalar bilgi paylaşmak, önerileri takip etmek ve tedaviye uyum sağlamak gibi tıbbi konularda memnuniyetlerinin yüksek olduğunu bildirmektedirler (11,12). Hekimler iletişim eğitimi

aldıklarında hastalarının aynı hekime başvurma oranlarında ve aynı hekime olan bağlılıklarında olumlu yönde artış olduğu gözlenmektedir (13).

Günümüzde yoğun toplumsal yaşamla birlikte etkili iletişimin sağlık hizmetlerinde kullanılması önem kazanmıştır. Karşılıklı bilgi alışverişinin yoğun olduğu bu çoklu yapıda, hasta ve hasta yakınlarının belli bir stres ortamında şikayetleriyle başvurmaları, kişilerin bu stres ortamına iş, eğitim, aile, sosyal yaşam gibi bir çok kişisel unsurlarında eklenmesi iletişim karmaşasına ve takibinde iletişim sorunlarına dönüşebilir. Buna ek olarak sağlık hizmet sunumunda yapılan değişiklikler iletişim ihtiyacını daha da arttırır. Bu şartlarda etkili iletişim becerilerine sahip olmak günümüz sağlık hizmet sunumunda zorunluluk haline gelmiştir (14).

İletişim becerileri doğuştan sahip olunan bir yetenek olmayıp, zaman içinde kazanılan teknikler bütünü olduğundan öğrenilebilir olması yaşamsal bir öneme sahiptir. Hekimler açısından iletişim becerisi; hastaya ayırdıkları zaman, hastaya yaklaşımları, kullandıkları dil, uyguladıkları vücut dili dahil bir çok faktörden etkilenir. İletişimde ne söylenildiği yanında, nasıl söylenildiği de önemlidir (8,15).

Hasta ile hekim arasındaki iletişim, bir başkası tarafından temsil edilemez nitelikte olup, temel klinik bir işlevi vardır. Hastaların endişe ve kaygılarının dinlendiği, aktif dinleme basamağı iletişim becerileri içerisinde en zor ve en önemli basamaktır ve hekimde olması istenen en önemli niteliklerdendir. Aktif dinleyici olmak, karşıdan gelen tüm bilgileri, sözlü mesajları, sözsüz mesajları, dil sürçmelerini, ses tonunu, yüz ifadesini, vücut hareketlerini, vücut dilini içeren iletilerin tamamını toplayabilmeyi bunun için de hastaya konsantre olmayı gerektirir (8,16).

Dil iletişimde birinci araçtır ama yalnızca sözcükler iletişimde yeterli değildir. Yüz ifadeleri, jestler ve mimikler, göz hareketleri, el/kol hareketleri, davranış, dokunuş, mesafe, kişisel mekân ve görünüş gibi kavramlar sözsüz iletişim süreçleri arasındadır. Tüm bunların hekim tarafından etkin ve doğru kullanımı ve hasta tarafından bu mesajın algılanması için sözsüz iletişim becerilerine sahip olmak gerekir. Sözsüz iletişim sözlü iletişime göre hasta üzerinde

Page 11: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

43

Çiftetepe Öztürk D ve ark. Hekimlik Pratiğinde Etkili İletişimin Yeri. Euras J Fam Med 2018;7(2):41-46

daha çok etki bırakır. Bir bakış, başın bir hareketi, bir mimik duygu ve düşünceleri sözcüklerle ifade etmekten daha fazla anlam taşımaktadır (8,17,18).

Sağlık hizmetlerinde etkili bir iletişim kurmak için sözsüz iletişim, başka bir ifadeyle beden dili kullanımı önemlidir. Sözsüz iletişim hasta üzerinde olumlu etki bırakır ve hekime olan güveni arttırır (19,20). Sözsüz iletişimin terapötik ilişki ile ilgili olduğu, hastaların hekimlerinin tıbbi tavsiyesine uyumu ve ilaç uyumunu artırdığı, klinik sonuçlarda iyileşme ve hasta memnuniyetinde artış sağladığı gözlenir (21).

Hastayla hekim arasında hekimin tıbbi bilgilerinin daha fazla olduğu ve bu bilgileri kullandığı, hastanın bedeniyle, kendisiyle ve iç dünyasıyla ilgili önemli ve özel durumları anlattığı, iki kişi arasında eşit seviyede olmayan bir ilişki kurulur; bu nedenle hastanın hekime duyduğu güven çok önemlidir. Bu güven sayesinde iletişimi aktarım sürer. Hastanın, hekimin kendisine dürüst davranacağı ve hasta haklarını gözeteceği konularında beklentisi vardır. Güven duygusunu etkileyen öğeler arasında hastanın hekim hakkındaki olumlu izlenimleri, görüşme süresinin yeterli olması, hekimin hasta merkezli iletişim kurması, hekimin hastayı bilgilendirme düzeyi gibi faktörler vardır (17,22).

Hekim hastası ile ilk karşılaştığı andan itibaren hasta açısından ilk izlenimini oluşturur. Hastası ile ilk karşılaşmada hekim kendine güvenen sıcak bir gülümseme ve dozunda bir el sıkışma ile hastayı karşılamalıdır. Fiziksel görünüş ve hekimin duruşu sözel olmayan iletişimde önemli bir yer alır. Bu yüzden hekimler olumlu ve yerinde bir ön izlenim sağlamak için her zaman bakımlı olmalı, dış görünüş ve giyim kuşamına önem vererek beden dilini etkili kullanmalıdır (8,19). Yüz ifadesi, mimikler, jest ve vücut hareketleri ve fiziksel görünümü içeren sözsüz iletişimin hekim tarafından etkin kullanılması ilk klinik karşılaşmayı olumlu etkiler, hastaların hekimle ilgili olumlu geri bildirimleri artar ve sonraki hasta hekim karşılaşmasındaki olumlu ilişkinin kurulmasında önemli rol oynar (17). Tıbbı uygulamaların temeli ilk karşılaşma anından itibaren başlayan sözsüz iletişim, beden dili ile kurulur. Güçlü bir hekim hasta iletişimi tıbbi uygulamalardaki başarı

oranını etkiler (23). Hekimle hasta düşünce ve duygularının

birbirlerine aktarmak için bir takım bilgi ve semboller içeren mesajlar üretir ve karşısındakinin bunu algılayıp yorumlayarak geribildirim yapması beklenir (24,25). Anlaşılamayan her mesaj bu süreçte iletişimi engeller. Hekim tıbbi terminoloji kullanarak hastasına tıbbi bilgi veriyorsa, verdiği mesaj hasta tarafından algılanamayacağından iletişim süreci olumsuz etkilenir. Benzer olarak beden dilini çözmemiş bir hekim, hastasının bu yolla verdiği mesajı anlayamaz ve hastasının sorununu çözemez (26,27). Yetenek ve bilgi açısından donanımlı bir hekim, hastası ile etkili bir iletişim kuramıyorsa klinik olarak aldığı sonucun zayıf olacağı aşikardır (8,16). Özellikle daha iyi sağlık hizmeti verilmesi açısından hasta-hekim arasındaki iletişime engel olacak durumların azaltılması önemlidir (23).

Hekimler ilk 18 saniyede hastasının kendisini ifade etmesini beklemeden sözünü kesmektedir. Bu durum görüşmelerin %69’unda böyledir. Hastaların hekimler tarafından sözü kesilmeden ilk şikayetlerini aktarmak için sadece 18 saniyeleri olduğu görülmektedir. Çoğu zaman da hekimlerin hastasının sadece bir şikayetini söyledikten sonra hastanın sözünü keserek iletişimi durdurduğu saptanmıştır. Hasta şikayetlerine odaklanıp kendi ifadesi ile sağlığı hakkında daha fazla bilgi vermeye çalışırken, hekimler soru sorarak hastanın sözünün kesilmesine ve hastanın dikkatini dağıtarak odaklanmasının bozulmasına sebep olabilir. Bu yüzden hasta şikayetlerini anlatırken konuyu daha iyi anlamak, bir durumu netleştirmek, hastanın kaygısını azaltmak veya hastaya güvence sunacak ise hastanın sözü kesilebilir (8).

Tüm görüşmelerde olduğu gibi hasta-hekim görüşmelerinde de bazı hedefler bulunur; öncelikle hastanın tanısının konarak, gerekli tedavi için ortak hareket ederek, etkili bir iletişim kurulması esastır. Hastanın bireysel değerleri, kültürü ve yaşam biçimi tedavi süreçlerini pozitif veya negatif yönlerden etkileyeceği için hekimin bu değerlerin farkında olması çok önemlidir. Hastasını sosyal bir varlık olarak değerlendirip, yapılacak müdahale ve işlemler sürecine hastasını da dahil etme hekimin önemli bir

Page 12: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

44

Çiftetepe Öztürk D ve ark. Hekimlik Pratiğinde Etkili İletişimin Yeri. Euras J Fam Med 2018;7(2):41-46

sorumluluğudur (28). Hastalarının iletişim tercihlerini anlayan,

demografik, psikolojik, sosyal ve tıbbi değişkenlerinin farkında olan hekimlerin hastasına özgü iletişim modelini uygulamasının yararlı olduğu ve hasta memnuniyetini arttırdığı gözlenmiştir (29). Günümüzde sağlık hizmetlerinde, hastanın düşünce ve değerleri giderek artan bir etki oluşturmaktadır. Hastanın sağlık hizmetlerinden beklentilerinin artması, tıbbi sonuçlarda olan belirsizlikler, hastaların şikâyetleri ile ilgili bilgilere teknolojik imkanlar dâhilinde kolay ulaşması gibi bir çok etken, hekimin hastası ile birlikte karar vermesi yönünde hareket etmesine neden olmuştur (30).

Hekimlik mesleği, zaman içerisinde hekim ile hastası arasındaki ilişkide, hekimin talimatlarının hasta tarafından sorgusuz uygulandığı doktor merkezli yaklaşımdan uzaklaşarak, şikâyetleri hakkında birçok kaynaktan, teknolojik imkânlardan faydalanarak bilgiler edinen ve muhtemel hastalığıyla ilgili kendisine yol gösterilmesini bekleyen hasta profiline doğru bir gelişim yaşamaktadır (31,32).

İletişimle ilgili pek çok bileşen geniş olarak tariflenmiş olup bir çoğu aile hekimliği sağlık hizmeti sunumunda etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Uygun bir iletişim, hekim ile hasta merkezli yaklaşımları bütünleştirmektedir. Hekimleri ile aralarındaki iletişimin iyi olduğunu belirten hastalar, bilgilerin aktarılmasında ve hekimin verdiği tedavilerin uyumlu olarak takip edilmesi gibi sağlık bakımı hizmetlerinden memnun olduklarını ifade etmektedirler.11 Hasta merkezli yaklaşımda, hastaların sağlık durumları ile ilgili yapılacak tedavi kararlarının hastaya bırakılması hekimlerin tıbbi bilgilerine dayalı olarak vereceği hizmetten vazgeçtiği anlamına gelmez. Hastayı klinik karar verme sürecine dahil etme ve hastanın gündemini belirlemeyi içerir. Hasta merkezli yaklaşımda hekim hasta arasında güç paylaşımı ve dengesi vardır. Hekim ile hastanın

karşılıklı ve dengeli bir iletişim kurduğu hasta merkezli yaklaşım, daha çok tercih edilen bir yaklaşım olarak kabul görmektedir. Son dönemde yapılan çalışmalar hasta merkezli yaklaşım modelinin birinci basamak temel sağlık hizmetlerini başarılı kılmasında büyük rol aldığını desteklemektedir (31).

Sağlık hizmetlerinde iletişim becerilerinin uygulanması anlamlı ve güvenilir bir ilişkinin önemli bir parçasıdır ve karşılıklı olarak fayda sağlar. Hastasının şikayetlerinin hekim tarafından iyi anlaşılması doğru tanı açısından önemlidir. Bu durum hekimin öneri ve tedavilerine hastanın uyumunu arttırır. Hekimin iş ile ilgili tatminini arttırdığı gibi hastanın da iyileşmesini sağlayarak hastanın yaşam kalitesi üzerinde pozitif etkileri vardır (17,18).

Hekim ile hastası arasındaki etkili iletişim, hastanın aynı hekime gitmesini ve sağlık sürekliliğini arttıracaktır. Bu süreç içerisinde hastası hakkında daha fazla gözlem yapma imkânı bulan hekim, hastasının şikâyetlerine çözüm noktasında daha etkili olacaktır. Hastasının son durumu hakkında fikir sahibi olan ve güncel bilgilere sahip olan hekim gereksiz tahlil ve tetkikleri istemeden hastasının tedavisini gerçekleştirecektir. Komplikasyonsuz, ekonomik, etkili ve hızlı bir tedavi sağlayarak hastaların iyileşmelerine yardımcı olmak için, iletişim becerileri konusunda yeterli düzeyde eğitim almış birinci basamak hekimlerin bulunması ve bunların hizmet içi eğitimlerle desteklenmesi gereklidir (33,34).

Sonuçta hekimlik pratiğinde etkili iletişimin önemi her geçen gün artmaktadır. Hastaların tedaviye uyumları, sağlık sonuçlarının yükselmesi, memnuniyet düzeylerinin artışı bunun somut göstergesidir. Hekimin anlaşılır bir dil kullanma, aktif dinleme, beden dilini etkin kullanma, iletişime engel olan unsurların farkında olma gibi etkili iletişim becerilerine sahip olması için gerek hizmet içi eğitimlerle, gerekse kişisel olarak kendisini geliştirilmesi önem kazanmıştır.

Page 13: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

45

Çiftetepe Öztürk D ve ark. Hekimlik Pratiğinde Etkili İletişimin Yeri. Euras J Fam Med 2018;7(2):41-46

Kaynaklar

1. Kaptanoğlu AY. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde iletişim kavramı ve iletişim becerileri. Ünlüoğlu İ, Kaptanoğlu AY, Özer C (Editörler). Aile sağlığı merkezi yönetimi. İstanbul: Akademi Yayınevi; 2012:262-76.

2. Aşçı Ö, Hazar G, Yılmaz M. Sağlık yüksekokulu öğrencilerinin iletişim becerileri ve ilişkili değişkenler. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2015;6(3):160-5.

3. Erci B, Çokbekler N, Kevser I. Aile sağlığı merkezlerinde çalışmakta olan ebe ve hemşirelerin iletişim becerilerinin değerlendirilmesi. Bozok Tıp Dergisi 2017;7(1):49-53.

4. McWhinney IR, Freeman T. Hasta-hekim iletişimi. Gündal AD (çeviri ed.) McWhinney’in aile hekimliği. 4. baskı. Adana: Çukurova Nobel Tıp Kitabevi; 2016:173-202.

5. Kee JWY, Khoo HS, Lim I, Koh MYH. Communication skills in patient-doctor interactions: learning from patient complaints. Health Professions Education 2018;4(2):97-106.

6. Ungan M, Özdemir K. Aile hekimliği ağacı. Turkiye Klinikleri J Fam Med-Special Topics 2016;7(6):8-14.

7. Sucaklı MH. Akut hastalık

yönetiminin psikososyokültürel ve varoluşsal boyutu. TJFMPC 2014;8(4):117-23.

8. Rakel RE. Establishing rapport. In: Rakel RE, Rakel DP (eds). Textbook of family medicine. 9th.ed. Philadelphia: Elsevier Saunders; 2016:141-56.

9. Marcinowicz L, Chlabicz S, Grebowski R. Patient satisfaction with healthcare provided by family doctors: primary dimensions and an attempt at typology. BMC Health Services Research 2009;9(63):1-5.

10. Biçer Şahin B, Görpelioğlu S, Yıkılkan H, Akbıyık D, Aypak C. Reliability and validity of Turkish version of scale of patient overall satisfaction with primary care physicians (SPOSPCP). TJFMPC 2017;11(3):159-63.

11. İğde FA, Şahin G. Aile hekimliğinde hasta hekim görüşmesi. Turkiye Klinikleri J Fam Med-Special Topics 2017;8(2):103-6.

12. Arda H, Ertem M, Baran G, Durgun Y. Dicle Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde çalışan hekim ve hemşirelerin hasta iletişimi konusundaki görüşleri. İÜFN Hem Derg 2007;15(59):68-74.

13. Nakanishi T. Disclosing unavoidable causes of adverse events improves patients’ feelings towards

doctors. Tohoku J Exp Med 2014;234(2):161-8.

14. Aydın BA, Şahin E. Hastanede hasta ve yakınları düzeyinde görülen iletişim problemlerinin çözümüne yönelik bir model önerisi. OÜSOBİAD 2017:64-94.

15. Kumcağız H, Yılmaz M, Çelik SB, Avcı, İA. Hemşirelerin iletişim becerileri: Samsun ili örneği. Dicle Tıp Dergisi 2011;38(1):49-56.

16. Chung H, Lee H, Chang DS, Kim HS, Lee H, Park HJ, et al. Doctor's attire influences perceived empathy in the patient-doctor relationship. Patient Education and Counseling 2012;89(3):387-91.

17. Ranjan P, Kumari A, Chakrawarty A. How can doctors improve their communication skills? JCDR 2015;9(3):JE01-4

18. Özkan Z. Hasta iletişiminde beden dilinin gücü. Zeynep Kamil Tıp Bülteni 2008;39(2):87-91.

19. Yengil E. Beden dili ve iletişim becerilerinde pratik önemi. Ünlüoğlu İ, Kaptanoğlu AY, Özer C (Editörler). Aile hekimliğinde iletişim. İstanbul: Akademi Yayınevi; 2013:107-14.

20. Bingöl G, Demir A. Amasya Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin iletişim becerileri. Göztepe Tıp

Page 14: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

46

Çiftetepe Öztürk D ve ark. Hekimlik Pratiğinde Etkili İletişimin Yeri. Euras J Fam Med 2018;7(2):41-46

Dergisi 2011;26(4):152-9. 21. Wong CKM, Yip BHK,

Mercer S, Griffiths S, Kung K, Wong MCS, at al. Effect of facemasks on empathy and relational continuity: a randomised controlled trial in primary care. BMC Family Practice 2013;14(1):200.

22. Atıcı E. Hasta-hekim ilişkisini etkileyen unsurlar. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2007;33(2):91-6.

23. Doğan E, Hıdıroğlu S, Karavuş M. Birinci basamak hekimlerinin hastalarla ilgili karşılaştıkları sorunların değerlendirilmesine yönelik niteliksel bir araştırma. İTPF 2017;8(1):2-10.

24. Balcıoğlu H. Ünlüoğlu, İ. İletişimin temelleri. Turkiye Klinikleri J Fam Med-Special Topics 2017;8(2):111-5.

25. Buluş M, Atan A, Sarıkaya HE. Effective communication skills: a new conceptual framework and scale

development study. IOJES 2017;9(2):1-16.

26. Soysal A, Öke P, Yağar F, Tunç M. Örgütsel iletişim ve iş tatmini düzeylerinin incelenmesi: bir özel hastane örneği. Selçuk Ün Sos Bil Ens Der 2017;(37):243-53.

27. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı [internet]. Sağlık hizmetleri iletişim süreci [cited: 2018 Jul 5]. Available from: http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller/%C4%B0leti%C5%9Fim%20S%C3%BCreci.pdf

28. Emanuel EJ, Emanuel LL. Four models of the physician-patient relationship. JAMA 1992;267(16):2221-6.

29. Fujimori M, Akechi T, Uchitomi Y. Factors associated with patient preferences for communication of bad news. Palliative & Supportive Care 2017;15(3):328-35.

30. Özçakır A. Hekim-hasta ilişkisi: karar verme sürecinde

hastanın yeri. Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences 2014;24(4):411-5.

31. Kıyunat Z, Dağdeviren HN. Hasta merkezli yaklaşım. Turkiye Klinikleri J Fam Med-Special Topics 2017;8(2):89-92.

32. Gülcemal E, Keklik B. Hastaların hekimlere duydukları güveni etkileyen faktörlerin incelenmesine yönelik bir araştırma. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 2016;8(14):64.

33. Aktürk Z, Dağdeviren N (Editörler). Aile hekimliğinin kilometre taşları Millis ve Willard raporları. İstanbul: TAHUD Yayınları; 2004:114-25.

34. Jones M. Communicating with patients. In: Ungan M, Steylaerts C (Eds.). World book of family medicine-European edition. Slovenia: WONCA Europe; 2015:13-5.

Page 15: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

47

Yücel H ve ark. Hepatit B Virüs Taşıyıcı Anne ve Bebeklerinin İzlemi

The Efficacy and Safety of Rapid Antigen Detection Test in Adults: A Retrospective Study Erişkinlerde Hızlı Antijen Testinin Etkinliği ve Güvenirliği: Retrospektif Bir Çalışma

Introduction

Anti-microbial resistance (AMR) is the ability of microorganisms, such as bacteria, viruses and some parasites to stop an antimicrobial, such as antibiotics, anti-virals and anti-malarials from working against them. As a result, standard treatments become ineffective and infections can persist and spread to others (1). Inappropriate antibiotic use is one of the reasons for developing AMR.

AUTHORS/ YAZARLAR Güzin Zeren Öztürk Family Medicine Clinic, University of Health Sciences, Şişli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital, İstanbul, Turkey ORCID: 0000-0001-7730-2929

Dilek Toprak Department of Family Medicine, Namık Kemal University, Tekirdag, Turkey ORCID: 0000-0001-5119-9089

ABSTRACT

Aim: Acute respiratory infections are one of the diseases in which antibiotics are inappropriately used. Our study aim was to define the efficacy and safety of the rapid antigen detection test in decreasing the inappropriate use of antibiotics in adults.

Methods: This was a retrospective study on patients over 15 years of age who came to our clinic because of sore throat from September 2016 to 2017. Data on culture, rapid antigen detection test results, and the prescribed drugs were recorded from their files and were expressed as frequencies. Statistical analyses were performed by the Chi-square test and Student’s t-test, with p <0.05 accepted as statistically significant.

Results: Among a total of 2426 patients, the rapid antigen detection test and culture results had a perfect fit (κ=0.911) and had no statistically significant differences (p=0.125). Using culture as the standard, the rapid antigen detection test had a sensitivity of 86.4%, specificity of 99.9%, positive predictive value of 97.4%, negative predictive value of 99.2%, and correct awareness rate of 99.1%.

Conclusion: The use of rapid antigen detection test in cases with pharyngitis could make antibiotic prescription safe and appropriate.

Keywords: respiratory tract infections, antibiotics, antibacterial drug resistance

ÖZET

Amaç: Akut solunum yolu enfeksiyonları, antibiyotiklerin uygunsuz şekilde kullanıldığı hastalıklardan biridir. Çalışmamızın amacı, yetişkinlerde uygun olmayan antibiyotik kullanımını azaltmada hızlı antijen saptama testinin etkinliğini ve güvenilirliğini araştırmaktır.

Yöntem: Bu çalışma Eylül 2016- 2017 tarihleri arasında kliniğimize boğaz ağrısı nedeniyle gelen 15 yaş üstü hastaların retrospektif olarak tarandığı bir çalışmadır. Kültür, hızlı antijen tespit testi sonuçları ve reçete edilen ilaçlarla ilgili veriler dosyalarından kaydedildi. Gerekli olan istatistiksel analizler yapıldı (Ki-kare testi ve Student's t-testi). p<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Bulgular: Toplam 2426 hasta arasında hızlı antijen tespit testi ve kültür sonuçları mükemmel uyum sağlamış (κ=0,911) ve istatistiksel olarak anlamlı fark (p=0,125) göstermedi. Hızlı antijen tespit testinin duyarlılığı %86,4, özgüllüğü %99,9, pozitif prediktif değeri %97,4, negatif prediktif değeri %99,2 ve doğru farkındalık oranı %99,1 idi.

Sonuç: Boğaz ağrısı ile gelen olgularda hızlı antijen tespit testinin kullanımı ve sonuca göre antibiyotik reçetelemesi uygunsuz antibiyotik kullanımını azaltacaktır.

Anahtar kelimeler: solunum yolu enfeksiyonları, antibiyotikler, antibakteriyel ilaç direnci

Corresponding Author / İletişim için Uzm. Dr. Guzin Zeren Ozturk Şişli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital, Family Medicine Clinic, Istanbul, Turkey E-mail: [email protected] Date of submission: 29.12.2017 / Date of acceptance: 14.08.2018

ORIGINAL RESEARCH / ORİJİNAL ARAŞTIRMA 2018

Page 16: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

48

Ozturk GZ ve ark. The Efficacy and Safety of Rapid Antigen Detection Test in Adults. Euras J Fam Med 2018;7(2):47-52

Acute respiratory infection (ARIs), which is most commonly caused by viruses, is one of the diagnoses for which antibiotics are inappropriately used (2). For example, pharyngitis is mostly caused by viruses and only 5% to 10% are caused by Group A beta-hemolytic streptococcus (GAS). Majority of ARIs are treated at primary care centers (3). According to the Centers for Disease Control and Prevention treatment guidelines for ARI, patients who meet two or more Centor criteria (e.g., fever, tonsillar exudates, tender cervical lymphadenopathy and absence of cough) should undergo a rapid antigen detection test (RADT). Antibiotic treatment is not recommended for patients with negative RADT results (4). In our daily practice, false-negative or false-positive test results can sometimes occur.

Our study aim was to define the efficacy and safety of RADT in adults.

Methods

Patients more than 15 years old who came to our clinic from September 2016 to 2017 for sore throat were included in this retrospective study. According to our clinical procedures, only the patients who fulfilled two or more Centor criteria were simultaneously cultured and tested by RADT. Data on culture, RADT results and the prescribed drugs were recorded by

scanning the files retrospectively. A total of 2426 patients with sore throat came to our polyclinics between September 2016 and 2017 (Fig. 1); 1242 (51.2%) were men and the mean age was 34.40 ± 15.6 years (range, 15–92 years).

Figure 1. Study design The socio-demographic features of the study

group are shown in Table 1. According to the Centor criteria, 71.8% (n=1613) of the patients scored 0, 1 and were treated as viral infection, whereas 28.2% (n=813) underwent simultaneous culture and RADT. Of the 2426 patients, only 1.6% (n=39) were RADT-positive and 1.81% (n=44) were culture-positive.

The study was approved by the ethics committee of Sisli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital on 3th October 2017 (Number:1700).

Table 1. Sociodemographic features of patients and associations between RADT and Culture

n

%

RAD p

Culture p

+ n (%)

- n (%)

+ n (%)

− n (%)

Age groups

15–19 119 14.6 5 (%4) 116 (% 96)

<0.001

5 (%4) 114 (% 96)

<0.001 20–34 514 63.2 15 (%3) 499 (%97) 16 (%3) 498 (%97)

35–49 139 17.1 15 (%11) 124 (%89) 16 (%12) 123 (%88)

50–64 41 5.0 6 (%15) 35 (%85) 7 (%17) 34 (%83)

Gender

Men 601 73.9 20 (%3) 581 (%97) 0.001

22 (%4) 579 (% 96) <0.001

Women 212 26.1 19 (%9) 193 (%91) 22 (%10) 190 (%90)

Page 17: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

49

Ozturk GZ ve ark. The Efficacy and Safety of Rapid Antigen Detection Test in Adults. Euras J Fam Med 2018;7(2):47-52

Measures Centor criteria: The Centor criteria were

developed to trace patients with streptococcal tonsillitis and comprise fever, tonsillar exudate, tender cervical nodes and absence of cough (5). Patients who score 0–1 points are diagnosed to have viral pharyngitis, whereas those who score 2 or more points are recommended to undergo RADT to determine the need for drug therapy.

Rapid Antigen Detection Test: Rapid antigen testing to detect GAS infection provides important information for decision-making on antibiotic use for patients with acute pharyngitis. The Infectious Diseases Society of America guidelines on streptococcal pharyngitis recommended using a rapid test in patients with a modest probability of GAS infection (6). Antibiotics are prescribed to those with a positive rapid test and withheld in those with negative rapid test.

Culture: Throat swab samples were submitted to our laboratory for culture. Samples were seeded on a blood agar plate and incubated at 37 °C in a 5% CO2 atmosphere for 48 hours. Culture growth of any number of beta-haemolytic colonies was considered positive for group A beta-haemolytic streptococcus (GABHS).

Statistical analyses were performed using SPSS software version 20 (IBM SPSS, Chicago, IL, USA). Aside from the socio-demographic features, such as age and gender, results of RADT and culture and treatments were recorded. Frequencies were calculated. Chi-square and Student’s t-tests were used and p <0.05 was accepted as statistically significant.

Results

Among the 813 patients who underwent simultaneous culture and RADT, the mean age was 27.8 ± 10 years (range, 15–63 years). The associations of the socio-demographic features of the patients with the RADT and culture results are shown in Table 1. Female gender and the age group 35–49 years were significantly associated with RADT and culture positivity (p<0.001).

As shown in Table 2, there was a perfect fit

between the rapid test and the culture results (κ=0.911). There was no statistically significant difference between the rapid test and the culture results (p=0.125). Using culture as the standard, the RADT had a sensitivity of 86.4%, specificity of 99.9%, positive predictive value of 97.4%, negative predictive value of 99.2%, and correct awareness rate of 99.1%.

Table 2. The relation between Culture and RADT Culture Negative Positive Total RADT Negative n 768 6 774 % 99.2 0.8 100 Positive n 1 38 39 % 2.6 97.4 100 Total n 769 44 813 % 94.5 5.5 100

A total of 9.3% (n=76) of patients were prescribed

antibiotics according to the RADT and culture results (Table 3). Of these, 6.6% (n=51) were prescribed antibiotics, most commonly amoxicillin/clavulanate, despite RADT negativity, and 35.9% (n=14) were not prescribed antibiotics despite RADT positivity. Similarly, 6.5% (n=50) were prescribed antibiotics, most commonly amoxicillin/clavulanate, despite culture negativity and 40.9% (n=18) were not prescribed antibiotics despite culture positivity. There were 6.5% (n=50) patients who were prescribed antibiotics despite negative RADT and culture results (i.e., inappropriate antibiotic use). The most commonly prescribed antibiotics were trimethoprim/sulfamethoxazole at 45.5% (n=20) for culture-positive cases and penicillin at 48.7% (n=19) for RADT-positive cases.

Discussion

About 80% of cases with sore throat are diagnosed in the primary care setting (7); and most of them are caused by viruses. In adults, GABHS infection accounts for approximately 5% to 15% (8); in this study, GABHS infection was detected 1.85%. In general, antibiotics are overprescribed for pharyngitis, which is commonly caused by viruses. In Turkey, according to the Prescription Information System,

Page 18: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

50

Ozturk GZ ve ark. The Efficacy and Safety of Rapid Antigen Detection Test in Adults. Euras J Fam Med 2018;7(2):47-52

Table 3. The prescribed antibiotics according to RADT results and culture

Antibiotic RADT Culture

Negative Positive p

Negative Positive p

n % n % n % n % None 723 93.4 14 35.9

<0.001

719 93.5 18 40.9

<0.001

Amoxicillin/ Clavulanate 28 3.6 6 15.4 28 3.7 6 13.6

Trimethoprim-sulfamethoxazole 18 2.4 0 0.0 1 0.1 20 45.5

Penicillin 2 0.3 19 48.7 1 0.1 0 0.0 Macrolides 1 0.1 0 0.0 18 2.4 0 0.0 Cephalosporin 1 0.1 0 0.0 1 0.1 0 0.0 Amoxicillin 1 0.1 0 0.0 1 0.1 0 0.0

55.51% of patients are prescribed antibiotics for pharyngitis. Similarly, in Europe, most antibiotics continue to be prescribed in the primary care setting and mainly for patients with ARIs (9). Even among experienced physicians, not more than 75% of the cases can be accurately diagnosed as streptococcal pharyngitis based on clinical findings alone (10). Therefore, both clinical criteria and diagnostic tests should be used.

Throat culture has a sensitivity of 90% to 95% in diagnosing GABHS infections, whereas lateral flow RADT has a wide variability in sensitivity (59% to 96%) (6). Optical immunoassays are 86% sensitive for diagnoses and molecular RADT models are even more sensitive (89% to 96%) in children (11). In our study, there was a perfect fit between the rapid test and the culture results (κ = 0.911). There was no statistically significant difference between the rapid test and culture results (p = 0.125). The sensitivity of the rapid test, using culture as the gold standard, was 86.4% in our study. In some studies, the high specificity (>95%) of RADT decreases the probability of obtaining false-positive results (12–14). The good diagnostic performance of RADT in this study implied that the prescription of antibiotics for RADT-positive cases were appropriate. These results were consistent with the results of a clinical trial, which found that the use of the RADT in primary care offices was associated with a significant reduction in the prescription of antibiotics among adults with a clinical diagnosis of acute pharyngitis (15). However, some cases with negative RADT may have positive culture results. In

this situation, there was a question about this may cause or increase complications. One study showed that there were no differences among cases that were given immediate, delayed and no antibiotics for several symptoms and complications (16). Therefore, waiting for the culture result does not increase complications; moreover, antimicrobial therapy should be prescribed only for proven cases of GAS pharyngitis because of the generally increasing rate of resistance to antibiotics (17).

Patients with acute GAS pharyngitis should be treated with an appropriate antibiotic at an appropriate dose for a duration (usually 10 days) that is likely to eradicate the organism from the pharynx. The choice of antibiotic should be based on a narrow spectrum of activity, infrequent adverse reactions and modest cost (18). According to a Cochrane study, the first drug of choice remains to be penicillin (19), probably because β-lactam antibiotic resistance has not been reported (20). In our study, the trend for the most commonly prescribed antibiotics according to RADT and culture results implied that there remains inappropriate antibiotic use. The rate of inappropriate antibiotic use for pharyngitis in primary care was reported to be 14.7% in Iceland, 5.7% in Denmark (21) and 6.5% in our study. This may be because our clinic was in a training and research hospital, where educations are held about daily practice and the Centor criteria are applied using a computer program.

There remains considerable misuse of antibiotics. The reasons for prescribing inappropriate antibiotics for sore throat could be uncertainty about the microbial

Page 19: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

51

Ozturk GZ ve ark. The Efficacy and Safety of Rapid Antigen Detection Test in Adults. Euras J Fam Med 2018;7(2):47-52

etiology, influence of patient demand and other non-clinical factors (21). According to a study, limited time, poor doctor-patient communication and diagnostic uncertainty were major causes of inappropriate antibiotic use in ARIs (22). We suggest the use of the Centor criteria and RADT for diagnosis, an application to policlinic computer program that remember the Centor criteria and test and educations post graduate and in university training programs about antibiotic resistance and inappropriate antibiotic.

Inappropriate antibiotic prescription is not solely because of doctors, but also of patient knowledge on antibiotics and ARIs. In a study, the main reason of patients for expecting antibiotic prescriptions was the belief that antibiotics are effective for the common cold or influenza and that antibiotics can shorten the

duration and prevent deterioration of their illness (23). Educational programs must be held in order to break these incorrect perceptions.

Conclusion

The rapid test had a perfect fit with the culture results, with sensitivity of 86.4%, specificity of 99.9%, positive predictive value of 97.4%, negative predictive value of 99.2%, and correct awareness rate of 99.1%. The use of computer applications and training the physicians about the Centor criteria and RADT for pharyngitis could reduce the rate of antibiotic prescription. Informing patients by media about inappropriate antibiotic use may reduce AMR.

Conflict of Interest No conflict of interest was declared by the authors.

References

1. World Health Organization [internet]. Antimicrobial resistance [cited 2017 Oct 18]. Available from: http://www.who.int/antimicrobial-resistance/en/

2. Barnett ML, Linder JA. Antibiotic prescribing for adults with acute bronchitis in the United States 1996–2010. JAMA 2014;311(19):2020-2.

3. Centers for Disease Control and Prevention [internet]. Adult treatment recommendations [cited 2017 Oct 18]. Available from: https://www.cdc.gov/getsmart/community/for-hcp/outpatient-hcp/adult-treatment-rec.html

4. Cooper RJ, Hoffman JR, Bartlett JG, Besser RE, Gonzales R, Hickner JM, et al. Principles of appropriate

antibiotic use for acute pharyngitis in adults: background. Ann Intern Med 2001;134(6):509-17.

5. Centor RM, Whitherspoon JM, Dalton HP, Brody CE, Link K. The diagnosis of strep throat in adults in the emergency room. Med Decis Making 1981;1(3):239-46.

6. Shulman ST, Bisno AL, Clegg HW, Gerber MA, Kaplan EL, Lee G, et al. Clinical practice guideline for the diagnosis and management of group a streptococcal pharyngitis: 2012 update by the infectious diseases Society of America. Clin Infect Dis. 2012;55(10):1279-82.

7. Kalra MG, Higgins KE, Perez ED. Common questions about streptococcal pharyngitis. Am

Fam Physician 2016;94(1):24-31.

8. Centers for Disease Control and Prevention [internet]. Pharyngitis (strep throat) [cited 2017 Oct 18]. Availabe from: https://www.cdc.gov/groupastrep/diseases-hcp/strep-throat.html

9. Goossens H, Ferech M, Vander Stichele R, Elseviers M; ESAC Project Group. Outpatient antibiotic use in Europe and association with resistance: a cross-national database study. Lancet 2005;365(9459):579-87.

10. Gerber MA, Shulman ST. Rapid diagnosis of pharyngitis caused by group A streptococci. Clin Microbiol Rev 2004:17(3):571-80.

Page 20: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

52

Ozturk GZ ve ark. The Efficacy and Safety of Rapid Antigen Detection Test in Adults. Euras J Fam Med 2018;7(2):47-52

11. Lean WL, Arnup S, Danchin M, Steer AC. Rapid diagnostic tests for group A streptococcal pharyngitis: a meta-analysis. Pediatrics 2014;134(4):771-81.

12. Joslyn SA, Hoekstra GL, Sutherland JE. Rapid antigen detection testing in diagnosing group A beta-hemolytic streptococcal pharyngitis. J Am Board Fam Pract 1995;8(3):177-82.

13. Roe M, Kishiyama C, Davidson K, Schaefer L, Todd J. Comparison of BioStar Strep A OIA optical immune assay, Abbott TestPack Plus Strep A, and culture with selective media for diagnosis of group A streptococcal pharyngitis. J Clin Microbiol 1995;33(6):1551-3.

14. Kaplan EL. Rapid detection of group A streptococcal antigen for the clinical and the epidemiologist: accurate? cost-effective? useful? N Z Med J 1988;101(847 Pt 2):401-2.

15. Llor C, Madurell J, Balagué-Corbella M, Gomez M, Cots JM. Impact on antibiotic prescription of rapid antigen detection testing in acute pharyngitis in adults: a randomised clinical trial. Br J Gen Pract 2011;61(586):e244-51.

16. Spurling GK, Del Mar CB, Dooley L, Foxlee R, Farley R. Delayed antibiotic prescriptions for respiratory

infections. Cochrane Database Syst Rev 2017;9:CD004417. doi: 10.1002/14651858.CD004417.pub5.

17. Snow V, Mottur-Pilson C, Cooper RJ, Hoffman JR, American Academy of Family Physicians, American College of Physicians-American Society of Internal Medicine, et al. Principles of appropriate antibiotic use for acute pharyngitis in adults. Ann Intern Med 2001;134(6):506-8.

18. Shulman ST, Bisno AL, Clegg HW, et al. Clinical practice guideline for the diagnosis and management of group A streptococcal pharyngitis: 2012 update by the Infectious Diseases Society of America. Clin Infect Dis 2012;55(10):e86-102. doi: 10.1093/cid/cis629.

19. Van Driel ML, De Sutter AI, Habraken H, Thorning S, Christiaens T. Different antibiotic treatments for group A streptococcal pharyngitis. Cochrane Database Syst Rev 2016;9:CD004406. doi: 10.1002/14651858.CD004406.pub4.

20. Chochua S, Metcalf BJ, Li Z, Rivers J, Mathis S, Jackson D, et al. Population and whole genome sequence based characterization of invasive group a streptococci recovered in the United States during 2015. MBio

2017;8(5):e01422-17. doi: 10.1128/mBio.01422-17.

21. Rún Sigurðardóttir N, Nielsen AB, Munck A, Bjerrum L. Appropriateness of antibiotic prescribing for upper respiratory tract infections in general practice: comparison between Denmark and Iceland. Scand J Prim Health Care 2015;33(4):269-74.

22. Fletcher-Lartey S, Yee M, Gaarslev C, Khan R. Why do general practitioners prescribe antibiotics for upper respiratory tract infections to meet patient expectations: a mixed methods study. BMJ Open 2016;6(10):e012244. doi: 10.1136/bmjopen-2016-012244.

23. Gaarslev C, Yee M, Chan G, Fletcher-Lartey S, Khan R. A mixed methods study to understand patient expectations for antibiotics for an upper respiratory tract infection. Antimicrob Resist Infect Control 2016;5:39. doi: 10.1186/s13756-016-0134-3.

Page 21: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

53

Çelik N ve ark. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu Ve Uyku Kalitesi. Euras J Fam Med 2018;7(2):53-60

Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu Sıklığı ve Uyku Kalitesinin Değerlendirilmesi Prevalence of Restless Leg Syndrome and Sleep Quality in Healthcare Workers

AUTHORS/ YAZARLAR Nazlı Çelik Kale Aile Sağlığı Merkezi, Kırşehir ORCID: 0000-0002-1146-6311

Memet Taşkın Egici Şişli Hamidiye Etfal SUAM Aile Hekimliği Kliniği, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, İstanbul ORCID: 0000-0003-2319-5739

Dilek Toprak Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tekirdağ ORCID: 0000-0001-5119-9089

ÖZET

Amaç: Gece çalışanlarda sıklıkla görülen uyku uyanıklık döngüsündeki sapma, bir takım psikiyatrik ve fiziksel sorunlara neden olabilmektedir. Çalışmamızda sağlık çalışanlarının uyku kalitelerini, huzursuz bacak sendromu görülme sıklığını araştırmayı ve sosyodemografik özellikleri ile birlikte değerlendirmeyi amaçladık.

Yöntem: Çalışmamıza 1 Temmuz -1 Kasım 2015 tarihleri arasında Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan 198 kişi dahil edildi. Tüm olgulara Huzursuz Bacak Sendromu tanı anketi, Huzursuz Bacak Sendromu şiddet değerlendirme ölçeği ve Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi uygulandı.

Bulgular: Katılımcıların 110’u doktor (%55,8), 66’sı hemşire (%33,5), 21’i yardımcı sağlık personeli (%10,7) idi. Toplam 57 kişide (%28,9) Huzursuz Bacak Sendromu pozitif saptandı. Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi skoru Huzursuz Bacak Sendromu olan grupta olmayan gruba göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi skoru ile yaş arasında anlamlı negatif korelasyon mevcuttu. Nöbet tutan grupta uyku kalite skoru tutmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksekti.

Sonuç: Huzursuz bacak sendromu düşük uyku kalitesi ile ilişkilidir. Bu nedenle özellikle uyku bozukluğu tarifleyen sağlık çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu semptomları da özenle sorgulanmalıdır. Vardiyalı çalışma uyku bozukluklarının önemli bir nedenidir. Bu bağlamda sağlık personelinin çalışma saatleri düzenlenerek vardiya sürelerinin kısaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

Anahtar kelimeler: huzursuz bacak sendromu, uyku bozukluğu, vardiyalı-çalışma

ABSTRACT

Aim: Inconsistency of sleeping and being awake circle is frequently seen in night work and related with physical and psychiatric problems. In our study our aim was to evaluate sleep quality and prevalence of Restless Legs Syndrome and its relationship with sociodemographic features in healthcare workers.

Methods: The study was performed at Şişli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital in 1 July-1 November 2015. Totally 198 healthcare workers were included in the study. To all cases, minimal diagnosis criteria of Restless Legs Syndrome, Restless Legs Syndrome-Severity Evaluating Scale and Pittsburgh Sleep Quality Index were applied.

Results: One hundred and ten doctors (55.8%), 66 nurses (33.5%) and 21 auxiliary health personnel (10.7%) attended in our study. Totally 57 of them (28.9%) had Restless Legs Syndrome. It was found that Pittsburgh Sleep Quality Index points were higher in participants who had restless legs syndrome. There was a negative correlation between Pittsburgh Sleep Quality Index and age. Sleep quality score was higher in cases on shift-workers.

Conclusion: There was a significant relationship between Restless Legs Syndrome and sleep quality disorders. Healthcare workers, who has a sleep disorder, must be asked for Restless Legs Syndrome symptoms. Working with shift system is a major cause of circadian sleep disorder. In this aspect, the working hours of medical staff must be organized and the duration of the shift times must be shortened.

Keywords: restless leg syndrome, sleep disorder, shift-work

Corresponding Author / İletişim için Dr. Nazlı Çelik Kırşehir Merkez Kale Aile Sağlığı Merkezi, Kırşehir E-mail: [email protected] Date of submission: 17.05.2018 / Date of acceptance: 14.08.2018

ORIGINAL RESEARCH / ORİJİNAL ARAŞTIRMA 2018

Page 22: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

54

Çelik N ve ark. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu Ve Uyku Kalitesi. Euras J Fam Med 2018;7(2):53-60

Giriş

Sağlık personeli, normal çalışma saatleri ve günleri dışında çalışmak durumunda kalan, yoğun stres altında çalışan bir gruptur (1). Yapılan çalışmalarda vardiyalı çalışmanın birçok sağlık problemiyle ilişkili olduğu gösterilmiştir. Vardiya-nöbet sistemi ile çalışanlarda kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, gastrointestinal problemler, psikolojik rahatsızlıklar ve kanser riskinin arttığı belirtilmiştir (2). “Restless legs syndrome” (RLS) terimi ilk kez İsveçli nörolog ve beyin cerrahı Karl-Axel Ekbom tarafından 1945 yılında kullanılmıştır. Bu durum “Ekbom Sendromu” olarak da anılmıştır (3). Ekbom RLS‟yi o güne kadar gözden kaçmış, bacaklarda tuhaf parestezi, ağrı ve güçsüzlük olarak tanımlamıştır (4). Huzursuz bacak sendromu bacaklarda oluşan ürperme, karıncalanma, kaşıntı, huzursuzluk hissi sonucunda karşı konulamayan bacakları hareket ettirme hissi ile karakterize kronik bir hastalıktır. Şikâyetler istirahat halinde ortaya çıkar ve akşamları daha belirgindir (5). Toplumda ortalama %10-15 sıklığında görülür (6). Yaşla görülme sıklığının arttığı ve kadınlarda erkeklere göre iki kat fazla görüldüğü bildirilmektedir (7). Patofizyolojisine yönelik olarak yapılan çalışmalarda, en önemli etkenin demir metabolizması ve dopaminerjik sistem bozuklukları olduğu saptanmıştır. 1995 yılında Walters ve ekibinin, Uluslararası Huzursuz Bacak Sendromu Çalışma Grubu (IRLSSG) adına yaptığı çalışmanın sonucunda hastalığın tanı kriterleri yayınlanmış, 2002 yılında IRLSSG tarafından tekrar gözden geçirilerek, 2003 yılında Huzursuz Bacak Sendromu (HBS) tanı kriterleri ile birlikte HBS şiddetini değerlendirme ölçeği yayınlanmıştır (8,9). Huzursuz bacak sendromlu hastaların %84,7’sinde sadece uykuya dalma, %86'sında sadece uykuyu sürdürme, %94'ünde ise hem uykuya dalma hem de sürdürmede zorluk yakınması mevcuttur (10).

Yöntem

Bu çalışmaya etik kurul onayı alındıktan sonra 1 Temmuz 2015-1 Kasım 2015 tarihleri arasında Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde

ankete katılmayı kabul eden doktor, hemşire ve yardımcı sağlık personeli dâhil edildi. Örneklem büyüklüğü Mayıs ayı itibariyle Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan toplam 1324 sağlık çalışanı (658 doktor, 540 hemşire ve 126 yardımcı sağlık personeli) üzerinden “basit rastgele örneklemede örneklem genişliği tahmini” yöntemiyle hesaplandı ve toplam 171 kişinin çalışmaya katılması gerektiği saptandı. Çalışmaya alınan tüm olgulara yüz yüze görüşme esas alınarak yapılacak anket öncesi sözel açıklama yapıldı. Ankette Uluslararası Huzursuz Bacak Sendromu Çalışma Grubu (IRLSSG) tarafından geliştirilen Huzursuz Bacak Sendromu Tanı Formu ve Huzursuz Bacak Sendromu Şiddet Skalası ile Pittsburgh Uyku Kalitesi Ölçeği (PUKİ) kullanıldı. Huzursuz Bacak Sendromu tanı kriterlerini karşılayan olgulara HBS Şiddet Ölçeği (HBS-ŞDÖ) uygulandı. Bu ölçek hastalığın tipik belirtileri üzerine sorulan, her biri 0-4 arası derecelendirilmiş sorulardan oluşturulmuştur. Değerlendirme 0-10 puan hafif, 11-20 puan orta, 21-30 puan ciddi, 31-40 puan ağır şiddette HBS olarak yapılır. İkinci olarak tüm olgulara Pittsburgh Uyku Kalitesi Ölçeği uygulandı. PUKİ geçmiş bir aylık sürede uyku kalitesini ve bozukluğunu değerlendiren, 19 maddelik bir özbildirim ölçeğidir. 24 sorudan oluşur, 19 soru özbildirim sorusu, 5 soru eş veya oda arkadaşı tarafından yanıtlanacak sorulardır ve bu sorular puanlamaya katılmaz. Toplam puan 0-21 arasında değişir. Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi puanı ≤5 olan olgularımızın uyku kalitesi iyi, >5 puan alan olgularımızın uyku kalitesi kötü olarak değerlendirildi.

Verilerin tanımlayıcı istatistiklerinde ortalama, standart sapma, medyan, en düşük, en yüksek, frekans ve oran değerleri kullanıldı. Değişkenlerin dağılımı Kolmogorov Simirnov test ile ölçüldü. Nicel verilerin analizinde Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U test kullanıldı. Nitel verilerin analizinde Ki-Kare test, korelasyon analizinde Pearson korelasyon analizi kullanıldı. Veriler SPSS 22.0 programı ile analiz edildi. Tum istatistikler için anlamlılık sınırı p<0,05 olarak seçildi.

Page 23: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

55

Çelik N ve ark. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu ve Uyku Kalitesi. Euras J Fam Med 2018;7(2):53-60

Bulgular

Toplam 198 kişi çalışmaya dahil edildi. Katılımcıların 110’u doktor (%55,8), 66’sı hemşire (%33,5), 21’i yardımcı sağlık personeli (%10,7) idi. Kadın katılımcıların sayısı 121 (%61,4), erkek katılımcıların sayısı ise 76 (%38,6) idi. Katılımcıların yaş ortalaması 33,6 + 9,7 olarak bulundu. Katılımcıların %29,4’ü (n=58) nöbet tutmazken, %70,6’sı (n=139) nöbet tutmaktaydı. Ek hastalığı olan %30,5 (n=60) iken, en fazla sahip olunan hastalıklar anemi (%14,7; n=29), B12 eksikliği (%8,6; n=17) ve bel fıtığı (%8,1; n=16) idi. Çalışmamıza katılan 57 kişide (%28,9) HBS saptanırken, ailede HBS öyküsü olan katılımcı sayısı 21 (%10,7) olarak saptandı. HBS olan ve olmayan grupta hastaların yaşı (p=0,792) ve cinsiyet dağılımı (p=0,749) anlamlı fark

göstermemekte idi. Branşa göre bakıldığında huzursuz bacak sendromunun en fazla görüldüğü branş acil tıp olarak (n=16,%28,1) saptandı. Bunun yanında meslek dağılımına (p=0,412) ve nöbet tutma durumuna (p=0,788) göre HBS olan ve olmayan grupta anlamlı fark saptanmadı. HBS olan grupta aile öyküsü oranı HBS olmayan gruptan anlamlı (p=0,000) olarak daha yüksekti. HBS olan grupta kadınlarda HBS’nin daha şiddetli seyrettiği görülse de cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,099). Cerrahi branşlarda çalışan huzursuz bacak sendromlu olguların ortalama HBS şiddet derecesi puanları dahili branşlarda çalışanlara göre daha yüksekti [sırasıyla (18,20+6,831)/(15,88+7,347) (p=0,168)]. HBS pozitif olguların HBS-ŞDÖ'ne göre hastalık şiddetleri %16'sında hafif , % 60'ında orta, % 17'sinde ciddi, %7'sinde ağır olarak bulundu.

Tablo 1. HBS olan ve olmayan grupta katılımcıların meslek, branş, nöbet durumlarına göre dağılımı

Page 24: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

56

Çelik N ve ark. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu ve Uyku Kalitesi. Euras J Fam Med 2018;7(2):53-60

Katılımcıların PUKİ’den aldığı ortalama puan 6,3 + 3,4 olarak bulundu. Normal uyku kalitesine sahip katılımcı sayısı 66 (%33,5) iken, kötü uyku kalitesine sahip katılımcı sayısı 131 (%66,5) olarak saptandı. Cerrahi branşlarda çalışanların uyku kalitesi dahili

branşlarda çalışanlara göre anlamlı olarak daha kötüydü (p=0,005). Nöbet tutan grupta uyku kalite skoru tutmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,002). Ayrıntılar Tablo 2’de verilmiştir.

Tablo 2. Global PUKİ skorlarının katılımcıların sosyodemografik özelliklerine göre karşılaştırılması

PUKİ skoru HBS olan grupta olmayan gruba göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,001). PUKİ skoru ile HBS şiddeti ve tutulan nöbet sayısı arasında anlamlı (p<0,05) pozitif korelasyon mevcuttu. PUKİ skoru ile yaş arasında ise anlamlı (p<0,05) negatif

korelasyon mevcuttu. HBS şiddeti ağır olan grupta PUKİ skoru HBS şiddeti hafif-orta-ciddi olan gruptan anlamlı (p˂0,05) olarak daha yüksekti. Ayrıntılar Tablo 3’de verilmiştir.

Tablo 3. HBS şiddetine göre PUKİ skorlarının dağılımı

Page 25: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

57

Çelik N ve ark. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu ve Uyku Kalitesi. Euras J Fam Med 2018;7(2):53-60

Tablo 4. PUKİ ve HBS şiddet ölçeği puanlarının katılımcıların yaş, nöbet sayısı, çalışma süresi, sigara, alkol ve kahve tüketim miktarlarına göre incelenmesi

PUKİ alt bileşenlerine baktığımızda HBS saptanan katılımcılarda subjektif uyku kalitesi HBS negatif olanlardan anlamlı olarak daha kötüydü (p=0,002). Yine HBS pozitif olan grupta uykuya dalma süresi HBS negatif olan gruptan anlamlı olarak daha uzundu (p=0,030). Son bir ayda yaşanan uyku bozukluğu sıklığı HBS olan katılımcılarda anlamlı olarak daha fazla idi (p=0,005). HBS olan katılımcıların uyku ilacı kullanma sıklığı da HBS olmayanlara göre daha fazla idi (p=0,004).

Tartışma

Taşdemir ve arkadaşları Kandıra’da 18 yaş ve üzeri 2111 kişide yaptıkları çalışmada HBS prevelansını %3,4 olarak bildirmiştir (11). Yine ülkemizde yapılan bir başka çalışmada prevelans %9,71 saptanmıştır (12). Sharifian ve arkadaşlarının çalışmasında ise toplam prevalans %12,8 olarak bulunmuştur (13). Bizim çalışmamızda HBS tanısı alan katılımcıların oranı %28,9 idi. Bu oranın yüksek çıkması, popülasyonumuzun yalnızca sağlık çalışanlarından oluşmasına, tanı için yalnızca IRLSSG tanı kriterlerini kullanmamıza ve ayırıcı tanıya değinmememize bağlanabilir.

Çalışmamıza katılan 57 kişide (%28,9) HBS saptanırken, bunların 15’inde (%26,3) ailede HBS öyküsü pozitifti. HBS olan grupta aile öyküsü oranı HBS olmayan gruptan anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,000). Benzer olarak İsveç’te yapılan bir çalışmada HBS olan bireylerde aile öyküsü oranı %28,3 bulunmuştur (14). Montplaisir ve arkadaşları 127 HBS’li hasta üzerinde yaptıkları çalışmada ise hastaların %63’ünde benzer semptomlar gösteren en az bir yakının bulunduğunu bildirmişlerdir (10). Bu

bulgular HBS'nin genetik temelli olabileceğini desteklemektedir.

Çalışmamızda nöbet tutma durumuna (p=0,788) göre HBS olan ve olmayan grupta anlamlı fark saptanmadı. Benzer olarak Deveci ve arkadaşlarının sağlık çalışanlarında HBS sıklığını araştırdıkları çalışmasında HBS olan ve olmayan grupta gündüz ve gece vardiyasında çalışma açısından fark saptanmamıştır (15). Bunun yanında Sharifian ve arkadaşlarının çalışmasında vardiya usulü çalışanlarda HBS sıklığı ve şiddetinin arttığı belirtilmiştir (13).

Sharifian ve arkadaşları gece vardiyasında çalışanların HBS-ŞDÖ’ ne göre semptomlarının daha şiddetli olduğunu belirtmişlerdir (13). Bizim çalışmamızda nöbet tutanların HBS şiddet puanlarının daha yüksek olduğunu saptandı fakat nöbet tutma durumu ile HBS şiddeti arasında anlamlı fark saptanmadı.

Huzursuz bacak sendromlu hastalarda uyku kalitesi de bozulmaktadır. Gece boyu süren huzursuzluk ve hareket etme dürtüsü uykuya dalmayı zorlaştırmakta, şiddetli olgularda gün içinde uyuklamalara, emosyonel bozukluklara (depresyon, anksiyete vb.) ve kronik yorgunluk haline sebep olmaktadır (16,17). Çalışmamızda Pittsburg uyku kalitesi skoru HBS olan grupta olmayan gruba göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,001). Bununla birlikte HBS olan grupta uykuya dalma süresi HBS olmayan gruptan anlamlı olarak daha uzundu. Benzer olarak Montplaisir ve arkadaşlarının çalışmasında HBS'li hastaların %94’ünde hem uykuya dalma hem de sürdürmede zorluk, %84,7’sinde sadece uykuya dalmakta zorluk, %86’sında ise sadece uykuyu sürdürme zorluk yakınmasının mevcut olduğu

Page 26: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

58

Çelik N ve ark. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu ve Uyku Kalitesi. Euras J Fam Med 2018;7(2):53-60

bulunmuştur (10). Yine çalışmamızda PUKİ alt bileşenlerine göre bakıldığında subjektif uyku kalitesi HBS olan grupta anlamlı olarak daha kötüydü. Yine son 1 ayda yaşanan uyku bozukluğu ve uyku ilacı kullanma sıklığı da HBS’iu olgularda daha fazlaydı. Gökçal ve arkadaşlarının çalışmasında HBS olan katılımcıların günlük işlerinde daha fazla aksama yaşadığı ve uyku ilacı kullanımının ve uyku bozukluğunun daha fazla olduğu saptanmıştır (18).

Çalışmamızda katılımcıların PUKİ’den aldığı ortalama puan 6,3 + 3,4 olarak bulundu. Normal uyku kalitesine sahip katılımcı sayısı 66 (%33,5) iken, kötü uyku kalitesine sahip katılımcı sayısı 131 (%66,5) olarak saptandı. 2009 yılında yapılan bir tez çalışmasında katılımcıların ortalama PUKİ skorları 6,96+3,19 bulunmuş, %76,5 inde (n=312) kötü uyku kalitesi saptanmıştır (19).

İnsanların 1/3'ünden fazlasında uyku problemi olduğu bilinmektedir. Gençlerden yaşlılara gidildikçe uyku bozukluğu artmaktadır (20). Çalışmamızda farklı olarak toplam PUKİ skoruna baktığımızda 35 yaş ve altı katılımcıların uyku kalitesi, 35 yaş üstü olanlara göre anlamlı olarak daha kötüydü (p=0,029). Bunun nedeni katılımcılarımızın sadece sağlık çalışanlarından oluşması ve çoğunun 35 yaş altı olması gösterilebilir.

Çalışmamızda katılımcıların sigara, alkol ve kahve kullanımları ile uyku kaliteleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Altıntaş ve arkadaşlarının çalışmasında sigara içenlerin içmeyenlere göre uykuya dalmakta güçlük çektiği bulunmuştur (21). Wetter ve arkadaşlarının çalışmasında da sigara içenlerin içmeyenlere göre daha fazla uyku bozukluğu yaşadıkları saptanmıştır (22). Shilo ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, kafeinsiz kahve ile kıyaslandığında kafeinli kahve tüketenlerin uyku kaliteleri anlamlı derecede daha kötü bulunmuştur (23).

Vardiya-nöbet sistemi ile çalışanlarda uyku bozuklukları sık görülmektedir. İnsan vücudu hiçbir zaman gece çalışmaya uyum sağlayamamakta ve bu durumun yarattığı olumsuz etkiler uzun yıllar devam etmektedir. Vardiyalı çalışan kişiler gündüz kaliteli bir uyku uyuyamamakta ve uykuya dalmada problem

yaşamaktadırlar (24),25). Kunnert ve arkadaşlarının çalışmasında gece vardiyalarında çalışan bireylerin gündüz vardiyasında çalışanlara göre daha kötü uyku kalitesine sahip olduğu belirtilmiştir (26). Lajoie ve arkadaşlarının kadın sağlık çalışanları üzerinde yaptıkları bir çalışmada da vardiyalı çalışanlarda uyku kalitesi gündüz çalışanlara göre daha kötü bulunmuştur (27). Bizim çalışmamızda da benzer şekilde nöbet tutan grupta uyku kalite skoru tutmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,002) ve PUKİ skoru ile tutulan nöbet sayısı arasında anlamlı (p<0,05) pozitif korelasyon mevcuttu.

Çoban ve arkadaşlarının çalışmasında yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerin uyku kalitesinin poliklinik ve servis hemşirelerine göre daha kötü olduğu saptanmıştır (28). Benzer olarak çalışmamızda cerrahi branşlarda çalışanların uyku kalitelerinin dâhili branşlarda çalışanlara göre daha kötü olduğu görüldü.

Sonuç

Sağlık çalışanları normal çalışma saatleri dışında çalışmak durumunda olan bir gruptur. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki vardiyalı çalışma birçok sağlık problemini de beraberinde getirmektedir. Uyku bozuklukları ve huzursuz bacak sendromu da bunlara örnek gösterilebilir. Çalışmamızda katılımcılar ek hastalık yönünden sorgulandı fakat HBS tanısı alanlarda ayırıcı tanıya değinilmedi. HBS’na anemi, böbrek yetmezliği, depresyon, anksiyete gibi bir çok hastalık eşlik edebilir. Bunun yanında yine anksiyete, depresyon gibi psikiyatrik hastalıklarda, bazı dermatolojik sendromlarda, periferik nöropatilerde, vasküler problemlerde HBS benzeri semptomlar görülebilmektedir. Bu nedenle HBS düşünülen olgularda ayırıcı tanıya dikkat edilmeli, olgular belirtilen hastalıklar açısından da taranmalıdır. Sağlık çalışanları düzensiz ve uzun çalışma saatlerine sahiptir. 32-33 saate varabilen çalışma süreleri göz önüne alındığında uyku kalitesinin azalması, gündüz uykululuk hali, işlev bozukluğu gibi şikâyetler kaçınılmazdır. Çalışmamızda da nöbet tutan katılımcıların daha kötü uyku kalitesine sahip olduğu görüldü. Bu bağlamda sağlık personelinin çalışma

Page 27: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

59

Çelik N ve ark. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu ve Uyku Kalitesi. Euras J Fam Med 2018;7(2):53-60

saatleri düzenlenerek vardiya sürelerinin kısaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmalı, nöbet ertesi izin kullanmaları sağlanmalıdır. Bu sayede çalışanların verimi artacak, meydana gelebilecek kazalar ve ortaya çıkabilecek ek hastalıklar azaltılmış olacaktır.

Teşekkür

Katkılarından dolayı Ertan Koç'a teşekkür ederiz. Bu çalışma 12.05.2018 tarihinde 17. Uluslararası Doğu Akdeniz Aile Hekimliği kongresinde sözlü olarak sunulmuştur. Çalışmada herhangi bir çıkar çakışması yoktur. Çalışmada fon ya da finans kaynağı bulunmamaktadır.

Kaynaklar

1. Josten EJ, Ng-A-Tham JE, Thierry H. The effects of extended workdays on fatigue, health, performance and satisfaction in nursing. J Adv Nurs 2003;44(6):643-52.

2. Akerstedt T, Knutsson A, Alfredsson L, Theorell T. Shift work and cardiovascular disease. Scand J Work Environ Health 1984;10(6 Spec No):409-14.

3. Chaudhuri KR, Muzerengi S. The historical basis of restless leg syndrome. In: Ferini-Strambi L, Rye D Restless legs syndrome (Eds.). New York: Oxford University Press, 2009. p 1.

4. Ekbom K, Ulfberg J. Retsless legs syndrome. J Intern Med 2009;266(5):419-31.

5. Li Y, Wang W, Winkelman JW, Malhotra A, Ma J, Gao X. Prospective study of restless legs syndrome and mortality among men. Neurology 2013;81(1):52-9.

6. National Sleep Foundation [internet]. 2002 Adult sleep habits [cited: 2018 Jan 12]. Available from: https://sleepfoundation.org/sleep-polls-data/sleep-in-

america-poll/2002-adult-sleep-habits.

7. Berger K, Kurth T. RLS epidemiology - frequencies, risk factors and methods in population studies. Mov Disord 2007;22:420-3.

8. Walters AS. Toward a better definition of the restless legs syndrome. The International Restless Legs Syndrome Study Group. Mov Disord 1995;10(5):634-42.

9. Walters AS, LeBrocq C, Dhar A, Hening W, Rosen R, Allen RP, et al. Validation of the International Restless Legs Syndrome Study Group rating scale for restless legs syndrome. Sleep Med 2003;4(2):121-32.

10. Montplaisir J, Baucher S, Poirier G. Clinical polisomnographic and genetic characteristics of restless leg syndrome: a study of 133 patients diagnosed with new standart criteria. Mov Disord 1996;12(1):61-5.

11. Taşdemir M, Erdoğan H, Börü UT, Dilaver E, Kumaş A. Epidemiology of restless legs syndrome in Turkish adults on the western Black

Sea coast of Turkey: a door-to-door study in a rural area. Sleep Medicine 2010;11(1):82-6.

12. Özbek SE, Zarifoğlu M, Karlı N, Özçakır A, Yıldız D, Aslan D. A population-based survey to determine the prevalence of movement disorders in Orhangazi district of Bursa, Turkey. Turk Norol Derg 2009;15:109-18 .

13. Sharifian A, Firoozeh M, Pouryaghoub G, Shahryari M, Rahimi M, Hesamian M, et al. Restless legs syndrome in shift workers: a croos sectional study on male assembly workers. J Circadian Rhythms 2009;7:12. doi: 10.1186/1740-3391-7-12.

14. Haba-Rubio J, Marti-Soler H, Marques-Vidal P, Tobback N, Andries D, Preisig M, et al. Prevalence and determinants of periodic limb movements in the general population. Ann Neurol 2016;79(3):464-74.

15. Deveci SE, Deveci F, Kırkıl G, Ulaş Ç. Sağlık çalışanlarında huzursuz bacak

Page 28: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

60

Çelik N ve ark. Sağlık Çalışanlarında Huzursuz Bacak Sendromu ve Uyku Kalitesi. Euras J Fam Med 2018;7(2):53-60

sendromu sıklığı. Kocatepe Tıp Dergisi 2012;13(3):137-48.

16. Lee HB, Hening WA, Allen RP, Kalaydjian AE, Earley CJ, Eaton WW, et al. Restlesslegs syndrome is associated with DSM-IV major depressive disorder and panic disorder in the community. J Neuropsychiatry Clin Neurosci 2008;20(1):101-5 .

17. Silber MH, Ehrenberg BL, Allen RP, Buchfuhrer MJ, Earley CJ, Hening WA. Medikal Advisory Board of the Restless Legs Syndrome Foundation an algorithm for the management of restless legs syndrome. Mayo Clin Proc 2004;79(7):916-22 .

18. Gökçal E, Tamer S, Kiremitçi Ö. Hastane çalışanlarında huzursuz bacak sendromu sıklığı ve yaşam, uyku kalitesi üzerine etkisi. Van Tıp Dergisi 2015;22:260-5.

19. Karakoç B. Uyku Kalitesi Üzerine Bir Çalışma: Özel Dal Hastanesi Sağlık Çalışanları Örneği (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2009.

20. Benington JH, Frank MG. Cellular and moleculer connections between sleep and synaptic plasticity. Prog Neurobiol 2003;69(2):71-101.

21. Altıntaş H, Sevencan F, Aslan T, Cinel M, Çelik E,

Onurdağ F. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi dönem dört ögrencilerinin uyku bozukluklarının ve uykululuk hallerinin Epworth Uykululuk Ölçegi ile degerlendirilmesi. STED 2006;15(7):114-20.

22. Wetter DW, Young TB, Bidwell TR. Smoking as a risk factor for sleep-disordered breathing. Arch Intern Med 1994;154(19):2219-24 .

23. Shilo L, Sabbah H, Hadari R, Kovatz S, Weinberg U, Dolev S, et al. The effects of coffee consumption on sleep and melatonin secretion. Sleep Med 2002;3(3):271-3.

24. Blachowicz E, Letizia M. The challenges of shift work. Medsurg Nurs 2006;15(5):274-80.

25. DeMoss C, McGrail M Jr, Haus E, Crain AL, Asche SE. Health and performance factors in health care shift workers. J Occup Environ Med 2004;46(12):1278-81.

26. Kunert K, King ML, Kolkhorst FW. Fatigue and sleep quality in nurses. Journal Psychos Ocial 2007;45(8):30-7.

27. Lajoie P, Aronson KJ, Day A, Tranmer J. A cross-sectional study of shift work, sleep quality and cardiometabolic risk in female hospital employees. BMJ Open 2015;5(3):e007327.

28. Çoban S, Yılmaz H, Ok G, Erbüyün K, Aydın D. Yoğun

Bakım Hemşirelerinde Uyku Bozuklukları Journal of the Turkish Society of Intensive Care 2011;9:59-63.

Page 29: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

61

Yücel H ve ark. Hepatit B Virüs Taşıyıcı Anne ve Bebeklerinin İzlemi

Care Problems of Parents Who Have Children with Gastrostomy at Home Gastrostomili Çocuğu Olan Ebeveynlerin Bakım Yükü ve Etkileyen Faktörler

AUTHORS/ YAZARLAR Remziye Semerci Department of Child Health and Disease Nursing, Trakya University Faculty of Health Sciences, Edirne, Turkey ORCID: 0000-0003-1999-9179

Melahat Akgün Kostak Department of Child Health and Disease Nursing, Trakya University Faculty of Health Sciences, Edirne, Turkey ORCID: 0000-0003-0507-9638 Özlem Güray Department of Paediatric Surgery, Nurse, Trakya University Hospital, Edirne, Turkey ORCID: 0000-0002-8622-3293

ABSTRACT

Aim: This study was planned to determine the care burden of parents who had child with gastrostomy and affecting factors.

Methods: This descriptive and cross sectional study was conducted between April 15th and July 15th, 2017 with 34 parents in pediatric surgery unit at Trakya University Hospital. Data was collected by ‘Survey Form’ and ‘Burden Interview’.

Results: The mean age of the children was 9.91±5.26, duration of gastrostomy was 4.65±2.64 years. All of participants were mothers. Mothers’ ‘Burden Interview’ total scores was 35.20±10.54. Burden of mothers were; 11.8% ‘Less’, 52.9% ‘Medium’, 32.4% ‘High’ and 2.9% ‘Extreme’. Most of the mothers (94.1%) were taken information about gastrostomy care. Most of the mothers (82.4%) experienced problems related to gastrostomy care and mothers who experienced problems had more care burden (p=0.033). Mothers who experienced problem related leaking at tube site and who do not know what to do if a problem takes place about gastrostomy had more care burden (p<0.05).

Conclusion: The care burden of the mothers were medium and high level. Care Burden of mothers was affected type of problems that mothers experienced at home, status of intervention yourself to problems. We recommended that education should be planned according to the care burden of parents and the affecting factors must be taken into account in this program, and parents should be visited regularly.

Keywords: burden of illness, gastrostomy, children, nursing

ÖZET

Amaç; Bu çalışma gastrostomili çocuğu olan ebeveynlerin bakımı yükünü ve bunu etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla planlandı.

Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki çalışma 15 Nisan 2017-15 Temmuz 2017 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Hastanesi, çocuk cerrahi ünitesinde gastrostomi tanısı ile izlenen 34 çocuğun ebeveyni ile yürütüldü. Veriler ‘Anket Formu’ ve ‘Bakım Verme Yükü Ölçeği’ ile toplandı.

Bulgular: Çocukların yaşı 9,91±5,26, gastrostomili olma süresi 4,65±2,64 yıldı. Katılımcıların hepsi anneydi. Ebeveynlerin ‘Bakım Verme Yükü Ölçeği’ total puanı 35,21±10,55 idi. Annelerin bakım yükü %11,8’inin ‘Az/Hiç’, %52,9’unun ‘Orta’, %32,4’ünün ‘İleri’, %2,9’unun ‘Aşırı’ düzeyde olduğu bulundu. Ebeveynlerin %94,1’i gastrostomi bakımı ile ilgili bilgi almıştı. Ebeveynlerin %82,4’ü gastrostomi bakımı ile ilgili sorun yaşamıştı ve sorun yaşayan ebeveynlerin bakım verme yükleri daha fazla idi (p=0,033). Gastrostomi tüpünün kenarında sızıntı problemi ile karşılaşan, gastrostomi ile ilgili sorunlar ile karşılaştığında ne yapacağını bilemeyen ebeveynlerin bakım verme yükleri daha fazla idi (p<0,05).

Sonuç: Bu çalışmada gastrostomili çocuğu olan ebeveynlerin bakım yükleri orta ve ileri düzeyde idi. Ebeveynlerin bakım yükünü; evde karşılaştıkları sorunların tipi, sorunlara müdahale etme durumları etkiledi. Gastrostomili çocuğun evde bakımı ile ilgili planlanacak eğitim programında ebeveynlerin bakım yükleri ve bunları etkileyen faktörlerin dikkate alınması ve düzenli ev ziyaretlerinin yapılması bakım yüklerinin azaltılmasında önerilebilir.

Anahtar kelimeler: hastalık yükü, gastrostomi, çocuklar, hemşirelik

Corresponding Author / İletişim için Assoc. Prof. Melahat Akgün Kostak - BSN, MSc, PhD Trakya University Faculty of Health Sciences, Dept. of Child Health and Disease Nursing, 22030, Edirne, Turkey E-mail: [email protected] Date of submission: 13.03.2018 / Date of acceptance: 11.07.2018

ORIGINAL RESEARCH / ORİJİNAL ARAŞTIRMA 2018

Page 30: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

62

Semerci R et al. Care Problems of Parents Who Have Children with Gastrostomy at Home. Euras J Fam Med 2018;7(2):61-67

Introduction

Children’s care who are fed with gastrostomy carried out by their parents at home via technological advances in the field of medicine (1). Therefore, parents play an important role in the care of the child who is fed with gastrostomy (2). Feeding the child with gastrostomy is a very stringent, exhausting and tiring situation for parents (3,4). In the literature it was stated that leakage, clogging or displacement of the tube, disease or worsening of gastroesophageal reflu, infection are complications of gastrostomy (5). The difficulties which experienced during the feeding of child at home are important problems for families and these problems negatively affect the life quality of the children and their families (1,3,6,7).

The American Society of Parenteral and Enteral Nutrition (ASPEN) state that patients and their relatives with chronic illness and nutritional problems should be supported by education and ASPEN also emphasize that families should be safely maintain nutrition at home. It is recommended that patients and their relatives should be monitored periodically at home, to early identify and resolve of physical and psychological problems are important for supporting patients and their relatives to increase the quality of life and to decrease the care burden (1).

Determination of problems is necessary for planning and implementing health care(8,9). During hospitalization and at home, it is essential for children and their families to be supported by nurses about gastrostomy care (1,5,10). For this reason, this study was planned to determine the care problems of parents who have child with gastrostomy at home, the care burden of parents, and the factors that affect them.

Methods

The participants were selected from Trakya University Hospital, Pediatric Surgery Unit in the city of Edirne at Turkey. The study was conducted with 34 mothers who have child with gastrostomy, and who were volunteer to participate in the study.

This research was conducted as a descriptive study. Data was collected between 2017 April 15th and

2017 July 15th via ‘Survey Form’ and ‘Burden Interview Scale’. ‘Survey Form’ which was prepared by the researchers after the literature review, consisted of twenty-seven questions concerning the socio demographic characteristics of children, their parents and related care problems. ‘Burden Interview Scale’ was evaluated for validity and reliability by Inci and Erdem (11) and was developed for determining care burden of parents. It consists of 22 questions and five likert-type. (0=never, 4=always). Minimum score is ‘0’point and maximum score is ‘88’ point; ‘0-20’ point is less burden, ‘21-40’ point is medium burden, ‘41-60’ point is high burden, ‘61-88’ point is extreme burden.

Data for the study was collected with face to face method. Before the collection, the volunteer mothers have informed about study. Filling the forms took average of 10-15 minutes.

The data was evaluated with SPSS 19.0 package program. The data for the socio demographic characteristics of participants analyzed by number, percentage and mean ± standard deviation. The relationships between participants’ gastrostomy care characteristics and ‘Burden Interview’ score were evaluated by Mann Whitney U test. p<0.05 was accepted as statistical significant.

For the study, a permission dated 12.04.2017 and numbered 07/11 was obtained from the Trakya University of School Medicine Scientific Ethical Board, and written permission was obtained from the Trakya University Hospital, Chief of Pediatric Surgery Unit. Before the study, mothers were informed about the aim and context of the study. They were informed about their identity information would be kept secret and they could leave the study whenever they wanted.

Results

The mean age of the children was 9.91±5.26, mean age of mothers was 35.97±6.27, mean age of the fathers was 40.15±6.26, time of gastrostomy was 4.65±2.64 years. All of the participants were mothers and 58.8% of children were male, 61.8% of mothers and fathers graduated from primary school, 76.5% had nuclear family structure (Table 1).

Page 31: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

63

Semerci R et al. Care Problems of Parents Who Have Children with Gastrostomy at Home. Euras J Fam Med 2018;7(2):61-67

Table 1. Characteristics of parents and children (n=34) Characteristics Mean ± SD Child age (min:2, max:18) 9.68±4.77 Mother age (min:27, max:54) 35.97±6.27 Father age (min: 26, max: 57) 40.14±6.26 Time of gastrostomy (min:1, max:8 years) 4.64±2.64

n % Child gender

Female 14 41.2 Male 20 58.8

Family structure Nuclear 26 76.5 Extended 8 23.5

Mother’s education degree Not literate 5 14.7 Primary school 21 61.8 High school 6 17.6 University 2 5.9

Father’s education degree Not literate 1 2.9 Primary school 21 61.8 High school 11 32.4 University 1 2.9

SD: Standard Deviation

Fifty percentage of mothers were supported by grandmothers-grandfathers for children care, 94.1% of mothers had taken information about gastrostomy care. 76.5% of mothers took information from clinic nurses, 79.4% from clinic doctors. Most of the mothers (82.4%) stated that their information was enough for gastrostomy care. Most of the mothers (82.4%) lived problems related gastrostomy care at home (Table 2).

Table 2. Gastrostomy care characteristics of mothers (n=34) Characteristics n % Support source*

Father 9 26.5 Sibling 11 32.4 Grandmother-father 17 50.0 Caregiver of children 2 5.9

Status taking information about gastrostomy Yes 32 94.1 No 2 5.9

Sources of information* Clinic nurses 26 76.5 Clinic doctors 27 79.4 Company nurse 3 8.8 Internet 2 5.9

Is information of gastrostomy enough?

Yes 28 82.4 No 6 17.6

Living problems related gastrostomy at home Yes 28 82.4 No 6 17.6

%*: It was responded more than once Mothers’ average total score of Burden Interview

Scale (BI) was 35.20±10.54 (min:18, max:55), 11.8% of mothers (n=4) had less burden, 52.9% of them (n=18) had medium burden, 32.4% of them (n=11) had high burden and 2.9% of them (n=1) had extreme burden.

According to the mothers’ statement, 50% of them experienced leaking at tube site, 50% of them experienced removing the tube from its place and 26.5% of them experienced infection. It was found that mothers who experienced leaking at tube site had high BI score (p=0.023) (Table 3).

Table 3. The problems of mothers related to gastrostomy according to Burden Interview scores (n=34)

Characteristics n % Mean SD Test*

Bleeding in tube site Yes 4 11.8 33.50 14.25 z= -0.375

p= 0.708 No 30 88.2 35.43 10.25

Leaking at tube site Yes 17 50.0 39.23 10.96 z= 2.243

p= 0.025 No 17 50.0 31.18 8.65

Infection in tube Yes 9 26.5 36.67 10.92 z= -0.391

p= 0.696 No 25 73.5 34.68 10.59

Obstruction in tube Yes 19 55.9 37.42 9.06 z= -1.495

p= 0.135 No 15 44.1 32.40 11.89

Nutrition intolerance Yes 5 14.7 38.00 8.15 z= -0.560

p= 0.575 No 29 85.3 34.72 10.95

Removing the tube from its place Yes 17 50.0 36.35 12.05 z= -0.656

p= 0.512 No 17 50.0 34.06 9.02 *: Mann Whitney U test, SD: Standard Deviation

Page 32: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

64

Semerci R et al. Care Problems of Parents Who Have Children with Gastrostomy at Home. Euras J Fam Med 2018;7(2):61-67

According to the mother’s statements; 55.9% of them inadequate feeding with gastrostomy, 50.0% of them inadequate dressing, 38.2% of them inadequate supplying formula/material related to gastrostomy. It

was found that mothers who did not know what to do when they had problems had high ‘Burden Interview’ scores (p=0.028) (Table 4).

Table 4. Situations that parents are inadequate to feed with gastrostomy according to Burden Interview scores (n=34)

n % Mean SD Test*

Choosing appropriate formula Yes 4 11.8 38.25 14.22 z= -0.670

p= 0.503 No 30 88.2 34.80 10.20

Supplying formula/material Yes 13 38.2 37.23 10.39 z= -0.960

p= 0.365 No 21 61.8 33.95 10.69

Verify the location of the tube Yes 5 14.7 39.80 8.53 z= -0.950

p= 0.342 No 29 85.3 34.41 10.78

Feeding with gastrostomy Yes 19 55.9 33.53 10.48 z= -1.060

p= 0.289 No 15 44.1 37.33 10.59

Dressing Yes 19 55.9 36.74 11.18 z= -0.886

p= 0.375 No 15 44.1 33.27 9.71

Not know what to do when you have problems Yes 8 23.5 45.25 7.74 z= -2.360

p= 0.018 No 26 76.5 33.04 10.45 *: Mann Whitney U test, SD: Standard Deviation

Discussion

This study was conducted to determine the care problems of parents who had child with gastrostomy at home, the parents burden of care, and the factors that affect them. Fifty percentage of mothers stated that they were supported by grandmothers-fathers for children care. Feeding with gastrostomy is difficult and tiring for caregivers. Because of this, parents or caregivers should be supported. Brotherton et al. stated that 42% of the parents need to support for gastrostomy care/feeding (12). Stavroulakis et al. indicated that parents who took education about feeding with gastrostomy and care, cope easily with problems at home (13). Ayar et al. evaluated the home health care services in Turkey for pediatric patients and they found that 84% of the health care professionals visit home for gastrostomy care (14). It is important to determine the problems of parents and their needs to support them for gastrostomy care.

Most of mothers have taken information about gastrostomy care and more of them took this information from clinic nurses and clinic doctors. In this study more of mothers stated that this information

was enough for them. Esenay I et al. found that 90% of the mothers took education about gastrostomy care, 75% of them took this education from clinic nurses (6). Downs et al. stated that, for parents who took education about gastrostomy care, burden and stress were reduced about gastrostomy care (15). Rodrigues et al. stated that nurses should educate parents about gastrostomy care according to the guidelines (5). Alahan et al. stated that caregiver who didn’t have information about gastrostomy care had high care burden (16). It is important that parents should be informed about gastrostomy care before hospital discharge and after the discharge. Health professionals should visit them at their house to check parents information and ability about gastrostomy.

Mothers had medium and high care burden in this study. Pedrón-Giner et al. stated that mothers who had child with gastrostomy had high care burden and had high risk of presenting symptoms of anxiety–depression (17). Pemberton et al. stated that parents should be supported about gastrostomy care and parents should be informed about gastrostomy care for reducing care burden and stress (18). We know that

Page 33: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

65

Semerci R et al. Care Problems of Parents Who Have Children with Gastrostomy at Home. Euras J Fam Med 2018;7(2):61-67

gastrostomy care is so difficult for parents. If the parents do not support each other, the responsibility of the primary caregiver can increase. As expected, mothers are usually primary caregivers, and their burden is higher than other family members.

In the present study, it was found that most of mothers had experienced gastrostomy related problems at home. These problems are bleeding at tube site, stomach ulcer at the tube site, leaking at tube site, infection and obstruction, nutrition intolerance and removing the tube from its place. It was found that mothers who experienced leaking at tube site had high care burden. In the literature leakage is a common problem in gastrostomy care (18,19). Leakage is often associated with long-term use of gastrostomy (20,21). When the leakage occurs, infection, gastric hypersecretion, motility deacrease, poor activities that increase the intra-abdominal pressure could take place (20). These complications cause anxiety for parents and parents’ care burden may increase after these.

It was found that mothers who did not know what to do when they had problems had high care burden. Mela et al. stated that some parents, despite taking a lot information about gastrostomy, couldn’t deal with problems related to gastrostomy (2). Sullivan stated that parents need more specific information about feeding with gastrostomy to taking a decision and solve problems when they met challenges related gastrostomy (22). In accordance with these findings, it can be said that nurses and other health professionals should assess the parents’ knowledge and attitudes

about gastrostomy care. Limitation of this study is being carried out with

only one university hospital in Turkey. Therefore, these findings may not be generalized to all of parents in Turkey or other countries. We recommend future studies to examine factors that influence attitude of parents towards gastrostomy care with larger randomized sample size and conduct investigations into care burden of parents.

Conclusion

It was determined that the care burden of mothers was medium and high in this study. Mothers’ Burden Interview scores was affected by type of problems. Mothers who experienced problems related leaking at the tube site, and parents who did not know what to do when they had problems had high care burden.

We recommended that education should be planned according to the care burden of parents and affecting factors. Nurses should inform parents according to their needs and provide professional support to parents.

Acknowledgments

The authors have no funding or conflicts of interest and gratefully acknowledge the kind cooperation of all the mothers who generously gave of their time and shared their experiences, as well as health care professionals for their help and support during the data collection process.

References

1. Özden D, Karagözoğlu Ş, Güler N, Bülbüloğlu S. Nutrition problems faced by patients fed with the enteral tube at home and the burden of care on their relatives. DEUHFED 2016;9(4):134-41.

2. Mela CC, Zacarin CFL, Dupas G. Family evaluation

of children and adolescents submitted to gastrostomy. Rev Eletr Enf 2015;17(2):212-22.

3. Matuszczak E, Hermanowicz A, Klek S, Komarowska M, Pawlowska D, Zoubek-Wojcik A, et al. Parents’ perceptions of gastrostomy feeding for children with

neurological disabilities: a multicenter study. Journal of Hospice & Palliative Nursing 2014;16(8):521-5.

4. Martínez-Costa C, Calderón C, Pedrón-Giner C, Borraz S, Gómez-López L. Psychometric properties of the structured Satisfaction Questionnaire with

Page 34: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

66

Semerci R et al. Care Problems of Parents Who Have Children with Gastrostomy at Home. Euras J Fam Med 2018;7(2):61-67

Gastrostomy Feeding (SAGA-8) for caregivers of children with gastrostomy tube nutritional support. J Hum Nutr Diet 2013;26(2):191-7.

5. Rodrigues LN, da Silva WCP, Sampaio MOM, Fontenele FMC, de Oliveira DS, Moreira TMM, et al. Nursing care for children with gastrostomy: integrative review. International Archives of Medicine 2017;10(154):1-8.

6. Esenay FI, Sezer TA, Kurşun Ş, Gülez Gedik G. Problems experienced by family of child with percutaneous endoscopic gastrostomy. The Journal of Current Pediatrics 2016;14(1):110-5.

7. Åvitsland TL, Faugli A, Pripp AH, Malt UF, Bjørnland K, Emblem R. Maternal psychological distress and parenting stress after gastrostomy placement in children. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2012;55(5):562-6.

8. Pars H. The Effect Of Three Different Care Methods On Peristomal Skin Integrity Of The Children With Percutaneous Endoscopic Gastrostomy Tube (doctoral dissertation). Ankara: Hacettepe University Health Sciences Institute, Pediatric Nursing Program, 2016.

9. Soscia NP-Paeds J, Friedman JN. A guide to the management of common

gastrostomy and gastrojejunostomy tube problems. Paediatr Child Health 2011;16(5):281-7.

10. Üstün M, Aydın C. Enteral nutrition guide. In: Şenoğlu N (Ed.). Nütrisyon kılavuzu. İzmir: Tepecik Hastanesi Yayınları; 2016. p. 29-35. Turkish.

11. Inci FH, Erdem M. Validity and reliability of the Burden Interview and its adaptation to Turkish. Journal of Anatolia Nursing and Health Sciences 2008;11(4):85-95.

12. Brotherton AM, Abbott J, Aggett PJ. The impact of percutaneous endoscopic gastrostomy feeding in children; the parental perspective. Child Care Health Dev 2007;33(5):539-46.

13. Stavroulakis T, Baird WO, Baxter SK, Walsh T, Shaw PJ, McDermott CJ. The impact of gastrostomy in motor neurone disease: challenges and benefits from a patient and carer perspective. BMJ Support Palliat Care 2016;6(1):52-9.

14. Ayar G, Şahin Ş, Uysal Yazıcı M, Gündüz RC, Yakut Hİ, Demirel F. Evaluation of home care services in chronically ill children. Turkish Journal of Pediatric Disease 2014;9(1):12-7.

15. Downs J, Wong K, Ravikumara M, Ellaway C, Elliott EJ, Christodoulou J, et al. Experience of gastrostomy

using a quality care framework: the example of Rett syndrome. Medicine 2014;93(28):1-9.

16. Alahan NA, Aylaz R, Yetiş G. Kronik hastalığı olan çocuğa sahip ebeveynlerin bakım verme yükü. İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2015;4(2):1-5. Turkish.

17. Pedrón-Giner C, Calderón C, Martínez-Costa C, Borraz Gracia S, Gómez-López L. Factors predicting distress among parents/caregivers of children with neurological disease and home enteral nutrition. Child Care Health Dev 2014;40(3):389-97.

18. Pemberton J, Frankfurter C, Bailey K, Jones L, Walton JM. Gastrostomy matters-the impact of pediatric surgery on caregiver quality of life. J Pediatr Surg 2013;48(5):963-70.

19. Cunningham S, Best C. Guidelines for routine gastrostomy tube replacement in children. Nurs Child Young People 2013;25(10):22-5.

20. Lee J, Spratling R. Care of gastrostomy feeding tube in children with developmental disabilities. Rehabil Nurs 2014;39(5):221-4.

21. Halliday V, Baker M, Thomas AL, Bowrey D. Patient and family caregivers’ experiences of living with a jejunostomy feeding tube after surgery for

Page 35: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

67

Semerci R et al. Care Problems of Parents Who Have Children with Gastrostomy at Home. Euras J Fam Med 2018;7(2):61-67

esophagogastric cancer. JPEN J Parenter Enteral Nutr 2017;41(5):837-43.

22. Sullivan PB. Pros and cons of gastrostomy feeding in children with cerebral palsy. Paediatrics and Child Health 2014;24(8):351-4.

Page 36: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

68

Yavuz E. Evde Sağlık Hizmeti Alan Hastaların Karşılanmamış İhtiyaçları. Euras J Fam Med 2018;7(2):68-72

Evde Sağlık Hizmeti Alan Hastaların Karşılanmamış İhtiyaçları The Unmet Needs of Home Healthcare Patients

AUTHOR/ YAZAR Erdinç Yavuz Aile Hekimliği Kliniği, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Samsun ORCID: 0000-0002-3275-8399

ÖZET

Amaç: Bu çalışmada, Samsun ilindeki evde sağlık hizmeti alan hastalarının karşılanmamış ihtiyaçlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Yöntem: Bu kesitsel tanımlayıcı çalışma, Nisan-Mayıs 2018 arasında Samsun merkez illerinde ev sağlık hizmeti alan 24 kişiyi kapsamaktadır. Ev ziyaretinin sonunda bakıcılara hastaların karşılanmamış ihtiyaçları ile ilgili açık uçlu bir soru sorulmuştur. Bakım verenler tarafından verilen cevaplar kendi sözleriyle kaydedildi.

Bulgular: Bakım verenlerin 8'i (% 33.3) birden fazla karşılanmamış ihtiyaç bildirirken, 11'i tek bir problem bildirmiştir. Beş hastanın bakıcısı, hastalarının karşılanmamış bir bakım ihtiyacı olmadığını belirtti. En sık rastlanan ihtiyaç 12 bakım veren (%50) için ilaçların reçete edilmesiydi. İkinci sık bildirilen ihtiyaç (10 bakım veren, %41.6) hastaların sağlık kuruluşlarına nakledilmesiydi. Sekiz bakım veren (% 33.3) evlerinin bir apartmanın en üst katlarında olduğunu ve sedyelerin ve hastaların taşınmasında yardım bulmakta zorlandığını belirtmiştir.

Sonuç: Ülkemizde evde sağlık hizmetleri gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu hastaların karşılanmayan ihtiyaçlarını belirlemek, verilen hizmetin kalitesini arttırmak açısından önemlidir. Bakıcılar tarafından en sık dile getirilen ihtiyaçlar, kolay önlemlerle çözülebilir.

Anahtar kelimeler: evde bakım hizmetleri, sağlık hizmeti sunumu, sağlık hizmetleri yönetimi, bakıcılar

ABSTRACT

Aim: In this study, it was aimed to determine the unmet needs of home health care patients in Samsun province.

Methods: This cross-sectional descriptive study included 24 individuals who received home health care services in Samsun central provinces between April-May 2018. At the end of the home visit, an open-ended question regarding their unmet needs were asked to the caregivers. The given answers were recorded in their own words.

Findings: Eight of the caregivers (33.3%) reported more than one unmet needs, while 11 reported a single problem. Five caregivers stated that their patients did not have any unmet care. The most frequently cited need was the prescription of medications for 12 caregivers (50%). The second frequently reported need (10 caregivers, 41.6%) was the transfer of the patients to health care facilities. Eight caregivers (33.3%) stated that their homes were on the top floors of an apartment and it was very difficult to find help in carrying stretchers and patients.

Conclusion: Home health services are becoming increasingly widespread in our country. Determining the unmet needs of these patients is important in terms of increasing the quality of the service provided. The needs most often expressed by caregivers can be solved by easy measures.

Keywords: home care services, delivery of health care, health services adminstration, caregivers

Corresponding Author / İletişim için Doç. Dr. Erdinç Yavuz Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Samsun E-mail: [email protected] Date of submission: 18.06.2018 / Date of acceptance: 25.07.2018

ORIGINAL RESEARCH / ORİJİNAL ARAŞTIRMA 2018

Page 37: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

69

Yavuz E. Evde Sağlık Hizmeti Alan Hastaların Karşılanmamış İhtiyaçları. Euras J Fam Med 2018;7(2):68-72

Giriş

Ülkemizdeki nüfusunun yaşlanma eğilimi gelişmiş ülkelerdeki kadar hızlı olmasa da ülkemizde doğurganlık oranının düşmesiyle başlayan demografik dönüşüm süreci sadece nüfus artış hızının yavaşlamasına neden olmamakta, aynı zamanda nüfusun yapısını da değiştirmektedir. Ayrıca doğuşta beklenen yaşam süresi artarak Türkiye geneli için 78 yıl, erkekler için 75,3 yıl ve kadınlar için 80,7 yıla ulaşmış olması bu değişime katkıda bulunmaktadır (1). Ülkemizde 65 ve daha yukarı yaş kapsamındaki yaşlı nüfusun oranı 2017 yılında % 8,5’e yükselmiştir, diğer bir ifadeyle 1990’lı yıllarda sadece 2,2 milyon kişi olan 65 ve daha yukarı yaş kapsamındaki yaşlı nüfus 2017 yılında neredeyse üç katına çıkarak 6 milyon 895 bin 385 kişiye ulaşmıştır. Bu oranın 2050 yılında % 20,8’e ve 2075 yılında ise % 27,7’ye kadar yükseleceği tahmin edilmektedir. Buna göre 2050 yılında dünya genelinde 65 ve yukarı yaştakilerin oranının % 21,5 olacağı tahmin edildiğine göre 2050 yılında ülkemiz de neredeyse dünya ortalamalarına gelmiş olacak ve Türkiye “çok yaşlı” nüfus yapısına sahip ülkeler arasında yerini alacaktır (2). Bu durum kendine özgü sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Artan yaşla birlikte kronik hastalıklı birey sayısı da artmakta ve bu hastalıkların komplikasyonlarına bağlı olarak bireyler daha çok evde sağlık hizmetlerine ihtiyaç duymaktadır. Bununla birlikte evde bakım hizmetlerinin sunulduğu yaş grupları ağırlıklı olarak 65 yaş ve üzerindeki kronik hastalığı olan bireyler olmasına karşın günümüzde bebek ve çocuklar da dâhil olmak üzere her yaş grubu evde bakım hizmetlerinden yararlanabilmektedir (3). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzun süreli bakımın tanımına uygun, uzun süreli sağlık sorunu olan ve günlük yaşam aktiviteleri ile ilgili olarak yardıma gereksinim duyan tüm yaşlardaki kişilerin yeterli kalitede bir yaşam sürdürmesini sağlayacak bir evde bakım hizmeti üzerine vurgu yapmaktadır (4).

Ülkemizde evde bakım hizmetlerinde ilk yasal düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 10.03.2005 tarih ve 25751 sayılı “Evde Sağlık Hizmetlerinin Sunumu Hakkında Yönetmelik”’tir (5).

Şubat 2010 tarihli ve 3895 sayılı “Sağlık Bakanlığınca Sunulan Evde Sağlık Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönerge”'si ile Türkiye genelinde yaygın hizmet sunumuna başlanmıştır (6). Son olarak 27/02/2015 tarihli ve 29280 sayılı “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Tarafından Evde Sağlık Hizmetlerinin Sunulmasına Dair Yönetmelik” yayınlanmıştır. Bu yönetmelikte evde sağlık hizmetleri “Çeşitli hastalıklar nedeniyle evde sağlık hizmeti almaya ihtiyacı olan bireylere evinde ve aile ortamında sosyal ve psikolojik danışmanlık hizmetlerini de kapsayacak şekilde verilen muayene, tetkik, tahlil, tedavi, tıbbi bakım, takip ve rehabilitasyon hizmetleri” olarak tanımlanmaktadır (7). İlk olarak kamu hastaneleri tarafından verilen bu hizmet daha sonra Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na devredilerek birinci basamağa verilmiş ancak 25/04/2017 tarihli resmi bir yazı ile evde sağlık hizmetlerinin yürütülmesi görevi yeniden Kamu Hastaneleri kurumuna geçmiştir. Bu iki kurumun kaldırılmasıyla evde sağlık hizmetleri Sağlık Bakanlığı çatısı altında Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü’nce yürütülmektedir. Sonuç olarak evde sağlık hizmetlerinin güçlenmesi ile ülke genelinde bu hizmetler aile hekimlerinden hastanelerce oluşturulan birimlere bir geçiş göstermiştir. Evde sağlık hizmetleri birimlerinin olmadığı yerlerde bu hizmeti halen aile hekimleri vermektedir. Aile hekimlerine evde sağlık hizmetleri için biçilen rol bu hizmeti veren kurumlar arasındaki koordinasyonu kurmaktır.

Samsun ilinde 2010 yılında verilmeye başlanan evde sağlık hizmetleri 2017 yılında 14 hastane ve 3 Ağız ve Diş Sağlığı Birimi olmak üzere 17 Evde Sağlık Hizmetleri birimi ile sürdürülmektedir. Kayıtlı hasta sayısı 4.697’e ulaşmıştır.

Belirli bir sağlık sorununun çözümü için gerekli görülen sağlık hizmetleri ile alınan gerçek sağlık hizmetleri arasındaki fark olarak tanımlanan karşılanmamış sağlık ihtiyaçları, sağlık hizmetlerine erişimin bir ölçütü olarak kabul edilmektedir. Karşılanmamış sağlık ihtiyaçları, sağlık bakım sisteminin özelliklerine (hizmetlerin sunulması, bakımdan önce bekleme süresi, vb.) ve bakıma muhtaç

Page 38: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

70

Yavuz E. Evde Sağlık Hizmeti Alan Hastaların Karşılanmamış İhtiyaçları. Euras J Fam Med 2018;7(2):68-72

bireylerin özel koşullarına (sosyoekonomik durum, zaman kısıtlamaları, vb.) bağlıdır (8).

Bu çalışmada evde bakım hizmeti alan hastaların karşılanmamış ihtiyaçlarını belirlemek amaçlanmıştır.

Yöntem

Kesitsel tanımlayıcı bu çalışmaya Nisan-Mayıs 2018 tarihleri arasında Samsun merkez ilçelerinde evde sağlık hizmeti alan hastalara bakım veren ve çalışmaya katılmaya katılmayı kabul eden 24 birey dâhil edilmiştir. Bu bireyler Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Evde Sağlık Birimi’ne yapılan başvurulara göre planlanmış ev ziyaretleri listesinden seçilmiştir. Yapılan ziyaret sonunda bakım vericilere yüz yüze görüşme esnasında yaşları, eğitim durumları, ne kadar süredir bakım verdikleri sorulmuş, açık uçlu bir soru yöneltilmiştir: “Hastanızın bakımında aşamadığınız bir engel ya da çözümünde çok zorlandığınız sağlık hizmetleri ile ilgili bir sorununuz var mı?”. Alınan cevaplar bakım vericilerin kendi sözleri ile kaydedilmiştir. Eğer görüşme sırasında birden fazla bakım verici varsa hastayla en çok vakit geçiren ve en çok ilgilenen birey seçilmiştir. Ayrıca bu hastaların dosyaları taranarak yaş, cinsiyet, tanı, ne kadar süredir evde sağlık hizmeti aldığı da not edilmiştir.

Tartışma

Toplam 24 bakım vericinin 19’u (%79,1) kadın, 5’i (%19,9) erkekti. Bakım vericilerin ortalama yaşı 41,16±13,62 (en düşük 23, en yüksek 62) olarak hesaplandı. Eğitim düzeyi açısından 13 (%54,1) bakım verici ilköğretim mezunuyken 7 (%29,1) kişi lise eğitimi almıştı. İki (%8,3) bakım vericinin okuma yazması yoktu. Üç (%12,5) bakım verici bir ücret karşılığı çalışan yabancılardı. Diğer kişiler evde bakım hizmeti alan hastaların akrabalarıydı. Hastalarda evde sağlık hizmetlerine kabul esnasında kaydedilen tanılar sıklık sırasına göre esansiyel hipertansiyon (13 hasta, %54,1), serebrovasküler hastalık (11 hasta, %45,8), Alzheimer hastalığı (7 hasta, %29,1), Diabetes Mellitus (4 hasta, %16,6), kalça kırığı (2 hasta, %0,8), serebral palsy (1 hasta, %0,4), şizofreni (1 hasta, %0,4), femur başı kırığı (1 hasta, %0,4), evre 4 over

kanseri (1 hasta, %0,4) olarak not edildi. Hastaların 20’si tam yatağa bağımlı iken 4’ü güçlükle ya da yardımla hareket edebiliyordu. Tüm hastalar Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık güvencesi kapsamındaydı.

Bakım vericilerin 8’si (%33,3) birden fazla karşılanmamış sağlık hizmeti ihtiyacı rapor ederken, 11’i tek bir sorun bildirdi. Beş hasta karşılanmamış herhangi bir sağlık hizmeti ihtiyacı olmadığını belirtti. Bakım vericilerin rapor ettiği karşılanmamış ihtiyaçlar değerlendirildiğinde önemli bir kısmının sağlık hizmetlerine erişilebilirlik ile ilişkili olduğu saptandı. En çok dile getirilen ihtiyaç, 12 bakım veren (%50) tarafından rapor edilen, bakım verdikleri hastaları için süresi dolan ilaç kullanım ve muafiyet raporlarının yenilenmesi veya var olan raporlara istinaden ilgili ilaçların reçete edilmesiydi. Sadece bazı branş uzmanlarınca reçete edildiğinde geri ödeme kapsamında olan ilaçların (sıklık sırasına göre nöroloji, psikiyatri, kardiyoloji) tekrar reçete edilmesinde önemli sorunlar yaşandığı ilaçların farlı kutu içerikleri nedeniyle farklı sürelerde tükendiği ve bunun sık sık yeniden reçeteleme ihtiyacı ortaya çıkardığı ifade edildi. Bakım vericilerin 10’u (%41,6) bu konuda eskiden kayıtlı oldukları aile hekimlerinden yardım alabilirken yeni bir düzenleme sonrası artık bu hizmeti alamadıklarını belirtti. İkinci sıklıkla rapor edilen ihtiyaç (10 bakım verici, %41,6) yine sağlık hizmetine erişilebilirlik ile ilgili olarak hastaların sağlık kuruluşlarına nakli ile ilgiliydi. Bu konuda belirtilen ihtiyaçların iki boyutu vardı: Evde sağlık hizmetlerinin sunduğu nakil hizmetine kısa sürede ulaşma zorluğu ve nakil aracında sıra bulabilmek amacıyla nakil istemlerini birkaç gün önceden bildirme gerekliliği en sık ifade edilen engellerdi. İkincisi bakım vericilerin adreslerine gelen ve giden nakil aracından hastalarını evlerine taşırken yaşadıkları zorluklardı. Sekiz bakım verici (%33,3) evlerinin bir apartmanın üst katlarında olduğunu ve sedye ile hastalarını nakil aracına taşımak konusunda yardım bulmakta çok zorlandıklarını ifade etti. Dört katılımcı (%16,6) hastalarının iştahsızlığına çözüm bulamadıklarını ifade etti. Bir katılımcı hastasının bası yarası nedeniyle pansuman yapılması gerektiğini ancak evde sağlık hizmetlerinden istediği sıklıkta

Page 39: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

71

Yavuz E. Evde Sağlık Hizmeti Alan Hastaların Karşılanmamış İhtiyaçları. Euras J Fam Med 2018;7(2):68-72

ziyaret alamadığını ve yara bakımı konusunda kendisini yetersiz hissettiğini belirtti. Diğer bir bakım verici hastasının inme sonrası fizyoterapiye ihtiyaç duyduğunu, bunun için hastasını sağlık merkezlerine götürmekte çok zorlandığını eve bir fizyoterapistin gelmesine ihtiyaç duyduklarını ifade etti. Diğer bir katılımcı hastasının ağrıları ile baş etmekte zorlandığını, zaman zaman reçete edilen ağrı kesicileri nasıl vereceğini konusunda tereddüt yaşadığını açıkladı. Son olarak bir bakım verici özellikle acil servislerde sağlık çalışanları ile iletişim kurmakta zorlandığını, sağlık personelinin empati kurmasına ihtiyacı olduğunu belirtti.

Tartışma

Karşılanmamış sağlık hizmeti ihtiyaçları, gerekli görülen hizmetler ile gerçekte alınan hizmetler arasındaki fark olarak tanımlanır ve erişilebilirlik, kullanılabilirlik ve kabul edilebilirlik ile ilgili engellerden kaynaklanır (9). Ülkemiz için göreceli olarak yeni bir kavram olan evde sağlık hizmetlerinde karşılanmamış sağlık gereksinimlerinin belirlenmesi verilen hizmetin kalitesinin değerlendirilmesinde ve hizmeti alanlar yönünden hizmetin nasıl algılandığının anlaşılması açısından önemlidir. Bununla birlikte ülkemizde bu konuda yayınlanan çalışma sayısı çok azdır. Akdemir ve ark. serebrovasküler hastalık sonucu yatağa bağımlı olan hastaların evde sağlık hizmet gereksinimlerini değerlendirdikleri çalışmada hastaların psikososyal, uykusuzluk, egzersiz yapma, enfeksiyon, kontraktür-deformite-atrofi, çevresel uyaran azlığı gibi sorunlarının çözümlenemediğini rapor etmişlerdir (10). Çayır ve ark. evde sağlık hizmeti alan hastalara bakım verenlerin beklentilerini ev ortamında muayene, evde tedavi olma, bası ülseri için pansuman, hastaneye ulaşım için araç temini,

tetkiklerin ev ortamında yapılması şeklinde özetlemişlerdir (11). İlginç olarak çalışmamızda en sık rapor edilen karşılanmamış ihtiyaç, hastaların kronik hastalıklarının tedavisi için kullandığı ilaçların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geri ödenmesi için düzenlenen ilaç kullanım ve muafiyet raporlarının süreleri dolduğunda yeniden düzenlenmesi ya da sadece belli branş uzmanlarınca reçete edildiğinde geri ödeme kapsamında olan tedavilerin devamının sağlanmasıdır. Sağlık kuruluşlarına naklin oldukça zor olduğu yatağa bağımlı bu hastalara bakım verenler için bu durum önemli bir sorundur. Ayrıca sık olarak çok sayıda ilaç kullanan bu hastalarda ilaçların farklı sürelerde tükenmesi mükerrer reçeteleme ihtiyacına sebep olmaktadır. Yapılacak mevzuat düzenlemeleri ile bu sorunların çözülmesi mümkündür. Hastaların nakil ihtiyaçları için evde sağlık birimlerinin nakil araçlarının sayısının artırılması ve hastaların araçlardan evlerine taşınabilmesi için bu iş tanımı ile personelin istihdam edilmesi en akılcı yol gibi gözükmektedir. Evde sağlık hizmeti veren birimlerde çalışan ekiplerin personel sayısı olarak desteklenmesi ve fizyoterapist, diyetisyen, psikolog gibi çok ihtiyaç duyulan profesyonellerin ekiplere eklenmesi ile bakım verenlerin rapor ettiği ihtiyaçların önemli bir kısmı karşılanabilir.

Sonuç

Evde sağlık hizmetleri ülkemizde giderek yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle bu hastaların karşılanmamış sağlık gereksinimlerinin belirlenmesi verilen hizmetin kalitesinin artırılması açısından önemlidir. Bu çalışmaya katılan bakım verenlerin en sık olarak dile getirdikleri ihtiyaçları aslında alınacak önlemlerle kolayca giderilebilir.

Kaynaklar

1. Türkiye İstatistik Kurumu [internet]. İstatistiklerle Yaşlılar, 2017 [cited 2018 Jun 7]. Available from: http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=27595.

2. Erol SI. Küresel bir sorun olarak demografik dönüşüm: nedenleri, etkileri ve alınması gereken önlemler. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi 2016;(37):75-123.

3. Yılmaz M, Sametoğlu F, Akmeşe G, Tak A, Yağbasan B, Gökçay S, et al. Sağlık hizmetinin alternatif bir sunum şekli olarak evde hasta bakımı. İstanbul Tıp Derg

Page 40: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

72

Yavuz E. Evde Sağlık Hizmeti Alan Hastaların Karşılanmamış İhtiyaçları. Euras J Fam Med 2018;7(2):68-72

2010;11(3):125–32. 4. World Health Organization

[internet]. Home Care in Europe [cited 2018 Jun 7]. Available from: http://www.euro.who.int/__data/assets/pdf_file/0005/96467/E91884.pdf?ua=1.

5. T.C. Sağlık Bakanlığı [internet]. Evde bakım hizmetleri sunumu hakkında yönetmelik [cited 2018 Jun 6]. Available from: http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2005/03/20050310-5.htm

6. T.C. Sağlık Bakanlığı [internet]. Sağlık Bakanlığınca sunulan evde sağlık hizmetlerinin uygulama usul ve esasları hakkında yönerge [cited 2018 Jun 6]. Available from:

https://www.saglik.gov.tr/TR,11271/saglik-bakanliginca-sunulan-evde-saglik-hizmetlerinin-uygulama-usul-ve-esaslari-hakkinda-yonerge.html

7. T.C. Sağlık Bakanlığı [internet]. Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları tarafından evde sağlık hizmetlerinin sunulmasına dair yönetmelik [cited 2018 Jun 6]. Available from: http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/02/20150227-14.htm

8. Carr W, Wolfe S. Unmet needs as sociomedical indicator. Int J Health Serv 1976;6(3):417–30.

9. Pappa E, Kontodimopoulos N, Papadopoulos A, Tountas Y, Niakas D. Investigating

unmet health needs in primary health care services in a representative sample of the Greek population. Int J Environ Res Public Health 2013;10(5):2017-27.

10. Akdemir N, Bostanoğlu H, Yurtsever S, Kutlutürkan S, Kapucu S. Yatağa bağımlı hastaların evde yaşadıkları sağlık sorunlarına yönelik evde bakım hizmet gereksinimleri. Dicle Tıp Dergisi 2011;38(1):57-65.

11. Çayır Y, Avşar ÜZ, Avşar Ü, Cansever Z, Khan AS. Evde sağlık hizmetleri alan hastaların özellikleri ve bakım verenlerin beklentileri. Konuralp Tıp Dergisi 2013;5(3):9-12.

Page 41: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

1

Page 42: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

INSTRUCTIONS FOR AUTHORS

Eurasian Journal of Family Medicine (EJFM) is an open access international journal which publishes clinical and experimental trials, interesting case reports, invited reviews, letters to the Editor, meeting, news and bulletin, clinical news and abstracts of interesting researches conducted in Family Medicine field. The language of the journal is both Turkish and English. The journal is based upon independent and unbiased double-blinded peer-review principles. The Journal is the scientific publication of the Eurasian Society of Family Medicine (ESFAM), and is published three times per year. Processing and publication of submitted papers are free of charge.Publication Ethics

The authors are responsible for the scientific content of the material to be published. The authors should fill the copyright form to declare any possible conflicts of interest and to transfer the copyright to EJFM. The manuscript can not be published elsewhere in any other language without the consent of EJFM. The final form of the manuscript should be seen and approved by all authors. The Editorial Board, International Editorial Board and the Publisher are responsible to identify and prevent any research misconduct. The journal is open to publish any corrections, clarifications and apologies when needed. Any requests for retraction will be thoroughly discussed and carefully evaluated by the Editorial Board and the Publisher.

Scientific Review and AcceptanceManuscripts must only be submitted electronically

through the following website: www.ejfm.orgOnly the papers that have not previously been

published or under review in any scientific publication are accepted for publication. Manuscripts that have been presented orally or as a poster must be stated on the title page with the date and the place of the congress.

All submissions must be accompanied by a signed statement of scientific contributions and responsibilities of all authors and a statement declaring the absence of conflict of interests. Any institution, organization, pharmaceutical or medical company providing any financial or material support, in whole or in part, must be disclosed in a footnote.

Manuscript format must be in accordance with the ICMJE-Uniform Requirements for Manuscripts Submitted to Biomedical Journals: Writing and Editing for Biomedical Publication available at www.icmje.org.

All articles submitted for publication are peer- reviewed for their suitability for the Journal. Papers do not comply with the format of the Journal will be returned to the author without further review. Therefore, to avoid time and work loss, authors must carefully review the rules of the journal.

Manuscripts that comply with the main rules of the journal are sent to at least two reviewers from International Editorial Board with no conflict of interest with the authors, and the reviewers are asked for opinion about the suitability of the paper for publication. The reviewed manuscripts are then re-reviewed by the Editorial Board and the decision for the publication is established. There may be multiple revision requests by the reviewers or editors, if needed.

The Editorial Board, International Editorial Board and the Publisher have the authority to edit the manuscripts, request changes in the format of the manuscripts, and make reductions within the authors' knowledge in typographic control. Until the required changes and edits have been made, the papers will not be preceded for publication.

Manuscript PreparationThe manuscript file should include title page, abstracts

and keywords, text, references, tables (each table on a separate page), figure legends (if any) in the mentioned order.

Title page: Title page should include the title of the manuscript, the name(s), ORCID numbers and institution(s) of the author(s) and telephone, postal address and e-mail address of the corresponding author. If the authors do not have ORCID numbers yet, please click the link to register: https://orcid.org/register

Abstracts: Abstract should follow the title. Turkish and English abstracts must be included. For the manuscripts submitted from outside of Turkish speaking countries, editorial team will provide the translation into Turkish upon request. For research articles, abstracts should be structured as follows; Aim, Methods, Results, Conclusion, and should not exceed 200 words. Abstracts of case reports should mainly include information about the case and should consist of a short and single paragraph.

Keywords: At least three keywords should be written both in Turkish and English. Keywords must be selected from “Medical Subject Headings” (MESH) available through: www.nlm.nih.gov/mesh/MBrowser.html.

Main text file: The main text should be structured as

Euras J Fam Med

Page 43: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

INSTRUCTIONS FOR AUTHORS

follows: Introduction, Methods, Results, Discussion, Authors Contributions, Acknowledgements, Conflict of Interest Disclosure and References. The sections do not have to begin on separate pages. Case reports should also be structured as Introduction, Case(s) and Discussion following the titles and abstracts. Author names and their institutional information, figures and illustrations should not be present in the manuscript file.

References: Reference listing must be in accordance with ICMJE standards and numbered consecutively at the end of the manuscript in the order in which they are mentioned in the text. Journal abbreviations should be in Index Medicus style. If there are more than six authors, it should be abbreviated with the use of "et al.". Authors should only cite the articles that they have directly used. Our journal does not approve the citations made from references of any other articles. If a reference is considered not to be directly cited, the reference(s) must be verified by the authors against the original documents by sending the photocopy of the first page(s). Any citation of unpublished work, of which the page as numbers could not be provided, such unpublished conference, symposium, and meeting presentations, is permissible. For further information authors should consult NLM’s Citing Medicine for information on its recommended formats for a variety of reference types.

Examples for writing references (please give attention to punctuation):

Format for journal articles; initials of author’s names and surnames, titles of article, journal name, date, volume, number, and inclusive pages, must be indicated. Example:

Marakoglu K, Toprak D, Taner S, Ozdemir S, Erdem D, Bodur S. Smoking and depression symptoms among medical students in Turkey. Euras J Fam Med 2012;1(2):42-54.

Format for books; initials of author’s names and surnames, chapter title, editor’s name, book title, edition, city, publisher, date and pages. Example:

Eyler AE, Biggs WS. Medical human sexuality in family medicine practice. In: Rakel RE (Ed.). Textbook of family medicine. 7th ed. Philadelphia: WB Saunders; 2007. p.1335-55.

Format for books of which the editor and author are the same person; initials of author(s)’ editor(s)’ names and surnames chapter title, book title, edition, city, publisher, date and pages. Example:

Solcia E, Capella C, Kloppel G. Tumors of the exocrine pancreas. In: Solcia E, Capella C, Kloppel G (Eds.). Tumors of the pancreas. 2nd ed. Washington: Armed Forces Institute of Pathology; 1997. p.145-210.

Format for online-only publications; DOI is the preferred on-line reference.

Format for websites; author(s)/organization, internet in square brackets, title, page update, citation date and web adress. Example:

American Medical Association [internet]. Helping doctors help patients [cited 2007 Feb 27]. Available from: http://www.ama-assn.org/

Tables, Figures, Graphics and Photographs: Each table must be on a separate sheet. Figures, graphics and photographs must be submitted in jpeg format in high resolution. Tables, figures and graphics must be cited in the text.

Research EthicsAn approval of research protocols by ethics committee

in accordance with international agreements is required for experimental, and clinical and drug trial studies:

WMA Declaration of Helsinki - Ethical Principles for Medical Research Involving Human Subjects, October 2013, Fortaleza, Brazil (available at: http://www.ub.edu/ recerca/Bioetica/doc/Declaracio_Helsinki_2013.pdf)

Guide for the care and use of laboratory animals 8th edition (available at: http://grants.nih.gov/grants/olaw/ Guide-for-the-care-and-use-of-Laboratory-animals.pdf)

Euras J Fam Med

Page 44: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

YAZARLARA BİLGİ

Avrasya Aile Hekimliği Dergisi (EJFM), Aile Hekimliği alanında yapılan klinik çalışmaları, ilginç olgu bildirimlerini, davet edilmiş derlemeleri, Editöre mektupları, toplantı, haber ve duyuruları, klinik haberleri ve ilginç araştırmaların özetlerini yayınlayan; yayın dili Türkçe ve İngilizce olan, bağımsız ve önyargısız çift-kör hakemlik (peer-review) ilkelerine dayanan uluslararası bir dergidir. Dergi, Avrasya Aile Hekimliği Derneği’nin (ESFAM) bilimsel içerikli yayın organı olup yılda 3 sayı yayınlanır. Yazıların değerlendirme ve yayınlanması ücretsizdir.

Yayın EtiğiYazıların bilimsel sorumluluğu yazarlara aittir.

Yazarlar olası çıkar çatışmalarını beyan etmek ve yayın hakkını EJFM’ye devretmek için yayın hakkı devir formunu doldurmalıdırlar. Makaleler EJFM’nin rızası olmadan başka bir yer, başka bir dilde yayınlanamazlar. Makalenin son hali tüm yazarlarca görülmüş ve okunmuş olmalıdır. Editörler Kurulu, Uluslararası Editörler Kurulu ve Yayıncı herhangi bir araştırma hatasını saptamak ve önlemek ile sorumludurlar. Dergi gerektiğinde herhangi bir düzeltme, açıklama ve özür yayınlamak için açıktır. Herhangi bir geri çekme talebi Editörler Kurulu ve Yayıncı tarafından etraflıca tartışılacak ve dikkatlice değerlen-dirilecektir.

Bilimsel Değerlendirme ve Yayına KabulYazılar sadece http://www.ejfm.org adresinden online

olarak gönderilmelidir. Gönderilen yazıların dergide yayınlanabilmesi için

daha önce başka bir bilimsel yayın organında yayınlanmış ya da değerlendirme sürecinde olmaması gerekir. Daha önce sözlü ya da poster olarak sunulmuş çalışmalar, yazının başlık sayfasında tarihi ve yeri ile birlikte belirtilmelidir.

Sisteme yüklenen tüm makaleler ile beraber tüm yazarların bilimsel katkı ve sorumlulukları ile çıkar çatışması olmadığını belirten imzalı bildirim eklenmelidir. Araştırmalara yapılan kısmi de olsa nakdi ya da ayni yardımların hangi kurum, kuruluş, ilaç-gereç firmalarınca yapıldığı dip not olarak bildirilmelidir.

Makalelerin formatı ICMJE-Uniform Requirements for Manuscripts Submitted to Biomedical Journals: Writing and Editing for Biomedical Publication (www.icmje.org) kurallarına göre düzenlenmelidir.

Dergiye gönderilen yazılar, ilk olarak dergi standartları açısından incelenir. Derginin formatına uymayan yazılar,

daha ileri bir incelemeye gerek görülmeksizin yazarına iade edilir. Bu nedenle, gereksiz yere zaman ve emek kaybına yol açılmaması için, yazı sahipleri dergi kurallarını dikkatli incelemek zorundadır.

Derginin temel kurallarına uygunluğuna karar verilen yazılar Danışma Kurulundan yazarlarla çıkar çatışması olmayan en az iki üyeye gönderilir ve bu üyelerden yayına uygun olup olmadığı konusunda görüşleri alınır. Bu incelemeden geçen yazılar, Yayın Kurulu tarafından tekrar değerlendirilir ve basılacağı yer ve sayı kararlaştırılır. Gerekirse hakemler veya editörler tarafından birden fazla düzeltme isteğinde bulunulabilir.

Danışma Kurulu, Yayın Kurulu ve Yayıncı dizgi ve kontrol aşamasında, yazılarda düzeltme yapmak, biçiminde değişiklikler istemek ve yazarları bilgilendirerek kısaltma yapmak yetkisine sahiptir. Yazarlardan istenen değişiklik ve düzeltmeler yapılana kadar, söz konusu yazılar yayın programına alınmayacaktır.

Makalenin HazırlanmasıYazının gönderildiği metin dosyasının içinde sırasıyla,

başlık sayfası, Türkçe ve İngilizce özetler ve anahtar sözcükler, makalenin metinleri, kaynaklar, her sayfaya bir tablo olmak üzere tablolar ve son sayfada şekillerin (varsa) alt yazıları şeklinde olmalıdır. Tüm makale tek bir MS Word dosyası halinde sisteme yüklenmelidir.

Başlık sayfası: Başlık sayfası yazının başlığını, yazar(lar)ın isim, ORCID numaraları ve çalıştıkları kurumları ile sorumlu yazarın telefon, adres ve elektronik posta bilgilerini içermelidir. Henüz ORCID numarası almamış olan yazarlar şu adresten kayıt olabilirler: https://orcid.org/register

Özetler: İkinci sayfada Türkçe ve İngilizce özetler yazı başlıkları ile birlikte verilmelidir. Araştırma makalelerinde özetler; Amaç, Yöntemler, Bulgular, Sonuç bölümlerine ayrılmalı ve toplamı 200 sözcüğü geçme- melidir. Olgu sunumlarının özetleri ağırlıklı olarak mutlaka olgu hakkında bilgileri içermeli, kısa ve tek paragraf olmalıdır.

Anahtar kelimeler: En az üç adet anahtar kelime Türkçe ve İngilizce olarak “Medical Subject Headings (MESH)”e uygun verilmelidir. İngilizce anahtar kelimeler için www.nlm.nih.gov/mesh/MBrowser.html ve Türkçe anahtar kelimeler için www.bilimterimleri .com adreslerinden yararlanılabilir.

Tam metin dosyası: Giriş, Yöntemler, Bulgular, Tartışma, Çıkar Çatışması Beyanı, ve Kaynaklar şeklinde

Euras J Fam Med

Page 45: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal

YAZARLARA BİLGİ

oluşturulmalıdır. Metin dosyasında yazının hiçbir bölümünün ayrı sayfalarda başlatılması zorunluluğu yoktur. Olgu sunumları da, başlık ve özetlerden sonra Giriş, Olgu(lar) ve Tartışma şeklinde düzenlenmelidir. Metin dosyasının içinde, yazar isimleri ve kurumlara ait bilgi olmamalıdır.

Kaynaklar: Kaynak yazım stilleri ICMJE kurallarına göre yapılmalı ve yazı içinde geçiş sırasına göre makale sonunda listelenmelidir. Kullanılacak kısaltmalar Index Medicus'a uygun olmalıdır. Yazar sayısı altıdan fazla ise sonraki isimler Türkçe makalelerde "ve ark." İngilizce makalelerde ise "et al." şeklinde kısaltılmalıdır. Yazarlar yalnızca doğrudan yararlandıkları kaynakları yazılarında gösterebilirler. Dergimiz, başka çalışmalarda bildirilen kaynakların aktarma şeklinde kullanılmasını kesinlikle benimsememektedir. Bir kaynağın aslından yararlanıl-mamış olduğu düşünüldüğünde, yazarından söz konusu kaynak ya da kaynakların ilk sayfalarının fotokopilerini göndermesi istenir. Yayınlanmamış ve sayfa numaralarıyla verilemeyecek kaynak (yayınlanmamış kongre, sempoz- yum, toplantı, vb. belgeleri) kullanılamaz. Çeşitli kaynak tiplerinin kullanımı hakkında daha fazla bilgi için yazarlar “NLM’s Citing Medicine” kaynağına başvurabilirler.

Kaynakların yazımı için örnekler (Noktalama işaretlerine lütfen dikkat ediniz):

Makale için; Yazar(lar)ın soyad(lar)ı ve isim(ler)inin başharf(ler)i, makale ismi, dergi ismi, yıl, cilt, sayı, sayfa no’su belirtilmelidir. Örnek:

Yabancı dilde yayınlanan makaleler için;Marakoglu K, Toprak D, Taner S, Ozdemir S, Erdem

D, Bodur S. Smoking and depression symptoms among medical students in Turkey. Euras J Fam Med 2012;1(2):42-54.

Türkçe makaleler için;Öztürk Ö, Seven H. Comparison of late term treatment

with steroid and hyperbaric oxygen aided steroid in idiopathic sudden hearing loss. Euras J Fam Med 2012;1(2):63-8.

Kitap için; Yazar(lar)ın soyad(lar)ı ve isim(ler)inin başharf(ler)i, bölüm başlığı, editörün(lerin) ismi, kitap ismi, kaçıncı baskı olduğu, şehir, yayınevi, yıl ve sayfalar belirtilmelidir. Örnek:

Yabancı dilde yayımlanan kitaplar için;Eyler AE, Biggs WS. Medical human sexuality in

family medicine practice. In: Rakel RE (Ed.). Textbook of family medicine. 7th ed. Philadelphia: WB Saunders; 2007. p.1335-55.

Türkçe kitaplar için;Tür A. Emergency airway management and

endotracheal intubation. Şahinoğlu AH (editör). Yoğun bakım sorunları ve tedavileri. 2. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2003. p.9-16.

Yazar ve editörün aynı olduğu kitaplar için; Yazar/editörün soyad(lar)ı ve isim(ler)inin başharf(ler)i, bölüm başlığı, kitap ismi, kaçıncı baskı olduğu, şehir, yayınevi, yıl ve sayfalar belirtilmelidir. Örnek:

Yabancı dilde yayımlanan kitaplar için;Solcia E, Capella C, Kloppel G. Tumors of the

exocrine pancreas. In: Solcia E, Capella C, Kloppel G (Eds.). Tumors of the pancreas. 2nd ed. Washington: Armed Forces Institute of Pathology; 1997. p.145-210.

Türkçe kitaplar için;Eken A. Cosmeceutical ingredients: drugs to

cosmetics products. Eken A (ed.). Kozmesötik etken maddeler’de. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2006. p.1-7.

Sadece online yayınlar için; DOI tercih edilen on-line referanstır.

Websiteleri için; Yazar(lar)/Organizasyon, (Internet), başlık, sayfa güncelleme tarihi, erişim tarihi ve web adresi belirtilmelidir. Örnek:

American Medical Association [internet]. Helping doctors help patients [cited 2007 Feb 27]. Available from: http://www.ama-assn.org/

Tablo, Şekil, Grafik ve Fotoğraflar: Tablolar her sayfaya bir tablo olmak üzere yazının gönderildiği dosya içinde olmalı; yazıya ait şekil, grafik ve fotoğrafların her biri yüksek çözünürlüklü jpeg formatında gönderilmelidir. Tablo başlıkları ve şekil altyazıları eksik bırakılmamalıdır. Tablo, şekil ve grafiklerin yazıda nerede geçtiği belirtilmelidir.

Araştırma EtiğiDeneysel, klinik ve ilaç araştırmaları için ilgili

uluslararası anlaşmalara uygun etik komisyon raporu gerekmektedir:

WMA Declaration of Helsinki - Ethical Principles for Medical Research Involving Human Subjects, October 2013, Fortaleza, Brazil (available at: http://www.ub.edu/ recerca/Bioetica/doc/Declaracio_Helsinki_2013.pdf)

Guide for the care and use of laboratory animals 8th edition (available at: http://grants.nih.gov/grants/olaw/ Guide-for-the-care-and-use-of-Laboratory-animals.pdf)

Euras J Fam Med

Page 46: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal
Page 47: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal
Page 48: EURASIAN JOURNAL OF FAMILY MEDICINE ğejfm.trakya.edu.tr/userfiles/2018/August/Journal-2.pdfEDITORIAL Dear Readers, It is a great honor for us to publish a new issue of Eurasian Journal