Bar an 174

24
 Yýl: 4 Sayý: 174 13 Mayýs 2010 - 20 2 TL (kdv dahil) [email protected] ASYA’NIN SIRTINDA YÜKSELEN AVRUPA Saadet Partisi Teþkilat Baþkaný Saadet Partisi Teþkilat Baþkaný Osman Yumakoðlu: Osman Yumakoðlu: “KORKAKLIKTA AR, ÝLERÝ ATILMAKTA ÞEREF VARDIR!”

Transcript of Bar an 174

Page 1: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 1/24

  Yýl: 4 Sayý: 174 13 Mayýs 2010 - 20 2 TL (kdv dahil)

[email protected]

ASYA’NIN SIRTINDA YÜKSELEN

AVRUPA

Saadet Partisi Teþkilat BaþkanýSaadet Partisi Teþkilat Baþkaný

Osman Yumakoðlu:Osman Yumakoðlu:

“KORKAKLIKTA AR,ÝLERÝ ATILMAKTA ÞEREF

VARDIR!”

Page 2: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 2/24

BARAN’dan... Kâim ve Dâim...

BARAN2

“Þirketlerden Sonra Devlet-ler Batýyor” demiþtik, 8

 Nisan 2010 tarihli dergi-mizin kapaðýnda. Yunanistan iflas

etti ve Avrupa ülkeleri artýk çivilikoltuklarýnda hop oturup hop kalký-yor.

Batýnýn insanlýðý içine soktuðu“demokrasi, ilerleme, medenileþme,aþýrý tüketim v.b.” çivili yataklar ar-týk kendine dönmek üzeredir.

Batý ve Amerikanýn dünyayý sü-rüklediði buhran artýk kendi öz evin-de yangýna dönüþmüþtür.

Baþka ülkelerde çýkardýðý yangýnýkeyifle evinden seyreden Batý insa-ný, domuzlar gibi kývranma arefesin-de ve hatta içindedir.

1951 yýlýnda yayýnlanan, Ameri-kalý yazar Eric Hoffer’in “Kesin

Ýnançlýlar” kitabýnda, Batý demokra-silerinin Asya ülkelerine yaptýklarýnýtesbit ettikten sonra þöyle denir:

“Batý demokrasileri, bu ülkelerdeBatýya karþý gücenme hislerini alev-lendirmiþler ve iþte bu Batý aleyhtarýheyecandýr ki, çaðýmýzda Doðu ül-kelerini yüzyýllardan beri süregelen

  uyuþukluðundan uyandýrmaktadýr.”Gelelim bizdeki Batýcý rejime…Cumhuriyet rejimi Ýngilizlerle

beraber kuruldu: Hilafetin ve þeri-atýn ilgasý, batýcý düzen ve hukukuntesisi þartlarýyla Lozanda anlaþmayapýldý. Ve 1000 yýllýk hukuk ve ah-

lak sistemimiz atýldý, Batýlý hukuk danýþmanlarýnýn gözetimi altýnda“devrimler” gerçekleþtirildi. En yý-kýcýsý da 1928 Harf Devrimi oldu.Ýktisadî sahada da esaret anlaþmalarýyapýldý, Ýngilizlere gümrük muafiye-ti tanýnmaya devam edildi. Kültürü-nü, ananesini, dilini, örf ve adetinikabul etmediðimiz Osmanlý’nýn nehikmetse borçlarý kabul edildi veBatýlý devletlere týkýr týkýr ödendi.Hiçbir “Kemalist” de çýkýp, “yahubiz reddî miras yaptýk. Osmanlýnýn

borçlarýný niye ödüyoruz” demedi.Osmanlýnýn eski topraklarýnda kuru-lan manda cumhuriyetler, hisselerinedüþen borçlarý ödemezken biz týkýr 

týkýr ödedik. 1923 Ýktisat kongreside, Batý’ya güvence olarak, “yerliburjuvazi ile yabancý sermaye” iþbir-liðinin siyasî göstergesidir.

Dýþýmýzdan bir tesbite (KorkutBoratav-Türkiye’de Devletçilik sh.365) yer verelim:

“Lozan Antlaþmasý’nda emper-yalizme verilen iktisadî tavizler,Chester-tipi teþebbüsler ve biraz ön-ce sözünü ettiðimiz yabancý serma-ye-yerli burjuvazi-siyasetçi ortaklýk-larý, aslýnda ortaya öyle bir tablokoymaktadýr ki, bu tablodan siyasîiktidarýn emperyalizme ve onun yer-li ortaklarýna kesinlikle teslim oldu-

ðu sonucunu çýkarmak pek de güçolmayacaktýr.”

Cumhuriyet, cumhursuz kuruldu-ðu ve daraðaçlarýnda yükseldiði gi-bi-þapka giymedi diye asýlan Ýstiklalmahkemelerinin katlettiði binlerce-yüzbinlerce Müslümaný rahmetle ha-týrlayalým-demokrasi de, Ýkinci Dün-ya Savaþý ertesinde Amerika’nýndiktesi ile gelmiþtir bize. Öyle ki1947 Ekim’inde bizim hükümetinekonomi programý Amerika tarafýn-dan reddediliyor ve Amerikanýn iste-ði üzerine “yabancý sermayeyi teþ-vik” politikasý getiriliyordu.

Aslýnda deðiþen bir þey yoktur.Ýþgalci güçler bugün Irak’a da de-mokrasi götürmüþlerdir. Sömürge-leþtirmenin adýdýr demokrasi. Batý

 ülkelerinin kendi içlerinde bir düzenve birlik ifade eden demokrasi meto-du, ihraç ettikleri ülkelerde ise ken-dilerine entegre etmenin ve sömür-menin bir aracýdýr. Öyle ki o ülkeler-de %80 oyla bile bir Amerikan kar-þýtý Ýslâmcý parti seçimleri kazansa,demokrasilerin merkezi Batý veAmerika tarafýndan kabul edilmez.

Seçimleri kazanan, Cezayir de Fis,Filistinde Hamas ve Türkiye’de Re-fah iktidarlarý buna örnektir.

***Ýsrail, OECD üyeliðine girmek is-tiyor ve OECD’nin tek Müslüman

 ülkesi Türkiye’nin bunu veto etmesikonuþuluyor. Fakat AKP hükümeti-nin Ýsrail2in üyeliðini destekleyece-ðini söyleniyor. Saadet Partisi lideri

 Numan Kurtulmuþ, “Ýsrail’in üyeli-ðini Türkiye’nin kabul etmemesi ge-rektiðini söyleyerek,”one minute”nerede kaldý” diye soruyor.

ÝHH’nýn yetkilisi Ýzzet Þahin,halâ Ýsrail cezaevinde. Yahudi yok-lama çekiyor. Numan Kurtulmuþ’tanÝHH’ya açýk destek geldi. Bizde so-nuna kadar destekliyoruz.

Irak’ta bombalar patlamaya de-vam ediyor. Saddam döneminde bukadar insan öldü mü? El Kaide lider-lerine yapýlan infazlarý tepki aldýðýsöyleniyor. Ayrýca seçimlerde birbir-lerine rakip olan iki þii partisinin de(Malikî-Allavî) iktidar kavgasý veri-yor.

 New-york’ta saldýrý giriþimi. Ta-liban’ýn Amerika’yý kalbinden vur-ma teþebbüsü. “Sen bizi evimizdevurursan biz de seni evinde vururuz”haklý gerekçesi. Onlar yapýnca “akýl-lý bomba ve demokrasi” oluyor,Müslümanlar yapýnca “terör” olu-

yor.Asyanýn sýrtýnda yükselen Batý,Asyanýn intikamýyla karþýlaþmak du-rumunda. Asyanýn dinanizmi iseÝslâm. Zaten dünyada savaþ, ABDemperyalizmi ile direniþçi Müslü-manlar arasýnda cereyan etmektedir.Kavþak noktasýnda ise Türkiye; kal-dýracýn manivela noktasý Türkiye.BD-ÝBDA aslanlarýna çok gayret dü-þüyor.

Avrupa Miilî Görüþ Teþkilatlarý-nýn baþkasý, Saadet Partisi teþkilat-

lanma Baþkaný Sayýn Osman Yuma-koðlu ile mülakatýmýzý sizlere sunu-yoruz. Heyecanýný yitirmeyen bir “ihtiyar delikanlý”, eskimez akýn-

cý…Prof. Dr. Ýbrahim Ortaþ hocamýzeðitim sistemimize, üniversite sýnav-larýna temas ediyor yazýsýnda: Buhalimizle bilim ve teknoloji ürete-meyeceðimizi ancak taklit ve tekno-loji satýn alabileceðimizi belirtiyor.Üstad’ýn Kumandan’a söylediði (Sa-lih Mirzabeyoðlu’nun “Necip Fa-zýl’la Baþ baþa”isimli eserinde ge-çen) ,“edebiyatýn mücerred ve müs-takil idrak zemini oluþunu, fikirdeaðýr sanayiye ulaþmamýþken, dahaiþin hammaddesi olan meselelerinbile ne olduðunu bilmeksizin, bununbir dalý halindeki makine iþi olan

aðýr sanayiden bahsetmekteki gara-beti anladýn mý?” bahsini hatýrlatýyor bize.

Gönüldaþýmýz Fazýl Duygun, ”Eski yeni Batýcýlarýn Kayýkçý Kav-gasý” yazýsýnda Anayasa deðiþikli-ðini irdeliyor.”Nerede bizim þarký-mýz, nerede öbür þarkýlar?” dedirti-yor bize.

Geçen sayýmýzda Mevlüt Koç’undediði üzere, “yasalar anayasalar,hayatý kuþatan veya en az kuþatmaderdinde olan formlar, ama sürekliaksi içinde olan hayat bu formlarasýðmýyor ve her seferinde bunlardan

taþýyor.”Bu formlara uymayanlara da te-rörist diyorsun, anarþist diyorsun,fundamentalist diyorsun. Hayat buþablona uymuyor, sürekli akýþ için-de. Deðiþme olmazsa donuklaþmaolur. ÝBDA’nýn yenilik sýrrý bununiçin; kesintisiz hayat ruhî hayattýr.“Ýslâm’da idare þekli yoktur, idareruhu vardýr” ölçüsü de bunun için.Kendinden zuhur ve kesintisiz dev-rim ölçüleri…

Deðerli Baran çalýþanlarý,Ben Metris cezaevinde kalmakta olan adli dava tutuklusuyum.Derginizi buradan daha sonra sevk olan Fatih Ayhan isimli arkadaþýnýz

vesilesiyle tanýdým.Bana derginizi protokol kaydý ile yollamanýzý ricâ ediyorum.Yakýnda

sevk olacaðým cezaevini, adresini size ayrýca bildiririm.Böylesine saðlam bir tavýr içerisinde olduðunuzu bilmek, bu güne kadar 

okuduðum diðer siyasi dergilerle kýyasladýðýmda beni çok þaþýrttý; lütfençizginizden taviz vermeyin. Bundan sonra emin olun ki fikirlerinizin savu-nucusu olacaðým. Allah'a emanet olun.

Zülfikâr KOÇAK- METRÝS

Selamun aleyküm, gönüldaþlar, Kumandan Salih Mirzabeyoðlu ile

alâkalý haberlere daha sýk yer vermelisiniz, O'nu çok merak ediyorum, aca-

ba saðlýðý nasýl ne yapýyor?

Sanýrým halâ hücrede tutulmakta, acaba çýkma durumu var mý? Hukuki

olarak davasýnýn tekrar gündeme getirilebileceðini okumuþtum, buna dair 

bir çalýþma yapýlýyor mu?

Lütfen bunlarý da bizimle paylaþýn. Av. Ali Rýza Bey bu konularý çok iyi

iþliyordu, yazýlarýný özledik. Hepinize selamlar.

Þaban TURAN-KARS

Okuyucudan...

Page 3: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 3/24

BARAN 3Gündem

Avrupamerkezci tarih yazý-

mýndan Batý’ nýn muradýnýnne olduðunu gayet güzel

özetleyen þu tespitinde Fernand Bra-  udel, diyor ki: “Avrupa tarihçileriicat etti ve sonra Avrupa ve dünyanýngeri kalan her yerinde, kendi çýkarla-rýný savunmak için onlarý kullandý.”Bundan sonra 19.yüzyýlýn ikinci yarý-sýnda, ideolojik Avrupamerkezci ba-kýþ açýsýyla dünya tarihi yeniden ya-zýlýrken, sosyal bilimler de bu amacahizmet etmek üzere yeniden disiplineedildi. Adam Smith, Marx, Weber vetakipçileri dahil bilim adamlarýnýnekseriyeti, Batý ýrkýnýn üstünlüðü;Avrupanýn biricikliði ve sýra dýþýlýðý üzerine inþa edilen bu yapýnýn harcý-na epey malzeme taþýdý. Avrupa mer-kezci perspektiften dünyayý yorumla-manýn yanlýþlýðýna ve zararlarýna dik-kat çeken nadir kiþilerden, Ýslâm vedünya tarihi uzmaný Marshall Hodg-son, Afro-Avrasya bölgesi halklarý-nýn; özellikle Müslümanlarýn dünyaekonomisi sistemine yaptýklarý büyük katkýlar olmadan, Avrupalýlarýn ha-yallerini gerçekleþtirebilmesininmümkün olmadýðýný þöyle anlatýr: “Eðer doðru bir perspektifle disiplineedilmezse, Batýlýlarýn dünya tarihi al-gýsý çok büyük zararlara neden olabi-

lir ve aslýna bakýlýrsa bu zaten ger-çekleþiyor. Bu yüzdendir ki ýsrarla,elinizde gerçekten güvenilir veriyoksa onsekizinci yüzyýldan önceÝslâm âleminde “gerileme” yaþandýðýyönünde bir iddiada bulunmayýn di-yorum… Görebildiðim kadarýyla,Dünya tarihinin üzerine düþen görev-lerden biri, insanlara Batý’ nýn çeþitlivarsayýmlarýndan baðýmsýz tarih vecoðrafi bölgeler konusunda bir algýverebilmektir… Batý’nýn, geri kalmýþyerleri yavaþ yavaþ asimile eden mo-dern dünya deðil, yeni koþullar yara-týp diðer güçleri, bunlarýn içerisindefaaliyet göstermeye yönelten bir ka-

talizör olduðunu anlayabilmek içinkendimizi zorlamak durumunda-yýz… Büyük modern dönüþüm, Do-ðu yarýkürede bulunan kentlerde ya-þamýþ halklarýn yaptýðý sayýsýz icat vebuluþa ihtiyaç duymuþtur- ki erkendönemde temel keþiflerin hemen hiçbiri Avrupa kökenli deðildir… Enazýndan ikinci bin yýlýn ortalarýnda,büyük ölçüde Müslümanlar sayesin-de, kümülatif biçimde meydana geti-rilen Afro- Avrasya’daki ticari aðýnoluþturduðu devasa dünya pazarý, buanlamda büyük öneme sahiptir… Ba-tý’ nýn içsel bir parçasýný oluþturduðuAfro- Avrasya dünyasýna ait kümüla-tif tarih olmaksýzýn, Batý’nýn dönüþü-mü hayal dahi edilemezdi… Ki an-

cak orada, Avrupa maddi kazanç eldeedebilmiþ ve Avrupalýlarýn hayallerigerçekleþtirilebilmiþtir.”

Peki, o zaman Asyanýn sýrtýna ba-sarak yükselen Batý, bu yükseliþini

nasýl gerçekleþtirdi? Cevabý A. G.Frank’ tan dinleyelim: “Avrupalýlar Asya treninde kendilerine bir bilet,daha sonra da bir vagon satýn aldýlar ve ancak 19. yüzyýlda Asya lokomo-tifinin baþýna geçebildiler.” Asya tre-nine bilet alacak parayý da yerli halk-larýn hakkýný gasp ederek, kan vegözyaþý üzerinden biriktirdiler. Yaþa-nan bu trajediyi mikrop ve genlerin“Kolombcu deðiþtokuþu” ve “ekolo- jik emperyalizm” olarak isimlendirenAlfred Crosby, Avrupalýlarýn yerlihalka reva gördüðü zulmü þöyle anla-týr: ” Avrupalýlarýn beraberinde getir-diði mikroplar fetihte kullandýklarýen ama en güçlü silah durumundaydý.Avrupalýlarla birlikte gelen söz konu-

su mikroplara karþý hiçbir baðýþýklýk-larý olmayan Yeni Dünya insanlarýaçýsýndan sonuç çok yýkýcý oldu. Ka-rayipler’ de yerli kabilelerin nüfusu-nun neredeyse tamamý elli yýldan az

bir sürede yok olmuþtur. Amerika ký-

tasýnda mikroplarýn yaydýðý hastalýk-

lar, taþýdýklarý çiçek hastalýðýnýn içkýsýmlara kendilerinden daha kýsa sü-

rede ulaþtýðýný fark eden Cortez ve

Pizzarro’ nun iþgal ordularýndan da-

ha hýzlý, daha içeri ve daha yýkýcý bi-

çimde ilerlemiþtir. Ýþgâlcilerle gelen

bitki ve hayvanlarýn yol açtýðý yýkým-

sa daha yavaþ gerçekleþmiþtir.”

Geçmiþte Batýlý iþgâlcilerin ifa et-

tiði görevi günümüzde basýn ve diðer 

medya kuruluþlarý yüklenmiþ görü-

nüyor. Mikrop ve genlerin “Kolomb-

cu deðiþtokuþu” artýk medya üzerin-den gerçekleþtiriliyor. Bir taraftan

batý hayat tarzý evrenselleþtirilmeye

çalýþýlýr, batý normlarý tek doðru ola-

rak dayatýlýrken, diðer yandan ezilen

halklarýn haklý baþ kaldýrýsý terorizm,

anarþizm, fundamentalizm gibi yafta-

larla boðulmaya çalýþýlýyor. Üstelik 

Ýslâmî açýdan fundamentalizm,

Kur’an ve sünnete baðlýlýðý temel

alan yaklaþýmdýr. Kimsenin bundan

rahatsýz olmasý gerekmez. Sovyetler 

Birliði’ nin çöküþünden sonra, umacýolarak gösterilen Ýslâm, tehdit sýrala-

masýnda birinci sýraya yerleþtirilir-

ken, Çin “sarý tehlike” olarak ikinci

sýrayý iþgâl ediyor. Daha önce de de-

ðindiðim gibi, Kapitalist dünya eko-

nomisi tarihinde para, ilk kez batýlýla-

rýn elinden kayma eðilimi gösteriyor.

Yaþanan kriz ve paniðin büyük sebe-

bi bu. Bir diðeri ise 21. yüzyýlda Ye-

niden Doðu merkezli bir dünyanýn

kuruluyor olmasý.

BATININ YÜKSELÝÞÝ

Mevlüt Koç

Asya trenine bilet alacak parayý da yerli halklarýn hakkýný gasp ederek,kan ve gözyaþý üzerinden biriktirdiler...

Geçmiþte Batýlý iþgâlcilerin ifa ettiði görevi günümüzde basýnve diðer medya kuruluþlarý yüklenmiþ görünüyor.

Page 4: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 4/24

BARAN4 Haber 

Saadet Partisi Genel Baþkaný Prof.Dr. Numan Kurtulmuþ, BaþbakanErdoðan'a Þanlýurfa ve Diyarba-

kýr'dan seslenerek, OECD'ye Ýsrail'inüyeliðinin Türkiye'nin veto etmesi ge-rektiðini vurguladý.

Bu ay sonunda yapýlacak toplantýdaaldýklarý izlenimlere göre Türkiye'ninÝsrail'in OECD'ye üyeliðini des-tekleyeceðini belirten Kurtul-muþ, "Bunu yaparsanýz ONE MÝ-

NUTE'nin tiyatral bir görüntü-den ibaret olduðu ortaya çýkar.Hükümet bu samimiyet sýnavýnýkaybederse milletimiz üzülürama sonunda üzer, AKP'nindefterini dürer" dedi.

ÝSRAÝL'E SERT TEPKÝ

ÝHH'nýn Batý Þeria TemsilcisiÝzzet Þahin'e destek vermek içinÝHH Genel Merkezini ziyareteden ve ÝHH Genel Baþkaný Bü-lent Yýldýrým ve Ýzzet Þahin'ineþi Kadriye Þahin ile birlikte birbasýn toplantýsý yapan Kurtulmuþ, 'Ýs-rail, son zamanlarda Türkiye'ye karþýuluslararasý nezaket kurallarýna aykýrýeylemlerin içerisine girmiþtir. Türkiye,

Ýsrail'in bu politikasýna net bir tavýrkoymalý. Þahin'in serbest býrakýlmasýiçin Baþbakan Erdoðan ve Cumhur-baþkaný Abdullah Gül'ün bizzat dev-reye girmesi en doðru olandýr. Ýsrail'inOECD'ye üyelik baþvurusu var, Türki-ye, Ýsrail'in OECD üyeliðine ret oyukullanmalý. Bütün resmi kurumlar Ýs-

rail'e karþý tavýr almalý. Yoksa Ýsrail,hiçbir þekilde geri adým atmaz' dedi.

"Bankalar verdikleri kredilerle halkýkazanmadýðý paralarla borçlandýrdý"

Saadet Partisi Genel Baþkaný Prof.Dr. Numan Kurtulmuþ, Bilgi Üniversi-tesi Sosyal Bilimler Kulübü'ne 'Türki-ye'nin ekonomi-politik yollarý ve çö-züm önerileri' konulu bir konferanstaverdi.

Vergi alýnmasý gereken insanlardanvergi alýnmadýðýnýn altýný çizen Saadet

Lideri, kazançtan alýnan vergi-nin yüzde 25 civarýnda olduðu-nu söyleyerek, "Alýnan vergile-

rin yüzde 70'i dolaylý vergiler-dir. Söz konusu dolaylý vergilerdoðrudan zulümdür" dedi. Tür-kiye'de uygulanan ekonomikmodelin diðer bir ayaðýnýn hal-ký borçlandýrma çalýþmalarý ol-duðunu vurgulayan Kurtulmuþ,"Bankalar verdikleri kredilerlehalký kazanmadýðý paralarlaborçlandýrdý. Türkiye'de kamukurumlarý büyük bir özelleþtir-meyle sermayeye verildi. Þuana kadar GSM operatörleri da-hil, özelleþtirmelerden kazancý-mýz 50 milyar dolardýr. Ama

Türkiye'nin bir yýllýk iç borç faizi 56.8milyar liradýr. Özelleþtirmelerden eldeettiðimiz geliri 16 bin aileye faiz ola-rak vermiþiz" ifadelerini kullandý.

KURTULMUÞ'TAN AKP'YE OECD UYARISIVE ÝSRAÝLE SERT TEPKÝ!

Bilindiði üzere her Mayýs ayýnýnikinci Pazar gününü anneler gü-nü olarak kutluyor hani þu ana-

lýk hakkýndan haberi olmayan zihni-yet. Allah Resulünün 'Cennet analarýnayaklarý altýndadýr.' diyerek mertebe-lerini iþaret ettiði temiz analarýmýzýnhakkýný bir güne sýðdýrmak ve bir gün-de ödemek aptallýðýna düþen zihniyetyine 'anneler günü'nü kutladý.

Mukaddes analýk vasfýný ayaklar al-týna almakla kalmayan bu zihniyet,ayný zamanda kapitalizmanýn Ýslâmdünyasýna dayattýðý, aþýladýðý 'anneler

günü', 'babalar günü', 'sevgililer gü-nü' gibi acaib gavur icatlarýyla yeniyetiþen gençlerimizin zihinlerini bu-landýrýyor ve onlarý hakikat diye sade-

ce uydurmadan ibaret olan bu tür kut-lamalara özendiriyor.

Bir Müslüman deðer verdiklerinekapitalist batýlýlar gibi sadece bir günmü, yoksa hakiki bir Müslüman gibiher gün mü verdiði deðeri göstermeli-dir?

Batýya özenerek kurulan ve yaþatý-lan sistemin ve sistemlerin hâli diyehuzur evlerine terk edilen binlerce an-neyi en büyük misal diye gösteririz.

Her þeyin aslýný ve esasýný bize gös-teren Ýslâm'ýn ruhu kaybedilince nehallere düþülüyor deðil mi?

ANALIK HAKKI 'BÝR GÜN'LE ÖDENÝR MÝ?

Page 5: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 5/24

BARAN 5Gündem

B  ugünlerde, 1982 anayasasýnýnbazý maddelerinin AB uyum

yasasý çerçevesinde deðiþtiril-mesi söz konusu. Bu, ifade bizzatBaþbakan Yardýmcýsý Sayýn Cemil Çi-çek’in ifadesidir. Yani, anayasanýn ni-çin deðiþtirilmeye çalýþýldýðýný, bununözünü açýkça ifade ediyor. Buradanþunu anlýyoruz, bir Batýcý anayasaolan 1982 anayasasý, yine Batýcýlýk 

 uðruna feda ediliyor.1982 anayasasý, 12 Eylül darbesini

gerçekleþtiren ve memleketi terör veanarþiden kurtarýp(!), bir milyon gen-ci iþkence altýna alarak, ABD’nin dü-menine oturtan Kenan Evren ve çetesitarafýndan, tamamen Batýcýlýk için ya-pýlmýþ bir anayasadýr.

1982 anayasasý, yine bir Batýcý zih-niyetin devamý ve uygulamasý olan1971 Anayasasýný ortadan kaldýrmýþve bütün sorunlarýn kaynaðý olarak, oanayasayý göstermiþti. Týpký bugünkügibi.1971 anayasasý da, yine bir Batýcýanayasa olan 1961 anayasasýný devir-miþ ve bütün sorunlarýn kaynaðý ola-rak ta, 1961 anayasasýný hedef göster-miþti.

1961 anayasasý da, 1924 anaya-sasýný, bütün sorunlarýn kaynaðýolarak hedef göstermiþ ve 27 Mayýs1960 darbesiyle ortadan kaldýrýl-mýþtý.

Bütün askerî darbeler neticesi,kaldýrýlan bir önceki Batýcý anayasave getirilen yeni Batýcý anayasa týp-ký bugünkü gibi, bir güruh tarafýn-dan sürekli olarak göklere çýkartýl-mýþtý,

Yani, Türkiye ve Latin Ameri-ka’daki bütün askerî darbelerin, sýký-yönetimlerin tezgâhlayýcýsý olan, iþ-galci liberal zihniyet tarafýndan…Türkiye dahil, liberal tezgâhlý her as-kerî darbe, o ülkenin inancýna zýt vehalkýnýn özgürlüklerini budayan, Ba-tý-ABD’nin kucaðýna bir kez dahaoturtan acý dolu bir sürecin, tekrara

tekrar yaþanmasý olmuþtur.

Türkiye’de ilk darbe, MüslümanTürk’ün 1000 yýllýk iktidarýna son

vermek isteyen “liberalizmin” mabediÝngilizlerin tezgâhýyla hazýrlanmýþ vetaþeron olarak ta, Yahudi-masonluðunoyununa gelmiþ Enver Paþa gibi, saf,samimi, gözü kara aksiyoner ama ba-siretsiz Türkçü kadrolarýn ve onaayak uyduran, Ýslâmcý aydýnlarýn dar-besiyle devrilmiþtir, Sultan 2. Abdul-hamid Han. Dolayýsýyla da, 1000 yýl-lýk devlet-i ebed müddet. Ne Meþhur Þeyhul- Ýslâm Mustafa Sabri Efendi,ne Sadi-i Nursî Hz.leri, ne de MerhumMehmed Akif anlayamamýþ, kestire-memiþtir, Sultan 2. Abdulhamid Ha-nýn, devlet-i ebed müddet için yaptýk-larýný. Ve liberal Ýngilizci aydýnlarýn,

bugünkü tabirle faþizan Fransýz laik-Türkçü anlayýþlý aydýnlarýn peþine ta-kýlarak, devirmiþtir, Müslümanlarýnson Sünnî Ýmparatorluðunu. Ne için?Batýcý ve özgürlük getirici laflarý di-linden düþürmeyen, liberal çapulcula-rýn, zevk ve sefasý için.

Özgürlük adýna, “Bir kiraz aðacý-na ve bir çift kadýn memesine vata-ný satarým.” … “Bir erkek kardeþlekýz kardeþin, bir anne ile oðlun, birbaba ile kýzýn cinsel iliþkiye girme-sini normal buluyorum(BakýnýzKadýnca dergisi, Eylül 1985) AhmetAltan gibi, ’Porno dergisi Pentho-

use’un yayýn genel yayýn yönetmenli-ðini yaparken, En uzun penisli adamyarýþmasý düzenleyen elinde mezu-ra, penis ölçen Emre Aköz ) (AtýlganBayar, Habertürk, 8 Ocak 2008), busuçlamalara cevap verirken, “ Müslü-manlarýn çoðunlukta olduðu bir ülke-de hiç sorunsuz yayýnlayabildiðimiçin Amerikalýlarý þaþkýna uðrattým...Penthouse yýllarýmdan gurur duyuyo-rum. Emre Aköz, Sabah 30 Mart2008) Emre Aköz gibilerin, Allah’ýn,Kur’ân’da lânet ettiði, ve Lût (A.S)bahsi geçerken helâk ettiði, homosek-süellik, eþcinsellik yani lutîliðin öz-gürlük istediði bir yerde, hoop bir da-

kika derim…. Hele hele bunlarýn,1000 yýllýk Ýslâm topraðýnda, sankibiz bu vatana sonradan gelmiþiz,sanki bu vatanýn sahibi bu sapýk 

güruhmuþ ve biz onlardan aman di-lemeliymiþiz gibi bir tavýrlarýndaniðrenirim.

Bugün, Müslüman Türk milletininþikâyet ettiði bu deli gömleði 82 ana-yasasý, bu güruh tarafýndan bize giy-dirilmiþtir. Ýþin ilginç yaný, bu libe-ral takýmýnýn sýrtýmýza geçirdiðibütün anayasalarýn uygulamasýný

gerçekleþtirmek ve savunmasýnýyapmak ise, yine bir baþka bir Batý-cý güruh olan laik-Fransýz ve Ýsrail-ci -Batýcýlara düþmektedir, týpký bu-gün 1982 anayasasýný savunmuþ ol-malarý gibi, üstelik o zamanlar baþ-tan sona karþý çýkarken. Bu, Fran-

sýz-Ýsrail zihniyetli güruh, Ýngiliz em-peryalizminin sürekli kullandýðý çiftkanatlý sömürgeleþtirme vasýtasýnýnbir kanadýný oluþturmaktadýr. Liberalöncülerin peþinde, milletimize zorlaBatýcý anayasa dayatan bu Ýsrailci gü-ruh, halkýmýzýn özgürlük adýna, libe-ral Batýcýlarýn kucaðýna iyice düþme-sine sebeb olmaktadýr. Yani, Ýsrailcilaik l er kull anýl arak, millet imiz l ibe-r all eþt ir ilmeye çal ýþýlmak t ad ýr.

Bir Batýcý anayasa olan 1982 ana-yasasý, yine bir Batýcýlýk anlayýþýylayeniden düzenlenmeye çalýþýlýyor ve-ya yeni alternatif anayasa baþtan sona

buram, buram liberalizm kokuyor.

Yani, AB kriterleri adý altýnda, bugün

Hollanda sapýklýðý içimize yerleþtiril-

meye çalýþýlýyor…

Þayet AB’nin öngördüðü bir ana-

yasa kabul edilirse (Allah korusun),

15 yaþýna kadar çocuklarýnýza dinî

eðitim veremeyeceðiniz gibi, onu cin-

sel sapkýnlýðý tercih etmesine de bir 

özgürlük olarak bakmak zorunda ka-

lacaksýnýz, bilmiyorsanýz, araþtýrýn

öðrenin…. Ýþin Müslümanlarý ilgilen-

diren diðer bir yönü de, 1982 anaya-

sasý için, “buna oy vermeyen kâfir-

dir.” Diyen, Fetullah Gülen, Mehmet

Fýrýncý, Enver Ören vs. gibi çeþitli ce-

maat liderlerinin, bugün yine libera-

lizm sefilliðinin peþinde, dün göklere

çýkardýklarý anayasayý bugün yerin di-bine batýrmalarýdýr.

Velhasýlý kelam, Ýslâm’a muha-

tap bir anlayýþ çerçevesinde, kendi

anayasa anlayýþýmýzý ortaya koy-

madýkça, özgürlük adýna liberal

sapkýnlýðýn peþinde, sadece kendi-

mizin deðil, kendimizden sonraki

birkaç neslin istikbâlini de mahve-

deceðiz.

Üstad Necip Fazýl’ýn “Cumhuriyet

sonrasý kavruk nesillerin ilk ciddî fikir 

sesi” ve “fikir çilesinin müstesna gen-ci” diye vasýflandýrdýðý mütefekkirin

Sayýn Mirzabeyoðlu’nun, “Hukuk 

 Ed ebiyat ý” isimli eserinde “Bugün

bütün anayasalar mevcut rejimi

gizleyen bir paravan niteliðinde...

Niye?.. Fikir yok... Fikir olmayan

yerde de ahlâk oluþmuyor… Hu-

kuk, ahlâkýn pýhtýlaþmýþ hâli. “ þek-

linde halimiz vasýflandýrdýðý bu

enkâzdan kurtulmak zorundayýz…

Baþta da ifade ettiðim gibi, eski ve

yeni Batýcýlarýn peþine takýlmaktan gý-

na geldi artýk!

ANAYASAESKÝ VE YENÝ BATICILARIN

KAYIKÇI KAVGASIEski ve yeni Batýcýlarýn peþine takýlmaktan gýna geldi artýk!

Fazýl Duygun

Page 6: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 6/24

BARAN6 Haber 

Pakistan Ýçiþleri Bakaný,Doðu Türkistan Ýslam-cýlarýna karþý Çin'le

hareket edeceklerini duyur-du. Pakistanlý bakan aynýzamanda övüne övüne Do-

ðu Türkistan Ýslami Hareketliderini öldürdüklerini açýk-ladý.

Pakistan Ýçiþleri BakanýRahman Malik, Çin'e yaptýðýziyarette Doðu Türkistan Ýs-lami Hareketi liderini öldür-düklerini bildirerek, Çin'leberaber Doðu Türkistan Ýsla-mi Hareketi'nin kökünü ka-zýyacaklarýný kaydetti.

Çin'in güvenliðiiçin Pakistan'a 180milyon dolarlýk öde-me yaptýðýný ifadeeden Rahman Ma-

lik, özellikle Çin'inkatliamýndan kaça-rak Pakistan'a sýðý-nan Doðu Türkistan-lýlarýn kurduðu Do-ðu Türkistan ÝslamiHareketi'ne karþý ül-ke çapýnda büyükoperasyonlar dü-zenlediðini söyledi.

ÝÞBÝRLÝKÇÝ PAKÝSTAN HÜKÜMETÝNDEN“YAVÞAK”ÇA TAVIR!

Pakistan'da Memeti-ming Memeti adýyla bili-nen Abdul Haq'ýn öldü-rüldüðünü söyleyen Pa-kistan Ýçiþleri BakanýRahman Malik, Çin'leberaber Doðu TürkistanÝslami Hareketi'ne karþýoperasyon düzenledikle-rinden dolayý memnuni-

yet duyduklarýný da söz-lerine ekledi.

Daha önce Afganis-tan'da ki Taliban Müca-hitlerine yönelik Amerika ile ortak-laþa operasyonlar düzenleyen Pa-kistan'ýn iþbirlikçi hükümeti þimdi-de Çin ile iþbirliði yaparak DoðuTürkistan Ýslami Hareketine karþý

operasyon düzenleyeceðini açýkla-masý Pakistan'ýn son yýllarda nasýlbir rol ile Asya Kýtasýnda görev yap-týðý daha açýk bir þekilde ortaya çýk-mýþtýr.

Abdul Haq'ýnþehit olduðunadair PakistanÝçiþleri bakanlý-ðýndan yapýlanaçýklama DoðuTürkistan savaþ-çýlarý tarafýndandoðrulanmamýþolup Emperya-

lizmin gönüllüiþbirliðine soyu-nan Pakistan'ýnbundan sonraki

aþamalarda hem ABD hem de Çingibi büyük devletlerin kuklasý ola-caðý ve Müslüman avýný arttýrarakdevam ettireceði gelen haberlerarasýndadýr.

DOÐU TÜRKÝSTAN ÝSLÂMÎ HAREKET 

LÝDERÝ ÞEHÝD EDÝLDÝ

Page 7: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 7/24

7BARANHaber 

Ýsrail, Mayýs ayý sonunda ÝHH'nýnöncülüðünde yola çýkacak olan ge-mi filosunu vurmakla tehdit etti. Ýs-

rail Dýþiþleri Bakanlýðý kaynaklarý, ge-milerin Gazze'ye 40 mil yaklaþmasýhalinde vurma hakkýnýn olduðununolduðunu söyledi. Ayrýca gemilerin

Gazze'ye yaklaþmasýnýn, sýnýr ihlaliolarak kabul edileceðini açýladý.

KÜSTAH ÝSRAÝL!

Gazze limanýna 40 mil olan sula-rýn, Ýsrail deniz kuvvetlerinin kontro-lünde olduðunu kaydeden Ýsrail Ba-kanlýk kaynaklarý, bu bölgeyi dýþa ka-palý alan olarak niteledi ve bu alanagiren gemilerin vurulacaðýný duyurdu.Gemiler içerisinde silah bulunmasa

dahi, gemilerin kendi limanlarýna çe-kip, içerisinde bulunanlarý sorgulamahakkýnýn olduðunu iddia etti.

Ýsrail, 2009 yýlý içerisinde Gazzeambargosunu delmek için düzenlenengemi seferlerinden birisine saldýrmýþtý.Baþka bir seferde ise gemide bulunan-larý gözaltýna aldýktan sonra ülkelerinegöndermiþti.

Geçen haftalarda röportajýný yayýn-ladýðýmýz ÝHH Baþkaný Bülent Yýldý-rým, yaptýðý açýklamada, Ýsrail'in saldý-rý ihtimalini göz önünde bulundurduk-larýný, gemiye binen herkesin þahadetehazýr olduðunu söylemiþti.

BAK ÞU KÜSTAHLARA!

Kýrgýzistan'da ülkenin kuzey vegüney olarak bölünmesi çaðrýsýyapan bildiriler sokaklarda dola-

þýyor.Kýrgýzistan devlet baþkaný Kur-

manbek Bakiyev'in devrilmesin-den sonra, ülkede bölünme çað-rýsý yapan gruplarýn faaliyetleriniartýrdýðý, 'kimliði belirsiz kiþiler'tarafýndan ülkenin bölünmesini

isteyen yazýlar daðýtýlmaya baþ-landýðý iddia edildi.Kýrgýz halkýna daðýtýlan bu bil-

dirilerde, ülkenin Güney ve Ku-zey bölgelerine bölünmesi çaðrý-sý yapýlýyor. Kýrgýzistan'daki ge-çici hükümet bu faaliyetlerin Ba-kiyev ve taraftarlarý tarafýndanyapýldýðýný savunuyor.

Rus gazetesi Kommersant'ýnhaberine göre, Kýrgýzistan içiþleri ba-kanlýðý ise, bölünme çaðrýlarýnýn 'radi-kal dini örgütler' tarafýndan da destek-lendiðini iddia etti. Ýddiaya göre, bu

tür teþkilatlar Orta Asya'da hilafet ku-rulmasý yönünde ilk adýmýn bölünmeyoluyla atýlabileceðine inanýyor. Yeni

hükümet 'bölücüler'in en aðýr cezalar-la cezalandýrýlacaðýný belirtmeyi de ih-mal etmedi.

Ülkenin bölünmesini savunanlar

ise, tekliflerinde Kýrgýzistan'ýn federas-yon olarak yönetilmesini, Güney Kýr-gýz Halk cumhuriyeti ve Kuzey Kýrgýz

Halk cumhuriyetinin ilanedilmesini, her iki cumhuri-yetin ortak ordusu, olaða-nüstü haller bakanlýðý ve or-tak para birimi olmasýný isti-yor. Daðýtýlan bildirilerdegrup kendini "Geçici hükü-

mete muhalif halk cephesi"olarak tanýmladý. Bildiriler-de, Bakiyev'in bazý konuþ-malarýndan ifadelerin dekullanýlmasýnýn geçici hü-kümetin iddialarýný doðrula-dýðý savunuluyor.

Ancak ülkenin güneyin-de geçici hükümetin kon-trolü saðlayamamasýnýn ge-

lecekte sorunlara neden olabileceðiiddia edildi.

(Anadolu Haber Günlüðü)

KIRGIZÝSTAN’DA

BÖLÜNME TARTIÞMALARI

Page 8: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 8/24

8 BARAN  Yorum

Esselâmü aleyküm, Nasýlsý-nýz? Hem size (Av. GüvenYýlmaz’a) hem de yeni

avukatým Ali Rýza Yaman’a bi-rer mektub yazdým; alýrsýnýz.

Biþkek’ten yeni bir haber var mý? Ýsmi ne olacak yeni teþ-kilâtýn? Bu “yeni” isimde, hare-ketin (TAZA DÝN Hareketi’nin)dinî vasfýnýn çok fazla öne çýkma-sý çok da iyi olmaz bence. Bu me-

seleyle ilgili birþeyler yazdýmmektubumda.

Herneyse...Bugün, 8 Mayýs 2010. Bu ta-

rih, II. Dünya Savaþý’nýn batý ceb-hesindeki muharebelerin resmensona eriþinin, yâni Almanya veÝtalya’nýn Avrupa’ya olan yürü-yüþünün durduruluþunun üzerin-den tam 65 yýl geçtiði anlamýnageliyor. Ýþin aslý, “hakiki” imzabir gün sonra atýlmýþtýr ancak, ta-rihe böyle geçirilmiþtir. Sebebinianlatayým:

Amerikan ordusu komik ve tu-haf bir þey yapmýþ ve General Ei-senhower Fransa’daki birtakýmAlman generallere, Almanya’nýnteslimi üzerine imza attýrmýþtýr.Ancak aslýna bakýldýðýnda, asýlteslim antlaþmasýný Almanlarla -Stalin adýna- Ruslar imzalamýþ-týr. Alman Mareþal Keitel, Berlinyakýnlarýndaki Kayser’in sarayýn-da imzalar bunu. Atýlan imza,böylece, Sovyetler Birliði, Ame-rika Birleþik Devletleri, Britanyave Fransa arasýndaki savaþý res-

men sonlandýrýr. Nazi Mareþali Keitel, önceden

Fransýzlarla atýlan imzaya kýz-mýþtýr. Çünkü, Fransa’nýn masadane iþi vardýr? Onlar zaten yenil-miþlerdir. Ordularý da uzun za-man önce Almanlara teslim ol-muþtur.

Bütün bunlarý niçin anlatýyo-rum? Bugün tüm dünyada, ABDetrafýnda dönüp durmak üzere,

büyük “zafer” kutlamalarý yapýlý-yor; Amerika þöyle yaptý, Ameri-ka böyle kazandý, falan filân. Bu,gerçekten de bir “Amerikan zafe-ri” midir?

Birazdan savaþýn asýl muzaffer gücü Sovyetler’den bahsedece-ðim ancak, yine herkese unutturu-lan, unutturulmak istenen bir baþ-ka muzaffer liderden sözetmek istiyorum öncelikle. Ýþte bu mu-zaffer lider, Mareþal Josip BrozTito’dur. Zaferi unutturulan bir toplumun lideridir o. Çünkü Ti-

to’nun liderliðinde, Sýrplar, Hýr-vatlar, Boþnaklar, Slovenler,Kosovalý Arnavutlar ve diðerlerisýmsýký kenetlenmiþ; iþgalci Na-zileri ve Ýtalyanlarý, mahallî mi-lisleriyle birlikte Yugoslavyatopraklarýnda maðlub edilmiþ-lerdir. Bu savaþý yürüten ve ni-hayetinde Yugoslavya’yý kuranTito’nun adý geçirilmemeye ça-lýþýlýr her nedense!

Þimdi söylediklerim ve söy-leyeceklerim vesilesiyle, “pro-paganda” denilen araç kullanýla-

rak, tarihî hakikatlerin nasýl saptý-rýldýðýný, insanlarýn dikkatininhem geçmiþte hem bugünde nasýlgerçeklerden uzaklaþtýrýldýðýnýgöstermek istiyorum.

Bir kere, Alman ordusunun II.Dünya Savaþý sýrasýnda doðu ceb-hesinde, Rus veya Sovyet cebhe-sinde, 550’den fazla tümeni var-dý. Batý cebhesinde ise yalnýzca47 Alman tümeni vardý. Sayýsý bukadardý. Doðu cebhesinde ise bu-nun on katý tümen mevcuttu. BuAlman tümenlerinde sayýsýz Ýtal-yan, Ukraynalý, Bulgar, Ýspanyol,Fransýz, Belçikalý, Macar, Arabve diðer milletlerden seçkin as-kerler veya gönüllüler vardý. Ku-düs’te eðitilen ve Ýslâm düþmaný,Arab toplumunun düþmaný Ýngi-

liz ve Fransýzlarla savaþmak iste-yen Arablardý bunlar. Neticede,doðu cebhesinde, Alman ordusubünyesinde silah altýnda olan ikimilyondan fazla asker savaþýyor-du.

Þimdi kalkmýþlar, Amerikalý,Ýngiliz, Polonyalý, Yunan, Hol-landalý, Kanadalý ve Fransýz as-kerlerin katýldýðý Normandiya çý-kartmasýný ve savaþýný II. DünyaSavaþý’nýn en önemli zafer sahne-si olarak pazarlýyorlar. Kendileriaçýsýndan öyle olabilir ancak, sa-vaþýn bütünü bakýmýndan kýymetiharbiyesi çok küçüktür. Savaþýnasýl “büyük” muzaffer gücü, Ký-zýlordu’dur. Savaþý “hakikaten”kazananlar onlardýr, yâni Kýzýlor-du’da savaþan askerlerdir.

I I . D Ü N Y A S A V A Þ I N IK Ý M K A Z A N D I ?

Hani propagandanin bir kuralýdýr ya, bir yalaný birçok kez tekrar ederseniz,bir zaman sonra artýk "hakikat" zannedilir.

II. Dünya Savaþý bahsinde de ayný durum sözkonusudur.Olmamýþ bir tarihî hakikati, sýrf böylesi yalan ve tahrifatlarla sürekli tekrar ederek imâl etmiþler,

þimdi de onu kutlamaktadýrlar.

CARLOS (Ýllých Ramirez Sanchez)

Page 9: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 9/24

BARAN 9 YorumÞu hâlde, biri hakiki diðeri sonradan dahil

olan tâlî güç olarak, II. Dünya Savaþý’nýn ikimuzafferinden sözedebiliriz: Sovyetler bün-yesindeki milletlerden askerlerin oluþturduðuSovyet ordusu ve ABD sanayiinde emek ve-ren ve ABD’ye silah üstünlüðü getiren Ame-rikan iþçi sýnýfý.

 Ne var ki, bugün Amerikan tarafý yegânemuzaffer güç olarak parlatýlýr ve dünyanýndörtbir köþesinde bundan bahsedilirken, Sov-yet ordusunun zaferinden sözeden pek kimse,belki hiç kimse yoktur. Belki bunda, bugün“komünist blok” devletlerinin artýk varolma-masýnýn, o paranoyakça dinsizlikleri ve bu is-tikamette iþledikleri suçlardan dolayý kimse-nin adlarýný anmak istememesinin bilhassapayý da olabilir. Ancak, âþikâr olan bir haki-kat vardýr ki, tarih çarpýtýlmaktadýr. Emperya-list ABD ve siyonist mihraklarýn güdümünde-ki Batý medyasýnýn gücünün bir yansýmasýnýgörüyoruz burada.

Hani propagandanin bir kuralýdýr ya, bir yalaný birçok kez tekrar ederseniz, bir zamansonra artýk “hakikat” zannedilir. II. DünyaSavaþý bahsinde de ayný durum sözkonusu-dur. Olmamýþ bir tarihî hakikati, sýrf böylesiyalan ve tahrifatlarla sürekli tekrar ederek 

imâl etmiþler, þimdi de onu kutlamaktadýrlar.  Nazi Almanya’sýnýn dahi “Propaganda

Bakaný” Goebbels’i bilirsiniz. Almanlar hiçolmazsa dürüsttü ve yaptýklarýnýn “propa-ganda” olduðunu belirtiyorlardý. Bunlarsatam bir münafýk karakteri taþýyorlar, ikiyüz-lüler ve imâl ettiklerini “tarihî hakikat” diyetüm dünyaya yutturuyorlar.

(Kumandan Carlos’un 8 Mayýs 2010 ko-nuþmasýnýn kalan kýsmý haftaya devam ede-cek - HS)

8 Mayýs 2010 Ýngilizceden Tercüme: Hayreddin Soykan

Goebbels

Ýstanbul Gaziosmanpaþa Hacýmaþlý KöyüDomuz Çiftliði’nin sularý ve katý atýklarý 300metre mesafedeki Sazlý dere Barajý’na akýyor.Baraj, 10 milyon kiþinin su ihtiyacýný karþýlý-yor. Çiftlikte 5 bin domuz var…

Bu ve benzeri çiftliklerden resmi olarak 5firma domuz satýn alýyor: 1-Çerkezo, 2-Polo-

nez, 3-Nuta, 4-Namet ve 5-Sütte ...Araþtýrmacý gazeteci ve ana haber bültenin-

de haberden çok kendi aldýðý ödüllerin, katýl-dýðý davetlerin haberleri arasýnda haberleri su-nan Uður Dündar’ýn ifadesiyle “Varan 1” söy-leyelim:

VARAN 1: Çerkezo aldýðý ürünleri SalamSosis olarak piyasaya sürerken ayný zamandaTeþvikiye ‘deki Þarküterisinden de nihai tüke-ticiye ulaþýyor. (ki bu firmanin bir de “TA-DET” adý altýnda otellere ürün sattýðý bir mar-kasý daha bulunuyor... ) Ayný zamanda butik maðazalarda ve ulusal zincir maðazalarda sa-týlan BONUS markalý ürünlerin üreticisi de

ÇERKEZO...

VARAN 2:Ýzmir’in kalesi olarak görülen KiPA Mar-

ketler’in satýn almacýlýðýný yapan bayanýn Po-lonez’in resmi hissedarý olduðunu biliyor muydunuz?

 Ne kadar enteresan? Bize enteresan gelenþu: yaklaþýk bir ay önce Zaman Gazetesindetam sayfa KÝPA Marketlerinin reklamýný gör-düðümüzde kendi kendimize “Yahu bu isimamma da Yahudilerin takkesi “Kippa” yý andý-rýyor. Hele bir de Zaman gazetesinde çýkýncabu reklam insan iþkilleniyor” demiþtik. Sonra

da, “ biz de havadan nem kapýyoruz herhal-de?” deyip gülüþmüþtük. Nem kapmakta hak-lýymýþýz görüldüðü üzere… Kafalarýndaki na-maz deðil Yahudi takkesi KÝPPA; “ya öyle de-meyelim, onlarda hizmet ediyor” diyen sami-

mi Müslümanlara ehemmiyetle arz ederiz…

VARAN 3:Ayazaða’daki Çerkezo’nun hemen yanýnda

 üretim yapan SÜTTE firmasý da salam, sosisve jambonlarýný markasýyla satýyor. Ancak bi-linen bu firmalar ürünleri çeþitli zamanlardafarklý isimlerde piyasaya sürüyor. Daha önceSütte olarak piyasaya sürülen domuz mamul-leri son dönemde PIGGY adýyla satýlýyor. Üs-

telik ünlü Amerikan fast food zincirlerindenLittle Caesar’s Pizza tam 10 yýlý aþkýn süredenberi et mamullerini SÜTTE firmasýndan teminedip SEVENLERÝNE bir güzel yediriyor!

PEKÝ AMERÝKAN FAST FOOD ZÝNCÝRÝDOMINO’S PIZZA ve ALMAN EKOLÜDR. OETKER PÝZZALARIN ÝÇERÝSÝNDE

POLONEZ ET MAMÜLLERÝNÝN KULLA- NILDIÐINI BÝLÝYOR MUYDUNUZ?

( “Türk Malý” dizisindeki Erman Ku-zu’nun, kendisine Türk yemeklerinden (patlý-can, bakla, kuru fasulye, pilav vb.) yapmayanve pizza yediren hanýmýna “ya beynim eridi,gitti. Aha yok! Sýfýr!” deyip ellerini baþýnavurmasýný hatýrladýk bir an!)

VARAN 4:METRO GROS MARKETLER’in (Su an-

ki deðil bir önceki) satýn almacýlýðýný yapankiþinin Þu an BAÐDAT CADDESÝNDE bulu-nan Polonez - Barbekü Restoranlarý’nýn sahibi

olduðunu biliyor muydunuz?VARAN 5:

 NAMLI Pastýrmalarý’nýn sahipleri olan En-gin & Esen Mepa Kardeþlerin ayný zamandaÇorlu’daki domuz çiftliklerinin yarý hissesinesahip olduklarýný da biliyor muydunuz?

Yukarýda yazdýðýmýz bilgileri derleyen Os-man AKGÜN beyefendiye teþekkür ediyor vesayýn Kemal Özer’in çýkardýðý son kitabýnýnismiyle haberimizi bitiriyoruz:

“DECCAL TABAKTA!”

DOMUZ ETÝ-ZAMAN GAZETESÝ VE YAHUDÝ TAKKESÝ KÝPPA!

Page 10: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 10/24

10 BARAN Ýktisat 

Ýþin aslý þu ki, Türkiye'de hal-kýn toprakla arasý açýlmýþtýr.Ve Üstad'ýn taa 1973'te geli-

þini haber verdiði felaket bugün ka-pýmýza dayanmýþ bulunmaktadýr.Türkiye'nin sadece zirai meseleler-de deðil; her sahada ulvi siyasetten

 uzak, sorunlarý günü kurtarýcý çap-sýz politikalar çerçevesinde ele alý-þýndan kaynaklanan cýlýz hamleleri

milli yaralarýmýzý iyileþtirmek yeri-ne uyuþturarak bünyemizi felce uð-ratmaktadýr. Burada asýl hesap so-rulmasý gerekenler, toplumu yönet-m mesuliyeti taþýyan kadrolarda vedaha da vahimi bunlarýn taþýdýklarýkafa yapýsýndadýr.

Et fiyatlarýný gösteren ibre-nin 40'a dayanmasýyla, yaklaþan se-çim arasýnda irtibat kurarak panik-leyen Ankara'nýn siyah giyen adam-larý, derhal et ithalatýný yasaklayandüzenlemeleri rafa kaldýrma kararýaldýlar. Et Balýk'ýn düzenlediði ilk ihaleden etrafa saçýlan pis kokular 

yeni bir tartýþmanýn fitilini ateþler mi derken, yeni bir ihale yapýlacaðýilan edilerek ilki çöpe atýldý.. Etsektörü ile doðrudan veya dolaylýolarak alakadar olan mihraklardanher biri, sorunun ortaya çýkýþ hika-yesini farklý farklý resmettiler. An-cak üzülerek belirtelim ki; bunlar-dan bir kýsmý sorunun sadece bazývechelerini izahta hakikate yaklaþ-mýþlarsa da, birçoðunun teþhis nok-tasýnda yanýldýklarýný gördük…

Baþabakan'dan baþlayalým:Sadece et fiyatlarý söz konu-

su olduðunda deðil; ona göre her 

dalgalanmanýn sebebi spekülasyon-dur: Pirinç -buðday veya kuru fa-sülye fiyatý mý yükseldi? Sebebspekülasyondur…Döviz kurlarý mýhareketlendi? Kahrolsun speküla-törler…Borsa mý çöktü? Ah þu spe-külatörler olmasa…Kendisine ha-týrlatmak isteriz ki; iktidar koltuðusürekli olarak mazeret üretip saðasola serzeniþte bulunmanýn deðil;(kendi halkýna dayýlanmayý bir tara-fa býrakýyorum!) çözüm geliþtirme-nin makamýdýr. Madem kendi ifa-

denizle her çeþit kýymetin kendinehas piyasalarýnýn tamamýnda spekü-latörler yuvalanmýþtýr; onlarý berta-raf etmek için sizler ne yapýyorsu-nuz? Onlarý halka þikayet etmenindýþýnda tabi ki…Zaten bu þýkayetdavasý da pek semereli bir iþtir:Yü-ce gönüllü bu milleti sömürmek is-teyen kim varsa, dün olduðu gibibugün de bu yola baþvurmaktadýr:Ali Baba' lar için hazine yüklü ma-ðaralarýn kapýlarýný açan ''Ben mað-durum-Ben mazlumum'' cümlecik-leri, Alaaddinler' için de lambalar-daki cinleri dýþarý çýkaran efsunlu

kelimelerdir.Gerisi basit:''Dile ben-den ne dilersen?''…Lambadaki cin-den tek baþýna iktidar olmayý iste-miþ bulunan Baþbakan bunu kopar-dýðý halde, halka verdiði sözleri

  unutup, yine Özal gibi zenginlerindeðirmenlerine su taþýma kaygýsýnakapýlmýþtýr.Et ithali kararýnýn mana-sý bundan ibarettir.

Tarým Bakanýmýz MehdiBey Baþbakaný doðruluyor. Zanne-dersiniz ki gerçek vazifesi kendigörevi kapsamýna giren sahalardakisorunlarý henüz ihtimal dahilindeiken teþhis edip çözümlemek deðil

de, Erkan Yolaç'ýn tulumbasý gibikafa sallamaktýr.Diyor ki: ''Aradabirileri spekülasyon yapýyor, üreticidýþýnda... Tüketiciye ve üreticiyezarar veriyorlar. Bizim hedefimizonlar. Onlarýn vereceði zararý berta-raf etmek. Burada doðru konuþaca-ðýz. Perakendeye bir günde yansý-maz bu iþ. Ama toptan et fiyatlarýnýetkiler, kesimleri etkiler. Þu andapsikolojik olarak ortam bunu etkili-yor.''. Emin olunuz ki Bakan Beydoðru söylemiyor. Üreticinin mi

yoksa üretici ile tüketici arasýna ko-nuþlanmýþ bir avuç holdingin mi za-rara uðrayacaðýný hep beraber gö-receðiz… Ortalama bir ülkede böy-le bir durum ortaya çýksa, TarýmBakaný hicabýndan istifa ederdi.Ama bu bir kültür meselesidir. 100küsur yýllýk demiryolu hattýna hýzlýtren lokomotifini yerleþtirip 36 kiþi-yi öldürürken 74 kiþiyi yaralayanUlaþtýrma Bakaný istifa etmemiþ-ken veya telefon dinleme skandal-larý, ilgili Bakaný koltuðundan et-memiþken, yahut da bir yýlda onyýllýk açýk veren ekonominin baka-

ný yerinde dururken onun derdine neolmuþ ki; deðil mi…Býrakalým Bakan Bey'e ce-

vabý Konya Kýrmýzý Et Yetiþtiricile-ri Birliði Baþkaný Nazif Karabulutversin:'' Türkiye'de yeterli miktardabesi hayvaný bulunan bir dönemdeet ithalatý kararýný ''hata'' olarak de-ðerlendiriyoruz. Açýkça söylüyo-rum, gelecek yýllarda besici bula-mazlar, yapýlan bu yanlýþlýðý hay-retle izliyoruz. Zaten 2 gün önceyapýlan açýklamalarýn ardýndan bu-gün toptan karkas etin fiyatý 16.5 li-radan 15 liraya düþtü. Bu gidiþle et

12 liraya kadar düþebilir. Bu karar-la besici kaybedecek, zaten yýllardýr zor durumda olan özellikle küçük besici çok zor durumlarda kala-cak''…

Türkiye Ziraat Odalarý Birli-ði Baþkaný Þemsi Bayraktar ise it-halat kararý ile beraber düþme eðili-mi gösteren et fiyatlarýnýn son duru-muna iliþkin dikkat çekici bilgiler veriyor: ''Ýthalat kararý alýnmasýylakarkas (kemikli bütün et) et fiyatla-rý bir anda 15 liranýn altýna düþtü.

Bu fiyatlar zararlýdýr. Zarar eden iþ-letmeler üretime devam edemezler.Fiyat yükseliþleri üreticiden kay-naklanmadýðý halde fatura üreticiler tarafýndan ödeniyor.

Ýthalat söylemleri sadece üreticifiyatlarýný düþürdü . Üretici fiyatla-rý, henüz ithalat yapýlmadan mali-yetin altýna inmeye baþladý. Fakatperakende fiyatlarýnda ayný orandadüþme görülmedi. Tam bir belirsiz-lik ortamý var. Üreticiler kesimegelmeyen hayvanlarýný bile kesimegönderiyorlar. Bu, ilerleyen yýllardaet ihtiyacýnýn karþýlanmasýný zorlaþ-

týracak. Hayvancýlýðýmýz yok olmariski ile karþý karþýya… Ýthalat ka-pýsýnýn açýlmasýyla büyük bir risk yüklenilecektir. Ýthalat kapýsý açý-lýnca kolay kolay kapatmak müm-kün olmayacak…

Ette krizlerin önlenmesi sütte-ki istikrara baðlý. Süt piyasasýndaspekülatif fiyat düþüþlerini önleyicitedbirler alýnmalý.''

Þemsi Bayrakter'ý doðrula-mak adýna, Et ile sütün alakasýný dabiz verelim: Vaktiyle süt fiyatlarýn-daki istikrar kaybedilince, üretici

HÜKÜMET YÝNE

ÇUVALLADI!Ýþin aslý þu ki, Türkiye'de halkýn toprakla arasý açýlmýþtýr. Ve Üstad'ýn taa 1973'te geliþini haber

verdiði felaket bugün kapýmýza dayanmýþ bulunmaktadýr.Türkiye'nin sadece zirai meselelerde deðil; her sahada ulvi siyasetten uzak,

sorunlarý günü kurtarýcý çapsýz politikalar çerçevesinde ele alýþýndan kaynaklanan cýlýz hamlelerimilli yaralarýmýzý iyileþtirmek yerine uyuþturarak bünyemizi felce uðratmaktadýr

Gökhan Altunsoy

Page 11: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 11/24

BARAN 11Ýktisat süt hayvanlarýný kesime göndermiþ-ti. Bunun etkisiyle hýzla düþen et fi-yatlarý iþin mahiyetinden bihaber kesimlerce alkýþlanýrken, hayvan

 üreticilerini zor duruma düþürmüþ-tü. Bu netameli dönemin sona erme-

sinin ardýndan da, süt ve süt ürünle-rinin aþýrý þekilde fiyatlandýðý bir dönemi yaþamýþtýk. Þimdi; Ýthalatortamýnda fiyatlarýn gerilemesiyleberaber bu durumun bir benzeritekrar yaþanabilir. Zira son beþ yýl-da hayvan yemi fiyatlarý %70; süt

  ürünlerinin fiyatlarý ise %100 art-mýþ olmasýna raðmen çið süt fiyat-larý sabit kalmýþtýr. Dünya ortala-masýna göre, paketlenmiþ sütün fi-yatý çið sütün iki katý iken ülkemiz-de 4 katýdýr. Bu da gösteriyor ki, çiðsüt üreticileri, sayýlarý yirmiyi geç-meyen süt ürünleri imalatçýsý dev

þirketlerin kölesi olmuþlardýr…Veburada SEK'in ( Süt Endüstrisi Ku-rumu) özelleþtirilmiþ oluþunun payýson derece büyüktür…Demek kiaslolan ''denge''dir.Dengeden aþýrýderece sapmalara sebeb olucu fiyathareketlerinin kýsa vadedeki yönüister artýþ, isterse de azalýþ yönünde

olsun, nihayetinde zararý daima üretici ve dolayýsý ile de tüketici çe-ker.Yapýlarý gereði her iþin ve mes-leðin icracýlarý, mümkün olan aza-mi karý elde etmeyi, tüketiciler debunlarý mümkün olan en ucuz fiya-

ta satýn almayý isterler.Bu çatýþma-nýn orta yerinde durarak taraflardangüçlü olanýn zayýf olaný sömürme-sinin önüne geçeçek olan güç, dü-zenleyici rol taþýyan kamu teþek-külleridir.Þimdi üretici ve tüketici-nin et fiyatlarýnýn bu derece yükse-liþi karþýsýnda ödediði toplam mali-yetin, Et ve Balýk Kurumunun vak-tiyle oluþturduðu görev zararlarýn-dan daha küçük olduðunu kim iddiaedebilir?..Unutmamalý ki, her ikiihtimalde de ortaya çýkacak olanzararý nihayetinde toplum ödeye-cektir…Veya Yem Sanayi'nin elden

çýkarýlmasýyla oluþan toplumsalmaliyeti hesabediniz. Sonuç deðiþ-meyecektir...Bu hakikatlere kulak kabartmaksýzýn ette ithalat kapýla-rýný açmanýn kime ne faydasý ola-caktýr?..Pirinci ithal ettiniz de ne ol-du?..Ancak bir liberalleþme terane-sidir tutturulmuþ gidiyor.Ellerimiz-

den asýrlýk kýymetlerimiz kayýp gi-derken, sallantýlý da olsa kýsmen va-rolan dengelerimiz de savruluyor.

Ýþin aslý þu ki, Türkiye'de hal-kýn toprakla arasý açýlmýþtýr. Ve Üs-

tad'ýn taa 1973'te geliþini haber verdiði felaket bugün kapýmýza da-yanmýþ bulunmaktadýr. Türkiye'ninsadece zirai meselelerde deðil; her sahada ulvi siyasetten uzak, sorun-larý günü kurtarýcý çapsýz politikalar çerçevesinde ele alýþýndan kaynak-lanan cýlýz hamleleri milli yaralarý-mýzý iyileþtirmek yerine uyuþtura-rak bünyemizi felce uðratmaktadýr.Burada asýl hesap sorulmasý gere-kenler, toplumu yönetme mesuliye-ti taþýyan kadrolarda ve daha da va-himi bunlarýn taþýdýklarý kafa yapý-sýndadýr... Dikkat ederseniz; ''yönet-

me imtiyazý'' demiyoruz.Zirai ürün pazarýnda müt-

hiþ bir yapýsal sorunlar yumaðýmevcut.Bunlar giderilmedikçe, dünpirinçte ve bugün ette olduðu gibi,yarýn da kimbilir hangi üründe bufilmi tekrar seyredeceðiz.Ýdareciler tekrar çýkýp spekülatörleri suçlaya-

rak, yandaþlarýna ithalat kapýlarýný

açacaklar… Fiyatlar hýzla düþerken

 üretim gücümüz her geçen gün bi-

raz daha eriyecek…Sektörün ger-

çek sorunu üretimde verimlilik ek-

sikliði, ölçek ekonomisinin yoklu-ðu veya aþýrý kar beklentisinden zi-

yade, yüksek vergi yükünün yanýsý-

ra sübvansiyonlarýn sýfýra çekilmiþ

olmasýdýr.Dikkat ediniz; doðal þart-

larý bir kenara býrakarak incelerse-

niz, tarýmda ihracat oraný en yüksek 

olan ülkelerin en liberal olanlar de-

ðil, devlet himayesinden en fazla

pay alan ülkeler olduðunu görürsü-

nüz… Önümüzdeki onyýllar boyun-

ca tüm dünyada gýda fiyatlarýnýn gi-

derek daha da yükseleceði tahmi-ninde bulunan iktisatçýlarýn sayýsý

her geçen gün artarken, ülkemizde

zirai teþvik ve desteklemelerin dü-

zenli olarak azaltýlýyor olmasý bilin

bakalým neye yarýyor.?

131881 Fransa'nýn Tunus'u iþgâli.

151948- Siyonist-Yahudi Ýsrail'in

devletinin ilaný.

2005- Irak'da ABD helikopteridüþürüldü: 2 ölü

17808 Ýmam-ý Muhammed'in vefâtý.

(MUHAMMED B. HASAN eþ-ÞEY-BANÝ

Hanefi mezhebinin üç büyük ima-mýndan biri. Eserleriyle Hanefiliðin

sistemleþmesinde ve yayýlmasýndaetkili oldu.

Ebu Yusuf'la birlikte, kendisineHanefi mezhebinin iki imamý anla-mýnda "Ýmameyn" denir.)

2005 Danýþtay'a silahlý baskýn: 1ölü 4 yaralý.

 TARÝHTE BU HAFTA

GÜLER ZERE VEFAT ETTÝ

Geçtiðimiz Kasým ayýnda yakalandýðý kanserhastalýðý nedeniyle Abdullah gül tarafýndan affedil-erek cezaevinden tahliye edilen DHKP-C tutsaðýGüler Zere hayatýný kaybetti.

DHKP-C militaný olduðu gerekçesiyle tutuklananZere, cezaevinde yakalandýðý kanser hastalýðýnýnilerlemesi ve temel ihtiyaçlarýný gideremeyecek dere-

cede yaþamsal fonksiyonlarýnýn kötüleþmesi üzerineAbdullah Gül tarafýndan özel afla tahliye edilmiþti.Hastalýðýný yenemeyen Zere 7 mayýs günü hayatýnýkaybetti.

Cenazesi yüzlerce kiþi eþliðinde sokaklarda yüzüaçýk vaziyette gezdirilirken Parti Cepheliler de slo-ganlar eþliðinde intikam yeminleri ettiler. Yapýlankonuþmada Güler Zere'nin ölümünden AKP sorum-lu tutuldu ve "Katil AKP Hesap verecek" denildi.

Page 12: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 12/24

28Þubat Süreci ile ilgili birdeðerlendirmenizi alabi-lir miyiz?

Tabi ki… Türkiye büyük bir dev-let, Osmanlý Devleti’nin bakiyesi ola-

rak ayakta duran ve bunun sahip oldu-ðu belli deðerler vardýr. Bu deðerleresahip çýkmak isteyen her insan budevlette ötelenmiþtir, irtica ile suçlan-mýþtýr. Sayýn Erbakan iþbaþýna geldiðivakit her þeyden önce Türk Milleti’nidüþünmüþtür. Yalnýz Türk Milleti’nidüþünmekle kalmamýþtýr, ülkenin iþçi-sini, memurunu, baðkurlusunu, emek -lisini, bu arada dulunu, yetimini dü-þünmüþtür.

Gelindiði vakit görüldü ki korkunçderecede israf var. Bu israflarý önleye-bilmek için çok ciddi adýmlar atýldý, 4ay içerisinde 38,5 milyar dolarlýk ta-sarruf saðlandý.

Bu havuz sistemi deðiþtirilerek tasarruf saðlandýðý ve çok kiþininiþine engel olduðu söyleniyor.

Tabi… Kimin? Tuzu kurularýn, be-leþten para kazananlarýn hoþuna git-medi. Tutturdular bilhassa medya ka-nadýyla ‘irtica geliyor’.

 Nasýl bir þey bu irtica ne bilen var,ne tanýyan; ‘Van Gölü Canavarý’ gibibir þey. Mehmet Akif’ten ve rahmetli

 Necip Fazýl’dan cevap vermek gerek bunlara; ne diyordu Üstad ‘Zamanýkokutanlar mürteci diyorlar bana,yükseldikçe sanýyorlar alçaldýkça ta-bana.’ Akif’te diyor ki ‘Þark’a bak -

maz, garbý bilmez, görgüden yok pâyesi; bir yaþarmaz göz, kýzarmazyüz bütün sermayesi.’

Þimdi bu süreci baþlatanlar, o tank -larý yürütenler; asýl bu ülkede hesaba

çekilmesi gerekenlerdir. Yürüyen, ko-þan bir Türkiye’yi durdurdular.28 Þubat Süreci’nde canýnýzý en

çok acýtan birkaç hadiseyi söyleye-bilir misiniz?

Evet bir defa þu; dediler ki ‘Ýhtilâlolacak bir an önce kaçýn, lojmanlarýboþaltýn!’ biz de dedik ki: ‘Böyle þeyolmaz. Er olan bir defa doðar, bir defada ölür. Biz bir defa doðduk bir defaöleceðiz. Korkak olanlar her gün ölür.Bizim her gün ölmeye hiç niyetimizyok. Buyursunlar gelsinler.’ Bu söy-lendi. Ben ona yanmýyorum. Bir defabiz çizgimizden hiç ihtilâf etmedik.Bizim dýþýmýzdaki o partileri bir göre-cektiniz.

Sizinle ilgili o dönemde parti teþ-kilâtlarýnda anlatýlan bir hikayevar. Diyorlar ki ‘Askerin çok yoðunbastýrdýðý, hükümeti istifaya zorla-dýðý dönemlerde ‘Bütün teþkilat ola-rak direniþe geçelim; en azýndanpasif direniþ yapalým. Ankara’daoturalým protesto edelim.’ þeklindeteklifinizin olduðunu ama bu teklifikabul ettiremediðiniz söyleniyor…

Bu teklifi yaptýk. Çünkü biz mille-tin seçilmiþ insanlarýyýz. ‘Hakimiyetbilâ kaydu þart milletindir.’ Diyor cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk.

Mâdem ki hakimiyet bilâ kaydu þartmilletindir, biz de milleti temsil ettiði-mize göre bunlara kolay kolay teslimolmayalým dedik mesele budur.

Biz ordumuzun her þeyden önce

devletini, milletini düþünen generalle-rine, komutanlarýna saygý duyarýz.Saygýsýzlýk yapanlarý da hiçbir zamanhoþ görüyle karþýlamayýz.

Osman Özbek gibi mi?Evet Osman Özbek gibi Çevik Bir 

gibi ama isim vermeyelim…Bugünle baðlantý kurarsak, gü-

nümüzde yaþanan Ergenekon olay-larý mahkemelere, duruþmalarabaktýðýmýzda 28 Þubat’a bulaþmýþgenerallerin ismine rastlamadýk he-nüz. Ýlginç deðil mi?

Çok ilginç… her þeyden önce ma-dem ki ülkede bir demokratikleþmesüreci, bir insan haklarýna saygý baþla-dýysa ilk önce bu ülkeye hizmet vereninsanlarý alýkoyan insanlarýnda silleyeçekilmesi gerekiyor . Yapýldý deniyor ama ben inanmýyorum objektif, hak -kaniyet kavramýna uygun, adilâne bir çalýþma yapýldýðýna…

Þu an vicdanýnýz rahat öyle mi?Þundan dolayý rahat deðil. Bir defa

bu ülkede erkler var; Yasama, Yürüt-me, Yargý. Dünyanýn hiçbir ülkesindeböyle bir rezalet yoktur. Bir hakimmahkûm ediyor; öteki serbest býraký-yor.

Selahattin Demirtaþ’ýn bir açýk-lamasý vardý. Dikkanizi çektimi biz

olayý açýklayan bir nokta olarak gö-rüyoruz. Diyor ki ‘AKP’ nin savcýsý,hakimi tutukluyor. CHP’nin savcýsý,hakimi serbest býrakýyor; AKP’ninsavcýsý tekrar tutukluyor.’

Bir defa ben bu kadar müþahhashale getirmeyeceðim. Bu yargý adýnaçok üzülünecek, aðlanýlacak bir hâldir.Yargý Türk Milleti’nin adýna hareketetmelidir. Belli kiþilerin kendi siyasiçýkarlarý adýna deðil. Bir defa yargý re-formu þart. Ciddi mânâda bir sivilanayasaya ihtiyaç vardýr. Ve bir de sa-yýn genel baþkanlarýn kaþ göz iþaretiy-le milletvekilli seçilmiþ insanlarýndagenel baþkanlarýn gölgesi altýnda kal-madan kendi insiyatifleriyle kendi gö-rüþlerini bildirebilmeli, gidip milletede hesap verebilmeleri gerekir. Bunlar olduðu takdirde Türkiye’de demokra-tikleþme süreci baþlayabilir, baþka tür -lü mümkün deðildir. Sonra her kurumve kuruluþ kendi görevini bilecektir.Meclis meclisliðini, yargý yargýlýðýnýbilecek… TSK ayný þekilde bu mille-tin dýþ güçlere karþý korunmasýný te-min edecek… Bunlar olmadýðý takdir -de kendi kendimizi aldatmýþ oluruz.Ben iki dönem meclisteydim. Tabiricaizse bir boru düþünün borunun bir tarafýndan suyu salýyoruz diðer tara-fýndan çýkmasýný bekliyoruz; bir debakýyoruz ki su falan kalmamýþ buhar olmuþ. Ýþte Türkiye’deki siyasi hayatbudur. Siyasi hayat tam bir tiyatrodur.Bu tiyatrodan Türkiye’nin kurtulmasý

‘KORKAKLIKTAAR,

ÝLERÝ ATILMAKTA

ÞEREF VARDIR..!’

Osman Yumakoðlu:

Mülâkat:Kâzým Albayrak-Hasan Kapar

Page 13: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 13/24

gerekmektedir.AKP iktidarý döneminde daha

önce Türkiye Cumhuriyeti siyasi ta-rihi içerisinde pek alýþýk olmadýðý-mýz bir takým hadiseler cereyân et-meye baþladý. Rejimin karakterineyönelik müdahaleler de görüyor gi-biyiz mesela sistem içerisinde çok 

üstün kurumsallaþmýþ ve býrakýnmahkemeye çýkarmayý dokunulma-sýnýn bile hayal olduðu generaller veinsanlar bu süreç içerisinde alýnabi-lir oldu ve bu çok normalleþti artýk.AKP bu gücü sizce nereden alýyor?

Açýk ve çok net olarak söyleyeyimki biz kendi göbeðimizi kendimiz ke-semediðimiz müddetçe bu tip olaylaraçok sýk olarak rastlanýr.

Kendi göbeðimizi kendimiz kes-miyoruz.

Hayýr baþkalarý kesiyor…Kimler kesiyor peki?Amerikasý var, Avrupasý var, bir 

ara Fransýz taraftarý olanlar vardý, bir ara Alman taraftarý olanlar vardý, busürekli devam ediyor. Her þeyden ön-ce Türkiye’de yaþayan insanlarýn Tür -kiyeli olarak düþünmesi, adým atmasýve kimseden emir ve talimat almama-sý gerekir. Diyordu ya 4. Murat ‘Bu-gün yardým alanlar yarýn buyruk alýr -lar.’ Yardýmlarý aldýk aldýk, þimdi debuyruk alýyoruz resmen. Mesele bun-dan ibaret. Ama o buyruðu almayacak þekle gelmek gerekir.

Birkaç gün önce Baþbakan Er-doðan’nýn NTV’de bir mülakatý ol-du ve önemli bir cümle sarfetti ‘Pa-radigmanýn önemli bir deðiþime uð-radýðýndan ve bunda kendisinindeönemli bir etkisinin olduðundanbahsetti. Paradigmanýn ciddi þekil-de deðiþtiðinden Demokrat YargýDerneði eþbaþkaný Prof. Dr. OsmanCan’da bir ödül töreninde bu ko-nuyla ilgili çok daha radikal bir ifa-de kullandý biz bu cümleleri kullan-dýðýmýz için hapis yatmýþtýk ifadesiþu ki ‘Türkiye bir devrim sürecin-dedir 1789 süreci Türkiye’de baþla-mýþtýr egemenlik sahipliði el deðiþti-riyor.’ Çok orijinal bir cümledir bu.Þimdi dýþ güçlerin tesiriyle ve iç di-namiklerin de etkisiyle böyle bir sü-

reçte vakýa. Bir devrim sürecinde-yiz aslýnda þu an aslýnda rejim deði-þiyor. Bu süreçte Amerika’nýn kat-kýsý var iç dinamiklerin etkisi varama bizim bulunduðumuz konum-da NATO üyesi olarak böyle birdevrim sürecinin olduðuna inanýyo-ruz zaten. Saadet Partisi genel baþ-

kaný Numan Kurtulmuþ’u da takipediyoruz ve onun anti emperyalistifadeleri çok cazip geliyor bize. Bel-ki de bunu dile getiren tek lider þu-an da. Bu devrim sürecini, SaadetPartisi’nin bu devrim sürecindekiyerini ve hedefini bize özetleyebilirmisiniz?

Yýllardýr Milli Görüþ tez’ini savu-nan insanlarýz. Milli Görüþ nedir?Milletin kendi deðerlerine sahip çýka-rak, yepyeni bir modeli ortaya koymaarayýþýnýn çalýþmasýdýr. Bu belli za-manlarda ýþýk tutmuþtur. Tek baþýnaiktidara gelerek yol gösterememiþtir 

ama bugün onun temsilcisi SaadetPartisi’dir. Dün Erbakan çýktý tek baþý-na bayraðý astý onun arkasýndan Ni-zam Partisi kuruldu. Nizam Partisi 1Mart’tan dolayý kapatýldý. ArkasýndanMilli Selamet Partisi baktýlar ki ciddimânâda bir týrmanýþ var. Ufuk Gülde-mir’in Kanat Operasyonu’nu okumuþ-sunuzdur orada ne dedi

Yahudi lobisi Amerika’ya gidiyor oraya gittikten sonra diyorlar ki ‘MilliSelamet’in geliþi artýk kaçýnýlmaz. Biztoplu halde Türkiye’deki Museviler olarak Amerika’ya hicret etmek isti-yoruz, bize yer gösterin.’ Cevaben di-yorlar ki ‘Hiç acele etmenize gerek yok. Yakýnda olacak olanlarý bekle-yin…’ Yakýn dedikleri de; onlar Martayýnda gittiler. 12 Eylül’de demalùmunuz olacak olan oldu. 1980askerî harekâtý baþladý. Sayýn Erberk kimseden emir almadan bunu yaptýk diyor ama kusura bakmasýn ona kuþlar bile inanmaz.

Türkiye’de bir deðiþim oluyordediniz. Neden?

Þimdi þu var globalleþen Dünya’da2. Dünya savaþýndan sonra 2 süper güç vardýr; Rusya ve Amerika. Bu sü-per güçler bugün eski kuvvet ve kud-retini kaybetmeye baþladý. Çin gibi

yeni devletler çýktý. Þimdi Türkiye’deOsmanlý’nýn eski topraklarý üzerindebir þeyler yapabilir miyim diye müca-dele veriyor. Ama onlarýn gayesi ön-celikle bizi Ýslam ülkeleri içerisindebirbirini çarpýþtýrmak istiyorlardý.Baþta Ýranlýlardýr. Biz eðer aklýmýzýkullanýr Ýran’ý da yanýmýza alarak D-8

ler dediðimiz olayý hayata geçirdiði-miz takdirde bu devletlerin en güçlüsüTürkiye olacaktýr. Bunu tahakkuk et-tirmek gerekmektedir. Bunun müca-delesini vermek gerekir.

28 Þubat sürecini þuraya getire-ceðim Amerika’nýn projesi ve Fe-tullah Gülen cemaatinin baþ aktörüolduðu ‘ýlýmlý Ýslâm’ projesi için nediyorsunuz?

Sayýn Erbakan biliyorsunuz bütünD-8ler ve Ýslam ülkelerini bir arayagetirmekiçin ‘Ýslam Birleþmiþ Millet-leri’, ‘Ýslam Savunma Paktý’ ‘ÝslamOrtak Pazarý’, ‘Ýslam UNESCO Kül-

tür Birliði’ ve ‘Ýslam Ekonomik Ýþbir -liði’ bu 5 gücü ortaya getirip, Ýslamalemini bugün ki G-8lere alternatif olarak ortaya koyarak , dünyadaadilâne bir çözüm getirmek için bununteþebbüsünü yaptý. Ama ne yaptýlar hep birlikte Erbakan’ýn üzerine geldi-ler; Erbakan’ý sahne-i siyasetten kova-bilmek için… Bir zamanlar Vehbi Koç‘Nasýl olur öyle bir hesap yapmýþtýk kiErbakan bile çýkamayacaktý; 24 mil-letvekiliyle çýktý geldi bu adam…’ di-ye beyanat vermiþti. Erbakan bu iþintemellerini attý. Attýktan sonra ikinciiktidara geliþinde D-8lerin temelini at-tý. D-8ler sayesinde bütün Ýslam alemibir araya gelecekti. Bu arada Fethul-lah Hoca da ‘ýlýmlý islam’, ‘dinler ara-sý diyalog’ gibi bir takým þeylerle bu-nun öncülüðünü yapýyor þuanda veTürkiye’de de buna iþ adamlarý tama-men yardýmcý oluyorlar. Gerçektenyaptýðý çok hayýrlý þeylerde var onlarýda takdirle karþýlamak lazým; okullar meselesi… Ama inþallah bu okullar -dan mezun olanlar insanlýðýn sulh-üneyardým ederler diye temennide bulu-nuyorum. Çünkü ben hoca efendiyi ta-nýrým onunla bizim Medine’de de bir buluþmamýz vardýr. Orada 5-6 saat ko-nuþtuk. Dedik ki ‘Birbirimizle uðraþ-

mayalým.’ O da ayný þeyi söyledi dediki ‘Biz Ýslâmi gruplar bir orduya ben-zeriz. Kimimiz kara kuvvetleri, kimi-miz jandarmayý temsil eder. Ama ile-ride bir araya geliriz biz.

Kendisini acaba bu ordununhangi kýsmýnda deðerlendiriyor çok merak ediyoruz…

Þimdi þunu unutmayalým ki Türki-ye’de bir tek þeye ihtiyacýmýz var; ön-ce birbirimize kenetlenmeye, birbiri-mizi sevmeye, birbirimizi saymaya vebirbirimize deðer vermeye ihtiyacýmýzvar. Hayali bir takým iþlerle uðraþma-ya hiç zamanýmýz yok. Hepsini bir arada tek vücut haline getirelim amaaklý-selim sahibi milletin emrinde Ce-nabý Hakka kulluk hususunda da hiç-bir þekilde taviz vermeden yürümeyegayret edelim.

Taviz vermeden kim yolumuzugösteriyorsa lider odur, liderimiztaviz veren deðildir.

Biliyorsunuz peygamberimizinbizlere bir tavsiyesi vardýr. Üç þeydenkaçýnýn; kadýn sevgisi, para sevgisi bir de makam sevgisi. Bu üç sevgiden

 uzak olmak þartýyla gelen herkes ba-þarýlý olur.

Müslümanlarýn AB’ci oluþu…Biliyorsunuz Müslümanlar 2. Meþ-

rutiyetten bu zamana bir türlü nefesalamadýlar.

Ama AB’ye bütün Ýslamcý parti-ler þiddetle karþýyken bilhassa bu-gün AKP’nin öncülüðünü yaptýðýMüslüman kitleye Saadet Parti’sinasýl bir muhalefet örneði sergileye-cek. Neden AB’ci olundu?

Avrupa bugüne gelinceye kadar hiçbir zaman bizi kendine kabul etme-di. Zaten kýyamet sabahýna kadar dabizi AB’ye almazlar. Onu bir defa tes-pit edelim. Biz neden AB’ci olduk?Adamlar nefes alamýyordu, baþörtüsütakamýyordu, doðru düzgün ibadet ya-pamýyorlardý. Hürriyetlerimizi gaspettiler. Gasp edilen hürriyetlerimizikazanabilir miyiz diye AB’ci oldular.Tek cevabý budur; kývýrmaya gerek yoktur. Ben 15 sene ‘AB GörüþmeÞartlarý’ genel baþkanýydým. Size þumüjdeyi vereyim ben oraya gittiðimvakit 68’de 3 cami vardý bugün 11000

Amerikasý var, Avrupasý var. Bir ara Fransýz taraftarý olanlar vardý,bir ara Alman taraftarý olanlar vardý; bu sürekli devam ediyor.

Her þeyden önce Türkiye'de yaþayan insanlarýn Türkiyeli olarak düþünmesi, adým atmasý ve kimseden emir ve talimat almamasý

gerekir. Diyordu ya 4. Murat 'Bugün yardým alanlar yarýn

buyruk alýrlar.' Yardýmlarý aldýk aldýk, þimdi de buyruk alýyoruz resmen.Mesele bundan ibaret.

Ama o buyruðu almayacak þekle gelmek gerekir

Page 14: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 14/24

BARAN Mülâkat BARAN

tane irili ufaklý cami ve mescit var.‘Ýstanbul mutlaka fethedilecektir,onu fetheden hükümdar ne güzel hü-kümdardýr, onun askerleri ne güzelaskerlerdir.’ Diye bir hadis vardýr.Ayný peygamberin bir müjdesi dahavardýr. ‘Roma’da tekbir sesleriylefethedilecektir.’ Þimdi onun hazýrlý-ðýný yapýyorlar bizimkiler. AB’ye

girsen de girmesen de öyle bir gir -dik ki zaten þu anda Avrupa’daUrallar’ýn batýsýnda 55 milyon Müs-lüman var.

Avrupa’da ciddi bir problembiliyoruz. Hem nüfus sýkýntýsý var

hem de genel nüfus da çok hýzlýbir þekilde Müslümanlaþýyor.Biz oralarda mitingler yapýyor -

duk. AB görüþme þartlarýný parçala-dýlar, böldüler. Bana rica ettiler Mil-li Gazete’yi çýkarýyorlar orada, git-tik. Eskiden 4-5 bin kiþi katýlýrkenþimdi 114 kiþiyle genel kurul yapýl-dý. Ceketleri omzuna alan bazý böl-ge baþkanlarý ‘Osman aðabey bu iþbitmiþ biz gidiyoruz.’ Oturun baka-lým bu iþ yeni baþlýyor. Gelin burayadedim çaðýrdým kendilerini. ‘Bakýn,þunu unutmayýn Cenab-ý Hak diyor ki; mahzun olmayýn, gevþemeyininanýyorsanýz el istiyorsunuz. Þimdi

burada 114 kiþiyle toplantý yaptýk.Gelecek sene burada en azýndan2000 kiþi ile toplantý yapacaðýz.’

Üstad’dan bahsedebilir miyiz?Üstad öyle bir üstaddý ki rahmet-

li Serdengeçti ile sýk sýk ziyaretinegiderdik.

Yalnýz þunu açýk ve net konuþa-yým; bu mücadele güzel bir müca-deledir. Üstad hepimizin bugünleregelmesinde en büyük rolü oynayanbir mütefekkirdir. Bu azmin adamý-na yakýþýr bir þekilde yapýlanmayagitmek mecburiyetindesiniz. Bu gi-diþle netice alamayýz, alamazsýnýz.

  Nasýl netice alýnabilir; her þeydenönce sevgi ile iþe baþlayacaksýnýz.Size 1963’den bu zamana Necip Fa-zýl ile beraber olan bir aðabeyiniz

olarak söylüyorum. Bunu yaptýðý-nýz takdirde baþarýlý olursunuz.Böyle pasif bir daire içerisinde ka-lýrsýnýz baþarýlý olamazsýnýz. Üstadýbile kimseye anlatamazsýnýz.

Üstadý biz herkese anlatmak mecburiyetindeyiz. Zaten Üstadanlaþýlmadan bizim cihanþumul bir 

þekilde ayaða kalkmamýz mümkündeðildir.

Mütefekkir Necip Fazýl’ýn or-taya koyduðu ve Mütefekkir SalihMirzabeyoðlu’nun yürüttüðü‘Büyük Doðu ÝBDA’ Ýslâm’a mu-

hatap anlayýþýndan bahsedelim.Üstadýn Büyük Doðu nitelendir-mesi ‘Büyük Doðu Ýslâm’ýn emirsubaylýðý, Büyük Doðu Ýslâm için-de ne yeni bir mezhep, ne yeni biriçtihat davasý sadece “Sünnet veCemaat Ehli” tabiri ifadelerindemutlak bir pazarlýk çerçevesiiçinde olanca saffet zafiyetiyleÝslâmiyet’e yol açma geçidi.’ diyorNecip Fazýl. Toplumun genel fikirçerçevesine yeterince Büyük Do-ðu’yu yerleþtirebildik mi? Ve busistem görüþü olmadan da siyasetolabilir mi olursa nasýl olur?

Hayýr yerleþtiremedik. Olursa iþ-te böyle olur. Þimdi bizim üzerindeduracaðýmýz konu þudur; biliyorsu-nuz bir teblið dönemi vardýr. O teb-lið dönemi çok önemlidir Ýslâm’da.Biz bu millete tebliðimizi yapama-dýk arkadaþlar. Sýkýntý buradan geli-yor. Üstadýn belli bir gençlik grubu;efendim o zamanlar ki meþhur þiir kitabý ‘Çile’ dönemini yaþayan bir gençlik vardý. O gençlik yarým ya-malak Üstadý anlattý, bu günlere gel-di. Üstad dört dörtlük anlatýlacak olunursa dünyaya hâkim oluruz. Bunesil anlamadý. Anlamadan müm-kün deðil. Bakýnýz hiçbir zaman

ruhsuz beden yaþayamaz, bedensizruh da yaþayamaz. Ýkisi bir aradayaþamaya mecburdur. Bir sevgi im-paratorluðu kurmaya mecburuz.Sevgi olmadan hiçbir þey olmaz.

90’lý yýllarda kendi dünya gö-rüþüm çerçevesinde ben siyasetegirdim. Sakarya’da yetiþtim. 90’lýyýllarda Milli Görüþ çerçevesinde-ki MGM dernekleri ve vakýflarýn-da iç içeydik zaten. Sayýn Erba-kan’ýn korumalarý da olsun Sa-karyalý arkadaþlarla olsun birlik-te büyüdük. 90’lý yýllardan2000’lere kadar gelen süreçte Mil-

li Gençlik Vakýflarý’nda bizim ar-kadaþlarýmýzýn birçoðu da etkin-di. Zaten ayrýmýz gayrýmýzda yok-tu. Çok ciddi bir heyecan ve ener-  jide vardý. 28 Þubat sürecindensonra bu enerji bitti, heyecan bit-ti. Bu 28 Þubat süreci bir hayal ký-rýklýðýmý oldu acaba camia için-de? (Hasan Kapar)

Evet, bir hayal kýrýklýðý oldu amainancý olan hiçbir insanýn bu iþler -den dolayý hayal kýrýklýðýna uðrama-masý gerekirdi.

Ýdeoloji eksikliðinden kaynak-lanana bir þey olabilir mi bu? Ýde-

olojiden uzak kalmanýn sadecebir heyecanla hareket etmeninbelli kýrýklýklardan sonra pörsü-menin sebep olduðunu düþünebi-lir miyiz? Çünkü 99 sürecindensonra bizim arkadaþlarýmýz ara-

sýnda da genel bir deðerlendirmeyaptýðýmýzda belli bir heyecantedricen yükseltilebildi. Ama ge-nel olarak camia içerisinde özel-likle Anadolu’da bu heyecan hâlâdüþük. Saadet Partisi’nin özellikleNuman Kurtulmuþ ile birlikte biratak yaptýðýný ben müþahede edi-yorum. Takip de ediyorum. Genç-lik teþkilatlarýný da takip ediyo-rum. Son aylarda bir kýpýrdanmavar. Bu konuda yeni bir projesivar mý partinin; gençlik üzerineve eski heyecaný yeniden yükleye-bilmek açýsýndan? (Hasan Kapar)

Var tabi. Þunu unutmayýn ki ba-zen büyük yangýnlarýn çýkmasýnaküçük bir kývýlcým neden olur. Bukývýlcým her an çakýlabilir. O büyük,görmek istediðimiz rahmet bu mil-leti sarar ve saracaktýr. Bu yakýndýr.

Ben kendi payýma þunu söyle-mek isterim Saadet Partisi’ninönümüzdeki dönemdeki rolündenbizde umutluyuz. Ýnþallah düþün-dükleri gibi geliþir süreç. O heye-caný tekrar yakalarlar. En azýn-dan bir gün tekrar Ankara’da birmilyon kiþi oturmak zorunda kal-dýðýmýzda birlikte otururuz ora-da. (Hasan Kapar)

Gandi ne dedi affedersiniz ‘Her -kes kaðnýsýn kursun. Eþekler de gel-sin Yeni Delhi’ye.’ Geldiler ne yap-tý. Ýncilleri konvoya yükledi ve hiç-bir zaman silah almaya gerek kal-madý. Resûlullah efendimize saygý-sýzlýk yaptýlar karikatürden dolayý.Bir milyon insan geldi. O geldiðivakit arkasýndan zalim papa gelme-siyle bir miting daha yapýldý. Binler -ce gazeteci geldi. Sadece 15-20 taneVatikan vardý zaten. Muhataplarýbendim. Çok büyük olay olacak de-dim. Ýlgiyi öyle bir topladýk ki bütündünya... Orada bir mesaj verdim ben

‘Her þeyden önce kâinatýn yüzü su-yu hürmetine yaratýldýðý bir insankalkýp karikatür yapanlar hattaÝslâm’a leke atmaya kalkanlar þunuiyi bilsinler ki cehaletlerini ortayakoydular þunu iyi bilsinler ki Ýslâmdini baþýndan sonuna kadar ilimdir.Öyleyse ey insanlýk biz sizi Ýslâm’adavet ediyoruz. Ýþte en büyük aksi-yon budur. Bunu yapmaya mecbu-ruz. Bakýn hiç üzülmeyin, korkma-yýn ben bu iþi 15 sene Avrupa’dayaptým. Hangi devlete gidersem gi-deyim beni arýyorlardý. Ne için?Yýldýrmak için ama ben yýlmadým.

Biz bu milletetebliðimizi yapamadýk 

arkadaþlar.Sýkýntý buradan

geliyor. Üstadýn bellibir gençlik grubu,efendim o zamanlarki meþhur þiir kitabý

'Çile' döneminiyaþayan bir gençlik 

vardý. O gençlik yarýmyamalak Üstadý

anlattý, bu günleregeldi. Üstad dört

dörtlük anlatýlacak olunursa dünyayahâkim oluruz.

Bu nesil anlamadý.Anlamadan mümkün

deðil.Bakýnýz hiçbir zaman

ruhsuz bedenyaþayamaz,

bedensiz ruh da

yaþayamaz.Ýkisi bir aradayaþamaya mecburdur.

14

Page 15: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 15/24

Kur’an’ý aldým elime dedim ki ‘Eyinsanlýk seni kurtaracak güç ve kuv-vet burada; ister üzülün, ister büzü-lün, ister kabul edin, ister etmeyin.’

Dünya’yý ele geçirmek kolaydemiþtiniz bunu biraz açar mýsý-

nýz?Dünyayý ele geçirmek önce sabýr iþi. Sabýrlý olacaksýnýz, kadronuzuyetiþtireceksiniz, sevgi seviyesindeyürüyeceksiniz.

Teþkilatlanma konusunda ba-þarýnýz?

Cezayir meselesi Bosna meselesibaþladýðýnda ben bir milyon insanýpeþime takýp yürüttürdüm. Ýki taneBoþnak bir araya gelemiyordu. Ben15 bin Boþnak’ý bir araya getirdim.Hiçbir araya gelmeden bir milettir Boþnaklar. Ne yaparsan yap, iki kiþi-yi bir araya getiremezsin. AyrýcaSýrplar orada silahlanýrken; bunlar 

hiçbir þey yapmadýlar.Dünya’da da teþkilatlanmayý

hýzlý bir þekilde yaptýðýnýzdanbahsetmiþtiniz. Tabi ki bununkadroyla olmasý gerekir. Bir dedünyanýn böyle bir þeye ihtiyacýolduðundan da bahsedebiliriz de-ðil mi? Teþkilatlanmada nasýl birbaþarý elde ettiniz?

Tabi... Dünyanýn buna ihtiyacývar. Bizzat baþarýlarýmýz var. Her þeyden önce beraber çalýþabilece-ðim, satýlmamýþ, kendi deðerlerine,kendi ideolojisine, kendi inancýnahizmet veren güzel bir kadro kur -

duk. O kadroyu merkezileþtirdim.Merkezileþtirmeden bölgelere, böl-gelerden cemiyetlere, cemiyetlerdentemsilciliklere götürünce insanlýðahizmet verebilecek mükemmel bir teþkilat oldu. Davasýna maddi katký-da bulunmayan hiçbir kuruluþ ayak -ta duramaz. Ben o milletten aidatlar aldým. Çok deðil ayda 10 lira aidat.O 10 lira ile biz öyle rahmetli, bere-ketli iþler yaptýk ki; Avusturya’da Ýs-lam dini resmi dindir. Orada ki diya-net iþleri baþkaný beni gördüðü vakitþunu söyledi ‘Siz nasýl bir milletsi-niz. Siz gelmeden önce Doðu Avru-pa’da siz geldiniz 7 binin üzerindecami oldu.’ Þunu unutmayýn ki bizResûlullah efendimizin sünneti se-niyyesine uygun hareket ettiðimiztakdirde, mücadele hayatýný örnek alarak yürüdüðümüz takdirde bütüninsanlýk bizi bekliyor demektir. Bir gün Münih’te toplantý yapýyorum.Bütüð adýný alan Avusturya asýllýLiz’den bir mimar. Orada konuþma-ya baþladý, millet aþka geldi. ‘Dura-lým, Bir dakika’ dedi. ‘Ben sizin he-pinizden þikâyetçiyim.’ Herkes þa-þýrdý. ‘Eðer siz iki sene önce gelipbenim babama da teblið vazifesiniyapsaydýnýz; benim babam Ýslâm dý-

þý olarak ölmeyecekti. Bu mücadele-nizi bütün insanlýða duyurmayamecbursunuz.’ Yerden göðe kadar haklý Elhamdülillah mesela ‘Gayetgüzel teblið etikleri kurmak. Bunlarýbütün dünyaya vurmakla kýrmakla

deðil. Sivrisinekleri öldürmeye kalk -sanýz hepsini öldüremezsiniz batak -lýðý kurutmak lazým. Þimdi bu batak -lýklar nelerdir?

Bugün ki Hýristiyanlýk anlayýþý-dýr, bugün ki Siyonizm karargâhýdýr.Biz hiçbir millete düþman deðiliz,her milleti Allah yaratmýþtýr. Ondansonra gördüðünüz uyuþturucu maþa-larýdýr. Ýnsanlýðýn baþ düþmanýdýr bunlar. Bunlarla mücadele edip iyi-yi, güzeli; ‘Biz seni hem korkutucu,hem de müjdeci olarak gönderdik di-yor.’ Hem korkutmak, hem de müjdevermek için ortaya çýkmak mecburi-yetindeyiz.

Osman Bey sohbetimizde ‘Sa-lih Mirzabeyoðlu nerede?’ diyesormuþtunuz. Ben de ‘Olmasý ge-reken yerde.’ diye cevap vermiþ-tim. Sizde karþýlýk olarak ‘Duvar-larýn arasýnda mý?’ dediniz.

Allah yardýmcýsý olsun. Bir defaþu var fikir sahibi olan insanlarýn fi-kirlerinden dolayý içeriye týkýlmasý,hatta hürriyetlerinin elinden alýnma-sý hiçbir zaman tasvip edilecek bir olay deðildir. Tabi artýk karar verildideðil mi?

Evet, 2002’de idam verildi.2005’te yasa deðiþikliði ile aðýrlaþ-týrýlmýþ müebbed oldu.

Ýnþallah bu yanlýþlýklardan hýzladönülmesini caný gönülden arzuediyorum. Allah yâr ve yardýmcýsýolsun. Biz hiçbir kimseye karþý düþ-manlýk besleyen insanlar deðiliz.Çünkü ‘Yaratýlaný hoþ gördük; yara-tandan ötürü.

’Bize düþmanlýk yapanlar ha-

riç diyelim…Evet. Bize düþmanlýk yapanlarý

Allah ýslah eylesin diye dua ediyo-ruz. Hani Hz. Ebûbekir Efendimizeatfen söylenen bir söz vardýr. ‘Yarabbi vücudumu mahþerde o kadar büyüt ki; cehennemi tek ben doldu-rayým, baþka kimseye yer kalma-sýn.’

Sizin farklý dualar yaptýðýnýzý,duayý icrada aradýðýnýzý da biliyo-ruz. 12 Eylül döneminde teþkilat-larýnýza kapatmaya yönelik baský

olduðunda, miti iti size baský yap-týðý zaman hutbede 5 bin kiþiyehitâben; ‘bu o. çocuklarýna tavizvermeyeceðiz.’ demiþsiniz.

O. çocuðu demeyelim. Bu affe-dersiniz…

O. çocuðuna, o. çocuðu demek-te bir mahzur yok.

Yani kibarca söyleyelim.Taviz vermemek açýsýndan ba-

kalým konuya.

Taviz vererek hareket etmemem;

taviz vermemek demektir. Her yiði-

din bir yoðurt yiyiþi vardýr. Benim

yoðurt yiyiþim bu. Doðru bir yo-

ðurt yiyiþ gibi geliyor bu bana. Ta-

viz vermeden olan çizgi neyse be-

delini ödeyerek.

Þunu söyleyeyim ki bu dünya be-

þikle mezar arasýndadýr.

Þu hususu da ilave edeyim ki,

adam yoðurt yemiyor da her yiði-

din bir yoðurt yiyiþi var diyor. Sen

yoðurt yemiyorsun ki zaten; yiðit-

likten bahsetme yani. Bu açýdan

ne elde edilmiþ ne yapýlmýþ. Þimdi

çile çekmeden, bazý müslümanlar

bedel ödemeden bir þey elde et-

mek istiyor. Marksisti, alevisi be-

del ödüyor, bedel ödemeye yanaþý-

yor bugün.

Ben söyleyeceðim o konuda ki

düþüncemi. ‘Korkaklýkta ar, ileriatýlmakta þeref vardýr.’ Ne demek is-

tediðim budur. Sözü fazla uzatmaya

gerek yok.

Allah yardýmcýnýz olsun. Allah

muvaffak etsin. Ýleride görüþürüz

inþallah. Delikanlýmýza (Salih Mir -

zabeyoðlu’nu kastediyor) selam

söyleyin. Allah yâr ve yardýmcýsý ol-

sun.

15BARANMülâkat 

'Korkaklýkta ar, ileri atýlmakta þeref vardýr.'Ne demek istediðim budur.

Sözü fazla uzatmaya gerek yok.Allah yardýmcýnýz olsun.Allah muvaffak etsin.

Ýleride görüþürüz inþallah.Delikanlýmýza

(Salih Mirzabeyoðlu'nu kastediyor)

selam söyleyin.Allah yâr ve yardýmcýsý olsun.

Page 16: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 16/24

ÜNÝVERSÝTEYE GEÇÝÞTEBARAJ GETÝRÝLMELÝ

16 BARAN  Yorum

Y ükseköðretime Geçiþ Sýnavý(YGS) sonuçlarý açýklandý.Sýnava giren yaklaþýk 1.5

milyon öðrenciden 1.233.000 binkiþi barajý aþarak sýnavdan baþarý ileçýkmýþtýr. ÖSYM tarafýndan verilendeðerlere bakýldýðýnda üniversiteyegeçiþte eleme sistemi baþarýsýzlýðýörtmektedir. Sýnav sonuçlarý ülke-mizde üniversitede okumak için as-gari alýnmasý gereken puaný göster-miyor. 160 sorudan birkaçýný yapanprogramlara kayýt yaptýrabilmekte-dir sorusu ortaya çýkmaktadýr. Gerek sýnav sonuçlarýný, gerekse geçiþ þar-týný çok iyi okumak gerekiyor.

Kaç Öðrenci Üniversiteyi Oku-yacak Düzeydedir?

Uzun zamandýr ülkemizde Lise-ye ve Üniversiteye giriþ sýnav so-nuçlarýný izliyorum. Bilindiði gibigeçmiþte üniversiteye giriþ sýnavýiçin öðrenciler lise son sýnýfta veyakazanamayanlar bir yýl daha evdeveya dershaneye giderek sýnava ha-zýrlanýrlardý. Þimdi sýnavlar ilköðre-tim 6. sýnýfa kadar inmiþ, her yýl bir seviye belirleme sýnavý, buradan li-

selere geçiþ ve oradan da üniversite-ye hazýrlanýlmaktadýr. Sýnav sonuç-larýndan izlediðim en önemli konuöðrencilerin sorulan sorulardan kaçtanesini cevaplayabildiði üzerinedir.Görebildiðimiz kadarý ile ülkemizde

 uzun zamandýr bir eðitim faciasý ya-þanýyor. Öðrencilerin çoðunluðununortaöðretimde temel bilgiden yok-sun olduðu sýnav sonuçlarýna daaçýkça yansýyor. 2010 yýlý birinciYGS’ de adaylara Türkçe, SosyalBilimler, Matematik ve Fen Bilimle-ri’nde 40’ar soru soruldu. Sýnava gi-ren öðrencilerin yarýsý hiç fen soru-

larýna dokunmamýþ. Fen Bilimle-ri’nde sorularýn sadece yüzde10’nun öðrenciler tarafýndan doðrucevaplandýrýldýðý belirtildi. Bir sorucevabý doðru kabul edilmiþtir.

Lise Birinci Sýnýf Düzeyi Bilim-lerden Sýnýfta Kaldýk 

Bilindiði üzere, ilk sýnavda lisebir düzeyi bilgiler soruldu. Bunaraðmen sonuçlar düþündürücü.Türkçede sorulan sorularýn yüzde50’yi aþan oranda cevaplandýrýldýðýgörülüyor. 2010 yýlý YGS sonuçlarý-na göre sorulan 40 soru üzerindeTürkiye ortalamalarý: Türkçe: 21.5,

Sosyal: 12.4, Temel Matematik:11.4, Fen: 4.6.

Kaldý ki sosyal bilimler ve mate-matik bilgisi de son derece düþük bulunuyor. Bir baþka anlamý da öð-rencilerin yarýsýnýn 12 yýllýk eðitimsonrasýnda doðubilimlerinden tüm-den cahil bir þekilde mezun olduðugerçeðidir.

Fen Bilimlerini Liselerde Öðre-temiyoruz

Doðal olarak YGS genel bir sý-nav olduðu için derinlemesine fenve matematik sorularý ikincide soru-

lacaktýr. Ýkinci sýnavda daha az soru-nun cevaplanacaðýný bekliyorum.Sýnav sonuçlarý ülkemizin fen bi-limleri baþta olmak üzere her alandayetersiz bir eðitime sahip olduðunugösteriyor ve bu durum uzun za-mandýr da böyle devam ediyor. Bu-nun anlamý bu toplum BU HALÝÝLE HÝÇ BÝR ÞEKÝLDE BÝLÝM VETEKNOLOJ ÜRETEMEZ ancak taklit ve teknoloji satýn alarak kulla-nabilir.

ÖSYM baþkaný Prof. Dr. ÜnalYarýmaðam ülkemiz ortaöðretimininfen bilgisi öðretmede yetersiz kaldý-

ðýný gösteriyor ifadesini kulandý.Bunun dýþýnda hiçbir yetkiliden hiç-bir bilgi ve alýnmasý gereken önlemhakkýnda bir þeyler duyulmadý.

Sýnav sonuçlarýna göre bir ülke-de öðrencilerin neredeyse tamamý fi-zik sorularýna cevap vermiyorsa bu-

nun nedenlerinin araþtýrýlmasý gere-kir. Ülkemizin bu anlamdaki en cid-di sorunu sorunlarýný çözmede siste-

matik düþünme ve analitik yakla-þýmdan uzak olmasý gösterilebilir.

  Ne Tür Politikalar SonucundaBuraya Geldik?

 Nasýl bir eðitim veriliyor da öð-rencilerimiz fen, sosyal bilim vematematik sorularýný çözemiyor?Bu durumun deðiþtirilmesi için neyapýlabilir? Bu konuda kim yetkin,kimden danýþmanlýk desteði alýnýr?

Bu sorularýn sorulmasý gerekir.

Sanýrým Milli Eðitim Bakanlýðýartýk fen, sosyal bilim ve matematik eðitimini tepeden týrnaða yeniden

ele alacaktýr. Dil bilgisi, kompozis-yon, felsefe, mantýk derslerini yeni-den müfredata ekleyecektir. Öðren-cilerimizin aþýrý sýnav nedeniyle ifa-de etme sorunu yaþanmakta olduðugörülüyor.

Sýnav sonuçlarý çarpýk hali ilebirçok mesaj veriyor. Ýlgililerin her þeyden önce bu tablolara bakmasýgerekiyor. Ülkenin bir numaralý so-runu bence sýnav sonuçlarýnýn verdi-ði mesajdýr.

Birbirimizi oyalamak, TürkünTürk’e propagandasýný býrakalým bu

 ülkede insanlarýn temel bilgi ile na-

Bu durumda soru þu,ALT YAPISI, YETERLÝ NÝTELÝKTEKÝ ÖÐRETÝM ÜYESÝ SAÐLANMADAN

BU KADAR ÜNÝVERSÝTE NEDEN AÇILIYOR?

Prof. Dr. Ýbrahim ORTAÞ

..Bunun anlamý bu toplumBU HALÝ ÝLE

HÝÇ BÝR ÞEKÝLDE BÝLÝMVE TEKNOLOJÝ

ÜRETEMEZancak taklit ve teknolojisatýn alarak kullanabilir.

Page 17: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 17/24

sýl donatýlýp yetiþkin bir birey eðiti-mine kavuþturulur, onun araþtýrýlma-sý gerekir.

Sýnav Sonuçlarý Sýraya Göre De-ðil Belirli Bir Puan Üzerinden He-

saplansýnBugüne kadarki üniversite sýnav-

larýnda katýlan öðrencilerin ancak yüzde 10’a varan oranda bir baþarýsaðladýðý tahmin edilmektedir.

Eðer bir eþik koyulsa, sorulan so-rularýn %50’sini baþaranlar üniver-siteyi okur dense acaba kaç öðrenci

 üniversiteye girebilir?100 üzerinden 50 puan alanlarýn

baþarýlý sayýlacaðý bir sýnav yapýlsaeminim ki öðrencinin yüzde 90-95’i

  üniversiteye kayýt yaptýramayacak-týr. Bu baðlamda üniversitelerin ye-niden alacaðý öðrencide ne tür özel-

likler istediði ortaya çýkacaktýr ki buciddi bir dönüþüm olacaktýr. Bu du-

rum üniversite özerkliðinin önemlibir göstergesidir de.

Mevcut hali ile sýnav sonuçlarýyukarýdan aþaðýya sýralanmakta veöðrenci tercihlerine göre en yüksek puan alan öðrencinin tercihi ölçü-sünde belirlenmektedir. Ancak bu

öðrencilerden kaç tanesi üniversiteyiokuyacak düzeyde diye sorulduðun-

da cevap yok.Benim yýllar itibarý ile edindiðim

izlenim sýnýrlý sayýda öðrencinin an-cak üniversiteyi okuyacak düzeydeolduðu, diðerlerinin üniversiteyiokuyamayacak düzeyde olduðudur.

Mevcut hali ile üniversitelerineðitim öðretim kalitesine bakýldýðýn-da öðrencilerin yetersizliði kendisi-ni göstermektedir.

Bu durumda soru þu, ALT YAPI-SI, YETERLÝ NÝTELÝKTEKÝ ÖÐ-RETÝM ÜYESÝ SAÐLANMADANBU KADAR ÜNÝVERSÝTE NE-DEN AÇILIYOR?

Sonuç olarak belki birçoðumu-zun hoþuna gitmeyecek ancak ülke-miz bu eðitim modeli ile ciddi bir tehlike ile karþý kaþýya bulunmakta-dýr. Tez elden bu sýnavlardan vazge-çip ciddi bir eðitim ve öðretim müf-

redatý hazýrlanmalý.Dershanelerin her biri birer okul

durumuna geldikleri için artýk kapa-

týlýp okula dönüþtürülebilir. Genel

bir sýnav ile üniversiteye belirli bir 

puanýn üzerinden (asgari sorularýn

yarýsýný yapmasý þartý ile) not alanöðrenci alýnabilir. Ancak üniversite

birinci sýnýfta ciddi bir eleme ile üni-

versite okuyamayacaklarýn meslek 

okullarýna kaydýrýlmasý saðlanabilir.

Þimdilik bu eðitim faciasýndan ülke-

nin kurtarýlmasý gerekiyor.

Bugün bu faciada her birimizin

sorumluluðu var. Dolayýsýyla elbirli-

ði ile önce ülkemizin eðitimini dü-

zeltmemiz gerekir. Yeni bir bilim ve

eðitim reformuna acil ihtiyaç duyul-maktadýr.

BARAN 17 Yorum

Ülkemizinbu anlamdaki en ciddi

sorunu, sorunlarýnýçözmede sistematik düþünme ve analitik yaklaþýmdan uzak 

olmasý gösterilebilir.

TÝYATRO Ýstanbul Büyükþehir Bele-diyesi Þehir Tiyatrolarý'nýndüzenlediði 26. Genç Günlerfestivali kapsamýnda göste-rimler sergileyecek.

Tamamýnýn ücretsiz oldu-ðu gösterimlerde 'Ýþgal Altýn-daki Dünya' temasýna dikkatçekilecek. Gösterimler Kadý-köy Haldun Taner Sahnesi,Fatih Reþat Nuri Sahnesi,

Harbiye Muhsin ErtuðrulSahnesi, Ümraniye Sahnesi,Üsküdar Musahipzade CelâlSahnesi ve Üsküdar KeremYýlmazer Sahnesi'nde sergile-necek.

Page 18: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 18/24

BARAN18 Haber 

Cumhuriyet Halk Partisi lide-rinin evli bir milletvekiliyleçýplak görüntülerinden son-

ra Deniz Baykal istifa etti.Anlaþýlan o ki dergimiz yazarla-

rýndan Þükrü Sak Beyefendi'nin ikihaftadýr 'CHP'ye Muhalefet Dersle-ri' yazýlarýný anlayamayan DenizBaykal fena tökezledi. Evde oturupdersine çalýþacaðýna Nesrin Bay-tok'un yatak odasýnda biyolojiderslerine giriyormuþ.

Bir zamanlar Müslüm Efendi'yetuzak kurup gazetelerinde bu mev-

zuyu günlerce manþetlerde tutan,televizyonlarda 'þok, þok, þok…'diyerek milletin gözünün içine so-ka soka karalama kampanyalarý ya-panlar bir milletvekiliyle karýsýný aldatanBaykal'ýn çýplak görüntülerini etik deðilteranesiyle görmezden gelenler oldu. Vebu mevzuda tartýþmalar oldu.

Tartýþma eksenleri þöyleydi:1 - Bu kasetin haber deðeri var mý?2 - Haberi girelim mi?3 - Nasýl girelim?Ayný sorularý Müslümanlarý karalama

kampanyalarýnda düþünmediniz!"Söyletmen urun!" zihniyeti ile man-

þetlerinizde daraðaçlarý kurup asýverdi-niz! "Yandaþçýlýk" yaptýnýz; habercilikdeðil!

Þimdi çýkmýþ habercilik etiðinden,ahlaktan bahseder olmuþlar. Neymiþefendim, yok özel hayata saygýsýzlýkmýþ,etik kurallarýna aykýrýymýþ, falanlar, fi-lanlar…

Ama Müslüm Gündüz Efendi'yekomplo kurarken böyle düþünmüyorlar-dý. Haksýz yere Müslümanlarýn üzerine

senaryolar kurup aylarca sulandýrdýklarý

sahneleri hatýrlayýn!O zamanlar piyasada yoktu

habercilik ahlaký, etik kurallarý.Üstad Necib Fazýl'ýn ifadesiyle

memleketi '…Mekân, yâni maddeplânýnda kurtardýðýný iddia ettiðiülkeyi, zaman, yâni ruh plânýndabatýran' Halk Parti zihniyetinin vehaksýzlýktan taraf yandaþçýlarýn'KÖKÜNE DDT’.

PENSÝLVANYA’DANZÂNÎ BAYKAL’A

GELEN MESAJ!Fetullah efendi yine her

zamanki gibi, hiç bir müslü-manýn derdi ile dertlenmezkenBaykal’ýn zina görüntüleri ardýn-dan selam yolladý, üzüntüleriniiletti ve desteðini eksik etmedi.

Ne hikmetse Ýslam dünyasýmahpus bir halde direniþ mücade-lesi verirken, halka kendini önderdiye yedirmeye çalýþan sapkýnlarÝslam düþmanlarý ile kolkolagezmekte...

“Kiþi sevdiði ile beraberdir!” 

DENÝZ BAYKAL FENA TOSLADI!

Çoðunun Ergenekon davasýndan yargýlandýðý, bir kýsmýnýntutuklandýðý, bir kýsmýnýn da Ýslâm'la mücadele ettiklerisaptanýp haklarýnda soruþturma açýlan generallerin daha

önce Vakit Gazetesi aleyhine açtýklarý dava sonuca baðlandý.

Eski Kara Kuvvetleri Komutaný emekli Orgeneral Aytaç Yal-man, eski Hava Kuvvetleri Komutaný emekli Orgeneral ÝbrahimFýrtýna, eski Deniz Kuvvetleri Komutaný emekli Oramiral Öz-den Örnek ve eski Jandarma Genel Komutaný emekli OrgeneralÞener Eruygur'un da aralarýnda bulunduðu 312 general, AsýmYenihaber imzasýyla yayýmlanan ''Onbaþý bile olamayacaklarýngeneral olduðu ülke'' baþlýklý köþe yazýsýnda kiþilik haklarýnasaldýrýda bulunulduðu iddiasýyla Anadolu'da Vakit Gazetesi veeski RTÜK üyesi Mehmet Doðan aleyhinde 624 bin TL'lik ma-nevi tazminat davasý açmýþtý.

Söz konusu dava bugün karara baðlandý. Anadolu'da VakitGazetesi'ne her bir davacý için 2 bin TL toplamda 624 bin TLmanevi tazminat ödemeye mahkum edildi.

VAKÝT GAZETESÝ'NE AÇILAN DAVA SONUÇLANDI

Page 19: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 19/24

BARAN 19Haber 

Ürdün Parlamento Baþ-kan Vekili Ýsrail bayra-ðýný Ürdün Parlamneto

binasý içerisinde ateþe vermiþ ol-maktan gurur duyuyorum. Yüzkere daha geriye gidecek olur-

sam yine ayný þeyi yapardým de-di.

Ürdün Parlamento Baþkan Ve-kili ve eski Milletvekili "Halil Ati-ye" muhabirimizle sohbetindeÜrdün parlamento binasý dâhi-linde Siyonist Ýsrail bayraðýný ate-þe verdiðine deðinerek olayýn na-sýl geliþtiðini þöyle anlatmayabaþladý: "Gazze "22 gün" savaþý günlerinde bir restorandayemek yerken bir muhabir bana yaklaþarak "Siz eðer o ka-dar Ýsrail muhalifiseniz, niye gidip Ýsrail bayraðýný yakmý-

yorsunuz" dedi. Baktým iyi bir tek-lif. Hemen bir memurumu arayýpbana bir Ýsrail bayraðý bulmasýnýistedim. Bayrak geldikten sonraonu cebime koydum ve söz konu-su muhabire "Þimdi tarihi bir aný

kaydetmeye hazýrlan" dedim."Halil Atiye daha sonra korsan

Ýsrail bayraðýný Ürdün Parlamento-su binasi dahilinde ve bir grupMilletvekili ve Meclis Baþkanýnýngözleri önünde ateþe verdiðini an-lattýktan sonra "Parlamento Baþka-ný benim bu giriþimime çok kýzdý.Ama ben Ýsrail bayraðýný Ürdün

Parlamneto binasý içerisinde ateþe vermiþ olmaktan gururduyuyorum. Yüz kere daha geriye gidecek olursam yineayný þeyi yapardým" dedi.

ÜRDÜN MECLÝSÝNDEÝSRAÝL BAYRAÐI YAKILDI!

Hükümetin mali kriz ne-deniyle uygulamayakoyduðu sert kemer sýk-

ma politikalarýný protesto etmekiçin yaklaþýk 100 bin kadar gös-terici baþkent Atina'da Syntag-ma Meydaný'nda toplandý.

Göstericiler, Atina'da parla-mento binasýna yürüyüþe geçtik-leri sýrada yollarýn üzerindekibir banka binasýný yangýn bom-

basý atarak yaktý.Televizyonlarda yayýnlanan

görüntülere göre, protestocular,"Hýrsýzlar" diye baðýrarak güvenlikhattýný geçip parlamento binasýna gir-meye çalýþýyor.

169. sayýmýzda þirketlerden sonradevletler de batýyor diye bir kapaðý-mýz vardý, hatýrlarsýnýz.

Uluslararasý kredi derecelendirmekurumu Moody's, Yunanistan'daki

kriz ateþinin hangi ülkeleri yakacaðýnýaçýkladý.

Buna göre Portekiz, Ýtalya, Ýspanya,Ýrlanda ve Ýngiltere'deki bankacýlýksektörü borç krizinden olumsuz etki-lenecek. Moody's açýklamasýnda ayrý-ca finansal krizle ilgili süreçte Yuna-nistan'ýn IMF ile yaptýðý anlaþmanýnve AB'nin destek paketinin kilit rol oy-nayacaðý belirtildi.

Yunanistan'da yaþanan eko-nomik kriz ve krizin diðer Avru-pa ülkelerine yayýlabileceði en-diþeleri nedeniyle Avrupa bor-salarý düþüþe geçti.

Ekonomistler, bazý Avrupaülkelerinin gergin piyasalarý sa-kinleþtirmek için kamu harca-malarýný kesmek durumundakalabileceðini ifade ediyor.

Avronun düþmesi ve

dolarýn yükseliþi, dünya gene-linde piyasalarý etkiliyor. Güçlüdolar kuru, deniz aþýrý ülkelerde

iþ yapan ABD þirketlerinin karlarýnýndüþmesine neden olacaðý endiþeleriniyükseltiyor. Dolarýn yükselmesi, ya-bancý alýcýlarýn talebinin düþmesi ne-deniyle emtia fiyatlarýna da zarar veri-yor. Öte yandan, Uluslararasý piyasa-larda 18 ayýn en yüksek seviyesi kadarçýkan petrol fiyatlarý bu hafta ortalamayüzde 8 geriledi.

 YUNANÝSYAN

-ÝFLAS AVRUPA'YA DA SIÇRADI!-

Page 20: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 20/24

DAVAMIZ - KAVGAMIZ

- MÝZACIMIZ

BARAN

Ezbere cümleler bir tarafa;sadakat, samimiyet, ihlâs,istikamet, sabýr ve sebat, aksiy-

on ve fedakârlýk gerektiren insanioluþun neresindeyiz. Ki bir dava sahibiolmaktan, ‘davam’ deyip þekle-þemâle-harekete bürünen bir fikirdenbahsetmek gerekirse nerede duruy-oruz…

His, kuþanýlmasý gereken bir meleke… Hissedebilmek; çilesi,ýzdýrabý, meyvesi ile davayý hissede-bilmek… Yalnýz O’ var, her þey O’nuniçin var… “Müslüman içinde bulun-duðu iþin zamaný içindedir” ölçüsü veiþlerimiz…

Evden iþe, iþten eve, sofradantuvalete, tuvaletten sofraya, televizyonönünden yataða silsilesinde büsbütünömrü geçen insan, acýkma hissi kadar 

olsun acýma hissine sahip deðil, bir buzdolabý için aylarca çalýþma arzusukadar Ýslama hýrslý deðil…

Dava sahibi olmak… Liseseviyesinde kardeþlerimiz ve onlarýnyaþadýklarý endiþeyi paylaþan annebabalar sözümü daha iyi anlar sanýrým.Bir meslek sahibi olmak için YGSveya LYS sýnavýna hazýrlanmak veonun getirdiði maliyet ve çileye katlan-mak bir zaruret. Günler-gecelerekarýþmýþ mühim deðil… Sonuçbaþarýsýzlýkla da sonuçlansa, çalýþmak-tan piþmanlýk yok… Plansýzlýk ve pro-gramsýzlýðýn bedeli ise daha aðýr… Ýþdava sahibi olmakta ve niyeti sahih tut-

makta…Dünyevi bir sahte ‘dava’ için bunca

çileyi, kargaþayý, masrafý, ýzdýrabý vesonuca sabretmeyi bilen insan her nehikmetse asýl dava için zerre miktarýayný duygularý hissetmez, ayný has-sasiyetle davranmaz… Bir kýsmý iseboþ zamanlarýný deðerlendirdiðikültürel faaliyet, hobi þeklindealgýlar… Diðer bir kýsmi ise bir hevesgibi, gençlik devresinin getirdiði heya-can gibi, bir müddet bulunur, sonra iþ-eþ-çiþ yolu edindiðinde tüm ilgisi çeker davasýndan… Sabýr ve sebat; her demimaný taze tutma davranýþý, son an-ölüm anýna kadar dilden düþmeyen,

vazgeçilmeyen, geri dönülmeyendava…

Yine bir kýsmý ise heyecanýný kay-betmenin getirdiði pörsümede, oysadava sahibi kendi heyecanýný kendimeydana getirir, kendiyle birlikte bin-

leri heyecanlandýrýr, kendi fiil ve aksiy-onu ile bir canlýlýk getirir hayata…Lakin uyuzluk bulaþýcý, bir bak-mýþsýnýz hizmetten emekli olmuþ,Ýslamý anlatmaktan emekli olmak çeliþkisi misali, teekkül ehli olmuþ,kendini tevekkül ehli sanýyor…

 Necip Fazýlla Baþbaþa adlý eserden,konuþturanla konuþanýn aynileþtiðiyerden bir tesbit; “Aslýnda fikir vedava adamý, devri daim makinesi gibi,kendi heyecanýný kendi üretebilendir;etrafýn ve þartlarýn tetiklediði sonrapörsüyüp giden deðil… «Son nefestenasýl olacaksanýz öyle davranýn»ölçüsünden hisse kapmalý ve fevkalade

hallerin yüklediði fedâkarlýðý, ileridetelâfi edilemez boþluklarýn doldurul-masý hâlinde, bugünden yaþamalý. Neolursa olsun bulunduðun mânâ mevzii-ni terk etmeyeceksin; tâ ki isteklileriseni bulsun. Þimdi pörsüyenler heye-canlarý tazelendiði, þartlarýn onlarýittiði ânlarda, yön bulduran kutup gibi,seni ayný yerde bulsun.(S.M) Ýþte davaadamýnda bulunmasý gereken hal-tavýr-davranýþ ve muazzam bir sebat tem-sili… Öyle de oldu, olmakta…Davasýný terk eden, davasýna ihaneteden, az bir pahaya davasýný satan,davasýndan þu veya bu vesileyle uzak-laþan, davaya sadakatini kaybedenler yýllar sonra, ‘dava sahibi’ manasýna

  uygun þahsiyet ve fikir aradýðýndaÝBDA’yý, O’nun mimarýný baðlýsý bin-leri adres göstermekten uzak durama-makta ve zaman zaman kendi hallerinehayýflanarak Mü’minlere gýpta ile bak-makta ya da karþý tarafý kýnayarak halaÝslam Devleti Ýdeali mi? Dercesine halaOrda mýsýnýz deyip yeri ve mevkiisahibine teslim etmektedirler.Kaybolan hisler, iðdiþ edilen beyin,akletmeyen akýl; kolay deðil buhengame içerisinde hakikate ulaþ-mak…

Ýnsanlarý iman ve aksiyon halinden  uzaklaþtýran, yapmasý gereken vaz-ifesinden alýkoyan, fikirsizlik çukurun-

da oyalanmasýna sebep olan, 30 yaþ, 40yaþ, 50 yaþ deyip yarýna erteleye ertel-eye helak eden þey dünya lezzetlerine,makamlarýna baðlýlýktýr. Keyfini boz-mayan, rahatýný terkedemeyen, þahsîhazlarýndan ve zevklerinden fedakâr-lýkta bulunmayan, kazancýný bire binþeklinde katlayanýn Rezzak-Allaholduðunu unutan bir insandan davaadamlýðý ve büyük vazifeler beklene-mez. Ýþte bunlarý yapabilendir ki, hemdünyada servetleri-makamlarý-tadlarýtemiz ve yüce olur hem ahrette… Ýþtebunlardýr ki; Allah onlardan ‘zillet-kýl-let-illet’i eksik etmez ve bunun bedeliolarak Ýslam inkýlâbýný, þehadeti, gazil-iði nasip eder.

Bütün bu manalar çerçevesinde;Davamýz – Kavgamýz – Mizacýmýznedir nasýl olmalýdýr. ÝBDA külliyatýn-dan takip edelim:

Davamýz

“Güya Ýslâm adýna çýrpýþtýrýlmýþfikirlerden kurulu köpek kulübesicinsinden uyduruk oluþumlar bir yana,kelimenin gerçek anlamýyla insan vetoplum meselelerini kuþatýcý Ýslâmî bir dünya görüþü, ancak «Ehl-i Sünnet»itikadýyla mümkündür; Büyük Doðu-Ýbda, bu davanýn hem tespitçisi ve hemde dünyada “Ýslâm’ý eþya ve hadiseleretatbik” mevzuundaki tek «sistem»terkibidir!..” (S.M)

Kavgamýz“Ýslâm dünyasýnýn bugün derece

derece benimsemesi, benimsetmesi vekavgasýný yapmasý gereken husus,Birleþmiþ Milletler Teþkilâtý’ný reddet-mek; bizim için de buna ek olarak 

Avrupa Ortak Pazarý’na girilmesineþiddetle karþý çýkmaktýr… Bunun,baþkasýnýn “ol!” dediði þeye sadece“olmam!” demekten ibaret aciz bir tavýr belirtmemesi için tek tezi de,bizim “Baþyücelik Devleti” modelim-izdir; yani, Büyük Doðu-Ýbdaanlayýþýnýn otoritesini benimsemek vehâkim kýlmak!..” (S.M)

MizacýmýzSene 1970... Çöle Ýnen Nur’u okuy-

orum... Eriyorum, eriyorum, eriyo-rum... Ve Hazret-i Ömer’le ilgili bir sahne... Allah Resulü’nün her müslü-manýn sessizce Mekke’den ayrýlmasýný

söylemesi... Allah’tan, küfre karþýsilâhla mücadele emri gelmesi vekarargâhýn Medine olarak seçilmesi...Herkes gizlice çýkýp gittiði hâlde,Ömer, belinde kýlýç ve elinde ok,hareketinden evvel Kâbe’yi tavafagitti, yedi kere tavaf etti ve oradakimüþriklere þöyle haykýrdý:

-“Ýþte ben gidiyorum!.. Anasýnýaðlatmak, karýsýný kocasýz ve çocuðunubabasýz býrakmak isteyenler þu vâdiyedoðru arkamdan gelsin!»

Bu sahne beni öyle çýldýrtýyor ki,ertesi gece Eskiþehir’deki «Erkekler Hamamý»nýn karþýsýnda avmalzemeleri satan dükkânýn vitrininiyumrukla kýrýp iki tüfek alýyorum...

Vesaire!..Hazret-i Ömer’in çizdiði þahsiyet

tipi, bütün ruhuma hâkim aþk rengidir!..

Aksiyon, bir fikir hareketi vehareket hâlinde fikir demekse, fikird-en daha mümtaz bir yeri var demek-tir!.. Fikir, hareketi ve hareket fikrivarsa kýymetlidir!.. Zevzek adamda,ne aksiyon, ne ahlâk, ne de amel!..(S.M)

Yol onun, varlýk onun, gerisihep angarya

... Bu sahne beni öyle çýldýrtýyor ki,ertesi gece Eskiþehir'deki "Erkekler Hamamý"nýn karþýsýnda

av malzemeleri satan dükkânýn vitrinini yumrukla kýrýp iki tüfek alýyorum...

Sezâi Dilbilen

20  Yorum

Page 21: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 21/24

BARAN 21 Yorum

Altay Derneði Panelinde Konuþan SelmanKayabaþý:“Buradaki topluluðun, Teþkilatýn

gayesi olan yeni devletin muhtevasýna yabancýolmadýðýný düþünüyorum.”

Altay Siyasî Araþtýrmalar Merkezi Derneðinin9 Mayýs Pazar günü düzenlediði panel Tarýk Zafer Tunaya kültür merkezinde gerçekleþtirildi. Ta-rihçi-yazar Selman Kayabaþý ve gazeteci-yazar Fazýl Duygun’un konuþmacý olarak katýldýklarýpanelde aðýrlýklý olarak 1919 ve 1937 arasý Tür -

kiye tarih masaya yatýrýldý.“Yeni devlete Doðru Sistemin Çöküþü veRuh Kökümüz” baþlýklý panele toplumumuzunçeþitli kesimlerinden insanlar katýldý. Vakit ga-zetesi yazarý Ali Eren, Bahçelievler eski bele-diye baþkaný Muzaffer Doðan, haftalýk Barandergisi ve Aylýk dergisi temsilcileri ile Osman-lýdan cumhuriyete geçiþ dönemime ilgi duyankesimlerin katýldýðý panelde, dinleyiciler soru-lar sorarak ve görüþlerini aktararak, panelin in-teraktif bir þekle dönüþmesini saðladý.

Altay derneðinin tarih sohbetleri programýçerçevesinde düzenlenen bu ilk panelde, SelamKayabaþý’nýn kitaplarýnda ortaya atýðý” Teþkilat”ve misyonu üzerinde gerçekleþtirilen panelde,teþkilatýn yapýsý, misyonu, Mustafa Kemal- Sultan

2. Abdulhamid ve Sultan Vahdettin arasýndakiiliþkiler üzerine konuþmalar gerçekleþtirildi.“Teþkilat” kimdir, misyonu nedir, bir organik 

mekanizma mýdýr, yoksa ruhi bir örgütlenme mi-dir? Sorularýna ise, “bu topraklarda devlet sýkýntý-ya düþtüðü zaman kendini gösteren ve projeleriniaçýkça uygulamaya koyan bir yapýdýr. Öyle resmikimliklerle üye olunan bir þey deðil. Ruhen veinanç olarak ayný þeyi paylaþan ve bunu kendinemisyon edinmiþ, devletin ve/ veya toplum hayatý-

nýn içinde kendini bu uðurda fedâ edebilecek,seçkin insanlardan oluþmuþ bir yapýdýr. Teþkilat,her zamana baðýmsýz ve hükümdar bir Türk dev-letinin var olmasý için kurulmuþtur. Abbasiler dö-neminde, baþka bir iktidar merkezi olan Hlafetinkoruyuculuðunu da üstlenmiþ olan ve o dönemdehâkimiyet ve sorumluluk alanýný geniþletmiþti.

Meselâ buna iki örnek verecek olursak Osman-lý’nýn kuruluþ süreciyle, Cumhuriyetin kuruluþ sü-reci aþamasýnda, teþkilatýn stratejisindeki benzer -

liði görebiliriz. Selçuklular, Moðollarýn istilasýna  uðrayýp baþkent Konya hâkimiyetimizden çýktý-ðýnda, artýk Selçuklu sultaný hür deðildi; bu yüz-den aklen ve dinen onun emirliði devam edemez-di. Teþkilat Anadolu’da yeni bir devlet kurmayakarar verince, 1071 yýlýnda, Sultan Alparslan’labirlikte Malazgirt’e gelen ve sonra Selçuklu san-caðý altýnda birleþen Oðuz boylarýna, bu kez Sel-çukludan kopmalarýný kendi baðýmsýz beyliklerikurmalarý emredildi. Yeni bir devlet kurmak için

beyliklerin isyan edip, baðýmsýz olmalarý þarttý.Bu süreç tamamlanýnca, Teþkilat, beylikleri bir -leþtirme ve yeni devlet kurma vazifesini ErtuðrulGazi’nin varisi Osman’a verdi ve Hz. Muham-med’in Siyah Sancaðý ona emanet edildi.

Fazýl Duygun’un, Üstad Necip Fazýl’ýn “Türk Ýslâmlaþtýktan sonra, karakterindeki devlet kurma

özelliði kemâle ermiþtir” hükmü için nedersin sorusuna, Selman Kayabaþý þu þe-kilde cevap verdi: “Üstadýn bu hükmünüben bütün kitaplarýmda esas öz olarak kul-

landým ve bu hüküm üzerine bina ettim.”(……..)Meselâ, 3 yýl kadar önce Ali Babacan

Dýþiþleri Bakaný iken, Suriyeli meslektaþýþunlarý söyledi: Þayet ABD bize saldýrma-ya kalkarsa, bütün kamu binalarýna Türk bayraðý asacaðýz, bakalým ne yapacak?”

Suriye’nin bu tavrýyla ilgili olarak FazýlDuygun da, evet ayný þeyi Avni Özgürelde, söyledi, kitabýmda geçer dedi ve þöyleifade etti. Avni Bey, “Türkiye kabul etsin,Suriye 24 saate kendini fesheder ve Türki-ye’ye katýlma kararý alýr.”

Kayabaþý, Duygun’un “Necip Fazýl, savaþýn1919’da bitmediðini ve Türk milletinin bu savaþýhâlâ sürdürdüðünü” söyledi, sen de bunu özellik -

le belirtiyorsun. ABD için en önemli tehlikeninTürkiye olduðunu yazmýþsýn.” Sözlerini tasdik et-ti. Peki Yeni devleti nasýl tasvir ediyorsun sorusu-na ise, “Osmanlýdan ve Abbasiden daha büyük Sünnî bir devlet” cevabýný verdi.

Selman Kayabaþý konuþmasýný “buradakitopluluðun, Teþkilatýn da gayesi olan yeni

devletin muhtevasýna yabancý olmadýðýnýdüþünüyorum” sözleriyle bitirdi.

"Yeni Devlete Doðru Sistemin Çöküþü ve Ruh Kökümüz"

Paneli Düzenlendi!

Ahmet Yüksel Özemre Kültür Mekezinde17-18 Mayýs Tarihlerinde,Sabah:09:00 ve 17:00 arasýnda

VE

Beykoz Belediyesi Düðün Salonu, Beykoz Be-lediyesi Yanýnda

24-25 Mayýs Tarihlerinde Yapýlacak Olan Ker-mese Herkes Davetlidir.

KERMESE DAVET  SERGÝ

NAFÝZ TÝLKÝ

RESÝM SERGÝSÝ

15-30 MAYIS

2010 TARÝHLERÝ

ARASINDA ABRA

SANAT 

GALERÝSÝNDE!

Page 22: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 22/24

OKURLARIMIZLA BULUÞUYORUZ

NECÝP FAZIL ve FETÝH-Salih Mirzabeyoðlu ve Fetih-

 Tarih: 30 Mayýs 2010 Pazar Saat:14 00

 Yer: Baran Dergisi Toplantý Salonu

Camii Kebir Mah. Sýraberberler Sok. No:4/2- A

Kasýmpaþa- Beyoðlu -Ýstanbul

 Tel: (0212) 3614418

Program: Ýman, Þuur ve Aksiyon Üzerine Konuþmalar 

Sürprizler... Hediye ve Helalleþmeler...

Not: Mutad Aralýklarla Yaptýðýmýz Okurlarýmýzla Buluþmayý da Bu Vesile Ýle Gün Boyu

Gerçekleþtireceðiz.

BARAN22  Yorum

MÜCADELE TARÝHÝMÝZDEN10 Nisan 1994 tarihinde Bosna-Grozde'de yapýlan Müslüman katliamýný protesto et-mek amacýyla ÝBDA'cýlarýn önderliðinde top-lanan yüzlerce kiþi Ankara'da bu vesileyle ih-tilâl provasý yaptý.

Gösteriler sýrasýnda 150 ÝBDA'cý gözaltý-na alýnmýþ ve iþkencehanelerden geçirilmiþ-tir. Bu gösteriler sýrasýnda o dönem çýkanTARAF dergisinin de sayýlarý toplatýlmýþtýr.Gösteriler sýrasýnda 5 polis býçaklanmýþ veVali sopa yemiþti.

Ankara meydanlarýnda toplanan yüzbin-lerce kiþi, ÝBDA'cýlar önderliðinde önce Ame-

rikan Büyükelçiliðini bastý. BM binasýný kulla-nýlamaz hale getirdi. Gösterilerde hafýzalar-dan silinmeyen pankartta ise þu ifade vardý:"Þeriat Ýçin Silahlý Mücadele!"

Ýstanbul Taksim'de toplanan halk ise Ýngi-liz Konsolosluðunu taþ yaðmuruna tuttu. Atý-lan sloganlar: "Ya Muntakim Allah Bizi Ýn-tikâmýna Memur Et-Kafir Devlet Yýkacaðýz El-bet-Müslümanlar Burada Laikler Nerede"…

25 Þehirde eþzamanlý düzenlenen gösteri-ler tam mânâsýyla Ýhtilâl Provasýydý. Bu halkyakýnda olmasý muhtemel bir ihtilâle yýllaröncesinden hazýr beklemekte…

Page 23: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 23/24

Sahibi ve Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü:Selim Zengin Yayýn Kurulu: Kâzým Albayrak, Nazif Keskin, Mevlüt Yýlma-zer, Adil Doðru Hukuk Danýþmaný: Av. Ahmet Arslan Ýdâri Müdür: M. Yavuz Uçum Ýdare Yeri: Cami-i Ke-bir Mh. Sýraberberler Sk. No: 2 Daire: 4 Kasýmpaþa/Beyoðlu - ÝSTANBUL Tel-Fax: (0212) 361 44 18 05416604089Abone Bedeli: 3 Aylýk: 25 YTL 6 Aylýk: 50 YTL Yurtdýþý: 3 Aylýk: 60 Euro 6 Aylýk: 120 Euro Posta Çeki Hesabý: M.Yavuz Uçum: 6141305 (on line tercih ediniz ) Teknik Hazýrlýk : BARAN Baský: Kuþak Ofset; Himayei Etfal Sk. Yýl-dýrým Han No:1171-2 Caðaloðlu - ÝSTANBUL Tel: (0212) 527 41 03 Daðýtým: Turkuvaz Daðýtým Yayýn Türü: Yay-gýn Süreli Baský Tarihi: 06 Mayýs 2010

HAFTALIK SÝYASÝ DERGÝSayý:174 13 Mayýs 2010 - 20

BÝZE YAZIN:[email protected]

23BARANHaber 

ÝSTANBULEsenyurt: Özlem Turplu,05396638660Esenler: M. Yavuz Uçum,05335747045Kayýþdaðý: Ýbrahim Gülþen,05355645963Sultanbeyli: Mus’ab Keskin,05062030924Ümraniye: Selim Çelik,05384097418Üsküdar: Enbiya Coþkun,

05558448515

ANKARAMerkez: Yemliha Kayýhan,05384956583

Keçiören: Sebahaddin Arslan,

05323810740

ANTALYAMerkez: Yakub Köse,05436641228Manavgat: Emrullah Arslan,05369654657

BURSANilüfer, Enes Ersin Yener05393782374ÝZMÝT

Kerim Gözaçan 05423139644-05337307609

ERZURUM:Merkez: Bektaþ Bilmez,05383004937

G.ANTEP:Merkez: (Hukuk Danýþmaný)Av. Çaðrý Cengiz, 05056948358-03423216165Alparslan Kocaoðlan,05383700437

GÝRESUN:Þebinkarahisar: Hasan Taner Baba,05392594402

HAKKARÝ - VAN:

Merkez: Ersin Saðlamer,05422278790

KONYA:Merkez: Hakký Aka, 05347793939KARAMANMerkez:

Gökhan Altunsoy, 05427283694

KIRIKKALE

Serhat Anladiç, 05469083448

YURTDIÞI

ALMANYA:

Okan Fettahoðlu, 0049 15778470487

Niedersachsen Eyaleti:

Cesareddin Musluoðlu,

0049 1799998223

ÝSVÝÇRE:

Simurg Lerzan, 0041 787931279

BREZÝLYA:

Merve Leticia, 301 60-031

TEMSÝLCÝLÝKLER 

Haftanýn Fotoðrafý

ÝKÝ YÜZYILIN ÞARK HASTALIÐI!

Page 24: Bar an 174

8/9/2019 Bar an 174

http://slidepdf.com/reader/full/bar-an-174 24/24

68. Sayý Çýktý

Ýletiþim Adresi:Cami-i Kebir Mh. Sýraberberler Sk. No: 2/4-A 

Kasýmpaþa /Beyoðlu - ÝSTANBULTel-Faks: (0212) 361 44 18E M il likd i@ il