Post on 26-May-2020
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Harun ÇELİK
1130201572
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. İlker H. ÇARIKÇI
ISPARTA – 2016
iii
ÖNSÖZ
Türkiye Cumhuriyeti’nin Dünya ekonomik sıralamasındaki yeri, sahip olduğu milli
güç unsurları, tarihi derinliği ve misyonu ile uyumlu değildir. Ülkemizin hak ettiği üst
sıralarda yer alabilmesi için ekonomik kalkınma gerçekleştirmesi yeterli değildir bunun
yerine ekonomik sıçrama yapması gerekmektedir. Günümüzün en büyük ekonomik kaynağı
artık ne petrol ne altın ne de su kaynaklarıdır. Dünya’da bahsedilen bu doğal kaynaklara
sahip ülkelerin çoğunluğunun fiilen işgal altında veya sosyal kargaşalar içinde olduğu
görülmektedir. Çağımızın en stratejik unsuru artık entelektüel sermaye olan beyin gücü yani
iyi eğitilmiş insan olduğu değerlendirilmektedir.
Ülkemiz doğal kaynaklarını, sermayesini, yenilikçi anlayışını, kendine has kültür
kodları ile hepsi birer genç girişimci adayı olan genç nüfusunu bir araya getirebilirse,
Türkiye’nin gelecek dönemlerde ekonomik alanda yıldızının parlayacağı anlaşılmaktadır.
Çalışmanın esas amacı Türkiye’de genç girişimciliğin önündeki engellerin belirlenmesi ve
bu engellerin aşılması için çözüm önerilerinin getirilmesidir. Hazırlık safhasında Isparta
ilindeki başta Genç İş Adamları Derneği olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşları ile
görüşmeler yapılmış ve onların görüşleri de çalışmaya yansıtılmaya çalışılmıştır. Ayrıca
konu ilgili daha önce hazırlanmış olan makale, tez ve kitaplardan faydalanılıp, sivil ve
resmi kurumların web siteleri incelenmiştir.
Bu çalışmanın tamamlanmasında bana yol gösteren ve desteklerini esirgemeyen
başta tez danışmanım Prof. Dr. İlker H. ÇARIKÇI olmak üzere, değerli hocalarım Prof. Dr.
İsmail BEKÇİ, Yrd. Doç. Dr. Tahsin AKÇAKANAT ve Yüksek Lisans öğrencisi
arkadaşlarım Burak KAYA, Erol YILDIZ ve Burak ULUTÜRK’e teşekkürlerimi arz
ederim. Son olarak çalışmamı tamamlamamda bana gerekli moral desteğini veren değerli
eşim Ayten ÇELİK’e ve enerji kaynağım olan çocuklarım Ali ve Kadir’e gönülden teşekkür
ederim.
Harun ÇELİK
Isparta 2016
iv
ÖZET
TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Harun ÇELİK
Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, 151 sayfa, Mayıs 2016
Danışman: Prof. Dr. İlker H. ÇARIKÇI
Günümüzde salt kamu kaynaklarına dayalı ekonomik kalkınma modelleri
geçerliliğini yitirmektedir. Gelişmiş ülkeler artık istihdam ve kalkınmayı kamu
kaynaklarından ziyade girişimciler ile yerine getirmektedir. Dünya’daki ekonomik
yarışta Türkiye’nin en büyük avantajlarından birisi eğer çağın gerektirdiği eğitim ile
donatılabilirse hepsi birer girişimci adayı olan genç nüfusudur.
Genç girişimciler sahip oldukları, yenilikçi ruhları, cesaretleri, kendi işlerini
kurma konusundaki istekleri, mevcut ekonomik ortamı sorgulamaları, fırsat ve sonuç
odaklı çalışmaları ile içinde bulundukları ekonomiler için önemli bir değer
oluşturmaktadırlar. Tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de genç girişimcilik, son
yıllarda stratejik bir alan olarak değerlendirilmekle beraber, sahip olunan genç
girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılması için girişimcilere yönelik teşvikler
artırılmaktadır.
Yapılan bu çalışma ile öncelikle Türkiye’de girişimcilik alanında sahip olunan
genç girişimci potansiyelinin ortaya konulmasına ve ülkemizdeki genç girişimci
adaylarının önündeki temel engellerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bu engellerin
ortadan kaldırılması ve genç girişimci sayısı ile niteliğinin arttırılması için birey, kamu
ve toplum merkezli çözüm önerilerinde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Genç Girişimcilik, Genç Girişimciliğin Önündeki
Engeller, Türkiye’de Girişimcilik, Girişimcilere Yönelik Teşvikler.
v
ABSTRACT
THE CHALLENGES THAT YOUNG ENTREPRENEURSHIP FACE
IN TURKEY AND THE POSSIBLE SOLUTIONS
Today, the economic development models which depend solely on public resources
are outdated. Developed countries facilitate employment and development by entrepreneur
instead of facilitating them by public resources. The biggest advantage of Turkey in
economic competence in the world is the young population that Turkey has as long as
Turkey can achieve to educate them according to the needs of our era.
Thanks to their innovative souls, willingness to establish their own jobs, questioning
abilities, courages, opportunity and output focused attitudes, young entrepreneurs are
worthy for the economical environment in which they are. In Turkey as it is in the world,
young entrepreneurship has been considered as a strategic power recently. Also the
incentives for the young entrepreneurs has been extended in order to increase the number
and the qualifications of them.
This study primarily aimed at showing the potential of young entrepreneurs of
Turkey and determining the main obstacles that the future’s young entrepreneurs they face.
This study also provides individual, society, and public-centered possible solutions in order
to remove those obstacles and increase the number and the quality of the young
entrepreneurs.
Key Words: Young Entrepreneurship, Challenges Against Young Entrepreneurship,
The Entrepreneurship In Turkey, The Incentives For The Entrepreneurs.
vi
İÇİNDEKİLER
TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI I
YEMİN METNİ II
ÖNSÖZ III
ÖZET IV
ABSTRACT V
İÇİNDEKİLER VI
KISALTMALAR DİZİNİ XI
TABLOLAR DİZİNİ XIII
GİRİŞ 1
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE TEMEL BOYUTLARI
1.1. Girişimcilik Kavramı 3
1.2. Girişimcilik İle İlgili Diğer Olgular 6
1.3. Girişimcilerde Olması Gereken Özellikler 8
1.3.1. Yaratıcı ve Yenilikçi Ruh 9
1.3.2. Planlı ve Programlı Hareket Etme 12
1.3.3. Bağlılık Kararlılık ve Azim 13
1.3.4. Risk Almak 14
1.3.5. Ortak Akılla Hareket Etme 16
1.3.6. Fırsatları Değerlendirme 17
1.3.7. Başarılı Olma İhtiyacı 17
1.3.8. Kendine Özgü Olmak 18
1.4. Girişimcilik Türleri 18
1.4.1. Fırsat Girişimciliği 18
1.4.2. Yerel Girişimcilik 19
1.4.3. Bölgesel Girişimcilik 20
1.4.4. Ulusal Girişimcilik 20
1.4.5. Küresel Girişimcilik 21
1.4.6. Özel Girişimcilik 21
1.4.7. Kamu Girişimciliği 22
1.4.8. Yenilikçi Girişimcilik 22
1.4.9. Takipçi Girişimcilik 23
1.4.10. Sanal Girişimcilik 24
İKİNCİ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİK VE GELİŞİM AŞAMALARI
2.1. Türkiye’de Girişimciliğin Gelişim Aşamaları 25
2.1.1. Osmanlı Öncesi Dönemde Girişimcilik 26
2.1.2. Osmanlı Döneminde Girişimcilik 27
vii
2.1.3. 1923-1950 Arasındaki Tek Partili Dönemde Girişimcilik 31
2.1.4. 1950-1980 Arası Dönemde Girişimcilik 36
2.1.5. 1980 ve Sonrası Girişimcilik 39
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
3.1. Genç Girişimci Kimdir ve Yaş Aralığı Nedir? 45
3.2. Türkiye’de Genç Girişimciliğin Önünde Engel Var mıdır? 46
3.3. Türkiye Girişimci Sayısını Arttırmak Zorunda mıdır? 48
3.4. Türkiye’de Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller 49
3.5.1. Kamu Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller 50
3.4.1.1. Eğitim Problemleri 50
3.4.1.1.1. Eğitimde Alt Yapı Eksikliği 51
3.4.1.1.2. Eğitim Politikalarının Genç Girişimciliği Teşvik
Etmemesi 52
3.4.1.2. Ekonomideki İstikrarsızlık 54
3.4.1.3. Bürokratik Engeller 55
3.4.1.4. Teşvik Politikalarının Yetersizliği 57
3.4.2. Birey Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller 57
3.4.2.1. Bireylerin Özgüven Eksikliği 58
3.4.3. Toplum ve Kültür Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller 58
3.4.3.1. Beraber İş yapma Kültürünün Olmaması 59
3.4.3.2. Şirketlerin Kurumsallaşmaya Gerekli Önemi Vermemesi 59
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİĞE VERİLEN TEŞVİKLER VE
GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLEYEN KURULUŞLAR
4.1. Türkiye’nin Sahip Olduğu Nüfusun Girişimcilik Açısından Değeri 62
4.2. Girişimciliğin Desteklenmesi 64
4.2.1. Yatırım Öncesi Destek 65
4.2.2. Yatırım Esnasında Destek 66
4.2.3. Yatırım Sonrası Destek 67
4.3. Yurt İçinde Girişimciliğe Destek Sağlayan Başlıca Kamu ve Özel Kuruluşlar 68
4.3.1. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 68
4.3.1.1. Girişimci Bilgi Sistemi (GBS) 68
4.3.1.2. Tekno Girişim Sermaye Destek Programı 69
4.3.1.3. Teknoloji Transfer Platformu 70
4.3.1.4. Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı 71
4.3.1.5. Kümelenme Destek Programı 71
4.3.2. KOSGEB 75
4.3.2.1. Eğitim Desteği 76
4.3.2.2. Yurt Dışı İş Gezisi Desteği 77
4.3.3. TÜBİTAK 78
viii
4.3.3.1. Tekno Girişim Sermaye Desteği 79
4.3.3.2. Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışma Programı 80
4.3.3.3. Girişimcilik, Yenilikçilik Eğitimi ve Araştırma Faaliyetlerini
Destekleme Programı
81
4.3.3.4. Girişim Sermayesi Destekleme Programı 81
4.3.3.5. Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına
Yönelik Destekleme Programı
82
4.3.4. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri 82
4.3.5. Kalkınma Ajansları 83
4.3.5.1. Proje Teklif Çağrısı Yöntemiyle Sağlanan Doğrudan Finansman
Desteği
84
4.3.5.2. Teknik Destek 85
4.3.5.3. Doğrudan Faaliyet Desteği 86
4.3.5.4. Güdümlü Proje Desteği 87
4.3.5.5. Faiz Desteği ve Faizsiz Kredi Desteği 88
4.3.6. TÜSİAD 88
4.3.6.1. Süreli Yayınlar 89
4.3.6.2. Vizyon 2050 Türkiye Raporu 89
4.3.6.3. Üniversite Öğrencilerine Yönelik İnovasyon Eğitim Seminerleri 90
4.3.6.4. Bu Gençlikte İş Var Yarışma Programı 91
4.3.7. MÜSİAD 91
4.3.7.1. 24 Yaş Çok Geç Eğitim Programı 92
4.3.7.2. Teknolojide Kadın Eli Konferansları 93
4.3.7.3. Satın Alma Müdürleri Endeksi (SAMEK) 93
4.3.7.4. Uluslararası Teknolojik, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Vakfı
(UTESAV)
94
4.3.8. TOBB 95
4.3.9. Kadın Girişimcilere Destek Veren Kuruluşlar 96
4.3.9.1. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) 97
4.3.9.2. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) 97
4.3.10. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) 98
4.3.10.1. Ar-Ge Proje Destekleri 98
4.3.10.1.1. Teknoloji Geliştirme Proje Desteği 99
4.3.10.1.2. Ticarileştirme Proje Desteği 99
4.3.10.1.3. İleri Teknoloji Proje Desteği 99
4.3.10.2. Çevre Proje Destek Programları 100
4.3.10.2.1. Çevre Teknolojileri Desteği 100
4.3.10.2.2. Enerji Verimliliği Desteği 101
4.3.11. Kredi Garanti Fonu(KGF) 101
4.3.12. KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (KGSYO) 102
4.3.13. GAP Girişimci Destekleme Merkezleri (GAP-GİDEM) 103
4.4. Yurt Dışından Girişimciliğe Destek Veren Kuruluşlar 104
4.4.1. Avrupa Birliğinden Girişimciler İçin Sağlanan Destekler 105
4.4.1.1. Adaylık Öncesi Dönemdeki Yardımlar 105
4.4.1.2. Adaylık Sonrası Yardımlar 106
4.4.2. Dünya Bankasından Girişimciler İçin Sağlanan Destekler 106
4.4.3. İslam Kalkınma Bankasından Girişimciler İçin Sağlanan Destekler 107
ix
BEŞİNCİ BÖLÜM
GENÇ GİRİŞİMCİ SAYISININ VE NİTELİĞİNİN ARTTIRILMASI
İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
5.1. Bireysel Olarak Genç Girişimci Adaylarının Dikkat Etmesi Gereken Unsurlar 109
5.1.1. Eğitim 109
5.1.1.1. Yabancı Dil Eğitimi 110
5.1.1.2. Okuma ve Yazma Alışkanlığı 11
5.1.1.3. Bilişim Teknolojilerini Etkin Kullanma ve Sosyal Ağları Takip
Etme
113
5.1.1.4. ‘‘T’’ Modelli Girişimci Olmaya Dikkat Etmek 117
5.1.2. Genç Girişimci Adaylarının Zamanı Yönetmesi 118
5.1.3. Genç Girişimci Adaylarının Hayal Kurmaktan Korkmaması 118
5.1.4. İş Planı Yapılması 119
5.2. Genç Girişimci Sayısı ve Niteliğinin Arttırılması İçin Devlet Kurumlarının
Alması Gereken Tedbirler
120
5.2.1. Devletin Eğitim Alanında Alması Gereken Tedbirler 121
5.2.1.1. Bütçeden Eğitim İçin Daha Fazla Kaynak Ayrılması 122
5.2.1.2. Eğitim Yönetiminde Sadeleşmeye Gidilmesi ve Bürokrasinin
Azaltılması
123
5.2.1.3. Milli Eğitim Politikalarının Girişimciliği Teşvik Etmesi 123
5.2.1.4. Eğitim Sisteminin Merak Duygusunu Teşvik Etmesi 124
5.2.1.5. Üniversitelerin Genç Girişimciliği Teşvik Etmesi İçin Alması
Gereken Tedbirler
125
5.2.1.5.1. Girişimci Niteliğinin ve Sayısının Artmasında
Üniversite Neden Önemlidir?
125
5.2.1.5.2. Dünya’da Genç Girişimciler ve Üniversite İlişkisi 126
5.2.1.5.3. Üniversitelerin Verdiği Eğitimin Ülkenin ve İçinde
Bulunduğu Bölgenin Kalkınma Stratejisi ile Uyumlu
Olması
127
5.2.1.5.4. Şirketleşmenin Teşvik Edilmesi 128
5.2.1.5.5. Patent, Marka, Faydalı Model ve Endüstriyel Tasarım
Belgesi Alımının Teşvik Edilmesi
128
5.2.1.5.6. Üniversite ile Sanayi İlişkilerinin Yeni Bir Anlayışla
Tekrar Ele Alınması
129
5.2.1.5.7. T-Modelli ve Yüksek Sentez Gücüne Sahip
Öğrencilerin Mezun Edilmesi
130
5.2.1.6. Ar-Ge ve İnovasyona Önem Verilmesi 130
5.2.2. Girişimci ile Girişimciyi Destekleyen Kurum ve Kuruluşlar İçin
Ortak Platform Kurulması
131
5.2.3. Tekno Girişimciliğin Teşvik Edilmesi 132
5.2.4. Fikri Mülkiyet Haklarını Düzenleyen Mevzuatın İşler Hale
Getirilmesi
133
5.3. Türkiye’de Genç Girişimci Sayısını, Niteliğini Arttırmak İçin Aile ve
Topluma Düşen Görevler
134
5.3.1. Televizyon İzlemeye Sınırlama Getirilmesi 134
x
5.3.2. Toplum ve Ailenin Gençlerin Yenilikçi Yönlerini Teşvik Etmesi 135
5.3.3. Anne ve Babaların Belli Dönemlerde Rehberli Hizmeti Alması 136
SONUÇ 137
KAYNAKÇA 143
ÖZGEÇMİŞ 151
xi
KISALTMALAR DİZİNİ
AB Avrupa Birliği
ABD Amerika Birleşik Devletleri
Ar-Ge Araştırma ve Geliştirme
CE Avrupa Normlarına Uygunluk
CEO Genel Müdür
Çev. Çeviren
DPB Devlet Personel Başkanlığı
E-ticaret Elektronik Ticaret
GAP Güneydoğu Anadolu Projesi
GAP-GİDEM GAP Girişimci Destekleme Merkezleri
GBS Girişimci Bilgi Sistemi
GGK Genç Girişimciler Kurulu
GSMH Gayri Safi Milli Hasıla
IGİAD Isparta Genç İşadamları Derneği
ISBN Uluslararası Standart Kitap Numarası
KAGİDER Kadın Girimcileri Destekleme Derneği
KDV Katma Değer Vergisi
KEDV Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı
KGF Kredi Garanti Fonu
KGSYO KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı
KHK Kanun Hükmünde Kararname
KİT Kamu İktisadi Teşebbüsü
KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve
Destekleme İdaresi Başkanlığı
KPSS Kamu Personeli Seçme Sınavı
MÜSİAD Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği
OECD Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü
ORTKA Ortak Kullanım Atölyeleri
SAMEK Satın Alma Müdürleri Endeksi
SGK Sosyal Güvenlik Kurumu
xii
STK Sivil Toplum Kuruluşu
TESK Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfedarasyonu
TOBB Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TPE Türkiye Patent Enstitüsü
TTGV Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı
TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu
TÜSİAD Türkiye Sanayicileri ve İş Adamları Derneği
UTESAV Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar
Vakfı
WIPO Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu
xiii
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1.1. Yönetici ve Lider Özelliklerinin Karşılaştırılması 7
Tablo 1.2. Yıllara Göre Ürün Çeşitleri ve Modelleri 11
Tablo 1.3. Değerlendirme Tablosu 13
Tablo 2.1. Osmanlı Sanayisinin Genel Durumu 30
Tablo 2.2. Cumhuriyetin İlk Yıllarındaki Üretim Yapan Kuruluşlar 35
Tablo 2.3. 2015 Yılına Ait Büyüklük Grubuna Göre Girişim Sayısı ve İstihdamın
Dağılımı 42
Tablo 3.1. KPSS’ ye Ait Sayısal Veriler 48
Tablo 3.2. 2014 Yılı Ülkelerin Patent Başvuru Sayısı 53
Tablo 3.3. 2001 Krizinin Büyüme Üzerine Etkisi 55
Tablo 3.4. 2001 Krizinin İşletmeler Üzerine Etkisi 55
Tablo 3.5. Türkiye ile Avrupa Birliği Ülkelerinin Dünya Ekonomik Forumu
Verilerine Göre Kıyaslanması 56
Tablo 3.6. Türkiye’deki ve Dünya’daki Şirketlerin Kıyaslanması 60
Tablo 4.1. Türkiye Nüfus İstatistiği 62
Tablo 4.2. Dünya Devi Şirketler İle Yerli Şirketlerin Kıyaslanması 65
Tablo 5.1. Türkiye 2015 Yılı İhracat Tablosu 111
Tablo 5.2. Dünya Yıllık Kitap Basım Oranları 112
Tablo 5.3. 2015 Yılı Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınmışlık Sıralaması 113
Tablo 5.4. Türkiye İnternet Kullanıcı Sayısı 115
Tablo 5.5. Türkiye’de E-Ticaretin Yıllara Göre Gelişimi 116
Tablo 5.6. E-Ticaret’de 2014-2015 Yılları Arası Kıyas Tablosu 116
Tablo 5.7. Dünya’daki Diğer Ülkeler İle Türkiye’deki Makam Araç Sayısı 120
Tablo 5.8. Toplam Eğitim Harcamalarının GSMH İçindeki Payı 122
Tablo 5.9. Dünya Patent Ofisinin 2014 Yılı Patent Başvuru Verileri 129
1
GİRİŞ
21. yüzyılın yükselen değeri olan girişimcilik, ülkelerdeki ekonomik kalkınmayı
ve refahı etkileyen önemli faktörlerden biridir. Girişimcilik hakkında daha önce yapılan
çalışmalar incelendiğinde, girişimciliğin Dünya’da kabul gören tek bir tanımının
olmadığı görülmektedir. Bunun esas sebebi girişimcilik kavramının, diğer sosyal,
psikolojik, ekonomik olgular ile iç içe bir ilişki içinde ve dinamik bir yapıya sahip
olmasından kaynaklanmaktadır.
Girişimcilik, farklı bakış açılarından değerlendirildiğinde değişik anlamlar ifade
etmesi ile beraber ekonomik alanda girişimcilik, yenilikçi ruh ile mevcut iktisadi ortamı
değerlendirip, fırsatları görerek hesaplı riski üstlenip artı değer oluşturmak olarak
değerlendirilebilecektir. Ayrıca azim, kararlılık, cesaret, risk alabilme, planlı hareket
etme, başarılı olma ihtiyacı, ortak akla önem verme ve pozitif ruh haline sahip olma
özellikleri de girişimcilerin sahip olduğu ortak temel nitelikler arasındadır.
Bu çalışma ile girişimcilik olgusu içerisinde daha özele inilip genç girişimcilik
kavramı incelenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda öncelikle genç girişimciliğin hangi yaş
aralığını ifade edebileceği araştırıldığında, ülkemizde kamu ve özel sektörün genç
girişimciliğin yaş aralığını farklı değerlendirdiği görülmektedir. Ancak günümüzün
rekabet, iletişim araçları ve teknolojik imkanları değerlendirildiğinde, 15 ile 49 yaş
aralığında olan kişilerin potansiyel genç girişimci olarak kabul edilmelerinin uygun
olacağı kıymetlendirilmiştir.
Kadim Anadolu toprakları tarihsel olarak girişimcilik açısından incelendiğinde,
özellikle Selçuklu ve Osmanlı Devletleri döneminde girişimciliğin, gerektiği kadar
içselleştirilip toplum içerisinde yaygınlaştırılamadığı görülmektedir. Bu başarısızlığın
esas sebepleri araştırıldığında kültürel ve psikolojik nedenler ön plana çıkmaktadır.
Çünkü Cumhuriyet öncesi bu dönemlerde, asker olarak sınır boylarında gaza ruhu ile
yaşamanın, şehit olmanın veya düşmana kılıç çalmanın, ticaret yapmaya göre toplum
tarafından genel olarak daha kutsal bir uğraş olarak görüldüğü değerlendirilmektedir.
Bu dönem içerisinde girişimcilik açısından önem taşıyan faaliyetler ise daha çok azınlık
toplumları tarafından yürütüldüğü görülmektedir.
2
Atatürk ile beraber küllerinden doğan yeni bir devlet kurulmuş ve Türkiye
Cumhuriyeti Dünya’ya ilan edilmiştir. Atatürk dönemi girişimcilik açısından
değerlendirildiğinde ise, iyi eğitilmiş nitelikli insanların eksikliği ve gerekli ekonomik
hamleleri yapmaya yetecek kadar sermayenin olmaması esas sıkıntılar olarak
görülmektedir. Atatürk sonrası dönemlerde girişimcilik açısından önemli ilerlemeler
sağlansa da Türkiye’nin sahip olduğu milli güç unsurları yani potansiyeli göz önünde
bulundurulduğunda ülkemizin Dünya’nın ekonomik sıralamadaki yerinin kabul
edilebilir olduğunu söylemek oldukça güçtür.
Günümüzde, devlet imkanlarına dayalı ekonomik kalkınma modelleri
geçerliliğini yitirmektedir. Çünkü sadece kamu kaynakları ve performansı ile istihdam
problemlerinin aşılması, refah seviyesinin arttırılıp ülke vatandaşlarının mutlu kılınması
iktisat bilimi açısından mümkün ve sürdürülebilir olmadığı değerlendirilmektedir. Fark
oluşturacak proje ve kişilerin desteklenmesi, eğitime ayrılan kaynağın arttırılması,
özellikle de genç girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılması, Türkiye gibi sınırlı kamu
kaynaklarına sahip ülkelerin, ellerindeki imkanları en etkin şekilde kullanması için çok
önemlidir.
Bu çalışmanın amacı Türkiye’de genç girişimciliğin önündeki engellerin
belirlenmesi ve bu engellerin aşılması için çözüm önerilerinin ortaya konulmasıdır.
Çalışmanın hazırlık aşamasında başta Isparta Genç İş Adamları Derneği olmak üzere
değişik organizasyon, işveren ve işgörenler ile temas kurulmuş, onların fikir ve
düşünceleri de bu çalışmaya yansıtılmıştır. Bu bağlamda çalışma altı bölüm halinde
hazırlanmıştır. Birinci bölümde girişimcilik kavramının temel boyutları, ikinci bölümde
Türkiye’de girişimcilik ve gelişim aşamaları incelenmiştir. Üçüncü bölümde ülkemizde
genç girişimciliğin önünde engeller olup olmadığı irdelenmiş ve tespit edilen sorunlar
sıralanmıştır. Dördüncü bölümde genç girişimciliğe yurt içinden ve yurt dışından
sağlanabilecek, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarına ait destekler
sıralanmıştır. Beşinci bölümde girişimci sayısı ve niteliğinin arttırılması için birey,
devlet ve toplum seviyesinde alınması gereken tedbir ve yapılması gereken çalışmalar,
öneriler halinde ele alınmıştır. Sonuç kısmında ise çalışma ile ilgili nihai
değerlendirmeye ve kaynakçaya yer verilmiştir.
3
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE TEMEL BOYUTLARI
1.1. Girişimcilik Kavramı
Mevcut literatürde girişim, girişimci ve girişimcilik kavramları birbiriyle yakın
anlamları ifade edecek şekilde açıklanmaktadır, ancak bu kavramlar için yapılan tanımlar,
tanımı yapan kişi, kurum ve kavramın geliştirildiği zamana göre farklılık göstermektedir.
Girişimcilik ile ilgili birçok tanım ve değerlendirme bulunmakla beraber girişimcilik terimi
ilk olarak 17. yüzyılda Fransız askeri terminolojisinde uzun askeri yolculuklara rehberlik
etmeyi üstlenen kişileri ifade etmek için kullanılmıştır. Latince’de “intare’’ kökünden gelen
girişimci kavramı, İngilizce’de enter (giriş) ve pre (ilk) kelimelerinin birleşmesi ile
“entrepreneur” yani ilk girişen, başlayan anlamlarını ifade etmek için kullanılmaktadır.1
Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğünde girişimci, üretim için bir işe girişen,
kalkışan kişi anlamına gelmektedir.2 Girişimciyi sadece yeni yatırım yapan kişi olarak
tanımlamak yetersizdir çünkü girişimci, aynı zamanda ekonomik mal ve hizmet üretmek
veya pazarlamak amacıyla üretim faktörlerini bir araya getiren, kâr amacı güden,
girişimlerinin sonucunda ortaya çıkabilecek risklere katlanabilen kişidir.3
Girişimcilik kavramını literatüre ilk yerleştiren isim olarak kabul edilen Richard
Cantillon girişimciliği, fırsatları değerlendirmek için risk üstlenmek olarak tanımlamış ve
girişimciliğin daha çok belirsizlik karşısında risk alabilme özelliğini öne çıkarmıştır.4
İktisat kuramına göre girişimci, piyasayı gözlemleyerek talep açıklarını yakalayan,
yeni talepler oluşturan, talepteki değişimi en kısa sürede fark eden, üretimi yapabilmek için
kaynakları bir araya getiren, rekabeti kaçınılmaz bir koşul olarak gören risk ve sorumluluk
almaktan kaçınmayan yaratıcı kişidir.5
1 Rıfat İraz, Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve Kobiler, Çizgi Kitabevi, Konya, 2005, s.
149. 2 http://www.tdk.gov.tr/index.php?arama=gts&option=com_gts&kelime=girisimcilik, (21.11.2015). 3 Mehmet Marangoz, Girişimcilik, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2012, s. 2. 4 Coulter Mary, Entrepreneurship in Action, Published by Prentice Hall, New Jersey, 2001, s. 6. 5 Dilek Eyüboğlu, Girişimciliğin Geliştirilmesi, Milli Prodütivite Merkezi Yayınları, İstanbul, 2004, s. 9.
4
Joseph Schumpeter’e göre girişimci yeni ürün, yeni süreç, yeni ihracat pazarları,
yeni hammadde ve yarı mamül kaynakları bulup yeni bir organizasyon yapısı oluşturma
çabası ile ekonomik düzeni yıkarak toplumsal değişim yaratan kişidir.6 Drucker’a göre ise
girişimci ekonomik kaynakları, verimliliği düşük olan iş alanlarından getirisi daha yüksek
bir ekonomik iş alanına yönlendiren kişidir.7
Robert Hisrich girişimciyi finansal, sosyal, psikolojik risklerle birlikte maddi ve
kişisel tatmin elde eden, bunu için zaman ve çaba harcayarak belirli bir süreç içinde farklı
bir değeri olan, yeni bir şey oluşturan kişi olarak tanımlamıştır.8 TÜSİAD girişimciyi, aklı
ve hünerlerini birleştirip her koşulda ihtiyacı olan kaynakları optimum seviyede kullanan,
analiz gücü yüksek, projelerini planlayarak uygulamaya dönüştürebilen ve sonuçta denetim
işini gerçekleştiren kişi olarak tanımlanmıştır.9
Girişimci, toplum tarafından talep edilecek mal ve hizmetleri üretme çabası içinde
olup ve yenilikçiliğini ortaya koyarak sermayesi ile emeğini riske eden kişidir.10 Üretim
faktörlerini bir araya getirerek mal ve hizmet üretimi için gerekli faaliyetleri başlatarak
ihtiyaç duyulan finansman ve pazarları bulan kişiye girişimci denir.11
Girişimci denince akla ilk olarak iş sahipleri, özellikle de yeni şirket kuran kişiler
gelmektedir. Bu özdeşleşme sadece halk arasında değil, akademik çalışmalarda ve
hazırlanan ekonomi politikalarında da görülmektedir.12
Girişimci kendisini maddi ve manevi olarak tatmin etmek için yaşadığı zamanı,
toplumu iyi analiz edip mal veya hizmet üretmek için temel girdileri en ucuza tedarik edip
üretimden sonrada mal veya hizmeti başarı ile pazarlayan kimsedir.13
Avrupa'nın ilk ekonomi profesörü olan Jean Batiste Say (1767-1832) ise, girişimciyi
daha dar bir bakış açısıyla tanımlamıştır. Say'a göre girişimci, üretim faktörlerini
6 Eyüboğlu, a.g.e., s. 11. 7 Peggy Lambing , Entrepreneurship, Prentice Hall, New Jersey, 1997, p. 10. 8 Robert Hisrich - Peter Michael, Entrepreneurship-Starting , Developing and Managing a New
Enterprise, Irwin Publishing, New York, 1995, p. 24. 9 http://tusiad.org/tr/calisma-alanlari#girisimcilik, (21.08.2015). 10 Orhan Küçük, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Seçkin Yayınları, Ankara, 2005, s. 28. 11 Eyüboğlu, a.g.e., s. 9. 12 http://tugiad.org.tr/komisyongirisimcilik, (02.05.2015). 13 İraz, a.g.e., s. 25.
5
birleştirmek ve koordine etmek suretiyle yeni bir sonuç ortaya çıkaran ve problemlerin
üstesinden gelen kişidir.14
Üretim girdilerini minimum maliyetle kullanarak çıktıyı maksimum karla
pazarlayan, risk alabilen ve geleceği görebilen kişidir. Ayrıca girişimcilik kavramı farklı
sosyal kavramlar açısından farklı algılanmaktadır. Bir psikolog için girişimci, bir amacı
gerçekleştirmek veya bir hedefe ulaşma, deneyimler edinme veya başkalarının otoritesinden
kaçma veya otoriteye sahip olma ihtiyacı ve arzusu olan ve bu tür güdülerle harekete geçen
kişi olarak tanımlanmaktadır.15
Bir ekonomist için girişimci, üretim faktörlerini bir araya getirerek katma değer
oluşturan, aynı zamanda değişimi, yenilikçiliği ve yeni bir düzen anlayışını ortaya koyan
kişi olarak görülmektedir.16
Hukuksal açıdan girişimcilik, kendi sorumlulukları bağlamında hareket eden kişi
anlamında kullanılmaktadır. Sosyolojik anlamda ise, toplumun değerlerine uygun ve
toplumsal davranış düzlemi kapsamında hareket eden, ekonomik ve sosyal değerler üreten
kişi girişimci olarak tanımlanmaktadır.17
Girişimcilik kabiliyet, fikir, sermaye ve bilginin birleştirilmesini zorunlu
kılmaktadır. Bu birleştirme süreci ise riskli, belirsiz ve bazen de gelişi güzel olabilir fakat
her zaman fırsatlar barındırır. Girişimcilik, insanlar için farklı kavramlar ifade etmektedir
girişimcilik ve girişimci tanımı konusunda tam bir görüş birliği oluşmamaktadır.18
Girişimcilik kavramı dinamik bir yapıya sahip olduğu için tek bir tanımının
yapılması mümkün değildir. Bunun için girişimciliği anlamaya veya anlatmaya çalışan
araştırmacılar girişimciliği kendi bakış açıları ile değerlendirmişlerdir. Çalışmanın bundan
sonraki bölümünde girişimciliğin diğer sosyal kavramlar ile ilişkisi incelenmiştir.
14 Wayne Long, The Meaning of Entrepreneurship, American Journal of Small Business, Newyork,
Vol.8., 1983, p. 221. 15 Hasan Tutar, Girişimcilik, Detay Yayıncılık, Ankara, 2014, s. 10-13. 16 Demet Gürüz, Yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayınevi, İstanbul, 2009, s. 10. 17 Tutar, a.g.e., s. 14. 18 Donald Sexton, The Art and Science of Entrepreneurship, Bollinger Publishing Company,
Massachuset, 1986, p. 2.
6
1.2. Girişimcilik ile İlgili Diğer Olgular
Girişimcilik ülkemizde ve Dünya’da son yıllarda yıldızı parlayan bir kavram olarak
karşımıza çıkmaktadır. Girişimciliğin iyi anlaşılması için bu kavramın iç içe olduğu diğer
sosyal olgular ile birlikte incelenmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
Yönetici: Kar ve risk başkalarına ait olmak üzere ekonomik mal, hizmet üretmek
veya pazarlamak için üretim faktörlerini ele geçirip, düzenli bir biçimde bir araya getiren ve
böylece kurulan ya da çalışmakta olan işletmeyi amacına uygun çalıştırma sorumluluğu
üstlenen kişidir.19
Yönetici, başkaları tarafından o pozisyona getirilmiş, başkaları adına çalışan,
önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmak için çaba gösteren, işleri planlayan, uygulatan ve
denetleyen kişidir. Ödül ve cezaya dayanan yasal gücü vardır. Yönetici kavramı, bir
örgütün çalışmasını sağlayan, işe alma, değerlendirme, kaynakları dağıtma ve kuralları
uygulatma gibi rutin yönetsel işlemler üzerine yoğunlaşmıştır.20
Lider: Kendi başına karar verebilen, içinde bulunduğu toplumu veya organizasyonu
belli bir amaç için motive edip güdüleyebilen, risk alan ve insanların güven duygusunu
kazanabilen kişidir.21
Anadolu girişimciliğinde lider çok önemlidir. Türk tarihi ve özelde Cumhuriyet
tarihi incelendiğinde her türlü organizasyon ve şirketin başarısı, liderin başarısı ile doğru
orantılı olduğu görülmektedir. Liderlik kavramının aslında yöneticilik kavramını kendi
içinde barındırdığı değerlendirilmektedir. Yani iyi bir liderin aynı zamanda iyi bir yönetici
olabileceği yaygın olarak kabul edilmektedir. İdeal olan her yöneticinin aynı zamanda iyi
bir lider olmasıdır. Şirketler için özellikle kurulma aşamasında hangi lidere sahip olunduğu
çok önemlidir. Çünkü şirket veya organizasyonlar için bu aşama yeni fidana adeta can suyu
19 Marangoz, a.g.e., s. 3. 20 Mesud Ünal, 21.yy’da Değişim, Yönetim ve Liderlik, Beta Yayın A.Ş, İstanbul , 2012, s. 51. 21 İsmet Barutçugil, Yöneticinin Yönetimi, Kariyer Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 220.
7
verilmesini ifade etmektedir. Tablo 1.1’de yönetici ve lider arasında karşılaştırma
yapılmıştır.22
Tablo 1.1. Yönetici ve Lider Özelliklerinin Karşılaştırılması
Kaynak: Kızıltay, 2010: 55.
Liderlik etmek, etkilemenin yanında bunu sürdürülebilir kılmakla da ilgilidir. Lider
ile yönetici arasındaki en önemli ayrım noktası, etkileyebilmeyi sürdürebilmektir. Aksi
takdirde yönetici, bilinenleri tekrar eden bir teknikere dönüşmektedir. Yöneticinin lider
olabilmesi için elbette ki doğuştan bir takım özelliklere sahip olması da gereklidir. Ancak
sadece lider doğmakla lider olunamadığı da gerçektir.23
Sermaye: Emeğin karşılığında elde edilen değerdir. Sermaye iki kısımda
incelenebilir. Bunlardan ilki klasik anlamda bildiğimiz insanın ürettiklerinin hepsini
tüketmeden, bir kısmını daha sonraki üretimler için ayırmasıyla oluşan parasal sermayedir.
Diğeri insanın bilgi birikimiyle elde ettiği değer üretme potansiyelidir. Buna zihinsel veya
entelektüel sermaye de denmektedir.24
Sermayedar: Bir işletme kurmak adına gerekli olan sermayeye yani mal ve hizmet
üretmek üzere gerekli olan üretim araçlarına sahip olan kişiyi tanımlar. Sermaye sahibi kişi,
toplumdaki bir ihtiyacı sezen ve bu ihtiyacı karşılamak üzere elindeki sermayeyi dönüştüren
22 Emine Kızıltay, “Yöneticilerin Liderlik Tarzlarına Göre Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesi”,
Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Afyon,
2010, s. 55. 23 Nurullah Genç, Yönetim ve Organizasyon, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2012, s. 255. 24 Tutar, a.g.e., s. 4.
YÖNETİCİ LİDER
Mevcut olanı kabul eder Mevcut durumu sorgular
Kısa vadeli düşünür Uzun vadeli düşünür
İdarecidir Yenilikçidir
Eskiyi devam ettirir Gelişim ve değişim odaklıdır
Gücünü mevcut düzenden alır Gücünü daha çok kendinden alır
Mevcut olan çözüm yollarını uygular Çözüm için yeni yollar bulur
En çok kullandığı kelime “ben”dir En çok kullandığı kelime “biz”dir
8
kişidir. Sermayesi olan kişi mutlaka girişimcilik özelliklerine sahip olacaktır şeklinde
zorunluluk yoktur. Bazı sermayedarların girişimcilik özelliği ve becerisinin yeterince
gelişmediği görülmektedir. Ancak bu kişiler ellerindeki sermayeyi borç olarak girişimcilik
niteliklerine sahip olan kişilere vermek ve onlarla, bir anlamda, ortaklık kurma yoluyla
girişimciyi harekete geçirme yolunu tercih ettikleri bilinmektedir.25
İşveren: Çalışacak insanları belli bir akitle istihdam edip yasal ve ahlaki olarak
sorumluluğu üstlenen kişidir. İş Kanununa göre bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir
ücret karşılığı işçi çalıştıran tüzel veya gerçek kişilere işveren denir.26
1.3. Girişimcilerde Olması Gereken Özellikler
Girişimcinin, değişime karşı olumlu, esnek, uyum sağlayabilen ve değişimi fırsat
olarak kabul eden kişi olması gerekmektedir. Girişimci bireyin değişime bu şekilde
bakması, güvensizlik, risk ve belirsizlikle karşılaştığında kendi kendine güvenen bir
özelliğe sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Girişimci birey faaliyette bulunduğu
ortamlarda, yaratıcı fikirleri harekete geçiren, geliştiren bir yeteneğe sahiptir. Sorumluluk
yüklenmeye hazır, etkin bir iletişimci, organizatör, planlamacı, etkileyici ve müzakerecidir.
Aktif, güvenilir ve başarıya karşı doyumsuzdur.27
İnsanlık tarihi incelendiğinde her girişimcinin farklı özellikleri olmakla beraber,
girişimcilerin ortak bazı özellikleri olduğu görülmektedir. Yenilikçi ve dinamik ruh haline
sahip olunması bu ortak özelliklerin başında gelmektedir. Toplumdaki girişimci tip
insanların, genel olarak iş ve özel hayatlarında hep yüksek moral seviyesinde olup hayata
pozitif bakan kişiler olduğu görülmektedir. Yatırım veya iş kurmak için şartlar namüsait
olduğu dönemlerde ortalama insanlar adeta ağıt yakarken, girişimci ruha sahip insanlar
bardağın her zaman dolu tarafına odaklanıp krizin aynı zamanda kendi içinde fırsatlar
barındırdığını bilerek hareket etmektedirler.28
25 Marangoz, a.g.e., s. 5. 26 Gürüz, a.g.e., s. 16-20. 27 Ömer Aytaç, “İktisadi ve Sosyal Gelişme Açısından Girişimcilik”, Akademik Araştırmalar Dergisi,
2005, c. 12, S. 26, s. 85. 28 Tutar, a.g.e., s. 20.
9
Girişimcinin sahip olması gereken özelliklerle ilgili olarak, çeşitli kaynaklarda, çok
sayıda özellikler sıralanmaktadır. Ancak genel olarak kabul edilen girişimci özellikleri
sıralanmak istendiğinde girişimcilerin, yaratıcı, yenilikçi, risk alabilen, lider, kendine
güvenen, sezgisi güçlü, çok yönlü ve hızlı düşünen, muhakeme yapabilen, her koşulda karar
alabilen, kararlı ve azimli, dikkatli, hayal gücü yüksek, kaynaklara ulaşabilecek ilişkiler
ağına sahip, kaynakları iyi yönetebilen, ikna gücü yüksek, iyi iletişim kuran, esnek, ortak
akılla hareket eden, özgün düşünebilen, dayanıklı ve ısrarcı olması karşımıza çıkmaktadır.29
Günümüzün rekabetçi Dünya’sında girişimci adaylarının kaçınması gereken önemli
konulardan biride taklitçiliktir. Girişimciler, önceki başarı hikayelerinden gerekli dersleri
çıkardıktan sonra sentez yapıp yeni olana ulaşmalıdırlar.
1.3.1. Yaratıcı ve Yenilikçi Ruh
Bir girişimcide olmazsa olmaz en önemli özellik yenilikçi, yaratıcı ve dinamik bir
ruh yapısına sahip olmasıdır. Girişimciliğin diğer özelliklerinin bireyde olmaması tolere
edilebilir fakat yenilikçilik için bu söylenemez. Örneğin risk alabilmek girişimciliğin
özelliklerinden biridir, girişimci bu riski sigorta şirketleri, kar ortakları ve bunun gibi
araçlarla minimize edebilir.30
Yenilik ile icat etme kavramları genellikle aynı anlama gelecek şekilde
kullanılmaktadır. Böyle kullanılmakla birlikte aralarında önemli farklılıklar vardır. Buna
rağmen yeniliğin ne olduğuna dair, herkes tarafından kabul edilen bir görüş de yoktur.
Bazıları için yenilik, yeni kavram ve fikirlerin geliştirilmesi ve uygulanması iken, başkaları
için ise yeni ya da uygulanmış fikirlerin bizzat kendisi olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca icat
etmenin yenilikten önce geldiğine dair genel bir kabul vardır. Yeniliğe yeni fikirlerin
kaynağı olarak değil, daha çok bu fikirlerden başarılı bir şekilde faydalanılması olarak
bakılmaktadır.31
Yaratıcılık, yeni bir düşünce veya fikir ortaya çıkarma yeteneğidir. Yenilikçilik ise,
yaratılan yeni fikir veya düşüncenin kullanılarak müşteri tatminine yönelik yeni kaynaklar
29 Sıdıka Arıkan, “Girişimciliğin Önündeki Engellerin Çözüm Önerilerinin Tespiti”, Beykent
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2014, s. 12. 30 İbrahim Sani Mert, Cesaret Yönetimi, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2007, s. 100. 31 Simon Bridge, Understanding Enterprise, Macmillan Pres Ltd., London, 1998, p. 41.
10
bulunmasıdır. Yaratıcılık ve yenilikçilik kavramlarını yapısal açıdan birbirinden ayırmak
gerekir. Yaratıcılık genellikle bireyci ve kısmen kaprisli bir şey olarak görülür; tanımlaması
zor, yönetmesi ise daha zor olan bir şeydir. Buna karşın yenilikçilik ise, genellikle
ekonomik veya pazar avantajı sağlayan yapısallaştırılmış bir süreç olarak kabul
edilmektedir.32
Girişimcilik ve yaratıcılık birbirini bütünleyen bir yapıya sahiptir. Birçok yaratıcı
birey sahip oldukları orijinal, yeni, farklı fikirlerini uygulama ve hayata geçirmekte
başarısız olabilmektedirler. Bu başarısızlığın temel sebebi yaratıcı yönü gelişmiş insanların,
girişimcilik yönlerinin eksik kalmasından kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde girişimcilik
potansiyeli yüksek birçok kimse de yeni, farklı, yaratıcı bir fikir üretmede zayıf olabilir.
Birbirlerini bütünleyici bu yapıların altında, hem girişimcilikte, hem de yaratıcılıkta var
olan holistik yaklaşım önemli bir yer tutmaktadır. Holistik olmayan her yaklaşım alternatif
sayısını azaltıcı bir etki yaparak, fırsatlardan yararlanabileceğimiz yeni ve yaratıcı fikir
üretme kabiliyetimizi kısıtlayıp girişimcilik başarısının düşük kalmasına sebep
olabilecektir.33
Girişimci ve yaratıcı bireylerin yüksek başarı güdüsüne sahip olması, iki grubun
ortak özelliğidir. Girişimcilik ve yaratıcılık bir insanın ilerlemesine benzetildiğinde,
girişimcilik ayakların, yaratıcılık ise gözlerin görevini yerine getirmektedir. Ayaklar insanın
hareket kabiliyetini, yer değiştirmesini, ilerlemesini sağlamaktadır. Ayaklar olmadan
ilerleyebilmek mümkün değildir. Gözler ise bu ilerlemenin istikametini, hedefini, gidilecek
yeri ve yönü tespit edip ayaklara devamlı geri bildirim göndermektedir. Gözler olmadan
ilerlense bile bu durum bir felakete yol açabilecek riskler barındırmaktadır. Türkiye’de her
yıl açılan küçük ve orta ölçekli işletmelerin %90’ının bir yıl içinde kapanmasının en büyük
sebebi de, işte bu ayak ve göz uyumsuzluğu, yani girişimcilik ve yaratıcılığın yetersizliği
veya yanlış ilişkilendirilmesidir. Girişimciler ve şirketler için bu iki özelliğe sahip olmak
rekabet açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Çünkü bu iki kavram birleştiğinde
sinerjik bir etki oluşturmaktadır.34
32 Semra Güney, Girişimcilik, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2008, s. 105. 33 Marangoz, a.g.e., s. 28-29. 34 Güney, a.g.e., s. 102.
11
Türkiye’de ve Dünya’da birçok insan yeni bir iş kurmak için teşebbüs etmektedir.
Fakat bunlardan çok azı başarılı olabilmektir. Ayakta kalan şirketler incelendiğinde,
bunların yenilikle beraber fark oluşturan şirketler olduğu görülmektedir. Küreselleşme ile
beraber ulaştırma ve haberleşme araçlarında yaşanan gelişmeler göz önünde
bulundurulduğunda günümüz insanı ürün ve hizmet tercihleri açısından Tablo 1.2’de
görüldüğü gibi geçmiş ile kıyaslanmayacak kadar seçeneklere sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Örneğin ABD’de yılda 30.000 yeni ürün piyasaya sunulmakta, bunlardan %70 ila %90’ı
başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. İçlerinden yenilikçi olan ve tüketiciye değer katanlar
ürünler uzun yıllar piyasada hayatlarını devam ettirmektedirler.35
Ürün 1970’ler 1990’lar 2000’ler
Araç Modeli 140 260 400
PC Modeli 0 400 1.000
Kek Markası 3 29 50
Yazılım Adı 0 250.000 400.000
Hafif İçki Markası 20 87 100
Su Markası 16 50 70
Dergi Markası 339 790 1.100
Radyo İstasyonu 7.000 14.500 16.000
Tablo 1.2. Yıllara Göre Ürün Çeşitleri ve Modelleri
Kaynak: Ateş, 2007: 24.
Örneğin takım elbise almak isteyen kişi artık piyasada moda ve tasarımın yanında
leke tutmayan, hafif, dayanıklı ve ceplerinde kendisini cep telefonu radyasyonundan
koruyacak bakır elyaf ile üretilmiş elbiseyi tercih etmektedir.
Türk insanı kültürel kodları itibarı ile aslında girişimci, yenilikçi ve dinamik bir
yapıya sahiptir. Tarihimizde Fatih Sultan Mehmet’in gemileri karadan yürütmesi,
Çanakkale’de Nusret mayın gemisinin beklenenin aksine mayınları boğaza paralel
döşemesi, Kurtuluş Savaşı’mızda 5. Süvari Kolordusu Komutanı General Fahrettin
35 M. Rauf Ateş, İnovasyon Hayat Kurtarır, Doğan Kitap Yayınları, İstanbul, 2007, s. 24.
12
Altay’ın Yunanlar tarafından geçilmez denen Ahır Dağını geçip düşmana taarruz etmesi 36,
2001 ekonomik kriz sonrasında yılgınlığa düşülmeyi ekonominin belli seviyeye getirilmesi,
2008 yılı Avrupa Şampiyonasında Türk Futbol Milli takımının maçın son dakikasına kadar
mücadele edip yeniden bir çıkış noktası bulması buna verilebilecek örneklerdendir.
1.3.2. Planlı ve Programlı Hareket Etme
Girişimci başarının tesadüf ile gelmediğini çok iyi bilir ve planlamaya önem verir.
Günümüzde başarılı olmak isteyen her insanın, her meslek grubunun kısa, orta ve uzun
vadeli hedeflerinin olması çok önemlidir. Çünkü bilindiği gibi hedefi olmayan gemi için,
esen rüzgarın yönünün ve şiddetinin önemi yoktur. İş hayatında her girişimci en az 3 plana
sahip olmalıdır. Bu planlar esas plan, yedek plan, acil plandır. Esas plan girişimcinin
normal şartlar altında hedefine ulaşacağı detayları, yedek plan önceden tahmin edilen
aksiliklerin ve problemlerin ortaya çıkması durumunda vakit kaybetmeden karar vereceği
detayları, acil plan ise girişimcinin iş hayatında varlığını devam ettirebilecek ve olağanüstü
durumlardan çıkış stratejisinin detaylarını içermelidir.37
Ülkemizde insanlar yaşadıkları çevrede rahatlıkla yarım kalmış bir konut inşaatı,
kamu veya özel sektör yatırımı görebilmektedirler. Bu başarısızlık yatırım yapılmadan önce
fizibilite, iş ve pazarlama planlarının olmaması, eksik veya yapılan bu planlara yeteri kadar
uyulmadan adımlar atılmasından kaynaklanmaktadır. ‘‘Kervan yolda doğrulur’’sözünde
olduğu gibi hareket eden kişi veya kuruluşların başarılı olup piyasada tutunmasının
günümüz koşullarında oldukça zor olduğu değerlendirilmektedir.38
Ayrıntılı bir iş planını hazırlaması girişimciyi, büyük maliyetlerden koruyup
hedeflerine ne ölçüde ulaştığını anlamasına katkı sağlayacaktır. İş planı yatırımın objektif
olarak değerlendirilmesine ve eleştirilmesine olanak vermelidir. Detaylı hazırlanmış bir iş
planı, kredi sağlayan kuruluşlar için bir dayanak oluşturabileceği gibi proje ile ilgilenen
diğer kişilerin projeye dahil olması için daha gönüllü davranmalarına katkı sağlayacağı
değerlendirilmektedir. Ayrıca hazırlanan iş planının kolay erişilebilir ve müşterilerin,
36 Turgut Özakman, Diriliş, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2008, s. 142. 37 Gürüz, a.g.e., s. 119. 38 Çevik, a.g.t., s. 55.
13
yatırımcıların, kredi kuruluşlarının görüşüne sunularak geri dönüşlerin dikkate alınması
projenin başarılı olması için yapılması gereken önemli diğer faaliyetlerdir.39
İş planının uygulanabilirlik ve gerçeklik açısından tarafsız üçüncü kişilerce veya
kurumlarca denetlenmesi ve incelemesi gayret, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayacağı için
girişimciler eleştiri ve denetime gönüllü ve hazır olmalıdırlar.40 Örnek bir iş planı
değerlendirme tablosu Tablo 1.3’de verilmiştir.
Tablo 1.3. Değerlendirme Tablosu
Kaynak: Marangoz, 2012: 54.
1.3.3. Bağlılık, Kararlılık ve Azim
Günümüzde girişimciler azim ve kararlılık sıfatları ile beraber inat ve mücadele
duygusunu da taşımalıdırlar. Ancak sayılan bu özelliklerin yanında girişimciler başarılı
olabilmek için öncelikle erdemli ve sabırlı olmalıdırlar.
Bir girişimcinin başarılı olabilmesi için birçok engeli aşması gerekir. Engel ve
engelleri aşmanın yolu ise bağlılık, kararlılık ve azimden geçer. Girişimcinin bağlılığı,
kendi servetinin önemli bir kısmını girişime verme istekliliği, yaşam sitilinden özveride
bulunma ve yaşam standardını düşürme gibi birçok faktörle ölçülebilir. Bağlılığı ve
39 Güney, a.g.e., s. 99. 40 Marangoz, a.g.e., s. 148.
Puan Değerlendirme Kriteri Durum
91/100 İş planı istenilen tüm kriterleri taşıyor. A
71/90 Girişimcinin, dikkat çekilen konularda iş
planını revize etmesi gerekir. B
41/70 İş planı yetersiz, yeniden gözden geçirilip
hazırlanmalı. C
0/40 İş planı başarısız. D
14
kararlılığı yüksek olan girişimci problemleri çözmek ve engelleri aşmak için daha fazla
çaba göstermektedir.41
Başarılı olmak için çalışma azmine sahip olmak çok önemlidir. Girişimcilerin sahip
olduğu diğer özelliklerin azmin yerini alması mümkün görünmemektedir. Örneğin, beceri
alamaz, çünkü becerikli ama başarısız toplum içinde birçok insan vardır. Zeka alamaz,
çünkü ödüllendirilmemiş zeka bir atasözü olarak kalmaktadır. Eğitim alamaz, çünkü
Dünya’da yeterince eğitim almamış ancak başarılı girişimci örnekleri bulunmaktadır.
Azimli ve kararlılık sahibi girişimciler, baskı ve kriz altında bile problemleri çözebilecek
performans sergileyebilmektedirler. Çünkü onlar güç durumlar karşısında kararlıdırlar ve
başarısızlığı, kendi eksiklerini görebilmek için fırsat olarak değerlendirmektedirler. Bu
bakış açısı başarılı olmaları için temel nedendir. Başarı için gerekli kararlılığa sahip kişiler
ilk denemelerinde başarısız olsalar bile sonraki girişimlerinde başarıyı yakalama
ihtimallerinin çok yüksek olacağı değerlendirilmektedir.42
Dirençli ve kararlı olan girişimciler, yürüdükleri yolda çıkan engellere rağmen
ulaşmak istedikleri hedefe daima bağlı kalırlar. Yürünen yolun zorlu olması, yoğun
rekabetçi koşulların bulunması, yüzlerce rakip ile ekonomik savaş ve yalnızlık gerektirmesi
gazasından emin olan girişimci için çok önemli değildir. Başarılı olmaya azmetmiş
girişimci sabırla bu zorlu yolları yürüyüp risk altında başladığı işinde, doğru yolu bulana
kadar uykusuz geceler geçirmeyi kabul etmektedir.43
1.3.4. Risk Almak
Risk yapısı gereği henüz gerçekleşmemiş durumlar için geçerlidir, yani geleceğe
yönelik bir durumu ifade eder. Bilinçli girişimciler, toplumlar veya ülkeler her alanda
detaylı risk analizi yapmaktadırlar. Risk analizi yapılırken riskler genellikle, düşük (kabul
edilebilir), orta ve yüksek seviye olarak kategorize edilmektedir. Hayatın kendisi risk ile
adeta iç içedir, insanoğlu için risk doğum ile başlayıp ve ölüm ile son bulmaktadır. Gelecek
bilinemeyeceği için risklerin sıfırlanması teknik olarak mümkün değildir. Önemli olan riski
41 Çevik, a.g.t., s. 59. 42 Marangoz, a.g.e., s. 7. 43 Özkaşıkçı, a.g.e., s. 65.
15
minimize edip onu kabul edilebilir seviyeye çekmektir. Risk ile ilgili genel kabul gören bazı
tanımlar şöyledir;
Risk, zarar veya kayıp durumuna yol açabilecek bir olayın gerçekleşme olasılığı
olup bir şirketin amaçlarına ulaşmasını engelleyecek durumların sebep olabileceği
muhtemel kayıplardır. Ayrıca farklı bir bakış açısı ile riski belirli bir zaman içinde
belirlenen hedeflere ulaşamama veya zarara uğrama olasılığı olarak tanımlamakta
mümkündür.44
Risk ile belirsizlik aslında farklı kavramlardır. Knight’a göre risk, istenmeyen bir
durumun olması olasılığı iken belirsizlik, belirli bir hareketin birden fazla sonucunun
olması, bu farklı sonuçların meydana gelme olasılıklarının belli olmamasıdır. Van Praag’a
göre ise belirsizlik, riskten farklı olarak bir çeşit olasılığı belirtir ve bu olasılık
karşılaşılmamış bir durumu göstermektedir.45
Girişimci ile kumarbaz arasındaki fark girişimcinin kontrollü ve kabul edilebilir
riskleri üstlenmesidir. Girişimcinin mevcut risklerden ekonomik anlamda yara almadan
çıkması için çok iyi risk yönetimi yapması gerekmektedir.
Risk yönetimi mal ve hizmetin fikir olarak oluşmasından piyasaya sürülmesine
kadar ki tüm aşamaları içine alan süreçtir. Risk yönetiminin temel amacı karar vericiler için
riskleri belirlemek ve ölçülebilir hale getirmektir. İş hayatında başarılı olmak için risklerle
barışık olmak ve riskleri yönetebilmek gerekmektedir.46
Riskleri yönetebilmek için, riskleri tanımak, değerlendirmek, alınacak önlemler için
planlama yapmak, risk takip sistemi oluşturmak, yürütülen faaliyete ilişkin uyarı noktaları
belirlemek ve risk azaltıcı tedbirler almak önem kazanmaktadır.47
44 Ali Kamil Uzun, “Kurumsal Risk Yönetimi ve İç Denetim’’, Önce Kalite Dergisi, 2012, c. 3, S. 10, s.
25. 45 Veysel Bozkurt, “KOBİ Girişimcilerinde Risk ve Belirsizlik Algıları: Bursa Örneği’’, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, c. 5, S. 20, s. 55. 46 Melahat Öneren, “ İç Anadolu Bölgesindeki Genç Nüfusun Girişimcilik Eğilimleri Üzerine Bir
Araştırma”, Kırıkkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2012, c.
7, S. 2, s. 9. 47 Sadettin Paksoy, “ Bölgesel Kalkınmada Girişimciliğin Desteklenmesi”, Kilis 7 Aralık Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2010, c. 5. S. 1. s. 98.
16
Girişimcilik, güven arayan her tür davranışında aşırı ihtiyatlı olan çekingen
insanların mesleği değildir. Cesaretin olmadığı yerde büyük başarı göstermek kolay
değildir. Çok klişeleşmiş bir söz olan “Deneyen kaybedebilir ama denemeyen zaten
kaybetmiştir” cümlesi girişimcilikte risk üstlenme olgusunun önemini çok iyi
anlatmaktadır.48
Girişimcilik için başarma ihtiyacının önemi genel olarak tartışma konusu değildir.
Tartışma konusu olan, bireyin başarma ihtiyacı ve risk alma eğilimi arasındaki dengenin
hangi seviyede olması gerektiğidir. Bu konuda McClelland girişimciyi, kendi kendine
güvenen, açık olarak hesaplanmış riskleri yüklenmekten hoşlanan, kendi çevresini aktif
olarak araştıran ve yaptığı bir şeyi daha iyi nasıl yapacağını somut ölçümlerle belirlemeye
çalışan kişi olarak tanımlamaktadır.49
Girişimci ruha sahip kişiler her riskin kendi içinde aynı zamanda fırsatlar
bulundurduğunu bilir ve bardağın her zaman dolu tarafına odaklanmaya çalışmaktadırlar.
1.3.5. Ortak Akılla Hareket Etme
Başarılı girişimciler her insanın farklı bir değer ve bakış açısına sahip olduğuna
inanırlar, onlar için şirketin, organizasyonun veya kurumun girişindeki nöbetçi, temizlik
görevlisi ile en tepe yönetici aynı değerdedir, çünkü ancak ortak emek ve sinerji sonunda en
iyiye ulaşılacağını iyi bilmektedirler.50
Ortak Akıl, konudan etkilenen ya da konuyu etkileyebilecek kişilerin bir araya
gelerek çözüm veya alternatif yollar bulmasıdır. Bir konuyu çok boyutlu bir bakış açısı ile
değerlendirmek, kollektif şuuru harekete geçirmek, ortak bir yaklaşımla konunun gelecek
vizyonunu tanımlamak, stratejiler ve eylem planları belirlemek amacıyla yapılır. Ortak Akıl
toplantısı yapılırken daha çok Beyin Fırtınası tekniği uygulanır. Burada dikkat edilmesi
gereken husus, tüm katılımcılar tarafından her insanın ve fikrin değerli olduğunun kabul
edilmesi gerektiğidir.
48 Tutar, a.g.e., s. 23. 49 Barbara Bird, Entrepreneurial Behavior, Foresman Company, İllinois, 1998, p. 144. 50 Barutçugil, a.g.e., s. 202.
17
1.3.6. Fırsatları Değerlendirme
Girişimciler, başkalarının kaçırdığı fırsatları yakalayan kişilerdir. Onlar bu fırsatları,
bilgi elde etme ve sentez yolu ile bulmaktadırlar. Çünkü bilgi, girişimcilerin düşük ve
yüksek riskleri tanımlamalarını, fırsatları görmelerini ve sınırlarını algılamalarına yardımcı
olmaktadır. Girişimciler, elde ettikleri bilgi sayesinde, fırsat yaratmak için yenilikçi ve
yaratıcı olabilmektedirler, bu sayede orjinal pazar fırsatları yakalayıp işi şansa
bırakmayarak bilinçli ve disipline edilmiş bir çaba göstermektedirler. Başarılı girişimciler,
kaynak, yapı ve stratejiden daha çok fırsat üzerine odaklanmayı seçmektedirler. Yaşamı
fırsat denizi olarak gören girişimciler, bu özellikleri ile fırsatları yakalamada ekonomi
dünyasındaki diğer oyunculardan ayrılmaktadırlar. 51
Girişimciler piyasaya sunmak istedikleri mal veya hizmetin hangi hedef kitleye
hitap ettiğini, söz konusu hedef kitlenin istek ve ihtiyaçlarını, onların arzularını iyi analiz
etmektedirler. Girişimcilerin öğrenme iştahları doyurulamaz olduğundan, her zaman
müşterilerini takip edip, onların değişen alışkanlıklarını yakından izlemeye gayret
göstermektedirler. Pazar ile beraber hareket edip, çoğu zaman pazara yön verip katma değer
yaratma ve ek fayda sağlama amacı olan girişimciler, müşteriyi sistemin merkezine
yerleştirip stratejilerini buna göre belirlemeye çalışmaktadırlar.52
Fırsatlarla ilgili önemli olan veriler sermaye ile başlamakta, ardından girişimcilik
yeteneği ve makro ekonomi çevrelerin etkisi ile devam etmektedir. Girişimcilik fırsatı,
yeterli sermaye sürecinin oluşturulması veya ödünç alınması ile kazanılmaktadır. Ödünç
verme işlemi ise girişimcilik yeteneğine sahip olup olmama durumuna göre değişken olup
bu sayede yetenek ve sermaye kaynaklarının ikame edilebilir kavramlar olduğunu
göstermektedir.53
1.3.7. Başarılı Olma İhtiyacı
Yüksek başarma ihtiyacı olan girişimcilerin, kendilerine güvenmeleri, hesaplanmış
riskler almaktan hoşlanmaları, çevrelerini aktif olarak araştırıp hangi yol ve yöntemlerle
51 Çevik, a.g.e., s. 56. 52 Özkaşıkçı, a.g.e., s. 66. 53 C. Mirgam Van Prag, Willigness and Opportunity To Start up As An Entrepreneur, MPG Boks Ltd.,
Netherlans, 2005, p. 39.
18
hareket edeceklerini bilimsel olarak belirlemeleri ortak özellikleri arasındadır. Çünkü başarı
yönlü girişimciler, mükemmele ulaşmak, kendilerinin belirlediği standartları aşmak,
mücadele edici amaçlar belirlemek ve bu amaçlara ulaşmak için güçlü bir arzu ile motive
olmaktadırlar. Başarı ihtiyacı yüksek olan girişimciler, yeteneklerini zorlayan işlerde daha
çok çalışıp, daha hızlı öğrenmeye gayret göstermektedirler. Girişimciler, para ve ünvan gibi
dışsal motivasyon faktörlerinin geçici olduğunu bildikleri için bu değerlere gereğinden fazla
önem vermemektedirler.54
1.3.8. Kendine Özgü Olmak
Başkasının yöntemlerini takip ederek onun önüne geçmek veya onunla rekabet
etmek mümkün değildir. Rekabet üstünlüğü elde etmenin yolu, özgün veya orjinal olmaktan
geçmektedir. Bu sayede insanın, öncü olup yenilik unsuru taşıyan projeler ortaya koyması
mümkün olabilmektedir. Girişimcilik her şeyden önce başkasının yaptığı işi aynen tekrar
etmek yerine, yeni bir iş fikrini hayata geçirmektir. Dolayısıyla başarılı girişimciler her
şeyden önce öncü rolünü üstlenen kişilerdir.55
1.4. Girişimcilik Türleri
Günümüzde girişimcilik kavramı çok geniş bir ekonomik alanı tanımlamak için
kullanılmaktadır. İnsanlar değişik nedenlerle girişimci oldukları gibi girişimciliğin de tek
bir türü yoktur. Birçok girişimcilik türü bulunmaktadır. Girişimcilik genel olarak uğraş
alanları ve faaliyet bölgeleri bakımından sınıflandırılmaktadır.56 Çalışmanın bu bölümünde
girişimcilik türleri başlıklar halinde incelenmiştir.
1.4.1. Fırsat Girişimciliği
Girişimciler, geleceğe ait öngörülerde bulunarak, kârlı olabilecek alanlara
yatırım yapan kişilerdir. Bu bağlamda girişimciler, doğabilecek fırsatları kollayıp kar elde
edebileceği konularda yatırımlar yapmaktadırlar. Fırsat girişimciliği temelde, pazardaki
54 Çevik, a.g.e., s. 59. 55 Tutar, a.g.e., s. 23. 56 Ertuğrul Belen-Taylan Demirkaya, Girişimciliğin Altın Kuralları, Optimist Yayınevi, İstanbul, 2015, s.
25-26.
19
mevcut fırsatları görerek ya da potansiyel fırsatları sezinleyerek, mevcut olan bir mal veya
hizmeti pazara sunmaktır. Bu fırsat, mevcut olan bir mal veya hizmetin pazara yeterince
sunulamaması, pazarda hiç olmaması veya mevcut işletmelerin istenilen kalitede hizmeti
pazara sunamamalarından kaynaklanabilmektedir.57
Girişimcilik bir bakıma fırsat oluşturma veya fırsatları görerek onları iş fikrine
dönüştürme faaliyetidir. Risk, söz konusu fırsatları iş fikrine dönüştürmenin maliyetidir.
Fırsatlar mevcut pazarın sunduğu imkanlardır. Bir de potansiyel pazar olanakları vardır ve
bu durum da girişimciye yeni fırsat sunmaktadırlar. Girişimci potansiyel fırsatları sezinleme
yeteneği ve sanatıdır. Bu nedenle girişimcinin vizyon yönetimi konusunda yetenekli olması
gerekmektedir.58
Girişimciliğin en önemli unsurlarından biri de fırsatları görebilmektir. Kriz
dönemlerinde piyasada veya ülkede herkes moral bozukluğu yaşarken girişimci yönü
gelişmiş insanlar mevcut durumu anlamaya ve fırsatları görmeye odaklamaktadırlar.
1.4.2. Yerel Girişimcilik
Girişimciler mal veya hizmeti, ya iç piyasaya, ya da dış piyasaya dönük olarak
üretmektedirler. İç piyasa hedeflenerek mal ve hizmet üretme şeklindeki girişimcilik yerel
girişimcilik olarak tanımlanmaktadır. Günümüzün rekabet ortamında iç piyasaya dönük
olarak yapılan yerel girişimcilik, yabancı girişimcilerin rekabetinden korunmak anlamına
gelmemektedir. Çünkü küreselleşmenin etkisiyle, Dünya’nın herhangi bir bölgesinde
üretilen bir ürün, kısa bir sürede Dünya’yı etkisi altına alıp, Dünya’nın herhangi bir
ülkesinde bir köye kadar ulaşılabilmektedir.59
Yerel girişimci olarak kendini değerlendiren her ekonomik büyüklük mutlaka
küresel olmayı hedeflemelidir. Aksi takdirde, büyük katma değerin oluşturulması veya
piyasada kalıcı olunması günümüzün rekabet ortamında mümkün görünmemektedir.
Çağımızın baş döndüren fırsatlarının olduğu ortamda, girişimciler küreselleşmenin
57 Bengü Yasa, “1923’den Günümüze Girişimcilik”, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kocaeli, 2010, s. 15. 58 Emine Cansız , ‘‘Üniversite Öğrencileri Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesi’’, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2007. s. 25. 59 Tutar, a.g.e., s. 121.
20
sağladığı tüm imkanlarından faydalanmalıdırlar. Ancak büyüme veya yeni yatırımların
başarıya ulaşması için öncesinde çok iyi planlama ve hesaplı risk alınması önemlidir.
1.4.3. Bölgesel Girişimcilik
Bölgesel girişimcilik, yerel girişimciliğe göre daha geniş ancak ulusal girişimciliğe
göre daha dar girişimcilik türüdür. Bölgesel girişimcilik, belli bir bölgeden talepleri
karşılamaya yönelik yapılan girişimcilik türü olup, bu tür girişimciliğin hedefinde belli bir
bölge vardır ve bu nedenle göreceli olarak talep çeşitliliği düşük seviyede kalmaktadır.
Bölgesel girişimcilik, belli bir tüketim alışkanlığı ve kültürüne hitap etmekte olup bu
tüketim alışkanlığı bölgesel düzeyde homojen bir özellik göstermektedir.60
Bölgesel kalkınma, sanayileşmenin belli bölgelerde toplanması sonucu oluşan
dengesizliği ortadan kaldırmak amacıyla, geri kalmış bölgelerin sanayileşmesini ve ülke
içinde eşit gelir dağılımının sağlanmasını ifade etmektedir. Çağımızda bir ülke bütün
bölgeleri ile sosyo-ekonomik olarak bütünleştiği nispette kalkınmış sayılmaktadır.
Türkiye’nin de bölgeleri arasında sosyo-ekonomik dengesizlikler bulunmakta olup bu
dengesizlikleri ortadan kaldırabilmek için bölgesel kalkınmaya önem verilip, kalkınmayı
sağlayacak projeler geliştirilerek uygulamaya konulmaya çalışılmaktadır. Ayrıca bu
bölgelerde girişimcilerin yatırım yapmaları teşvik edilmeye gayret gösterilmektedir. GAP-
GİDEM Türkiye’nin bu konuda uygulamakta olduğu önemli ve örnek bir projedir.61
1.4.4. Ulusal Girişimcilik
Girişimcinin üretmiş olduğu mal veya hizmet, ülkenin tüm bölgelerini kapsaması ve
girişimcilik etkinliği tüm ülkeye yayılmış olması durumda ise, buna ulusal girişimcilik
denir. Ulusal girişimcilik, bölgesel girişimcilikten daha geniş bir alana hitap ettiği için, ürün
ve hizmet yelpazesi göreceli olarak daha geniştir. Örneğin ülkemizdeki bazı giyim ve gıda
firmaları tüm ülkede faaliyette bulunmaktadır, yürütülen bu ekonomik faaliyet ulusal
girişimciliktir.62
60 Yasa, a.g.t., s. 35. 61 Paksoy, a.g.m., s. 113. 62 Cansız, a.g.t., s. 34.
21
Yerel ve bölgesel girişim hikayeleri ne kadar güçlü olursa şüphesiz ulusal seviyede
de girişimcilik de o kadar başarılı olmaktadır. Bu sayede ulusal kalkınma projeleri
içerisinde, girişimcilerde kendilerine düşen görevi yerine getirmiş olmaktadırlar.
1.4.5. Küresel Girişimcilik
Üretilen mal veya hizmetler için hedef kitlesi olarak tüm Dünya’nın seçilmesi
küresel girişimciliktir. Günümüzde işletmeler etkilerini küresel boyuta taşımış
durumdadırlar. Özellikle son yıllarda, uluslararası ekonomik anlaşmalar, gümrük birlikleri
ve yeni ekonomik blokların ortaya çıkması, girişimciliği küresel bir alana taşımış
durumdadır. Uluslararası girişimciler, güçlü finansal ve insan kaynaklarına sahip, iş yapma
yeteneği yüksek girişimcilerdir. Bu tür girişimciler söz konusu güçlerine dayanarak Dünya
ölçeğinde politika ve strateji geliştirebilmekte, farklı ülkelerde kendi lehlerine yasal
düzenlemeler dahi yaptırabilmektedirler.63
Girişimcilik ile ilgili tüm destek ve eğitimlerin nihai amacı girişimci adayını küresel
bir oyuncu haline getirmek olmalıdır. Çünkü kısıtlı kamu ve özel kaynaklar ile ekonomik
kalkınmanın gerçekleştirilmesinin en kestirme yolu girişimci sayısının ve niteliğinin
arttırılmasıdır. Örneğin whatsApp uygulamasının 2015 yılı rakamlarına göre piyasa değeri
19 milyar Dolar iken Türk Hava Yollarının piyasa değeri sadece 3.8 milyar Dolar’dır.64
1.4.6. Özel Girişimcilik
Özel şahıslar tarafından kurulan ve işletilen girişimcilik türü olup kuruluş ve işletme
sermayesi özel şahıslara ait olduğu gibi, girişimcilik kararları da özel şahıslar tarafından
verilmektedir. Üretim faktörlerinin mülkiyeti, özel şahıslara ait olmaktadır. Bu tür
girişimler, özel şahıslar tarafından kurulmuş olsalar da istedikleri alanda faaliyette
bulunamazlar, ancak kanunlarla düzenlenmiş sınırlar çerçevesinde, girişimcilik faaliyetinde
bulunmak durumundadırlar. Özel girişimciler, tek kişi olabileceği gibi, birden fazla kişi
tarafından da kurulup işletilebilmektedir. Ülkemizde yaygın olan özel girişimcilik şekli ise
aile işletmeciliğidir. Aile işletmeciliği yapan büyük şirketlerin, son dönemlerde şirket
63 Paksoy, a.g.m., s. 114. 64 http://www.teb.com.tr/yatirimyap/piyasa-degeri, (12.01.2015).
22
yönetimlerinde uzman kişileri istihdam etmekte oldukları görülmektedir. Çünkü şirketlerin
varlıklarını devam ettirip küresel olarak başarılı olabilmesi için, duygusallıktan uzak
kararların alınması gerektiği şirket kurucuları veya yönetimleri tarafından bilinmektedir.65
1.4.7. Kamu Girişimciliği
Ülkemizde devlet iktisadi alanda faaliyet gösterip beş yıllık kalkınma planlarında
hazırlanan programlar çerçevesinde yatırımları yönlendirmektedir. Her ne kadar devletin
ekonomideki ağırlığı liberal piyasa ekonomisi koşullarına uygun düşmese de, özel sektörün
yatırım yapmak istemediği veya tekel konumuna gelip halkın menfaatlerinin korunmadığı
alanlar bulunduğunda, devlet bu alanlarda faaliyet göstererek, girişimcilik faaliyetinde
bulunmaktadır.66
Kamu girişimciliğinin esas sebebi, özel sektörün yatırım yapmak istememesi veya
kamu yararıdır. Devletin iktisadi alanda aslında esas alması gereken roller eğitim, teşvik ve
düzenleme olmalıdır.
Girişimciliğin ekonomik kalkınma üzerinde olumlu etkisi olduğu konusunda
oldukça geniş bir uzlaşma söz konusudur. Birçok çalışma girişimciliğin ekonomik
gelişmeyi olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Bu nedenle gelişmiş ya da gelişmekte
olan birçok ülkede hükümetler girişimciliği destekleyen politikalar izlemektedirler. Ancak
verimli olmayan (kalkınmayı engelleyici) tipte girişimcilikte belirleyici olan hükümetlerin
izlediği politikalardır. Bu nedenle, kalkınmanın olumsuz olarak etkilenmesinden sorumlu
tutulması gereken girişimcilik ya da girişimcinin kendisi değil, girişimcileri verimli
olmayan aktivitelere yönelten hükümet politikalarıdır.67
1.4.8. Yenilikçi Girişimcilik
Yeni bir fikir, buluş veya mevcut olan mal ve hizmetin daha da geliştirilerek kar
elde edilecek şekilde piyasaya sunulma işidir. Yenilikçi girişimcilik, rutin olan her şeyden
uzaklaşmak için kesintisiz bir değişim ve farklılaşma girişimidir. Çağımızı en iyi
65 Yasa, a.g.t., s. 37. 66 Tutar, a.g.e., s. 39. 67 Murat Çokgezen, Türkiye’de Devlet, Girişimcilik ve Yerel Kalkınma, İTO Yayınları, İstanbul, 2010, s.
19.
23
tanımlayan iki kavram, hız ve değişimdir. Hızın ve değişimin kesintisiz biçimde sürdüğü bir
ortamda, yaratıcı girişim kaçınılmazdır. Ürün veya hizmetin kalitesini arttırmak için Ar-Ge
faaliyetlerine özel önem vermek gerekmektedir. Çünkü Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmadan
yenilik yapmak mümkün gerçekçi görünmemektedir.68
Yaratıcı girişimcilik, pratikte olmayan bir şeyi ortaya çıkarma veya üretme sürecidir.
Yaratıcı girişimci aynı zamanda değer üreten kişidir. Yaratıcı girişimcilik ortaya konulan
yenilik, fark ve yeni oluşumları içerdiği için eşsiz ve özgün bir tavırdır. Yaratıcı
girişimcilik, yeni bir fikir veya buluş, ya da mevcut olan bir mal veya hizmetin dizayn,
fiyat, kalite gibi yönlerden iyileştirilip pazara sunulması anlamına da gelmektedir.69
Yaratıcılık, yeniliğin ortaya çıkması için gerekli fakat tek başına yeterli olmayan bir
koşuldur. Yenilik de değişim gibi hem bir süreç hem de bir sonuç olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bir süreç olarak yenilik, farkında olma, değerlendirme, uyum sağlama,
dağıtma ve ilerleme evrelerini içeren süreklilik ve döngüsellik olarak tanımlanmaktadır.
Yenilik süreci, mevcut politikaların, prosedürlerin, ürün çizgisinin ve hizmetlerin yeniden
geliştirilmesi ve düzenlenmesini kapsamaktadır. Bu yüzden yenilik süreci zorunlu olarak
değişim boyutunu da içerdiğinden, yenilik aynı zamanda belirli kriterleri karşılayan bir
değişim olarak da algılanmakladır.70
1.4.9. Takipçi Girişimcilik
Takipçi girişimcilik, piyasadaki gelişmeleri izlemekle yetinen, bu gelişmelere göre
davranan, yenilik yapan girişimcilerin yolundan gitmeyi içeren girişimcilik türü olarak
tanımlanmaktadır. Takipçi girişimciler araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunmak
yerine, yeni ürün veya hizmet modellerini kıyaslama yoluyla taklit etmeyi tercih
etmektedirler. Bu nedenle hiçbir zaman yenilikçi firmalar ile rekabet etme olanakları
bulunmamaktadır. Fakat her yenilikçi girişimci zamanın ruhunu okuyamadığı veya
yenilikçi ruhunu kaybettiği zaman, takipçi girişimci olma riski ile karşı karşıya
68 Paksoy, a.g.m., s. 116. 69 Cansız, a.g.t., s. 38. 70 Deborah Brezeal, The Genesis of Entrepreneurship, Entrepreneurship Theory and Practice, Newyork
Vol. 23, 1993, p. 37.
24
bulunmaktadır. Ayrıca takipçi girişimciliğe sahip şirket veya kişilerin uzun vadede ciddi
başarılar sağlamasının mümkün olmadığı bilinmektedir. 71
1.4.10. Sanal Girişimcilik
Sanal Dünya, bilgi ve iletişim teknolojileri üzerine kurulu bir Dünya’dır.
Bilgisayarların sanal ortamında kurulu olan sanal girişimcilik, en hızlı gelişen girişimcilik
türüdür. Otomotivden gayrimenkule, eğitimden sağlığa birçok alanda sanal girişimcilik
faaliyetleri ülkemizde ve tüm Dünya’da her geçen gün etkinliğini arttırmaktadır. İnternet
üzerinde açılan siteler aracılığıyla, müşterilere mal ve hizmet sunma şeklindeki sanal
girişimciliğin ülkemizde gittigidiyor.com, hepsiburada.com, sahibinden.com gibi başarılı
örnekleri bulunmaktadır.72
Sanal girişimciliğin, girişimci adaylarına sağladığı en önemli avantajlarından biri de
çok küçük sermayelerle yatırım yapılmasına imkan vermesidir. Yenilikçi fikrine güvenen
herkes sanal ortam sayesinde yatırım için gerekli finansal desteği, yurt içinden veya yurt
dışından bulabilmektedir.
71 Tutar, a.g.e., s. 44. 72 Paksoy, a.g.m., s. 118.
25
İKİNCİ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİK VE GELİŞİM AŞAMALARI
2.1. Türkiye’de Girişimciliğin Gelişim Aşamaları
Türk milletinin, Dünya’nın en büyük rekabet alanlarından biri olan Anadolu
topraklarını asırlardır elinde tutup yurt edinebilmesinin en büyük sebebi, Türk insanının
teşkilatçı yapısı ve ne olursa olsun devlet ve otorite kültürüne sahip olmasıdır. Osmanlı
döneminde askeri ve siyasi alandaki büyük başarılar ne yazık ki ekonomi ve bilim alanında
sağlanamamıştır. Bunun en büyük sebebi Türk insanının psikolojik ve kültürel alt yapısıdır.
Türk insanı, tarih boyunca en büyük şeref ve onuru cephede düşmana karşı cenk edip
milleti düşmanlara karşı korumak olarak görmüş ve askere gitmemeyi genel olarak, ancak
zayıf insanlara özgü bir durum gibi algılamıştır.73
Aileler çocuklarını bebeklik dönemlerinden itibaren aslında asker ruhu ile
yetiştirmişlerdir. Sayılan kültürel durumlardan dolayı Osmanlı döneminden itibaren
kurulmuş ve geçmişi 200 yıl olan Dünya ile rekabet edebilecek Türk markası, şirketi ne
yazık ki bulunmamaktadır. Aksine Anadolu topraklarında asli Türk unsurlar askeri alanda
istihdam edilirken, devlet içindeki azınlıklar ise bilinçli veya bilinçsiz olarak ticaret ve
ekonomik alanlara yönlendirilmişlerdir. Yapılan bu hatanın sıkıntıları özellikle
Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik alanda hissedilmiştir.74
Askeri alandaki başarılar özellikle ekonomik alanındaki başarılar ile desteklenirse
kalıcı olabilmektedirler. Bu yüzden Anadolu topraklarında girişimciliğe ve bunun
sonucunda şirketleşmeye, kurumsallaşmaya önem verilmelidir. Kalkınma, sadece kamu eli
ile değil karma ekonomik model benimsenerek özel şirketler ve kamu gücü bir araya
getirilerek gerçekleştirilmelidir. Kadim Anadolu ve Mezopotamya toprakları tarihi veriler
incelendiğinde, aslında girişimci ve yenilikçi ruha sahip insanlara asırlarca ev sahipliği
yaptığı görülmektedir. Lidyalılar tarafından ilk paranın icadı, ilk yazılı anlaşma Kadeş’in
yapılması, tekerleğin yük taşımacılığında kullanılması buna en güzel örneklerdendir.75
73 Taha Akyol, Mezhep ve Devlet, Doğan Yayıncılık, İstanbul, 2007, s. 77. 74 Tutar, a.g.e., s. 10. 75 Marangoz, a.g.e., s. 22.
26
Ancak bu sayılan tarihsel avantajlara rağmen sahip olunan genç nüfus, çağın
gerektiği şekilde eğitim alıp Dünya ile rekabet edecek hale gelmediği takdirde, sadece
girişimci ve yenilikçi ruha sahip olmak ekonomik alanda başarılı olmak için yeterli
olmayacağı anlaşılmaktadır. Örneğin Uluslararası Girişimcilik Endeksi’ne göre, 10 yetişkin
insan içinde şirket kuran kişi oranına bakıldığında Türkiye 29 ülkenin gerisinde olduğu
görülmektedir. Türkiye’de her 100 yetişkin içinde şirket kuran sayısı 4.6 olmasına karşın bu
sayı ABD’de 11.7, Güney Kore’de 15, Meksika’da 18.7’dir. Türkiye’nin yeterli kamu
kaynaklarına sahip olmaması, girişimcilere verilen kredi miktarını etkilemekte ve
Türkiye’de ki girişimci potansiyelinin tam olarak ortaya çıkmasına engel olmaktadır.76
Tarihsel olarak Anadolu toprakları girişimcilik açısından incelenmek istendiğinde,
bu süreci Osmanlı öncesi dönem, Osmanlı dönemi, 1923-1950 arasındaki tek partili dönem,
1950-1980 dönemi, 1980’den günümüze kadar olan dönem olmak üzere toplam altı döneme
ayırmak mümkündür.
2.1.1. Osmanlı Öncesi Dönemde Girişimcilik
Bu dönemde Anadolu topraklarındaki ekonomi Orta Asya toplumlarından beslenmiş
ve yükselişini Selçuklu Devleti ile sürdürmüştür. Geliştirilen üretim biçimleri,
sistemleştirilen ekonomik ilişkiler, çağına göre ileri düzeyde örgütlenmiş ve uzmanlaşmış
ekonomik yapı Osmanlı İmparatorluğu’na kadar ulaşmıştır. Selçuklu’da sanayi ve ticaret
hayatı ahilik ilkelerine dayalı olan esnaf birlikleri tarafından teşkilatlandırılmıştır. Ahi
kelimesinin kökeni Arapça’dır ve “kardeşim” anlamına gelmektedir. 1200’lerde Moğol
işgalinden Anadolu’ya kaçan esnaf ve sanatkârlar, yeni adım attıkları ülkede tutunabilmek
için birbirlerine kenetlenmiş ve sahip oldukları dayanışma, mesleki eğitim gibi değerleri
Anadolu’ya taşımışlardır.77
Ahilik teşkilatı sürdürülmekte olan her mesleğin içinde en dürüst ve saygıdeğer
olanlarından yaşça büyük olanın mesleğin öncüsü ve lideri olarak seçildiği bir teşkilattır. Bu
teşkilat Türklere özgü bir yapılanma olarak ortaya çıkmış, tüketicilerin korunması dahil
76 Sinan Afra, Dijital Pazarın Odak Noktası E-Ticaret, TÜSİAD Yayınları, İstanbul, 2016, s. 8-9. 77 Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, Dergah Yayınları, İstanbul, 2003, s. 108.
27
Türklerin Anadolu’da kök salması ve tutunmasında önemli bir rol oynamıştır.78 Fakat daha
sonraki dönemlerde Ahilik teşkilatına dayalı Türk girişimciliği, Sanayi Devrimi ve
sonrasında hızla artış gösteren kitle üretimi ve sosyo-ekonomik gelişmelere ayak
uydurmakta güçlük çektiği görülmüştür.79
Girişimcilik Osmanlı öncesi dönemde Anadolu topraklarında hak ettiği değeri
görememiştir. Bunun iki büyük sebebi olduğu değerlendirilmektedir. Birincisi kutsal İslam
dininin prensiplerinden biri olan “Bir lokma bir hırka” düşüncesinin yanlış
yorumlanmasıdır. Çünkü bu prensibin yanlış yorumlanması ile sermaye birikiminin
zorlaştığı ve Müslüman olmayan unsurların daha avantajlı konuma eriştiği görülmüştür.
İkincisi ise sosyolojik olarak Türklerin girişimcilik ve tüccarlığı savaşacak gücü olmayan
insanların ilgileneceği bir alan olarak görmesi ve girişimciliğin toplumdan yeteri kadar
teşvik görmemiş olmasıdır.
2.1.2. Osmanlı Döneminde Girişimcilik
Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik yapısını belirleyen birçok kurumun kökeni
Selçuklulara dayanmaktadır.80 Anadolu’da Selçuklu döneminden beri sanayi ve iç ticaret
kesimleri fütüvvet ve ahilik ilkelerine dayalı esnaf birlikleri tarafından teşkilatlanmıştır.
Fütüvvet, önceleri sadece cömertlik, misafirperverlik ve kahramanlık boyutlarına sahip
iken, zamanla islami ve tasavvufi derinlikler kazanmıştır. Türklerin Müslüman olmasından
sonra da ahi teşekküllerinin kurulmasında manevi ve fikri tabanı oluşturmuş, Türklere özgü
vasıflar kazanarak bu teşekküllerde yaşamıştır.81
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Müslüman Türklerin ticari hayattan uzak
oldukları bilinmektedir. Bu problemin değişik nedenleri olmakla beraber, İmparatorluğun
Sanayi Devriminden sonra Avrupa’ya yanaşma arzusu ile esnaf, tüccar ve sanayici gibi
üretken sınıflara toplum içinde fazla itibar edilmediği için, Türklerin çoğunlukla çiftçiliği,
78 Hakan Candan, “Osmanlı’dan Günümüze Girişimcilik Serüvenine Dair Bir Değerlendirme”,
Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü Dergisi, 2013, c. 2, S. 10, s. 161. 79 Adnan Çelik, Girişimcilik Kültürü ve Kobiler, Nobel Yayınları, Ankara, 1998, s. 26. 80 Tevfik Çavdar, Türkiye Ekonomisinin Tarihi 1900-1960, İmge Kitabevi, Ankara, 2003, s. 39. 81 Tabakoğlu, a.g.e., s. 109.
28
devlet memurluğunu veya askerlik mesleğini seçmesi başlıca sebepler olarak karşımıza
çıkmaktadır.82
O dönemde imparatorluktaki geleneksel sanayi, modern Avrupa sanayisi ile rekabet
edebilecek düzeyde değildi. Kapitülasyonların getirdiği değişikliklerden dolayı, yabancılar
ticari faaliyetler üzerinde idari ve hukuksal kontrollerini yapma hakkına sahipti. Avrupa
elçilerinin kendi vatandaşlarına sağladıkları koruma değişik ulusal kimlikli değişik ticari
grupların oluşmasına neden olmuştur. Bu gruplar daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun
son dönemlerinde Avrupa ile ekonomik ilişkilerinde önemli rol oynayan Levanten
topluluğunu oluşturmuştur.83
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, ekonomik girişimciler, Sanayi
Devriminden sonra batıyla daha sıkı ilişkide olan ve bilgi alışverişinde bulunan Yahudi,
Rum, İtalyan asıllı Türk vatandaşları idi. Bunlar genelde bankerler, ithalatçılar ve
tüccarlardır. İmparatorluk Döneminde bir başka girişimci tipi, askeri amaçlarla yapılan
işlerdir. Bu işlerin yabancı uzmanlar eli ile yürütülmüş olması, Osmanlı Paşa ailelerinden
gelip, bugün sanayici olarak adları sayılabilecek insanların sayısının hemen hemen yok
denecek kadar az olmasına neden olduğu görülmektedir.84
Bu süreci takiben Osmanlı Devleti sanayileşmenin gereğini 19. yüzyıl başlarında
fark etmiş, 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilanının ülke genelinde sağladığı özgürlük alanı
ile birlikte hem ticaret hem sanayi sektöründe canlanma yaşanmıştır. 1908-1918 döneminde
kurulan şirket sayısı 23685 iken, sadece 1914-1918 yılları arasında toplam 123 şirket
kurulmuştur. Şirketlerin toplam sermayesi içindeki milli payı 1908 yılında %3 iken, 1918
yılında %38’e çıkmıştır.86
Osmanlı Devletinde 1849-1910 yılları arasında kurulan şirketleri inceleyen bir
çalışmada yabancı şirketlerin büyük bir bölümünün ulaştırmadan, şehir suyu üretiminin eve
82 Elif Sinanoğlu Koç, ‘‘Kadın Girişimciler Kavramı ve Serbest Meslek Mensubu Kadın Girişimcilere
İlişkin Konya İlinde Uygulamalı Bir Araştırma’’, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya, 2005, s. 24. 83 Akpınar, a.g.e., s. 20. 84 Semra Arıkan, Girişimcilik, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2002, s. 13. 85 Birol Çetin-Osman Çevil, Cumhuriyet Dönemi Şirketleşme Tarihi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2005, s.
14. 86 Suat Oktar-Arzu Varlı, ‘‘İttihat ve Terakki Dönemi’nin Ulusal Bankası: Osmanlı İtibar-ı Milli
Bankası’’, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, c. 12, S. 2, s. 5.
29
dağıtımına kadar kentsel kamu hizmetini ürettiği ve İstanbul, İzmir, Selanik ve Beyrut gibi
yabancı sermaye ile yakın ilişkinin kurulu olduğu Osmanlı kentlerinde bulunduğu tespit
edilmiştir. Kurulmuş şirketler arasında önemli boyutlarda sanayi ile uğraşan şirketlere
rastlanılmamıştır. Şirketlerin büyük bir bölümü üretimde bulunmaktan çok dış talebi
hızlandıran bir role sahip olduğu anlaşılmaktadır.87
Sanayiyi güçlendirmek için 1913 yılında ‘‘Teşvik-i Sanayi Kanunu’’ çıkarılmıştır.
Bu kanun kapsamında sanayicilere, arazi verme, vergi muafiyeti tanıma, taşıma indirimleri
uygulama, üretim primi verme ve üretimin devletçe satın alınması gibi teşvikler
sağlanmıştır. Kanunun çıkarılmasının amacı vatandaşın elinde sermaye birikmesini
sağlayarak sanayileşmeyi hızlandırmaktır.88
Ancak ne yazık ki devlet yönetiminde yapılan büyük hatalar, toplumun eğitimsiz
oluşu, aralıksız süren siyasi istikrarsızlıklar, iç isyanlar, dışarıda Osmanlı’nın bölünmesi
için süper güçlerin ittifak etmesi, uzun süren savaşlar ve özelliklede 1. Dünya Savaşı ile
eldeki bütün milli güç unsurlarının adeta tükenme noktasına gelmesi gibi sebepler istenen
sanayi atılımının gerçekleşmesine engel olduğu görülmektedir. Yine bu dönemde devletin
kurtuluşu için doğru hamleler yapılmış olsa da bu çabaların çoğunun geç ve yetersiz
oldukları anlaşılmaktadır.89
Trakya bölgesindeki 264 işletmeden 22’si devlete ait olup devlet işletmelerinin
üretim içindeki payının ancak %2 olduğu görülmektedir. Bu rakamlara göre Osmanlı
sanayisinde devletin sahip olduğu payın etkisiz ve önemsiz olduğu anlaşılmaktadır. Bu
dönemde imalat etkinliklerinde bulunan işletmelerin sahipleri genellikle gerçek anlamda
şirketler değil, daha çok özel kişiler olduğu bilinmektedir.90 1915 sayımına göre Osmanlı
sanayisinde Türkler %15 oranında yer tutarken, Rumlar sırasıyla %50 ve %60, Ermeniler
%20 ve %18 ve Yahudiler de %95 ve %10 oranında bir paya sahip olduğu görülmektedir.91
87 Ali Yasin Kalabak, “Osmanlı’nın Son Döneminin Sosyo Ekonomik Buhranları ve Mali Emperyalizm”,
Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2014, c.
7, S. 27, s. 311-312. 88 Saliha Emre, “Girişimcilik Kültürü Boyutlarının Malatya Uygulaması’’, İnönü Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Malatya, 2007, s. 105. 89 Tutar, a.g.e., s. 11. 90 Kongar, a.g.e., s. 346. 91 Rıdvan Karluk, Cumhuriyet’in İlanından Günümüze Türkiye’nin Ekonomisi’nde Yapısal Dönüşüm,
Beta Basım Yayım, İstanbul, 2004, s. 208.
30
Osmanlı döneminde girişimciliğin gelmiş olduğu seviyenin değerlendirilebilmesi
için 1915 yılı verilerine göre Osmanlı İmparatorluğu’nun sahip olduğu sanayi gücü Tablo
2.1’de verilmiştir.92
Tablo 2.1. Osmanlı Sanayisinin Genel Durumu
Kaynak: Kongar, 1978: 254.
1921 yılında Ankara Hükümeti’nin denetimi altında olmayan ve ülke sanayisinin
önemli bir bölümünün yoğunlaşmış olduğu İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana illeri dışında
bir bölgede sanayi sayımında bulunulmuştur. Bu sayıma göre sanayi kesiminde istihdam
edilen toplam 76.216 kişinin %46.34’ünü kapsayan 35.316 kişinin dokuma üretiminde
istihdam edildiği anlaşılmıştır. Başta İstanbul olmak üzere ülkenin batısındaki bir kaç kentte
yoğunlaşan sınırlı sayıdaki sanayi işletmesi dışında 1921 sanayi sayımına konu olan ve
ortalama 2-3 kişinin istihdam edildiği anlaşılan otuz binin üzerindeki küçük işletmenin
92 Emre Kongar, İmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Cem Yayınevi, İstanbul,
1978, s. 254.
Sanayi Dalı Kuruluş Sayısı Çalışan Kişi Sayısı
Gıda Sanayi 239 81.000
Toprak Sanayi 32 10.000
Debagat 21 20.000
Tahta Sanayi 29 10.000
Tekstil Sanayi 131 92.000
Matbaacılık, Kırtasiye 61 15.000
Kimya Sanayi 18 20.000
Madeni Eşya Sanayi 34 15.000
Deniz Tezgahları,
Demiryolu Atölyeleri 17 68.000
Suriye’de En az 10 Kişi
Çalıştıran Kuruluşlar. 250 90.000
Toplam 832 421.000
31
sanayi işletmesi niteliğine sahip olmadığı, bunların daha çok evlerde üretim yapan küçük
aile işletmeleri olduğu anlaşılmaktadır.93
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri siyasi alanda olduğu gibi ekonomik
alanda da çözüm arayışları içerisinde geçmiştir. Bu dönemlerde Osmanlı kendi devlet yapısı
ve inancına bağlı olan uygulamaları devam ettirerek, modernleşme çabası içine girmiştir.
Ancak bu yaklaşım tarzı sonu olmayan bir belirsizlik sürecine dönüşmüştür. Bu nedenle
devlet ile piyasa arasındaki ilişki belirsizlik ve güvensizlik içerisinde, İmparatorluğun son
dönemlerine kadar devam etmiştir.94
2.1.3. 1923-1950 Arasındaki Tek Partili Dönemde Girişimcilik
Mustafa Kemal Paşa 1923 yılında dört bir tarafı işgal edilmiş İmparatorluktan yeni
ve bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurmuştur. Devlet kurulurken o dönemin en
büyük işgal orduları dize getirilmiş ve tüm esir, mazlum milletlere örnek olunmuştur. 1.
Dünya Savaşı ile birlikte başta eğitimli nüfusu, ekonomik kaynakları olmak üzere Anadolu
adeta her şeyi ile tükenme noktasına gelmiştir. Atatürk askeri başarıların ancak ekonomik
başarılar ile desteklendiğinde anlamı olacağını bildiği için süratle ülkeyi ekonomik olarak
ayağa kaldıracak olan Milli İktisat Kongrelerini düzenlemiştir.95
Bu maksatla daha Cumhuriyet ilan edilmeden, 17 Şubat 1923’te bağımsız
ekonomiye geçiş için alınacak iktisadi tedbirleri görüşmek ve tartışmak üzere Türkiye
İktisat Kongresi toplanmıştır.96 Bu kongre İktisat Vekaleti’nin tertip ve daveti üzerine
yapılmış olup Türkiye’deki ekonomi ile ilgili bütün grup ve kişiler burada bir araya
getirilmiştir. Bu kongreye toplam 1135 kişilik bir grup katılmış olup grubu daha çok tarım,
işçi ve tüccarların oluşturduğu görülmektedir.97
İktisat Kongresi başlıca iki amacı gerçekleştirmek için toplanmıştır. Birinci amaç
tüccar, çiftçi, sanayici ve işçi kesimlerinin kendilerine özgü sorun ve isteklerini bir bütünlük
içinde belirlemesi ve bu isteklerin siyasal yönetim tarafından bilinmesinin sağlaması olup,
93 Kalabak, a.g.m., s. 315-316. 94 Karluk, a.g.e., s. 56-57. 95 Kongar, a.g.e., s. 157. 96 Erdinç Tokgöz, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi, İmaj Yayınevi, Ankara, 2004, s. 43. 97 Afet İnan, Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyetinin Birinci Sanayi Planı 1933, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara, 1972, s. 9.
32
ikinci amaç ise yabancı sermaye çevrelerine ekonominin gelecekte alacağı biçimi ya da
niteliği açıklamak olmuştur. Bir başka açıdan bakıldığında ise kongre ile Cumhuriyetin
müstakbel yönetici kadrosunun iç ve dış sermaye kesimlerine güvence vermek istediği
anlaşılmaktadır.98
Bu dönemde Kırım’dan, Makedonya’dan, Arap ülkelerinden ve Asya’nın diğer
yörelerinden gelen göçmen Türkler, edindikleri üretim kültürünü Türkiye’ye taşımışlardır.
Örneğin tarım makinelerinin üretiminde, Tatar asıllı Türklerin, Kırım yöresinden
getirdikleri pulluk ve orak makinelerinin payı büyük olmuştur.99
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında ülke içerisinde ciddi bir sermaye eksikliği
olduğu için kalkınma daha çok devlet eli ile gerçekleştirilmiştir. Bu döneme Türk üretim ve
sanayisi için emekleme dönemi de denebilir. Yine bu dönemde özellikle okumuş eğitimli
nüfus sıkıntısı olduğu için ilk girişimciler devlette çalışan bürokratlar olmuştur.100
Atatürk Türk girişimcilerin kaynak ihtiyacını sağlamak için zamanın şartlarına göre
150.000 TL gibi küçük bir bütçe ile ilk Mili bankamız olan İş Bankasını Celal Bayar’ı
başına getirterek 1924’te faaliyete geçmesini sağlamıştır. Ardından 1925 yılında Sanayi ve
Maadin Bankasının kurulmasıyla sanayiyi destekleyici kredi sağlanması amaçlanmıştır.
Çiftçi kesiminin de isteklerine uyularak devlet bütçesine yaklaşık %30 gelir sağlayan Aşar
Vergisi yürürlükten kaldırılmıştır.101
Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk sanayileşmede mümkün olduğu kadar özel
sektöründe rol almasını istiyordu bu maksatla 5 Nisan 1925’de, çıkarılan 601 sayılı yasa ile
şeker sanayisine yatırım yapacak özel girişimcilere önemli ayrıcalıklar sağlanmıştır.102
Ekonomide sanayide yabancı tekelinin kırılması için 1927 yılında Teşvik-i Sanayi
Kanunu çıkarılmış ve yerli yatırımcıların cesaretlendirilmesi amaçlanmıştır. Çıkarılan bu
yasa ile hükümet sanayi kuruluşlar için gerekli arsayı belli koşullar altında parasız verecek,
vergi ayrıcalıkları sağlayacak, sınai kuruluşlar için gerekli makine-teçhizat gümrük
98 Yakup Kepenek-Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2001, s. 33. 99 Feruzahon Abdullaeva‘‘Öğrencilerin Girişimcilik Özellikleri ve İş Değerleri’’, Sakarya Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Sakarya, 2007, s. 79. 100 Yaşar Baytal, ‘‘Demokrat Parti Dönemi Ekonomi Politikaları (1950-1957)’’, Ankara Üniversitesi Türk
İnkilap Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2007, S.40. s. 547. 101 Kongar, a.g.e, s. 158-159. 102 Karluk, a.g.e., s. 209.
33
vergisinden muaf olacak, sanayicilerin kullandıkları temel maddeler, ara malları ve mamül
ürünler demiryollarında ucuz tarife ile taşınacak, kamu tekelindeki mallar bu kuruluşlara
ucuza satılacak, hükümet ve kamu kuruluşları, bazı koşullarda, yerli sanayi ürünlerini
ithalattan %10 daha pahalı da olsalar tercihen satın alacaklardı. Yasa, bu sayılanların
dışında daha birçok teşvik önlemlerine yer vermekte olup bu dönem için oldukça iyi şartları
taşıyan iyi bir teşvik programı olduğu görülmektedir103
Özel sektöre verilen bu teşvikler Anadolu’da istenen sıçramayı
gerçekleştirememiştir. Bunun birçok sebebi olmakla beraber en önemli nedenleri savaş
sonrasında devletin ve müteşebbislerin ekonomik olarak tükenme seviyesine gelmesi,
nüfusun eğitimsiz olması, altyapı eksiklikleri ve iç siyasi karışıklar olmasıdır. Yine bu
dönemde 1929 yılında ABD’de ekonomik kriz çıkmış ve bütün Dünya ile birlikte Türkiye
ekonomisini de olumsuz etkilenmiştir.104
1927 Sanayi Sayımı, 1923-1930 döneminin ekonomik yapısını ortaya koymuştur.
Sayım kapsamına 65.000 dolayında işletme girmiştir. Bunların çeşitli sanayi kollarına göre
dağılımı ise şöyledir;
%43.59’u Tarım Sanayi
%23.83’ü Dokuma Sanayi
%22.61’i Madencilik, maden işletme vb. sanayilerdir.
Sanayide (1927 sayımı) 256.855 kişi çalışmaktadır. İşletmelerin %35.74’ü tek
kişilik, %35.76’sı da 2-3 kişiliktir. 5 kişiden daha fazla çalıştıran işletmelerin oranı ise
%0.23’tür.105
Bu dönemde ekonomide temel yaklaşım, özel kesimi yaratmak ve korumak olduğu
için, devletçiliği de kapsayan bir biçimde, bütün ekonomik etkinlikler, temelde özel
girişimcileri desteklemeye yönelmiştir. Devletçiliğin ardında yatan amaç ise, içinde özel
kesimin egemen rol oynayacağı bir ekonominin gelişmesini sağlamak olmuştur.106
103 Korkut Boratav, 75 Yılda Çarklardan Chip’lere, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 1999, s. 2. 104 Çavdar, a.g.e., s. 160. 105 Çavdar, a.g.e., s. 180. 106 Kongar, a.g.e., s. 261.
34
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarındaki iktisadi ortam ve hakim iktisadi
düşünce, yetkilileri ciddi ölçüde etkilemiş görünmektedir. Büyük Buhran yıllarında özel
sektöre güven zayıflamış, Dünya devletleri daha temkinli adımlar atma yoluna gitmişlerdir.
Bu dönemde Keynes’in müdahalecilik anlayışı etkili olmuş ve iktisat politikalarında
devletlerin üstünlüğü hissedilmiştir. Türkiye içinde de sermaye yoksunluğu ve girişimci
sınıf eksikliği, devletin ekonomik hayat içindeki etkinliğinin artmasına sebep olmuştur.
1930 sonrası Türkiye’yi yöneten kişiler, devlet eliyle ekonominin kalkınacağını öngörmüş,
hatta o yıllarda kapitalist Dünya sisteminin gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler arasındaki
işbirliğini nasıl yönlendirdiğini de keşfederek, buhranın az gelişmiş ülkeler için bir
sanayileşme fırsatı olduğunu düşünmüşlerdir.107
Bu dönem içerisinde devlet özel sektörü oluşturup, onun eli ile kalkınmaya önem
vermek istemiştir. Ancak şartlar yapılan yatırımların çoğunun devlet eli ile yapılmasını
zorunlu kılmıştır.
Sümerbank, Etibank gibi devlet kuruluşları bu dönemde doğmuş başarılı
girişimlerdir. Bu kuruluşlarda yönetici, mühendis ve sanayinin gerektirdiği nitelikli
elemanlar yetiştirilmiştir.108 Sanayi ve Maadin Bankası 1925 yılında kurulmuş olup bu
banka 7 yıl içerisinde Hereke, Feshane, Bakırköy Mensucat, Beykoz Deri ve Kundura,
Uşak Şeker ve Tosya Çeltik Fabrikalarını kurmuş veya kontrolü altına almıştır. Ayrıca
Bünyan ve Isparta İplik, Maraş Çeltik, Malatya ve Aksaray Elektrik, Kütahya Çini
fabrikalarına da ortak olmuştur. Sümerbank 1939’a kadar 17 yeni fabrika kurmuş ve farklı
ekonomik alanlarda ortaklıklar kurmayı başarmıştır. Etibank ise 1935 yılında kurulmuş olup
madencilik alanına yatırımlar yaparak yurt genelinde modern maden işletmelerinin faaliyet
göstermesine katkı sağlamıştır.109
1933 yılında hazırlanan ve 17 Nisan 1934’de kabul edilerek uygulamaya başlanan
1’inci Beş Yıllık Sanayi Planı ile devlet iktisadi hayata doğrudan girerek devlet
işletmeciliğine başlamış ve ülke genelinde planlı sanayileşmeye geçilmiştir.110
107 Yasa, a.g.t., s. 140. 108 Koç, a.g.t., s. 28. 109 Metin Aydoğan, Türkiye Üzerine Notlar 1923-2005, Umay Yayınları, İzmir, 2005, s. 87. 110 Ali Coşkun, ‘‘Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Türkiye Ekonomisi”, Atatürkçü Düşünce Dergisi, 2003, S.
4, s. 76.
35
Tablo 2.2’de görüldüğü üzere, sanayi planı çok hızlı bir tempoda uygulanmaya
koyulmuş, iki yıl içinde 10’dan fazla büyük fabrikanın temelleri atılmış, bu fabrikalara
nitelikli eleman yetiştirilmiş ve fabrikalar temel atıldıktan iki, üç yıl gibi kısa süreler içinde
üretime başlamışlardır.111
Tablo 2.2. Cumhuriyetin İlk Yıllarında Üretim Yapan Kuruluşlar
Kaynak: Yenal, 2003: 71.
Öngörülen amaçların bütünüyle gerçekleştirilememesine karşın, Beş Yıllık Sanayi
Planı döneminde, yabancı işletmelerin ulusallaştırılması işlemi başlamış ve devam etmiştir.
1938 ile 1944 arasında bedelleri ödenerek, yirmi kadar yabancı işletme millileştirilip, Beş
Yıllık Sanayi Planı’nın özel kesime dayalı ve gelişen ulusal ekonomiye sahip olma hedefi
için önemli adımlar atılmıştır.112
1938’de İktisadi Devlet Teşekkülleri Kanunu ile sanayide ilk kurumlaşma hedefleri
gerçekleştirilmiş ve ülkemizin kendi sermaye birikimini yaparak bu sermayeyi büyütebilen
bir ekonomi haline gelmesi sağlanmıştır.113
İkinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı 1940 yılında uygulamaya konulmak üzere
hazırlanmıştır. Plan, korumacı nitelikte bir dış ticaret politikası ile birlikte, daha ara ve
111 Oktay Yenal, Cumhuriyet’in İktisat Tarihi, Homer Yayınevi, İstanbul, 2003, s. 70-71. 112 Kongar, a.g.e., s. 353. 113 Bilsay Kuruç, Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1987, s. 121-122.
Kuruluş Üretime Açılma Tarihi
Bakırköy Bez Fabrikası 13 Ağustos 1934
Kayseri Bez Fabrikası 16 Eylül 1935
Paşabahçe Cam Fabrikası 29 Kasım 1935
İzmit Kağıt Fabrikası 18 Nisan 1936
Konya-Ereğli Bez Fabrikası 4 Nisan 1937
Nazilli Basma Fabrikası 9 Ekim 1937
Gemlik Suni İpek Fabrikası 1 Şubat 1938
36
yatırım malları üretiminde yoğunlaşan ithal ikameci bir sanayileşme politikasının
belirleyiciliğinde oluşturulmuştur. Planda madenlerin ve hammaddenin ilk (ham) haliyle
değil, işlenmiş olarak ihracı öngörülmekte, ağır sanayiye ilişkin projelere yer verilmekte,
bunun içinde düşük maliyetli enerji ve çevirici güç öncelikler arasında yer almaktadır. Yine
bahsedilen yıllar aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllar olduğu için bu projeler
gerçekleştirilememiştir. Kaynak eksikliği için çok tartışılacak bir kararla Varlık Vergisi
uygulamaya konulmuştur.114
1947 yılında yapılan İktisadi Kalkınma Planı ile tarım, haberleşme, sulama, enerji,
demir, çelik, çimento, maden ve sanayi alanları temel etkinlik noktaları olarak kabul
edilmiştir. Bu dönemde ülkemizdeki girişimcilerin faaliyet göstermek istedikleri veya
isteyecekleri sahalarda rahat ve emniyet içinde hareket etmelerinin sağlaması
amaçlanmıştır. Bu yaklaşım 1950’lerden sonraki dönemde çok daha kesin bir biçimde
ortaya çıkmıştır.115
2.1.4. 1950-1980 Arası Dönemde Girişimcilik
Cumhuriyet dönemi incelendiğinde demokrasi tam olarak kurumsallaşamadığı için
ülkenin sanayisi ve ekonomik hayatı siyasi gelişmeler ile doğru orantılı olmuştur. Bu
dönemde siyasi gelişmeler ülke ekonomisini derinden etkilemiştir. Siyasi istikrarın olduğu
dönemlerde ekonomi adeta coşmuş ve yüksek büyüme oranları yakalanmıştır. Ne yazık ki
ülkemizdeki tasarruf oranlarının düşük olması ve yerli büyük enerji kaynakların sahip
olunmadığı için büyük projeler dış yatırımlar veya yardımlar eli ile gerçekleştirilebilmiştir.
Siyasi karmaşanın olduğu dönemlerde dış yatırımlarda bıçak gibi kesilmiş ve projelerin
bitirilmesi zaman almıştır. Tüm bu gecikmeler gelişmiş yani Dünya’nın birinci lig ülkeleri
Türkiye’nin arasını açmıştır.116 1950-1980 döneminde siyasi istikrarsızlıklar ülkemizde
eksik olmamıştır. Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1950 yılından ekonomik istikrar
önlemlerinin yürürlüğe girdiği 1958’e kadar, ülkedeki toplam yatırımların ortalama %21’i
sanayi sektörüne ayrılmıştır.117
114 Boratav, a.g.e., s. 7. 115 Kongar, a.g.e., s. 356-357. 116 Kuruç, a.g.e., s. 100. 117 Karluk, a.g.e., s. 219.
37
Bu dönem içinde Liberal iktisat politikasını savunan hükümetlerin uyguladığı
başlıca politikalar, özel sektörü geliştirmek, devletin özel sektörün yatırım yapmayacağı
alanlara yatırım yapmasını sağlamak, dış kaynak ve kredileri geniş ölçüde özel kesimin
yararlanmasını sağlayacak şekilde yönlendirmek olmuştur.118
1950 sonrası, Türkiye’nin ekonomik anlamda yeni bir yapıya kavuşması bakımından
önem taşımaktadır. Bu dönemde, hızlı ekonomik kalkınma gayreti, beraberinde bütün
sektörleri kapsayan ve sanayinin ağırlık kazandığı bir plan ve program fikrine götürmüştür.
Özel girişimin sanayideki payının %70’e çıkması ise bu dönemde görülen bir diğer kayda
değer gelişmedir. 119
1951’de faaliyete geçen Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, özel sektörde orta ve uzun
vadeli sanayi yatırım kredisi vermek, ithal girdileri için döviz ve teknik yardım sağlamak
için kurulmuştur. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası 1960 yılına dek ithal ikamesi
stratejisinde uygun olarak ve daha çok tüketim malları üreten sınai işletmelerine destek
sağlamıştır. Özel sektörün yoğun biçimde tekstil, inşaat malzemeleri, gıda ve demir dışı
metal endüstrileri alanına girmesinde bu bankanın büyük katkısı olmuştur. 1980 yılına dek
piyasanın en büyük tekstil firması olan Sabancı ve Sapmaz aileleri tarafından 1953 yılında
kurulan Güney Sanayi bu bankanın desteği ile doğmuştur.120
1954 yılından itibaren gerek dış ticarette gerek tarım sektöründe meydana gelen
tıkanmalar sonucunda tarıma ve dış ticarete dayalı sanayileşme politikası terk edilerek,
yerine sanayileşmeye öncelik veren korumacı, ithal ikamesine yönelik politikalar tercih
edilmiştir. Türkiye bu dönemden itibaren iç pazara yönelik, tüketim malları üretimi ön
plana çıkaran bir ithal ikameci sanayileşme sürecinde yol almaya başlamıştır.121
1950-1960 yılları arasında ülkede yaşanan kısmi özgürlükler ile beraber
girişimcilerin de toplam ekonomik ve sanayi hayatındaki ağırlıkları artmaya başlamıştır.
118 Adil Temel-Ercan Boyar-Şeref Saygılı,‘‘Türk Ekonomisinde Yapısal Değişim (1946-1999)’’,
Devlet Planlama Teşkilatı Planlama Dergisi, 2012, Özel sayısı, s. 49-50. 119 Deniz Börü, “Girişimcilik Eğilimi-Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Üzerine Bir Araştırma’’
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, c. 35, S. 12, s. 225-226. 120 Erdinç Tokgöz, a.g.e., s. 144. 121 Nadir Eroğlu, Türkiye’de İktisat Politikalarının Gelişimi 1923-2003, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2004, s.
45.
38
1958 yılına gelindiğinde ithal edilen malların maliyeti yüksek gösterilerek döviz
kaçakçılığı yapılıp, ithal ve yerli sınai mallar kıtlık nedeniyle anormal kar ile satılmaya
başlanmıştır. Vergi kaçakçılığı, kayıt dışı ekonomi büyük boyutlara ulaşmış ve 1958 yılı
ortasında ekonomi dış kredi alamadığı için ithalat yapamaz hale gelmiştir. Bu dönemde
yatırımlar durmuş, mevcut tesisler ithal girdilerini temin edemediği için çalışamaz olmuş,
mal kıtlıkları yaygınlaşmış, işsizlik artmış ve enflasyon kontrol edilemez hale gelmiştir.122
Bu olumsuz gelişmelerin sonucunda Türk ekonomisi derinden sarsılmıştır. 1946
devalüasyonundan 12 yıl sonra 4 Ağustos 1958’de %320 oranında devalüasyon yapılmak
zorunda kalınmış ve bu, doları TL karşısında 2.80 liradan 9 liraya yükseltmiştir.123
1957-1958 uygulanması düşünülen ancak 1963 yılında başlayan Planlı Kalkınma ile
Kalkınma Planları ve Programları geliştirilmiştir. Bu planlarda, küçük ve orta ölçekli
işletmeleri ve girişimciliği teşvik edici önlemler alınmıştır.124
Planlama döneminde Vehbi Koç’un iki öncü sınai girişimi gerçekleşmiştir. Birincisi
Siemens ile ortaklaşa kurduğu kablo fabrikası (1964), ikincisi ise ilk Türk binek otomobili
Anadol’un üretildiği Otosan tesisleridir.125
1960-1970 yılları arası dönem, özel girişimciliğin gelişme gösterdiği bir dönem
olarak görülmektedir. Bu dönemde ticaret ve tarımdan sanayi sektörüne geçişler devam
etmiştir. Ayrıca bu dönemde çoğu yurt dışında yüksek öğrenim görmüş gençlerin önceki
kuşaklardaki tüccar zihniyetini aşmaya çalışarak sanayi sürecine dahil oldukları
görülmüştür. Bu dönemin temel özelliği üretim artışı sağlanırken, yatırımın diğer boyutu
olan verimlilik, kalite, yönetim felsefesi, rekabetçi fiyat gibi konularda istenilen performans
gösterilememiştir.126
1970-1980 yılları asında ülkenin siyasi hayatına paralel olarak ekonomik hayatta da
büyük çalkantılar olmuş ve Türk girişimcilerde bundan olumsuz olarak etkilenmiştir.
122 Tokgöz a.g.e., s. 152. 123 Zübeyir Turan, “Dünyadaki ve Türkiye’deki Krizlerin Ortaya Çıkış Nedenleri ve Ekonomik
Kalkınmaya Etkisi”, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2011, c. 4, S. 1, s. 64. 124 Börü. a.g.m., s. 228. 125 Tokgöz, a.g.e., s. 176. 126 Bülent Açma, Girişimcilik, Lisans Yayınları, İstanbul, 2007, s. 15.
39
Siyasal ve toplumsal açıdan büyük çalkantıların (iki askeri darbe, iki reform
hükümeti, koalisyon hükümetleri, şiddet olaylarında tırmanış, Kıbrıs Barış Harekatı, 1’inci
ve 2’inci petrol şoku gibi) meydana geldiği dönemler, girişimciliğin artması ve ticaretin
yaygınlaşması için gerekli olan istikrar ve güven ortamını tamamen ortadan kalktığı
dönemler olmuştur. Bu dönemlerde aynı zamanda toplumsal hareketliliğin arttığı,
sermayeye karşı güç birliğine gidildiği dönemler olmuştur.127
1950-1980 döneminde Türkiye gereksiz iç çekişmelerle enerjisini tüketmiştir.
Bilindiği gibi yatırımlar, ekonomik kalkınma ve girişimcilik ancak bireylerin kendilerini
güvende hissettikleri ortamlarda gelişme sağlayabilmektedir. Ülkemizde büyük asayiş
sıkıntılarının yaşandığı 1970 ve 1980’li yıllarda Dünya’nın süper güçleri yeni bir alan
tanımlaması ile rekabeti uzaya taşımış ve kendi insanlarının refah düzeyini arttırmışlardır.
Bahsedilen bu ülkeler ile Türkiye arasındaki ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişmişlik
mesafeleri hala kapatılabilmiş değildir.128
2.1.5. 1980 ve Sonrası Girişimcilik
1980’ler girişimcilik açısından önemli gelişmelerin kaydedildiği ve Türkiye
ekonomisinin miladı kabul edilen yıllardır.129 Türkiye’nin ithalatında önemli bir kalem olan
petrol fiyatının yükselmesi döviz ihtiyacını önemli ölçüde arttırırken buna birde dış
borçlanmada karşılaşılan sorunlar eklenince, Türkiye üretimde kullandığı girdilerini ithal
edememeye başlamış, temel mallarda ortaya çıkan kıtlıklar ise karaborsa ve kuyrukları
doğurmuştur.130
Bu dar boğazı genişletmek amacıyla, 24 Ocak 1980 tarihinde ekonomide köklü
dönüşümleri amaçlayan bir istikrar programı yürürlüğe konmuştur. Tarihte 24 Ocak
kararları olarak bilinen Program ile adeta zihniyet değişimi yaşanmıştır. Artık yeni
dönemde Türkiye ihracat odaklı ekonomi modeli benimsenmiş, Dünya ile hem temas
halinde hem de Dünya’ya açık bir ekonomi haline gelmiştir. Şüphesiz bu yeni dönemin en
127 Açma, a.g.e., s. 16. 128 Eroğlu, a.g.e., s. 145. 129 Akpınar, a.g.e., s. 25. 130 Eroğlu, a.g.e., s. 49.
40
büyük kazanımı yerli girişimcilerin Dünya ile rekabet etmesi ve küresel düşünmesini
öğrenmesi olmuştur.131
Özellikle Türk toplumunun girişimciliğe bir meslek olarak bakışındaki soğuk
yaklaşım, 1980’lerin başında Özal döneminin girişimciliği teşvik eden yaklaşımı ile
yumuşamış, yeni ve başarılı girişimcilerin sayısı artmaya başlamıştır. Bu strateji
değişikliğine paralel olarak serbest piyasa ekonomisi sistemini ve bu sistemin en önemli
aktörleri durumunda olan girişimciliği ve özellikle ihracata yönelik girişimciliği destekleme
programı devreye sokulmuştur.132
Bu program ile özel sektörün öncülük ettiği, uluslararası rekabet ortamına uygun,
dinamik bir ekonomik yapı yaratmak için kambiyo rejimini önemli ölçüde serbestleştiren,
ithalatta liberasyonu arttıran, ihracatı desteklemeye öncelik veren ve yabancı sermayeye
kolaylıklar sağlayan politikalar uygulanmaya çalışılmıştır.133
Bu dönemde üretimi ve ihracatı arttırmak için kamu tarafından verilen teşviklerin
önemli bir kısmı, kanunlara aykırı olarak elde edilmiş, amacına ulaşamamış veya sebepsiz
zenginleşmelere de neden olmuştur.134
Özellikle 1984’den sonra ithalatın serbest bırakılması, kaçakçılığı büyük ölçüde
engelleyerek haksız rekabeti ortadan kaldırmış ve yabancı sermaye girişleri üzerinde
olumlu bir etki yaratmıştır. Ayrıca bu ithalat politikası ile sanayinin dinamik
karşılaştırılmalı üstünlükler teorisi içinde yeniden yapılanmasını sağlamıştır.
Sanayileşmede, özel girişimciliğe önem verilmiş, bazı üretim alanlarında (sigara, çay)
devlet tekelleri kaldırılmış, piyasa şartları ön plana çıkarılmış, verimsiz KİT’lerin
özelleştirilmesi ciddi olarak gündeme gelmiş, Türk ekonomisinin ve sanayisinin dışa
açılması ve Dünya ekonomisine entegre olması için gerekli olan uygulamalara hız
verilmiştir.135
131 Karluk, a.g.e. s. 224. 132 Tamer Müftüoğlu, Girişimcilik, Anadolu Üniversitesi Web-Ofset Tesisleri, Eskişehir, 2010, s. 163. 133 Funda Özbey, Türk Sanayileşme Sürecinde Bütünleştirilmiş Strateji, İmaj Yayınevi, İstanbul, 2004, s.
6. 134 Özlem Eştürk, ‘‘Türkiye’de liberalizm: 1983-1989 Turgut Özal Dönemi Örneği’’, Mustafa Kemal
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Hatay, 2006, s. 79. 135 Karluk, a.g.e. s. 224.
41
Yine bu dönemde özel girişimciler Anadolu Kaplanları olarak, Çorum, Denizli,
Kayseri, Gaziantep, Bursa, Konya, Eskişehir gibi illerde yeni imalat sanayi merkezleri
kurmuşlardır.136 Türk insanı bu gelişmeler ile kendine güven duygusunun tadına varmış ve
zaman içerisinde iniş ve çıkışlar yaşansa da bu yıllara ait başarılar sonraki dönemde Türk
girişimcilerin önünü açmıştır.
1990’lı yıllarda girişimcilik konusunda oldukça olumlu gelişmeler kaydedilmiştir.
1980 sonrası uygulanan yoğun piyasa ekonomisi ve buna bağlı gelişen girişimcilik
ortamında, Türk insanının girişimci olarak başaralı olabileceği fikri kabul görmeye
başlamıştır.137
Yaşanan ekonomik krizler Türk girişimcisini daha esnek hale getirmiştir. 5 Nisan
1994 krizinin atlatılması buna güzel bir örnek olup krizin yaraları hızlı bir şekilde
sarılmıştır. 5 Nisan 1994 İstikrar programı ile devletin ekonomiden biraz daha çekilerek
gözetici, denetleyici ve standart koyucu asli işlevlerine yönelmesi öngörülmüştür. Bu
kapsamda rekabetin korunmasına, tüketicinin korunmasına, fikri ve sınai mülkiyetin
korunmasına ilişkin hukuki ve kurumsal düzenlemeler getirilmiştir.138
Bahsedilen bu krizlerin aşılmasında Anadolu’nun sağlam sosyal yapısı ve Türk
insanının yardımlaşma duygusu önemli rol oynamıştır. Türkiye bu özellikleri ile Dünya için
ekonomik kriz ile mücadele önemli bir örnek teşkil etmektedir.
1996 yıllında Gümrük Birliği uygulamaya geçtikten sonra ortaya konulan kötümser
tablolar gerçekleşmemiştir. Gümrük Birliği ile en büyük darbeyi alacağı tahmin edilen
KOBİ’ler bugün rekabetçi güçlerini arttırarak yollarına devam etmektedirler.139
2015 yılı itibarı ile KOBİ’lerin ekonomi içindeki payı toplam girişim sayısının
%99.8’ini, istihdamın %74.2’sini, maaş ve ücretlerin %54.7’ini, cironun %63.8’ini, faktör
maliyetiyle katma değerin %53.8’ini ve maddi mallara ilişkin brüt yatırımların %53.3’ünü
oluşturduğu görülmektedir. Bu verilere ilişkin bilgiler Tablo 2.3’de gösterilmiştir.
136 Aysan Doğaner, Yeni Nesil Girişimci, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 148. 137 Çelik, a.g.e., s. 27. 138 Salih Köse,‘‘4 Ocak 1980 ve 5 Nisan 1994 İstikrar Programlarının Karşılaştırılması’’, Planlama
Dergisi, 2002, Özel Sayısı, s. 122. 139 Tamer Müftüoğlu-Tülin Durukan, Girişimcilik ve Kobi’ler, Gazi Kitabevi, Ankara, 2004, s. 9.
42
Tablo 2.3. 2015 Yılına Ait Büyüklük Grubuna Göre Girişim Sayısı ve İstihdamın
Dağılımı
Kaynak: TÜİK, Haber Bülteni, 2015: 47.
1990 ve 2000’li yıllarda küreselleşmenin etkisi daha fazla hissedilmeye başlanmış
ve mali piyasaların bütünleşmesi önemli aşamaya gelmiştir. Ayrıca bu dönemde Türk
girişimciler başta Rusya, Doğu Bloğu ve Türki Cumhuriyetler olmak üzere Dünya’nın bir
çok bölgesine açılarak yeni ortaklıklar kurdukları görülmektedir. Bu durum Türk
girişimcilerin aslında Dünya’ya açılmak için çok istekli olduğunu göstermektedir.140
Türkiye’nin girişimcilik açısından başarısının güncel olarak değerlendirilmesine,
Dünya Ekonomik Forumunun hazırlamış olduğu Küresel Girişimcilik Endeksi raporu
önemli katkı sağlamaktadır. Dünya Ekonomik Forumunun hazırladığı veya yayınladığı
raporlar, ülkelerin kendi durumunu güncel olarak görmesine ve diğer ülkeler ile kıyas
yapabilmesine imkan sağlamaktadır. Dünya’nın gelişmiş ülkeleri yayınlanan bu raporları
kullanarak ciddi bir geri besleme yaptıkları görülmektedir. Çünkü Dünya Ekonomik
Forumunun hazırladığı raporlar karar vericiler için iyi bir dayanak oluşturmaktadır. Tablo
2.3’de 2015 yılı verilerine göre, Türkiye ile diğer ülkelerin girişimcilik başarısı
kıyaslanmıştır.
140 Açma, a.g.e., s. 16.
43
Tablo 2.4. 2015 Yılı Küresel Girişimcilik Endeksi
Kaynak: Global Entrepreneurship Report: 2015, s. 48-55.
Yukarıdaki veriler ışığında, Türkiye’nin sıralamadaki yerinin sahip olduğu
potansiyel ile uyumlu olduğunu düşünmek oldukça güçtür. Sadece nüfus ve toprak
büyüklüğü bakımından bile incelendiğinde, Türkiye’nin ancak bir şehri kadar büyüklüğe ve
nüfusa sahip İsviçre, İsrail, Katar gibi ülkelerin girişimcilik açısından ülkemizi geride
bıraktığı görülmektedir.
Girişimcilik, tam rekabet piyasa sisteminin en önemli unsuru olarak belirtilmektedir.
Bu sistemde devlet, piyasanın hatasız işlemesi için kural koymaktan ve ortam
hazırlamaktan sorumlu tutulmaktadır. Bu amaçla gerekli yasaları çıkarmak, teşvik ve kredi
sistemleri ile girişimciliği desteklemek devletin görevi olarak ifade edilmektedir. Türkiye,
artan genç ve dinamik nüfus yapısı ile iyi bir tüketim toplumu olmasının yanında, ayrıca
girişimcilik alanları ve yeni girişimcilerin doğması içinde uygun ortamın olduğu bir
ülkedir.141
Türkiye’nin ekonomik olarak gelişmiş ülkeler arasında kendisine yer bulabilmesinin
en kısa ve maliyeti düşük yöntemlerinden biri de sahip olduğu girişimci sınıfın niteliği ve
niceliğinin arttırılmasıdır. Bunun için genç nüfusun, zararlı alışkanlıklardan uzak, Dünya’yı
141 Mahmut Tekin, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Detay Yayınevi, Ankara, 2004, s. 9.
Sıra
No. Ülkeler Dünya Sıralaması
1 Türkiye 28
2 ABD 1
3 İsviçre 5
3 Fransa 10
4 Almanya 14
5 İsrail 21
6 Katar 24
44
ve ülkesini tanıması, kitap okumayı zorunlu ihtiyaç olarak görmesi, yabancı dil yeterliliğine
sahip olması ve güncel teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilmesi gerekmektedir.142
142 Candan, a.g.m., s. 171.
45
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
3.1. Genç Girişimci Kimdir ve Yaş Aralığı Nedir?
Dünya’da ve ülkemizde genel olarak kabul görmüş bir genç ve genç girişimci tanımı
yoktur. Öncelikle genç kavramı göreceli bir kavramdır, çünkü kimisine göre genç 18-36 yaş
aralığını ifade ederken, kimisine göre de 15-49 yaş aralığını ifade etmektedir. Ülkemizde de
genç girişimci kavramı, kamu ve sivil organizasyonlar tarafından farklı algılanmaktadır.
Türkiye Genç İş Adamları Derneği genç girişimci yaş aralığını, tüzüğüne göre 20-45 yaş
arası olarak kabul ederken,143 Isparta Genç İş Adamları Derneği 20-49 aralığını kabul
etmektedir. 144 Maliye Bakanlığı ise 29 yaşını geçmeyen kişileri genç girişimci olarak
tanımaktadır.145
4271 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 11. maddesine göre ise “Erginlik 18 yaşının
doldurulması” ile başlamaktadır. Bu hükme göre 18 yaşından küçük olan çocukların vergi
mükellefi veya şirket ortağı olması için yasal bir engel bulunmamakla birlikte, ergin
oluncaya kadar mükellefiyetle ilgili ödevlerinin kanuni temsilcisi olan anne veya babası
tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir.146
Bu bilgiler ışığında, genç girişimcinin yaş aralığı tanımlanması gerektiğinde, 15 ile
49 yaş arasında bulunan kişilerin, potansiyel genç girişimci olarak kabul edilmesinin uygun
olacağı değerlendirilmektedir.
Günümüzde bazı girişimci adayları özellikle de üniversite öğrencileri, iş kurup
maddi gelir elde etmeye başlayınca eğitimlerini yarıda bırakıp hayatlarına lise mezunu
olarak devam etmeyi planlamaktadır. Girişimciler için uygun olacak hal tarzı Dünya’daki
diğer başarı hikayelerinde olduğu gibi hem çalışıp hem de eğitimlerine davam etmek
olacaktır. Çünkü ilerleyen dönemlerde herhangi bir ortaklığa gidilmek istendiğinde genç
girişimciler ile ortaklık kurmak isteyen kişi veya kuruluşlar girişimcinin eğitim durumuna
büyük önem vermektedirler. Genç girişimciler, eğitim hayatlarına ara verdiğinde ortaklık
143 http://www.tugiad.org.tr/tugiad-uye-olmak, (15.12.2015). 144 http://www.igiad.org.tr/tuzuk.php, (16.01.2016). 145 https://www.maliye.gov.tr/Sayfalar/aspx?k=gençgirişimcilik, (16.01.2016). 146 Türk Medeni Kanunu, Madde 11.
46
için veya yardım almak için temasa geçtiği kişi veya kuruluşlar genç girişimci ile ilgili
kendilerine şu soruları soracaklardır;
İki işi bir arada yapabilir mi?
Lise mezunu bir ortağım mı olacak?
Araya bir iş alırsa, başladığı işi bitirebilir mi?147
Bireylerin geçmişteki iş başarısıyla gelecekteki iş başarısı arasında oldukça yüksek
pozitif bir ilişkinin olduğu, ancak geçmişteki başarısızlıklarla gelecekteki başarılar arasında
kuvvetli bir bağın olmadığı değerlendirilmektedir. Bu yüzden girişimcileri destekleyen kişi
veya kuruluşlar, kişilerin geçmişteki başarılarını göz önüne alarak gerekli destekleri
sağlamaktadırlar. Günümüzde girişimcileri destekleyen bazı kişi veya kuruluşlar için 25 ile
45 yaş aralığının ideal girişimci yaş aralığı olarak ön plana çıktığı görülmektedir. Ancak her
kuralın bir hatta birkaç istisnası olabileceği de unutulmamalıdır. Örneğin, Steve Jobs, Bill
Gates ve Mark Zuckerberg gibi istisnalar bahsedilen bu yaş aralığından çok önce projelerini
hayata geçirmek için çaba göstermişlerdir.148
3.2. Türkiye’de Genç Girişimciliğin Önünde Engel Var mıdır?
Türkiye tarihi ve psikolojik derinliği, sahip olduğu kadim medeniyeti, jeopolitik
konumu ve 78.151.750 kişilik nüfusu ile Dünya’nın vazgeçilmez bir ülkesidir.149 Yapılan
bu çalışma ile Türkiye’de genç girişimciliğin önünde engel var mıdır? Sorusuna bilimsel
veriler ile destekleyecek şekilde cevaplar aranmıştır. Öncelikle ülkemize genel hatları ile
mevcut duruma bakıldığında, Türkiye sahip olduğu genç girişimci potansiyeline rağmen
İnsani Kalkınmışlık Endeksi’nde kendisine geri sıralarda yer bulmaktadır. Ayrıca ülkede
yaşayan insanlar için esas istihdam kaynağı olarak kamu kadroları görülmekte olup hepsi
birer genç girişimci adayı olan ön lisans, lisans öğrencilerinin çok büyük kısmı eğitim
süreçlerinin sonunda KPSS sınavına girmektedir. Sıralanan bu sebeplerden dolayı
Türkiye’de genç girişimciliğin önünde engellerin olduğu rahatlıkla söylenebilmektedir.
147 Baybars Altuntaş, Otobüsten İndim Bmv’ye Bindim, Destek Yayın Evi, İstanbul, 2012, s. 66. 148 Belen-Demirkaya, a.g.e., s. 112-113. 149 http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist/, (12.01.2016).
47
Çalışmanın bundan sonraki bölümünde öne sürülen bu tez veriler ile desteklenerek sağlam
bir zeminde incelenmeye çalışılmıştır.
Tablo 3.1 incelendiğinde, 2013 yılında genç girişimci adayı kişilerin büyük
çoğunluğunun istihdam olarak sadece devleti ve kamu kaynaklarını düşündüğü
görülmektedir. Devlet Personel Başkanlığı’nın rakamlarına göre 2013 yılı içinde kamuda
memur olmak isteyen adayların ancak %0.80’i herhangi bir kadroya yerleştirilebilmiştir.150
Bu rakamlara göre sınava müracaat eden adayların %99’dan fazlası herhangi bir kamu
kadrosuna yerleştirilememiştir.
Ülkemizde kamuda görev yapan toplam memur sayısı 2015 sonu itibarı ile
3.339.086’dir. Rakamlardan anlaşılacağı gibi hali hazırdaki memur sayısı iki katına
çıkarılsa bile kamu kadrosunda görev yapmak isteyen gençlerin tamamının bu kadrolara
yerleştirilmesinin mümkün olamayacağı anlaşılmaktadır.151
Değişik kurum ve kuruluşların Türkiye ile ilgili hazırlamış olduğu raporlardaki
veriler incelendiğinde, istihdam sadece devlet bünyesinde olur şartlanmışlığı ile ülkemizde
her yıl milyonlarca gencin psikolojik olarak adeta duvara çarptığı görülmektedir. Bu
tablonun aksine Dünya üzerindeki gelişmiş ülkeler sahip oldukları girişimci potansiyellerini
harekete geçirerek işsizlik oranlarını kabul edilebilir seviyelere çekmeyi başarmışlardır.152
İşsizliğin Türkiye’nin önemli bir problemi olduğu birçok otorite tarafından kabul
edilmektedir. Ancak mevcut problemin hangi araç ve yöntemler ile çözüleceği konusunda
değişik bakış açıları mevcuttur. Ülkemizin sahip olduğu genç nüfusun içinden nitelikli bir
girişimci sınıfın çıkarılmasının, istihdam probleminin çözümünde Türkiye’ye önemli bir
kaynak ve zaman avantajı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca Dünya’nın gelişmiş
birçok ülkesinin istihdam problemini çözmek için sahip olunan girişimci sınıfı büyütmeye
çalıştığı göz önünde bulundurulduğunda, genç girişici sayısının artırılması ülkemiz için
adeta mecburi bir yön olduğu değerlendirilmektedir.
150 http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistik, (15.01.2016). 151 http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistik, (15.01.2016). 152 Döm, a.g.e., s. 123.
48
Tablo 3.1. KPSS’ ye Ait Sayısal Veriler
Kaynak: http://www.osym.gov.tr/arastirma-yayin-ve-istatistikler.html/, (08.12.2015).
3.3. Türkiye Girişimci Sayısını Arttırmak Zorunda mıdır?
Bir ülkenin ekonomisini değerlendirirken kullanılan en önemli istatistiklerden birisi
işsizlik oranıdır. Resmi rakamlara göre ülkemizde tarım dışı işsizlik oranı %10 civarında
seyretmektedir. Fakat bu rakam ülkedeki istihdam sorununu tam olarak yansıtmamaktadır.
Ülkemizde işgücüne katılım oranı, yani çalışmak isteyen 15-64 yaş grubunun toplam nüfusa
oranı %52.1’dir. Aynı oran OECD ortalaması %66.1’dir. İstihdam, özellikle Türkiye gibi
nüfusu artan ülkeler için önceliği olan bir problemdir. Türkiye’de 55-59 yaş gurubunda 3.2
Milyon, 15-19 yaş gurubunda ise 6.8 Milyon kişi olduğu (yani işgücünden ayrılanlardan
çok daha fazlasının işgücüne katılmaya çalıştığı) düşünüldüğünde, her yıl 750.000 civarında
yeni iş oluşturulması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu rakam ancak 40 yıl sonra
sıfırlanacağı için önümüzdeki 40 yıl boyunca Türkiye ekonomisi sürekli net yeni istihdam
yaratmak zorunluluğu bulunmaktadır.156
Bu noktada kamuya bir istihdam kaynağı olarak bakmanın sürdürülebilir olmadığı
bilinmektedir. Birçok ülkede devletler iktisadi faaliyetleri yürütmek yerine özel sektöre
daha fazla alan bırakarak küçülmeyi tercih etmektedir. Özel sektöre bakıldığında ise büyük
153 https://istatistik.yok.gov.tr/, (13.10.2015). 154 http://www.osym.gov.tr/belge/1-6304/arastirma-yayin-ve-istatistikler.html, (13.11.2015). 155 http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistik, (15.01.2016). 156 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18636, (04.01.2016).
Sıra
No.
KPSS’ ye Başvuran
Aday Sayısı
Görevlendirilen
Personel Sayısı
1 Toplam Öğrenci
Sayısı(Lisans+Ön Lisans)
4.646.589153
651.260
2 Kpss Başvuru Sayısı
(Lisans+Ön Lisans)
3.776.702154
3
Kpss Sonucuna göre
Kamu Tarafından Yapılan
Merkezi Yerleştirme
Sayısı
30.261155
49
ve yaşlı şirketlerin istihdama fazla katkısının olmadığı görülmektedir. Bir şirketin amacının
sürekli karlılığını arttırmak olduğu düşünüldüğünde, karlılığı arttırmanın en etkin
yollarından birisinin aynı çıktıyı daha az işgücü ile sağlamak olduğu bilinmektedir. Nitekim
Dünya’nın en büyük girişimcilik vakfı olan Kauffman Vakfı’nın bir raporuna göre 1980 ile
2010 arasındaki 30 yıllık sürede ABD’de 5 yaşından büyük şirketlerin yeni istihdam üretme
oranı sıfıra yakın gerçekleşmiştir. Bu tabloya göre girişimcilik, yeni istihdam oluşturmak
için önem verilmesi gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.157
Global Entrepreneurship Monitor’ün Dünya’daki tüm ülkeleri kapsayan anket
çalışmasında Türkiye 3 grup arasından içinde Brezilya, Rusya, ve Çin’in bulunduğu gruba
dahil edilmiştir. Bu gruptaki 24 ülkedeki ortalama girişimci oranı %6.7 iken Türkiye’de bu
oran sadece %3.7’dir. Toplam girişimci oranında ise grup ortalaması %11.7 iken
Türkiye’de bu oran %8.6’dir. Bu araştırmaya göre Türkiye’nin %11.7’ye gelebilmesi için
800.000’in üzerinde yeni girişimci yetiştirmesi gerektiği gibi çarpıcı bir sonuç karşımıza
çıkmaktadır. Ayrıca ülkemizdeki resmi işsizliğin %10’lardan %5’lere düşürülüp, işgücüne
katılımı oranının ise %50’den %60’a çekilmesi için belirtilen bu girişimci sayısının çok
daha üzerinde girişimciye ihtiyaç bulunmaktadır.158 Mevcut tabloya bakıldığında,
Türkiye’nin sahip olduğu girişimcilerin sayısını ve niteliğini arttırması seçenek değil
zorunluluk olduğu anlaşılmaktadır.
3.4. Türkiye’de Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller
Ülkemizde genç girişimciliğin, önünde somut engel bir durumun bulunmadığı
düşünülüyor olması ile beraber aslında, genç girişimciliğin başarısını engelleyen reel
hayatta başta eğitim olmak üzere, içinde devletin ve toplumun da olduğu geniş bir
yelpazede problemlerin yaşandığı inkar edilemez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Cam Tavan teorisi ülkemizde yaşanan bu durumun anlaşılmasına olanak sağlamaktadır. Bu
teoriye göre, dışarıdan bakıldığında görülmeyen, fakat sistem içerisinde yaşayan insanların
157 Sema Ay, “Türkiye’de İstihdam Politikaları Üzerine Bir Değerlendir”, Celal Bayar Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, c. 19, S. 2, s. 336. 158 Utku Erdayı, “Dünya’da Genç İşsizlik Sorununun Çözümüne Yönelik Ulusal Politikalar ve Türkiye”,
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, c. 30, S. 4, s. 155.
50
belli aşamalara geldiklerinde, hissedecekleri kısıtlama veya engeller bulunmaktadır.159
Ülkemizde de bu teoride olduğu gibi genç girişimci adayları projelerini hayata geçirmek
istediklerinde değişik problemler ile karşılaşmaktadırlar. Bu problemlerin;
Kamu kaynaklı engeller,
Birey kaynaklı engeller,
Toplum ve kültür kaynaklı engeller
olarak kategorize edilmesi mümkündür. Çalışmanın bu bölümünde mevcut problemler
sırasıyla incelenmiştir.
3.4.1. Kamu Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller
Günümüzde devletlerin idaresinde iki tip görüşün hakim olduğu görülmektedir.
Birinci görüşe göre devlet vatandaşına hizmet etmek için var olan bir aygıt konumundadır,
vatandaş ne kadar zengin ve mutlu ise devlette ancak o kadar zengin ve güçlü
olabilmektedir. İkinci görüşe göre ise, devlet ulaşılması güç bir zirvede bulunmaktadır.
Vatandaş devlet için çalışmalıdır, devletin çıkarları ile bireyin çıkarları uyuşmadığı
durumlarda devletin çıkarlarının gözetilmesi esas olmalıdır. Bu iki görüş
değerlendirildiğinde, doğru ve modern olan idare anlayışının, birinci görüş olduğu
değerlendirilmektedir.160
Dünya’daki diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de genç girişimciliğin önündeki
engellerin ortadan kaldırılmasının veya minimize edilmesinin ilk şartının, bu alanda
problem olduğunun kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
3.4.1.1. Eğitim Problemleri
Türkiye’de girişimciler gerçekleştirmek istedikleri projelerin önünde en büyük engel
olarak finansmanı görmektedirler. Gerçekte ise finansman ihtiyacı tek başına girişimciliğin
159 Edip Örücü, “Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna
Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir İli Örneği’’, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, 2007, c.14, S. 2, s. 118. 160 Hasan Köni, Dev Türkiye, Cüce Türkiye, Hayy Kitap Yayınevi, İstanbul, 2010, s. 67.
51
önündeki engel değildir. Modern girişimcinin en büyük sermayesi fikridir. Fikrine güvenen
girişimciler, içinde bulunduğumuz çağın iletişim ve teknolojik imkanlarını kullanarak
projesi için finansman, eğitim veya diğer ihtiyaç duyduğu destekleri karşılayabileceği
değerlendirilmektedir.161
Hayatta her şeyin temeli eğitimdir. Türkiye’nin, hem genç girişimcilik alanında hem
de diğer alanlarda en büyük problemi, ne yüksek enflasyon ne cari açık ne de enerji
kaynakları eksikliğidir. En büyük problemi aslında eğitimdir. Bu eksiklik ülkemizde çok
eski ve çözülmesi en zor olan problemlerdendir. Dünya tarihine bakıldığında iktisadi
durumu kötü olan fakat iyi bir eğitim sistemi kurup, istikrarlı bir şekilde insanlarını bu
eğitim sisteminden geçmesini sağlayan ülkelerin çok kısa süreler içinde ekonomik
problemlerini çözebildikleri görülmektedir. Aksine iyi bir eğitim sistemi kuramayan
ülkelerin ise sahip oldukları zengin doğal kaynaklara rağmen sıkıntılarını çözemedikleri
bilinmektedir.162
Türkiye’nin eğitim problemleri çok eskilere ve çok geniş bir yelpazeye dağılmış
durumdadır. Genç girişimcilik açısından bu alana bakıldığında, Türkiye’de eğitim
sisteminin iki önemli problemi bulunmaktadır. Bunlar alt yapı, kaynak eksikliği ile eğitimin
yönetiminde yapılan stratejik hatalardır.163
3.4.1.1.1. Eğitimde Alt Yapı Eksikliği
Genel olarak Türk eğitim sisteminde alt yapı eksikleri incelendiğinde, kalabalık
sınıflar, yurt içindeki okul sayısının yetersizliği, eğitimin niteliği, atanmayı bekleyen yeni
mezun öğretmenlerin sayısının bir hayli fazla olması ve okullarda yaşanan öğretmen
sıkıntısı ilk anda sıralanabilecek eksikliklerdir.164
Bunların yanı sıra doğrudan öğretim süreciyle ilgili olan sorunlar da vardır. Bu
sorunların bazılarını öğrencilere gereksiz bilgi aktarım çabası, ya da tam tersi eksik bilgi
verilmesi, bilginin etkili bir biçimde aktarılamaması, bilginin kalıcı olmaması, öğretim
161 Özkaşıkçı, a.g.e., s. 191. 162 Tokay Gedikoğlu, “Avrupa Birliği Sürecinde Türk Eğitim Sistemi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”,
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2007, c. 12, S. 6, s. 69. 163 Gedikoğlu, a.g.m., s. 70. 164 Türk Eğitim Derneği, Türkiye’de İlköğretim Sistemi Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Adım
Yayınları, Ankara, 2012, s. 17.
52
programlarının yoğun olması, öğrenme ortamlarının niteliğinin yetersizliği, kaynak,
materyal, araç-gereç yetersizliği, öğretmenlerden, öğrencilerden, çevreden kaynaklanan
sorunlar ve doğru yöntemlerin kullanılamaması olarak sıralamak mümkündür. Türkiye’deki
eğitim sisteminde yaşanan maddi sıkıntılar, okulların eğitim kalitesini, gerek idarecilerin,
gerekse öğretmenlerin kaliteyi yakalamak konusundaki çabalarını ciddi ölçüde etkilediği
bilinmektedir.165
Hâlbuki eğitim için harcanacak her kuruş, ülkemizin gelişimi, kalkınması, nitelikli
işgücü, kısaca geleceğimiz için bir yatırımdır. Bu açıdan bakıldığında ülkemizde, eğitim
için kaynak ayrılması son derece önemli ve öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır.
Özellikle son yıllarda bütçeden eğitime ayrılan kaynaklarda artış olduğu ifade edilse de,
ülkemizin okul çağındaki genç nüfusu ve daha önceki yıllara ait büyük eksikler dikkate
alındığında ayrılan payın yetersiz olduğu görülmektedir.166
Alt yapı problemleri içinde hepsi birer girişimci adayı olan öğrenciler açısından en
büyük sorun, devlet okullarında sınıf mevcutlarının kalabalık olmasıdır. Öğretmenlerin
kalabalık sınıflarda öğrenciyi tanıma süreci çok daha uzun sürmekte, bu durum öğretmenin
ve öğrencinin değişik ihtiyaçlarını, öğrenme şekillerini fark ederek yöntem ve stratejilerini
buna göre belirlemesini engellemekte ve verimi düşürmektedir. Aynı sınıfta farklı
ihtiyaçlara ve beklentilere sahip olan öğrenciler, bu beklentilerine cevap bulamamanın
etkisiyle öğrenmede başarısız olmaktadırlar. Ayrıca, öğrenci sayısı fazla olunca sınıfta
yapılan aktiviteler de daha çok zaman almaktadır. Çünkü her öğrencinin iyi eğitim görmesi
bakımından, sınıf içi etkinliklere konsantre olabilmesi gerekmektedir. Ders materyalleri
öğrenci sayısına paralellik göstermediğinden, kalabalık sınıflarda malzeme eksikliği
yaşanmakta, bu da doğal olarak başarıyı olumsuz yönde etkilemektedir.167
3.4.1.1.2. Eğitim Politikalarının Genç Girişimciliği Teşvik Etmemesi
Bilindiği gibi stratejik seviyede yapılan hataların, taktik yani daha alt seviyede
gösterilen çaba ve çalışmalar ile telafi edilmesi mümkün değildir. Ülkemizde genç girişimci
sayısını ve niteliğini arttırmak için eğitim yönetimindeki karar vericilerin, verilen eğitimin
165 Erdinç Yazıcı, Küreselleşme ve AB Sürecinde Eğitim Sistemi, Eğitim-Birsen Yayınları, Ankara, 2010,
s. 193. 166 Yazıcı, a.g.e., s. 120. 167 Türk Eğitim Derneği, a.g.e., s. 123.
53
sonunda bireyi, Dünya ile rekabet edebilecek özellikler ile donatmayı hedeflemelidir.
Girişimcilerin yabancı dil yeterliliğine sahip olması günümüzün rekabet ortamında çok
önemlidir. Ülkemizde yüksek öğrenim görmüş genç girişimci adayları yaklaşık olarak 6 ile
8 yıl arasında yabancı dil eğitimi almaktadır. Fakat bu uzun eğitim sürecinin sonunda,
gençlerin çoğunluğunun, yabancı bir ülkede hayatını idame ettirecek seviyede yabancı dil
becerisi kazanamadığı görülmektedir.168
Ülkemizde gençlerin girişimcilik özelliklerinin ortaya çıkması için eğitimin, sonuç
odaklı, gereksiz tekrarların yapılmadığı, ezberden çok sorgulamanın teşvik edildiği, bireysel
özelliklerin dikkate alınıp rekabetin teşvik edilerek icra edilmesi önemlidir. Ülkemiz eğitim
sisteminin yeniliği teşvik etmediğinin en büyük kanıtı marka, patent, faydalı model,
endüstriyel tasarım başvuru sayılarının yetersizliğidir.169
Tablo 3.2 incelendiğinde, ülkemizin patent yani buluş fakiri olduğu ve fikri mülkiyet
hakları konusunda alması gereken mesafelerin olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
Bunun en büyük sebeplerinden biri eğitim mantığının kopyalama ve ezbere dayalı
olmasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu’nun
yayımlamış olduğu raporlar çok önemlidir. Çünkü yayımlanan bu raporlar ülkelerin fikri
mülkiyet konusunda sahip olduğu seviyeyi göstermektedir.
Tablo 3.2. 2014 Yılı Ülkelerin Patent Başvuru Sayısı
Kaynak: http://www.wipo.int/ipstats/en/statistics/country_profile, (15.01.2016).
168 Özlem Bozkurt, Dünyada ve Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi, Detay Yayıncılık, Ankara, 2011, s. 43. 169 http://www.wipo.int/ipstats/en/statistics/country_profile, (15.01.2016).
Sıra
No. Ülke
Patent
Başvuru
Sayısı
Nüfus Dünya
Sıralaması Açıklamalar
1 Türkiye 5.170 78.151.750 16 2014 Yılı.
2 ABD 509.521 320.485.000 2 2014 Yılı.
3 Japonya 465.971 127.130.000 3 2014 Yılı.
54
3.4.1.2. Ekonomideki İstikrarsızlık
Türkiye’de insanların ekonomik olarak en çok zarar gördüğü zamanlar hep
istikrarsızlık dönemleridir. Ülkemiz bazı yıllarda büyüme oranlarında rekorlar kırarken bazı
yıllarda ise ekonomik küçülmede rekorlar kırmıştır. Geçmişte yaşanan ekonomik krizler
sonraki dönemlerde girişimcilerin, motivasyonunu olumsuz yönde etkilemiş ve cazip
yatırımlara bile çekingen bakılmasına sebep olmuştur.170
Ülkemizde siyasi istikrar her dönemde beraberinde ekonomik büyümeyi de
getirmiştir. Tam aksine siyasi çalkantılar ve belirsizlikler ise ekonomik bunalım ve
küçülmeye sebep olduğu görülmüştür. Girişimcilik ve yatırım kendi içinde potansiyel
riskler içerirken, bunun üzerine ekonomik istikrarsızlık eklendiğinde girişimcilerin bu
durumdan olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğu değerlendirilmektedir.171
Girişimcilik üretim sürecinin temel taşıdır. Girişimciler geleneksel üretim
faktörlerinin optimal bileşkesini risk iştahı ile birleştirerek üretim sürecini
başlatmaktadırlar. Ayrıca girişimci sınıf ülkelerin sahip olduğu önemli değerlerdendir. Bu
girişimci sınıfın ayakta tutulup niteliğinin arttırılması için ekonomik istikrar çok
önemlidir.172
Yakın tarihimizde yaşanan 2001 krizi ekonomi alanındaki tüm oyuncular üzerinde
olumsuz bir etki meydana getirmiştir. Tablo 3.3 incelendiğinde, kriz sonrası Dolar Türk
Lirası karşısında %116 değer kazandığı anlaşılmaktadır.
Ekonomik istikrar ile genç girişimcilik arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır.
Elbette ki genç girişimciler, ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde daha çekingen
davranmaktadırlar. Bunun asıl sebebi genç girişimcilerin riske atamayacakları kadar kısıtlı
kaynaklara sahip olmasıdır.173
170 Zuhal Kınaytürk, “ 1990 Yılından Sonra Yaşanan Ekonomik Krizlerin KOBİ’ler Üzerindeki Etkileri”,
Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
Isparta, 2006, s. 101. 171 Kınaytürk, a.g.t., s. 134. 172 Börü, a.g.m., s. 228. 173 Kınaytürk, a.g.t., s. 136.
55
Tablo 3.3. 2001 Krizinin Büyüme Üzerine Etkisi
Kaynak: http://www.tcmb.gov.tr/kurlar/200112/31122001.html, (12.11.2015).
Ayrıca 2001 krizi sonucunda ortaya çıkan bu olumsuzluklardan en çok işletmeler
etkilenmiştir. Tablo 3.4’de ise kriz döneminde Türkiye genelinde açılan ve yine aynı
dönemde kapanan işletme sayısı görülmektedir.
Tablo 3.4. 2001 Krizinin İşletmeler Üzerine Etkisi
Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (03.12.2015).
3.4.1.3. Bürokratik Engeller
Türkiye’de öncelikle kamu yönetiminde ciddi bir zihniyet devrimine ihtiyaç
duyulmaktadır. Bunun esas sebebi Türk bürokrasisinde ‘‘Vatandaş devlet içindir’’
düşüncesinin hakim olmasıdır. Bugün güncelliğini yitirdiği düşünülen bu anlayış yerine,
ülkemizin aslında sahip olduğu kadim yönetim tarzı olan ‘‘Devlet vatandaş içindir’’
prensibi benimsenip kırtasiye bürokrasisinin terk edilmesi gerekmektedir.176
174 http://www.tcmb.gov.tr/kurlar/200112/31122001.html, (12.11.2015). 175 http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (03.12.2015). 176Abdullah Soysal, “Türkiye’de Kadın Girişimciler: Engeller ve Fırsatlar Bağlamında Bir
Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2010, c. 5, S. 11, s. 97.
Sıra
No.
2001 Krizinden Önceki
Doların TL. Olarak
Satış Değeri
2001 Krizinden
Sonraki Doların TL.
Olarak Satış Değeri
2001 Yıllık
Büyüme Oranı
1 669.989 (02.01.2001
Tarihi)174
1.453.615 (31.12.2001
Tarihi) -%5.7 175
Sıra
No.
2001 Yılı İçinde Açılan
İşletme Sayısı (şirket,
kooperatif, firma)
2001 Yılı İçinde
Kapanan İşletme
Sayısı (şirket, kooperatif,
firma)
Kapanma Oranı
1 45.960 16.047 %34.9
56
Bürokratik formaliteler, girişimcilik açısından bir ülkedeki en önemli engeller
arasında sayılmaktadır. Özellikle Türkiye gibi hızla gelişme ve kalkınma hedefi, isteği ve
mecburiyeti olan ülke açısından bürokratik engeller, girişimcilik ortamına yaptığı olumsuz
etkiler nedeniyle, ülkemizin kendi kendini ekonomik anlamda ayağından vurması olarak
değerlendirilmektedir. Uluslararası rekabetin keskinleştiği günümüzde, ülkemizin
ekonomik alanda, sahip olduğu girişimcilere her alanda destek sunmak zorunluluğu
bulunmaktadır. Bu konu ilgili Dünya Ekonomik Forumu tarafından ülkelerin bürokratik
performansı ile ilgili yayımlanan rapor Tablo 3.5’de görülmektedir.177
Türkiye’de girişimciler için bürokrasideki diğer engeller ise sırasıyla şirket açma ve
kapatmadaki gereksiz zorluklar, vergi sistemindeki karışıklıklar, girdi maliyetlerinin yüksek
olması, haksız rekabet ve tüketicilerin etkin korunamamasıdır. Sayılan bu problemlerin
ortadan kaldırılması veya iyileştirilmesi ile ülkemizin sahip olduğu girişimcilerin sayısının
önemli oranda artacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca ülkemizde kamu yönetimi alanında
görev alan yöneticilerin eğitilmesi ve bu kişilerin Dünya’yı tanıması bürokratik engellerin
aşılmasına önemli katkı sağlayacağı anlaşılmaktadır. 178
Tablo 3.5. Türkiye ile Avrupa Birliği Ülkelerinin Dünya Ekonomik Forumu
Verilerine Göre Kıyaslanması
Kaynak:http://reports.weforum.org/global-competitiveness-report-2014-2015, (09.10.2015).
Tablo 3.5 incelendiğinde bürokratik performans ile ülkelerin rekabet gücü arasında
sıkı bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle son on yılda ülkemizin bürokratik
177 Candan, a.g.m., s. 169. 178 Çokgezen, a.g.e., s. 33-34.
Ülke 2015 Dönemi Kamu
Düzenlemeleri İle
Getirilen Yükler
2015 Dönemi
Mevzuat İle İlgili
Gerekli Değişiklikler
için Hukuki
Çerçevenin
Verimliliği
2014-2015 Dönemi
Küresel Rekabet
Sıralamasında
Ülkelerin Yeri
Almanya 55 12 5
İngiltere 37 7 9
Türkiye 71 52 45
57
performans açısından gelişme sağlamış olması ile beraber, Avrupa Birliği’nin gelişmiş
ülkeleri ile kıyaslandığında alınması gereken tedbirlerin olduğu görülmektedir.
3.4.1.4. Teşvik Politikalarının Yetersizliği
Küreselleşme ile beraber devletler dinamik rekabet ortamında geride kalmamak için
ekonomik alana doğrudan girmek yerine özellikle sahip oldukları genç girişimcileri teşvik
etmeye çalışmaktadırlar. Ülkemizde de son dönemlerde genç girişimciliğin teşvik edilmesi
için değişik araçlar kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye’de genç girişimciler için sağlanan
teşvikler diğer ülkeler ile kıyaslandığında, teşvik mekanizmasının biraz daha yavaş ve
bürokratik unsurların daha fazla olduğu değerlendirilmektedir. Sağlanacak teşviklerin
amacına ulaşmasında, ekonomik hedeflerin şehir ve bölge gerçekleri ile uyumlu,
kişiselleştirilmiş, iyi tanımlanmış ve dış dünya ile rekabetin esas alınmasının önemi
büyüktür. 179
Türkiye’de değişik finans kurumları ile bankaların genç girişimciliği desteklemede
çok istekli olmadıkları görülmektedir. Kamu tarafından alınacak özel tedbirler ile sayılan bu
ekonomik kaynak sağlayıcıların, genç girişimcilerin desteklenmesinde daha istekli
olmalarının sağlanabileceği değerlendirilmektedir.
3.4.2. Birey Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller
Günümüzde girişimciliğin ve girişimci kişilerin önemi oldukça fazladır.
Girişimciliğin, genetik özelliklere dayanan boyutlarının yanında eğitim ve öğrenme
sonucunda edinilen bir davranış değişikliği olduğu bilinmektedir. Bu nedenle girişimcilik
yeteneklerinin oluşması ve gelişmesi kişilerin bazı engelleri aşmaları ve bazı destekler
almaları ile mümkündür.180
Genç girişimci adaylarının hazırlık aşamasında, odaklanmaları gereken en önemli
unsur bireysel alt yapılarını güçlü tutmaktır. Çünkü çağımızın iletişim ve bilgi teknolojileri
sayesinde, girişimciliğin önündeki birçok engel aşılabilmektedir.
179 Nuri Yaman, “Türkiye’de Yatırım Teşviklerinin Bölgesel Belirleyicileri: Mekansal ve İstatiksel Bir
Analiz”, Ankara Üniversitesi Coğrafi Bilimler Dergisi, 2012, c. 12, S. 34, s. 36. 180 Öznur Yaşar, “Girişimciliğin Genç Girişimci Adayları Perspektifinden Değerlendirilmesi”,
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, c. 21, S. 8, s. 177.
58
3.4.2.1. Bireylerin Özgüven Eksikliği
Özgüven, kişinin kendisine güvenme duygusudur. Kendine güven, kişinin
yeteneklerinin ve yapabileceklerinin farkında olarak, kendisi hakkında gerçekçi bir tutumla
olumlu düşünebilmesidir. Kendine güvenen kişinin kendinden beklentileri de gerçekçidir.
Hatta bazı beklentileri gerçekleşmese de kişi kendini olduğu gibi kabul eder ve
yapamadıkları içinde kendisini hırpalamaz. Kendine güvenen kişinin hayatı kendi
kontrolünde, yaşadıkları kendi sorumluluğundadır.181
Girişimcilik temelde insan kaynaklı bir kavramdır. Girişimcinin, ne istediğini
bilmesi ve kararlı olması yeni bir iş kurmak için psikolojik olarak en temel unsurlardır.
Yeni bir projede daha başlangıçta rakiplerden ve tecrübesizlikten korkmak, meydana gelen
olumsuzluklar karşısında yılgınlık göstermek genç girişimci adayının daha başlangıçta
kaybetmesine sebep olabilecektir.182
Genç girişimci adaylarının bilgi ve tecrübeye dayalı özgüven sahibi olmaları çok
önemlidir. Bunun için genç girişimci adaylarının okumaya ve tecrübe kazanacakları
alanlarda çalışmaya gayret göstermelidirler.
3.4.3. Toplum ve Kültür Kaynaklı Genç Girişimciliğin Önündeki Engeller
Her insan aslında kendi büyüdüğü toplumun izlerini ömür boyu üzerinde
taşımaktadır. Ülkemizin sahip olduğu sosyal yapının girişimciliği tam olarak desteklediği
söylenememektedir. Bu problemin bir tek sebebi olmadığı gibi çözümünün de tek olmadığı
düşünülmektedir. Ülkemizde, genç girişimci sayısını ve niteliğini arttırmak için öncelikle,
en küçük sosyal grup olan aileden başlayarak genç girişimcilik konusunda farkındalığın
yükseltilmesi önem arz etmektedir.183
Genç girişimci sayısının ve niteliğinin artması için şüphesiz toplumun girişimciliği
desteklemesi çok önemlidir. Ülkemizde girişimcilik başta aileler olmak üzere toplum
tarafından yeterince desteklenmemektedir. Çünkü Türkiye’de genel olarak girişimcilik çok
181 Doğan Cüceloğlu, Savaşçı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1999, s. 25-26 182 Bozkurt, a.g.m., s. 236. 183 Orhan Türkdoğan, Osmanlıdan Günümüze Türk Toplum Yapısı, Çamlıca Yayınları, İstanbul, 2004, s.
140-142.
59
riskli bir alan olarak görülmektedir. Girişimcilik yerine aile ve toplum, gençleri sürekli
olarak devlet kadrosunda çalışması konusunda motive etmeye yöneldiği görülmektedir.
Ayrıca kadın ve erkek arasındaki haksız rekabetin olumsuz etkileri, iş hayatında da kendini
göstermektedir. Toplumun tarafından kadına sadece anne rolü uygun görülürken, erkek gibi
çalışma hayatında olmasına ise sıcak bakılmadığı değerlendirilmektedir.
3.4.3.1. Beraber İş Yapma Kültürünün Olmaması
Halk arasında yaygın olarak kullanılan sözler ve deyimler aslında o toplumun
yapısını da göstermektedir. ‘‘Az olsun benim olsun’’ sözü ne yazık ki ülkemizde beraber
veya ortak çalışma kültürünün eksik olduğunu göstermektedir. Bunun aksine Dünya’da
kabul gören modern düşünce, gereksiz tekrarlardan ve birbirini bitirmeye yönelik yıkıcı
rekabetten kaçınıp, bunun yerine karşı tarafın uzmanlığından faydalanarak birbirini
tamamlayacak şekilde iş yapılmasıdır.184
Örneğin X şehrindeki aynı hatta yolcu taşımacılığı yapan iki özel yolcu firması ele
alındığında, yanlış olacak hareket bu iki firmanın birbirini bitirecek ve sürdürülemeyecek
şekilde fiyat rekabetine girerek her ikisinin de ekonomik ve sosyal felakete uğramasıdır. Bu
örnekte doğru olacak tavır, taşımacılık yapılacak günlerin paylaşılması ve birbirlerini
tamamlayacak şekilde vatandaşa sunulan taşımacılık hizmetinin daha nitelikli, zengin hale
getirilmesi olacaktır. Bu örneğin sosyal hayatta aynısı ile veya benzer şekilleri ile
karşılaşılabilceği değerlendirilmektedir.185
3.4.3.2. Şirketlerin Kurumsallaşmaya Gerekli Önemi Vermemesi
Ailesel yönetim, görülen en yaygın ve en eski işletme yönetim biçimi ve
organizasyon şekli olup tüm Dünya’da büyümenin itici gücü olmuştur. İlk çağlardan beri
kırsal kesimde özel yaşamla iş yaşamının bir arada yürütüldüğü, tarım ve hayvancılık
faaliyetlerinin yapıldığı çiftlikler aile işletmelerinin ilk örneklerini oluşturmaktadır. Kentsel
ortamlardaki aile işletmelerinin ilk örneklerini aynı bina içinde yaşayan aile üyelerinden
gerektiğinde yardım alınan ticarethane ve tamirhane gibi işyerleri oluşturmuştur. Dünya’da
184 Bozkurt,a.g.m., s. 232. 185 Michael Porter, Rekabet Stratejisi, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2009, s. 123.
60
ve Türkiye’de özel kesimde faaliyet gösteren işletmelerin büyük bir kısmının aile işletmesi
niteliğinde olduğu bilinmektedir. Bunların önemli bir kısmı KOBİ olmakla beraber,
aralarında, bulundukları ülke ve Dünya ekonomisine yön veren büyük işletmelerin sayısı da
oldukça fazladır. Genel olarak bakıldığında, KOBİ’lerin toplam işletmelere oranı, ABD’de
%97.1, Almanya’da %99.8, Japonya’da %99.4, Türkiye’de %99.8’dir. Diğer taraftan
ABD’de kayıtlı şirketlerin %90’ı, İspanya’da %80’i, İtalya’da %95’i, İsviçre’de %85’i ve
Türkiye’de %95’i aile şirketi olduğu görülmektedir.186
Türkiye’de aile şirketlerinin genelinde rastlanılan ataerkil yapı, kararların
profesyonel yönetim ilkeleri uyarınca değil, genellikle aile içi değerlere göre alınması, aile
şirketlerinin kurum niteliği kazanmasını engellemekte ya da zorlaştırırken, aile şirketi
dışındaki diğer ekonomik girişimlerde ise genellikle girişimcilerin vizyon eksikliğinden
dolayı, şirketleşmeye yeteri kadar önem verilmediği değerlendirilmektedir. Tablo 3.6‘da
ülkemizdeki kurulmuş olan şirketler ile Dünya’daki diğer örnekler kıyaslanmıştır.
Tablo 3.6. Türkiye’deki ve Dünya’daki Şirketlerin Kıyaslanması
Kaynak: Erkiletlioğlu, 2015: 11-13.
Tablo 3.6 incelendiğinde, ülkemizdeki şirketlerin Dünya’daki diğer şirketlere göre
çok genç olduğu görülmektedir. Bu başarısızlığın en önemli sebepleri, aile şirketlerinde
ikinci nesil yöneticilerin yeterli ehliyette olmaması ve bu şirketlerin yönetiminde uzman
186 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/aile-isletmeleri-ve-kurumsallasma, (10.11.2015).
Sıra
No. Şirket Adı
Faaliyet
Alanı
Kuruluş
Tarihi
Şirket Ömrü
(Yıl)
1 Hacı Bekir Lokumları Gıda 1777 239
2 Ziraat Bankası Bankacılık 1863 153
3 Kongo Gomi İnşaat 578 1438
4 Beratta Ateşli
Silahlar 1576 440
5 Barone Ricasoli Yazma
Ekipmanları 1141 875
6 Chaten de Goulaine
Otel 1000 1016
61
şahıslardan faydalanılmamasıdır. Bunun aksine Dünya’daki köklü firma ve şirketler,
yönetimlerinde artık profesyonel CEO’lar istihdam ettiği görülmektedir.187
187 Mustafa Doğan, Kurumsal Yönetim, Siyasal Yayınevi, Ankara, 2007, s. 30.
62
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİĞE VERİLEN TEŞVİKLER VE
GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLEYEN KURULUŞLAR
4.1. Türkiye’nin Sahip Olduğu Nüfusun Girişimcilik Açısından Değeri
Genel olarak Türk insanı, özelde Türk gençliğinin girişimcilik kapasitesi yüksektir.
Ülkemizin 2015 yılına ait nüfus durumu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin ciddi
bir genç nüfusa sahip olduğu görülmektedir.188 Türkiye’nin gelişmiş ülkeler ile arasındaki
mesafeyi kapatmasında genç girişimcilik potansiyelini harekete geçirmesi ve girişimcilik
kültürünü tabana yayması çok önemlidir. Bunun için Türkiye’deki genç insanlar için sırayla
ilköğretim, lise, üniversite ve KPSS sonunda memuriyet paradigması yapılacak çalışmalar
ile mutlaka değiştirilmelidir.
Yaş Aralığı Nüfus Toplam
15-19 6.818.522
43.309.240
20-24 6.453.289
25-29
6.483.214
30-34
6.766.221
35-39
6.194.436
40-44
5.809.395
45-49
4.784.163
Tablo 4.1. Türkiye Nüfus İstatistiği
http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (31.01.2016).
188 http://www.tuik.gov.tr/metod=temelist, (31.01.2016).
63
Tablo 4.1’i incelendiğinde, genç girişimci adayı yaş aralığı 15-49 olarak kabul
edilmesi durumunda, ülkemiz toplam nüfusunun %54’nün aslında potansiyel genç girişimci
olduğu anlaşılmaktadır.
Genç girişimci sayısı ve niteliğini arttırmadaki temel strateji eğitim olmalıdır.
Eğitim uygulamalarının sonunda insanları, donanımlı hale getirip işveren pozisyonuna
getirilmesi amaçlanmalıdır. Medya takip edildiğinde zaman zaman bazı iş alanlarında
çalışacak elaman bulunamadığı haberleri ile karşılaşılmaktadır. Bu da bize Türkiye’de
istihdam alanındaki temel problemin aslında işsizlik değil vasıflı işçi, eleman problemi
olduğunu göstermektedir. Bu problemin, kamu ve özele ait kaynakların atıl, geleceği
olmayan yatırımlarından ziyade, vasıfsız işsizlerin nitelikli hale getirilmesi ve bu kişilerin
mesleki eğitim seviyelerinin yükseltilmesi için kullanılarak çözüme kavuşturulabileceği
değerlendirilmektedir.189
Türkiye İş Kurumu 81 ildeki 101.000’e yakın işyerinde araştırma yapmış ve boş
bulunan kadroları ve en çok işçi aranan meslek gruplarını belirlemiştir. Araştırma
sonuçlarına göre, her üç işyerinden birinde açık iş olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmaya
göre, işverenin çalıştıracak eleman bulmakta zorlandığı görülmektedir. Ayrıca dikiş
makinesi operatörü, satış elemanı, garson, kaynakçı, güvenlik görevlisi, tornacı, şoför,
mobilyacı, elektrikçi ve çağrı merkezi görevlisinin en çok eleman aranan meslekler olduğu
belirlenmiştir. Bunun yanında en fazla açık iş ilanının olduğu sektörlerin ise, inşaat, imalat,
toptan ve perakende olduğu görülmüştür.190
Sonuç olarak Türkiye’nin 21. yüzyıla damgasını vurmasının yolunun, istihdam
problemlerini çözüp insanlarını mutlu kılınmasından geçtiği değerlendirilmektedir. Ayrıca
bu işsizlik probleminin en hızlı ve az maliyet ile çözülme yönteminin ise girişimci sayısının
arttırılması olduğu kıymetlendirilmektedir. Ülke içerisinde yaşayan insanların eğitilmesi ve
kendi ayakları üzerinde durmasının sağlanması günümüzün kabul gören ekonomi
alanındaki yönetim anlayışıdır. Bunun sağlanması için toplumdaki farkındalığın ve eğitime
ayrılan kaynağın artırılması, yapılması gereken faaliyetler olarak karşımıza çıkmaktadır.
189 Bozkurt, a.g.m., s. 8. 190 Ay, a.g.m., s. 338.
64
4.2. Girişimciliğin Desteklenmesi
Girişimciler toplumun genelde pozitif kesimini oluşturan insanlarıdır. Çoğunluk
mevcut durumun negatif yönlerine takılıp kalırken girişimciler, mevcut durumu nasıl
avantaja çevirebileceğini düşünerek farklı oluşturmaya çalışmaktadırlar.191
Dikkatli gözler her tarafta fırsatları görür. İyi işiten kulaklar yardımsızlıktan
ölenlerin sesini duyar, açık kalpler ve açık eller de daima yardıma muhtaçlara verilecek bir
şey, yapılacak asil bir iş bulurlar. Bir fırsatı yakalayanlar, hem kendileri hem başkaları için
diğer fırsatlara imkan sağlarlar. Bugün girişimciler için birçok fırsat ortamı oluşmaktadır.
Bu ortamlar onları büyük başarılara götürebilir. Girişimci ruhu taşıyan bireylere toplumda
uzanacak bir el mutlaka bulunmaktadır.192
Girişimcilik şüphesiz sıkıntılı bir süreci de ifade etmektedir. Sıkıntılar sadece maddi
kaynak açısından değil aynı zamanda psikolojik açıdan da girişimcilerin kendilerine olan
güvenlerini kaybetmelerine neden olabilmektedir.
Ülkemizin başarılı girişimcilerinden Baybars Altuntaş başarısının sırrını diğer
insanların göremedikleri fırsatları görmek olarak özetlemiş ve ‘‘Herkes pas geçti ben faks
çektim’’ diyerek arkasından gelecek genç girişimcilere hedef göstermiştir. İş dünyasındaki
başarılı örneklere rağmen ülkemizde birçok girişimci yatırım yaptığı alandaki problemlerin
çoğu ile yatırıma başladıktan sonra karşılaşmaktadır. Yapılan bu yatırımların hüsran ile
noktalanmaması için kamu ve özel sektörün bu süreçte devreye girip girişimciye yatırımın
öncesinde, süreç içinde ve sonrasında maddi ve manevi destek sağlaması gerekmektedir.
Burada belirtilen maddi destekten sadece nakit para anlaşılmamalıdır.193
Dünya’daki gelişmiş ülkeler girişimciliğin desteklenmesini stratejik bir alan olarak
görmektedirler. Bu ülkeler ekonomik kalkınmayı daha çok sahip oldukları girişimciler, özel
şirketler ve markalar ile gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Tablo 4.2’de Türkiye ile diğer
ülkelerin sahip olduğu özel şirket ve markalara ait veriler görülmektedir. Veriler
191 Tutar, a.g.e., s. 20. 192 Orison Sweet Marden, Fırsatı Yakalayın, çev. Hilmi Bilginer, Hayat Yayınları, İstanbul, 2009 s. 17. 193 Altuntaş, a.g.e., s. 112.
65
incelendiğinde Dünya’daki büyük şirketlerin piyasa değerlerinin birçok ülkenin GSMH’dan
yüksek olduğu da anlaşılmaktadır.194
Tablo 4.2. Dünya Devi Şirketler İle Yerli Şirketlerin Kıyaslanması
Kaynak: http://www.bloomberght.com/haberler/enbüyük-50 şirket/, (12.01.2016).
Girişimcilerin desteklenmesinde esas olan, girişimcinin kendi ayakları üstünde
durmasının sağlanmasıdır. Bu kapsamda girişimciye sağlanacak destekler yatırım öncesini,
yatırım anını ve yatırım sonrasını kapsamalıdır.
4.2.1. Yatırım Öncesinde Destek
Girişimciliğe verilecek desteklerde seçici olunmalı, öncelikle teşvik edilecek alanlar
Dünya’nın, bölgenin ve ülkenin gerçekleri ile örtüşmelidir. Her ülkenin ve o ülkedeki
şehirlerin bir kalkınma hikâyeleri olmalıdır. Örneğin tekstil ve iletişim teknolojileri ile ilgili
yapılan teşvik başvurularının hangisinin öncelikle desteklenmesi gerektiği sorusunun
194Metin Ercan, “Küresel Şirket Ligi ve Türkiye”, http://www.radikal.com.tr/yazarlar/metin-
ercan/kuresel-sirket-ligi-ve-turkiye-1144719/, (05.01.2016).
Sıra
No. Şirket Adı
Faaliyet
Alanı
Piyasa
Değeri
(Milyar
Dolar)
Çalışan
Sayısı Ülke Yıl
1 Walmart Perakende 469 2.200.000 ABD 2015
2
General
Electric Holding 243.12 305.000 ABD 2015
3 Google Bilişim 400 32.467 ABD 2015
4 Apple Elektronik 700 98.000 ABD 2015
5 Volkswagen Otomotiv 210 501.956 Almanya 2015
6 Garantibankası Bankacılık 37 18.928 Türkiye 2015
7 Türkcell İletişim 27.6 14.500 Türkiye 2015
66
cevabı, Türkiye’nin en çok cari açık verdiği alanlar ve stratejik olarak mesafe almak istediği
alanlar hangileridir? Sorusunun cevabında gizlidir.195
Girişimciliğe verilecek desteklerde öncelik girişimciliğin özendirilmesi ve eğitim
olmalıdır. Zira Cumhuriyet döneminde birçok girişimciliği destek paketleri açıklanmış olup
bunların çoğu amacına ulaşamamış veya yeteri kadar başvuru olmamıştır. Verilen
teşviklerin birçoğu da maksadına uygun kullanılmamıştır. Aynı şekilde Avrupa Birliği’nin
sağladığı teşvik fonlarına da ne yazık ki ülkemizden yeteri kadar başvuru olmamıştır.
Örneğin Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun verilerine göre 2014 yılında
Avrupa Birliği’nden sağlanan teşvik fonundan sadece 13 milyon Avro kullanılmış, proje
hazırlanamadığı ve başvuru olmadığı için 66 milyon Avro Avrupa Birliği’ne iade
edilmiştir.196
Ülkemizde yatırım öncesinde verilecek teşvikler için bağımsız bir heyetin
oluşturulması ve bu heyetin projenin uygulanabilirliği konusunda onay vermesinin kamu
kaynaklarının amacına uygun olarak kullanılmasına önemli katkı sağlayacağı
değerlendirilmektedir.
4.2.2. Yatırım Esnasında Destek
Girişimci bir insana benzetildiğinde yatırım esnasındaki destek çocuğun doğum
sonraki dönemine benzemektedir. Bilindiği gibi bebeklerin bağışıklık sistemi tam olarak
gelişmediği için dış etkilere, enfeksiyonlara karşı çok hassastır. Bebeğin kendi ayakları
üzerinde duruncaya ve kendi hayatını yardımsız idame ettirinceye kadar mutlaka
desteklenmesi gerektiği bilinmektedir. Bebeğe verilecek bu destek bazen düşmesini
engellemek bazen de onu uzaktan gözetlemek ile yerine getirilebilmektedir. Aynı şekilde
girişimciler ve KOBİ’lerinde doğuş ve emekleme anında verilecek desteğe ihtiyaçları üst
seviyededir. Bu desteği sağlamak için özellikle kamu bünyesinde yatırım destek birimleri
kurulmalıdır. Bu destek birimleri yine Dünya ve Anadolu gerçekleri ile çelişmemelidir. Bu
195 Yaman, a.g.m., s. 46. 196 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, Türkiye –AB Mali İşbirliği, Rehber Yayınları, Ankara, 2014, s. 25.
67
birimlerde amaca hizmet etmeyen kâğıt ve kırtasiyeye dayalı çalışma sistemi mutlaka terk
edilmelidir. 197
Girişimcilerin yatırım desteklerine erişmesi için, mümkün olduğu kadar güncel
teknolojiler etkin biçimde kullanılmalı, zaman ve para tasarrufu sağlanmalıdır. Bu sayede
eldeki kısıtlı kaynaklardan daha çok genç girişimcinin faydalanabileceği
değerlendirilmektedir.
4.2.3.Yatırım Sonrası Destek
Ekonomik ve sosyal olarak kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilen girişimci ve
KOBİ’ler içinde, kişiselleştirilmiş teşvik ve danışmanlık hizmeti verilmelidir. Bu
seviyedeki işletmeler Dünya markası haline getirmek için çaba gösterilmeli. İşletme, KOBİ
veya fikir sahibi şahısların mutlaka Dünya’nın üretim merkezlerini ziyareti etmesi
sağlanmalıdır. Örneğin savunma sanayindeki şirket yetkililerinin Amerika, Rusya, Çin ve
Avrupa’daki savunma sanayi merkezlerini ziyaret etmesinin teşvik edilmesinin ülkemizin
bu alanda daha hızlı mesafe almasına büyük katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.198
Yatırımdan sonra ürünler için marka, patent ve faydalı model belgelerinin
çıkarılması sağlanmalıdır. Girişimcilerin mutlaka küresel düşünmesi hedeflenmelidir.
Çünkü Dünya’da güncel kabul gören iktisadi anlayış, kamunun direkt yatırım yapması
değil, yatırımın önündeki engelleri kaldırması ve girişimcilerin ufkunu açması gerektiğidir.
Gelişmiş devletler istihdam ve işsizlik ile mücadeleyi de yine özel yatırımlar marifeti ile
yerine getirmektedir. Kısıtlı kamu kaynakları ile reel ekonomiye göre yanlış fakat siyaseten
fabrika açıp bu fabrikada işçi istihdam etmek ancak soğuk savaş dönemine ait
uygulamalardır. Bu yolla ülkelerdeki istihdam probleminin kalıcı olarak çözmek ve bu
yatırım politikasını sürdürebilmek mümkün görünmemektedir.199
197 Mehmet Topal, “Uluslararası Kuruluşların Teşviklere Bakışı ve Türk Teşvik Sisteminin Bu Çerçevede
Analizi”, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi), Trabzon, 2006, s. 19. 198 Uğur Kardaş, “Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Ar-Ge Vergi Teşvikleri”, Marmara Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2009, s. 38. 199 Topal, a.g.t., s. 28.
68
4.3. Yurt İçinde Girişimciliğe Destek Sağlayan Başlıca Kamu ve Özel Kuruluşlar
Günümüzün kitle iletişim araçları ile Dünya’nın neredeyse küresel köy olduğu
hemen hemen herkesin ortak görüşüdür. İyi bir fikri olan herkes, gerek kamudan gerek özel
sektörden veya yurt dışından yatırımı için kaynak bulabilmektedir.200
Cumhuriyet öncesi dönemden günümüze Türkiye’nin iktisadi gelişimi göz önüne
alındığında girişimci görevini, devlet veya devlet eliyle yaratılmaya çalışılan burjuvazi
sınıfı üstlenmek durumunda kaldığı görülmektedir. Girişimcilik tarihimiz incelenirken
yapılacak çıkarsamalardan en önemlisi devlet ve girişimci ilişkisinin boyutlarının
girişimciliği etkileyen en önemli unsur olduğudur. Kimi zaman girişimci yoktan var
edilmeye çalışılmış, kimi zaman mevcut girişimciler çeşitli şekillerde desteklenmiş, kimi
zamanda devlet bir girişimci gibi hareket etmiştir. Ancak bu ilişkide devletin oldukça
baskın bir rol oynadığını söylemek mümkündür.201 Ülkemizde girişimciler, kamu, özel
sektör ve diğer organizasyonlar tarafından belirli kanunlar ve sınırlar içerisinde
desteklenmektedir.
4.3.1. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kendi yasal mevzuatı çerçevesinde girişimcilik
fikri olan kişileri belli şart ve oranlarda ekonomik destek sağlamaktadır. Sağlanan bu
destekler; eğitim, maddi teşvik ve hibe programları altında toplanmaktadır. Kurum vermiş
olduğu bu teşvik ve eğitimleri bazen doğrudan kendisi gerçekleştirmekte bazen de
TÜBİTAK, TPE, KOSGEB gibi kamu kuruluşları eli ile yerine getirmektedir.202
Çalışmanın bu bölümünde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından
girişimcilere doğrudan sağlanan destekler incelenmiştir.
4.3.1.1. Girişimci Bilgi Sistemi (GBS)
Girişimci Bilgi Sistemi (GBS); farklı kamu kurum ve kuruluşların idari kayıtlarında
bulunan işletmelere ait ekonomik faaliyetlere ilişkin verilerin, ortak standartlar
200 Özkaşıkcı, a.g.e., s. 187. 201 Yasa, a.g.t., s. 135. 202 http://sanayi.gov.tr/Pages.aspx?pageID=710&lng=tr, (12.01.2015).
69
çerçevesinde bir veritabanında toplanması ve bu verilerin entegrasyonu projesidir. Bu
çerçevede oluşturulan GBS’nin temel amacı, kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler,
araştırma enstitüleri ve sivil toplum kuruluşlarındaki politika yapıcılar, karar alıcılar,
uzmanlar ve araştırmacılara, ekonomik, sektörel, bölgesel politikaların tasarlanması,
uygulanması ve etkinlik ölçümü için makro düzeyde doğru, güvenilir ve ihtiyacı
karşılayabilir verilerin, bilgilerin sunulacağı bir ortam sağlamaktır.203
GBS sayesinde, ekonomide ticari kazanç üreten yaklaşık 3 Milyon girişimin finansal
tablosu, sektörler ve iller arası ticareti, mal ve hizmet üretiminin yapıldığı il verileri gibi
yeni veri setlerine ulaşılabilmektedir. Ayrıca, GBS’de farklı kurumlara ait veri setleri
çapraz sorgulamalarla raporlanabilmektedir. Örneğin ihracat yapan firmaların istihdamı, kar
ve zarar durumu ya da patent almış firmaların mali performansları gibi verilere
ulaşılabilmektedir.204
GBS, kısıtlı olan kamu kaynaklarının daha etkin kullanılmasını sağlaması ile
beraber, karar vericilerin geleceği planlamasında da önemli bir dayanak oluşturmaktadır.
4.3.1.2. Tekno Girişim Sermaye Destek Programı
Tekno Girişim Sermaye Desteği ile yeni ve yenilikçi iş fikirleri olan genç
girişimcilerin, bu iş fikirlerini katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek
teşebbüslere dönüştürebilmeleri için çekirdek sermaye sağlanarak desteklenmesi
amaçlanmıştır. Programa üniversitelerin örgün eğitim veren, herhangi bir lisans
programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenciler, yüksek lisans veya
doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru
tarihinden en çok 5 yıl önce almış gerçek kişiler başvurabilmektedir.205
Program kapsamında projenin, makina, donanım, yazılım ve yayın giderleri, sarf
malzemesi giderleri, personel giderleri, hizmet alımı ve danışmanlık giderleri (Toplam
bütçenin %20'sini geçemez), genel işletme giderleri 12 ay süre ile üst limit 100.000 TL
203 http://gbs.sanayi.gov.tr/Docs/GBS_Metaveri_WEB.pdf, (12.01.2015). 204 T.C. Ekonomi Bakanlığı, Yatırım Teşvik Sistemi Yıllık Değerlendirme Raporu, T.C. Ekonomi
Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2015, s. 9. 205 https://biltek.sanayi.gov.tr/SitePages/sss.aspx, (05.09.2015).
70
olacak şekilde desteklenmektedir. Verilen bu destek hibe şeklinde olup hangi projenin
destekleneceğine kurum içi mevzuatına göre karar verilmektedir.206
Tekno Girişim Sermaye Destek Programı, ülkemizde özel olarak genç girişimci
kitlesini hedef alan nadir destek programlarından biridir.
4.3.1.3. Teknoloji Transfer Platformu
Bakanlık sorumluluğunda hizmet veren internet sitesinin amacı temel olarak, patent,
faydalı model veya tasarım korumasına sahip teknolojilerin transferi ile ilgili verilerin
yayımlanacağı bir platform görevi üstlenmektir. Bu platform sayesinde, sahip olunan
teknolojiyi lisans vermek ya da devretmek isteyen taraflar “Lisans/Devir Verme Teklifleri”
bölümü ile, belli bir teknolojiye ihtiyaç duyan tarafları da “Lisans/Devir Alma Teklifleri”
bölümü üzerinden bir araya gelebilmektedir.207
Bu kapsamda platform içinde sırasıyla, “Koruma Süresi Dolan Buluşlar/Tasarımlar”
bölümünde, üçüncü kişilerin ücretsiz faydalanabilecekleri ülkemizdeki koruma süresi
dolmuş patent, faydalı model ve tasarımlar, “Etkinlikler” bölümünde, sınai mülkiyet
yönetimi ile ilgili konularda gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası seminer, çalıştay
faaliyetlerine ilişkin program ve sunumlar, “Yayınlar” bölümünde, ilgili konularda yerli ve
yabancı bilgi kaynakları (kitap, makale, derleme vb.) ile anket ve analiz çalışma sonuçları,
“Ticarileşme Hikayeleri” bölümünde, ülkemizden çıkan buluş ve tasarımlarla ilgili
ticarileştirme hikayeleri, “Takip” çalışma başlığı altında elde edilen veriler başta olmak
üzere, teknoloji transferi ile ilgili ulusal veriler, “Teknoloji Paydaşları” bölümünde ise
teknoloji transferi ile ilgili tarafların bilgileri paylaşılmaktadır.208
Teknoloji Transfer Platformu ile kamu, girişimciliği arttırmada bilgilendirme
görevini başarı ile yerine getirmektedir. Ülkemizde teknoloji alanında önemli
problemlerden biri, bu alanda faaliyet gösteren paydaşların kendi aralarında iletişim
içerisinde olmamasıdır. Bu eksikliğin giderilmesi ile önemli zaman ve kaynak tasarrufu
sağlanacağı değerlendirilmektedir.
206 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 25. 207 http://www.teknolojitransferi.gov.tr/TeknolojiTransferPlatformu/common/AboutUs, (15.09.2015). 208 http://www.teknolojitransferi.gov.tr/TeknolojiTransferPlatformu/stakeHoldersList, (15.09.2015).
71
4.3.1.4. Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı
Programın amacı, ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir
yapıya kavuşturulması için kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar veya
uluslararası fonlar tarafından desteklenen sanayiye yönelik Ar-Ge, yenilik projeleri
sonucunda ortaya çıkan teknolojik ürünler, öz kaynaklar kullanılarak yapılan Ar-Ge
faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan ve patenti alınan teknolojik ürünler ile ilgili Türkiye’de
gerçek ve tüzel kişilerce gerçekleştirilecek yatırımların desteklenmesidir. Programdan, en
fazla 5 yıl önce yurt içi veya yurt dışında Ar-Ge ve yenilik projesini başarıyla tamamlamış
olanlar, yurt içinde veya yurt dışında öz kaynaklar kullanılarak ortaya çıkan teknolojik
ürüne, “İncelemeli Patent Belgesi” almış olanlar ile en fazla 6 ay önce Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı’ndan yatırım izni veya teknolojik ürün özelliği taşıdığına dair olumlu
rapor alan kişi ve kuruluşlar Tekno Yatırım Programı’ndan faydalanmak için başvuru
yapabilmektedir.209
Program kapsamında girişimcilere verilecek desteklerin geri ödemesiz ve süre
olarak, makine ve teçhizatlarda 36 ay (ihtiyaç duyulması halinde bir defaya mahsus 6 aya
kadar ek süre verilebilir), kredi faizlerinde 36 ay, işletme giderlerinin desteklenmesinde 1
yıl olması öngörülmektedir. Desteklenecek harcama kalemleri sırasıyla, makine ve teçhizat
bedelleri, yardımcı makine ve teçhizat bedelleri, makine, araç, gereç, taşıma ve sigorta
bedelleri, montaj giderleri ve yatırım projesi için hazırlanacak “Fizibilite Raporu”
giderleridir.210
4.3.1.5. Kümelenme Destek Programı
Belli bir coğrafya veya ekonomik alanda faaliyet gösteren kamu ve özele ait kurum,
kuruluş veya diğer organizasyonların bir araya gelerek ortak faaliyet göstermesi kümelenme
olarak tanımlanmıştır. Bu kurum ve kuruluşlar mevzuata göre; il özel idareleri, yerel
yönetimler, üniversiteler ve araştırma kurumları, teknoloji geliştirme bölgeleri, 18.05.2004
tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu
çerçevesinde kurulan sanayi odaları, serbest bölgeler, organize sanayi bölgeleri, ihracatçı
209 İrem Kızılca, Takipçi Ülkeler, Piyasa Yapıcı Ülkeler ve Küresel Entegrasyon, Tepav Yayınları,
İstanbul, 2015, s. 21. 210 https://teknoyatirim.sanayi.gov.tr/Uploads/Documents/Templates/Sorular.pdf, (08.11.2015).
72
birlikleri, endüstri bölgeleri, kümelenme birlikteliği ile ilgili dernekler, vakıflar ve
kooperatiflerdir.211
28412 sayılı Kümelenme Destek Programı yönetmeliğine göre, her ekonomik
kümede en az yirmi firmanın olması, kümeler içinde ise en az bir sanayi, ticaret odası ve
üniversitenin yer alması zorunluluktur. Kümelenmenin Bakanlık tarafından desteklenmesi
için sırasıyla, kümelenme faaliyeti göstermek isteyen kurum veya kuruluşların bir araya
gelmesi, kümelenme için isteğin yazılı olarak karşılıklı beyan edilmesi, kümelenmeyi temsil
edecek kişi veya heyetin seçilmesi, temsil yetkisi alan kişi veya heyet ile Bakanlık
temsilcilerinin müzakereye başlaması, müzakere sonunda alınan kararların kayıt altına
alınması, kümelenme ile ilgili Bakanlığın Kümelenme Destek Programı değerlendirme
kurulu tarafından yapılan değerlendirmenin müspet sonuçlanması gerekmektedir.212
Destek programı ile Türk sanayisinin rekabet edebilirliğinin, yenilikçiliğinin ve
verimliliğinin yükseltilmesi, küresel ihracattan daha fazla pay alınması, ağırlıklı olarak
yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesi, nitelikli işgücüne sahip, aynı zamanda çevreye ve
topluma duyarlı bir sanayi yapısına sahip olunması hedeflenmiştir.
Yukarıda belirtilen amaçlara ulaşmak için program çerçevesinde;213
Birinci kategoride: Küme koordinasyonunu ve etkinliğini geliştirme faaliyetleri
kapsamında,
Kümeyi temsil edecek bir hukuki yapının kurulması,
Kümeyi temsil edecek hukuki yapının kapasitesinin güçlendirilmesi,
Kümelenme birlikteliğinin koordine edilmesi,
Küme aktörlerinin kümelenme konusundaki farkındalığının
güçlendirilmesi,
Ortak küme markasının geliştirilmesi ve tanıtılması,
211 https://kumelenme.sanayi.gov.tr /SitePages/sss.aspx, (16.11.2015). 212 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 35. 213 https://kumelenme.sanayi.gov.tr/Uploads/Documents/Templates, (16.10.2015).
73
Lobi ve tanıtım faaliyetlerinin yapılması,
Pazar (yerel pazar dâhil) geliştirme faaliyetleri,
Uluslararası iş ağlarına erişim ve diğer kümelerle işbirliği vb.,
Kümeye ilişkin temel analizlerin yapılması (rekabetçilik vb.),
Kümeye ilişkin sofistike analizlerin yapılması,
Kümelenme stratejisinin belirlenmesi ve yol haritasının hazırlanması,
Çeşitli mali destek programlarına başvuruların hazırlanması gibi
faaliyetlerin gerçekleştirilmesi,
İkinci kategoride: Faktör koşullarını ve piyasalarını geliştirme faaliyetleri kapsamında,
Temel (az veya yarı nitelikli) işgücü piyasasını geliştirme,
Nitelikli işgücü piyasasını geliştirme (tekniker, temel mühendislik),
İleri nitelikli işgücü piyasasını geliştirme,
Hammadde ve ara malı kalitesini güçlendirmeye yönelik çalışmalar,
Hammadde ve ara malı maliyetini düşürmeye yönelik çalışmalar,
Ortak fiziki altyapının güçlendirilmesine yönelik yatırımlar,
Üniversite ile sanayi işbirliği programlarının hazırlanması,
Pazar hakkında sürekli bilgi hizmetleri sağlayacak birimlerin kurulması,
Stratejik bilgi kaynaklarına erişim gibi faaliyetlerin gerçekleştirilmesi,
Üçüncü kategoride: Verimlilik arttırıcı uygulamalar kapsamında,
Tedarikçi geliştirme programları uygulanması,
Ortak kullanım atölyeleri (ORTKA) kurulması,
74
Ortak kullanım depolarının kurulması,
Ortak hammadde teminine yönelik organizasyonlar kurulması,
Üniversite ile sanayi işbirliği programı hazırlanması,
Enerji verimliliği programlarının hazırlanması,
Yenilenebilir enerji programlarının hazırlanması,
Test ve analiz laboratuarının kurulması,
Küme aktörleri arasındaki en iyi uygulamaların yaygınlaştırılması,
Endüstriyel ortak yaşamın teşvik edilmesi,
Ortak ulaşım planlarının hazırlanması,
Ürün sertifikasyonu ve akreditasyonu gibi faaliyetlerin
gerçekleştirilmesi,
Dördüncü kategoride: Yenilik faaliyetleri kapsamında,
Uygulamalı Ar-Ge laboratuvarı kurulması,
Yenilik (ürün, süreç, pazar) destek programı hazırlanması,
Ortak kullanıma yönelik numune hatlarının kurulması,
Ortak kullanıma yönelik (test, simülasyon vb.) platformlarının
kurulması,
Teknoloji takip, tanıtım ve transfer birimlerinin kurulması,
Üniversite ile sanayi işbirliği programlarının hazırlanması,
Çeşitli mali destek programlarına başvuruların hazırlanması,
Tasarım ve yaratıcılık kapasitesini arttırıcı programların hazırlanması
gibi faaliyetlerin gerçekleştirilmesi
75
toplam dört kategoride olacak şekilde desteklenmektedir.
Kümelenme destek programı kapsamında hibe şeklinde sağlanan mali destek, 5 yıl
için 25 milyon TL’dir. Bakanlık tarafından sağlanan geri ödemesiz destek oranı, her bir iş
planı tamamlandığında iş planı toplam bütçesinin %50’sini, her bir destek kalemi bazında
ise %75’ini geçmemesi gerekmektedir.
4.3.2. KOSGEB
Ülkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında küçük ve orta ölçekli
işletmelerin payını ve etkinliğini arttırmak, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek,
sanayide entegrasyonu ekonomik gelişmelere uygun şekilde gerçekleştirmek amacıyla,
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)
kurulmuştur.214 KOSGEB Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir kamu kuruluşudur.
KOSGEB, her yaştan girişimciye kadın veya erkek ayrımı yapmaksızın birçok
konuda destek vermektedir. Bu destekler; Danışmanlık ve Eğitim, Teknoloji Geliştirme ve
Yenilik, Bilişim, Kalite Geliştirme, Pazar Araştırma ve İhracatı Geliştirme, Bölgesel
Kalkınma ve Girişimciliği Geliştirme Destekleri altında toplanmaktadır. KOSGEB’in
özellikle üniversiteler ile işbirliği ve fikir alışverişine giderek, gençlerin girişimciliğe
özendirilmesi ve desteklenmesi konusundaki en önemli desteklerinden biri, şüphesiz ki,
genç girişimcilerin cesaretini kıran finansal sorunlara getirdiği alternatif finansman
modelleridir. 215
KOSGEB ülke sathına yayılmış organizasyon yapısı ile girişimci adayı özel ve tüzel
kişilere, aşağıda görülen başlıklar altında çok geniş bir yelpazede destek sağlamaktadır. Bu
desteklerden faydalanmak için girişimci adaylarının KOSGEB’in veri tabanına kayıtlı
olmaları ve KOSGEB ile irtibatlarını kesmemeleri önem arz etmektedir. Kurum aşağıda
gösterilen başlıca faaliyet ve alanlarda girişimciliği desteklemektedir.
Yurt içi fuar desteği
214 İsmail Elagöz, “KOSGEB’in Girişimcilere Sağladığı Destekler”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi,
2015, c. 4, S. 1, s. 166. 215 Cansız, a.g.t., s. 57.
76
Yurt dışı iş gezisi desteği
Tanıtım desteği
Eşleştirme desteği
Nitelikli elaman istihdam desteği
Danışmanlık desteği
Eğitim desteği
Enerji verimliliği desteği
Tasarım desteği
Sınai mülkiyet hakları desteği
Belgelendirme desteği
Test, analiz ve kalibrasyon desteği
Bağımsız denetim desteği
Kredi faiz desteği
Destek alanlarının hepsi önemli olmakla beraber girişimcinin, başarılı olup, küresel
düşünmesi için iyi bir eğitim ve yurt dışını görmesi şüphesiz çok faydalı olacaktır. Diğer
destek konularından daha önemli olduğu için eğitim ve yurt dışı iş gezisi destekleri detaylı
olarak incelenmiştir.
4.3.2.1. Eğitim Desteği
KOSGEB’in sağlamış olduğu eğitim desteğinden faydalanmak isteyen özel ve tüzel
kişiler KOSGEB’in resmi internet sitesinden indirilebilen başvuru formunu doldurarak
77
kurum temsilciliğine elden teslim etmektedirler. Gerekli değerlendirmeden sonra sonuç
KOSGEB tarafından başvuru sahiplerine yazı ile bildirilmektedir.216
Özel veya tüzel kişiler, genel yönetim, pazarlama yönetimi, üretim yönetimi, insan
kaynakları yönetimi, mali işler ve finansman yönetimi, dış ticaret ve uluslararası mevzuat,
bilgisayar ve bilgi teknolojileri, enerji teknolojileri, yeni teknik ve teknolojiler, yenilik,
mesleki ve teknik eğitim, CE işareti, ürün belgelendirme ve çevre konu başlıklarında
KOSGEB tarafından desteklenmektedir.217
Girişimci adayları yukarıda sayılan konularda eğitim hizmetini, üniversiteler,
üniversitelerin işletmelere yönelik eğitim hizmeti vermek amacıyla kurulmuş birimleri,
kuruluş mevzuatlarının izin vermesi şartıyla kamu kurum ve kuruluşları, bunların eğitim
hizmeti vermek amacıyla kurulmuş birimleri ve meslek kuruluşları, 5580 sayılı Özel
Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında kurum açma iznine sahip, alanında program onayı
olan kurum ve kuruluşlar ile Türk Akreditasyon Kurumu tarafından herhangi bir konuda
akredite edilen belgelendirme kuruluşlarından alabilmektedir.218
Sağlanan maddi destek her bir konu başlığı altında alınan eğitim için 1.000 TL'yi,
toplamda ise 4.000 TL'yi geçmemekte ve verilecek maddi destek ile ilgili diğer teknik
detaylar KOSGEB’in kendi mevzuatı çerçevesinde yürütülmektedir.
4.3.2.2. Yurt Dışı İş Gezisi Desteği
İşletmelerin, uluslararası işbirliğini temin etmeleri, kendi alanları ile ilgili tecrübe ve
bilgilerini arttırmaları için organize edilen yurt dışı iş gezisi programlarına katılmaları
KOSGEB tarafından desteklenmektedir. Bu destek; hizmet merkezleri, meslek kuruluşu
veya Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği üyesi A grubu organizatör kuruluşlar tarafından
düzenlenen yurt dışı iş gezisi programlarında işletme temsilcilerinin, konaklama giderlerini,
ulaşım giderlerini, yurt dışı iş gezisi programı ile ilgili diğer giderlerini (tercüme ve
rehberlik hizmetleri, fuar giriş ücretleri, toplantı organizasyon giderleri) kapsamaktadır.219
216 Bozkurt, a.g.e., s. 53. 217 http://www.kosgeb.gov.tr/common/AboutUs, (30.09.2015). 218 http://www.kosgeb.gov.tr/Uploads/Documents/, (05.08.2015). 219 Elagöz, a.g.m., s. 170-171.
78
Sağlanan bu desteklerden faydalanmak için işletme sahibi, ortağı veya çalışanı olma
şartı aranmaktadır. Yurt dışı iş gezisinin düzenlenebilmesi için en az 10 işletmenin
(KOSGEB veritabanına kayıtlı KOBİ) katılımı gerekmektedir. Her bir yurt dışı iş gezisi
programı için, işletme başına en fazla 10.000 TL destek verilmekte olup ödemeler
KOSGEB’in kendi mevzuatı çerçevesinde yürütülmektedir.
4.3.3. TÜBİTAK
1963 yılında kurulan TÜBİTAK, Türkiye’de planlı ekonomi döneminin
başlangıcında kurulmuştur. Kurumun kuruluş aşamasında en temel görevleri arasında,
özellikle doğa bilimlerinde temel ve uygulamalı akademik araştırmaların desteklemesi ve
genç araştırmacıların teşvik edilmesi bulunmaktadır. Zaman içerisinde bu kurum çağın
gereklerine göre kendini geliştirmiş ve değiştirmiştir. TÜBİTAK günümüzde,
toplumumuzun yaşam kalitesinin artmasına ve ülkemizin sürdürülebilir gelişmesine hizmet
eden, bilim ve teknoloji alanlarında yenilikçi, yönlendirici, katılımcı ve paylaşımcı bir
kurum olma vizyonunu benimsemektedir. Ayrıca ülkemizin bilim ve teknoloji politikaları
belirlenerek toplumun her kesiminde bu farkındalığın arttırılması için TÜBİTAK kitaplar
ve dergiler yayınlamaktadır. Kurum bu faaliyetleri yürütürken, bilim insanlarının yurt içi ve
yurt dışı akademik faaliyetleri burs ve ödüller ile destekleyerek, üniversitelerimizin, kamu
kurumlarımızın ve sanayimizin projeleri fonlamaktadır. Bu yöntemler ile ülkemizin rekabet
gücünün arttırılması hedeflenmektedir.220
Son olarak 2005 yılında değişen mevzuatı ile TÜBİTAK kendisinden beklenen
etkinlik performansı için, somut ölçüler ve hedefler içeren stratejik plan ve yönetim ilkeleri
doğrultusunda hareket etmektedir. 5376 sayılı Kanun ile ayrıca bilgi ve teknolojinin
üretildiği ortamlardan, kullanıldığı ortamlara aktarılmasını sağlayacak, üniversite ve sanayi
işbirliğini geliştirecek çeşitli ve etkin mekanizmaların kullanımına olanak verecek hükümler
getirilmiştir.221
TÜBİTAK günümüzde girişimcilere, başta yüz yüze ve sanal olmak üzere eğitim,
patent alınması ve ekonomik teşvikler gibi çok geniş yelpazede destek sağlamaktadır.
220 http://www.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/hakkimizda/icerik-biz-kimiz, (08.08.2015). 221 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 42.
79
Kurum bu hali ile fark oluşturacak fikri olan herkesin hayatına belli oranda
dokunmaktadır.222
TÜBİTAK girişimciliği;
Tekno Girişim Sermaye Desteği
Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışma Programı
Girişimcilik, Yenilikçilik Eğitimi ve Araştırma Faaliyetlerini Destekleme
Programı
Girişim Sermayesi Destekleme Programı
Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik
Destekleme Programı
ile desteklemektedir. Kurum tarafından sağlanan destek programları çalışmanın bundan
sonraki bölümünde incelenmiştir.
4.3.3.1. Tekno Girişim Sermaye Desteği
Bu programın amacı girişimcilerin, teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini, katma
değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürebilmeleri için,
fikir aşamasından pazara kadar olan faaliyetlerin desteklenmesi, böylece nitelikli
girişimciliğin özendirilmesi ve uluslararası rekabet gücü olan, yenilikçi, teknoloji düzeyi
yüksek ürün ve hizmetleri geliştirebilen başlangıç firmalarının oluşturulması sağlamaktır.223
Tekno girişim sermaye desteğine üniversitelerin örgün öğrenim veren herhangi bir
lisans programından mezun ya da üniversitelerin herhangi bir yüksek lisans veya doktora
programına kayıtlı öğrenci ya da üniversitelerin herhangi bir yüksek lisans veya doktora
programından mezun kişiler başvurabilmektedir. Bu programa elektronik ve posta yolu ile
222 Kızılca, a.g.e., s. 32. 223 http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/ulusal-destek-programlari/icerik-1512-teknogirisim
sermaye-destegi/, (12.10.2015).
80
başvuru yapmak mümkün olup, hangi projelerin destekleneceğine kurum içi
değerlendirmeye müteakip karar verilmektedir.224
Program çerçevesinde girişimciye sağlanan destek teminat alınmaksızın geri
ödemesiz (hibe) olarak verilmekte olup Tekno Girişim Sermaye Desteği 150.000 TL’dir.
Bu tutar bilim kurulu tarafından arttırılabilmektedir.
4.3.3.2. Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışma Programı
Bu programın amacı, girişimcilik kültürünün gençler arasında yaygınlaşmasını
sağlamak ve çeşitli alanlarda yenilikçilik içeren iş fikri olan ön lisans, lisans ve lisansüstü
öğrencilerine fikirlerini hayata geçirmelerine yönelik uygun ortamı hazırlamak için destek
sağlamaktır. Yarışma, yıl içinde kurumun uygun gördüğü sayıda ve dönemlerde
yapılmaktadır.225
Başvurular elektronik ortamda kabul edilmekte olup değerlendirme kurum içi
mevzuatı çerçevesinde yapılmaktadır. Yapılan değerlendirme sonucunda birinci olan proje
10.000 TL, ikinci olan proje 7.500 TL, üçüncü olan proje ise 5.000 TL ile
desteklenmektedir.
4.3.3.3. Girişimcilik, Yenilikçilik Eğitimi ve Araştırma Faaliyetlerini Destekleme
Programı
Bu programın amacı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Tekno
Girişim Sermaye Desteği’ni kazananlar arasından yapılacak elemeyi geçerek önerilmiş
adaylara girişimcilik ve yenilikçilik alanlarında yurt dışında düzenlenen eğitim
programlarına katılım desteği sağlamaktır. Başvuru şartları; T.C. vatandaşı olmak, bu
programdan daha önce yararlanmamış olmak ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından Tekno Girişim Sermaye Desteği’ni kazananlar arasından yapılacak elemeyi
224 Atilla Yardımcı, “Üniversite Sanayi İşbirliğine Yeni Bir Bakış”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Fakültesi Dergisi, 2015, c. 70, S. 14, s. 158. 225 http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/girisimcilik/ulusal-destek-programlari/icerik-2238-girisimcilik-
ve-yenilikcilik-yarisma-programi, (11.01.2016).
81
geçerek önerilmiş olmaktır. Program kapsamında desteklenenlere seyahat, gündelik ve aylık
yaşam giderleri ile kayıt ücretleri için ödeme yapılmaktadır.226
4.3.3.4. Girişim Sermayesi Destekleme Programı
TÜBİTAK Girişim Sermayesi Destekleme Programı, ülke ekonomisine katma değer
sağlayabilecek nitelikte yenilikçi, ürün, süreç, bilgi ve teknoloji geliştirme ve üretme
potansiyeli bulunan KOBİ ölçeğindeki şirketlerin çekirdek veya başlangıç aşamalarındaki
finansman ihtiyaçlarının, girişim sermayesi fonları aracılığıyla karşılanması için
başlatılmıştır. Destekleme programı ile ülkemizde teknoloji ve yenilik odaklı KOBİ’lere
sermaye sağlayacak yeni fonların kurulmasına ve bu fonları yönetecek fon yöneticilerinin
teşvik edilerek girişim sermayesi ekosisteminin oluşturulmasına katkı sağlanılması
hedeflenmektedir.227
Programa, girişim sermayesi fonu kurmuş veya kurmayı taahhüt eden fon
yöneticileri ve aday fon yöneticileri başvuru yapabilmektedir. Bu başlık altında verilen
destekler çekirdek sermayesi desteği ve başlangıç sermayesi desteği şeklindedir. Çekirdek
sermaye desteği; fikir aşamasında olan bir ürün, hizmet veya yeniliğin oluşturulması
amacıyla araştırma, geliştirme, değerlendirme ve bir başlangıç konsepti geliştirmek ya da
yeni bir ürün oluşturulması için yapılacak yatırımları, başlangıç sermayesi desteği ise ürün
geliştirme, prototip oluşturma veya tamamlanmış prototip sonrası üretim, satış ve ilk
pazarlama faaliyetleri için ek finansman sağlamak amacıyla yapılacak yatırımları
kapsamaktadır.228
Program kapsamında, girişim sermayesi fonlarının fon büyüklüğünün %20’sine
varan oranda hibe desteği verilmektedir. Programa yapılan başvurular, Girişim Sermayesi
Destekleme Grubu tarafından, içerik ve biçim olarak gerekli şartlar açısından ön
değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Ön değerlendirme sonucunda, Girişim Sermayesi
Destekleme Grubu Yürütme Komitesi tarafından değerlendirme sürecine alınacak
başvurulara ilişkin liste TÜBİTAK internet adresinde yayımlanmaktadır.
226 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 65. 227 Kızılca, a.g.e., s. 42. 228 Yardımcı, a.g.m., s. 162.
82
4.3.3.5. Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik
Destekleme Programı
Bu destek programına Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri, yükseköğretim
kurumları, vakıf üniversiteleri, kamu araştırma merkezleri, sanayi odaları, ticaret
odaları, organize sanayi bölgeleri ve ihracatçı birlikleri başvuru yapabilmektedir.229
Destek kapsamında yukarıda sayılan kurum ve kuruluşların başta personel olmak
üzere konaklama, teçhizat, danışmanlık, yazılım ve proje başvuru masraflarının %10’luk
kısmı karşılanmaktadır.
4.3.4. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri
Teknoloji Geliştirme Bölgesi; yeni veya ileri teknolojide mal ve hizmet üretmek
isteyen girişimcilerin, araştırmacı ve akademisyenlerin sınaî ve ticari faaliyetlerini
üniversitelerin yanında veya yakınında yürütebilmelerine ve bu üniversitelerden
yararlanabilmelerine imkân vermek için kurulmuş akademik, sosyal ve kültürel sitelerdir.
4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 06 Temmuz 2001 tarih ve 24454 sayılı
ve 6170 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun 12 Mart 2011 tarih ve 27872 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Teknoloji
Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği ise 19 Haziran 2002 tarih ve 24790 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.230
Bu bölgelerin hedefleri; Türkiye’nin Ar-Ge potansiyeline ve teknoloji üretebilme
yeteneğine katkı sağlamak, Türkiye için sürdürülebilir kalkınmanın unsurlarından birisi
olmak, girişimciliği teşvik etmek ve desteklemek, sektör öncelikleriyle Türkiye’nin
teknoloji üretiminin ve birikiminin yönlendirilmesine katkı sağlamak, teknoloji transferi
için uygun ortam yaratmak, Dünya pazarlarına yönelik ileri teknoloji ürün ve hizmet
üretimini desteklemek, sanayi ile üniversite işbirliğini etkin ve sürekli kılmak,
üniversitedeki araştırma altyapısının ve bilgi birikiminin ekonomik değere dönüşmesine
katkı sağlamak, nitelikli işgücüne ülke içinde istihdam yaratmak, yüksek teknoloji
229 http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/ulusal-destek-programlari/icerik-1601-yenilik-
girisimcilik-alanlarinda-kapasite-artirilmasina-yonelik/, (16.01.2016). 230 https://biltek.sanayi.gov.tr/sayfalar/tgb.aspx, (15.11.2015).
83
yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak bölgeler oluşturulmak
ve Ar-Ge çalışmalarında uluslararası işbirliğini güçlendirmektir.231
Teknoloji geliştirme bölgelerinde; ileri teknolojileri kullanmakta olan yerli ve
yabancı firmalardan Ar-Ge birimlerini teknoloji geliştirme bölgelerinde oluşturarak yeni
Ar-Ge projeleri gerçekleştirenler, üniversitelerin ileri teknoloji enstitüsü veya kamu Ar-Ge
merkezinin imkanlarını kullanarak yazılım veya yenilikçi teknolojiler geliştirmek isteyen
KOBİ’ler ve ticarileştirilebilecek fikri olan genç girişimciler faaliyet gösterebilmektedir.232
Türkiye’de toplam 59 teknoloji geliştirme bölgesi bulunmakta olup girişimcilere
sağladığı değişik destekler bulunmaktadır. Bu avantajlar sırasıyla; bölgede faaliyet gösteren
gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için, bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden
elde ettikleri kazançların 2023 yılı sonuna kadar gelir ve kurumlar vergisinden muafiyet,
bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personeli için, ücretlere ilişkin 2023 yılı
sonuna kadar her türlü vergiden muafiyet ve SGK işveren payından %50 muafiyet ve
bölgede üretilen yazılımlar için KDV muafiyetleridir. Ayrıca teknoloji geliştirme
bölgelerinde görev alan üniversite veya kamu kurum ve kuruluşu personelinin, çalıştıkları
kuruluşların izni ile sürekli veya yarı zamanlı olarak çalışma, öğretim elemanlarının elde
ettiği gelirlerin üniversite döner sermaye kapsamı dışında tutulması, öğretim elemanlarının
yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile şirket kurabilme, kurulu bir
şirkete ortak olabilme veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilme hakları
bulunmaktadır.233
4.3.5. Kalkınma Ajansları
Kalkınma Ajansları, ulusal düzeyde Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda, kendine
özgü teknik ve finansman mekanizmasına sahip, kâr amacı gütmeyen, çabuk karar alıp
uygulayabilen, merkezi ve yerel idarelerin dışında, kamu, özel sektör ve STK’ları bir araya
getiren, tüzel kişiliğe haiz, 5449 sayılı Kanunla düzenlenmiş, işlemlerinde özel hukuk
hükümlerine tabi, istatistikî bölge birimleri sınıflandırması esas alarak Bakanlar Kurulu
kararı ile kurulan teknik kapasitesi yüksek, uygulamacı olmayan fakat destekleyici,
231 Kızılca, a.g.e., s. 37. 232 Erdayı, a.g.m., s. 165. 233 Cemal Elitaş, “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin Verimlilik Açısından Değerlendirilmesi”, Afyon
Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, c. 9, S. 1, s. 336.
84
koordinatör ve katalizör olarak Kalkınma Bakanlığı’nın koordinasyonunda faaliyet
gösteren kalkınma birimledir.234
Türkiye genelinde 26 adet Kalkınma Ajansı mevcuttur. Kalkınma Ajanslarının mali
kaynaklarının büyük kısmı merkezi bütçeden aktarılan ödeneklerden oluşmaktadır. Geri
kalan kısım ise ajansın görev alanı içerisinde yer alan belediyeler, il özel idareleri ve ticaret
sanayi odalarının bütçelerinden aktarılan kurum paylarından oluşmaktadır. Kalkınma
Ajansları, kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini
geliştirmek, kaynakların etkin kullanımını sağlamak, yerel potansiyeli harekete geçirmek
suretiyle bölgesel gelişmeyi hızlandırmak ve bölgeler arası içi gelişmişlik farklarını
azaltmak amacıyla kurulmuştur.235
Kalkınma ajanslarının girişimcilere sağladığı destekler;
Proje Teklif Çağrısı Yöntemiyle Sağlanan Doğrudan Finansman Desteği
Teknik Destek
Doğrudan Faaliyet Desteği
Güdümlü Proje Desteği
Faiz Desteği ve Faizsiz Kredi Desteği
olmak üzere toplam beş başlık altında girişimciliği desteklemektedir.
4.3.5.1. Proje Teklif Çağrısı Yöntemiyle Sağlanan Doğrudan Finansman Desteği
Kalkınma ajanslarının yapmış oldukları teklif çağrılarına aşağıda belirtilen gerçek ve
tüzel kişiler başvuru yapabilmektedir.
Gerçek kişiler
KOBİ tanımına uyan gerçek ve tüzel kişiler
Kooperatif, birlik, teknopark, organize sanayi bölgeleri müdürlükleri
234 http://www.kalkinma.gov.tr/Pages-Kalkinma-Ajansi-i.aspx, (12.11.2015). 235 Ay, a.g.m., s. 341.
85
Kaymakamlıklar, İl Özel İdaresi ve Belediyeler
5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu çerçevesinde kurulmuş birlikler
Üniversite rektörlükleri, rektörlüğe bağlı araştırma merkezleri, enstitüler ve
fakülteler
Sivil toplum kuruluşları (odalar, birlikler, dernekler, vakıflar vb.)
1163 sayılı Kooperatifler Kanuna göre kurulmuş tarımsal amaçlı kooperatifler
5200 sayılı Üretici Birlikleri Kanuna göre kurulmuş üretici birlikleri
Doğrudan finansman desteğinin miktarı ve hangi alanlarda bu finansmanın
yapılacağı kalkınma ajanslarının kendi mevzuatına göre yönetim kurulu tarafından karar
verilmektedir. Örneğin bir KOBİ programı için ajansın sağlayacağı azami destek miktarı
400.000 TL olabilirken, büyükbaş hayvancılık programı için azami destek miktarı 250.000
TL olabilmektedir. Ajansların, bağlı oldukları mevzuatları gereğince özel sektöre
sağlayacağı destekler ise proje toplam uygun maliyetlerinin %50’sini ve uygulama süresi de
12 ayı geçememektedir.236
4.3.5.2. Teknik Destek
Teknik Destek; bölgedeki yerel aktörlerin bölgesel kalkınma açısından önem arz
eden, ancak kurumsal kapasite eksikliği nedeniyle hazırlık ve uygulama aşamalarında
sıkıntı ile karşılaştıkları çalışmalara ajanslar tarafından sağlanan desteklerdir. Teknik
Destek; yerel yönetimlerin başta planlama çalışmaları ile bölge plan ve programlarını
uygulayıcı veya yerel kalkınma kapasitesini arttırıcı faaliyetlerini, diğer kamu kurum ve
kuruluşlarının ve bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının yerel veya bölgesel kalkınmaya
katkıda bulunabilecek çalışmaları kapsamaktadır. Teknik destek, belirli bir süre ile ajans
uzmanlarının görevlendirilmesi veya hizmet alımı yoluyla, konuyla ilgili uzman kurum ve
kuruluşlardan hizmet alınması yolu ile gerçekleştirilmektedir.237
236 http://www.ito.org.tr/Rekabeti_Gelistirme/Kalkinma_Ajanslari.pdf/, (03.01.2016). 237 Çokgezen, a.g.e., s. 43.
86
Teknik Destek faaliyetleri için ayrılabilecek toplam yıllık tutar, ajansların yıllık
gider bütçesinin %2’sini geçememektedir. Ayrıca Teknik Destek bir mali destek aracı
olmayıp, başvuru sahibinin ihtiyaç duyduğu bir uzmanın veya eğitimin temin edilmesi için
gerekli olan maliyetleri kapsamaktadır. Teknik Destek kapsamında yararlanıcı kuruluşa
herhangi bir doğrudan mali destek verilmez, ödemeler hizmet alınan kuruluşa
yapılmaktadır.
4.3.5.3. Doğrudan Faaliyet Desteği
Doğrudan Faaliyet Desteği; bölgenin kalkınması, rekabet gücü açısından önemli
fırsatlardan yararlanılmasına ve bölge ekonomisine yönelik risklerin önlenmesinde acil
tedbirlere yönelik faaliyetlerin desteklenmesidir. Bu kapsamda ajans, proje teklif çağrısı
yapmaksızın, proje hazırlığı konusundaki yükümlülüklerden bazılarını hafifletmek, proje
destek sürecini hızlandırmak amacıyla veya proje hazırlık sürecini doğrudan yönetmek
suretiyle yararlanıcılara karşılıksız ve doğrudan destek sağlamaktadır. Doğrudan Faaliyet
Desteği istisnai bir destek olup, bu destek türünde proje teklif çağrısı usulü
uygulanmamaktadır.238
Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında, bölgenin kalkınmasında önem arz eden,
sosyal ve ekonomik sektörler için önemli sonuçlar yaratacak araştırma ve fizibilite
hazırlama faaliyetleri desteklenmektedir. Destek için ayrılabilecek toplam yıllık tutar,
ajansın yıllık gider bütçesinin %2’sini geçememektedir. Bu oran, proje teklif çağrılarından
kaynak artması durumunda, genel sekreterlik makamının teklifi ve yönetim kurulu onayı ile
%4’e kadar çıkarılabilmekte olup, her bir proje için sağlanabilecek azami destek miktarı,
her yıl Kamu İhale Mevzuatı’na göre Büyükşehir Belediyesi sınırları dâhilinde bulunan
idareler için belirlenen, doğrudan temin usulüne göre yapılan satın almaların üst sınırının iki
katından fazla ve yarısından az olamamaktadır. Bu rakam her bir proje için 19.500 TL ile
85.000 TL arasındadır. Ayrıca yapılacak ön ödeme miktarı, destek tutarının %80’nini, proje
destek süresi ise 3 ayı geçememektedir.239
238 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 69. 239 http://www.serka.gov.tr/sayfa-187-tesvikler.html, (20.12.2015).
87
Doğrudan Faaliyet Desteğine, yerel yönetimler, üniversiteler, diğer kamu kurum ve
kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları,
birlikler, kooperatifler, girişimciler ve KOBİ’ler başvurabilmektedir.
4.3.5.4. Güdümlü Proje Desteği
Güdümlü Proje Desteği ile, bölgedeki girişimcilik ve yenilikçilik kapasitesini
geliştirecek nitelikteki iş geliştirme merkezleri, teknoparklar, teknoloji geliştirme
merkezleri, işletmelerin ortak kullanımına açık fuar, ticaret merkezi, sergi salonu,
laboratuar, atölye gibi büyük bütçeli altyapı desteklerini içeren, stratejik önem taşıyan
projelere kalkınma ajansları öncülük edip doğrudan mali ve teknik destek sağlanmaktadır.
Güdümlü Proje Desteği’nin diğer desteklerden farkı ilgili projenin ajansın öncülüğü ile
başlatılmış olmasıdır. Bu kapsamda kalkınma ajansları, ilk fikri oluşturma aşamasından
itibaren genel çerçevesini ortaya koymuş olduğu projeyi uygulayacak muhtemel aktörleri
belirlemek için gerekli koordinasyonu yürütmektedir.240
Güdümlü Proje Desteği’nden sadece, yerel yönetimler ve mahalli idari birlikleri,
üniversiteler, meslek okulları, araştırma enstitüleri, diğer kamu kurum ve kuruluşları, kamu
kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, organize sanayi bölgeleri,
endüstri bölgeleri ve küçük sanayi siteleri, proje uygulayıcısı olarak yararlanabilmektedir.
Güdümlü Proje Desteği kapsamdaki projelere sağlanacak mali destekler, küçük ölçekli
altyapı projeleri için ajans bütçesinden ayrılan kaynaktan karşılanmaktadır. Ajans
tarafından küçük ölçekli altyapı projelerine verilecek mali desteğin toplamı ise, ajansın
yıllık gider bütçesinin %20’sini geçmemektedir. Güdümlü Proje Desteği kapsamında ajans,
proje başına en fazla %90 oranında mali destek sağlamaktadır. Bu oran, projenin hayata
geçirilmesinde proje uygulayıcısı ve ortak olarak rol alacak kurum ve kuruluşlarla kalkınma
ajansı arasında imzalanacak sözleşmede belirlenmektedir. Kalan kısım bu kurum ve
kuruluşlar tarafından karşılanmaktadır.241
Destek kapsamındaki diğer hususlar kurum içi mevzuata göre yürütülmektedir. Bu
destek programından faydalanmak isteyen genç girişimcilerin iyi bir hazırlık ve iş planı
yapması gerekmektedir.
240 Ay, a.g.m., s. 345. 241 http://www.serka.gov.tr/sayfa-188-tesvikler.html, (20.12.2015).
88
4.3.5.5. Faiz Desteği ve Faizsiz Kredi Desteği
Faiz Desteği, kâr amacı güden gerçek ve tüzel kişilerin ilgili aracı kuruluş (bankalar,
vd.) ile ajans arasında imzalanacak protokolde belirtilen nitelikteki projeleri için, bankalar
vb. kurumlardan alacakları krediler karşılığında ödeyecekleri faiz giderlerinin, ajans
tarafından karşılanmasını öngören karşılıksız yardımdır. Bu destekten KOBİ’ler, çiftçi ve
çiftçi grupları, serbest meslek sahipleri ve girişimciler yararlanabilmektedir. Faizsiz kredi
desteği ise, kâr amacı güden gerçek ve tüzel kişilerin ilgili aracı kuruluş ile ajans arasında
imzalanacak protokolde belirtilen nitelikteki projeler için, ilgili aracı kuruluşlar eliyle kredi
verilmesidir. Bu mali destek ajans mevzuatında belirlenmiş olan usul ve esaslar dâhilinde
sağlanmaktadır. Bu destekten KOBİ’ler, çiftçi ve çiftçi grupları, girişimciler ve serbest
meslek sahipleri yararlanabilmektedir. Faiz ve Faizsiz Kredi Destek’lerinin sağlanabilmesi
için öncelikle aracı kurum olan bankalar ile ajans arasında bir protokol yapılması ve ajans
tarafından desteklerin ilan edilmesi gerekmektedir.242
Faiz ve Faizsiz Kredi Desteği uygulamaları, ajansın yıllık gider bütçesinin %15’i ile
sınırlı olarak ayrılan kaynaktan karşılanmaktadır. Faiz desteği ile desteklenmesi öngörülen
her bir projeye verilecek azami destek miktarı, o yıl için faiz desteğine ayrılan toplam
ödeneğin %5’ni geçmemek üzere ajans tarafından belirlenerek ilan edilmektedir.
4.3.6. TÜSİAD
Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği, 1971 yılında kapalı ve kriz üreten
ekonomi sistemine iş dünyasının bir tepkisi olarak kurulmuştur. TÜSİAD kuruluşundan beri
hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları, temel özgürlükler, eşitlik, serbest piyasa
ekonomisi ve güçlü bir Türkiye vizyonunu savunmaktadır.243
TÜSİAD Brüksel, Washington, Berlin, Paris ve Pekin’de açmış olduğu
temsilcilikleri ile fiilen Dünya’nın ekonomik ve siyasi güç merkezleri ile de daima temas
halinde olup ülkemizde kurumsallaşmış yapısı ile ciddi bir baskı ve denetim kurumu olarak
242 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 75. 243 http://tusiad.org/tr/tusiad/hakkinda, (12.08.2015).
89
faaliyetlerine devam etmektedir. TÜSİAD bu yapısı ile ülkemizdeki girişimcilerin yerel
olup küresel düşünmesine katkı sağlamaktadır.244
TÜSİAD, ekonomi ile ilgili süreli yayınlar, ekonomik rapor hazırlama, eğitim,
seminer, toplantı, konferans ve bilimsel yarışma tertip etme gibi daha çok ufuk açıcı
faaliyetler ile ülkemizde girişimciliğin artmasını teşvik etmektedir.
4.3.6.1. Süreli Yayınlar
TÜSİAD, Manşet Dergisi, Görüş Dergisi, Yıllık Ekonomik Değerlendirme Raporu
ve Private View gibi süreli yayınları ile bilgilendirme faaliyetini yerine getirmektedir.
Manşet Dergisi TÜSİAD Medya İlişkileri Bölümü tarafından, aylık olarak e-bülten
şeklinde hazırlanmakta olup; TÜSİAD’ın faaliyetleri ile ilgili kamuoyuna özet bilgi
sunmaktadır. Bu dergide, toplantılar, yurt içi ve yurt dışı temaslar ile TÜSİAD Yönetim
Kurulu Başkanı ve üyelerinin ekonomik değerlendirmeleri yer almaktadır.
Görüş Dergisi, 2010 yılı Nisan ayı itibariyle yayımlanmaya başlamıştır. Temelde bir
fikir ve analiz dergisi niteliği taşıyan Görüş Dergisinde, güncel ekonomik, sosyal, siyasi ve
kültürel meseleler derinlemesine ele alınmakta ve bu konular ile ilgili analitik yazılara,
değerlendirmelere yer verilmektedir. Görüş Dergisi, farklı ilgi alanlarına hitap eden geniş
bir haber, yorum, analiz yelpazesi sahip olup; sosyal ve kültürel konular, edebiyat, sanat
dünyasından izler de bu dergide görülebilmektedir.245
Private View Dergisi ise, yılda bir defa yayınlanmakta olup İngilizcedir. Bu dergi ile
Türkiye ekonomisinin Dünya’ya daha rahat tanıtma imkanı bulunurken, yerel girişimcilerin
de daha büyük düşünmesine katkı sunulmaktadır.
4.3.6.2. Vizyon 2050 Türkiye Raporu
Vizyon 2050 raporu ile TÜSİAD, 40. yıl faaliyetleri kapsamında Türkiye’nin
geçmiş 40 yılını değerlendirmeyi ve gelecek 40 yılına ışık tutmayı hedeflemiştir. Bu
244 Berrin Koyucu, “Küreselleşme ve Türk İşadamları Derneği: TÜSİAD Örneği”, Hacettepe Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Dergisi, 2006, c. 3, S. 9, s. 128. 245 http://www.tusiad.org.tr/yayınlar-vizyon 2050/, (12.08.2015).
90
doğrultuda yıl içinde birçok üst düzey seminer gerçekleştirilmiş ve sürdürülebilir kalkınma
perspektifinden Türkiye’nin 2050 vizyonunun oluşturulmasına katkı sunulmaya
çalışılmıştır. Sürdürülebilir kalkınma, insan yaşamının gereksinimleri ve doğal kaynakların
sürdürülebilirliği arasında bir denge kurularak, ekonomik, çevresel ve toplumsal
boyutlarıyla bugünden geleceğe uyumlu bir planlama yapılmasını amaçlayan bütünsel bir
yaklaşımdır. Vizyon 2050, sadece bugünün değil gelecek nesillerin de kendi ihtiyaçlarını
karşılayabilecekleri, ekonomik kalkınmanın çevre ve toplum değerleri dikkate alınarak,
sürdürülebilir büyüme modellerini ortaya koymaya çalışmaktadır.246
Vizyon 2050 Türkiye Raporu ile sürdürülebilir bir Dünya neye benzer? Bunu nasıl
gerçekleştirebiliriz? Böyle bir Dünya’ya doğru hızla yol almada İş Dünyası nasıl bir rol
oynayabilir? sorularına cevap aranmıştır. Vizyon 2050 Türkiye Raporu, insani kalkınma,
şehirleşme, kentsel ulaştırma, enerji, tüketim alışkanlıkları, üretimde enerji ve kaynak
verimliliği bölümlerinden oluşmaktadır.
4.3.6.3. Üniversite Öğrencilerine Yönelik İnovasyon Eğitim Seminerleri
Üniversite öğrencileri nezdinde inovatif düşünmeyi teşvik etmek amacıyla
düzenlenen bu seminerlerde, hem akademisyenlerin hem de iş dünyasından katılımcıların
desteğiyle, öğrencilere yeni fikirlerin, iş fikirlerine dönüşmesi sürecinde gerekli olabilecek
bilgiler sunulmaktadır. Bu kapsamda inovasyon, rekabetçilik ilişkisi, inovasyonun
finansmanı ve fikri mülkiyet hakların korunması konuları, seminerlerde öne çıkan
başlıklardır. Bu seminerlerden ilki 2014 yılı içinde İstanbul’da TÜSİAD merkezi’nde,
ikincisi ise Cyberpark ve Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Operational Research
Kulübü işbirliği ile Ankara’da çeşitli üniversitelerden öğrencilerin katılımıyla
düzenlenmiştir.247
Düzenlenen bu seminerler ile genç girişimci adayları, gerçek başarı hikayesine sahip
kişilere dokunma, soru sorma ve tecrübelerden faydalanma fırsatı bulmaktadırlar. Eğitim
ortamında anlatılan nazari konuların somut olarak görülmesi bakımından uygulanan bu
eğitimlerin önemli olduğu değerlendirilmektedir.
246 Eylem Türk, TÜSİAD Patronlar Kulubü, Alfa Yayınevi, İstanbul, 2012, s. 45-46. 247 Koyucu, a.g.m., s. 130.
91
4.3.6.4. Bu Gençlikte İş Var Yarışma Programı
TÜSİAD Bu Gençlikte İş Var etkinliği, üniversite öğrencilerinin gruplar halinde
katılarak iyi iş fikirlerini ilettikleri, ön elemeyi geçen grupların TÜSİAD üye rehberleri ile
birlikte fikirlerini geliştirme ve iş planı hazırlama imkanı elde ettikleri bir fikir yarışmasıdır.
Bu yarışma ile, girişimcilik ekosistemindeki paydaşların da geniş katılımını sağlayarak
üniversite öğrencilerinin girişimciliğe ilişkin farkındalığını arttırma, genç girişimci
adaylarına kariyer alternatifi sunma ve TÜSİAD üyelerinin bilgi, deneyimlerinden
faydalanma imkanı tanınması hedeflenmiştir. Yarışmaya başvurabilmek için üniversitelerin
lisans veya lisansüstü programlarına hali hazırda devam edilmesi, 2 veya 5 kişiden oluşan
bir ekibin oluşturulması ancak fikrin kapsadığı ürün veya hizmetten ticari kazanç elde
etmek amacıyla tüzel kişilik kurulmamış olması şartları aranmaktadır.248
Ön elemeyi geçerek online eğitimi tamamlayan ekipler, İstanbul'da 3 gün sürecek ve
tüm masrafların TÜSİAD tarafından karşılandığı eğitim kampına katılması planlanmıştır.
Eğitim kampı esnasında katılımcılar, girişimciliğe ilişkin temel konulardan etkili sunum
tekniklerine kadar birçok alanda eğitim alma ve başarılı girişimcilerden kendi hikayelerini
dinleme ve kendi iş fikirlerini TÜSİAD rehberlerine sunma imkanı bulması
öngörülmektedir. Tüm programın sonunda final jürisine sunum yaparak oylama sonucunda
birinci olan ekip 75.000 TL, ikinci olan ekip 50.000 TL üçüncü olan ekip ise 25.000 TL
para ödülünü kazanmaktadır. Bu yarışma programında en önemli unsur katılımcılara eşsiz
bir deneyim ve gözlem fırsatı sağlanmasıdır.
4.3.7. MÜSİAD
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), hakkın ve hukukun, adaletin
ve eşitliğin, barışın ve güvenin, refahın ve mutluluğun sağlandığı; tarihe ve topluma mal
olmuş mahalli ve evrensel değerlerin gözetildiği, kendi içinde bütün, bölgesinde, ekonomik
ve siyasi alanda etkin, Dünya’da saygın bir Türkiye hayaliyle yola çıkan, hassasiyet sahibi
iş adamlarının 9 Mayıs 1990 tarihinde İstanbul’da kurdukları bir İş Adamları Derneği’dir.
11.000'i aşan üyesi ile MÜSİAD; 45.000’e yakın işletmeyi temsil eden ve yaklaşık
1.600.000 kişiye istihdam sağlayan; yurt içinde 85 irtibat noktası bulunan, üyelerinin
248 Türk, a.g.e., s. 49.
92
sorunlarını, görüş ve önerilerini kamu kurum ve kuruluşlarına yerinde ileten, yurt dışında 5
aktif temsilci ile birlikte 63 farklı ülkede toplamda 159 nokta ile hizmet veren, iş dünyasına
olduğu kadar toplumun diğer kesimleri için de örnek bir eğitim, rehberlik, danışmanlık
merkezi haline gelen, uygulama ve çalışmalarını profesyonel düşünce zeminine oturtan,
kamu yararına dernek statüsüne sahip güçlü bir sivil toplum kuruluşudur.249
MÜSİAD, teknik destek, bilgilendirme, maddi teşvik ve eğitim faaliyetleri ile
ülkemizde genç girişimci sayısının artmasına katkı sağlamaktadır. Ayrıca kurumsal olarak
hazırlanan iktisadi raporlar, ekonomik alandaki karar vericilere ve oyunculara karar
aşamasında önemli faydalar sağlamaktadır. Çalışmanın bu bölümünde MÜSİAD’ın
girişimciliğe hangi araç ve yöntemler ile destek verdiği incelenmiştir.
4.3.7.1. 24 Yaş Çok Geç Eğitim Projesi
Ülkemizde genç üniversite öğrencileri mezun olduklarında iş hayatında ciddi bir
uyum sorunu yaşamaktadır. Bunun sebebi üniversitede sadece eğitime yani teorik bilgiye
ağırlık verilmesidir. Genç girişimci adayları yeteri kadar staj imkanı bulamadığı için hemen
hemen hiç iş deneyimi olmadan okullarından mezun olmak durumundadırlar. Sorunun diğer
tarafında bulunan işverenler ise, tecrübesiz olan yeni mezunu işe almak istememektedir.
Genç MÜSİAD bu sorunun çözümüne katkı sağlamak için 24 Yaş Çok Geç Projesi’ni
geliştirmiştir. Bu projenin hedef kitlesi, üniversiteye başlayan öğrencilerden mezun
olacaklara kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.250
24 Yaş Çok Geç Projesi, özellikle üniversite öğrencilerinin başvurularının alınıp,
bunlardan uygun görülen genç girişimci adaylarının, MÜSİAD üyesi işyerlerinde üç aylık
yaz dönemi ve okul dönemi olmak üzere iki şekilde staj yapmasını öngörmektedir. Proje ile
öğrencilerin, alanlarını tanımasına ve pratik kazanmasına, iş alanlarını gözlemlemesine, işin
başında ilgisi olan bölüme ağırlık vermesine, işin aşamalarını öğrenmesine, teorik bilgiyi
uygulama imkanı bulmasına, iş hayatını öğrenmesine, sorumluluk bilincini geliştirmesine,
249 http:// www.musiad.org.tr/hakkinda, (12.08.2015). 250 Erdayı, a.g.m., s. 161.
93
yaşama erken atılmasına ve işsizlik kaygısından kurtulmasına katkı sağlanması
hedeflenmiştir.251
4.3.7.2. Teknolojide Kadın Eli Konferansları
Pek çok ileri teknoloji şirketinin yüzlerce ülke ekonomisini geride bırakacak oranda
büyüdüğü günümüzde, Türkiye'nin girişimci potansiyelini daha aktif kullanması gerektiği
değerlendirilmektedir. Değdiği her yere güzel bir iz bırakma arzusunda olan kadın
girişimcilere de şüphesiz bu çalışmalarda büyük pay düşmektedir. Tüm bunları anlatmak,
teknoloji alanında Türkiye’nin kadın girişimcilerini ve girişimci adaylarını motive etmek
amacıyla Genç MÜSİAD tarafından Teknolojide Kadın Eli konulu konferanslar
düzenlemektedir. Bu konferanslar ile, teknoloji alanında başarılı olan kadın girişimciler,
konunun uzmanı olan akademisyenler ve kadın girişimci adayları bir araya gelerek karşılıklı
bilgi alış verişinde bulunmaktadır. Bu konferansların ilki 6 Haziran 2015’de MÜSİAD
genel merkezinde gerçekleştirmiş olup müteakip konferansların duyurusu Genç
MÜSİAD’ın internet sitesinden yapılmaktadır.252
4.3.7.3. Satın Alma Müdürleri Endeksi (SAMEK)
Satın Alma Müdürleri Endeksi raporu, sanayi ve hizmet sektörlerinde faaliyet
gösteren işyerlerinin, ekonomik faaliyetlerinin gidişatına dair değerlendirmelerini temel
alarak, Türkiye ekonomisindeki gelişmelere ilişkin zamanında ve revizyona gerek
duyulmayacak bir veri aktarımını amaçlamaktadır. SAMEK raporu hazırlanırken illerin
GSYH içerisindeki payları dikkate alınarak MÜSİAD üyesi işyerlerinden ciro payları
dikkate alınmadan işyerleri rassal olarak seçilmektedir. 1100 işletmeyi kapsayan havuzdan
en az 500 işletmenin ankete katılımı sağlanmaktadır. Endekse kaynak olan anketler, her
ayın 20, 21, 22’sinde belirlenen örnek grubunun satın alma müdürlerinin profesyonel çağrı
merkezince telefonla aranmasıyla hayata geçirilmektedir. SAMEK endeksini oluşturan ham
251 http://www.gencmusiad.org.tr/hakkimizda/, (05.01.2016). 252 Belen-Demirkaya, a.g.e., s. 45-46.
94
veriler, bu kapsamda düzenlenen ankete katılan işyerleri satın alma müdürlerinin sorulan
sorulara verdiği, içinde bulunulan aya dair cevaplarından oluşmaktadır.253
Bu veriler daha sonra şirketin sağlığının farklı yönlerini ölçen aylık alt endekslerin
oluşumunda kullanılmaktadır. Alt endekslerin her biri, soruya arttı cevabı verenlerin
yüzdesinden azaldı cevabı verenlerin yüzdesinin çıkarılmasıyla elde edilen değerin
yarısının, %50 ile toplanmasından elde edilen 0 ila 100 arasındaki yayılım değerleridir. Bu
hesaplama, göstergelerin aynı yönlü olmaları için, tedarik teslim süreleri endeksi
hesaplanırken azaldı diyenlerin yüzdesi ile yapılmaktadır. Bu alt endekslerin her biri,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından da kullanılan iş günü etkilerinden
arındırma yöntemiyle düzeltilmiştir. Bu değerlerde 50’nin üzerinde bir okuma son ayda bir
gelişim ve iyiye gidiş, 50 altındaki değerler ise durumda kötü yönde bir hareket olarak
algılanmaktadır. SAMEK raporu her ayın son iş günü yayımlanmaktadır.254
SAMEK raporunun Dünya’daki örnekleri; Amerika Birleşik Devletleri’nde İnstitute
for Supply Management (ISM) tarafından yürütülen Purchasing Managers İndex (PMI),
Kanada’da İvey Purchasing Managers İndex’dir. MÜSİAD’ın hazırladığı SAMEK raporu
uluslararası örneklerinden kapsamı ve yerel ekonominin durumunu daha iyi yansıtma
özelliği açısından ayrılmaktadır. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da Türkiye
için hazırlanan SAMEK raporunda sadece sanayi sektörü dikkate alınıp, İngiltere’de
yapılan bir çalışmaya dayanılarak konu ağırlıkları belirlenmektedir. Oysa ülkemiz
ekonomisinin yaklaşık 3’te 2’sini hizmet sektörü oluşturmakta ve belirlenen konu ağırlıkları
yerel gerçeklerle uyuşmamaktadır. MÜSİAD’ın hazırladığı SAMEK ile sayılan mahsurlar
giderilmiş ve raporun yerel veriler ile daha uyumlu olması sağlanmıştır.255 Bu rapor ile
ekonomi ve bununla bağlantılı olarak girişimcilik alanında karar verme noktasında bulunan
kişi veya kuruluşlara, doğru kararlar alınabilmesi için gerekli veriler sağlanmaktadır.
4.3.7.4. Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV)
MÜSİAD bünyesinde kurulu olan UTESAV, yürüttüğü faaliyetler ile ülkemizin
girişimci potansiyelini harekete geçirip ekonomik kalkınmaya katkı sunmaya çalışmaktadır.
253 http://www.sameks.org/sameks-hakkinda-kapsam-5.html , (05.07.2015). 254 Şennur Özdemir, MÜSİAD, Vadi Yayınları, İstanbul, 2015, s. 88-89. 255 Kızılca, a.g.e., s. 39-40.
95
Bunun için, iş adamları, üst düzey yöneticiler ve çalışanlara yönelik eğitim seminerleri
düzenleyip bu kişilerin uluslararası toplantı ve sempozyumlara katılmasını teşvik
etmektedir. Ayrıca Türkiye’de ekonomik ve siyasi alanda karar verme konumunda bulunan
yöneticiler için teknolojik, ekonomik ve sosyal alanlarla ilgili raporlar hazırlayarak,
stratejik kararların alınmasına katkı sağlamaktadır.256
UTESAV yürüttüğü faaliyetlerde, üniversiteler ile sıkı bir iş birliği yapmaktadır. Bu
kapsamda üniversite öğrencilerinin staj çalışmalarına destek verip, üniversite bünyesinde
hazırlanacak olan doktora ve yüksek lisans tez konularının, ülkemizdeki ekonomik ve
sosyal problemlerin çözümüne ilişkin olmasını teşvik etmektedir.
4.3.8. TOBB
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) kendi bünyesinde kurmuş olduğu Genç
Girişimciler Kurulu (GGK) aracılığı ile, genç girişimcilere eğitim, kapasite geliştirme
desteği ile girişimci fikirlerini hayata geçirmelerinde destek sağlamayı hedeflemektedir.
Ülkemizdeki genç girişimci potansiyelinin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi ve
daha donanımlı hale getirilmesi amacıyla politika belirlemek ve girişimcilik kültürünün
gençler arasında gelişmesine öncülük etmek için oluşturulan GGK’nın başlıca görevleri,
gençlere kişisel gelişim yollarını öğreterek kariyer geliştirme fırsatları yaratmak, eğitimlerin
ve kapasite geliştirmenin yanı sıra genç girişimcilerin iş kurma ve işlerini başarılı bir
şekilde sürdürmesini desteklemek, Türk ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunacak
sektörlerde girişimde bulunulmasına yardımcı olacak politikaları belirlemek ve bu
sektörlere genç girişimcileri yönlendirmek, genç girişimcilerde sosyal sorumluluk bilinci
oluşturulması amacıyla eğitim programları ve çeşitli sosyal etkinlikler düzenlemek ve genç
girişimcilerin sivil toplum kuruluşlarında, yerel yönetimlerde görev almalarını teşvik
etmektir.257
TOBB, genç girişimci adaylarını maddi olarak desteklemek yerine daha çok
eğitimler, konferanslar, yurt dışı inceleme gezileri, raporlar, siyasi karar vericilere teklif
yolları ile desteklemektedir. Özellikle, Genç Girişimci Kurulu’nun Dünya’nın teknoloji ve
finans merkezlerine organize ettiği inceleme gezileri ülkemizde genç girişimci adaylarının
256 Özdemir, a.g.e., s. 111-112. 257 http://www.tobb.org.tr/ hakkimizda/, (05.01.2016).
96
ufkunun açılmasına ve cesaretlenmelerine önemli katkı sağlamaktadır.TOBB’un sağladığı
imkanlardan faydalanmak isteyen girişimci adayları medya ve internet ortamında TOBB’un
faaliyetlerini takip etmeleri gerekmektedir.
4.3.9. Kadın Girişimcilere Destek Veren Kuruluşlar
Toplumda özellikle desteklenmesi gereken kesimlerinden biride kadınlardır.
Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10.maddesinde ‘‘Kadınlar ve erkekler eşit
haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu
maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamaz’’258 denilerek bu alana
özel vurgu yapmış ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapılabilmesinin yolunu açmıştır.
Türkiye’de girişimciliğin teşviki için çalışma mevzuatında esneklik, uygun
fiyatlarda enerji ve hammadde temini, vergi indirimleri gibi konularda devletin duyarlı
olması beklenmektedir. Ayrıca kayıt dışı istihdam ve serbest ithalat yoluyla haksız rekabet
yaratılmaması gerekmektedir. Yine, Türkiye’de gözlemlenen erkek egemen girişimci profili
yıkılmalı, kadın girişimcileri destekleyen kararlar alınmalıdır. Hali hazırda Türkiye’de iş
gücüne katılım oranı %52.1 olup, kadınlarda bu oran %32.3’dür. Kadın istihdamını
arttırmaya yönelik politikalara öncelik verilmelidir. Türkiye’de kadın işverenlerin oranı
sadece %3.3’dür.259
Cinsiyet rolleri tanım olarak toplumdan topluma, tarih içinde değişse de, hiç
değişmeyen yönü cinsiyet temelindeki, kadının erkeğe göre ikincil sırada olduğu anlayışının
yaygın olmasıdır. Girişimci rolü ile toplumda var olma şansı verilen kadın daha fazla
bağımsız hareket etme, kendini gerçekleştirebilme ve hedeflerine ulaşabilme imkanına
kavuşacaktır. Böylece toplam istihdam içinde kadınlar da kendi işlerine yönelik kısa ya da
uzun vadeli planlar yaparak; kaynakları optimum kullanabilme, beşeri ilişkilerde başarı elde
etme, işinde elde ettiği bilgileri farklı kanallara aktarabilme gibi konularda söz sahibi
olabilmektedir.260
258 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde 10. 259 Erdayı, a.g.m., s. 159. 260 Esen Şahin, “Kadın Girişimciler ve Konya İlinde Kadın Girişimciler Üzerine Bir Uygulama”, Selçuk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya, 2006, s. 30.
97
4.3.9.1. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER)
KAGİDER, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, Eylül 2002’de 38 kadın girişimci
tarafından ülke çapında faaliyet gösteren ve kar amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü
olarak İstanbul'da kurulmuştur. KAGİDER bugün farklı sektörlerde aktif olarak çalışan ve
değer üreten 292 kadın girişimci üyesi ile büyümeye ve güçlenmeye devam etmektedir.261
KAGİDER Türkiye'de kadın girişimciliği ve liderliğini geliştirmek temel amacı ile
çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çerçevede KAGİDER İstanbul'da ve Anadolu'nun farklı
illerindeki kadın girişimcilere iş kurma ve geliştirme süreçlerinde kapsamlı eğitimler
sağlamanın yanı sıra, kadın girişimci adaylarına inkübasyon, danışmanlık ve mentörlük
desteği sunmaktadır. Diğer taraftan genç kadınlar arasında farkındalık yaratma ve bilinç
yükseltme çalışmaları ile onları daha iyi eğitim almaları ve iş yaşamına başarılı geçişleri
yönünde desteklemektedir. 2002 yılından bu yana KAGİDER girişimcilik eğitimleri ile
kadın güçlenmesine hizmet etmiş, kadınların sosyal ve ekonomik alanda etkinliğinin
artmasına katkı sağlamıştır. Bu bağlamda KAGİDER 5000'den fazla girişimcilik ve iş
geliştirme projesini değerlendirmiş, 1300'den fazla kadına da eğitim desteği sağlamıştır.262
4.3.9.2. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV)
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV), 1986 yılında kadınların ekonomik
durumlarını ve yaşam kalitelerini iyileştirmek amacıyla kurulmuştur. Kâr amacı gütmeyen
bir sivil toplum örgütü olan KEDV, dar gelirli bölgelerde kadınlara ve çocuklara yönelik
çalışmalar yapmaktadır. Kadınların bireysel ve toplumsal yaşamlarını iyileştirme çabalarını
desteklemek, temel ihtiyaçları etrafında organize olarak kapasitelerini geliştirebilecekleri
platformlar oluşturmak ve çocukların erken çocuk eğitimi olanaklarından
yararlanabilmelerini sağlamak için faaliyetlerini yürütmektedir. Ayrıca KEDV, yerel kadın
gruplarına yönelik bireysel ve kollektif kapasite geliştirme ve ekonomik güçlendirme
programları uygulayıp, bu gruplara Kadın ve Çocuk Merkezleri kurarak erken çocukluk
eğitim hizmetleri sunmaları için destek vermektedir.263
261 http://www.kagider.org.tr./ hakkimizda/, (05.08.2015). 262 Şahin, a.g.t., s. 37. 263 http://www.kedv.org.tr/hakkimizda/, (01.10.2015).
98
KEDV, bu faaliyetleriyle her yıl yaklaşık 3000 çocuk ve kadına eğitim ve diğer
kapasite geliştirme olanakları sunmaktadır. Vakfın başlıca faaliyet gösterdiği bölgeler
sırasıyla, İstanbul’un dar gelirli semtleri, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden
etkilenen bölgeleri ve terörden etkilenen Güneydoğu Anadolu’daki bazı şehirledir. KEDV
ayrıca çalışmalarını yaygınlaştırmak amacıyla bu programları hizmetlerine dâhil etmek
isteyen Türkiye’nin her yerinden belediyelere, sivil toplum kuruluşlarına, kalkınma
projelerine ve destek talep eden kadın gruplarına eğitim, danışmanlık ve izleme desteği
sağlamaktadır.264
4.3.10. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV)
1991 yılından beri özel sektör ve girişimcilerin Ar-Ge ve teknolojik yenilik
projelerine destek sağlamakta olan Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, 24 özel sektör, 5
kamu, 11 şemsiye kuruluş ve 15 gerçek kişinin biraya gelmesi ile Kanunla Kurulmuş Vakıf
statüsüne sahiptir. TTGV, ulusal hedefler doğrultusunda, kamu ile özel sektör arasındaki
bağı güçlendiren ve kamu fonlarının yönetimine özel sektörün de katılmasına imkan veren,
şeffaf, izlenebilir ve etkin bir mekanizma olarak varlığını sürdürmektedir.265
TTGV desteklerinin ana prensibi, kamu fonlarının özel sektörün ulusal Ar-Ge
harcamalarına daha fazla ağırlıkla katılmasını sağlayarak ülkemizin Ar-Ge kapasitesine
önemli faydalar sağlamaktır. TTGV, özel sektör ve kamunun beklenti, ihtiyaç ve
önceliklerini değerlendirmekte, değişen şartlara ve ülkemiz koşullarına uygun yeni destek
mekanizmalarını geliştirerek, hizmete almaktadır. TTGV bugün içeride ve dışarıda
teknolojik yenileşim alanında aranan bir ortak olmuştur. TTGV girişimcilere, Ar-Ge Proje
ve Çevre Proje Destek Programları ile katkı sağlamaktadır.266
4.3.10.1. Ar-Ge Proje Destekleri
Ar-Ge Proje Destek Programı girişimci şahıs ve şirketlerin, Teknoloji Geliştirme
Projeleri, Ticarileştirme Destek Projeleri ve İleri Teknoloji Ürünü Geliştirme Projeleri
olmak üzere toplam 3 alanda faaliyetlerine katkı sağlamaktadır.
264 Soysal, a.g.m., s. 112. 265 http://www.ttgv.org.tr/tr/kisaca-ttgv/, (12.09.2015). 266 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 123.
99
4.3.10.1.1. Teknoloji Geliştirme Proje Desteği
Teknoloji Geliştirme Proje Desteği’nin amacı, sanayi kuruluşlarının, yazılım
şirketlerinin, özel şirketlerin veya girişimcilerin, “Teknolojik Ürün” ve “Teknolojik Proses
İnovasyonu” kavramları çerçevesinde, bilgi birikimi projeyi gerçekleştiren özel veya tüzel
kişide kalmak üzere, ticari değeri olan ürünlerin elde edildiği teknoloji geliştirme
düzeyindeki Ar-Ge faaliyetlerini desteklemektir. Altyapı veya üretim yatırımına dayalı
projeler TGP destek kapsamı dışında kalmaktadır. TGP desteğinin, tamamı geri ödemeli,
destekleme süresinin 2 yıl ve destek miktarının azami 1.000.000 Dolar olması
planlanmıştır.267
4.3.10.1.2. Ticarileştirme Proje Desteği
Ticarileştirme Proje Desteği, TTGV'nin Teknoloji Geliştirme Proje desteğinden
yararlanarak prototip geliştirme aşamasını başarı ile tamamlamış firma ve özel şahısların
faydalanabileceği, bu projeler sonucunda oluşan çıktıların ölçek ekonomisine uygun şekilde
ticarileştirilmesine yönelik geliştirilecek projelere destek sağlamayı amaçlamaktadır.
Ticarileştirme Proje Destek programının, üst limitinin 1.000.000 Dolar, tamamının geri
ödemeli ve destek süresinin 1 yıl olması planlanmıştır. Ayrıca desteğin çerçevesi
ticarileşme sürecinin gereklerine uygun olarak genişletilmiş, tamamlanan Ar-Ge projesi
sonrasında uluslararası pazarlarda rekabet gücüne kavuşmak amacıyla yapılması gerekli
üretim ve satışa yönelik hazırlık çalışmaları destek kapsamına dahil edilmiştir.268
4.3.10.1.3. İleri Teknoloji Proje Desteği
İleri Teknoloji Proje Destek uygulamasının amacı, ülkemizdeki kamu kurum ve
kuruluşlarının, özel şirketlerin ve girişimcilerin tarım teknolojileri, sağlık teknolojileri,
eğitim teknolojileri ve çevre teknolojileri alanında gerçekleştirilen ürün veya süreç
geliştirme uygulamalarının Ar-Ge ve ticarileştirme fazlarını bütünleşik olarak
destekleyerek, ticari değeri olan yeni ürün oluşturulmasına veya mevcut ürünlerin rekabet
gücünün yükseltilmesine katkı sağlamaktır. Program çerçevesinde, desteklenen alanlarda
267 Şaban Uzay, “Türk Vergi Sistemi ve Teknoloji Geliştirme Teşvikleri” Erciyes Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, c. 12, S. 6, s. 98-99. 268 http://www.ttgv.org.tr/Ticarileştirme/e+Proje+Desteği, (12.10.2015).
100
toplumsal yaygın etkisi yüksek olabilecek projelerin pazar engellerini minimize edebilmek
ve ilgili teknoloji alanlarında ülkemizde gelişmeyi sağlamak amacıyla esnek bir destek
programı yürütülmektedir. Bu yaklaşım doğrultusunda, İleri Teknoloji Proje Destek
programı kapsamında desteklenecek proje çıktılarının teknolojik ve ekonomik etkileri ile
birlikte sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik etki boyutlarının da gözetilmesi
önceliklendirilmiştir.269
İleri Teknoloji Proje Destek programının, destek süresinin 3 yıl, destek miktarının
azami 3.000.000 Dolar ve bu miktarın tamamının geri ödemeli olması öngörülmüştür.
4.3.10.2. Çevre Proje Destek Programları
Çevre Proje Destek Programı girişimci şahıs ve şirketlerin, Çevre Teknolojileri
Geliştirme Projeleri ile Enerji Verimliliği Projelerine katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda,
ülkemizin, çevre performansının arttırılıp üretim maliyetlerinin düşürülmesine ve
dolayısıyla rekabet gücünün arttırılması hedeflenmiştir.
4.3.10.2.1. Çevre Teknolojileri Desteği
Çevre Teknolojileri Desteği’nin temel amacı, eko-verimlilik (temiz üretim-
sürdürülebilir üretim) anlayışı çerçevesinde üretim süreçlerinde asgari enerji, su, hammadde
tüketimi ve atık üretimi için teknolojik yenilik içeren, sanayide uygulanabilir ve ekonomik
değeri olan temiz üretim teknolojilerinin uygulanmasına yönelik uygulama projelerinin
teşvik edilmesi ve desteklenmesidir. Bu destek programına, ülkemizdeki tüm kamu kurum,
ve kuruluşları, özel şirketler ile girişimciler destek için başvuru yapabilmektedir.270
Program çerçevesinde desteklenecek projelerin seçiminde, atıkların kaynağında
azaltılması ve üretime döndürülmesi, su tüketiminin azaltılması, emisyonların kaynağında
azaltılması hammadde tüketiminin azaltılması, tehlikesiz ya da tehlikelilik düzeyi daha
düşük kimyasal madde kullanımına geçilmesi, yağ tüketiminin azaltılması, enerji üretim ve
kullanımında çevre dostu teknolojiler, atıklardan yeni ürün üretimi, çevre dostu ürün
üretimi, karbon tutma ve depolama sistemlerine ilişkin proje ve çalışmalara öncelik
269 http://www.ttgv.org.tr/tr/ileri-teknoloji-projeleri-destegi/, (12.10.2015). 270 Yardımcı, a.g.m., s. 171.
101
verilmektedir. Destek programı ile, proje sürelerinin azami 18 ay, destek miktarının
1.000.000 Dolar ve sağlanacak desteğin 1 yıl geri ödemesiz 4 yıl içinde faizsiz olarak geri
ödenmesi planlanmıştır.271
4.3.10.2.2. Enerji Verimliliği Desteği
Enerji Verimliliği Destek Programı, Türkiye’nin Dünya’da artan enerji fiyatları
karşısında, özellikle enerji yoğun sektörlerde rekabet gücünün korunması, dışa bağımlılığını
azaltması, sera gazı salımlarının azaltılmasına katkı sağlanması amacıyla oluşturulmuştur.
Destek kapsamında enerji verimliliği etütleri de dahil olmak üzere, enerji verimliliğine
yönelik uygulama projelerinin uygun şartlarda desteklenmesi amaçlanmaktadır. Bu destek
programı ile aynı zamanda Enerji Verimliliği Kanunu ve Enerji Verimliliği Yönetmeliği ile
belirlenen amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesine katkı sağlanması öngörülmektedir. Bu
destek programına, ülkemizdeki tüm kamu kurum, kuruluşları, özel şirketler ile girişimciler
başvuru yapabilmektedir.272
Program çerçevesinde desteklenecek projelerin seçiminde, buhar üretim ve dağıtım
sistemlerinin iyileştirilmesi, ısıtma ve soğutma sistemlerinin iyileştirilmesi, elektrik
tasarrufu sağlayacak teknoloji geliştirilmesi, kullanılan üretim teknolojisinin (eritme,
ergitme, tavlama, kurutma, presleme, kalıplama, boyama, vb.) daha verimli hale getirilmesi,
atık ısının değerlendirilmesi, üretim süresinin kısaltılması alanlarındaki projelere öncelik
verilmektedir. Destek programı ile, proje sürelerinin azami 18 ay, destek miktarının azami
1.000.000 Dolar ve sağlanacak desteğin 1 yıl geri ödemesiz 4 yıl içinde faizsiz olarak geri
ödenmesi planlanmıştır.273
4.3.11. Kredi Garanti Fonu (KGF)
KGF, küçük ve orta ölçekli işletmeler için sağladığı kefaletle bu işletmelere destek
vermekte, yatırımlarının ve işletmelerinin finansmanında banka kredisi kullanmalarını
mümkün hale getirmektedir.
271 Kızılca, a.g.e., s. 78-79. 272 http://www.ttgv.org.tr/tr/enerji-verimliliği-proje-destegi/, (12.10.2015). 273 Leman Erdal, “Türkiye’de Enerji Yatırımları ve İstihdam Yaratma Potansiyeli”, Adnan Menderes
Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2014, c. 4, S. 1, s. 172 .
102
Özellikle yeni ve küçük işletmelerin banka kredisine ulaşması için güçlü bir
teminatlarının olması istenmektedir. Öte yandan KOBİ'lerin uzun vadeli kredi
kullanmalarında da bankaca talep edilen yüksek teminatlar önemli bir engel olarak ortaya
çıkmaktadır. Bunun dışında KOBİ'lerin işlerini büyütürken mevcut kredi limitlerinin
arttırılmasında bankaca talep edilen ek teminatlar çoğu kez işletme ve banka arasında
çözülmesi gereken önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.274
KGF, KOBİ’lere verdiği kefalet ve üstlendiği risk ile bu işletmelerin daha çok banka
kredisi kullanabilmelerini sağlamakta, uzun vadeli ve uygun maliyetli kredilerden küçük
işletmelerimizin de yararlanmasını mümkün hale getirmektedir. Bu sayede girişimcilik
teşvik edilmekte, KOBİ'ler lehine ek bir kredilendirme yaratılarak ekonomik büyüme ve
kalkınmaya katkı sağlanmaktadır. KGF kefaletlerinde genç ve kadın girişimciliğin
geliştirilmesi temel amaçtır. Yenilikçi yatırımların gerçekleştirilmesi, ileri teknoloji içeren
küçük girişimler, ihracatın desteklenmesi, istihdam artışı sağlayacak yatırımlar ve bölgesel
kalkınma amaçlı yatırımlar KGF kefaletlerinde öncelikli olarak değerlendirilen
konulardır.275
4.3.12. KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (KGSYO)
KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., 1999 yılında KOBİ’lerin
finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla TOBB, Halk Bankası, KOSGEB, TESK ve 16
Sanayi ve Ticaret Odası’nın ortaklığında “KOBİ Yatırımlarına Ortaklık A.Ş.” adı altında
317.800 TL sermaye ile kurulmuştur. Fakat uzun yıllar yaşanan ekonomik krizler ve siyasal
istikrarsızlıklar nedeniyle faaliyete geçememiştir. Sağlanan ekonomik ve siyasal istikrarla
birlikte 2003 yılında şirketin girişim sermayesi alanında faaliyet göstermesine karar
verilmiş ve şirketin unvanı “KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı” olarak
değiştirilmiştir. Bunun yanı sıra 2004 yılı sonunda SPK’ dan alınmış olan “Portföy Yönetim
Belgesi” ile ödenmiş sermayesi 20 milyon TL’ye çıkarılarak faaliyetlerine resmen
başlamıştır.276
274 http://www.kgf.com.tr/hakkimizda/, (01.10.2015). 275 Erdayı, a.g.m., s. 165. 276 http://www.kobias.com.tr/hakkimizda/, (01.11.2015).
103
Girişimciler, ülkemizde de, iş fikirlerini hayata geçirebilmek için gerekli olan
finansman kaynaklarına ulaşmakta büyük zorluklar çekmektedirler. Deneyimi, yeterli
sermayesi veya teminatı olmayan girişimcilerin, işin başında gerekli olan çekirdek ve
başlangıç sermayesini veya işlerini büyütmek için gerekli olan ilave sermayeyi banka
kaynaklarını geleneksel yollardan sağlamaları pek mümkün olamamaktadır. Halbuki bu
kaynak gelişmiş batı ülkelerinde, yenilikçi iş fikrini daha fikir aşamasından itibaren
destekleyerek yenilikçiliğin girişimciliğe dönüşmesinde önemli rol oynayan, iş melekleri
adı verilen bir sınıf veya daha profesyonel ve kurumsal yapı olan girişim sermayesi fonları
tarafından sağlanmaktadır. Ülkemizde bu boşluğu gören KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım
Ortaklığı A.Ş., girişimciliğin başından itibaren desteklenmesi için, yeni teknoloji veya ürün
ortaya çıkaran vizyon sahibi girişimcilerin yenilikçi projelerine destek sağlamaktadır.277
KGSYO’nın desteklerinden tüm girişimci ve şirketler faydalanabilmektedir.
Başvurunun yapılmasından sonra sırasıyla, başvuru 3 ay ile 7 ay gibi süre içinde şirket
tarafından değerlendirilir, girişimci ile şirket arasında görüşmeler yapılır görüşmeler olumlu
sonuçlanır ise ortaklık kurulur, ortaklık anlaşması imzalanır ve KGSYO A.Ş. tarafından
kurulan ortaklığa başlangıç sermayesi ile danışmanlık hizmeti verilmektedir. Daha ileri
safhada üretilen hizmet veya ürün piyasada tutundurulup ekonomik kar elde edildikten
sonra 5 yıl ile 7 yıl arasında KGSYO A.Ş. yapılan yatırımdan çıkmaktadır. Uzman
danışmalık hizmetinin alınması, marklaşmanın daha hızlı sağlanması, alınan maddi desteğin
faizsiz ve geri ödemesiz olması KGYO A.Ş.’nin girişimcilere sağladığı önemli
avantajlardandır.278
4.3.13. GAP Girişimci Destekleme Merkezleri (GAP-GİDEM)
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ülke nüfusunun ve alanının yaklaşık %10’unu teşkil
etmesine rağmen, Bölge’nin gayri safi yurt içi hâsıla içindeki payı %5 olup, sanayi
sektörünün toplam katma değere katkısı daha da düşüktür. Diğer taraftan bölge, toprak ve
su kaynakları açısından oldukça zengindir. Nehirlerden sağlanan tüm ulusal su
kaynaklarının yaklaşık %28’i Fırat ve Dicle nehirlerinden sağlanmaktadır. Bölge’de
ekonomik olarak sulanabilir arazi tüm ülkenin sulanabilir arazilerinin %25’i kadardır.
277 T.C. Ekonomi Bakanlığı, a.g.e., s. 156. 278 Ay, a.g.m., s. 341.
104
Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile ülkenin daha fazla gelişmiş bölgeleri arasındaki sosyo-
ekonomik gelişmişlik farkını gidermek ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak amacıyla
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) 1989’da başlatılmıştır.279
GAP-GİDEM’ler yatırımların artması ve girişimciliğin geliştirilmesi amacıyla
girişimcilere, uygun yatırım alanlarının belirlenmesi ve yatırım promosyonu, pazar,
finansman ve teknik konuların araştırılması, yatırımcıların yönlendirilmesi, ön fizibilite ve
fizibilite etütlerinin yaptırılmasında yol gösterilmesi, yerli ve yabancı ortak bulunması,
girişimcilerin ihtiyaç duyduğu konularda eğitim programları, iş gezileri düzenlenmesi,
şirket kurulması, halka açılma konularında hizmet sunulması. finans kaynağı arayışları ve
makine ekipman temini konuları başta olmak üzere birçok alanda danışmanlık desteği
sağlamaktadır. GAP bölgesinde yatırım yapmak isteyen şirket veya girişimciler,
GİDEM’lere şahsen veya elektronik ortamda başvuru yaparak girişimci danışmanları ile
görüşebilmekte ve projelerinin uygulanması için önemli yatırım danışmanlık hizmeti
alabilmektedirler.280
4.4. Yurt Dışından Girişimciliğe Destek Veren Kuruluşlar
Türkiye’nin tarihsel derinliği ve jeo-stratejik konumu göz ününde
bulundurulduğunda Türkiye ile ekonomik işbirliği yapmak çok karlıdır. Girişimcilik
açısından, özellikle Avrupa Birliği ile başlatılan katılım müzakereleri ile yatırım fikirlerine
yurt dışından ekonomik kaynak bulmak daha da kolaylaşmıştır.281
Dünya’nın küresel bir köy haline geldiği günümüzde, girişimcilere değişik kurum ve
kuruluşlar tarafından önemli destekler sağlanmaktadır. Burada önemli olan unsur yatırım
desteği alınmak istenen projenin özgünlüğü ve oluşturacağı farktır. Bu konuda ikna edici
olduktan sonra Elazığ’da hazırlanan bir projeye Newyork, Moskova, Dubai, Tokyo, Sidney,
Berlin veya Londra gibi Dünya’nın ekonomik merkezlerinden destek bulunması içten bile
değildir.282
279 http://www.gap.gov.tr/gap-nedir-sayfa-1.html/, (15.09.2015). 280 Meral Sayın, Yerel Kalkınma Modeli Olarak GAP-GİDEM, T.C. Kalkınma Bakanlığı Yayınları,
Ankara, 2010, s. 55-56. 281 http://www.ab.gov.tr/avrupa/ birliği-mali işbirliği/, (16.08.2015). 282 Özkaşıkcı,a.g.e., s. 186.
105
4.4.1. Avrupa Birliğinden Girişimciler İçin Sağlanan Destekler
28 üyeli Avrupa Birliği , insan hakları ve pazar ekonomisi konusunda ortak değerleri
paylaşan ülkelerden oluşmaktadır. Gerek bu ülkelerin iç ekonomik ve sosyal gelişmelerine
destek olmak, gerekse ülkelerarası gelişmişlik düzeyini dengelemek amacıyla hibe ya da
kredi şeklindeki çeşitli mali araçlar halinde önemli miktarlarda kaynak harcanmaktadır. Üye
olan veya üyelik süreci devam eden ülkelere sağlanan ekonomik desteklerin esas amacı,
birlik üyesi ülkeler arasında tüm engellerden arındırılmış bir pazar meydana getirmektir.283
10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki'de yapılan zirvede Türkiye’nin tam üyelik
adaylığı tescil edilmiş ve Avrupa Birliği ile uzun bir geçmişi bulunan ilişkilerde yeni bir
dönem başlamıştır. 17 Aralık 2004 tarihli Brüksel zirvesinde Türkiye'nin siyasi kriterleri
yeterli ölçüde karşıladığı belirtilerek 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelere başlanması
önerilmiştir. Önerilen tarihte katılım müzakerelerine başlanmış olup, müktesebat uyum
çalışmaları halen devam etmektedir. Bu kapsamda Türkiye-AB arasındaki mali işbirliği
ilişkileri ise, adaylık öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı süreçte değerlendirilmektedir.284
4.4.1.1. Adaylık Öncesi Dönemdeki Yardımlar (1964-1999)
Türkiye, 1963 Ortaklık Anlaşmasından 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği’ne
kadar geçen süre içinde çoğu kredi niteliğinde toplam 1 milyar avro, Gümrük Birliği tesis
edilmesinden adaylık statüsü kazanılan 1999 yılına kadar olan dönemde 755.3 milyon avro,
Avrupa-Akdeniz ortaklığı bünyesinde finanse edilen Akdeniz Ekonomi Geliştirme Bölgesi
Programı adı altındaki hibe nitelikli fonlardan 376 milyon avro, Birlik üyesi olmayan
Akdeniz ülkelerine Avrupa Yatırım Bankasından kredi sağlanması amacıyla oluşturulan
EUROMED sistemi altında 1997–1999 döneminde 205 milyon avro olmak üzere 1964-
1999 yılları arasında toplam 2.336.300.000 avro kaynak kullanmıştır. 285
Türkiye’nin AB ile katılım müzakereleri sürecinden önce kullandığı kaynağın
büyüklüğünden daha önemli olan husus, AB vizyonu ile Türk girişimcilerin daha büyük ve
küresel düşünmeye başlamasıdır.
283 Nurettin Bilici, Türkiye ve Avrupa Birliği, Seçkin Yayınları, İstanbul, 2012, s. 45. 284 T.C.Avrupa Birliği Bakanlığı, a.g.e., s. 53. 285 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, a.g.e., s. 25.
106
4.4.1.2. Adaylık Sonrası Yardımlar
Türkiye Avrupa Birliği kaynaklı, 1999-2001 yılları arasında adaylık sürecindeki
yasal ve kurumsal düzenlemeleri yapabilmesi için 531 milyon avro, 2002-2007 döneminde
yaklaşık 1.3 milyar avro, 2007-2014 yılları arasında 5.7 milyar avro olmak üzere, 1999-
2014 yılları arasında toplam 7.531 milyar avro mali yardım kullanmıştır. Avrupa Birliği,
aday ülkelere sağladığı yardım mekanizmasında 2007 yılından sonra yaşanan gelişmelere
paralel olarak değişikliğe gitmiştir. Buna göre aday ve potansiyel aday ülkelere yapılan mali
yardımlar, Geçiş Dönemi Desteği, Sınır Ötesi İşbirliği, Bölgesel Kalkınma, İnsan
Kaynaklarının Geliştirilmesi ve Kırsal Kalkınma başlıklarını içerecek şekilde Katılım
Öncesi Yardım Aracı adı altında birleştirilmiştir.286
Mali yardım başlıklarından İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi başlığı girişimciliğin
gelişmesine doğrudan katkı sağlamaktadır. İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi başlığı,
istihdam kapasitesinin arttırılması ve beşeri sermayenin güçlendirilmesini hedeflemektedir.
Bu kapsamında istihdam, eğitim ve sosyal iyileştirme öncelikli alanlar olarak belirlenmiştir.
İstihdam önceliğiyle özellikle gençlerin ve kadınların istihdama katılımının arttırılması ve
istihdamda sürekliliklerinin sağlanması, eğitim önceliğiyle eğitim kalitesinin arttırılması,
sosyal iyileştirme projeleri ile de dezavantajlı kişilerin işgücü piyasasına ve sosyal
korumaya erişimlerinin kolaylaştırılması hedeflenmektedir. Avrupa Birliği, İnsan
Kaynaklarının Geliştirilmesi kapsamında 2007-2014 yılları arasında Türkiye’de girişimci
şahıs ve tüzel kişilere hibe ve şemsiye projeler ile toplam 569.1 milyon avro kaynak
kullandırmıştır.287
4.4.2. Dünya Bankasından Girişimciler İçin Sağlanan Destekler
Dünya Bankası, kalkınma yardımı konusunda Birleşmiş Milletlerin uzman
kuruluşlarından birisidir ve 184 üye ülkeden oluşmaktadır. Bu ülkeler, kuruluşun nasıl
finanse edildiğinden ve kaynakların nasıl harcandığından müştereken sorumludurlar. Banka
sağladığı yardımlar ile az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde istikrarlı bir şekilde
yoksulluğun azaltılmasını hedeflemektedir. Bu amaca ulaşmak için yardıma ihtiyaç duyan
286 Bilici, a.g.e., s. 52. 287 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, a.g.e., s. 74-75.
107
ülkelerde eğitim, sağlık, temel alt yapı ihtiyaçları, beslenme, kadın girişimciliği,
ayrımcılığın azaltılması ve çevrenin korunması konularına ait projeleri desteklemektedir.288
Dünya’nın düşük gelirli ülkeleri genellikle uluslararası piyasalardan ancak yüksek
faiz oranları üzerinden borçlanabilmektedirler. Dünya Bankası’nın sağladığı en büyük
avantaj, ihtiyaç sahibi ülkelere uzun vadede, düşük faizli veya faizsiz krediler ile hibe
sağlanmasıdır.
Dünya Bankası’nın sağladığı hibe veya kredilere genellikle şahsen başvuru yapmak
mümkün değildir. Banka sağladığı kaynakları, üye ülkelerin içindeki meslek kuruluşları,
kamu kurumları, dernek ve diğer sivil toplum kuruluşları eli ile kullandırmaktadır. Dünya
bankasının yoksulluğun azaltılması için sağladığı kaynaklar içerisinde en çok rağbet göreni
küçük hibe programlarıdır. Çünkü, başlangıç sermayesi olmayan girişimciler için hibe
programları adeta can suyu niteliğindedir. Bu program kapsamında girişimcilere 3.000 ila
7.000 Dolar arasında hibe yardımı yapılmakta olup, hibenin kullanılması için girişimcinin
herhangi bir sivil toplum kuruluşuna kayıtlı olması ve bu kuruluş altında faaliyet göstermesi
istenmektedir.289
Dünya Bankası sağladığı kredi veya hibeleri Türkiye’de bulunan 17 banka, 4 kamu
kurumu ve 2 dernek olmak üzere toplam 26 organizasyon üzerinden kullandırmaktadır.
Dünya Bankasının bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Finans Kurumu, 2012-2014
döneminde Türkiye’ye 3.2 milyar Dolar kredi, 400 milyon Dolar hibe olmak üzere toplam
3.6 milyar Dolar kaynak kullandırmıştır. Girişimcilerin, Dünya Bankasının hibe
programlarından faydalanması için İş Kur veya diğer dernekler bünyesinde kayıtlı olması
ve güncel duyuruların takip edilmesi önem arz etmektedir.290
4.4.3. İslam Kalkınma Bankasından Girişimciler İçin Sağlanan Destekler
İslam Kalkınma Bankası 1973’te aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 7 kurucu üye
tarafından kurulmuştur. Bankanın merkezi Cidde’dedir. Müslüman ülkelerin kalkınma
seviyesini ve Müslüman ülkeler arasında ticaretin arttırılması, üye ülkelerdeki kamu ve özel
288 http://www.worldbank.org/tr/country/turkey/, (04.10.2015). 289 Kızılca, a.g.e., s. 85. 290 Dünya Bankası Grubu, Türkiye Ülke Programının Görünümü, Dünya Bankası Yayınları, İstanbul,
2015, s. 42.
108
sektör projelerine kredi sağlanması, üye ülkeler arası teknik işbirliğine yardımcı olup teknik
yardım sağlanması ve Müslüman ülkelerdeki ekonomik, mali ve bankacılık faaliyetlerinin
İslami kurallara uygun şekilde yürütülmesi bankanın stratejik hedefleri arasındadır. Banka
üye ülkelerdeki girişimci şahıs ve şirketleri, bazen doğrudan bazen de Türkiye’de işbirliği
yaptığı bankalar ve diğer kuruluşlar aracılığı ile desteklemektedir. Girişimcilerin, İslam
Kalkınma Bankası’nın sağladığı ekonomik desteklerden faydalanması için İslami kurallara
uygun bir alanda faaliyet göstermesi gerekmektedir.291
İslam Kalkınma Bankası üye ülkelerdeki girişimci şahıs ve kuruluşlara mali destek
sağlarken, faiz yüksüz borçlanma, teknik yardım, kiralama, sermaye katılımı ve kar payı
gibi ekonomik yöntemleri kullanmaktadır. Bu yöntemlerden, faiz yüksüz borçlanma, devlet
garantisi olma şartı ile 7 milyon Dinara kadar, teknik yardım 3.5 milyon Dinara kadar,
kiralama 2 milyon Dinara kadar, sermaye katılımı 500 milyon Dinara kadar, kar payı esaslı
10 milyon Dinara kadar, girişimciler ve kuruluşlar desteklenmektedir. İslam Kalkınma
Bankası’nın hissedarlarından biri olan Türkiye 2014 yılına kadar toplamda 120’nin
üzerinde projenin finansmanında toplam 6 milyar Dolar finansman kullanmıştır.292
291http://www.isdb.org/irj/portal/anonymous/, (07.08.2015). 292 Dünya Bankası Grubu, a.g.e., s. 55.
109
BEŞİNCİ BÖLÜM
GENÇ GİRİŞİMCİ SAYISININ VE NİTELİĞİNİN ARTTIRILMASI
İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Türkiye’nin sahip olduğu girişimcilerin, özelde ise genç girişimcilerin niteliğinin ve
sayısının arttırılması için başta bireyin kendisi olmak üzere aile, devlet, toplum, eğitim
kurumları, yerel yönetimler, özel sektör, hükümet dışı organizasyonlar ve diğer kamu
kurumlarına değişik görevler düşmektedir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde bu hususlar
incelenmiştir.
5.1. Bireysel Olarak Genç Girişimci Adaylarının Dikkat Etmesi Gereken Unsurlar
Hayatta bireysel olarak elde edilen hiçbir başarı tesadüf ile açıklanamamaktadır.
Çünkü başarılı girişimci örneklerine bakıldığında, hemen hemen tamamında mutlaka iyi bir
hazırlık devresi olduğu görülmektedir. Bunun yanında ciddi altyapıya sahip olmayan
girişimcilik başarılarının ise sürdürülebilir olmadığı ve bu girişimcilerin kısa sürede
ekonomi dünyasından kaybolduğu bilinmektedir.293 Günümüzün çok hızlı işleyen rekabet
ortamında genç girişimci adaylarının başarılı olabilmesi için sahip olması gereken özellikler
çalışmanın bu bölümünde incelenmiştir.
5.1.1. Eğitim
Genel olarak girişimcilerin özelde ise genç girişimcilerin en büyük eksikliği
eğitimdir fakat birçok insan girişimciliğin önünde esas engel olarak sermaye, hammadde,
pazar gibi unsurları görmektedir. Halbuki özgün fikri olan her genç girişimci, projesine
küresel köy haline gelen Dünya’mızda mutlaka kaynak ve diğer gerekli destekleri
bulabilmektedir.294
Ülkemizin eğitim alanındaki alt yapı ve vizyon eksikliği genç girişimci adaylarını
olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü Türkiye’de uygulanan eğitim sistemi, devamlı
değişmesinin yanında gençlerin yenilikçi ve girişimci özelliklerini desteklememektedir.
293 Bozkurt, a.g.m., s. 190. 294 Hasan Gürak, Ekonomik Büyüme ve Küresel Ekonomi, Ekin Kitabevi, İstanbul, 2009, s. 15-17.
110
Eğitimin Dünya gerçekleri ile uyumlu ve çağdaş olmasının yanında genç girişimci adayı
kişilerin istediği alanda eğitim alabilmesi, girişimci sayısı ve niteliğinin arttırılması için çok
önemlidir. İstediği işi yapmayan ve mutlu olmayan insanların başarılı proje ve fikirler
üretmesi mümkün görünmemektedir.295
Girişimciliğin eğitiminin yapılması, girişimciliğin ortaya çıkarılmasında ve ilerleyen
aşamalarda karşılaşılabilecek problemlerin çözülmesi için çok önemlidir. Genç girişimci
adayları için verilecek girişimcilik eğitimi genel olarak işletme eğitimi yerine, yenilikçiliğin
tetiklenmesini, hesaplı risk alınmasını, piyasadaki fırsatların görülmesini ve şirketleşmenin
teşvik edilmesi gibi konuları kapsamalıdır. Mevcut litaretür incelendiğinde Dünya’da
girişimcilik ile ilgili eğitimler ilk defa 1938 yılında Japonya’da yapılmıştır. 296
5.1.1.1. Yabancı Dil Eğitimi
Küreselleşen Dünya’da fark oluşturup katma değeri yüksek ürünler üretmek, işsizlik
problemini kabul edilebilir seviyelere indirmek için genç girişimci adaylarının mutlaka en
az iki yabancı dil bilmesi gerekmektedir. Bu dillerin bir tanesi ideal olarak küresel bir dil,
diğeri ise tercihen ekonomik potansiyeli yüksek ve ülkemizin ciddi ticari ortağı olduğu
ülkelere ait dillerden olmalıdır.297
Ülkemizde yabancı dil eğitimi için ayrılan kaynak ve zaman göz önünde
bulundurulduğunda verilen eğitimin iyi seviyede olduğunu söylemek mümkün değildir.
Burada Türk Milli Eğitimi’nin zaafları yine karşımıza çıkmaktadır. Dil eğitimi denilince
akla sadece İngilizce gelmekte, ancak bu dilin eğitimi de iyi seviyede yapılamamaktadır.
Eğitim yapılan dilin sadece gramer kuralları ile vakit kaybedilmekte ve eğitim gençler için
eğlenceli hale getirilememektedir. Yabancı dil eğitiminde konuşulan yani yaşayan dilin
öğretilmesi esas olmalıdır. Çünkü yabancı dil ile yazılmış metinlerin çözümlenmesi veya
ezberlenmesinin gerçek hayatta karşılığı bulunmamaktadır.298
295 Bozkurt, a.g.e., s. 55. 296 Altuntaş, a.g.e., s. 85. 297 Yazıcı, a.g.e., s. 150. 298 Mustafa Sağlam, “Avrupa Birliği Eğitim Politikaları ve Türk Eğitim Sistemi’ne Etkileri”, Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2011, c. 8, S. 87, s. 104.
111
Tablo 5.1. Türkiye 2015 Yılı İhracat Tablosu
Kaynak: www.tuik.gov.tr./Dış Ticaret Verileri/, (10.03.2016).
Örneğin Türkiye’ye ait 2015 yılı ihracat rakamları Tablo 5.1 incelendiğinde, en
yüksek ihracat yapılan 10 ülkeden sadece 2’sinin resmi dilinin İngilizce olduğu
görülmektedir. Dolayısı ile çevre ülkelerden başlayarak yabancı dil eğitiminin mutlaka
çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye gibi imparatorluk geçmişi olan kadim bir
medeniyetin yabancı dil eğitimini sadece İngilizce üzerine kurmasının uygun olmayacağı
değerlendirilmektedir.
5.1.1.2. Okuma ve Yazma Alışkanlığı
İnsan beyni mükemmeliyete diğer etkenlerin yanında, özellikle okuyarak ve yazarak
ulaşır. Üst beyin yani korteks konuşarak veya seyrederek değil, sadece okuma ve yazma ile
güçlenir, hücreler arası bağlantı sayısı artar.299
Aslında bütün geri kalmış toplumların en büyük problemi eğitimdir, eğitiminde
temeli ise şüphesiz okumadır. Birleşmiş Milletlerin ve diğer organizasyonların açıkladığı
299 Nusret Kaya, Alt Beyin’in Deşifresi, Destek Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 6.
Sıra
No.
Nu.
Ülke Adı İhracat Değeri (Milyar Tl) Yıl
1 Almanya 13.421.376
2015
2 İngiltere 10.560.903
3 Irak 8.555.254
4 İtalya 6.889.350
5 ABD 6.397.372
6 Fransa 5.846.506
7 İsviçre 5.675.570
8 İspanya 4.743.823
9 BAE 4.681.460
10 İran 3.664.585
Toplam 70.436.200
112
raporlar incelendiğinde kitap okuma alışkanlığı ile İnsani Gelişme Endeksi arasında
kuvvetli bir bağ olduğu görülmektedir.300
Tablo 5.2. Dünya Yıllık Kitap Basım Oranları
Kaynak: http://www.unesco.org/new/en/unesco/resources/publications/, (25.01.2016).
Tablo 5.2’de Uluslararası Standart Kitap Numarası rakamlarına göre basılan yıllık
kitap sayısı, Tablo 5.3’de Birleşmiş Milletler’in yayınladığı 2015 yılına ait İnsani
Gelişmişlik Raporu ülke sıralaması verilmiştir. Birleşmiş Milletler’in yayımlamış olduğu bu
rapor ulusal ve uluslar arası birçok organizasyon tarafından karar verme süreçlerinde etkin
şekilde kullanılmaktadır. Her iki tablo incelendiğinde kitap okuma ile gelişmişlik arasındaki
bağlantı açıkça anlaşılmaktadır.
İletişim araçlarının gelişmesi ile beraber günümüzün insanı bilinçli veya bilinçsiz
yoğun bir bilgi bombardımanına maruz kalmaktadır. Bu bilgilerinin hangisi doğru
hangisinin yanlış olduğu çok görecelidir. İnsan ancak kendi okuması ve araştırması ile
iletişim teknolojilerinin zararlarından korunur, özgün kararlar verir ve hayatı boyunca
kullanacağı veri tabanı oluşturabilmektedir. İnsanoğlu sadece bildiği okuduğu kelimeler
kadar düşünebildiği bilinmektedir, yani vizyon kelimesinin anlamını bilmeyen ve
okumayan kişinin vizyon sahibi olmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.301
300 Türk Eğitim Derneği, a.g.e., s. 27. 301 Suat Ungan, ‘‘Yazma Becerisinin Geliştirilmesi ve Önemi’’, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 2007, c. 4, S. 23, s. 463.
Sıra
No. Ülke Adı Basılan Kitap Sayısı Yıl
1 Türkiye 44.613 2014
2 İngiltere 160.800 2014
3 İtalya 45.898 2014
4 ABD 325.912 2014
5 İspanya 100.244 2014
6 Almanya 122.048 2014
113
Tablo 5.3. 2015 Yılı Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınmışlık Sıralaması
Kaynak: Human Devolopment Report, 2015: 208-209.
Genç girişimci adaylarının kariyerlerinde başarılı olabilmesinin önemli
unsurlarından biride, kendisini yazılı olarak ifade edebilmesi ve not alma alışkanlığı
kazanmasıdır. Yazma kendi içinde eleştirel ve yaratıcı düşünme, araştırma becerisine sahip
olma, problem çözme becerisini elde etme, Türkçe’yi güzel kullanma gibi etkinlikleri bir
arada organize etmeyi gerektirmektedir. Yazma aynı zamanda önemlisi olgular arasında
bağlantı kurup sentez yapmaya da yardımcı olmaktadır.
5.1.1.3. Bilişim Teknolojilerini Etkin Kullanma ve Sosyal Ağları Takip Etme
Genç girişimcilerin günümüz Dünya’sında rekabet edebilmesi, fikirlerine ve
projelerine destek bulabilmesi için, temel bilgisayar bilgisine sahip olup sosyal ağları takip
etmelidir. Çünkü bahsedilen bu teknolojiler kullanıcıya çarpan etkisiyle avantaj
sağlamaktadır. Örneğin, herhangi bir arkadaşı ile sosyal ağlardan bağlantı kuran
Türkiye’deki kullanıcı veya girişimci, saniyeler içerisinde Dünya’nın öbür ucu olan
Pakistan’daki arkadaşından fikri ile ilgili destek veya yorum alabilmektedir. Günümüzün bu
bilgi teknolojileri, bundan 20-25 sene öncesine göre müthiş bir fayda sağlamaktadır.302
302 Yazıcı, a.g.e., s. 155.
Sıra
No. Ülke Adı
Dünya
Sıralaması Ait Olduğu Kategori
1 Türkiye 72 Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi
2 İngiltere 14 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi
3 İtalya 27 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi
4 ABD 8 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi
5 İspanya 26 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi
6 Almanya 6 Çok Yüksek İnsani Gelişmişlik Düzeyi
114
Bugün artık girişimcilikten bahsederken, dijital gelişmelerden, bilişim ve iletişim
teknolojilerinin getirdiklerinden de bahsedilmelidir. En değerli girişimciler, “İnsan’’
faktörünü önceliklendirerek bu gelişmeleri tabana yayan, kullanımı kitleselleştiren, tüm
Dünya nüfusunu hedef kitlesine alarak uygulanabilirliği sağlayan kişiler olduğu
değerlendirilmektedir.303
Konu girişimcilik, yaratıcı düşünme ve yenilikçilik olduğunda, en önemli katma
değer insan kaynağından gelmektedir. Bugün, bilgi teknolojilerini kullanmayan
dijitalleşmeyen, çıkan teknolojilerin en günceline geçmeyen, interneti bilmeyen bir şirket
bulmak neredeyse imkânsızdır. İş insanlarının çoğunun sabah gözlerini açtığında elinin
telefona gitmesi, çoğu insanın ilk iş mesajlarını, e-postalarını kontrol etmesi, çalışılan
sektörden bağımsız ofislerde ellerin direkt bilgisayarlara uzanması, çoğu işin bilgisayar
başında halledilebilmesi ve gün içerisinde arama motorlarının defalarca ziyaret edilmesi
artık Djital Çağı yaşadığımızın önemli kanıtlarıdırlar. Burada başarıya ulaşmak için, her
seviyede teknolojik araçların kullanılmasınının teşvik edilip çalışanların merak ve öğrenme
isteği canlı tutulmalıdır.304
Dijital Dünya’nın, en büyük faydalarından biri de çok küçük sermaye sahibi
girişimcileri de ekonomik hayatta birer oyuncu haline getirmeleridir. Bunun da en büyük
yolu e-ticarettir. E-ticaret doğrudan fiziksel bağlantı kurulmadan ya da fiziksel değiş tokuş
işlemine gereksinim duyulmadan tarafların elektronik olarak iletişim kurdukları her türlü
ticari iş etkinliği olarak tanımlanabilmektedir.305
İnternet’in benimsenme hızı, daha önceki bütün teknolojilerin hızını adeta
katlayarak aşmıştır. Radyo buluşundan 38 yıl sonra 50 milyon kişi tarafında kullanılırken,
televizyonun 50 milyon sayısına ulaşması 13 yıl almıştır. İlk bilgisayar, pazara sunulduktan
16 yıl sonra 50 milyon kişi tarafından kullanılır hale gelmiştir. İnternet ise kullanıma
açıldıktan yalnızca dört yıl sonra 50 milyon çizgisini aşmayı başarmıştır.306
E-ticaretin son yıllarda bu kadar hızlı gelişmesinin ve büyümesinin altında yatan
temel faktör internet kullanımının artması ve tüketicinin online alışverişin kolaylığını tercih
303 Özkaşıkçı. a,g,e., s. 31. 304 Özkaşıkçı. a,g,e., s. 34. 305 Afra, a,g,e., s. 15. 306 İsmet Barutçugil, Bilgi Yönetimi, Kariyer Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 22.
115
etmesidir. Çünkü internet üzerinden alışveriş kişilere seçme, en iyi ürünü en ucuza alma
gibi temel konularda imkanlar tanımaktadır. Tüketiciler, sadece internet bağlantısı ile ürün-
fiyat karşılaştırmasını yaparak, istediği saatte bulunduğu yerden satın alma
gerçekleştirebilmektedir. Yeni dönemde yeni şirketlerin e-ticaret yatırımı yapması, mevcut
şirketlerin altyapılarındaki iyileştirmeler, tanıtım faaliyetlerindeki artış, internet
alışverişindeki fiyat ve kolaylık avantajı sayesinde e-ticaret hacmi daha da artacağı tahmin
edilmektedir.307
Tablo 5.4. Türkiye’de İnternet Kullanıcı Sayısı
Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1028/, (10.03.2016).
Tablo 5.4’de Türkiye internet kullanım rakamları görülmektedir. Tablo 5.5 ile Tablo
5.6 e-ticaret büyüklüğü açısından incelendiğinde, Türkiye’nin önde gelen diğer ülkelere
göre daha hızlı büyüdüğü görülmektedir.
İnternet, birbirine bağlı milyonlarca bilgisayar ve bunların kullanıcıları ile birlikte
çok güçlü bir konuma sahip olmuştur. Sadece İnternet iletişim sağlamak amacıyla değil
ticaret yapan büyük işletmeler tarafından da küresel pazarın en önemli aracı haline
gelmiştir. Tüm dünyanın içinde bulunduğu uçsuz bucaksız bir alanda ticari faaliyetin
yarattığı cazibenin hissedilmesi çok zaman almamıştır. İnternet elektronik ticaretin en
önemli aracı haline gelmiştir. İnternet vasıtasıyla işletmeler web sitelerini hazırlayarak
elektronik ticaret faaliyetlerine geçmişlerdir. Düşük başlangıç maliyeti sayesinde fark
oluşturmak isteyen gençler için, e-ticaret önemli avantajlar sağlamaktadır.308
307 Afra, a.g.e., s. 17. 308 Afra, a.g.e., s. 131.
Yıl İnternet Kullanım Oranı %
2012 47.4
2013 48.9
2014 53.8
2015 55.9
116
Tablo 5.5. Türkiye’de E-Ticaretin Yıllara Göre Gelişimi
Kaynak: http://bkm.com.tr/yerli-kredi-kartlarinin-kullanimi/, (12.02.2016).
Tablo 5.6. E-Ticaret’de 2014-2015 Yılları Arası Kıyas Tablosu
Kaynak: Afra, 2016: 19- 20.
5.1.1.4. ‘‘T’’ Modelli Girişimci Olmaya Dikkat Etmek
Günümüzde başarılı olan girişimcilerin ortak özelliklerinden biride ‘‘T’’modelli
olmalarıdır. T harfindeki, yatay bölümü girişimcinin, sadece kendi alanı hakkında bilgi
Yıl Türkiye’de Kredi
Kartlarından Yapılan
Harcama Rakamları
Açıklamalar
2005 1 Milyar TL
2010 15 Milyar TL
2011 23 Milyar TL
2012 31 Milyar TL
2015 41 Milyar TL
2023 350 Milyar TL Maliye Bakanlığı Hedefidir.
Ülke 2014 2015 Artış Oranı %
Türkiye 40 Milyar TL 51 Milyar TL. 35
Almanya 50 Milyar Avro 53 Milyar Avro 6
ABD 249 Milyar Dolar 272 Milyar Dolar 10
Japonya 137 Milyar Avro 151 Milyar Avro 10
117
sahibi olmayıp hayatın ve ekonominin diğer disiplinleri hakkında da bilgi sahibi olmasını,
dik bölüm ise en az bir alanda çok iyi alan derinliğine sahip olmasını temsil etmektedir.309
Standford Üniversitesi’ne göre öğrencilerin sadece teknik eğitim alarak mezun
olmaları yeterli değildir. Başarılı olabilmek için her türlü çalışma ortamında ve
yaşamlarının bütün alanlarında nasıl girişimci liderlik yapabileceklerini anlamaları
gerekmektedir. Önemli olan ‘‘T-şekilli” insanların sayısının arttırılmasıdır. Bu insanların,
düşüncelerini hayata geçirmek için başka disiplinlerden profesyonellerle etkili bir şekilde
çalışmalarına imkân verecek şekilde, en azından bir konuda derinlemesine, yenilikçilik ve
girişimcilik konusunda da geniş kapsamlı bilgiye sahip kişiler olduğu görülmektedir.310
5.1.2. Genç Girişimci Adaylarının Zamanı Yönetmesi
Zaman kavramı ülkemizde değeri en az anlaşılan olgulardan biridir. Trafik
ışıklarında bir saniye bile beklemeye tahammülü olmayan insanımız, futbol yorumlarını
saatlerce izlemeye vakit bulabilmektedir. Halbuki hayatımızda telafi edilemeyen ve geri
döndürülmesi mümkün olmayan tek şey zamandır. Genç girişimciler günümüzün rekabet
ortamında başarılı olmak istiyorlar ise zamanı da etkin bir şekilde yönetmek ve kullanmak
zorundadırlar.
Zaman, herkesin eşit olarak sahip olduğu, fakat aynı şekilde kullanamadığı son
derece değerli, eşsiz bir kaynaktır. Zamanın para gibi toplanması, hammadde gibi
depolanması, bir pasta gibi başkasına ikram edilmesi, bir araç gibi durdurulması, bir mal
gibi kullanılması ve hiç bir şekilde yerinin doldurulması mümkün değildir. Belli sınırlar
içinde, bir kaynağın yerine bir başkasının ikame edilmesi mümkün olabilir, örneğin bakırın
yerine alüminyum, insan kas gücü yerine makine kullanabilir. Ancak zamanın yerini
alabilecek başka hiçbir kaynak yoktur. Bu nedenle zamanın, yaşam ile aynı anlamda
kullanılması mümkündür.311
Eğer yöneticiler en değerli zamanlarını önemsiz işlere ve projelere ayırırlarsa,
gerçekten yapmaları gereken, çok acil ve önceliğe sahip olan işleri yapmak için zamanları
309 Nazan Yelkikalan-Ayten Akatay, “Yeni Girişimcilik Modeli ve Yeni Nesil Girişimci Profili”, Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014, c. 3, S. 12, s. 504. 310 Tina Seeling, İnovasyon, Kuraldışı Yayınevi, İstanbul, 2010, s. 14. 311 Zeyyat Sabuncuoğlu, Zaman Yönetimi, Ezgi Kitabevi, İstabul, 2002, s. 34.
118
kalmayacaktır. Asıl önemli olan, bu acil işlerdir. Gerek çalışmaya başlamakta güçlük
çekmenin, gerek zamandan yeterince yararlanamamanın en önemli sebebi, önce ufak tefek,
önemsiz konuları elemek ve daha sonra çalışmaya başlama isteğidir. Burada önemli olan
işleri önemli ve önemsiz diye ayırmak değil, işleri önem sırasına göre yapma alışkanlığı
edinmektir. İyi yönetici hem içinde bulunduğu anı hem de geleceği düşünebilen kişidir.
Yapılacak her faaliyet mutlaka gelecek düşünülerek yapılmalıdır. Etkin planlama ise,
yöneticinin yaptığı bazı işlerin diğer işlerden daha fazla öncelik gerektirdiğinin farkına
varması ile başlamaktadır.312
5.1.3. Genç Girişimci Adaylarının Hayal Kurmaktan Korkmaması
Dünya tarihindeki birçok icat, proje önce basit hayallerle başlamış ve sonuç
alınmıştır. Popüler kültür ile beraber aslında insanlar kendi beyinlerine duvarlar
örmektedirler. Çünkü popüler kültür veya tüketim toplumu farklı düşünceye gerek
duymamaktadır. Çağımızın yaşam modeli artık insanları değer olmaktan daha çok, tüketici
veya sadece bir rakam olarak görmektedir. Zamanımızın bu ezici özelliğine karşı genç
girişimciler hayal kurmaktan korkmamalı, aksine değişik ve yeni düşünce olmadan özgün
proje ortaya çıkmayacağını iyi bilmelidirler.
Modern bilim insan beynini öncelikle iki bölüm halinde ele almaktadır. Buna göre
beyin sol ve sağ olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Beynin sol tarafının insanlarda
matematik, dil, mantık, irdelemek ve yazmak gibi becerileri yönettiği, sağ beynin ise hayal
gücü, renkler, müzik, ahenk ve hayal kurma gibi yetenekleri yönettiği bilinmektedir. Zihin
haritaları ve zihinsel okur yazarlık kavramlarının sahibi Tony Buzan, önemli işlere imza
atabilmek için beynin her iki yarısının da etkili şekilde kullanılması gerektiğini
vurgulamaktadır. Tony Buzan’a göre tarihin en büyük komutanları, kazandıkları zaferleri
beyinlerinin sağ yarısından (hayal gücü) yola çıkarak sol yarısını (mantığını)
kullanmalarına borçlu olup, hayal gücü olmadan önemli başarıların elde edilmesi mümkün
görünmemektedir.313
312 Acar Baltaş, Üstün Başarı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1999, s. 92-93. 313 Akın Alıcı, Hayata Yönveren Öyküler, Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 2008, s. 43.
119
5.1.4. İş Planı Yapılması
İş planı, bir işin hangi ürünler ile, nerede, kimlerle, ne şekilde, hangi olanaklar ile,
hangi pazarlama planıyla, hangi organizasyon yapısıyla, nasıl bir mali planlama altında
yürütüleceğinin doğru ve ikna edici bir biçimde anlatıldığı dokümandır.314 İş planının temel
amacı, iş kuran girişimcilerin, iş kurma sürecinde hangi hedefler için neleri nasıl ve ne
zaman yapacağını belirlemesidir. İyi hazırlanmış bir iş planının içinde asgari aşağıdaki
hususlar olmalıdır.
Yönetici Özeti
Şirketin Geçmişi ve Fiili Sonuçlar
Piyasaya Sunulacak Ürün
Yönetim ve Personel
Pazarlar ve Pazarlama
Ürünün İmalat Süreci
Finansal Bilgiler
Risk faktörleri, Acil Durum Tedbirleri ve Getiriler
Zaman planı ve Referans Noktaları
İş planı Türkiye’de girişimciler tarafından, genellikle bir banka ya da başka finans
organizasyonundan yardım almak için hazırlanmaktadır. 2015 yılı içerisinde ülkemizde bir
risk sermaye şirketi tarafından hazırlanan rapora göre, 100 iş planı incelenmiştir. Buna göre
değerlendirmeye tabi tutulan iş planlarının %60’ı kısa bir incelemeden sonra, %25’i 1-2
saatlik bir çalışmadan sonra, %10’u ayrıntılı incelemeden sonra, %3’ü yüz yüze yapılan
görüşmelerden sonra reddedilmiş ve ancak %2’sine gerekli finansman desteği verilmesi için
314 Marangoz, a.g.e., s. 54.
120
onay verilmiştir.315 Genç girişimci adayları, ellerindeki kısıtlı kaynaklar ile başarıya
ulaşmak için detaylı ve gerçekçi bir iş planı yapmadan sahaya adım atmamalıdırlar.
5.2. Genç Girişimci Sayısı ve Niteliğinin Arttırılması İçin Devlet Kurumlarının Alması
Gereken Tedbirler
Günümüz, kamu yönetim biliminin uğraştığı önemli problemlerden biride, kamu
kaynaklarının etkin kullanılamamasıdır. Kamu kayaklarını etkin kullanan şeffaf devletler,
Dünya güç sıralamasında da üst sıralarda kendilerine yer bulmaktadırlar. Dünya’da gelişmiş
ülkelerin kullandığı makam araç sayılarının dağılımını gösteren Tablo 5.7 incelendiğinde,
Türkiye’de kamunun kaynaklarının etkin kullanılmadığı görülmektedir.316
Tablo 5.7. Dünya’daki Diğer Ülkeler İle Türkiye’deki Makam Araç Sayısı
Kaynak: Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, 2016:16-18.
Genç girişimcik açısından devlete ekonomik olarak bakıldığında, devlet esas olarak
bireylerin eğitimine odaklanmalı, mümkün olduğu kadar ekonomik aladan çekilmelidir.
Çünkü günümüzde devletin ekonomik alanda esas görevleri denetim, teşvik, stratejik
hedefler belirleme ve vatandaşlarına vizyon kazandırmak olmalıdır. Bunun aksine,
315 Erdayı, a.g.m., s. 160. 316 Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, 2014-2015 Türkiye Kamu Harcamaları Değerlendirme
Raporu, Kamu Harcamalarını İzleme Platformu Yayınları, İstanbul, 2016, s. 16-18.
Sıra
No. Ülkeler
Kamunun Kullandığı
Makam Araç Sayısı
Ülke Nüfusu.
1 Türkiye 125.000 78.151.750 (2015 YILI)
2 Almanya 15.000 83.493.000 (2015 YILI)
3 İngiltere 12.000 64.181.775 (2015 YILI)
4 Japonya 10.000 127.059.533 (2015 YILI)
121
ekonomide esas oyuncu olarak bulunma, istihdam problemini daha fazla memur alarak
çözme, eğitimi ikinci planda tutma uzun vadede hiçbir ülke için sürdürülebilir değildir.317
Ülkemizdeki genç girişimci sayısının ve niteliğini arttırılması için kamunun alması
gereken tedbirler çalışmanın bu bölümünde incelenmiştir.
5.2.1. Devletin Eğitim Alanında Alması Gereken Tedbirler
Günümüz Dünya’sında kalkınmada en stratejik değer ne petrol nede doğal gazdır.
Örneğin petrolü olan birçok ülke ya fiilen işgal altında ya da çok kötü hayat koşullarında
yaşamak zorundadır. Petrolü olmayan ülkeler ise neredeyse Dünya’nın zirvesindeki
ülkelerdir.318
Bunun tam aksine ekonomik kalkınma için en stratejik hammadde aslında insan
beyni ve bizzat insanın kendisidir. Eldeki bu stratejik hammaddeyi, yani insanı çağın
gerekleri ile donatıp eğiten toplumlar, mutlu ve refah içerisinde yaşamaktadırlar. Eğitim
için mutlaka hatırı sayılır bir kaynak ayrılmalıdır. Çünkü eğitime ayrılan kamu kaynakları
ile kalkınmışlık arasında mutlak bir doğru orantı vardır. Bir ülkenin yapacağı en uzun ve
stratejik yatırım, insana ve onun eğitimine yapacağı yatırımdır.319
Bir toplumdaki eğitim düzeyinin yükselmesi, emeğin niteliğini arttırarak üretim
kapasitesini arttırmaktadır. Emeğin niteliğindeki artış, insan sermayesine yatırım yoluyla
gerçekleştirilebilir. O halde insan gücünün eğitim düzeyinin yükselmesi ile ekonomik
büyüme arasında bir ilişki vardır. 21. yüzyılın başlarında eğitimin kalkınmadaki rolü dikkat
çekmiş ve bu alandaki çabalar ulusal yatırım olarak değerlendirilmiştir. 2. Dünya Savaşı
yılları ve sonrasında yaşanan olaylar, eğitim ile kalkınma arasındaki ilişkilerin daha iyi
anlaşılmasına yardımcı olmuştur. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, Avrupa ve Japon
ekonomilerinin canlandırılması için hazırlanan Marshall Plânı’ndan kısa sürede
317 Kardaş, a.g.t., s. 128. 318 Cengiz Çandar, Mezopotamya Ekspresi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2012, s. 121. 319 Yazıcı, a.g.e., s. 135.
122
beklenmedik başarılar elde edilmiştir. Bu çerçevede, söz konusu ülkelerde güçlü bir ileri
teknoloji ve ekonomik büyüme devri başlamıştır.320
5.2.1.1. Bütçeden Eğitim İçin Daha Fazla Kaynak Ayrılması
Tablo 5.8’de eğitim harcamalarının GSMH’ya oranının ülkeler bazında gösterimi
mevcuttur. Genel itibariyle ortalama oran %5-6 arası değişmektedir. Danimarka ve
Finlandiya’da belirtilen oran %7’ler civarı olurken, Almanya ve Hollanda’da oran %4-
5’dür. Türkiye’de ise gerçekleşme payı %4 civarındadır. Bu tabloya göre ortalamanın
yaklaşık %1 gerisinde olduğumuz görülse de, Türkiye’de eğitimin yapısal, zihni ve çok
köklü problemleri olduğu düşünüldüğünde, bütçeden eğitime daha fazla pay ayrılmalıdır.321
Tablo 5.8. Toplam Eğitim Harcamalarının GSMH İçindeki Payı
Kaynak: http://www.oecdlibrary.org/docserver/EducationataGlance2016/, (24.02.2016).
320 Özlem Çakmak, “Eğitimin Ekonomiye Ve Kalkınmaya Etkisi”, Dicle Üniversitesi, Ziya Gökalp Eğitim
Fakültesi Dergisi, 2008, c. 8, S. 25, s. 58. 321 Gonca Güngör, “Türkiye’de Eğitimin Finansmanı ve Ülkeler Arası Bir Karşılaştırma” Yönetim Ve
Ekonomi Dergisi, 2013, c. 4, S. 21, s. 64.
Ülkeler 2000 2005 2006 2007 2008 2014 2015
Almanya 4.4 4.5 4.4 4.4 4.5 5.0 5.1
Danimarka 8.2 8.3 7.9 7.8 7.6 8.7 8.5
İngiltere 4.9 5.0 5.4 5.3 5.4 5.4 5.3
Finlandiya 6.0 6.3 6.1 5.9 6.1 6.8 6.7
Fransa 6.0 5.6 5.6 5.6 5.6 5.8 5.6
Hollanda 4.5 5.4 5.4 5.2 5.1 5.1 5.2
AB Ortalaması 4.9 5.0 5.0 4.9 5.0 5.4 5.4
Türkiye 2.9 4.3 4.2 4.7 3.2 4.1 4.3
123
5.2.1.2. Eğitim Yönetiminde Sadeleşmeye Gidilmesi ve Bürokrasinin Azaltılması
Ülkemizde eğitim alanında, çok ciddi stratejik örgütlenme hataları bulunmaktadır.
Çünkü Türkiye’de eğitim denildiğinde birbirinden bağımsız ve habersiz kurumlar akla
gelmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Kredi ve Yurtlar Kurumu ilk
akla gelen kurumlardandır. Kamunun her alanında olduğu gibi, eğitim alanındaki bu çok
başlılık da çok büyük kaynak, zaman ve gayret israfına sebep olmaktadır. Bu problemin
çözümü eğitimi, her türlü düşüncenin üstünde ve ülkenin var oluş sebebi olarak görüp tek
çatı altında toplamaktır.322
Eldeki kısıtlı kamu kaynaklarının verimli kullanılması girişimciliğin arttırılmasında
çok önemlidir. Örneğin ülkemizin ihracatını arttıracak ve stratejik öneme sahip havacılık ve
uzay mühendisliği, genetik kimya, yapay zeka gibi alanlarda öğretim elamanı bulmada
sıkıntılar yaşanırken, önemini yitirmiş alanlarda ihtiyaç fazlası bir çok öğretim elamanı
bulunmaktadır. Ayrıca eğitim bir bütün olduğu için sürecin başından sonuna kadar sadece
bir kurumun sorumlu olması planlama ve uygulamada büyük kaynak ve zaman tasarrufu
sağlayacaktır. Eğitim yönetiminde sağlanacak bu sadelik ile, girişimcilik eğitimi adeta bir
kültür halinde ana okulundan üniversitelere kadar yaşanması daha kolay hale gelecektir.
5.2.1.3. Milli Eğitim Politikalarının Girişimciliği Teşvik Etmesi
Dünya’ya farklı açıyla bakmak, çevrenin kendisine dayattığını kabul etmeme, pozitif
düşünme aslında girişimciliğin esasını oluşturmaktadır. Her insan, esasında zeki ve pozitif
doğar, fakat aile, çevre, eğitim ile bireyin kişiliği şekil alır ve toplumun istemediği bazı
özellikler zaman içerisinde törpülenmektedir. Farklı düşünmeyen veya düşünemeyen
toplumların, yeni buluşlar ortaya koyması, öncü ülke olması, patent sayısını, girimci
sayısını ve niteliğini arttırmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir. Çünkü aynı
sebeplerin aynı sonuçları doğurması bir hayat kanunudur. Yani, hep aynı şekilde düşünen
insanların farklı çözümleri görmesi mümkün değildir. Örneğin küresel ısınma normal bir
bakış açısıyla bakıldığında felaket iken, girişimci bakış açısı ile bakıldığında güneşten daha
fazla enerji sağlanabileceği için fırsatlar barındırmaktadır.323
322 Gedikoğlu, a.g.m., s. 75. 323 Gökhan Özkul, “Girişimcilik Teorileri ve Girişimcilik Tipleri”, Süleyman Demirel Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta, 2008, s. 163.
124
İnsanlar Dünya ve kendi yaşantıları ile ilgili kesin yargılara sahip olduklarında
aslında, hayata dair olan hususlara da dar bir pencereden bakmak zorunda kalırlar. Örneğin
sütün rengine beyaz dememizin sebebi, doğduğumuz andan itibaren çevre, aile veya eğitim
sistemi tarafından bize, sütün renginin beyaz olduğunun öğretilmesi ve dikte edilmesidir.
Belki bundan yüz yıl sonra renk kavramının değişmesi ile beraber sütün rengine beyaz
denilmesi mümkün olmayacaktır.324
Ülkemizde eğitim sistemi, politikaları ile aynı düşünen değil, farklı düşünebilen,
sorgulayan, analitik düşünebilen, sorumluluk alan ve girişimci ruha sahip insanlar
yetiştirmeyi hedeflemelidir.
Girişimcilik kültürünün, toplumun tüm tabanına ve yaş gruplarına yayılması
hedeflenmelidir. Örneğin genç girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılması için, temel
eğitim safhalarındaki okullara öğrencilerin temel eğitim ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde
kooperatifler kurulup, öğrencilere çok küçük sermaye karşılığında bu kooperatiflerden hisse
verilip dönem sonunda da elde edilen kar, eldeki hisse oranında bu genç girişimcilere
dağıtılmalıdır. Bu örneğin uygulanması ile hem çocuk yaştaki insanların girişimci olması
sağlanabilecek, hem de bu çocukların kendilerine olan güvenin arttırılabileceği
değerlendirilmektedir.325
5.2.1.4. Eğitim Sisteminin Bireylerin Merak Duygusunu Teşvik Etmesi
Dünya’nın en büyük teknoloji şirketi kabul edilen Apple’ın kurucu ortaklarından
Steve Jobs, eğitim hayatını anlatırken “Daha önce karşılaşmadığım tarzda bir otoriteyle
karşılaştım ve hoşuma gitmedi. Ve beni az kalsın yeneceklerdi. Tüm merakımı
öldürmelerine ramak kalmıştı” demiştir.326 Steve Jobs okul hayatında çok başarılı olmasa da
Apple gibi bir efsaneyi ortaya çıkarmayı başarmıştır. Apple şirketi incelendiğinde
girişimcilik açısından çok çarpıcı sonuçlara ulaşılmaktadır. Şirket iki serbest girişimci
tarafından, devletten destek almadan kurulmuş ve bugünlere gelmiştir. Apple 2015 yılında
98.000 çalışanı ile piyasa değeri 700 milyar dolara ulaşmış ve 170 milyar dolar kar elde
324 Kaya, a.g.e., s. 89. 325 Bozkurt, a.g.m., s. 225. 326 Isaacson Walter, Steve Jobs, Bkz Yayıncılık, İstanbul, 2014, s. 12.
125
etmiştir.327 Bu rakamlar Türkiye için çok çarpıcıdır. Çünkü ülkemizin borsada işlem gören
tüm şirketlerinin değeri 312 milyar dolar olup, en değerli sanayi şirketi olan Tüpraş 6.244
çalışanı ile piyasa değeri ise 2015 itibarı ile 6 milyar dolardır.328
Sonuç olarak okul hayatında uyumsuz, birazda resmi otoriteye başkaldıran
öğrenciler hemen sindirilmeye ve tek model düşünmeye zorlanmamalıdır. Aksine çocuk ve
öğrencilerin soru sormaları teşvik edilmeli merak hisleri törpülenmemelidir. Sorunun, farklı
renk ve sesin olmadığı yerde gelişiminde mümkün olamayacağı tüm toplum, özellikle
eğiticiler tarafından bilinmelidir.329
5.2.1.5. Üniversitelerin Genç Girişimciliği Teşvik Etmesi İçin Alması Gereken
Tedbirler
Üniversitelerin mezun ettiği her öğrenci, eğitimin sonunda Dünya ile rekabet
edebilecek donanımlara sahip olmalı ve yetiştiği bu topraklara değer katmalıdır. Bu
gerçekleştirilemez ise üniversite öğrencilerinin, günümüzde olduğu gibi ne yazık ki
KPSS’ye mecbur olacakları değerlendirilmektedir. Devletin yıllık istihdam edeceği memur
sayısı belli olduğu için, üniversite mezunlarının hepsinin kamu bünyesinde istihdam edilip
ülkenin refah seviyesinin arttırılması mümkün görünmemektedir. Ülkemizin gençlerini
mutlu kılıp refah seviyesinin attırılmasının yolu gençlerin girişimci haline gelmesinden
geçtiği değerlendirilmektedir. 330 İşte bunun için üniversite bünyesinde, sıralanan tedbirlerin
alınmasının önemli olduğu değerlendirilmektedir.
5.2.1.5.1. Girişimci Niteliğinin ve Sayısının Artmasında Üniversite Neden Önemlidir?
Bir ülkede yüksek teknoloji istihdam girişimciliğini tetikleyebilecek tek kurum
üniversiteler olduğu bilinmektedir. Çünkü başarılı bir Tekno Girişim için bir araya gelmesi
gereken 4 hammadde olan teknoloji, girişimci, destek sistemi, finansman arasından en
önemli üçü üniversitede mevcuttur. Yeni teknolojileri üretebilmek için gereken temel ve
uygulamalı araştırma üniversitelerin ana işlevleri arasındadır. Üniversite dışında hiçbir
327 http://www.bloomberght.com/1671403-in-piyasa-degerleri-/, (12.01.2016). 328 http://www.tupras.com.tr/detailpage.tr.php?lPageID=7122, (12.02.2016). 329 Türk Eğitim Derneği, a.g.e., s. 25. 330 Öneren, a.g.t., s. 27.
126
kurum üniversite ile karşılaştırılabilecek miktar ve kalitede araştırma üretemeyeceği
bilinmektedir. Özellikle mühendislik, tıp ve tasarım gibi fakülteler ciddi miktarda yeni
teknoloji üretme potansiyeline sahiptirler. Beceri ve yetkinlikleri gelişmiş, iyi eğitimli,
kendi araştırmasını uygulamaya çevirebilecek kalifiye personel en fazla üniversitelerde
mevcut olduğu değerlendirilmektedir. Uygulamalı araştırmanın ekonomiye doğrudan
katkıda bulunacak bir girişime dönüşebilmesi için gereken destek sistemi, yani laboratuar,
kütüphane, iş geliştirme merkezi, kalifiye araştırmacı ve geliştirmeciler, mentörler yine
çoğunlukla üniversitede bulunmaktadır. Bu üç hammadde bir araya geldiğinde ve iyi bir iş
fikri girişime dönüşmeye başladığında gereken finansman kaynağını bulmak güç değildir.
Yani üniversite üzerine düşeni iyi yaparsa, akıllı paranın üniversiteden çıkan projeleri bulup
fonlayacağı değerlendirilmektedir. Fakat ne yazık ki, üniversitelerimiz bu alanda üzerlerine
düşen görevi yeterince yerine getirememektedir.331
Girişimcilik Türkiye’nin önündeki birkaç ekonomik alternatiften birisi değil,
ülkemizin ekonomik kalkınmasını sürdürülebilir kılmanın tek yolu olduğu
kıymetlendirilmektedir. Bu yüzden ülkemizdeki üniversitelerin bir an önce girişimci
üniversitelere doğru dönüşmeye başlaması, ülkemizin ekonomi alanındaki stratejik
hedefleri için çok önemli olduğu değerlendirilmektedir.332
5.2.1.5.2. Dünya’da Genç Girişimciler ve Üniversite İlişkisi
Dünya’da üniversite tarihini 3 kuşağa bölmek mümkündür. Birinci kuşak
üniversiteler, Bologna Üniversitesi ile 12. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Amaçları geçmişin
bilgi birikimini korumak ve kilisenin doktrinine itaati öğretmek idi. Bu üniversiteler sadece
yazar, hukukçu, din adamı gibi profesyonelleri yetiştirirdi. Ortaçağ sonrasında tüm
kurumlarla birlikte üniversiteler üzerinde de değişim baskıları oluştu. Veba salgını sonrası
ekonomik diriliş, yaygınlaşan kitap basımı, coğrafi keşifler, rönesans, reform, hümanizm,
ve Fransız Devrimi deneye dayalı modern bilimi doğurdu. Bu baskılar sonucu 19. yüzyılda
Humbolt Üniversitesi ile sorgulayarak doğayı keşfetmeyi ve bilimsel ilerlemeyi hedefleyen
araştırma üniversitesi ortaya çıktı. İkinci kuşak üniversiteler profesyonellerin yanında
araştırmacı da yetiştiriyorlardı. Dünya’nın büyük bir hızla değiştiği 20. yüzyılda ise,
331 Gürak, a.g.e., s. 150-151. 332 Cansız, a.g.t., s. 112.
127
eğitimin kitleselleşmesi, çok disiplinli ve disiplinler arası araştırma projelerinin ortaya
çıkması, artan araştırma maliyetleri, küreselleşme, endüstri ile işbirliği gibi baskılar sonucu
üçüncü kuşak üniversiteler ortaya çıkmıştır. Bu üniversiteler ise, yaptıkları araştırmalar ile
buldukları yenilikleri teknolojiye dönüştürerek kendi bünyelerinde Tekno Girişimciliğin
gelişmesini sağlamışlardır.333
Bu üniversitelere en güzel örneği Amerika’da Massachusetts Institute of Technology
ve Stanford, İngiltere’de ise Cambridge oluşturmaktadır. Bu üniversitelerin çevresinde
girişimcilik mahalleleri, hatta kentleri oluşmaya başlamıştır. Boston-Cambridge bölgesinin
Dünya’da kilometrekare başına en çok girişimciye, patente ve girişim sermayesine sahip
olmasının nedeni ise Massachusetts Institute of Technology’dir. 2014 itibarı ile Stanford
Üniversitesi çalışan ve mezunlarının kurduğu şirket sayısı 39.900’e ulaşmıştır. Aralarında
Google, Nike, Cisco, Hewlett-Packard, Charles Schwab, Yahoo, Gap, VMware, İDEO,
Netflix, ve Tesla’nın da bulunduğu bu şirketlerde 5.4 Milyon kişi çalışmaktadır. Bu
şirketlerin yıllık toplam cirosu 2.7 Trilyon Dolardır, yani Türkiye’nin yıllık milli gelirinin
nedeyse dört katıdır. Bu tabloya göre, 120 yıllık bir üniversite özellikle son 30 yıldaki
girişimcilik atılımları ile 600 yıllık bir Dünya İmparatorluğu üzerine kurulmuş 90 yıllık bir
Cumhuriyetin sahip olduğu ekonomik büyüklüğün 4 katını tek başına oluşturmayı başardığı
görülmektedir.334
Türkiye’de oluşturulacak girişimci bir üniversitenin en büyük görevi, öğrencilerin
zihinsel dönüşümünü sağlamak olmalıdır. “Dur-sus-otur” ile yetiştirilmiş öğrencilerin
çevrelerine eleştirel bir gözle bakıp ve fırsatları görebilmelerinin mümkün olmadığı
bilinmektedir. Bu dönüşümü sağlayabilmek için öncelikle, üniversitelerin olabildiğince
özgür alanlar olması ve eleştirisel düşünmenin teşvik edilmesi gerekmektedir.335
5.2.1.5.3. Üniversitenin Verdiği Eğitimin Ülkenin ve İçinde Bulunduğu Bölgenin
Kalkınma Stratejisi İle Uyumlu Olması
Türkiye’de üniversiteler, eldeki sınırlı kamu kaynaklarını en verimli şekilde
kullanmak için ülkenin kalkınma hikâyesi ile uyumlu şekilde hareket etmelidir. Üniversite
333 Yardımcı, a.g.m., s. 160. 334 Yusuf Shahid, Üniversiteler Ekonomik Büyümeye Nasıl Katkıda Bulunur, Elif Yayın Evi, İstanbul,
2011, s. 122-125. 335 Yazıcı, a.g.e., s. 122.
128
bünyesinde açılan fakülte, bölümler ve buralarda verilen eğitim, ülkenin ihtiyaç alanlarına
cevap vermelidir. Örneğin, ülkemizin kalkınmada stratejik hedefi yüksek teknolojik ürünler
ile fark oluşturmak ise, üniversitelerin tekstil sektörünü ana uzmanlık alanı olarak
belirlemesinin uygun olmadığı değerlendirilmektedir. Bunun yerine üniversiteler teknoloji
yoğun işlem ve ürünlere önem vererek, Türkiye ve Dünya’daki teşviklerden mutlaka gerekli
payı almalıdırlar.336
5.2.1.5.4. Şirketleşmenin Teşvik Edilmesi
Günümüzde üniversitelerin, sadece öğrencilerini mezun edip daha sonrası için
planlama yapmayıp risk almaması kabul edilebilir bir durum değildir. Üniversiteler
bünyelerindeki Teknokentler ve diğer araçlarla öğrencilerin eğitimleri esnasında şirket
kurmasını, hesaplı risk almasını teşvik etmelidirler. Örneğin, bir üniversitenin beden
eğitimi, maliye, reklam ve bilgisayar bölümünde öğrenim gören öğrencileri bir araya
gelerek, tur rehberliği veya doğa sporları alanında faaliyet gösteren bir şirket kurması teşvik
edilmelidir. Çünkü şirketin tanıtım ve reklamı için reklam ve bilgisayar bölümünde,
faaliyetlerin icrası için beden eğitimi bölümünde, mali işlemler için maliye bölümünde
okuyan öğrenciler, gerekli işlem ve faaliyetleri, üniversitedeki eğitimleri ile eş zamanlı
olarak kolaylıkla yerine getirebileceği değerlendirilmektedir.337
Üniversite’de eğitim gören öğrencilere, alanlarında başarılı genç girişimci ve şirket
sahipleri tarafından konferansların verilmesi sağlanmalıdır. Böylece her üniversitelinin
eğitimi bitmeden önce, kendi şirketini veya işini kurması hedeflenmelidir.
5.2.1.5.5. Patent, Marka, Faydalı Model ve Endüstriyel Tasarım Belgesi Alımının
Teşvik Edilmesi
Ülkemizin Dünya’nın gelişmiş ülkeleri ile arasındaki farkı kapatmasında, en hızlı ve
maliyeti düşük yollarından biride sahip olduğu patent, marka, faydalı model ve endüstriyel
tasarım tescil sayısını artırmasıdır. Gelişmiş ülkelerin fikri mülkiyet hakları konusunda
bilinçli ve kararlı adımlar attığı görülmektedir. Ayrıca bu ülkeler sahip oldukları patent,
336 Kardaş, a.g.t., s. 128. 337 Shahid, a.g.e., s. 155.
129
marka, endüstriyel tasarım ve faydalı model belgelerini başta Avrupa, Amerika olmak üzere
Dünya üzerindeki önemli otoritelere onaylatmak için gerekli çabayı göstermektedirler.
WIPO (World Intellectual Property Organization) Dünya çapında düşünce ve projeleri
güvence altına almaktadır. Tablo 5.9 WIPO’nun 2014 yılı faaliyet raporuna göre
hazırlanmıştır. Ülkelerin patent pastası içinden aldıkları pay Tablo 5.9’da görülmektedir.338
Tablo 5.9. Dünya Patent Ofisinin 2014 Yılı Patent Başvuru Verileri
Kaynak: http://ipstats.wipo.int/, (11.03.2016).
Tablo 5.9 incelendiğinde ülkemizin patent fakiri olduğu anlaşılmaktadır. Bu
Tablonun değiştirilmesi için tüm eğitim ve öğretim kurumlarında patent seferberliği
başlatılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
5.2.1.5.6. Üniversite İle Sanayi İlişkilerinin Yeni Bir Anlayışla Tekrar Ele Alınması
Ülkemizde yanlış algılardan biride üniversitelerin sadece eğitim, öğretim merkezleri
olduğu ve endüstri ile sıkı bir temasa geçerse kendi değerlerinden ödün vereceği anlayışıdır.
Bu varsayım birçok açıdan sorunludur, çünkü günümüzün dinamik Dünya’sında hiçbir
üniversitenin kurumsal olarak hayatın sadece eğitim ve öğretim bölümünde bulunma ve
diğer alanlardaki görev ve risklerden kaçınma lüksü bulunmamaktadır. Aksine Dünya
örneklerinde olduğu gibi sosyal hayatın ve iş hayatının içinde olması kaçınılmaz bir durum
338 Shahid, a.g.e., s. 165.
Ülkeler Patent Başvuru Sayısı Yıl
ABD 509.521 2014
Japonya 465.971 2014
Almanya 179.506 2014
İtalya 29.288 2014
Fransa 72.310 2014
Türkiye 5.170 2014
130
olduğu değerlendirilmektedir. Genç girişimci sayısının artması için üniversiteler, endüstri
ile herhangi bir astlık, üstlük kompleksine girmeden sıkı temas ve ortaklıklar kurmalıdır.339
Üniversite sanayi ilişkileri vazgeçilmezdir. Dünya’nın her yerinde, kamu görevlileri
ve üniversiteler, Stanford, Massachusetts Institute of Technology ve Kaliforniya
Üniversitesi örneklerinden derin etkilenmişlerdir. Asya ve Avrupa’daki pek çok ekonomist
bu örnekleri çoğaltmaya çalışmaktadır. Özellikle Çin, Malezya, Singapur ve Tayvan gibi
sanayileşmiş ülkeler üniversiteleri, kendilerini orta gelire sahip ülkelerdeki rakiplerinin
önünde yer almalarını sağlayacak teknolojik ilerlemenin araçları olarak görmeye
başlamışlardır.340
5.2.1.5.7. T-Modelli ve Yüksek Sentez Gücüne Sahip Öğrencilerin Mezun Edilmesi
Çağımızın modern Üniversiteleri öğrencilerin sadece kendi alanları ile ilgili teknik
eğitim almalarının yeterli olmadığını çok iyi kavramış durumdadırlar. Girişimci sayısının
arttırılıp ve öğrencilerin, hayallerindeki düşüncelerini realize etmeleri için ekonominin ve
sosyal hayatın farklı disiplinleri hakkında da bilgi sahibi olmaları gerektiği
değerlendirilmektedir.341
Ayrıca günümüzün bilişim teknolojileri sayesinde teknik bilgi, mevzuat, sayısal
bilgilere sahip olmak çok önemli değildir. Sadece teknik verileri bilmek veya sahip olmak
fark oluşturmaya yetmemektedir. Fark oluşturmak, girişimci olmak, başarılı proje ve
ürünler için yüksek sentez gücüne sahip olunması ve bireyin kendisinden ruh katmasının
önemi son dönemlerde daha çok anlaşılmaktadır.342
5.2.1.6. Ar-Ge ve İnovasyona Önem Verilmesi
Sürdürülebilir ekonomik büyüme rakamlarına ulaşmak isteyen ülkelerin, özellikle
1990’lı yıllardan itibaren Ar-Ge’ye, stratejik planlarının merkezinde bir rol yükledikleri ve
bu yaklaşımın meyvelerini orta ve uzun vadede topladıkları bilinmektedir. Nitekim Ar-
Ge’ye ciddi yatırımlar yaparak bilim, teknoloji ve sanayide önemli yol kat etmiş ülkeler,
339 Yazıcı, a.g.e., s. 205. 340 Shahid, a.g.e., s. 20. 341 Bozkurt, a.g.e., s. 57. 342 Özkaşıkcı, a.g.e., s. 123.
131
ilgili dönemde küresel rekabet güçlerini gözle görülür ölçüde arttırmışlardır. Bu çerçevede,
söz konusu ülkelerin ağırlıklı bir kısmının, yüksek gelirli ekonomiler arasında yer alması da
tesadüf değildir.343
Türkiye’de bilim ve teknoloji alanında çalışanların payına bakıldığında, 2006
yılında %18.9 olan payın 6 yıl içerisinde %23.4 seviyesine yükseldiği görülmektedir.
Toplam istihdamın da ilgili yıllar arasında artmaya devam ettiği göz önüne alındığında, bu
gelişme oldukça olumlu olarak değerlendirilmelidir. Nitekim veriler, 2006 yılında 3.2
milyon kişi olan bilim-teknoloji istihdamının 2012 itibariyle 4.8 milyona çıktığına, bir
başka deyişle yüzde 50 artış kaydettiğine işaret etmektedir. Ayrıca, OECD ülkelerinde aynı
oranın yüzde 25 civarlarında seyrettiği düşünüldüğünde, Türkiye’nin oldukça iyi bir yol kat
ettiği anlaşılmaktadır.344
Türkiye’nin 2023 hedefleri çerçevesinde, Dünya’da ilk 10 ekonomi arasına girmesi,
500 milyar dolar ihracat yapması ve orta gelir tuzağı riskinden korunmak için bundan
sonraki dönemde yeni hamlelere ihtiyacı vardır. Bu yeni hamlelerin ise, Türkiye’nin rekabet
gücünü ve verimliliği arttıracak, genç girişimci potansiyelini değerlendireceği unsurları
içermelidir. Bu bağlamda, verimliliğin motor gücü olan Ar-Ge konusunda atağa geçmek,
Türkiye için önümüzdeki dönemin en stratejik hareket noktası olmalıdır. Nitekim Ar-Ge,
inovasyon ve büyüme arasındaki güçlü nedensellik ilişkisi, ekonomi teorisinde vurgulandığı
gibi, bugün yüksek gelirli ekonomi statüsü edinmiş ülkeler bazında da açıkça
gözlenmektedir. Bu nedenle, küresel rekabetin arttığı mevcut ortamda, rekabet gücü
kazanmak için Ar-Ge ve ileri teknolojiye dayalı üretime geçilmesi sürdürülebilir büyüme
için zorunlu hale geldiği bilinmektedir.345
5.2.2. Girişimci ile Girişimciyi Destekleyen Kurum ve Kuruluşlar İçin Ortak Platform
Kurulması
Ülkemizde girişimciliğin desteklenmesinde temel problemlerden birisi de, girişimci
ile girişimciliği destekleyen kişi veya kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği
bulunmasıdır. Girişimciliğin desteklendiği bazı alanlarda teşvik ve yardımlar fazla iken bazı
343 Erdal Karagöl, “Yeni Ekonomi Ar-Ge ve İnovasyon”, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı
Dergisi, 2014, c. 3, S. 14, s. 7. 344 Kızılca, a.g.e., s. 55-56. 345 Karagöl,a.g.m., s. 29.
132
alanlarda hiç destek bulunmamaktadır. Ayrıca destek sağlanan bazı sektör ve alanlarda,
teşvikten faydalanmak isteyen çok fazla girişimci bulunurken bazı alanlarda ise istenen
başvuru sayısına ulaşılamamaktadır. Bu problemlerin temel sebebi ekonomik aktörler ile
girişimci arasında güncel ve sağlıklı bir koordinasyonun olmamasıdır. Koordinasyon
probleminin en aza indirilip, sınırlı kamu kaynaklarının etkili bir şekilde kullanılması için,
kamu güvencesinde girişimci ile girişimciliği destekleyen kişi ve kuruluşlar arasında
güncel, güvenilir, sağlıklı ve hızlı bir irtibatın kurulması gerekmektedir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sayılan mahsurları gidermek ve fikir
aşamasından büyüme aşamasına kadar olan süreçte bir girişimcinin ihtiyacı olabilecek
güncel bilgi, tecrübe, yönlendirme sağlayan ortak ve bağımsız bir portal oluşturulmasını
“Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı 2015-2018” içerisine dahil etmiştir.346
5.2.3. Tekno Girişimciliğin Teşvik Edilmesi
Ülkemizde Tekno Girişimciliğin kabul gören tek bir tanımı yoktur. Örneğin Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın mevzuatına göre Tekno Girişimcilik, yüksek eğitimli ve
nitelikli kişilerin teknolojik, yenilikçi ve geniş istihdam sağlama potansiyeline sahip
girişimcilik faaliyeti olarak tanımlanırken; bir başka görüşe göre ise Tekno Girişimci,
öngörü ve sezme yeteneği ile pazar yaratma ve geliştirme becerisine sahip, teknoloji
geliştirebilen ve inovasyon yönetimine hakim olan girişimcidir. Yapılan değişik
tanımlamalara rağmen Tekno Girişimcinin diğer girişimci modellerinden farkı teknoloji
alanında yüksek eğitimli olması ve iyi bir öngörüye sahip olmasıdır. Günümüz Dünya’sında
Tekno Girişimcilerin içinde bulundukları ülkelere sağladığı en büyük avantaj, küçük
sermayeler ile yüksek istihdam ve değer oluşturabilmeleridir. Örneğin en büyük sosyal
ağlarından biri olan Facebook için Mark Zuckerberg tarafından ilk üç ay içerisinde 85.000
Dolar masraf yapılmasına rağmen şirketin 2015 sonu itibarı ile değeri 220 milyar Doları
geçmiştir.347
Türkiye’de girişimci profili incelendiğinde, girişimlerin %41.3’ü hizmet sektöründe,
%39.9’u perakende ve ticaret sektöründe olduğu görülmektedir. Türkiye’de 2015 yılı
346 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı 2015-2018,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2015, s. 35. 347 Yelkikalan-Akatay, a.g.m., s. 521.
133
ihracat rakamlarına göre, toplam ihracatın içerisinde, ancak %4.44 oranında yüksek
teknolojili ürünler bulunmaktadır.348 Bu veriler göz önünde bulundurulduğunda girişimci
adaylarının çoğunluğunun hizmet veya perakende seçtiği görülmektedir. Türkiye gibi genç
ve dinamik bir nüfusa sahip ülkenin, teknolojiyi stratejik bir alan olarak görmesinin,
belirlenen hedeflere ulaşması için önemli avantajlar sağlayacağı değerlendirilmektedir.
5.2.4. Fikri Mülkiyet Haklarını Düzenleyen Mevzuatın İşler Hale Getirilmesi
Türkiye’de Fikri ve Sınai Hakları başta, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini
Koruma Kanunu, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde
Kararname, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ve
555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ile
güvence altına alınmıştır. Yazılı mevzuat açısından ciddi bir sıkıntı olmamakla beraber
Fikri ve Sınai Hakların koruması ile ilgili başlıca problemleri, toplumda yeterli
farkındalığın olmaması, kanunların uygulanmasında güçlüklerin bulunması ve yeni hak
türleri ile ilgili sıkıntıların çözümünde mevzuatın yetersiz kalması oluşturmaktadır.
Girişimcilik açısından konu ele alındığında temel sıkıntı, bir çok zorluklar yaşanılarak
ortaya çıkarılan fikir, ürün veya projenin, günümüzün teknolojik imkanlarının da katkısı ile
kolayca taklit edilebilmesi veya doğrudan çalınmasıdır.349
Uluslararası Ticaret Odasının 2015 raporuna göre, Türkiye’deki taklitçilik ve korsan
piyasasının değeri 5.7 ila 9.6 milyar ABD Dolarına denk gelmektedir. Korsan ve taklit
ürünler yüzünden ülkemiz yıllık en az 2.4 milyar ABD Doları ve 135.000’den fazla iş
kaybedilmektedir.350 Fikri ve Sınai Hakları’nın güvence altına alınabilmesi için
Fikri ve Sınai Haklar ile ilgili davalara bakacak uzman mahkeme sayısının
arttırılması
Girişimciler tarafından elde edilen yasal hakların, uluslararası platformlarda
korunması ve oralarda da tescil edilmesi için kamunun gerekli desteği vermesi
348 Bilim, Sanayi ve Teknolji Bakanlığı, a.g.e., s. 29. 349 http://www.tpe.gov.tr/TurkPatentEnstitusu/commonContent/TpeLaws/, (02.10.2015). 350 Kızılca, a.g.e., s. 123.
134
Kolluk güçlerinin gerekli eğitimleri alması ve kendi içerisinde gerekli
koordinasyon tedbirlerinin arttırılması
Fiyatı belli oranın altında olan ürünlerin piyasadan toplanması ve yasal
yaptırımların ağırlaştırılması
Taklitçilik, korsan ve emek hırsızlığının ekonomik ve sosyal alanda
oluşturduğu tahribat ile ilgili toplumun bilinç seviyesinin arttırılması
gibi tedbirlerin alınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
5.3. Türkiye’de Genç Girişimci Sayısını, Niteliğini Arttırmak İçin Aile ve Topluma
Düşen Görevler
Toplumun en küçük yapısı ailedir. Aile yapısı güçlü toplum ve ülkeler gerçek
mutluluğu yakalayabilirler. Bireyin şüphesiz hayat boyu kullanacağı en temel bilgiler ailede
öğrenilir. Aileden özellikle de anneden öğrenilen bilgilerin, tavır ve davranışların ömür
boyu unutulması mümkün değildir.351 Çalışmanın bu bölümünde genç girişimciliğin
arttırılması için aile ve topluma düşen görevler incelenmiştir.
5.3.1. Televizyon İzlemeye Sınırlama Getirilmesi
Günümüz insanının en büyük problemlerinden biride zamanı etkin şekilde
kullanamamasıdır. Bu problem ailede ebeveynlerin, çocuk ve gençlere yeteri kadar vakit
ayırmaması olarak kendini göstermektedir. Ailedeki her çocuk aslında genç girişimci
adayıdır. Küçük yaşlardan itibaren aileler çocuklarına yeteri kadar vakit ayırmalı, öğretici
oyunlar oynanmalı ve onların girişimci yönleri ortaya çıkarılmalıdır.352
Dünya’nın en büyük teknoloji şirketinin kurucusu Steve Jobs’un çocukluk dönemi
ile ilgili anılarında, evlerinin garajında babası ile ortak çalışmalar yaptıklarını, babasının
daha çok mekanik kendisinin ise elektronik ile uğraşmaktan zevk aldığını söylemiştir. Steve
Jobs ailesi ile ilgili söylediği şu sözler tesadüfen girişimci olunamayacağını ortaya
koymuştur. “Annem de babam da benimle ilgileniyorlardı. Özel olduğumu hissedince epey
351 Doğan Cüceloğlu, Başarıya Götüren Aile, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2014, s. 27. 352 Adem Güneş, Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar, Nesil Yayınları, İstanbul, 2012, s. 91.
135
sorumluluk duymuşlardı. Bana bir şeyler öğretmenin, beni daha iyi okullarda okutmanın
yolunu buluyorlardı. İhtiyaçlarımı karşılamak istiyorlardı”353
Türkiye’de günde ortalama dört saatin üzerinde televizyon izleyen çocukların oranı
06-10 yaş grubunda %12 iken, 11-15 yaş grubu çocuklar da bu oran %11.6’dır. 06-10 yaş
grubu çocuklarda en çok izlenen program türü %93.8 ile çizgi film iken 11-15 yaş grubu
çocuklar tarafından en çok izlenen program türü ise %76.8 ile film ve dizilerdir.354 Ülkemiz
ile Avrupa’nın gelişmiş ülkesi Fransa kıyaslandığında sonuçlar iç açıcı değildir. Çünkü
Fransa’da 4 yaşın altındaki çocukların televizyon izlemesi tamamen yasak olup çocuklar
belirli bir yaşa kadar televizyonu ancak ebeveynlerinin kontrolünde izleyebilmektedirler.
Günlük televizyon izleme oranı ise 2 saat dolayındadır. Ayrıca ülkemizde çocukların %82'si
istedikleri programı istedikleri saatte seyredebildiği görülmektedir.355
Aşırı televizyon izlemenin, özellikle gençlerin ve çocukların sosyal, bedensel,
zihinsel gelişimi üzerine birçok olumsuz etkisi vardır. Genç girişimci adayı tüm çocuklar ve
gençler televizyona karşı korunmalı ve sosyalleşecekleri, keşfedecekleri ve dinlenecekleri
alternatif aktiviteler aileler tarafından gençlere sunulmalıdır.356
5.3.2. Toplum ve Ailenin Gençlerin Yenilikçi Yönlerini Teşvik Etmesi
Türk aile yapısı genelde aşırı korumacı ve hatalara karşı fazla tolerenslı değildir.
Gençlerin ve çocukların uygulayacağı en iyi ve kalıcı öğrenme yöntemlerinden biri de
deneme yanılma yoludur. Bu öğrenme sürecinde telafisi mümkün olmayan durumlar hariç
gençlere ve çocuklara hata yapma fırsatı verilmelidir. Toplum ve aile gençlere kendi
doğrularını öğretmek için aşırı zorlayıcı metotlardan kaçınmalıdır. Çünkü toplum olarak
hali hazırda uğraştığımız problemler geçmişin çözümleridir.357
Örneğin, okul sırasında oturan çocuğun çizdiği resimde bulutu kırmızı renkte
göstermesine hemen olumsuz tepki verilip çocuğun merak ve yenilikçi yönü yok
edilmemelidir. Özellikle gençlerin doğruları ve başarıları ön planda tutulmalıdır. Sınav
353 Walter, a.g.e., s. 12. 354 http://www.rtuk.org.tr/Home/SolMenu/6608# istatistik/, (14.08.2015). 355 Nilay Etiler, “Televizyon Kanallarındaki Programların Aile Yapısına Etkisi Yönünden İncelenmesi”,
Türkiye Halk Sağlığı Dergisi, 2015, c. 12, S. 26, s. 123. 356 Cüceloğlu, a.g.e., s. 59. 357 Ahmet Maraşlı, Evde Okul, Okulda Kalite, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2012, s. 264.
136
kâğıdındaki yanlışlar küçük daire içine alınırken doğrular daha büyük daireler içine
alınmalıdır.358
5.3.3. Anne ve Babaların Belli Dönemlerde Rehberlik Hizmeti Alması
Toplumun en küçük yapı taşı olan aile, ne kadar eğitimli ve donanımlı olursa
toplumda o kadar geleceğe güvenle bakabilir. Doğan her çocuğun yetişen her gencin ilk rol
modelleri her zaman en yakınındakilerdir. Bunlarda genelde birinci derece arabalık bağı
bulunan kişilerdir.359
Çocuk yetiştirilirken profesyonel kişilerden yardım almak çocuğun veya gencin
ileride girişimcilik yönünü mutlaka olumlu etkileyecektir. Hepsi birer girişimci adayı olan
çocukların, yaşları ile orantılı olarak sorumluluk almasına ve planlama yapmasına ailelerce
imkân sağlanmalıdır. Örneğin ilköğretim dördüncü sınıfta eğitim gören çocuğa, harçlık
günlük değil haftalık verilmelidir, böylece çocuğun bir hafta gibi bir süreyi ekonomik
olarak planlaması sağlanmalıdır.360
Aile içinde anne ve baba, gençlerin hata yapmasına karşın sabırlı olmalı, yapılan
hatanın hemen cezalandırılması yoluna gitmemelidirler. Yapılacak cezalandırmalar bireyin
özgüvenini uzun vadede olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır. Aksine telafisi mümkün
olan konularda hata yapmak, aslında en iyi öğrenme metotlarından biridir.361
Ev içerisinde televizyon, internet, vb. araçların kullanımı minimize edilerek ailece
daha fazla ve kaliteli zaman geçirilmelidir. Çocukların yenilikçi,girişimci yönleri ortak
paylaşım ve oyunlarla ortaya çıkarılıp daha etkili öğrenme sağlanmalıdır.362
Her evin aynı zamanda okul olduğu ve olabileceği anne ve babalar tarafından bilinip
bu avantaj değerlendirilmelidir.
358 Güneş, a.g.e., s. 94. 359 Cüceloğlu, a.g.e., s. 12. 360 Maraşlı, a.g.e., s. 30. 361 Cüceloğlu, a.g.e., s. 77. 362 Güneş, a.g.e., s. 11.
137
SONUÇ
Dünya’nın adeta küresel köy haline geldiği günümüzde, gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkeler için girişimcilik yükselen bir değerdir. Çünkü sadece devlet kaynakları ile
toplumların, ekonomik refah seviyelerinin arttırılıp mutlu kılınmasının mümkün olmadığı
anlaşılmaktadır. Gelişmiş ülkeler özellikle son dönemlerde istihdam ve kalkınma
hedeflerine, sahip oldukları girişimci insanların niteliğini ve sayısını arttırarak ulaşmaya
çalıştıkları görülmektedir. Dünya’daki ekonomik yarışta Türkiye’nin en büyük
avantajlarından birisi eğer çağın gerektiği eğitim ile donatabilirse genç nüfusudur. Birçok
kişi girişimciliğin önündeki en büyük engelin sermaye ve hammadde olduğunu
düşünmektedir. Halbuki Dünya üzerinde hali hazırda siyasi ve ekonomik güç dağılımına
bakıldığında bunun doğru olmadığı açıkca görülmektedir. Çünkü çok büyük yer altı
kaynaklarına sahip ülkelerin, günümüzde fiilen işgal altında veya yabancı şirketlerin adeta
yönetimi altında olduğu bilinmektedir. Aksine girişimciliğin önündeki en büyük engeller,
alt yapı eksiklikleri, yetersiz eğitim ve kültürel problemlerdir. Girişimcilik açısından
çağımızın en stratejik hammaddesi iyi eğitilmiş insan beynidir.
Tarih boyunca girişimciliğin değişik tanımları yapılmış olması ile beraber
girişimcilik için yapılan bu tanımlar içerisinde ortak olan kriterler, girişimcilerin yaratıcı,
yenilikçi, risk alabilmeleri, programlı hareket etmeleri ve fırsat odaklı olmalarıdır.
Girişimciler, içinde bulundukları toplumda diğer insanlardan farklı düşünmeleri, pratik
olmaları, değişen şartlara hızlı uyum sağlamaları ve kriz dönemlerinde fırsatları görmeleri
ile ayrılmaktadırlar.
Tarihi kaynaklar incelendiğinde ise Türk insanının, Osmanlı Devleti zamanından
beri girişimcilik konusunda başarılı olamadığı görülmektedir. Bu başarısızlık veya
isteksizliğin en önemli sebebini kültürel faktörlerin oluşturduğu değerlendirilmektedir.
Çünkü, Türk insanının tarih boyunca elde silah düşmana karşı savaşmayı, ticaret veya
diğer ekonomik alanda faaliyet göstermeye tercih ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle
Anadolu topraklarında girişimcilik faaliyetleri de daha çok Türk olmayan unsurlar
tarafından yerine getirilmiştir. Atatürk döneminde toplumda girişimci sınıf oluşturulmaya
çalışılmış fakat yeterince başarılı olunamamıştır. Bu başarısızlığın, ülkedeki sermayenin
ve iyi eğitilmiş insan gücünün yetersiz olmasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir.
138
Ülkemizde genç girişimciliğin yaş aralığına, kamu ve sivil toplum tarafından farklı
bakılmaktadır. Örneğin Maliye Bakanlığı genç girişimci yaş aralığını, 18-29 olarak
tanımlarken, Türkiye Genç Girişimci İş Adamları Derneği 20-45, Isparta Genç İş Adamları
Derneği 20-49 olarak tanımlamıştır. Yapılan bu çalışmada, günümüz teknoloji ve bilgiye
erişim imkanları göz önünde bulundurulduğunda, 15-49 yaş aralığındaki kişilerin genç
girişimci olarak görülmesinin daha uygun olacağı kıymetlendirilmiştir.
Son yıllarda Dünya’da ve ülkemizde girişimcilik, daha da özelinde genç
girişimcilik kalkınmada stratejik alan olarak belirlenmiştir. Türkiye’de genç girişimciler,
hayata geçirmek istedikleri projeleri için öncelikle yurt içinde kamu, özel ve sivil toplum
kuruluşlarından, yurt dışından ise başta Avrupa Birliği olmak üzere değişik kaynaklardan
destek bulabilmektedirler. Ülke içinde genç girişimcilere sağlanan desteklerde son
yıllarda artış olmakla beraber gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında, sağlanan desteklerin
yeterli olmadığı değerlendirilmektedir.
Yapılan çalışmanın çıkış noktasını, Türkiye’de genç girişimciliğin önünde engel
var mıdır? Var ise bu engel veya engellerin nasıl aşılacağı konusu oluşturmuştur.
Türkiye’de genç girişimciliğin önünde engel var mıdır? Sorusuna cevap arandığında çok
çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Birincisi, icra edilen KPSS sınavlarına her yıl lisans
ve önlisans mezunu gençlerin %80 üzerindeki bir kısmı başvuru yapmaktadır. Ancak
sınava katılan bu gençlerin ancak %0.80’ni herhangi bir kamu kadrosuna
yerleştirilebilmektedir. Kamu kadroları sınırlı olduğu için KPPS’ye giren gençlerin, henüz
sınav başlangıcında %99 üzerindeki kısmının kamu kadrosuna yerleştirilemeyeceği, yani
başarısız olacağı matemetiksel bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. İkincisi,
toplumda istihdam probleminin esas çözüm noktası genel olarak kamu kadroları
görülmektedir. Üçüncü olarak Dünya Ekonomik Forumunun hazırladığı 2015 Dünya
Girişimcilik Endeksi göre, Türkiye sıralamaya tabi tutulan 144 ülke içinde kendisine ancak
28’inci sırada kendisine yer bulmuştur. Ulaşılan bu sonuçlar göz önünde
bulundurulduğunda Türkiye’de genç girişimciliğin önünde ciddi engeller olduğu
değerlendirilmektedir.
Ülkemizde genç girişimciliğin önündeki engeller incelendiğinde, aslında
prolemlerin esas kaynağı üç ana grupta toplanmaktadır. Bunlar sırasıyla devlet, girişimci
adayı ve toplumdur. Genç girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılamasında devlet
139
kaynaklı en temel problem kamu yönetimi alanındadır. Ülkemizde kamu yönetimi
alanında, son yıllarda gözle görülür iyileşmeler olsada, vatandaşın devlet için varlığını
sürdürdüğü anlayışı etkisini devam ettirmektedir. Oysa kadim Türk yönetim anlayışını,
mutlu vatandaş, güçlü devlet temel ilkesi oluşturmaktadır. Bu temel paradigma hatasının
yanında kamu alanında eğitim altyapısı ve vizyon eksikliği, bürokrasinin hızlı işlememesi,
teşvik miktarının ve politikalarının yetersizliği gibi diğer problemlerin genç girişimciliğin
önünde ciddi engeller teşkil ettiği düşünülmektedir. Genç girişimcilerin bireysel
eksiklikleri ise başta eğitim ve özgüven olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplum ve bununla
irtibatlı kültür problemlerin temelini ise, toplumda beraber iş yapma kültürünün
olmaması, girişimcilik konusunda farkındalık seviyesinin düşük olması ve
kurumsallaşmaya gerekli önemin verilmemesinin oluşturduğu değerlendirilmektedir.
Türkiye’de genç girişimci sayısının ve niteliğinin arttırılması için öncelikle genç
girişimci seferberliği başlatılmalı ve ülkemizin en büyük milli güç unsurlarından olan
genç nüfus harekete geçirilmelidir. Genç girişimci sayısının ve bundan daha da önemlisi
niteliğinin arttırılması için başta bizzat genç girişimcinin kendisi olmak üzere kamu
kurumları, toplum ve aileye önemli görevler düşmektedir. Genç girişimcilerin, bireysel
zaafiyetleri içinde eğitim önemli bir yer tutmaktadır. Genç girişimcilerin, yabancı dil
yeterliliğinin olmaması veya İngilizce dışında farklı bir dili bilmemesi ciddi bir eksiklik
olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin Türkiye’nin 2015 yılı ihratcat rakamları
incelendiğinde en çok ihracat yapılan 10 ülkenin içinde sadece 2 ülkenin resmi dilinin
ingilizce olduğu görülmektedir. Yine bireysel alt yapı kapsamında genç girişimci adayları
güncel teknoloji ve sosyal ağları iyi bir şekilde kullanabilmelidir. Çünkü internetin
sağladığı imkanlar ile beraber Dünya küresel pazar haline dönüşmüştür. Dünya E-ticaret
rakamları incelendiğinde Türkiye’nin bu alanda gelişmiş ülkelere göre daha hızlı
büyüdüğü görülmektedir. Genç girişimciler sanal Dünya’nın kendilerine sağlayacağı
avantajları iyi kullanmalıdırlar. Genç girişimci adayları kendi ilgi alanlarının dışındaki
sahalarda en az yüzeysel seviyede, kendi uzmanlık alanlarında ise derinlemesine bilgi,
birikim ve tecrübeye sahip olmalıdırlar yani “T” modelli bir girişimci olmaya gayret
göstermeleri gerektiği kıymetlendirilmektedir.
Devlet yönetimi seviyesinde genç girişimci sayısı ve niteliğinin arttırılması için
öncelikle modern kamu yönetimi benimsenmelidir. Bunun için devlet yönetim
140
mekanizmasının, vatandaşa hizmet edecek ve onu mutlu kılacak şekilde yeniden
düzenlemesi gerekmektedir. Yönetim alanında temel paradigma değişimine gidildikten
sonra başta eğitim ve teşvik politikları değiştirilmeli ve geliştirilmelidir. İnsani
gelişmişlik seviyesinin arttırılması için kamu, ekonomik alanda daha çok eğitici, teşvik
edici, bireyin haklarını koruyucu, düzenleyici ve denetleyici rol oynamalıdır. Ülkemizde
adeta kemikleşmiş problem haline gelen istihdam probleminin sınırlı kamu kaynak ve
kadroları kullanılarak çözülmesi mümkün olmadığı bilinmektedir. Bunun yerine iyi bir
temel ve yüksek eğitim almış, Dünya ile rekabet edebilecek kabiliyet ve vizyona sahip
bireyler yetiştirmenin, kamu için hedef olması gerektiği değerlendirilmektedir.
Türkiye’de eğitim alanında istenilen dönüşümü sağlamak için GSMH içinden
eğitime daha çok pay ayrılmalıdır. Eğitime ayrılan kaynak bakımından Türkiye Avrupa
Birliği ile kıyaslandığında, GSMH içinde eğitime ayrılan pay Avrupa Birliği’nde ortalama
%5-6’dır. Türkiye’ de ise gerçekleşme payı %4 civarındadır. Bu verilere göre Türkiye’nin,
eğitim için ayırdığı kaynağın Avrupa Birliği’nin çok gerisinde olmadığı görünse de gelişmiş
ülkeler ile arasındaki fark göz önünde tutulduğunda ayrılan kaynağın yetersiz olduğu ve
daha çok kaynak ayrılması gerektiği görülmektedir.
Kamu seviyesinde atılması gereken önemli diğer bir adım ise, fikri ve sınai mülkiyet
hakları alanında gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır. Bu kapsamda, hali hazırdaki
kanunlara işlerlik kazandırmak, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım ve marka sayısını
arttırmak, ekonomide kayıt dışılığı ve haksız rekabeti engellemek bu alanda ilk ele alınması
gereken konulardır. Günümüz Dünya’sında özellikle patent ve marka savaşları
yaşanmaktadır. Çünkü gelişmiş birçok ülke, istihdam ve refah problemlerini girişimciler eli
ile çözüme kavuşturmakta ve bireyin fikri mülkiyet haklarını, hem kendi sınırları içerisinde
hem de uluslararası platformlarda ciddi olarak korumaktadır. TPE ve WIPO raporları
incelendiğinde, patent ve diğer fikri haklar konusunda, Türkiye’nin gelişmiş ülkelere göre
çok geride, hatta patent fakiri sayılabilecek bir ülke olduğu açıkça görülmektedir.
Ülkemizde patent ve marka seferberliği başlatılarak, değerli fikir ve projeler kayıt ve
koruma altına alınıp uluslararası alanda da yerli patent ve markalar savunulmalıdır. Aksi
takdirde özgün proje ve küresel markaları olmayan Türkiye’nin, takipçi ülke olmaktan
öteye gitmesi mümkün değildir.
141
Girişimciliğin arttırılmasında üniversitelerin yeri çok farklı ve önemlidir. Çünkü tüm
gelişmiş ülkelerde üniversiteler sadece teknik konuların öğrencilere ezberletildiği yerler
değildir. Aksine gelişmiş ülkelerde üniversiteler değişimin ve gelişimin adeta dinamosu
konumundadırlar. Üniversiteler ülkemizde takipçi değil öncü projelerin ve gelişimin
kaynağı olabilmesi için, yüksek sentez gücüne sahip, özgüveni yüksek, olaylara eleştirisel
bakabilen, öngörü sahibi, taklitçi değil özgün düşünebilen, zamanı yönetebilen, en az bir
yabancı dili iyi seviyede, tercihen ikinci yabancı dili ise sosyal ilişki kurabilecek şekilde
bilen ve en önemlisi yakın çevresine, ülkesine karşı sorumluluk hisseden bireyler
yetiştirmek durumundadırlar. Üniversiteler, bilimsel ve siyasi kaygılar yüzünden son yıllara
kadar ne yazık ki içinde bulunduğu toplum ve sanayi dünyası ile sıcak ilişki kuramamıştır.
Oysa gelişmiş ülkelerde üniversiteler, hem içinde bulundukları toplum, hem de sanayi
dünyası ile bilimsel değerlerden taviz vermeden sıcak bağlar kurup ortak projelere imza
atmıştır. Son yıllarda ülkemizde de üniversiteler ile sanayi dünyası arasında Teknoloji
Geliştirme Merkezleri ve Teknokentler eli ile ortaklıklar kurulmaya başlandığı
görülmektedir.
Türkiye’de genç girişimci gücünü ortaya çıkarmada en önemli sorumluluklardan biri
de şüphesiz ailelere düşmektedir. Çünkü her insan için aile, eğitimin başladığı ilk yerdir,
birey bu eğitim kurumunda ne kadar iyi eğitilirse, toplum ve devletler geleceğinden o
oranda emin olabilmektedirler. Aile içinde öncelikle anne ve babaların eğitimli olması,
çocukların Anadolu aile yapısı ile büyütülmesi esas olmalıdır. Bunun aksine popüler kültür
ile televizyon karşısında ve tamamen endüstriyel gıdalar ile genç neslin yetiştirilmesi asla
kabul edilebilir bir durum değildir. Ailelerin, çocuklarının girişimci ruha sahip olmaları
için, onların eğitimi ile özel olarak ilgilenmesi ve bu kapsamda önce ebeveynlerin,
kendisini geliştirmesi, zamanın ruhuna ayak uydurması, iyi bir kitap okuyucusu ve sosyal
sorumluluk sahibi olması önem arz etmektedir. Ancak Dünya kitap basım oranları ve
televizyon izleme oranları incelendiğinde, Türkiye’de aileler ve toplumun kitap okumak
yerine televizyon izlediği açıkça görülmektedir. Sürekli televizyon izleyen ve sorgulamayan
toplumdan girişimci hikayelerinin de fazla çıkmasının mümkün olmadığı bilinmektedir.
Ayrıca toplumda girişimciliğe karşı mesafeli bir duruş bulunmaktadır. Girişimcilik yerine
az ama garanti olan devlet imkanları, toplumun çoğunluğu tarafından tercih edilmektedir.
Aile ve toplum girişimcilik konusunda ön yargılarından arınıp gençleri cesaretlendirip
beraber iş yapma konusunda teşvik edici olması gerektiği değerlendirilmektedir.
142
Sonuç olarak kısa bir tarih okuması yapıldığında, aslında Türkler Dünya’nın en
girişimci milletleriden biridir. Atalarımız, büyük Osmanlı Devleti ile çağ açıp çağ
kapatmış ve bütün Dünya’nın bitti dediği yerden küllerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti
gibi geleceğin süper güç adayı bir devlet kurmayı başarmıştır. Hali hazırda yaşanılan
ekonomik ve sosyal problemlerin aslında altı ayda bitirilmesi, yıllık büyüme rakamlarında
%10 ve üzeri oranların yakalanmasının bu büyük millet için hayal olmadığı
düşünülmektedir. Ayrıca 2023 ve 2071 yılı hedeflerine ulaşılabilmesi için, ülkemizin
tarihi, siyasi, ekonomik, kültürel potansiyelinin harekete geçirilip, sahip olunan genç
girişimci, sayısının ve niteliğinin arttırılması gerektiği değerlendirilmektedir.
143
KAYNAKÇA
Kitaplar:
Açma, Bülent, Girişimcilik, İstanbul, Lisans Yayınları, 2007.
Afra, Sinan, Dijital Pazarın Odak Noktası E-Ticaret, İstanbul, TÜSİAD Yayınları, 2016.
Akyol, Taha, Mezhep ve Devlet, İstanbul, Doğan Yayıncılık, 2007.
Alıcı, Akın, Hayata Yönveren Öyküler, İstanbul, Epsilon Yayıncılık, 2008.
Altuntaş, Baybars, Otobüsten İndim Bmv’ye Bindim, İstanbul, Destek Yayın Evi, 2012.
Ateş, M. Rauf, İnovasyon Hayat Kurtarır, İstanbul, Doğan Kitap Yayınları, 2007.
Aydoğan, Metin, Türkiye Üzerine Notlar 1923-2005, İzmir, Umay Yayınları, 2005.
Baltaş, Acar, Üstün Başarı, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1999.
Barutçugil, İsmet, Bilgi Yönetimi, İstanbul, Kariyer Yayıncılık, 2002.
Barutçugil, İsmet, Yöneticinin Yönetimi, İstanbul, Kariyer Yayıncılık, 2006.
Belen, Ertuğrul-Demirkaya, Taylan, Girişimciliğin Altın Kuralları, İstanbul, Optimist
Yayınevi, 2015.
Bilici, Nurettin, Türkiye ve Avrupa Birliği, İstanbul, Seçkin Yayınları, 2012.
Bird, Barbara, Entrepreneurial Behavior, İllinois, Foresman Company, 1998.
Boratav, Korkut, 75 Yılda Çarklardan Chip’lere, İstanbul, Tarih Vakfı Yayınları, 1999.
Bozkurt, Özlem, Dünyada ve Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi, Ankara, Detay Yayıncılık, 2011.
Brezeal, Deborah, The Genesis of Entrepreneurship, Newyork, Entrepreneurship Theory and
Practice, 1993.
Bridge, Simon, Understanding Enterprise, London, Macmillan Pres Ltd., 1998.
Cüceloğlu, Doğan, Başarıya Götüren Aile, İstanbul Remzi Kitabevi, 2014.
Cüceloğlu, Doğan, Savaşçı, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1999.
Çandar, Cengiz, Mezopotamya Ekspresi, İstanbul İletişim Yayınları, 2012.
Çavdar, Tevfik, Türkiye Ekonomisinin Tarihi 1900-1960, Ankara, İmge Kitabevi, 2003.
Çelik, Adnan, Girişimcilik Kültürü ve Kobiler, Ankara, Nobel Yayınları, 1998.
Çetin, Birol-Çevil, Osman, Cumhuriyet Dönemi Şirketleşme Tarihi, Ankara, Siyasal Kitabevi,
2005.
Çokgezen, Murat, Türkiye’de Devlet, Girişimcilik ve Yerel Kalkınma, İstanbul, İTO Yayınları,
2010.
Doğan, Mustafa, Kurumsal Yönetim, Ankara, Siyasal Yayınevi, 2007.
Doğaner, Aysan, Yeni Nesil Girişimci, İstanbul, Sistem Yayıncılık, 2006.
Dünya Bankası Grubu, Türkiye Ülke Programının Görünümü, İstanbul, Dünya Bankası
Yayınları, 2015.
144
Erkiletlioğlu, Hatice, Dünyada ve Türkiye’de Ar-Ge Faaliyetleri, İstanbul, Türkiye İş Bankası
Yayınları, 2015.
Eroğlu, Nadir, Türkiye’de İktisat Politikalarının Gelişimi 1923-2003, Ankara, Bilgi Yayınevi,
2004.
Eyüboğlu, Dilek, Girişimciliğin Geliştirilmesi, İstanbul, Milli Prodütivite Merkezi Yayınları,
2004.
Genç, Nurullah, Yönetim ve Organizasyon, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2012.
Güneş, Adem, Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar, İstanbul, Nesil Yayınları, 2012.
Güney, Semra, Girişimcilik, Ankara, Siyasal Kitabevi, 2008.
Gürak, Hasan, Ekonomik Büyüme ve Küresel Ekonomi, İstanbul, Ekin Kitabevi, 2009.
Gürüz, Demet, Yönetim ve Organizasyon, İstanbul, Nobel Yayınevi, 2009.
Hisrich, Robert- Michael, Peter, Entrepreneurship-Starting , Developing and Managing a New
Enterprise, New York, Irwin Publishing, 1995.
İnan, Afet, Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyetinin Birinci Sanayi Planı 1933, Ankara,
Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1972.
İraz, Rıfat, Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve Kobiler, Konya, Çizgi Kitabevi,
2005.
Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, 2014-2015 Türkiye Kamu Harcamaları Değerlendirme
Raporu, İstanbul, Kamu Harcamalarını İzleme Platformu Yayınları, 2016.
Karluk, Rıdvan, Cumhuriyet’in ilanından Günümüze Türkiye’nin Ekonomisi’nde Yapısal
Dönüşüm, İstanbul, Beta Basım Yayım, 2004.
Kaya, Nusret, Alt Beyin’in Deşifresi , İstanbul, Destek Yayınevi, 2006.
Kepenek, Yakup- Yentürk, Nurhan, Türkiye Ekonomisi, İstanbul, Remzi Kitabevi, 2001.
Kızılca, İrem, Takipçi Ülkeler, Piyasa Yapıcı Ülkeler ve Küresel Entegrasyon, İstanbul, Tepav
Yayınları, 2015.
Kongar, Emre, İmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, İstanbul, Cem
Yayınevi, 1978.
Köni, Hasan, Dev Türkiye, Cüce Türkiye, İstanbul, Hayy Kitap Yayınevi, 2010.
Kuruç, Bilsay, Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi, Ankara, Bilgi Yayınevi, 1987.
Küçük, Orhan, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Ankara, Seçkin Yayınları, 2005.
Lambing, Peggy, Entrepreneurship, New Jersey, Prentice Hall, 1997.
Long, Wayne, The Meaning of Entrepreneurship, Newyork, American Journal of Small
Business, 1983.
Marangoz, Mehmet, Girişimcilik, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2012.
Maraşlı, Ahmet, Evde Okul, Okulda Kalite, İstanbul, Remzi Kitabevi, 2012.
Marden, O. Sweet, Fırsatı Yakalayın, çev. Hilmi Bilginer, İstanbul, Hayat Yayınları, 2009.
Mary, Coulter, Entrepreneurship in Action, New Jersey, Published by Prentice Hall, 2001.
145
Mert, İ. Sani, Cesaret Yönetimi, İstanbul, Hayat Yayıncılık, 2007.
Müftüoğlu, Tamer-Durukan, Tülin, Girişimcilik ve Kobi’ler, Ankara, Gazi Kitabevi, 2004.
Müftüoğlu, Tamer, Girişimcilik, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Web-Ofset Tesisleri, 2010.
Özakman, Turgut, Diriliş, Ankara, Bilgi Yayınevi, 2008.
Özbey, Funda, Türk Sanayileşme Sürecinde Bütünleştirilmiş Strateji, İstanbul, İmaj Yayınevi,
2004.
Özdemir, Şennur, MÜSİAD, İstanbul, Vadi Yayınları, 2015.
Porter, Michael, Rekabet Stratejisi, İstanbul Sistem Yayıncılık, 2009.
Prag, C. Mirgam Van, Willigness and Opportunity To Start up As An Entrepreneur, Netherlans,
MPG Boks Ltd., 2005.
Sabuncuoğlu, Zeyyat, Zaman Yönetimi, İstabul, Ezgi Kitabevi, 2002.
Sayın, Meral, Yerel Kalkınma Modeli Olarak GAP-GİDEM, Ankara, T.C. Kalkınma Bakanlığı
Yayınları, 2010.
Seeling, Tina, İnovasyon, İstanbul, Kuraldışı Yayınevi, 2010.
Sexton, Donald, The Art and Science of Entrepreneurship, Massachuset, Bollinger Publishing
Company, 1986.
Shahid, Yusuf, Üniversiteler Ekonomik Büyümeye Nasıl Katkıda Bulunur, İstanbul, Elif Yayın
Evi, 2011.
T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, Türkiye –AB Mali İşbirliği, Ankara, Rehber Yayınları, 2014.
T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Girişimcilik Stratejisi ve Eylem Planı 2015-
2018, Ankara, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Yayınları, 2015.
T.C. Ekonomi Bakanlığı, Yatırım Teşvik Sistemi Yıllık Değerlendirme Raporu, Ankara, T.C.
Ekonomi Bakanlığı Yayınları, 2015.
Tabakoğlu, Ahmet, Türk İktisat Tarihi, İstanbul, Dergah Yayınları, 2003.
Tekin, Mahmut, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Ankara, Detay Yayınevi, 2004.
Tokgöz, Erdinç, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi, Ankara, İmaj Yayınevi, 2004.
Tutar, Hasan, Girişimcilik, Ankara, Detay Yayıncılık, 2014.
Türk Eğitim Derneği, Türkiye’de İlköğretim Sistemi Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri,
Ankara, Adım Yayınları, 2012.
Türk, Eylem, TÜSİAD Patronlar Kulubü, İstanbul, Alfa Yayınevi, 2012.
Türkdoğan, Orhan, Osmanlıdan Günümüze Türk Toplum Yapısı, İstanbul, Çamlıca Yayınları,
2004.
Ünal, Mesud, 21.yy’da Değişim, Yönetim ve Liderlik, İstanbul, Beta Yayın A.Ş, 2012.
Walter, Isaacson, Steve Jobs, İstanbul,Bkz Yayıncılık, 2014.
Yazıcı, Erdinç, Küreselleşme ve AB Sürecinde Eğitim Sistemi, Ankara, Eğitim-Birsen
Yayınları, 2010.
Yenal, Oktay, Cumhuriyet’in İktisat Tarihi, İstanbul, Homer Yayınevi, 2003.
146
Makaleler:
Ay, Sema, “Türkiye’de İstihdam Politikaları Üzerine Bir Değerlendir”, Celal Bayar
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, ss. 330-345.
Aytaç, Ömer, “İktisadi ve Sosyal Gelişme Açısından Girişimcilik”, Akademik Araştırmalar
Dergisi, 2005, ss. 70-91.
Baytal, Yaşar, ‘‘Demokrat Parti Dönemi Ekonomi Politikaları (1950-1957)’’, Ankara
Üniversitesi Türk İnkilap Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2007, ss. 541-560.
Bozkurt, Veysel, “KOBİ Girişimcilerinde Risk ve Belirsizlik Algıları: Bursa Örneği’’, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, ss. 41-60.
Börü, Deniz, “Girişimcilik Eğilimi-Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Üzerine Bir
Araştırma’’ Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, ss.
220-242.
Candan, Hakan, “Osmanlı’dan Günümüze Girişimcilik Serüvenine Dair Bir Değerlendirme”,
Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü Dergisi, 2013, ss. 150-
171.
Coşkun, Ali, ‘‘Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Türkiye Ekonomisi”, Atatürkçü Düşünce Dergisi,
2003, ss. 71-92.
Çakmak, Özlem, “Eğitimin Ekonomiye Ve Kalkınmaya Etkisi”, Dicle Üniversitesi, Ziya
Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 2008, ss. 53-80.
Elagöz, İsmail, “KOSGEB’in Girişimcilere Sağladığı Destekler”, Girişimcilik ve Kalkınma
Dergisi, 2015, ss. 152-181.
Elitaş, Cemal, “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin Verimlilik Açısından Değerlendirilmesi”,
Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, ss. 330-
345.
Ercan, Metin, “Küresel Şirket Ligi ve Türkiye”, http://www.radikal.com.tr/yazarlar/metin-
ercan/kuresel-sirket-ligi-ve-turkiye-1144719/, (05.01.2016) , ss. 4-25.
Erdal, Leman, “Türkiye’de Enerji Yatırımları ve İstihdam Yaratma Potansiyeli”, Adnan
Menderes Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2014, ss. 160-185.
Erdayı, Utku, “Dünya’da Genç İşsizlik Sorununun Çözümüne Yönelik Ulusal Politikalar ve
Türkiye”, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, ss.
142-168.
Etiler, Nilay, “Televizyon Kanallarındaki Programların Aile Yapısına Etkisi Yönünden
İncelenmesi”, Türkiye Halk Sağlığı Dergisi, 2015, ss. 110-125.
Gedikoğlu, Tokay, “Avrupa Birliği Sürecinde Türk Eğitim Sistemi: Sorunlar ve Çözüm
Önerileri”, Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2007, ss. 55-76.
Güngör, Gonca, “Türkiye’de Eğitimin Finansmanı ve Ülkeler Arası Bir Karşılaştırma” Yönetim
Ve Ekonomi Dergisi, 2013, ss. 40-75.
Kalabak, Ali Yasin, “Osmanlı’nın Son Döneminin Sosyo Ekonomik Buhranları ve Mali
Emperyalizm”, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve
Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2014, ss. 310-338.
147
Karagöl, Erdal, “Yeni Ekonomi Ar-Ge ve İnovasyon”, Siyaset, Ekonomi ve Toplum
Araştırmaları Vakfı Dergisi, 2014, ss. 4-35.
Koyucu, Berrin, “Küreselleşme ve Türk İşadamları Derneği: TÜSİAD Örneği”, Hacettepe
Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Dergisi, 2006, ss. 110-140.
Köse, Salih, ‘‘4 Ocak 1980 ve 5 Nisan 1994 İstikrar Programlarının Karşılaştırılması’’,
Planlama Dergisi, 2002, ss. 110-132.
Oktar, Suat-Varlı, Arzu, ‘‘İttihat ve Terakki Dönemi’nin Ulusal Bankası: Osmanlı İtibar-ı Milli
Bankası’’, Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2009, ss.
5-35.
Öneren, Melahat, “ İç Anadolu Bölgesindeki Genç Nüfusun Girişimcilik Eğilimleri Üzerine Bir
Araştırma”, Kırıkkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Girişimcilik ve Kalkınma
Dergisi, 2012, ss. 6-37.
Örücü, Edip, “Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna
Yükselmelerindeki Engeller: Balıkesir İli Örneği’’, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2007, ss. 112-139.
Paksoy, Sadettin, “ Bölgesel Kalkınmada Girişimciliğin Desteklenmesi”, Kilis 7 Aralık
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2010,
ss. 95-121.
Sağlam, Mustafa, “Avrupa Birliği Eğitim Politikaları ve Türk Eğitim Sistemi’ne Etkileri”,
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2011, ss. 98-114.
Soysal, Abdullah, “Türkiye’de Kadın Girişimciler: Engeller ve Fırsatlar Bağlamında Bir
Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2010, ss. 90-125.
Temel, A. vd., ‘‘Türk Ekonomisinde Yapısal Değişim (1946-1999)’’, Devlet Planlama
Teşkilatı Planlama Dergisi, 2012, ss. 90-115.
Turan, Zübeyir, “Dünyadaki ve Türkiye’deki Krizlerin Ortaya Çıkış Nedenleri ve Ekonomik
Kalkınmaya Etkisi”, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2011, ss. 55-78.
Ungan, Suat, ‘‘Yazma Becerisinin Geliştirilmesi ve Önemi’’, Erciyes Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2007, ss. 453-488.
Uzay, Şaban, “Türk Vergi Sistemi ve Teknoloji Geliştirme Teşvikleri” Erciyes Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2014, ss. 95-118.
Uzun, A. Kamil, “Kurumsal Risk Yönetimi ve İç Denetim’’, Önce Kalite Dergisi, 2012, ss. 15-
28.
Yaman, Nuri, “Türkiye’de Yatırım Teşviklerinin Bölgesel Belirleyicileri: Mekansal ve
İstatiksel Bir Analiz”, Ankara Üniversitesi Coğrafi Bilimler Dergisi, 2012, ss. 25-49.
Yardımcı, Atilla, “Üniversite Sanayi İşbirliğine Yeni Bir Bakış”, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015, ss. 151-175.
Yaşar, Öznur, “Girişimciliğin Genç Girişimci Adayları Perspektifinden Değerlendirilmesi”,
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, ss. 171-188.
Yelkikalan, Nazan-Akatay, Ayten, “Yeni Girişimcilik Modeli ve Yeni Nesil Girişimci Profili”,
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014, ss. 498-523.
148
Tezler:
Abdullaeva, Feruzahon, ‘‘Öğrencilerin Girişimcilik Özellikleri ve İş Değerleri’’,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Sakarya, 2007.
Arıkan, Sıdıka, “Girişimciliğin Önündeki Engellerin Çözüm Önerilerinin Tespiti”,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul, 2014.
Cansız, Emine, ‘‘Üniversite Öğrencileri Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesi”,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Isparta, 2007.
Çevik, Evrim, ‘‘Girişimcilerin, Girişimci Tipleri İle Çalışma Amaçları Arasındaki İlişki’’,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul, 2006.
Emre, Saliha, “Girişimcilik Kültürü Boyutlarının Malatya Uygulaması’’, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya, 2007.
Eştürk, Özlem, ‘‘Türkiye’de liberalizm: 1983-1989 Turgut Özal Dönemi Örneği’’,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, 2006.
Kardaş, Uğur, “Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Ar-Ge Vergi Teşvikleri”, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2009.
Kınaytürk, Zuhal, “1990 Yılından Sonra Yaşanan Ekonomik Krizlerin KOBİ’ler Üzerindeki
Etkileri”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2006.
Kızıltay, Emine,“Yöneticilerin Liderlik Tarzlarına Göre Girişimcilik Özelliklerinin
Belirlenmesi”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Afyon Kocatepe Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon, 2010.
Koç, E. Sinanoğlu, ‘‘Kadın Girişimciler Kavramı ve Serbest Meslek Mensubu Kadın
Girişimcilere İlişkin Konya İlinde Uygulamalı Bir Araştırma’’, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2005.
Özkul, Gökhan, “Girişimcilik Teorileri ve Girişimcilik Tipleri”, (Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2011.
Şahin, Esen, “Kadın Girişimciler ve Konya İli’nde Kadın Girişimciler Üzerine Bir Uygulama”,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Konya, 2006.
Topal, Mehmet, “Uluslararası Kuruluşların Teşviklere Bakışı ve Türk Teşvik Sisteminin Bu
Çerçevede Analizi”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Karadeniz Teknik
Üniversitesi, Trabzon, 2009.
Yasa, Bengü “1923’den Günümüze Girişimcilik”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, 2010.
149
İnternet Siteleri:
http://www.ab.gov.tr/avrupa/ birliği-mali işbirliği/, (16.08.2015).
http://www.anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/aile-isletmeleri-ve-kurumsallasma, (10.11.2015).
http://www.biltek.sanayi.gov.tr/sayfalar/tgb.aspx, (15.11.2015).
http://www.bloomberght.com/1671403-in-piyasa-degerleri-/, (12.01.2016).
http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistik, (15.01.2016).
http://www.gap.gov.tr/gap-nedir-sayfa-1.html/, (15.09.2015).
http://www.gbs.sanayi.gov.tr/Docs/GBS_Metaveri_WEB.pdf, (12.01.2015).
http://www.gencmusiad.org.tr/hakkimizda/, (05.01.2016).
http://www.igiad.org.tr/tuzuk.php, (16.01.2016).
http://www.isdb.org/irj/portal/anonymous/, (07.08.2015).
http://www.istatistik.yok.gov.tr/, (13.10.2015).
http://www.ito.org.tr/Rekabeti_Gelistirme/Kalkinma_Ajanslari.pdf/, (03.01.2016).
http://www.kagider.org.tr./ hakkimizda/, (05.08.2015).
http://www.kalkinma.gov.tr/Pages-Kalkinma-Ajansi-i.aspx, (12.01.2015).
http://www.kedv.org.tr/hakkimizda/, (01.10.2015).
http://www.kgf.com.tr/hakkimizda/, (01.10.2015).
http://www.kobias.com.tr/hakkimizda/, (01.11.2015).
http://www.kosgeb.gov.tr/Uploads/Documents/, (05.08.2015).
http://www.kumelenme.sanayi.gov.tr/Uploads/Documents/Templates, (16.10.2015).
http://www.maliye.gov.tr/Sayfalar/aspx?k=gençgirişimcilik, (16.01.2016).
http://www.musiad.org.tr/hakkinda/, (12.08.2015).
http://www.osym.gov.tr/belge/1-6304/arastirma-yayin-ve-istatistikler.html, (13.11.2015).
http://www.rtuk.org.tr/Home/SolMenu/6608# istatistik/, (14.08.2015).
http://www.sameks.org/sameks-hakkinda-kapsam-5.html, (05.07.2015).
http://www.sanayi.gov.tr/Pages.aspx?pageID=710&lng=tr, (12.01.2015).
http://www.serka.gov.tr/sayfa-187-tesvikler.html, (20.12.2015).
http://www.tcmb.gov.tr/kurlar/200112/31122001.html, (12.11.2015).
http://www.tdk.gov.tr/index.php?arama=gts&option=com_gts&kelime=girisimcilik,
(21.11.2015).
http://www.teb.com.tr/yatirimyap/piyasa-degeri, (12.01.2015).
http://www.teknolojitransferi.gov.tr/TeknolojiTransferPlatformu/common/AboutUs,
(15.09.2015).
150
http://www.teknoyatirim.sanayi.gov.tr/Uploads/Documents/Templates/Sorular.pdf,
(08.11.2015).
http://www.tobb.org.tr/ hakkimizda/, (05.01.2016).
http://www.tpe.gov.tr/TurkPatentEnstitusu/commonContent/TpeLaws/, (02.10.2015).
http://www.ttgv.org.tr/Ticarileştirme/e+Proje+Desteği, (12.10.2015).
http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/girisimcilik/ulusal-destek-programlari/icerik-2238
girisimcilik- ve-yenilikcilik-yarisma-programi, (11.01.2016).
http://www.tugiad.org.tr/komisyongirisimcilik, (02.05.2015).
http://www.tugiad.org.tr/tugiad-uye-olmak, (15.12.2015).
http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, (31.01.2016).
http://www.tupras.com.tr/detailpage.tr.php?lPageID=7122, (12.02.2016).
http://www.tusiad.org.tr/UstMenu, (12.08.2015).
http://www.tusiad.org/tr/calisma-alanlari#girisimcilik, (21.08.2015).
http://www.wipo.int/ipstats/en/statistics/country_profile, (15.01.2016).
http://www.worldbank.org/tr/country/turkey/, (04.03.2015).
Yazılı Mevzuat:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde 10.
Türk Medeni Kanunu, Madde 11.
151
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler :
Adı ve Soyadı : Harun ÇELİK
Doğum Yeri ve Yılı : Elazığ/1981
Medeni Hali : Evli
Eğitim Durumu :
Lisans Öğrenimi :1999-2003 Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü
Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi :
1.İngilizce - YDS 66,25
İş Deneyimi :
1. 1999-2016 TSK’nın çeşitli kademelerinde yöneticilik görevi yapmıştır.
Bilimsel Yayınlar Ve Çalışmalar :
1.